#sohbet burada
Explore tagged Tumblr posts
Text
Sohbetburada mobil chat muhabbet, sadece bir sohbet platformu değil, aynı zamanda bir topluluktur. Kullanıcılar arasında oluşan sıcak atmosfer ve dostane ilişkiler, platformun benzersiz bir atmosferine katkı sağlar. Topluluk üyeleri, birbirlerine destek olur, bilgi paylaşır ve ortak ilgi alanları etrafında bir araya gelir. Bu topluluk kültürü, Sohbetburada’yı sadece bir iletişim aracı olmaktan öte bir deneyim haline getirir.
Bedava Sohbetburada mobil chat muhabbet‘nın temel misyonu, insanları bir araya getirerek anlamlı bağlantılar kurmalarını sağlamaktır. Platform, insanların farklı kültürlerden, arka planlardan ve ilgi alanlarından gelen insanlarla etkileşimde bulunmalarını teşvik eder. Bu etkileşimler, hoşgörüyü ve anlayışı arttırırken, aynı zamanda kullanıcıların bilgi ve deneyim paylaşımına olanak tanır.
Sohbetburada‘nın değerleri arasında saygı, dürüstlük ve açıklık bulunur. Platform, kullanıcıların birbirlerine karşı saygılı olmalarını ve farklı görüşlere açık olmalarını teşvik eder. Ayrıca, kullanıcıların dürüst bir iletişim ortamında bulunmalarını sağlamak için gerekli önlemleri alır.
İçindekiler
Sohbet Burada Görüntülü Chat Odaları
Sohbetburada Mobil: Sanal D��nyanın İncisi
Canlı Sanal Muhabbet ve Arkadaşlık Sitesi
Güzel Bayanlarla Bedava Ücretsiz ve Parasız Konuşun
Olgun Bayanlarla, Kadınlarla Para Vermeden Üye Olmadan Sohbet Et
Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları
Sohbetburada’da hangi tür sohbet odaları bulunur?
Sohbetburada’nın mobil uygulaması var mı?
Sohbetburada’da nasıl bir topluluk kültürü vardır?
Sohbetburada’da nasıl özel mesaj gönderebilirim?
Sohbet Burada Görüntülü Chat Odaları
Parasız Sohbetburada mobil chat muhabbet, sosyal etkileşimi teşvik eden bir platformdur. Kullanıcılar, farklı arka planlardan gelen insanlarla tanışma fırsatı bulurlar. Bu, insanların bakış açılarını genişletmelerine ve farklı kültürleri tanımalarına olanak tanır. Ayrıca, platformda gerçekleşen etkinlikler ve tartışmalar, kullanıcıların birbirleriyle derinlemesine iletişim kurmalarını sağlar.
Ücretsiz Sohbetburada mobil chat muhabbet, sürekli olarak kendini yenileyen ve geliştiren bir platformdur. Kullanıcı geri bildirimlerine önem verir ve platformunu sürekli olarak iyileştirmek için çaba gösterir. Gelecekte, daha fazla kullanıcıya ulaşmak ve topluluğu daha da büyütmek için çeşitli stratejiler geliştirilebilir. Ayrıca, teknolojideki ilerlemelerin platformun özelliklerini ve kullanıcı deneyimini daha da geliştireceği öngörülebilir.
#sohbetburada#sohbet#sohbet burada#sohbet burada mobil chat#chat#mobil sohbet#bedava#parasiz#evli#evlilik#aşk
2 notes
·
View notes
Text
Soğuğa ve muhabbete doyduğumuz bir gece idi.
.
18 notes
·
View notes
Note
gri evren ne zaman kitap olur?
Selamlar. Öncelik gri evren ve diğer tüm yazım aşamasındaki, pdf bölümlerini paylaştığım kitaplarım olmak üzere bütün kitaplarım hakkında konuşmak için burada aktif olacağım. Sohbet döndürmekten çok kurgularla ilgili şeyler paylaşacak ve yanıtlayacağım, haberiniz olsun.
❤️.
209 notes
·
View notes
Text
TEKEL BAYİ SİPARİS
Günümüzün hızlı yaşam temposunda, ihtiyaçlarımızı kolay ve hızlı bir şekilde karşılamak her zamankinden daha önemli. Tekel bayi sipariş hizmetiyle, en yakın tekel bayinizin ürünlerini kapınıza kadar getirme imkanı sunarak hayatınızı kolaylaştırıyor. Tekelbayisiparis.com.tr sayesinde, çeşitli içki ve atıştırmalıklarınızı kolayca sipariş edebilir, hem zaman kazanabilir hem de aradığınız ürünlere hızlıca ulaşabilirsiniz. Açık tekel seçenekleriyle de, ihtiyacınıza uygun alternatifleri bulmak hiç bu kadar basit olmamıştı. Hem güvenilir hem de hızlı hizmet anlayışımızla, en yakın tekel bayi deneyimini evinize getiriyoruz.
En Yakın Tekel Bayi
En yakın tekel bayilerini bulmak, alışveriş yaparken zaman tasarrufu sağlamak için oldukça önemlidir. Türkiye genelinde, tekel bayileri her semtte bulunmakla birlikte, hangi bayinin size daha yakın olduğunu öğrenmek, ihtiyaçlarınızı hızlı bir şekilde karşılamanızı sağlar.
Bu nedenle, en yakın tekel bayi bulma yöntemleri arasında harita hizmetleri ve mobil uygulamalar oldukça faydalıdır. Özellikle Google Maps gibi platformlar, konumunuzu belirleyerek çevrenizdeki tekel bayilerini gösterir ve yol tarifi sağlar.
Bazı web siteler, kendi web sitelerinde en yakın tekel bayi bulmanıza yardımcı olacak bir arama özelliği sunmaktadır. Böylece, yalnızca mesafe değil, aynı zamanda bayinin sunduğu ürün ve kampanyaları hesaba katarak en iyi seçimi yapabilirsiniz.
Unutmayın ki, en yakın tekel bayi olarak seçtiğiniz yer, kalite ve müşteri hizmetleri açısından da önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, yalnızca mesafeye değil, aynı zamanda alışveriş deneyiminize de dikkat etmelisiniz.
Tekel Shop
Tekel shop, Türkiye'deki çeşitli içecek, atıştırmalık ve diğer temel ürünleri temin etmenin en pratik yoludur. Tekel bayi, müşterilere geniş bir ürün yelpazesi sunarak her türlü ihtiyaca cevap verir. Müşterilerin en yakın tekel bayisine ulaşımını kolaylaştırmak amacıyla, konum bazlı hizmetler sunulmaktadır.
Ayrıca, tekel dükkanları, genellikle yerel kültür ve sosyal yaşamın bir parçası olarak kabul edilir. İnsanlar burada yalnızca alışveriş yapmakla kalmaz, aynı zamanda zamanlarını geçirip arkadaşlarıyla sohbet edebilirler. Bu atmosfer, tekel shop'ları, sadece alışveriş için değil, aynı zamanda sosyalleşmek için de popüler bir mekan haline getirir.
Tekel shop'ların sunduğu zengin ürün çeşitliliği, yerli ve yabancı markaları bir araya getirerek tüketicilere birçok seçenek sunar. Özellikle mevsimsel içecekler ve özel ikramlar, çeşitli etkinliklerde tercih edilmektedir. Bu sayede, en yakın tekel bayi, her zaman önemli bir alışveriş noktası olmaya devam etmektedir.
Tekel shop'larda yapılan alışverişlerin artışı, aynı zamanda müşterilere özel kampanya ve indirimler sunarak, ekonomik bir fayda sağlamaktadır. Alışveriş yaparken en yakın tekel bayinizi tercih ederek, hem kaliteli ürünlere ulaşabilir hem de avantajlı fiyatlardan yararlanabilirsiniz.
Açık Tekel
Açık tekel, özellikle büyük şehirlerde ve yoğun bölgelerde sıkça rastlanan bir konsepttir. Bu tür dükkanlar, genellikle 24 saat açık olup, müşterilere her zaman hizmet vermek amacıyla tasarlanmıştır. Bu noktada, En yakın tekel bayi bulma süreci de daha da kolaylaşıyor.
Açık tekel iş yerleri, geniş ürün yelpazesi ile dikkat çekerler. İçki, sigara, atıştırmalıklar ve diğer temel ihtiyaç maddeleri, bu tür dükkanlarda her zaman mevcuttur. Hem yerel halkın hem de geçerken uğrayanların ihtiyaçlarına karşılık verecek şekilde temin edilir.
Bu tür mekanlar, özellikle geceleri ihtiyaç duyulan ürünleri sağlamak için oldukça önemlidir. Örneğin, bir gece arkadaşlarla dışarı çıktığınızda acil bir şey almak isterseniz, yakınlardaki bir açık tekel shop en iyi çözüm olacaktır.
Ayrıca, Açık tekel dükkanları, yerel toplulukların sosyal yaşamında da önemli bir rol oynar. İnsanların bir araya gelerek sohbet ettiği, bilgi alışverişinde bulunduğu yerlerdir. Bu yüzden, sadece alışveriş için değil, sosyal bir ortamda zaman geçirmek için de tercih edilmektedir.
En Yakın Tekel
Özellikle yoğun yaşam alanlarında, en yakın tekel bayi bulmak, günlük ihtiyaçlarımızı karşılamak açısından büyük önem taşımaktadır. İhtiyaç anında hızlıca ulaşabileceğiniz bir tekel shop, zaman tasarrufu sağlar ve acil ihtiyaçlarınızı karşılamanıza imkan sunar.
Tekel bayi seçiminde, sunduğu ürün çeşitliliği ve fiyat performansı da göz önünde bulundurulmalıdır. En yakın tekel bayi, hem kaliteli hizmet sunan hem de rekabetçi fiyatlar ile müşteri memnuniyetini ön planda tutmalıdır.
Açık tekel olarak bilinen dükkanlar da, özellikle yerinde ürün deneyimi yaşamak isteyenler için avantajlı bir alternatiftir. Bu tür işletmeler, genellikle yerel halk tarafından sıkça ziyaret edilmektedir.
Unutulmaması gereken bir diğer nokta ise, tekel bayi ve açık tekel arasındaki farktır. Tekel shop'lar genellikle daha geniş bir ürün yelpazesi sunarken, açık tekel noktaları nispeten daha dar bir ürün çeşidi ile hizmet vermektedir.
En yakın tekel bayinizi bulmak, alışveriş deneyiminizi kolaylaştıracak bir süreçtir. Gelişen teknoloji sayesinde, bir kaç tıklama ile en yakın tekel bayi bilgilerine ulaşmak artık mümkün. Mobil uygulamalar ve harita hizmetleri, ihtiyaç duyduğunuz ürünleri bulmanızı hızlandırmaktadır.
416 notes
·
View notes
Text
SİFON BAYRAKLI GOLD
İzmir, hem tarihi dokusu hem de canlı sosyal hayatıyla dikkat çeken bir şehir. Akşam saatlerinde arkadaşlarınızla vakit geçirmek ya da hoş kokteyller eşliğinde keyifli anlar yaşamak için ideal mekanlar arıyorsanız, doğru yerdesiniz! Bu blog yazısında, İzmir'deki en popüler kokteyl mekanlarını keşfedecek, aradığınız o mükemmel pub önerilerini bulacaksınız. Ayrıca, bütçenizi sarsmadan keyifli zaman geçirebileceğiniz uygun fiyatlı pub seçenekleri ile gece hayatınızı renklendirme fırsatı sunacağız.
İzmir Kokteyl Mekanları
İzmir, canlı gece hayatı ve eşsiz kokteylleri ile ünlü bir şehir. Bu büyülü şehirde, keyifli vakit geçirmek için birçok İzmir kokteyl mekanları bulunmaktadır. Eğer şehrin atmosferini hissetmek ve muhteşem kokteyllerin tadını çıkarmak istiyorsanız, doğru yerdesiniz.
İzmir kokteyl mekanları, hem muhteşem manzaraları hem de özel karışımları ile bir deneyim sunuyor. Özellikle şehir merkezinde bulunan barlar, sosyal ortamlarıyla dikkat çekiyor. Burada hem arkadaşlarınızla hem de sevdiklerinizle mükemmel anlar geçirebilirsiniz.
Birçok mekanın menüsünde yer alan özgün kokteyller, damak zevkinize hitap edecek cinsten. Örneğin, Yerel malzemeler kullanılarak hazırlanan özel kokteyller, tatlarıyla sizi etkileyecektir. Kendi kokteylinizi yapın gibi etkinliklerle de daha eğlenceli bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Ayrıca, bazı İzmir pub önerileri arasında yer alan mekanlar, hem kokteyl hem de bira seçenekleriyle hizmet veriyor. Böylece, hem kokteyl hem de pub deneyimini bir arada yaşayabilirsiniz. İzmir’in sıcak atmosferinde arkadaşlarınızla sohbet ederken güzel bir içki eşliğinde vakit geçirebilirsiniz.
Eğer İzmir’de uygun fiyatlı bir pub arayışındaysanız, İzmir uygun pub seçenekleri de mevcut. Bu mekanlarda alkolün yanı sıra atıştırmalıklar da sunuluyor, böylece hem karnınızı doyurabilir hem de eğlencenin tadını çıkarabilirsiniz.
Kısacası, İzmir’deki kokteyl mekanları, sundukları çeşitli içeceklerle ve sosyal ortamlarıyla sizin için eşsiz bir deneyim sunuyor. Şehirde geçirdiğiniz her anı özel kılacak bu mekanları mutlaka deneyin!
İzmir Pub Önerileri
İzmir, sosyal hayatın hareketli olduğu bir şehir ve burada birçok keyifli mekan bulmak mümkün. Eğer bir pub arayışındaysanız, İzmir'de ziyaret edilebilecek en iyi pub önerilerini sizin için sıraladık.
İlk önerimiz, İzmir kokteyl mekanları arasında öne çıkan ve harika bir atmosfer sunan mekanlar. Bu yerlerde hem arkadaşlarınızla eğlenceli vakit geçirebilir hem de şehrin güzel manzaralarının tadını çıkarabilirsiniz.
İzmir'deki İzmir pub önerileri de yüzleri güldürüyor. Bütçenizi zorlamadan eğlenebileceğiniz, uygun fiyatlarla kaliteli içecekler sunan mekanlar arıyorsanız, doğru adrestesiniz. Örneğin, gençlerin favori mekanlarından biri olan pub'lar, samimi ortamları ve geniş içecek seçenekleriyle dikkat çekiyor.
Artık dostlarınızla birlikte keyifli bir akşam geçirirken hangi pub'a gideceğinizi biliyorsunuz. İzmir'de pub önerileriyle eğlenceli saatler geçirmeniz mümkün! Göz atmayı unutmayın!
İzmir uygun pub
İzmir, eğlencenin ve sosyalleşmenin merkezi olan bir şehir. Eğer uygun fiyatlı bir pub arayışındaysanız, şanslısınız. İzmir'de birçok İzmir uygun pub seçeneği bulunuyor. Bu mekanlarda hem arkadaşlarınızla keyifli anlar geçirebilir, hem de bütçenizi aşmadan güzel içeceklerin tadını çıkarabilirsiniz.
İlk olarak, Konak bölgesinde yer alan bazı pub'lar, hem uygun fiyatlarıyla öne çıkıyor hem de canlı müzik performanslarıyla anılıyor. Özellikle akşam saatlerinde bu mekanlarda yer bulmak zor olabilir, bu yüzden önceden rezervasyon yaptırmanızı öneririm. Ayrıca, Basmane çevresinde yer alan bazı İzmir pub önerileri, hem ortamlarıyla hem de içki listeleriyle dikkat çekiyor.
Bayraklı bölgesindeki bazı mekanlar da uygun fiyatlarıyla ünlü. Bu pub’lar, hem yerel hem de uluslararası içecekler sunarak geniş bir tercih yelpazesi oluşturuyor. İzmir kokteyl mekanları ile de karşılaştırıldığında, buradaki pub’lar daha samimi bir ortam sunuyor.Unutmayın, gideceğiniz mekanın sunduğu özel kampanyaları takip etmekte fayda var. Örneğin, happy hour saatleri veya grup indirimleri ile eğlencenizi daha hesaplı hale getirebilirsiniz.
Eğer İzmir'de uygun fiyatlı pub'lar arıyorsanız, gezip gördüğünüz mekanların hem atmosferine hem de fiyatlarına dikkat edin. Komşu bölgelerdeki barlar ve pub’lar da keşfetmek için güzel alternatifler sunuyor. Yaza özgü teras barları da İzmir’in keyfini çıkarabileceğiniz muhteşem noktalardan biri. En iyi İzmir uygun pub tavsiyelerini almak için yerel halktan ve arkadaşlarınızdan yardım almayı ihmal etmeyin!
341 notes
·
View notes
Text
ÖNEMLİ DUYURU:
Artık fazla geliyor çoğunuz. Burası Tumblr, 3391km adında bir kitapta geçenleri gerçekleştiremezsiniz. Siz yokken biz vardık ama bizler kendimizden 6-10 yaş büyük insanlara duygu beslemedik. Tamam beni tanıyan tanıyor, kırmamak için sohbet falan ediyoruz ama iyice cıvkı çıktı bunun. Farkındayım kanınız kaynıyo ama aramızda kuşak farkı var. Günde 3-4 kişi bu şekilde geliyorsunuz, hepinizi dinliyorum, destek vermeye çalışıyorum. Bi mesafe koyalım aramıza çünkü pedofili değilim. Uzun süredir psikolojik destek veriyorum erkekli/kızlı bundan öteye geçmeyelim, Ha sohbet etmek isterseniz ederiz, tanışırız. LÜTFEN 18 YAŞ ALTI KARDEŞLERİM DUYGU BESLEYECEKSE YAZMASIN. 1970lerde yaşamıyoruz 14 yaşındaki kızı kaçırmam babanız gibi.! Burada 18 yaş altında konuştuğum, karakterini sevdiğim, desteğe ihtiyacı olan kızlar var evet ama duygu beslemiyoruz... Yani bunu nasıl anlatırım bilmiyorum. Ben EGE değilim. Türkiye'de yasayan bir gencim. O kitabında 20-30 sayfasını okuyup, bir tekmede çöpe fırlattım.
239 notes
·
View notes
Text
Nişanlımı Erasmusta Aldattım! (Aleyna 23 Y., İzmir)
Herkese selam. İsmim Aleyna, 23 yaşında üniversite öğrencisiyim. 4 yıldır Hakan isimli bir çocukla çıkıyordum. Ciddi düşündüğümüz için de nişanlandık ve bekaretimi Hakan'a verdim. Ama ilişkimizin ikinci yılında kendisini aldatmış bulunmaktayım. Şöyle ki, o zamanlar ikimiz de üniversite 2. sınıftayken Erasmus için başvuru yapmıştık. Ben Erasmusa gitmeyi çok istiyordum, Hakan ise benim ısrarlarım sonucu kabul etmişti. Neyse sonuçlar açıklanmış ve bana Polonya, ona Çekya gelmişti. İkimiz aynı yere gidemiyorduk. Bu durum sonrası çok üzülmüştüm ve bunu fark eden Hakan da, "Sen git çok istiyorsan!" dedi. Ben de, "Bir dönem ayrı kalacağız ama!" deyince, "Olsun, insanın hayatında kaç kez yurt dışında yaşama fırsatı gelir ki, sen git, eğlen, ben sana ve aşkımıza güveniyorum!" dedi. Ben de ona sarılıp teşekkür ettim.
Başvuru sonrası okul onayı, vize süreçleri gibi şeyleri tamamladım ve güz dönemi için Polonya'nın başkenti Varşova'ya gitmek için hazırdım. Hakan'la havalimanında vedalaşıp, uçakla Varşova'ya vardım. Havalimanında beni okuldan gönderdikleri bir mentör karşıladı ve kalacağım yurda beni yerleştirdi. Yurtların erkek-kız karışık olduğunu biliyordum, ama aynı koridorda, hatta yanyana odalarda kalacağımızı tahmin etmiyordum. Neyse ki oda arkadaşım kız idi. İlk haftam okula belge teslimi, şehiri biraz gezme ve yeni arkadaşlar edinmeyle geçmişti. Haftasonu gelip çatmıştı. Cumartesiydi ve herkes diskotek tarzı gece klüplerine gitmek için hazırlanıyordu. Yurtta tanıştığım, adı Ece olan kız da beni davet etti. Önceleri yok mok dediysem de, "Çok eğleneceğiz, Türkiye'deki klüplerden farklı, ortam çok iyi!" diyerek beni ikna etmişti. Ayrı da olsak, Hakan'la hergün telefonla görüşüyorduk. Hakan'ı aradım, "Ben yatıyorum!" diyerek yalan söyledim. Ece ve birkaç arkadaşıyla bir klübe gittik.
İçeri girer girmez gerçekten farklı bir yer olduğu belliydi. Ortada kocaman bir pist ve herkes disko müziği eşliğinde çift olarak dans ediyordu. Şöyle anlatayım, ortada kızlar tek dans ederken, erkekler ellerini uzatarak dans teklifinde bulunuyor ve birlikte dans etmeye başlıyorlardı. Pistte eşli olmayan çok az kişi vardı, çoğu da erkekti, onlar da sanırım danslarını kabul eden bir kız bulamamışlardı. Neyse, ben elime içki alıp dans edenleri izlemeye başladım. Ece de direkt piste atlayıp dans ederken, bir Polak erkek tarafından kapılmıştı. Sözde dans ediyorlardı, ama çocuğun eli Ece'nin götünde duruyor, Ece ona kucak dansı yapıyor gibi, arada ona götünü dönüp sürtünüyordu ve bunun adına dans diyorlardı!
Ağzım açık şekilde olanları izlerken, çocuk Ece'yi öpmeye başlayınca, "Yuh artık!" dedim. Elimdeki içkiyi diktim kafama ve 'Sigara odası' denilen aynı zamanda herkesin orturup sohbet edip sosyalleşmeye çalıştığı bir bölüme geçtim. Bir süre sonra Ece yanıma geldi ve oturup bir sigara yaktı. Bana, "Nasıl, beğendin mi ortamı?" diye sordu. Ben, "Güzel de, herşeyin bu kadar ortada ve hızlı olduğunu düşünmemiştim, az önce tanımadığın bir çocukla öpüştün. Sahi nerede o çocuk?" deyince, "Bilmem, gidip başkasına salça olmuştur!" deyince bir şok daha yaşadım. Yüzümden okumuş olmalı ki, bana, "Alışırsın merak etme, kim nereden bilecek, burada olan burada kalır, hem Polak erkekler yatakta çok iyi, sana tavsiye ederim!" dedi. Bu sözleri beni azdırmıştı, ama Hakan'a ihanet etmek istemiyordum.
Yanımıza Ece'nin bir arkadaşı geldi ve 'Kamikaze' isimli bir içkiyi bize ikram etti. Bir tür Vodka-Tekila kokteyli idi ve 4 shottan oluşuyordu, tadı da çok güzeldi. Kaç shot içtim hatırlamıyorum, ama kafam çok güzel olmuş ve Ece'nin anlattıklarının gazıyla da kendimi pistte bulmuştum. Müziğin ritmine kapılmış dans ederken birden bir elin belime sarıldığını fark ettim. Çocuk beni itice kendine çekti. Sırtım dönük şekilde, arkamdan bana yapışmış, elini göbeğimin üstüne koyup iyice kendine yapıştırıyordu beni. Sanki tek vücut olmuştuk. Ben daha çocuğun yüzünü bile görmüyordum, ama sesimi çıkarmamış ve kendimi onun kollarına bırkamıştım. Birden boynumu öpmeye başlayınca hafiften kendime geldim ve hemen kollarından ayrılıp kenara çekildim.
O zaman yüzünü görebilmiştim. Çocuk çok uzun boylu ve çok yakışıklıydı. Sarışın ve mavi gözleriyle Polak olduğu da kesindi. Ben hareketsiz durunca bana iyice yaklaştı ve kolumdan tutup tekrar kendine çekip benimle dans etmeye başladı. Aynı o çocuğun Ece'ye yaptığı gibi ellerini götüme atmış ve yüzüme doğru yaklaşmıştı. İşte o an kontrolümü kaybetmiştim. Kalbim bana (Git uzaklaş!) diyordu, ama beynim (Hakan'ın nereden haberi olacak, keyfini çıkar!) diyordu ki, tam o sırada çocuk dudaklarıma yapıştı ve beni öpmeye başladı. Ben de beynimin kararına uymuş ve öpücüklerine karşılık veriyordum. Çocuk ellerini memelerime götürüp okşamaya başlayınca kendimi kaybettim ve elimi çocuğun önüne atıp sikini okşamaya başlayınca, çocuk elimden tuttuğu gibi beni pistten aldı ve klübün dışarısına çıkardı.
Gittiğimiz klüp büyük bir parkın içindeydi, heryerde ağaçlar vardı, sanki ormanın içindeymişiz gibiydi. Çocuk halen elimden tutmuş, beni arkalara doğru götürüyordu. Heryer çok karanlıktı ve arkalara yaklaştıkça ağaçlara yaslanmış ve sevişen insanları az da olsa görebiliyordum. Çok azmıştım ve çocuğun da aynısını bana yapmak için getirdiğini anlamıştım. Hemen beni boş gördüğü bir ağaça yasladı ve dudaklarıma yapıştı. Bir yandan beni öperken, bir yandan da üstümü çıkarıyordu. Artık sadece sütyenimle kalmıştım ve ben de onun üstünü çıkarttım. Elini arkama atıp sütyenimin kancasını da açınca, ben de kollarımı yukarı kaldırıp sütyenimi çıkarmasına yardımcı oldum. Memelerimi öpüp yalamaya başlayınca resmen çıldırdım ve hemen elimi kemerine atıp çözmeye başladım. Kendime inanamıyordum, daha ilk haftadan, tanımadığım, ismini dahi bilmediğim yabancı bir çocukla öpüşmüştüm ve ona sakso çekmek için kemerini çözüyordum!
Kemerini çözüp pantolonunu ve boxerını biraz indirdikten sonra yere çömeldim. Sünnetsiz ve kalın siki karşımdaydı. Hemen ağzıma alıp sakso çekmeye başladım. O da elini memelerime götürüp avuçlamaya başladı. Hava da biraz soğuktu, ama ben aldığım zevk ve adrenalinden ateş gibiydim. Çok sürmeden beni kaldırdı ve kotumun düğmesini açıp, kotumu ve külodumu dizlerime kadar indirdi, cüzdanından kondom çıkartı. Kondomu açmaya çalışıyordu, aldım elinden, dişimle yırtıp açtım ve sikine geçirdim. O da hemen beni yüzüm ağaça dönük şekilde çevirdi. Ellerimi ağaça yaslayıp biraz eğildim. Sikini arkadan amıma sürtmeye başlayınca ben inlemeye başladım bile. Birkaç kez sürttü sonra sikini amıma soktuğu gibi pompalamaya başladı. Benim de zevk inlemelerim arttı. Çığlıklarım yüksek çıkmaya başlayınca elini ağzıma koydu.
Beni bir 5 dakika öyle siktikten sonra boşaldı, ama ben halen orgazm olamamıştım. Kondomu sikinden çıkarıp bir köşeye attı, kotunu da yukarı çekti ve yerdeki tişörtünü de alıp hiçbir şey demeden gitti. Resmen 15-20 dakikada beni pistte kaptı, öptü, sonra da buraya getirip sikip bıraktı. Ben de hemen üstümü giyip klübe geri döndüm. Kendime bir Kamikaze daha alıp sigara içme bölümüne geçtim, masada oturup içmeye başladım. Ece beni görüp yanıma geldi, yanında adlarının Murat ve Selman olduğunu öğrendiğim iki Türk genci vardı. İkisi de çok yakışıklıydı. Onlar da öğrenciydi, ama bizim gibi Erasmus değil de Full-Time eğitim alıyorlardı.
Ece bana, "Hadi kalk gidelim!" deyince, "Nereye?" diye sordum. "Arkadaşlar bizi evlerine davet etti!" dedi. Anlamıştım, çocuklar bizi eve atıp sikeceklerdi ve ben az önce yaşadığım olayın etkisindeydim ve halen azgınlığım geçmemişti. Ama aklıma Hakan geldi. Yurda dönmek istediğimi söyleyince, Ece, "Dönemezsin, çünkü yurt görevlilerine geç geleceğini bildirmediğin için bu saatte seni kabul etmezler!" dedi. Böyle de bir saçmalık varmış, yani saat 24:00'ü geçince yurtlar kapanıyormuş. Yapacak birşey yoktu. Taksiye bindik. Yolda Selman benim, Murat ta Ece'nin dudaklarına yapıştı, öpüşerek çocukların evinin yolunu tuttuk.
Ev küçük, 1+1, sıradan öğrenci eviydi. Selman beni odasına götürdü. Yatağa uzanıp bir yandan soyunup bir yandan da öpüşmeye başladık. Bana sürekli, "Çok güzelsin, aşkım, bebeğim!" diyordu. İkimiz de çıplak olunca Selman sikine kondom takıp direk amıma girdi ve beni misyoner pozisyonunda sikmeye başladı. Artık ben de ona, "Sik beni aşkım, durma!" diyordum. Yan odadan da Ece'nin de inleme sesleri geliyordu. İkimiz de inleye inleye sikiliyorduk. Selman bacaklarımı omzuna alıp beni sikmeye devam etti. Ben artık aldığım zevkten dayanamayıp orgazm olmuştum. Bir süre beni o şekil siktikten sonra domaltıp, arkadan tekrardan amıma girdi. Yaklaşık 20 dakika sikiş sonrası Selman da boşaldı. İkimiz de yatağa uzandık. Yan odadan da sesler kesilmişti. Birkaç dakika sonra Selman'la Murat yer değiştirdiler. Murat bana geldi, Selman da Ece'ye gitti. Murat gelir gelmez inik olan yarağını ağzıma verdi. Ben de yalayarak tekrar kaldırdım ve direk domalıp içime aldım. Murat ta beni pozisyondan pozisyona sokarak bir yarım saat sikti ve ikimiz de neredeyse aynı anda boşaldık. Yorgunluktan uyuya kalmışım
Sabah uyandığımda Murat'ın kollarında, ona sarılmış halde buldum kendimi. Dün gece aldığım zevki düşündükçe, Hakan'a olan sadakatim gittikçe azalmıştı. O gün akşama kadar, Murat ve Selman benle Ece'yi sikerek resmen seks partisi yaptık. Ben arada Hakan'la görüşmek için dışarı çıkıyor, görüntülü konuşup, tekrar eve giriyor kendimi Selman'ın kollarına atıyordum.
Erasmus boyunca kaç erkekle birlikte oldum anlatamam. Ece ile her haftasonu farklı klüplere gidiyorduk. Kendimi değişik ülkelerden erkeklere ve arada yine Murat'la Selman'a siktiriyordum. Erkek yada kız olsun, Erasmusa gidip te sevgilisini yada nişanlısını aldatmayan yalan söylüyordur. Ben aldattım ve pişman değilim, aksine hayatımın en güzel zamanlarıydı!
[Aleyna]
144 notes
·
View notes
Text
Trabzon Haber: Trabzon’un Sesi, Türkiye’nin Gözdesi
Trabzon Haber, hem yerel hem de ulusal gündemi Trabzon’un özgün perspektifiyle sunar. Trabzon’un sadece olaylarla değil, doğası, insanı ve kültürüyle de gündemde olduğunu biliyoruz. İşte bu yüzden, burada sadece haberleri değil, Trabzon’un kendine has o enerjisini de bulacaksınız. Bu platformda, günlük yaşamınızda önemli olan her türlü gelişmeyi detaylarıyla okuyabilir, hem sıcak bir sohbet havasında hem de profesyonel bir bakış açısıyla bilgilere ulaşabilirsiniz.
Siz de her daim güncel kalmak ve Trabzon’un renkli dünyasını daha yakından tanımak istiyorsanız, Trabzon Haber ile şehre bir adım daha yaklaşabilirsiniz. Unutmayın, Trabzon’un sesi buradan yükseliyor!
#trabzon#trabzon haber#trabzon haberleri#trabzonspor#trabzon anlık#trabzon son dakika#news#son dakika
42 notes
·
View notes
Text
arkadaşlar benim anlamadığım bişey var. please kendisi çocuklu olmayan ama en yakın arkadaşı çocuklu olan birileri yazsın dkckc
en yakın arkadaşım dediğim kişi, -ki kendisi 16 yıllık dostum olur, neredeyse birlikte büyümüşüz bak, hayatta her şeyimize şahit olmuşuz her önemli olayı paylaşmışız vesaire vesaire… ve benim bir yıldır bebeğim var ve bu insan bu bebekle gerçekten ilgilenmiyor ya :D bir yıldır normal konuşmalarımız esnasında bana “ali napıyor”, “ali nasıl” demekten başka hiçbir şey yapmıyor. o da hani artık ali diye biri var diye. havadan sudan soruşturmalara ali de eklenmiş oldu yani. önceden “ömer nasıl”, “sizinkiler nasıl” falan vardı şimdi plus “ali nasıl” oldu. o kadar. bir kere doğduğunda görmek istedi, fotoğraf istedi, bitti. sonra ne bir görüntülü arayayım göreyim, ne bir foto at, yok. izmire gittik aliyle, halamlardayız ailecek, bi diğer arkadaşımız halamların üst katında oturuyor tamam mı, benim bu en yakın arkadaşım da o diğer arkadaşımızın evinde. ben de yanlarına çıktım. aylar sonra görüşüyoruz sohbet muhabbet. ali’yi aşağıda bıraktım tek başıma çıktım. abi insan mesela orada görmek istemez mi? getirsene aliyi iki dakka görelim denmez mi? BAKIN ben asla çocuğuyla kafayı yemiş biri değilim tamam mı dkckf asla ve asla şey kişisi değilim hani ortamlarda çocuğunun fotoğrafını videosunu teklifsizce herkese izleten, çocuğunun çok olağan hareketlerini sanki dünyanın en büyük en ilginç olayıymış gibi yaşayan, o kişi değilim :D hani kendisini özel güzel sevilir hissetmek için çocuğunun özel güzel sevilir olduğunu görmeye çalışan o insan değilim ben. anlatabiliyor muyum. burada başka bir şey var. bu ilgiyi ben yalnızca en yakın arkadaşımdan beklerdim. ve bence normal?? ben olsam çünkü onun en yakın arkadaşım olmasından dolayı onun çocuğuyla özel bir bağ kurardım. ama o cidden kurmadı. bu bana garip geliyor. ali ondört aylık oldu, bebekler her ay değişiyorlar, bu kızın zihninde mesela ali hâlâ dört aylık. 4. DÖRT. on aydır aliyi görmedi. fotoğraf istemedi. video istemedi. hiçbir şey. biz hâlâ benim anne olmadan önceki ilişkimizi, sohbetimizi sürdürüyoruz. plus “ali nasıl”. bitti.
abi bu garip değil mi? tamam kendisi ne evli ne çocuklu, o yüzden çocuk ya da annelik onun için bir şey ifade etmiyor olabilir, tamam herkes bebeklerle ilgilenmez, ama bu öyle bişey değil ya sen benim kaç yıllık dostumsun ve benim anne olmam benim bir çocuğumun olması senin için çok önemli olmalı ya fkfkv ben onu hep TEYZE gibi hayal etmiştim. kızkardeşim aliyi nasıl seviyorsa o da öyle sever gibi düşünmüştüm. elbette kızkardeşim kadar olamaz ama hani o tarz bir şey ummuştum. hayal kırıklığına uğradım. hatta bu hayal kırıklığı sebebiyle açıklama yapmadan da küsmüştüm, mayısta. sonra ağustos sonunda tekrar mesaj attım kusura bakma dedim barıştık. ama mesela o sırada da neden küstüğümü deşmedi. “ben de ilgisiz davrandım özür dilerim” gibisinden konuştu. ben de üstüne gitmedim. kaldı öyle. ve aynı şey devam etti, devam ediyor. en son geçen haftalarda görüntülü aradı beni, konuşuyorduk. balkondayım. ömer geldi kucağında aliyle, “uyandı ali” diyor. tamam gidin içeri geliyorum falan dedim. bu benim en yakın arkadaşım orada da “aaa ali mi geldi göstersenee” demiyor ya de-mi-yor. abi.
ben bu durumu anlamıyorum. açıklayabilecek olan var mı fkvkv
31 notes
·
View notes
Text
şimdi burada bi hesap var sürekli etkileşimde olduğum yani tanışsak aşırı iyi anlaşırız gibi geliyor ama bi yandan da çok gıcık bir vibe da alıyorum ama ama konuşup sohbet edip tanımak da isterim ama sadece rb'leşip beğeni atmakla kalmak daha tatlı gibi hani aramızda bir bağ oluşturdum kendi kendime ğqöxğwödğwödğwldğwçdqğdöwğdöwğöxğ ama onun bundan haberi yok
20 notes
·
View notes
Text
🇹🇷 Malatya-#Hekimhan Köy Pazarı
Kaynak: #HekimhanMedya
Fotoğraflar için Ezgi Özel ve Murat Şekerci’ye teşekkürler.
Dudh Kosi valley, little way Chaurikharka village, Thamserku(6608m) on the background
📸 Peter pischler
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) sohbete başladıkları zaman, Eshab-ı kiram saygısızlık olmasın diye oldukları şekilde kalırlardı. Kuşlar, cansız şeylerin üzerine kondukları gibi onların üzerine de konardı.
O kadar edepliydiler ki; Resulullah efendimiz birşey sorsa mesela "Bugün günlerden nedir" buyursa;
"Allah'ın Resûlü daha iyi bilir" derlerdi. Yani Sen bilmiyorsun biz sana öğretelim şeklinde anlaşılmasın diye dikkat ederlerdi.
Bir gün Eshab-ı Kiram beş-altı kişi oturmuş sohbet ediyorlardı. Peygamber efendimizin amcası Hazreti Abbas (radiyallahü anh) da oradaydı.
Peygamber efendimiz;
"Amcacığım, benden kaç yaş büyüksün" diye sordu. Hazreti Abbas; "Ya Resulullah! Sizden üç yaş eskiyim" dedi. Edepsizlik olmasın diye üç yaş büyüğüm demedi...
Bir gün Peygamber efendimiz Eshab-ı kiramdan birine ceza verdi." Onu hapsettim" buyurdu. Ona gidip, Resulullah senin için onu hapsettim buyurdu dediler. Yolda bunu duyunca olduğu gibi kaldı. Bir ayağı arkadaydı, diğer ayağının yanına koymadı. "Ben bu emri burada aldım. Bundan sonra atacağım her adım emre muhalefet olur" dedi. Durumu Resulullah efendimize bildirdiler. "Ben de onu affettim" buyurdu.
İşte Eshab-ı Kiram efendilerimiz Resulullah'ın her emrine böyle hassasiyet gösterirler, her zaman edebe riayet ederlerdi.
Kaynak: tarih arşivi
#Hekimhan#malatya#köy#pazar#türkiye#doğa#travel photography#travel destinations#travel#manzara#view#natural#europe#africa
33 notes
·
View notes
Text
Bugün dışarıda bir şeyler yiyelim dedik kardeşimle ve gittiğimiz mekanda ikinci dereceden kuzenimizle karşılaştık. Biraz hoşbeşten sonra masamıza geçmiştik ki bizimle sohbet etmek için yanımıza geldi. Laf lafı açınca yakında ailecek Frankfurt’a taşınacaklarını öğrendik. Kendisi 39 yaşında, evli ve iki çocuğu var. Hayatında yapacağı bu yeni açılımı öğrenmek bende derin bir başarısızlık hissi uyandırdı. Sanki herkesin erişmeye çalıştığı nihai hedef yurtdışında bir hayat kurmakmış da ben bunu becerememişim gibi hissettim. Beceremediğim kısmı gerçek aslında, bir şeyler gitmedi planladığım gibi ve yapamadım. Bunu kabul ettiğimi ve kendimi affettiğimi düşünüyordum ama görülen o ki etmemişim.
Kuzene hislerini sorduğumuzda 15 yıl aralıksız çalıştığını, dün işten ayrıldığı için de kendini çok garip hissettiğini söyledi. On beş yıl. Hayatının bu dönemini kıskanırken biraz da ardındaki emeği görmek için çaba gösterdik kardeşimle. Ben de mezun olduğum gibi çalışmaya başlamış ve bunu sürdürmüş olsam 12 yıllık bir çalışma hayatım olurdu. Fakat tam zamanlıları saydığım zaman dört yıl çalıştım hepi topu. Belki burada yanlış yaptım diye düşündüm sonra. Bir cevap aradım olmamışlığıma, sonra da neden bu denli olmamış hissettiğime.
Aay ay kendimden ne zaman razı olacağım acaba?
22 notes
·
View notes
Text
Heaven Official's Blessing ▪︎
245. BÖLÜM - Fenerler & Bilmeceler - Yuanxiao'nun tadı, yeniden bir araya gelmenin tadı -
Yuanxiao (fener) festivali, gün batımından bu yana güzel bir gece.
Baharın başlangıcı sayılmasına rağmen, kış hala buralardaydı ve rüzgar ısırıcı bir soğuklukta esiyordu.
Xie Lian yolun kenarında yavaş adımlarla yürürken kocaman bir çuvalı kaldırıyordu, yüzü rüzgardan soluk kırmızıya dönmüştü.
Çuval, topladığı karmaşık hurdalardan oluşuyordu. Kullanılabilirler mi bilmiyordu ama kullanılıp kullanılmayacağını gözetilmeksizin bundan sonra onun tek geçim kaynağı bu olacaktı.
Çok geçmeden caddesinin kenarında bir standa denk geldi.
Bu standa ‘heji xiaoshi’ denirdi, bazı küçük atıştırmalıklar satılırdı. Tezgah sahibinin üç kişilik ailesinin şeride doğru yerleştirilen küçük masada oturduğu ortaya çıktı. İnce yapılı ve oldukça güzel bir kadın sıra sıra dizilmiş masaların arasında koşuşturuyordu; kendisine koşuşturmayı bırakıp masaya oturması için seslenen tezgâh sahibine kulak asmadı, onun yerine sadece "Birazdan orada olurum" demekle yetindi. Sesi bir sarı asma kuşunun çağrısı gibiydi.
Müşteriler diğer masalarda ikişerli ve üçerli olarak otursa da hepsi de bir süre sonra evlerine gitmeden önce oturup sohbet eden genç bayanlar için orada bulunuyor gibiydi. Ne de olsa bugün Yuanxiao festivaliydi.
Tezgâhın önünde küçük bir çömlek duruyordu. Tencerenin içindekiler - beyaz, yuvarlak, pırıl pırıl küçük nesneler, fokur fokur kaynıyordu - adımlarını yavaşlatmasına neden oldular.
Xie Lian içinden "Ah, bugün yuanxiao" diye geçirdi.
Küçükken her Yuanxioa festivalinde Xianle'nin kral ve kraliçesi onunla birlikte yuanxiao yerdi. Xie Lian son derece seçici bir yiyiciydi ve yuanxiao'yu sevmezdi. Ünlü şefler tarafından yapılan ve kendisine altın ve yeşim taşından tabaklarda sunulan küçük lezzetler bile onun hoşuna gitmezdi. Çok tatlı olmalarından, yerken dişlerini tuhaf hissettirmelerinden hoşlanmazdı; ne o dolguyu ne de bu dolguyu yerdi; birkaç ısırık alırdı ve bırakırdı.
Daha sonra, biraz büyüdüğünde ve Taicang dağında xiulian uygulamaya başladığında, sadece ara sıra yuanxiao festivali için eve giderdi ve sonuçta sadece birkaç öğün yemek yerdi. Şimdi düşününce, Xie Lian yuanxiao'nun tadının neye benzediğini tam olarak hatırlayamadığını fark etti.
Xie Lian tezgâhın yanından dikkatle birkaç bakış fırlattı, kocaman, çirkin bir çuvalı dikkatle omzundan aşağı indirdi ve sonunda temkinli adımlarla tezgâha doğru ilerledi.
Hasır şapkasını çıkardı ve elinde tutarak şöyle dedi; Merhaba, bir kase yuanxiao alabilir miyim? Burada hiç var mı?
Tezgâh sahibi oldukça yaşlıydı ve Xie Lian'a bir bakış attı, ancak o cevap vermeden önce, zayıf genç hanım gülümseyerek cevap verdi, "Evet, önce buyurun oturun!" bununla birlikte, bir kase hazırlamak için acele etti. Xie Lian, tezgâh sahibinin başını salladığını gördü. Bunu tuhaf buldu ve kirli göründüğü için mi böyle davrandığını merak etti, bu yüzden hiç hoşuna gitmedi ve kıyafetlerini incelemek için kasıtlı olarak aşağı baktı. Kirli olmadığından emin olduktan sonra biraz rahatlamış hissetti ve "Ne oldu?" diye sordu.
Tezgâhtar çuvalı içeri sokmasından hoşlanmadıysa, çuvalı dışarıya koyabileceğini düşündü. Ama tezgâhtar ona bir kez daha baktı ve başını sallayarak "Yazık, ne kadar yazık" dedi.
Xie Lian “Ah, ne dediniz?” dedi.
Tezgâhtar, "Yuanxiao festivalinde, tek bir kişinin soğukta dışarıdaki bir tezgâhta oturup yianxuao yemesi çok acınası, kesinlikle" dedi.
"..." Xie Lian dedi ki, "Böyle yapma. Sen iş yapmıyor musun..."
Tezgâh sahibi onunla daha fazla konuşmadı ama kâseleri toplamaya başladı. Bir süre oturduktan sonra Xie Lian etrafındaki insanların onu incelediğini, daha doğrusu onu ve arkasındaki olağanüstü ve beklenmedik büyüklükteki çuvalı incelediğini hissetti.
Dükkân sahibinin kızı sinsice yaklaştı, içindeki iri parçaların ne olduğunu merak ediyormuş gibi çuvalı kurcalamak için çömeldi. Ancak annesi birkaç kez seslendikten sonra geri döndü. Şu anda Xie Lian, gelecekte sahip olacağı, bıçakların ve mızrakların bile delip geçemeyeceği vurdumduymaz bir kişiliğini geliştirmemişti.
Elinde olmadan bacaklarını kullanarak kocaman çuvalı masanın altına tekmeledi ve yoldan geçenlerin göremeyeceği bir yere koymayı umdu. Ne yazık ki, tezgâh küçüktü ve masaları, sandalyeleri ve bankları da küçüktü, öyle ki böyle bir şeyi saklamak imkânsızdı.
Xie Lian'ın hafifçe öksürmekten ve etrafındaki insanların bakışlarını görmezden gelmek için elinden geleni yapmaktan başka çaresi yoktu. Buna alışacaktı. Önemli bir şey değildi.
Birden aklına bir şey geldi ve aceleyle ellerini cübbesinin göğüs kısmına sokup etrafı yokladı. İfadesi değişti ve şöyle düşündü: "Şimdi bu daha da acınası! Yuanxiao festivalinde, soğukta açık havada bir tezgahta tek başıma oturup yuanxioa yemekle kalmıyorum, yeterli param bile yok!!!"
Aceleyle kaçmaya niyetlenmişti ama tam o sırada tezgâh sahibi elinde büyük bir porselen kâseyle geldi ve "Beş kuruş para" diyerek kâseyi masaya bıraktı.
"..."
Xie Lian, "Ah... ben..." derken sanki nefes alamıyormuş gibi hissetti.
Birkaç kez öksürdü, yumruğunu ağzının önüne kaldırdı ve tezgah sahibinin "Yoksa yok mu?" dediğini duydu.
Xie Lian tam tüm utanmazlığını sahiplenip ayağa kalkmak üzereydi ki, büyük porselen kâsenin bir gümbürtüyle önündeki masaya konduğunu gördü.
Dondu kaldı ve tezgah sahibinin "Unut gitsin. Ne kadar zavallı olduğunu görünce sana bir kâse vereceğim. Bunu bitirdikten sonra tezgahı kapatmam gerekecek, o yüzden acele et ve geri dön. Bugün yuanxiao festivali, ailenle birlikte olmalısın!"
"..."
Xie Lian tekrar oturdu ve kendi kendine bu yuanxiao kâsesini bitirdikten sonra geri dönecek hiçbir yeri olmadığını söylemese de yumuşak bir sesle "Teşekkür ederim" dedi.
Tezgâh sahibi de, "Dışarısı da çok geç oldu, yuanxiao festivalinde bu kadar geç saatte geri dönmek çok acımasızca!" dedi.
Karısı, "O da çok çalışmış gibi görünüyor ve yakında ayrılacak, bu arada onu azarlamayı bırak. Miao-er, Miao-er, koşuşturmayı bırak. Sürekli yardıma geliyorsun, bu bizi kötü hissettiriyor. Buraya gel ve bizimle ye."
Genç kadın, "Etrafta koşuşturmuyorum!" diyerek son masayı da kaldırdı ve onlarla birlikte oturup bir porsiyon yuanxiao yemek için yanlarına gitti.
Dört kişi bir yandan konuşup bir yandan gülerken bir yandan da başka birinin gelip aralarına katılmasını bekliyor gibiydi. Xie Lian onlara baktı, kâsesini yukarı kaldırdı, ağzına bir parça attı ve tatlı çorbadan bir yudum içti.
Ama hâlâ tadının ne olduğunu bilmiyordu.
"Gege, Gege?"
Xie Lian ancak o zaman dikkatini topladı. Hua Cheng yanı başındaydı ve ona bakıyordu. Kırmızı cübbesinin içinde Hua Cheng'in kaşları ve gözleri daha da parlaktı ve fenerlerin ışığı solgun yüzüne yumuşak bir renk katıyordu. Xie Lian bakarken biraz dikkati dağıldı ve "Ne?" dedi.
Hua Cheng, "Gege yorgun mu? Yoksa yürüyemiyor mu?"
Xie Lian fazla düşünmeden başını salladı. Hua Cheng, "Üzgünüm. Dün gece biraz fazla abarttım." dedi.
Ancak bir süre sonra Xie Lian onun söylediklerine tepki verdi ve aceleyle ellerini sallayarak, "… Ne diyorsun sen? Öyle bir şey değil! Bunun onunla hiçbir ilgisi yok!"
Hua Cheng kaşlarını kaldırarak, "Eğer bunun onunla bir ilgisi yoksa, demek ki aşırıya kaçmamışım? Yani, ben şey yapabilirim...?"
Xie Lian aniden hâlâ Hayalet Şehrin ana caddesinin ortasında olduklarını hatırladı ve etrafına ürkek ve temkinli bir bakış attı. Gerçekten de bilinmeyen bir zamanda, etrafları şekilsiz ve tuhaf yaratıklardan oluşan büyük bir kalabalık tarafından sarılmışt��; kulakları uzun olanlar kulaklarını uzatıyor, kulakları kısa olanlar boyunlarını uzatıyor ve görünüşe göre hepsinin gözleri bakır bir çan kadar açılmış, ikisine sert bir şekilde bakıyorlardı. Xie Lian o kadar şaşırmıştı ki, bir an için ne diyeceğini bilemedi. Sonunda haykırdı, “San Lang ah!”
Hua Cheng hafifçe gülümseyerek ellerini arkasına sakladı, “Pekala, pekala. Benim hatam, daha fazla bahsetmeyeceğim.”
Xie Lian da bakışlarını çoktan sokağın kenarındaki yuanxiao yaratığının tezgahından çekmişti. Hayalet şehrin ana caddesinin her iki tarafında da çok sayıda parlak kırmızı fener asılıydı ve fenerler bilmecelerle kaplıydı. Hayalet kalabalığı haykırdı, “Bir bilmece tahmin edin! Bir bilmece tahmin edin! Bilirseniz ödül bile var! hem de bir sürü ödül!”
Hua Cheng Xie Lian’a “Gege, denemek ister misin? Ödül de var.” dedi.
Xie Lian yürüyerek, “Bir denerim o zaman.” Dedi.
Hayalet kalabalığı heyecanlanarak birbirlerini itmeye başladılar; “şşt, şşt, Büyük amca bir tahminde bulunacak! Büyük amca bir tahminde bulunacak!!!”
"..." Sanki dans etmesini bekliyorlarmış gibi kalabalığın ezici yaygarası karşısında Xie Lian gülse mi ağlasa mı bilemedi. Tam rastgele bir bilmece seçmeyi düşünürken, kim bilir nereden gelen bir dokunaç onu bekledi ve ona bir fener uzatarak "Lütfen! Lütfen!" dedi.
Xie Lian’a göre, herhangi gibi olurdu. Ona verilen feneri aldı ve bir baktı. Bilmeceli fenerin kenarında yalnızca üç kelime yazılıydı; “Beyaz kafalıyı buldum.”
Bilmece; 我到白头
我到 buldum.
白 beyaz.
头 kafa.
Cevap; 白’in başından丿karakteri çıkartın. Ve 我 karakterinin üstüne koyun. Ve böylece 我 elde edersiniz.
Xie Lian’ın cevabı verirken düşünmesine gerek bile yoktu; “Benim.”
Hua Cheng överek alkışladı, “Gege, harikasın.”
Etrafını saran hayalet kalabalığı da onunla birlikte alkış tuttu, çığlık attı ve uludu; hatta belli belirsiz, simsiyah bir şekil tezahürat yaparken havada taklalar bile attı ki bu biraz fazla geldi.
Xie Lian utandığını hissederek “Aslında, bu… oldukça kolaydı.” dedi.
Dokunaç ona ikinci feneri verirken yine “Lütfen, Lütfen!” diyordu.
Xie Lian feneri aldı ve bu seferi bilmeceyi okudu; “Bahar Festivalinde bir gün.”
Bilmece; 春节一日
春 bahar.
节 festival.
一 bir.
日 gün.
Cevap; 一 ve 日karakteri 春’in yarısından çıkartın. Böylece 夫(koca) elde edersiniz.
Aynı şekilde düşünmeye bile gerek olmadan Xie Lian cevabı söyledi, “Eş (koca).”
Hua Cheng yine ellerini kaldırdı ve alkışladı. Xie Lian, “Gerek yok. Bu da kolaydı.” Dedi.
Hua Cheng ona gülerek şöyle dedi, “Cidden mi? Ama, ben Gege’nin harika olduğunu içtenlikle düşündüm.”
Xie Lian içten içte “Şaçmalık, saçmalık. Eğer sen kendin bilmece feneri ile gelseydin ve ben onu çözseydim, işte o zaman harika olurdu…” diye düşündü.
O sırada dokunaç şarkı söyleyerek tekrardan üçüncü bir feneri uzattı, “Lütfen! lütfen!”
Xie Lian baktı ve kaşları biraz çatıldı. Kalabalık da haykırdı, “Waa! Bu seferki zor geldi!”
Xie Lian kafasını salladı. Cidden, bu bilmece tek bir bakışla çözülemezdi; “Hayranlığını ifade etmek için utançla başını eğmek.”
Ama, çok da zor değildi. Bir süre sonra, Xie Lian “ ‘utançla’ kelimesi küstüm çiçeğine atıf yapıyor. Bitki için olan kısmı çıkarınca; ‘başını eğmek’, ‘eğmek’ kelimesinin başını al; ‘hayranlığını ifade etmek’, ‘dökmek’ kelimesinin başını al. Üçünü bir araya getir ve sonuç… ‘Hua’” dedi. Bilmecenin cevabı ‘Hua’.
Beklendiği gibi, bilmecenin cevabını verdiğinde, etraflarındaki hayaletler herhangi bir kısıtlama veya edep olmaksızın, neredeyse mide bulandırıcı bir şekilde çılgınca dans etmeye başladılar. Hua Cheng ona bakarak gülümsedi ve "Gege, bu sefer, cidden harikaydın." dedi.
Dokunaç bir kez daha fenerini kaldırdı ve belli belirsiz uzattı. Xie Lian kendi gülümsemesiyle, "Aklımda daha da şaşırtıcı bir şey var. Bu sefer bilmeceye bakmadan bile cevabı tahmin edebileceğimi söylesem bana inanır mısınız?"
Hua Cheng gözlerini açtı ve "Ah, gerçekten mi? Gege'nin böyle özel bir hareketi mi var?" dedi.
Xie Lian feneri aldı ve "Tahmin ediyorum, bu sefer cevap 'Cheng'. 'Hua Cheng'deki 'Cheng', değil mi?"
Feneri kaldırıp baktı, gerçekten de "hançerin sapı ve bıçağı hareket ettiğinde Güney yönüne doğru sabitlenirler." dedi Xie Lian, "'Hançer ve sapı hareket ettiğinde', 'sap' kelimesini ters çevirin, 'toprak' kelimesini elde edersiniz; 'bıçak' kelimesini koruyun; 'Güney yönüne doğru sabitlenir', 'yön' kelimesini Güney kısmı olarak alın ve 'toprak' ve 'bıçak' kelimelerini merkezde sabitleyin, 'Cheng' olur. Bu en zor bilmece olabilirdi, ne yazık...”
Ne yazık, oyunun kurallarını baştan tahmin etmişti. Dört cevabı bir araya getir ve ne elde ettiğine bak! ‘Benim Kocam Hua Cheng.’
Xie Lian onların hilesini anladığından, hayalet kalabalığı tezahürat yapmaya cesaret edemedi, bunun yerine her biri gökyüzüne doğru bakarak öksürmeye başladı. Hua Cheng'in bakışları yavaşça üzerlerinde gezindiğinde, sanki çok korkmuş gibi görünüyorlardı, bazıları fenerlere daldı, bazıları yere daldı, her biri başlarına sarıldı ve "Chengzhu, kızma!!! Benim fikrim değildi!!!" diye ağladı.
“Benim de değildi!!”
"Saçmalık! en yüksek sesle kabul eden sendin!!!"
Hua Cheng yumuşak bir sesle "Dağılın." dedi.
Bir anda Sokaktaki tüm insanlar ve hayaletler rüzgârla savrulan bulutlar gibi yok oldu ve geride kimse kalmadı. Xie Lian feneri tekrar askısına astı ve gülümseyerek şöyle dedi, “Hadi geri dönelim.”
İkisi birlikte omuz omuza Qiandeng tapınağına doğru yürüdüler. Onlar yürürken, Hua Cheng ciddi bir bakışla, "Gege, lütfen bana öyle bakma. Bunu yapmalarına gerçekten ben izin vermedim."
Xie Lian gülümseyerek, "Biliyorum. Eğer sen olsaydın, bilmeceler kesinlikle bu şekilde tasarlanmazdı."
Hua Cheng, "Öyle mi? O zaman Gege benim bilmeceleri nasıl tasarlayacağımı düşündü?"
Xie Lian umursamaz bir tavırla, "Elbette 'Benim kocam San Lang' olurdu..." dedi.
Xie Lian ancak bu noktaya kadar konuştuktan sonra, söylememesi gereken bir şey söylediğini fark etti ve aceleyle ağzını kapattı. Ancak artık çok geçti. Hua Cheng yüksek sesle gülmeye başladı ve "Gege, yakaladım seni! Çok güzel!"
"... sinsi, sinsi..."
Tam o anda, ikisi birlikte Qiandeng tapınağına geri döndüler. Büyük salona girdiklerinde, Xie Lian beklenmedik bir şekilde yeşim platformun üzerine bir masa dolusu eşya yerleştirildiğini fark etti. Şaşkınlıkla yukarı çıkıp bir göz attı. Bunlar iki kase yuanxiao idi.
Arkasına baktı. Hua Cheng platformda ona katılmıştı ve şöyle diyordu: "Gege'nin biz dışarıdayken baktığı şey buydu, değil mi?"
Xie Lian başını salladı.
Hua Cheng, "Otur ve benimle birlikte ye, Gege."
"..."
Ancak Xie Lian oturmak yerine kendini Hua Cheng'e doğru attı ve başını onun göğsüne gömdü. Kollarını Hua Cheng'e sıkıca sardı ve bırakmayı reddetti.
Buna karşılık Hua Cheng de ona sarıldı.
Yıllar sonra nihayet yuanxiao'nun tadının ne olduğunu bir kez daha hatırladı.
#tian guan ci fu#ling wen#feng xin#jian lan#jun wu#xie lian#hualian#hua cheng#heaven official's blessing#heavenlyblessing#pei su#pei ming#yushi huang#ban yue#shi wudu#shi qingxuan#hexuan#mei nianqing#xuan zhen#mu qing#nan yang#yin yu#quan yizhen#bai wuxiang#wu ming#lang qianqiu
18 notes
·
View notes
Text
Kitap Kulübü Sunucusu Şeysisi
Ehem Öhöm.. Şimdi sevgili arkadaşlar, burada lafı uzatarak saçmalayacaktım ama yapmayayım istedim. Sunucuyu kurdum, yavaş yavaş şeaparız gibi düşünerek birkaç bot falan da ekledim. Katılmak isteyenlerden bana ulaşanları da bu postun altına etiketleyeceğim. Görenlerden de katılmak isteyenler olursa gelebilir.
Sunucunun ana amacı ağırlıklı olarak kitaplar hakkında konuşabileceğimiz bir yer olsa da, harici konuları da konuşabileceğimiz alanlar bulunuyor. Umarım hepimiz için keyifli ve faydalı bir kullanım alanı olur. Sevgileer
Şimdi kısa bir S.S.S. şeysisi
Discord nedir? Discord, tıpkı bir Whatsapp grubu gibi insanlarla etkileşim kurabileceğiniz bir platform. Burada sunucu açarak, metin ve ses kanalları ile konuşmaları gruplama şansınız bulunuyor.
Metin kanalları adından belli olduğu gibi sadece yazı/görsel barındırıyor.
Ses kanalları ise toplu bir şekilde sesli ve görüntülü sohbet edilebilen, beraber film/dizi izleme, müzik dinleme gibi aktiviteler gerçekleştirilebilen bir kanal türü.
Neden Discord? Bunun birkaç sebebi var; -Herhangi bir kişisel veriniz açıkta değil, sadece kullanıcı adınız diğerleriyle paylaşılıyor. Numaranız, mailiniz gibi detaylar size özel, bu da gizliliği sağlıyor -Çok çeşitli medya desteği ve aktivite olasılığı var. Botlar ile oyunlar oynayabilir, müzik dinleyebilir, çok saçma aktiviteler dahi gerçekleştirebilirsiniz. -Aynı anda birden fazla konu birbirine dolanmadan, farklı gruplarda konuşulabilir ve isteyen istediği yere, istediği an ulaşabilir.
Katılmak için ne yapmam gerek? Eğer daha önce hiç kullanmadıysan, Discord bir uygulama. Bilgisayarda ya da telefonunda yükleyip direkt kullanmaya başlayabilirsin. Bir hesap açmanı isteyecek, o hesap ile giriş yaptıktan sonra, yukarıdaki linke tıklayıp aramıza katılabilirsin!
Benim aklımda başka sorular da vardı ama ya diyenler de bu postun altına ya da iletiden akıllarına takılanları sorabilir. Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.
86 notes
·
View notes
Text
!!!!BUNGOU STRAY DOGS BEAST SPOILER!!!!
-> Cidden Bsd beast okumak hayatımda verdiğim en yanlış karar olabilirdi. Şahsen bence Beast evreni alternatif bir evrenden daha fazlasıydı, çünkü son bölümde ki Dazai'nin sözleri yeni teorilere kapı açıyor.
Yani olay şu burada bahsedilen kitap animede ki "The Book" Düşmüş Meleklerin peşinde olduğu kitap...
Eğer Beast'de ki Dazai, Normal evrende ki Dazai'nin anılarına sahipse, bu demek ki bizim animede izlediğimiz Dazai'de, Beast'de ki Dazai'nin anılarına sahip. Cümle biraz bozuk oldu ama siz anladınız... Dazai şey de diyordu
Yani bizim main Dazai'de bunun farkındayasa seri çok daha uzun bir yöne evrilcek, o kitabı korumaya çalışcak tarzı bir teorim var ama şuan yazmaya üşendim... Neyse sohbet etmek isterseniz dm'e uğrayın vala bsd konuşacak insan bulamıyorum...
#bsd beast#bsd akutagawa#bsd fanart#bsd manga#bungou stray dogs#akutagawa ryuunosuke#beast#bsd#dazai osamu#bsd dazai#oda sakunosuke#bsd odasaku#atsushi nakajima#bsd atsushi#türkçe
25 notes
·
View notes
Text
13 YIL SONRA PİŞEN TAVUK…
Ben ünlü …..... tavukçusunun sahibiyim. Hergün yüzlerce pişmiş tavuk satan biriydim. Yaşlanınca çocuklarıma devrettim.
12-13 yıl kadar önce idi. Nar gibi kızaran tavuklar kömür etrafında dönmekteydi.
Camın önünde küçük bir kız çocuğu belirmişti.
Pişen tavukları uzun uzun seyretti.
5 dakika geçti, ama o gitmedi.
Günlerden de Cuma ve Cuma namazına yaklaşık bir saat var idi. Çalışanlarıma seslendim. Bir tavuk sarın ve çocuğa sıcacık verin dedim.
Çocuk aldı tavuğu koşarak gitti.
Sonraki Cuma günü aynı saatte yine gelmişti.
Ben yine verdim, böyle birkaç hafta hiç konuşmadan geçti.
Sonra bir hafta o koşarken tavuk ile düştüm bende gizlice peşine.
Uzakmış, belki 20 dakika sonra vardı evine. Tek katlı, eskice bir şeydi. Yanında da bir camii var idi.
Hem Cuma namazını orada kılayım hem de çıkışta imam ile konuşayım dedim.
Uzun uzun sohbet ettik. Cemaat olarak kirasını ödediklerini, babasız bu çocuğun annesinin de kanser hastalığı ile savaş verdiğini, ellerinden geleni yapıp çocuğu okutmak istediklerini söyledi.
Meğer çocuk bırakmış okulu, kıyafet bulamamış, çanta alamamış.
Camii hocası ile bir olalım diye anlaştık.
Önce kıyafetlerini aldık. Okula başlattık.
Bir süre daha her Cuma gelip tavuğunu aldı benden.
Zarf da çıkıyordu tabii tavuk poşetinin içinden.
O para ile çok dertlerini gördüler.
Sonra bir Cuma gelmedi. Ben gittim akşama doğru camii imamına sormaya.
O gün sabah annesi vefat etmiş.
İkindi namazında ise defnedilmiş şimdi ne olacak? dedim.
Ortada kaldı benim küçük yetimim.
Sağolsun devletimiz korumaya aldı.
Ben de bir daha görmedim. Geçen ay memleketim Erzurum’a gitmiştim. Taşhan Çarşıda hafif ama kalp krizi gibi bir şey geçirmişim.
Hastaneye götürmüşler beni.
Oda da açtım gözlerimi.
Sonra baktım baş ucumda bekleyen birisi.
Dua ediyor sanki.
Beyaz önlüklü genç bir kız idi. ‘’Geçmiş olsun Ahmet Amcam, çok şükür iyi olacaksın’’ dedi. Teşekkür ettim.
Ama kimdi bilemedim. Eşim üç yıl önce vefat etmişti. Çocuklarımda haber edildi ise acaba taaa İstanbul’dan buradaki hastaneye gelmişmiydi ? Peki bu doktor kıyafetli genç kız kimdi?
O dedi ki: ‘’Tavukçunun önündeki kız çocuğuyum ben.
Senin şu an geldiğin hastane benim ilk görev yerim ve nöbetim bitti. Ama şimdiye kadar senin uyanmanı bekledim.
Ama meraklanma. Çocukların yolda.
Hem ben varım burada. Ahmet Amcam, sen iyi olacaksın.
Canı çekip alamayan ve okuyamayan daha çoook küçük kıza tavuk dağıtacaksın…
alıntı
BİR CUMA HİKAYESİ!
37 notes
·
View notes