#selim saraçoğlu
Explore tagged Tumblr posts
burlveneer-music · 1 year ago
Text
Berke Can Özcan featuring Arve Henriksen & Jonah Parzen-Johnson - Twin Rocks - pastoral jazz with excursions into the mystical and cinematic
Istanbul born performing artist, producer, composer and instrument builder Berke Can Özcan takes you on a captivating journey through the depths of nature on the Lycian Way -a 520 km long hiking trail in southwestern Turkey around part of the coast of ancient Lycia, named after the Lycian civilization that once ruled in this region-. As Özcan ventures deeper into uncharted territory on the trail, he stumbles upon a sight that sparks an artistic flame, the Twin Rocks. In collaboration with critically acclaimed Norwegian trumpet mastermind Arve Henriksen and Brooklyn-based baritone saxophonist Jonah Parzen-Johnson, Özcan immerses the listener in a mesmerizing soundscape that echoes the wonder and mystery of the trail leading to ancient Lycia. This collaboration weaves together a tapestry of sonic explorations that capture the essence of Özcan's journey. The ambient-jazz album's delicate balance between organic sounds and electronic manipulation creates a dreamlike atmosphere that transports the listener to the rugged terrain of the Lycian Way. Mastered by three-time Grammy winner Dave Darlington, each track on this ethereal album mirrors a different aspect of the journey to Twin Rocks, meticulously composed by Özcan, Parzen-Johnson and Henriksen with each section of the trail in mind. The album is infused with melodic bird songs and sound walk recordings that add depth and texture to the ethereal soundscape. Özcan’s array of self-crafted instruments made out of bamboos, soda bottle caps, straws, house keys, terracotta flower pots alongside with his long time companions like his steel drums, chimes, gongs, and vibraphone, serve as the medium through which he expresses the reflections of his encounters in his own world of rhythm and melody.  Side A Berke Can Özcan - Drums, percussion, vibraphone, prepared piano, synth bass, harmonica, vocals, samples, field recordings, tape machines, gongs, electronic beats, synths Arve Henriksen - Trumpet Ozan Tekin - Piano, organ, synth Selim Saraçoğlu - Electric guitar Ozan Kısaparmak - Bass on “Buried Palms Garden” Mahmut Albulak - Backing vocals & acoustic guitar on “Snake Behind Valley” Side B Berke Can Özcan - Drums, percussion, vibraphone, prepared piano, synth bass, harmonica, vocals, samples, field recordings, tape machines, gongs, electronic beats, steel drum, synths Jonah Parzen-Johnson - Baritone saxophone Ozan Tekin - Piano, organ, synth Ulaş Eryavuz, Graphic Design John J. Holden, Photography
7 notes · View notes
fisiltihaberleri · 11 months ago
Text
Tumblr media
#CANLI YAYIN Parti'de aday tanıtımı başladı! Cumhurbaşkanı Erdoğan 48 ilin belediye başkan adaylarını açıklıyor 17'si büyükşehir 48 ilin belediye başkan adayının Canlı Yayında açıklanıyor.. AK Parti Aday Tanıtım Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, '31 Mart'ta bir kez daha şehirlerimize eser vermeye, milletimize hizmet etmeye talibiz.' dedi.
İŞTE AÇIKLANAN BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARI
ANKARA
Turgut Altınok
ADANA
Fatih Mehmet Kocaispir
ADIYAMAN
Ziya Polat
AFYONKARAHİSAR
Hüseyin Ceylan Uluçay
AĞRI
Mehmet Salih Aydın
AKSARAY
Evren Dinçer
AMASYA
Mehmet Uyanık
ANTALYA
Hakan Tütüncü
ARDAHAN
Yunus Baydar
BATMAN
Adil Sebati Ceylan
BAYBURT
Mete Memiş
BİLECİK
Mustafa Yaman
BOLU
Muhammed Emin Demirkol
BURDUR
Mehmet Şimşek
ÇORUM
Halil İbrahim Aşgın
DİYARBAKIR
Mehmet Halis Bilden
GAZİANTEP
Fatma Şahin
GÜMÜŞHANE
Ercan Çimen
HAKKARİ
İsmet Ölmez
HATAY
Mehmet Öntürk
IĞDIR
Ülkü Öcal
İZMİR
Hamza Dağ
KAHRAMANMARAŞ
Fırat Görgel
KARABÜK
Özkan Çetinkaya
KARAMAN
Mevlüt Akgün
KAYSERİ
Memduh Büyükkılıç
KIRIKKALE
Mehmet Saygılı
KIRŞEHİR
Osman Arslan
KİLİS
Reşit Polat
KONYA
Uğur İbrahim Altay
KÜTAHYA
Kamil Saraçoğlu
MALATYA
Sami Er
MARDİN
Abdullah Erin
MUŞ
Feyat Asya
NEVŞEHİR
Mehmet Savran
NİĞDE
Emrah Özdemir
SAKARYA
Yusuf Alemdar
SİİRT
Ekrem Olğaç
SİVAS
Hilmi Bilgin
ŞANLIURFA
Zeynel Abidin Beyazgül
ŞIRNAK
Mehmet Yarka
TEKİRDAĞ
Cüneyt Yüksel
TRABZON
Ahmet Metin Genç
TUNCELİ
Erkan Eroğlu
UŞAK
Mehmet Çakın
VAN
Abdulahat Arvas
YOZGAT
Celal Köse
ZONGULDAK
Ömer Selim Alan
''CUMARTESİ GÜNÜNDEN İTİBAREN İLÇE ADAYLARIMIZIN DA TANITIMINI YAPACAĞIZ''
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, törende yaptığı konuşmasında ise terörle mücadeleye yönelik önemli mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'ye de sert eleştiriler yöneltti.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
''Adaylarımızı şimdiden tebrik ediyorum. Böylece Cumhur İttifakı'ndaki ortağımız MHP'nin adaylarını destekleyeceğimiz 7 vilayetimiz dışındaki tüm büyükşehir ve il belediye başkan adaylarımızı ilan etmiş bulunuyoruz. Cumartesi gününden itibaren İstanbul’dan başlayarak ilçe adaylarımızın tanıtımını da yapacağız. Kimi şehirlere bizzat giderek kimi şehirlerimize de ise genel başkan yardımcılarımızı göndererek ilçe adaylarımızın tanıtımını da kısa sürede tamamlayacağız. Hedefimiz AK Parti ve Cumhur ittifakı'nda olan belediyeleri tekrar ezici oranla kazanmanın yanında muhalefetin elindeki belediyeleri gerçek belediyecilikle tanıştırmaktır.
SEÇİM BEYANNAMESİ 30 OCAK'TA
30 Ocak'ta da seçim beyannamemizi milletimizin takdirine sunacağız. Seçim takvimine göre aday listelerinin en geç 20 Şubat'ta seçim kurullarına verilmesi gerekiyor. Niyetimiz 20 Şubat'a kalmadan adaylar konusundaki tüm hazırlıklarımızı bitirmektir.
''SEMBOLLERİN ARKASINA SAKLANARAK KOLTUKLARINI KORUMA DERDİNE DÜŞENLERDEN OLMADIK''
Biz asla şehirlere hiçbir şey vermedikleri halde çeşitli sembollerin arkasına saklanarak koltuklarını koruma derdine düşenlerden olmadık olmayacağız. Milletimize karşı en küçük bir yanlışı olanın yeri AK Parti değildir. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/canli-yayin-partide-aday-tanitimi-basladi-cumhurbaskani-erdogan-48-ilin-belediye-baskan-adaylarini-acikliyor-10215.html
#akparti #türkiye #receptayyiperdoğan #mhp #istanbul #ankara #rte #reis #Aday #akp #cumhurbaşkanı #chp #başkan #turkey #vatan #devam #receptayyiperdogan #vakittürkiyevakti #reisicumhur #erdogan #turkiye #millet #uzunadam #akgençlik #lider #bursa #devletbahçeli #konya #islam #bayrak
0 notes
ladylazarusm · 7 years ago
Text
Bırakmazlar ah şu duvarlar
Yansın bu ev sarsın beni ışıklar
Derdimden seni görmez olmuş bu can
Sıkıldım der bu yataktan
Kalamam ben
Burda kalamam ben
Zaten kalamam ben
Hal bu iken kalamam ben
Ben varken
2 notes · View notes
sporhabert · 6 years ago
Text
SPOR HABER
Futbol, dünyada en yaygın takım sporudur. Başta Avrupa ve Güney Amerika ülkeleri olmak üzere hemen tüm ülkelerde çok sevilir ve geniş bir izleyici kitlesi tarafından izlenir. İngilizce football’dan türetilen futbol, "ayak topu" anlamına gelir. Futbol yetişkinler arasında olduğu kadar çocuklar arasında da yaygın bir spordur.Daha ilkçağlarda futbolu andıran oyunlar oynandığı bilinmektedir. Avrupa'da İÖ 3. yüzyılda Romalılarca yaygınlaştırılan bir oyun futbola çok benziyordu. Bu oyun bugünkü futbolun öncüsü sayılır. Bu eski Roma oyunu Fransa'da öylesine sevilmişti ki, karşılaşmalar kentler arasında çatışmaya bile yol açmıştı. Bundan dolayı bu oyun 10. yüzyılda yasaklandı. Günümüzde oynanan futbol, İngiltere'de 19. yüzyılın sonlarında kurallara bağlandı. 1863'te Kanada'da kurulan Futbol Birliği bu kuralları belirledi.İlk takım ise Sheffield FC oldu. Oyunda sert, acımasız ve kırıcı hareketler yasaklandı. Bu anlayışı sürdürenler ise, futbolun değişik biçimi sayılan rugby'yi geliştirdiler. Futbol, 19. yüzyılın sonlarında İngiltere'den Avrupa'ya yayıldı. Kısa bir süre içinde de dünyanın birçok ülkesinde oynanan bir spor haline geldi. 1904'te Uluslararası Futbol Federasyonu (FIFA) *kuruldu. FIFA’nın yönetiminde 1930’da ilk Dünya Kupası karşılaşmalarını düzenledi. Kurallar Futbol 11'er kişilik iki takım arasında oynanır ve kendine özgü kuralları vardır. Oyunun amacı, ayakla topu rakip kaleye sokmaktır. Topu elle ve kolla oynamak kesinlikle yasaktır, ama kafa ile ya da kurallara uygun olarak bedenin herhangi bir yeriyle topa vurulabilir. Yalnızca kaleciler belirlenmiş bir alan içinde topu elle tutabilir. Futbolcular kendi takımının simgesi olan forma giyerler. Her oyuncunun forması üzerinde farklı bir numara yazılıdır. Yalnızca kaleciler, öbür oyunculardan kolayca ayırt edilebilmesi için farklı renkte forma giyer. Bütün futbolcular, bu oyun için uygun biçimde üretilmiş özel ayakkabılar kullanırlar. Futbol alanı dikdörtgen biçiminde, uzunluğu 90-120 metre, genişliği ise 45-90 metredir. Ancak uluslararası maçlarda bu ölçüler uzunluk 100-110 metre, genişlik 64-75 metredir. Uzun kenarlara taç çizgisi, kısa kenarlara kale çizgisi denir. Futbol sahasında taç çizgisi kale çizgisinden daima uzun olmalıdır. İki taç çizgisi arasında uzanan ve alanı tam ortasından ikiye bölen çizgiye ise orta çizgi adı verilir. Orta çizginin tam ortasında 9,15 metre yarıçapında bir çember bulunur ve bu çembere de orta yuvarlak ya da santra yuvarlağı denir. Karşılaşma bu çemberin içinden yapılan vuruşla başlar. Karşılaşma başlamadan önce oyuncular, kendi yarı alanlarında yer alırlar. Kale çizgilerinin tam ortasında birer kale bulunur. Kale iki kale direği ve bir üst direkten oluşur.İki direk arası 7,32 metre, üst direğin yerden yüksekliği ise 2,44 metredir. Futbol topunun çevresi 68-70 cm, oyunun başlangıcındaki ağırlığı ise 410-450 gram arasında değişir. Kale önlerinde kale çizgisine bitişik olmak üzere 40,32 x 16,50 metre boyutlarında ceza alanı bulunur. Kalecilerin topu elle tutabildikleri tek yer burasıdır. Bu alan içinde, kalenin hemen önünde 18,32 x 5,50 metre boyutlarındaki başka bir alana da kale alanı (altıpas) denir. Ceza alanı içinde rakip oyuncuya yapılan fauller ve kaleci dışındaki futbolcuların elle topa dokunmaları dahil 9 kusurlu hareket olarak nitelendirilen hareketler Penaltı penaltıyla cezalandırılır. Penaltı atışı, ceza alanı içinde kale çizgisinin ortasından 11 metre uzaklıktaki penaltı noktasından yapılır. Kaleci, top penaltıyı atan oyuncunun ayağından çıkmadan öne doğru hareket edemez, yalnızca kale çizgisi üzerinde sağa sola hareket edebilir. Hakem kuralları çiğneyen takımı serbest vuruş kararıyla da cezalandırabilir. Serbest vuruşlarda, rakip takımın oyuncularının topa vuruş noktasından en az 9,15 metre uzakta durmaları gerekir. Eğer bir oyuncu rakip oyuncuyu sakatlayacak ölçüde sert ve kasıtlı faul yaparsa, orta hakem bu oyuncuyu sarı ya da kırmızı kartla cezalandırır. Kırmızı kart gören oyuncu oyundan çıkarılır ve takımı eksik oyuncuyla oyunu sürdürmek zorunda kalır. Üst üste iki sarı kart gören oyuncu da kırmızı kart görmüş durumuna düşer. Futbol oyununda bir başka ceza atışı da ofsayttır. Top hücuma geçen takımın oyuncusuna atıldığı sırada, o oyuncu ile kale arasında, kaleci dışında karşı takımdan en az bir oyuncu yoksa ofsayt kararı verilir. Ofsayt yalnızca karşı takımın oyun alanı içinde gerçekleşir. Top hücumdaki takımının oyuncusunun ayağından aut çizgisi dışına çıkarsa aut olur. Bu durumda top altı pas içinden yeniden oyuna sokulur. Top savunma halindeki takımın oyuncusuna çarparak aut çizgisinden dışarı çıkarsa korner olur. Bu durumda hücum etmekte olan takım tarafından topun çıktığı bölümdeki köşeden kaleye korner ya da köşe atışı denen bir atış yapılır. Top taç çizgisi üzerinden oyun alanının dışına çıkarsa taç olur ve top karşı takımın oyuncusu tarafından dışarı çıktığı noktadan oyuna sokulur. Taç atışı elle yapılır. Taç ve korner atışlarından ofsayt kuralı uygulanmaz. Futbol dört hakemin yönetiminde ve gözetiminde oynanır. Bir orta, iki de yan hakem bulunur. Oyunu orta hakem yönetir ve verdiği kararları kesin olarak uygular. Taç çizgisi üzerinde görev yapan yan hakemler ise, topun oyun alanının dışına çıkışını, ofsaytları işaret etmenin yanı sıra faullerde, elle oynamalarda, golü belirlemede, oyuncu değişikliklerinde orta hakeme yardımcı olurlar. Oyun alanının yarısından sorumlu olan yan hakemler, orta hakemi ellerindeki küçük bayraklarla uyarırlar. Futbol karşılaşması, her biri 45'er dakikalık iki devrede oynanır. İki devre arasında 15 dakikalık ara verilir. Oyun içinde çeşitli nedenlerin yol açtığı duraklamaların süresi dördüncü hakem tarafından belirlenir ve bu süreler her devrenin sonuna eklenir. Eğer bir maçta kaybeden takım elenecekse ve maç berabere biterse; ya da iki maç şeklinde oynanan(iki takımın sahasında birer maç) bir eleme turu sonucunda takımların galibiyet, beraberlik, yenilgi ve gol averajları aynı ise 90 dakika sonuna 15'er dakikalık iki devre eklenir. Bu iki devrenin sonunda herhangi bir takım diğerine skor ya da averaj üstünlüğü(iki maç şeklinde oynanan eleme turlarında) sağlamışsa maç bu takımın lehine sonuçlanır. Eğer eşitlik bozulmamışsa seri penaltı atışlarına geçilir ve bir takım galip gelene kadar karşılıklı penaltı atışları kullanılır. Dünya'da futbol Bütün ülkelerin futbol federasyonları FIFA’ya bağlıdır ve FIFA’nın merkezi Zürich’tedir. Ayrıca Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) gibi beş tane de kıta konfederasyonu vardır. (AFC, CAF, CONCACAF, CONMEBOL, OFC). Ulusal futbol karşılaşmaları, her ülkenin kendi futbol federasyonunun yönetiminde yapılır. Olimpiyat Oyunları'ndaki futbol karşılaşmaları ile Dünya Kupası gibi karşılaşmalar ise FIFA düzenler. Ayrıca her kıta konfederasyonu da kendi yetki alanında karşılaşmalar düzenler. UEFA'nın düzenlediği, Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası, İntertoto Kupası ve Kupa Galipleri Kupası bu tür turnuvalardır. Dünya Kupası dört yılda bir düzenlenir. Son Dünya Kupası 9 Haziran- 9 Temmuz 2006 tarihleri arasında Almanya'da yapılmış ve kupayı finalde Fransa'yı penaltılarla yenen İtalya kazanmıştır. Dünya Kupası’nda en başarılı ülke olan Brezilya, bu kupayı beş kez (1958, 1962, 1970, 1994,2002) kazanmıştır. Türkiye'de futbol İkinci Meşrutiyetten 1908'e kadar Türkiye'de spor yapmak hem padişah yönetiminin baskısı, hem de muhafazakarların tutumu nedeniyle hemen hemen olanaksız gibiydi. Spor yapanlar o dönemde ataerkil bir zihniyetle ayıplanırdı. Türkiye'de modern Beden Eğitimi öncüsü Selim Sırrı Tarcan 1919 yılında beden eğitimini geliştirmek amacıyla bir salon açmak için İzmir'e geldi. Onun bu girişimi “Sarıklılar” tabir edilen aşırı muhafazakarlar tarafından engellendi. Selim Sırrı Tarcan salon açamamasına rağmen, o dönemde Vali Rahmi Bey, Necati Bey, Vasıf Çınar Beyle görüştü. Tarcan'ın spor sevgisi aşısı sonucu Rum ve Ermeniler ile diğer azınlığın etkinliği nedeniyle artık Türk gençleri spor yapma gereğini duyuyorlardı. Türkiye'de ilk kez futbol Rum ve Ermeniler ile İngiliz ve İtalyanlar tarafından 1898 yılında oynanmağa başlandı. 1905 yılında Amerikan Kollejinde öğrenim yapan sayın Talat Erboy orada okuyan iki arkadaşı Şerif Remzi Reyent, Sabri Süleymanoviç ile birlikte yabancı öğrenciler ile futbol oynamağa başladı. Ne yazık ki bu üç Türk genci İstibdat devrinin karanlık günlerinde Kamil Paşanın baskısı sonucu Amerikan Kolejinden çıkarıldı. Talat Erboy okumak üzere İngiltere'ye gönderildi. 2 yıl İngiltere'de kalan Erboy futbolun beşiği sayılan büyük Britanya'da futbolunu geliştirdi. Aynı tarihte sayın Adnan Menderes'in eniştesi sayın Nejat Evliyazade de futbol oynuyordu. O da Belçika'ya 2 yıl için öğrenime gönderildi. Nejat Evliyazade Belçika'da futbol oynayan ilk Türk futbolcusudur.Türkiye'de ilk futbol tüzüğünü İngilizce den tercüme edenler ise Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü'nü yapan Baha Esat Tekant Bey, Talat Erboy Bey ve Nejat Evliyazade Bey oldular. Belgesel kayıtlara göre 1905 yılında futbola başlayan Talat Erboy, Sabri Süleymanoviç, Şerif Remzi Reyent, Nejat Evliyazade ilk Türk futbolcularıdır. 1908 yılında ikinci Meşrutiyat ilan edilince istibdat dönemi bitti. Türk gençleri futbol oynamaya başladılar. 1908 yılından sonra futbol Türk okullarına da girdi. Sultani mektebinde okuyan öğrenciler Okul Müdürü sayın Şükrü Saraçoğlu, Okul Müdür Muavini sayın Baha Esat Tekant'ın daha sonra Şark İdadisinde (Mektebinde) Necati Bey, sayın Vasıf Çınar'ın teşviki ile futbol gelişmeye başladı. Okuldan sonra öğrenciler kendi aralarında futbol oynamağa başladılar. 15-16 yaşlarında olan Talat Erboy'la, Nejat Evliyazade, Sabri Süleymanoviç, Kemal Tahsin Soydam, Hasan Tahsin Soydam, Şimendiferci lakabıyla anılan Rıfat İyison, Mazlum Bey, Hüsnü Bey Çakır Kemal Bey futbolcu olarak futbol tarihine isimlerini yazdırdılar. Futbolun gelişimi 1991'den 2002'ye 1991'de Akdeniz Oyunları'nda finale çıkan genç nesil Türk Futbol Tarihi'nde milat oldu. 1992 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde son, 1994 FIFA Dünya Kupası elemelerinde 5. torba olan milli takım, bu nesille birinci torbaya kadar yükseldi. Akdeniz Oyunları finalinde Türk Ümit Milli Futbol Takımı sonradan 2006 FIFA Dünya Kupası'nı kaldıran İtalya'ya elendi. Oyuncuları A milli takıma yükselen bu nesille Fatih Terim teknik direktörlüğünde takım Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde İsviçre ve İsveç'i 2-1 yendi; İsveç'i saf dışı bırakarak 1996'da İngiltere'de düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası'na katılmaya hak kazandı. Türk Milli Takımı turnuvada Hırvatistan, Danimarka ve Portekiz ile aynı grupta yer aldı. Hırvatistan'a son dakikalarda yediği golle yenilen milli takım Portekiz'e 1-0 ve Danimarka'ya 3-0 mağlup oldu. Turnuvada hiç gol atamayan ve hiç puan alamayan Türk Milli Takımı ilk kez katıldığı Avrupa Şampiyonası'ndan umduğunu bulamayarak döndü. 1998 FIFA Dünya Kupası elemelerinde grupta Hollanda ve Belçika'nın ardından üçüncü olan takım turnuvaya gitme şansını son maçlarda kaybetti. Mustafa Denizli yönetiminde Euro 2000 elemelerinde Almanya'nın ardından grup ikincisi olarak play-off maçlarına kaldı. Play-offlarda İrlanda'nı 1-1 ve 0-0'lık sonuçlarla eleyerek Belçika ve Hollanda'nın ortaklaşa düzenlediği 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası'na katılmaya hak kazandı. Türk Milli Takımı B Grubu'nda İsveç, İtalya, Belçika ile eşleşti. İlk maçta İtalya'ya 2-1 kaybeden milliler, gruptaki ikinci maçında İsveç ile golsüz berabere kaldı. Gruptan çıkan takımı belirleyecek son maçta ev sahibi Belçika'yı Hakan Şükür'ün attığı 2 golle deviren Türk Milli Takımı İtalya'nın ardından ikinci olmayı başardı ve futbolda tarihinde ilk defa bir uluslararası organizasyonda çeyrek finale yükseldi. Çeyrek finalde Portekiz ile eşleşen milliler rakibine 2-0'lık sonuçla yenilerek turnuvaya veda etti.
1 note · View note
egedensondakika · 5 years ago
Text
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Koronavirüs toplantısı öncesinde kritik mesajlar!
Tumblr media
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları: Kurumlarımızın ve STK’larımızın kıymetli temsilcileri sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Tüm dünyayla birlikte ülkemizi de etkileyen koronavirüs hastalığıyla ilgili değerlendirme toplantımıza hoşgeldiniz. Toplantımızın ardından yapacağımız millete sesleniş mahiyetindeki basın toplantısında bu hastalığın dünyadaki ve ülkemizdeki sürecini detaylı bir şekilde anlatacağız. Onun için burada kısa bir giriş konuşmasının ardından önümüzdeki dönem için alacağımız tedbirlerin müzakeresine ağırlık vereceğiz. Bugüne kadar sağlık tedbirlerini peyderpey hayata geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz. Gönüllü veya zorunlu karantina uygulamaları sebebiyle günlük hayatı durma noktasına getiren böyle bir sürecin, pek çok boyutu yanında ciddi ekonomik boyutları da ortaya çıkacaktır. Türkiye olarak hem bu hastalığın salgın haline dönüşmesine engelleme, hem de ekonomiyi canlı tutma mecburiyetimiz var. Ülkemizin ağustos 2018 yılında yaşadığımız kur-faiz-enflasyon saldırısının etkilerinden yeni yeni kurtulmaya, işlerin tekrar yoluna gitmeye başladığı bir dönemde ipin ucunu asla bırakamayız. Kovid-19 ile mücadele ederken tüm ekonominin çarklarının dönmesini sağlamak elbette kolay değildir. bunun için özel sektörümüzün de yerine getirmesi gereken sorumlulukları olduğu muhakkaktır. İnşallah bu zoru birlikte başaracağız. Çin’deki salgın, tüm dünyayı üretim konusunda alternatifler aramaya itmiştir. Üretimde alternatif denince de ilk akla gelen yerlerden biri Türkiye olmaktadır. Ayrıca virüs salgını ve petrol fiyatlarının düşüşüyle yaşanan gelişmeler ülkemize ilave avantajlar yaşatacaktır. Birkaç haftalık dönemi iyi yönetir, hastalığı sıkı şekilde kontrol altında tutabilirsek, umduğumuzun da ötesinde güzel bir tablo bizi bekliyor. Bizim hem tıbbi olarak virüsün, hem de bunun psikolojik ve ekonomik etkilerinin üzerinden gelebilecek dirayeti ortaya koyabilmemizdir. Bu konuda ben size güveniyorum. Biliyorsunuz dün bir video konferansla bir taraftan yapacağımız bu çalışmaları özellikle de hem Fransa Başkanı Macron, diğer tarafta Merkel, diğer tarafta Johnson; onlarla dörtlü bir video konferans yaptık. Ve bu video konferansla da sadece virüs olayı değil, değerlendirme yaptığımızda en iyi konumda olan biz gözüküyor. Bizim ardımızdan Almanya gözüküyor. Ama İngiltere ve Fransa’nın durumu bizimle mukayese edilmeyecek derecede olumsuz. Bir diğer taraftan bölgedeki gelişmeler, İdlib konusunu, barış pınarı konusunu görüşme fırsatı bulduk. Ve Moskova’daki yaptığımız son zirveyle ilgili de bir bilgilendirmemiz oldu. Virüsle ilgili alacağımız kararların ülkemiz ve ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Şöyle bir plan yapmayı uygun bulduk. Bilgilendirme noktasında tabi bu işin şu anda süreci yöneten, götüren Sağlık Bakanımız olması hasebiyle; Sağlık Bakanımıza şöyle bir beş dakikalık süreç. Bunun dışında kabine üyelerimizin üçer dakika. STK’ların ise 5’er dakika konuşma süreci olacak. TOPLANTIYA ŞU İSİMLER KATILIYOR Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık ettiği Çankaya Köşkü'ndeki Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı'na şu isimler katılıyor: 1.FUAT OKTAY / CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI 2.BERAT ALBAYRAK / HAZİNE VE MALİYE BAKANI 3.ZEHRA ZÜMRÜT SELÇUK / AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANI 4.MURAT KURUM / ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI 5.FATİH DÖNMEZ / ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI 6.MEHMET NURİ ERSOY / KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI 7.FAHRETTİN KOCA / SAĞLIK BAKANI 8.MUSTAFA VARANK / SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI 9.BEKİR PAKDEMİRLİ / GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI 10.RUHSAR PEKCAN / TİCARET BAKANI 11.M. CAHİT TURHAN / ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI 12.MEHMET KASAPOĞLU / GENÇLİK VE SPOR BAKANI 13.ABDÜLHAMİT GÜL / ADALET BAKANI 14.MEVLÜT ÇAVUŞOĞLU / DIŞİŞLERİ BAKANI 15.ZİYA SELÇUK / MİLLİ EĞİTİM BAKANI 16.HULUSİ AKAR / MİLLİ SAVUNMA BAKANI 17.SÜLEYMAN SOYLU / İÇİŞLERİ BAKANI 18.NACİ AĞBAL / STRATEJİ VE BÜTÇE BAŞKANI 19.NURETTİN CANİKLİ / AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI 20.NUMAN KURTULMUŞ / AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI 21.LÜTFİ ELVAN / TBMM PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI 22.MURAT UYSAL / MERKEZ BANKASI BAŞKANI 23.ALİ FUAT TAŞKESENLİOĞLU / SPK BAŞKANI 24.BİROL KÜLE / REKABET KURUMU BAŞKANI 25.ZAFER SÖNMEZ / VARLIK FONU GENEL MÜDÜRÜ 26.ERİŞAH ARICAN / BİST BAŞKANI 27.OSMAN ARSLAN / HALKBANK GENEL MÜDÜRÜ 28.HÜSEYİN AYDIN / ZİRAATBANK GENEL MÜDÜRÜ 29.ABDİ SERDAR ÜSTÜNSALİH / VAKIFBANK GENEL MÜDÜRÜ 30.İKRAM GÖKTAŞ / VAKIF KATILIM GENEL MÜDÜRÜ 31.METİN ÖZDEMİR / ZİRAAT KATILIM GENEL MÜDÜRÜ 32.YUSUF BÜYÜK / İLBANK GENEL MÜDÜRÜ 33.ALİ GÜNEY / EXIMBANK GENEL MÜDÜRÜ 34.İBRAHİM HALİL ÖZTOP / KALKINMA VE YATIRIM BANKASI GENEL MÜDÜRÜ 35.BURAK DAĞLIOĞLU / YATIRIM OFİSİ BAŞKANI 36.RİFAT HİSARCIKLIOĞLU / TOBB BAŞKANI 37.NAİL OLPAK / DEİK BAŞKANI 38.İSMAİL GÜLLE / TÜRKİYE İHRACATÇILAR MECLİSİ BAŞKANI 39.SİMONE KASLOWSKİ / TÜSİAD BAŞKANI 40.ABDURRAHMAN KAAN / MÜSİAD BAŞKANI 41.MAHMUT ARSLAN / HAK-İŞ BAŞKANI 42.ERGÜN ATALAY / TÜRK-İŞ BAŞKANI 43.ÖNDER KAHVECİ / TÜRK-KAMUSEN BAŞKANI 44.ALİ YALÇIN / MEMURSEN BAŞKANI 45.YAŞAR DOĞAN / TÜM SANAYİCİ İŞADAMLARI DER. (TÜMSİAD) BAŞKANI 46.ERKAN GÜRAL / TÜRK GENÇ İŞADAMLARI KONF. (TÜGİK) BAŞKANI 47.ORHAN AYDIN / ANADOLU ASLANLARI İŞADAMLARI DERNEĞİ (ASKON) BAŞKANI 48.AYŞEM SARGIN / ULUSLARARASI YATIRIMCILAR DERNEĞİ (YASED) BAŞKANI 49.ORHAN TURAN / TÜRK GİRİŞİM VE İŞ DÜNYASI KONF (TÜRKKONFED) BAŞKANI 50.BENDEVİ PALANDÖKEN / TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLARI KONF (TESK) BAŞKANI 51.ABDÜLKADİR AKGÜL / TESKOMB BAŞKANI 52.CELAL KOLOĞLU / TİSK BAŞKANVEKİLİ 53.FAHRETTİN ALTUN 54.HASAN DOĞAN 55.HAMDİ KILIÇ 56.İBRAHİM KALIN EKONOMİ POLİTİKALARI KURULU 1. YİĞİT BULUT 2. KORKMAZ KARACA SAĞLIK POLİTİKALARI KURULU 1. PROF. DR. SERKAN TOPALOĞLU 2. DR. SEMA RAMAZANOĞLU 3. PROF. DR. NECDET ÜNÜVAR 4. PROF. DR. İBRAHİM ADNAN SARAÇOĞLU 5. UZMAN DR. ÜMMÜ GÜLŞEN ÖZTÜRK 6. DT. ZÜLFİYE FÜSUN KUMET 7. PROF. DR. ZÜMRÜT BEGÜM ÖGEL 8. NÜKET KÜÇÜKEL EZBERCİ 9. AHMET SELİM KÖROĞLU HAKAN FİDAN / MİT BAŞKANI ALİ ERBAŞ / DİYANET İŞLERİ BAŞKANI METİN FEYZİOĞLU / BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI İLKER AYCI / THY BAŞKANI YEKTA SARAÇ / YÖK BAŞKANI METİN KIRATLI / İDARİ VE MALİ İŞLER BAŞKANI SÜMEYRA MERVE KILINÇ / CUMHURBAŞKANI DANIŞMANI AK PARTİ GRUP BAŞKAN / BAŞKANVEKİLLERİ NACİ BOSTANCI MEHMET MUŞ BÜLENT TURAN ÖZLEM ZENGİN MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU CAHİT ÖZKAN MAHİR ÜNAL ÖMER ÇELİK BİLİM KURULU ATEŞ KARA SERHAT ÜNAL SAĞLIK BAKAN YARDIMCISI EMİNE ALP MEŞE Read the full article
0 notes
hibritteknoloji · 6 years ago
Text
Yeni bir gönderi var Burs Veren Kurumlar ve Vakıflar
New Post has been published on https://krediburs.com/istanbul-kucukcekmecede-burs-veren-kurumlar-2019-guncel-liste.html
İstanbul Küçükçekmece'de Burs Veren Kurumlar-2019 Güncel Liste
Tumblr media
İstanbul Küçükçekmece’de burs veren kurumları inceleyeceğimiz bu yazımızda, İstanbul Küçükçekmece’de il ve ilçelerinde Burs veren vakıf ve kurumlara değineceğiz.
1-Burslara Kimler Başvurabilir?
Ortaokul, Lise, Üniversite ve yüksek öğretimde eğitim gören, Atatürk ilke ve İnkılaplarına bağlı, eğitim hayatında başarılı ve yüz kızartıcı suçları bulunmayan maddi desteğe ihtiyacı olan, her birey başvuru yapabilir.
Birçok kişi İstanbul Küçükçekmece’de üniversite öğrencilerine burs veren kurumları şu günlerde araştırma içerisine Girmiştir. Bizde sizler için İstanbul Küçükçekmece’de öğrenci burslarını araştırarak İstanbul Küçükçekmece’de burs veren vakıfları aşağıda tablo halinde yer verdik. Öncelikle belirtmekte de fayda var,
Bunlardan birinci husus bazı burs veren vakıflar; üniversite öğrencilerine burs ya da lise öğrencilerine burs olarak ayrı kontenjanlar açmaktadır.
İkinci husus olarak her vakıf bir ya da iki dönem olarak burs başvuruları açmakta sadece bu dönemlerde burs başvurularını kabul etmektedir. Başvuru tarihlerini geçirmezseniz burs alma şansınız artacaktır.
Üçüncü olarak, başarı durumunuzu gösteren Transkript dökümü isteyebilirler. Eğer trankript notlarınız iyi ve zayıf dersiniz yoksa burs başvurularını değerlendirirken üst sıralarda olacaksınız.
Dördüncü husus ise ihtiyaç sahiplerini belirlemek için ailenizin Bordo Dökümünü isteyebilirler. Eğer ailenizin gelir durumu iyi ise başvuran adaylar arasında son sıralarda yer alabilirsiniz. Bu gibi pek çok önemli noktalar vardır.
2-Burs Başvuru Şartları
I- TC Vatandaşı olmak,
II- Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlı birey olmak.
III- Maddi durumu iyi olmayıp, desteğe ihtiyaç duymak ve herhangi bir kurum yada kuruluştan ücret ve maaş almıyor olmak.
IV- Başarı Koşulları:
– Ara sınıflar için başarısız dersi olmamak ve genel net ortalaması 4 üzerinden en az iki buçuk (Yüz üzerinden not verilen üniversitelerde en az altmış) olup bir üst sınıfa geçiş hakkını kazanmış olmak (Not ortalaması uygun olsa bile üçten fazla başarısız dersi olanlar başvuru yapamaz).
– Yüksek öğrenime yeni kayıt yaptıranlar için, fakülte veya yüksek okula giriş puan sırasına göre önde olmak. krediburs.com
V- Karakteri ve milli duyguları bakımından sağlam ve güvenilir olmak.
Zorlu bir eğitim öğretim yılı daha başlamak üzere. Şimdiden burs veren vakıfları araştırarak önümüzdeki eğitim öğretim döneminde bursiyer olabilirsiniz. Birden fazla kuruma başvuru yapabilirsiniz. Bu size kalmış bir durumdur. Sonuçta hangi kurum veya vakıftan burs alacağınızın garantisi yok.
Aşağıda yer alan listelerdeki kurum ve vakıfları ziyaret ederek burs başvuru forumunu doldurmanız burs başvurusu için yeterli olacaktır.
Aşağıda yer alan Burs Veren Vakıfların listesi; https://www.vgm.gov.tr/vakiflar/sayfalar/burs-veren-vak%c4%b1flar.Aspx URL adresi üzerinden alınmıştır. Bir yanlışlık olduğunu düşünüyorsanız Vakıflar Genel Müdürlüğü ile iletişime geçebilir ve [email protected] Adresine mail atarak bildirebilirsiniz.
Ayrıca Vakıflar Genel Müdürlüğü sayfasında yer alan 3000+ vakıf bulunduğundan tet tek kontrol etme şansımız olmamıştır. Aralarında FETO-PYD terör örgütüne ait olan vakıflar olabilir. Gördüğünüz yasaklı vakıfları da bu mail adresinden bize bildirirseniz listemizden kaldırmamıza yardımcı olursunuz.
3-İstanbul Küçükçekmece’de Geri Ödemesiz Karşılıksız Burs Veren Kurumlar! Güncel Liste 2019
AKYUVA VAKFI(AKVA)HALKALI MERKEZ 1242.SK NO: 11 / 1 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECEAYŞE HATUN ÖZEN EĞİTİM VE DAYANIŞMA VAKFI (AYVAK)SEFAKÖY FEVZİ ÇAKMAK MAH FEVZİ ÇAKMAK CAD. NO: 11 / 1 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECEBAYRAM TANRIVERDİ EĞİTİM VE YARDIM VAKFIBEŞYOL MAH. BİRLİK CAD. NO: 2 / 1 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECEEREN EĞİTİM KÜLTÜR VE YARDIM VAKFICENNET MAH. NAMIK KEMAL CAD.BARAN APT. NO: 5 / A KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECEFAHRİ VE NİYAZİ KURAN EĞİTİM VE SOSYAL YARDIM VAKFIKARTALTEPE BELEDİYE CAD. NO: 17 / 3 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECEFLORYA HİZMET İLİM AİLE KÜLTÜR VE ÇEVRE KORUMA VAKFIHALKALI BASIN EKSPRES YOLU EVKUR PLAZA NO: 33 / K:3 34303 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECEHAYRAT VAKFICUMHURİYET AŞİK VEYSEL NO: 72 34290 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECEKOCABEY SAHARA ÇEVRE KORUMA VE HİZMET VAKFIKEMALPAŞA MAH.NEBİOĞLU SOK. NO:15 KAT.1 00000 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECELİCE KÜLTÜR VE DAYANIŞMA VAKFIGÜLTEPE MAH. ŞEHİT ÖZCAN DEMİRCİ CAD. NO: 3 / 3 34295 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECEMEDİNE İLİM VAKFIİNÖNÜ MAHALLESİ 3. OKUL SOKAK NO: 16 / 0 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECEORHAN CEMAL FERSOY LİSESİ EĞİTİM VAKFIBAŞBAKANLIK TOPLU KONUTLAR BAŞBAKANLIK TOPLU KONUTLAR HALKALI ORHAN CEMAL FERSOY LİSESİ NO: 6 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECESARAÇOĞLU KÜLTÜR VE YARDIMLAŞMA VAKFIBEŞYOL FABRİKALAR CAD. NO: 1 / 1 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECESELAMET VAKFIİNÖNÜ MUAMMER AKSOY CD. NO: 70 / 1 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECEŞİRAN EĞİTİM VE KALKINMA VAKFI (ŞEKAV)CUMHURİYET MAHALLESİ İNÖNÜ CADDESİ KAKTÜS SOKAK NO:26 NO: 26 / 1 34100 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECETAHSİN TEKOĞLU VAKFISEFAKÖY TEVFİKBEY EMRULLAHEFENDİ CAD NO: 22 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECETOPKAPI EĞİTİM VAKFICUMHURİYET MAH. AŞIK VEYSEL CAD NO: 11 / 18 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECETÜRK DÜNYASI KOORDİNASYON VAKFI (TÜKOV)BEŞYOL ÇAMLIBEL SOK NO: 20 / 1 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECETÜRK PLASTİK SANAYİCİLERİ ARAŞTIRMA GELİŞTİRME VE EĞİTİM VAKFISEFAKÖY TEVFİKBEY MAH. HALKALI NO: 132 / 24 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECETÜRKBİRDEV KÜLTÜR VE EĞİTİM VAKFIMERKEZ MAH FATİH CADDESİ HALKALI NO: 110 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECETÜRKİYE HAVACILIK VE EĞİTİM VAKFI (TURHEV)GÜLTEPE MAH.ŞEHİT ÖZGÜR GÜVEN SOK. NO: 31 / 1 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECETÜSHAD EĞİTİM VAKFITEVFİKBEY MERKEZ C. NO: 34 / 6 34295 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECEUYGUR İLİM VE MEDENİYET ARAŞTIRMALARI VAKFISEFAKÖY SEFAKÖY KEMAL PAŞA MAHALLESİ BİGA SOKAK NO: 27 / 01 34295 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECEYAVUZ SELİM İLİM İRŞAD VE YARDIMLAŞMA VAKFI (YAVUZ SELİM VAKFI)YEŞİLOVA MAHALLESİ KAHRAMANLAR CADDESİ NO: 84 KÜÇÜKÇEKMECE /İSTANBULİSTANBUL / KÜÇÜKÇEKMECE
4-Burs Başvurusunda İstenen Belgeler
İstanbul Küçükçekmece’de karşılıksız burs veren vakıflar ve kurumlar genellikle her kurum/vakıf kendi sitesi üzerinde “Burs başvuru formu” yayınlamaktadır. Burs başvurularında istenilen belgeler genel olarak şunlardır.
Başvuru formu
Nüfus cüzdanı fotokopisi.
Ayrıca nüfus müdürlüğün veya muhtarlıktan alınmış vukuatlı nüfus dökümü.
Ayrıca aile adresini gösterir ikametgah belgesi.
Eğitim öğretim kurumundan alınmış onaylı öğrenci belgesi.
Öğrenci adına açılmış bankamatik hesabını gösteren hesap cüzdanı fotokopisi.
Ailenin finansal durumunu gösteren belgeler (Maaş bordrosu, serbest çalışanlar için gelir vergisi beyannamesinin fotokopisi, emekliler için aylık maaşı gösterir banka extresi veya hesap cüzdanı fotokopisi, geliri olmayanlar için Sosyal Güvenlik Kurumundan anne ve baba adına kayıt olmadığına dair belge)…
Ara sınıflarda öğrenim gören öğrenciler: Öğrenim süresince aldıkları dersleri, notları, genel not ortalamasını gösteren öğretim kurumundan onaylı not dökümü belgesini (transkript).
Yüksek öğrenime yeni kayıt yaptıranlar; LYS ve ÖSYS Sonuç Belgelerinin örneğini..
Gibi belgeler istenmektedir. Bunun nedeni burs verirken değerlendirme kriterlerine göre sıralama yapmak için kullanılmaktadır. Peki burs verirken ihtiyaç sahipleri neye göre belirleniyor derseniz aşağıda detaylı bilgi bulabilirsiniz.
5-Burs Verilecek Kişilerin Seçimi
İstanbul Küçükçekmece’de burs alacağınız kurum tarafından bir komisyon kurulacaktır. Bu burs komisyonu bursiyerler arasından yukarıda belirtilen şartları taşıyan kişileri seçip belirli kriter (maddi olanak,başarı) ile sıralama yaparak asıl ve yedek üye belirlenecektir. Kazanan asıl ve yedek üyeler kurumun sitesinde ilan edilecek ve süreç ona göre devam edecektir. Eğer asıl üye eksik evrak vs tamamlamaz veya süreyi geçirirse sıra yedek üyelerden devam edecektir.
6-Burslar Ne Zaman Ödenmeye Başlanır?
İstanbul Küçükçekmece’de burs veren şirketler ve kurumlar, burs komisyonunun sonuçları ilanından sonra, gerekli belgeleri tamamlaması için 1 aylık süre tanınır. Bu süreçte eksiklerini gideren adaylara en geç bir ay içinde (kurumdan kuruma değişiklik göstermektedir) ödeme yapmaya başlanır. Vakıflar ve şirketler 9 ay boyunca burs vermeye devam etmektedir. Yaz tatilinde burs verilmemektedir.
7-Burs Ne Zaman Kesilir
Her şirket ve vakıf-kurum kendi belirlediği dönem kadar vermektedir. Bazı şirketler 12 ay bazıları ise 9 ay olarak burs ilanında belirtir. Genellikle 9 ay süre ile burs vermekte olup burslar 9 ayın hitamı olan Haziran-Temmuz ayında kesilmektedir.
8-Sonuç
İstanbul Küçükçekmece’de burs veren vakıflar dernekler yukarıda listelenmiştir. Bunun haricinde ikametiniz olan yer veya okuduğunuz yerde burs veren vakıflara da başvuru yapmanız burs alma ihtimalini de güçlendirecektir. Burs başvuru yaparken bunu dikkate almalısınız.
0 notes
vanilla-violin · 7 years ago
Audio
kalamam ben hâl buyken
2 notes · View notes
blog-kombucay · 5 years ago
Text
DENEYİN
28 MAYIS 2007 MEHMET SELİM SARAÇOĞLU Çinli Dostum İksir 47 yaşında ve yaklaşık 4 yıldır tip-2 diyabet hastasıyım. Şeker hastalığım için başlangıçta 850 mg.lık Glukofen tablet kullandım, daha sonra bu yetersiz kalınca Glimax tabletler de aldım. Sonuçta açlık kan şekerim 180-200 değerleri civarındaydı. Yaklaşık 1,5-2 ay önce yakın bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine Murat Bey'le, dolayısiyle "iksir"le tanıştım. İksire başlamadan önce 200 değerinde olan açlık kan şekerim 3 gün içerisinde 120 değerine indi. Her gün sadece aç karnına 1 bardak iksir içmekle, bozuk olan moralim düzeldi ve umutlarım yeşerdi. Uyuşuk, miskin hâlim düzelmiş ve hayat bana, dolu, anlamlı, güzel gelmeğe başlamıştı. Bu iksir sayesinde daha önceleri umursamadığım, bağırsak sorunum, reflü, yorgun kaslarım ve prostat hastası gibi olan idrar çıkışlarım düzelmiş, büyük ve küçük abdestim düzene girmişti. İksir, hiç diyet yapmadan belimdeki ve karnımdaki yağlanmayı azaltarak kilo vermemi sağladı. Açlık kan şekerim zaman zaman fazla düştüğü için ilk önce glifix ve glimax tabletlerini kullanmamaya başladım. Daha sonra Glukofen'i de bıraktım. En önemlisi, şeker hastası olduğum için tatlılardan uzak duruyordum ve tatlılar beni cezbediyordu. Ama iksir sayesinde tatlı hevesim de geçti. Artık günlük hayatımda daha enerjik, düzensiz büyük-küçük abdest gibi sorunları olmayan biriyim. Sanırım bu sıvı benim için, ayrılması zor lezzeti kadar, değerli ve yaşam kalitemi yükseltecek önemdedir. Yalnız şunu da belirtmeliyim ki; bu iksir sayesinde artan enerjim sonucu, yaşıma aldırmadan ve şuursuzca yaptığım hareketler sonucu belimi incittim ve birkaç gün yürüme zorluğu çektim!.. Teşekkürler Çinli dostum ve Murat Bey... 28.05.2007 Mehmet Selim Saraçoğlu NOT: BU KULLANICIMIZ RESMİ İZİNLERİ ALABİLME SÜRECİNDE KENDİ İSTEĞİYLE VE BİZE DUYDUĞU GÜVENLE KOMBUÇAY KULLANMIŞTIR)
17 MAYIS 2007 FATMA GÖKKAYA Günümüzde alternatif tıp ve bitkisel tedavi yöntemleri yaygın hale geldi. Ben de eskiden beri bu tedavi yöntemlerine karşı aşırı ilgi duyan ve elimden geldiği kadar araştıran biriyim. Detaycı bir yapım vardır. Yeni çıkan tedavi yöntemlerini araştırır, bilgi sahibi olur, bana uygun olduğunu algıladıysam kullanmayı tercih ederim. Yaşam İksiri Çayı'nı içmeden önce aynı şekilde inceledim ve içmeğe karar verdim. Başladığım günlerde, reflü, gastrit, ayak ve diz ağrıları, yorgunluk, sabahları zor kalkma gibi şikâyetlerim vardı. Bunların yanı sıra iş ve ev hayatı yoğun olan, sorumlulukları çok olan biriyim. Bundan dolayı stresli oluyorum. Çayı içmeye başladıktan belirli bir süre sonra ayak ve diz ağrılarımda azalma, midemde rahatlama hissettim, sabahları daha dinç ve canlı kalkmaya başladım. Bedenimde bir arınma dönemi yaşadığımı hissediyor ve çok mutlu oluyorum. Bu güzelliği paylaşıp herkesin sağlığına kavuşmasını arzu ettiğimden dolayı arkadaşlarıma söyledim, birçoğu içmeye başladı. Onlardaki etkisinin de olumlu olduğunu duyduğumda mutluluğum daha da artıyor. Bu imkânı bize sağlayan Murat Bey'e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Fatma GÖKKAYA Yedi Uyuyanlar Yavuz'un Yeri Selçuk / İZMİR NOT: BU KULLANICIMIZ RESMİ İZİNLERİ ALMA SÜRECİNDE KENDİ İSTEĞİYLE VE BİZE DUYDUĞU GÜVENLE KOMBUÇAY KULLANMIŞTIR)
0 notes
maghaberleri · 6 years ago
Text
İpek Tuzcuoğlu Kimdir?
Çağan Irmak yapımı “Asmalı Konak” dizisinde Özcan Deniz, Nurgül Yeşilçay, Selda Alkor, Menderes Samancılar gibi sanatçılarla birlikte oynayarak, “Dicle” rolüyle ismini duyuran başarılı oyuncu İpek Tuzcuoğlu’nu yakından tanıyalım…
Nereli?Kaç Yaşında?
İpek Tuzcuoğlu, 11 Kasım 1971 tarihinde İzmir’de doğmuştur. Babasının adı Ilgar Tuzcuoğlu’dur. Üç yaşından itibaren 10 yıl boyunca İzmir’de Aynur Ressamoğlu Bale Stüdyosu’na gitti. Küçükken balerin olmak isteyen İpek Tuzcuoğlu, 16 yaşında İzmir Devlet Tiyatrosu’nda “Boy Friend” adlı müzikalde dansçı kadrosuna alındı.
Yer Aldığı Projeler
İzmir Karşıyaka Lisesinden mezun oldu. Ardından daAnkara Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Tiyatro bölümünü bitirdi. F.G Lorca’nın “Kanlı Düğün” (Gelin), D.Durin / H.Prevost’un “Çamaşırhane” (Rossine) oyunlarında görev alarak 1994-1995 yılında mezun oldu. Ankara Devlet Tiyatrosu’nun o yıl açtığı, “Çocuk ve Gençlik Tiyatrosu” bünyesinde “Sevimli Palyaçolar” adlı oyunda bir yıl görev yaptı.
TRT’nin yapmış olduğu çeşitli dramalarda rol aldı. Sonra da 1995 yılında İstanbul’a geldi. Sinema filmleri, televizyon dizileri, reklam oyunculuğu ve program sunuculuğu yaptı.
2000 yılında Zeki Alasya’nın yönettiği “Ada’da Bir Sonbahar” adlı TV filminde oynadı.2002 – 2003 yılları arasında, senaristliğini Mahinur Ergun ve Meral Okay’ın yaptığı yönetmenliğini Çağan Irmak’ın yaptığı “Asmalı Konak” dizisinde Özcan Deniz, Nurgül Yeşilçay, Selda Alkor, Menderes Samancılar gibi sanatçılarla birlikte oynadı. “Asmalı Konak” adlı dizideki “Dicle” rolüyle ismini duyurdu.
2006 yılında Küçük Sahne Sadri Alışık Tiyatrosunda Kırgız yazarı Cengiz Aytmatov’un dünyaca ünlü eseri “Selvi Boylum Al Yazmalım”romanından tiyatroya uyarlanmış ve başrolde Kerem Alışık ile birlikte İpek Tuzcuoğluoynamıştır. Aynı eser 1977 Yılında Ali Özgentürk tarafından sinemaya uyarlanmış, yönetmenliğini ise Atıf Yılmaz yapmıştı. Türkan Şoray ve Kadir İnanır’ın oynadığı unutulmaz film, Türk sinema tarihinin en iyi film ve en güzel aşk hikâyelerinden biri sayılmaktadır.
İpek Tuzcuoğlu, 2008 yılında yönetmenliğini Murat Saraçoğlu, senaristliğini Sırrı Süreyya Önder’in yaptığı başrollerinde Altan Erkekli, Demet Akbağ, Özgü Namal, Sarp Apak ve Sezin Akbaşoğulları gibi oyuncuların olduğu “O… Çocukları” filminde oynadı.
2012 yılında Fox TV ekranlarında yayınlanan “Aşkın Halleri “dizisinde Metin Akpınar, Güven Kıraç ve İclal Aydın ile başrolü paylaşmıştır.
Evlilikleri :
1.eşi: 1998 yılının başlarında Oyuncu Hazım Körmükçü ile evlendi. 4 yıllık evlilikten sonra Aralık 2002 yılında boşandı.
2.eşi: 2005 yılında Yataş’ın patronu Nuri Öztaşkın ile tanıştı. Öztaşkın evliliğe yanaşmayınca 2007’de ayrıldılar.
3.eşi: 2007’nin sonlarında Bodrum’da oteli olan işadamı Aziz Birsin ile tanıştı. 1,5 yıl süren aşk beraberliğinde iki kez nikah kararından vazgeçti.
4.eşi: 2010 yılında oyuncu Yener Gürsoy ile evlendi. 8 ay sonra boşandı.
5.eşi: 14 Şubat 2012 tarihinde Enver Selim Kurtoğlu ile New York’ta evlendi. 8 aylık evliliklerini Çorlu Adliyesi’nde tek celsede bitirerek boşandı.
Ödülleri :
2002 – 10.Magazin Gazetecileri Derneği Ödülleri, En İyi Tv Oyuncusu, Asmalı Konak
Tiyatro Oyunları:
2005 – Selvi Boylum Al Yazmalım, Sadri Alışık Tiyatrosu
1995 – Çamaşırhane” (Rossine), D.Durin / H.Prevost- Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı
1994 – Kanlı Düğün” (Gelin), F.G Lorca- Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı
1994 – Palyaçolar, Ankara Çocuk Ve Gençlik Tiyatrosu
1988 – Meddah, İzmir Devlet Tiyatrosu
1986 – Boy Friend, İzmir Devlet Tiyatrosu
  The post İpek Tuzcuoğlu Kimdir? appeared first on Magazin Haberleri.
from WordPress https://www.magazinhaberleri.com/ipek-tuzcuoglu-kimdir/ http://ifttt.com/images/no_image_card.png
0 notes
duzgel · 6 years ago
Text
#99 - Şubat 22 - 2018
Micatone - Handbrake Eera - Beast Franz Ferdinand - Lazy Boy Khruangbin - Maria Tambien Poliça & s t a r g a z e - Agree Philip Selway - Walk Car Seat Headrest - High to Death Joan as Police Woman - Silly Me Hope Sandoval - Liquid Lady Mooryc - Saint-Saëns Balina & Lara Di Lara - Üzgünüm Karen O & Micheal Kiwanuka - Yo My Saint Selim Saraçoğlu - Kalamam Ben
İndir
0 notes
mocaks1980-blog · 7 years ago
Text
2017'de yıldızı parlayanlar
2017’de yıldızı parlayanlar
JÜRİ Elçin Yahşi – Televizyon yazarı Ceren Şehirlioğlu – Televizyon yazarı Aslı Barış – Stil editörü Selim Akçin – Kelebek Yayın Yönetmeni Hakan Gence – Gazeteci
Yemeği asla koklamadan yemem Afra Saraçoğlu (20) Kariyer:Özcan Deniz ve Nurgül Yeşilçay’ın başrollerinde olduğu ‘İkinci Şans’ isimli sinema filmiyle kendini gösterdi. Bunu ‘Kötü Çocuk’ isimli film takip etti. Yıldızı ‘Fazilet Hanım ve…
View On WordPress
0 notes
hanifbilge-blog · 7 years ago
Text
ATAizm
Yalnız  Allah’a  ibadet edelim.  O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım.  Allah’ı bırakıp da  kimimiz kimimizi   ilâh  edinmesin.  / Ali imran 64
____________________________________________________
O halde onların tapmakta oldukları şeylerden
( onları azaba götürdüğünden ) şüphen olmasın.  Çünkü  onlar ancak daha önce ata larının taptığı gibi tapıyorlar.  Biz onların ( azaptan ) nasiplerini mutlaka eksiksiz olarak vereceğiz.  / Hud 109
____________________________________________________
Ezan  Türkçe 'leştirilince   ( Allahu Ekber )  TANRI  ULU 'dur  Oldu !  Şimdi Neden  ULU  ÖNDER  Dediklerini Anlamışsınızdır Herhalde !  Ekber :  Tek ve Büyük Demektir, Ulu Değil.
____________________________________________________
Atatürk :  Benim bir dinim yok !  Atatürk :  Benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. 
Kaynak :  Andrew Mango – Atatürk Kitabı  Not :  Bu Yüzden islâmi Geleneğe Göre; Camide, Musalla Taşına Konmuş Tabutu Karşısında Kılınan Cenaze Namaz / Duası ve Helallik isteme Ritüeli Yapılmamıştır.
____________________________________________________
Atatürk :  Bu Din Batacak, ileride Yeni Bir Din Çıkacak !  Bir gazetede, adını spor tesislerine koyduğumuz Selim Sırrı Tarcan’ın dinde reform konusunda yazıları çıkmaktadır.  Tarcan’ı Çankaya sofrasına çağıran Atatürk kendisine,  “ Bu din batacak, ileride yeni bir din çıkacaktır.  Sen bu konularda yazı yazmayacaksın, anladın mı?” diye kesin emir vermiş,  Selim Sırrı da bunun üzerine kalemini kırıp atmıştır. 
Kaynak :  http://www.mustafaarmagan.com.tr/ataturk-bu-sozu-soyledi-mi-bu-din-batacak-ileride-yeni-bir-din-cikacak/
____________________________________________________
Atatürk :  “Biz maymunlarız” düşüncelerimiz insandır.  İnsanlar, sürfeler ( kurtçuklar ) gibi sulardan çıktılar en önce…  İlk ceddimiz balıktır.  İşler daha daha ilerledikçe o insanlar, primat zümresinden türediler.  “Biz maymunlarız” ; düşüncelerimiz insandır.  İnsanlar, büyük tabiat olayları önünde, muhaceret, akın yolları ile bu arz dediğimiz yıldızın her kıt’asına dağılmışlar...  Kaynak :  Ruşen Eşraf Ünaydın, Atatürk Tarih ve Dil Kurumları, Sayfa 53
____________________________________________________
Doğa dışı etkenin karışması olmaksızın !  Atatürk :  Yaşam, herhangi bir  doğa dışı etkenin karışması olmaksızın  dünya üzerinde doğal ve zorunlu bir kimya ve fizik seyri sonucudur. 
Kaynak :  1930 Afet inan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler Sayfa 267  Resmi Siteden Kaynak :  http://www.atam.gov.tr/duyurular/yasam-gorusu  ( ilk Paragraf )
____________________________________________________
Allah korkusu !  Atatürk :  İptidai ( ilkel ) insan kümelerinde ata korkusu ve nihayet büyük kabile ve kavimlerde  ata korkusu yerine  kaim olan  ( kaim = Başka bir şeyin yerine geçen)  Allah korkusu  insanların kafalarında ve hareketlerinde hesapsız memnular ( yasaklar ) yaratmıştır. 
Kaynak :  Medeni Bilgiler kitabı el yazıları
____________________________________________________
ALLAH'ın Birliğini kabul etmek, siyasetin doğurduğu neticedir !  Atatürk : Masum ve cahil insanları, yüzlerce ALLAH‘A taptırmak veya  ALLAH��LARI muayyen gruplarda toplamak ve en nihayet  bir ALLAH kabul ettirmek, siyasetin doğurduğu neticelerdir.
Kaynak :  Türk Tarihinin Ana hatları kitabı veya 2000’e Doğru dergisi 22- 28 Şubat 1987 yayınlanmış el yazıları
____________________________________________________
Muhammed’in kurduğu din !  Atatürk :  Türkler  Arapların dinini  kabul etmeden evvel de büyük millet idi.  Arap dinini  kabul ettikten sonra bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların ve sâirenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi.  Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanlarını uyuşturdu.  Bu pek tabii idi.  Çünkü,  Muhammed’in kurduğu dinin gayesi,  bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu.  Bu Arap fikri, Ümmet kelimesi ile ifade olundu.  Muhammed’in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını Allah kelimesinin, her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdular.  Bununla beraber, Allah’a kendi milli lisanında değil,  Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet  ve münacatta bunacaktı.  Arapça öğrenmedikçe Allah’a ne dediğini bilmeyecekti.  Bu vaziyet karşısında Türk milleti bir çok asırlar ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde  Kur’ân’ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler. 
Kaynak :  Medeni Bilgiler [ Yurttaşlık Bilgileri ] – Gazi Mustafa Kemal Örgün Yayınevi 2003 Sayfa 28- 29 , El yazıları Sayfa: 298,299,300
____________________________________________________
Safsata !  Atatürk :   İkra, Bismi, Rabbi ( Oku, yaratan rabbinin adıyla oku )  Safsatasını esas tutmuş Araplar… 
Kaynak :   Atatürk'ün Kendi El Yazısı  http://millicumhuriyet.files.wordpress.com/2013/01/mkemalinelyazisiylaayethakkindakifikri.pdf  Kaynak :  Türk Tarih Kurumu 16-17 Ağustos 1931 tarihli mektup
____________________________________________________
Kuran'ın Türkçe'leştirmesinden Maksat !  Kazım Karabekir:  "M. Kemal Paşa sözlerime karşı hiddetle bütün zamirlerini ortaya attı:  - Evet Karabekir, Arap oğlunun yavelerini ( Uydurmalarını ) Türk oğullarına öğretmek için Kur’ân’ı Türkçeye çevirttireceğim.  Ve böylece de okutacağım.  Ta ki budalalık edip de aldanmakta devam etmesinler…  ( Kuran'ı arapça okuyup manasını anlamadıklarından dolayı inanların,   Türkçesini okuyunca inanmaktan vazgeçeceklerini ummak ! )  İşin bir İlim Heyeti huzurunda berbat bir şekle döndüğünü gören  Hamdullah Suphi ve Ruşen Eşref:  - Paşam, çay hazır, herkes sofrada sizi bekliyor…  Diyerek bahsi kapattılar.  Bizler de özel masadan kalkarak sofraya oturduk ve yedik içtik.  Fakat İlim Heyeti’nin bütün üyeleri üzüntülü görünüyordu."  Kaynak :  “Kazım Karabekir Anlatıyor”  Uğur Mumcu , 19 Haziran 1990,  Cumhuriyet Gazetesi  https://www.facebook.com/aDilipak/videos/1096909937035505/
____________________________________________________
Değişmeyen hükümler =  Kuran-ı Kerim Ayetleri !  Atatürk :  Zaman hızla dönüyor, milletlerin, toplumların, bireylerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor.  Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler ( Allah’ın  "Muhkem"  Ayetleri ) getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur.  Benim, Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır.  Kaynak :  İsmet Giritli, Kemalist Devrim ve İdeolojisi
____________________________________________________
Atatürk için Kuran-ı Kerim, Gökten indiği sanılan kitap !  Can Dündar :  Mustafa Kemal ( Kuran, incil, Tevrat, Zebur )  Din kitaplarıyla mücadele eden TEK lider ! 
Kaynak :  Atatürk'ün Kendi Görüntü ve Sesinden !  https://www.youtube.com/watch?v=lZ-KajhkqMU
____________________________________________________
Fenerbahçe Başkanı   Şükrü Saraçoğlu   : Din zehirdir !
1946 yılı içinde, TBMM kürsüsünde konuşan
Başbakan   ( CHP )  Şükrü Saraçoğlu  ( Fenerbahçe Başkanı )  :
“ Din zehirdir”
Türkiye’den dini   tamamen atabilmek için bize  30 sene   daha lazım.
*   Fenerbahçe Başkanı  Doktor Nâzım Bey, 1926’da  Atatürk’e karşı  düzenlen İzmir Suikastı’ndan ötürü yargılandı ve   idam edildi.
____________________________________________________
Atatürk :  CHP Dinsiz ve Ahlaksız olmalı. 4 Nisan 1923  Diğer taraftan da Ankara’da yeni bir hava esmeye başladı:  İslâmlık terakkiye ( ilerlemeye ) mani imiş!  Halk Fırkası  ( CHP )  lâ dini  ( dinsiz )  ve lâ ahlâki  ( ahlâksız )  olmalı İmiş!..  Macarlar ve Bulgarlar gibi ufak milletler bizim gibi Almanya tarafında bulunarak mağlûp oldukları halde istiklâllerini muhafaza ediyorlarmış..  Medeniyete girmişlermiş..  Türkiye islâm kaldıkça  Avrupa ve İngiltere müstemlekelerinin çoğunun  halkı islâm olduğundan, bize düşman kalacakmış.  Sulh yapmayacaklarmış.
Kaynak : Kazım Karabekir Anlatıyor , Umag Vakfı Yayınları 1996 / Safya 83  ____________________________________________________
Atatürk :  Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar.  10 Temmuz 1923′de Ankara İstasyon’undaki Kalem-i mahsus binasında fırka nizamnamesini müzakereden sonra Gazi ile yalnız kalarak hasbıhallere başlamıştık.  ‘Dini ve ahlâkı olanlar aç kalmaya mahkûmdurlar..’  dediler.  Kendisini hilâfet ve saltanat makamına lâyık gören ve bu hususlarda teşebbüslerde de bulunan din ve namus lehinde türlü sözler söyleyen ve hatta hutbe okuyan, benim kapalı yerlerde baş açıklığımla lâtife eden, fes ve kalpak yerine kumaş başlık teklifimi hoş görmeyen M. Kemal Paşa, benim hayretle baktığımı görünce şu izahatı verdi:  Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar.  Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir.  Onun için önce din ve namus telâkkisini kaldırmalıyız.  ( CHP )  Partiyi, bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz.  Bu suretle kalkınma kolay ve çabuk olur.
Kaynaklar :  1 –  Uğur Mumcu  ( Kazım Karabekir Anlatıyor )  Umag Vakfı Yayınları 1996 / Safya 75-76  2 –  Doğu Perinçek  ( Atatürk Din ve Laiklik Üzerine )  Kaynak yayınları 3. basım 1999 / Sayfa 251-252  3 –  ismet Bozdağ  ( Paşaların Kavgası )  Emre yayınları Aralık 1991 / Sayfa 143  4 –  Mustafa Armağan  ( Kızıl Pençe Karabekir’in Gözüyle Kuruluş Yılları )  Timaş Yayınları / Sayfa 86
____________________________________________________
Çocuk istismarı !
Zsa Zsa Gabor
Atatürk ile beraberliğimin bundan sonrasını ilk defa a çıklıyorum.
Dans eden dansözlerin odadan çıkmalarını istedi.
İkimiz baş başa kalmıştık.
Henüz 15 yaşındaydım. Çocuk denecek kadar genç sayılırdım.
Atatürk 56 yaşında olgun bir erkekti.
Buna rağmen ürküntü duymuyordum.
Rakının verdiği sarhoşlukla olsa gerek kendimi rüyada hissediyordum.
Atatürk'e bekaretimi verdim.
Atatürk benim ilk erkeğimdi.
Şeytani bir çekicilikle, benimle deliler gibi sevişti. O, genç bir kadının nasıl mutlu edileceğini çok iyi biliyordu. Atatürk, aklıma her geldiğinde O'nun tüm kadınları doyuma ulaştıracak gücü olduğunu düşünürüm.
Atatürk, profesyonelce sevişen bir tanrı, bir kraldı".
ZSA ZSA GABOR KİMDİR?
Gabor, Tatar bir ailenin kızı. Budapeşte'de kalabalık bir ailede doğdu. Güzelliğinden dolayı daha 13 yaşında Macaristan güzellik kraliçesi oldu. 1930'lu yıllarda Atatürk ile tanıştı ve 5 yıl boyunca birlikte oldular. Atatürk öldükten sonra 1949 yılında George Sanders ile evlendi ve 1954 yılında boşandı.  Kaynak :  Zsa Zsa Gabor'un hayatı ve hatıraları 1991 yılında yayınlandı ve Gabor, One Lifetime is not Enough isimli kitapta Atat ürk ile olan ilişkisini anlattı.
____________________________________________________
Atatürk olmasaydı ! 
( BM 'ye Kayıtlı  193  Ülke'de Atatürk  YOKTU da NE OLDU ?   )  Fransızlar  ülkemizi işgal eder,  Ümmetin birliğini sağlayan Hilafeti kaldırır, yerine Laiklik'i getirirdi.  Ardından yüzyıllardır kullandığımız alfabeyi değiştirir, yerine Latin alfabesini koyarlardı.  İtalyanlar  Hicri takvimi kaldırıp yerine Miladi takvimi getirir,  Mübarek Cuma günü olan resmi tatilimizi Hristiyan geleneğinde olduğu gibi Pazar gününe aldırırdı.  Ardından hepsi Dinimizi ve Tarihimizi öğrenmeyelim diye ne kadar Alim Ulema varsa hepsini astırırlardı.  İngilizler  çarşafı ve Fesi yasaklar, yerine kendi kültürleri olan şapkayı giyme zorunluluğu koyarlardı.  Fransızlar  Antep'ten sonra ülkenin bütününü işgal eder, kadınların örtüsünü başından çeken askerlerin baskısı altında kalırdık.  Başı örtülü kızlar okullarda okuyamaz ve başörtülü memur olunamazdı.  Annesi ve karısı örtülü diye, namaz kılıyor diye subaylar ordudan atılırdı.  İtalyanlar  bir yolunu bulup geçmişimizle bağımızı koparmak için harf devrimi yapar.  Mesela yeryüzünün en değerli kütüphanelerinden Süleymaniye Kütüphanesi'ndeki el yazma eserleri en az 90 yıl sustururdu.  Bununla da yetinmez, Müslümanların halifesini aşağılayarak yurtdışına sürerdi.  İngilizler  Kastamonu'ya aniden çıkarma yapar.  Churchill  herkesi şapka giymeye zorlardı.  Şapka giymeyi reddeden vatandaşları için seyyar mahkemeler kurar, seri idamlar yaptırırdı.  Hatta şapka kanuna karşı çıkıyor diye iki önemli şehri Rize'yi ve Trabzon'u denizden bombalatırdı.  Amerikalılar  ülkenin yönetimini ele geçirir.  Seçilmiş ilk meclisi zorla dağıtır.  Ali Şükrü gibi vatansever düşünürleri öldürtür.  Kendi keyiflerine göre kurdukları meclis sayesinde, ülkeyi en az 30 yıl tek parti ile yönetirlerdi.  Kendi adamları dışında kimseye oy hakkı vermezler, seçilme hakkı tanımazlardı.  Hitler  ülkeyi işgal eder.  Türk ırkını üstün ırk ilan eder, Kürtleri, Rumları ve Ermenileri aşağı ırk sayar.  "Türkiye Türklerindir" dedikten sonra kendilerini Türk saymayanları Anadolu'dan sürerdi.  Hitler  bununla da yetinmez, Dersim'de sırf Kürt diye çoluk çocuk, kadın erkek on binlerce savunmasızı bombalarla imha ederdi.  Ruslar  Anadolu'yu ele geçirir, camileri ahır yapardı.  Medreseleri kapatırdı.  Devrin en önemli düşünce odakları olan tekke ve zaviyeleri yasaklardı.  Ezanı susturur, yerine anlamsız gürültüler koyardı.  İstanbul Yunanlılara kalırdı.  Yunanlılar  Fatih Sultan Mehmed'den Bizans'ın intikamını almak için Ayasofya Camiini müzeye çevirirdi.  Neyse ki Atatürk geldi de bunların hiç biri olmadı !   ( mı ? )
____________________________________________________
Atatürk olmasaydı ibadet edemezdiniz diyenlere sesleniyorum.  Hayır, biz ingiliz işgalinde bile ibadet ediyorduk.  Gerçek şudur ki,  Atatürk olmasaydı şimdi siz de ibadet ediyor olacaktınız.  ( Kadir Çandarlıoğlu )
____________________________________________________
Dinde Zorlama Yoktur.   / Bakara 256 
AMA 
5186 Sayılı  Atatürk'ü Koruma Kanunu Vardır.  Yürürlükte Olan Bu Kanuna Göre, Heykele ( Taşlara, Putlara ) Hakaret Daha Büyük Suç !
____________________________________________________
ATATÜRK ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR HAKKINDA KANUN  Kanun Numarası : 5816  Kabul Tarihi : 25/7/1951  Resmî Gazete : 31.07.1951/ 7872  Madde 1 –   Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse  bir yıldan üç yıla  kadar hapis cezası ile cezalandırılır.  Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri  veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye  bir yıldan beş yıla  kadar  ağır hapis  cezası verilir.  Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.  Madde 2 –   Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükm olunacak  ceza yarı nispetinde artırılır.  Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek  ceza bir misli artırılır.  Madde 3 –   Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır.  Madde 4 –   Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.  Madde 5 –   Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür.
0 notes
kabataslimecmua · 8 years ago
Text
19 Mayıs hatırası...
Tumblr media
Sene 1930... Taksim kışlasında gerçekleştirilen idman bayramı törenlerinde Kabataşlılar mektebe mahsus Beyaz atlet ve pantalon, Kırmızı Siyah kuşaktan mürekkep kıyafetleriyle ve olanca ciddiyetleriyle ortada yer alıyorlar.
Kabataşlı idmancılar için sonradan 19 Mayıs Gençlik bayramına dönüştürülecek “İdman Bayramına” katılmak özel bir anlam taşıyordu. Yıl boyu değişik Jimnastik ve atletizm idmanlarında talim eden mektebin sporcuları için muadil liseler ile girişilecek rekabet hayati önemdeydi. 
Neredeyse mektebin kurulduğu yıllardan itibaren kesintisiz katılınmış olan bu gençlik etkinlikleri, beden eğitiminin, spor faaliyetlerinin ve askeri eğitimin verildiği bir beden terbiyesi sürecinin dışavurumuydu.
İlk idman şenliği, 12 Mayıs 1916 tarihinde Kadıköy’deki Papaz Çayırı olarak bilinen o zamanki adıyla İttihatspor Sahasında, -şimdiki adıyla Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı-  gerçekleştirildi. Kabataşımızın da - özellikle uzun atlama dalında- ciddi başarılar elde ettiği bu ilk idman bayramına, dönemin Maarif Nezareti Müfettişi olan Selim Sırrı Tarcan bey önayak olmuştu.
Tumblr media
Kabataşlı idmancılar bir kez daha Taksim Stadyumunda… Bu kez sene 1937 aylardan Mayıs.
İdman bayramı adı 1928 yılının Mayıs ayından itibaren ise Jimnastik Bayramı olarak değiştirilecekti. Bu bayramının 19 Mayıs 1919 ile yani Atatürk’ün Samsuna çıkışı irtibatlanması ise 1935 yılında oldu. 
1935 yılının Mayıs ayında Beşiktaş Jimnastik Kulübü bir Atatürk Spor günü organize etmeye karar verecek ve bu kararını Galatasaray ve Fenerbahçe kulüplerinin de desteğiyle kamuoyuna açıklayacaktı. Böylece Gençlik ve Spor Bayramı ilk defa 1935 yılında bugünkü şeklini almış olacaktı.
Tumblr media
1986 19 Mayısın’a ait bu efsanevi günün kaçırılmaz hatıratı için Bknz; http://www.kirmizi-siyah.com/inonude-19mayis-provalari/
0 notes
arslanevren · 8 years ago
Photo
Tumblr media
Selim Saraçoğlu - Başka Bir Vaha
Yasemin Mori'nin erkek versiyonu için bu albüm tavsiye edilebilir. Lâkin bir Yasemin asla değil, alması gereken bayağı bir yol var.
0 notes
vodvil · 8 years ago
Video
youtube
2 gün evvel Selim Saraçoğlu’nun Başka Bir Vaha albümünü keşfeder etmez burada paylaşmıştım. Geçen iki günde iyice albümün içine düştüm; vurmalısından, yaylısına, perküsyonundan, vokaline kusursuz bir albüm. Uzun bir süre dinleyeceğim, bununla birlikte sürekli olarak hatırlayacağım bir albüm olduğuna emin oldum bile.
3 notes · View notes
inthevoidsound · 8 years ago
Text
Selim Saraçoğlu ilk albümünü yayınladı: ‘Başka Bir Vaha’
Tumblr media
Şarkı yazarı, müzisyen Selim Saraçoğlu’nun ilk albümü olan ‘Başka Bir Vaha’ Baykuş Müzik etiketiyle 7 Ekim itibariyle Spotify, Deezer, Itunes üzerinden yayınlandı.  Söz, müzik ve düzenlemelerin Selim Saraçoğlu tarafından yapılan albümde Korhan Futacı’nın yanı sıra Berka Can Özcan, Burak Irmak, Ertuğrul Güney gibi farklı projelerden tanıdığımız 10’dan fazla müzisyenin önemli katkıları var.  Her şarkının farklı bir hikayesi olduğu gibi, bir bütün olarak albümün ardında bıraktığı duygu huzurlu bir isyan, kendini bulup tekrar kaybetmenin bir manifestosu adeta.
Tumblr media
0 notes