#takımını
Explore tagged Tumblr posts
Text
Tatlı Komşum! (4) (Furkan 31 Y., Manisa)
Günler Ebru, Hatice, ev ve iş arasında akıp gidiyordu. Mayıs sonunda Hatice, yaz için okullar kapanınca gideceğini söyleyince, "Olsun, gelirsin sık sık, ev burda nasılsa!" dedim...
Bir akşam Cevat'la yine bira içerken, Ebru, "Tatil işini ne yapacağız?" dedi kocasına. Cevat, "Ben bu sene tatile falan gidemem, sevkiyat hızlı!" dedi. Karım da bana dönüp, "Biz ne yapacağız?" dedi. Her yıl Haziran'ın ikinci yarısında Antalya taraflarında 1 hafta tatil yapar, sonra da karımla oğlumu memlekete bırakır işime dönerdim. Karım, Ebru'ya, "Siz de bizle gelin, madem Cevat abi gidemiyor, hem kalabalık tatil daha güzel olur!" dedi. Ebru sanki istemezmiş gibi, "Ya siz ailece tatil yapın..." diye geveledi. Cevat, "Gidin gidin, senin de çocukların da ihtiyacı var!" dedi. Otel bulma görevi bana kaldı. Ebru mesaj atıp, "Güzel bir yer bul, evdekilere düşük fiyat söyle, ben takviyelerim!" yazdı.
Ertesi gün araştırmaya başladım. Belek'te ultra lüks, herşey dahil, yanyana 2 tane havuz manzaralı 2 yatak odası ve oturma odasından oluşan villaların olduğu bir otelden yer ayırttım.
10 Haziran'da okullar kapandı. Hatice Perşembe günü mesaj atıp, "Yarın okullar kapanıyor, Cumartesi gününü bana ayırır mısın?" yazmış. Hem karıma, hem Ebru'ya Cumartesi mesaim olduğunu söyledim. İşe gider gibi çıkıp Hatice'ye gittim. Aşağıdan mesaj attım, "Senin oğlan var, sen alt kata gel!" diye. Hatice, "Yok, sen gel!" diye yazmış. Çıktım yukarıya. Meğer Cuma akşamı kocası gelip bir miktar eşya ve oğlanı alıp gitmiş. Hatice, "Ben de buraları toparlayıp, kalan kıyafetleri falan ayarlayıp kendi arabamla arkadan getireceğim dedim oğluma!" dedi.
Dudaklarına yumuldum. Dilini dilimde gezdiriyor, kasıklarını ve göğüslerini kasıklarıma ve göğsüme bastırıyordu. Şifon bir sabahlık giymiş, belden kuşağını bağlamıştı. O uzun kahverengi kıvır kıvır saçlarını salmış gerçekten çok güzel bir kadındı. Yüksek bel siyah bir tanga ve dantel siyah transparan sütyen takımını ilk kez görüyordum ve çok yakışmıştı. Duvara dayayıp bir bacağını kaldırıp belime dol adım. Yarağım tangasının üzerinden amına baskı yaparken, sabahlığı omuzlarından düşürüp, boynunu, omuz başlarını emdim, yaladım. Göğüslerine inip transparan kumaşın üstünden emdim uçlarını, küçük ısırıklar attım...
Bacağını indirip ters çevirdim, ellerini duvara yasladım, ensesinden başlayıp aşağıya inerken sütyenini çözüp devam ettim. Bel çukurunu dilledim, kalçalarına inip avuçladım, küçük ısırıklar, tokatlar attım. Kalçasını biraz daha eğip tangasını kenara çektim, amcığını ve göt deliğini emdim. Yaladıkça parlayan amcığı daha çok sulanıyor, kasılıp titriyor, sonra tekrar emmem için ağzıma doğru itiyordu kalçalarını. Ayağa kalkıp o domalmış haliyle alttan amcığına geçirdim yarağımı. Duvarı yıkacak gibi eliyle kendini geri itiyor, daha daha derine almaya çalışıyor, kalçalarını kıvırarak aldığı zevki arttırıyordu...
"Ben koca yaz tatili bu yaraksız geçiremem, kaçar kaçar gelirim Furkan'ıma, ohhh, sik, sik!" diye inliyordu. "Gel güzelim, ne zaman amcığın yarağımı istersen koş gel!" diye gaza getiriyordum. Orgazm kasılmaları dinerken yarağımı amından çekip göt deliğine dayadım. Onu hiç götten sikmemiştim. Kafasını çevirip, "Dur, kocamın durumundan dolayı anal sikişmekten nefret ediyorum, hiç yapmadım! Ama bunu istediğini biliyorum, o yüzden şimdi götümü sikmeni istiyorum!" deyip dudaklarımdan öpüp, kalçasını daha geri çıkardı.
Zaten amcık sularıyla parlayan yarağımı göt deliğine dayadım. 5 dakika sırf kafası girdi ve durakladım ve yavaş yavaş ittirmeye başladım. Dudaklarını ısırıyor, gözleri kapalı, doğum yapar gibi nefes alıp veriyordu. Sonunda tamamı içine girdiğinde, "Sen hareket et!" dedim. Yavaş yavaş kalçasını oynatmaya başladı. Sonra biraz daha hızlı, biraz daha hızlı derken, birkaç dakika sonra boşalmak üzereydim. Uzanıp amcığını avuçladım, sırılsıklamdı ve yine kasılmaya başlamıştı. Götünden sikerken amcığından orgazm olmak ürereydi. Dayanamayıp döllerimi götünün içine boşaltırken, o da titrerye titreye orgazm oldu amındaki parmaklarıma...
Nefes nefese dinlendik koltukta oturarak. "Baştan çok canım yandı, ama sonrası çok zevkliydi, orgazm oldum farkettin mi?" dedi dudağımdan öperek. "Evet, bakire götünü bana vermen harikaydı!" dedim. Hatice, "Şimdi mola, giyinip çıkıyoruz!" dedi. "Nereye?" dedim. "Görürsün!" dedi. Daireden çıkarken, "Sen beni marketin sokağında bekle, ben arabayı otoparktan alıp geliyorum!" dedi. Marketin biraz ilerisinde beklerken, Hatice önümde kıpkırmızı bir araba ile durdu. Bindim ve İzmir'e gittik.
Önce Bornova Forum'a uğradık, Hatice bir sürü alışveriş yaptı, oğluna, kocasına, kendine. Her mağazadan birşeyler beğenip aldı, ama çok seri bir alışveriş oldu. Bir saat sonra arabanın arka koltuk dolu çıktık. Özdere'ye bir restorana gittik. Dün akşam internetten bakıp tüm rotayı çizmiş zaten, güzel bir yemek yedik. Ben rakı, o bir tane bira içti. Saat 16:00'da tekrar Manisa'ya döndük. Yine beni marketin orda bıraktı.
Ben binaya girdiğimde karşı dairenin kapısı açıldı. Ayşe çıktı kapıdan. Eyvah, ne diyecektim, ne yapacaktım. "Aaa Furkan bey!" dedi. "Merhaba!" dedim. "Siz bugün buluşacak mıydınız, Ebru çalışıyor demişti. Ben de o yüzden izin aldım, dükkana döneyim bari, görüşürüz!" dedi acaleyle çıktı.
Bir dakika kadar kapıyı açar gibi yaptım. O sırada Hatice gelip yukarı çıktı, kapısı kapanmadan ben de içeri girdim. Durumu anlattım. Hatice, "Dur. Kadın benim ölçülerimde, ya da çok yakın, (çantalarının birinden bir iç çamaşırı takımı çıkardı) aşağı in yatağın üstüne bunu bırak. Eğer kadın gelirse yatakta bulur, arar seni, sana sürpriz yapacaktım dersin o yüzden önceden gidip eve bıraktım diye kıvırırsın!" dedi.
Ulan bu kadınların kafası aldatmak mevzu olduğunda zehir gibi çalışıyordu. Aşağı inip kutuyu yarı görünür yarı görünmez halde bıraktım. Tekrar yukarı çıktım. Hatice'ye pencerenin önüne geçmesini söyledim. Pencereden kafasını çıkarıp perdeyi beline çekti. Arkasına geçip yere oturdum eteğini sıyırıp amını yalamaya başladım. Dışarı belli etmemek için neler yapıyordu bilmiyorum, ama 10 dakika sonra eliyle beni ittirdi. Hem orgazm olmuştu, hem de içeri girip, "Geliyor seninki tozu dumana katarak!" dedi. Perdenin arkasından baktım, gerçekten çok hızlı ve hınçla geliyordu Ebru...
Telefonu sessize alıp, arka odaya geçtim. Merdiven boşluğu ve kömürlükler nedeniyle üst katlar birer oda büyüktü. İki dakika sonra aradı, "Aşkım nerdesin?" dedi. "Arkadaşlarla bira içmeye geldik." dedim. "Hımm, tamam, Ayşe seni eve girerken görmüş te, burdasındır diye geldim..." dedi. Ben de, "Yani sürprizi mahvetti değil mi, ne boş ağızlı kadın!" dedim. "Gördüm hayatım, da ne gerek vardı aşkım?" diye yavşadı. "Arkadaşlar huylandı, kapatıyorum ben, görüşürüz!" dedim. "Tamam aşkım, iyi eğlenceler!" dedi kapadı.
Tekrar ön odaya geldiğimde, Hatice, "Gel buraya!" deyip yarağımı avucuna aldı, "Pencerenin önünde kudurttun beni, tüm mahalle nasıl orgazm olduğumu biliyor artık!" diye gülüyordu. Uzun uzun yarağımı yaladıktan sonra, "Götten sik yine!" dedi kulağıma. Yere diz çöküp, kollarını ve yüzünü koltuğa koydu. Sabahkinden çok daha kolay girdim götüne, göt deliği artık yarağımın beden ölçüsünü almıştı, ama halen daracık ve çok sıcaktı. Parmağımı ağzına soktum, yarak yalar gibi yalıyor, ben götüne pompaladıkça parmağıma dil darbeleri atıyor, somuruyordu. Bu kez kendisi sağ elini amına atıp, art arda orgazm oldu. Veda zamanıydı, yarağımı götünden çıkardım, yüzünü çevirip, göğüslerine, yüzüne, uzattığı diline boca ettim döllerimi. "Ben sık sık kaçarım, zaten bizimkilerin yazın tarla tapan işleri çok olur. Ben sana buranın anahtarını da vereyim, ona göre haberleşiriz!" dedi. Sımsıkı sarılıp ayrıldık. Eve giderken bir bira alıp, bir kenara çekip içtim. Karıma ve Ebru'ya (Arkadaşlarla bira içiyoruz) demiştim, alt yapı sağlam olmalıydı.
Bir hafta sonra, 16 Haziran'da tatile yola çıktık. Ebru ile o hafta içi yalnızca bir kez görüşebilmiştik. Otele vardığımızda hepimiz pert olmuştuk, ama çocuklar hemen denize gitmek istiyordu. Karım uykuyu sever, bana, "Sen oğlanı havuza götür!" dedi. Çocukları almak için Ebru'ların villasının kapıyı çaldım. Çocuklar kendi odalarında üstlerini değiştirirken, Ebru beni kendi odasına çekti ve "Bu odada bu hafta her fırsatta her deliğimi dolduracaksın, tamam mı?" dedi gülerek. Zaten altında bir şey yoktu, parmağı taktım amcığına ve "Tamam yavrum, havuza gelecek misin?" dedim. "Sen bak, çocuklar kendi başına takılabilirse çık gel!" dedi.
Çocukları havuza götürdüm. Animatörler çocuk külübüne kaptılar hemen, ben de ters yönden Ebru'nun odaya gittim. Ebru yatağın üzerine 5-6 tane bikini sermiş, hangisini giyeceğine karar vermeye çalışıyordu. Tersten taraftan geldiğim için, ardına kadar açık ama perdesi kapalı sürgülü kapıdan daldım içeri. Ebru küçük bir çığlık attı. Sarıldım hemen. Dönüp dudaklarıma yapıştı ve "Nerde kaldın, bak ıslak ıslak seni bekliyorum, tüm yol boyu bu anı düşledim, aşkım sok hemen sok ki sularım yarağına süzülsün!" diye öperken yatağa doğru ittim. Bikinilerin üzerine düştü. Bacaklarını omzuma alıp hemen soktum yarağımı amına.
"Oh aşkım, yol boyu ikimiz olsak şurda ağzıma verse, şu ağacın altına çekse kucağında hoplatsa diye düşler kurdum, sik aşkım, çok özledi amcığım seni!" diyor, sırılsıklam olmuş amcığına gömerken, buz gibi klima sırtıma vuruyor, bir yandan ürpertiyor bir yandan da daha da tahrik ediyordu... Epey bir sikiştikten sonra inlemeler ohlamalar arasında boşaldık ikimiz de. Daha nefeslerimiz düzelmeden dış kapı çalındı.
Karım, Ebru'ya sesleniyordu. Ebru bir bornoz giyip kapıya gitti, ben odada kapının arkasına geçtim. Ebru, "Furkan çocukları götürdü, ben de duş alıp gelecektim, sen git gelirim!" dedi kapı aralığından. Şortumu giyip arkadan çıktım, havuzun oraya gidip direkt havuza atladım. Karım geldiğinde havluyu koyduğumuz şezlonga doğru yüzüyor havasındaydım. İlk günden ilk yakalanma tehlikesini atlatmıştık.
[Furkan]
82 notes
·
View notes
Text
FC 25 Coin ile Rakiplerini Geride Bırak!
Oyunda başarıya ulaşmak için sabırlı mı olman gerekiyor? Artık değil! FC 25 Coin, oyunun hızını artırmak ve rüya takımını hemen kurmak için sana fırsat sunuyor. Zaman kaybetmeden, en iyi futbolcuları kadrona ekleyerek rakiplerine fark atabilirsin.
Coinler Ne İşe Yarar?
FC 25 Coin, futbol oyununda sadece transferler için değil, taktiksel hamleler, stadyumlar ve ekipmanlar için de kullanılabilir. Böylece, oyun içindeki her detayda bir adım önde olman sağlanır. Rakiplerin maç sırasında göz açıp kapayana kadar geride kalacak!
43 notes
·
View notes
Text
Ne giyerseniz giyin önemli olan karşınızdaki insanın düşünceleridir. İş kadını olup takımını giysen de okul kıyafetini giyip okula gitsen de barbie desenli pijamanı giyip sokakta koşturup oyun oynasan da yine de o karşındaki kişinin kirli düşünceleri değişmez. Kıyafetleri değil düşüncelerinizi değiştirin.
#kadınlarırahatbırakınk#kadınlarölmesin#kadınaveçocuğadokunma#kadına şiddet#kadın cinayetleri#çocuk cinayetleri
7 notes
·
View notes
Text
Trekking Artvin 02 / Adagül - Borçka - Çifteköprü:
Dün akşam gün batımıyla hava birden serinledi, uyku tulumun içinde akşamdan tişörtle başladığım gece ilk önce polar sweatshirt, sonrasında polar montla tulumun içinde kıvranmakla geçti, Artvin havasına şoklandım bu gece. Kahvaltı yapmadan çadır ve sırt çantamı topladım. Borçka için yola çıkmak üzere yol ayrımına geldim. Dün akşam ne zorluklarla bulduğum kamp yerini iki dakika içinde terk ettim. Dünün yürüyüş yorgunluğunun tutukluğu üzerimde; attığım her adım yorgunluğumun acısını hatırlatıyor. Bundan sonraki attığım her acılı adım Borçka' da yiyeceğim pideye kadar devam edecek, anlaşıldı...
Yat saatim düne göre biraz geç oldu, saat 20,30' a kadar oyalandım, ateşin üzerine ıslak ve nemli de olsa ne bulduysam yığdım, ateş çıtırtılı yanıyor. Ateş yakmayı genelde tercih etmiyorum, yanarken gör��ntüsü hoş fakat çevreye verdiği zarar çok fazla, sonra yanan yeri öylesine karartıp bırakıp gidiyorsun, bunun yerine kartuşlu mini gaz ocağı kullanmak çok pratik fakat bu yürüyüşümden sonra büyük yürüyüşlerimde bu ocağı ve yemek pişirme takımını da almayacağım, daha fazla yük taşımamak için aldığım radikal kararlardan bir tanesi. Bu uzun yürüyüşümde tecrübe ettikçe bir şeyler eksileceğe benziyor: amaç bir lokma, bir hırkayla yetinecek hale dönüşene kadar konfor için bu kadar yükten kurtulmak. Konforun cezasını bu ayaklar ve dizler bir süre çekmeye devam edecek. Tabi usta kampçılar bilir, ben de çok duydum: eşek gibi taşıyıp kral gibi yaşamayı. Şimdilik kral gibi yaşamak için eşek olmaya gerek yok.
Buraya kadar iki günlük yürüyüşümün ortak muhabbet noktalarında biri gece çadırınla nerede kalacaksın, ikincsi ayılara dikkat et! İşte şimdi yürüyüşümün en yüksek noktasındayım. Fındık ve çay memleketi. Bal ve ayı memleketi. Haliyle balı bu kadar güzel ve meşhur olan bir memleketin ayısının da meşhur olmaması imkansız. Yatarken aklımın ucuna bile getirmiyorum, çoğunlukla konakladığım yerler yol ve yerleşim yerleri yakını. Ayıların doğal yaşam alanı dışındayım. Ama bu diğer canlıların da yaşam alanının dışında olduğum anlamına gelmiyor.
Bu gece yarısına doğru fork fork sesleri ile uyandım. Dikkatlice biraz dinledikten sonra ne olduğunu anlayamadım. Çadırdaki tavan ışığını alıp el feneri haline getirdikten sonra cep telefonumu video moduna getirdim, sessizce çadır fermuarını açıp çalıların arkasındaki sesleri ve kıpırtıları çadırımdan çıkmadan takip etmeye çalıştım. Biraz koklama, biraz hışırtı, biraz da fork fork seslseri. Işığı yakmamla birlikte domuz olduğunu anladığım küçük bir sürü piknik yerinin çöplerinden nemalanmaya geldiklerini fark ettim ama benden daha korkaklar. Sessizlik içinde kaybolup gittiler. Ben de günün yorgunluğunu atmanın ikinci bölümüne sessizce geçtim.
Çadırda yatarken saat kurmuyorum, uyku saatlerim doğal olarak gün batımı sonrası ve gün doğumuyla güneşin çadıra vurmasıyla son buluyor.
14 notes
·
View notes
Text
6 ay sonra ilk defa halısaha maçına gidiyorum, heyecanlıyııııım.. Halısaha ligimiz var herkes kendi takımını çıkarıyo gayet sağlam takımlar var bakalım bu akşam gol atabilicek miyim🤠
19 notes
·
View notes
Text
Muhammed Bey, sabah saat 7.00'de
*IPHONE** telefonunun alarmıyla gözlerini açtı.
*MADAME COCO** yorganını kaldırdı.
*HUGO BOSS** pijamalarını çıkarıp
*ADIDAS** terliklerini giydi.
*WC** 'ye uğradıktan sonra banyoya geçti.
*CLEAR** şampuan ve
*PROTEX** sabunuyla duşunu aldı.
*COLGATE** ile dişlerini fırçaladı.
*BRAUN** ile saçlarını kuruttu.
*BILL'S** gömleğini ve
*PIERRE CARDIN** takımını giydi.
*LIPTON** çayını içti.
*PROFİLO** televizyonda medya özetlerini izledi. *
Aile fertlerine
*'BYE'** deyip
*CHEVROLET** otomobiline bindi.
*PHILIPS** radyosunu açarak, müziği buldu. Ağzına bir
*MENTOS** şeker attı.
Şehrin göbeğindeki
*OCEAN TOWER** 'daki ofisine varınca,
*SAMSUNG** bilgisayarını çalıştırdı. iHALE DOSYALARINA bakıp partili dostlarını aradı. ..
*MICROSOFT EXCEL'E** girdi.
*OFISBOY** 'dan
*NESCAFE** 'sini istedi.
Saat 10.00'a doğru açlığını yatıştırmak için
*GRISSINI**yedi. Öglen
*MC DONALDS** a gitti. Ayaküstü,
*COCA COLA** ve **HAMBURGER** ini mideye indirdi.
*MARLBORO** sigarasını yakıp sonra köşedeki
*CARREFOUR** 'a uğradı. Eşinin sipariş ettiği
*ARIEL** deterjan,
*DOMESTOS** çamaşır suyu,
*PALMOLIVE** şampuan,
*NESTLE** çikolata,
*SPRITE **gazoz ve
*DORİTOS** cips alarak kasaya yanaştı.
*AMERİKAN EXPRESS** kartıyla ödemeyi yaptı. Hafta sonu eşi Rabia ile
*MARMARA FORUM**'a giden Muhammed Bey,
*SHOWROOM** 'ları dolaşıp
*NIKE** ayakkabı, *
*LEVIS blue jean** satın aldı.
Akşam evde
*zapping** yaparak,
*BU TARZ BENİM** ,
*KİRALIK AŞK** ,
*MUHTEŞEM YÜZYIL**
Kuruluş Osman,
Sultan Abdulhamid han gibi programlar diziler izledi. Aynı anda
*OUTDOOR** dergisini karıştırdı.
Ve bu kadar yorgunluğun ardından uykusu gelen Muhammed Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken, mutlu mutlu gülümsedi.. ** Allaha şükürler olsun Elhamdülillah Müslümanım Kahrolsun İsrail allah belanı versın Amerika .* diyerek gerindi ve uykuya daldı...
*Hâlâ da UYUYOR. Ve ne zaman UYANACAĞI da maalesef belli değil.
Foto temsilidir.
Kutlamıyoruz
10 notes
·
View notes
Text
yatak nevresimlerini ve banyo paspas takımını değiştirince gelen rahatlama hissi 🫠
13 notes
·
View notes
Text
The Way Back
"The Way Back" filmi, 2020 yapımı bir Amerikan spor drama filmidir. Gavin O'Connor tarafından yönetilen filmde, başrolde Ben Affleck yer almaktadır. Film, eski bir lise basketbol oyuncusu olan Jack Cunningham'ı takip eder. Jack, alkol bağımlılığıyla mücadele ederken, eski okuluna basketbol takımını koçluk yapmak üzere geri döner.
Film, genellikle Ben Affleck'in performansını ve karakterinin derinliğini öven eleştiriler almıştır. Affleck'in kişisel hayatındaki mücadelelerle benzerlik gösteren karakter, filmi daha etkileyici kılan bir unsurdur. Film, alkol bağımlılığı, ikinci şanslar ve kişisel mücadeleler gibi temaları ele alır.
Eleştirmenler, filmdeki spor sahnelerinin gerçekçiliğini ve duygusal yoğunluğunu takdir etmişlerdir. Ancak, bazı eleştirmenler filmi sıradan bir spor drama filmi olarak değerlendirmiş ve hikayenin bazı klişeliklere düştüğünü belirtmişlerdir.
Sonuç olarak, "The Way Back" filmi genel olarak olumlu eleştiriler almış ve Ben Affleck'in performansı özellikle övgü kazanmıştır. Ancak, bireysel tercihlere ve beklentilere bağlı olarak, bazı izleyiciler filmi daha eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirebilirler.
#across the spiderverse#succession#welcome home#the owl house#the mandalorian#ted lasso#star wars#taylor swift#wally darling#super mario
25 notes
·
View notes
Text
Dava şuurunda olan müslüman gençlerin kâfir bir futbolcuyu, üzerinde iddaa yani kumar oynanan bir futbol takımını durmadan paylaşan müslümanları hiçbir zaman anlayamayacağım.
Galiba anlamak da istemiyorum.
Git maçını oyna, sporunu da yap. Ama şu futbol takımlarına sevdalanmak da bir akıl tutulması olsa gerek.
Allah, derdi islam olan gençlere doğruyu yanlıştan ayırt edecek şuur versin.
İzinden gittiğinimiz veya hayran kaldığımız ulemânın böyle şeyleri paylaştığını bir düşünürsek, onlara nasıl bu paylaşımın yakışmadığını görürsek ve dahi anlarsak bize de yakışmadığını anlamış olacağız.
#freedomgazze#israelterrorism#israelterrorist#free palestine#free gaza#kudüs#haya#i̇lim#namaz#i̇stanbul#Futbol#Cahillik#Gs#Fb#Şuur#İslam
16 notes
·
View notes
Text
🐺 Egosu yüksek Türk Erkeği;
- Para kazanmaya başladıktan sonra yürüyüşü değişir.
- Annesinin "aslan oğlum" telkiniyle kendini aslan zanneder.
- Takım elbise giydiğinde bürokrat ya da iş adamı, spor giyince kendini Avrupalı zanneder.
- Aynaya bakmadan kadınlara not verir. "Kadın dediğin" diye başladığı cümlenin sonunu "itaat etmeli" diye bitirir.
- Tek güç aldığı yer işidir.
- Duygusal sorunları çözemediği için ağlayan kadından, konuşmak isteyen, sorun anlatan kadından kaçar..
- Biraz para kazanıyor diye her kadını elde edeceğini zanneder.
- İşinden, parasından ve kendini övmekten başka anlatacağı bir şeyi yoktur.
- Saplantılı şekilde parti veya takımını savunur.
- Tatil denildiğinde aklına direkt memleketi gelir.
- Evlendiğinde eşinin annesi gibi davranmasını ister. Davrandığında ise "ben senin çocuğun değilim", ergen isyanı gösterir..
- Biraz havaya girince "yoğunum" sözü ile tüm sorumluluklarını öteler..
- Memleketine laf söyletmez, eşinin ailesine yakın olmayı da iç güveylik olarak algılar..
- Ev işi yapacaksam niye evlendim" der. Evliliği, "hizmet satın alımı" zanneder.
- Annesi için "öyle demek istemedi" diyerek sürekli bir savunma halindedir.
- Ayrılmayı ya da boşanmayı "ben kendime bakabilirim" ile bertaraf eder. Çünkü evliliği yemek + çamaşır ve ütü sanır.
- En büyük ekonomik yaratıcılığı, düğün altınlarını bozup araba almaktır.
- Arabanın beygirini yüksek, yakıt tüketimini düşük göstererek övünür.
- İlgi göstermeyi "kontrol altına alınma" olarak düşünür.
-Evlendikten sonra göbek yaptıysa eşi sorumlu, zayıfladıysa da yine eşi sorumludur.
- "Bakarız, hallederiz, olur" gibi 3 kelimeyle evliliği ömür boyu sorunsuz sürdüreceğini düşünür..
- Misafiri gelmeden önce haber vermeyi, eşinden izin almak zanneder.
- Sporda, siyasette, otomobilde ve çapkınlıkta uzmandır.
- Eve para getiriyorsa bütün sorumluluklarını yerine getirdiğini düşünür...
- Kadını kontrol etmezse kontrolden çıkacağını düşünür.
- Çevresine evdeki otoritesini gereksiz yere kanıtlamak için eşine ters davranır..
- 6 ay kısa dönem yaptığı askerliği 66 yıl anlatır.
- Yaparken ıstırap duyduğu askerliğini, anlatırken general rahatlığı ile gururla sunar.
- Et yemeği delikanlılıktan, sebzeyi lightten sayar.
- Kadınlara karşı "Tıbben teşhis edilememiş bir şişkin egosu" vardır.
- Asosyal bir bekarlığı olsa bile, evlilik korkusunu müthiş bir bekar hayatı varmış gibi kamufle eder.
- İletişiminin yetersiz kaldığı yerde,öfkeye başvurur.
- Trafikte en iyi şoför kendisidir.
- Ona göre kadınlara ehliyet verilmemelidir..
İşte böyle 🤘
𐱅𐰇𐰼𐰚 🇹🇷 ( Türk ) 🐺
🇦🇿💞🇹🇲💞🇰🇿
𐱅𐰇𐰼𐰜 🇹🇷🤘 ( Türük )
🇰🇬💞🇺🇿💞💙
𐰏𐰇𐰲𐰋𐰀 ( Göçebe ) 🐎🇹🇷
🍎🐺🤘🍎
𐰘𐰇𐰼𐰜( Yörük ) 👪 🇹🇷
6 notes
·
View notes
Text
( Yazarı kim bilmiyorum, tespitleri çok doğru. Maalesef çoğunluğu böyle. “ Ben kesinlikle böyle değilim “ diyen üstüne alınmasın lütfen. Tabiki istisnalar kaideyi bozmuyor! )
Egosu yüksek Türk Erkeği;
- Para kazanmaya başladıktan sonra yürüyüşü değişir.
- Annesinin "aslan oğlum" telkiniyle kendini aslan zanneder.
- Takım elbise giydiğinde bürokrat ya da iş adamı, spor giyince kendini Avrupalı zanneder.
- Aynaya bakmadan kadınlara not verir. "Kadın dediğin" diye başladığı cümlenin sonunu "itaat etmeli" diye bitirir.
- Tek güç aldığı yer işidir.
- Duygusal sorunları çözemediği için ağlayan kadından, konuşmak isteyen, sorun anlatan kadından kaçar..
- Biraz para kazanıyor diye her kadını elde edeceğini zanneder.
- İşinden, parasından ve kendini övmekten başka anlatacağı bir şeyi yoktur.
- Saplantılı şekilde parti veya takımını savunur.
- Tatil denildiğinde aklına direkt memleketi gelir.
- Evlendiğinde eşinin annesi gibi davranmasını ister. Davrandığında ise "ben senin çocuğun değilim", ergen isyanı gösterir..
- Biraz havaya girince "yoğunum" sözü ile tüm sorumluluklarını öteler..
- Memleketine laf söyletmez, eşinin ailesine yakın olmayı da iç güveylik olarak algılar..
- Ev işi yapacaksam niye evlendim" der. Evliliği, "hizmet satın alımı" zanneder.
- Annesi için "öyle demek istemedi" diyerek sürekli bir savunma halindedir.
- Ayrılmayı ya da boşanmayı "ben kendime bakabilirim" ile bertaraf eder. Çünkü evliliği yemek + çamaşır ve ütü sanır.
- En büyük ekonomik yaratıcılığı, düğün altınlarını bozup araba almaktır.
- Arabanın beygirini yüksek, yakıt tüketimini düşük göstererek övünür.
- İlgi göstermeyi "kontrol altına alınma" olarak düşünür.
-Evlendikten sonra göbek yaptıysa eşi sorumlu, zayıfladıysa da yine eşi sorumludur.
- "Bakarız, hallederiz, olur" gibi 3 kelimeyle evliliği ömür boyu sorunsuz sürdüreceğini düşünür..
- Misafiri gelmeden önce haber vermeyi, eşinden izin almak zanneder.
- Sporda, siyasette, otomobilde ve çapkınlıkta uzmandır.
- Eve para getiriyorsa bütün sorumluluklarını yerine getirdiğini düşünür...
- Kadını kontrol etmezse kontrolden çıkacağını düşünür.
- Çevresine evdeki otoritesini gereksiz yere kanıtlamak için eşine ters davranır..
- 6 ay kısa dönem yaptığı askerliği 66 yıl anlatır.
- Yaparken ıstırap duyduğu askerliğini, anlatırken general rahatlığı ile gururla sunar.
- Et yemeği delikanlılıktan, sebzeyi lightten sayar.
- Kadınlara karşı "Tıbben teşhis edilememiş bir şişkin egosu" vardır.
- Asosyal bir bekarlığı olsa bile, evlilik korkusunu müthiş bir bekar hayatı varmış gibi kamufle eder.
- İletişiminin yetersiz kaldığı yerde,öfkeye başvurur.
- Trafikte en iyi şoför kendisidir.
- Ona göre kadınlara ehliyet verilmemelidir..
İşte böyle 😁😁
Alıntı
4 notes
·
View notes
Text
FC 25 Coin ile Takımını Zirveye Taşı!
Futbol oyununda rakiplerinden bir adım önde olmak ister misin? FC 25 Coin, en güçlü kadroyu kurmanın ve sahada fark yaratmanın en kolay yolu! Kendi stratejinle hareket ederek hayalindeki oyuncuları transfer edebilir, oyunun tadını çıkarabilirsin. Peki, FC 25 Coin sana neler sunuyor?
Neden FC 25 Coin Almalısın?
Futbol oyunlarında başarılı olmak, sadece yetenek değil, doğru hamleler de gerektirir. FC 25 Coin sayesinde güçlü transferler yapabilir, en yetenekli oyuncuları hemen kadrona katabilirsin. Böylece, rakiplerini alt etmek için gereken tüm araçlara sahip olursun. Oyun dünyasında başarıya giden yol bu kadar kolay!
43 notes
·
View notes
Text
Şu nevresim takımını almamak için kendimi çok zor tutuyorum
5 notes
·
View notes
Text
FENERBAHÇE AŞKI
taşın da kalbi yoktur ama onu da bir yosun sarar” …aslında bir futbol takımını hiç karşılıksız sevebilecek kadar hep 13 yaşında kalabilmiş biz de; fenerbahçe’yi entel sanat galerisindeki bir resmi, nadide bir kaliteli şarabı sever gibi değil, her gün tartıştığın ağır depresif bunalımdaki arabesk sevgiliyi, okulda hep kavga edip 7 zayıf getiren hayta oğlunu ya da –belki en önemlisi- bütün umutsuzlukları, başarısızlıkları, para kazanamamışlıkları, tutmayan planlar, uymayan hesaplarıyla kendi hayatımızı, yani kendimizi, diyet dinlemeyen, spor nedir bilmeyen, ödemeleri hep 90+5’e bırakan kendimizi sever gibi, yüzyıllık yalnızlığımızı sever gibi seviyoruz. “5 istediler 6 attık, 10 istediler zaman yetmedi”
dünyadaki en güzel sevgidir, gerçek bir fenerbahçe'li bilir bu sevgiyi , maçlarda yaptığı tezahürat , yolda yürürken içinden söylediği fenerbahçe marşları , ya da boş vakitlerinde önünde bulunan boş kağıtlara hayalindeki 11'i yazmak…lise yıllarında okula gitmeyip maça gitmek olsa gerek bu sevgi, 2 hafta boyunca biriktirilen okul harçlıkları sayesinde alınan bilet ile bir galibiyet yaşamak olsa gerek…maç günü sadece 1 simit ile 8 saat geçirmek..şu anda bile bu satırları yazarken heyecanlanmak olsa gerek fenerbahçe sevgisi, içimde her gün artan ve kendini katlayan bir sevgidir fenerbahçe.
islam cupi'nin kaleminden şöyle anlatılır; türkiye'de, fenerbahçe cumhuriyeti sağlıklı başarılı ve ilkse bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. esnafın yüzü güler, parakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar meyhaneler fuldur. stadlar türkiye'nin her vilayetinde lebaleptir. fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür, i…ler diye uğurlanmasına rağmen. fenerbahçe cumhuriyeti ortalıkta yoksa, türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz… "
Sevmek bir ömür
fenerbahçe pendikspora yenilirken de aşıktım, chealsea ile çeyrek final oynarken de. sen beni seviyorsun diye sevmiyorum seni. ya da katıksız aşk çocuğu değilim. sen ne yaparsan yap, ne söylersen söyle aşkıma çizik atamazsın. benim skorla işim yok. aşığım ben. böyle acılı fantezi bir durumdur benim aşklarım. sen sevmesen de sevdiğimi bil yeter diyecek kadar olmadım delikanlılığımdan ama özü budur işin. sen sövsen de, sen yersen de ya da sen mutlu etsen de, aşık olsan da konunun seninle ilgisi yok. herhangi birinin aptallığı ya da zekası, çekici bulup bulmamamla da alakası yok. bunun benimle de ilgisi yok. allah koydu gönlüme anlam vermem gerekmiyor o yüzden.
Hayattan bu rengi alın geri neyi kalır Kİ
AMAÇ TARAFTAR TARTIŞMASI AÇMAK DEĞİLDİR… BİR AŞKIN CANDAN DELİL BULMASIDIR
6 notes
·
View notes
Note
Takımını almıştın bende hemen gelinliğimi alayım swshs
Koş hemen al mckfmvkkf
2 notes
·
View notes
Text
Tiktok :
Özgürlük ayak takımını tüm toplumsal prangalardan kurtardı.Gelenek öldü ve ayak takımı zafer kazandı uğursuz bayağı ve yozlamış bir karnavala dönüştü dünya.
15 notes
·
View notes