#yaşım çocuk
Explore tagged Tumblr posts
Text
"Füsun, hani demiştin ya yaşın otuza vurunca yük biner omuzuna diye. Ben de sana yaşım çocuk ama yüküm ağır demiştim. Bu gece sanki otuz yaşındayım füsun."
705 notes
·
View notes
Text
Görünce Ağzım Açık Kaldı! (Filiz 39 Y., İstanbul)
Başımdan geçen olayı yazmakta tereddüt etsem de, bir gece yarısı yazmaya karar verdim. İsmim Filiz. Yaşım 39, boyum 1.70. Mavi gözlü, sarışın, dolgun göğüsleri olan, çok çekici bir bayanım. Üniversite mezunuyum. İyi bir kariyere sahibim ve işimde çok başarılıyım. Özel bir şirkette satış müdürü olarak çalışmaktayım. 15 yılık evliliğim var ve kocamla çocuk yapmayı hiç düşünmedik. Tabii ki bunda kocamla olan sex hayatımız da etkili.
İşim gereği bazen yurt dışı seyahatlerim oluyor. Yine böyle bir seyhatte bu sefer işim Fransa'da idi. Paris'te benim için rezervasyon yapılan otele yerleştim, duşumu alıp, akşamki görüşme için hazırlıklarımı yaptım ve Fransız şirketin ofisine gittim. İş görüşmesi gece yarılarına kadar sürdü ve çok yoruldum. Alıcı firma anlaşma yapmak için benden 4 gün istedi, bu süre zarfında diğer şirketlerin fiyat tekliflerini inceleyip karar vereceklerdi. Ben de ofisten ayrılıp, dinlenmek için otelime geçtim. Odama çıkmadan barda bir şeyler içip, yorgunluk atmak istedim.
Barın yanındaki masadaki broşürler dikkatimi çekti. Ayağa kalkıp bir tanesini aldım. Kapağında 'Eros' yazan broşürün içini açınca, bunun kadınlara özel jigolo şirketi olduğunu anladım. İçkimi yudumlarken bir yandan da broşüre göz gezdiriyordum. Ama dikkatimi çeken şey, broşürdeki yarı çıplak erkeklerin hepsinin de Zenci olmasıydı. Hepsi de kaslı, iri yarı, genç Zencilerdi. Odama çıkıp tekrar bakma isteği doğdu içimde. Odama çıkıp soyundum, yatağıma uzanıp, broşürdeki erkeklerden birinin beni siktiğini hayal ederek amımı parmaklamaya, mastürbasyon yapmaya başladım...
Bir Zenci tarafından sikilmenin hayali bile beni bukadar azdırıyorsa, acaba gerçeği nasıl olur diye düşünüyordum. Kocamı aldatmak istemiyordum, ama içimdeki şeytan öyle demiyordu ve uzun zamandır sekse çok açtım. Tüm cesaretimi toplayıp broşürdeki numarayı adadığımda, telefona Fransız bir bayan çıktı. Bu arada ben İngilizceyi, Almancayı ana dilim gibi konuşurum, ama Fransızcam yok denecek kadar yetersizdi. Neyse, kadınla çat pat Fransızca konuşup, yarın için bir erkek göndermesini ve o erkeğin bana 3 gün eşlik edeceğini söyledim. Bunu yaptığıma inanamıyordum ve çok heyecanlanmıştım. O heyecanla tekrar elim amıma gitti, bir kez daha mastürbasyon yapıp uyudum.
Ertesi gün uyanınca duşa girdim ve tüm temizliğimi yapıp, kahvaltıya indim. Kahvaltıdan sonra odama çıkıp beklemeye başladım. Yarım saat sonra kapı çaldı ve odaya üç tane Zenci genç girdi. Kendilerini Eros'tan gönderdiklerini, 3 gün boyunca benimle olacaklarını söylediler. Ben hem İngilizce hem Almanca olarak, "Bir yanlışlık oldu galiba, ben 3 kişi istemedim, ben 3 günlüğüne sadece bir kişi istedim!" dediysem de onlarla anlaşmak çok zordu. Sonunda pes ederek, "İyi, tamam!" deyip kabul ettim. Birer kadeh şarap içerken tanıştık ve adlarının, Dredd, Sly ve Rob olduğunu öğrendim.
İçkilerimiz bitince benim elimden tutup yatak odasına götürdüler. Üçü birden üstümdeki kıyafetleri soydular, karşılarında sütyen ve külotla kalmıştım. Üçü kendi aralarında gülüşüp, Fransızca bir şeyler söylüyorlardı. Adı Dredd olan beni elimden tutup kendine doğru çekti ve dudaklarıma yapıştı. Öyle istekli ve arzulu öpüyordu ki, uzun zamandır böyle etkilenmemiştim. Bir iki dakika sonra yanımıza Sly da geldi ve beni arkadan kavradı. İnanın çok mutluydum. Dakikalarca ayakta üçümüz seviştik ve üzerimdeki sütyenle külodu da çıkardılar. Onların üzerlerinde sadece boxerleri kalmıştı.
İkisinin önünde diz çöküp, önce Sly'ın boxerini indirdim. Yarağını görünce, "Olamaz böyle şey!" dedim, ağzım açık kaldı. Hep duyardım (Zencilerinki büyük olur diye), ama bu kadar büyük olacağını hiç beklemiyordum. Hayatımda bu kadar büyük yarak görmemiştim. İçimi bir korku sardı ve öylece dona kalmışım. Dredd'in saçımı okşamasıyla irkildim. Sanırım onlar da anlamış olacaklar ki, saçımı okşuyorlardı. Dredd, elimden tutup kendi boxerini çıkarmam için yardımcı oluyordu. Dredd'in yarağı aynı Sly'inki gibi büyük ve çok kalındı. İkisini de elime alıp dakikalarca baktım. Önce Dredd'in, sonra da Sly'ın yarağını ağzıma aldım, ama anca kafası ağzıma giriyordu...
Dredd beni yatağa yatırdı, tertemiz ve kaymak gibi pürüzsüz olan amımı yalıyor, Sly ise yarağını ağzıma sokacağım diye uğraşıyordu. Ağzımda Sly'ın yarağı olduğu için sesim bile çıkmıyordu ve nefes nefese kalmıştım. Bu arada amımın yalanmasıyla iki sefer orgazm olmuştum bile. Dredd yerini Rob'a devretti. Rob elindeki losyonla önce kendi yarağını, sonra da benim amımı yağladı. Sonra da yavaş yavaş yarağını amıma sokmaya çalıştı, ama canım çok acıyor, çığlık atamıyordum, sürekli kendimi sağa sola atıyordum. Rob belimden öyle sıkı tuttu ki, kımıldamak mümkün değildi. Birkaç kez yavaşça gidip geldikten sonra öyle bir yüklendi ki, avazım çıktığı kadar bağırmışım. Ama Rob hiç duracak gibi değildi, o koca yarağını nerdeyse sonuna kadar sokup sikmeye başladı. Birkaç dakika sonra altında zevkten inim inim inliyordum...
O gece üçü sırayla beni ikişer posta siktiler. Kaç sefer orgazm oldum bilmiyorum, ama çok zevk aldım. Dördümüz yatakta yorgunluktan sızmış kalmışız. Sabah uyandığımda uyuyorlardı. Kalkıp duşa gittim, halen amımda onların dölleri vardı. Güzelce temizlenirken, Dredd duşa geldi ve benimle tekrar sevişmeye başladı. Her tarafımı ustalıkla öpüp yalıyordu. Sonra beni kucağına alıp odaya götürdü. Sly ve Rob da uyanmış, sanki bizi bekliyorlardı. Dredd sırt üstü beni yatırdı ve amımı yalamaya başladı. Bu öylesine bir mutluluktu ki, tarifi imkansızdı. Sly ve Rob'un yaraklarını elime aldım, bir taraftan amımın yalanmasıyla zevkten inliyor, diğer taraftan da onların yaraklarını okşuyordum...
Dredd sonra beni yatakta kucağına alıp zıplatmaya başladı. Onların bu arzulu sevişmelerine karşı koymak imkansızdı. Rob ayağa kalkıp yarağını ağzıma verirken, Sly da elime verdi. Bir müddet sonra Dredd amımdan çıkıp, Sly ile yer değiştirdiler. Sly bir yandan amıma pompalıyor, bir yandan da göğüslerimi sıkıyordu. Öylesine zevk alıyordum ki, sanki bulutların üzerinde gibi hissediyordum kendimi...
15-20 dakika sonra böğüre böğüre Sly amıma boşalırken, Dredd de ağzıma boşaldı. Ben de Sly'ın üzerine yığıldım kaldım. Rob beni kucakladığı gibi banyoya götürdü, dizlerim titriyor, ayakta duracak dermanım yoktu. Rob beni güzelce temizledikten sonra dudaklarımı, göğüslerimi, amımı öpüp yalamaya başladı. Beş altı dakika kadar yaladıktan sonra kazık gibi olmuş sikini ağzıma soktu. Öyle bir iştahla yalıyordum ki, tarifi imkansız. Beni ayağa kaldırıp arkadan amıma girdi ve sikmeye başladı...
Duşun altında öyle sesler çıkartıyordum ki, neredeyse bütün otel benim sesimle yankılanıyordu. Bir eliyle belimden tutmuş, bir eliyle göğüslerimi sıkıyordu. Bir ara iki eliyle belimden sıkı sıkı tutmuş, sanki benim kaçmamdan korkarcasına bana sarılıyordu. Bir müddet sonra ikimiz de aynı anda geldik ve olduğumuz yere yığılıp kaldık. Benim takatim kalmamıştı, yorgun ve bitik bir haldeydim. Ama Rob durmak bilmiyordu, sürekli beni öpüp okşuyordu...
Temizlenip Rob ile banyodan çıktığımızda, öbür ikisi kalkık yaraklarını sıvazlıyolardı. Beni bir kez daha sikmek istediklerini söylediklerinde, kararlı bir şekilde, "Yok, yeter, hiç halim kalmadı!" dedim. Ücretlerini ve bolca bahşişlerini verip, zorla gönderdim.
Bu yaşadıklarımdan pişman mıyım? Hayır, değilim. Aksine hayatımın en heyecanlı ve doyurucu sikişini yaşamıştım!
144 notes
·
View notes
Text
Benim iki doğum günüm var;
8-9 yaşıma gelene kadar doğum tarihimi 12 Mart sanıyordum demek ki bana öyle söylenmiş. Bi gün kimliğime baktım 13 Mart yazıyor. Annemle babam dedi ki sen gece 12'den sonra doğdun o yüzden aslında 13 doğru olan tarih. (Okeyy) Bizim kuşağın ahşap TV büfesi önünde arkadaşlarıyla çekilmiş doğum günü fotosu vardır genelde. Bende yok çünkü ailem doğum günümü hiç kutlamadı. Bir kez ablamın bana pasta aldığını hatırlıyorum bu anıda anne baba yok. Ablam, bi arkadaşı ve ben üç kişiyiz. 18 yaşına girdiğim gün de babamdan pasta istemiştim. Ben istemesem o gün eve pasta gelmezdi.
İlk gerçek doğum günü sürprizi ve kutlanma üniversitede sınıf arkadaşlarım ve kyk'da oda arkadaşlarım tarafından yapıldı. 20'li yaşların başında doğum günü kutlamayı reddettim birkaç yıl. O zamanlar "doğum günü kutlanacak bir şey değil, pasta üflemeye gerek yok, yetişkin olmak boktan birşeye benziyor gibi kutlamak yerine içmek lazım vs." diyerek arkadaşlarıma pasta aldırmadım. Sarhoş olmayı yeğledim fazlasıyla kederliydi o yıllarda doğum günleri benim için. Çok sonra farkettim ailem doğum günlerine önem vermediği için benim de bu bakış açısıyla kutlamayı reddettiğimi.
Böyle böyle 26-27-28 yaş geldikçe gerildim. 30'a yaklaştıkça ürktüm. Sonra 29 yaşım annemin panik atakvari psikiyatrik hastalıklarıyla ilgilenmekle geçti. Hastayla ilgilenirken mücadele ettiğim yaşlı ve aksi baba, babayla görüşmeyi kesen abla. Dünya yansa cinsel organına takmayan abi... O kadar zor bir yıldı ki 29 yaş bir an önce bitsin 30 olayım istedim. 2023 bir an önce bitsin 2024 gelsin istedim. Sayılar değişince vaziyet de değişecek sanki, insan bir şeylere tutunmak istiyor, geçmişte bırakmak istiyor bir an evvel.
30 yaş geldi bi ara biraz nefes aldım, "tamam şuan bir sorun yok kendi hayatımı yaşıyorum" derken bu kez annemin kanser tedavisi başladı. Ruh yorgunluğuna fiziksel yorgunluk da eklendi. Bugün 30 yaşımın son günü. Şükrettiğim şey şu; bu hafta 4 gün hastanede olacağız doğum günüm hariç diğer günler. Yarın 2 saat fazla uyuyacağım, spor salonuna gidip diyetisyen görüşmesi yapacağım belki tek başıma bir yerde kahve içeceğim. Hekimler bilmeden doğum günümü boşa çıkardılar, akşam sevgilimle baş başa yemek yiyeceğiz, bunlar için müteşekkirim.
Her şeye rağmen 30'ları sevdim ben. Bombok şeyler yaşansa da sevdim. Yetişkin olmak harika bir şey, kontrol bende. Her şey ben nasıl istiyorsam öyle. Birilerinin önerisine tecrübesine ihtiyacım yok gibi hissediyorum (ablam hariç) Nasıl anlatsam, ben bana yeterim, kendim hallederim güveni verdi sanki 30'lar.
Artık doğum günü kutlamaya bayılıyorum. Çocukluğumda kutlanmayanları telafi etmek için koca bir hafta kutluyorum hatta. 9 yaşına kadar 12 Mart sanıyordum ya... Sevgilime diyorum ki pastamı bugün al. Bana şu hediyeyi al. Tıpkı bir çocuk gibi istediğim şeyleri sıralıyorum, katıksız bir çocuk mutluluğu taşıyorum içimde. Doğum gününü bir kez bile kutlamayacağınız çocuğu neden dünyaya getirdiniz ki! İsyanlarını geride bıraktım. Koca bir Mart boyunca içimden kendimi seviyorum, kutluyorum. Çocuk Bilge'yi hatırlıyorum sık sık.
İyi ki doğdum, birileri için varlığımın bir değeri var bunu artık biliyorum. Sonunda öğrendim dünyaya geldiğim gün kutlanmaya değer. Kendime müthiş bir yeni yaş hediyesi verdim. İyi ki doğdum ben.
35 notes
·
View notes
Text
Alınırım
Bakma sen yok dediğime,
Sevgiden uzak,
Her sözüne alınırım.
Aldanma öyle dik durduğuma,
Bir bakışınla bile,
Kum gibi dağılırım.
***
Bakma sen güldüğüme,
Parçalarımı içimde gizlediğime,
Aslında cam gibi kırılırım.
Yaşım seni aldatmasın,
Bir çocuk misali,
Yok dediğin her şeye darılırım.
***
Bakma sen buz gibi olduğuma,
Aslında kor olmuş yanarım.
Hani sana güvenmediğimi söylüyorsun ya,
Gerçekte her sözüne inanırım.
Zaten bu yüzden yaralarım kapanmaz,
İçten içe hep kanarım.
~
Celal Bahar

#şiirheryerde#kitapsevgisi#şiir#edebiyat#kitap#günün şiiri#şiirler#şiirsokakta#edebiyet#şiirdefteri#kitapsözleri#kitapkokusu
23 notes
·
View notes
Text
🎀🌸Hoşgeldin yeni yaşım ,yeni telaşlarım ,yeni kararlarım,heyecanlarım, hayallerim , Her şeye rağmenlerim , iyi gelenler ve gidenler ,sevinçlerim ve hüzünlerim kimse gibi olmayan hep çocuk kalan yanım bir yaş daha alarak yoluma en güçlü halimle devam ediyorum . Her yaşımın bana kattığı güzellikler için teşekkür ediyorum . Şükürler olsun Rabbime...
44 notes
·
View notes
Text



Yaşadığım kadar varım işte, her şeyin sıradanlaştığı şu dünyada yılın hangi günü doğduğumun -artık- pek de bir önemi yok açıkcası. Ama işte her yaşın kendine göre bir hikayesi var elbet. Var oluşlar, buluşlar, vazgeçişler.. keşfetmek heyecanlandırmıyor artık beni. Ben daha çok ne yaşayacağını bilmek isteyenlerdenim. Rutinleşmiş dingin bir yaşayışın içinde huzurun peşindeyim. Huzur'u kalp istemiştim geçen yaşımda, mutlu olmak tek başına yetmiyor anlamıştım. Şimdi de huzur'u kalbin tek başına yetmediğini yaşadığın çevrenin de huzurlu kalplere sahip olması gerektiğini anladım. Artık daha sakinim, yetişkin olmanın ne kadar sancılı bir süreç olduğunu anladığımdan beri keşke çocuk kalsaydım diyemiyorum. Tekar o sancıları yaşamak istemiyorum. İnsan büyüdükçe çocukluğunun elinden tutmak istiyor. Ve yaş almanın en güzel yanı kendi elinden tutabiliyor olmak. Bu yaşımda kendimi bulmuş, huzurlu kalpleri ve huzur'u kalbi bulmuş olmam temennisi ile hoş geldin yeni yaşım.
25 notes
·
View notes
Text


bu sıralar babamı düşünüyorum evet en çok onu, ama hangisi olduğuna bile karar veremiyorum kafamda bir figür yarattım sürekli onu düşünüyorum sokaklarda dolanırken acabalar hep ensemde bilmediğim tonla sorular belki de hiç elde edemeyeceğim hevesler insan olmanın getirisi ile düştüğüm hatalar ama bunların hepsi babama çıkıyor, birazda nefret ediyorum babasından bahseden insanlardan onların üzüldüğü her konudan babam halleder babam destek çıkacakmış gibi cümlelerden, baba gerçekten sırtını dayadığında bir evmiş insana kaç yaşına gelirse gelsin, ben öyle yaşadım ki çeketimi almadan çıkıp gitmişim sanki evimden öyle üşüyorum her vardığım yerde, düşecek gibi oluyorum sonra benim sırtımı dayayabileceğim bir babam olmadığı geliyor aklıma ayıltıyor beni hayatın gerçeği, anneme soruyorum bazen bunca ölüyle nasıl baş ettin diye gülümsüyor sadece yüzüme, kendisi gibi yara almış birini çekip kurtardığı için hiç suçluluk duymuyormuş gibi. yaşım ilerledikçe daha fazla farkına varıyorum kendimin kimim ve neden hâlâ aynı hevesle bu karanlıkta ilerliyorum, yolum denk gelir mi acaba diye düşünmeden edemiyorum bazen benim gibilere, sırtını dayayacak kimsesi olmayan ezilen her türlü işkenceye maruz kalmış ama hala dimdik direnen, çocukluğunu bir hiç uğruna heba etseler de hala çocuk kalabilen.
43 notes
·
View notes
Text
"kuzum, hani demiştin ya yaşın otuza vurunca yük biner omuzuna diye. ben de sana yaşım çocuk ama yüküm ağır demiştim. bu gece sanki otuz yaşındayım ."
11 notes
·
View notes
Text
Bugün benim doğum günüm yaşım on yedi değil yaşım çocuk
7 notes
·
View notes
Text
Yaşım geçti evlenmedim demeden önce,
40 yaşındayken Hz Muhammed (sav)' ile evlenen Hatice validemizi unutma!
Çocuğum olmadı, evlat sevemedim demeden önce,
İhtiyarlığının son noktasında çocuk sahibi olan Zekeriya (as) 'ı unutma!
Artık bu hastalığa sabredemiyorum demeden önce,
Vücudunun her yerindeki yaralara kurt düşmüş Hz Eyüp (as) 'ı unutma!
Bu sıkıntılardan kurtuluşumuz yok demeden önce,
balığın karnından kurtulan Hz Yunus (as) 'ı unutma!
Dualarım kabul olmuyor demeden önce,
hiç bir dua'nın boşa olmadığını,
Allah'ın mükemmel bir zamanlaması olduğunu unutma!
Allah'a güven..
Bazı şeyler geç kaldıkça güzelleşir...
34 notes
·
View notes
Text

Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer
Benimle yeniden tanış
Bıraktığın gibi olmayabilir bir çok şey
Yaşım, aklım, başım yufka yüreğim
Belki de biraz daha zalim, belki de medeni halim
Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer benimle
Yeniden tanış
Ama kimse anlamasın bu tanışıklığın evvelini
Gözün bile ısırmasın beni bir yerden
Çıkaramadım değil de tanıştığımıza memnun oldum cevabını
Almak istersen
Sarılarak değil ancak el sıkışarak karşılayabilirim seni
Ve önce sen uzat elini
Çünkü öğrendim artık
Önce bayanların elini uzatması gerektiğini
Ve daha nicesini
Çünkü öğrendim artık daha nicesini
Bir gün bir yerde terkrar karşılaşırsak eger
Benimle tanış
Ve gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer
Benimle yeniden barış
Hani darılmıştın ya ayrılırken sorumsuzluğuma
Çocukluğuma, dağınık olmama
Ve kot pantolonuma yırtık
Biryerde karşılaşırsak eğer benimle barış
O çocuk büyüdü artık
Benimle tanış, benimle barış
Bitsin bu anlamsız inat, bitsin bu yarış
Ben onuruma tutsak, sen bağışlayan yanlarına inat
Neye ve neden kızdığını dahi hatırlayamazken artık
Beni de unutursan eger aldırmam inan
Çünkü özgür bıraktım artık
Tüm bağışlayamadığın yanlarımı
Kimseye verilecek hesabı olmayan taraflarım
Şehrin arka sokaklarında kaybolup gitti
Ve şu zamana kadar yaptıklarım hep
Çocukca bir oyundan ibaretti
Ben unuttum artık o adamı
Kimbilir nerde şimdi
Günahlarım veresiye ama
Güzel yanlarım peşin
Hani darılmıştın ya ayrılırken sorumsuzluğuma
Çocukluğuma, dağınık olmama
Ve kot pantolonuma .yırtık
Biryerde karşılaşırsak eğer
Benimle barış
O çocuk büyüdü artık...
Yüreğinize hüzün değmesin ..🥀
Sevdiklerinizle birlikte en güzel akşamlar sizlerin olsun candostlar:) Gün akşamda..♥️🌹🥀🕊👒
5 notes
·
View notes
Text
bi ara uzakta olduğum için babam telefonla arayıp kızım nasılsın 23 nisan çocuk bayramın kutlu olsun diyip kapatmıştı o ara yaşım 21 di
15 notes
·
View notes
Text
Sevgili 35.yaşım ne diyeceğimi bilemiyorum ama en çok da bu şiir ile ifade edebilirim kendimi. İçimde bir çocuk kaldı mı bilmiyorum. Büyüdüm mü emin değilim. Tek hissettiğim çoğunlukla yorgunluk. Bu süreçte istediklerimse pek olmuyor. Zaman diyorum. Geçecek. Garip bir dinginlik de hissetmiyorum desem yalan olur. Hala arıyorum. İçimdeki kendimi. Tamamlanmamış hissediyorum bazı şeyleri... iyi ki doğdum sanırım...
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün.
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
12 notes
·
View notes