#patristikfelsefeveskolastikfelsefe
Explore tagged Tumblr posts
Text
Patristik Felsefe ve Skolastik Felsefe Arasındaki Temel Farklar
Felsefe tarihinin yaklaşık olarak bin yıllık dönemini kapsamış olan Orta çağ felsefesi, patristik felsefe ve skolastik felsefe olarak ele alınacaktır. Ayrıca patristik felsefe ve skolastik felsefe arasında farklar da detaylı olarak incelenecektir.
Patristik Felsefe ve Skolastik Felsefe
1. Patristik Felsefe Nedir? Bir Orta Çağ felsefesi olarak Patristik felsefe, MS 2. ve 3.yüzyıldan 8. yüzyıla kadar olan dönemi temsil eder. 8.yüzyıldan 15.yüzyıla kadar olan dönem ise Skolastik felsefedir. Skolastik felsefeyi önemli derecede şekillendiren ve onun felsefe ile olan ilişkisini tanımlayan Patristik felsefe olduğu düşünülür.
Patristik felsefe "Kilise Babalarının (patres)" felsefesi olarak bilinir. Bunun nedeni ise, Patristik dönem ya da filozoflarının sadece kilisede görevli din adamları veya rahipler olmaları değil, "Kilise Babası" deyimi kilisenin en tepesindeki ruhani otorite için kullanmış olmakla birlikte bu deyim daha sonra bütün din adamları için kullanılmaya başlanmıştır. Söz konusu deyim daha ziyade "kurucu" anlatılmak isteniyordu. Kurucuların ya da diğer bir tabir ile "Kilise Babaları"nın felsefesi olan Patristik felsefe, Hristiyan felsefesinin sonradan inşa edilmek üzere bir zemin hazırladığı söylenebilir. Bu kuruculuğun iki anlamı ya da evresi vardır. İlk anlamına göre Patristik dönemin ilk filozofları, Hristiyan teolojisi oluşturan dogmatik teoloji ile apolojetikten ikincisini oluşturdukları rahatlıkla dile getirilebilir. Ayrıca bu iki ayrı teoloji türünden apolojetiğin dogmatik teolojiden daha temel olduğunu hatırlatmak isteriz. Nedeni incelendiğinde dogmatik teoloji, temelde Katolik inancını halihazırda benimsemiş olanlara hitap ettiği inancı varsayar. Fakat apolojetik ise, Hristiyan ya da Katolik inancı olarak nitelendirebileceğimiz inancı benimsememiş veya ona karşı çıkmakta olanlara hitap ettiğinden teoride inanca sevk etmeyi amaçlar. Apolojetik Hristiyanlığı karşı yöneltilmiş olan kişisel, sosyal, politik veya dini saldırılar karşısında savunma amacını ilke edinir. Apolojetik, suçlamayı çürütmek için karşı tarafın kendisine doğrudan doğruya yöneltme şeklinde değil, hakikatın peşinde koşan inançlı kişiyi Hristiyan vahyinin akla uygun şeklinde doğruluğunu ve güvenilirliğini tanımaya davet eder. Patristik felsefenin özellikle ilk dönemi apolojetiğin bu birinci dönemiyle tamamen örtüşür. Patristik felsefe genel manada, putperestliğe veya seküler felsefeye karşı Hristiyan inancını savunmuştur. Daha sonralarında ise benimsediği Platoncu ve Yeni Platoncu felsefesi ile de Hristiyanlığı anlamlandırıp güçlendirmeye, putperestliğe ve gnostisizmin saldırılarına karşı korumaya çalışmıştır. Patristik felsefe kuruculuğu ikinci anlamı Patristik felsefenin ikinci anlamı incelenirse, Antik Yunan felsefesini özellikle de Patristik düşüncenin altın döneminde Hristiyanlığa entegre etmesidir. Bundan yola çıkarak apolojetiğin veya Patristik felsefenin ilk döneminde Hristiyan inancını çoktanrılı ve sapkın diye nitelendirmişlerdir. Bu nitelendirmeyi yapan Kilise Babaları ikinci dönemden itibaren artık insan aklının erişebileceği en yüksek düzeyi temsil ettiğini görmüşlerdir. Dahası, bu yüksek düzeyi gördükten sonra ilgili hakikatları iyice sentenmiş ve açıkça bir tarzda ifade etmek için gerekli kavramsal araçlara sahip olduğunu görmüşlerdir. Patristik Felsefenin Altın Çağı Yaklaşık olarak 250 yıl süren bu altın çağı dönemi, patristik felsefenin ikinci dönemine tekamül eder. Bu dönemin özellikle Celement, Origenes ve Aziz Augustinus gibi felsefecilerle yükselmiştir. Patristik felsefenin altın çağı olarak isimlendirilen bu dönemin en önemli özelliği ise, Yunan felsefesiyle Hristiyanlık arasındaki karşıtlığı en aza indirmesiyle ile bilinir. Farklı bir şekilde ifade edilecek olursa bu söz konusu olan ikinci dönem Yunan felsefesi ve Helenistik felsefenin Hristiyanlık arasında ciddi bir yakınlaşma ve hatta uzlaşma gibi bir etkileşim sürecine girildiği açıktır. Hristiyan Kilise Babaları Yunan felsefesinden zarar gelmeyeceğini ve aksine bu felsefenin Hristiyan inancı açıklayıp temellendirme çok yararlı olacağını anlamıştır.
2. Skolastik Felsefe Nedir?
Hristiyan Orta çağ felsefesinin, Patristik döneme kıyasla çok daha önemli olan dönemi hiç şüphesiz Skolastik felsefe dönemidir. Bu dönem, felsefe tarihi açısından bakıldığında 8.yüzyıl ile 15.yüzyıl arasında kalan felsefeyi tanımlar.
Skolastisizm "okullu", "okula ait olan" anlamına gelir. Skolastisizm ya da Skolastik felsefe öz yönünden veya formel yönden açıklanabilir. İlk olarak öz yönünden açıklanacak olursa, Hristiyan teolojisinin metodolojik açıdan ve felsefi açıdan rasyonel şekilde bir bütün olarak ortaya koymayı amaçlayan bir hareket olduğu ifade edilebilir. Formel yönden incelendiğinde ise Skolastik felsefe, her şeyden önce okullarda aktarılan, tartışılan, anlatılan felsefeyi tanımlar. Yapılan bu tanım Skolastik felsefeyi kurumsal bir yapı olarak bakıldığında ve yöntem itibariyle olabildiğince iyi karakterize eder. Bu bilgiler ışında ilk çağ felsefesi ve ilk iki yüzyılıyla değerlendirildiğinde modern felsefeden farklı olarak, birtakım dini eğitim veren kurumlarda belli bir geleneğin parçası olacak şekilde oluşturulmuş olan felsefe olarak tanımlanır. Eğitimin ve felsefenin araçları ya da organları olarak ifade edebileceğimiz bu kurumlar 1000 yılına kadar manastır, 1000-1150 yılı arası boyunca katedral okulu ve 1150 yılından itibaren ise önce İtalya olmak üzere daha sonraları Fransa'da olacak şekilde üniversite olmuştur. Skolastik felsefe baştan sonra kurumsal bir yapı şeklinde gelişmiş olup; manastır, katedral ve benzeri dini kurumlar ile üniversiteler sayesinde bu felsefenin disiplinli şekilde teknik bir tarzda gelişmesine yol açmıştır. Bu düşünce yapısı ışında ilk kurulan üniversiteler; İtalya'da Bologna Üniversitesi, Notre Dame Teoloji Okulu ile St.Genevieve Mantık Okulu'nun birleşmesi suretiyle kurulan Paris Üniversitesi olmuştur. Skolastik felsefenin diğer bir özelliği olarak okullarda okutulan felsefe anlamında, geleneğin korunmasını ve sürdürülmesini amaçlayan müfredatı dikkat çeker. Üniversiteye felsefe ve teoloji öğrenmek amacıyla giden herkesten öğrenilmesini beklenen şey belli bir konular öbeğini içeriyordu. Üniversite ve manastırda okuyan öğrenciler görmemli bilgelik anıtına kendi küçük taşlarını koymadan önce uzmanlaşmaları gereken bir bilgi birikimi olmak vardır. Burada esas olarak yapılmak istenen şey, geleneğin öğrenilip sürdürülmesi ve tilmizlere yani öğrencilere aktarılarak daha iyi seviyelere götürülmesidir. Skolastik felsefenin diğer özellikleri Skolastik felsefenin düşüncesinde bilim pek yer tutmaz. Bilim anlamında gerçekleştirilmiş olan son çalışma Skolastiğin yükselme döneminde Aristoteles'in bilimsel eserleri olmuştur. Bu bilim adına gerçekleştirilen çalışmaların azlığı tıpkı Patristik dönemde olduğu gibi temel sorun insan varlığının kurtuluşu problemidir. Bundan dolayı Orta çağda felsefesinde kendini bir adım öne çıkaran çaba hep Tanrının sözünü ve kelamını iyice kavrayabilme olmuştur. Skolastik felsefe hazırlık dönemi çıkarılacak olursa Aristoteles felsefesine dayanarak bu dönemdeki felsefe ile özdeşleşmiştir. Aristoteles'i Skolastik felsefeye kazandıran şey ise 12. yüzyıldan itibaren oldukça geniş çaplı bir tercüme etkinliği olmuştur.
Patristik Felsefe ve Skolastik Felsefe Arasındaki Temel Farklar
Patristik Felsefe Dönemi; M.Ö 8.yüzyıla kadar devam etmiştir. Patristik felsefe döneminin temellerini tanrı ve inanç sistemleri oluşturur. Platon ve Platonculuk adı verilen felsefe öğretileri ön plandadır. Patristik felsefe döneminde kilisenin ağırlığı oldukça fazla olmakla birlikte inançlar her zaman aklın önüne geçerek aklın üzerinde tutulmuştur. Kilisenin ağırlığının fazla olmasının nedeni ise, bu felsefe görüşünü savunan filozofların daha çok din adamlarından oluşmasıdır. Patristik dönemde felsefe, teoloji yani tanrıbilim ve dinin doğruları bir bütünün öğeleri veya parçaları olarak değerlendirilmiştir. Skolastik Felsefe Dönemi; 8.yüzyıl ve 15.yüzyıllar arasında etkin olan bir felsefedir. Skolastik felsefe daha çok Aristotelesçi bir felsefe izlemiş, onun öğretilerini her zaman ön planda tutmuştur. Skolastik felsefe patristik felsefeye tamamen zıt şekilde aklı ön planda tutmuş ve aklı ile her şeye ulaşmanın mümkün olabileceğini savunmuştur. Akıl her ne kadar öne çıkarılmış olmuşsa da din tamamen yok sayılmamış, inancı temellendirerek akıl sayesinde daha sistematik bir hale getirilmeye çalışılmıştır. Orta çağ felsefesinde, patristik dönemi felsefesine göre daha çok önemli bir dönemdir. Kaynak: Bu yazı Felsefe Tarihi-Ahmet Cevizci adlı kitaptan faydalanılarak siz yazılmıştır. Read the full article
0 notes