#sıyrık
Explore tagged Tumblr posts
Text
Niyeti temiz olanın şeytani hiçbir emele kurban gitmeyeceğini bilmesini isterim sadece ufak birkaç sıyrık olur o da dersi olur
120 notes
·
View notes
Text
kırk yarayla dost kalırım
bir gün bir sıyrık yeter düşman olmama
7 notes
·
View notes
Text
BİLGİSELTV - p
Bugün, okuyucularımız için çeşitli ilginç konuları ele alacağımız bir yazı hazırladık. İlk olarak, farklı duyguların ifadesinde yer alan gri kalbin anlamına değineceğiz; bu simgenin insanların ruh hallerindeki yerini keşfedeceğiz. Ardından, Silverdin'in açık yaraya uygulanıp uygulanamayacağını ve bu konuda dikkat edilmesi gereken noktaları inceleyeceğiz. Gebze-Harem seferleriyle ilgili en güncel gelişmeleri paylaşarak, ulaşım bilgilerinin yanı sıra yolculuk yapacaklara tavsiyelerde bulunacağız. Son olarak, herkesin bildiği Tavşan ile Kaplumbağa masalının kısa ve öz bir özetini sunarak, bu klasik hikayenin derslerini hatırlatacağız.
Gri Kalp Anlamı
Gri kalp anlamı, özellikle sosyal medya platformlarında sıkça kullanılan bir emojidir. Gri kalp, genellikle duygusal bağların eksik olduğu ya da karmaşık ilişkilerin ifade edilmesinde kullanılır. Bu emoji, aynı zamanda bir nevi burukluğu veya hüzünlü hisleri yansıtma işlevi görmektedir. Kullanıcılar, sevdikleri birileriyle olan ilişkilerinin daha derin olmadığını veya geçmişte yaşanan bir olayın bıraktığı izleri ilgili hissettiklerinde bu simgeyi tercih edebilirler.
Örneğin, bir arkadaşınıza hislerinizi açıklarken ancak aranızda tam bir bağ olmadığını hissettiğinizde, onlara bir gri kalp göndermek, hislerinizi daha iyi ifade etmenin yolu olabilir. Ayrıca, kaybettiğiniz ya da uzak olduğunuz insanlara karşı duyulan özlemi de temsil etmek için bu emojiyi kullanabilirsiniz.
Özetle, gri kalp anlamı, karmaşık ve duygusal durumları belirtmek için tercih edilen bir semboldür. Günümüzde özellikle gençler arasında yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Silverdin Açık Yaraya Sürülür Mü?
Bu yazımızda, Silverdin merhemine ve açık yaralarda nasıl kullanıldığına dair detaylı bilgi vereceğiz. Silverdin, genellikle yanık, kesik ve sıyrık gibi yaraların tedavisinde kullanılan bir topikal ilaçtır. Özellikle ikinci derece yanıklarda etkili olduğu bilinir.
Peki, Silverdin açık yaraya sürülür mü Evet, Silverdin açık yaralarda kullanılabilir. Fakat bu süreçte dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Öncelikle, yaraların temizlenmesi ve enfeksiyon riskinin azaltılması gerekmektedir. Silverdin merhemi, yaraya uygulandıktan sonra enfeksiyon riskini büyük ölçüde azaltır ve iyileşme sürecine yardımcı olur.
Yaraya uygulama sırasında, Silverdin merheminin doğrudan açık yaraya sürülmesi gerekmektedir. Ancak, bu işlemin uzman bir sağlık profesyoneli tarafından önerilmesi en doğrusu olacaktır. Özellikle alerjisi olan veya cilt hassasiyeti yaşayan kişilerde, kullanmadan önce doktor görüşü almak önemlidir.
Ayrıca, açık yarada Silverdin uygularken, yaranın hijyenine dikkat etmek şarttır. Yarayı temiz tutmak ve düzenli olarak merhemi yenilemek, iyileşme sürecini hızlandıracaktır. Unutmamak gerekir ki, her yara farklıdır; bu nedenle yaralarınız için en uygun tedavi yöntemini belirlemek adına bir uzmandan yardım almak en iyi yol olacaktır.
Gebze Harem Kalktı Mı?
Son zamanlarda Gebze'de yaşanan gelişmeler, özellikle Gebze harem kalktı mı sorusunu gündeme taşıdı. Vatandaşlar arasında bu konu üzerine birçok tartışma ve spekülasyon yapılmakta. Harem, genellikle toplu taşıma sistemlerinde kullanılan bir kavramdır ve şehir içi ulaşımda önemli bir rol oynamaktadır.
Gebze'deki ulaşımla ilgili yapılan son düzenlemeler, insanların bu konuda endişelenmesine neden oldu. Özellikle haremdeki değişikliklerin, sefer saatlerini ve güzergahları nasıl etkileyeceği merak ediliyor. Harem, aynı zamanda toplu taşıma araçlarının bir araya geldiği noktalardan biri olarak da biliniyor.
Ulaşımda yaşanan bu değişikliklerin yanında, bazı vatandaşlar Silverdin açık yaraya sürülür mü gibi sağlık konuları hakkında da bilgi almak istemekte. Ancak, harem konusundaki gelişmelerin bu tür sağlık bilgileriyle ilgisi yok. Şehir içi ulaşımın düzenlenmesi, halkın günlük yaşamını etkileyen önemli bir faktördür.
Gebze harem kalktı mı sorusuna yanıt bulmak için yetkililerden açıklama bekleniyor. Eğer sistemde bir değişiklik olursa, bu durumun nasıl gerçekleşeceği ve toplu taşımanın nasıl etkileneceği şimdiden tartışma konusu oldu.
Tavşan ile Kaplumbağa Kısa Özeti
Tavşan ile kaplumbağa kısa özeti, en bilinen masallardan biridir. Bu hikaye, hız ve sabır arasındaki dengeyi temsil eden derslerle doludur. Hikaye, kurnaz ve kendine güvenen bir tavşan ile ağır ama azimli bir kaplumbağanın yarışıyla başlar.
Tavşan, her zaman hızlı olduğu için kendine güvenir ve yarışta kazanacağından emin olur. Kaplumbağa ise yavaş ama kararlıdır. Yarış başladığında, tavşan hızla öne geçer ve yarışın kazanılacağına inanarak kaplumbağanı geride bırakır. Bunu fırsat bilerek bir süre dinlenmeye karar verir.
Fakat, tavşanın dinlenmesi esnasında kaplumbağa yavaşça ama sürekli olarak ilerlemeye devam eder. Tavşan uyandığında kaplumbağanın bitiş çizgisine yaklaştığını görür ve aceleyle koşmaya başlar. Ancak, kaplumbağa azmiyle yarışı kazanır ve tavşanı alt eder.
Bu masalın en önemli mesajı, her ne kadar hız önemli olsa da, azim ve kararlılığın da başarıda büyük rol oynadığıdır. Öğrenilmesi gereken ders, bazen yavaş ama istikrarlı bir ilerlemenin, aceleci ve kayıtsız bir yaklaşımın önünde olabileceğidir.
837 notes
·
View notes
Text
Şah Damarı
Şah damarınızda bir soğukluk hissettiğinizde, ne olduğunu yavaş yavaş anlarsınız. Buz gibi bir demir, hayatınızı sona erdirmek için boynunuzda beklemektedir; ancak sizi hemen öldürmez. İlk başta, bu demirin ölümcül yakınlığı karşısında çırpınmak istersiniz, fakat bilirsiniz ki tek bir derin nefes almak bile sonunuzu getirebilir. Sonunda anlarsınız, bu demir cinayet işlemek için değil, intihara sebep olmak için oradadır. Tek bir hareketinize bakar canınızın son bulması. Etraf kan revan içinde kalır. Öyle zor bir durumdur ki bu, ne yapacağınızı bilemez hale gelirsiniz. Deli gibi çarpan kalbiniz size yardımcı olmazken, beyniniz de kalbinizle ilgilenmekten mantıklı düşünemez.
İçinizden bir ses yankılanır: "Yap gitsin." Bu ses, bütün vücudunuzda çığlık çığlığa dolaşır. Ardından, bu yankılanan ses, vücudunuzun sert duvarlarına çarptığında, daha kırılgan, daha hafif bir ses yükselir: "Yapamazsın, sebeplerin var, kurtulmalısın." Bu sözler, bedeninizde, hislerinizde, ruhunuzda derin bir boşluk yaratır. Yavaş yavaş o demirin soğukluğunu hissedersiniz teninizde. Sonra sıcak bir his kaplar orayı, fakat öldürücü değildir bu; sadece şah damarınızın yakınlarında küçük bir sıyrık oluşturur.
Beyniniz, kalbinizle ilgilenmeyi bırakır ve yaşamaya çalışmak için düşünmeye başlar. Ancak, bu düşünceler arasında boğulmaya başladığınızda, her şey için artık çok geçtir. Yavaş yavaş demirin soğukluğuna teslim olursunuz. Sonra o soğuk hızla kaybolur ve yerini alev alev yanan bir kırmızılığa bırakır. Bu kırmızılık durmak bilmez, ta ki düşüncelerinizde boğulduğunuz gibi, o kırmızılıkta da boğulmaya başlayana kadar.
#blog#seslervesözler#edebi yazılar#kendi kalemimden#güzel sözler#güzel yazılar#edebiyat#yazılarım#şiir#öykü#artists on tumblr
15 notes
·
View notes
Text
Senin için bi sıyrık olabilir ama benim için büyük bi kesik.
~Nazlı
10 notes
·
View notes
Text
Kadın dediğin;
Biraz manyak , sıyrık,
Kafadan kontak olmalıymış,
Ne öyle kedi gibi mır mır...:):)
2 notes
·
View notes
Text
ESKİ BİR TAKVİM İÇİN ŞİİRLER
III Çimen kokusundan hızlı Bir sıyrık gibi bitiveren elde ayakta Nedir bu benim yalnızlığım?
Neyiz ki bu karanlık kar yağışında Ey ipini kendi gerip ufka bakanlar Ölüler, diriler, daha doğmamışlar Toplanıp birdenbire hep aynı yaşta Ve nedir bu benim yalnızlığım?
Tom Millea
Ve içimde gezerim ucu sivri bir bıçakla Söylesem size söylerim ey ipini kendi gerenler Kedere kederle, ağrıya ağrıyla karşı çıkarım.
Yana Wernicke, “Rosina” in Weggefährten (2023)
Masam ki şuracıkta solgun bir köy akşamı Bir uzun yoksul, bir başka yoksul Düşer ellerim bir çağın artıklarına Çatalımda kemikler, ölü gözleri Ve iniltiler, çığlıklar Benden bir şey sorulamaz gibiyim. Biri gelsin şu tabağımı kaldırsın Çatalımı da İğrenmenin, tiksinmenin en eskisiyim İki eşya arasında bir hiçlik Ne iskemle, ne masa, tam orda tökezlenirim.
© Andrey Godyaykin
Bir haziran, bir temmuz nasıl olsa gelir de Sorsanız size söylerim ey ipini kendi gerenler Ben döğüşken olanlara açılmış bir mendilim.
Ph. Ganesh Kumar Perumal
7 notes
·
View notes
Text
Songül Eski /
DÖŞÜMDE BİR MERMİ
imgeler dağınık
ifadeler eksik
suratsız duvarlara dönük iklimler
öksüz yapraklar
düşerken toprağa
kasırga boran misali
herşey
herkes çalı(şı)yorsa
neden çoğalıyor ahlar dalında
neden
dolanıyor savaş ayaklarımıza
çocuklar ortasında
sert bir rüzgar dokunuyor
saçlarıma
kıvrılıyor saçıma düşen ilk beyazım
bir yokluk ki
rahmet
insandan sıyrık
ömre postunu sermekte zulm
keder
ince bir boyna pençesini geçirmekte
yazgı
kelimelerin diziminde sıralanırken
çaresizlik içinde
dumanından ayrılır bilmem kaçıncı sigara
ellerimde
ayrılır
dalından can
yana yana
dağılırım
dağılır doğudan batıya
sırasını şaşıran yaslar
#Sur yıkılır içime
katleder uykuları
bomba sesleri
doğu derler
göğsümün sol kaburgasına
sıkışır mermi
hırpalanmış umudum uykulardayken
destursuz yamacıma
sokulan ölümü öldürebilirmiyim
ellerimde
tam alacakken taze bir nefes
yarına çizecekken bir yol
katledilir
uykusunda
bir çoçuk
yarınsız
ben yaşlanırım
#yarına çıkmam
yarınsızsam
Songül Eski
#songül eski#yazar#kitap#edebiyat#şair#kitapalıntıları#kitapalıntısı#şiir#şiirler#şiirheryerde#filistin#soykırım#kahrolsun emperyalizm#çocuklar#savaşa hayır#keşfet#filistine özgürlük
5 notes
·
View notes
Text
Aşk dediğin nedir ki
Tenden bedenden sıyrık
Çocukların içinde
Yaşadığı bir çığlık
Aşk dediğin nedir ki
Histen nefesten varlık
Umutsuzluk içinde
Karanlığa son ıslık
Ahmet Hamdi Tanpınar
34 notes
·
View notes
Text
Nuray Kaygaz
Çağının ön yargılarına meydan okuyan bir kadın; Artemisia Gentileschi (1593/Roma-1653/Napoli)
Kadın olduğu için sanat okullarına alınmayan Artemisia, ilk eğitimini Barok bir ressam olan babası Orazio’dan alır. O dönem Avrupa’sında kadın ressamlar genelde nat��rmort çalışmalar yaparken, o mitolojik ve dinsel konuları işliyor, kadınları da çıplak resmediyordu. 19 yaşındaki Artemisia, perspektif hocası ressam Agostino Tassi’nin tecavüzüne uğrar. Olay sonrasında adama bıçakla saldırır, tecavüzcü sadece küçük bir sıyrık alır. Babası, Tassi’yi mahkemeye verir fakat adam az bir cezayla kurtulur. Artemisia, bu duruma sanatını silaha dönüştürerek tepki verir. Judith ve Holofernes ‘in öyküsünü pek çok kez resmeder. "Judith ve Holofernes"in öyküsü Kitabı Mukaddes’in Eski Ahit bölümünde anlatılır. Judith kendilerine saldıran Babil ordusu komutanı General Holofernes’i öldürerek kavmini kurtaran bir duldur. Güzelliğini ve aklını kullanarak, Yahudiler’i ele vermek bahanesi ile Holofernes’e yaklaşır, onu sarhoş eder ve kafasını keser. Onun teşviki ile Yahudiler, Babil ordusunu yener ve yurtlarından kovarlar. Artemisia’nın kendisini Judith, Agostino Tassi’yi de Holofernes olarak resmettiği yapıtta Judith elbisesinin kollarını sıvamış, bir eliyle kor bir bıçağı Holofernes’in boğazına saplıyor, öbür eliyle erkeğin yüzünü bastırarak hareket etmesini önlemeye çalışıyor. Genç hizmetçi de yanında ona yardım ediyor. Beyaz çarşaflar kan içinde. Erkeğin gözleri yuvalarından fırlamış. İki kadının sarf ettikleri olağanüstü çaba yanaklarındaki pembeliğe neden olur. Ama ikisinin de yüzleri sakin. Adeta hafif birer gülümseme bile var dudaklarda. Artemisia fırçasının gücü ile öcünü nihayet almıştır. Resimdeki kararlılık ise insanı ürpertir. Dönemi için kanın etrafa sıçradığı bu resim sansasyonel bir resimdir.
Artemisia, tecavüz sonrası, Roma’da yayılan dedikodular yüzünden ressam Pietro Antonio Satiattesi ile evlenerek Floransa’ya taşınır. Resimleriyle, Medici ailesinin beğenisini kazanır ve soylulardan siparişler almaya başlar. Academia del Disegno’ya kabul edilen ilk kadın üye olur. Hatta o kadar ünlüydü ki, İspanya Kralı IV.Felipe dahi müşterileri arasındaydı. Dönemin ahlak anlayışına uymadığı için pek çok engel ve kısıtlamayla karşılaşıyor olsa da çizgisinden hiç sapmaz. Artemisia, Caravaggio dahil döneminin meşhur erkek ressamlarının kadınları kişiliksiz, anlamsız bakışlı, en ciddi konularda dahi cinselliği çağrıştıran birer et yığını gibi göstermelerinin aksine, her ifadesinden güç ve kararlılık yayılan kadınlar resmetmiştir. Resimlerinde, tecavüz edenleri öldüren tecavüz kurbanlarını, düşmanlarıyla uzlaşmaktansa onurunu kurtarmak için intihar eden kadınları bolca işlemiştir. Kilise ve ataerkinin saldırılarına sanatıyla direnmiştir.
Resim: Judith ve Holofernes – Artemisia Gentileschi tual üzerine yağlı boya/Napoli Capodimonte Ulusal Müzesi
11 notes
·
View notes
Text
O devran hep başkalarına dönüyor. ben defalarca aynı taşa takılıp düşüyorum. acımdan çekildim köşeme. taşta bi sıyrık bile yok
6 notes
·
View notes
Text
Zincirleme bir kaza olmuş, sıyrık almadan çıkıp, geçen arabanın altında kalmışım .
5 notes
·
View notes
Note
Gerçemten delikdesik mi oldun sishh
Yok knk gelmemeye gittim hafif sıyrık ya
5 notes
·
View notes
Text
Bölüm 60: Soyunarak düşmanı şaşırtmak
Beklenmedik şekilde, Qi Yan birden sessizleşti. Önce yüzünü yastığa gömdü, fakat yanağındaki yaraya bastırdığı için yüzünü çevirmekten başka şansı kalmadı.
Bu kehribar gözlerdeki hafif hüznü gören Ding You'nun kalbi de hüzünle doldu.
Ding You kalbi acıyarak Qi Yan'a baktı. Oldukça kısık bir sesle ve kararlı bir şekilde şöyle dediğini duydu, "Ölsem bile onu sildirtmezdim."
"Ai... neden işleri kendin için daha zor hale getirmek zorundasın? Bunu yapmak sana yalnızca ölümcül bir risk getirecek!"
Qi Yan soğuk bir şekilde homurdandı, "Madem öyle, gidip Ekselansları Zhenzhen'i buraya çağır."
"Ne diyorsun sen?"
"Çürük alkolünü bırak. Git ve bir saray hizmetçisine uyandığımı haber ver."
Ding You büyük bir şok içindeydi, "Sen delirmişsin!"
Qi Yan'ın kehribar rengi gözlerinde soğuk bir ifade belirirken tane tane, "Ne yaptığımı gayet iyi biliyorum," dedi.
Ding You çok endişeliydi, "Dikkatsizce bir şey yapma, hatalı olduğumu kabul edeceğim, tamam mı?"
Qi Yan bakışlarını geri çekti, "Sana sinirli değilim. Gidip bir saray hizmetçisine benim uyandığımı ve Prensesin buraya gelebileceğini söyle."
"...Sonra?"
"Onun önünde çürüklerimi ovmama yardım et."
"Neden...?"
"Ekselanslarının bedenimi görmesini istiyorum."
"...Peki."
Ding You Qi Yan'ın aklından geçenleri temel olarak anlamıştı, ama yine de bunun fazlasıyla riskli olduğunu hissediyordu.
Fakat Qi Yan'ın Nangong Jingnu ile evliliklerini tamama erdirmesi imkansız olduğu için, şüphelerin artmasını ve onun 'kanıtlamaya' zorlanmasını beklemek yerine Nangong Jingnu'nun kendi gözleriyle Qi Yan'ın vücudunu görmesine izin vermek daha iyi olurdu. Yarası sırtındaydı, bu yüzden de üst kısmını dönemezdi. Ve genetik olarak kemik yapısı Wei Krallığı'nın halkından daha güçlü olduğu için yalnızca sırtına bakarak hiçbir şey anlaşılmazdı.
"Bekle biraz."
"Mm."
Ding You çadırdan dışarı çıktı, ardından dışarıda dikilen saray hizmetçisine, "Çabuk Ekselanslarına haber verin, Lord Fuma uyandı," dedi.
"Anlaşıldı."
Sıcak su daha yeni hazırlanmıştı. Saray hizmetçisinden Qi Yan'ın uyandığını duyduğunda Nangong Jingnu banyo yapmaya başlamak üzereydi. Aceleyle kuşağı geri bağladı ve koşarak çadırdan çıktı.
Nangong Shunu da onunla geliyordu, iki kız kardeş o çadıra girdi. Ding You uygun zamanda kenara diz çöktü, "Bu kul iki Ekselans'ı selamlıyor."
Nangong Shunu gözlerini kaçırdı, "Ben başka bir zaman eniştemi görmeye gelirim."
Nangong Jingnu da içgüdüsel olarak onu dışarı kadar takip edecekti ki Nangong Shunu yüzünde hafif bir gülümsemeyle onu durdurdu, "Neden benimle geliyorsun?"
"O..."
"Siz ikiniz karı-kocasınız. Eniştem yeni kendine geldi, sana özel diyeceği bir sürü şey olmalı. Sen çabuk geri dön."
"Tamam..."
Nangong Jingnu ayaklarını sürüyerek çadıra geri döndü. Başını aşağıda tutuyor, Qi Yan'a doğru bakmaya cesaret edemiyordu.
"Ekselansları."
"Mm."
"Biraz yakınıma gelebilir misiniz?"
"Peki."
Nangong Jingnu başı aşağı eğik şekilde yatağın kenarına geldi. Qi Yan'a bakmamak için kendini zorluyordu, fakat kazayla gözleri yukarı kayıverdi.
Qi Yan'ın sırtının tamamı büyük morluklarla doluydu. Kürek kemiklerinin çevresindekiler ve belindekiler en ciddi görünenlerdi.
Bunların yanında ensesindeki sıyrık yaraları hafif kalıyordu.
Qi Yan uzanıp hafifçe Nangong Jingnu'nun kol yeninin kenarından çektirdi, "Ekselansları."
"Mm?"
"İmparatorluk doktoru Ding çok fazla kuvvet uyguluyor, bu kul buna dayanmakta gerçekten zorlanıyor. Çürük alkolünü uygulaması için bir saray hizmetçisini çağırabilir misiniz?"
Qi Yan'ın bunu dediğini duyduğunda, Nangong Jingnu bir sebepten huzursuz olmuştu. Bir saray hizmetçisinin Qi Yan'ın bedenine dokunmasına izin vermek istemiyordu.
"İmparatorluk doktoru Ding."
"Bu kul burada."
"Fuma'nın yaraları nasıl? Sırtındaki çürükler dışında başka yaraları da var mı?"
Ding You dürüstçe cevapladı, "Lord Fuma'nın sol yanağı bir ağaç dalı yüzünden kesilip açılmış. Tedavi edilmiş olsa da yara çok genişti, yara izi kalabilir. Bunun dışında sağ yanağında, dudaklarında, çenesinde ve ensesinde de çizikler vardı. Sol elinde hafif yaralar vardı, tedavi edildi. Bu kul öncesinde Lord Fuma'yı kontrol etmişti, asıl ciddi yara sırtındakiler. Tamamen iyileşmesi için birkaç gün yatakta istirahat etmesi gerekebilir. İlk üç ila beş gün boyunca uyumadan önce sıcak kompres uygulanması ve onun da çürük alkolüyle ovulması gerek. Morlukların rengi açılmaya başladıktan sonra çürük alkolüne daha fazla ihtiyaç olmayacak."
Qi Yan'ın kalbi sıkıştı: Ding You böyle diyerek onun hayatını Nangong Jingnu'ya teslim etmiş oluyordu. Eğer kadın olduğu ortaya çıkarsa Ding You'nun sorumluluğunda olduğundan dolayı onu bunun dışında tutamazdı!
Fakat ikinci kez düşündüğünde, yaşamları çok öncesinde birbirine bağlanmıştı.
Her hastalandığında veya yaralandığında onunla Ding You ilgilenmişti. Şimdi bunu dile getirmese de, eğer Qi Yan'ın kimliği açığa çıkarsa onun da öldürüleceği kesindi...
Qi Yan ses çıkarmadan bir iç geçirdi: Ding You, önceki meclisten birinin Shifu tarafından sahip çıkılmış yetimiyse bile intikam yolunda hayatını ortaya koymasına gerek yoktu. Zamanı geldiğinde onun tüm bunlardan sıyrılmasının bir yolunu bulmalıydı...
Nangong Jingnu, Qi Yan'ın hayatının tehlikede olmadığını ve sadece yorgunluktan bayıldığından emin olduğunda, sonunda rahatlamıştı.
"İmparatorluk doktoru Ding'e zahmet oldu. Artık gidebilirsin."
"Peki ya Ekselansları iyi mi? Bu kul emin olmak için nabzınızı ölçsün."
"Gerek yok, ben iyiyim. Gidebilirsin."
"Anlaşıldı."
Ding You çürük ovma alkolünü yatağın kenarına bıraktı. Tıbbi malzeme çantasını sırtına attı, ardından çadırdan gerisin geri çıktı.
Nangong Jingnu alkolü alıp şişenin tıpasını çıkararak kokladı.
Qi Yan dehşet içinde, "Bu kul Ekselanslarına zahmet vermeye cesaret edemez, bir saray hizmetçisinden sırtımı ovmasını istemek daha iyi olacaktır," dedi.
Nangong Jingnu alkolü avucuna döktükten sonra yumuşak bir tonda karşılık verdi, "Bu kadar endişelenmene gerek yok, çadırda sadece ikimiz varız."
"O zaman... bu kul bu işi size bırakıyor."
Nangong Jingnu'nun elleri biraz titriyordu. Sekiz yaşındayken kazayla düşmesi sonucu bacağı morarmıştı. İmparatorluk doktoru onun için ovduğu zaman ne kadar canının yandığını hatırlıyordu.
"Dayan biraz, canın acırsa söyle bana."
"Mm."
Nangong Jingnu daha yeni Qi Yan'ın sırtına bastırmıştı ki kısık bir sesle homurdandı. Nangong Jingnu korku içinde durakladı, "Acıyor mu? Üzgünüm..."
"Sorun değil. Başlayabilirsiniz, ovulduğunda artık acımayacak."
"Mm."
Nangong Jingnu'nun elleri daha önce hiç iş yapmamıştı, bu yüzden parmakları narin ve yumuşaktı. Parmaklarının ve avucunun Qi Yan'ın sırtına sürtünmesinin verdiği his Ding You'nunkindan tamamen farklıydı.
Qi Yan artık yanağındaki yaradan rahatsız olacak durumda değildi, yüzünü yastığa gömdü.
Tuhaf hissediyordu...
Bu his aklını karıştırıyordu.
Öncesinde Ding You ovarken biraz acıdan başka bir şey hissetmiyordu. O zaman neden o yaparken durum farklıydı?
Nangong Jingnu'nun yapma şeklinin yeterince profesyonel olmamasından dolayı olabilir miydi?
Nangong Jingnu'nun yüzü de kıpkırmızı olmuştu. İlk defa bir 'erkeğin' bedenine bu şekilde dokunuyordu. Fazla güç kullanmaya cesaret edemiyordu, ama çok hafif bastırırsa da işe yaramayacağını biliyordu...
Erkeklerin teni tahmin ettiği gibi sert çıkmamıştı. Nangong Jingnu utanarak Qi Yan'ın sırtını süzdü: pek de farklı görünmüyordu. Omuzları kendininkinden sadece biraz daha genişti.
Nangong Jingnu avucuna biraz daha çürük alkolü döktü, ardından Qi Yan'ın belinin arkasına bastırdı.
Qi Yan'ın bedeninin birdenbire gerildiğini hissettiği için endişeyle, "Çok mu acıtıyor?" diye sordu.
Qi Yan başını iki yana salladı, "Devam edebilirsiniz."
İki ovalayış hareketinden sonra, Qi Yan sessizce homurdandı. Nangong Jingnu bir kez daha durdu. Qi Yan'ın en kısık sesiyle, "Ovmayı bırakırsanız da sorun değil," dediğini duydu.
"Sorun ne, çok mu acıyor?"
Nangong Jingnu gerginlik içinde Qi Yan'ın beline baktı: belindeki morluklar sırtındakiler kadar kötü görünmüyordu, içeride bir yaralanma olmuş olabilir miydi?
Qi Yan bir an sessiz kaldıktan sonra tereddüt ederek, "Bu kul..." dedi.
"Mm?"
"Bu kul biraz gıdıklanıyor."
... ...
Nangong Jingnu kısık sesle güldü, ardından tatlılıkla ikna etmeye çalıştı, "Dayan, eğer ovulmazsa çok daha fazla gün boyunca acıyacak. Gıdıklanırsan gül gitsin."
Artık çürük ovma alkolü şişesinin yarısı boşalmıştı. Nangong Jingnu, Qi Yan'ın sırtının çoktan son derece ısındığını hissettiği için durdu.
"Oldu."
"Ekselanslarına teşekkürler."
"Nasıl hissediyorsun?"
"Çok daha iyi. Çıkından bana iç giysi getirebilir misiniz?"
Nangong Jingnu giysiyi getirip yatağın üzerine bıraktı. Qi Yan'ın doğrulmak için yatağa dayanıp kendini ittiğini gördüğünde, aceleyle arkasını döndü.
Qi Yan göz ucuyla Nangong Jingnu'nun hareketlerini takip ediyordu. Aceleyle kalktı, ardından giysilerini alıp göğsünü örttü.
Oldukça nükteli bir ses tonuyla, "Ekselansları gizlice bakamaz," dedi.
"Bakmak isteyen kimmiş!"
Qi Yan çabucak kurdeleyi bağladı, "Ekselansları?"
"Bitirdin mi?"
"Mm."
Nangong Jingnu başı hafifçe yana eğik bir şekilde önüne döndü. Yanaklarında belirgin bir kırmızılık vardı.
Qi Yan bunu gördüğünde sırtı daha da çok yanıyormuş gibi hissetti.
Ancak o zaman Nangong Jingnu'nun üzerinde hala o sabahtan kalma iki parça kıyafetin olduğunu fark etmişti. Bakışları ciddileşirken onun elini kendi avuçlarına aldı, "Ekselansları, iyi misiniz?"
Nangong Jingnu derin bir nefes aldıktan sonra başını ona çevirdiğinde bir an donup kalmıştı.
Qi Yan'ın yanaklarında daha önce hiç görmediği bir kırmızılık vardı. Kalbine dolan gerginlik tamamen dağılıp gitti.
Qi Yan'ın hislerinin de kendininki gibi olduğunu düşününce biraz mutlu oldu ve kalbine bal gibi tatlı bir his akmaya başladı.
"Senin sayende iyi ve güvendeyim."
"O zaman bu kulun aldığı yaralara değmiş."
Nangong Jingnu da Qi Yan'ın elini tuttu. Ciddi bir şekilde onun gözlerine baktı, "Bu sondu. Bundan sonra incinmene izin vermeyeceğim, söz veriyorum."
... ...
Nangong Jingnu ilaçlarını verdikten sonra Qi Yan'ın yatağa uzanmasına yardım etti, ardından battaniyeyi çekip üzerini örttü, "Güzelce uyu."
Kendi başına geri döndü ve banyo yapıp üzerini değiştirdikten sonra büyük çadıra gitti.
Nangong Rang, Nangong Jingnu'nun yanına oturması için elini salladı, "Hepiniz çıkabilirsiniz."
"Anlaşıldı."
Artık büyük çadırın içinde sadece baba-kız kalmıştı. Nangong Rang sevgili kızını dikkatle süzdü, "Yabancı kimse de kalmadığına göre İmparator baban neler olduğunu öğrenebilir mi?"
"İmparator baba, Yuhuacong atı birdenbire kontrolden çıktı. Ben ve Fuma onun sırtındayken ormana doğru koşturdu."
Nangong Rang sorunu anında anlamıştı, "Neden Qi Yan seninle birlikte binmek istedi ki?"
Nangong Jingnu düşünmeye gerek duymadan cevapladı, "Qi Yan'a ata binmeyi öğretmekte ısrarcı olan bu kızınızdı. Nasıl binileceğini bilmiyordu ve ata binmeye cesaret edemiyordu. Benimle birlikte binmesini isteyen bendim. Sık ormanın içinde ellerimdeki güç kesildi ve dizginleri bıraktım. Yuhuacong bizi sırtından attı. Qi Yan kendi güvenliğini hiçe sayarak bu kızınızı kollarının arasında korudu."
Sevgili kızının tüm sorumluluğu üstlendiğini gördüğünde, Nangong Rang daha farklı bir soru yöneltti, "İmparatorluk doktoru baktı mı?"
"Her ne kadar başka bir sorunu kalmasa da yüzündeki yaranın izi kalabilirmiş."
Nangong Rang, Nangong Jingnu'nun omzuna hafifçe vurdu, "Bir adamın çok narin bir yüzünün olmasına gerek yoktur." Daha sonra, nabız yoklamak için şöyle sordu, "Çocuğum Fuma'nın yüzü... zarar gördüğü için ondan hoşlanmamaya başladı mı?"
Nangong Jingnu'nun bakışları kararırken kısık sesle cevapladı, "İmparator baba, büyük düğün yapıldığından beri Qi Yan bu kızınıza her zaman uyumlu, özenli ve korumacı davrandı. Eğer o olmasaydı... İmparator babamı bugün tekrar göremeyebilirdim."
Nangong Jingnu'nun atı bizzat Nangong Rang tarafından seçilmişti. Nasıl oluyor da uysallığıyla bilinen bir at birden kontrolden çıkabiliyordu?
Bu atla etkileşime geçen herkes şüpheliydi. Ama sevgili kızının nasıl incinmiş ve üzgün baktığını gördüğünde, Nangong Rang şimdilik Qi Yan'a karşı duyduğu şüpheyi bastırdı.
"Güzel çocuğum gökler tarafından korunuyor, bir şey olmazdı. Fuma bu sefer harika bir iş başardığı için İmparator baban onu güzel bir şekilde ödüllendirecek."
— — — PDL yazar notu: 'Şeytanın içindeki melek' diye bir şarkı dinledim ve biraz Qi Yan'ı hatırlattığını fark ettim.
Ç/N: Linkte şarkı sözlerinin İngilizce çevirisi de var, bir okumamızı tavsiye etmiş melts.
0 notes
Text
Yaralarınizi saran birini nasıl yara bandı olarak görürsünüz anlamıyorum. Yani o kişinin de yaraları var ve o bunu önemsemeden önce karai tarafi önemsemis bu bence değer vermenin en anlamlı noktalarından biri, benim yaram var ama senin elindeki ufak bu sıyrık ufak bi yara benim canımdan can alıyor demek benim için. Bilmiyorum belki ben çok ince düşünüyorum ve sanırsam hep böyle düşüncem,olur da bir gün tam tersi düşünürsem gene yazarım buraya
0 notes
Text
Bursa Kahvaltısı: Lezzetin ve Geleneklerin Buluştuğu Nokta
Türkiye'nin kültürel zenginliklerinden biri olan kahvaltı, her bölgenin kendine özgü tatları ve damak zevkleriyle ön plana çıkar. Bu anlamda, Bursa'nın zengin mutfağı, özellikle sabah sofralarında kendine özgü lezzetleriyle göz kamaştırır. Bursa kahvaltısı, kendine has serpme kahvaltı tarzıyla, yöresel ürünlerin ve geleneksel lezzetlerin buluştuğu bir şölen sunar.
Bursa serpme kahvaltı, genellikle zengin bir çeşitliliği içerisinde barındırır. Bu kahvaltı sofraları, yöresel peynir çeşitleri olan "Bursa tulum peyniri" ve "keş" ile başlar. Aynı zamanda, zeytinler, domatesler, salatalıklar ve taze yeşilliklerle zenginleştirilmiş bir tabak, kahvaltının vazgeçilmezleri arasındadır. Bursa'nın kendine özgü balı, reçelleri ve yoğurdu da bu sofralarda yer alır. Özellikle Bursa'nın meşhur kestane balı, tatlı bir dokunuşla kahvaltıyı tamamlar.
Kahvaltının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan "pideli köfte" veya "sıyrık" da Bursa kahvaltısının önemli bir parçasıdır. Bu lezzetli köfteler, pidelerin üzerine konularak özel soslarla servis edilir ve Bursa'nın kahvaltı kültürünü zenginleştirir. Bunun yanı sıra, sıcacık gözlemeler, katmerler veya poğaçalar da sofralarda bulunabilir, bu da kahvaltının doyurucu ve çeşitli bir hal almasını sağlar.
Bursa kahvaltısı, sadece bir öğün değil, aynı zamanda bir kültürün, tarihin ve lezzetlerin bir araya geldiği bir deneyimdir. Bu yöresel kahvaltı, sabahın erken saatlerinden itibaren hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin sofralarını şenlendirir. Geleneksel tatlarıyla öne çıkan Bursa serpme kahvaltısı, lezzet arayışında olan herkes için unutulmaz bir deneyim sunar.
0 notes