Tumgik
#periliev
zamansatandukkan · 6 years
Photo
Tumblr media
Perili evin kara kedisi. . . #ada #ev #periliev #kedi #karakedi #cat (Heybeliada, Istanbul, Turkey) https://www.instagram.com/p/BpmAlIzlof2/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=2yn0nnngvg4g
2 notes · View notes
Photo
Tumblr media
Gulyabani - Hüseyin Rahmi Gürpınar (kitap yorumu) 2020 yılında başlayıp 2021 de bitirdiğim için uzun soluklu bir eser oldu 😁 filmini izleyip görmüş olabilirsiniz ama kitabın tadı ayrı. Özellikle orijinal metin okumayı tercih ettim. Günümüz Türkçesine uygun baskıları mevcut. Yazarın kitaplarını okuyan bir hanımnine sayesinde "Gulyabani" gibi muhteşem bir eserin yazılmasını rica etmesi vesilesiyle yazar okuyucusunu kıramamış ve yazmayı denemiş 😍 muhteşem bir duygu bana göre." Tandır başında titreşmek" nedir öğrenmiş oldum 😁 bütün duyguları hissettirip baştan sonra heyecanla okutan çok kıymetli bir eser 😊 yazarın kalemine hayran kalmamak mümkün değil 🙂 tekerlemeleri, manasına kafa yormaya yetmeyecek manileri ayrı Bir sevdim 😁 seslendireyim desem gülmekten ölürsünüz😆 böylesine muhteşem bir eseri mutlaka ama mutlaka okumanızı tavsiye ederim 😎📙📖 #hüseyinrahmigürpınar #huseyinrahmigurpinar #hüseyinrahmi #türkedebiyatı #türkedebiyatımirası #turkedebiyati #gulyabani #korku #gerilim #komedi #ıssızçiftlik #periliev #yalnızkadınlar #canyayınları #canmiras #orijinalmetin #kitap1sevda #kitap #kitaplar #okudumbitti #kitapönerisi #kitaptavsiyesi #kitappaylaşımı #kitapayracı #ayraçlar #kitapyorumu #bookstagram #book #books #bookstrammer https://www.instagram.com/p/CJhfzD6JYsX/?igshid=wwovsku1ue1d
0 notes
negibicom · 4 years
Text
Endonezyalı Yetkililer Karantina'dan Kaçanları "Perili Evlere" Kitliyor!
Tumblr media
Dünyayı etkileyen koronavirüs salgınında Endonezyalı yetkililer karantinadan kaçan kişiler  için ilginç bir yöntem uygulamaya başladı. Ülkenin bazı bölgelerinde karantinaya uymayan kişiler "perili evlere" yerleştirilerek cezalandırılıyor.
Tumblr media
Endonezyalı yetkililer halkın batıl inançlarını koronavirüs mücadelesinde kullanmaya başladı. Cava Adasına bağlı Sragen bölgesinin yöneticisi Kusdinar Untung Yuni Sukowati  "perili" olduğuna inanılan terk edilmiş evlerin karantinadan kaçan insanları cezalandırmak için kullanılmasına karar verdi. Evlere kapatılan kişilerin kuralları bir daha çiğnemeyeceği düşünülüyor. Söz konusu perili olan evler perdelerle ayrılarak bu aralıklara yataklar konuldu. Kurallara uymayan kişiler burada 14 gün karantinada kalacak. Sukowati yaptığı açıklamada "Eğer köyde boş ve perili bir ev varsa, insanları oraya koy ve kilitle" sözlerini kullandı. Evlerde şimdiye kadar beş kişinin cezalandırıldığı belirtilirken, bunlardan biri olan Heri Susanto henüz bir hayaletler karşılaşmadığını söylüyor. Susanto "Bunun herkesin güvenliği için olduğunu biliyorum. Dersimi aldım" şeklinde konuştu. Cava Adasına bağlı Kepuh köyüde insanları salgın boyunca evde tutmak için yüzleri beyaza boyanan ve beyaz kıyafetler giydirilen gönüllülerin sokaklarda gezmesiyle gündeme gelmişti. Eski bir gelenek olan "Pocong" adı verilen hayaletler sayesinde halkın korkutulması hedeflenmişti. Read the full article
0 notes
gajder · 5 years
Text
Hikaye Oku: Perili Ev
Tumblr media
Hikaye Oku: Perili Ev Ne zaman uyanırsan uyan, bir kapı çarpardı. Odadan odaya geçerlerdi, el ele, orayı burayı kaldırıp açarak, emin olmaya çalışarak – bir hayalet çift. “Buraya bırakmıştık,” dedi kadın. Adam da ekledi, “Ah, ama buraya da!” Kadın, “Üst kata,” diye mırıldandı. “Ve bahçeye de,” diye fısıldadı adam. “Sessiz olalım,” dediler, “uyandıracağız onları.” Oysa bizi uyandırdığınız yoktu. Yok, hayır. İnsan, “Onu arıyorlar; perdeyi açıyorlar,” diyebilir, sonra da birkaç sayfa daha okuyabilir. Emin olarak, “Buldular işte,” deyip kalemi sayfanın kenar boşluğunda durdurabilir. Sonra da, okumaktan yorulunca, kalkıp kendi gözüyle görebilir evde kimselerin olmadığını, kapıların açık durduğunu, yalnızca tahtalı güvercinlerin neşeyle gurladığını ve harman makinesinin çiftlikten gelen homurtusunu. “Niçin geldim buraya? Bulmak istediğim neydi?” Ellerim boştu. “Belki de üst kattadır öyleyse?” Tavanarasında elmalar vardı. O zaman yeniden aşağıya, bahçe hâlâ eskisi gibi, bir tek kitap kayıp çimenlerin arasına düşmüş. Ama onu oturma odasında bulmuşlardı. Yok asla görünmüyorlardı. Elmaların yansıları, güllerin yansıları pencerelerin camlarındaydı; camlardaki tüm yapraklar yeşildi. Oturma odasına geçecek olsalar, elmanın yalnızca sarı yanı görünüyordu. Ama, az sonra, kapı açılacak olsa, yere yayılacak, duvarlara asılacak, tavandan sarkacak – ne? Ellerim boştu. Halının üstünden bir ardıçkuşunun gölgesi geçti; suskunluğun en kuytu kuyusundan dem çekti tahtalı güvercin. “Güvende, güvende, güvende,” diye attı evin nabzı usulca. “Hazine gömülü, oda…” nabız birden durdu. Ah, gömülü hazine miydi? Az sonra ışık dolgunlaşmıştı. Dışarıda bahçede öyleyse? Ama ağaçlar aylak bir güneş ışınının önüne karanlık ördü. Hep camın ardında yalımlanan o aradığım gün ışını, öyle ince, öyle az rastlanır, yüzeyin altında yitti serinkanlılıkla. Ölümdü cam; ölüm aramızdaydı; önce kadına gelmişti, yüzlerce yıl önce, evi terk etmişti, bütün pencereleri sımsıkı kapatarak; odalar kararmıştı. Adam evden ayrıldı, kadını bıraktı, kuzeye gitti, doğuya gitti, güney göğüne çevrilen yıldızları gördü; evi aradı, Downs’ın1 aşağılarında buldu. “Güvende, güvende, güvende,” diye atıyordu evin nabzı sevinçle. “Hazine sizin.” Rüzgâr ağaçlı yol boyunca esiyor. Ağaçlar bir o yana bir bu yana eğilip boyun büküyor. Ayın ışıkları yağmurda çılgınca sıçrayıp saçılıyor. Ama lambanın ışığı pencereden dosdoğru vuruyor. Mum dimdik ve dingin yanıyor. Evin içinde dolanıyor, pencereleri açıyor, bizi uyandırmamak için fısıldaşarak konuşuyor, köşe bucak mutluluğunu arıyor hayalet çift. “Burada yatardık,” diyor kadın. Ve adam ekliyor, “Binlerce öpücük.” “Sabah gözlerini açmak—” “Ağaçların arası gümüş rengi—” “Üst katta —” “Bahçede—” “Yaz geldiğinde—” “Kışın kar zamanı—” Uzaklarda kapılar kapanıyor, kalp atışları gibi usulca çarparak. Biraz daha yaklaşıyorlar; kapının ağzında duralıyorlar. Rüzgâr diniyor, yağmur camdan aşağıya gümüşsü kayıyor. Gözlerimiz kararıyor; ardımızda hiçbir ayak sesi duymuyoruz; hayalet pelerinini açmış bir kadın görmüyoruz. Adamın elleri feneri perdeliyor. “Bak,” diyor fısıltıyla. “Mışıl mışıl uyuyorlar. Dudaklarında aşk.” Üstümüze eğilip, gümüş lambalarını bize tutarak, uzun uzun bakıyorlar ve derin derin. Öyle duruyorlar uzun uzun. Rüzgâr dümdüz üfürüyor, alev usulca eğiliyor. Ayın yabanıl ışınları yerde ve duvarda kesişiyor ve buluşarak eğik yüzlere vuruyor; derinlere dalmış yüzlere; uykudakileri araştıran ve gizli mutluluklarını arayan yüzlere. “Güvende, güvende, güvende,” diye çarpıyor evin kalbi övünçle. “Onca yıl—” diye ah ediyor adam. “Yeniden buldun beni.” “Burada,” diye mırıldanıyor kadın, “uyurduk; kitap okurduk bahçede; gülerdik, elmaları yuvarlardık tavanarasında. Buraya bırakmıştık hazinemizi —” Eğiliyorlar, gözlerimin üstündeki örtüleri kaldırıyor ışıkları. “Güvende! güvende! güvende!” diye atıyor evin nabzı deli gibi. Uyanıp, haykırıyorum, “Ah, bu sizin gömülü hazineniz mi? Yürekteki ışık.” Virginia Woolf   Read the full article
0 notes
birblogsonra · 8 years
Photo
Tumblr media
Habis vol. 3241 . . . . #habis #ruin #abandoned #building #yıkık #ağaç #tree #bina #dark #darkness #karanlık #hauntedhouse #periliev #grey #gri #sky #winter #kış #istanbul #kadıköy #vsco #vscocam #vscogood #snapseed (at Kadıkoy)
0 notes