#sedat altan
Explore tagged Tumblr posts
ramazanserdar · 2 years ago
Text
GÖRÜNMEZ KAHRAMANLARIMIZ…
Hangi birini yazsam…
Mesai arkadaşlarım; Seçkin Arık, Efkan Bozdağ, Erhan Mutlu, Nadir Işık, Fatih Şayan, Şükrü Kural, Nihal Şen, Fikret Akbay, Turhan Özdemir, Bülent Avcı, Nadir Dikici, Yalçın Ören, Mertcan Uysal, Tanju Dağlı, Aydın İçen, Veli Salık, Ali Kadir Akyüz…
Kimisi bölgede yardım dağıtıyor, kimisi çöp topluyor, kimisi Aşevinde çalışıyor.
Efgan Bozdağ mesela…
Değerli kardeşim Efgan, Belediyenin deprem bölgesine gönderdiği her TIR’la birlikte bıkmadan, yorulmadan yardım dağıtmaya gidiyor.
Bir kişiye bile faydam dokunabiliyorsa ne mutlu bana diyor…
Nihal Şen…
Deprem bölgesinde kurulan Aşevinde ilk günden bu yana yemek yapıyor, yemek dağıtıyor, bulaşıkları yıkıyor. Birkaç günlüğüne gittiği bölgede yaşanan acıları gördükçe aylarca kalmak istediğini, dönmek istemediğini söylüyor.
Susurluk Devlet Hastanesi gönüllüleri…
Doktor Hasan Talha Uzungöz, Doktor Umut Çubuk…
Hemşireler Özden Gürbüz, Ayşe Armağan, Fatma Dik, Hüseyin Özcan, Oğuz Demiryakan.
Tıbbi sekreterler Halil Güngörmüş, Hayrettin Aksoy...
Temizlik personeli Bahar Yaşar…
İnsanların hayatlarını kurtarmak, acılarını hafifletmek için gece gündüz deprem bölgesinde can-ı gönülden görev aldılar.
Susurluk Şeker Fabrikası Arama Kurtarma Ekibi…
Fabrika Müdürü Kürşad Erdoğan, Şeker-İş Sendikası Şube Başkanı Yavuz Gürsoy ile birlikte bölgeye giden Kazım Özdemir, Mustafa Bilici, Ahmet Çam, Bayram Aydemir, İbrahim Can Yalazı, Recep Çelik, Turgay Uz, Mustafa Berker, Cevdet Açıkkol, Mesut Arı, Sedat Bozen, Mehmet Türkmen, Çağrı Altan, Alican Yörük, Kemal Berk Kola, İbrahim Özkan, Hasan Hüseyin Karcı, Emirhan Başyiğit…
Hatay’da enkaz altından 6 insanımızı olağanüstü çaba sarf ederek, elleriyle, tırnaklarıyla kazıyarak çıkardılar.
Yaptıkları fedakârlık, özveri ve cesaret ile hepimizi gururlandırdılar…
Ve afet bölgesine müthiş bir organizasyonla hızlı, planlı, etkili bir şekilde müdahale eden;
Kaymakamımız Muammer Köken…
Belediye Başkanımız Nurettin Güney…
Tüm kamu kuruluşlarımız, vakıflarımız, derneklerimiz, sivil toplum örgütlerimiz…
Siyasi Parti Teşkilatları…
İrfan Ersoy ve Susurluk Kızılay gönüllüleri…
Luiz Erpınar ve Kent Konseyi gönüllüleri…
Murat Taşdemir ve TÜGVA gönüllüleri…
Murat Şahin ve Muhtarlar Derneği…
Halk Eğitim Merkezi Kursiyerleri…
Ömür-Üreten Kadınlar…
10 engelli depremzede ailesine destek olan Serpil Gezer ve Engelliler Derneği…
Deprem bölgesine destek için giden polisler, bekçiler…
Aramakurtarma çalışmalarına katılan itfaiyeciler…
Yardım hesaplarına para gönderenler…
Yiyecek, giyecek yardımında bulunanlar…
Kumbarasındaki paraları bağışlayan çocuklar…
Bir elinde bastonuyla Park Düğün Salonuna koli taşımaya çalışan o yaşlı amca…
Bu görünmez kahramanlarımıza yaptıkları fedakarlıklar için teşekkür ediyoruz.
O insanların yanlarında oldunuz, moral ve umut verdiniz.
Her biriniz insanlık ve dayanışmanın gücünü gösterdiniz.
Böyle zamanlarda, “birlikte” çalışarak, birbirimize “destek” olarak zorlukların üstesinden gelebileceğimizi gösterdiniz…
Ramazan S.TOPRAKTEPE
8 notes · View notes
pazaryerigundem · 2 months ago
Text
Bursaspor namağlup liderliğini sürdürüyor
https://pazaryerigundem.com/haber/193372/bursaspor-namaglup-liderligini-surduruyor/
Bursaspor namağlup liderliğini sürdürüyor
Tumblr media
Bursaspor, Kemerkent Bulvarspor karşısında aldığı 3-0’lık müthiş galibiyetle namağlup liderliğini sürdürdü.
BURSA (İGFA) – Bursaspor, Lig’in 11.haftasında sahasında Kemerkent Bulvarspor’u 3 – 0 yendi.
Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’ndaki karşılaşmanın gollerini 6, 55 ve 88. dakikalarda Sedat Cengiz, Ahmet İlhan Özek ve Mücahit Can Akçay kaydetti.
Bursaspor, bu sonuçla 11 hafta sonunda puanını 29’ya yükseltti.
Tumblr media
SPORMETRE
STAT: Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu
HAKEMLER: Hakan Yurtseven, Mustafa Güçer, Mehmet Sonay, Halil Özay (Dördüncü Hakem)
BURSASPOR: Anıl Atağ, Hamza Gür, Mehmet Yiğit, Taha Can Velioğlu, Abdullah Tazgel, (Dk 86 Furkan Saki), Musa Çağıran, Sedat Cengiz, (Dk.70 Furkan Özyapı), Bilal Güney, (Dk.46 Yiğitali Bayrak), İlhan Depe, Ahmet İlhan Özek, (Dk.78 Bora Yılmaz), Muhammet Demir, (Dk.71 Mücahit Can Akçay).
TEKNİK DİREKTÖR: Pablo Martin Batalla
KEMERKENT BULVARSPOR: Emirhan Emir, Fatih Kızılay, Erkin Kocakahya, Deniz Solmaz, Hasan Güleryüz, (Dk.77 Muhammet Emin Temel), Enes Ersoy Öztürk, (Dk.65 Anıl Emre Yılmaz), Salim Farsak, Kaan Güdü, Görkem Güven, (Dk.77 Bartu Ermiş), Ayberk Altan, (Dk.65 Oğuzhan Köseoğlu), Gülhan Üreyen, (Dk.71 Tezcan Erdoğan).
TEKNİK DİREKTÖR: Oktay Akgül
GOLLER: Dk.6 Sedat Cengiz, Dk.55 Ahmet İlhan Özek, Dk.88 Mücahit Can Akçay (Bursaspor)
SARI KARTLAR: Dk. 14 Görkem Güven, Dk. 26 Deniz Solmaz (K.Bulvarspor), Dk.21 İlhan Depe (Bursaspor)
Öte yandan karşılaşma sonrasında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de, Bursaspor’u namağlup liderlikten ötürü tebrik etti.
Kemerkent Bulvarspor karşısında aldığı 3-0’lık müthiş galibiyetle namağlup liderliğini sürdüren Bursasporumuzu yürekten kutluyorum. 🤍💚 pic.twitter.com/wecmzv53LK
— Mustafa Bozbey (@mustafabozbey) November 16, 2024
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
analyticalmarketresearch · 1 year ago
Text
Barbiturate Drugs Market ,Size, Market Segmentation and Future Forecasts to 2030
Overview
According to Analytical Market Research, the global Barbiturate Drugs market estimated at USD 489.9 million in 2022 and which expected, at a compound annual growth rate (CAGR) of 2.7% from 2023 to 2030. Key players in the Barbiturate Drugs market employ various strategies to maintain and enhance their market presence. These strategies help key players capture a significant market share and remain competitive in the dynamic Barbiturate Drugs market. In addition to the market insights such as market value, growth rate, market segments, geographical coverage, market players, and market scenario, the market report curated includes proficient analysis, predictive analysis, prescriptive analysis, cumulative analysis, and value chain analysis.
Read More Here: https://analyticalmr.com/reports-details/Barbiturate-Drugs-Market
BARBITURATE DRUGS MARKET DYNAMICS: KEY DRIVERS & RESTRAINTS
Increased Prevalence of Neurological Disorders Explanation: The rising incidence of neurological disorders, such as epilepsy and certain types of seizures, has contributed to the demand for barbiturate drugs. Barbiturates, known for their central nervous system depressant properties, are often prescribed in the management of neurological conditions. The growing patient pool with neurological disorders is a significant driver propelling the barbiturate drugs market. Restraint: Side Effects and Risk of Abuse Explanation: One of the key restraints in the barbiturate drugs market is the potential for side effects and the risk of abuse. Barbiturates are associated with a range of adverse effects, including sedation, dependence, and respiratory depression. The potential for misuse and addiction has led to increased caution in prescribing these drugs, contributing to a restraint in their market growth. The medical community is often exploring alternative medications with a more favorable safety profile.
Request A Free Sample: https://analyticalmr.com/request-sample/Barbiturate-Drugs-Market/request-sample
COMPETITIVE LANDSCAPE & RECENT DEVELOPMENT: Barbiturate Drugs
The significant players rapidly evolve with new strategies to attain a competitive edge and capture significant market share. • For Instance, in Jun 2021, Ethypharm bought Altan Pharma, a major manufacturer of hospital injectables. This transaction is expected to help the company obtain market access in Spain.
ABOUT US
Welcome to Analytical Market Research, where we specialize in delivering comprehensive market research solutions to meet your business needs. Our mission is to empower businesses with actionable insights, guiding strategic decisions for sustained growth and success, we are driven by integrity, innovation, and a relentless pursuit of excellence in delivering accurate and timely market intelligence.
With a team of seasoned analysts and industry experts, we bring a wealth of knowledge and experience to every project our research methodology combines cutting-edge analytics with a deep understanding of industry dynamics, ensuring clients receive insights that drive informed decision-making.
At Analytical Market Research, client satisfaction is at the forefront, and we are committed to providing insights that address unique challenges and opportunities. We foster a culture of collaboration, creativity, and continuous learning.
Ready to unlock the potential of your business with strategic market insights?
Explore our services or contact us today to discuss how Analytical Market Research can be your trusted partner in navigating the market landscape.
Empowering Futures, Illuminating Insights: Your Path to Informed Decisions
Contact Us
Address:
3070 N Central Expy #500, Richardson ,TX 75204, U.S.A
Send Us Email:
Call Us Today:
+1 281 816 7631
0 notes
Text
ARKADAŞIMIZ SEDAT ALTAN'DAN DEĞERLİ GAZETECİMİZ SAYIN AHMET HAKAN'A AÇIK MEKTUP
Tumblr media
Değerli Üstadımız Sayın Ahmet Hakan;
Ben, Cem Sedat Altan. Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları hakkında açılan dava kapsamında 2 yıldan bu yana tutuklu bulunuyorum. Adnan Bey ve diğer arkadaşlarım gibi ben de hayatımda hiçbir suça karışmadm. Bu dava dosyasında da hiçbir suçum olmadığı ve aleyhimde öne sürülen ithamlarla ilgili tek bir suç delili bile ortaya konmadığı halde camiamıza yönelik çok kapsamlı bir kumpasın parçası olan yalan beyan ve iftiralar nedeniyle halen Silivri 9 No.lu Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutukluluğum devam ediyor.
9 Haziran 2010 tarihinde yayınlanan “Askeri casusluk ve gazetecilik” başlıklı makalenizde aydın, dürüst, tecrübeli, açık sözlü ve haksızlıklara karşı kararlı duruşuyla tanınmış bir gazetecimiz olarak, basın mensupları Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel’in siyasal ve askeri casusluk suçlamasıyla gözaltına alınmalarını gündeme getirdiniz.
Yazınızda, aynı zamanda bizim camiamızı da yakından ilgilendiren ve tümüyle katıldığımız çok önemli bir tespitinizi dile getirdiniz:
"Askeri casusluk” iddiası, çok ama çok ciddi bir iddia...
Vatana ihanetin en üst noktası...
Daha ötesi yok!
İşte tam da bu nedenle böyle bir iddianın altının çok sağlam kanıtlarla doldurulması şart...
Hangi askeri belge, nereden temin edilmiş?
Belgeler hangi düşman kuvvetlere verilmiş?
Hepsinin tek tek ortaya konması ve bütün kuşkuların ortadan kaldırılması gerekir."
Tumblr media
Sayın Adnan Oktar ve aynı dava kapsamında yargılanan tüm arkadaşlarımız adına benzer mağduriyetleri misliyle yaşayan bir camianın mensupları olarak bu konuya gösterdiğiniz hassasiyeti son derece vicdani, tespitinizi de çok doğru, isabetli ve haklı bulduğumuzu belirtmek istedik.
11 Temmuz 2018 tarihli polis operasyonunda Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımızın gözaltına alınmalarıyla birlikte kendimizi bir anda TCK'daki neredeyse tüm suç maddeleriyle suçlanıyor vaziyette bulduk. Ne var ki ortada, bu uydurma suçlara dayanak olacak hiçbir suç unsuru, somut, inandırıcı ve gerçek bir suç delili ya da bir suçüstü durumu yoktu.
Sadece, geçmişten camiamıza husumetli olan bazı müştekilerin ve onların baskı ve tehditleriyle korkutularak sözde itirafçı ya da etkin pişman yapılarak aleyhimizde asılsız ve uydurma itham ve iftiraları sarf etmeye mecbur bırakılan bazı çaresiz arkadaşlarımızın gerçek dışı beyanları dışında dava dosyası bomboştur. Türkiye'nin önde gelen hukukçularının da ortak kanaati budur.
İtham edildiğimiz söz konusu suç maddeleri arasında aynı Sayın Müyesser Yıldız'a da yöneltildiği gibi "siyasi ve askeri casusluk" isnadı da var. Ancak, bu iddiaya dayanak olarak gösterilen, birkaç müşteki ya da sözde itirafçıya kurgulanıp dikte ettirilmiş beyanlar dışında öne sürülen tek bir somut delil yok.
Sizin de yazınızda dikkat çektiğiniz mantıklar doğrultusunda söz konusu iddiayı değerlendirmek gerekirse;
Bu iddianın altını dolduracak tek bir sağlam kanıt var mı? Sağlam değil, zayıf kanıt bile yok!
Hangi resmi, siyasi ya da askeri kurumdan bir gizli bilgi, belge ya da devlet sırrı kaçırılmış? Hiçbir kurumdan!
Hangi siyasi veya askeri gizli bilgi, belge, devlet sırrı kaçırılmış? Ortada öyle bir belge ya da sır yok!
Sözde gizli bilgi, belge, devlet sırları kim tarafından kaçırılmış? Hiç kimse!
Bu sözde casusluk faaliyeti hangi yabancı ülke adına yapılıyor? Hiçbir ülke!
Sözde siyasi ve askeri casuslarımız CIA mi, FSB mi, MI6 mi, Mossad mı... hangi istihbarat örgütüne çalışıyor? Hiçbiriyle uzaktan yakından ilgileri yok!
Arkadaşlarımız arasında herhangi bir devlet memuru, askeri ya da siyasi kurumlarda görevli kimse var mı? Tek bir tane bile yok!
İşte, her ne kadar garip görünse de bu akla ziyan iddianın saçmalığını ve mesnetsizliğini tam olarak ifade edebilmek için bu soruları sorup cevaplarını da ortaya koymak gerekiyor.
Sizin deyiminizle "çok ama çok ciddi" olan bu iddianın sözde dayanağı yalnızca, Türkiye ile yabancı bir ülkenin resmi görüşmelerinde zaman zaman ücretli simültane tercümanlık yapan yabancı uyruklu bir kişinin bazı arkadaşlarımızla olan tanışıklığından ibaret. Kaldı ki bu yabancı tercümanın görüşmelerden kaçırabileceği gizli bir bilgi, bir devlet sırrı da yok. Çünkü katıldığı bütün görüşmeler iki ülkeden çeşitli yöneticilerin ya da temsilcilerin katıldığı halka ve basına açık bilgilendirme toplantıları ve görüşmeleri... Konuyla ilgili olan herkes bilir ki ülkelerin aralarında düzenledikleri gizlilik gerektiren ikili kapalı görüşmelere ancak o ülkelerin Dışişleri Bakanlıkları'nın kayıtlı personeli olan belirli yeminli tercümanlar katılabilir. İddiaya dayanak gösterilen kişi ise ne herhangi bir ülkenin Dışişleri'ne ne de başka resmi kurumuna kayıtlı olmayan, yalnızca gizlilik gerektirmeyen halka açık basın ve bilgilendirme toplantılarına zaman zaman çağrılan freelance bir tercüman.
Diğer yandan, hakkımızda öne sürülen askeri casusluk iddiası başından beri hep âtıl kaldı. İddianame hiçbir somut delile dayandırılamadığı gibi, mahkeme sürecinde de hiçbir casusluk belgesi ortaya konamadı. Hangi askeri bilginin veya belgenin, kime, ne karşılığında iletildiği hususları hep delilsiz ve dayanaksız kaldı.
Konuyla ilgili gönderdikleri yazılarda, Dışişleri Bakanlığımız ve MIT teşkilatımız da, iddiaya sözde dayanakmış gibi gösterilen kişi ve olaylardan yola çıkarak bir casusluk ithamı yapılmasının mümkün olamayacağını belirtmişlerdir.
Belgelerdeki ilgili bölümleri bir kopyasını aşağıda bilgilerinize takdim ediyorum :
Tumblr media Tumblr media
Takdir edersiniz ki, gerçekten bir askeri casusluk durumu olsaydı, daha ilk günden bunun detayları konuşulur, konu günlerce, haftalarca gündemde kalır, halk ayağa kalkardı. Ama böyle bir şey 2 yıldır ya��anmadı, casusluk suçlaması da "önce ortaya atalım sonra altını doldururuz" türünden tüm diğer hayali suçlamalar gibi altı boş bir iddia olarak yalnızca lafta kaldı.
Ancak, ne acıdır ki bu tür sinekten yağ çıkarma metodlarıyla devlet, millet, vatan aşığı insanların hiçbir kanun ve hukuk gözetilmeden, tekrar sizin deyiminizle "vatana ihanetin en üst noktası" anlamına gelen, akla hayale sığmayacak en uç ithamlarla suçlanmaya ve karalanmaya çalışıldığı vahim ve ürkütücü hadiselere giderek daha sık şahit olmaktayız. Daha da acı olan bu haksızlık ve hukuksuzlukların yine kanun-hukuk mekanizmaları kullanılarak yapılmaya çalışılması.
Sayın Hakan, basından da takip etmiş olacağınız üzere, bize yöneltilen ithamlar aynı bu sözde askeri ve siyasi casusluk, vatan hainliği iftiraları gibi, hep kamuoyunda infial oluşturmayı hedefleyen özel seçilmiş ve kurgulanmış ithamlar. Kadınlara şiddet, işkence, alıkoyma, cinsel saldırı, çocukların istismarı... gibi.
Hepsi de akla gelebilecek en uç, en abartılı, insanları galeyana getirmeye, ortadaki asıl zulmü perdelemeye ve işlenen haksızlık ve hukuksuzlukları meşru göstermeye yönelik delilsiz, mesnetsiz, abartıda ve alçaklıkta sınır tanımayan iftiralardan ibaret. Hiçbirinin tek bir sağlam, somut, geçerli ve hukuki kanıtı yok. Bu suçlamalara tek dayanak gibi gösterilen ise yalan beyan ve iftiralar.
Bu yalan beyan ve iftiraların çok büyük bölümü ise, sonradan, baskı ve tehditle korkutularak sözde itirafçı ya da etkin pişman olmaya mecbur edilen arkadaşlarımıza aittir. Sırf dava dosyasına Sayın Adnan Oktar ve camiamız aleyhinde malzeme doldurmak adına, kumpasçılar tarafından arkadaşlarımıza, normalde hiçbir kadının kendi aleyhinde asla sarf etmeyeceği aşağılatıcı ve küçük düşürücü sözler söyletilmiştir. Olmadık iğrenç ve dehşet verici senaryoları hem ifadelerinde hem de medyada tekrar tekrar anlatmaya mecbur bırakılmışlardır.
Gerçekteyse, cinsel taciz, saldırı, tecavüz gibi suçlamaları somut olarak ispatlamak son derece kolaydır. Binlerce sayfa dolusu itham, iftira, hikaye veya senaryo uydurulana kadar tek bir iç çamaşırı, doku veya DNA örneği, tıbbi rapor, sözde tecavüzler sonrası hemen polise, savcılığa yapılmış başvurular, doktorlara, kliniklere, hastanelere gitme, tedavi görme, vb. olaylar ve bunların belgeleri, kayıtları sunulsa bu sözde iddialar desteklenmiş olurdu. Ancak, dosyada böyle tek bir somut belge, kayıt, delil, vb. yoktur. Çünkü asıl amaç hukuki bir dosya sunmak değil amansız bir karalama kampanyası yapmak olduğu için binlerce sayfalık hiç yaşanmamış kurgu hikayeler, akıl almaz çirkin ve ahlak dışı anlatımlar üretilmiştir.
Dahası, tecavüze uğradıklarını iddia edenlerin bu iddialarının asılsız olduğu, Adli Tıp kurumunda yapılan detaylı tetkik ve muayeneleri sonucunda hazırlanan ruhsal ve fiziksel heyet raporları ile tek tek çürütülmüştür. Sözde çocuk istismarına dayanak gibi gösterilen ve A9 stüdyosunun bahçesinde toplu çekilmiş bir hatıra fotoğrafının ise annenin refakatinin olduğu bir ortamda çekildiği ancak bu fotoğrafın, annenin görüntüsü özellikle kesilip çıkarıldıktan sonra savcılığa verildiği ortaya çıkmıştır.
Diğer yandan, operasyonun hemen öncesinde emniyet ve yargı birimleri camiamızı 2 yıl boyunca gizli teknik takip altına alarak tüm hareketlerimizi, konuşmalarımızı, mesajlaşmalarımızı izlemiş, ortam dinlemeleri yapmış, kamera kayıtları almıştır.
Bu nedenle, eğer iddia edildiği gibi ortada köle haline getirilmiş, esir tutulan, her gün cinsel şiddete, sömürüye, saldırıya maruz kalan kadınlar varsa, küçük çocuklara korkunç cinsel istismarlar yapılıyorsa, askeri ve siyasi casusluk faaliyetleri tüm hızıyla sürüyorsa, her türlü suç işleniyorsa, 2 yıl boyunca bizi an an, adım adım takip eden emniyet birimlerimizin bu dehşetli suçların işlenmesine göz yumması, hiçbir suç üstü yapmaması, müdahale etmemesi, o sözde zavallı kadınları, küçük çocukları kurtarmaması, devlet sırlarının yabancı ülkelere sızdırılmasına izin vermesi elbette ki olacak şey değildir.
Demek ki iddia edilen bu uydurma suçların, bu hayali olayların hiçbiri gerçekte yaşanmamıştır. Zira, teknik takibin başlamasından operasyon anına kadar geçen 2 sene boyunca emniyet güçlerimiz tarafından hiçbir suçüstü ya da müdahale yapılmamış, bunu gerektirecek hiçbir durum vaki olmamıştır. Operasyon esnasında da aynı şekilde, eş zamanlı olarak kapıları koç başlarıyla kırılarak ani baskınla girilen 120 ayrı evin hiçbirinde herhangi bir suç unsuru ya da suç üstü olayla karşılaşılmadığı gibi, tek bir uygunsuz duruma dahi rastlanmamıştır.
Eğer bu dosyada öne sürülen iddialardan tek bir tanesi bile doğru olsaydı, gerçekten de ortada iddia edildiği gibi çok çok ciddi, vahim, akıl almaz suçlar olsaydı Türkiye'de yer yerinden oynar, insanlar galeyana gelirdi. Ancak, bir kısım medyanın aleyhimizde 2 yıldır her çeşit iftira, karalama ve provokasyon yöntemini denemesine rağmen manipüle edilmeye açık, sürü psikolojisiyle güdülen cahil ve bilinçsiz küçük bir güruh dışında aklı başında, şuurlu, uyanık hiç kimse bu saçma ve uydurma iddialara zerre kadar itibar etmemekte, kale bile almamaktadır. En üst düzeydeki insandan sokaktaki vatandaşımıza kadar herkes bu iddiaların gerçek olmadığının farkındadır ve tüm bu dehşet verici hayal mahsulü hikayelere karşı en ufak bir reaksiyon gösterme ihtiyacı dahi hissetmemektedir.
Sizin de belirttiğiniz gibi, vatana ve millete karşı işlendiği öne sürülen her suçlama çok ağır ve ciddi ithamlardır ve ancak kesin ve somut delillere dayanıyorsa ciddiye alınıp değerlendirilmelidir. Bu şartı yerine getirmeyen ve delili olmayan her iddia ise açık birer iftiradır.
Geriye sadece dekolte giyindiği, dans ettiği ve bu medeni davranışları takdir ve tasvip ettiği için akla ziyan bir biçimde haklarında yüzlerce yıl istenen insanlar kalmıştır.
Her şeyin alabildiğince bu derece özgür bir şekilde yaşandığı ülkemizde bazı arkadaşlarımızın dekoltesinin ve eğlencesinin neden bu kadar büyük bir öfke ve nefrete sebep olduğu üzerinde durulması gereken ciddi bir sorundur. Öyle ki bu nefret, sırf dekolte giydiler ya da dekolte giyilmesine karışmadılar diye arkadaşlarımızın yüzlerce yılla yargılanmalarına sebep olmaktadır.
Eğer bu insanlar bizim camiamız içinde yer almasalar, Sayın Adnan Oktar'ın arkadaşları olmasalar ama yine o dekolte kıyafetleri giyseler, yine o dansları yapsalar, yine o bikinilerle poz verseler hatta tüm bunların onlarca kat fazlasını misliyle yapsalar kimse onlara karışmayacak, bu durumdan rahatsız olmayacaktı.
Bugün dekolte kaynaklı rahatsızlık sebebiyle yüzlerce yılla yargılanan arkadaşlarımız bizim camiamızdan ayrıldıklarını söyleseler ve aynı dekolte yaşamlarına devam etseler hiç kimse giyimine kuşamına, yaşam biçimine karışmayacaktı.
Bugün A9 TV yayınlarındaki dansı, eğlenceyi gece gündüz eleştirenler yarın aynı arkadaşlarımız aynı dansı ve daha fazlasını bizim camiamız dışındaki bir ortamda mesela bir tatil beldesinde, bir diskoda, gece klübünde yapsa alkışlarla izleyeceklerdir. Açıktır ki burada asıl rahatsızlık konusu olan dekolte değildir.
Bizden asıl istenen de kimin ne giydiği, nasıl yaşadığı değil, 30 yıllık, 40 yıllık arkadaşlarımızla, dostlarımızla, ahiret kardeşlerimizle, Adnan abimizle bundan böyle asla görüşmememiz, kısaca dağılıp gitmemizdir.
Bizim de asla böyle bir düşünce ve niyetimiz olmadığını ve olamayacağını da burada yeri gelmişken belirtmek istiyoruz. Değerli gazetecilerimizin istenmedik gözaltı ve tutukluluk olaylarına gösterdiğiniz hassasiyet vesilesiyle bizim de 2 yıldır yaşadığımız mağduriyetleri güvendiğimiz değerli bir kardeşimiz olarak sizinle de paylaşmak istedik.
En içten saygılarımla ve başarı dileklerimle.
Cem Sedat Altan
0 notes
hetesiya · 3 years ago
Text
Tumblr media
BÜYÜK YAZARIMIZ YAŞAR KEMAL'İ 7 YIL ÖNCE KAYBETMİŞTİK
28 Şubat 2015'te, 91 yaşında yaşama veda eden Yaşar Kemal sadece ülkemiz gerçeklerini şiirsel bir dille haykıran bir edebiyatçı değil, aynızamanda ulusal sorun da dahil Türkiye'nin tüm temel sorunlarına çözüm getirebilmek için ömrünün önemli bir kısmını sosyalist mücadeleye hasretmiş bir aydındı.
Yaşar Kemal'le ilk örgütlenme yıllarında Türkiye İşçi Partisi saflarında birlikte yer almıştık.
Yaşar Kemal 1964-66 yıllarında yönettiğim Akşam gazetesine sürekli katkıda bulunmuş, Üç Anadolu Efsanesi adlı yapıtının ilk bölümünü oluşturan Köroğlu Efsanesi'ni de ilk kez bu gazetede yayınlamıştım.
Yaşar Kemal, 1967 yılında yayınlamaya başladığımız sosyalist Ant Dergisi'nin de yazar Fethi Naci ile birlikte kurucularından ve sürekli yazarlarındandı.
Yaşar Kemal'in 17 Ocak 1967'de Ant Dergisi'nde yayınladığımız Amerikan Yazarlarına Açık Mektup başlıklı yazısı Türkiye'de anti-emperyalist mücadelenin yükseliş günlerinde uluslararası planda büyük yankı yapmıştı.
Yaşar Kemal 1968'den itibaren eşi Tilda Gökçeli'yle birlikte Ant Yayınları'nın kuruluşuna da katkıda bulunmuş, İnce Memed, Ölmezotu, Ortadirek, Yer Demir Gök Bakır, Üç Anadolu Efsanesi adlı yapıtları yayınevimiz tarafından yayınlanmıştı.
12 Mart Darbesi'nden önceki dönemde Ant'ta yayınlanan yazıları nedeniyle Yaşar Kemal hakkında açılan 10 davada 43,5 yıl hapis istenmişti.
Kurucularımızdan Yaşar Kemal'i 28 Şubat 2015'te, Fethi Naci'yi ise daha önce, 23 Temmuz 2008'de yitirdik.
Her ikisini ve Ant Dergisi ile Ant Yayınları'na yazıları ve çizgileriyle katkıda bulunmuş olup sonsuzluğa uğurladıgımız Abidin Dino, Alpay Kabacalı, Asiye Eliçin, Ayhan Erer, Aşık İhsani, Aziz Nesin, Barbro Karabuda, Bedrettin Cömert, Can Yücel, Cemal Süreya, Çetin Altan, Çetin Özek, Demir Özlü, Eflatun Nuri, Emin Türk Eliçin, Erol Toy, Fakir Baykurt, Ferruh Doğan, Fethi Naci, Feyzullah Ertuğrul, Güneş Karabuda, Güzin Dino, Haldun Taner, HalukTansuğ, Harun Karadeniz, Hasan İzzettin Dinamo, Hikmet Kıvılcımlı, Hüseyin Baş, Hüseyin Kıvanç, İdris Küçükömer, Kemal Sülker, Kerim Sadi, Mahmut Makal, Mehmed Kemal, Mehmet Ali Aybar, Mekin Gönenç, Memet Fuat, Mıstık, Mim Uykusuz, Muzaffer Erdost, Mümtaz Soysal, Müşür Kaya Canpolat, Müslim Özbalkan, Nadir Nadi, Nebil Varuy, Necdet Onur, Oğuz Aral, Onat Kutlar, Orhan Duru, Orhan Kemal, Orhan Suda, Rauf Mutluay, Refik Erduran, Sabiha Sertel, Sedat Özkol, Selahattin Hilav, Sencer Divitçioğlu, Sermet Çağan, Süleyman Ege, Tektaş Ağaoğlu, Tilda Gökçeli, Ülkü Tamer, Yalçın Çetin, Yalçın Yusufoğlu, Yaşar Uçar, Yıldız Sertel ve Zekeriya Sertel'i saygı ve sevgiyle anıyoruz.
---------------------
Yaşar Kemal üzerine anılarımı ayrıntılı olarak 28 Şubat 2021'de Siyasi Haber'de paylaşmıştım:
3 notes · View notes
horonevi · 5 years ago
Photo
Tumblr media
Bir pırlanta gibi değerde bir sene önce göçtü bu diyardan. Kapt Pilot Aydın Uslu.. Horon Evi o ve arkadaşları Kapt Pilot Ahmet Ergene, Nimet Ergene, Kapt Pilot Sedat Müniroğlu, Neşe Müniroğlu, Kapt Pilot Bahadır Altan, Şenel Altan, Kapt Pilot Osman Baykal, Handan Baykal, Ayla Uslu Kahraman, Cengiz Kahraman. Bordo Bar -Fenerbahçe, Bir Fuat Saka gecesinde beni oğlum Sadik ile horon oynarken gören Füsun Uslu - Bize bu horonu öğretir misiniz? deyince yanındaki merhum eşi Aydın Uslu biz derneğe de yardı.ederiz deyince, tamam deyip ertesi pazar günü Topkapı Soldoy Dernegine davet ettim. Eşleri ve benim arkadaşlarımla Güneş Guneysu, Ayten ve Cezmi abim Özer Genç öğrenmeye eğlenmeye başladık.. Her dakika derneğe yardım ediyorlardi.. Horonu öğrendiler, kültürüm içinde kalsınlar diye, baraysalar yaptık, pikniklerde, Karadeniz de eğlendik Bu dostlarımız kurucusu oldukları Anadolu Yıldızları Uçuş okulunu açınca esleri yalnız kaldilar. Ayjet -Hazerfen Biz devam edeceğiz deyince ne biliyorsak öğrettik, gitmediler. Onlar kalıcı olunca yani ogretecek insan olunca devamlılık sağlandı ve bu günlere geldik. Aydın Kaptan 'ı özlemle, rahmetle anıyorum Nurlar/İşıklar içinde uyusun. Hayattaki arkadaş eş ve dostlarına uzun ömürler diliyorum. Kültürümüze değer ve ivme kazandıran, geleceğe aktarmamızda aracı olan hayattaki dostlarına saygı ve sevgilerimi gönderiyorum . https://www.instagram.com/p/B6ctjL_pa_t/?igshid=11p0l6jomfwor
1 note · View note
jansetjankat · 5 years ago
Photo
Tumblr media
Dosyamız boş, hiç bir suçumuz yok. Sn Adnan Oktar ve arkadaşlarımız kanuna uygun yaşayan, vatansever, hükümete daima destek çıkan insanlardır. Sözde suç örgütü olduğumuza kimse inanmıyor. Husumetli Özkan M kadınları şantajla iftiraya zorladı. Avukat Bilge T'nin resimleri çirkin iftiralarla sosyal medyaya paylaşıldı, istanbul barosu etiketlendi. Müşteki kadınlar bu şekilde tehdit ve korkuyla iftiraya zorlandı. Sedat Altan #adnanoktar #davası #sedataltan #savunması #mahkeme #süreci #beyan #iftiralaracevap #türkiye https://www.instagram.com/p/B4o3apdAiqM/?igshid=odvpgeak8f2w
0 notes
ugisie77 · 5 years ago
Text
Gelecek Partisi İstanbul’da 5 İlçe Başkanı belli oldu
Gelecek Partisi İstanbul’da 5 İlçe Başkanı belli oldu
Gelecek Partisi İstanbul ilçe başkanlıklarıma kurucu ilçe başkanlarının atamasını yaptı.
Yapılan istişareler neticesinde 5 ilçeye Kurucu Başkan ataması yapıldı.
Atama yapılan ilçe ve başkanları şöyle:
Ümraniye Sedat Çakıroğlu,Sultangazi Ramazan Altan,Bağcılar Ahmet Demir,Esenyurt Veysel Karatay ve Büyükçekmece’de Resul Törerİlçe Başkanlarınının yetki belgeleri, il başkanlığında düzenlenen törenle
View On WordPress
0 notes
yenicagri · 8 years ago
Text
Uşak'ta kahvehaneye silahlı saldırı
Uşak’ta kahvehaneye silahlı saldırı
UŞAK Uşak’ta bir kahvehaneye silahla ateş açılması sonucu 3 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Gediz Uluyolu Caddesi’nde bir kahvehaneye 3 şüpheli tarafından av tüfeğiyle ateş edildi. Çok sayıda kurşun isabet eden iş yerindeki kişilerden Sedat A, Altan Ç. ve Yasin Ş. yaralandı. Yaralılar, olay yerine gelen sağlık görevlilerince hastaneye kaldırıldı. Çevrede güvenlik önlemi alan polis ekipleri,…
View On WordPress
0 notes