Text
Önderim Peygamberim
Dinini KULAK'tan Değil, KUR'AN'dan Öğren.
____________________________________________________
Kur'an'ı Ağır Ağır, Tane Tane, Düşünerek Oku. / Müzzemmil 4
____________________________________________________
Sadece Rabbini yücelt. / Müddessir 3
____________________________________________________
Rabbinizden Size indirilene ( Kur'an'a ) Uyun. / Araf 3
____________________________________________________
Kur’an, Arapça bilen bir kavim için ayetleri açıklanmış bir kitaptır. / Fussilet 3
____________________________________________________
Allah Ayetlerini Size "Kendisi" Açıklar.
Bakara 187 - 219 - 221 - 230 - 242 - 266 / Nur 58 - 59 -61 / Ali imran 103 / Maide 89 / Yunus 5
____________________________________________________
Sen, sana Vahyedilene sımsıkı sarıl. Çünkü sen Dosdoğru Yol üzerinesin.
Ve O ( Kitap ) senin ve kavmin için elbette Zikir'dir,
ve yakın bir gelecekte ( O Kitap'tan ) SORGULANACAKSINIZ. / Zuhruf 43 - 44
____________________________________________________
ALLAH; O, iğrenç Azabı Akıllarını Kullanmayanların Üzerine Gönderir. / Yunus 100
0 notes
Text
Halis Din
İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. / Zümer 3 Şüphesiz biz o Kitab’ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen de dini Allah’a has kılarak O’na kulluk et. / Zümer 2 Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir. / Beyyine 5 De ki: "Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (O’na) doğrultun. Dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz." / Araf 29 De ki: "Şüphesiz bana, dini Allah’a has kılarak O’na ibadet etmem emredildi." / Zümer 11 De ki: "Ben dinimi Allah’a has kılarak sadece O’na ibadet ediyorum." / Zümer 14 O diridir. O’ndan başka ilah yoktur. Dini yalnız Allah’a has kılarak O’na yalvarın. Övgü, alemlerin rabbi Allah içindir. / Mümin 65 Sizi karada ve denizde gezdiren O’dur. Hatta siz gemilerde bulunduğunuz, o gemiler de içindekileri tatlı bir rüzgârla alıp götürdükleri ve (yolcular) bu yüzden neşelendikleri zaman, o gemiye şiddetli bir fırtına gelip çatar, her yerden onlara dalgalar hücum eder ve onlar çepeçevre kuşatıldıklarını anlarlar da dini Allah’a has kılarak: «Andolsun eğer bizi bundan kurtarırsan mutlaka şükredenlerden olacağız» diye Allah’a yalvarırlar. / Yunus 22 Ancak tevbe edip hallerini düzeltenler, Allah’a sımsıkı sarılıp dinlerini Allah’a has kılarak yapanlar başkadır. İşte bunlar ( gerçekte ) müminlerle beraberdirler ve Allah müminlere yakında büyük mükâfat verecektir. / Nisa 146
0 notes
Text
Çoğunluğa Uyma
Kur'an'da ÇOĞUNLUK OLUMSUZ Olarak Nitelendirilmiştir !
____________________________________________________
De ki: “ Pis / Haram ile Temiz / Helal bir olmaz. Pis / Haram'ın çokluğu hoşuna gitse bile.” Ey akıl sahipleri! Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. / Maide 100 Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan , seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tabi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler. / Enam 116 Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten ( söz ) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar. / Furkan 44 Onların çoğunda, sözünde durma diye bir şey bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk. / Araf 102 Onlardan bir çoğunun günah, düşmanlık ve haram yemede yarıştıklarını görürsün. Yaptıkları ne kadar kötüdür! / Maide 62 Ehl-i kitaptan çoğu, hakikat kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü, sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek istediler. / Bakara 109
____________________________________________________
… Onların çoğu zandan başka bir şeye uymaz. / Yunus 36 … bir çoğunu cehennem için yaratmışızdır. / Araf 179 … Onların fısıldaşmalarının birçoğunda hayır yoktur. / Nisa 114 … onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler. / Maide 32 … çoğunun yaptıkları ne kötüdür! / Maide 66 … içlerinden çoğu yine kör ve sağır oldu. / Maide 71 … bir çoğu, hakikaten ayetlerimizden gafildirler. / Yunus 92 … ( putlar ), insanlardan bir çoğunun sapmasına sebep oldular, / ibrahim 36 … bir çoğunun üzerine de azap hak olmuştur. / Hac 18 … insanların çoğu ille nankörlük edip diretmiştir. / Furkan 50 … onların çoğu yalancıdırlar. / Şuara 223 … Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı. / Sebe 41 … onların çoğu gafletlerinin cezasını hak etmişlerdir. / Yasin 7 … çoğu dalalete düştü. / Saffat 71 … çoğu, birbirlerinin haklarına tecavüz ederler. / Sad 24 … onların çoğu yüz çevirdi. / Fussilet 4 … çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz. / Zuhruf 78 … Onların çoğu ise haktan hoşlanmamaktadırlar. / Müminun 70 … çoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve Allah yolundan engellerler. / Tevbe 34 … Onların çoğu Allah’a ancak ortak koşarak inanırlar. / Yusuf 106 … Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk ettiklerini görürsün. / Maide 80 … insanların çoğu inkarcılıktan başkasını kabullenmediler. / isra 89 … onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttırır. / Maide 64 … onlardan çoğunun küfür ve azgınlığını elbette artıracaktır. / Maide 68 … birçoğu, Rablerine kavuşmayı gerçekten inkâr, etmektedirler. / Rum 8 … Onların çoğu müşrik idi. / Rum 42 … Onların çoğu kafirdir. / Nahl 83 … çoğu iman edecek değillerdir. / Yusuf 103 … onların çoğu düşünmezler. / Ankebut 63 … onların çoğunun da kafaları çalışmaz. / Maide 103 … çoğu aklı ermez kimselerdir. / Hucurat 4
____________________________________________________
… çoğu iman etmezler. / Bakara 100 / Şuara 8 … insanların çoğu inanmazlar. / Hud 17 / Rad 1 / Mümin 59 … insanların çoğu şükretmezler. / Yunus 60 / Mümin 61 / Neml 73 / Yusuf 38 / Bakara 243 … çoğu yoldan çıkmışlardır. / Maide 81 / Ali imran 110 / Hadid 27 / Hadid 26 / Hadid 16 / Maide 49 / Maide 59 … onların çoğu bilmezler. / Araf 131 / Yunus 55 / Nahl 38 / Nahl 101 / Nahl 75 / Duhan 39 / Casiye 26 / Zümer 29 / Yusuf 21 / Enam 37 / Araf 187 / Enfal 34 / Yusuf 40 / Yusuf 68 / Mümin 57 / Sebe 28 / Sebe 36 / Lokman 25 / Kasas 57 / Rum 30 / Rum 6 / Enbiya 24 / Neml 61 / Kasas 13
0 notes
Text
iman ve Sorumluluk Bireyseldir
Tahrim Suresi
10. Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi.
Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik ettiler.
Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı.
Onlara : Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi.
11. Allah, inananlara da Firavun'un karısı nı misal gösterdi.
O: Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve onun ( kötü ) işinden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar! demişti
____________________________________________________
İbrahim, babası Azer’e : Bir takım putları tanrılar mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni de kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum, demişti. / Enam 74
İbrahim babasına : « Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez » demişti. / Mümtehine 4
İbrahim’in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi. Ne var ki, onun Allah’ın düşmanı olduğu kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı. / Tevbe 114
____________________________________________________
Lut 'un HATIRINA Karısını ! Nuh 'un HATIRINA, Karısını ve Oğlunu ! ibrahim 'in HATIRINA, Babasını ! AFFETMEYEN ALLAH c.c. Şeyh, Şıh, Gavs, Hacı, Hoca, Yatır, Türbe, Filanca Kişi vb. HATIRINA Seni AFFEDECEĞİNİMİ SANIYORSUN ? Yoksa !
Siz dininizi Allah’a mı öğretiyorsunuz? / Hucurat 16
1 note
·
View note
Text
Hurafe
Hurafe Dine sonradan girmiş olan, akla aykırı, uydurma ve garip şeyler, batıl inanç.
____________________________________________________
Hurâfe ( Arapça : خرافة ), İslam dininin aslında; kısaca Kur'an'da bulunmayan, ancak farklı yollarla sonradan müslüman hayatına katılan ve dinî inançmış gibi kabul edilen Batıl inanç, söz, düşünce ve davranışların tümüdür.
____________________________________________________
Etimoloji Hurafe arapça huruf ( harfler )'den türetilmedir ve muhtemelen ilk kastedilen hurufilik yöntemleri ile yapılan anlam çıkartmalardır. Daha sonra kelimenin anlam ve kapsamı değişikliğe uğramıştır.
____________________________________________________
Örnekler Hurafelerin büyük bir kısmı dinle ilgilidir. Genellikle farkına varılmadan insan hayatını ve doğal yaşamı etkiler. Hurafeler çoğunlukla inanç alanında yer aldıkları kabul edildiği için insan davranışlarını etkiler. Ancak çok bilinen "dünya düzdür" hurafesine bile rastlanmaktadır. Hurafelerin birçoğu çocuksu inançlardır. Töredir diye yapılan eylemlerde bile hurafe görülebilir. Gelenek ve göreneklerle karışmış hurafeler olabilir. Olağan davranışları etkilemek ve tabiat düzenini değiştirmek için yapılan büyüler, üfürükçülük ve yatırlardan medet ummak, muska ve nazarlıklarla değişim yaratmak gibi örnekleri mevcuttur.
____________________________________________________
Batıl inanç Batıl inanç, mantıksal bir temele dayanmayan inanç ve davranışlara denir. Gerçek bir sonucu olmayan, tepkisi kanıtlanamayan davranışlarda bulunmak, sözler söylemek, veya inançlara inanmaktır. Yolculuğa çıkan birisinin arkasından yere su dökmek, merdiven altından geçmemek, gece tırnak kesmemek kara kedi görmek buna örnektir.
0 notes
Text
ALLAH Ayetlerini Kendisi Açıklar
Allah ayetlerini size İşte böyle açıklar. / Nur 58 Allah ayetlerini size İşte böyle açıklar. / Nur 59 Allah ayetlerini size işte böyle açıklar. / Bakara 242 Allah ayetlerini size İşte böyle açıklar. / Bakara 187 Allah düşünüp anlayasınız diye size ayetlerini İşte böyle açıklar. / Nur 61 Allah düşünüp anlayasınız diye size ayetlerini insanlara açıklar. / Bakara 221 Allah düşünüp anlayasınız diye size ayetlerini açıklar. / Bakara 266 Allah size işte böylece ayetlerini açıklar ki düşünüp hakikati anlayasınız. / Bakara 242 Allah ayetlerini size İşte böyle açıklar ki düşünesiniz. / Bakara 219 Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız. / Ali imran 103 Allah size ayetlerini açıklıyor ; umulur ki şükredersiniz! / Maide 89 Allah bilen bir kavme ayetlerini açıklamaktadır. / Yunus 5
Allah bunları bilmek, öğrenmek isteyenler için açıklar. / Bakara 230
0 notes
Text
israiliyyat
israiliyyat Kasıtlı Olarak islam inancını Tahrif Etmek için, Başta Yahudi 'ler ve Karşıt Guruplar 'ca Tefsir ve Hadis Yoluyla Başta Yahudi , Bazen Hristiyan veya Eski Kültür 'ler veya Mitoloji Kaynaklı Kıssalar Demektir.
0 notes
Text
FetulŞEYTAN
FetulŞEYTAN ( FETÖ ) "Dinlerarası Diyalog" terânesine
destek sağlayabilmek için ? Kur'an-ı Kerim 'in mealini de değiştirmiş !
____________________________________________________
Tahrif, Nahl Suresi 43. Ayet 'inde yapılmış.
Tefsir âlimlerinin tamamının "bilenler" diye çevirdikleri "ehle'z-zikri" ifadesi, Elmalılı Hamdi Efendi'nin ağzından "Tevrat ve İncil âlimleri" yapılıveriyor!
Meâlin bu şekilde değiştirilmesi ile de birkaç iş birden ediliyor: Kur'an'da "neshedildiği" , yani "lâğvedildiği" , "kaldırıldığı" defalarca ifade edilmesine rağmen Tevrat ve İncil 'in hükmü devam ediyormuş havası verilerek "kaldırılmış kitapların âlimlerine müracaat" tavsiye ediliyor ve hem Kur'an'ın özüne, hem de tefsirin asıl sahibi olan Elmalılı Hamdi Efendi'nin sözüne tamamen ters bir iddiada bulunuluyor!
Kur'an'a da TERS, Elmalılı'ya da... Elmalılı ise asla böyle bir şey demiyor ve aynı âyet, "Hak Dini Kur'an Dili" nin geçenlerde tıpkıbasımı yapılan orijinal elyazmasında "Senden evvel de resul olarak başka değil, ancak kendilerine vahy veriyor idiğimiz erler göndermişizdir, ehl-i zikre sorun bilmiyorsanız" şeklinde geçiyor
____________________________________________________
Nahl Suresi 43. Ayet
1 . ve mâ erselnâ : ve biz göndermedik
2 . min kabli-ke : senden önce
3 . illâ : ...'den başka
4 . ric âlen : erkekler, adamlar, rical
5 . nûhî : vahyederiz
6 . ileyhim : onlara
7 . fes'elû ( fe es'elû ) : o zaman, o taktirde sorun
8 . ehle ez zikri : zikir ehli
9 . in kuntum : eğer siz iseniz
10 . lâ ta'lemûne : bilmiyorsunuz
____________________________________________________
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2): (Ey Peygamber!) Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bunu bilmiyorsanız Tevrat ve İncil âlimlerine sorun.
____________________________________________________
Elmalılı (sadeleştirilmiş): Senden önce de peygamberler olarak yalnızca kendilerine vahy vermekte olduğumuz erkekler gönderdik. Bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun.
____________________________________________________
Elmalılı Hamdi Yazır: Senden evvel de Resul olarak başka değil, ancak kendilerine vahy veriyor idiğimiz erler göndermişizdir, ehli zikre sorun bilmiyorsanız .
____________________________________________________
Diyanet İşleri (eski): (43-44) Doğrusu senden önce de kendilerine kitablar ve belgelerle vahyettiğimiz bir takım adamlar gönderdik. Bilmiyorsanız kitablılara sorun. Sana da, insanlara gönderileni açıklayasın diye Kuran'ı indirdik. Belki düşünürler.
____________________________________________________
Diyanet Vakfi: Senden önce de, kendilerine vahyettiğimiz kişilerden başkasını peygamber olarak göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, bilenlere sorun.
____________________________________________________
Edip Yüksel: Senden önce, adamlardan/iki ayak üzerinde yürüyenlerden başkasını elçi olarak göndermedik; onlara vahyettik. Bilmiyorsanız uzmanlara sorun.
____________________________________________________
0 notes
Text
Hadis
Kimin sözü Allahın sözünden daha doğru olabilir ? / Nisa 122
____________________________________________________
Hadis, “söz” , haber, sonradan vücuda gelen şey demektir. Hadis-i şerif ise “şerefli söz” demek. Allah’ın seçtiği bir insan, hayatında onurlu-şerefli sözler söylemiş olmalıdır. Ancak onun adına uydurulan sözlere bakarsanız, onun sözlerini ancak insan ve kadın düşmanları söyleyebilir. Böylesi sözler olsa olsa şerefli değil “onur kırıcı ve aşağılık sözler” olarak nitelenebilir. Böyle bir durumda bu sözleri Hz. Peygamberin değil onu uyduranların düşünce ve inançları olarak görüyoruz.
____________________________________________________
HADİS : Peygamber Demişki ! ( Teyit için Bkz. "Korunmuş" ÇELİŞKİSİZ Kitap ?!?!?!?!?! ) KUR'AN : ALLAH Diyorki ! ( Teyit için Bkz. "Korunmuş" ÇELİŞKİSİZ Kitap Kur'an-ı Kerim )
____________________________________________________
Hz. Muhammed’in ölümü : 8 Haziran 632 ( Peygamberlik Dönemi : 23 Yıl ) ilk Hadis Rivayetçisinin Doğumuyla Arasında 178 yıl fark var. Buhari / Doğumu : 21 Temmuz 810 - Ölümü : 31 Agustos 869 Tirmizi / Doğumu : 815 ? 821 ? 824 - Ölümü : 883 ? 888 ? 892 Ebu Davud / Doğumu : 817 ? 818 - Ölümü : 889 Müslim / Doğumu : 820 - Ölümü : 872 İbn Mace / Doğumu : 824 - Ölümü : 273 Nesâî / Doğumu : 830 - Ölümü : 915 ? 916
____________________________________________________
59 Yıl Yaşamış Buhari Kaç Yaşında Başlayarak, Kaç Hadis Toplamış ve "SAHİH" Olmayan Kaç Hadis Ayıklamış ( KAÇ HADİS İNKAR ETMİŞ ! ) ve Ne Zaman Yayınlamış KESİN Olarak BİLİNMİYOR ! YAŞADIKLARI YILLAR VE YAPTIKLARI BİLE "SAHİH" DEĞİL, AMA ( Onların Doğumundan bile 200 YIL ÖNCESİNE AİT ) SÖYLEDİKLERİ SÖZLER GÜVENİLİR ÖYLEMİ ?
____________________________________________________
Buhari'nin kitabında bildiğini iddia ettiği hadis sayısı 600.000 Her 1 hadisi öğrenmek, doğruluğunu test etmek ve yayınlanacak duruma gelmesi için harcanan zaman ORTALAMA 1 saat olsa Toplam süre 600.000 saat Bir Yıl : 8766 Saat yani Gereken Zaman 68.4 yıl , Buhari 59 yıl yaşamıştır. ( 68.4 Yıl Boyunca Yeme, içme , istirahat, ibadet ve uyku HARİÇ ! )
____________________________________________________
Buharî : 600.000 - 9.082 = 590.918 Ebu Dâvud : 500.000 - 5.274 = 494.726 İbnu Mâce : 400.000 - 4.341 = 395.659 Tırmızî : 300.000 - 3.951 = 296.049 Müslim : 300.000 - 7.275 = 292.725 Nesâî : 200.000 - 5.724 = 194.276 2.400.000 Hadis Toplanmış
34.321 Hadis "Sahih" Kabul Edilmiş
2.365.679 Hadis inkâr Edilmiş
____________________________________________________
Kuran’ı Kerim’de 6236 tane ayet vardır. Ehli sünnetçe sahih kabul edilen 6 kitapta ise, 34.321 hadis vardır. hepsi Resulullah’ın sözü olsa !
O zaman din konusunda elçi, ALLAH’tan daha mı çok şey biliyor? Ya da ALLAH’ın kullarına söylemediğini elçi mi söylüyor
____________________________________________________
HADİS 'çilerin "SÖZDE" Dayanağı Olan Ayet ! Yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî ( Tevrat ve İncil okumamış ) Peygamber'e uyanlar ( var ya ), işte o Peygamber onlara iyiliği emreder, onları kötülükten meneder, onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri haram kılar. Ağırlıklarını ve üzerlerindeki zincirleri indirir. O Peygamber'e inanıp ona saygı gösteren, ona yardım eden ve onunla birlikte gönderilen Nur 'a ( Kur'an 'a ) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır. / Araf 157
____________________________________________________
* Üstü nü Örttükleri Ayetler : Allah’ın indirdiği ile hükmet. / Maide 49 Hüküm yalnız ALLAH’ındır. / Yusuf 40 O, hiç kimseyi, hükmünde ortak yapmaz. / Kehf 26 Yoksa cahiliye dönemindeki yasaları mı arıyorlar? Bilgiye dayanan kesin inanç sahipleri için ALLAH’tan daha güzel yasa koyucu olabilir mi? / Maide 50 Ben ancak bana vahyolunana uyarım ve ben ancak açık bir uyarıcıyım / Ahkaf 9 De ki: Ben ancak Rab'bimden bana vahyolunana uyarım. / Araf 203 Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. / Enam 50 De ki: “Ben, bir yanlış yaparsam kendi aleyhime yapmış olurum. Eğer doğru bir iş yaparsam biliniz ki bu, Rabbimin bana vahyettiği Kur' ân sayesindedir. Şüphesiz ki O, işitendir; yakındır.” / Sebe 50
____________________________________________________
* Kâfir ( KFR ) : Üstünü Örten, Karartan, Gizleyen, inkâr Eden, Yalanlayan.
O ( Peygamber ) keyfine göre konuşmaz. O ancak kendisine vahyolunanı söyler ( söylediği her şey vahye dayanır ) . / Necm 3 – 4
____________________________________________________
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O’nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, seni insanlardan korur. / Maide 67
( Ey Muhammed! ) Biz, senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, o, bir temennide bulunduğunda, şeytan onun dileğine ille de ( beşerî arzular ) katmaya kalkışmasın . Ne var ki Allah, şeytanın katacağı şeyi iptal eder. Sonra Allah, kendi âyetlerini sağlam olarak yerleştirir. / Hac 52
____________________________________________________
"SÖZDE" Hz. Muhammed'in Söylediğine inanılan,
Bir ( Sözün ) Hadis'in "Sahih" Olduğunu "İSPAT" lamak için,
"SADECE" Rivayeti ( Sözü ) Kulaktan Kulağa Günümüze Aktarana inanmamızı Beklerler.
Bunun Dışında "SOMUT" Bir Delil Getiremezler !
____________________________________________________
Nasıl Oluyorda !!!
Hz. Muhammed'in Ağzından Çıkan ARAPÇA BİR SÖZ,
AYET Olunca ANLAŞILMAZ ama
Hz. Muhammed'in Ağzından Çıkan ARAPÇA BİR SÖZ,
HADİS Olunca ANLAŞILIR Oluyor.
Sonra şüphesiz, onu AÇIKLAMAK bize düşer . / Kıyame 19
____________________________________________________
KUR’AN’A AYKIRI HADİSLER
Bir insan veya bir düşünce sayesinde insanların çıkar sağlama olasılığı varsa onu istismar edenlerin sayısı da bu doğrultuda artmaktadır. Onun adına sözler uydurulmakta, onun adına kahramanlar, din ve vatan düşmanları türetilmektedir.
Uydurulan bu hadislerle uydurulmuş, türetilmiş bir din oluşmuştur. Uydurma hadislerle nice insanların umutları sönmüş, nice aileler yıkılmış, nice insanlar nice acılar çekmiş ve yıkımlar yaşamışlardır. Hadisler din olarak, dinin esası olarak görüldüğü için aileler bu doğrultuda şekillenmiş, bunun sonucunda en fazla zararı, insan eğitimi açısından kadınlar ve insanlığın gelişimi açısından bilimsel çalışmalar görmüştür.
Aşağıda Kur’an’a aykırı hadislerden bir demet sunuyoruz. Hadisten sonra gelen ilk numara, hadis numarasını diğer adlar hadis kaynaklarını göstermektedir. Hadis numaralarında Akçağ Yayınları arasında çıkan ve en sağlam hadis kitapları olarak bilinen KÜTÜB-Ü SİTTE ( Altı Hadis Kitabı : Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesaî, İbn Mace, Ebu Davud ) esas alınmıştır.
____________________________________________________
1 - Kadında, atta ve evde uğursuzluk vardır.
[1995-6617-İbn Mace-1995/1993 c.17 s.218 /6617], [Buhâr��-Müslim-Ebû Davud-Tirmizî-Nesâî]
DOĞRUSU : Bk. Kur’an-27/47 7/131
2 - Namazın önünden kadın, eşek, siyah köpek, Yahudi veya domuz geçerse namaz bozulur.
[2732-Buhârî-Müslim-Muvatta-Ebû Dâvud-Tirmizî-Nesâî] [2743-[Müslim-Ebû Dâvud-Tirmizî-Nesâî-İbnu Mâce] [6237- Müslim-Ebu Davud-Tirmizi-Nesai-İbn Mace]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-107/4-6
3 - Erkeğe karısını niçin dövdüğü sorulmaz.
[3299-Ebu Dâvud]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-33/58
4 - İnsanın insana secde etmesi uygun olsaydı, kadının kocasına secde etmesini emrederdim.
[3293-Tirmizî]
DOĞRUSU : Bk. Kur’an-27/24
5 - Kadınların akılları kıt ve dindarlıkları eksiktir.
[3307-Ebu Dâvud-Müslim-Buharî-İbnu Mâce]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-39/18 4/1 49/11
6 - Cehennemdekilerin çoğu kadınlardır.
[5374-Buhârî-Müslim-Nesâî-Muvatta-İbn Mace] [2075-Buhârî-Müslim]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-7/179 72/15 33/35
7 - Cennette en az kadınlar vardı.
[3309-Müslim]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-7/179
8 - Kadınlar sizin yanınızda esirler gibidirler.
[3303-Tirmizî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-4/1 49/11
9 - Ey kadınlar, sizler cehennem odunusunuz.
[3039-Buhârî-Müslim-Ebû Dâvud-Nesâî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-72/15
10 - Erkek bebeğin sidiğini temizlemek için birkaç kez su serpin; kız bebeğin sidiğini temizlemek için çitileyin.
[3506-Buhârî-Müslim-Muvatta-Ebû Dâvud-Tirmizî-Nesâî] [3507-Ebû Dâvud] [527-6162-İbn Mace]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-6/139 16/58 43/17
11 - Oğlan çocuğu için birbirine denk iki kurban, kız çocuğu için bir kurban gerekir.
[3970-Ebû Dâvud-Tirmizî-Nesâî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-6/139 16/58 43/17
12 - Erkeklere kadınlardan daha zararlı fitne bırakmadım.
[3308-Buharî-Müslim-Tirmizî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-4/1 49/11
13 - Kadın bir günlük yola mahremi olmadan seyahat edemez.
[2194-Buhârî-Müslim-Muvatta-Ebû Dâvud-Tirmizî-]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-33/35
14 - Kadın avrettir, dışarı çıktı mı şeytan muttali olur.
[3443-Tirmizî]
DOĞRUSU : Kur'an 'a iftira !
15 - Altın ve ipek, erkeklere haramdır.
[3597-7071-Ebu Dâvud- Nesâi-İbn Mace]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-7/31-32 22/23
16 - Altın ve ipek iman eden herkese yasaktır.
[143-Buhârî-Müslim-Ebu Dâvud-Nesâî-Buhârî-Müslim-Tirmizî-Ebu Dâvud-Nesâî-İbnu Mâce] [2159-Buhârî-Müslim-Tirmizî-Nesâî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-7/31-32 22/23
17 - Ey kadınlar süs eşyanız altın ve ipek değil, gümüş olmalıdır.
[2104-Nesâî] [2106-Ebû Dâvud-Nesâî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-7/31-32 22/23
18 - Ayakta su içmeyin. Biriniz ayakta su içerse, hemen kussun.
[2246-Müslim]
DOĞRUSU : Bkz. Kur’an-7/31
19 - Eti bıçakla kesmeyin.
[3188-Ebu Davud]
DOĞRUSU : Kur'an 'a iftira !
20 - Biriniz kötü bir rüya görürse, uyanınca sol tarafına üç kez tükürsün.
[3910-7169-İbn Mace]
DOĞRUSU : Kur'an 'a iftira !
21 - Ateşte pişeni yiyince abdest alın.
[481-6147-İbn Mace]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-5/6 4/43
22 - İçinizin irinle dolması şiirle dolmasından iyidir.
[Buhari-Müslim-Ebu Davud-Tirmizi- İbn Mace-Darimi]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-26/224-227
23 - Yönetici, Kureyş ‘ten olmalıdır.
[4544-Tirmizî] [Buhari-Müslim-Tirmizi]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an -4/58
24 - İki yöneticiye birden onay verildi mi, birini öldürün.
[1710-Müslim] [1711-Müslim]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-5/32
25 - Toplum içinde casusvari gizli bir şey söyleyeni öldürün.
[1118-Buhârî-Müslim-Ebu Dâvud-İbnu Mâce]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-5/32
26 - Çoktanrıcıların yaşlılarını öldürün.
[1048-Ebu Dâvud-Tirmizî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-2/256 10/99
27 - Hırsızlıkta ısrar edenleri öldürün.
[1631-Ebû Dâvud-Nesâî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-5/38
28 - İçki içmede beşinci kez ısrar edenleri öldürün.
[1643-Ebû Dâvud-Tirmizî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-2/219 4/43 5/90
29 - Kur’an okudukları halde traş olanları öldürün.
[4816-Buhâri-Müslim-Muvatta-Nesâî-Ebu Dâvud]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-4/93 5/32
30 - Zina edenleri öldürün.
[1623-Tirmizî] [1601]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-24/1-3 4/93 5/32
31 - Evliyken zina edenleri taşlayarak ( recmederek ) öldürün.
[1111-Buhârî] [1606-Buhari-Müslim-Tirmizi-Ebu Davud-Nesai-İbn Mace]
Bazı nedenlerden dolayı vazgeçildi.
[1609-Muvatta] [1597-Ebu Davud] [1598-Tirmizî-Ebu Dâvud-Nesâî-İbnu Mâce]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-24/1-3 4/93 5/32
32 - Namazı terkedenler öldürülebilir.
[2117-Ebû Dâvud]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-19/59 4/93 5/32
33 - Dinden dönenleri öldürün.
[1585-Muvatta] [1558-Ebu Dâvud-Nesâî] [676-Nesâî] [1586-Ebu Dâvud-Nesâî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-5/54 2/256 5/32 10/99
34 - Eşcinsellik yapanları öldürün.
[1614-Tirmizî-Ebû Dâvud]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-27/55-56
35 - Birliği bozanı, tefrika çıkaranı öldürün.
[1711-Müslim] [4775-Müslim-Ebu Davud-Nesâî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-3/103-105 30/32 6/159
36 - Müslüman cinlere üç gün süre verin. Yine de görünürlerse, onları öldürün.
[4941-Müslim-Muvatta-Ebu Davud]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-72/1-19
37 - Namazı terkeden kafir olur.
[2356-Tirmizî-Nesâî-İbnu Mâce] [2357-Tirmizî] [2355-Tirmizî-Ebû Dâvud-İbnu Mâce]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-19/59
38 - Namazı terkeden müşrik olur.
[2354-Müslim-Ebû Dâvud-Tirmizî] [1080-6307]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-19/59
39 - 10 yaşında namazı terkeden çocuklarınızı dövün.
[2336-Ebû Dâvud-Tirmizî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-2/256
40 - Yüz sene sonra yeryüzünde kimse kalmayacak.
[5029-Müslim-Tirmizî-Buhari-Ebu Davud]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-31/34 46/9
41 - Güvercin şeytandır.
[5331-Ebu Davud-İbnu Mace]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an -6/38
42 - Av, koyun ve çoban köpekleri dışındaki köpekleri öldürün.
[4949-Buhârî-Müslim-Muvatta-Tirmizî-Nesâî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-18/18
43 - Peygamber hainlerin yakılmalarını emretti, sonra caydı.
[1060-Buhârî-Ebu Dâvud-Tirmizî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-4/107
44 - Peygamber teröristlerin gözlerinin oyulmasını emretti ve deve sidiğini içmeyi uygun gördü.
[1587-Buhârî-Müslim-Tirmizî-Ebû Dâvud-Nesâî-İbnu Mâce] [1588-Ebu Dâvud-Nesâî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-2/190 9/10
45 - Yılanı öldürmeyen bizden değildir.
[4944-Ebu Davud]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-2/29
46 - Yılanları ve kertenkeleyi öldürün.
[4948-Müslim-Ebu Davud-Tirmizî] [4943-Ebu Davud-Nesâî]
DOĞRUSU : Bkz. Kur'an-2/29
47 - Kocanın vücudu irin olsa, kadın da onu yalasa yine de hakkını ödeyemez.
[ Müsned, V, 239 ]
DOĞRUSU : Kur'an 'a iftira !
____________________________________________________
ÖLDÜRMEYLE İLGİLİ UYDURMA HADİS ÖRNEKLERİ
1. Namazı terk eden dinden çıkar.
Kütübü Sitte - Hadis No : 2354-2355-2356-2357-1080/6307
2. On yaşında namaz kılmayan çocuklarınızı dövün.
Kütübü Sitte - Hadis No : 2336
3. İslam ‘dan döneni öldürün.
Kütübü Sitte - Hadis No : 1585-1586-1558-676
4. Beşinci kez ısrarla içki içeni öldürün.
Kütübü Sitte - Hadis No : 1643
5. Peygamber deve sütünü ve sidiğini içmeyi tavsiye etti.
Kütübü Sitte - Hadis No : 1587 ( Buhari - Müslim )
6. Yaşlı müşrikleri öldürün.
Kütübü Sitte - Hadis No : 1048
7. Sahabeyi öldüren ve İslam’dan dönenlerin gözlerinin oyulmasını,
ellerinin kesilmesini ve öylece ölüme terk edilmelerini emretti.
Kütübü Sitte - Hadis No : 1587
8. İki kişi yöneticilik iddiasına girerse ikincisini öldürün.
Kütübü Sitte - Hadis No : 1710
9. Birliği bozanı öldürün
Kütübü Sitte - Hadis No : 1711
10. İhtilaflı günlerde Kur’an’a çağıranları
– ki onlar traş olurlar- öldürün.
Kütübü Sitte - Hadis No : 4816-4817 ( Buhari - Müslim )
11. Yılanları öldürün.
Kütübü Sitte - Hadis No : 4943
12. Hırsızı önce öldürün dedi, sonra vazgeçti elini kesin dedi,
sonra öldürün dedi ve öldürüldü.
Kütübü Sitte - Hadis No : 1631
13. Üç kez uyarıdan sonra görünen cinleri öldürün .
Kütübü Sitte - Hadis No : 4941 ( Müslim )
14. Peygamber iki kişiyi önce yakmalarını emretti,
sonra vazgeçti onları öldürün dedi.
Kütübü Sitte - Hadis No : 1060 ( Buhari )
15. Evliyken zina edeni taşlayarak ( recm ) öldürün.
Kütübü Sitte - Hadis No : 1611-1606 ( Buhari - Müslim )
16. Eşcinseli öldürün.
Kütübü Sitte - Hadis No : 1614
17. Yakın akrabasıyla birlikte olanı öldürün.
Kütübü Sitte - Hadis No : 1601- 1623
____________________________________________________
120.000 kişi tarafından dinlendiği söylenen
Veda Hutbesi ’nin 3 farklı versiyonu !
1. "Size izleyeceğiniz iki şey bırakıyorum: Kuran ve benim Sünnetim ."
/ Muvatta 46/3
2. "Size Kuran'ı ve aile halkımı ( ehli beyt ) bırakıyorum."
/ Müslim 44/4 No: 2408; - Hanbel 4/366; - Darimi 23/1 No: 3319
3. "Size Kuran'ı bırakıyorum; onu izlemelisiniz."
/ Müslim 15/19 No: 1218; - İbn Mace 25/84 No: 3074; - Ebu Davud 11/56, No: 1905).
120.000 kişi tarafından dinlenilen Veda Hutbesi 'nin bile 3 farklı versiyonu varken, peygamberimizin vefatından 200 yıl sonra derlenen hadislere nasıl güvenilebilir?
____________________________________________________
BİR "SAHİH" HADİS
“ Benden Kur'an dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kur'an dışında bir şey yazmışsa imha etsin. ”
( Müslim, Sahihi Müslim Kitab-ı Zühd, Hanbel, Müsned 3/12, 21, 33 )
NOT : Bu Hadisi Çürütecek
Başka Bir Hadis Ortaya Koyan Varsa ( 2 Kere Düşünsün ! )
Demekki Hadisler Güvenilmez ve Birbirleri içinde Bile Çelişkilerle Dolu.
____________________________________________________
“ Eğer ( Peygamber ) bize isnat ederek bazı sözler uydurmuş olsaydı, mutlaka onu kudretimizle yakalardık. Sonra da onun şah damarını mutlaka keserdik. Hiçbiriniz de bu cezayı engelleyip ondan savamazdı.” / Hakka 44-45
Hâlâ Kur’an ’ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı?
Eğer o, Allah’tan başkası tarafından ( indirilmiş ) olsaydı,
mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı. / Nisa 82
____________________________________________________
Kuran-ı Kerim 'e Göre ( Rivayet'e ) HADİS 'e Uymamanın Cezası YOK !
Bir Konuyu Açıklarken HADİS 'lerden Kaynak Gösteren,
Peşinen KUR'AN 'ın Yetersizliğini Kabul Etmiş Demektir.
____________________________________________________
Elif Lâm Râ. Bu öyle bir kitaptır ki, ayetleri muhkem kılınmış, sonra da herşeyden haberdar olan hikmet sahibi ALLAH TARAFINDAN ayetleri AYRINTILI olarak AÇIKLANMIŞTIR. / Hud 1
Sana bu kitabı; HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA , DOĞRU YOLU GÖSTEREN bir REHBER , bir RAHMET ve müslümanlar için bir MÜJDE olarak indirdik. / Nahl 89
0 notes
Text
Kuranda Dua Ayetleri
“ Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana - babamı ve inananları bağışla.” / ibrahim 41 Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin! / Haşr 10 Hamd, Âlemlerin Rabbi, Rahmân, Rahîm, hesap ve ceza ( ahiret ) gününün maliki Allah’a mahsustur. ( Allahım! ) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve yolunu şaşıranlarınkine değil / Fatiha 1-7 Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi saptırma, bize rahmetinden ver. şüphesiz sen çok bağışlayansın / Ali imran 8 Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin. / Bakara 128 Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, mutlaka hüsrana uğrayacağız / Araf 23 Rabbimiz! Yalnızca sana tevekkül ettik, yalnızca sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır / Mümtehine 4 Rabbim! Gönlümü aç, işimi kolay kıl / Taha 25 Rabbim! Muhakkak ki ben kendime zulmettim, beni bağışla / Kasas 16 Senden başka hiçbir ilah yoktur. Sen her türlü eksiklikten uzaksın. Muhakkak ki ben zalimlerden oldum / Enbiya 87 Rabbim! Bağışla, merhamet buyur. Sen en iyi merhamet edensin / Müminun 118 Rabbim! Bana hüküm ve hikmet ver ve beni salihlere erdir / Şuara 83 Bana Müslümanca ölmeyi nasip eyle ve beni salihler arasına dahil eyle / Yusuf 101 Ey Rabbim! Beni; bana ve ana - babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın iyi işler yapmaya yönelt ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat! / Neml 19 “Ey Rabbimiz! Bizlere dünyada ve ahirette güzellikler ihsan eyle azabından muhafaza eyle.” / Bakara 201 Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.” / Bakara 250 Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” / Bakara 286 Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru. / Ali imran 16 Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve müslüman olarak bizim canımızı al.” / Araf 126 “Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve ( yolunda ) ayaklarımızı sağlam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım et. / Araf 147 Sen, bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı. Sen, bağışlayanların en hayırlısısın” dedi. / Araf 155 Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi zalimler topluluğunun baskı ve şiddetine maruz bırakma!” / Yunus 85 Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum. / Hud 47 “Rabbimiz! Şüphesiz sen, gizlediğimizi de, açığa vurduğumuzu da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.” / İbrahim 38 “Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” / İbrahim 40 “Rabbim! ( Gireceğim yere ) doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. ( Çıkacağım yerden de ) beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver.” / İsra 80 Ey Rabbimiz! Bize katından bir rahmet ver ve içinde bulunduğumuz şu durumda bize kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır” / Kehf 10 Rabbim! Gönlüme ferahlık ver. “İşimi bana kolaylaştır.” Dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar. / Taha 25-26-27-28 “Rabbim! Beni tek başıma bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın” / Enbiya 89 Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım / Müminün 97 “Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım / Müminün 98 “Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın / Müminün 109 “Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı sürekli bir helâktir / Furkan 65 “Şüphesiz, ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır orası.” / Furkan 66 “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle / Furkan 74 “Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat. Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl. ” Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle.” / Şuara 83 - 84 - 85 Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım / Kasas 24 “Ey Rabbim! Şu bozguncu kavme karşı bana yardım et” / Ankebut 30 “Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır. / Mümtehine 4 “Ey Rabbimiz! Bizi, inkâr edenlerin zulmüne uğratma. Bizi bağışla. Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin / Mümtehine 5
0 notes
Text
Kuran Dirilere Bir Öğüttür
ÖLÜ'ye KUR'AN Okuyanlar, ÖLÜ'ye ÖĞÜT Olurmu ?
( Kellâ innehâ tezkiratun. ) Hayır Muhakkak ki O ( Kitap ) bir zikir dir, öğüttür, nasihattir. / Abese 11
____________________________________________________
Sen , sana VAHYedilene sımsıkı sarıl. Çünkü sen DOSDOĞRU yol üzerindesin. ve O ( Kitap ) senin ve kavmin için elbette ZİKİR ‘dir, ve yakın bir gelecekte ( Ondan ) SORGULANACAKSINIZ. / Zuhruf 43 - 44
____________________________________________________
Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin. Tehdidimden korkanlara KUR'AN 'la öğüt ver. / Kaf 45 Senin görevin sadece tebliğ etmektir. Hesap görmek ise bize aittir. / Rad 40 Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum ve ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm . / Araf 68 Öğüt veren KUR'AN 'a yemin ederim ki, / Sad 1 - 2 KUR'AN , âlemler için ancak bir öğüttür. / Yusuf 104 Bu KUR'AN , ancak âlemler için bir öğüttür. / Sad 87 Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir KUR'AN 'dır. / Yasin 69 KUR'AN , ancak aranızda doğru yola girmeyi dileyene ve alemlere bir öğüttür. / Tekvir 27 - 28 Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu KUR'AN 'da insanlara her türlü misali verdik. / Zümer 27 Andolsun biz KUR'AN 'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. ( Ondan ) öğüt alan yok mu? / Kamer 17 Andolsun biz KUR'AN 'ı düşünüp öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mu? / Kamer 22 Andolsun biz KUR'AN 'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu? / Kamer 32 Andolsun biz KUR'AN 'ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. O halde düşünüp ibret alan yok mu? / Kamer 40 Biz, KUR'AN 'ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik. / Taha 2 - 3 Oysa o ( KUR'AN ) , âlemler için ancak bir öğüttür. / Kalem 52 Doğrusu o ( KUR'AN ) , takvâ sahipleri için bir öğüttür. / Hakka 48 İşte bu ( KUR'AN ) da, bizim indirdiğimiz hayırlı ve faydalı bir öğüttür. Şimdi onu inkâr mı ediyorsunuz? / Enbiya 50 İşte bu ( KUR'AN ) , kendisiyle uyarılsınlar, Allah'ın ancak bir tek Tanrı olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara ( gönderilmiş ) bir bildiridir. / İbrahim 52 Bu ( KUR'AN ) , bütün insanlığa bir açıklamadır; takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür. / Ali İmran 138 Biz onu ( KUR'AN'ı ) , öğüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık. / Duhan 58 Bu ( KUR'AN ) âlemler için ancak bir öğüttür. / Enam 90 Rabbinizden size indirilene ( KUR'AN'a ) uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz! / Araf 3 size öğüt vermek üzere indirdiği KİTAB 'ı ve hikmeti hatırlayın. / Bakara 231 Andolsun, size içinde sizin için öğüt bulunan bir KİTAP indirdik. Hâla akıllanmaz mısınız? / Enbiya 10 ( Resûlüm! ) Sana bu mübarek KİTAB 'ı, âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik. / Sad 29 ( Bu ), kendisiyle insanları uyarman, inananlara öğüt vermen için sana indirilen bir KİTAP tır. Artık bu hususta kalbinde bir şüphe olmasın. / Araf 2 Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir. / Zariyat 55 O halde ( Resûlüm ), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin. / Gaşiye 21 Nerede onlarda öğüt almak? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir elçi gelmişti. / Duhan 13 Biz hiçbir memleketi, öğüt vermek üzere ( gönderdiğimiz ) uyarıcıları ( peygamberleri ) olmadan yok etmemişizdir. Biz zalim değiliz. / Şuara 208 - 209 Bunda sana gerçeğin bilgisi, müminlere de bir öğüt ve bir uyarı gelmiştir. / Hud 120 Andolsun ki biz size ( gerekeni ) açık açık bildiren âyetler, sizden önce yaşayıp gitmiş olanlardan örnekler ve takvâya ulaşmış kimseler için öğüt ler indirdik. / Nur 34 Biz, öğüt alacak bir kavim için âyetleri ayrıntılı olarak açıkladık. / Enam 126 Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onda açık seçik âyetler indirdik. / Nur 1 Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah'tan (gelen vahiy ile) biliyorum. / Araf 62 Andolsun ki ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ettim ve size öğüt verdim; fakat siz öğüt verenleri sevmiyorsunuz. / Araf 79 Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye, sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir ( aralıksız vahiylerimizi göndermişizdir ). / Kasas 51 Kendilerine, o çok esirgeyici Allah'tan hiçbir yeni öğüt gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler. / Şuara 5 Allah size ne kadar güzel öğüt ler veriyor! Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür. / Nisa 58 Ben size Rabbimin gönderdiği gerçekleri duyurdum ve size öğüt verdim. / Araf 93 Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt , gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir. / Yunus 57 Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar. / Bakara 275 öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir. / İbrahim 25 Biz bunu, hadiseyi bizzat görenlere ve sonradan gelenlere bir ibret dersi, müttakîler için de bir öğüt vesilesi kıldık. / Bakara 66 Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır. / Hud 114 İşte bu, Allah'a ve ahiret gününe inananlara verilen öğüt tür. / Talak 2 -3 Böyle iken onlara ne oluyor ki, âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi ( hâla ) ( Kur'an'daki ) öğüt ten yüz çeviriyorlar? / Müddessir 49 - 50 - 51 ( Allah'tan ) korkan öğüt ten yararlanacak. En büyük ateşe girecek olan kötü kimse ise öğüt ten kaçınır. Sonra o, ateşte ne ölür ne de yaşar. / Ala 10 - 11 - 12 - 13 Andolsun biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa 'ya, -düşünüp öğüt alsınlar diye- insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'ı ( Tevrat'ı ) vermişizdir. / Kasas 43 Ve ona, içinde doğruya rehberlik ve nûr bulunmak, önündeki Tevrat'ı tasdik etmek, sakınanlara bir hidayet ve öğüt olmak üzere İncil'i verdik. / Maide 46 Andolsun biz, Musa ve Harun 'a, takvâ sahipleri için bir ışık, bir öğüt ve Furkan'ı verdik. / Enbiya 48 Andolsun ki biz Musa 'ya hidayeti verdik ve İsrailoğullarına , akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olan Kitab'ı miras bıraktık. / Mümin 53 - 54
0 notes
Text
Dilediğini Değil Dileyeni
Bu, sırf senin bir İMTİHANINDIR. Onunla DİLEDİĞİN kimseyi saptırırsın,
DİLEDİĞİNİ de doğruya iletirsin. / Araf 155
BÖYLE SAÇMA SAPAN MEAL OLUR MU ?
( Hem imtihan ! Hemde Dilediğini Saptırıyor ? )
____________________________________________________
DİLEDİĞİNİ DEĞİL :
"Özgür iradesiyle" ALLAH'tan DİLEYENİ !
YOKSA
Dilemediklerine ( ! ) , Ne Diye Hesap Soracak ?
____________________________________________________
Allah, esenlik yurduna çağırır ve DİLEDİĞİNİ ( ! ) doğru yola iletir. / Yunus 25 Allah, DİLEDİĞİNİ ( ! ) doğru yola iletir. / Nur 46 Allah, DİLEDİĞİNİ ( ! ) doğru yola iletir. / Bakara 213 Şüphesiz Allah, DİLEDİĞİNİ ( ! ) doğru yola iletir. / Hac 16 O DİLEDİĞİNİ ( ! ) doğru yola iletir. / Bakara 142 İşte bu Kur’an Allah’ın hidayet rehberidir. Onunla DİLEDİĞİNİ ( ! ) doğru yola iletir. / Zümer 23 Allah, DİLEDİĞİNİ ( ! ) saptırır, DİLEDİĞİNİ ( ! ) de doğru yola iletir. / İbrahim 4 Allah, DİLEDİĞİNİ ( ! ) saptırır, DİLEDİĞİNİ ( ! ) doğru yola iletir. / Müddesir 31 Şüphesiz Allah DİLEDİĞİNİ ( ! ) saptırır, DİLEDİĞİNİ ( ! ) hidayete erdirir. / Fatır 8 Onları hidayete erdirmek sana ait değildir. Fakat Allah, DİLEDİĞİNİ ( ! ) hidayete erdirir. / Bakara 272 O, DİLEDİĞİNİ ( ! ) rahmetine dahil eder. / İnsan 31 İşte bu, Allah’ın hidayetidir ki, kullarından DİLEDİĞİNİ ( ! ) buna iletip yöneltir. / Enam 88 "Şüphesiz Allah DİLEDİĞİNİ ( ! ) s aptırır, kendisine yöneleni de doğru yola eriştirir." / Rad 27
Allah DİLESEYDİ ( Kararı Sizin Özgür iradenize Bırakmamış Olsaydı ) , onları bir tek ümmet yapardı. Fakat O, DİLEDİĞİNİ ( ! ) rahmetine sokar. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı yoktur. / Şura 8 Allah DİLESEYDİ ( Kararı Sizin Özgür iradenize Bırakmamış Olsaydı ) , sizi tek bir ümmet yapardı. Fakat O, DİLEDİĞİNİ ( ! ) saptırır, DİLEDİĞİNİ ( ! ) de doğru yola iletir. / Nahl 93
0 notes
Text
Kuranın Nüzulü
Kur’an, İslam peygamberi Hz. Muhammed'e 610 yılı nın Ramazan ayı nın Kadir Gecesi 'nde Mekke 'deki Nur Dağı üzerindeki Hira Mağarası 'nda indirilmeye başlanmış, vahyin 12 yılı Mekke, 11 yılı da Medine dönemi olmak üzere 23 yıl sürmüştür. Mekke ’de bildirilen ayetler "Mekkî" , Medine 'de bildirilenler ise "Medenî" olarak adlandırılır. Kur’ân, vahiy katipleri tarafından zaman zaman deri, kemik gibi çeşitli nesneler üzerine yazıya geçirilme ile birlikte, ezberlenirdi.
____________________________________________________
İlk bildirilen ayet Alak Suresinde geçer:
Yaratan Rabbinin İsmi ile oku. İnsanı bir alaktan ( asılı şey veya pıhtı ) yarattı. Oku ve senin Rabbin, sonsuz kerem sahibidir. Ki O, kalem ile insana bilmediği şeyleri öğretti. / Alak 1-5
____________________________________________________
İlk halife Ebubekir ( 632 - 634 ) zamanında bir araya getirilen Kur’ â n nüshaları, Osman bin Affan döneminde çoğaltılarak önemli merkezlere gönderilmiştir. Uzatma, nokta, hareke gibi işaretlerin yer almadığı bu yazıma daha sonraları ilâve edilen işaretlemelerle okuyuş şekli de ( tecvid ); yazılı olarak belirlenmiştir. Farklı yazım şekillerine sahip farklı kuran nüshalarında, surelerin anlamları da değişebilmektedir.
____________________________________________________
Mekke dönemi Mekkî âyet ve sureler İslâm inanç ve ahlâkı ile ilgili konuları kapsar; Allah'ın birliğine, meleklere, peygambere, kitaplara ve Âhiret Günü'ne iman gibi konular işlenir, Allah ile eş tutulan putlar reddedilir, İslâm'ın inanç esasları, ölüm, hayat, kıyamet, âhiret, cennet, cehennem, ve kavimlerin helâkı gibi konuları ele alır. İlk ayet vahyinden, Medine'ye hicret'e kadar devam eden Mekke dönemi yaklaşık 13 yıl sürmüştür. Hacimsel olarak Kur’ân'ın 2/3 kısmını oluşturur. Bu dönemde ayet ve surelerin hemen yazıya geçirilmesi gibi bir uygulama olmadığı için sözlü olarak ezberlenmiştir. Daha sonraki hicrete yakın birkaç yıl ile Medine dönemi olarak ifade edilen yazım döneminde ayetler kayda geçirilmiştir. Mekke döneminde Kur’ân'ın Âdem'den itibaren devam eden tevhid dini ve vahiy zincirinin devamı olduğu ifade edilmiştir:
O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de bir şeriat kıldı. / Şura 13
____________________________________________________
Medine dönemi Medine döneminde ibâdetler, insanlar arası ilişkiler, toplumsal düzenlemeler, ahlakî kurallar ile ilgili âyetler vahyedilmiştir. Bunun yanında insanın devletle olan ilişkilerini düzenleyen şer'i hukukun kuralları, anlaşmalar, barış ve savaş durumları söz konusu edilir. Bu dönemde, bu hükümleri uygulamak için yeterli güce sahip bir İslâm Devleti , Hz. Muhammed yönetiminde, Medine'de oluşmuştu.
1 note
·
View note
Text
ibrahimin Dini
Bir zamanlar Rabbi İbrahim'i bir takım kelimelerle sınamış , onları tam olarak yerine getirince: Ben seni insanlara önder yapacağım, demişti. « Soyumdan da ( önderler yap, ya Rabbi! ) » dedi. Allah: Ahdim zalimlere ermez ( onlar için söz vermem ) buyurdu. / Bakara 124 İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman "muslimen" idi; müşriklerden de değildi. / Ali İmran 67 İnsanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar, şu Peygamber ( Muhammed ) ve ( ona ) iman edenlerdir. Allah müminlerin dostudur. / Ali İmraan 68 Allah birbirinden gelme bir nesil olarak adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesi ile İmran ailesini seçip alemlere üstün kıldı. Allah işiten ve bilendir. / Ali İmran 33 - 34 İbrahim cidden yumuşak huylu, bağrı yanık, kendisini Allah'a vermiş biri idi. / Hud 75 İbrahim, gerçekten Hakk'a yönelen, Allah'a itaat eden bir önder idi; Allah'a ortak koşanlardan değildi. / Nahl 120 Kitap'ta İbrahim'i an. Zira o, sıdkı bütün bir peygamberdi. / Meryem 41 Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona ( iyi bir nam ) bıraktık: İbrahim'e selam! dedik. Biz iyileri böyle mükafatlandırırız. Çünkü o, bizim mümin kullarımızdandır. / Saffat 107 - 108 - 109 - 110 - 111 İşlerinde doğru olarak kendini Allah'a veren ve İbrahim'in , Allah'ı bir tanıyan dini ne tabi olan kimseden dince daha güzel kim vardır? Allah İbrahim'i dost edinmiştir . / Nisa 125 İbrahim'in dini nden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada ( elçi ) seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir. / Bakara 130 ( Yahudiler ve hıristiyanlar müslümanlara: ) Yahudi ya da hıristiyan olun ki, doğru yolu bulasınız, dediler. De ki: Hayır! Biz, hanif olan İbrahim'in dini ne uyarız. O, müşriklerden değildi. / Bakara 135 Öyle ise, hakka yönelmiş olarak İbrahim'in dini ne uyunuz. O, müşriklerden değildi. / Ali İmran 95 De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dini ne iletti. O, ortak koşanlardan değildi. / Enam 161 Sonra da sana: « Doğru yola yönelerek İbrahim'in dini ne uy! O müşriklerden değildi » diye vahyettik. / Nahl 123 Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dini nde ( de böyleydi ). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce ( gelmiş kitaplarda ), gerekse bunda ( Kur'an'da ) size « müslümanlar » adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekatı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlanızdır. Ne güzel mevladır, ne güzel yardımcıdır! / Hac 78 Atalarım İbrahim , İshak ve Ya'kub'un dini ne uydum. Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmamız bize yaraşmaz. Bu, Allah'ın bize ve insanlara olan lütfundandır. Fakat insanların çoğu şükretmezler. / Yusuf 38 Bunu İbrahim de kendi oğullarına vasiyet etti, Ya'kub da, "Oğullarım! Allah sizin için bu dini ( İslam'ı ) seçti. O halde sadece müslümanlar olarak ölünüz " ( dediler ). / Bakara 132 Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar? Oysa İbrahim soyuna Kitab'ı ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik. / Nisa 54 « Dini ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin » diye Nuh'a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı. Fakat kendilerini çağırdığın bu ( din), Allah'a ortak koşanlara ağır geldi. Allah dilediğini kendisine ( peygamber ) seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir. / Şura 13 Yoksa, Musa'nın ve ahdine vefa gösteren İbrahim'in sahifelerinde yazılı olanlar kendisine haber verilmedi mi? / Necm 36 - 37 Andolsun ki biz, Nuh'u ve İbrahim'i gönderdik, peygamberliği de kitabı da onların soyuna verdik. Onlardan ( insanlardan ) kimi doğru yoldadır; içlerinden birçoğu da yoldan çıkmışlardır. / Hadid 26 Yoksa siz, İbrahim, İsmail, İshak, Ya'kub ve esbatın yahudi, yahut hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Allah tarafından kendisine ( bildirilmiş ) bir şahitliği gizleyenden daha zalim kim olabilir? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir. / Bakara 140 Yoksa Ya'kub'a ölüm geldiği zaman siz orada mı idiniz? O zaman ( Ya'kub ) oğullarına: Benden sonra kime kulluk edeceksiniz? demişti. Onlar: Senin ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın ilahı olan tek Allah'a kulluk edeceğiz; biz ancak O'na teslim olmuşuzdur, dediler. / Bakara 133 « Biz, Allah'a ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Ya'kub ve esbata indirilene, Musa ve İsa'ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allah'a teslim olduk » deyin. / Bakara 136 De ki: Biz, Allah'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Ya'kub ve Ya'kub oğullarına indirilenlere, Musa, İsa ve ( diğer ) peygamberlere Rableri tarafından verilenlere iman ettik. Onları birbirinden ayırdetmeyiz. Biz ancak O'na teslim oluruz. / Ali İmran 84 Biz Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve ( nitekim ) İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, esbata ( torunlara), İsa'ya, Eyyub'e, Yunus'a, Harun'a ve Süleyman'a vahyettik. Davud'a da Zebur'u verdik. / Nisa 163 Onlara kendilerinden evvelkilerin, Nuh, ad ve Semud kavimlerinin, İbrahim kavminin, Medyen halkının ve altüst olan şehirlerin haberi ulaşmadı mı? Peygamberi onlara apaçık mucizeler getirmişti. Demek ki, Allah onlara zulmedecek değildi, fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekte idiler. / Tevbe 70 Hani biz peygamberlerden söz almıştık; senden, Nuh'tan, İbrahim'den, Musa'dan ve Meryem oğlu İsa'dan da. ( Evet ) biz onlardan pek sağlam bir söz aldık. / Ahzab 7 Nihayet İbrahim onlardan ve Allah'tan başka taptıkları şeylerden uzaklaşıp bir tarafa çekildiği zaman biz ona İshak ve Ya'kub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık. / Meryem 49 Biz, Beyt'i ( Kabe'yi ) insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahim'in makamından bir namaz yeri edinin ( orada namaz kılın ). İbrahim ve İsmail'e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rüku ve secde edenler için Evim'i temiz tutun, diye emretmiştik. / Bakara 125 İbrahim de demişti ki: Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap, halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle besle. Allah buyurdu ki: Kim inkar ederse onu az bir süre faydalandırır, sonra onu cehennem azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası! / Bakara 126 Bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Beytullah'ın temellerini yükseltiyor, ( şöyle diyorlardı: ) Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin. / Bakara 127 Orada apaçık nişaneler, ( ayrıca ) İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkar ederse bilmelidir ki, Allah bütün alemlerden müstağnidir. / Ali İmran 97 Hatırla ki İbrahim şöyle demişti: « Rabbim! Bu şehri ( Mekke'yi ) emniyetli kıl, beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut! » / İbrahim 35 Bir zamanlar İbrahim'e Beytullah'ın yerini hazırlamış ve ( ona şöyle demiştik ): Bana hiçbir şeyi eş tutma; tavaf edenler, ayakta ibadet edenler, rüku ve secdeye varanlar için evimi temiz tut. / Hac 26 Allah kendisine mülk ( hükümdarlık ve zenginlik ) verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni ( Nemrut'u ) görmedin mi! İşte o zaman İbrahim: Rabbim hayat veren ve öldürendir, demişti. O da: Hayat veren ve öldüren benim, demişti. İbrahim: Allah güneşi doğudan getirmektedir; haydi sen de onu batıdan getir, dedi. Bunun üzerine kafir apışıp kaldı. Allah zalim kimseleri hidayete erdirmez. / Bakara 258 Ey ehl-i kitap! İbrahim hakkında niçin çekişirsiniz? Halbuki Tevrat ve İncil, kesinlikle ondan sonra indirildi. Siz hiç düşünmez misiniz? / Ali İmran 65 İbrahim Rabbine: Ey Rabbim! Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster, demişti. Rabbi ona: Yoksa inanmadın mı? dedi. İbrahim: Hayır! İnandım, fakat kalbimin mutmain olması için ( görmek istedim ), dedi. Bunun üzerine Allah: Öyleyse dört tane kuş yakala, onları yanına al, sonra ( kesip parçala ), her dağın başına onlardan bir parça koy. Sonra da onları kendine çağır; koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azizdir, hakimdir, buyurdu. / Bakara 260 Onlardan bir kısmı İbrahim'e inandı, kimi de ondan yüz çevirdi; ( onlara ) kavurucu bir ateş olarak cehennem yeter. / Nisa 55 İbrahim, babası azer'e: Birtakım putları tanrılar mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni de kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum, demişti. / Enam 74 Böylece biz, kesin iman edenlerden olması için İbrahim'e göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk. / Enam 75 İşte bu, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz delillerimizdir. Biz dilediğimiz kimselerin derecelerini yükseltiriz. Şüphesiz ki senin Rabbin hikmet sahibidir, hakkıyle bilendir. / Enam 83 İbrahim'in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi. Ne var ki, onun Allah'ın düşmanı olduğu kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi. / Tevbe 114 Andolsun ki elçilerimiz ( melekler ) İbrahim'e müjde getirdiler ve: « Selam ( sana ) » dediler. O da: « ( Size de)selam » dedi ve hemen kızartılmış bir buzağı getirdi. / Hud 69 ( İbrahim'in karısı: ) Olacak şey değil! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey! dedi. / Hud 72 İbrahim'den korku gidip kendisine müjde gelince, Lut kavmi hakkında ( adeta ) bizimle mücadeleye başladı. / Hud 74 ( Melekler dediler ki): Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin ( azap ) emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir! / Hud 76 İşte böylece Rabbin seni seçecek, sana ( rüyada görülen ) olayların yorumunu öğretecek ve daha önce iki atan İbrahim ve İshak'a nimetini tamamladığı gibi sana ve Ya'kub soyuna da nimetini tamamlayacaktır. Çünkü Rabbin çok iyi bilendir, hikmet sahibidir. / Yusuf 6 Onlara İbrahim'in misafirlerinden ( meleklerden ) de haber ver. / Hicr 51 Onun yanına girdikleri zaman, « selam » dediler. ( İbrahim: ) Biz sizden çekiniyoruz, dedi. / Hicr 52 ( İbrahim: ) Bana ihtiyarlık çökmesine rağmen beni müjdeliyor musunuz? Beni ne ile müjdeliyorsunuz? dedi. / Hicr 54 ( İbrahim: ) dedi ki: Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser? / Hicr 56 ( Babası: ) Ey İbrahim! dedi, sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, andolsun seni taşlarım! Uzun bir zaman benden uzak dur! / Meryem 46 İbrahim: Selam sana ( esen kal ) dedi, Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkardır. / Meryem 47 İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, adem'in soyundan, Nuh ile birlikte ( gemide ) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail ( Ya'kub ) 'in soyundan, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah'ın ayetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı. / Meryem 58 Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik. Biz onu iyi tanırdık. / Enbiya 51 Sonunda İbrahim onları paramparça etti. Yalnız onların büyüğünü bıraktı; belki ona müracaat ederler diye. / Enbiya 58 ( Bir kısmı: ) Bunları diline dolayan bir genç duyduk; kendisine İbrahim denilirmiş, dediler. / Enbiya 60 Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim? dediler. / Enbiya 62 İbrahim: Öyleyse, dedi, Allah'ı bırakıp da, size hiçbir fayda ve zarar vermeyen bir şeye hala tapacak mısınız? / Enbiya 66 « Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol! » dedik. / Enbiya 69 Ona ( İbrahim'e ), İshak'ı ve fazladan bir bağış olmak üzere Ya'kub'u lütfettik; herbirini salih insanlar yaptık. / Enbiya 72 ( Resulüm! ) Eğer onlar ( inkarcılar ) seni yalanlıyorlarsa, ( şunu bil ki ) onlardan önce Nuh'un kavmi, ad, Semud, İbrahim'in kavmi, Lut'un kavmi ve Medyen halkı da ( peygamberlerini ) yalanladılar. Musa da yalanlanmıştı. İşte ben o kafirlere süre tanıdım, sonra onları yakaladım. Nasıl oldu benim onları reddim ( cezalandırmam )! / Hac 42 - 43 - 44 ( Resulüm! ) Onlara İbrahim'in haberini de naklet. / Şuara 69 İbrahim: Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı? / Şuara 72 İbrahim dedi ki: İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın; neye taptığınızı ( biraz olsun ) düşündünüz mü? / Şuara 75 - 76 İbrahim'i de gönderdik. O kavmine şöyle demişti: Allah'a kulluk edin. O'na karşı gelmekten sakının. Eğer bilmiş olsanız bu sizin için daha hayırlıdır. / Ankebut 16 Kavminin ( İbrahim'e ) cevabı ise: « Onu öldürün yahut yakın! » demelerinden ibaret oldu. Ama Allah onu ateşten kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır. / Ankebut 24 ( İbrahim onlara ) dedi ki: Siz, sırf aranızdaki dünya hayatına has muhabbet uğruna Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz. Sonra kıyamet günü ( gelip çattığında ise ) birbirinizi tanımazlıktan gelecek ve birbirinize lanet okuyacaksınız. Varacağınız yer cehennemdir ve hiç yardımcınız da yoktur. / Ankebut 25 Bunun üzerine Lut ona iman etti ve ( İbrahim ): Doğrusu ben Rabbim'e ( emrettiği yere ) hicret ediyorum. Şüphesiz O, mutlak güç ve hikmet sahibidir, dedi. / Ankebut 26 Elçilerimiz İbrahim'e ( iki oğul ihsan edeceğimize dair ) müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: Biz bu memleket halkını helak edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir. / Ankebut 31 ( İbrahim ) dedi ki: Ama orada Lut var! Şöyle cevap verdiler: Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna; o, ( azapta ) kalacaklar arasındadır. / Ankebut 32 Şüphesiz İbrahim de onun ( Nuh'un ) milletinden idi. / Saffat 83 Bunun üzerine İbrahim yıldızlara şöyle bir baktı. / Saffat 88 ( Putperestler ) koşarak İbrahim'e geldiler. / Saffat 94 İbrahim: Yonttuğunuz şeylere mi ibadet edersiniz! Oysa ki sizi ve yapmakta olduklarınızı Allah yarattı, dedi. / Saffat 95 - 96 ( Oradan kurtulan İbrahim: ) Ben Rabbime gidiyorum. O bana doğru yolu gösterecek. Rabbim! Bana salihlerden olacak bir evlat ver, dedi. / Saffat 99 - 100 Salihlerden bir peygamber olarak O'na ( İbrahim'e ) İshak'ı müjdeledik. Kendisini ve İshak'ı mübarek ( kutlu ve bereketli ) eyledik. Lakin her ikisinin neslinden iyi kimseler olacağı gibi, kendine açıktan açığa kötülük edenler de olacak. / Saffat 112 - 113 ( Ey Muhammed! ), Kuvvetli ve basiretli kullarımız İbrahim, İshak ve Ya'kub'u da an. / Sad 45 Bir zaman İbrahim, babasına ve kavmine demişti ki: Ben sizin taptıklarınızdan uzağım. / Zuhruf 26 İbrahim'in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? ( Bunlar meleklerdi. ) / Zariyat 24 Onlar İbrahim'in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, « Bunlar, yabancılar » demişti. / Zariyat 25 ( İbrahim: ) O halde işiniz nedir, ey elçiler? dedi. / Zariyat 31 İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: « Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir. » Şu kadar var ki, İbrahim babasına: « Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez » demişti. ( O müminler şöyle dediler: ) Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır. / Mümtehine 4 Şüphesiz bu ( anlatılanlar), önceki kitaplarda, İbrahim ve Musa'nın kitaplarında da vardır. / Ala 18 - 19
0 notes
Text
Sahife - Suhuf - Furkan - Kitap ( Zikir )
Suhuf "sahife" Kelimesinin Çoğuludur.
____________________________________________________
( İşte o apaçık delil, ) Allah tarafından gönderilen ve en doğru hükümleri havi tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir. / Beyyine 2 - 3 Hayır! Şüphesiz bunlar ( âyetler ), değerli ve güvenilir kâtiplerin elleriyle ( yazılıp ) tertemiz kılınmış, yüce makamlara kaldırılmış mukaddes sahifelerde ( yazılı ) bir öğüttür; dileyen ondan ( Kur'an'dan ) öğüt alır. / Abese 11 - 12 - 13 - 14 - 15 - 16 Yoksa, Musa'nın ve ahdine vefa gösteren İbrahim'in sahifelerinde yazılı olanlar kendisine haber verilmedi mi? / Necm 36 - 37 Daha doğrusu onlardan her biri, kendisine, ( önünde ) açılmış sahifeler ( ilâhî vahiy ) verilmesini istiyor. / Müddessir 52 “Bize Rabbinden bir âyet getirse olmaz mı?” dediler. Evvelki sahifelerde beyyineler ( ispat vasıtaları, deliller ) onlara gelmedi mi? / Taha 133 ( Resûlüm! ) Eğer seni yalancılıkla itham ettilerse ( yadırgama ); gerçekten, senden önce apaçık mucizeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren nice peygamberler de yalancılıkla itham edildi. / Ali İmran 184 Eğer seni yalanlıyorlarsa ( üzülme ), onlardan öncekiler de yalanlamışlardı. ( Oysa ki ) peygamberleri onlara açık âyetler ( mucizeler ), sahifeler ve aydınlatıcı kitap getirmişlerdi. / Fatır 25 Biz, Musa'ya Kitab'ı verdik ve İsrailoğullarına: « Benden başkasını dayanılıp güvenilen bir rab edinmeyin » diyerek bu Kitab'ı bir hidayet rehberi kıldık. / İsra 2 Ondan önce de bir rahmet ve rehber olarak Musa'nın kitabı vardır. Bu ( Kur'an ) da, zulmedenleri uyarmak ve iyilik yapanlara müjde olmak üzere Arap lisanıyla indirilmiş, doğrulayıcı bir kitaptır. / Ahkaf 12 « Ey Yahya! Kitab'a ( Tevrat'a ) vargücünle sarıl! » ( dedik ) ve henüz sabi iken ona ( ilim ve ) hikmet verdik. / Meryem 12 Rabbin tarafından ( gelmiş ) açık bir delile dayanan ve kendisini Rabbinden bir şahidin izlediği, ayrıca kendisinden önce, bir önder ve bir rahmet olarak Musa'nın Kitab'ı ( elinde ) bulunan kimse ( inkârcılar gibi ) midir? Çünkü bunlar ona ( Kur'an'a ) inanırlar. Zümrelerden hangisi onu inkâr ederse işte cehennem ateşi onun varacağı yerdir, bundan şüphen olmasın; zira bu, senin Rabbin tarafından bildirilmiş gerçektir; fakat insanların çoğu inanmazlar. / Hud 17 Şüphesiz bu ( anlatılanlar ), önceki kitaplarda, İbrahim ve Musa'nın kitaplarında da vardır. / Ala 18 - 19 Andolsun biz Musa'ya Kitap verdik, -( Resûlüm! ) sen ona kavuşacağından şüphe etme- ve onu İsrailoğullarına hidayet rehberi kıldık. / Secde 23 Andolsun ki biz, Nuh'u ve İbrahim'i gönderdik, peygamberliği de kitabı da onların soyuna verdik. Onlardan ( insanlardan ) kimi doğru yoldadır; içlerinden birçoğu da yoldan çıkmışlardır. / Hadid 26 Ona İshak ve Yakub'u bağışladık. Peygamberliği ve kitapları, onun soyundan gelenlere verdik. Ona dünyada mükâfatını verdik. Şüphesiz o, ahirette de sâlihler ( zümresin ) dendir. / Ankebut 27 Ey kavmimiz! dediler, doğrusu biz Musa'dan sonra indirilen, kendinden öncekini doğrulayan, hakka ve doğru yola ileten bir kitap dinledik. / Ahkaf 30 Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik, kardeşi Harun'u da ona yardımcı yaptık. / Furkan 35 Kitaptan ( Allah tarafından verilmiş ) bir ilmi olan kimse ise: Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm, dedi. ( Süleyman ) onu ( melikenin tahtını ) yanıbaşına yerleşmiş olarak görünce: Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin ( gösterdiği ) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur, nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, çok kerem sahibidir. / Neml 40 Kitap'ta İbrahim'i an. Zira o, sıdkı bütün bir peygamberdi. / Meryem 41 Andolsun biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra Musa'ya, -düşünüp öğüt alsınlar diye- insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'ı ( Tevrat'ı ) vermişizdir. / Kasas 43 Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik, onda da ayrılığa düşüldü. Eğer Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında derhal hükmedilirdi ( işleri bitirilirdi ). Onlar Kur'an hakkında derin bir şüphe içindedirler. / Fussilet 45 Andolsun biz Musa'ya, belki onlar yola gelirler diye, Kitab'ı verdik. / Müminun 49 ( Resûlüm! ) De ki: Eğer doğru sözlüler iseniz, Allah katından bu ikisinden ( bana ve Musa'ya inen kitaplardan ) daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım! / Kasas 49 ( Resûlüm! ) Kitap'ta Musa'yı da an. Gerçekten o ihlâs sahibi idi ve hem resûl, hem de nebî idi. / Meryem 51 Musa: Onlar hakkındaki bilgi, Rabbimin yanında bir kitapta bulunur. Rabbim, ne yanılır ne de unutur, dedi. / Taha 52 Doğru yolu bulasınız diye Musa'ya Kitab'ı ve hak ile bâtılı ayıran hükümleri verdik. / Bakara 53 ( Resûlüm! ) Kitap'ta İsmail'i de an. Gerçekten o, sözüne sâdıktı, resûl ve nebî idi. / Meryem 54 Andolsun ki biz Musa'ya hidayeti verdik ve İsrailoğullarına, akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olan Kitab'ı miras bıraktık. / Mümin 53 - 54 Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar? Oysa İbrahim soyuna Kitab'ı ve hikmeti verdik ve onlara büyük bir hükümranlık bahşettik. / Nisa 54 Kitapta İdris'i de an. Hakikaten o, pek doğru bir insan, bir peygamberdi. / Meryem 56 Sizi uyarmak için içinizden bir adam vasıtasıyla Rabbinizden size bir zikir ( kitap ) gelmesine şaştınız mı? Düşünün ki O sizi, Nuh kavminden sonra onların yerine getirdi ve yaratılışta sizi onlardan üstün kıldı. O halde Allah'ın nimetlerini hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz. » / Araf 69 Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde ( de böyleydi ). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce ( gelmiş kitaplarda ), gerekse bunda ( Kur'an'da ) size « müslümanlar » adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır! / Hac 78 Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik. Ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da deliller verdik. Ve onu, Rûhu'l-Kudüs ( Cebrail ) ile destekledik. Ama ne zaman size bir peygamber nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiyse büyüklük taslayarak kimini yalanladığınız kimini de öldürdüğünüz doğru değil mi! / Bakara 87 ( Yahudiler ) Allah'ı gereği gibi tanımadılar. Çünkü « Allah hiçbir beşere bir şey indirmedi » dediler. De ki: Öyle ise Musa'nın insanlara bir nûr ve hidayet olarak getirdiği Kitab'ı kim indirdi? Siz onu kâğıtlara yazıp ( istediğinizi ) açıklıyor, çoğunu da gizliyorsunuz. Sizin de atalarınızın da bilemediği şeyler ( Kur'an'da ) size öğretilmiştir. ( Resûlüm ) sen « Allah » de, sonra onları bırak, daldıkları bataklıkta oynayadursunlar! / Enam 91 Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik; fakat onda ihtilaf edildi. Eğer Rabbinden bir söz geçmemiş olsaydı, elbette onların arasında hüküm verilmişti ( ve işleri de bitirilmişti ). Şüphesiz ki onlar ( Mekkeliler ) de Kur'an hakkında derin bir şüphe içindedirler. / Hud 110 Allah o zaman şöyle diyecek: « Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene ( verdiğim ) nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh ( Cebrail ) ile desteklemiştim; ( bu sayede ) sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı ( okuyup yazmayı ), hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan, kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle ( hayata ) çıkarıyordun. Hani İsrailoğullarını ( seni öldürmekten ) engellemiştim; kendilerine apaçık deliller ( mucizeler ) getirdiğin zaman içlerinden inkâr edenler, « Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir » demişlerdi. / Maide 110 Ehl-i kitap senden, kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Onlar Musa'dan, bunun daha büyüğünü istemişler de, « Bize Allah'ı apaçık göster » demişlerdi. Zulümleri sebebiyle hemen onları yıldırım çarptı. Bilâhare kendilerine açık deliller geldikten sonra buzağıyı ( tanrı ) edindiler. Biz bunu da affettik. Ve Musa'ya apaçık delil ( ve yetki ) verdik. / Nisa 153 Sonra iyilik edenlere nimetimizi tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayete erdirmek ve rahmet etmek maksadıyla Musa'ya da Kitab'ı ( Tevrat'ı ) verdik. Umulur ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına iman ederler. / Enam 154 Ey ehl-i kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesîh, ancak Allah'ın resûlüdür, ( o ) Allah'ın, Meryem'e ulaştırdığı « kün: Ol » kelimesi( nin eseri )dir, O'ndan bir ruhtur. ( O'nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit edilmiş, yahut da Cebrail tarafından üfürülmüş bir ruhtur ). Şu halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. « ( Tanrı ) üçtür » demeyin, sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah'tır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Vekil olarak Allah yeter. / Nisa 171
____________________________________________________
Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e Furkan 'ı indiren, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan, hiç çocuk edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmayan, her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mukadderatını tayin eden Allah, yüceler yücesidir. / Furkan 1 - 2
( Resûlüm! ) O, sana Kitab'ı hak ve önceki kitapları tasdik edici olarak tedricen indirmiş; daha önce de, insanlara doğru yolu göstermek üzere Tevrat ile İncil'i indirmişti. Furkan 'ı da indirdi. Bilinmeli ki, Allah'ın âyetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah, suçlunun hakkından gelen mutlak güç sahibidir. / Ali İmran 3 - 4
Andolsun biz, Musa ve Harun'a, takvâ sahipleri için bir ışık, bir öğüt ve Furkan 'ı verdik. / Enbiya 48
0 notes
Text
Ey iman edenler = Kadınar ve Erkekler
Ey iman edenler! Allah'a ve Elçi'sine ( ELÇİ'nin Size Aktardığı Vahye ) itaat edin, işittiğiniz halde O'ndan yüz çevirmeyin. / Enfal 20 Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz. / Bakara 183 Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı ( ezan okunduğu ) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. / Cuma 9 Ey iman edenler! Siz sarhoş iken -ne söylediğinizi bilinceye kadar- cünüp iken de -yolcu olan müstesna- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. / Nisa 43 Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir. / Bakara 153 Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı da ( yıkayın ). Eğer cünüp oldunuz ise, boy abdest i alın. / Maide 6 Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl ( haksız ve haram yollar ) ile aranızda ( alıp vererek ) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. / Nisa 29 Ey iman edenler! Allah'tan korkun. O'na yaklaşmaya yol arayın ve yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz. / Maide 35
Ey iman edenler! « Râinâ / Bizi güt » demeyin, « unzurna / Bizi gözet » deyin. / Bakara 104 Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yeyin, / Bakara 172 Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. / Bakara 178 Ey iman edenler! tam bir teslimiyet içine girin! Şeytanın izinden gitmeyin! O sizin için açık düşmandır. / Bakara 208 Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. / Bakara 254 Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. / Bakara 264 Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın. Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. / Bakara 267 Ey iman edenler! Allah'tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terkedin. / Bakara 278 Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız vakit onu yazın. / Bakara 282 Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir guruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden inkârcılığa sevkederler. / Ali İmran 100 Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin. / Ali İmran 102 Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin. / Ali İmran 118 Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. / Ali İmran 130 Ey iman edenler! Eğer kâfirlere uyarsanız, gerisin geriye (eski dininize) döndürürler de, hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz. / Ali İmran 149 Ey iman edenler! Sizler, inkâr edenler ve yeryüzünde sefere çıkan veya savaşan kardeşleri hakkında: « Eğer bizim yanımızda kalsalardı ölmezler, öldürülmezlerdi » diyenler gibi olmayın. / Ali İmran 156 Ey iman edenler! Sabredin. / Ali İmran 200 Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; / Ahzab 9 Ey iman edenler! Allah için yardım eden kişiler olun. / Saff 14 Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. / Münafikun 9 Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre ( idarecilere ) de itaat edin. / Nisa 59 Ey iman edenler! Tedbirinizi alın; bölük bölük savaşa çıkın, yahut ( gerektiğinde ) topyekün savaşın. / Nisa 71 Ey iman edenler! Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayıp dinleyin. / Nisa 94 Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. / Nisa 135 Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman ( da sebat ) ediniz. / Nisa 136 Ey iman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; / Nisa 144 Ey iman edenler! Akitleri ( n gereğini ) yerine getiriniz. / Maide 1 Ey iman edenler! Allah’a kulluğun simgelerine, haram ( yasak ) ayına, hac kurbanına, gerdanlıklı kurbanlara ve Rablerinin ikramını ve rızasını aramak için Kabe’ye yönelenlere saygısızlık etmeyin. / Maide 2 Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. / Maide 8 Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini unutmayın; / Maide 11 Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar ( birbirinin tarafını tutarlar ). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. / Maide 51 Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki) Allah, sevdiği ve kendisini seven müminlere karşı alçak gönüllü ( şefkatli ), kâfirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum getirecektir. / Maide 54 Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine Kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun konusu edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Allah'tan korkun; eğer müminler iseniz. / Maide 57 Ey iman edenler! Allah'ın size helâl kıldığı iyi ve temiz şeyleri ( siz kendinize ) haram kılmayın ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez. / Maide 87 Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar ( putlar ), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz. / Maide 90 Ey iman edenler! Allah sizi ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir avlanma ile ( onu yasak ederek ) dener ki gizlide ( kimsenin görmediği yerde, gerçekten ) kendisinden kimin korktuğu ortaya çıksın. / Maide 94 Ey iman edenler! İhramlı iken avı öldürmeyin. / Maide 95 Ey iman edenler! Açıklanırsa hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. / Maide 101 Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez. / Maide 105 Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çatınca vasiyet esnasında içinizden iki adalet sahibi kişi aranızda şahitlik etsin. Yahut seferde iken başınıza ölüm musibeti gelmişse sizden olmayan, başka iki kişi (şahit olsun). / Maide 106 Ey iman edenler! Allah'a ve Peygamber'e hainlik etmeyin; (sonra) bile bile kendi emanetlerinize hainlik etmiş olursunuz. / Enfal 27 Ey iman edenler! Eğer Allah'tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. / Enfal 29 Ey iman edenler! ( Size Savaş Açacak ) Herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki başarıya erişesiniz. / Enfal 45 Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi ( bile ) veli edinmeyin. / Tevbe 23 Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir. / Tevbe 28 Ey iman edenler! ( Biliniz ki ), hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve ( insanları ) Allah yolundan engellerler. / Tevbe 34 Ey iman edenler! Size ne oldu ki, « Allah yolunda savaşa çıkın! » denildiği zaman yere çakılıp kalıyorsunuz? / Tevbe 38 Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun. / Tevbe 119 Ey iman edenler! Rükû edin; secdeye kapanın; Rabbinize ibadet edin; hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz. / Hac 77 Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. / Nur 21 Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip ( izin alıp ) ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. / Nur 27 Ey iman edenler! Siz, bir yemeğe çağırılmadıkça, zamanını gözetmeksizin, Peygamber'in evlerine girmeyin. Ancak davet edildiğiniz vakit girin. Yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. / Ahzab 53 Ey iman edenler! Siz de Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın. Nihayet Allah onu, dedikleri şeyden temize çıkardı. O, Allah yanında şerefli idi. / Ahzab 69 Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin. / Ahzab 70 Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz. / Muhammed 7 Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin. / Muhammed 33 Ey iman edenler! Allah'ın ve Resûlünün önüne geçmeyin. / Hucurat 1 Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın; yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir. / Hucurat 2 Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz. / Hucurat 6 Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. / Hucurat 12 Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamberine inanın ki O, size rahmetinden iki kat versin ve size ışığında yürüyeceğiniz bir nûr lütfetsin; sizi bağışlasın. / Hadid 28 Ey iman edenler! Aranızda gizli konuşacağınız zaman günahı, düşmanlığı ve Peygamber'e karşı gelmeyi fısıldamayın. İyilik ve takvâyı konuşun. / Mücadele 9 Ey iman edenler! Size «Meclislerde yer açın» denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin. Size «Kalkın» denilince de kalkın ki Allah sizden inananları ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin. / Mücadele 11 Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir şey konuşacağınız zaman bu konuşmanızdan önce bir sadaka veriniz. / Mücadele 12 Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. / Haşr 18 Ey iman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. / Mümtehine 1 Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları, imtihan edin. / Mümtehine 10 Ey iman edenler! Kendilerine Allah'ın gazap ettiği bir kavmi dost edinmeyin. / Mümtehine 13 Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? / Saff 2 Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. / Teğabun 14 Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter. / Tahrim 8 Ey kavmim! Allah'ın emirlerini bildirmeye karşılık sizden herhangi bir mal istemiyorum. / Hud 29
0 notes
Text
islamda Kadın
Hz. Ömer evliliği kolaylaştırmak, erkeklerin yükünü hafifletmek gibi çeşitli nedenlerle evlenilecek kadına verilecek mihrin miktarını 400 dirhemle sınırlayan bir hutbe okur. Bu sırada bir kadın, cami içerisinde oturduğu yerden Nisâ Suresi’nin 20. ayetini okuyarak Hz. Ömer’e itiraz etmiştir. Bu ayette mehirle ilgili “… Yüklerle mehir vermiş olsanız dahi, ondan hiçbir şeyi geri almayın” buyruluyordu. Yani nikâhta kadınlara verilen mehir miktarında bir sınırlama yoktur. Bu itirazdan sonra Hz. Ömer aldığı karardan dönmüş, ‘Kadın, Ömer’den daha iyi bildi, Ömer ise yanıldı” demiştir.
____________________________________________________
Kıssa'dan Hisse;
1. Halife Ömer Hutbe Okurken mescitte Kadınlarda Bulunmaktaydı, 2. Kadınlar Mescitteki Konuşmalara Müdahil Olup Fikir Beyan Edebiliyorlardı, 3. Bu Olaydaki Kadın Tezini Ayet'e Dayandırıyor, 4. Halife Ömer Kadını Dinliyor ve Yanıldığını Kabul Edip Kadının Hakkını Teslim Ediyor
____________________________________________________
Allah, inananlara da Firavun'un karısını misal gösterdi. O: Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve onun ( kötü ) işinden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar! demişti. İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem'i de ( Allah örnek gösterdi ). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi. / Tahrim 11 - 12
0 notes