Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/hacli-seferleri-11-12-yuzyil.html/
Haçlı Seferleri 11.-12. Yüzyıl
10. ve 11. yüzyıllarda, kilise reformları, reformcu papalar ve yeni dini tarikatlarla Batı Avrupa’da dinsel yaşamda değişiklikler oluyordu.
Bu dinsel karışıklık evresi, 1095’te, Bizanslıların Selçuklulara karşı yardım istemesiyle doruğa çıktı.
Dinsel kurtuluş ümidi ve ganimet teşvikiyle çok sayıda şövalye, Müslümanlarla savaşmak üzere Doğu’ya doğru yola çıktı. Vahşet saçan kanlı bir seferin ardından Haçlılar, 1099’da, 7. yüzyıldan beri Arapların egemenliğinde olan Kudüs’ü fethettiler.
Doğu’da, Batı Avrupa modelini esas alan çok sayıda feodal devlet ortaya çıkarken. Haçlıların Suriye ve Filistin’deki devletlerini savunmak üzere pek çok Haçlı Seferi düzenlendi.
Neden ve Başlangıç
1071’den itibaren Selçukluların Ortadoğu’da yeni bir güç olarak belirmesiyle birlikte, Bizans imparatorluğu’nun varlığı ve Kutsal Topraklara ulaşan hac yolunun güvenliği tehlikeye girdi. Papa, 1095’te, kurtuluş ve günahların bağışlanması vaadiyle, Kudüs’ün “özgürleştirilmesi” için Haçlı Seferi başlattı. Prensler, şövalyeler ve halktan pek çok kişi bu çağrıya kulak verdi.
Kudüs’ün Düşüşü
Haçlılar, 1097’de Konstantinopolis’e vardı. Burada, Bizans imparatoruna bağlılık yemini ettiler. Selçuklularla çarpışmalarında kazandıkları zaferlerin ardından 1099’da Godefroi de Bouillon önderliğinde Kudüs’ü aldılar.
Haçlılar, kenti yağmaladı ve halkı topluca katletti. Üstelik fethedilen toprakları Bizans imparatorluğu’na vermeyip kendilerinin ruhani ve siyasi merkezi ilan ettikleri Kudüs Krallığı ile birlikte çeşitli devletler kurdular.
Haçlı Seferleri Kronolojisi
Avrupa’nın şövalyelik kültürünün güvenilir bir kurumu otan Haçlı Seferleri, Kutsal Topraklarda ve Avrupa’da meydan savaşlarında çarpışan Haçlıların oluşturduğu irili ufaklı Haçlı birliklerinin ortaya çıkmasıyla doğdu. Büyük seferler çok önem kazanmış, dolayısıyla Avrupa’nın önemli hükümdarlarının komutanlığında gerçekleştirilmişti.
1096-1099 I. Haçlı Seferi (Godefroi de Bouillon, Boulogne’lu Baudouin)
1147-1149 II. Haçlı Seferi (Fransa kralı VII. Louis, Alman imparatoru III. Konrad)
1189-1192 III. Haçlı Seferi (Friedrich Bar- barossa, Fransa kralı II. Philippe August, Aslan Yürekli Richard)
1202-1204 IV. Haçlı Seferi (Venedik dükü Enrico Dandolo)
1209-1229 Fransa’da Albi rafızilerine karşı Haçlı Seferi
1217-1221 V. Haçlı Seferi (Macar kralı II. Andras)
1226/1231 sonrası Alman Şövalye Tarikatı, Prusya ve Baltık yöresini fethetti ve Hıristiyanlaştırdı.
1228-1229 VI. Haçlı Seferi; imparator II. Friedrich
1248-1254 VII. Haçlı Seferi (IX. Louis)
1269-1270 VIII. Haçlı Seferi (IX. Louis)
1309 sonrası St. Jean Şövalyeleri, Akdeniz’de Müslûmanlara karşı Rodos veya Malta’dan savaştı.
Haçlı Seferlerinin Sonu 12.-15. yüzyıl
Haçlı devletlerinin hükümdarlarının pek nüfuzu yoktu. Dolayısıyla, 12. yüzyılda hacıların korunması ve hastaların gözetilmesi amacıyla kurulan şövalye tarikatları, askeri güçleriyle ve kendilerine bağışlanan zenginlikler ve imtiyazlarla büyük önem kazandılar.
Haçlılar, 12. yüzyılda, Selçukluları Ortadoğu’da bir süper güç olmaktan çıkaran Eyyubilerle sürekli savaştılar. Eyyubilerden sonra gelen Memlûkler, Haçlı Seferleri düzenleyen Hıristiyanları nihayet 1291’de Filistin’den çıkarmayı başardılar.
Clairvaux’lu Bernard
Müslümanlar, 1144’te bu bölgeleri yeniden fethedince, keşiş Clairvaux’lu Bernard, III. Haçlı Seferi çağrısında bulundu. Vaazlarıyla tüm Avrupa’ya haçlı seferi fikrini yaydı, ispanya ve Portekiz’deki Reconquista’yı, ayrıca Baltık bölgesindeki Hıristiyan olmayan halklara karşı ve Güney Fransa’daki Albi zındıklarına karşı Haçlı seferlerini destekledi.
Çocuk Haçlı Seferi
1212’de, dini fanatiklerin önderliğinde Güney Fransalı binlerce çocuk silahsız bir Haçlı Seferine başladı. Cenova’ya gelindiğinde, dindaşları, bu çocukların çoğunu Kuzey Afrika’daki Müslümanlara köle olarak sattılar.
Kayıplar
Müslümanların 1187’de Salaheddin Eyyubi önderliğinde Kudüs’ü yeniden fethetmesi üzerine başlatılan III. Haçlı Seferi amacına ulaşamadı, imparator Friedrich Barbarossa, Kutsal Topraklara giderken 1190’da Silifke’de boğuldu.
Fransa kralı II. Philippe ile İngiltere kralı Aslan Yürekli Richard ise birbiriyle anlaşmazlığa düştü. Philippe, Fransa’ya döndü ve Richard’ın topraklarına saldırdı; Richard esir alındı Kudüs ise, Müslümanların denetiminde kaldı.
Şövalye Tarikatları
Kutsal Topraklar kaybedilince bu tarikatlar gözünü Avrupa’ya dikti. Zengin tapınak şövalyeleri 1312’de Fransa krallarının çıkarlarına kurban gitti. St. Jean Şövalyeleri Tarikatı Akdeniz’de Müslümanlarla savaşmayı sürdürdü; Toton Şövalyeleri, Prusya’da, başkenti Marienburg olan bir Baltık devleti kurdu.
1 note
·
View note
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/napolyon-savaslari-viyana-kongresi-1806-1815.html/
Napolyon Savaşları ve Viyana Kongresi 1806-1815
Temmuz 1806’da 16 Alman devleti, Kutsal Roma-Germen imparatorluğu’ndan ayrıldı ve Ren Konfederasyonu’na katılarak Fransa’yla ittifak kurdu. Bu ittifak, Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu’nun sonu oldu. Napolyon’un baskısıyla, artık Avusturya imparatoru unvanıyla anılan imparator II. Franz tahttan çekildi. Fransa imparatorluğu’nun güçlendiği bu koşullarda bile, işgal edilen ülkelerde Fransız yönetimine karşı direnç giderek büyüdü. Profesyonel askerlerden ve yerel milislerden oluşan ulusal ordular, Napolyon’a karşı birleşti. Ren Konfederasyonu, Prusya ve Rusya koalisyonuna katıldı. Böylece bağımsızlık savaşları (Napolyon savaşları) başladı.
Napolyon’un yenilgisi sonucunda, Fransa’nın yeniden eski sınırlarına kavuştuğu Paris Antlaşması’na varıldı ve XVIII. Louis, Fransa tahtına çıktı.
Viyana Kongresi
Avusturya şansölyesi prens Klemens von Metternich (1773-1859) önderliğinde toplanan Viyana Kongresinde Avrupa devletlerinin toprakları yeniden düzenlenmeye çalışıldı. Fransa, işgal ettiği toprakları bırakmak zorunda kalırken, Rusya, Prusya ve Avusturya sınırlarını genişletti. Konfederasyon Yasasıyla Alman devletleri, Avusturya ve Prusya’nın denetimine girdi.
Waterloo Savaşı Mart
1815’te, Napolyon’un sürgüne gönderildiği Elba Adası’ndan kaçıp yeniden Fransa yönetimini ele geçirdiği dönem “Yüz Gün” dönemi olarak anılır. Napolyon’un dönüşüne hızla reaksiyon gösteren müttefik devletler, 1815’te Belçika’da Waterloo Savaşı’nda Napolyon’la karşı karşıya geldiler. Prusya mareşali von Blücher (1742-1819) ve İngiliz dükü Wellington (1769- 1852) Napolyon’un ordusunu bozguna uğrattılar. Napolyon, bu kez, 1821 ‘deki ölümüne Saint Helena Adası’na sürgün edildi. Yüz Gün sırasında kaçan Kral XVIII. Louis, Fransa’ya döndü ve yeniden tahta çıktı.
Napolyon Savaşları Kronolojisi:
Haziran 1806 Ren Konfederasyonu
Ağustos 1806 İmparator II. Franz unvanını bıraktı; Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu dağıldı.
Temmuz 1807 Fransa ile Prusya arasındaki Tilsit Barışı’yla Prusya, Elbe Nehri’nin batısındaki tüm topraklarını kaybetti.
Aralık 1812 Tauroggen Konvansiyonu; Prusya, Rusya’nın Napolyon’u yenmesi karşısında tarafsızlık ilan etti.
Şubat 1813 Kalisz Anlaşması; Napolyon’a karşı Prusya-Rusya ittifakı
Mart 1813 Rusya ve Prusya, Fransa’ya savaş ilan etti; Napolyon Savaşları başladı.
Ekim 1813 Leipzig Çarpışması
Mart 1814 Müttefikler Paris’i işgal etti ve Napolyon’u görevden aldı.
Eylül 1814-Haziran 1815 Viyana Kongresi
Haziran 1815 Alman devletleri, Konfederasyon Yasası’nı imzaladı.
Mayıs 1820 Nihai Senet’le Alman Konfederasyonu son halini aldı.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/ortacagda-fransa-843-1214.html/
Ortaçağda Fransa 843-1214
Capet hanedanı, Batı Frank Krallığı’nda Paris dükü sıfatıyla bir nüfuza sahipti. İlk Capet krallarının, toprakları, başlangıçta sadece Paris civarında küçük bir bölgeden ibaret olduğundan nüfuzları çok azdı. Kontlar ve dükler, Burgonya ve Akitanya’da olduğu gibi, kralın resmi vasallarıydı, ama krallığın gücüyle yarışacak büyüklükte topraklara sahiptiler. Kültürü ve diliyle kendine özgü olan Güney, genelde özerk kaldı. İngiliz kralları, aynı zamanda Normandiya dükleri ve Anjou kontları da olduklarından Fransa tahtı için mücadele ettiler. Fransa üzerindeki egemenliklerini, savaşlarla ve hanedan evlilikleriyle, 1214’teki yenilgilerine değin sürdürdüler.
Capet Hanedanı Norman istilalarına karşı kazandıkları zafer, Capetlere saygınlık kazandırdı. Hugues Capet, Batı Frank Karolenj hanedanının çöküşünün ardından, 987’de krallık tacını giydi. Yöresel soyluların ve dış güçlerin muhalefetine rağmen, Capetler, Paris çevresindeki île-de-France’daki küçük krallıklara hükmederken, sonunda, bütün Fransa’yı egemenlikleri altına aldılar. 1848’e kadar Fransa krallarını çıkaran bir hanedanı devrimlere rağmen korudular.
Akitanyalı Eleanor
1152’de Fransa kralından boşandıktan sonra, çağının en zengin kadın mirasçısı olan Akitanyalı Eleanor, İngiltere kralı ile evlendi. Böylece İngiltere kralı, Fransa’nın güneybatı kesiminin tamamını denetimi altına aldı.
Albi Haçlı Seferi
Albili zındıkların düalist öğretiyi savunan mezhebi (katharosçular), Fransa’nın güneyindeki Albi kentinde, soyluların himayesinde yayılmaya başladı. Yine de, 1198’de, Papa III. Innocentius tarafından zındık ilan edildi. Fransa kralları, bunu bahane ederek, 1209’dan itibaren düzenledikleri Haçlı Seferleriyle bu zengin Güney bölgesini zorla kendi denetimleri altına aldılar. Albi zındıkları, 1229’a kadar sindirilip yokedildi.
Bouvines Çarpışması
Hohenstaufenlerle ittifak kuran Fransa kralı II. Philippe Auguste, 1214’te Kutsal Roma-Germen imparatoru IV. Otto ile İngiltere kralı Yurtsuz Jolın’u yenilgiye uğrattı. Bu yenilgi, hem Welf hanedanının kaderini belirledi, hem de Ingiltere’nin Fransa’da sahip olduğu toprakları tamamen kaybetmesine yol açtı.
Ortaçağ’ın Sonlarında Fransa 1214-1515
Haçlı Seferleri sırasında çok saygınlık kazanmış olan kral Aziz Louis, Fransa’nın güneyini
tamamen ele geçirirken, torunu IV. Philippe (Güzel) de Fransız krallarının gücünü pekiştirdi. 1328’de baştaki Capet soyunun doğrudan bir vârisi kalmayınca Valois dalı başa geçti.
Valois kökenli krallar, 1453’te Yüzyıl Savaşları sona erdiğinde İngilizleri ülkeden
neredeyse tamamen çıkarmıştı. Fransa’nın nüfusu büyük oranda azalmıştı, ama yeniden yapılanma döneminin ardından Fransa yeniden Avrupa’da önemli bir güç haline geldi. XII. Louis, veraset yoluyla İtalya’da taşıdığı unvanlara dayanarak İtalya’ya askeri müdahalede bulundu. Avrupa kıtasında egemenlik kurma mücadelesinde Fransa’nın asıl rakibi, doğuya egemen olan Habsburglardı.
Yüzyıl Savaşları
Normandiya ve Arıjou-Plantagenet hanedanlarından gelen İngiltere kralları, Fransa krallarının en güçlü ve dolayısıyla en çok korktukları vasatlarıydı. İngiltere kralı III. Edvvard, IV. Charles’ın 1328’deki ölümünden sonra Fransa tahtı üzerinde hak iddia edince Yüzyıl Savaşları patlak verdi. Valois hanedanından gelen Fransa kralları defalarca yenilgiye uğradılar, ama 1453’te Burgonyalı Philippe ile birlikte Fransa’ nın büyük bir kısmını yeniden ele geçirdiler. İngiltere, Güller Savaşı’yla uğraşırken, Fransa, güçlü ve birleşik bir güç olarak ortaya çıktı. Savaşlar ve büyük veba salgını yüzünden nüfusu neredeyse yarıya inmişti.
Aviynon Papalığı
Fransa kralı IV. Philippe 1309’da nufuzunu kullanarak Fransız bir papa seçilmesini sağladı. Kralın arkadaşı olan V. Clemens, papalığın merkezini Roma’dan, Güney Fransa’ya, Avignon’a taşıdı. Papa, kralın kışkırtmasıyla, 1312’de, zengin ve güçlü bir tarikat olan Tapınak Şövalyelerini ortadan kaldırdı. Tarikatın büyük üstadı, 1314’te rafızi diye yakılarak idam edildi, Tapınak Şövalyelerinin varlıkları da krala geçti. Papalık, 1378’de tekrar Roma’ya taşındı.
Jeanne d’Arc
Sıradan bir köylünün kızı olan Jeanne d’Arc, Yüzyıl Savaşları sırasında. Tanrının kendisine Fransa’yı İngiliz ordularından kurtarma görevi verdiğine inanıyordu. 1429’da Orleans’ın ingilizlerin elinden kurtulmasında bu karizmatik genç kadın önemli bir rol oynadı. Sonradan Burgonyalılar tarafından ingilizlere teslim edildi ve rafızi olduğu gerekçesiyle 1431’de yakılarak idam edildi.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/cernobil-faciasi.html/
Çernobil Faciası
Çernobil Nükleer Santralinde 1986 yılının 26 Nisan tarihinde büyük bir patlama meydana geldi. Etkileri yıllarca süren bu patlama dünyanın başına gelmiş en büyük felaketlerden birisi. 1970 yılında açılan Çernobil Nükleer Santrali, Ukrayna’nın kuzey bölgesinde yer almaktadır. Kiev’e bağlı olan bir yerleşim bölgesinde bulunan santralde kaza gününde dört tane reaktör aktif olarak çalışıyordu.
26 Nisan günü Çernobil Santralinde bir deney yapılıyordu. Bu deney başladığında ters giden bazı şeyler yüzünden reaktörlerden iki tanesi devre dışı bırakıldı. Fakat reaktörler durdurulsa da önü alınamayan bir patlama oluştu. Bu patlamadan dolayı Çernobil kazasında 31 kişi hayatını kaybetmiştir. Fakat bu santral patlama kazasının izleri uzun süre geçmesine rağmen görülmektedir.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/emel-sayin-2.html/
Emel Sayın
20 Kasım 1945 yılında Sivas ilimizde dünyaya gelen Emel Sayın, güçlü sesi ve güzelliği ile tanınmaktadır. 1998 yılında devlet sanatçısı seçilen sanatçı, bir çok albüme ve bir çok sinema filmine imza atmıştır. Müzik yapmaya 13 yaşlarında iken Arif Sami Toker tarafından verilen derslerle başlayan sanatçı, Arif Sami Bey’in yetiştirmiş olduğu en ünlü şarkıcılardan birisidir.
1972 yılı başlarında Son On Yılın Sevilen On Şarkısı isimli bir albüm çıkartmış ve bu albüm ile birlikte müzik hayatına tam anlamıyla adım atmıştır. Bu albüm 100 bin civarında satılmıştır. 21 yaşında iken ilk evliliğini İsmet Kasapoğlu ile yapan ünlü sanatçı, daha sonra Selçuk Aslan ve David Younnes ile de kısa evlilikler geçirmiştir.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/isvicre-13-19-yuzyil.html/
İsviçre 13.-19. Yüzyıl
Hohenstaufenlerin kontrolü altındaki Schvvaben düklüğünün zayıflamasıyla, Habsburglar bölgeye sızdı. 1291’de kurulan İsviçre Birliği, kendini, hem Cenevre Gölü çevresindeki Savua kontluğuna ve Burgonya düklüğüne, hem de Habsburglara karşı başarıyla savundu. Zamanla başka kantonlar da “Ebedi Birlik”e katıldı, böylece çok heterojen ve birbirine çok sıkı bağlı olmayan bir siyasi sistem kuruldu. İsviçre, 1648’de Vestfalya Barışı’yla bağımsızlığını resmen kazandı ve bunu 1798’de Napolyon’un işgaline kadar korudu. 1815’te bağımsızlığını geri kazanmasının ardından Ayrılıkçı Birlik (Sonderbund) Savaşı diye anılan, çok kan dökülmeyen bir iç savaş yaşandı. Bugün geçerli olan federal anayasa 1847’de kabul edilmişti.
Rütli Yemini Üç orman kantonu, yani, Schwyz, Uri ve Unterwalden, 1291’de Ruetli Yemini ederek “Ölümsüz Birlik”i kurdu. Bağımsızlıklarını savunmak için birlik olacaklarına ant içtiler, 1353’e kadar konfederasyona, Bern William Tell İsviçre’nin bağımsızlığını simgeleyen bir karakter ulan Wilhelm Tell, 15. yüzyılda ve Zürich gibi başka kentler ve bölgeler de katıldı. Karmaşık bir akit ve bağlılık ilişkisiyle konfederasyon halinde biraraya gelen kantonlar, esasen birbirinden bağımsız kaldı. İsviçre devleti 1848’de bugünkü halini aldı.
Wilhelm Tell’i, oğlunun başı üstünde duran bir elmayı vurmaya zorlar. Tell, intikam amacıyla bir ayaklanma başlatır ve zorbayı öldürür. Bundan cesaret alan isviçreliler Habsburglara karşı çıkar, böylece 14. ve 15. yüzyıllarda Habsburgları bugünkü İsviçre’den atarlar. Öyle ki, Habsburglar, bugün Aargau kantonunda kalan merkezlerini bile 1415’te kaybetmişlerdi.
İsviçreliler, savaşta ve barışta tuttuklarını kopartmakla ünlüdürler. Bu nedenle büyük saygı duyulan isviçreli askerler, 19. yüzyılın başından itibaren paralı asker olarak pek çok Avrupa ordusuna hizmet etmiştir. Bu hizmetleri, gençlere, anavatanlarının çorak dağlık topraklarının ötesinde hoş bir miras edinme İmkânı sağlamıştır, isviçreli muhafızlar bugün de Vatikan’da papanın hizmetindedir. Medici papalarının rengindeki üniformalarının tasarımını ise 16. yüzyılda Michelangelo yapmıştı.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/irlanda-iskocya-5-15-yuzyil.html/
İrlanda ve İskoçya 5.-15. yüzyıl
Eski bir Hıristiyan kültür merkezi olan İrlanda, birçok krallığa bölündü; bu krallıklar, 1169’dan itibaren İngiltere’nin egemenliği altına girdi. İngiltere, farklı İrlandalı topluluklar arasındaki düşmanlıkları kem çıkarına kullanarak denetim kurdu, İskoçya’da ise, başta Highlands’de olmak üzere kabileler daha güçlüydü. Buna rağmen, 9. yüzyıldan itibaren, İngilizlerin fetih saldırılarına karşı durabilecek ulusal bir krallık oluşmaya başladı, bu krallığın merkezi Edinburgh (Edinburgh Kalesi) oldu. Ancak, bir yandan da İngiltere’nin yönetimindeydiler ve İngiltere’nin Kilise kurumlarını benimsiyorlardı.
Cesur Yürek
“Cesur Yürek” adıyla bilinen William Wallace’ın önderliğindeki iskoçlar, 1297’de Stirling çarpışması’nda İngiltere’nin saldırısına karşı durdular. Sonradan ihanete uğrayan Wallace İngilizlerin eline geçti ve idam edildi. İskoç bağımsızlık hareketi, 1306’da İskoç kralı olan Robert Bruce önderliğinde devam etti.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/napolyon-bonapart-1769-1821.html/
Napolyon Bonapart (1769-1821)
Topçu teğmen (bu rütbeyi I785’te aldı) Napolyon, 1793’te tuğgeneralliğe kadar yükseldi; 1796’da aristokrat Josephine de Beauharnais ile evliliğinin de yardımıyla siyasi arenada ilerledi ve sonunda Fransa imparatoru sıfatıyla zirveye çıkarak çağı nın en şaşırtıcı kariyerlerinden birini sergiledi. Askeri dehası, stratejide ustalığı ve görev duygusuyla büyük hayranlık uyandırdı. Sürekli ilgiye ihtiyaç duymasına ve bir türlü yatıştıramadığı aşırılıklarına rağmen askerlerinin saygısını kazandı. Ama Napolyon, savaştan yorgun düşmüş ordusunu olduğundan fazla güçlü görüyordu. 1808’de egemenlik altına alınan ülkelerdeki milliyetçi hareketler ve Rusya’ya karşı başarısız saldırısı, ordusunun yarıdan fazlasını kaybetmesine yol açtı. Waterloo Savaşandaki yenilgisi, otoritesinin sonunu getirdi.
Napolyon’un Yükselişi 1799-1809
Napolyon’un iktidara yükselişi, Birinci Koalisyon Savaşı’nda devrimci birliklerin komutanı olmasıyla başladı. İtalya seferindeki kararlı hareketi, Fransa’yı, Avusturya, Prusya, Büyük Britanya, İspanya ve Felemenk orduları karşısında zafere götürdü. 1799’da Direktuvar rejimini deviren Napolyon, kendini, önce, Fransa’nın ilk konsülü, sonra da imparatoru ilan etti. Napolyon, kendini, Devrim fikirlerini benimsemiş biri gibi tanıttı. Ancak, siyasi egemenliği giderek bir diktatörlüğü andırmaya başladı. Hem akrabalarını, hem de ordusundaki subaylarını, işgal edilen bölgelerde önemli pozisyonlara yerleştirdi.
Napolyon’dan sonra Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu çöktü ve Büyük Britanya, 1803’te, Napolyon’un baş düşmanı olarak ortaya çıktı. Gücünün zirvesindeyken Napolyon, hem Rusya’ya, hem de Avusturya ve Prusya’ya (1805/1806) boyun eğdirdi.
Napolyon’un Yükselişi Ekim 1795’te, Napolyon, Ulusal Medis’in devamı olan Ulusal Konvansiyon’a karşı başlayan bir ayaklanmayı bastırdı. 1796’da Napolyon, Konvansiyon adına İtalya ve Mısır’da askeri seferlere önderlik etti. Adı kötüye çıktığından, kısa sürede Direktuvar ile anlaşmazlığa düştü. Napolyon, 1799’da darbe yaparak Direktuvar’ı devirdi ve kendini Fransa’nın ilk konsülü ilan etti.
İmparator Napolyon
Napolyon, hep gücünü ve nüfuzunu arttırmaya uğraştı. Soylu Josephine de Beauharnais (1763-1814) ile evlendi ve kendisine, 1804’te, Papa VII. Pius’un huzurunda imparatoriçe tacı giydirdi. Otoritesini güvenceye almak İçin akrabalarını ve yandaşlarını, işgal edilen topraklarda kırallık gibi önemli mevkilere getirdi.
Napolyon Dönemi
Napolyon 21 Mart 1804’te
Fransa’da, ardından da işgal edilen yerlerde “Medeni Kanun”u yürürlüğe koydu. Devrimin özünü temsil eden “Fransız Medeni Kanunu”, Avrupa hukukunun modernleştirilmesinde de kesin bir etkide bulundu. Bu kanunla, yasalar karşısında eşitlik, bireysel özgürlükler ve mülkiyet hakkı güvence altına alındı. Napolyon, bir yandan da, işgal ettiği topraklardaki bağımsızlık hareketlerini acımasızca bastırdı, muhaliflerini idam ettirdi.
Napolyon’un Gerilemesi ve Düşüşü 1810-1821
1812’ye gelindiğinde Napolyon, Avrupa’nın büyük bir kısmını fethetmiş ve denetimi altına almıştı. Ren Konfederasyonu’yla Kutsal Roma-Germen imparatorluğu çökünce, Napolyon Fransası’yla mücadele edebilecek bir devlet kalmamış gibi görünüyordu. Napolyon’un çöküşünü, Rusya’ya saldırması ve Moskova’yı işgal etmesi getirdi. Fransız birlikleri, kışın, Rusya’dan çekilmek zorunda kaldı. Leipzig Çarpışması’nda, Napolyon, Rusya, Prusya ve Avusturya’ya yenildi. Sonra da Elba Adası’na sürgüne gönderildi.
Trafalgar Deniz Savaşı Napolyon. ilk büyük yenilgisini, Ekim 1805’te Trafalgar Deniz Savaşı’nda yaşadı. Fransa’nın Akdeniz filosu, İspanyolların yardımıyla güçlendirilmişti. Ama bu, ingilizlere boyun eğdirmeye yetmedi. Amiral Horatio Nelson önderliğindeki İngiliz filosu, denizdeki üstünlüğünü kabul ettirdi. Napolyon, kısa süre sonra, Austerlitz’de Üçüncü Koalisyon’a karşı elde ettiği zaferle gücünü yeniden kazandı.
Napolyon ve Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu
Napolyon, zorla, 18 Güney ve Batı Alman devletinden oluşan Ren Konfederasyonu’nun kurulmasını sağladı. Bu devletler Fransa’yla İttifak kurunca, Almanya’nın Bavyera ve Württemberg eyaletleri krallık oldu. 1806’da II. Franz, Kutsal Roma-Germen imparatoru unvanını bıraktı, böylece 800 yıldan uzun bir süredir var olan bu imparatorluk son buldu. Kutsal Roma-Germen imparatorluğu’nun dağılması, Napolyon’un kendi siyasi ve askeri gücünü arttırdı.
İspanya
İspanya’yı işgal edince Napolyon, baştaki Bourbon hanedanını tahttan indirdi ve yerine kardeşi Joseph’i (1768- 1844) kral ilan etti. İspanyolların 1808’de ayaklanmasıyla, büyük can kaybıyla sonuçlanacak kanlı bir gerilla savaşı başladı. Fransız birlikleri, ayaklanan sivillere acımasızca karşılık verdi. İspanya, İngiliz donanmasının desteğiyle Napolyon’u ülkesinden çıkardı. Diğer devletlere, Fransız işgaline direnmenin mümkün olduğunu kanıtlaması bakımından Napolyon’un yok oluşunda bu yenilginin de payı olmuştur.
Napolyon dönemi kronolojisi:
Kasım 1799 Napolyon Bonapart Fransa’nın ilk konsülü oldu; Devrim sona erdi
Haziran 1800 Marengo Çarpışması; Avusturya yenilgiye uğradı, Luneville Antlaşması
Aralık 1804 Trafalgar Deniz Savaşı; Napolyon, Ingiliz donanmasına yenildi
Aralık 1805 Austerlitz (Üç imparator) Savaşı’nda Napolyon, Avusturya ve Rusya’ya karşı zafer kazandı.
Ekim 1806 Prusya’ya karşı Jena ve Auerstadt Çarpışmaları; Napolyon’un zaferi
Kasım 1806 Napolyon, İngiliz mallarına karşı Kıta Ablukası uyguladı.
Şubat 1807 Prusya ile Fransa arasında Eylau Çarpışması; Prusya, Elbe Nehri’nin batısındaki top¬raklarını kaybetti.
Mayıs 1809 Avusturya’nın Napolyon karşısındaki ilk zaferi Aspern-Essling Savaşı; Wagram Çarpışmasında Napolyon’un zaferi.
1810 Fransız işgaline karşı Andreas Hofer önderliğindeki Tirol ayaklanması
1812 Napolyon Rusya’ya saldırdı ve Moskova’yı işgal etti
1812/1813 kışı Fransız ordusu, büyük kayıplar vererek Rusya’dan çekildi
Kasım 1813 Leipzig Çarpı¬ması; Napolyon yenilgiye uğradı ve Almanya’dan çekildi.
Mart 1814 Müttefikler Paris’i işgal edip Napolyon’u istifaya zorladı ve Elba Adası’na sürgüne gönderdi
Mart-Haziran 1815 Napolyon’un “Yüz Gün” dönemi
Haziran 1815 Napolyon, son kez Waterloo Savaşı’nda yenildi ve sürgüne gönderildi.
Mayıs 1821 Napolyon, Saint Helena Adası’nda öldü
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/avrupada-endustri-devrimi.html/
Avrupa'da Endüstri Devrimi
Teknolojik icatlar ve gelişmeler, iş hayatında Avrupa’da Endüstri Devrimini yarattı ve kitlesel toplumsal değişikliklere yol açtı. Feodal sistemin kalıntıları Kapitalizme yenik düştü. Bu hızlı toplumsal değişim döneminde hükümdarların ve büyük toprak sahiplerinin eski düzene ümitsizce tutunma çabaları, liberal kentli burjuvaziyi demokratik eğilimlere; radikal grupları 19. yüzyıl devrimlerine; proletaryayı daha iyi örgütlenmeye sevk etti ve sosyalizme ya da aslında komünizme duyulan sempatinin artmasına yol açtı. Hızla sanayileşerek büyüyen kentlerde kitlelerin yoksullaşması, sosyal güvenlik sistemi uygulanmasını zorunlu kıldı.
Burjuva kesimi, 19. yüzyılın getirdiği değişikliklere kuşkuyla yaklaşıyor ve giderek siyasileşen işçi sınıfına mesafeli duruşunu koruyordu. Aydın sınıfı ise, kendini, geleneksel değerlerin ve kültürün koruyucusu gibi görüyordu.
Karl Marx – Özgürlük ve Devrim Kuramcısı
Kari Marx’ın (1818-1883) ve Friedrich Engels’in (1820-1895) arzusu, sosyalizmi, romantik ütopyacılıktan çıkarıp bilime dönüştürmekti. Marx ve Engels’in kuramına göre, toplumsal koşullar, aniden dönüşecekleri bir noktaya gelinceye kadar belirli bir yönde gelişir; iki kuramcı da, kapitalizmin, sanayici bir zümreyi zenginleştirdiğini ve giderek büyüyen kentli işçi sınıfını (Proletarya) da iyice yoksullaştırdığını düşünüyordu, işçi sınıfı kendi gücünü fark ettiği. Burjuvazi yönetimini alaşağı ettiği ve üretim araçlarını kamulaştırdığı zaman, üreticilerin hepsi kendi payına düşen kazanca ortak olacak, böylece sadece bir zümrenin lükslerine değil, çoğunluğun ihtiyaçları yararına sosyalist ya da komünist toplum doğmuş olacaktı.
Avrupa’da Devrim
1848’de, yine Fransa’dan başlayarak Avrupa’yı vuran devrim dalgası, başta Tuna eyaletlerinde olmak üzere, bitmeyen siyasi krizlere yol açtı. İtalya’da ulusal birliğin başlaması artık zorunlu bir hal alırken, Almanya’daki demokratik başlangıçlar da çok geçmeden yine devre dışı bırakıldı. Aynı şekilde, Fransa’da da Cumhuriyet çok kısa ömürlüydü.
Fransız Devrimi, doğurduğu sonuçlar açısından Köylü Ayaklanması’ndan sonra Avrupa’yı etkileyen ilk devrim hareketiydi. Gerici güçlere karşı başlayan 1848 Devrimi, Almanya ve İtalya’da ulusal birliği güçlendirdi ama kendi demokratik hedeflerini gerçekleştiremedi. Rusya’daki 1917 Ekim Devrimi, sonunda Avrupa’nın bölünmesine yol açtı ve I. Dünya Savaşı bitince başka devrimlerin de oluşmasına uygun bir atmosfer yarattı. Doğu Bloku’nun çöküşü “kansız devrim ” olarak da bilinir.
1848’de Berlin’de Sokak Çatışmaları
Prusya kralı IV. Freidrich Wilhelm’e çok umut bağlanmıştı. Başta liberal eğilimli gibi görünüyordu, hatta “kendisiyle halkı arasına hiçbir kâğıt parçasının girmesini” istemediğinden Prusya anayasasını kabul etmek istemedi. Devrimciler, kralı, 1848’deki sokak protestolarında hayatını kaybedenleri (“Mart Şehitleri”) selamlamaya zorladı. Ama kral, sonunda, ayaklanmaların hepsini acımasızca bastırdı.
Paul Kilisesi Parlamentosu
Frankfurt’ta 1848’de Paul Kilisesi’nde toplanan Ulusal Meclis, birleşik Almanya İçin liberal bir anayasa taslağı hazırladı. Meclis üyeleri, liberal ve radikal güçlerin arasında kaldı. Muhalifler bundan “profesörlerin boş lafları” diye söz ederken Alman prensleri ve silahlı kuvvetleri de Parlamento’yu aşağılamak için hiçbir fırsatı kaçırmadı. Sonuçta hiçbir prensin kararlarını dikkate almak istemediği Parlamento kaybolup gitti.
Avrupa’da Devrim Kronolojisi:
1764 James Hargreaves iplik eğirme makinesini icat etti
1784 James Watt buhar makinesini icat etti
1785 Sanayi Devrimi başladı
1786 Manchester’da ilk fabrika kuruldu
1796 Prusya’da ilk çelik fırını faaliyete geçti 1830 İngiltere’de ilk demiryolu açıldı; Fransa’da Temmuz Devrimi
1834 Alman Gümrük Birliği kuruldu.
1837 Mors alfabesiyle ilk telgraf gönderildi; August Borsig, Berlin’de kendi makine ve lokomotif fabrikasını kurdu
1844 Silezya’da dokumacılar ayaklandı.
1848 Almanya, Avusturya ve Fransa’da devrim. Marx ve Engels, “Komünist Manifesto”yu yazdı.
1848 Reform şölenleri, yani siyasi toplantılar yasaklandı. Fransa’da Şubat devrimi
Mart 1848 Avusturya (Viyana), Macaristan ve İtalya’da ayaklanmalar
Mart 1848 Berlin’de barikat kurulması
Mayıs 1848 Frankfurt’ta Paul Kilisesi’nde Alman Ulusal Meclisi seçimleri
Haziran 1848 Paris’te Haziran Protestosu; Prag’da Hamsin Ayaklanması
Kasım 1848 Fransa’da “ikinci Cumhuriyet”in kurulması
Aralık 1848 Prusya Ulusal Medisi’nin dağılması
1848/1849 Danimarka’ya ait Schlesvvig ve Holstein dukalıklarında, bu eyaletin Prusya taraftan isyan
Şubat 1849 “Roma Cumhuriyeti” ilan edildi.
Mart 1849 Paul Kilisesi parlamentosu Prusya kralı IV. Freidrich Wilhelm’i Alman imparatoru seçti; Wilhelm kabul etmedi.
Haziran 1849 WÜrttemberg birlikleri, Frankfurt Ulusal Medisi’ni tamamen dağıttı.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/yay-burcu-ozellikleri.html/
Yay Burcu Özellikleri
11 Kasım 21 Aralık tarihleri arasında doğanlar Yay Burcu olurlar. Yönetici gezegenleri Jüpiter’dir. Elementi ateş olan Yay Burcu insanları sürekli bir yerleri gezip görmek ve seyahat etme hevesindedirler. Bir Yay Burcu insanının özgüveni oldukça fazladır. Yaşamlarının her anında mutlaka yanlarında çok sevdikleri arkadaşları bulunur.
Egoları biraz yüksek olan Yay Burcu insanlarının en kötü özelliği başkalarını küçümsemektir. Fakat bunu örten en güzel huyları ise çok iyimser ve girişimci bir ruha sahip olmalıdır. Sürekli çevresindeki insanlara yardım eden, yabancı bile olsa insanların sorunlarını gidermeye çalışan birisini görürseniz o mutlaka Yay Burcudur. Etrafına sürekli neşe vermeyi ve çok uç espriler yapmayı seven Yay Burcu insanları çok hızlı dost edinirler.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/akrep-burcu-ozellikleri.html/
Akrep Burcu Özellikleri
23 Ekim 21 Kasım tarihleri arasında doğanlar Akrep Burcudur. Akrep Burcunun iki tane yönetici yıldızı Mars ve Pluton’dur. Zenginlik onlar için vazgeçilmez ve mutlaka erişilmesi gereken bir hedeftir. Hedeflerinde her zaman şık ve pahalı kıyafetler ve ev eşyaları vardır. Başka kimselere buyruk vermeyi sevdikleri için etraflarında kendi seviyesinin altında insanlar tutmayı severler.
Bir karar verdiklerinde Akrep Burcu insanlarını kararlarından çevirmek çok zordur. İnatçı yapılarının altında cazibe, çekicilik ve savaşçı bir ruh bulunur. Elementlerinin su grubu olmasından dolayı genellikle neşeli, mutlu ve aktif insanlardır. Duygusal olmalarına rağmen karar verme anlarında acımasız ve sert olmayı seven bu burcun insanları sevdiklerini kıskandıklarında tehlikeli olabilirler.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/ikizler-burcu-ozellikleri.html/
İkizler Burcu Özellikleri
22 Mayıs – 22 Haziran tarihleri arasında doğan kişiler İkizler Burcu olmaktadır. İkizler burcunun yönetici gezegeni Merkür’dür. İkizler burcu insanları zeka ve canlılığı temsil ederler. elementlerinin hava olmasından dolayı genellikle ne zaman sinirlenip ne zaman sakin olacakları pek bilinmez.
Üstün zekalı bir kişiliğe sahip olan bu burcun insanlarında üretken bir zeka bulunur. İkizler Burcu insanlarından yazar, şair edebiyatçı ve avukatlık mesleklerini yapabilecek kişiler çıkabilir.
Çok fazla konuşma isteği bulunan İkizler Burcu insanlarının aktif bir özellikleri vardır. Her zaman etrafları arkadaşları ile sarılıdır. Eşleri ve arkadaşları ile çok iyi geçinen İkizler Burcu insanları çok fazla evcimen olmamakla ünlüdürler. Gezmeyi, alışveriş yapmayı ve değişik yerler görmeyi çok severler.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/balik-burcu-ozellikleri.html/
Balık Burcu Özellikleri
20 Şubat 20 Mart tarihleri arasında doğan kişiler Balık Burcudur. Bu burcun insanlarının yönetici yıldızı Neptün elementleri ise sudur. Çok fazla merhametli ve duygusal olan Balık Burcu insanları için başkalarına şefkat göstermek ve her derdi olanın derdine koşmak alışkanlık halindedir. Önemli olan toplantılarda, istemedikleri yerlerde bile ağlayabilirler.
Balık Burcu insanları için aileleri ve çocukları çok önemlidir. Kendilerini çok fazla önemsemeyen Balık Burcu insanları kazandıkları paraları bile çekinmeden başkaları için harcayabilirler. Arkadaşlıkları uzun süre olur, yani neredeyse arkadaşlıkları ebedidir diyebiliriz. Duygusal olmadıkları hallerde canlı, hareketli ve aktiftirler. Genellikle etraflarına huzur verirler. Ticari zekaları gelişmiştir ve en fazla para üzerinden para kazanmayı seven gruptadırlar.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/bir-vuslat-gecesi-seb-i-arus.html/
Bir Vuslat Gecesi Şeb-i Arus
Türkiye’de en çok gitmek istediğim törendir Şeb-i Arus , Kelime olarak Farsça kökenlidir. Şeb-i Gece, Arus ise Düğün anlamına geliyor ve Şeb-i ve Arus Kelimeleri birleşince de ”Düğün Gecesi ” anlamına geliyor.
Mevlana’nın Aşkına Kavuşma gecesidir ve her sene Mevlana Celaleddin Rumi’nin Ölüm yıl dönemi olan 17 Aralık Tarihlerine denk gelen günlerde kutlanır.
Konya ilinde Şenliklerle Semazen Gösterileriyle kutlanan önemi hem dinen hem milleten büyük olan kutlamadır.
Yurtdışından ve Yurtiçinden binlerce katılımcı her yıl bütün dünyaya mal olmuş bu eşsiz düşünürün ölüm günü için ülkemize akın etmektedir. Bugün kelimelerin anlatamayacağı kadar önemli ve maneviyat yüklüdür.
İslam’ın Özünü en iyi anlayan ve yaşadığı dönemde ve sonrasında öğretilerinde bu ilmini insanlığa çok net ve güzel bir şekilde anlatan Mevlana Hazretlerinin gerçek aşkına kavuştuğu Vuslat Gecesi‘dir.
Bu gecenin önemi tabii ki dünyevi zevkleri aldığımız duyularla algılayamayacağımız kadar yücedir.ve böylece bir kültüre ev sahipliği yapan bu topraklara olan saygımı bir kez daha pekiştirmektedir.
1 note
·
View note
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/bizans-imparatorlugu.html/
Bizans İmparatorluğu
Bizans İmparatorluğu 867-1453
Bizans İmparatorluğu, 10. ve 11. yüzyıllarda Makedonya hanedanından gelen imparatorların döneminde, önceden sahip olduğu süper güç konumunu geri kazandı. Ancak, bu dönemden sonra imparatorluk savunmaya çekilmek zorunda kaldı. Selçuklu akınlarına karşı ittifak arayışı, Haçlı Seferlerinin başlamasına yol açtı. Normanların güney İtalya’dan atılması için, İtalyan ticaret kentlerinden yardım istenmişti. Haçlılar ve Venedikliler, 1204’te Konstantinopolis’i zaptettiklerinde Bizanslılar çaresiz kaldılar. Paleologos hanedanı,
1261 ‘de Bizans İmparatorluğu’nu yeniden kurdu ve başka bir büyük güç, yani Osmanlılar tarafından 29 Mayıs 1453’te tarihten silindi.
Ticari İmtiyazlar
11. Yüzyıldan itibaren Bizans, Ceneviz ve Venedik gibi kentlere ticari imtiyazlar tanımıştı. Konstantinopolis’te, kentin, etrafı surlarla çevrili bir kısmı, yani Pera, Cenevizlilere aitti. Bizans, ekonomik bakımdan bağımlı olduğu Cenevizlileri, Pera’nın yönetiminde bağımsız bırakmıştı; İtalyanlar, devlet içinde devlet haline gelmişti.
Bulgarkıran:
İmparator II. Vasilyos, Bizans’ı yeniden bir süper güç yaptı. 1014’te Bulgarları yenmesi ve binlerce savaş esirinin gözlerine mil çektirmesi, ona mezartaşına yazılacak “Bulgarkıran” unvanını kazandırdı.
1. Haçlı Seferi
1. Haçlı Seferi’ne katılan askerler, Venedik’in kışkırtmasıyla, Bizans’taki taht kavgasına müdahale etti ve 1204’te Konstantinopolis’i ele geçirdi. Kent yağmalandı; imparatorluk bölündü.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/roma-imparatorlugu-mo-14-ms-192.html/
Roma İmparatorluğu
Roma İmparatorluğu MÖ 14- MS 192:
Augustus, ailesinin iktidarını uzun vadede güvenceye almayı başarmıştı. Ardından gelenler onun siyasi formasyonuna sahip olmadıkları halde, Augustus’un kurduğu Princeps sistemi, zayıf imparatorların yönetimlerinde bile sürdü. Julio-Claudius hanedanın sona ermesinden ve Flavius hanedanının kısa süreli iktidarından sonra, 2. yüzyıla gelindiğinde, imparatorların hayattayken kendilerine, yetkin ve uygun bir ardıl tayin etmeleri ve evlat edinme yoluyla ardıllarını meşru kılmaları bir gelenek halini almıştı. Evlatlık beş imparatorun iktidar dönemi, Roma’nın altın çağı olarak bilinir, ama bu altın çağda bile, yaklaşan çöküşün ilk belirtileri görülebiliyordu.
Nero Augustus ailesinden gelen son İmparator Nero (1), Roma’yı giderek artan bir despotlukla yönetti. Kendi annesini ve karısını öldürmekten de çekinmedi. 64’te Roma’yı mahveden yangından sonra Hristiyanları suçlayan Nero, insafsızca peşlerine düşerek Hıristiyanlara eziyet etti. Eyaletlerde çıkan ayaklanmalara ve Senato’nun baskısına dayanamayan İmparator, 68’de İntihar etti, böylece Julio-Claudius hanedanının da sonu geldi.
Evlatlık imparatorlar
İlk imparatorlar, köklü Roma aristokrat sınıfından gelirken, sonraları, Traianus gibi, ordudan imparatorluğun başına geçenler oldu. Traianus, önceli Nerva tarafından evlat edinilmişti, dolayısıyla ilk Evlatlık imparator oldu. Roma İmparatorluğu, 117’de, düzenlediği askeri seferlerle topraklarının en geniş haline ulaştı. Traia- nus’un ardılları, Hadrianus, Antoninus Pius ve Marcus Aurelius, dışarıda daha temkinli bir politika izlediler. Barış, adalet ve uzlaşmayı amaçlayan Stoacı Yunan felsefesinin de destekleyicileriydiler. Marcus Aurelius’un yerine, 180’de, oğlu Commodus geçti. Sevilmeyen bu hükümdarın 192’de öldürülmesi, yerine kimin geçeceği tartışmasıyla bir iç savaşı tetikledi.
Markomanlar Germen kavimleri:
Markoman kralı Maroboduus (s. 92) önderliğinde konfederasyonlar kurup birleşince, Roma’nın bu tehlikeli düşmanı kuzeyde güçlenmeye başladı. Sınırı aşacak olsalar, imparatorluğun büyük bir kısmında askeri bir kuvvetle karşılaşmayabilirlerdi. Marcus Aurelius, Markomanların, aksi halde İtalya’ya kadar ilerleyebilecek bu yağmacı akınlarının önünü kesmeyi başardı. Romalılar, büyük bir çabayla, 166-180 yılları arasındaki Markoman savaşlarında. Germenleri geri püskürtebildiler. Yine de, kalıcı barış sağlanamadı ve barbarlar, yeniden, 3. yüzyıldan 5. yüzyıla kadar, yağmacı ve talancı akınlarla Roma Krallığı’nı sürekli yıprattılar.
Roma- Krizler ve reform
Roma İmparatorluğu, 3. yüzyılda daha temkinli davranmaya başladı. Sınırları, kuzeyde Germen kabilelerinin, güneyde Partların tehdidi altındaydı. Bir dizi Asker İmparator, art arda tahta geçti, imparatorluğun merkezden yönetimi giderek zorlaştığından Diocletianus, iki imparator ve iki eş-imparatordan oluşan “Tetrarchia” (Dörtlü Yönetim) sistemini getirdi. Kapsamlı idari reformlarla, imparatorluğu içerden güvenceye aldı. Yönetim yapısı, ismen olduğu kadar fiilen de değişti: sonraki Roma imparatorluğu’nda, imparator artık devletin Birinci Adamı değil, vatandaşlarının hükümdarıydı.
Palmyra Sınır bölgesindeki kargaşa ve merkezi yönetiminin zayıflığı yüzünden imparatorluğun belirli bazı bölgeleri bağımsızlıklarını ilan etti. Germen fethinden sonra 260 yılında Galya’daki Romalılar ayrılıkçılığa başladı. Prenses Zenobia, bugünkü Suriye’de zengin bir vaha kenti olan Palmira’nın doğusunda sözde bir imparatorluk kurdu ve “Augusta” unvanını aldı. 272’de, imparator Aurelianus tarafından yenilgiye uğradı, yakalandı ve Roma’ya getirildi. Aurelianus, iki yıl soma Galya’yı zaptederek imparatorluğun birliğini yeniden sağladı.
Roma – Hıristiyanlaşma ve Bölünme
İmparatorluğun bölünmesi 4. yüzyılda âdet haline gelmişti. Üstünlük mücadelesini Büyük Constantinus kazandı. Giderek daha çok kişinin benimsediği Hıristiyanlığı açıkça destekledi, pagan unsurları korumakla birlikte Hıristiyanlığı resmi din ilan etti. Constantinus’un ölümünden sonra, yine, krallığın Doğu ve Batı olarak ikiye bölüneceği 395’e kadar taht kavgaları devam etti. İmparator, 5. yüzyılda Germen toplulukların imparatorluk içerisinde yerleşmelerine izin vermek zorunda kaldı. Germen topluluklarına bırakı larak kaybedilen topraklar, iç çatışmalar ve paralı askerlerden oluşmayan bir orduyu tutmanın ekonomik yükü, artık Batı Roma İmparatorluğu’nun taşıyamayacağı kadar büyüktü.
Büyük Constantinus (272/273-337)
İmparator Diocletianus’un ardından taht çekişmeleri sürerken I. Constantinus, düşmanlarını ve taht kavgası veren rakiplerini hep kıt payı yendi ve 324’ten itibaren tek başına iktidar oldu. Doğu’ya; Bizans’ın eski bir ticaret kolonisi olan Konstantinopolis’e, yani bugünkü İstanbul’a taşındı. Constantinus, no Fermanı ile din özgürlüğü tanımış, ta bu fermanla, sonraları destekleyeceği Hıristiyanlığa bile izin vermişti.
Hıristiyanlığın kendi içerisindeki, Katoiikier ile Ariusçular arasındaki çatışmaları çözmek amacıyla Nikaia (İznik) Konsili’ni topladı.
Hıristiyanlık
Hıristiyanlar, 1. yüzyılın başından itibaren hep eziyetlere maruz kaldılar, ama bu çağda Kiliselerinin oluşturduğu sağlam kurumlar sayesinde varlıklarını sürdürebildiler. Büyük Constan- tinus, 312’de, kraliyet bayrağında labarum (Hıristiyanlık sembolü) taşıyarak Milvia Köprüsü Çarpışmasında, Maksentius’u yendi. Kısa bir süre sonra da, iktidarını güvence altına almak için Hıristiyanların Kilisesinden, Roma’yı koruması için de Hıristiyanların tanrısından yararlanmak niyetiyle Hıristiyanlığı destekledi ve din özgürlüğü tanıdı. Kilise, imparatoru, Tanrı tarafından yollanan bir hükümdar olarak tanıyacaktı.
Batı Roma İmparatorluğunun Çöküşü
Aetius gibi Germen asıllı asker önderler, 5. yüzyılda Batı Roma imparatorluğu’nda giderek güç kazandı. Germen halklara, Hunlara ve sık sık imparatorluk iddiasıyla ortaya çıkanların açtığı seferlere karşı savaşan Roma ordusuna hep bu önderler komuta etti. Bu önderlerden biri olan Odovakar, 476’da, Batı Roma İmparatorluğunun son hükümdarı Romulus Augustulus’u tahttan İndirdi ve İtalya kralı unvanını aldı.
Doğu Roma İmparatorluğu’ndan Bizans İmparatorluğu’na 395-867
Doğu Roma İmparatorluğu, Germen halklarının saldırılırına uzun süre dayandı, imparator Justinianos, 6. yüzyılda Batı’daki bazı toprakları yeniden ele geçirdi, imparator Herakleios döneminde Yunanca resmi dil kabul edildi. Latinlerin desteklediği Doğu Roma İmparatorluğu’ndan yavaş yavaş Bizans imparatorluğu doğdu. 8/9. yüzyılda ikonofili/ikonoklazm kavgası yüzünden iç savaş ortamı doğdu, Akdeniz’de Müslüman Arapların, Balkanlarda da Slavların akanlarıyla başka büyük topraklar kaybedildi.
Araplar imparator Herakleios, iranlı Sasani imparatorluğu’yla giriştiği güç savaşında galip geldi, ama 634’ten itibaren Suriye içlerine ilerleyen Müslüman Arapların önünü kesemedi. Çok geçmeden Suriye, Filistin ve Mısır’ı da kaybetti. Bu topraklarda yaşayanlar, yasaklanan Monofizistlik öğretisini benimsediklerinden Ortodoks Bizanslıların geri çekilmesini genelde memnuniyetle karşıladılar.
Hıristiyanlığın Tarihi
İsa’nın ölümünden sonra, Hıristiyanlık öğretisini Petrus ve Paulus gibi havari ve azizler yaydı. Roma imparatorluğu’nun resmi dini kabul edilince, Rom imparatorluğu’nda, dünyevi iktidarla ruhani iktidar arasındaki sıkı ilişki ve kar şıtlığın doğurduğu bir karmaşa başladı. Din ve dinsel çatışmaların, Aydınlanma sonrasında bile, siyaset üzerinde uzun yıllar büyük etkisi olmuştur.
0 notes
Text
New Post has been published on Genelbilge.com | nedir, tanımı, anlamı, nasıl yapılır, rüya, tabiri, kimdir, biyografi
New Post has been published on https://www.genelbilge.com/fransiz-devriminin-baslangici-1789-1792.html/
Fransız Devriminin Başlangıcı 1789-1792
Fransız Devrimi, Fransa sınırlarının çok ötesine uzanan kalıcı sonuçlar doğurdu. Fransız devrimcilerinin başlangıçtaki amacı, Aydınlanma etkisiyle, monarşinin, kendi haklarını resmen tanımasıydı. Her şeyden önce herkes için eşitlik sağlayan yasaların yürürlüğe girmesi için uğraştılar. Bu uğurda, temel insan hakları kabul edilecek ve toplumsal hareketliliğin önündeki engeller kaldırılacaktı. Ekonomik krizlerin katlanarak büyüdüğü Fransa’da monarşi ve aristokrasinin artık etkisiz hale geldiği apaçık gözler önüne serilmişti; devletin yeniden düzenlenmesi gerekiyordu.
Açlıktan kırılan kitlelerin kentlerde art arda başlattığı ayaklanmalar Devrimin ortaya çıkışını çabuklaştırdı.
Fransız Devrimi
Fransız Devrimi’yie ilgili fikirler tüm Avrupa’ya yayıldı. Özgürlük, halkların kendi kaderini tayin hakkı, yasa karşısında eşitlik ve insan haklarının korunması yönündeki istekler, Avrupa toplumlarından destek gördü. Devrim sonrası “Terör Dönemi”ne ve ardından yapılan infazlara rağmen, devrimin ilk saiklerine her zaman saygı duyuldu.
Etats Generaux
Üçüncü meclisin delegeleri, 20 Haziran 1789’da, Etats Generaux’yu dağıtmak isteyen krala ve aristokrasiye karşı koymak üzere toplandılar. Tartışmalar sonucu üyeler “Tenis Kortu Yemini” ettiler. Fransa için talepleri karşılanıncaya kadar dağılmayacaklarına söz vererek krala karşı olduklarını ilan etmeye karar verdiler,
Fransız Devrimi Bastille’in Zapt Edilmesi
Paris halkı, 14 Temmuz 1789’da Bastille’e hücum etti. Hapiste sadecı birkaç mahkûm olmasına rağmen, Bastille’in zapt edilmesi, kralın mutlak monarşisine karşı sembolik bir tepkiydi.
İki gün sonra, Etats Generaux, kral ile halkın birliğini sembolize eden ulusal renklerden, yani mavi, beyaz ve kırmızıdan oluşan Fransız devrim bayrağını krala zorla kabul ettirdi. “Özgürlük, Eşitlik ve Kardeşlik” ideallerine dayanan Devrim, bu eylemlerle başladı.
Temmuz1789 Bastille’in basılması, Fransız Devrimi’nin başlangıcı.
1789 İnsan Hakları Bildirisi
1789-1791 Ilımlı Dönem
1792 Radikalleşme evresi, siyasi kampların egemenliği; Birinci Koalisyon savaşı
1792/1793 Jakobenler ile Jirondenler arasında iktidar mücadelesi; radikal Jakobenlerin zaferi 1795-1799 Direktuvar dönemi
Kasım 1799 Napolyon, bir darbeyle Fransa’da iktidarı ele geçirdi.
Radikalleşme Evresi 1793-1799
Devrimin son döneminde muhalif siyasi gruplar güçlendi. Bu gruplar, genelde, ılımlılar (Jirondenler) ve radikaller (Jakobenler) olarak ikiye ayrılır. Devrim’in kontrolünü ele geçirme savaşında, uyguladıkları şiddet yüzünden başka bölünmeler de yaşandı. Jirondenlerin kanlı bir şekilde devrilmesiyle Fransa’da Jakobenlerin iktidarı, “Terör Dönemi”ne yol açtı. 1799’un sonunda Napolyon, bir darbeyle Fransa’nın birinci konsülü olarak iktidarı ele geçirdi.
Monarşinin Sonu
Devrim’in asıl itici gücü, çok geçmeden Fransa kralı XVI. Louis aleyhine çevrildi. Prusya ile gizli temaslarda bulunduğu ortaya çıkınca, XVI. Louis, vatana ihanetten suçlu bulundu ve 21 Ocak 1793’te giyotinle idam edildi. Bu infazla, devrimciler ile monarşi yanlısı komşuları arasındaki bütün köprüler yıkılmış oldu.
Jakobenler ve Jirondenler
1792’nin sonundan itibaren Jakobenler ile Jirondenler, Devrim’in kontrolü için birbirine karşı savaşıyordu. Devrim düşmanlarına karşı bir taktik olarak kullanılan aşırı şiddet, giderek yaygın kabul görmeye başladı. Jean-Paul Marat, Devrim’in radikal sözcüsüydü. 1793’te Jironden Charlotte Corday tarafından öldürüldü.
Terör Dönemi
Fransa, 1794’te, radikal Jakoben lider Maximillien de Robespierre yönetiminde, üç ay süren Terör Dönemi’nin etkisinde kaldı. Robespierre, Kamu Güvenliği Komitesi ve Devrim Mahkemelerince yargılanan siyasi muhaliflerini giyotine gönderdi. Temmuz 1794’te ise, Robespierre ve arkadaşları devrildi ve idam edildi. Fransa’da iktidar, “Direktörler Medisi”ni oluşturan Jakobenlerin eline geçti.
O sırada general olan Napolyon, çıkan ayaklanmayı bastırdı, bundan sonra da
siyasi nüfuzu giderek arttı.
0 notes