#yoga hareketleri akış
Explore tagged Tumblr posts
Text
15 Dakikada Kollarınızı Güçlendirin
Kol Güçlendirme Yoga, zihni ve ruhu sakinleştirmeye yardımcı olur, ama aynı zamanda kesinlikle muhteşem kollar yaratır! Buradaki duruşların çoğu, sırtınızın üst kısmında ve omuzlarınızda hacim oluşturmadan gücünüzü artırmanıza yardımcı olur. Sonuç, vücut tipinize uyan uzun, yağsız kaslardır ve size o kadar güven verir ki, sadece kolsuz elbiseler giymek isteyeceksiniz. İPUCU Her gün farklı.…
View On WordPress
0 notes
Link
Çocuklar İçin Yoga; Yetişkin yogasından farklı olarak çocuk yogası daha dinamik ve oyun havasında uygulanır. Çocuk Yogasının Faydaları
#çocuklar için yoga#Yoga güncesi kartları#Yoga nedir#Yoga Poz Kartları#Yoganın 5 Temel Prensibi#İki kişilik yoga hareketleri#Hikayeli Yoga#Okul öncesi Yoga hareketleri#Akış Yogası#Yoga hayvan duruşları#Vinyasa yoga pozları#Yoga şala İletişim#2 yaş Yoga#13 yaş Yoga#Bebek Yogası#12 yaş Yoga#Kids Yoga#Yoga kazanımları#Mini Yoga hareketleri#Anaokulunda yoga
0 notes
Text
SİNEMA VE YOGA: KAVRAMLAR ÜZERİNDEN BİR OKUMA / Âlâ Sivas Gülçur
Giriş
Om Yoga Merkezi’nde Ekim 2018’de katıldığım Yoga Uzmanlaşma Programı kapsamında hazırladığım bu çalışma, başlangıçta “Dönüşüm ve Yoga” başlığını taşıyordu. Program süresince dönüşüm kavramına ilişkin okumalarıma devam ederken, katıldığım gerek pratik gerek teorik derslerde yeni kavramlarla tanışmaya başladım. Örneğin, yoga pratikleri sırasında bize sık sık hatırlatılan “zihin” ya da yoganın dahil olduğu ekonomik düzene ilişkin tartışmalarla gelen “endüstri” gibi kelimelerle dağarcığım zenginleşmeye başladı.
Yoga Uzmanlaşma Programı’nın tamamlanmasına kısa bir süre kala üzerine konuştuğum, tartıştığım, okuduğum kavramlara aslında başka bir perspektiften de aşina olduğumu fark ettim, ya da hatırladım. Aynı kavramlar başka bir disiplinin, hem de çok yakından bildiğim başka bir literatürün içinde varlıklarını sürdürüyorlardı: Sinema tarihi ve film kuramı. Üniversite eğitimime başladığım yirmili yaşlarımdan bugüne sinemanın tarihsel ve kuramsal yönü üzerine çalışmaktayım. Hali hazırda öğretim üyesi olarak çalıştığım bir vakıf üniversitesinde bu alanla ilgili dersleri uzun zamandır yürütmekteyim. Bu noktadan hareketle, gerek akademik yaşamımda gerek yoga pratiğimde üzerine çalıştığım kavramların bir listesini hazırlayıp, her iki disiplinin kuramsal ve felsefi zemini çerçevesinde karşılaştırmalı bir okuma yapmaya karar verdim. Yaptığım değerlendirmede iki disiplinin çakışmalarını gözlemleyerek kaleme aldım.
Bu çalışmada sinema ve yoga ekseninde öncelik verdiğim sekiz kavram, başlıklar halinde sırasıyla şu şekilde yer alacak: “Hareket”, Zihin, Temsil, Dönüşüm, Yaşam/Ölüm, Anlam/Gerçeklik, Şehir, Endüstri. Çalışma boyunca her kavramın önce sinema kuramı, ardından yoga öğretisi açısından ne ifade ettiğini iki alanın literatüründen yararlanarak açıklamaya çalışacağım. Bununla birlikte iki disiplinin bağdaştığı noktaları vurgulamaya gayret edeceğim. “Sonuç Yerine”, başlığıyla açtığım son bölümde ise benim hikâyemde “sinema ve yoga”nın ne anlama geldiğini aktaracağım.
1. “Hareket”
Sinemanın resmi tarihi, 19. yüzyılın sonunda sinematograf aygıtının icadı ve kullanımıyla başlar. Cinématographe; Yunanca,kinema(hareket) ile graphein(yazmak) kelimelerinin birleşiminden oluşmakta ve “hareketi yazan, hareketi saptayan” anlamına gelmektedir. (Özön, 2008: 3) Bu noktada, sinemanın i��inde barındırdığı “hareket” kavramını tırnak içine alarak açıklamakta yarar var: Sinemanın temeli aslında hareket değil, “hareket yanılsaması”dır. Söz konusu yanılsama, film şeridi üzerindeki durağan fotoğrafların, belirli bir hızla art arda perdeye düşmesiyle elde edilir. Hareketin “an”lara bölünerek kaydedilmesi sırasında çok kısa da olsa kopukluklar olur. Film kareleri arasındaki siyah boşluklar bu kopuklukların işaretidir. Bir başka deyişle, hareketin çok kısa bölümleri kaydedilmez, ancak film izlerken bunun farkına varmak mümkün değildir. Hareketin akışı bir bütünmüş gibi algılanır. (Abisel, 2014: 4) Sessiz sinema döneminde hareketin akışı saniyede on altı kare ilkesine dayanırken, sesli filme geçişle birlikte saniyede yirmi dört karelik film akış hızı zorunlu standart haline gelmiştir. (Abisel, 2014: 18)
Yukarıda aktarıldığı şekliyle, sinemanın özünde hareket değil, bu yanılsamayı yaratan durağan kareler vardır. Sinema literatüründe karşımıza çıkan, “durağanlık” veya “poz” gibi kavramlar yoga’da asana kavramıyla bağdaştırılabilir. Patancali’nin YogaSutra’sında asana, “hareketsiz, rahat duruştur (oturuştur)” (Ercan, 2016a: 141) olarak tanımlanır. Bu önermedeki “hareketsiz” ve “duruş” kelimeleri sinemanın içinde barındırdığı hareketsizlik ve durağanlık ile eşdeğer görülebilir. Öte yandan yoga’da “hareket” kelimesinin çoğumuz tarafından hatalı kullanılmasıyla sinemadaki hareketin esasen bir yanılsama olduğunun unutulması da kanımca benzeşebilir. Bu noktada, yoga’ya yeni başladığım dönemde asana kavramına hâkim olmadan “yoga hareketleri” ifadesini sıkça dile getirmem aklıma gelir. Benzer şekilde, Yoga Uzmanlaşma Programı’na başladığım ilk günlerde çevremdekilerin bana “Sen bütün yoga hareketlerini yapabiliyor musun?” şeklinde yönelttikleri soruya verdiğim cevabı anımsarım: “Hayır. Bununla birlikte onlar hareket değil, birer asana!”.
2. Zihin
19. yüzyılın sonunda resmi tarihsel başlangıcını yapan sinemaya ilişkin kuramsal çalışmalar 1900’lerin başında karşımıza çıkar. Sinemanın kuramsal yönüne ilişkin ilk çalışmaların psikoloji alanında çalışan kimseler tarafından yazıldığı görülmektedir. Uygulamalı, klinik, endüstriyel, adli ve deneysel psikoloji üzerine yoğunlaşmış bir isim olan Hugo Münsterberg’in 1916’da yayımladığı The Photoplay: A Psychological Studybaşlıklı kitap sinema üzerine eğilen ilk kapsamlı kuramsal eser olarak kabul edilir. Münsterberg’e göre resim göze, müzik kulağa, sinema da “zihne”hitap eder. Kuramcı bu önermesinde, sabit kareler arasında kurulan zihinsel bir köprü sayesinde bir seri durağan görüntünün seyirci tarafından hareketli olarak algılandığını belirtir. (Andrew, 2010: 61; Buyan, 2013: 21)
Yukarıdaki aktarmada görüldüğü üzere sinema, kuramsal zeminde öncelikle görsel değil, zihinsel bir araç olarak tanımlanmıştır. Sinemanın zihinsel süreç yoluyla sağladığı bütünlük durumu, Gestalt prensibine dayanarak parça-bütün ilişkisiyle ele alınır. Sinemanın bu özelliği, yoga’nın hedeflediği zihinsel bütünlük ilkesiyle bağdaşır. Patancali’nin YogaSutrası’nda belirtildiği üzere yoga, “Zihin alanındaki oynaşmaların durdurulması”dır. (Patancali, 2018: 55) Yaptığımız tüm meditasyon çalışmalarında “maymun zihin”den bahsederiz ve bunun durdurulmasının nefese odaklanmayla mümkün olduğunu sıklıkla kendimize hatırlatırız. Bu noktada yoga’da zihin kavramına ilişkin Bora Ercan’ın derslerinde tekrarladığı bir pratiği hatırlatmak isterim: Yüzüstü matın üzerine uzanıp, elleri yastık şeklinde konumlandırıp, gözleri kapatarak kısa bir dinlenme pozuna geçtiğimiz anda Bora Hoca şöyle der: “Şimdi kobra yapmayın, asana’yı zihninizde canlandırın.” Kısa bir süre zihinsel çalışma devam eder. Ardından hocanın yönlendirmesi duyulur: “Şimdi kobra yapın, hatta yapmayın kobra olun. Ve işte hayaller gerçek oldu!” Zihinden bedene, hayalden gerçeğe süregiden bu akış, kanımca sinemanın hedefiyle de benzer bir konuma denk düşmektedir.
3. Temsil
Sinemaya ilişkin giriş literatüründe bu araç, “gerçeğin ifadesi olarak” (Onaran, 1986: 13) karşımıza çıkar. Çoğu zaman sinemanın bizi en çok etkileyen yanı kendimizi gerçeğin yansımasıyla karşı karşıya bulmamızdır. Sinema gerçeği, kurduğu filmsel evrenle sunar. Bu bağlamda sinema, gerçeği “yeniden üreten” veya “temsil eden” bir araçtır. Temsil kavramı bağlamında hareketli görüntünün tarihi Platon’un Mağara Alegorisi’ne dek uzanır.
Anımsayacak olursak; buna göre insanlar bir mağarada, sırtları mağaranın girişine dönük oturmaktadırlar. Gün ışığını ve nesnelerden yansıyan ışığı mağaranın duvarına yansıyan gölgeler sayesinde algılarlar. Platon’un düşüncesine göre dünyadaki her şey bir yansımadır, bir temsildir. İdea adını verdiği evrensel olan bağlamında asıl gerçekliğin varolan’da değil, varolmayan’da bulunduğu yönündeki sav böylece ortaya atılmıştır. (Hançerlioğlu, 2015: 175-176) Sinema felsefesinin dayandığı mağara alegorisi, Hint felsefesindeki maya yanılsaması ya da maya perdesiyle (Ercan, 2016a: 96-97) örtüşür. Yoga’da görünen bedenin yanı sıra görünmeyen bedenimizin varlığına inanılır. Görünmeyen bedenimizle yoga yapmamız, yoganın ölçülemez olduğuna ve yogada rekabet olmadığına işaret eder. (Ercan, 2019) Yoga’da eylemsel olan (Karma indrya) ve süptil olan (Jnana indrya) duyuların varlığı ile gerçek ve sinemasal temsil arasındaki bağ kanımca örtüşmektedir.
4. Dönüşüm
Dönüşüm kavramı hem sinemada hem yogada iki yönlü okumayla ele alınabilir. Öncelikle her iki disiplinin de insanı dönüştürme gücüne bakabiliriz. Ardından hem sinemanın hem de yoganın anlatısal boyutunda dönüşüm kavramını nasıl temsil ettiğini gözlemleyebiliriz.
Sinema, seyirciyi dönüştürme gücüne sahip bir araçtır. Bunu gerek popüler filmlerle gerek sanat sineması örnekleriyle gerçekleştirir. Şöyle ki; eğlence veya kaçış amacıyla gittiğimiz sinema salonunda bir komedi filmi izlediğimizi düşünelim. Çoğu zaman film bittikten sonra ne kadar güldüğümüzü, eğlendiğimizi ve rahatladığımızı dile getirme ihtiyacı duyarız. Ya da benzer şekilde bir melodram izledikten sonra perdedeki öykünün hüzünlü duygusuna kendimizi o denli kaptırırız ki gözyaşlarımızı tutamayıp yine bir boşalmayı, rahatlamayı deneyimleriz. Bunun gibi popüler sinemaya ilişkin bütün tür filmi örnekleri aynı hedefle üretilir: Seyircinin arınmasını (katarsis) sağlamak. Popüler sinema örnekleri seyircide ağırlıklı olarak arınma merkezli bir dönüşümü hedeflerken sanat sineması örnekleri seyir deneyimi sonrasında insanın düşünsel dönüşümünü hedefler. Örneğin; dünya sinema tarihi bağlamında Avrupa sanat sineması örneklerinde sıkça görülen açık sonlu filmler, bittikten sonra “hikâyenin sonundaki muğlaklığı” çözmeye ilişkin seyirciyi düşünmeye zorlar. Başka bir örnek verecek olursak; auteur[*]olarak adlandırılan bir yönetmenin filmine işlediği metaforik kullanım, yine seyirciyi düşünsel bazda gelişmeye yöneltir.
Gerek popüler sinemanın gerek sanat sinemasının dönüştürücü gücüyle yoganın dönüştürücü gücü arasında nasıl bir benzerlik kurabiliriz?
Bu noktada yoganın simyasal etkilerini anımsayabiliriz. Bilindiği gibi yoga, en basit ifadeyle Tamasik olanı Satvik olana dönüştürmeyi hedefler. Mikro ölçekte ele alırsak, yoga dersinden her çıkışımızda maddenin en saf ve katışıksız haline biraz daha yaklaştığımızı/arındığımızı gözlemleyebiliriz. Makro ölçekte düşünürsek, Yoga Uzmanlaşma Programı gibi aylara yayılan uzun soluklu çalışmaların sonunda hem bedensel hem zihinsel bir dönüşümün hedeflendiğini anımsayabiliriz. Bu çerçevede asanalar’ın simyasal etkilerini hatırlamakta yarar var: İ.Ö. 2. yüzyılda yogilerin baş duruşlarıyla birçok rahatsızlığı aştıklarından söz edilmektedir. Bunun sebebi duruşun dönüştürücü etkisidir. Nasıl ki sözle zihin dönüşüme uğruyorsa, duruşla da beden dönüşüme uğramaktadır. (Ercan, 2016a: 160) Bununla birlikte yoga duruşlarının simgesel anlamları vardır: Fiziksel duruşumuz iç dünyamızla ilgilidir. Örneğin; geri bükülmeler kalbi açar ve insanın kendine güvenini arttırır. Paschimottanasanagibi bir öne eğilme duruşu, ‘batıya doğru yoğun esneme’ anlamında olup güneşin batmasıyla ilişkilendirilir. Geçmiş travmaların, kalça ve bacak arkalarında biriktiği, bu duruş sayesinde o bölgelerin açılarak rahatlamaya kavuşulduğu yogik psikoloji tarafından kabul edilir. (Ercan, 2016a: 158-159) Asana ve pranayama çalışmalarıyla bedensel ve zihinsel katmanda sağlanan gevşeme sonrasında duyuların çekilmesi (pratyahara) ve odaklanma (dhrana) ile meditasyona (dhyana) hazırlanılır. Meditasyon, zihinsel farkındalığın en açık ve yoğun olduğu aşamadır. Yoganın bedensel yolla başlattığı dönüşüm zihinsel farkındalıkla devam eder. Bu yüzden yoga, “hayatımızın nihai hedefini keşfetmemizde bir araç” (Ercan, 2016a: 130) olarak tanımlanır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında sinemanın ve yoganın insanı gerek rahatlama (arınma) yoluyla gerek zihinsel farkındalık yoluyla dönüştürme gücüne sahip araçlar oldukları ortaya çıkmaktadır. Ancak hem sinemadaki hem yogadaki dönüşüm kavramını, bir de bu araçların içerdiği temsiller bağlamında okumamızda yarar var:
Günümüzde filmler, tıpkı mitoslar gibi, yaratıcısının kişisel etkisini farklı insanların zihnine taşıyan kolektif, toplumsal ürünlerdir. Bu yüzden mitosların hem yapısal hem de psikolojik işleyişlerini açıklayan kuramlardan yola çıkarak sinemayı “modern mitoloji” olarak tanımlamak mümkündür. (Tecimer, 2006: 11) Özellikle Joseph Campbell’in Kahramanın Sonsuz Yolculuğueseri, ana akım sinemanın arketipsel anlatısını çözümlemede sıkça başvurulan kaynaklardan biridir. Ana akım filmlerin çatısını oluşturan kahramanın yolculuğu, çok kısa bir ifadeyle özetleyecek olursak, ana karakterin serüvene çağrıyı kabul ederek mevcut koşullarından dışarı çıkmasını ve dönüşümünü anlatır. Bu bağlamda filmlerin arketipsel anlatılarının incelemesi, ölüm ve yeniden doğuş mitleri bağlamında okumalara (Eski Yunan Tanrısı Dionysos veya Mısır Tanrısı Osiris’in efsaneleri gibi) açıktır.
Sinema araştırmalarında başvurduğumuz bu tür mitsel okumalar bir anlamda Hatha Yoga’nın mitolojisinin temellendiği Şiva’yla paralellik gösterir. Bilindiği üzere Şiva, yok edici/dönüştürücüdür. Özdeşleştirildiği Dionysos gibi coşku içerir, varlığı yerleşik düzene kafa tutmadır ve insanın arketipsel özelliklerinin taşıyıcısıdır. (Ercan, 2016a: 67, 69) Diğer yandan temel bir hatha yoga serilemesini de kahramanın yolculuğu bağlamında yorumlamak mümkündür: Matın üzerinde uzanarak yaptığımız başlangıç gevşemesinin ardından ön ısınma ve ısınmalarla devam ederiz. Bir tür sulardan gelip, toprakta sürünme temsil edilir. Ardından gelen ayakta asanalarla ayakta durmayı (tadasana) öğrenir, mücadele eder (virabhadrasana 1/2/3) ve dengede kalmayı (vrksasanagibi) deneyimleriz. Geriye bükülmelerin ardından gelen öne eğilmelerle yavaş yavaş vücut soğumaya başlar. Serilemenin sonu yine matın üzerindeki derin gevşemeyle gerçekleşir. Savasana, cesedin temsilidir. Derin gevşemeden uyanırken alınan cenin pozisyonu aslında ölüm ve doğum anının birbirlerini ne kadar yakından takip ettiğinin altını çizer. Derin gevşemeden uyanışı bir tür yeniden doğuş olarak okumak mümkündür. Rahat bir bağdaşta, kısa bir mantra ile biten serileme döngünün tamamlandığına işaret eder. Nitekim temel hatha yoga serilemesini tamamladığımızda, yukarıda da belirttiğimiz gibi, tamasik olandan satvik olana bir adım daha yaklaşmış sayılırız. Yoga stüdyosuna girdiğimiz an ile çıktığımız an arasında fark vardır: Dönüşüm ya da kahramanın yolculuğu gerçekleşmiştir.
5. Yaşam/Ölüm
Gerçekçi film kuramının öncü ismi André Bazin (2000: 15), “Fotoğrafik Görüntü Ontolojisi” başlıklı yazısında plastik sanatların çıkış noktasını insanın estetik kaygılarından çok psikolojik isteklerine bağlar. Ölünün mumyalanmasında olduğu gibi bu sanatların varlığın devam ettirilmesi yönünde ortaya konduğunu ileri sürer. Bazin (2000: 18), varlığın devam ettirilmesine ilişkin resim ve yontu sanatını örnek verirken, fotoğraf ve sinemanın gerçekçilik boyutuna değinir. Sinema, ortaya çıkışı itibariyle ticari bir eğlence aracıdır. Zaman içerisinde sanatsal ve endüstriyel boyutu gelişmiş, eğitim, propaganda, kitle iletişimi gibi işlevleri edinmiştir. Bununla birlikte, Bazin’in önermesinden hareketle, sinemayı insanoğlunun kalıcı olma arzusu ve ölüme karşı tavrı şeklinde okumak mümkündür.
Bu noktada insanın uzun soluklu yaşam isteğini yoga’da nasıl yorumluyoruz? Yaşlanmak, kurumak anlamına gelir. Diğer bir deyişle vücuttaki sıvıların ve akışkanlığın giderek işlevini yitirmesi olarak ifade edilebilir. Yogayla vücuttaki sıvıların akışkanlığını sağlayarak daha uzun soluklu bir yaşamı hedefleriz. Yani yoga ile kurumayı, yaşlanmayı geciktirmeye gayret ederiz. (Ercan, 2019) Hatha Yoga Pradipika’da ölüm, vayu’nun bedenden gitmesi olarak tanımlanır. Bu nedenle vayu’nun boşa harcanmamasına vurgu yapılır. Burada vayu ile havanın yaşamsal önemine dikkat çekilir. Yogiler, canlıların belirli bir nefes sayısıyla yaşama geldiklerine inanırlar. Bu yüzden nefesi nasıl kullandığımız önemlidir. Sık nefes alış verişler beraberinde huzursuz bir zihni ve düzensiz bedensel fonksiyonları getirir. Tüm bunlar yaşamı tüketir, değersiz kılar ve ömrü kısaltır. (Svatmarama, 2017: 55)
Yaşam ve Ölüm konusunu bir simgeyle (yılan) açıklayabiliriz: Yılan yenilenmeyi, rejenerasyonu, canlı ve genç kalmayı anlatır. Deri değiştirmesi, ölümsüzlüğün ifadesidir. Kundalini Yoga’da yılan, kökte uyuyan enerjidir. Şiva kültünde, Şiva’nın erilliği lingam bir yılanla (Şakti) çevrelenir. Yılanın imlediği süreklilik, zaman, ölümsüzlük gibi insanoğlunun varoluşsal dertleri yogada karşılığını bulur. (Ercan, 2016b: 173-174)
O halde yaşam/ölüm çatısı altındaki bu başlığı şöyle bir soruyla bitirebiliriz: Yoga yapmamız -sinemanın kuramsal tabanında belirtildiği gibi- varlığın devam ettirilmesine ilişkin psikolojik temelli bir istek olabilir mi?
6. Anlam/Gerçeklik
Hikâyebaşlıklı kitabında senaryo yazımının özünü, yapısını, yöntemini ve ilkelerini ele alan Robert McKee (2017: 20-22), insanoğlunun hikâyelere ilişkin bitmek bilmez ilgisine vurgu yapar. Günümüz dünyası filmleri, romanları, oyunları ve televizyon programlarını doymak bilmez bir açlıkla tüketmektedir. Hikâye sanatları kaosu düzene kavuşturma ve yaşamı anlama arayışındaki insanlığın birincil ilham kaynağı haline gelmiştir. Hikâyeye duyduğumuz açlık, sadece zihinsel bir egzersiz değildir. Aynı zamanda kişisel ve duygusal bir deneyim içinde yaşam biçimlerini anlamaya yönelik derin insani ihtiyacın yansımasıdır. Kimi zaman hikâyeye duyulan özlem basit bir eğlence veya yaşamdan kaçış olarak değerlendirilir. Halbuki hikâye, gerçeklikten kaçış değildir. Aksine gerçeklik arayışımızda bize yardım eden bir araçtır. Varoluşun keşmekeşinden anlam çıkarmaya yönelik en yetkin çabamızdır. Bu bağlamda sinema filmleri için üretilen hikâyeler, yazılan senaryolar insanoğlunun varoluşsal anlam ve gerçeklik arayışının bir tezahürü olarak okunabilir.
Yoganın da binlerce yıldır yaşamasının, bu denli köklü bir geçmişe sahip olmasının temelinde gerçeklik/anlam arayışı vardır. Amaç, bilginin işlenmesi ve yayılmasıdır. Yoga ile yapılan gerçekliğin peşine düşmektir. Ancak gerçeğe ulaştığımızı düşündüğümüz anda biz de dönüşmüş oluruz ve gerçek biçim değiştirir. Süreç bitmeksizin devam eder. Varoluş budur ve dünyanın varoluşu tek bir konuya, gerçekliğe odaklanmıştır. (Ercan, 2016b: 30, 19)
7. Şehir
Sinema, 19. yüzyılın sonunda kent merkezli bir araç olarak doğmuştur. Sinematografın mucitleri Lumiére Kardeşler’in Lyon’da ilk çalışmalarını yaptıkları bilinmekle birlikte, 28 Aralık 1895 tarihinde Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen halka açık toplu ilk film gösterisi modern çağın göstergesi olan bu aracın resmi doğuşu olarak kabul edilir. Sinemanın tanınması ve yayılma süreci de yine kent merkezli biçimde devam eder. İlgi gören film gösterimlerinin ardından Lumiére Kardeşler, asistanlarını dünyanın çeşitli yerlerine, özellikle de büyük şehirlere göndermişlerdir. Amaçlanan ise büyük şehirlerin gündelik yaşamından tüm olağanlığıyla ve niteliklerini belirtecek şekilde görüntü kayıtları almalarıdır. Kısacası, kent merkezli bir araç olarak başlayan bu sanat, modern yaşamın bir ritüeli olarak devamlılığını korumuştur.
Sinemanın kentle kurduğu ilişki gibi günümüzde yoganın da kentle olan ilişkisi yadsınamaz. Özellikle büyük kent merkezlerinde hızla açılan yoga stüdyoları ve yine kentli insanın bu stüdyolarda verilen eğitimlere yönelik yoğun talebi dikkat çekicidir. Türkiye’de İstanbul ve İzmir gibi iki büyük şehrin yoga stüdyoları açısından son yıllarda barındırdığı zenginlik takip edilip incelenmeyi gerektiren bir aşamaya gelmiş durumda. Yoga ve kent ilişkisine örnek olarak, yoga derslerini takip ettiğim ve uzmanlaşma programlarına dahil olduğum Om Yoga ve Hariom Yoga merkezlerinin İstanbul’un en kalabalık, en popüler ve en merkezi semtleri olan Beşiktaş’ta ve Kadıköy’de konumlanmış olmaları duruma örnek teşkil edebilir. Bu bağlamda son olarak şunu hatırlatmakta yarar var: Günümüzde yoganın büyük kentlerde ilgi görmesiyle tarihsel olarak ilk ortaya çıkış ve şekilleniş nedeninin aynı olduğu görülmektedir. “Yoga, bir yanıyla kendinden kopan/kopartılan insanın kendine dönme çabasıdır.” (Ercan, 2016b: 13)
8. Endüstri
Çalışma boyunca değindiğim gibi, sinema 19. yüzyılın teknik icatlarının bir toplamı olarak, ticari bir araç niteliğinde doğar. Önceleri eğlence endüstrisinin alt kolu olan sinemanın örgütlenmesi 1900’lerin başında gerçekleşir. Kurulan stüdyolarla ve açılan sinema salonlarıyla sinemanın endüstrileşme süreci tarihteki yerini alır. Sinemanın endüstriyel gelişiminin en güçlü okunabildiği coğrafya Amerika Birleşik Devletleri’dir. Günümüzde Hollywood, kültür endüstrisinin güçlü silahı olarak sinema literatüründeki araştırmalarda önemle yerini koruyor. Bununla birlikte günümüzde sinema endüstrisi sadece filmlerle değil, yan pazarlarıyla da varlığını sürdürmekte. Filmler piyasaya çıktıktan kısa bir süre sonra satışa sunulan veya internet üzerinden erişilen ev sineması formatları, soundtrack albümleri, oyunlar, tekstil ürünleri, aksesuarlar, oyuncaklar vs. gibi ürünlerin pazardaki payını unutmamak gerekiyor.
Sinemayla benzer şekilde, günümüzde yoga da endüstriyel bir ağın içerisinde varlığını sürdürüyor. Bilindiği üzere, yoganın Batı’ya yayılmasındaki merkezi durak Amerika Birleşik Devletleri. Öte yandan günümüzde yoga endüstrisinin en güçlü olduğu coğrafya da yine aynı yer. Kurulan yoga stüdyolarının, verilen yoga derslerinin ve eğitimlerinin yanı sıra yogaya dair ihtiyaç kaynaklı bir yan sanayinin varlığı dikkat çekici. Yogaya dair piyasaya sürülen tekstil ürünleri, aksesuarlar, müzik albümleri, internet siteleri vs. söz konusu endüstriyel döngünün parçalarını oluşturmakta.
Sonuç Yerine
Çalışma boyunca sinema kuramında ve yoga felsefesinde var olan kavramları iki disiplinin literatüründen yararlanarak ve her iki alana ilişkin deneyimlediklerimden örnekler vererek açıklamaya çalıştım. Bununla birlikte çalışmayı sonuca taşıyacak şu temel soruyu yanıtlamam gerekiyor: Benim hikâyemde “sinema ve yoga” neye karşılık geliyor, ne ifade ediyor?
Giriş bölümünde belirttiğim gibi, sinemanın tarihsel ve teorik zemini üzerine uzun yıllardır çalışmaktayım. Sinema, akademik üretim sürecimde disiplinlerarası çalışmalara açık bir bilim alanı olarak varlığını koruyor. Bu noktada “bilimsellik” ve “nesnellik” inandığım, saygı duyduğum, sıkı sıkıya bağlı kaldığım olgular. Öte yandan birkaç yıl önce basit bir ilgi alanı olarak hayatıma dahil ettiğim ve bugün uzmanlaşma programı sayesinde derinleşmeye çalıştığım yoga, beni “sezgisel olan”la/”sezgisel bilgi”yle tanıştırdı. Analitik olanla sezgisel olanın bir araya gelerek bütünü oluşturabileceğini gösterdi. Önceden var olan nesnel bilgime sezgisel olanı ekleyerek yaşamıma yön verebileceğimi öğretti.
Bitirirken, şunu eklemek isterim: Bu çalışma, burada ele aldığım sekiz kavramla sınırlı değil. Sinema ve yoga’nın ortak örüntüsünde başka kavramlar da elbette mevcut. Örneğin, “dil” bunlardan bir tanesi. Bununla birlikte ilgimi çeken başka bir kavramsal çakışma ise sinemada ve yogada “zaman ve mekân algısı”. Ancak bu çalışma sınırlı bir zaman aralığında ortaya çıktı. Bu nedenle ilk bakışta öne çıkan ve öncelikle açıklanmasını gerekli gördüğüm kavramları çalışmanın içeriğine dahil ettim. Diğer kavramları ise bu çalışmanın devamı niteliğinde, başka bir incelemenin konusu olarak kaleme almayı isterim.
Namaste.
KAYNAKÇA
Abisel, Nilgün (2014). Sessiz Sinema, Ankara: De Ki.
Andrew, J. Dudley (2010). Büyük Sinema Kuramları, İstanbul: Doruk.
Bazin, André (2000). Sinema Nedir?, İstanbul: İzdüşüm.
Buyan, Burak (2013). “Hugo Münsterberg”, Sinema Kuramları-1 Beyazperdeyi Aydınlatan Kuramcılar, ed. Zeynep Özarslan, İstanbul: Su, ss.19-34.
Campbell, Joseph (2010). Kahramanın Sonsuz Yolculuğu, İstanbul: Kabalcı.
Eliade, Mircea (2017). Yoga: Ölümsüzlük ve Özgürlük, İstanbul: Alfa.
Ercan, Bora (2016a). 1. Kitap: Surya’dan Patanjali’ye Yoga, İstanbul: Paloma.
Ercan, Bora (2016b). 2. Kitap: Buda’dan Hatha Yoga’ya Yoga, İstanbul: Paloma.
Ercan, Bora (2019). Om Yoga YUP 1 2018/2019 Ders Notu, 16 Mart.
Erhat, Azra (1989). Mitoloji Sözlüğü, İstanbul: Remzi.
Hançerlioğlu, Orhan (2015). Felsefe Sözlüğü, İstanbul: Remzi.
Iyengar, B.K.S. (2018). Light on Yoga-Yogaya Işık, İstanbul: Omega.
McKee, Robert (2017). Hikâye: Senaryo Yazımının Özü, Yapısı ve İlkeleri, İstanbul: İstanbul Medya Akademisi.
Onaran, Âlim Şerif (1986). Sinemaya Giriş, İstanbul: Filiz.
Özön, Nijat (2008). Sinema Sanatına Giriş, İstanbul: Agora.
Patancali (2018). Yogasutra, çev: Korhan Kaya, İstanbul: Sujala.
Svatmarama (2017). Hatha Yoga Pradipika, çeviri ve yorum: Bora Ercan, İstanbul: Okyanus.
Tecimer, Ömer (2006). Sinema: Modern Mitoloji, İstanbul: Plan B.
[*]Auteur, Fransızca yazaranlamına gelmektedir. Burada filme kişiselliğini yansıtan, imzasını atan yönetmen anlamında kullanılmaktadır.
1 note
·
View note
Text
DYNAMİS
Hastalık ve sağlık kavramı pek çok disiplinler tarafından irdeleniyor.
Bu kavramlar, Homeopati ve Yoga Terapi disiplinleri ile birlikte ele alındığında merkeze alınan konu genellikle “yaşam enerjisi-dynamis-prana” kavramı oluyor. Bu kavramı, iki disiplin üzerinden araştırdığımda aynı yolu kullandıklarını gördüm. Etkileme mekanizmaları farklı olsa bile etki alanları aynıydı.
Bedenimiz belli bir çalışma yükünü kaldırabilir. Çalışmak kadar dinlenmek de hakkımız diye düşünüyorum. Ancak çalışma adı altında zihnin durdurulamaz hızına ayak uyduran yaşam tarzlarımız her birimizi, bedenimizin kaldıramayacağı kadar yüke maruz bırakıyor. Çok çalışmak beraberinde, ihtiyacımızdan fazla ve hızlı tüketmeyi de (bilgi, yemek, alışveriş vs) getiriyor. İşimizde başarı ve profesyonelleşme adı altında bedenimize, hislerimize, duyum ve duygularımıza karşı git gide daha fazla biliçsizleşip, duyarsızlaşmaya başlıyoruz.
Öyleyse soruyorum, bedenimiz tüm bunlara tahammül edebilir mi? Bence hayır. Tüm bunların altında ezilen beden hastalanmaya mahkum kalıyor.
Hastalık doğal bir şey değildir, o doğal olma halimizden çok uzaklara gittiğimizin sinyali olabilir ancak. Yaşam enerjimizin uyum ve denge içinde olduğu bir beden ve zihinde, hiç sebep olmaksızın huzurlu hissederiz. Oysa tüm dünyadaki sağlık sisteminin, hastalık üzerine kurulu olması ve tüm sistemin hasta ederek iyileştirmek adına para kazanması ne büyük bir ironidir.
Hastalık doğal bir şey değildir, o doğal olma halimizden çok uzaklara gittiğimizin sinyali olabilir ancak. Yaşam enerjimiz, uyum ve denge içinde olan bir beden ve zihinde, hiç sebep olmaksızın huzurlu hissettiren temel yaşam kaynağımız. Oysa tüm dünyadaki sağlık sisteminin, hastalık üzerine kurulu olması ne büyük bir ironidir.
Serdar Büyüközer’in “Yeni Başlayanlar için Homeopati” kitabının 16. Sayfasında şöyle yazıyor: “Çok eskiden Çin’de doktorlara kişi sağlıklı iken düzenli ödeme yapılır, hastalanınca ise ödeme yapılmazmış. Dolayısıyla bir doktorun çok kazanması ancak kendi bakımına verilmiş kişilerin sağlığını koruyabilmesi ile ve ömürlerini uzun tutabilmesi ile mümkünmüş. Şimdi ise doktorların kazanması bizim hastalanmamıza bağlı! Bu çok önemli çıkar çatışması nedeniyle kendi sağlığımızı koruma sorumluluğunu kendimiz almalıyız. Mevcut sistem hastalıktan para kazanmak üzerine kurulmuş. “Böyle bir sistem bizim sağlığımızı koruyabilir mi?” diye soruyorum.” Çok yerinde bir soru sormuş yazar. Genel olarak cevapların hayır yönünde geldiğine eminim. Zaten yazarımız S. Büyüközer’de “ bulduğumuz en uygun seçenekleri değerlendirerek yolumuza devam edelim” diye yazıyor.
Bizim Pranayı “yaşam enerjimizi” en verimli, uyumlu ve dengeli olarak kullanabileceğimiz seçenekler nelerdir diye düşünürken tüm felsefesi “Dynamis- yaşam gücü” üzerine kurulu Homeopati felsefesine bir göz atmak istiyorum.
“Homeopati felsefesine göre yaşam enerjisi:
(http://www.organon-homeopati-dernegi.org/dynamis/ sayfasından alıntıdır.)
Latince bir sözcük olan “dynamis”, “bolluk, zenginlik, güç, etki eden güç” anlamına gelmekte olup, ilk kez Dr. S. Hahnemann tarafından, yaşam enerjisini ifade etmek amacıyla kullanılmıştır. Geriye dönüp baktığımızda, yaşam enerjisinin en az beş bin yıldır tanımlanmış olduğunu, değişik kültürlerde farklı isimler aldığını görüyoruz. Örneğin Almanca’da ”dynamis”, Çin’de “chi”, Japonya’da “ki”, Hindistan’da “prana”, Sufizm’de “baraka” gibi. İlkçağın doğa filozofları da durmaksızın, yaşamın temel maddesini aramışlardır. Tüm yaradılış efsanelerinde yaşama bir öz bulma, onu tanımlama çabası vardır. Kadim kültürler, çağlar boyunca, bu soruya bir yanıt bulmaya çalışmışlardır. Yaşam enerjisi (dynamis), Homeopati’nin ana ekseninde yer alır. Organon’un 9- 10 ve 11. Paragraflarında şöyle anlatılır:
Paragraf 9; “Fiziksel bedeni yöneten hayat enerjisi (dynamis), sağlıklıyken, vücudun tüm parçalarını ve tüm işlevlerini, hayranlık uyandıran bir uyum içinde tutar. Böylece içimizdeki akıllı güç, bu sağlıklı ve hayat dolu aracı (vücudu), varoluşumuzun en yüksek amacına hizmet etmek için özgürce kullanabilir.”
Paragraf 10; “Fiziksel beden (organizma), hayat enerjisi olmadan hissedemez, faaliyet gösteremez ve varlığını koruyamaz. Sağlıkta ve hastalıkta, organizmayı canlı tutan bu manevi güç (yaşam enerjisi) sayesinde, tüm hislerin ve hayati fonksiyonların devam etmesi mümkün olur.”
Paragraf 11; “Kişi hastalandığında, aslında hastalanan, gözle görülemeyen ve bütün organizmaya yayılmış olan ve kendi kendine işleyen yaşam enerjisidir. Hastalıklar, yaşam enerjisinin zarar görmesinden başka bir şey değildir. Onun uyumlu akışının ve ahenginin, hayata düşman, ‘dinamik’ bir etkenle bozulması, organizmanın fiziksel, zihinsel ve duygusal işlevlerinde anormalliğe yol açar ki buna “hastalık” denir. Gözle görülemeyen bu enerji (yaşam enerjisi), yalnızca organizma üzerindeki etkileri aracılığıyla anlaşılabilir. Onun uyumu bozulduğunda, fiziksel, zihinsel ve duygusal işlevlerdeki patolojik belirtiler, yani hastalık semptomları ortaya çıkar ki bu semptomlar, kişiyi gözlemleyerek, şifalandırmayı bir sanat gibi uygulayan hekime, organizmanın kendisini ifade etmesinin tek yoludur.”
Görsel: http://www.naturalmedicinecentre.ie/homeopathy.asp
Homeopati’nin felsefe kitabı Organon’da ele alınan “yaşam gücü” ve sağlığın devam ettirilmesi kavramını öğrenirken, Hemşirelik eğitiminde aldığım “hastalık” kavramı üzerine odaklanmış tıp bilgimi unutmam gereken günleri hatırlıyorum tekrardan.
İşte “Yoga ve Yoga Terapi” kavramı da birbirini takip eden ve tam olarak da desteklediğini düşündüğüm bu dönemde tanıştığım yeni ve harika bilgiler içeriyordu. Aslında bana göre sağlığın korunması ve devam ettirilmesi için en doğal ve doğamıza uygun yöntemler bütününü içeriyor.
Yoga ve terapötik yoga uygulamaları Hatha yoga geleneğinden geliyor. Gary Kraftsow’un Yoga Terapi için bir kitabında ifade ettikleri diğer tüm Homeopati’de öğrendiğim (yaşam gücü-dynamis) bilgileri desteklediğini görüyorum;
“Bedenimizi medikal ya da alternatif bir yöntemle iyileştirebiliriz ama eğer derin kalıplarda bir dönüşüm olmazsa, aynı ya da benzer durumları yeniden yaratabiliriz.
Yoga Terapi, içimizde derinlerde yatan, kendimizi iyileştirme kaynaklarına ulaşma sanatıdır. İyileşmenin doğal bir süreç olduğuna inanan; tutumlarımızın ve davranışlarımızın, doğal süreci baskılayarak, sistemimizde -fiziksel, fizyolojik ve psikolojik- durumlar yarattığını fark eden bir inançtır.
Batı tıbbı (allopati) doktorlarının yönelimi hastalığı iyileştirmektir, Yoga Terapinin yönelimi ise, kişiyi iyileştirmektir. Yoga Terapide ilk ve en önemli olarak aradığımız şey, doğal süreci baskılayan, davranış ve hareketleri değiştirmektir. Yani zihni geliştirip, bizi hayat kalitemizi artıracak bir yola yöneltmesini sağlamaktır. Hatta kadim öğretilere göre Yoganın asıl amacı ruh halimizi etkilemektir.
Amacımız ilk olarak insanların kendilerini daha iyi hissetmeleri, hayatlarıyla ilgili netliğe kavuşmaları, hareketlerini önceliklendirebilmeleri, daha etkili olmaları ve -belki de en önemlisi- kendi içlerinde derinde yatan kaynakla iletişime geçmeleri konusunda onlara yardım etmektir. Bana öğretilen şudur;
“Zihni etkileyebildiğimiz zaman bütün sistemi de etkileyebiliriz ve bu etkileme ne kadar derin ise, her şey o oranda daha iyi olacaktır.” Çeviri: D. Yenice
Hem Homeopati hem de Yoga Terapinin temelinin, yaşam enerjisinin doğal akış ve uyumunu koruyarak, kişilerin yaşam tarzını esenlik seviyesinde tutma bilincine hizmet etmek olduğu aşikar.
En başta belirttiğim gibi bedenlerimizin içinde akan yaşam enerjisini yoracak şekilde kaldırabileceğimizden çok fazla çalışarak, üretimden ziyade tüketime hizmet ederek, şiddetli fiziksel veya duygusal travmalara maruz kalarak ve daha farklı birçok sebeple bozup, hastalık teşhisleri ve ilaçlarla dolu sözde sağlık sisteminin ağına düşmemiz an meselesi. Oysa yaşam ve düşünce tarzımızı, sağlığımızı en iyi devam ettirebileceğimiz şekilde seçerek denetleyip, dönüştürmeyi seçenlerden olabiliriz.
Yoga, bilindiği üzere sağlık halimizi ve doğal yaşam gücümüzü devam ettirebilmek için tasarlanmış en basit ve ucuz yollardan biridir. Yaşarken sağlıklı kalmak ve onu korumak üzerine yoğunlaşır tüm öğreti. Evde, iş yerinde, parkta her zaman her yerde uygulanabilir olması da öğrenilmesi de oldukça basit üstelik.
Ancak hastalık kavramı ve hasta insan sayısı böylesine yaygınlaşmış bir dünyada Yoganın da bu duruma ayak uydurabilmek için terapötik yaklaşımlar sunuyor olmasını fevkalade buluyorum.
Amacımız her zaman olduğu gibi yaşam enerjimizin akışının önündeki engelleri kaldırmak, üstelik bunu kişinin kendi beden ve zihnini kullanarak bu alanda olabildiğince farkındalık yaratıp, doğal bir dönüşüme alan açmaktır. Kadim bilgelerin yaptığı gibi doğayı izlemek ve takdir etmek, bize bu konuda her zaman yol gösterecektir. Çünkü doğa kendini nasıl iyileştireceğini daima bilir.
Bu yazıyı okuduktan sonra kendi iyileşme yolculuğunuzda nasıl bir seçim yapacağınızı eminim bir kez daha gözden geçireceksiniz.
Namaskar…
Fatma Nur Kayral 30.01.19
2 notes
·
View notes
Text
Qigong Nedir? Sağlığa Faydaları Nelerdir?
Qigong, yaklaşık 4000 yıl önce Çin’de ortaya çıktı. Qi’nin veya enerjinin herkesin vücudunda mevcut olduğunu belirten geleneksel Çin tıbbı (TCM) ilkelerine dayanmaktadır. Dr. Lin, “TCM ilkelerine göre, insanların en iyi şekilde hissetmeleri için kişinin qi’sinin vücutta akması gerekir” diye açıklıyor. “Belirli bir alanda qi durgunlaşırsa, sağlık sorunları ortaya çıkabilir.”
Qigong nedir?
Qigong, sağlıklı bir akış sağlamak ve qi‘nin durgunluğunu azaltmak için basit pozlar ve nefes kalıpları kullanır. Doğru qi akışı, vücudun kendi iyileşme süreçlerine girmesine yardımcı olabilir. Qigong‘un gerçek çevirisi “qi ile çalışmak“tır.
Yoga ve qigong farkı nedir?
Yoga, qigong’a karşı
Qigong bir yoga şekli değildir. Yoga’nın pozları, qigong’dan daha fazla güç, denge ve esneme gerektirir. Yoga aynı zamanda eski Hindistan’da ortaya çıktı ve TCM’ye dayanmıyor.
Dr. Lin, “Tayvan’da bir çocukken, okula giderken parkta çigong yapan insanları görürdüm” diye hatırlıyor. “Çoğu yaşlı insanlardı. Çigong’un (Qigong) yavaş, amaçlı hareketleri dengenizi daha az zorlar. Bu hareketler çoğu insan için kolaydır ve onları değiştirebilirsiniz. İnsanlar dayanamazlarsa sandalye temelli qigong da yapabilirler. “
Qigong’un sağlık için yararları nelerdir?
Qigong’un Sağlık İçin Faydaları
Qigong’un sağlık sorunlarını tedavi edebileceğini ve hatta önleyebileceğini kanıtlamak için daha büyük, kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır. Yine de Dr. Lin, qigong’un potansiyel faydalarının çabaya değer olduğunu söylüyor. Neredeyse herkesin denemesi genellikle güvenli ve kolaydır. İşte araştırmanın qigong hakkında söyledikleri:
Qigong stres azaltır.
Depresyonu azaltır ve stresi azaltır
Bir çalışma, qigong’un depresyon belirtilerini azaltabileceğini buldu. Bu çalışmada, qigong uygulayanlar, uygulamayanlara göre daha az endişe ve daha iyi bir ruh hali yaşadılar. Qigong’un kemik ve kardiyovasküler sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğu ve dengeyi geliştirdiği de gösterilmiştir.
Qigong kronik yorgunluğu azaltır.
Kronik yorgunluğu azaltır
Kronik yorgunluk sendromu, aşırı yorgunluğa neden olan yaygın bir hastalıktır. Bilinen bir nedeni yoktur ve dinlenmeyle geçmez. Kronik yorgunluğu olan birinin günlük yaşamında işlev görmesi zor veya neredeyse imkansız olabilir. Bir çalışmada, kronik yorgunluğu olan 64 kişi, dört ay qigong uyguladıktan sonra semptomlarında iyileşme yaşadı. Olmayanlara göre daha iyi zihinsel işleyişe ve daha az yorgunluğa sahiptiler. Her zaman yorgunsanız ve doktorunuz herhangi bir tıbbi durumu dışladıysa, qigong yardımcı olabilir.
Qigong bağışıklığa yarar sağlar.
Bağışıklık tepkisini artırır
Bağışıklık sisteminizin görevi, istenmeyen misafirleri virüsler, bakteriler ve hastalıklar gibi uzaklaştırmaktır. Bu önemli bir sorumluluk. Ve qigong bağışıklık sisteminize biraz daha fazla yardımcı olabilir. Birkaç çalışmanın gözden geçirilmesi, qigong’un bağışıklık işlevi üzerinde gözle görülür bir etkisi olduğunu buldu. Düzenli olarak uygulayan insanlarda belirli bağışıklık hücrelerinin seviyelerini arttırdı.
Qigong, refahınızı iyileştirebilir.
Kanserli kişilerde refahı iyileştirir
Kanser tedavisi gören birçok kişinin yan etkilerden ve tedavinin stresinden kurtulmaya ihtiyacı vardır. Genellikle akupunktur , yoga veya masaj gibi alternatif tıp uygulamalarına yönelirler. Qigong’un da bu listede bir yeri olabilir. Bazı kanıtlar, qigong kullanmanın kanserli hastaların yorgunluk ve duygu durum bozuklukları ile savaşmasına yardımcı olabileceğini göstermektedir. Qigong’un bir gecede bir düzeltme olmadığını unutmayın. Herhangi bir egzersiz gibi, tüm faydaları elde etmek için o egzersizde ustalaşmak için zamana ihtiyacınız var.
The post Qigong Nedir? Sağlığa Faydaları Nelerdir? first appeared on NeGibi Türkiyenin Sosyal İçerik Paylaşım Sitesi.
from NeGibi Türkiyenin Sosyal İçerik Paylaşım Sitesi https://ift.tt/3kM78O7 via IFTTT
0 notes
Text
Sporla yeni bir başlangıç yapmanın şimdi tam zamanı!
Artık tamamen evde olmasanız da koronavirüs süreci nedeniyle spor yapmanın ve zinde kalmanın ne denli önemli olduğu da ortaya çıktı. Samsung ve Nike Training Club (NTC) önemli bir iş birliğine imza atarak yeni normale spor ile daha güçlü bir dönüş yapmak isteyenler için antrenmanlar, beslenme tavsiyeleri ve uzman desteği gibi birbirinden faydalı içerikler yayınlamaya başladı.
Evde bolca vakit geçirdiğiniz bir dönemden yavaş yavaş çıkıyor olsanız da koronavirüs süreci spor yapmanın ve zinde kalmanın ne denli önemli olduğunu gösteren bir süreç oldu. Artık tamamen evde olmasanız da sağlık için spor yapmak daha da önemli hale geldi. Bu yeni dönemde hareket etmeye, biraz ter atmaya, vücudunuzu güçlendirmeye ve kendinizi geliştirmeye devam etmeniz gerekiyor.
Normal hayatınıza çok daha güçlü bir dönüş yapabilmeniz için Samsung ve Nike Training Club (NTC) iş birliğinde antrenmanlar, beslenme tavsiyeleri ve uzman desteği gibi birbirinden faydalı içerikler yayınlanmaya başlandı. Samsung ve Nike Training Club (NTC) iş birliğinde sporu daha keyifli ve verimli yapmanızı sağlayacak içeriklerden bir kısmını sizler için derledik:
Hangi sporu yapmak istediğinize karar verin
Evde spor yapmak istiyor ama nasıl başlayacağınıza bir türlü karar veremiyor musunuz? O halde bir profesyonelden destek alın ve evde spor programı yapmak için harekete geçin. Samsung telefonunuza indirdiğiniz Nike Training uygulaması ile profesyonel hocaların hazırladığı, sizin için en uygun antrenmanları uygulamaya başlayabilirsiniz. Antrenmanlarınız sonrasında Samsung Watch akıllı saatinizden egzersiz raporu alabilirsiniz. Örneğin göbeğinizi yok edecek karın hareketleri mi yapmak istiyorsunuz? Karnınızın dümdüz ve sımsıkı olması istiyorsanız çalışmanız şart. Karnınızdaki yağları yakmak için Nike Training eğitmenlerinden Josh Caruthers’in hazırladığı 15 dakikalık “Karnındaki Yağları Yak” antrenmanını yapabilirsiniz. Orta seviyedeki bu antrenman; karın kaslarını çalıştırmak ve hızlıca yağ yakmak isteyenler için ideal. Evde fitness yapmanızı sağlayacak bu planda ekipman olarak da tek ihtiyacınız olacak şey bir barfiks çubuğu. Amacınızı seçtikten sonra bu hedefteki egzersizleri Samsung Watch akıllı saatinize tanımlayıp hangi hareketi kaç kez, ne kadar süre yaptığınızı, kaç kalori yaktığınızı da takip edebilirsiniz.
Antrenman odağınızı belirleyin
Herkesin spor yaparken farklı hedefleri olabilir. Bu sadece incelmek olmayabilir. Spor sayesinde güçlerinizi ve yeteneklerinizi artırmak istiyorsanız Nike Training’in antrenman odağı olarak belirlediği 4 hedeften birini seçebilirsiniz. Örneğin dayanıklılık, hareket kabiliyeti, kuvvet ve esneklik için yoga odaklarından biri hedeflerinizden birini karşılıyor olabilir. Evde yapılabilecek egzersizler arasında yer alan yoganın faydaları saymakla bitmez. Yoga omurgayı uzatıp esnetir, gövde kaslarının dayanıklılığını artırarak duruşu düzeltir. Kasları ve bağ dokuları güçlendirir ve esneklik kazandırır. Eklemlerin hareket kabiliyetini artırır. Fiziksel faydalarının yanı sıra yoga, stres hormonlarının salınımını azaltarak zihne de iyi gelir. Yogayla yeni tanışacak olsanız dahi ilk seferden itibaren bu faydaları hissetmeye başlayabilirsiniz. Profesyonel eğitmenler eşliğinde evde spor yapmayı mümkün hale getiren Nike Training ile farklı amaçlara özel tasarlanan yoga derslerine katılabilirsiniz. Tabii, evde yoga dersi öncesinde ufak bir hazırlık yapmanızda fayda var. Başlangıç seviyesinde olsanız da olmasanız da yoga hazırlık seansı ile hareket kabiliyetinizi artırabilirsiniz. Başlangıç seviyesine yönelik, 18 dakikalık “Yogaya Hazırlık” antrenmanıyla güç toplayabilirsiniz. Hazırlıktan sonra her biri 23’er dakikalık “Temel Seviye Akış Yogası” ve “Temel Seviye Kuvvet Yogası” gibi yoga antrenmanları ile egzersize devam edebilirsiniz. Yoga antrenmanınıza sakin bir müzik eşlik etsin istiyorsanız Samsung kablosuz kulaklık modellerinden yardım alabilirsiniz.
Sevdiğiniz şeyleri de yaparak tam moda girin Spesifik nefes alma teknikleri ve hassas hareketlerden oluşan pilates egzersizleri ise yalnızca vücudunuzu sıkılaştırmaz, aynı zamanda vücudu dengede tutan kasların bir araya geldiği core bölgesini de güçlendirir. Siz de fiziksel güç, esneklik ve postür kazandıran pilatesi evde denemek ve hayatınızın bir parçası haline getirmek istiyorsanız öncelikle zihnen hazır olmalısınız. Başlangıçta ise vücudunuzu zorlamayacak bir program yaptığınızdan emin olmalısınız. Programı hazırladıktan sonra günün en iyi hissettiğiniz saatinde uygulamaya başlayın. Dilerseniz evde sabah sporu yaparak güne başlayabilir, dilerseniz de akşam spor yapmayı tercih edebilirsiniz. Evde spor yapmayı görev gibi görmezseniz alışkanlık edinmeniz çok daha kolay olur. Bu nedenle nefes egzersizleri esnasında sizi moda sokacak müzikler dinleyebileceğiniz bir Samsung bluetooth kulaklıktan ya da kalori ve zaman takibi yapabileceğiniz bir Samsung Galaxy Watch’tan yararlanabilirsiniz. Ayrıca daha iyi sonuçlar almak için Nike Training Club’ın sıkılaşma ve dayanıklılık egzersizlerine göz atabilirsiniz
source https://saglik.kocaali.com/sporla-yeni-bir-baslangic-yapmanin-simdi-tam-zamani/
0 notes
Text
1. 4'lü Yogaya Giriş Dev Set Diş Sitrin Taşı Hediyesi ile
4 Dev Setimizi İçinde Barındıran Yogaya Giriş Setimiz İçerisinde 130 Kartlık Yoga Anatomisi Dev Setimiz 60 Yoga Anatomisi İçeren Temel Yoga Hareketleri Kartları 50 Bedensel ve Zihinsel Değişiminizi Sağlayacak Akış Kartları 13 Pranayama Nefes Kartları 7 Çakra Olumlama Kartları ile Yoga Anatomisi Dev Set 80’li Yoga Hareketleri Flower Seti İçerisinde 69 Yeni Başlayan, Orta ve İleri Seviye Yoga…
View On WordPress
0 notes
Text
2'li Dev Set Hafta Sonu Kampanyası | 80'li Yoga Hareketleri Flower Serisi | 7 Çakra Kartları Serisi
Kıymetli Yoga Haraketleri Ailemiz 2’li Set Hafta Sonu Kampanyamız Diş Sitrin Taşı ve Tütsü Hediyeleri ile 175₺ dir. 2’li Dev Set İçeriğimiz 80’li Yoga Hareketleri Flower Serisi 69 Yoga Hareketleri Kartları 11 Adet Bedensel ve Zihinsel Değişiminizi Sağlayacal Akış Kartları 7 Çakra Kartları ve 40 Sayfalık Mini El Kitapçığı 80’li Yoga Hareketleri Flower Serisi İçeriği 69 Yeni Başlayan,Orta Seviye,…
View On WordPress
0 notes
Text
2'li Set 80'li Yoga Hareketleri Flower Serisi | 7 Çakra Enerji Kartları 40 Sayfalık Mini El Kitapçığı Serisi | Tütsü ve Doğal Taş Hediyeleri ile
2’li Set 80’li Yoga Hareketleri Flower Serisi | 7 Çakra Enerji Kartları 40 Sayfalık Mini El Kitapçığı Serisi | Tütsü ve Doğal Taş Hediyeleri ile
Kıymetli Yoga Hareketleri Ailemiz İndirimli 2’li Setimiz 80’li Yoga Hareketleri Flower Serisi | 7 Çakra Enerji Kartları 40 Sayfalık Mini El Kitapçığı Serisi | Tütsü ve Doğal Taş Hediyeleri ile 200₺ dir. 80’li Yoga Hareketleri Flower Serisi 69 Yeni Başlayan. Orta Seviye, İleri Seviye Yoga Hareketleri Kartları 11 Adet Bedensel ve Zihinsel Değişiminizi Sağlayacak Akış Kartları 69 Yeni Başlayan,Orta…
View On WordPress
0 notes
Text
2'li Set Dev Kampanya | 80'li Yoga Hareketleri Flower Serisi | 50 Kartlık Yüz Yogası Serisi | Diş Sitrin Taşı ve Tütsü Hediyeleri ile
2’li Set Dev Kampanya | 80’li Yoga Hareketleri Flower Serisi | 50 Kartlık Yüz Yogası Serisi | Diş Sitrin Taşı ve Tütsü Hediyeleri ile
🍀Kıymetli Yoga Hareketleri Ailemiz 2’li Set Dev Kampanyamız 🍀80’li Yoga Hareketleri Flower Serisi 69 Temel Yoga Hareketleri 11 Adet Bedensel ve Zihinsel Değişimizi Sağlayacak Akış Kartları Seti 🍀50 Kartlık Yüz Yogası Seti 🍀Diş Sitrin Taşı ve Tütsü Hediyeleri ile 170₺ dir. 🍀Dev Kampanyamız 3 Gün Sürecektir. 🐞80’li Yoga Hareketleri Flower Serisi İçeriği 🐞69 Yeni Başlayan, Orta Seviye ve İleri…
View On WordPress
0 notes
Text
130 Kartlık Yoga Anatomisi 4'lü Dev Set Ön Sipariş
130 Kartlık Yoga Anatomisi 4’lü Dev Set Ön Sipariş
Kıymetli Yoga Hareketleri Ailemiz 130 Kartlık İçerisinde 3 Set Barındıran Dev Setimiz Ön Siparişe Açılmıştır. 130 Kartlık Yoga Anatomisi 4’lü Set | 73 Yoga Anotomisi İçeren Temel Yoga Hareketleri Kartları | 50 Bedensel ve Zihinsel Değişiminizi Sağlayacak Akış Kartları | 13 Pranayama Nefes Kartları | 7 Çakra Olumlama Kartları ile Dev 3’lü Setimiz Brezilyadan Getirdiğimiz Diş Ametist Taşı ve Tütsü…
View On WordPress
0 notes
Text
3'lü Dev Set Sitrin Taşı ve Tütsü Hediyeleri | 120 Kartlık Ayurvedik Beslenme, Diyet, Kilo Verme | 80'li Yoga Hareketleri Flower Seti | 7 Çakra Kartları Seti |
3’lü Dev Set Sitrin Taşı ve Tütsü Hediyeleri | 120 Kartlık Ayurvedik Beslenme, Diyet, Kilo Verme | 80’li Yoga Hareketleri Flower Seti | 7 Çakra Kartları Seti |
🪐Kıymetli Yoga Hareketleri Ailemiz 3’lü Dev Setimiz Diş Sitrin Taşı ve Tütsü Hediyeleri ile 280₺ dir. 💫SET İÇERİĞİ: 🪐120 Kartlık Ayurvedik Beslenme, Diyet, Kilo Verme, Meditasyon, Nefes, Ayurvedik Yemek Tarifleri, Yoga Hareketleri Kartları ve Akış Kartları Seti. ⭐️80’li Flower Serisi 69 Temel Yoga Hareketleri Kartları ve 11 Adet Akış Kartları Seti. ⭐️7 Çakra, Enerji Kartları ve 40 Sayfalık Mini…
View On WordPress
0 notes
Text
80'li Yoga Hareketleri Flower Serisi | 7 Çakra Kartları 40 Sayfalık Mini El Kitapçığı | Diş Sitrin Taşı ve Tütsü Hediyeleri ile
80’li Yoga Hareketleri Flower Serisi | 7 Çakra Kartları 40 Sayfalık Mini El Kitapçığı | Diş Sitrin Taşı ve Tütsü Hediyeleri ile
80’li Yoga Kartları Flower Serisi İçeriği 69 Yeni Başlayan,Orta Seviye, İleri Seviye Yoga Hareketleri Kartları İçeriği Pozun Sanskrit adı Türkçe adı Pozun açıklaması Tanımı Nasıl yapılır Faydaları Çakra açıklamarı Telafuzzu Elementleri Pozun hangi çakraları açtığı bilgileri Yer alır. 11 Adet Akış Kartı İçerisinde Bedensel ve zihinsel değişiminizi sağlayacak akış kartları Anksiyete Baş ağrısı,…
View On WordPress
0 notes
Text
80'li Yoga Hareketleri Set | 50 Yüz Yogası Set | 7 Çakra Kartları El Kitapçığı | Tütsü Hediyesi
80’li Yoga Hareketleri Set | 50 Yüz Yogası Set | 7 Çakra Kartları El Kitapçığı | Tütsü Hediyesi
80’li Yoga Kartları Flower Serisi İçeriği Pozun Sanskrit adı Türkçe adı Pozun açıklaması Tanımı Nasıl yapılır Faydaları Çakra açıklamarı Telafuzzu Elementleri Pozun hangi çakraları açtığı bilgileri Yer alır. 11 Adet Akış Kartı İçerisinde Bedensel ve zihinsel değişiminizi sağlayacak akış kartları Anksiyete Baş ağrısı, migren Depresyon Doğum öncesi Fibromiyalji G��bek yağı eritme Güç power…
View On WordPress
0 notes
Text
Dijital 130 Kartlık Mandala Serisi 70 Yoga Pozu | 60 Akış Karları
Dijital 130 Kartlık Mandala Serisi 70 Yoga Pozu | 60 Akış Karları
130 Kartlık Mandala Serisi Dijital Olarak Satışa Başlamıştır. 70 Yeni başlayan, Orta seviye, İleri seviye yoga hareketleri kartları 60 Adet bedensel ve zihinsel değişiminizi sağlayacak akış kartları içerir. Dijital olarak kullanacağınız yoga pozları ve akış kartları ile istediğiniz her yerde özgürce yoga yapmanızı sağlayacaktır. Herkese ulaşılabilmesi açısından 130 Kartlık Dijital Mandala…
View On WordPress
0 notes
Text
80'li Yoga Hareketleri Flower Serisi Adaçayı ve Kekik Tütsü Hediyeleri ile
80’li Yoga Hareketleri Flower Serisi Adaçayı ve Kekik Tütsü Hediyeleri ile
80’li Yoga Hareketleri Flower Serisi 69 Yeni Başlayan, Orta Seviye ve İleri Seviye Yoga Hareketleri 11 Adet Bedensel ve Zihinsel Değişiminizi Sağlayacak Akış Kartları İçerir. 80’li Yoga Hareketleri Flower Serisi69 Yeni Başlayan Orta Seviye ve İleri Seviye Poz Kartlarının Ön Yüzünde:Pozun ResmiSanskrit AdıTürkçe AdıPozun AçıklamasıKartların Arka Yüzünde:Poz Adının…
View On WordPress
0 notes