Tumgik
#onedio kitap önerileri
terasmagazin · 2 years
Text
Tarih Öğrencileri ve Meraklılarına Muhakkak Okumaları Gereken Kitap Önerileri
Tarih Öğrencileri ve Meraklılarına Muhakkak Okumaları Gereken Kitap Önerileri
Tarih kitapları özellikle geçmişle ilgilenen kişilerin odak noktasıdır. Peki, tarih öğrencileri ve sadece tarihten hoşlananların hangi kitapları okuması gerektiğini biliyor musunuz? İşte tarih öğrencilerinin okuması gereken kitaplar… ‘Önerdiğimiz ürünleri seveceğinizi umuyoruz! Bu içerikten alışveriş yapmaya karar verirseniz, Onedio sayfadaki bağlantılardan gelir elde edebilir. Satın aldığınız…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
sosyalmedyablog · 8 years
Text
New Post has been published on Edebiyat Kulübü
New Post has been published on http://edebiyatkulup.com/size-en-baski-zamanlarda-deha-umut-verecek-mutlaka-okumaniz-gereken-17-enfes-kitap/
Size En Baskı Zamanlarda Deha 'Umut' Verecek Mutlaka Okumanız Gereken 17 Enfes Kitap
Bireysel veya toplumsal açıdan umutsuzluğun ruhunuza çöktüğü zamanlarda, bu kitapları elinize alıp birkaç satır da olsa okumak size her yerde yaşama sevinci, gücü ve umudu verecek. İyi okumalar diliyorum, kitabınız bol olsun!
Anekdot 1: Her kitap listesi gibi bu liste de yetersiz ve kusurlu; affola…
Not 2: Yatırma kitapların niteliğiyle ilintili değildir !
1. “Minik Prens”, (1943) Antoine de Saint-Exupery
“Hoş Bir Şekilde git,” dedi tilki. “Vereceğim giz çok basit: İnsan oysa yüreğiyle baktığı süre doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.” Minik Prens unutmamak için tekrarladı: “Gerçeğin mayası gözle görülmez.”
Ufak Prens’ten hepimizin alacağı dersler var.
2. “Küçük Kara Balık”, (1968) Samed Behrengi
Kış ortasında bir akşam vaktiydi. Denizin en derin yerinde, yaşlı mı ihtiyar bir balık nine sayıları on iki bini bulan çocuklarıyla torunlarını çevresine toplamış, onlara bir masal anlatıyordu…
3. “Şeker Portakalı”, (1968) Jose Mauro De Vasconcelos
Yazarlıkta karar kılıncaya dek, boks antrenörlüğünden artist ve heykeltıraşlara modellik yapmaya, muz plantasyonlarında hamallıktan gece kulüplerinde garsonluğa değin farklı alanlara yönlendirilmiş işlerde çalışan Jose Mauro de Vasconcelos’un başyapıtı Şeker Portakalı, “günün birinde acıyı keşfeden minik bir çocuğun öyküsü”dür. 
Fazla yoksul bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelen, dokuz yaşında yüzme öğrenirken bir gün yüzme şampiyonu olmanın hayalini kuran Vasconcelos’un çocukluğundan derin izler içeren Şeker Portakalı, yaşamın umulmadık değişimleri aleyhinde büyük sarsıntılar yaşamış küçük Zeze’nin başından geçenleri anlatır. Vasconcelos, bütün on iki günde yazdığı bu romanı “yirmi yıldan fazla bir süre yüreğinde taşıdığını” söyler.
4. “Despot”, (1946) Nikos Kazancakis
“Zorba”, Nikos Kazancakis’in baki eseridir. 1930’larda geçen roman, adı kitapta hiç belirtilmeyen Yunan asıllı genç bir İngiliz yazarın ağzından anlatılır. Hayattan fazlaca bir beklentisi olmayan bu mutsuz entellektüel, bir süreliğine kendisini dinlemek ve yaşantısına çeki armoni saptamak üzere kitaplarını bir kenara koyarak Yunanistan’ın Girit adasına gelir.
Burada kendisine ait linyit kömürü madenleriyle de ilgilenecektir. Yazan burada aşırı davranışları olan, barbar saba lakin hayata şehvetle yan orta ihtiyar bir Yunan olan Alexis Zorba ile tanışır ve onu işe alır. 
Zamanla hayatı tutkuyla yaşayan Zorba’nın felsefesi, yazarı içten etkileyecektir…
5. “Momo”, (1973) Michael Ende
Momo karşısındakileri, aptal insanların bile aklına aydınlık fikirler getirtecek şekilde dinlerdi… Momo’nun yanında oynanan oyunlar başka hiçbir yerde oynanamazdı. Yaşanılan gün içinde çok büyük bir sır vardır. Bu büyük giz zamandır. 
Onu ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır, ama bunlar hiçbir şey açıklama etmez. Herkes bilir ki, bazen bir saatlik vakit insana ömür kadar uzun gelirken, ara sıra de göz açıp kapayıncaya değin geçip gider. Çünkü vakit, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir. Bu gerçeği hiç kimse duman adamlardan daha iyi bilemezdi…
6. “Oliver Twist”, (1838) Charles Dickens
Oliver Twist, düşkünler evinde dünyaya gelmiş ve babasız kalmış bir çocuktur. Daha fazla yemek isteme cesaretini gösterdiği için düşkünler evinden kovulur ve bir cenaze levazımatçısının yanında girer. 
Orada da kötü muamele görür görmez kaçar, fakat bu kez de yankesici Fagin ve çetesinin eline düşer. Yeraltı dünyasının acımasız ortamında korkunç Fagin’in pençesinden kurtulmak için akıl almaz serüvenlere atılan Oliver’ı hiç ummadığı bir gelecek beklemektedir…
7. “Ufak Şeylerin Tanrısı”, (1997) Arundhati Roy
Arundhati Roy, İngiltere’nin en saygıdeğer edebiyat ödülü olan Booker Ödülü’nü 1997 yılında “Ufak Şeylerin Tanrısı” adlı romanıyla aldı. 
Yasaklanmış bir aşkın çökerttiği bir ailenin solgun kesen dramını anlattı. Varlıklı bir Hindu ailesinin hoş kızı Ammu, ailesinin yanına çalışan bir işçiye aşık olur. Önüne geçilmez, kaide tanımaz, tutkulu bir aşkla bağlanırlar birbirlerine. Fakat genç adam Dokunulmazlar sınıfındadır… 
Hindistan’da yayınlandığında, Hristiyan bir Hindu kadınıyla daha aşağı kasttan bir erkek arasındaki aşk ve aşk sahneleri Hint gelenek ve göreneklerine tutarsız düştüğü için büyük tartışmalara yol açan “Ufak Şeylerin Tanrısı” bir solukta okunan bir roman.
8. “Uçurtma Avcısı”, (2003) Halit Hüseyni
“Uçurtma Avcısı”, Afganistan doğumlu Amerikalı yazar Halit Hüseyni’nin (Khaled Hosseini) birincil romanı. 2003 yılında yayınlanan kitap bir Afgan göre İngilizce yazılmış ilk romandır. New York Times’ın en çok satanlar listesinde bir numaraya kadar yükselmiştir.
Bu kitap şu lahza yaşanmakta olan yeni sömürgecilik dönemi, küreselleşme, kültürler arası çatışma, dinî ikiyüzlülük, ırkçılık, iç savaş ve göç gibi konulara perspektif getirmektedir. Ayrıca cinsiyet ilişkileri/rolleri gibi kavramlara da değinmektedir.
9. “Germinal”, (1885) Emile Zola
1860’larda, Fransa’nın kuzeyinde, bayağı bir gecede, genç ve işsiz bir adam olan Étienne, Montsou’ya yürümektedir. Burası, sömürüye, yoksulluğa ve ölüme terk edilmiş bir madenci kasabasıdır. Étienne, kasabanın geçimini sağlama kaynağı olan maden ocağına inecektir. Ama anapara sahiplerinin artan bir şekilde ağırlaştırdığı çalışma şartları, bütün kasaba halkını özgür ve ekmek için karşısında konulamaz bir mücadeleye sürükleyecektir. 
Germinal, emekçi sınıfı mücadelesini en yalın doğallığıyla anlatan bir yapıttır. Romanda, maden ocaklarındaki ağır ve tehlikeli egzersiz koşulları, maden işçilerinin yoksulluğu, iç dünyaları, sevgileri ve mücadeleleri son derece realist bir anlatımla tanım edilir. 
Zola’nın uzun süreli gözlemlere dayanarak oluşturduğu eser, tarih sahnesinde etkin bir özne olarak kendini duyuran proletaryayı, roman kahramanı olarak baştan canlandırır.
10. “Martı Jonathan Livingston”, (1970) Richard Bach
Durgun denizin minik dalgacıkları üstünde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı. Sahilden bir aks uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte şiddet bir gün daha başlıyordu.
11. “Ağla Sevgili Yurdum”, (1948) Bölge Paton
Bütün yaşamı Güney Afrika’da geçen, önceleri zengin beyaz çocukların eğitmenliğini, sonraları kara çocukların kapatıldığı bir “ıslahevi”nin yöneticiliğini yapan Bölge Paton, “Ağla Sevgili Yurdum”da; siyah insanlarla beyazların çelişki ve çatışmalarının yaşandığı bir ortamı, bütün yalınlığıyla anlatıyor.
1930’lu yıllarda Güney Afrika’da birtakım yenilikler yapılmaya başlanmış; ancak, alabildiğine ilkel koşullarda yaşayan, ezilen, sömürülen, hor görülen kara derili insanların bu değişime etap uydurmaları son derece sancılı olmuştur.
Hem engebeli bir yaşamla hem de aynı ölçüde zalim beyazlarla cebelleşen; fakat o ülkenin kendi ülkeleri olduğu ve sevgide, acıda, emekte dayanışma içinde olmaları gerektiği bilincini edindikçe kendilerini kanıtlama savaşımına girişen bu insanların dramı, Ağla Sevgili Yurdum’da en doğal hâliyle kağıda dökülmüştür.
12. “Damızlık Kızın Öyküsü”, (1985) Margaret Atwood
“Damızlık Kızın Öyküsü” The Handmaid’s Tale, Margaret Atwood’un ünlü romanıdır.
Atwood romanında distopyanın kuvvetli feminist yönünü göstermiştir. Romanında bayan haklarının bugünkü hâlinin aksine döndüğünde çıkacak sonucu incelemiştir.
13. “Sevilen”, (1987) Toni Morrison
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Toni Morrison’un 1988 Pulitzer Edebiyat Ödülü’nü şampiyon bu büyük romanın konusu, Amerika’nın iç savaşını izleyen yıllarda Ohio’da geçiyor; ve esir Sethe’nin ve ailesinin çevresinde dönüyor. 
Roman, Sethe’nin kölelikten özgürlüğe dürüst yaptığı engebeli yolculuğu anlatırken, halk ayrımının olanca şiddetiyle hüküm sürdüğü günlerde geçen olayları olanca gerçekliğiyle anlatıyor.
14. “Bitmeyecek Hikaye”, (1979) Michael Ende
“Ne İstiyorsan Onu Yap!”
Fantazya’nın sınırsız zorlama simgesinin üzerinde bu yazı vardı. Ama Bastian bu tümcenin reel anlamını ancak uzun, güçlüklerle batmış aramalardan sonradan öğrendi…
15. “Esinti Gibi Geçti”, (1936) Margaret Mitchell
“Esinti Gibi Geçti”  Amerikan yazan Margaret Mitchell’ın 1936 tarihinde ilk basımı yapılmış Batı edebiyatının dünyaca meşhur tarihi romans kitabıdır. Amerikan iç savaşı döneminde geçen kitap, savaşın zorluklarına göğüs geren karakterlerin aşk, gurur ve yaşam koşulları örgüsüyle yazılan romantik bir eserdir.
Aynı isimle 1939 yılında kitaptan uyarlanan roman, “20. Yüzyılın En Popüler Romanı Pulitzer Ödülünü” de kazanmıştır.
16. “Başkan Babamızın Sonbaharı”, (1975) Gabriel Garcia Marquez
“Başkan Babamızın Sonbaharı”, vefat etmek üzere olan, lakin bir türlü ölmek bilmeyen, yaşama tutunmak adına ne cinayetler işleyip ne kanlar döken bir diktatörün öyküsüdür. 
“Başkan Babamızın Sonbaharı”nı okurken, çağımızda da devamlı acıları, umutsuzlukları görür; fakat yine de umudu kovalamaya tanık oluruz…
17. “Kafesteki Kuş Neden Şakır, Bilirim”, (1969) Maya Angelou
“Kafesteki Kuş Niçin Şakır, Bilirim” otobiyografik bir roman: Yazar, şair, şarkıcı, dansçı, oyun yazarı ve öğretmen Maya Angelou’nun yedi kitaptan oluşan sıradışı ve ilham verici yaşamöyküsünün birincil cildi. Savunmasız, zorlama gören küçük bir kızın, ırkçılık ve bağnazlıkla savaşarak zinde bir karaktere; onurlu ve göz kamaştırıcı bir genç kadına dönüşmesinin öyküsü.
“ABD’nin en fazla yasaklanan yazarı” olarak tanıdık Maya Angelou’nun bu romanı, şiddet, müstehcenlik, ağzı bozuk dil kullanımı vs. gibi gerekçelerle daima yasaklandı.
0 notes
webdijital · 5 years
Text
İçerik hazırlama araçları listesi
Tumblr media
İçerik hazırlama araçları listesi
İçeriğin önemini artık sağır sultan duydu. Her marka bloglarında kendi içeriğini üretmek için kolları sıvadı. Bloggerlar kendilerine has üsluplarıyla kitlelerine içerik üretiyorlar. Her geçen gün içerik üretmek, yeni fikirler bulmak ortaya çıkan içerikleri yönetmek için işlevsel araçlar ortaya çıkıyor. Blog yazarlarının ve içerik üreten herkesin faydalanacağı içerik hazırlama ve fikir yönetimi araçları listesini sizlerle paylaşıyoruz. Feedly: Takip etmek istediğiniz tüm içerik kaynaklarını, blogları, websitelerini tek bir kaynaktan okumak istiyorsanız feedly tam size göre. Takip ettiğiniz mecraları kategorilere göre gruplandırarak ilgilendiğiniz kategoride yeni yazılanları rahatça okuyabilirsiniz. Etiketleme yaparak aradığınızı rahatlıkla bulabilirsiniz. İçeriği okumaya vaktiniz yoksa sonra oku olarak işaretleyip daha sonra gözatabilirsiniz. Tüm cihazlar için uygulamaları bulunmaktadır. Ücretsiz ve ücretli hizmetleri bulunmaktadır. Evernote: Aslında evernote için internetin notdefteri desek yanlış olmaz sanırım. Kategorilere göre notdefteri tutabilir, proje yönetebilir, listeler oluşturabilirsiniz. Hatırlatma ekleyebilir, sonra incelemek istediğiniz içerikleri kaydedebilirsiniz. Tüm dünyada en çok kullanılan not alma, düzenleme, arşivleme uygulamasıdır. Tüm cihazlara uyumludur. Ücretsiz ve ücretli hizmetleri bulunmaktadır. Asena: Dünya'da pek çok şirketin kullandığı proje yönetim ve ekip içi mesajlaşma yazılımıdır. Küçük projeler ve kişisel hesaplar için çok kullanışlı değildir. Camtasia: Video içerik üretmek, ekran görüntüsü kaydetmek ve düzenlemek için internetteki en kullanışlı, basit programlardan biri. Pocket: En çok kullanılan "sonra oku" araçlarından biridir. Bir çok tarayıcı, mobil uygulama ve websitesi için eklentisi olduğundan popülerdir. Daha sonra okumak/incelemek istediğiniz herşeyi pocket ile arşivleyebilirsiniz. Ücretsiz ve ücretli hizmetleri bulunmaktadır. Delicious: İçerik linklerini arşivleyip paylaşabileceğiniz en iyi sitelerden biri. Stumbleupon: İlgilendiğiniz içerik kategorilerini seçip popüler olanları, listeleyebileceğiniz yeni bloglar, ilginç içerikler keşfedebileceğiniz bir websitesi. Playbuzz: En iyi test içerik hazırlama sitelerinden biridir. Hazırladığınız testleri sitenize ücretsiz embed edebilirsiniz. Pinwords: En çok dönüş alabileceğiniz sosyal medya sitelerinden biri olan pinterest'te pinlerin üzerine kolayca metin ekleyebileceğiniz kullanışlı bir araç. Visual.ly: İnfografik konusunda alanında en iyi servislerden biridir. Trello: Pano ve liste şeklinde proje yönetebileceğiniz, to-do list oluşturabileceğiniz çok işlevsel bir proje yönetim aracıdır. Dünya çapında popüler bir servistir. Mobil ve desktop için sürümleri bulunmaktadır. Ücretsiz ve ücretli hizmetleri bulunmaktadır. Basecamp: Basecamp başarılı bir proje yönetim yazılımıdır. Yürüttüğünüz projeyi çalışanlarınızla paylaşıp üzerinde çalışabileceğiniz ücretli bir proje yönetim aracıdır. Eğitim içeriğine ulaşmak için tıklayınız. List.ly: İçeriklerinizi farklı tasarımlarda listeler halinde yayınlamanızı sağlayan başarılı bir girişim. Wordpress için eklentisi de mevcut. Ubersuggest: İçerik hazırlarken anahtar kelime analizi yapmanızı sağlar. Keywordtool.io: Hazırladığınız içerikle ilgili önerileri bulmanızı sağlar. Google'ın tamamlayıcı özelliği gibi düşünebilirsiniz. Google AdWords: Google Adwords Keyword Planner içeriğinizle ilgili detaylı kelime analizi yapabileceğiniz en iyi araçlardan biridir. KWFinder: Anahtar kelime analizi yapmanızı sağlayan bir başka araçtır. Slideshare: Kaliteli, profesyonel slidelar hazırlayıp içeriklerinizi zenginleştirebilir paylaşarak daha fazla okunmasını sağlayabilirsiniz. Pinterest: Aradığınız içerikle ilgili görsel öneri ve ilham almak istiyorsanız en iyi sosyal medya kaynaklarından biri pinterest'tir. NerdyData: Veri analizi ve kaynak kodu araması yapmanızı sağlayan bir arama motorudur. Recite: Online metinlerinizi görseller üzerine yazıp resimli sözler hazırlayabileceğiniz kullanışlı bir araç. Quantcast: Web siteleriyle ilgili detaylı analiz yapıp istatistiki bilgiler sunan bir araç. Consumer Barometer: Google'ın da desteklediği kullanıcı alışkanlıklarını ülke bazlı ücretsiz bir şekilde sunan araç. Contently: Güzel servisleri olan bir içerik platformu. Google Public Data Explorer: Halka açık bilgilerin yer aldığı, ülke kırılımı bulunan ve grafik datası sunan bir araç. Zeef, Quaro: İnternette popüler ve güncel en iyi fikirlere, beyin fırtınalarına ulabileceğiniz servisler. Hype My Hangout: Google+ Hangout videoları oluşturup içeriğinizi google plusda tanıtabilirsiniz. BuzzSumo: İnternette kelime bazlı saat, gün, hafta, ay, yıl filtrelemesi yaparak en çok tıklanan ve paylaşılan içeriklere ulaşmanızı sağlayan faydalı bir servis. Özellikle buzzfeed, onedio tarzında viral ve popüler içerik/haber yayını yapanların çok kullandığı bir sitedir. Pressbooks: Profesyonel bir şekilde kitaplarınızı e-kitap haline getirebileceğiniz kullanışlı bir araç. Survey Monkey: Hazırladığınız içeriklerle ilgili anket oluşturup geri bildirim almanızı sağlayan popüler anket servisidir. Devinart, Dribbble ve Behance: Dünyanın en iyi ve en ünlü tasarımcılarına, ilham veren eserlerine ulaşabileceğiniz değerli kaynaklar. Social-searcher: Ücretsiz sosyal medya arama motoru. İstediğiniz kelimelerde sosyal medyada araştırma yapıp popüler sonuçları listeleyebileceğiniz faydalı bir servis. Hazırladığınız içeriklerin pazarlamasını yapmak ve daha fazla kişinin okumasını sağlamak istiyorsanız marketingland.com'un hazırladığı en iyi 80 içerik pazarlama aracı yazısına veya türkçe içerik olarak i��erkbulutunun hazırladığı en iyi içerik pazarlama araçları listesine mutlaka göz atmanızı öneriyorum. İçerik yönetimi ile ilgili fikirdeşebileceğimiz araçları bir araya toplamaya çalıştım. Listede bunlarda olmalı dediğiniz ne varsa yorum kısmında dört gözle bekliyorum.   Read the full article
0 notes
teknovideoblog-blog · 8 years
Text
Bir Günde Okuyup Bitirebileceğiniz 10 Mükemmel Kitap Önerisi
Bir Günde Okuyup Bitirebileceğiniz 10 Mükemmel Kitap Önerisi
Boş bir günün var ve kitap okumak istiyorsun ama yarıda kalmasını da istemiyorsun. İşte sana tam istediğin gibi 10 kitap… 1. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu- Stefan Zweig 2. Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku- İlhami Algör 3. Kırmızı Pazartesi- Gabriel Garcia Marquez 4. Olağanüstü Bir Gece- Stefan Zweig 5. Dönüşüm- Franz Kafka 6. Yabancı- Albert Camus 7. Satranç- Stefan Zweig 8. Simyacı- Paulo…
View On WordPress
0 notes
terasmagazin · 2 years
Text
Tavsiye Ediyoruz! Hukuk Öğrencilerinin Mutlaka Okuması Gereken Kitaplar
Tavsiye Ediyoruz! Hukuk Öğrencilerinin Mutlaka Okuması Gereken Kitaplar
Hukuk bölümü kesinlikle üniversitelerin en zorlu bölümlerinden biri. Hukukçular, bu bölümü okuyan öğrencilere bol bol kitap okumayı önerirken, bizler de hukuk öğrencilerine kitap önerileri hazırladık! İşte hukuk öğrencilerinin okuması gereken kitaplar… ‘Önerdiğimiz ürünleri seveceğinizi umuyoruz! Bu içerikten alışveriş yapmaya karar verirseniz, Onedio sayfadaki bağlantılardan gelir elde edebilir.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
sosyalmedyablog · 8 years
Text
New Post has been published on Edebiyat Kulübü
New Post has been published on http://edebiyatkulup.com/eksiksiz-bir-kutuphaneniz-olsun-istiyorsaniz-mutlaka-edinmeniz-gereken-100-harika-kitap/
Eksiksiz Bir Kütüphaneniz Olsun İstiyorsanız Mutlaka Edinmeniz Gereken 100 Harika Kitap
Çok Iyi bir kütüphanenin temeli olacak 100 kitap önerisinin 34 kitaptan oluşan üçüncü ve son bölümü ile karşınızdayız! İyi okumalar diliyorum, kitabınız bol olsun!   
Anekdot: Sıralamanın kitapların değeri ile herhangi bir ilintisi yoktur.
Serinin önceki bölümlerine de göz atabilirsiniz!
Eksiksiz Bir Kütüphaneniz Olsun İstiyorsanız Mutlaka Edinmeniz Gereken 100 Olağanüstü Kitap – onedio.com
Eksiksiz Bir Kütüphaneniz Olsun İstiyorsanız Mutlaka Edinmeniz Gereken 100 Şahane Kitap – onedio.com
1. “Budala”, (1868), Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
“Budala” da Dostoyevski’nin başyapıtlarından biridir. Dostoyevski’nin Budala’daki amacı mutlak anlamda “iyi” ve “ahlâklı” insanı irdelemektir. 
Prens Mişkin bu ahlâki idealin timsalidir ve yapıt yazarın büyük romanları içinde en açık olandır denilebilir.
2. “İvan İlyiç’in Ölümü”, (1886), Lev Nikolayeviç Tolstoy
İvan İlyiç’in Ölümü, son günlerinde, ölümle önce uğraş eden, sonradan çaresizce kendisini ona bırakan bir adamın yaşadıklarını anlatır. Yüksek rütbeli bir yargıç olan İvan İlyiç, iyi bir yaşam yaşadığını düşünür; ama hasta yatağında ölümün yaklaştığını anladıkça, yavaş yavaş fiilen ne dek manâsız bir ömür sürmüş olduğunu ayrım eder. 
O güne dek büyük kasıt yüklediği ve uğruna büyük çaba verdiği serveti, şöhreti ve saygınlığı, vefat döşeğinde bir anda gözüne abes ve abuk subuk görünür. Tolstoy’un büyük bir içtenlikle anlattığı bu kısa ama güzel roman, insan doğası, hayatın anlamı ve ölümün gerçekliği gibi esas sorulara cevap arıyor.
3. “Candide”, (1759), Voltaire
“Candide veya İyimserlik” Aydınlanma Çağı’nın meşhur filozofu Voltaire’in 1759’da yazdığı “pikaresk” türünde olan en önemli yapıtlarından biridir. 
Kitap, Voltaire’in Candide (Türkçede saf, temiz anlamlarına gelmektedir) adını verdiği kahramanın hayatında başına gelen sanki komik güya trajik olayların anlatıldığı satirik bir eserdir. 
Voltaire eserini dünyadaki acıların birer zorunluluk olduğunu ve Tanrının bundan daha iyi bir dünya yaratmasının olası olmadığını ileri süren Leibniz’in “olası dünyaların en iyisi” felsefesini kusur bulmak için yazmıştır.
4. “Ulysses”, (1922) James Joyce
Joyce, 1904’te Nora Barnacle adında bir genç kadınla tanışmıştı. (Nora Barnacle ile 1931’de, evliliğe aleyhinde olmasına rağmen, kızının ısrarları üstüne evlendi.) Ulysses, Joyce’un kendi anlatımıyla Nora Barnacle’ı sevdiğini anladığı gün olan 16 Haziran 1904 günü Dublin’de geçer. (Romanın başlıca kahramanı bir bakıma Dublin kentidir. Her sene 16 Haziran günü Dublin’de düzenlenen “Bloomsday” yani Bloomgünü’nde, kitaptaki bölümlerde geçen yerlerin dolaşıldığı turlar düzenlenmektedir.) Konu, özünde son derece yalındır: Öğrenci Stephen Dedalus ile bağımsızlık çalışan Yahudi asıllı bir reklam toplayıcısı olan Leopold Bloom’un karşılaş(tırıl)maları. 
Ancak asıl anlatılan, bu iki kişinin kişisel kimliklerini aşan daha büyük bir gerçeğin parçası olduklarıdır: Stephen “sanatsal” doğanın, Bloom ise “bilimsel” doğanın temsilcileridir. öte yandan, bu iki dışlanmış şahsiyet, ayrıca Joyce keza de birbirleri için de özel bir öneme sahiptirler: Stephen, Joyce’un gençliğinin, Bloom ise olgunluğunun yansımalarıdır; Bloom, Stephen’ın, deyim yerindeyse, “manevi babası”dır vb. Ama kitabın edebiyat açısından başlıca önemi, çatısının Homeros’un destanı Odysseia ile simgesel koşutluğundan ve Joyce’un kullandığı değişik teknik ve biçemlerden, özellikle de 18. ve son bölümde Bloom’un karısı Molly’nin düşüncelerinin yansıtıldığı “bilinç akışı”ndan kazanç.
5. “Yolda”, (1957) Jack Kerouac
Neal, Kerouac, diğerleri Kimi şair, kimi yazan, kimi serseri Bir avuç arkadaştılar Düzenden uzakta, diğer bir hayatın arkasında Amerika’yı baştan başa katettiler Bazen tek başlarına, bazen bir arabaya tıkışıp dostlarıyla Ara Sıra bir otostopçuyla veya âşık oldukları bir kadınla Yolda özgürlük vardı Yolda hayatın anlamı Yolda aşk vardı ve bazen sadece seks Yolda parasızlık, arzu vardı Ara Sıra çözümsüzlük, hengâme, kalleşlik Yolda bir arayış vardı, arayıp da bulamayış Yolda sorular vardı, çoğu cevapsız Ve yolda birçok zaman gök mavisi bir gökyüzü Zümrüt yeşili çayırlar Ve ölümsüz bir kızıllık vardı Yolda caz vardı, Cazın tanrıları ve ruhlara işleyen ritimler Onlar “beat kuşağı”ydılar Farklıydılar, özgürdüler, düzenin dışındaydılar Ve daima yoldaydılar…
6. “Otostopçunun Galaksi Rehberi”, (1979) Douglas Adams
Tamamen sakin bir hayat yaşamak, hayatına esas hayati fonksiyon olarak soğuk bira ve hoş nehir içmek kavramını yerleştirmek isteyen, kendi halinde, üstelik fazlasıyla sakin bir adam Arthur Dent, bir sabah uyanır ve evinin abuk subuk bir nedenle yıkılacağını öğrenir; lakin bu sadece başlangıçtır. 
Daha bir kaç saat bile geçmeden gezegeni yok edilecek ve yanına kankası Ford Prefect, üzerinde eskimiş sabahlığı, elinde havlusuyla galaksi boyunca sürecek olağanüstü bir yolculuğa çıkacaktır …
7. “Tinin Görüngübilimi”, (1807) Hegel
Tinin Görüngübilimi Hegel’in ilk kitabıdır. Schelling’e bir mektubuna kadar, “kitabın yazılması Jena savaşından (14 Ekim 1806) önceki gece” tamamlandı. Erken doğumun izlerini içeren ve böylece faydacı okuma tarafından ve sıkça politik beklentiler zemininde yeğlenen bu çalışmayı Nürnberg’de 1812-1816 yılları aralarında üç bölümde yayımlanan Mantık Bilimi (‘Büyük Mantık’), arkasında Felsefi Bilimler Ansiklopedisi (Heidelberg, 1817), ve Tüze Felsefesi (Berlin, 1821) izledi. 
Hegel sonradan Tinin Görüngübilimi’ni “bir gençlik yapıtı” olarak kabul etti, kitabın başlığından “Bilim Dizgesinin Birinci Bölümü” anlatımını kaldırdı, içeriğini Ansiklopedi’nin dizgesel yapısı içerisine bitmiş uyarladı ve yaşamı her tarafında Bilim Dizgesi olarak kabul ettiği bu son çalışmasını geliştirmeyi ve yenileştirmeyi sürdürdü. Ansiklopedi Mantık Bilimi’ni olduğu gibi “Tin Felsefesi”ne ait Tüze Felsefesi’ni de kapsar ve bütün dizgenin daha öte açınımı Hegel’in kendi el yazmalarından ve öğrencilerinin notlarından yayıma hazırlanan yapıtlarında saklanmıştır. “Önsöz” yapıtın kendisinin tamamlanmasından sonra yazılmıştır.
8. “Varlık ve Vakit”, (1927) Martin Heidegger
Varlık ‘idesinin’ menşei ve imkanlarını araştırabilmek için, formal-mantıksal ‘soyutlama’ yoluna gitmek, yani güvence altına gücenmiş bir soru ve yanıt ufkunu görev etmiş olmak asla yeterli olamaz. 
Yapılması gereken şey, ontolojik fundamental soruyu aydınlığa taşıyacak bir yol arayıp bulmak ve onu katetmektir. Bu yolun, yegane yol olup olmadığına ve hatta doğru yol olup olmadığına, onu katettikten sonradan karar verebiliriz.
9. “Varlık ve Hiçlik”, (1943) Jean-Paul Sartre
Varlık ve Hiçlik, hiç şüphesiz Jean-Paul Sartre’ın “başyapıtı”dır. Yalnızca Fransız felsefesi açısından yok genelde felsefe tarihi açısından da son büyük ontoloji denemesini temsilcilik eder. Dolayısıyla önemini ve güncelliğini hâlâ korumaktadır ve hiç şüphesiz daha uzun yıllar korumaya devam edecektir. Çünkü, insan, birincil kere bu yapıtta, özgür olmaya “mahkum” edilmiştir…
10. “Moby Dick”, (1851) Herman Melville
“Pequod” adlı bir balina gemisinin son yolculuğunu, balinaların nasıl avlandıklarını, geminin sonunda nasıl battığını anlatan Moby Dick, birincil bakışta denizlerde geçen bir serüven romanı sanılabilir. 
Ne var oysa insan Moby Dick’i okudukça, okuduklarını düşündükçe, kitabın derinliğini, gerçek anlamını sezmeye başlar. Bu derinliği, bu gerçek anlamı sezmeyenler ise, balina avıyla ilgili, heyecanlı bir hikaye olarak, yine de Moby Dick’in pekâlâ keyfini çıkarabilir.
11. “Macbeth”, (1606) William Shakespeare
William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle takriben 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren bu efsanevi yazan, büyük olasılıkla 1606 yılında yazdığı Macbeth’le “büyüme arzusu ve politik hırsın” kişiyi neye dönüştürebileceğini dünü, bugünü ve yarını kapsayacak bir derinlikle öngörmüştür.
12. “Bayan Haklarının Savunusu”, (1792) Mary Wollstonecraft
1792 yılında yazılan kitap, bayan haklarının ve feminizmin birincil önemli, sistemli ve cesur kitabı kabul edilir. Kadınların da erkekler gibi “insan” olduğunu ve erkeklerin sahip olduğu ve yararlanabildiği her hakkın kadınlar için de geçerli olması gerektiğini savunan, kadınların eğitimine büyük yük veren Mary Wollstonecraft, eseriyle bayan hakları mücadelesinin öncelikle gelen temsilcilerinden biri olmuştur.
13. “Dorian Gray’in Portresi”, (1890) Oscar Wilde
“Keşke tersi olabilseydi! Keşke daima genç kalacak olan ben olsaydım da portrem yaşlansaydı! Bunun için… bunun için her şeyi verirdim!”
Özellikle bir genç adamın büyümesini, eğitimini, gelişimini, kendini ve inançlarını keşfetmesini işleyen Dorian Gray’in Portresi için Oscar Wilde, ‘bir ruhun hikayesi’ demişti. 1891’de birincil basıldığında ahlaksızlığı yücelttiği gerekçesiyle büyük tepki çeken romanın baş kişileri olan Lord Henry ile Dorian’ın ortak etkileşimleri, Dorian’ın kendini gitgide artarak kötüye, şeytanca olana, hazcılığa adaması kitabın eksenini oluşturuyor. Son derece saf ve yakışıklı Dorian’daki metamorfoz, Lord Henry’nin sözleriyle ve Dorian’ın kendi portresinde kendi güzelliğini keşfetmesiyle başlar. 
Lord Henry’nin etkisiyle kötülüğün ve zevkin çekimine kapılan, dünyada gençlik ve güzellikten kayda değer bir şey olmadığına inanan Dorian için coşku, kötülükte ve günahtadır; iyilik ve erdemse sıkıcıdır, edilgendir. İyiliği temsil eden Basil’in Dorian’a duyduğu saf tutkuda eşcinsellik öğeleri açık açık hissedilir. Dorian’ın büyük sırrını, portredeki değişimi gören sadece Basil olur. Portreye odaklanan, baki gençlik karşı ruhunu satan ve ruhunun ölmüş olmasından korkan Dorian için kurtuluş var mıdır?
14. “Simyacı”, (1988) Paulo Coelho
Simyacı, dünyaca ünlü Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun üçüncü romanı. 1996 yılından bu yana Türkiye’de de çok okundu, çok sevildi, fazla övüldü bu kitap. Bir büyük Doğu klasiği olan Mevlâna’nın ünlü Mesnevî’sinde yer alan bir ufak öyküden yola çıkarak yazılan bu roman, yüreğinde çocukluğunun çırpınışlarını içeren okurlar için bir “klasik” yapıt haline geldi.
Simyacı, İspanya’dan kalkıp Mısır piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago’nun masalsı yaşamının öyküsü. Ama bununla beraber bir “nasihatnâme”; “Yazgına nasıl baskın olacaksın? Mutluluğunu nasıl kuracaksın?” gibi sorulara cevap arayan bir hayat ve etik kılavuzu. Mistik bir peri masalına eş bu romanın, dünyanın dört bir yanına bunca sevilmesinin gizi, şüphesiz bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor.
15. “Martin Eden”, (1909) Jack London
Martin Eden, Jack London’ın başyapıtı sayabileceğimiz ve büyük oranda otobiyografik izler içeren unutulmaz romanlarından biridir. Keskin sınıfsal bilinci, güçlü kalemi ve devrimci sanatıyla Jack London, burjuva gerçekliği aleyhinde sınıf sıçramak isteyen genç bir yazarın düştüğü trajik durumu ustalıkla ve bütün çıplaklığıyla resmeder Martin Eden’da. Büyük çabalarla ulaşılan hedefin, yani kent soylu yaşamının, anlamsızlığı, sahteliği ve hiçliği karşı, Martin Eden, kendisini beyaz bir heykel gibi batacağı dipsiz derinliklere bırakır.
16. “Monte Kristo Kontu”, (1845) Alexandre Dumas
“Gülün Adı” adlı bu dev romanıyla bir anda dünyanın dört bir yanına ünlenen İtalyan yazarı Umberto Eco, fiilen fazla yönlü bir bilimadamı. İtalya’da, Bologna Üniversitesinde öğretim üyesi, semiolog, tarihçi; filozof, estetikçi, ortaçağ uzmanı ve James Joyce üstüne derin çalışmalar yapmış biri. Umberto Eco’nun bu ilk romanı, 1980’de İtalya’da ilk yayımlanışından bu yanlamasına sayısız basım yaptı ve dünyanın o kadar çok diline çevrildi. Dünyada olağanüstü bir alaka uyandıran bu romanın yankıları hala sürüyor. 
Filmi de dünyada büyük yankılar uyandırdı. Bu romanın başarısında, kuşkusuz, yazarın ortaçağ konusunda derin ve dolaysız bilgisinin büyük payı var. Bütün anlamıyla ve her bakımdan ortaçağ dünyasını yansıtmakla birlikte “Gülün Adı” kesinlikle çağdaş bir roman; modern romana yepyeni ve uzun soluk getiren eşsiz bir roman. Bir anlamda ortaçağda geçen, Hıristiyanlık düşüncesini tartışan tarihsel bir roman, bir anlamda da ustaca resmileşmiş polisiye ve akıcı bir hikaye. Ve en önemlisi mucizevi bir dil ve benzeri eksik bulunur bir sanat yapıtı
17. “Germinal”, (1885) Émile Zola
1860’larda Fransa’nın kuzeyinde maden işçileri, çetin şartlar aşağı hayat mücadelesi vermektedir. Çalıştıkları ocaklarda her lahza iç içe oldukları göçük ya da grizu patlaması tehlikesinin yanı sıra, özlem ve sefaletle boğuşup dururlar. Son çare olarak gördükleri grev onlar için kaçınılmazdır bundan böyle. 
Her şeyi göze almaya hazırdırlar, içlerinde filizlenen umut en büyük destekçileridir. Ne yazık fakat direnişleri acımasızca bastırılır. Şu Anda geride sadece ölüm, kan, gözyaşı ve değil olan hayaller kalmıştır. Germinal dünya edebiyat tarihinin en kayda değer eserlerinden biri. İnsanların çektiği büyük acıyı son derece realist ve evrensel olduğu kadar etkileyici bir dille de kaleme bölge Zola, bu romanıyla yaklaşık olarak bir epope yaratmış.
Her satırında okuru duygudan duyguya sürükleyen, kâh yüreğini burkan, kâh öfkelendiren, kâh umutlandıran, soluk soluğa okunacak bir eser.
18. “Babalar ve Oğullar”, (1862) İvan Turgenyev
Klasik Rus edebiyatının unutulmaz yazarı Turgenyev, çağdaşlarından tamamen bambaşka bir yol izlemiş, yaşadığı dönemde Avrupa’da yazılan romanlara ve Avrupa kültürüne daha yakın bir söylev sergilemişti. Turgenyev’in başyapıtı olarak tanımlanan Babalar ve Oğullar, bu etkinin izlerini taşır. 
Romanın öne meydana çıkan karakteri Bazarov, arkadaşı Arkadiy’e ve onun modern değerlerle yaşamayı seçen babasıyla amcasına böylece asap bozucu bir biçimde aleyhinde çıkar ki, sergilediği nihilizm Bazarov’un muhteşem zekâsıyla birleşince genç bozguncunun saldırılara uğraması mecburi olur. 
Tıpkı romanın yayımlanmasından daha sonra yoğun saldırıya uğrayan Turgenyev gibi. İvan Turgenyev, Babalar ve Oğullar’ın yayımlanmasından daha sonra ülkesini terk etmek zorunda kalmış, yaşamını Avrupa’da sürdürmüştü.
19. “Huzursuzluğun Kitabı”, (1984) Fernando Pessoa
Huzursuzluğun Kitabı, kurmaca bir karakterin kendi hayatını anlattığı bir roman olarak görülebilir; ama yazarla kahramanı sık sık birbirinin yerine geçtiğinden, Pessoa’nın hayatla ilgili kendine ait olan ve olmayan düşünceleri döktüğü, evirip çevirdiği bir denemeler, anlatılar toplamı olarak da . Pessoa bu kitap üzerinde 1913’cilt itibaren çalışmaya başlamış, ölümüne değin parça parça yazmaya da devam etmişti. Sandık açıldıktan sonra, düzensiz metinler bir araya getirilmeye başlandı ve 1982’de Portekiz’de yapıt ilk kez olarak basıldı; sonra, yeni yer alan parçaların eklenmesi ve elyazmalarında yanlış okunmuş yerlerin düzeltilmesiyle yeni basımlar yapıldı.
20. “Kral Oidipus”, (M.Ö. 428) Sofokles
Sophokles (MÖ 495-406): Yunan tragedyasının en önemli yazarları arasında adı ilkönce hatırlanan Sophokles, konuları işleyişi ve oyundaki karakterleri canlandırılmakta ustalığıyla öbür bir yere sahiptir.
Tiyatro tekniğini geliştirmiş, diyaloglara, dekor ve kostüme önem vermiştir. Tragedyalarında dönemin yazarlarında rastlanmayan derli toplu bir iç inşa görülür. Eserlerinde yazgı sorununu tekrar tekrar ön planda miktar.
21. “Goriot Baba”, (1835) Honoré de Balzac
Büyük Fransız Romancısı Honore de Balzac’ın (1799-1850) meşhur dev yapıtı İnsanlık Güldürüsü, seksen sekiz ciltten oluşur. Goriot Baba, bu büyük yapıtın bir parçasıdır. Bu romanın imtiyazlı bir yeri vardır. Balzac’ın kafasında İnsanlık Güldürüsü’nü oluşturma düşüncesi Goriot Baba ile birlikte doğmuştur. 
Bu da bu büyük romanı, ister istemez, bir odak-yapıt durumuna getiriyor. Kurgusuyla, konusuyla, kişileriyle, içerdiği dünya görüşüyle, gerçekte fazla acayip bir roman olan Goriot Baba, İnsanlık Güldürüsü adlı bu dev yapıtın üç bine ulaşan kişilerinin manâlı bir kısmını ayrıca de en ilginçlerini bize tanıtır: Rastignac, Madame de Beauseant, Madame de Langeais ve daha birçokları, ünlü Balzac kişileri olarak ilk önce bu romanda karşımıza çıkarlar. 
Bu özelliği göz önüne alınınca, İnsanlık Güldürüsü’nün özgün evrenine girmek için en kullanışlı kapının Goriot Baba olduğu söylenebilir. Sadece yarattığı ilginç baba tipiyle yok, anlatım ustalığıyla da, öteki kahramanlarıyla da bu roman okuyanı sürükler
22. “Körleşme”, (1935) Elias Canetti
Dünya edebiyatının başyapıtlarından biri olduğu tartışmasız kabul edilen Körleşme, Almanya’da edebiyatın, politikanın kirli gölgeleri aşağıda yitip gitmeye yüz tuttuğu bir dönemde yazılmıştır. Ancak, Elias Canetti kurguladığı zaman ve mekân, kullandığı dil ve üslup, karakterlerindeki soyutlamanın isabetliliği ve bunları aktarmadaki başarısı bir uçtan bir uca sınırları aşmış, evrenselliğin en üstteki boyutlarına ulaşmıştır. 
Çoktandır kendi fildişi kulesine çekilmiş bir aydının trajedisinde cisimleşen Körleşme, insanoğlunun kendi eliyle kurduğu, sonradan da kendisine yabancılaşmış, düşman indirilmiş bulduğu dış çevreyi, son derece eşsiz bir biçimde ve en uçta sayılabilecek araçlarla tanımlama etmeyi başarıyor. 
İnsanın gerçeklik karşısında ne ölçüde körleşebileceğini, her dönemde ve her toplumda rastlanabilen “aymaz” kültürlü karakterinde ustalıkla yansıtan Canetti, akıl ile gerçeklik arasındaki kopuşun hikâyesini anlatırken yarattığı nefret edilen şey atmosferiyle okuru derinden sarsıyor.
23. “Buddenbrooklar – Bir Ailenin Çöküşü”, (1901) Thomas Mann
Buddenbrooklar, 20. yüzyılın en saygın yazarlarından Thomas Mann’ın birincil romanıdır. Ama birçok eleştirmenin gözünde, Venedik’te Vefat’den de büyük bir romandır Buddenbrooklar. 
Mann’ın 1900 yılında, 25 yaşında kaleme aldığı roman, Kuzey Almanya’da yaşayan zengin bir burjuva ailenin ve aile ticarethanesinin birkaç kuşak her tarafında geçirdiği değişimi ele alır. Buddenbrooklar, çağdaş yaşama bacak uyduramayan saygıdeğer bir ailenin çöküşünün öyküsüdür: Doğumlar, evlenmeler, boşanmalar, ölümler, başarılar, başarısızlıklar… 
Orta sınıf yaşamının ustalıklı bir portresini çizen roman, bununla birlikte kaybolan burjuva değerler için bir ağıt niteliğindedir. 1929’da Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen Mann’ın bu dev yapıtı, çağdaş edebiyatın klasikleri arasındadır. Venedik’te Vefat, Tonio Kröger, Sihirsel Dağ, Hekim Faustus gibi yapıtların yazarının bu başyapıtını yeni çevirisiyle sunuyoruz.
24. “Kara Kitap”, (1990) Orhan Pamuk
Galip, çocukluk aşkı, arkadaşı, amcasının kızı, sevgilisi ve kayıp karısı Rüya’yı karlı bir kış günü İstanbul’da aramaya başlar. Çocukluğundan beri yazılarını hayranlıkla okuduğu yakın akrabası gazeteci Celâl’in köşe yazıları, bu arayışta ona işaretler yollayacak ve eşlik edecektir. Okuyucu, bir yanda her bacası, her sokağı, her insanı başka bir esrarlı âlemin işaretine dönüşen İstanbul’da Galip’in araştırmalarını ve karşılaştığı kişileri izlerken, bir yandan da bu araştırmaları öbür işaretler ve alışılmadık hikâyelerle tamamlayan Celâl’in köşe yazılarıyla karşılaşır. 
Eski cellatların hikâyelerinden Boğaz’ın sularının çekileceği felaket günlerine, kılık değiştiren paşalardan kültür tarihimizde kalmış esrarlı cinayetlere, karlı gecenin aşk hikâyelerinden yüzlerimizin üzerindeki anlamın sırlarına, İstanbul’un ücra ve karanlık köşelerinden komik ve acayip kişilerine, yakın tarihimizden jurnal hayatımızın unutulmuş ve şaşırtıcı ayrıntılarına kadar uzanan bu araştırma Galip’i hem kayıp karısına, hem de hayatımızın içine gömüldüğü kayıp esrar içten çekecektir.
25. “Oliver Twist”, (1838) Charles Dickens
Oliver Twist, düşkünler evinde dünyaya gelmiş ve babasız kalmış bir çocuktur. Daha artı yemek isteme cesaretini gösterdiği için düşkünler evinden kovulur ve bir cenaze levazımatçısının yanında girer. Orada da fena muamele görünce kaçar, lakin bu kez de yankesici Fagin ve çetesinin eline düşer. Yeraltı dünyasının acımasız ortamında dehşet Fagin’in pençesinden kurtulmak için fikir almaz serüvenlere atılan Oliver’ı hiç ummadığı bir gelecek beklemektedir…
19. yüzyıl İngiliz edebiyatının en büyük romancısı olarak kabul edilen Charles Dickens, ilk yapıtı Bay Pickwick’in Serüvenleri’nin peşinde yayınladığı Oliver Twist’te, dönemin Londra yaşamından yola çıkarak belirgin bir toplumsal eleştiriye yönelir. 
Zenginlerin ikiyüzlülüğünü ve yoksulluğun insan ruhunda açtığı derin yaraları son derece güzel bir üslupla betimleyen Oliver Twist, hem bu dünyanın horlananlarının zinde bir savunucusu hem de sürükleyiciliğini başından ardına kadar yitirmeyen bir macera romanıdır.
26. “İnce Memed 1”, (1955) Yaşar Kemal
Otuz iki yıllık bir vakit diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü düzene başkaldıran Memed’in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova’nın öyküsüdür. Yaşar Kemal’in söyleyişiyle ‘içinde başkaldırma kurduysa doğmuş’ bir insanın, ‘mecbur adam’ın romanı.
Abdi Ağa’nın zulmüyle köyünü terk etmek zorunda kalan Memed, Ağa’nın yeğeniyle evlendirilmek üzere olan Hatçe’yi kaçırır. Abdi Ağa’yı yaralayan, yeğenini de öldüren Memed haydut Deli Durdu’ya katılır, oysa kıyıcılığına katlanamadığı Deli Durdu’dan iki arkadaşıyla birlikte ayrılır. Memed, sıradan bir köy çocuğuyken, zulmedenler için eşkıyaya, köylüler içinse bir kurtarıcıya dönüşür.
27. “Oblomov”, (1859) İvan Gonçarov
Tembelliği bir sanat haline getiren Oblomov, Rus romanında “lüzumsuz adam” tiplemesinin baki örneklerinden biridir. Orta ihtiyar toprak sahibi Oblomov işinden bölünmüş, tüm arkadaşlarını etrafından uzaklaştırmış, borca dolu ve tüm dünyasal işlerini yatağından görmeye başlamıştır. 
Her bir köşesi dökülmekte olan dairesinde kendisi dek uyuşuk uşağıyla birlikte aldırmazlık içinde yaşamış bu ağırkanlı asilzade, değişime but direyerek işlevsizleşmiş bir sınıfın timsalidir. 
Rus toplumuna özgü bu tipleme Gonçarov’un kaleminden çıktığı günden beri toplumun içine karışmış, “Oblomovluk” sözcüğünü jurnal dile kazandırmıştır. Oblomov, 19. asır sonunda bu açmaza giren toprak sahiplerinin güldürüsü olmakla kalmıyor, bununla birlikte mevcut sosyal düzenin acayipliklerini ve adaletsizliğini de ciddiyetle ama tatlı bir dille eleştiriyor.
28. “Bakmak”, (2004) José Saramago
Adı belirsiz bir ülkenin başkentinde seçim günü şakır şakır yağmur yağmaya başlayınca kimse oy atmaya gitmez. Öğleden sonra yağmur durunca, saat bütün dörtte, seçmenler sanki emir almışçasına sandıkların başına koşarlar. Ama sandıklar açıldığında, kullanılan oyların yüzde 83’ünün boş olduğu ortaya çıkar. 
Bunun bozguncu bir grubun, bir de milletlerarası bir anarşi yanlısı örgütün işi olduğunu düşünen hükümet doğaüstü hal duyuru eder. Yıllar önce kenti saran “körlük salgını”ndan kurtulan tek kişinin bu olayla benzer olduğundan kuşkulanılır. “Beyaz veba”nın öteki kentlere de yayılmasını önlemek için başkent kuşatma altına alınır, bir polis komiseri “suçlular”ı bulmakla görevlendirilir.
29. “Niteliksiz Adam”, (1940) Robert Musil
Niteliksiz Adam, gerçek anlamda bir devir ve geçiş dönemi romanıdır. Yazar kadar “İmpkralya” diye adlandırılan, aslında 19. yüzyılın sonunda ve 20. yüzyılın başında bundan böyle çöküş sürecine girmiş olan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nu simgeleyen bir ülkede Musil, modernizm sürecindeki bir toplumun ve bireyin bütün çalkantılarını sergilemeyi amaçlar.
Bu çalkantılar, romanın başkişisi, yani “niteliksiz adam” olan Ulrich’in kimliği aracılığıyla sergilenir. Ulrich, bir ayağıyla eski’de, öbür ayağıyla yeni’de durmaktadır. Tüm sorun, onun bu geçiş konumunun doğal sonucu olan çelişkilerin üstesinden gelip gelemeyeceği sorusunda odaklanır.
Bu roman üzerine fazla manâlı bir analiz kaleme bölge Virgil Newmoianu’ya kadar Niteliksiz Adam, özenli bir okura sadece bir geçiş dönemini yok, fakat yakın geleceği de çok çarpıcı biçimde sergileyen başyapıtlardan biridir.
30. “Düşüş”, (1956) Camus
Bu kitap, herhangi bir us veya savı özellikle öne çıkarmaya çalışmadan, yalın bir anlatım ve özgün bir kurgu içinde, varlıklı bir hafıza duygu yüküyle, modern dünyayı ve insanlarını içe doğru sorgulayıp yargılar, çirkinliklerini ve düşkünlüklerini sergiler. Fakat, bununla beraber, bu dünyada yaşamış, dolayısıyla şu ya da bu biçimde, şu veya bu ölçüde onun sorumluluğunu taşıyan bireyler olarak bir bir her birimize bir ayna tutar, eski avukat Jean-Baptiste Clamence’ın öyküsü yoluyla, bize kendini tehlikeye atmadan yaşayanların, yani hepimizin ve her birimizin benzersiz öyküsünü anlatır.
31. “Kuyucaklı Yusuf”, (1937) Sabahattin Ali
“Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmış, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez’in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları dolduracak mahiyette bir şey değildi, ama onun yokluğu müthişti. 
Onun bu dek gereksiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf’un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında başlıca aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, ama Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu.”
32. “Açlık”, (1890) Knut Hamsun
Norveçli büyük romancı Knut Hamsun’un kişiliğini ve ününü yaratıcı en büyük romanı Açlık’tır. Ünlü bir yazar olma sevdasıyla yanıp tutuşurken, bir yanda da açlıkla pençeleşen bir gencin, gerçekte duygulandırıcı öyküsü olan bu kitap, dünya edebiyatının başyapıtları aralarında anılmaktadır. Behçet Necatigil’in sanatçı kaleminden, örnek bir tercüme okuyacaksınız bu ciltte
33. “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”, (1954), Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şiiri sembolist bir açıklama üzerine kurulmuştur. Aynı sözcük grubu romanlarına da zaman zaman sirayet eder. “Saatleri Akort Etme Ensitüsü” toplumumuzun bu değiştirme süreci içindeki durumunu, fertten yola çıkarak topluma varan bir teknikle anlatıyor.
34. “Ses ve Öfke”, (1929) William Faulkner
Yüzyılın klasikleri arasına girmiş bir roman. Ses ve Hiddet. Faulkner’ın, kendine özgü yoğun dili ve kurgusuyla, yaşananları, düşünülenleri, yayılan ya da sıkışan duyguları tüm bir atmosfer içinde vermekteki ustalığını doyasıya bildiren bir roman. 
Ses ve Öfke’de, ABD’nin güneyinde yaşayan Compson ailesinin dağılışı öbür bilinçlerle izleniyor. Zihinsel engelli oğul Benjy’nin, suçluluk ve onur duygularıyla azap çeken ağabeyi Quentin’in, sert, akla yatkın ve açıkgöz öteki erkek kardeş Jason’ın anlatımlarıyla ailede yaşananlar yavaşça açığa çıkıyor. 
Kız kardeş Candace’deri Jason’ın vasiliğini aldığı yeğeni Quentin’e, zenci hizmetçi Dilsey’den torunu Luster’a pek fazla karakterin sahiciliği ve olayların evrensel trajedisi, Faulkner’ın diliyle bir sırça kırığı değin bariz, bir hiddet anı dek yüksek sesli.
0 notes
flying-ffish · 7 years
Photo
Tumblr media
GHOST WRITER
Film, Roman Polanski‘nin yönettiği 2010 yapımı politik gerilim türündedir. The Ghost Writer, Robert Harris‘in The Ghost isimli romanından Polanski ve Harris ile birlikte senaryoya uyarlanmıştır.
http://martiveucanbalik.blogspot.com/2017/07/yazmak-konulu-15-film.html
0 notes
sosyalmedyablog · 8 years
Text
New Post has been published on Edebiyat Kulübü
New Post has been published on http://edebiyatkulup.com/bir-kafede-kahvenizi-yudumlarken-dahi-bitirebileceginiz-basyapit-niteliginde-22-kisa-kitap/
Bir Kafede Kahvenizi Yudumlarken Dahi Bitirebileceğiniz Başyapıt Niteliğinde 22 Kısa Kitap
Sadece bir kafede değil, belki bir parkta, olur ya sıkıcı bir otobüs yolculuğunda bitirebileceğiniz fantastik 22 kitabı derledik dostlar. İyi okumalar diliyorum, kitabınız bol olsun!
Anekdot: Sıralamanın kitapların değeri ile herhangi bir ilişkisi yoktur. Kitap özetlerinde tanıtım bültenlerinden yararlanılmıştır.
1. “Satranç”, Stefan Zweig, 71 Sayfa
Satranç, Zweig’ın psikolojik birikimini bütün olarak devreye soktuğu bir öyküdür ve bu öykünün baş kişileri, en ince ayrıntısına kadar yazarın biyografilerinde ele aldığı kişileri işleyiş biçimiyle sergilenmiştir. 
Zweig ölümünden hemencecik önce tamamladığı birkaç düzyazı metinden biri olan Satranç’ı kaleme aldığı sırada, karısı Lotte Zweig ile birlikte göç ettiği Brezilya’da yaşamaktaydı. Satranç’ta da, olay yeri olarak New York’dan Buenos Aires’e gitmekte olan bir gezgin gemisini seçmiştir. 
Bu gemide iyice rastlantı sonucu karşılaşan üç birey: yeni dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, banal bir satranç oyuncusu olan anlatıcı ve bir zamanlar fazla ressam bir satranç oyuncusu olan, ama hayli zamandır satrançtan uzaktan kalmış yer alan Dr. B., öykünün aktörleridir.
2. “Minik Prens”, Antoine de Saint-Exupery, 112 Sayfa
“Hoşça git,” dedi tilki. “Vereceğim giz çok kolay: İnsan oysa yüreğiyle baktığı süre doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez.” Ufak Prens unutmamak için tekrarladı: “Gerçeğin mayası gözle görülmez.”
3. “Yabancı”, Albert Camus, 119 Sayfa
Albert Camus’nün en ünlü, en çok tanıdık olmayan dile çevrilmiş, en çok incelenmiş ve hala en fazla satan kitaplar arasında bulunan “Yabancı”, aynı zamanda yazarın en esrarengiz yapıtı. 
Ölümün egemen olduğu bir “varlık”ın en yararsız olgularını saçma bir ahenksizlik içinde yaşamış bu romanın başkişisi “Meursault”, bir arma kahraman değildir, “adı” olmayan bir “Yabancı”dır; bu yetersiz kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, tekrar örgütleyemeyen, fakat gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir abes bilincin imgesidir. 
Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın kesintisiz aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma..
4. “Palto” Nikolay Gogol, 96 Sayfa
Toplumsal hayatın kıyısında yer alan “silik” bir karakterin, Akakiy Akakiyeviç adlı bayağı bir “devlet memuru”nun trajikomik hikâyesi anlatılıyor Gogol’ün Palto’sunda. Trajik olanla komik olanın ustaca bir araya getirildiği bu hikâye, lüzum Rus edebiyatını gerekse dünya edebiyatını yarattığı kişilik itibariyle içten etkilemiştir. 
Modern hayatın bürokratik mekanizmaları içine çekilmiş, para sıkıntısı çeken, işini kaybetmekten ürken, çevresindeki halk göre aralıksız aşağılanan, ezilip hor görülen bir memurdur Akakiyeviç. Kendini gerçekleştirdiği tek eylemse, “şevkle” yaptığı işidir:
5. “Dinle Ufak Adam”, Wilhelm Reich, 128 Sayfa
Wilhelm Reich’ın, deyimleşmiş “ufak adam”a seslenişi, bilimsel yok, insanca bir belgedir. 1946 yazında, yayımlanma amacı olmadan, Orgon Enstitüsü’nün arşivi için yazılmıştır. 
Uzun yaşam ve acı deneyimlerinden damıtılan, kendi reel gereksinimlerinden bilincine varmaları ve bundan böyle zalimce kendi kendilerini mahvetmekten vazgeçmeleri için, insanlara yöneltilmiş sarsıcı bir çağrıdır.
6. “Kırmızı Pazartesi: İşleneceğini Herkesin Bildiği Bir Cinayetin Öyküsü”, Gabriel Garcia Marquez, 111 sayfa
Kolombiyalı büyük yazan Gabriel García Márquez’in 1981’de yayımlanan yedinci romanı Kırmızı Pazartesi, işleneceğini herkesin bildiği, önlemek için kimsenin bir şey yapmadığı bir iffet cinayetinin öyküsü. Keza Kolombiya’da, ayrıca de yayımlandığı dünyanın dört bir yan öyle çok ülkede sarsıcı etkileri olmuş bir roman. 
Sanatçı yazan, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir canice olayını aktarıyor. Romanın kahramanı Santiago Nasar’ın öldürüleceği daha birincil satırlardan belirlenmiş. Kırmızı Pazartesi, yalnızca bir cinayetin arkadaki planını değil, bir halkın ortak tavır biçimlerinin potresini de çiziyor. Böylece, sonuna değin merakla okuyacağınız bu kısa ve sonsuz roman, bir toplumsal ruhçözümü niteliği de kazanmış oluyor.
7. “Çavdar Tarlasında Çocuklar”, J. D. Salinger, 200 Sayfa
Pek fazla insanın hakkında konuştuğum için üzgünüm. Bildiğim tek şey; size anlattığım herkesi biraz özlüyorum. Bizim Stradlater’ı ve Ackley’i bile, sözgelimi. Sanırım o lanet Maurice’i bile özlüyorum. Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonradan.
Çavdar Tarlasında Çocuklar, Salinger’ın tek romanı. Ergenlik çağının içinde, yetişkin dünyanın düzenine aleyhinde isyankar bir çocuğun, bir Noel öncesi başına gelenler… Bu sürecin bir psikiyatri kliniğinde noktalanışı. Holden Caulfield’in masumiyet arayışının iç burkucu romanı. Şayet de Salinger’ın.
1993’te Franny ve Zoey ile Dokuz Hikaye adlı kitaplarını yayımladığımız Salinger, 1963’ten bu yandan yeni bir yapıt yayımlamamasına ve yaklaşık olarak efsane haline gelmiş bir gizlilik içinde yaşamasına karşın, dünya edebiyat gündemindeki yerini hep koruyor.
8. “Fareler ve Ahali”, John Steinbeck, 128 Sayfa
Pulitzer ve Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan John Steinbeck’in çağımızın toplumsal ve insani meselelerini ustalıkla resmettiği eserleri modern dünya edebiyatının başyapıtları aralarında yer alır. Steinbeck romanlarında yalın ve keskin bir realite sunarken gerçi her seferinde çarpıcı bir öykü ile çıkar okurunun karşısına. Tarihin bir kesitindeki dramı insani ayrıntıları kaçırmadan sergilerken, “tozpembe olmayan realist bir umudun” türküsünü dillendirir. bu nedenle eserleri yazınsal değerleri dek güncelliklerini de hiç yitirmemiştir. 
Fareler ve Irk, birbirine ters karakterdeki iki mevsimlik tarım işçisinin, zeki George Milton ve onun enerjik kaslı fakat akli dengesi bozuk yoldaşı Lennie Small’un öyküsünü anlatır. Küçük bir toprak satın alıp insanca bir yaşam yaşamanın hayalini kuran bu ikilinin öyküsünde dostluk ve dayanışma duygusu önemli bir yer tutar. Steinbeck insanın insanla ilişkisini anlatmakla kalmaz insanın doğayla ve toplumla kurduğu ilişkileri de konu eder bu destansı romanında.
9. “Otomatik Portakal”, Anthony Burgess, 176 Sayfa
Karabasan gibi bir gelecek atmosferi… Geceleyin sokaklara dehşet saçan, yaşamları güç üstüne kurulu gençler… Sosyal kehanet? Kara espri? Serbest iradenin irdelenişi?.. Otomatik Portakal bunların hepsidir. aynı zamanda hayranlık verici bir dilsel deneydir, çünkü Burgess antikahramanı için yeni bir dil yaratır: Yakın geleceğin argosu “nadsat”ı…
10. “Dönüşüm”, Franz Kafka, 104 Sayfa
Franz Kafka’nın 1915’te yayımlanan Mutasyon adlı öyküsü, yazarın, anlatım sanatının doruğuna ulaştığı bir eseridir. Ufak kent soylu çevrelerindeki dejenere aile ilişkilerini en ince ayrıntılarına değin irdeleyen bu uzun hikaye, bununla birlikte toplumun dayattığı, işlevini çoktan yitirmiş kalıplara bilinç düzeyinde başkaldıran bireyin tragedyasını çarpıcı bir biçimde dile getirir.
11. “Benim Hüzünlü Orospularım”, Gabriel Garcia Marquez, 96 Sayfa
“Doksanıncı yaşımda, kendime bakire bir yeniyetmeyle çılgınca bir aşk gecesi hediye etmek istedim. Aklıma Rosa Cabarcas geldi, hani şu bakımlı genelevinde eline bir icat geçtiğinde hatırlı müşterilerine haber veren kadın. 
Daha önce böylece şeylere veya onun tekrar çıkarıcı müstehcen önerilerinin hiçbirine katiyen kapılmamıştım fakat benim ilke sahibi biri olduğuma hiç inanmazdı o. Ahlâk da bir zaman sorunudur, derdi, yüzünde hınzır bir gülümsemeyle, görürsün bak…”
12. “Kürk Mantolu Madonna”, Sabahattin Ali, 164 Sayfa
“Her gün, defalarca öğleden sonradan oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi yavaş yavaş, fakat büyük bir sabırsızlıkla esas hedefine ulaşmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, tesadüfen gözüme çarpmış gibi önünde durduğum “Kürk Mantolu Madonna”yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya dek orada bekliyordum.”
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam baştan başa. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında kuvvetli bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına dair, yanıtlanması baskı sorular soruyor.
13. “Hayvan Çiftliği”, George Orwell, 160 Sayfa
Hayvan Çiftliği’nin başkişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşamış hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirir. Amaçları daha eşitlikçi bir kalabalık oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar, kısa sürede önder bir takım oluşturur; lakin devrimi de yine onlar yolundan saptırır. 
Ne eyvah oysa insanlardan daha baskıcı, daha zalim bir diktatörlük kurulmuştur bundan böyle. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin’i simgelediği açıktır. Öteki kahramanlar reel kişileri çağrıştırmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir.
14. “Bilinmez Adanın Öyküsü”, Jose Saramago, 64 Sayfa
Bilinmez adaların kalmadığına inanılan bir dönemde bilinmeyen ada arama cesaretine sahip bir adamla böyle bir cesareti görüp hayatını değiştirebileceğine inanan bir kadının büyük artist Saramago’nun özgün anlatısında edebiyat tarihine geçen yolculukları böyle başlar…
15. “Kör Baykuş”, Sadık Hidayet
Philippe Soupault’nun “Yirminci yüzyılın düşlemsel edebiyatında bir başyapıt”, Andre Breton’un ise “Başyapıt diye bir şey varsa o da budur” sözleriyle nitelediği kült bir roman…
16. “Yeraltından Notlar”, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski, 216 Sayfa
Dostoyevski’nin “Rus çoğunluğunun hakiki insanı” dediği bir isimsiz kahramanın yalın ve karanlık düşünceleri… Edebiyat tarihinin en meşhur isimsizlerinden Yeraltı Adamı, insanların oradan oraya üşüşen karıncalara dönüştüğü St. Petersburg’un gri kaldırımlarında itilip kakılırken, yaşama isteğini yavaş ama emin adımlarla mutlak bir öç isteğiyle değiş tokuş eder. 
Yeraltı Adamı’nın bir devlet memuru olarak geçirdiği tekdüze günler, yanında bir türlü sıcacık hissedemediği arkadaşları ve hayattaki mutlak yalnızlığı, sıkılmış bir hiddet ve küçük, imkânsız pazarlıklarla gittikçe daha fazla lekelenir, ta ama kendisini bir arada tutan görünmez ipler yavaşça çözülmeye başlayana kadar. Yeraltından Notlar, yayımlandığı 1864 yılından beri öfke ve sessizliğin en zinde manifestolarından biri olmuştur.
17. “Genç Werther’in Acıları”, Johann Wolfgang Von Goethe, 192 Sayfa
İnsanı hayata bağlayan sayısız yol vardır. Aşk da bu yollardan biri, olur ya de en güzeli. Lakin hoş olduğu kadar tehlikelidir de aşk! Mantığın ve aklın ötesindedir çünkü: İçeride, diplerde gerçekleşen bir patlama, kendini aşıp yıkma, sevilen kişide birleşme, erime, hatta kaybolma arzusudur. Her aşk kavuşma arzusunun civarda döner. Kavuşmak imkânsız bir hal aldığında, infilak etmeyi de göze alır. Goethe’nin Genç Werther’in Acıları, kavuşamamanın yarattığı sarsıntıları işleyen hatasız bir aşk anlatısı. Aşka tutulmuş insanın neredeyse bütün halleri berrak bir dille, derinlere inen bir bakışla resmediliyor, “belirsizlik” bile: 
Hayır, kendi kendimi aldatmıyorum ben! Kara gözlerinin bana olan ilgisini okuyorum, yazgımı da. Evet, hissediyorum; çünkü duygularıma inanıyorum, acaba yüksek sesle söyleyebilir miyim? Yüksek sesle söylenemediğinde, şüpheyi realite katına yükselten, inancı paramparça eden aşk… Werther’in körpe aşkı… Sadece kendi toprağında kalan, fakat kök salamayan, genişleyemeyen ve tam da bu nedenle yüzünü hayattan ölüme dönen ihtiraslı aşk…
18. “Martı Jonathan Livingston”, Richard Bach, 152 Sayfa
Durgun denizin minik dalgacıkları üzerinde, güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl pırıl bir sabahtı.  Sahilden bir dingil uzaklıkta, denizi kucaklarcasına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı zamanının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lokma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte baskı bir gün daha başlıyordu.
19. “Lakin Müzeyyen Bu Derin Bir Heves”, İlhami Algör, 65 Sayfa
“Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?” dedi. “Tip rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. arada bir telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı.” “Ama Müzeyyen, bu derin bir heves,” dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi. “Evet, azıcık sapık ve tek yanlı bir arzu,” dedi, arkasını dönüp gitti. 
Hikâyeye kadar adam, kadını fazla seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, eve sığmıyor… Bülbülün çilesi, yazarın zulası… İnceden sarma bir sigara, inceden bir bardak… Jak Danyel isimli bir şişe, Hicran isimli bir bere, acayip isimli bir roman. Kafamız iyi, açmayın kapağı, biz böyle iyiyiz.”
20. “İnsancıklar”, Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Dostoyevski’nin ilk romanı olan İnsancıklar yayımlandığında büyük övgüyle karşılanmış, yazınsal bir dehanın habercisi olarak görülmüştü.İnsancıklar, St. Petersburg’da bir devlet dairesinde çalışan orta yaşlı ve yüce gönüllü kâtip Makar Devuşkin ile uzaktan akrabası, yirmili yaşlarının başında genç bir kadın olan Varvara Dobroselova arasındaki mektuplaşmalardan oluşan bir eserdir. 
Dostoyevski’nin demin 24 yaşındayken kaleme aldığı; yoksulluk, arkadaşlık ve sanat sevgisi gibi temalarla örülü bu roman, dönemin eleştirmenlerince adeta göklere çıkarılarak yazarın edebiyat çevrelerine bir yıldız gibi girmesini sağlamış ve çok aydınlık bir “toplumsal roman” olarak nitelendirilmişti.
21. “Simyacı”, Paulo Coelho
Simyacı, dünyaca meşhur Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun üçüncü romanı. Bir büyük Doğu klasiği olan Mevlâna’nın ünlü Mesnevî’sinde bulunan bir ufak öyküden yola çıkarak yazılan bu roman, yüreğinde çocukluğunun çırpınışlarını taşıyan okurlar için bir “olağan” yapıt haline geldi.
Simyacı, İspanya’dan kalkıp Darı piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago’nun masalsı yaşamının öyküsü. Ama bununla beraber bir “nasihatnâme”; “Yazgına nasıl hakim olacaksın? Mutluluğunu nasıl kuracaksın?” gibi sorulara cevap arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu. 
Mistik bir peri masalına benzeyen bu romanın, dünyanın dört bir yanına bunca sevilmesinin gizi, şüphesiz bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor.
22. “Açlık”, Knut Hamsun
Norveçli büyük romancı Knut Hamsun’un kişiliğini ve ününü oluşturan en büyük romanı Açlık’tır. Meşhur bir yazar olma sevdasıyla yanıp tutuşurken, bir yanda da açlıkla pençeleşen bir gencin, doğrusu duygulandırıcı öyküsü olan bu kitap, dünya edebiyatının başyapıtları aralarında anılmaktadır.
Onedio IQ’yu Facebook’tan takip etmeyi unutmayın!
0 notes
sosyalmedyablog · 8 years
Text
New Post has been published on Edebiyat Kulübü
New Post has been published on http://edebiyatkulup.com/bir-onedio-klasigi-2016-yilinda-kitap-kurtlarinin-gidasi-olan-onedio-kitap-listeleri/
Bir Onedio Klasiği: 2016 Yılında Kitap Kurtlarının Gıdası Olan Onedio Kitap Listeleri
Testler ve film listeleri gibi Onedio klasiklerinden biri de kitap listelerimiz. 2016 yılında kullanıcılarımızın ve okurlarımız ile paylaştığımız kitap listelerimizi bir araya getirdik.
2017 yılında da kitap listelerimiz ile karşınızda olacağız. Kitabınız bol olsun, iyi okumalar diliyorum!
Anekdot: Başlıklara tıklayarak ilgili içeriğe ulaşabilirsiniz!
1. Az 130 IQ’ya Sahip Olanların Birincil Seferde Anlayabileceği 23 Psikoloji Kitabı
İnsan zihnini anlamlandırmaya alıştırma çabamıza katkıda yer alan ve birincil seferde iyice anlaması öyle zorlama olan kitaplar…
2. Zihninizde Öbür Kapılar Açacak, Mutlaka Okumanız Gereken Yeni Meydana Çıkan 17 Fantastik Kitap
Yeni çıkan kitaplar arasından sizin için seçtiklerimiz!
3. Baskı, Baskı ve Zulmü Çakmak İsteyen Herkesin Mutlaka Okuması Gereken 39 Enfes Kitap
“Karanlık zamanlarda şarkı da söylenecek mi? Kuşkusuz, şarkı da söylenecek, karanlık zamanları anlatan.” Bertolt Brecht. 
Peki dostlar, karanlık zamanlarda kitap da okunacak mı? Muhakkak, kitap da okunacak, karanlık zamanları anlatan…
4. İçindeki Sırları Öğrendiğinizde Ufkunuzu İki Katına Çıkaracak Gizem Batmış Kitaplar
Mistisizm, okültizm, spiritüalizm gibi insan ruhunun esrarengiz dünyalarına kapı aralayan yaklaşımlara dair ilginiz var mı? Eğer varsa tarih baştan başa esrarengiz ilimler ile uğraşan insanların yazdığı sırlarla batmış kitaplar da hiç şüphesiz ilginizi çekecektir.
5. Türk Edebiyatının “Dev” İsmi Yaşar Kemal’in Mutlaka Okumanız Gereken 19 Kitabı
Türkçenin ve Türkçe edebiyatın dev ismi Yaşar Kemal’in 70 yılı aşan anıtsal yazarlık serüveninden öne çıkan yapıtları 93. doğum günü (6 Ekim 1923) anısına sizler için derledik.
6. Hayal Gücünüzü Alevlendirip Sizi Şehvetin Doruklarına Çıkartacak 22 Erotik Roman
Erotik romanlar çoğunlukla edebî değeri düşük kitaplar olarak kabul edilir. Tabii oysa bu ön yargıyı yıkan çoğu kitap da mevcut. Her hâlükârda içinde ihtiraslı bir aşk öyküsü barındıran bu kitaplar, içinde barındırdığı cinsel öğeler ile okurun ilgisini daha da artı çekiyor.
7. Bir Kafede Kahvenizi Yudumlarken Zeka Bitirebileceğiniz Başyapıt Niteliğinde 22 Kısa Kitap
Yalnızca bir kafede değil, belki bir parkta, şayet sıkıcı bir otobüs yolculuğunda bitirebileceğiniz inanılmaz 22 kitabı derledik bu içeriğimizde.
8. Türk Edebiyatında ‘Ezilenlerin’ Yazarı Orhan Kemal’in Okunası 22 Kitabı
Türk edebiyatının en manâlı isimlerinden biri olan Orhan Kemal, toplumcu realist gösterme açısıyla yazdığı roman, öykü ve oyunlarıyla Anadolu’nun ve Anadolu insanının dertlerini, sıkıntılarını ve yaşam biçimini bizlere belgeli niteliğiyle bildiren eserler vermiştir. 
Biz de doğumunun 102. sene dönümünde sizler için bu büyük ustanın yapıtlarından bir okuma listesi derledik.
9. “Tek Bir Kitap Okuma Hakkın Kalsa Hangi Kitabı Okurdun?” Sorumuza Gelen 22 Acayip Cevap
Onedio kullanıcı ve okurlarına sorduk: “Diyelim ama, tek bir kitap okuma hakkınız kaldı. Bu hangi kitap olurdu?” Gelen yanıtlar arasından öne çıkanları derledik ve 22 kitaplık bir liste oluşturduk.
10. Onedio ile Kitap Keşfi: “Ne Okusam” Diyenler İçin Yeni Çıkan Okunası 19 Kitap
Metroda, otobüste, vapurda, kafede, tatilde “ne okusam” diye soranlar için yeni çıkmış kitaplar arasından inanılmaz 19 kitabı sizin için derledik.
11. Eksiksiz Bir Kütüphaneniz Olsun İstiyorsanız Mutlaka Edinmeniz Gereken 100 Inanılmaz Kitap
Mükemmel bir kütüphanenin temeli olacak 100 kitap önerisinin 33 kitaptan oluşan birincil bölümü ile karşınızdayız!
12. Eksiksiz Bir Kütüphaneniz Olsun İstiyorsanız Mutlaka Edinmeniz Gereken 100 Şahane Kitap
Mükemmel bir kütüphanenin temeli olacak 100 kitap önerisinin 33 kitaptan oluşan ikinci bölümü ile karşınızdayız!
13. Eksiksiz Bir Kütüphaneniz Olsun İstiyorsanız Mutlaka Edinmeniz Gereken 100 Fantastik Kitap
Mükemmel bir kütüphanenin temeli olacak 100 kitap önerisinin 34 kitaptan oluşan üçüncü ve son bölümü ile karşınızdayız!
14. Sadece Çocukların Yok, İçinizdeki Çocuğun da Okuması Gereken 15 Enfes Kitap
Zihnimizde “çocuk kitabı” olarak kodlanan kimi kitaplar vardır. Çocukluğumuzda veya birincil gençliğimizde okumuşuzdur bu kitapları; ya da çocukluğumuzda okumamış kaçırmış isek, yeniden aynı nedenle “çocuk kitabı” olduğu gerekçesiyle bitmiş dönüp okumamışızdır. 
Bu kitaplardan bazıları ise çocuk edebiyatı kavramını hayli aşan sanatkâr işi eserlerdir ve sadece çocukların yok, her yetişkinin ayrıca keyifle okuyacağı bir edebî lezzete hem de ders niteliğinde düşünceler barındıran zengin bir düşünce dünyasına sahiptir.
15. Uzun Romanlardan Sıkılanların Rahatlıkla Okuyabileceği 12 Kısa ve Güzel Kitap
Bazı millet ise uzun ve karışık kitapları okumaktan sıkılabilirler. İşte bu içeriğimizde kalın kitapları okumak istemeyenler için, kısa ama nitelikli birtakım kitaplardan bir liste yapmaya çalıştık.
16. 2016 Yılının En Fazla Satan Kitaplarından, Mutlaka Okumanız Gereken 35 Kitap
Fazla satan kitaplar, bir kitabın kalitesi hakkında bir fikir vermez çoğunlukla. Hatta kimi zaman bütün tersi bir şart deha ortaya çıkabilir… Bu durumun farkında olan olarak, 2016’da en çok satan kitaplar arasında okunmaya bedel, hatta mutlaka okumanız gereken kitapları derledim
17. İçinde Türkiye’den Bir Romanın da Olduğu, Maksimum Dile Çevrilmiş 20 Edebiyat Eseri
Bu içeriğimizde öbür dünya dillerine en çok çevrilmiş kitaplar ile karşılaşacaksınız.
18. Her Akıllı İnsanın Mutlaka Okuması Gereken, Türk ve Dünya Edebiyatından 25 Kocaman Roman
Felsefî derinlikleri, müphemlikleri, insanı düşünmeye ve sorgulamaya yönlendiren bilgece inşa edilmiş kurgularıyla Türk ve Dünya edebiyatından her zeki insanın okuması gereken 25 romanı derledik.
19. İngiliz Telegraph Gazetesine Tarafından Mutlaka Okumanız Gereken 20 Yazınsal Eser
İngiliz gazetesi The Daily Telegraph her evin kitaplığında bulunması gereken, edebiyat dünyasının 20 nadide eserini sıraladı.
20. Kitap Okumakla Arası Hiç Olmayan İnsanlara Rahatlıkla Önerebileceğiniz 23 ‘Ilk Kitap’
Bazı ırk kitap okuma alışkanlığı edinememişlerdir. Ya çevrelerinden gelen kitap önerileri ona kitap okuma eylemine yaklaştıracak değerde değildir veya içsel olarak okuma olayına uzak hisseder kendini. 
Ama, bir takım kitaplar vardır oysa; aradaki uçurumları bir anda değil edecek değin değerlidir, tesir bırakır insanda.
21. Ne Okusam Derdine Son! İstediğiniz Türe Kadar Kitap Öğüt Eden Dev İçerik
Bugüne değin birçok kitap içeriğiyle karşınıza çıktık. Kayda Değer bir düşünürün önerileri veya bir türün öne çıkan eserlerine dair tavsiyeleri sizlere ulaştırdık. Zamanın altındeğerinde olduğu bir çağda, “Ne okumalı?” sorusuna bir nebze olsun muavin olmaya çalışıyor bu listeler. Okuma eylemine keyif katıyor.
Bu amacı bugün bir nokta ileriye taşıyoruz. Çünkü bu sefer tarzınızı siz belirliyorsunuz! Okumak istediğiniz kitap türünü seçin ve 18 öbür kategoride toplamda 136 kitap önerisine istediğiniz gibi ulaşın.
22. Onedio ile Kitap Keşfi: Okuma Listenize Ekleyebileceğiniz, Yeni Meydana Çıkan 20 Okunası Kitap
İçeriğimizde öbür türlerden 20 kitap okurlarını bekliyor.
23. 30 Yaşına Gelmeden Mutlaka Okumanız Gereken, Her Biri Başyapıt Özelliğinde 30 Kitap
Bu listemizde 30 yaşından önce okumanız gerektiğini düşündüğümüz, herkes başyapıt özelliğinde 30 kitabı derledik.
24. Onedio ile Kitap Keşfi: Okuma Listenize Ekleyebileceğiniz Yeni Çıkan 20 Okunası Kitap
Çoğunluğu roman olmakla beraber, farklı türden yapıtlarla okuma listenize eklemelerde bulunacağınız 20 yeni kitabı sizler için derledik
25. Her Kadının Hayatı Her Tarafında En Düşük Bir Defa Okuması Gereken 33 ‘Ufuk Açıcı’ Kitap
Kadın olmak yalnızca Türkiye’de yok, tüm dünyada kuvvet bir vaka. Kadınlar tüm dünyada hesaplı, toplumsal ve cinsel sömürünün ve şiddetin, kısacası “modern köleliğin”en kayda değer mağduru konumundalar. 
Böyle bir dünyada bir kadının en önemli dayanağı ola ki de eğitim. Eğitimin belki de en kayda değer parçası ise okumak. Okumak ve daha çok okumak…
26. Bilim İnsanı, Filozof, Romancı, Tarihçi: Büyük Yazan Umberto Eco’nun 18 Okunası Kitabı
Geniş kitlelerce “Gülün Adı” isimli romanıyla tanınan İtalyan bilim adamı, filozof, romancı, tarihçi Umberto Eco’nun ölümü üzerine hazırladığımız listede bu büyük yazar ve düşünürün yapıtları arasından, 18’ini sizler için bir araya getirdik.
27. TIME Dergisinin Tüm Zamanların En İyi Romanları Listesinden 13 Okunası Eser
TIME’ın 2010 yılında yayınladığı Tüm Zamanların En İyi 100 Romanı listesinden sizler için seçtiğimiz 13 roman.
28. Türkiye’den ve Dünyadan, Her Biri Başyapıt Özelliğinde, Yasak 30 Kitap
Kitaplar tarih baştan başa tehlikeli bulundu. Böylece fakat kimi vakit silahlardan ve bombalardan bile etkin olduğu düşünüldü. Özellikle de kendi iktidarlarını düşünenler kadar. Bundan dolayı kitaplar yasaklandı, toplatıldı, sansürlendi ve hatta yakıldı. 
İşte biz de Türkiye’de ve dünyada yasaklanan herkes başyapıt özelliğinde 30 kitabı bir araya getirdik.
29. Onedio ile Kitap Keşfi: Mutlaka Okumanız Gereken, Yeni Meydana Çıkan 30 Kitap
Bir başka yeni meydana çıkan kitaplar listemiz…
30. Edebiyata Adanmış Bir Ömür: Tahsin Yücel’in Dilimize Kazandırdığı Telif ve Çeviri 32 Kitap
Prof. Dr. Tahsin Yücel kayda değer bir bilim insanı ve edebiyat araştırmacısı olmasının yanı sıra, Türkçeye ve çeviri edebiyatımıza çok önemli yapıtları kazandırmış bununla birlikte öykücü, romancı, test yazarı olarak birçok eser bırakmıştır.
Ömrünü dile ve edebiyata adamış bu yazın insanının ayrıca kendi yazdığı hem de dilimize kazandırdığı yapıtlardan 32 kitaplık bir liste oluşturduk.
31. Siyaset Başka, Edebiyat Başka: Rus Edebiyatından Mutlaka Okunması Gereken 20 Büyük Roman
Rus edebiyatının evrenselleşmeyi başarmış, mutlaka okunması gereken romanlarından 20 tanesini sizler için derledik.
0 notes