Tumgik
#seslervesözler
seslervesozler · 2 months
Text
Sen aşkı, iki kaşık güzel söz, bir tutam mutluluk ve bir kaşık birliktelik sandın. Oysa bilmediğin bir şey var ki, aşk, tarihin en tozlu raflarından birinde unutulmuş bir tarif kitabının içinde gizli. Sen ise, şu an aşkı bulduğunu sananların tarif defterini elinde tutuyorsun. Gerçek aşkın belirli bir ölçüsü yok; diğer tariflerden çok daha farklı bir hazırlanışı var. Öyle bir tarif ki, bulana dünyanın en mutlu anlarını, bulduğunu sanana unutulmaz acıları, bulamayanlara ise merak hissini en derinden yaşatır. Ama ne yazık ki, sen ve ben her zaman bulduğunu sananlardan olduk, sevgili.
Tumblr media
41 notes · View notes
seslervesozler · 2 months
Text
Aşkı istediğin gibi yorumlayabilirsin; belki senin için bir kelime oyunundan ibaret. Ancak benim için aşk, ne senden bir tutam fazla ne de bir tutam eksik. Aşk, tam anlamıyla sensin sevgili.
Tumblr media
29 notes · View notes
seslervesozler · 2 months
Text
Beni tarumar eden herkes gibi dış görünüşün değildi, sevgili. Benim sana olan sevgimi onların sevgisinden farklı kılan, onların görerek, benim ise hissederek sevmemdi. Onlar, gördükleri bedenin içlerinde oluşturduğu hisse âşık oldular; ben ise o bedenin içindeki ruhun bana hissettirdiklerine aşk dedim.
Tumblr media
20 notes · View notes
seslervesozler · 2 months
Text
Aynı kişiler, aynı şarkı; fakat farklı bir zamanda, farklı bir yerde. Birinde etrafa neşe saçan, mutluluğu birbirlerinde bulan bir çift; diğerinde ise mutluluğu unutmuş, hüznün kitabını yazabilecek iki yabancı. Bilmem var mıdır bundan beteri, ama bu hâl bende beterin de beteri.
Tumblr media
20 notes · View notes
seslervesozler · 2 months
Text
İçimde bir yağmur bulutu misali, onlarca hüzün dolu gözyaşım var. Her bir damla, birbirinden farklı anıları taşıyor; yaşanmışlıklar, hüzünler ve mutluluklar. Her biri kendi hikayesini anlatıyor, fakat tüm bu damlaların ortak bir noktası var: Sen. Seninle yaşanan her anı, kalbimde derin izler bırakıyor. Sen, sevgili, her anımın, her nefesimin bir parçası olan sen, hayatımın her köşesinde senin izlerini taşıyorum.
Tumblr media
19 notes · View notes
seslervesozler · 1 month
Text
Bedenen gittim diye ruhen de onu terk ettiğimi sandı. Oysa bazen gidenin, kalandan daha fazla acı çekebileceğini asla anlamadı. Ben, onunla olan anılarımı kalbimin en ücra köşelerinde tekrar tekrar yaşarken, o, benimle olan anılarını bir köşede cayır cayır yanmaya bıraktı. Neden bilmiyorum, beni de o anılarla beraber yaktı.
Tumblr media
16 notes · View notes
seslervesozler · 2 months
Text
İçimde biriken acıları çığlıklarla, hıçkıra hıçkıra ağlayarak serbest bırakmak istiyorum. Ancak korkuyorum; ya birisi duyarsa.
Tumblr media
17 notes · View notes
seslervesozler · 3 months
Text
İçime biriktirdiğim koca evrenin ağırlığı altında eziliyorum. Kalbimdeki kasveti, ruhumda yankılanan hüzünleri özgür bırakmak ve hafiflemek istiyorum. Her bir damla hüznü, gökyüzüne savurmak istiyorum, ki ruhum yeniden nefes alsın.
Tumblr media
14 notes · View notes
seslervesozler · 2 months
Text
Umutsuzluk içerisinde titreyen iki beden gördüm. Ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözleri, bir yaprak gibi oradan oraya savrulan cılız, savunmasız bedenleri ile karşımda duruyorlardı. Sessizlerdi; öyle ki, konuşmaktan bile acizdi bedenleri. Tek yaptıkları, umut denilen duygudan vazgeçmekti. Ama gidişinin bu kadar ağır olduğunu nereden bilebilirlerdi?
Tumblr media
17 notes · View notes
seslervesozler · 22 days
Text
Bulutların yoğunlaştığı, karanlığın yavaşça tüm gökyüzünü sardığı o gecede, bana Aydan bile parlak olan o yıldız olduğumu söylemişti. O an, kelimeleri zihnime yavaşça süzülen bir meltem gibi hissetmiştim, ama anlamını tam olarak kavrayamamıştım. Şimdi ise o cümle, zamanın tozlu raflarından düşen bir hazine gibi yüreğime dokunuyor. O yıldız, o gece gökyüzünü delip geçen bir ışık gibiydi; şimdi ise içimde, en karanlık anlarımda bile parlamaya devam eden bir umut...
Tumblr media
9 notes · View notes
seslervesozler · 1 month
Text
Mutluluğun arka arkaya geldiği anlar, içime birden düşen "Ya her şey bir anda mahvolursa?" düşüncesiyle gölgeleniyor. Bu düşünce, ansızın yükselen dalgaların insanları okyanusun derinlerine çekmesi gibi, beni huzursuzluğun karanlık sularına sürüklüyor. Sevinçlerimin bembeyaz sayfası, bu büyük korkunun karanlık lekesiyle bulanıyor. Silmeye çalıştıkça yayılıyor, tüm sayfayı ele geçiriyor, geriye mutluluğa dair hiçbir iz kalmayana dek.
Tumblr media
14 notes · View notes
seslervesozler · 1 month
Text
Elleri ve kolları bağlı, uçsuz bucaksız bir okyanusun ortasında yüzmeye çalışır insan. Duramaz; durursa suların onu dibe çekeceğini bilir. Ama bazen öyle derin bir yorgunluk çöker ki ruhuna, batmak istemeye başlar. Suların serinliği onu aşağıya çekip rahatlatacakmış gibi gelir. Yine de bilir ki batarsa boğulacaktır. Bu düşünce, zamanla zihnini sarar; yaşamaktan daha cazip hale gelir. "Çırpınarak ne kadar daha dayanabilirim ki?" diye sorar kendine. Sonunda bu soru zihninde yankılanırken, kendini umutsuzca dalgalara bırakır.
Tumblr media
12 notes · View notes
seslervesozler · 2 months
Text
Ellerime baktığımda, yüzüğümün parmağımda olmadığını fark ettim. Hatta uzun bir süredir orada olmadığını anladım. Bu gerçeği kavramadan önce her şey normaldi; sanki yüzüğüm hâlâ parmağımdaymış gibi yaşıyordum hayatımı. Ancak yüzüğümün yokluğunu fark ettiğim anda her şey tersine döndü. O yokluk, ancak onu fark ettiğimde rahatsızlık vermeye başladı. Belki de fark etmeseydim, yüzüğümün orada olduğunu düşünmeye devam etseydim, hayatım yine aynı huzurla akıp gidecekti. Yokluğu bilmek, onu daha gerçek ve acı verici kıldı. Unutmak belki de en büyük teselliydi. Ama şimdi, o boşluğu her an hissediyorum; sanki hayatımda büyük bir eksiklik var ve bu eksiklik yalnızca ben onu fark ettiğimde varlık kazandı. Peki ya fark etmeseydim ve kendimi kandırıp orada olduğunu düşünmeye devam etseydim ne olurdu?
Tumblr media
12 notes · View notes
seslervesozler · 1 month
Text
Tam yokluğuna alışmışken, bir gün ansızın kapını çalar biri. Açmak istersin, ama kapıyı araladığında, alıştığın o yoklukta sevdiğini bulamazsın. Seversin yine, ama öyle bir hale gelirsin ki, sevdiğin yanında olmasa bile sevmeye devam edersin. Ancak zamanla bu sevginin ağırlığı yüreğini yorar, yükü taşımak giderek daha zor hale gelir. Belki de en çok o zaman yorulur insan; sevdiği, onu yokluğa alıştırdığında. İşte o an, kalbindeki hisler yavaş yavaş silinir, sevdanın ağırlığı altında ezilerek tükenir. Sonunda, insan sevdiği tarafından değil, sevdanın yüküyle bitirilir.
Tumblr media
13 notes · View notes
seslervesozler · 2 months
Text
Yorgun düşen bedenimi ayakta tutmakta zorlanıyorum. Rüzgarda savrulan bir yaprak misali, bir sağa bir sola çarpa çarpa ilerliyorum. Ne kafam yerinde, ne kalbim. Bugün, eksikliğimi en içten şekilde hissediyordum. Yetersiz kalmış, aciz bedenimin altındaki yarım ruhumu gizlemek için uğraşıyorum. Yetersizliklerle süslenmiş ruhumu saklamak için gösterdiğim çabanın bir işe yaramadığını fark ediyorum. O eksik, yarım kalmış ruhumu aciz bedenimin gizleyemediği gerçeği ile yüzleşiyorum. Yüzleştiğim bu gerçek, ruhumun derinliklerinde bir yankı gibi çınlıyor. Her adımda bu yankının beni daha da derinlere çektiğini hissediyorum. Sonunda kendimi, ayaklarımın artık tabana değeceği bir yerde hissediyorum. Artık çırpınmanın bile fayda etmediğini fark ediyor, aciz bedenimi ve ruhumu derinliklerde boğulmaya bırakıyorum.
Tumblr media
18 notes · View notes
seslervesozler · 3 months
Text
Şah Damarı
Şah damarınızda bir soğukluk hissettiğinizde, ne olduğunu yavaş yavaş anlarsınız. Buz gibi bir demir, hayatınızı sona erdirmek için boynunuzda beklemektedir; ancak sizi hemen öldürmez. İlk başta, bu demirin ölümcül yakınlığı karşısında çırpınmak istersiniz, fakat bilirsiniz ki tek bir derin nefes almak bile sonunuzu getirebilir. Sonunda anlarsınız, bu demir cinayet işlemek için değil, intihara sebep olmak için oradadır. Tek bir hareketinize bakar canınızın son bulması. Etraf kan revan içinde kalır. Öyle zor bir durumdur ki bu, ne yapacağınızı bilemez hale gelirsiniz. Deli gibi çarpan kalbiniz size yardımcı olmazken, beyniniz de kalbinizle ilgilenmekten mantıklı düşünemez.
İçinizden bir ses yankılanır: "Yap gitsin." Bu ses, bütün vücudunuzda çığlık çığlığa dolaşır. Ardından, bu yankılanan ses, vücudunuzun sert duvarlarına çarptığında, daha kırılgan, daha hafif bir ses yükselir: "Yapamazsın, sebeplerin var, kurtulmalısın." Bu sözler, bedeninizde, hislerinizde, ruhunuzda derin bir boşluk yaratır. Yavaş yavaş o demirin soğukluğunu hissedersiniz teninizde. Sonra sıcak bir his kaplar orayı, fakat öldürücü değildir bu; sadece şah damarınızın yakınlarında küçük bir sıyrık oluşturur.
Beyniniz, kalbinizle ilgilenmeyi bırakır ve yaşamaya çalışmak için düşünmeye başlar. Ancak, bu düşünceler arasında boğulmaya başladığınızda, her şey için artık çok geçtir. Yavaş yavaş demirin soğukluğuna teslim olursunuz. Sonra o soğuk hızla kaybolur ve yerini alev alev yanan bir kırmızılığa bırakır. Bu kırmızılık durmak bilmez, ta ki düşüncelerinizde boğulduğunuz gibi, o kırmızılıkta da boğulmaya başlayana kadar.
Tumblr media
15 notes · View notes