#tutamayız da
Explore tagged Tumblr posts
bayanayi · 2 years ago
Text
Şimdi Kahramanmaraş'ta oğlunu, torununu ve gelinini kaybetmiş bir anneye baktık. Herkes olay biraz soğudu diye normale döndü ama bazı olaylar bazı yüreklerde soğumuyor.
3 notes · View notes
selcandy · 5 months ago
Text
Doğal taşlara, tütsülere, aroma-terapilere ve onların insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerine inanıyor musunuz? Renk terapisi gibi şeylere ilginiz, mesela “iş görüşmesine giderken hep şu renkte kıyafetler giyerim çünkü…” gibi şeyleriniz var mı?
Benim yok, hiç de dikkatimi çekmez ama bu ara bu konuya dair iki makale okudum (ikincisi tesadüfen bugün denk geldi, artık dedim bunu blogdaki bebişkolara da aktarmalıyım dkfbk), doğal taşların vb insan sağlığına fiziksel bir katkısının olmadığını bulgulayan bilimsel araştırmalar olsa da bilim, bunların hiçbir yararı yoktur, fasa fisodur gibi bir şey de diyemiyor.
Örn. Londra Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada bazı katılımcalara sahte, bazı katılımcılara da gerçek kuvars veriliyor. Bu kişilerden bazısına “avuçlarından bedenine yayılan bir enerjinin, bir ısının olup olmadığına dikkat et tamam mı” deniyor, bazısına da denmiyor. Deneyin sonucunda sahte kuvars tutup da “dikkat et tamam mı” uyarısına maruz kalanlar “evet yayıldı” vb diyor, gerçek kuvars tutup bu uyarıyı almamış olanlar hiçbir görüş belirtmiyor, yaşamamışlar öyle bir şey. Bu durum işin sırrının taşta değil, kafada olduğunu kanıtlıyor, “Placebo etkisi” kavramından ötürü de doğal taşların alternatif tıptan hariç tutulamayacağını gösteriyor.
Placebo etkisi bilindiği üzere, kimyasal açıdan hiçbir etkisi olmayan, ilaç gibi görünen bomboş maddelerin hastalara ağrı kesici ilaçmış gibi verilmesi ve bunu içen hastaların ağrılarının sahiden kesilmesi olayından ileri geliyor. PLOS Biology’de yayınlanan bir araştırmada bu etkiyi manyetik rezonans görüntüleme (MR) yöntemiyle de bulgulamışlar, aslında ilaç olmayan o ilaçları içen hastaların beyinlerinin orta frontal kısımlarında kayda değer hareketlenmeler oluyor, o hareketlenmeler sayesinde ağrıları vb geçiyor yani.
Elbette bu ilaçlar kanser hastalarının kanserli hücrelerini yok etmiyor ama kemoterapiye bağlı ağrı ve bulantıları hissedilmez kıldığı kanıtlanmış. Kolesterolün yüksekse Placebolar senin kolesterol seviyeni düşürmüyor ama buna bağlı yaşadığın fiziksel etkileri yok edebiliyor, beynin “gerekli kimyasalı aldım, birazdan kalp çarpıntım geçecek” şeklinde çalışıyor çünkü.
Alternatif tıp nedir? Tek başına seni bir hastalıktan kurtaramayacak olan ama gördüğün tıbbi tedaviye ek olarak deneyebileceğin, sıkıntılarını hafifletebilecek yöntemlerdir. İşte doğal taşlar da sana tek başına hiçbir fayda sağlamıyor ancak psikolojik açıdan Placebo etkisi gösterebiliyor, fiziksel şeylerle kafanda savaşmana imkan tanıyabiliyor.
Tabii bilim bu alternatif terapilerin yalnızca tıbbi boyutunu ele alıyor ama bilimsel araştırmaların dışında kalan, “falanca taşı kolye olarak taktım, aşk hayatım hareketlenecek” gibi, “ders çalışırken filanca tütsüyü yakıyorum, zihnim açılıyor” gibi şeyleri de Placebo etkisinden ayrı tutamayız gibime geliyor. Neden olmasın, beynin ona odaklı çünkü.
Bana hala “ay şuralarına yeşim taşı sürt, ağrı hemen geçiyo” cümlesi hiçbir şey ifade etmez, zaten bir şeyin bir şeyi geçireceğine inanmadığın müddetçe o şey, o şeyi de geçiremez ama inanan üzerinde beynin kimyasalları vesilesiyle etki yaratması son derece anlaşılır. Hoş bu yazıyı burasına kadar okuyup taşlara dair Placebo farkındalığı kazanan da bundan sonra ne derece inanır, orası da muamma da fjvlfıjv
52 notes · View notes
hatiragulzaman · 10 days ago
Text
Tumblr media
🥀🥀🥀
Hz. Eyyûb (as)’un bir hastalıkla imtihan edilmesi herhangi bir günahından dolayı mı idi?Hz. Eyyûb (as)’un hiç günahı olmayabilir. Ancak nebîler mukarrabinden oldukları için, akıllarından geçen birşeyden dolayı bile böyle hastalıklara mübtela olabilirler. Onlar kendi dünyalarında, kendi nübüvvet platformlarında kurbiyetin iktiza ettiği şeyi ihlal ederlerse, Allah (cc) onlara böyle bir belâ verebilir. Fakat herşeye rağmen biz onları kritiğe tâbi tutamayız.
Ayrıca bela ve musibet için, ille de önceden günah işlenmiş olması şart değildir. Zira Peygamber Efendimiz’in (sav) masum olmasına rağmen sık sık başı ağrır ve bundan dolayı da başlarına sarık sararlardı. Şimdi bunun arkasında hemen bir günah aramak kat’iyen doğru değildir.
Ayrıca bir de müsbet ve menfî ibadet şekli vardır. Müsbet ibadetler namaz, oruç vs.. menfiler ise işte böyle hastalıklar vesairdir. Ayrıca böyle bir imtihanla sadıklar, sadık dostlar ortaya çıkar. Nitekim Hacı Bayram Veli’nin bir imtihan neticesinde bir buçuk müridinin kalması gibi. Bu çok önemlidir. Evet, sizi en sıkıntılı anınızda terketmeyen, sizin en sadık dostlarınızdır.
10 notes · View notes
sezginer35 · 1 year ago
Text
youtube
Biraz tebessüm 😂😂
Genç bir kadın, aylardır şantiyede olan kocasına aşağıdaki satırları yazar:
Sevgilim,
Biliyorsun, sen şantiyedeyken nur topu gibi bir bebeğimiz oldu. Sütüm yetmediği için, yavrumuzu besleyebilmek amacıyla bir sütanne tuttum.Yalnız, bu sütannenin zenci olmasından dolayı çocuğumuz, emdiği sütün etkisiyle zaman içinde zenciye dönüştü. Haberin olsun dedim.Bu konuda benim bir suçum olduğunu düşünmezsin umarım.
Öptümm,
Biricik eşin.
Kadının kocası da bunun üzerine annesine bir mektup yazar:
Sevgili anneciğim,
Karım bana gönderdiği son mektupta, sütü yetersiz olduğu için bir sütanne tuıtmak zorunda kaldığını, o sütannenin zenci olduğunu ve bu yüzden bebeğimizin renginin de zamanla koyulaştığını yazıyor. Bundan eşimi sorumlu tutamayız, tabii ki...
Selam ve sevgilerimle...
Annesi ise oğluna şöyle bir cevap yazar:
Sevgili oğlum,
Aslına bakarsan, sen doğduğunda benim sütüm de yetersiz kalmıştı.
Ama biz fakir olduğumuzdan, sütanne tutamayıp onun yerine seni inek sütüyle beslemek zorunda kalmıştık. O yüzden aynaya bak, göreceksin! boynuzların çıkmaya başlamış bile🤣🤣🤣🤣
Seni seven annen.
Tumblr media
45 notes · View notes
golgelericinde · 4 months ago
Text
Her an, ne kadar koşsak da yakalayamayacağımız bir hızla geçerken onu nasıl yaşayabiliriz ki...Durması gerek lakin durunca da tutamayız onu, yoksa biz yaşadığımızı sanarken aslında ölü müydük?
3 notes · View notes
sp5ranza · 1 year ago
Text
Maalesef ki geçen zamanı tutamayız. Hayat bir gün o da bugün. İşte bu yüzden en büyük hedefiniz güzel anılar biriktirmek olsun. Aynı saati bir daha yaşayamayacağımız bilinci ile şu anımıza bir mutluluk serpiştirmek ileride dönüp baktığımızda gülerek hatırlamamıza sebep olacak.
Gülün , eğlenin , sevin , sevilin , ağlayın , kahkahalar atın , yeni hobiler deneyin , yürüyüşe çıkın , gün batımını seyredin,sevdiğiniz biri ile dertleşin , yaşlıları ziyaret edin , çocuklarla vakit geçirin , kariyeriniz için adımlar atın , yemek yapın, tatile gidin , şarkı dinleyin , dans edin ; neyden mutlu oluyorsanız onun peşinden gidin ve “ ben bu hayattan zevk alıyorum “ diyebilmek için çalışın :)
8 notes · View notes
hazerpare · 2 years ago
Note
7
11
20
44
7: kolay utanan bi insan olarak buna cevap verebilmek içinbiraz düşündüm . Biz kuzenimle küçükken bi yatılı Kur'an kursuna gitmiştik. O kursta da sahura kalktığımızda güzel yemek çıkmıyordu bşz de yemedik. Yemeğimiz için çocuk aklıyla oruç tutamayız desik ve tutmadık. Abdest alırken su filan içiyordum. Sonra bizim oruç tutmadığımızı öğrenmişler. Bize kızmışlardı. Yalancının mumu yatsıya kadar yandı filan diye. Zaten sonra da o kurstan kaçtık. Sanırm en çok o zaman utanmıştım.
11: beyşehir kampına gittiğim gün olabilirdi. Ben o kamptan sonra ilk kez kendimi iyi hissettiğimi hatırlıyorum.
20: hmm. Kendisi canımın ciğeri olur. Her şeyin altından tek başına çıkmaya çalışır. Bence beni bu dünyada en güzel seven insan. Her şeyimi anlatamam belki ona ama her şeyi anlatabileceğim kadar kıymetli.
44 : kimseye gitmezdim. İnceldiği yerden kopsun derdim. Şimdiye kadar da kimseye gitmedim zaten
6 notes · View notes
militankaos · 6 months ago
Note
Onur yürüyüşlerine karşı fikirlerini merak ediyorum. Açıkçası ben insanların haklarını savunması taraftarıyım fakat yaşadığın topluma uygun bir hak arayışı gerekiyor insanların dikkate alınması için.
Şahsi fikrimin ötesinde bir sakınca görmüyorum. Fakat topluca yapılan bir eylemi, eylemin içerisindeki 3-5 şahısın hareketi sebebiyle tamamen kötü ya da iyi bulamayız. Burada yapmamız gereken şey, eylemin niyetini sorgulamak. Ve niyetine baktığımız vakit de, gayet geçerli sebepler bulabiliyoruz. Lgbt bireylerin görünürlüğünü arttırmak ve toplumda olduklarını hatırlatmak gibi.
Fakat benim şahsi fikrim şu yönde ki, tabuları olan bir kesimin doğru yargısını saldırgan bir tutum ile yıkmaya çalışmak büyük ölçüde geri teper. Ha, alternatif ne diye soracak olursan da; bilmiyorum. Ben kendi hâlimde yaşıyorum ve pek önemsemiyorum lgbtymiş, onurmuş, etiketmiş cart curt. Yine de hak arayışı içerisindeki her insanı anlıyor ve benimsiyorum. Yeter ki, kendi hakkını ararken başkasının haklarını gasp etmeye çalışmasın kişi. Evet, önemli olan niyet. Ama yöntemi de geri planda tutamayız.
Şiddet, vandalizm karşıtı değilim, yanlış anlaşılmasın. Aksine bir mağazanın yere inen camlarını seyretmek keyif veriyor ruhuma. Ama burada mevzu, gasp edilmeden gasp etmeye çalışmak. Eğer ki, mağazanın camları yere inerken işçinin üzerine sıçrıyorsa o cam parçaları, o eylemi haklı bulmam. Burada verdiğim örneği şu örnek ile bağdaştırabilirsin: Lgbt yürüyüşüne katılıp onurdan söz ederken sırf kameralara oynamak adına hemcinsini izinsiz bir şekilde öpen -bir nevi taciz eden- insanlar ile bağdaştırabiliriz. Bu da iyi niyetin suistimal edildiği durumlara örnek.
Neyse, fikirlerim bu yönde. Eğer bir başkasına diken olmuyorsa elinizde tuttuğunuz çiçek, onu gururla ve onurla havaya kaldırmaktan çekinmeyin. Partnerinizi olduğu gibi doğayı, hayvanı, insanı ve insana özgü durumları da aynı onurla sevin. Onurlu sevgi heteroseksüellikten veya homoseksüellikten değil, zararsız ve çıkarsız sevgiden ibarettir. Neyseniz o olun, yöneliminizle değil aşkınız ile gurur duyun. Bu, benliğinize duyduğunuz aşk olsa dahi. Fazla konuştum, kaçıyorum. Umarım cevap olmuştur.
1 note · View note
sonrabakarim · 1 year ago
Text
Sabah yine uyanır uyanmaz ilk iş son görülme ve insta takip edilen/takipçi kontrolü yapıldı 👍🏻 (5:45 gözler henüz açılmadan) Gece 1:36 son görülme (italya saati ile) ve bir sürü takipçi/takip edilen artışı görünce dellenildi 👍🏻 Bok gibi bir yolculuk geçirilip şirkete girmeden önce numarası ikinci kez silindi ve insta kontrol edilmesin diye bloklandı 👍🏻 Gerçekten tavşan dağa küsmüş dağın haberi olmamış djdjdjjd Ne tür ergenliklerdir bunlar ya rabbbb. Of ama yapacak bir şey yok. Hayatımızda 2-3 aydır var olan insanın yasını sonsuza kadar tutamayız. Acısa da bir yerden kesip atmak gerekiyor. Mesajlara hala kıyamadım ama konuşma zaten en altlarda bakmam herhalde artık. Sürekli exten pişmanlık adımı diyerek umut satan tarot hesaplarını da engelledim mi düzelme başlar belki djjdjdjdd 5 hafta oldu insanın kendisini hiç sevmeyen biri için artık bu kadar yas tutması utanç verici. Biraz da böyle deneyelim belki işe yarar (umut gönlümün ekmeğiii, umar ha umar umarr)
0 notes
pulsarses · 1 year ago
Text
Okyanuslar varmış gibi hissettiriyor Bir kez daha senle benim aramda Duygularımızı saklıyoruz Yüzeyin altına ve bahane ediyoruz Okyanuslar varmış gibi hissettiriyor Senle benim aramda.. (Seafret – Oceans)
Tumblr media
İnsan ilişkileri okyanusta sağa sola savrulan kayık gibidir, asla sabit tutamayız ancak aynı zamanda kontrol de bizde olsun istiyoruz. O kadar güzel başlıyor ki her şey.. Daha içtiğin sudan bir yudum almadan sen son yuduma renkler katıp güzel bir resim çiziyorsun. Her şeyde böyle değil miyiz? Uçmayı hayal ediyorken yüzümüze doğru patlamaya hazır bir gerçeklik dalgası sana "sonu hep kötü bitecek" demek için yırtınıyor. Biz ne yapıyoruz peki?.. Okyanusun, kayığı dalgalarıyla yönlendirmeye çalıştığı güce karşı gelmeye! En ufak zayıf dalgada bir boşluk yakalayıp orada mutlu olmak için çabalıyoruz.. Tüylerimi diken diken eden o acımasız trajedi perdesi sürekli içine çekmeye çalışıyor. Ben de biliyorum hayatın manyetiği arasında ezilip kukla gibi ilerlediğimizi.. Bizi deney faresi gibi ordan oraya attıklarını.. Ben seni de biliyorum.. Gözlerine baktığım zaman çatlaklarla dolu göz bebeklerinin seni nasıl anlattığını. Peş peşe yaktığın sigaralarının çocukluk anılarını her birini bir sayfa gibi yakıp küllerini havaya savurur gibi.. Israrla gülmeye çalışırken aslında ısrarla kendi kendine asla pes etmedim demek istemeni.. Senin ruhun diğer özgür kuşlar gibi ışık hüzmesi misali şahlanacak elbet bir gün. O zaman ben de seninle olacağım merak etme.. Okyanusa bir kayık da ben bırakıp dalgalarla beraber mücadele edeceğiz.. O gün gelene kadar kendine iyi bak dostum..
16.08.2023
0 notes
ruhensevdim · 2 years ago
Text
Tumblr media
...ve bugünün dünyasında çalışmadan hiçbir şeye sahip olamayız. bazı şeylere sahip olsak da uzun süre elimizde tutamayız, çünkü kazandıklarımızı korumak için çok çalışmak zorundayız, aksini yapamayız, kazancınızla huzurlu günler dilerim. #günaydın #ruhensevdim ☀️☕️
0 notes
amaris-16 · 3 years ago
Text
"Pardon hanımefendi biraz zamanınız varsa beni dinler misiniz? Bakın benim lüks kafelere gidecek kadar param olmaz hiçbir zaman cebimde. Öyle pek romantikte sayılmam. Ara sıra alırım kalemi elime, karalarım bişeyler. Sonra çok yakışıklı da değilim. Yanyanayken nerden buldun bu tipsizi diye sorabilirler mesela arkadaşların. Herhangi bir müzik aleti de çalamıyorum, 3-5 akorluk gitar tıngırdatmak dışında. Marka elbiseler de giymem pek, özel günler dışında genelde paspal dolaşırım. Sosyal paylaşım sitelerinde herkes beni konuşmaz. Öyle binlerce beğeni alan fotoğraflarım da yok. Fotojenik de değilimdir zaten. Hayatta yaptığım en iyi iş top peşinde koşturmaktır, yani öyle kaleciyle karşı karşıya falan kaldım mı affetmem. Sonra çok güzel yumurta kırarım. Mesela bütün gece uyumayıp adına şiirler yazabilirim. Seni sevdiğimi avazım çıktığı kadar bağırırım sokaklarda. Elini tutup saatlerce bırakmayabilirim... Maçlara gideriz seninle mesela, hep yapmak istemişimdir bunu... Daha önce hiçbir kızla maça gitmedim, ilk defa seninle gideriz. Sinemaya da gideriz tabii ki ama öyle kuytu köşelerde oturmayız, filmi izlemek için gideriz sadece. Ben denizi çok severim mesela, gidip beraber balık tutarız. Ya da tutamayız ama deneriz yani... Cebimizdeki son parayla simit alıp, martılara atarız. Eve gitmek için saatlerce yürümek zorunda kalırız sonra. Belki arabamla evine bırakamam seni ama otobüste giderken yerimi sana verebilirim mesela. Sen eve girdikten sonra odanın ışığı yanana kadar kapıda beklerim, içim rahat etmez yoksa... Belki her sabah uyandığında 'günaydın' mesajı atmam sana ama her akşam 'günün nasıl geçti' diye sorarım mesela. Öyle pahalı kolyeler alamam belki, ama rengini beğendiğim bir hırkayı alıp ellerimle giydiririm sana. Bedenini tutturamam kesin ama olsun seneye giyersin ne olacak ki? Öyle işte hanımefendi. Ben buyum... Size her gün mutlu olacağımızın garantisini veremem ama ihtiyacınızın olduğu her an yanınızda olacağımın sözünü verebilirim. Canımdan çok sevemem sizi öyle annemle falanda kıyaslayamam. Ama annemden sonra en çok sizi severim mesela."
A
240 notes · View notes
ardenisy · 3 years ago
Text
severken kanattın yaralarımızı, kabuk da tutamayız artık.
5 notes · View notes
epifizz · 3 years ago
Note
Epi iki sorum olacak;
1. Hayvanlarda ensest, tecavüz gibi sapkınlıklar var mıdır? Varsa neden?
2. Hayvanların ahlakı var mıdır?
Durkheim gibi her kurallaşmış, önceden düşünülmüş ve karşısında verilecek tepkiler kesinleşmiş sistematik edimleri ahlak sayarsak bu çok geniş bir alanı kapsadığı için hayvanların en sosyallerinin bile bu tarz bir ahlaka bir bütün olarak sahip olduğunu söyleyemeyiz. Ancak namus kelimesinin kökeni olan Yunanca yasa anlamına gelen nomosu merkezimize alarak ahlakı kabaca belirli grup dinamiklerini ayakta tutacak kurallar olarak görürsek, ahlakın sosyal olan ve grup içerisinde yaşayan hayvanlarda temel bir şekilde bulunduğunu söyleyebiliriz. Çünkü hayvanlar grupları adına fedakarlıklar yapar, ödüllendirir, ceza verir, zaman zaman tahammül eder, ödünler verir ve belirli karşılıklılık beklentisiyle hareket edebilirler. Bu tutum ve tavırları en ilksel haliyle ahlak saymak olasıdır ancak dediğimiz gibi bizim gibi kültürel evrimi aşırı hız kazanmış bir tür ile kıyas ettiğimizde bu çok sınırlı bir ahlak anlayışı olarak karşımıza çıkacaktır. Özet geçerek tekrar ifade edecek olursak: Ahlakın en temel işlevi grup dinamiklerini beslemektir ve sosyal hayvanlarda bu temel işlevi sağlayan edimler ve kontrol mekanizmaları grup içerisinde gözlenmektedir (Bknz. buradaki deneyde daha lezzetli olan üzümleri diğerinin aldığını görmesine rağmen kendisi alamadığı için kendisine adaletsizlik yapıldığını düşündüğünden daha önce yemeyi kabul etmesine rağmen artık salatalık yemeyi reddeden bir kapuçin maymunu görüyoruz, temel bir karşılıklılık yani adalet duygusuna ve dolayısı ile ahlaki bir davranış olarak sayabileceğimiz bir tutumdur bu). Ancak yine de bu sosyal yapıda bizim kompleks kültürel motiflerimiz, etik çalışmalarımız, ikincil olarak geliştirdiğimiz ahlaki yasalarımız, normlarımız ve dilsel kurallarımızın rasyonel keskinliği görülmez elbette.
İkinci soru bu anlamda ilk soruyu kapsar anlamda. Etik gibi bir konuda bizim varsaydığımız etik çevre tam anlamıyla bulunmadığı sürece olayları hayvanlar için bütünüyle ahlaki olarak yorumlamak uygun düşmemektedir. Mesela Hume'un yaptığı hataya düşüp tohumlarını saçan ağacın genç fidanının büyüyüp tohumların kaynağı olan ağacı devirerek büyümesini Agrippina'yı öldüren Nero ile eş tutamayız. Çünkü açıkça bizim varsaydığımız aile kurumu burada mevcut değildir, ve aile kurumu birçok ahlaki algımızın temelini oluşturur. Bu kurumun varlığının kabul edildiği dinamikleri altında eyleyen Nero elbette suçludur, ağaç değildir çünkü o böyle bir dizgede bulunmaz, cinayet sayabileceğimiz etik çevre ağaçlarda mevcut değildir. Benzer şekilde tecavüz rıza dışı cinsel ilişki olarak ele alınacaksa, tamamen dürtüsel olarak iki tarafında bilinçli bir rıza göstermediği üreme hallerinde tecavüzü nereye koyacağız? Ya da aile kurumu olmayan hayvanlarda böyle bir çevreyi kendimizden var sayıp ensesti dışarıdan eklemlememiz ne kadar uygun kaçacak? Kendi kendini dölleyen ağaçlar ensest midir mesela? Sadece alfaların çiftleşebildiği kurt sürülerinde alfa olmayanların rızası es geçiliyor diyebilir miyiz? Çiftleşmenin keyfi olmadığı, isteklerin merkezde olarak çiftleşmenin eylenmediği hayvanlarda böyle bir çevre yokken bize tecavüz gibi gelen durumları tecavüz sayabilmemiz zor gözükmektedir çünkü ortada tecavüzde ihlal edildiğini varsaydığımız iradi çevre yoktur. Bir sapkınlık durumu olabilmesi için o canlının sapabileceği bir norm çizgisi olmalıdır anlayacağın. 
Kendi ahlakımızı elbette var olmayan çevrelere uyarlayabiliriz, bu uyuşmayan ahlak görüşlerine sahip insan toplumları arasında da olur sıkça ama o grubun içerisinde öyle bir çerçeve yoksa bu yorum kendine içkin bir nitelik taşımaz, o bizim kendi çevremize karşı bakışımızın bir eğreltilemesi gibi olur. O kişileri/canlıları kendi konumumuzdaymışçasına failliğe itemeyiz.
5 notes · View notes
stabilex · 4 years ago
Text
bizim seninle kedilerimiz olmasın. hem bakamayız biz, daha büyümeyi bile beceremiyoruz. ben sana; sen bana bakarsın, geçinir gideriz. unuttun mu? bizim birbirimizden başka kimsemiz yok. olanı da tutamayız ellerimizle.
7 notes · View notes
ykayacan · 4 years ago
Text
" Hayat bir cam kırığıdır. Ellerimizde tuttuğumuz cam kırıklarının kenarları ise sevgi. Ellerimizdeyken kenarlar avuçlarımızı keser. Sevgi avuçlarımızı kana bular. Bırakmak istemeyiz belki ama kırıkları avuçlarımızda sonsuza kadar da tutamayız..."
#wattpad
Görev 1 : Tanışma kurgusunu merkez almıştır...
Wattpad hesap : Yagmurkycn
🖋🖋🖋🖋
5 notes · View notes