#spot izmir
Explore tagged Tumblr posts
gunerkan · 3 days ago
Text
İkinci El Eşya Pazaryeri Hangi Ürünler Daha Fazla Talep Görüyor
Tumblr media
İkinci el eşya pazaryeri, ekonomik ve çevreci alışveriş alternatifleri arayan tüketiciler için giderek büyüyen bir sektör haline geldi. Bu pazarda bazı ürünler diğerlerine göre daha fazla talep görüyor. Peki, en çok talep gören ikinci el ürünler hangileri? Gelin birlikte inceleyelim.
Elektronik Ürünler
Elektronik cihazlar, ikinci el pazarının en dinamik kategorilerinden birini oluşturuyor. Tüketiciler için hem maliyet avantajı hem de kolay ulaşılabilirlik sunan bu ürünler, genellikle iyi durumda oluyor ve ekonomik çözümler sağlıyor. En çok tercih edilen ürünler şunlar:
Akıllı Telefonlar: Daha yeni modellere uygun fiyatlarla sahip olma fırsatı sunuyor.
DizÜstü Bilgisayarlar: Hem öğrenciler hem de iş profesyonelleri için popüler bir seçenek.
Tabletler ve Diğer Taşınabilir Cihazlar: Taşınabilirlik ve fonksiyonellik arayan tüketicilerin ilgisini çekiyor.
Beyaz Eşyalar
Beyaz eşyalar, yeni ürünlerin yüksek fiyatları nedeniyle ikinci el pazarında oldukça rağbet görüyor. Özellikle öğrenciler ve yeni ev kuranlar için çözüm sunan bu ürünler genellikle şu kategorilere ayrılır:
Buzdolapları: Yüksek enerji verimliliğine sahip modeller tercih ediliyor.
Çamaşır ve Bulaşık Makineleri: Ekonomik ve dayanıklı modeller öne çıkıyor.
Klimalar ve Isıtma Sistemleri: Sezonluk ihtiyaçlar nedeniyle talep görüyor.
Mobilyalar
Mobilya kategorisi, ikinci el pazarının en geniş segmentlerinden biri. Bu segmentte hem günlük kullanım eşyaları hem de koleksiyon ürünleri bulunur. En popüler ürünler:
Koltuk Takımları: Genellikle yeni döşenen evlerde tercih ediliyor.
Yatak Odası Mobilyaları: Dolap, yatak ve şifonyer setleri çok talep görüyor.
Vintage ve Antika Parçalar: Özellikle koleksiyoncular için değerli bulunuyor ve yüksek fiyatlara satılıyor.
Fiyatlandırma ve Talep İlişkisi
İkinci el pazarında bir ürünün fiyatını etkileyen faktörler şu şekilde özetlenebilir:
Ürünün Durumu: Kullanımda ne kadar eski olduğu ve mevcut durumu fiyatını belirler.
Marka Değeri: Bilinirliği ve kalitesi yüksek markalar daha fazla talep görüyor.
Sezonluk Talep: Klimalar yaz aylarında, kışın ise kaloriferler ve sobalar daha fazla satış yapıyor.
Nadirlik: Az bulunan ürünler çok daha yüksek fiyatlara alıcı bulabiliyor.
İkinci el eşya pazaryeri, ekonomik ve sürdürülebilir alışveriş imkânı sunarak hem tüketiciler hem de çevre için faydalı bir alternatif oluşturuyor. Özellikle yüksek fiyatlı ürünlerde tercih edilen ikinci el alışveriş, hem kaynakların daha verimli kullanılmasına hem de bireysel tasarrufa olanak sağlıyor. Pazarın dinamik yapısı ve tüketici tercihlerindeki değişiklikler, bazı ürünleri diğerlerine göre daha öne çıkarıyor. Bu nedenle, ikinci el alışverişte pazar trendlerini takip etmek ve doğru analiz yapmak büyük önem taşıyor.
0 notes
izmirspotcular · 1 year ago
Text
Çiğli'de Spotçular / 0536 740 2920
Çiğli'nin tüm semtlerinden ücretsiz nakliyat avantajıyla, 2. el eşyalarınızı kapınızdan, değerinde ve nakit ödemeyle satın alıyoruz.
Çiğli Spotçu 0536 740 2920
ÇİĞLİ SPOTÇULAR, ÇİĞLİ SPOTÇU, ÇİĞLİ ATAŞEHİR, ATAŞEHİR SPOTÇULAR, ÇİĞLİ DE SPOTÇULAR, ÇİĞLİ SPOT, ÇİĞLİ SPOT EŞYA, İZMİR SPOTÇULAR, ÇİĞLİ BEYAZ EŞYA, ÇİĞLİ, ÇİĞLİDE SPOTÇULAR, ÇİĞLİ SPOT EŞYA MAĞAZASI, ÇİĞLİ ATAŞEHİR SPOTÇULAR, Çİ̇ĞLİ̇ DE SPOTÇULAR, ÇİĞLİDE SPOTÇU, ÇİĞLİ EGEKENT, ÇİĞLİ SPOT EŞYA ALIM SATIM, ÇİĞLİDEKİ SPOTÇULAR, SPOTÇULAR, KÖYİÇİ SPOTÇULAR, Çİ̇ĞLİ̇DE SPOTÇULAR, ÇİĞLİ SASALI SPOTÇU, ÇİĞLİ SPOT TV ALANLAR, ÇİĞLİ SPOT ÇEKYAT ALANLAR • Çiğli'de Spotçular: 0536 740 29 20 / İzmir Çiğli'de Spot Eşyacılar • Çiğli Spotçu - 0536 740 29 20 • İzmir Çiğli'de Spotçular - 0536 740 2920 • Çiğli Spot Eşya - 0536 740 2920 - İzmir Çiğli'de İkinci El Eşya Alım Pazarı • Çiğli'de Spotçular - İkinci El Eşya Alanlar İzmir Çiğli - 0536 740 2920 • Çiğli Spot Eşya Alım Satım İkinci El / 0536 740 2920 • Çiğli Spot / Çiğli'de İkinci El Eşya Alanlar & Satanlar / 0536 740 2920 • Çiğli Spot Eşya Alanlar | İzmir Çiğli'de Spotçu | (0536) 740 29 20 • Çiğli Spotçu - 0536 740 29 20 | Çiğli Spot Eşya Alanlar • Egekent Spotçu 05367402920 Çiğli Egekent'te İkinci El Eşya Alım-Satım • Balatçık Spotçu 05367402920 Çiğli Balatçık’ta İkinci El Eşya Alım-Satım • Ata Sanayi Spotçu 05367402920 Çiğli Ata Sanayi’de İkinci El Eşya Alım-Satım • Harmandalı Spotçu 05367402920 Çiğli Harmandalı’da İkinci El Eşya Alım-Satım • Sasalı Spotçu 05367402920 Çiğli Sasalı’da İkinci El Eşya Alım-Satım • Çiğli Ataşehir Spotçu 05367402920 Ataşehir’de İkinci El Eşya Alım-Satım • Şirintepe Spotçu 05367402920 Çiğli Şirintepe’de İkinci El Eşya Alım-Satım • Güzeltepe Spotçu 05367402920 Çiğli Güzeltepe’de İkinci El Eşya Alım-Satım • Büyükçiğli Spotçu 05367402920 Çiğli'de İkinci El Eşya Alım-Satım • Küçük Çiğli Spotçu 05367402920 Çiğli Küçük Çiğli’de İkinci El Eşya Alım-Satım • Çiğli Aydınlıkevler Spotçu 05367402920 Çiğli’de İkinci El Eşya Alım-Satım • Kaklıç Spotçu 05367402920 Çiğli Kaklıç'ta İkinci El Eşya Alım-Satım • Evka-6 Spotçu 05367402920 Çiğli Evka 6'da İkinci El Eşya Alım-Satım • Evka-2 Spotçu 05367402920 Çiğli Evka 2'de İkinci El Eşya Alım-Satım • İzkent Spotçu 05367402920 Çiğli İzkent'te İkinci El Eşya Alım-Satım • İstasyonaltı Spotçu 05367402920 Çiğli İstasyonaltı'nda İkinci El Eşya Alım-Satım #çiğli
2 notes · View notes
izmirspotcu · 2 years ago
Text
İzmir İkinci El Eşya Alanlar, İzmir'de Eski Eşya Alanlar 0536 7402920 İzmir Spotçu
İzmir ve İzmir’in tüm ilçelerindeher türlü ikici el ev eşyalarınızı piyasa değerinin üzerinde, en iyi fiyata kapınızdan alıyoruz.İzmir’de eski eşyalarınızı yerinde görerek satın alıyoruz. Bize danışmadan ikinci el eşyalarınızın satışına karar vermeyin. 0536 7402920
Tumblr media
2 notes · View notes
spotesyaizmir · 3 months ago
Text
Spotçu Mağazalarda Beyaz Eşya Alımı: Riskler ve Fırsatlar
Tumblr media
Spotçu mağazalar, ikinci el veya kullanılmış eşyaların yanı sıra stok fazlası ürünleri de uygun fiyatlarla sunan alışveriş mekanlarıdır. Özellikle beyaz eşya alıcıları için cazip fırsatlar sunan bu mağazalar, düşük bütçeyle ev eşyası edinmek isteyenlerin tercihi haline gelmiştir. Ancak, her alışverişte olduğu gibi, spotçudan beyaz eşya alırken de dikkate alınması gereken riskler ve fırsatlar vardır. Bu makalede, spotçu mağazalardan beyaz eşya alırken dikkat etmeniz gereken önemli noktaları, bu alışverişin avantajlarını ve olası risklerini ele alacağız.
Spotçu Mağazalardan Beyaz Eşya Almanın Fırsatları
Uygun Fiyat Avantajı: Spotçu mağazalar, beyaz eşya alıcıları için ekonomik fiyatlar sunar. Stok fazlası veya hafif hasarlı ürünler, orijinal fiyatlarının çok altında satılabilir. Bu da özellikle bütçesi kısıtlı olan ya da geçici kullanım için eşya arayanlar için büyük bir avantaj sağlar.
Geniş Ürün Yelpazesi: Spotçu mağazalarda, farklı markalara ve modellere ait birçok beyaz eşya bulunabilir. Bu çeşitlilik, ihtiyaçlarınıza ve bütçenize uygun bir ürün bulma şansınızı artırır. Yeni modellerin yanı sıra, geçmişte popüler olan ve halen tercih edilen eski modelleri de bulabilirsiniz.
Çevre Dostu Alışveriş: İkinci el beyaz eşya alımı, sürdürülebilir tüketim açısından önemli bir adımdır. Kullanılabilir durumdaki beyaz eşyaların yeniden kullanılması, atık miktarını azaltarak çevreye katkı sağlar. Böylece, çevre dostu bir alışveriş deneyimi yaşayabilirsiniz.
Hızlı Teslimat ve Kurulum: Spotçu mağazalar genellikle ellerindeki ürünleri hemen teslim edebilir. Bu da, beklemek istemeyen veya acil bir ihtiyacı olan tüketiciler için avantaj sağlar. Beyaz eşyaların hızlı bir şekilde kurulması ve kullanıma hazır hale getirilmesi, zaman tasarrufu sağlar.
Spotçu Mağazalardan Beyaz Eşya Almanın Riskleri
Garanti ve İade Sorunları: Spotçu mağazalardan alınan beyaz eşyaların çoğu, üretici garantisi kapsamı dışında olabilir veya garantisi sınırlı olabilir. Bu da üründe bir arıza oluşması durumunda ekstra maliyet anlamına gelir. Ayrıca, iade ve değişim koşulları, geleneksel mağazalara kıyasla daha kısıtlı olabilir.
Ürün Durumu ve Geçmişi: Spotçu mağazalarda satılan beyaz eşyaların durumu her zaman mükemmel olmayabilir. Ürünlerin daha önce kullanılmış veya hasar görmüş olma ihtimali vardır. Bu nedenle, satın alma sürecinde ürünün genel durumunu, çalışır vaziyette olup olmadığını ve olası hasarları dikkatlice incelemek önemlidir.
Enerji Verimliliği Düşük Olabilir: Spotçu mağazalarda satılan beyaz eşyaların bir kısmı, eski modeller olabilir. Bu modeller, yeni nesil cihazlara kıyasla daha düşük enerji verimliliğine sahip olabilir ve bu durum, uzun vadede enerji maliyetlerinizi artırabilir. Satın almadan önce, ürünün enerji tüketimi hakkında bilgi sahibi olmak faydalı olacaktır.
Eksik Aksesuarlar ve Parçalar: Spotçu mağazalarda bazı beyaz eşyalar, eksik aksesuar veya parçalarla satışa sunulabilir. Örneğin, bir buzdolabının rafları eksik olabilir veya bir çamaşır makinesinin su hortumu bulunmayabilir. Bu eksiklikler, ek masraf veya zaman kaybına yol açabilir.
Spotçu Mağazalardan Beyaz Eşya Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Detaylı İnceleme Yapın: İkinci el beyaz eşya alırken, ürünün dış görünümünü ve işlevselliğini dikkatlice inceleyin. Küçük çizikler veya darbeler genellikle sorun yaratmazken, motor ve elektronik aksamın kontrol edilmesi önemlidir.
Garanti ve Servis Durumunu Sorgulayın: Ürünün garanti durumunu ve servis imkanlarını öğrenin. Bazı spotçu mağazalar, kendi garantilerini sunabilir veya servis hizmeti verebilir. Bu tür hizmetlerin olup olmadığını mutlaka kontrol edin.
Enerji Tüketimini Değerlendirin: Ürünün enerji etiketi ve tüketim bilgilerini inceleyin. Eski bir model almayı düşünüyorsanız, enerji maliyetlerinizi artırabileceğini göz önünde bulundurun.
Fiyat Araştırması Yapın: Benzer ürünlerin fiyatlarını karşılaştırarak, spotçu mağazada sunulan fiyatın gerçekten uygun olup olmadığını değerlendirin. Bazen, küçük bir farkla yeni bir ürün almak daha mantıklı olabilir.
Spotçu mağazalardan beyaz eşya alımı, doğru yapıldığında bütçe dostu ve çevreye duyarlı bir alışveriş yöntemi olabilir. Ancak, bu tür bir alışverişin risklerini göz önünde bulundurmak ve gerekli önlemleri almak, olası hayal kırıklıklarını önlemek açısından önemlidir. Ürünlerin durumu, garanti süresi ve enerji verimliliği gibi faktörlere dikkat ederek bilinçli bir seçim yapabilirsiniz. Spotçu mağazalar, fırsatları doğru değerlendirenler için avantajlı bir seçenek olmaya devam etmektedir.
@gunerkan
web tasarım
0 notes
izmirspotcu-05354370018 · 1 year ago
Text
Serkan spotçu/spotçular/ikinci el eşya alanlar (05354370018)
View On WordPress
0 notes
ikincielcileriz · 1 year ago
Text
antika alan antik biblo , Atakent antika
antika gümüş degerinde nakit bakılır izmir de ev eşyası alan 0554 551 57 14 ikinci el muhtelif ev eşyası alan 0554 551 57 14
0 notes
spotcuworld · 2 years ago
Text
İZMİR YEŞİLOVA SPOTCU 05325809103
izmir Yeşilova mahallesi spotcular 05325809103
View On WordPress
0 notes
eretzyisrael · 6 months ago
Text
How a crime of passion led to Turkish antisemitism
This is the tragic tale of Elsa Niego, whose name might not ring a bell outside the Jewish community of Turkey. In fact her case led to an antisemitic frenzy  and a campaign to get the Jews of Turkey expelled.
Tumblr media
Elsa Niego and her killer. the case caused an antisemitic frenzy in the Turkish press
The year was 1927. Kamal Ataturk, the father of Turkey, the modern successor state to the Ottoman empire,  had declared a  fiercely secular republic three years earlier. He was already putting pressure on the Jewish community to abandon its  religious institutions and Ladino language.
Elsa Niego was a 20-year old Jewish girl who worked as a typist for the National insurance Company in Istanbul. She was the only breadwinner as her father had died. But her family could still spend their summers holidaying on the Bosphorus island of Helbelyada, which was popular with the Jewish middle class.
That summer of 1927, Elsa was spotted  on Helbelyada by Osman Ratib Bey. He was 30 years older than her, already had two wives and grandchildren. Osman Ratib became smitten with Elsa and even asked for her hand in marriage. When her mother refused (there was no question of a Jewish girl marrying a Muslim) Ratib  tried to kidnap Elsa with four accomplices. The mother filed a complaint with the police and Ratib and his friends were jailed for a while.
When Elsa became engaged to a Jewish co-worker, Rattib was driven insane by the news. He lunged at her with a knife when she and her sister were out for a walk. Elsa was stabbed eight times in the stomach and her lifeless body left in the street for hours. Her sister, who had tried to protect Elsa, was stabbed twice in the thigh. The police prevented Ratib from being lynched.
The next day, 25,000 turned up for Elsa’s funeral, demanding justice for her. Ten protestors were arrested, including a young solder who was accused of sedition. The antisemitic press demanded that Turkey break off all ties with the Jews. Anti-Jewish demonstrations spread to Izmir: Jewish schools were closed down and Jewish newspapers prevented from publishing. Meanwhile the press demanded that the Jews be expelled from Turkey.
Osman Ratib did not go to jail : he was sent instead to a mental asylum. In 1938, another inmate murdered him.
Postcript: this story was told to Point of No Return by LB, a lady whose family had emigrated from Istanbul to London. LB’s mother, who was related to Elsa Niego, was four in 1927. She was  also named Elsa Niego.  However, after the murder, the younger Elsa, who suffered from tuberculosis,  was taken to the synagogue and given a new name. Her original name was thought to have brought her bad luck.
Her parents were advised that the child could only be saved if she was sent to France. The little girl spent five years in a sanatorium run by nuns. Her family joined her in France and eventually they moved to England.
Read Sefarad article in full (Spanish)
Other crimes of passion:
The story of Habiba Msika’s piano
24 notes · View notes
justforbooks · 2 months ago
Text
Tumblr media
Fethullah Gülen
Imam who sponsored dialogue between Christians and Muslims but was accused of terrorism by the president of Turkey
In 1962, a 21-year-old imam, Fethullah Gülen, arrived in the southern Turkish port of Iskenderun to finish his military service. He also gave sermons in the town’s main mosque. This was the heyday of secular Turkey, and he quickly ran into difficulties from a secularist commanding officer who, seeing his sermons as a threat to the republic, ordered that he should be detained for two weeks.
Another officer, however, had a different approach. Spotting that the young soldier was highly intelligent and well-read in Islamic religious texts, but with almost no formal education inside the conventional school system, he recommended that Gülen should start reading western literary classics as well. The young recruit began to read, and enjoy, Dante, Camus and Dostoevsky, eventually developing a taste even for the German philosopher Immanuel Kant.
This was perhaps the moment when the career pursued by Gülen, who has died aged 83, began to deviate sharply from that of most Turkish imams. In the next six decades he became internationally famous, feted especially in the US, while writing about 50 books, sponsoring dialogue between Christians and Muslims, and heading a global religious brotherhood with a great number of schools in five continents and a vast international business network. However, this trajectory would end in mortal conflict with the Turkish state, with Gülen accused of terrorism by the president, Recep Tayyip Erdoğan, and tens of thousands of his followers in jail, stripped of assets or in exile.
To his admirers, including US members of Congress and Christian theologians, Gülen remained a virtual saint, a Muslim cleric on friendly terms with the western world. In Turkey, among many Turks other than his own following, Gülen was a deeply sinister figure whose efforts to capture the state culminated in 2016 in a botched military coup in which more than 200 people died.
One of eight children, Gülen was born in the village of Korucuk in north-eastern Turkey at a time of severe wartime hardship. His father, Ramiz, was a village imam connnected with the conservative Naqshbandi Sufi brotherhood, while his mother, Refia, combined raising livestock and a family with teaching Qur’an classes for girls.
Gülen had only three years of formal primary schooling. However he knew parts of the Qur’an by heart at the age of four and the whole of it when he was eight. At 13 he became a pupil for five years at an underground theological school at the Kurşunlu mosque in Erzurum. In his mid-teens he joined a new brotherhood, the Nurcus, who supported the adoption of western science while vehemently opposing the republic founded by Kemal Atatürk and its westernising reforms. Gülen worked with the Nurcus until he set up his own brotherhood in the early 1970s.
In 1959, Gülen received his icazetname (Islamic studies diploma) as a preacher, making him an official of Turkey’s presidency of religious affairs, a state Sunni organisation, which posted him to a mosque in Edirne. He remained a government imam until 1981. His powerful emotional sermons quickly won him a wide reputation, and he was known as “the weeping imam”. His followers wept with him. He began organising teaching and discussion meetings, usually before prayers. These marked the first beginnings of his global movement.
Around 1966, Gülen was transferred to a mosque in Izmir on the Aegean, and it was there that his career took flight. In 1971 he suffered a severe setback when the military threw out Turkey’s civilian government and he was arrested and imprisoned for seven months. By the mid-70s, though, Gülen had become a well-known lecturer as well as preacher, travelling across the country to talk on topics such as the gift of prophecy, the Qur’an and science, and Darwinism.
Nevertheless, he learned to live discreetly and to disguise his actions. Even though he publicly supported Turkey’s 1980 military coup because it crushed communism and opened the way to religious education, he lived under cover for six years because some in the pro-military establishment saw him as an Islamist.
“You could say I was protected by high friends in Ankara,” he told the Turkish journalist Mehmet Ali Birand in 1998. After a tipoff during a pilgrimage to Mecca, he returned to Turkey by hiring a smuggler to take him over the mountains, minefields and barbed wire of the Syrian border. Another time he was detained and taken to a military barracks, to be released only after then prime minister Turgut Özal held a midnight cabinet meeting about the case.
Gülen’s teachings extracted universal values from Islam, accepted their commonalities with those of other cultures and religions, and promoted the study of western science. His genius lay in doing so without being so specific as to offend pious Muslim values. “I tried to show the way. It’s as if a crystal broke into little pieces, scattered left and right. I’m trying to bring this society’s pieces back together again, to provide education, and as much as I can, to advise people to serve what I believe in,” he said.
His rise was assisted by the steady growth in the numbers of Turkish students studying in Islamic vocational schools, partly as a result of moves by the military after the 1980 coup to stem the growth of leftist movements by encouraging religious education. In towns across Turkey, businessmen joined the brotherhood, prayed with it, and paid up to a fifth of their income to it, apparently in return for a promise that they would never be allowed to fail commercially.
The movement was eventually a founding influence on more than 1,000 schools in Turkey and abroad as well as several universities of its own. Some had high academic standards and were especially popular in under-served countries in Africa and Central Asia. For a time they were even standard-bearers of expanding Turkish commercial and cultural influence. However, the Gülenist movement is also suspected of using the schools as a means to recruit high-performing new members.
The way in which these various activities were organised and financed remained very mysterious. Though there seem to have been “imams” in charge of different parts of Turkey and “abis” (big brothers) issuing strict orders at the local level, no hierarchy or plan was ever revealed. Gülen himself claimed that he had only set up a few model institutions, which were copied and spread spontaneously. The Gülenist movement has long preferred to call itself “Hizmet”, or service.
Gülen lived modestly as a celibate cleric beside a teaching centre and mosque. He maintained that the Prophet Muhammad had come to him in a dream and told him not to marry. By the 90s his health was failing because of diabetes and heart problems, but he had become an internationally leading figure in Islamic-Christian dialogue, even meeting Pope John Paul II in 1998.
In March 1999, he received a tip-off, apparently from sources within the government of Bülent Ecevit, that the security forces and the country’s intelligence services were about to arrest him, and he escaped in haste to the US. In Turkey the military put him on trial in his absence.
The most damning piece of evidence produced by the security services was a clandestine video of Gülen telling his followers to capture state power by waiting and “moving within the arteries of the system, without anyone noticing your existence, until you reach all the power centres”. The accusations against him did not prevent Gülen from being given a green card to reside in the US, in 2002.
At the end of that year, Turkey’s Islamists finally took power in Turkey and Erdoğan’s Justice and Development party (AKP) formed a strong government. Gülen stayed in the US, despite sharing much of the AKP’s religious-nationalist world view and repeated invitations to return to Turkey. He declined to do so even after the court charges against him collapsed.
Meanwhile the influence of his followers grew steadily. The Gülenists had very few ministers in AKP cabinets, but they increasingly dominated the police, the ministry of justice, parts of the foreign ministry, and many government agencies, as well as much of the press. Their main obstacle was the army, until then supremely powerful in Turkey.
In 2008 prosecutors from Gülen’s movement began a series of arrests against army officers, journalists and others, on what proved eventually to be completely bogus terrorism and conspiracy charges, relying on faked evidence. By 2011, the crackdown had forced into submission the old military elite, long dominant as the country’s self-appointed guardians of Atatürk’s secularist legacy.
In 2012 Gülenist prosecutors attempted to question the head of the security services over secret truce talks with Turkey’s Kurdish terrorists. The incident rang alarm bells in the government, and in 2013 relations between the ruling AKP and Gülen and his followers turned into undisguised conflict. In a bid to impede Erdoğan’s government in December that year, Gülenist prosecutors ordered two rounds of arrests of figures close to ministers on corruption charges.
Erdoğan and Gülen were locked in a power struggle, but by the end of 2014 the government had broken the power of the movement in the police and the judiciary. Many senior Gülenist officials began fleeing abroad and Gülen’s press and media empire came under pressure.
One institution where the Gülenists retained secret supporters was the armed forces. This is why Erdoğan’s government blamed Gülen’s movement for the bloody but curiously clumsy attempt at a military takeover on 15 July 2016. Gülen denied the accusations against him, claiming that Erdoğan set up the coup as a false flag event in order to seize sole control of the country.
Whatever the real cause, Erdoğan has ruled supreme since then. The Gülenist movement has never recovered. Gülenists were purged throughout the country. Even in villages, followers were detained, lost jobs, saw property confiscated, suffered discrimination from state institutions or were ostracised. Ankara moved sharply to seize control of or close down as many of the Gülenist schools as possible.
The Turkish government issued a “red” international arrest warrant for Gülen and made numerous attempts to have him extradited to Turkey, but all were rejected by the US authorities. Though stateless, he continued to live in Pennsylvania.
He is survived by some of his seven siblings, and many nephews and nieces.
🔔 Mohammed Fethullah Gülen, religious leader, born 27 April 1941; died 20 October 2024
Daily inspiration. Discover more photos at Just for Books…?
6 notes · View notes
spotcuizmir · 6 months ago
Text
youtube
Özkanlar Spotçu İkinci El Eşya Alım Satım Spot Eşya Mağazası
Buzdolabı, derin dondurucu, difriz, çamaşır makinesi, çamaşır kurutma makinesi, bulaşık makinesi, led tv, lcd tv, smart tv, televizyon, fırın, klima, ankastre set gibi beyaz eşyalarınızın yanında çekyat, kanepe, oturma grubu, l koltuk, köşe koltuk, salon takımı, yemek takımı, masa, sandalye, yatak odası takımı, yatak, baza, elbise dolabı gibi mobilyalarınızı en iyi fiyat garantisi ile satabileceğiniz: Özkanlar Spotçu Mağazası
Doğan Spot Eşya Spotçu İzmir
Özkanlar'da 2. el eşyalarınızı değerinde ve en iyi fiyat garantisi ile Özkanlar Spotçu Doğan Spot Eşya firmamıza nakit olarak satabilirsiniz. Bizi hemen arayın 0(543)6870051
Her türlü ikinci el eşyanız için bizden ücretsiz teklif alabilirsiniz. Tek yapmanız gereken satmak istediğiniz sıfır eşyanızın veya ikinci el eşyalarınızın fotoğraflarını çekerek 0(543)6870051 numaralı WhatsApp Hattımız üzerinden bize ulaştırmak.
Spotçu Özkanlar Ücretsiz Ekspertiz, Nakliye ve Montaj
Özkanlar'da satmak istediğiniz ikinci el eşyanız için ekspertiz, kurulum, söküm, takım gibi montaj ve demontaj işlemlerinin yanı sıra nakliye de firmamız tarafından ücretsiz olarak karşılanmaktadır.
@gunerkan
web tasarım
2 notes · View notes
gunerkan · 11 days ago
Text
İkinci El Mobilya Restorasyonu: Eski Parçalara Yeni Hayat Verme Rehberi
Tumblr media
Modern tüketim çağında, ikinci el mobilya restorasyonu sadece ekonomik bir tercih değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve yaratıcılığın benzersiz bir ifadesidir. Antik bir dolabı veya vintage bir sandalyeyi canlandırmak, yalnızca bir mobilyanın değil, aynı zamanda bir hikayenin de yeniden yorumlanması anlamına gelir.
Restorasyonun Temel Prensipleri
İkinci el mobilya restorasyonu, bir sanat formudur. Her parça, kendine özgü bir geçmiş ve karakter taşır. Doğru tekniklerle, eskimiş bir mobilyaya tamamen yeni bir görünüm ve işlev kazandırmak mümkündür.
Başlamadan Önce Keşif Süreci
Mobilyanızın geçmişini anlamak, restorasyonun ilk ve en önemli adımıdır. Hangi dönemde üretildiğini, malzemesini ve orijinal tasarımını tespit etmek, çalışmanızın başarısını belirleyecektir.
Gerekli Araç ve Malzemeler
Temel Restorasyon Ekipmanları
Zımpara kağıtları (farklı inceliklerde)
Boya fırçaları ve silme bezleri
Ahşap dolgu malzemeleri
Vernik ve boyalar
Koruyucu ekipmanlar
Restorasyon Teknikleri
1. Temizleme ve Hazırlık
Mobilyanın mevcut durumunu değerlendirin:
Yüzey kirliliğini temizleyin
Hasarlı bölgeleri tespit edin
Gevşek parçaları belirleyin
2. Onarım Süreci
Çatlak ve kırıkları ahşap dolgu malzemeleriyle onarın
Gevşek birleşim yerlerini yeniden sabitleyin
Eskimiş vidaları değiştirin
Boyama ve Cila Teknikleri
Profesyonel Boyama Yöntemleri
Chalk boya teknikleri
Vintage görünüm elde etme
Patina efektleri oluşturma
Vernik seçenekleri
Stillendirme ve Dekorasyon
Modern Dokunuşlar Ekleme
Vintage mobilyalara çağdaş aksesuarlar
Renk kombinasyonları
Dekoratif detaylar
Fonksiyonel modifikasyonlar
Malzeme Seçimi ve Bakım
Doğru Malzemelerin Önemi
Ahşap türüne uygun bakım ürünleri
Doğal ve sentetik cila seçenekleri
Koruyucu kaplama ürünleri
Maliyet Analizi
Restorasyon Bütçesi Hesaplama
Malzeme maliyetleri
Zaman yatırımı
Potansiyel kar marjı
Pazar değeri
Yaygın Hatalardan Kaçınma
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Acele etmemek
Orijinal detayları korumak
Profesyonel tavsiyelere açık olmak
Detaylara odaklanmak
Sürdürülebilirlik Perspektifi
Mobilya restorasyonu:
Atık miktarını azaltır
Döngüsel ekonomiye katkı sağlar
Geleneksel zanaatı yaşatır
Özgün tasarımlara olanak verir
Restorasyon Sonrası Değerlendirme
Kalite Kontrol Kriterleri
Yapısal sağlamlık
Estetik görünüm
Fonksiyonellik
Dayanıklılık
Sonuç: Yaratıcılığın İzinde
İkinci el mobilya restorasyonu, sadece bir tamir işlemi değil, aynı zamanda yaratıcı bir ifade biçimidir. Her restore edilen parça, geçmişin izlerini taşırken geleceğe tanıklık eder.
Doğru teknikler, sabır ve tutkuyla, eskimiş mobilyalar için yeni bir hayat yaratmak mümkündür. Restorasyon, sadece bir mobilyayı canlandırmak değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir tüketim anlayışının da somut bir yansımasıdır.
0 notes
izmirspotcular · 11 months ago
Text
Tumblr media
Konak'ta 2. El Eşya Alan Spotçu: 0536 740 2920 
İzmir Konak'ın tüm semtlerinden ücretsiz nakliyat avantajıyla, 2. el eşyalarınızı kapınızdan, değerinde ve nakit ödemeyle satın alıyoruz.
KONAK’TA 2. EL SPOT EŞYA ALIM MERKEZİ 0536 740 29 20
https://lnkd.in/eC3DCE9y
#izmir #konak #İzmirKonak #Konakİzmir #alsancak #çankaya #basmane #eşrefpaşa #gültepe #gürçeşme #güzelyalı #hatay #kahramanlar #küçükyalı #pasaport #yenişehir #hilal #kemeraltı #kadifekale #tınaztepe
konak,spotçu,konak spotçu,konak spotçu i̇ki̇nci̇ el eşya alanlar,çanak,konak spotçular,konak spot eşya alanlar,konak spotçular eski̇ eşyacilar,konak 2.el eşya,konak spot beyaz eşya alanlar,konak spot eşya,karataş spotçu,konak spotçu 0536 740 2920  konak spot 2.el eşya alimi satimi,izmir spotçu,konak eşya alanlar,konak i̇ki̇çeşmeli̇k spotcu,konak eski̇ eşya alanlar,konak i̇ki̇nci̇ el eşya al sat,konak ev eşyası,konak kullanilmiş eşya alanlar
0 notes
izmirspotcu · 2 years ago
Text
İkinci El Eşya Alımı
Sıfır ya da ikinci el eşyalarınız yerinde ve peşin olarak değerinde alıyoruz. 0536 740 29 20 numaralı WhatsApp hattı üzerinden bizlere fotoğraf göndermeniz sizlere fiyat vermemiz için yeterli olacaktır.
2 notes · View notes
welcometololaland · 1 year ago
Note
So you said Turkey is one of your top 4 places? Can you tell me something about your time there?
(I've never been but I've got a special reason why it's close to my heart and I'm curious about it)
yes! i loved turkey, which is saying a lot given the time i went there.
i just happened to end up in turkey the day before the airport got bombed in 2016 and i left about four days before the attempted coup, so it was not a very safe time to travel but oh well!
firstly, istanbul was really quiet. the hagia sophia, the blue mosque, the grand bazaar etc., everything was pretty quiet, which meant that we got a really personalised view of things despite the amazing weather. istanbul is stunning. the architecture is amazing, the food is so tasty (everywhere we went in turkey, actually), the locals we met were really friendly and wanted to chat! we had great convos with people at restaurants, tourist spots, shisha bars, the supermarket...you name it. THE BREAD. turkish bread is next level. divine. baba ganoush. TURKISH COFFEE. the strongest coffee ever i love it. they also had some absolutely banging iced black coffee. i remember we took bottles of it to the coast with us!
we also went down to fethiye and did some of the turquoise coast. that is the most beautiful ocean i have ever swum in. crystal clear, deep blue, perfection. all the islands are stunning, the sunsets are out of this world. sleeping out on the deck of a boat in the summer heat under the stars is heaven to me. we would only wake up in the morning when we got too hot and then just jump straight into the ocean to cool off.
i also went to izmir but not for long enough to really comment! i want to go back to turkey so badly, mostly because i wanted to do pamukkale and cappadocia! but i'd also love to go back to istanbul when it's thriving!
i'm curious about your interest (although no pressure to tell me!)
3 notes · View notes
beardedmrbean · 2 years ago
Text
Crotone, Italy — Rescue teams pulled another body from the sea on Tuesday, bringing the death toll from Italy's latest migration tragedy to 64, as prosecutors identified suspected smugglers who allegedly charged 8,000 euros (nearly $8,500) each for the "voyage of death" from Turkey to Italy. Premier Giorgia Meloni sent a letter to European leaders demanding quick action to respond to the migration crisis, insisting that only way to deal with it seriously and humanely is to stop migrants from risking their lives on dangerous sea crossings.   "The point is, the more people who set off, the more people risk dying," she told RAI state television late Monday.   At least 64 people, including eight children, died when their overcrowded wooden boat slammed into the shoals just a few hundred meters off Italy's Calabrian coast and broke apart early Sunday in rough seas. Eighty people survived, but dozens more are feared dead since survivors indicated the boat had carried about 170 people when it set off last week from Izmir, Turkey.
Aid groups at the scene have said many of the passengers hailed from Afghanistan, including entire families, as well as from Pakistan, Syria and Iraq. Rescue teams pulled one body from the sea on Tuesday morning, bringing the death toll to 64, said Andrea Mortato, of the firefighter divers unit. Crotone prosecutor Giuseppe Capoccia confirmed investigators had identified three suspected smugglers, a Turk and two Pakistani nationals. A second Turk is believed to have escaped or died in the wreck.   Italy's customs police said in a statement that crossing organizers charged 8,000 euros each for the "voyage of death."
As CBS News correspondent Seth Doane reported, the latest migrant boat tragedy on European shores stoked a roiling debate over how best to address the refugee and migrant crisis facing the continent. Italy's relatively new, staunchly right-wing government has been criticized by the United Nations and many migrant advocacy groups for adopting policies that inhibit charities from rescuing people from crippled boats in the Mediterranean.
Interior Minister Matteo Piantedosi pushed back strongly at suggestions that the rescue was delayed or affected by government policy discouraging aid groups from staying at sea to rescue migrants, however.   The EU border agency Frontex has said its aircraft spotted the boat off Crotone late Saturday and alerted Italian authorities. Italy sent out two patrol vessels, but they had to turn back because of the poor weather. The rescue operation then went out early Sunday after the boat had splintered.   "There was no delay," Piantedosi said. "Everything possible was done in absolutely prohibitive sea conditions."   Meloni's government — Italy's most far-right leadership since the days of dictator Benito Mussolini — swept elections last year in part on promises to crack down on migration. 
During its first months in power, the government has concentrated on complicating efforts by humanitarian boats that had long carried out rescue operations in the central Mediterranean by assigning them ports of disembarkation along Italy's northern coasts. That means the vessels need more time to return to the sea after bringing migrants aboard and taking them safely to shore.
Piantedosi noted to newspaper Corriere della Sera that aid groups don't normally operate in the area of Sunday's shipwreck, which occurred off the Calabrian coast in the Ionian Sea. Rather, the aid groups tend to operate in the central Mediterranean, rescuing migrants who set off from Libya or Tunisia.
5 notes · View notes
izmirspotcu-05354370018 · 1 year ago
Text
BAYRAKLI SPOTÇU05354370018 https://www.karabaglarspot.com
ALTINDAĞDA spot spotçular, 05354370018ATAKENTTE spot spotçular, 05354370018ATATÜRK MAHALLESİ spot spotçular,05354370018AYRANCILARDAspotspotçular05354370018bahçelievlerspotspotçular,05354370018BALÇOVADAspotspotçular,05354370018BASINSİTESİspotspotçular, 05354370018BAYINDIRDAspotspotçular,05354370018BAYRAKLIDAspotspotçular, 05354370018BERGAMADA spot spotçular,05354370018 BORNOVADA spot…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes