#uzay yarışı
Explore tagged Tumblr posts
Text
Firefly Tarih Yazdı: Blue Ghost Uzay Aracı Ay’a Başarıyla İndi!
🚀 Firefly Aerospace, Blue Ghost uzay aracıyla başarılı bir Ay inişi gerçekleştirdi! 📌 NASA’nın CLPS programı kapsamında finanse edilen görev, iki hafta sürecek bilimsel araştırmalara zemin hazırlıyor.📌 Firefly, Ay’a iniş yapan ikinci özel şirket olarak uzay tarihinde yerini aldı!📌 Çin ve ABD arasındaki Ay yarışı hız kazanıyor! 🔥 Bu tarihi görev, uzay keşifleri açısından kritik bir dönüm noktası…
0 notes
Text
Uzay Yarışı ve Teknolojik Dönüm Noktaları: DeepSeek ve Çin'in Yükselişi
Uzay Yarışı ve Teknolojik Dönüm Noktaları 4 Ekim 1957’de Sovyetler Birliği, insanlık tarihinin ilk yapay uydusu olan Sputnik 1‘i alçak Dünya yörüngesine fırlatarak uzay çağını başlattı. Sputnik, sadece bir uydu değil, aynı zamanda bir ulusun teknoloji alanındaki gücünü simgeleyen bir başarıydı. Batı dünyası, özellikle de Amerika Birleşik Devletleri, bu gelişmeyi büyük bir şokla karşıladı. O…
0 notes
Text
Soğuk Savaş’ın Hisse Senetlerine Etkisi: Silah Sanayiinden Teknoloji Devlerine
Soğuk Savaş, 20. yüzyılın ikinci yarısında dünya siyasetini ve ekonomisini derinden etkileyen bir dönemdi. 1947'den 1991'e kadar süren bu jeopolitik gerilim, sadece devletler arasındaki mücadeleleri değil, aynı zamanda küresel finansal piyasaları da şekillendirdi. Özellikle hisse senetleri, Soğuk Savaş’ın getirdiği belirsizlikler ve fırsatlarla birlikte önemli dalgalanmalar yaşadı. Bu yazıda, Soğuk Savaş’ın hisse senetleri üzerindeki etkilerini, silah sanayii ve teknoloji devlerinin bu dönemdeki rolünü detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.
Soğuk Savaş’ın Ekonomik ve Siyasi Arka Planı Soğuk Savaş, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Sovyetler Birliği (SSCB) arasında yaşanan ideolojik, siyasi ve askeri bir rekabet dönemiydi. Bu dönemde, her iki süper güç de nükleer silahlanma, uzay yarışı ve bölgesel çatışmalar üzerinden birbirlerine üstünlük sağlamaya çalıştı. Bu rekabet, sadece devletlerin politikalarını değil, aynı zamanda küresel ekonomiyi ve finansal piyasaları da etkiledi.
Soğuk Savaş’ın en belirgin özelliklerinden biri, askeri harcamaların artması ve savunma sanayiinin ön plana çıkmasıydı. Ancak, bu dönem aynı zamanda teknolojik ilerlemelerin hızlandığı ve yeni sektörlerin doğduğu bir dönem oldu. Bu gelişmeler, hisse senetleri üzerinde de önemli etkiler yarattı.
Silah Sanayii: Soğuk Savaş’ın Kazananları Soğuk Savaş döneminde, savunma ve silah sanayii şirketleri, hisse senetleri piyasasının en büyük kazananları arasında yer aldı. ABD ve SSCB arasındaki silahlanma yarışı, savunma bütçelerinin artmasına ve bu sektörde faaliyet gösteren şirketlerin büyümesine neden oldu. Özellikle Lockheed Martin, Boeing, General Dynamics ve Raytheon gibi şirketler, bu dönemde önemli devlet sözleşmeleri alarak büyüdü.
Savunma sanayii şirketlerinin hisseleri, Soğuk Savaş’ın getirdiği belirsizlikler nedeniyle yatırımcılar için güvenli bir liman olarak görüldü. Özellikle Kore Savaşı (1950-1953) ve Vietnam Savaşı (1955-1975) gibi bölgesel çatışmalar, savunma harcamalarını daha da artırdı ve bu şirketlerin hisselerini değerli kıldı.
Ancak, silah sanayiinin büyümesi sadece ABD ile sınırlı değildi. Sovyetler Birliği de kendi savunma sanayiini geliştirdi, ancak bu şirketlerin hisse senetleri halka açık olmadığı için, piyasalarda doğrudan bir etki yaratmadı.
Teknoloji Devlerinin Yükselişi: Uzay Yarışı ve İnovasyon Soğuk Savaş’ın bir diğer önemli mirası, teknolojik ilerlemeler ve inovasyon oldu. Özellikle uzay yarışı, teknoloji şirketlerinin ön plana çıkmasını sağladı. ABD ve SSCB arasında yaşanan bu rekabet, bilgisayar, iletişim ve uzay teknolojilerinde büyük atılımlar yapılmasına neden oldu.
NASA’nın Apollo programı ve Ay’a iniş projesi, birçok teknoloji şirketinin büyümesine katkıda bulundu. Örneğin, IBM gibi bilgisayar devleri, uzay projeleri için gerekli olan yazılım ve donanımı geliştirerek, hisse senetlerinde önemli bir yükseliş yaşadı. Aynı şekilde, iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, AT&T gibi şirketlerin değer kazanmasını sağladı.
Soğuk Savaş dönemi, aynı zamanda mikroçip ve bilgisayar teknolojilerinin temellerinin atıldığı bir dönem oldu. Bu teknolojiler, bugünkü teknoloji devlerinin (örneğin, Apple, Microsoft) ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Dolayısıyla, Soğuk Savaş’ın teknoloji sektörü üzerindeki etkisi, uzun vadeli ve kalıcı oldu.
Enerji ve Maden Sektörü: Stratejik Kaynakların Önemi Soğuk Savaş döneminde, enerji ve maden kaynakları da stratejik bir öneme sahipti. Petrol, doğal gaz ve uranyum gibi kaynaklar, hem askeri hem de ekonomik güç için kritik bir rol oynadı. Bu durum, enerji ve maden şirketlerinin hisse senetlerini de etkiledi.
Özellikle petrol şirketleri, Soğuk Savaş’ın getirdiği enerji ihtiyacı nedeniyle büyük karlar elde etti. Exxon, Chevron ve BP gibi şirketler, bu dönemde hisse senetlerinde önemli bir yükseliş yaşadı. Aynı şekilde, uranyum ve diğer stratejik madenler, nükleer silah üretimi için gerekli olduğundan, bu alanda faaliyet gösteren şirketler de değer kazandı.
Soğuk Savaş’ın Borsalara Genel Etkisi: Belirsizlik ve Fırsatlar Soğuk Savaş dönemi, küresel borsalar için hem riskler hem de fırsatlar barındırıyordu. Jeopolitik gerilimler ve nükleer savaş tehdidi, piyasalarda belirsizliği artırırken, savunma ve teknoloji sektörlerindeki büyüme, yatırımcılar için önemli fırsatlar yarattı.
Özellikle ABD borsaları, Soğuk Savaş döneminde genel olarak yükseliş eğilimi gösterdi. Ancak, bu dönemde yaşanan krizler (örneğin, 1970’lerdeki petrol krizi) ve enflasyon, borsalar üzerinde baskı yarattı. Yatırımcılar, bu dönemde hem savunma şirketlerine hem de teknoloji devlerine yönelerek, portföylerini çeşitlendirdi.
Soğuk Savaş’ın Mirası: Günümüz Hisse Piyasalarına Yansımaları Soğuk Savaş’ın hisse senetleri üzerindeki etkisi, günümüzde de devam ediyor. Savunma sanayii, hala jeopolitik gerilimlerin olduğu dönemlerde yatırımcılar için güvenli bir liman olarak görülüyor. Aynı şekilde, teknoloji devleri, Soğuk Savaş döneminde atılan temeller üzerine inşa edilen bir başarı hikayesi sunuyor.
Yatırımcılar, günümüzde de benzer stratejiler izleyerek, hem savunma hem de teknoloji şirketlerine yatırım yapmayı tercih ediyor. Ancak, bu sektörlerdeki gelişmeleri takip etmek ve doğru yatırım kararları almak için güncel analizlere ve uzman görüşlerine ihtiyaç duyuluyor. Bu noktada, Ekofin.net gibi uzman kaynaklar, yatırımcılar için rehberlik ederek, geçmişten günümüze uzanan trendleri anlamalarına yardımcı oluyor. Daha fazla bilgi ve güncel analizler için Ekofin.net sitesini ziyaret edebilirsiniz.
0 notes
Text
Rusya ISS'den çıkacak ve kendi uzay istasyonu kuracak

Reuters'in Salı günü bildirdiğine göre Rusya, uzay istasyonu modüllerini inşa etmek ve konuşlandırmak için bir zaman çizelgesi duyurdu . Rus uzay ajansı Roscosmos, 2030 yılına kadar dört modüllü bir çekirdek oluşturmayı hedefliyor. Bu yeni istasyon, Rusya'nın, kısıtlamalar ve uluslararası anlaşmalar nedeniyle daha önce Uluslararası Uzay İstasyonunda (ISS) imkansız olan araştırma ve geliştirmeyi gerçekleştirmesine olanak sağlayacak. Onlarca yıldır ISS, uzay araştırmalarında uluslararası işbirliğinin sembolü olmuştu. Ancak son dönemde Ukrayna savaşı da dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle Rusya ile işbirliğinde çatlaklar oluştu. Rusya ilk olarak 2022 yılında alçak Dünya yörüngesine bir uzay istasyonu kurma planlarını duyurmuştu. Bildirildiğine göre, planlanan bu istasyona Rus Orbital Servis İstasyonu (ROSS) adı veriliyor. Roscosmos'un başkanı Yuri Borisov yakın zamanda uzay istasyonunun iddialı inşaat programını duyurdu. Bilim ve enerjiye yönelik ilk modülün 2027 yılında fırlatılması hedefleniyor. 2030 yılına kadar üç modül daha eklenecek, 2033 yılına kadar da iki modül daha eklenecek. Bu uzay istasyonunun inşasına yaklaşık 19 şirket katkıda bulunacak. İstasyonun inşası projenin sadece bir kısmı. Rusya'nın ayrıca yeni insanlı uzay aracı geliştirmesi ve fırlatma altyapısını yükseltmesi gerekiyor. Reuters, Roscosmos'un bildirdiğine göre bu yeni istasyonun "teknolojik kısıtlamalar ve uluslararası anlaşmaların şartları nedeniyle ISS'nin Rusya bölümünde mevcut olmayan bilimsel ve teknolojik gelişme, ulusal ekonomi ve ulusal güvenlik sorunlarını ç��zeceğini" belirtti. Rusya, inşaatının başladığı 1990'lı yıllardan bu yana ISS'nin önemli bir ortağı olmuştu. Bu işbirliği önemli çünkü Rusya ve ABD'nin hâlâ yakın işbirliği içinde çalıştığı az sayıdaki alandan biri. Rusya'nın 2022'de başlayan Ukrayna savaşından bu yana Rusya ile Batı arasındaki ilişkiler önemli ölçüde kötüleşti. Rusya ilk etapta ISS ortaklığından 2024 yılı sonuna kadar ayrılmayı planlamıştı ancak bu süreyi 2028 yılına kadar uzatma kararı aldı. ISS'den ayrılmanın en önemli nedenlerinden biri, modüllerinin artan bakım ihtiyaçları. Bazı Rus modülleri, orijinal tasarım ömrü olan 15 yılı aşarak yaklaşık 25 yıldır faaliyette. Rus uzay ajansı tarafından 2022'de yayınlanan bir röportajda Rusya, kozmonotların eskiyen modülleri onarmak ve tamir etmek için daha fazla zaman harcadığını, uzay istasyonunun temel amacı olan bilimsel araştırmaları yürütmek için daha az zaman kaldığını belirtti. Geçen yıl, Rus uzay programı, Ay'a giden Luna-25 misyonunun iniş yapmaması nedeniyle büyük bir aksilikle karşı karşıya kaldı. Bu iniş, ülkenin 47 yılı aşkın bir süredir yaptığı ilk ay görevi olması nedeniyle önemliydi. Buna rağmen Rusya, uzay araştırmalarında önemli bir oyuncu olmaya devam etmeye kararlı. Rusya uzay istasyonunu kurmayı başarabilecek mi? Sadece zaman gösterecek. Ancak kesin olan bir şey var ki, uzayı ele geçirme yarışı kızışıyor. Çin , yörünge istasyonunu çalışır durumda tutan önemli oyunculardan biri. Tiangong henüz ISS kadar büyük değil ancak istikrarlı bir şekilde büyüyor. Şu anda yörünge istasyonu üç modülden oluşuyor. Uzaya kenetlenmeden önce farklı bölümlerin ayrı ayrı fırlatıldığı aşamalar halinde inşa ediliyor. ABD açısından ticari firmalar ISS'nin boşluğunu doldurmaya ve ülke için mikro yerçekimi araştırmalarına devam etmeye hazırlanıyor. Böyle bir firma olan Kaliforniya merkezli Vast Space, Haven-1 modülünü 2025'te SpaceX Falcon 9 roketinde fırlatmak için bir zaman çizelgesini zaten duyurdu. Read the full article
0 notes
Text
Uzay yarışı: Çin, NASA öncülüğündeki ISS'ye meydan okuyacak - Son Dakika Teknoloji Haberleri
Altı modüle genişletildikten sonra 180 metrik ton olacak Tiangong, yedi astronottan oluşan bir mürettebatı barındırabilen ISS’nin kütlesinin yalnızca yüzde 40’ını oluşturacak. Ancak yirmi yılı aşkın bir süredir yörüngede olan ISS’nin 2030’dan sonra hizmet dışı bırakılması bekleniyor. Rus uzay ajansı Roscosmos da, geçen yıl dört kozmonotu barındırabilecek altı modülden oluşan bir uzay istasyonu…

View On WordPress
0 notes
Text
Uzay yarışı sürüyor: Çin bunu ilk kez yapacak!
Çin İnsanlı Uzay Programı Ajansı (CMSA), yarın Shincou-16 mekiği ile uzay istasyonuna gönderilecek olan yeni taikonaut ekibini tanıttı. ÇİN’İN UZAYDAKİ İLK SİVİLİ OLACAK Taykonotlar Cing Hayping, Cu Yangcu ve Gui Hayçao’nun uzay istasyonuna yapılacak beşinci insanlı keşif gezisinde yer alacağı bildirildi. Pekin Havacılık ve Uzay Bilimleri Üniversitesi olarak bilinen Beyhang Üniversitesi’nde…

View On WordPress
0 notes
Text
JOHN F. KENNEDY KİMDİR?
Merhabalarr efendim, bu blogumda sizlere en sevdiğim ABD başkanlarından biri olan John F. Kennedy'nin hayatını kısa ve anlaşılır bir şekilde aktaracağım.
GENÇLİK YILLARI
John Fitzgerald Kennedy, 29 Mayıs 1917'de Massachusetts, Brookline'da doğdu. Babası Joseph P. Kennedy, Amerikan dolarının bir milyarderiydi ve aynı zamanda siyasetçiydi. Annesi Rose Fitzgerald Kennedy ise İrlanda göçmeni bir aileden geliyordu ve ailesi Boston'da saygın bir politikaya sahipti.
John F. Kennedy, çocukluğunda sık sık hastalandı ve okula gitmek için evde eğitim aldı. İlkokul yıllarından itibaren ailesinin siyasi faaliyetlerine dahil oldu ve özellikle babası tarafından teşvik edildi. Babası, çocuklarının politik dünyada yükselmesine yardımcı olmak için onlara fırsatlar sağladı.
1936'da, Kennedy Harvard Üniversitesi'ne kaydoldu. Burada politikaya olan ilgisi arttı ve Harvard Politik Kulübü'nün başkanı oldu. İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesinin ardından, Kennedy'nin abisi Joe, savaşta hayatını kaybetti. Bu olay, Kennedy'nin hayatında bir dönüm noktası oldu ve kendisi de Amerikan Donanması'na katılmak için gönüllü oldu. Donanmada hizmeti sırasında, Pasifik'te bir torpido botunun komutanı olarak görev yaptı ve burada bir savaş yaralanması geçirdi.
EVLİLİĞİ
John F. Kennedy, 1953 yılında Jacqueline Bouvier ile evlendi. İkisi, Newport, Rhode Island'daki St. Mary's Kilisesi'nde düzenlenen bir törenle evlendiler. Düğüne 900'den fazla konuk katıldı.
Jacqueline Kennedy, First Lady olarak tanınan ve eşi John F. Kennedy'nin başkanlık dönemi boyunca önemli bir rol oynayan bir kadındı. Eşinin suikaste uğramasından sonra da Amerikan kamuoyunda sevgiyle anılan bir figür olarak kalmıştır.
Jacqueline, John F. Kennedy'nin ölümünden sonra ünlü bir editördü ve aynı zamanda bir yazar ve yayıncıydı. Ayrıca, tarih ve sanat üzerine birçok kitap yazmıştır.
John F. Kennedy ve Jacqueline Bouvier'in evliliği, Amerikan tarihindeki en ünlü ve ikonik evliliklerden biridir. Evlilikleri sırasında dört çocukları oldu: Caroline, John Jr., Patrick ve Arabella. Ancak, Arabella doğumdan kısa bir süre sonra öldü ve Patrick de doğumdan birkaç gün sonra hayatını kaybetti.
SİYASİ HAYATI
Evet sıra geldi siyasi hayatına...
John F. Kennedy'nin siyasi hayatı oldukça çalkantılı ve etkileyiciydi. İlk kez 1946'da Massachusetts Temsilciler Meclisi'ne seçildi ve 1952'de ABD Senatosu'na seçildi. Bu süre boyunca, Kennedy özellikle dış politika, savunma ve sivil haklar konularında dikkat çekti.
1956'da Demokrat Parti'nin başkan adaylığı için aday olmayı düşündü, ancak başarısız oldu. 1960'ta, Demokrat Parti'nin başkan adayı olarak seçildi ve başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi aday Richard Nixon'ı mağlup etti. Kennedy, 1961'de başkan olarak göreve başladı.
Başkan olarak Kennedy'nin öncelikleri arasında, Sovyetler Birliği ile ilişkilerin düzeltilmesi, Sivil Haklar hareketinin desteklenmesi, Uzay Yarışı'nda önde olunması, Afrika'daki bağımsızlık hareketlerine destek verilmesi ve Latin Amerika'da sosyalist devrimleri önlemek için CIA operasyonlarının başlatılması vardı. Ayrıca, Kennedy hükümeti Vietnam Savaşı'na da dahil oldu.

Kennedy'nin başkanlığı boyunca birçok önemli olay meydana geldi. 1961'de Sovyetler Birliği ile Küba Füze Krizi'nin yaşanması, Kennedy'nin kararlılığı ve soğukkanlılığı sayesinde barışçıl bir şekilde çözüldü. 1962'de, Kennedy tarafından başlatılan Uzay Yarışı programı, ABD'nin Ay'a ilk insanlı uçuşu gerçekleştirmesine öncülük etti.
ONU UNUTULMAZ YAPAN ŞEYLER
John F. Kennedy, Amerikan tarihinde önemli bir figür olarak kabul edilir çünkü birçok açıdan önemli etkileri ve katkıları bulunmaktadır. İşte John F. Kennedy'nin Amerikan tarihinde neden önemli olduğunu gösteren bazı nedenler:
Genç Yaşta Başkanlık: John F. Kennedy, Amerika Birleşik Devletleri'nin en genç seçilmiş başkanı olarak tarihe geçti. 20 Ocak 1961'de başkanlık görevine başlayan Kennedy, 43 yaşındaydı ve Amerikan tarihindeki en genç başkan olarak önemli bir dönüm noktasıydı.
Halka Karizmatik Bir Lider Olarak Hitap Etme Yeteneği: Kennedy, dikkat çekici bir hatip olarak bilinirdi ve halka karizmatik bir lider olarak hitap etme yeteneğiyle öne çıktı. Özellikle "Ay'a Ayak Basma" hedefini ortaya koyduğu ünlü konuşması, Kennedy'nin liderlik becerileri ve vizyonunu vurguladı.
Soğuk Savaş Dönemi: Kennedy, Soğuk Savaş dönemine denk gelen bir başkan olarak, Amerika Birleşik Devletleri'nin dış politikasını ve uluslararası ilişkilerini şekillendirdi. Küba Füze Krizi gibi krizlerde liderlik sergileyerek, ABD'nin Sovyetler Birliği ile olan ilişkilerini yönetti ve uluslararası ilişkilerde etkili bir rol oynadı.
İç Politikada Reformlar: Kennedy, iç politikada çeşitli reformlar gerçekleştirmeye çalıştı. Özellikle ekonomi, eğitim ve sağlık alanlarında iyileştirmeler yapmak istedi ve sosyal adalet konularına dikkat çekti. Ayrıca, Medeni Haklar hareketi dönemine denk gelen Kennedy, ırk ayrımcılığını azaltma çabalarına destek verdi.
Suikasta Uğrama ve Mirası: Ne yazık ki, Kennedy 22 Kasım 1963 tarihinde Dallas, Teksas'ta suikaste uğradı ve hayatını kaybetti. Ancak, Kennedy'nin suikasta uğraması ve ardından bıraktığı miras, onu Amerikan tarihinin unutulmaz figürlerinden biri haline getirdi. Mirası, liderlik tarzı, politikaları ve genç yaşta kaybının yarattığı etkiler, Amerikan tarihinin önemli bir bölümünü oluşturur.
John F. Kennedy, Amerikan tarihinde birçok önemli rol üstlenen ve etkileri hâlâ hissedilen bir lider olarak kabul edilir. Başkanlık dönemi boyunca gösterdiği liderlik becerileri, iç ve dış politika alanında gerçekleştirdiği reformlar ve suikast sonrası bıraktığı miras, Kennedy'yi Amerikan tarihinin önemli bir figürü haline getirmiştir. Kendisi, Amerika Birleşik Devletleri'nin tarihine damgasını vurmuş bir lider olarak hatırlanmaktadır.
ÖLÜMÜ
John F. Kennedy, 22 Kasım 1963 tarihinde, Dallas, Teksas'ta gerçekleştirilen bir suikast sonucu hayatını kaybetti. Kennedy, açık bir otomobilde bir konvoyda seyahat ederken, Lee Harvey Oswald adlı bir suikastçı tarafından vuruldu.
Kennedy, vurulduktan sonra hemen hastaneye kaldırıldı ancak yaraları ağır olduğu için hayatını kaybetti. Kennedy'nin ölümü, Amerikan tarihinin en üzücü ve şok edici olaylarından biri olarak kabul edilir ve dünya çapında büyük bir yas ve şaşkınlık dalgası yarattı.

Olayın ardından, Oswald'ın tutuklanması ve ardından öldürülmesi gibi çeşitli tartışmalar ve komplo teorileri ortaya atıldı. Ancak, resmi olarak Kennedy'nin ölümü Lee Harvey Oswald tarafından gerçekleştirilen bir suikast olarak kaydedildi.
Kennedy'nin ölümü, ABD tarihi için önemli bir dönüm noktasıydı ve olayın ardından Amerika Birleşik Devletleri'nin siyasi, kültürel ve sosyal hayatında önemli değişiklikler yaşandı. Kennedy, tarihe genç yaşta ölümü ve başkanlık dönemindeki liderliği ile geçti ve hala birçok insan tarafından sevilen ve saygı duyulan bir figür olarak anılmaktadır.
Kendisini saygıyla anıyoruz.
Evet, yazımızın sonuna geldik. Umarım yeterince açıklayıcı olmuştur. İyi günler diliyorum.

1 note
·
View note
Text
Scarlett Johansson ve Chris Evans Tekrar Bir Araya Geliyor
Son olarak Black Widow ve Kaptan Amerika rolleriyle Yenilmezler serisinde birlikte rol alan Scarlett Johansson ve Chris Evans, yeni bir sinema projesinde yeniden bir araya gelmeye hazırlanıyor.
Marvel sinema evreninin sevilen karakterlerine hayat veren Scarlett Johansson ve Chris Evans, 2019 yılında vizyona giren Avengers: Endgame'den sonra yeni bir proje için ilk defa bir araya geliyor.
Johansson ve Evans'ın başrolünü paylaşmaya hazırlandığı 'Project Artemis' isimli yapım hakkında çok detay paylaşılmasa da konusunun uzay yarışı olduğu konuşuluyor.
Ozark dizisinin başrol oyuncusu ve yönetmeni Jason Bateman'ın yönetmen koltuğunda oturacağı filmin yapımcılığını Apple üstleniyor.
Evans ve Johansson'ın bir başka Apple yapımı olan Ghosted projesinde bir araya gelmesi planlanıyordu. Çalışma takvimine uymadığı için projeden çekilen Johansson yerine Ana de Armas, Evans'ın rol arkadaşı oldu.
Ana de Armas, daha önce Knives Out (2019) filminde Chris Evans ile rol almıştı. Son Bond filmi 'No Time To Die' filminde yıldızı parlayan oyuncu, Marilyn Monroe'yu beyazperdede canlandırmaya hazırlanıyor.

Scarlett Johansson ve Chris Evans Tekrar Bir Araya Geliyor - iSFDm
3 notes
·
View notes
Text
Saat; korkunç.
Gece üç. Hatta üçü üç geçiyor.
Benim acılarım çok güç geçiyor,
Hatta üçü güç geçiyor.
Uzun uzun düşündüm, küçük mutfak penceresinden.
Sigara dumanımı üfürdüm, mutfak penceresinden.
Ben hangi günün dünüydüm, kimin penceresinde?
Kimin cephesinden sıktım ateşi?
Ben hangi savaşı?
Ben hangi yarışı?
Ben hangi barışı?
Ben kimin naaşını?
Gözyaşı mı?
Ben neyi kaybettim?
Şimdi fark ettim; ben kaybetme duygusunu kaybettim.
Artık ne olursa olsun yenilmeyecek olmak lanettir.
Lanetli şatonun bodrum katında gariban bir vampirim.
Emsem kendi kanımı, versem sana sol yanımı,
Kalp dahil, ruh hariç.
Ruhum yaralı, işine yarar mı?
Sanmam!
Kanma!
Ben de sadece süslü sözler, karnımda delikler var.
İhtiyacın olan siyah bir vicdansa, bak o işine yarar.
Benim pişmanlıklarımı hesaplaman için,
Uzay matematiğine ihtiyacın var.
Googolplex!
Birkaç hamal uzaylı, küfeleri sırtında.
Taşıyamazsın benim yükümü, türkümü...
Karadır bu bahtım kara…
6 notes
·
View notes
Text

Uzaya çıkan ilk kadının hikayesi: Tereşkova’ya yazılmış mektuplar
Valentina Tereşkova, Vostok VI ile uzaya çıkalı 57 yıl oluyor.
Sovyetler Birliği uzaya ilk insanı gönderdiği 1961 itibariyle, uzay çalışmalarında çığır açıyor. Öyle ki, 1963 Haziranı’nda Vostok V ile Bykovsky uzayda iken, Vostok VI ile Tereşkova gönderiliyor ve aynı anda uzayda olan iki Sovyet kozmonotu, birbirleriyle sohbet ediyor.
Tereşkova’nın uzayda geçirdiği süre olan 70 saat, o zamana kadar uzaya çıkmış ABD’li astronotların geçirdiği toplam süreden daha uzun. Bykovsky daha da uzun bir süre geçiriyor uzayda, 119 saat. Ama ikisi birbiri ardına dünyaya döndüklerinde, alkışlar Tereşkova’ya gidiyor; uzaydaki ilk kadına, Martı’ya!
Tereşkova bir model miydi?
Sovyetler Birliği’nin ABD ile girdiği “uzay yarışı” bazı açılardan eleştirilebilir. Halkına en iyi çalışma, sağlık, eğitim, dinlenme imkanlarını veren Sovyetler Birliği, ABD ile neden yarıştı ki denebilir. Uzaya ilk insanı gönderen Sovyetler Birliği değil de ABD olsa, Sovyetler Birliği değerinden ne kaybederdi? Sovyetler Birliği’nde bilimin kat ettiği uzun yollar, halkın refahını arttırmada sağlanan başarılar, çöllere kurulan büyük şehirler, bilimin her alanında kadının artan rolü… Uzaya çıkılmasa bunlar önemsizleşir miydi? Yoksa tüm bunların kaçınılmaz bir sonucu da, uzay yarışındaki üstünlük müydü?
Bu yarış ideolojik olarak tercih edilmeli miydi edilmemeli miydi, çok geniş kapsamlı bir soru. Yarışı verili kabul edip sonuca baktığımızda ise, Sovyetler Birliği yarışta çok büyük şeyler kazandı.
Tereşkova’nın babası, faşizmle savaşta hayatta kaybetmiş sayısız kahramanlardan biriydi. Kendisi de, genç yaşta Komünist Parti örgütüne katılmış bir fabrika işçisi. Batılı kaynaklarda bu durum, “Tereşkova’nın bir model olarak özel olarak seçildiği” şeklinde yorumlanıyor. Evet, Tereşkova hem bir tekstil emekçisi olup hem de uzaya çıkan ilk kadın oldu ve bu nedenle, tüm Sovyet halkları ve tüm dünya halkları için bir modeldi.
Modeldi, peki ama gerçek değil miydi, zorla mı yaratılmıştı? Hayır.
Tereşkova’dan zorla yaratılmış bir model gibi bahsediyorlar. Rejim, bir kahramana ihtiyaç duyuyordu ve işte, Valentina buradaydı. Babası ve annesi işçiydi, babası Anayurt Savaşı’nda cephede ölmüştü ve “cesur annesi çocukları için mücadele etmeye devam etti”
Müstehzi ifadelerle anlatılan bu yaşam öyküsü gerçek ama! Hem de bir kişinin öyküsü değil ki, milyonların öyküsü. Sanki “Hruşçov’un Komünist Partisi” kendi prestijini arttırmak için zar zor böyle birini bulmuş da öne çıkarmış gibi yazıyorlar. Oysa herkes Valentina olabilirdi. Anayurt Savaşı’nda ölen milyonların milyonlarca çocuğundan biri olabilirdi Valentina’nın yerinde. Tereşkova’nın Sovyet düşmanlarınca yazılan hikayelerinde, neyle dalga geçeceğini, Sovyetler’in büyük başarısını nasıl yereceğini bilemeyenlerin alayları, okuyanı adeta çileden çıkarıyor.
Peki, biraz da biz alay edelim. Tereşkova fabrikada çalışırken paraşütle atlamaya ilgi duymaya başlamış ve yerel bir grupla birlikte bu alanda epey ilerlemiş, sonra kozmonot olma süreci başlamış. Fabrika işçisi olup bir yandan dışarıdan okulunu bitiren, bir yandan doğa sporları ile uğraşıp kendini geliştiren bir genç kadının hayatı, sizi kıskandırmıyor mu? Hangimizin, daha doğrusu aileden zengin olmayan hangimizin, böyle bir hobi edinip kendini geliştirecek imkanları var daha yirmili yaşlarında? O tarihten 50 yıl sonra, kapitalist sistemde hangi fabrika işçisi bunu yapabiliyor?
Tereşkova gerçekten de bir model. Hem de çok güzel bir model. Sovyetler’in bir anlamda gerçeği. Gerçek olduğu için de, kapitalist sistemin savunucularını çok sinirlendiriyor.
Cinsiyetçilik mi dediniz?
Sovyetler Birliği’nin önce uzaya ilk erkeği, sonra da ilk kadını göndermesi, kapitalist dünyanın hâlâ hazmedemediği başarılar. Öyle ki, ne diyeceklerini, bu başarıyı nasıl gölgeleyeceklerini şaşırmışlar.
Dalga geçmeye çalışmışlar örneğin. Haziran 1963’ün TIME dergisi sayılarında, önce haberi “Romanoff and Juliette” başlığı ile vermişler. Aynı anda uzayda olan iki Sovyet kozmonotunu, Tereşkova ve Bykovsky’yi, Shakespeare’in Romeo ve Juliet’inden uyarlanan bir romantik komedinin kahramanlarına benzetmişler. Bir hafta sonra ise, olayın prestiji ile baş edemeyeceklerini anlayınca, “NASA uzmanları ‘biz neden pilotlarımızı uzaya göndermeden önce 20 yıl hazırlıyoruz, deneyimsiz biri de gidebilirmiş’ diye tartışıyorlar” diye haber yapmışlar.
Spekülasyonlar şöyle devam etmiş:
1963: Valery Bykovsky ile Tereşkova uzayda birbirlerine arkadaşça şarkı söylediler.
1982: Tereşkova yolculuğunun büyük kısmında şiddetli biçimde hastaydı.
1983: Asıl gidecek olan kişinin yerine son anda geçti; Hruşçov’un baskısı nedeniyle hasta olduğu ve gitmek istemediği halde uzaya gönderildi.
Yine 1983: Yolculuk esnasında histerikti.
1991: Çoğunlukla uyudu ve görevlerini yerine getiremedi.
Karar verin yahu! Uyudu mu, şarkı mı söyledi?
Tüm bu haberlerde, Batı basını Tereşkova’dan müstehzi ifadelerle bahsediyor. “Uzaya gitmek için uygun muydu?” sorusu esasen bir kadının uzaya gitmek için uygun olup olmadığına odaklanıyor. Bu yaklaşımın cinsiyetçi bir yaklaşım olduğu, günümüzde, aynı yayınlarda itiraf da ediliyor.NASA’nın astronot olmak isteyen bir genç kadına 1962’de “gerekli bilimsel bilgi ve uçuş deneyimi ile fiziksel özelliklerin seviyesi nedeniyle uzay uçuşlarında kadınları istihdam etmeyi düşünmüyoruz” diye resmi bir yazı yazdığı ve bunun cinsiyetçi bir yaklaşım olduğu yazılıyor.
Daha açık bir cinsiyetçilik arıyor isek, onu da Batı’da görmek mümkün. 1963’te Chicago Tribune Tereşkova’nın uzaya çıkış haberini “Rus Sarışın Uzayda” başlığı ile veriyor.[2] BBC News ise, internete koyduğu Tarihte Bugün sayfasında hâlâ Tereşkova’dan “mutlu sarışın” diye bahsediyor.
Uzay görevi tamamlanıp Tereşkova oldukça başarılı bir figür haline geldikten sonra, NASA yetkilileri, başarıyı küçümsemeye devam ediyorlar. Diyorlar ki, Tereşkova eğitimli bir pilot değil; onu uzay gemisine koymak, bir şempanzeyi koymak ile aynı ve biz daha önce şempanze göndermiştik. Oysa Vostok gemileri, otomatizasyon bakımından son derece gelişmiş olduğu için, normal zamanda içindeki insanın müdahalesine gerek duymuyor. Diğer yandan, Tereşkova’nın yolculuğu sırasında bir problem çıktığı ve Tereşkova’ya uzay aracının gidişine elle müdahale etme izni verildiği biliniyor.
Sovyetler’e Tereşkova üzerinden bugünden yöneltilen cinsiyetçilik suçlaması ise en hafif terimle zorlama. Aktarılana göre, Valentina uzayda iken kendisiyle kurulan bağlantıda Hruşçov ona “kızım” diyor ve onunla bir baba gibi gurur duyduğunu söylüyor. İlgili yazar, bunun, erkek egemen ve patriyarkal bir yaklaşım olduğunu yazıyor. Dünya ile uzay aracı arasında konuşma gerçekleştiğinde Hruşçov 70 küsur yaşında, Tereşkova ise 26 yaşında.
“Sovyet parti/devletinin ataerkilliğini” gösterdiği iddia edilen cümleler ise şöyle:
“Kızımızın, Sovyetler Birliği’nden bir kızın, dünyada uzaya yolculuk eden ve en yüksek derecede mükemmelleştirilmiş bir makinenin kumandasında olan ilk (kişi) olmasından çok mutluyum ve bir baba gibi gururluyum”.
Dahası var: Hruşçov’in konuşmasında özellikle kadın yoldaşların çok mutlu olduklarını vurgulaması, erken parti/devletinin “biz” ve “onlar” ayrımı yaptığını gösteriyormuş (!).
Popüler Rus dergilerinden birinde ise, 60’larda öne sürülen şu iddialar tekrar ediliyor: Tereşkova Kozmonot eşi Andriyan Nikolayev ile Hruşçov öyle istediği için evlenmiş. Evlilik, çift 1980’de boşanana kadar sürmüş ama Tereşkova mutlu olduğu için değil, boşanmak Sovyet kadınına yakışmayacağı için evliliğini sürdürmüş.
“Sen bizim gururumuz ve zaferimizsin!”
Gelelim, Tereşkova’ya yazılmış mektuplara.
Tereşkova’ya uzay zaferinden sonra birçok mektup yazılmış. Ünlü kadınlar, sanatçılar, sporcular tarafından yazılanlar da olmuş, halktan kadınlar tarafından yazılanlar da. Bazıları gazetelerde basılmış. Sıradan insanlar tarafından yazılan yüzlercesi ise basılmamış. Bu mektuplardan bazılarına ulaşılabiliyor ve İngilizce bir kaynakta bunlardan yapılan bazı alıntılar var.
Kadınlar mektuplarında Tereşkova’yı tebrik ediyorlar. Ona kendi hayat hikayesini anlatıp aralarındaki benzerliği vurgulayan da var, ondan yaşça büyük olup ona yol gösterenler de var, kozmonot okulunun adresini soranlar da, onu örnek alan kız çocuğundan bahseden de…
Bu mektuplardan verilen örneklerde, Sovyet kadınlarının Valentina’nın başarısını ne kadar benimsedikleri görülüyor. Mektup yazan kadınlar, Tereşkova’da kadınların başarılı ve güçlü yanını görüyorlar ve bunu tebrik ediyorlar. Onu bir yandan Sovyetler Birliği halklarının başarılı bir bireyi olarak överlerken, başarılı bir kadın olarak da övüyorlar. Onun Sovyet kadınının cesaretini simgelediğini yazıyorlar. “Kadınların sadece dünyada değil, evrende de erkeklerin yerini alabileceğini ispatladın” diye yazıyor biri.
Genç kadınlar kozmonot olmak istediklerini yazarken, Devrim’i görmüş kadınlar, kadın ve erkeğin eşitliği mücadelesinde büyük bir yol alındığını yazıyorlar. Biri Tereşkova’yı şöyle övüyor: Senin devasa zaferin sadece büyük sosyalist yurdumuzun kadınlarını değil, tüm dünyadaki kadınları yükseltiyor. Sen bizim gururumuzsun ve zaferimizsin!
Bu mektuplar da gösteriyor ki, “uzay yarışı” sadece bir uzay yarışı değildi. Sovyetler Birliği toplumun dönüşmesinde ve bilimin ilerlemesinde, halkın en üst düzey katılımını sağlamayı bir dönem başardı. Kadınlar da, bu mücadelenin ayrılmaz ve en önde parçalarıydı.
Bugüne gelince…
Tereşkova bugün Putin’i destekleyen bir politikacı. Ordudan emekli olduktan sonra siyasete atılmış; hâlâ çok saygın ve popüler biri olduğundan milletvekili seçiliyor. Putin’in başkanlık süresinin uzatılması, daha doğrusu yasaların Putin’in tekrar başkanlık yarışına girebilmesini sağlayacak şekilde değiştirilmesi için yapılan kampanyanın öne çıkan isimlerinden. Sovyetler Birliği’nin çözülmesini derin bir trajedi olarak nitelendiriyor, “ancak yeni zamanlarda yaşıyoruz ve Rusya’yı tekrar büyük bir ülke yapmak için her şeyi yapmalıyız” diyor ve Putin’in bunu amaçladığını söylüyor.
Bu, Tereşkova’nın bugünü. Sovyetler’in yetiştirdiği bir kahramanın, Sovyetler çözülünce nasıl geri çekildiğinin öyküsü.
Bir de bizlerin bugünü var.
Uzayda artık binlerce insan yapımı makine dolaşıyor. Gökyüzünden ne olduğunu anlayamadığımız cisimler geçip uzaya gidiyor; sonra öğreniyoruz ki bunlar Elon Musk’ın uydularıymış. Uzayda neler yapılıyor ve bunlar bizi nasıl etkileyecek, bilmiyoruz. Bilmediğimiz gibi, herhangi bir söz hakkına da sahip değiliz. Dünyayı tüketmekle doymayan para babalarının uzayı da sömürmeye başlamalarını izliyoruz. Bir fabrika işçisinin uzaya çıkması mı? O çoktan bir hayal.
Ama bu kadar geri çekilmek yeter. İşçi sınıfı uzayı bir kez fethedebildiyse, tekrar yapabilir. Kutuplarda şehirler kuranlar, yoktan var edenler, üretenler ve hayal edenler, önce dünyayı sonra evreni ellerine alabilir. Ve fabrikalarda çalışan genç kadınlar, yeni martılar, dünyanın yörüngesinde tur atabilir.
Fatma Pınar Arslan (soL)
8 notes
·
View notes
Text
Blue Origin, 1.400 Çalışanını İşten Çıkarıyor: Maliyetleri Düşürme Hamlesi!
🚀 Blue Origin’de büyük işten çıkarma dalgası!📉 Şirket, maliyetleri düşürmek ve roket fırlatmalarına odaklanmak için 1.400 çalışanıyla yollarını ayırıyor.🏗️ Bu karar, uzay sektöründeki rekabeti nasıl etkileyecek? 📢 Sizce Blue Origin’in geleceği nasıl şekillenecek? 🤔👇 Blue Origin, 1.400 Çalışanını İşten Çıkarıyor! 📌 Jeff Bezos’un sahibi olduğu uzay şirketi Blue Origin, iş gücünün yaklaşık %10’unu…
#Blue Origin#Fırlatma Programları#işten çıkarmalar#Jeff Bezos#NASA#New Glenn#SpaceX#Uzay Endüstrisi#uzay yarışı
0 notes
Text
Ay'da Bayrak Dalgalandırma: ABD ve Çin Arasındaki Uzay Yarışı
Ay’da Bayrak Dalgalandırma: ABD ve Çin Arasındaki Yarış Uzay keşifleri, insanlığın en büyük meraklarından biri haline geldi. Özellikle Ay’a yapılan ilk insanlı iniş, tarihsel bir dönüm noktası olarak kabul ediliyor. 1969 yılında, Apollo 11 misyonu ile Neil Armstrong ve Buzz Aldrin, Ay’a ayak basan ilk insanlar oldular. Bu tarihi an, canlı yayında tüm dünya tarafından izlenirken, ABD’li…
0 notes
Text

Lanet olsun
Neden bu kadar çok güzelsin
İnsan astım hastası gibi koşarak cennete gitmek ister
Yarısı ölüm yarışı kavuşmak kaygısı ile
Gülüşünün içine düşmek
Uzay mekiği ile güneşe kurşun sıkmak kadar acı
Yıldızlardan gökyüzüne düşerken gözlerine
Kirpiklerine takılmakla , paralel ve meridyenin
Keşiştiği nokta da zamanı durdurmak mi
Yarısı ölüm yarısı Gül içinde labirent
Lanet olsun
Neden bu kadar çok güzelsin
Her kitab okuduğumda
Hayallerimi süsleyen en güzel ayraç gözlerinin rengi
Her sayfa numarası senden ayrı geçen günlerim
Her bölüm sonu ölüm
Her başlangıç uçurum
Lanet olsun
Neden bu kadar çok güzelsin
Her şiirimde sen varsın kıvırcık saçların
Ve ve ve ...
Benim hüzünlerim
Sana kavuşamamak içinde kavrulan
Kalbim.
Bahri Sağlam
26.5.2020
4 notes
·
View notes
Text
Uzay yarışı sürüyor: Çin bunu ilk kez yapacak!
Çin İnsanlı Uzay Programı Ajansı (CMSA), yarın Shincou-16 mekiği ile uzay istasyonuna gönderilecek olan yeni taikonaut ekibini tanıttı. ÇİN’İN UZAYDAKİ İLK SİVİLİ OLACAK Taykonotlar Cing Hayping, Cu Yangcu ve Gui Hayçao’nun uzay istasyonuna yapılacak beşinci insanlı keşif gezisinde yer alacağı bildirildi. Pekin Havacılık ve Uzay Bilimleri Üniversitesi olarak bilinen Beyhang Üniversitesi’nde…

View On WordPress
0 notes
Text
Fizikçi Oppenheim Uzay-Zamanın Kuantum Olmadığını İddia Ediyor
Uzmanların çoğu kuantum teorisinin işleyebilmesi için genel göreliliğin değiştirilmesi gerektiği konusunda hemfikir. Bilim insanı Jonathan Oppenheim, o kadar emin olmadığı için yerçekiminin bir kuantum kuvveti olmadığına dair 5000:1 bahse girdi. JONATHAN OPPENHEIM ara sıra bahse girmekten hoşlansa da, ilgi alanları at yarışı ya da tek kollu haydutlardan biraz daha ezoteriktir. University College…
View On WordPress
0 notes
Link
Gazeteciler, 11 Mart 2023'te İspanya'nın güneyindeki Huelva civarlarındaki Almonte'nin fırlatma rampasında, İspanyol havacılık şirketi PLD Space'in uzaya fırlatılan ilk Avrupa hususi roketi olan "Miura-1" yörünge altı roketinin yanında toplandılar. — AFPMOGUER: Bir İspanyol şirketi tarafınca inşa edilen bir mikro roketin birkaç hafta içinde havalanacağını söyleyen Başbakan Pedro Sanchez, Cumartesi günü Avrupa'da uzay yarışı kızışırken İspanya için bir ilk bulunduğunu söylemiş oldu."Bu roket, fırlatıldığında, biz İspanyollar, çoğumuz televizyonda izleyeceğiz ve biliyorum ki, birkaç hafta içinde MIURA1 yolculuğuna başladığında, birçok insanoğlunun bağlılığı ve sıkı emek harcaması ... zahmete değmiş olacak." Sanchez, Endülüs'teki Huelva'daki El Arenosillo fırlatma sahasında söylemiş oldu. Girişimin internet sayfasına gore, PLD Space'in MIURA1 yörünge altı fırlatıcısının yılda dört adede kadar vazife gerçekleştirmesi ve muhtemelen kargoyu "uzaya alıp güvenli bir halde geri getirmesi" amaçlanıyor.Başbakan, "Rüyanız tüm İspanyol toplumu tarafınca paylaşılıyor bu sebeple ortak bir hedef tarafınca yönetiliyoruz, doğrusu İspanya'yı bir tek gelişmekte olan değil, hem de kuvvetli olan bu uzay taşımacılığı endüstrisinin ön saflarına yerleştirmektir."PLD Space başkanı Ezequiel Sanchez lansmanın İspanya'nın sektördeki kabiliyetlerini sergilediğini söylemiş oldu."İspanya, minik uydular için stratejik sektörün başlangıcında olmamızı sağlayabilecek kapasiteyi sağlayarak Avrupa'daki teknolojik liderliğini gösteriyor" dedi.MIURA1'den sonrasında şirket, 2024 senesinde minik uyduları yörüngeye yerleştirmek için MIURA5 adlı tekrardan kullanılabilir bir minik fırlatma aracı geliştirmeyi planlıyor.Ufak roket pazarı, ulusal uzay ajanslarının onlarca senelik kurumsal hakimiyetinden sonrasında yükseldikçe, fırlatma rampaları Avrupa çapında hızla yayılıyor.İspanya'nın yanı sıra İngiltere, Portekiz, Almanya ve İzlanda da uyduları yörüngeye yerleştirme projeleri yürütüyor.Sanchez'in duyurusu, California havacılık şirketi Relativity Space tarafınca inşa edilen dünyanın ilk 3D baskılı roketinin Florida, Cape Canaveral'dan fırlatılacağı gün geldi.
0 notes