Christmas-time comedy tour hopes to raise funds for Gaza
Human Appeal, a Manchester-based charity, has announced the lineup for its annual Comedy Takeover Tour, set to take place in 17 venues across 10 cities from December 15. That includes a performance in Croydon on Boxing Day.
Headliner: Tez Ilyas returns to the lineup for the Takeover Comedy Tour, which arrives in Croydon on Dec 26
This year’s tour will raise funds for Human Appeal’s Gaza emergency…
View On WordPress
0 notes
Ilya Mashkov
Portrait of a lady in an armchair (Портрет дамы в кресле) 1913
Oil on canvas 176 x 116 cm
Fauvismo
El pintor Ruso quiso retratar en grandes dimensiones a una autentica muchacha con rasgos de carácter rusos, de pelo negro, rostro redondeado y tez porcelana.
En el tapiz del fondo observamos las figuras de caballeros rusos con indumentaria de la época, estos tapices solían contar una historia o cuento popular del país.
📍Yekaterinburg Museum of Fine Arts
0 notes
sitting next to tez ilyas finding out paul from s club has died is up there with weirdest moments in life
1 note
·
View note
Just Binge-Watched this entire series in one evening.
I don't know how this show flew under the radar with me upon its original release.
It's bloody amazing.
40 notes
·
View notes
“Unlikely lines from a cosmetics commercial” // Tez Ilyas - Mock the Week
76 notes
·
View notes
Adem’den Önce
Kitabın yazarı: Jack London
Kitabın yayımevi: İlya İzmir Yayınevi
Kitabın sayfası: 144
Jack London; sürekli macera arayan, yeni aşklara yelken açan, durmadan gezen, romantik ve meraklı bir insandı. 1876’da Kaliforniya’da doğmuştu, vaktini sürekli okuyarak ve düşünerek geçirirdi. Bu aşırı merakın doğurduğu paylaşma arzusu da kurgularını doğurdu.
Bu romanda anlatılanlar, insanlığın evriminin bir kısmının çok akıllıca ve gayet net resmedilebilir bir şeklidir. Rüyalarında atalarının anılarını bir bir gören anlatıcı, bizlere insanlığın yüzyıllar öncesini anlatır. Anlatıcının şimdilerde mağara adamı diyebileceğimiz bir türden olan atası Koca Diş’in çocukluğundan başlanır anlatılmaya. Babası, annesi, uzun yıllar dostu olan Sarkık Kulak ve sonraları tanışacağı Tez Ayak ile yaşadıkları maceralar ya da günlük yaşamları, bir insan zekası tarafından yorumlanarak anlatılır. Koca Diş, aynı zamanda anlatıcının diğer bir kişiliği olduğu için, yaptığı ve yapamadığı çoğu hareketi neden yaptığını ya da yapamadığını birebir Koca Diş’in düşünceleri tarafından anlatılır.
Zamanla başka türlerle de karşılaşan Koca Diş ve kabilesi, kendisinden çok daha gelişmiş bir ırk olan Ateş Adamlar -belki de Neandertal insanları- ile karşılaştıklarında, bu türlerin yaptıkları hareketlere pek bir anlam veremezler. Aynı şekilde kendilerinden biraz daha gelişmiş ama Ateş Adamlar kadar gelişememiş bir tür olan Ağaç Adamlar -belki de Homo gautengensis- ile karşılaştıklarında da, ağaçlara tırmanma ve dallar arasından ilerleme yeteneklerine bir hayli şaşırmışlardır. Kendi kabilesinde yaşayan Kızıl Göz’ün, bu kadar şiddet yanlısı olması ve devamlı birilerini öldürmesi de kabile tarafından benimsenmese bile kolay kolay karşı çıkılmıyordu. Kızıl Göz çok güçlüydü çünkü.
Roman, tüm bu detayları görmediğimiz zaman yavan kalsa bile bir maymunun aşkını, dostluğunu yahut hayatını okumak benim için gayet güzel ve eğlenceliydi. Adem’den Önce, evrime azıcık bile merakı olanlar için ya da evrime merak uyandırması açısından, okumaya değer bir roman.
Alıntılar
“...hiçbir yerde Tez Ayak'ın (karşı cins karakter) izini bulamadım. Ortalıktan kaybolmuştu ve ben onu görmek istiyordum. Daha önce bahsettiğim açlık beni onu aramaya zorluyordu. Karın açlığına çok benzeyen bu açlık hep de karnım tokken ortaya çıkıyordu. Ama tüm aramalarım boşunaydı.”
“Kızıl Göz sayısız işkence ve dayaklarla son karısını da öldürdü. Kızıl Gözün ilkel bir yaratık, bir atavizm olduğunu söylemiştim ama bu sefer ondan daha beterdi. Çünkü ilkel hayvanların erkekleri bile dişilerine bu kadar kötü davranmaz, onları öldürmezler. Bu anlamda, aşırı ilkel eğilimlerine rağmen Kızıl Göz'ün insanlığın bir habercisi olduğu söylenebilir, çünkü eşlerini öldüren tek canlı türü insandır.”
“Fiil çekimi diye bir şey yoktu. Sadece cümlenin genel anlamına bakarak zamanı anlamak mümkündü. Sadece somut şeyler düşündüğümüz için somut şeylerden konuşurduk. Ayrıca, pandomimin de büyük önemi vardı. En basit soyutlama bile bizim düşünce yeteneğimizin ötesindeydi ve herhangi biri böyle bir soyutlamaya ulaştığında bunu arkadaşlarıyla paylaşmakta güçlük çekerdi. Bunu anlatabilecek sesler yoktu çünkü. Sözcük dağarcığının sınırları ötesine geçerdi. Bunun için sesler icat ettiğinde ise, arkadaşları bu seslerden hiçbir şey anlamazlardı. İşte o zaman pandomime yönelir, mümkün olduğu kadar düşüncesini resmetmeye çalışır ve aynı zamanda yeni bulduğu sesi ardı ardına tekrarlayıp dururdu.”
2 notes
·
View notes