#rus klasikleri
Explore tagged Tumblr posts
Text
"Şimdi sizi kim sevecek?.."
#spotify#beyzalkoc#karantina#kitaplar#beyzanınışıkları#gelmemeyegidenadam#benegeninincisi#kitaplayasamak#3391km#dostoyevski#fyodor dostoevsky#suç ve ceza#rus klasikleri#gidiyor musun?#seni seviyorum#ay benim gece senin#ayvegece#zeynepakay#onurunzeynepi#onurzorlu#iyi geceler tumblr#bittim tumblr...#geceyenot#geceye bir söz bırak#sevmek#acı#aşk#hayat işte#kahverengisaclikiz'dan
9 notes
·
View notes
Text
“Doğmamak elimde olsaydı, bu komik koşullar altında var olmayı belki de seçmezdim. Ama ölmek, geride kalan günlerimi yaşamamak yetkim var hala.”
Dostoyevski/Budala (s.525)
#dostoyevski#budala#ölmek#var olmak#komik#koşul#okuduklarım#dünya klasikleri#rus edebiyatı#altınıçizdiklerim#fool#kitapkurdu#Kitap Alıntıları
22 notes
·
View notes
Text
Baya uğraştım ama kendimle gurur duyuyorum. Üniversite kitaplarımı evdeki kitaplığa yerleştirmeyi başardım. Burası kitaplık değil aslında bir pencerenin içi... Rafları kendim yaptım ahşapları baltayla kestim sonra çekiçle çivi çakıp raf oturtmalığı yaptım çok zordu ama bitti 🥳
3 notes
·
View notes
Text
Hadsizleşen TDK.
Türk Dil Kurumu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile karar almış. Neymiş efendim, "cinsiyetçi" ifadelerin kullanımdan kaldırılacakmış! Batı'daki moda, Türkçemize sıçradı. Bu işin temeli, yapısalcılarla birlikte atıldı. Yapısalcılara göre, dil toplumsal süreçlerden etkilenmez. Kendi başına bir sistemdir. Yani dili, tarihten, kültürden ve toplumsallıktan kopardılar. Neoliberalizm ve postmodernizmle birlikte gelişen yapısalcılık ve post yapısalcılık, dili halkın kullanımına göre değil, egemen olan ideolojinin ya da siyasi görüşüne göre biçimlendirmenin önünü açtı. Agatha Christie’nin “On Küçük Zenci” romanının adını değiştiren, Rus klasikleri ve sanat eserlerini yasaklayan Batı'nın bu tip çöpten girişimleri, şimdi ülkemize sıçrıyor. Türkçe cinsiyetsiz bir dildir. Ama tabiî toplumsal süreç içinde ataerkil, feodal kavramlar, deyimler de dilimize girdi. Anlamı daralan da genişleyen de sözcükler var. Farklı kullanımlara dönüşen kelimeler var. Bu kavramları sözlüklerden atarak bir yere varamazsınız. Sözlükten deyim, atasözü atma işi başkadır; cinsiyetçi kafaları değiştirmek başkadır. Doktora gittiniz diyelim. Doktor sizin AIDS olduğunu söyledi. Doktoru, "Vay efendim, sen bana nasıl AIDS dersin" diye dövebilir misiniz? AIDS kavramını tıp literatüründen atarak hastalıkla mücadele edebilir misiniz? Hayır. O bir teşhis koyuyor. Sözlükçüler de doktor gibidir. Toplumda yer alan, halkın diline girmiş şeyleri de sözlükçüler tespit eder ve sözlüğe alırlar. Bu sizin beğenip beğenmemenizle alakalı bir durum değildir. Kimse Türkçenin sahibi değil. TDK'nin böyle bir hakkı yok. Cinsiyetçi ifadeler dilden doğru bilinç ve eğitimle temizlenir. Toplumda kullanımları azaltılabilir. Fakat sözlükten atarak, cinsiyetçiliğe karşı mücadele vermiş olmuyorsunuz. Aksine dili katlediyorsunuz. Sözlüklerimizi kısırlaştırıyorsunuz. Bu cahillikten vazgeçmeleri gerekiyor.
#Türk Dil Kurumu#Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı#dil#cinsiyet#cinsiyetçi#cinsiyetsiz#yapısalcılık#yapısalcılar#neoliberalizm#postmodernizm#postyapısalcılık#Agatha Christie#Türkçe#sözlük
28 notes
·
View notes
Note
kitap önerebilir misin? rus klasikleri veya yeraltı edebiyatı tarzında. (hakan günday vb.)
Rus klasiklerinden zamanımızın bir kahramanı,benim üniversitelerim olabilir, platon besedin kitaplarına bakabilirsin Rus yeraltı edebiyatı için. Ama tavsiyem yeteri kadar klasik okuduğuna inanıyorsan klasikler ile zaman kaybetme çok fazla,çağdaş edebiyat okumaya bak daha çok lezzet alırsın.
4 notes
·
View notes
Text
İnsancıklar
İnsancıklar – Eğitim Amaçlı Detaylı İnceleme İnsancıklar (İnsanlar Bozması), ünlü Rus yazar Fyodor Dostoyevski’nin ilk romanıdır ve Rus edebiyatının klasikleri arasında sayılmaktadır. Bu eser, Dostoyevski’nin sıra dışı yeteneğini ortaya koyan detaylı karakter tahlilleri ve derin psikolojik çözümlemelerle doludur. Bu makalede, İnsancıklar romanu üzerine detaylı bir inceleme yapacağız ve eğitim…
0 notes
Text
iran edebiyatı cok farklı bir kültür boyutu var ya mesela rus edebiyatı gibi soguk degil ya da ne bileyim dünya klasikleri gibide degil okudugum iran edebiyatındaki eserlerde genelde kültürlerini ve orada var olan rejime tepki içeren zorlugundan bahsediyor romantik bir kitapta bile bunları işliyorlar ve ayrıca oranın aşkları bile cok masum gösterilmis gercekten öyle mi ki? öyleyse gercekten cok güzel aşklar yaşıyorlar ve eski inancları olsun yaşam yerleri olsun ben görmek cok isterim ya internetten baktımda cok güzel yerleri gözüküyor. okumaktan ziyade turist olarak gezmekte cok keyifli olur
0 notes
Note
Rus edebiyatı okur musun
Ağır biraz çok tercih etmiyorum türk klasikleri benim için daha iyi
0 notes
Text
Rus Edebiyatı
Edebiyat tarihine damga vurmuş pek çok millet, dönem ya da yazar olmuştur. Bence en önemlilerinden biri Rus edebiyatıdır.
Rus edebiyatı klasikleri, günümüzün hala popüler kitaplar arasındadır. Rus edebiyatı eserlerini okurken uzun ve detaylı betimlemelerle anlatılanları adeta yaşıyormuş hissine kapılırsınız. Karakterlerin kafa karıştıran isimleri, entrika dolu olay örgüsü ve detaylı, uzun betimlemeler Rus edebiyatı klasik eserlerinin olmazsa olmazı diyebiliriz.
Rus edebiyatının bana göre en değerli iki ismi Fyodor Mihayloviç Dostoyevski ve Lev Nikolayeviç Tolstoy'dur.
DOSTOYEVSKİ
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): Rus ve dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biridir. İlk romanı İnsancıklar 1846’da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Byelinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Yazar 1849’da I. Nikolay’ın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi.
1857 yılında resmî hakları iade edildi ve kitap yayımlama izni verildi. 1861-1862 yıllarında yayımlanan Ölüler Evinden Anılar eseriyle eski ününe tekrar kavuştu.
Sürgün sonrası dünya görüşünde köklü değişiklikler yaşayan, Slavofiller’e yakınlık duyan Dostoyevski, kardeşiyle birlikte yayımladığı Vremya ve Epoha dergilerinde de bu görüşün propagandasını yaptı.
Dostoyevski geçim sıkıntısı yüzünden 1866’da aynı anda iki roman üzerinde çalışmak zorunda kaldı: Pek çok kez yazarın “her şeyini” kaybetmesine neden olan kumar bağımlılığını ele aldığı Kumarbaz ve “bir suçun psikolojik tasviri” dediği, yazarına ölümsüz bir ün sağlayacak Suç ve Ceza.
Kumarbaz’ı dikte ettirmek için tuttuğu stenograf Anna Grigoryevna Snitkina ile 1867 yılında evlendi ve çift 1871 yılına kadar Rusya dışında yaşadı. 1868 yılında Cenova ve Floransa’da kaleme aldığı Budala eseri yayımlandı. Budala için şu sözleri söylüyordu yazar: “Romanın ana fikri olumlu, güzel bir insanı tasvir etmek. Oysa zamanımızda bundan daha zor bir şey yok dünyada.”
1871’de ülkesine döndü. Dresden’de yazmaya başladığı ve 1872’de yayımlanan Ecinniler romanı sayesinde ünü iyice artmıştı. Son büyük romanları Delikanlı (1875) ve yazarın felsefi, dini fikirleriyle dünya görüşünün belki de en yüksek sanatsal değerine ulaştığı Karamazov Kardeşler’dir (1879-1880).
Dostoyevski 1881’de hayata veda etti.
Eserleri:
İnsancıklar (1846)
Öteki (1846)
Ev Sahibesi (1847)
Beyaz Geceler (1848)
Netoçka Nezvanova (1849)
Amcanın Düşü (1859)
Stepançikovo Köyü (1959)
Ezilenler (1861)
Ölüler Evinden Anılar (1862)
Yeraltından Notlar (1864)
Suç Ve Ceza (1866)
Kumarbaz (1867)
Budala (1869)
Ecinliler (1872)
Bir Yazarın Günlüğü (1873)
Delikanlı (1875)
Karamazov Kardeşler (1881)
Okuduklarımın 2 tanesinden ayrıntılı bahsetmek isterim; "Amcanın Rüyası" ve "Ezilenler".
Amcanın Rüyası: Saf ama zengin Prens K'nin Mordasov vilayetine gelmesi ile başlar. Vilayetin her zengini Prens K'yi kendi evinde ağırlamak ister. Ama Maria Aleksandrovna buna izin vermeyecektir. Prens K Maria Aleksandrovna' nın evine geldiğinde onu kızı Zinayda ile evlendirmek ister. Ama Zinayda bu sırada başka bir adamdan da evlilik teklifi almıştır. Olaylar Maria Aleksandrovna 'nın entrikalarıyla devam eder. Acaba Prens K'ye ne olacaktır?
Ezilenler: Küçük yaşta yetim kalan Vanya isimli genç bir yazarın yaşlı adamla köpeğinin üst üste ölümlerine tanık olur. Daha sonra yaşlı adamdan boşalan eve yerleşir. Vanya küçük yaşta yetim kaldıktan sonra köyün kahyası tarafından yetiştirilmiştir. Üniversite okurken köyün sahibi kahyaya iftira atıp dava açar. Kahya ve ailesi şehire taşınmak zorunda kalırlar. Ama kahyanın kızı toprak sahibi prensin oğluna kaçar. Bir süre sonra Vanya'nın evine küçük bir kız gelir ölen yaşlı adam ve köpeğini sorar ve annesinin öldüğünü söyler. Acaba küçük kızın ve annesinin sırrı nedir?
TOLSTOY
1828 yılında asil bir ailenin çocuğu olarak doğmuştur. Küçük yaşlarda anne ve babasını kaybeder. Çocukluğunda halaları tarafından yetiştirilmiştir. Tolstoy gençlik çağına geldiğinde ise doğu dillerini öğrenmek ister. Bu nedenle Kazan Üniversitesi’ ne gönderilir fakat okulu bitirmeden bırakır.
Hukuk Fakültesi’ne geçiş yapar burada da aradığını bulamaz. Yaşadığı malikaneye geri döner ve üç yıl kadar burada kalır. Bu sırada ilk gerçekçi hikayelerini yazar. Orduya katılır ve Kırım Savaşı’na gider. Daha sonra askerlikten ayrılır. Ruhsal çalkantıları yine de hafiflemez ve bir Avrupa gezisine çıkar. Almanya, Fransa ve İsviçre’yi gezer. Yurduna dönüp malikanesine yerleşir. Köyünde bir okul kurar ve burada eğitim vermeye başlar. 1862 yılında Sophie Behrs ile evlenir.
Evliliğinde toplam 13 çocuğu olur fakat 5 tanesini kaybeder. En önemli eserleri olan Savaş ve Barış, Anna Karenina karısının da desteği ile yazılır. 1877 yılından sonra yaşadığı buhranlı dönem onu sofuluğa yaklaştırmıştır. İki yıl boyunca dindar bir hayat sürmüştür. Tolstoy sahip olduğu serveti köylülere dağıtmıştır.
Bu şekilde soylu bir kişiden köylüye dönüşmüştür. 1880’den sonra ise kiliseyi reddettiğini açıklayan eserler yazmıştır. Bunlarda biri üç büyük eserinden biri olan diriliştir. 1901 yılında kilise onu bu eserler nedeniyle aforoz etmiştir. 1902’ de ise ruhsal bunalımlarına zatürre teşhisi eklenmiştir. Hasta düştükten sonra Astapovo’ da tren istasyonunda zatürreden ölür. Öldüğünde 82 yaşında olan Tolstoy hayatı boyunca büyük sıkıntılar yaşamıştır.
Eserleri:
Çocukluk (1852)
İlk Gençlik (1854)
Sivastopol serisi (1855)
Gençlik (1857)
Aile Mutluluğu (1859)
Kazaklar (1863)
Savaş ve Barış (1859)
Anna Karenina (1877)
İtirafım (1880)
İvan İlyiç'in Ölümü (1886)
Kroyçer Sonat (1889)
Efendi ile Uşağı (1895)
Diriliş (1899)
Hacı Murat (1904)
Her İyilik Ondan Gelir (Tiyatro Oyunu) (1910)
Okuduklarım arasından bahsetmek istediğim dört kitabı; "İnsan Neyle Yaşar", "Aile Mutluluğu", "Kafkas Tutsağı" ve "İvan İlyiç'in Ölümü".
İnsan Neyle Yaşar: İnsanlara öğüt veren altı tane kısa öyküden oluşmaktadır. İyilik-kötülük, yaşam-ölüm, cimrilik-kanaatkarlık benzeri karşıtlıkları ele alır.
Aile Mutluluğu: Küçük yaşta babasını daha sonra da annesini kaybeden genç bir kız kendisinden yaşça büyük aynı zamanda anne ve babasının arkadaşı olan bir adama aşık olup evlenir. Acaba bu evlilik hayatını nasıl etkileyecektir?
Kafkas Tutsağı: Kafkas Savaşı'nı anlatan dört kısa öyküyü içerir. Bu öykülerde savaşın kötülükleri anlatır.
İvan İlyiç'in Ölümü: Yüksek rütbeli bir yargıcın ölüm döşeğinde iken hayatı ile ilgili pişmanlıklarını anlatır. İvan İlyiç her ne kadar dolu bir ömür yaşadığını da düşünse aslında hep başkalarının hayallerini gerçekleştirmiştir ve bunu ancak ölüm döşeğinde farkeder.
0 notes
Text
Klasikleri çok seviyorum ya, Rus, Fransız, Türk hiç fark etmiyor.
0 notes
Text
#kitap#edebiyat#şiir#kitaplar#kültür#söz#dergi#sanat#roman#fyodor Dostoyevski’nin#ev sahibesi#öykü#kısa klasik#kısa klasikler#can klasik#Rus klasikleri#kiralık daire#kıskançlık#büyü#kabus#aşk#inziva
32 notes
·
View notes
Text
#fyodor dostoevsky#dostoyevski#dostoevksy#suç ve ceza#ezilenler#yeraltından notlar#edebiyat#dünya klasikleri#rus klasikleri#kitaplar#books#beyzalkoc#karantina#spotify#beyzanınışıkları#gelmemeyegidenadam#3391km#benegeninincisi#3391 kilometre#0 km#zeynepakay#onurzorlu#onurunzeynebi#ayvegece#ay benim gece senin#beyza alkoç#keşfet#keşfedilmeyen#geceyenot#geceyebirsözbırak
14 notes
·
View notes
Text
Karamazov Kardeşler
Kitabın yazarı: Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Kitabın yayımevi: Can Yayınları
Kitabın sayfası: 1072
Yavaş yavaş, sakince, her tümceyi sindirerek, 2 aydan fazla süre boyunca okuduğum roman Karamazov Kardeşler hakkında diyecek o kadar çok şeyim var ki ne diyeceğimi bilmiyorum. Samimiyetinize sığınarak, en yüce içtenliğimle diyebilirim ki bu roman yazılmış “en iyi ve en güzel” romandır; bundan sonra okuyacağım romanlar tahmin ediyorum ki bu seviyeye asla ulaşamayacaktır.
En başta söylemek istiyorum ki sizler bu romanı okuduğunuzda benim kadar etkilenmeyebilirsiniz, hatta “Bu kadar övülecek ne vardı?” gibi bir laf bile diyebilirsiniz, olabilir tabii; her romanda olduğu gibi bu romanın da etkisi, okurunun anlayabildiği kadardır. Biraz romanın temeline bakacak olursak, 1800’lerin başlarında geçiyor roman. Berbat bir insan olan Fyodor Pavloviç Karamazov ve onun başına gelen, hiç beklenmedik -belki de beklenen- korkunç bir olayın cereyan etmesi ve bu olayın öncesi ve sonrasında Karamazovlar’ın hayatını, olaya karşı duruşlarını anlatıyor romanımız. Kısaca, Fyodor Pavloviç Karamazov bir baba katili tarafından katlediliyor ve bu olayın öncesi, yaşanma anı ve sonrası anlatılıyor.
Olay buraya gelmeden önce, yüzlerce sayfa boyunca, her karakteri tek tek tanıyoruz. Dostoyevksi, büyük deha, her karakteri bizlere öyle bir tanıtıyor ki onlarsız bir gün bile geçiremez oluyorsunuz. 15’ten fazla karakterin bulunduğu romanımızda, ben bizzat her karakteri tek tek hatırlıyorum; hiçbir karakter boşu boşuna yazılmamış veya bahsedilmemiş. Roman, ilahi bir anlatıcı tarafından anlatılıyor, ama öyle bir anlatılıyor ki anlatıcının kim olduğunu unutup karakterlerin düşüncelerinde gezinirken, söylediklerine şahitlik ederken buluyorsunuz kendinizi. Dostoyevksi’nin, Suç ve Ceza’da olduğu gibi romanın konusuyla bağdaşan alt konuları da çok net ve güzel anlattığından bahsetmeme gerek yoktur sanırım. Baba katli, din sömürüsü, ahlahlı olmak, sınıf ayrımı, aile bağları, sosyalizm konularını-meselelerini ve daha nice onlarca farklı olayı, çok farklı bakış açılarından değerlendirmiştir deha yazarımız. “Deha” diyorum, çünkü öyle, çünkü okuduğunuz her bir paragrafta, her bir bölümde bu adi adamın nasıl da deha bir yazar olduğuna şaşıp kalıyorsunuz.
Aslında roman, diğer romanlarında olduğu gibi birtakım gerçek olaylara dayanır. Dostoyevski’nin Sibirya’da sürgündeyken tanıştığı ve babasını öldürdüğü için mahkum edilen İlyinsky’nin hayatı, romanın temel taşlarından biri olmuştur. Ayrıca 1878’de ölen 3 yaşındaki oğlu Alyoşa, romandaki en temiz karakterin adı olmuştur. Bununla birlikte, bir başka karakterin ölümünde de etkili olmuştur kendi oğlunun ölümü. İlyinsky’nin, romandaki bir karakter ile çok benzer olduğu da bahsi geçen saptırma laflardan birisidir.
Son cümlelerime gelecek olursak, Karamazov Kardeşler hayatımda -diğer romanlara nazaran- gerçekten büyük etkileri olmuş, kalbimde yeri çok ayrı olan, şu zamana kadar okuduğum ve okumaktan en çok zevk aldığım ve ciddiyetini hissettiğim bir roman oldu. Ana olaya kadar her karakterin ilmek ilmek işlendiği, en basit bir olayın bile büyük bir ciddiyetle anlatıldığı, her şeyi bilmesine rağmen sürekli ipucu verme yöntemi ile okuru merakta bırakan bir anlatıcıya sahip olması, şu zamana kadar gördüğüm en gerçekçi (çok da uzatmadan yapılan) betimlemeleri ile okurken onlarca kez tüylerimi diken diken eden roman, Karamazov Kardeşler’i (daha önce pek çok roman için dedimse de bu roman için özellikle vurgulayarak diyorum ki) ölmeden önce kesinlikle okuyunuz.
#karamazov kardeşler#the brothers karamazov#Fyodor Mihayloviç Dostoyevski#fyodor mikhailovich dostoevsky#dünya klasikleri#rus klasikleri#klasik#kardeşlik#alyoşa#büyük engizisyoncu#aile#cinayet#iç çatışma#psikolojik roman#roman#novel#kitap#book#edebiyat#rus edebiyatı#literature#russian literature#ziya#taskirmaz#inceleme#eleştiri#spoilersız
9 notes
·
View notes
Text
Beyaz Geceler Sözleri ve Alıntıları
Zaten insanlar mutsuz olmadıkça başkalarının mutsuzluğunu anlayamıyor. O zaman duygular daha incelip güçleniyor.
#Aşk kitapları#Roman kitapları#Çeviri kitapları#Edebiyat kitapları#Dünya Klasikleri kitapları#Roman (Çeviri) kitapları#Dünya Edebiyatı kitapları#Rus - Eski Sovyet Cumhuriyetleri kitapları#Öykü (Çeviri) kitapları
2 notes
·
View notes
Photo
Kadınlar! Ah şu kadınlar! Kim anlayabilir ki onları! Gülümsemeleri bakışlarıyla çelişir, sözleri büyük umutlar verir, çeker seni, ama seslerinin tınısı iter... Kimi zaman en gizli düşüncelerimizi, duygularımızı hissederler, kimi zaman da en açık seçik imalarımızı anlamazlar...
Zamanımızın Bir Kahramanı / Mihail Yuryeviç Lermontov
#zamanımızın bir kahramanı#a hero of our time#mihail yuryeviç lermontov#kitap#kitap alıntıları#book#book quotes#edebiyat#literature#roman#novel#dünya klasikleri#world classics#grigory aleksandroviç peçorin#rus yazar#russian writer#oku#read#bloomsbury.com#1000kitap.com
10 notes
·
View notes
Text
“Bütün mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.”
72 notes
·
View notes