#olay incelemesi
Explore tagged Tumblr posts
Text
Ankara Keçiören'de İnşaat Asansörü Kazası: 2 İşçi Hayatını Kaybetti
Ankara Keçiören’de İnşaat Asansörü Kazası Ankara’nın Keçiören ilçesinde, bir inşaat alanında meydana gelen trajik bir olayda, inşaat asansörünün düşmesi sonucu 2 işçi hayatını kaybetti. Bu üzücü olay, iş güvenliği ve inşaat sektöründeki risklerin bir kez daha gündeme gelmesine neden oldu. Kazanın Detayları 11 Aralık 2023 tarihinde, Keçiören’deki bir inşaat alanında çalışan işçiler, asansörün…
View On WordPress
#acil durum yönetimi#Ankara#asansör kazası#inşaat sektörü#iş güvenliği#işçi güvenliği#Keçiören#olay incelemesi#İnşaat kaza
0 notes
Text
caryl churchill: "bulutların üzerinde" & "çok uzakta" | oyun incelemesi
BULUTLARIN ÜZERİNDE, BİR İNCELEME
Betty - Clive için yaşıyorum
Hayattaki tek amacım
Onun bir kadında aradığı şeylere sahip olmak
Gördüğünüz gibi erkeğin yarattığı bir yaratığım
Erkek ne istiyorsa ben de onu istiyorum.
Joshua - Derim siyah ama ah ruhum beyaz
Kabilemden nefret ediyorum.
Patronum benim ışığım
Sadece onun için yaşıyorum
Gördüğünüz gibi
Beyaz adam ne istiyorsa ben de onu istiyorum.
Caryl Churchill’in “Bulutların Üzerinde” adlı oyunu; afallatıcı bir açılışla bizleri karşılıyor. Güneşli bir günde okunan birlik şarkısının ardından Clive’ın takdim ettiği Betty ve Joshua’yı tanıyoruz. İki karakter de daha oyunun en başından, yanlış anlaşılmaya mahal vermeyecek bir açıklıkla karakterlerinin motivasyonunu, örgüsünü ve temel tanımını ortaya koyarak oyunun düzlemini açık ediyorlar. Daha sonra göreceğimiz üzere oyunun olay örgüsü dramatik ve ilerlemeci bir kurguyla akıyor, ancak karakterlerin en baştan tıynetlerini ortaya koyarak seyirciyi yabancılaştırması, onları epik bir çizgide izlememize sebep oluyor. Ayrıca bu çok açık ve sade giriş bize belirli bir izleği bildiriyor, ancak oyunda bu belirli izleğin doğal olarak dışına çıkacak her şey de birer sürpriz halini alıyor ve şaşırtıcı bir nitelik kazanıyor. Bu şaşırtıcı nitelik yan yana gelen her karakterde, üst üste binen her anlatıda sürekli varlığını kendiliğinden bir tavırla dışavuruyor ve oyun döngüsel bir tezatlığın, çelişkinin vurgusunu; sessiz, sakin ve inatlı bir biçimde ortaya koyuyor. Seyircinin ilerleyen kurguda zaten gözlemleyebileceği, karakterlerin yapısına dair üretilebilecek temel eleştiriyi yazar en başta karakterlere bir rol gibi, ama hiç de yapmacık olmayan bir şekilde söyleterek seyircinin oyunun iletisine yönelik bu temel vurguyu kavrama çabasını, daha önemli gördüğü yan anlamlara yönlendiriyor. Bu giriş, oyunun anlatısını basitleştirmekten ziyade, izleyicisini direkt olarak daha derin ve sorgulanmamış bir katmanın içine göndererek karmaşıklaştırmaya yardımcı olan bir giriş.
Caryl Churchill’in oyununda epik ve absürd bir yön var, ancak yazar bu boyutu bu sahneleme yöntemlerinin bilindik temel aksiyonlarına başvurarak yapmıyor. Öykünün akışı neredeyse bütünen dramatik. Bu sürerli öyküyü sekteye uğratacak sadece minik ara fasıllar, şok kırılmalar yaratan sözler ya da jestler, bir an için akışı havada bırakıp izleyiciyi iç sessizliğine gönderen boşluklar ve durumlar bulunuyor. Daha önce “Çok Uzakta” oyununda da gördüğümüz şekilde tumturaklı bir öyküyle seyirciyi içerisine çekip sonrasında oyunu bambaşka, paranoyak / absürd bir yapıya büründürerek tavrını kuranan yazar benzer bir yöntemi bu oyunda da koruyor. Normal bir akışın ardında fokurdayan gergin ve tedirgin yapı özellikle karakter kurulumuyla kendini belirginleştiriyor.
Açılışta karakterlerin sözle yarattıkları epikliğin görsel bir boyutu da var. Bu ana çıtayı besleyecek ve oyunun ironik ve sürprize hazır boyutunu güçlendirecek bir şekilde yazar oyuncu seçimlerinde ters köşelere gidiyor. Oyunda erkin taşıyıcısı, aynı şekilde karakterlere de kimlik ve motivasyonlarını atayan ve onları bize takdim eden Clive sabit olmak üzere, Betty, Joshua, Edward ve Victoria tersinlemelerle temsil ediliyor. Burada erkek oyuncu tarafından canlandırılan Betty ve beyaz bir oyuncu tarafından canlandırılan Joshua karakterlerinin birbirlerine yakın bir tersinlemeyle kurulduğunu söylemek mümkün. Ancak yine bir kadın tarafından canlandırılan Edward ve sadece oyuncak bir bebek olan Victoria’nın görevleri oyunda daha ayrı önemler taşıyor.
Betty’nin erkek oyuncu tarafından oynanmasının birbirine gönderme yapan iki temel görüntüsü var. Önce görülen basit ve temel anlamıyla Betty -kendi ağzıyla da söylediği gibi- erkekler tarafından oluşturulmuş ve şekillendirilmiş bir karakter. Betty’nin tasarıları, hayalleri, düşünceleri, duyguları, geçmiş ve geleceği; yani bir karakteri karakter yapan temel güdülenmeleri, erkekler tarafından atanan bir kılıf niteliğinde. Onun bu kılıfla sürekli görülmesi, bastırdığı ya da bastıramadığı tüm özellikleriyle bir erkek teninin içinde durması oyunun karakterler açısından epik olan tekinsiz anlatısını destekliyor. İkincil mana ise, metnin herkes tarafından gözlemlenebilecek bu temel anlatısının açık edilmesinin ardından ve dibinden geliyor. Karakterin fiziksel yapısının açtığı epik düzlemi bu durum dolduruyor: egemen ahlak anlayışı ve işleyişinin sorgulanması. Karakterlerin her yan yana gelişleri, her diyalog girişimleri ve eylemleri; bütün kurgu normları ve despot ataerkiyi baştan aşağı çelişkileriyle ortalığa atmış oluyor. Erkeğin, doğasını bastırdığı ve yeniden tanımladığı kadınla, kültür ve bilim yoluyla yeniden biçimlendirdiği doğa ile kurumlar içerisinde yaşadığı kurgu birliktelik; egemen düşüncenin kendi algı kalıplarında ahlaksızlığa tekabül etmektedir aslında. Bu durum aynı şekilde Joshua’nın beyaz bir oyuncu tarafından oynanmasıyla ortaya çıkarılan efendi köle ilişkisinin yapısında da vardır. Giydirilen kılıfların anlatısını yaptığı ahlak, açık seçik bir ahlaksızlıkla aynı kökenden doğmadır. Öykünün kıvrılmaları da bu çelişkinin boyutlarını artırmak için kurulmaya başlar. Bu bağlamda herkes tarafından sezilen birinci anlam, ikinci anlamın görüntüsü ve temelidir. Karakterlerin fiziki varoluşunun bize işaret ettiği, yaşanan bütün çarpıklıkların doğduğu kaynaktır.
Clive’ın Betty’den sonra bize takdim ettiği ikinci karakter Joshua’dır. Joshua’da da içselleştirilmiş ve yeniden tanımlanmış bir yapıyı görürüz. O ailenin içinden değildir ancak evcilleştirilmiş, vahşiliği alınmış ve özüne yabancılaştırılmış bir karakter olarak efendisinin emrindedir. Clive’ın takdim etmeye değer gördüğü ve tahakkümünü kurduğu üçüncü karakterse oğlu Edward’dır. O da Betty ve Joshua gibi sunar kendisini. Güzel bir erkek evlat olma çabasındadır ancak “elinden gelen anca bu”dur. Edward’ın Betty ve Joshua’dan farklı olarak köksüzleşmeyi ve isteklerini bastırmayı becerememesi, sürecin varlığını açık eder. Edward’ın bu hali olmasa oyun çok şablonik bir tersleme üzerine kurulu olurdu, çünkü karakterleri tehdit eden ve kimliklerini sorgulanabilir kılan bir gösterge bulamazdık. Onun elinden düşürmediği bebeği bize bu uyuşmazlığı, oturmamışlığı ve çarpıklığı sürekli anımsatarak oyun boyunca en etkili gösterge olmaktadır. Edward kendiliğindenliğiyle direnir, bozulur ama Clive’ın istediği sonuca yine de ulaşamaz. Bu üç karakterin ardından Clive’ın, kızını kayınvalidesini ve dadıyı tanıtmaya “vakti kalmaz”. Biz de oyuncak bir bebek olarak temsil edilen Victoria’nın Edward’la birlikte varoluşunu izleriz.
Oyun iki perdeden oluşur. İlk perdesi kendi içerisinde bir tam oyun gibidir. Bu sebeple iki perdeyi birbirinden ayrı okuyup daha sonra birbirine bağlamak daha sağlıklı olacaktır. Oyunun ilk perdesi Britanya’nın sömürge bölgesinde geçiyor. Oyunun iletisi ve karakterlerin fiziksel görünüşlerinde yakaladığı uyuşmada olduğu gibi, mekanı ve anlatısı arasında da böyle bir uyuşmadan söz edilebilir. Britanya ve Afrika örneği üzerinden görülen sömürgeciliğin; diğer bir katmanda insan ilişkileri üzerinde de, dille, kültürle nasıl kurulduğunu, nasıl meşrulaştığını, nasıl içselleştirildiğini görmekteyiz.
İlk perdeyi bu temel özellikler üzerinden detaylara odaklanarak inceleyelim:
Bu üç (Victoria ile birlikte dört) temel karakterin yanında Maud, Ellen, Harry ve Bayan Saunders bu ahlak ve sömürgecilik temalarına çeşitlilik katan yan karakterler olarak göze çarpıyor. Ve tüm bu karakterlerin tepesinde de Clive duruyor.
Clive oyunun başat ve sabit kişisidir. Motivasyonu, eylemleri ve amacı oyun boyunca değişmemiştir. Yazar bu karakteri çizerken tersinlemeye gitmemiştir, Clive oldukça gerçekçi ve “normal”dir. Diğer karakterlerin değişik bir planla belirlenmiş yapılarının yanında Clive’ın bu gerçekliği, sürekli göze batan ve ironiyi doğuran etmen olarak ortaya çıkar. Clive sahneyi ve karakterleri biçimlendiren kişidir, onlara amaçlarını ve varlıklarını o yüklemiştir. Onun çelişki ve zayıflıkları hiçbir zaman büyümez, ortaya çıkanlar da zaten kendisinden kaynaklı değildir. Çevresindeki karakterlerin “yeteri kadar düzeltemediği” karakterleridir tehdidi oluşturan, düzeni bozan. O çelişkisiz görünür, ancak tersinlenmiş ve kendisinin kılıklarını giymiş karakterlerin yansıttığı bütün çelişki ve hatalar, bu sabit erk timsalinin çıplaklığını arttırır. Anormale yoğunlaşma arttıkça, yazarın kurduğu biçimin etkisiyle normal olanın tuhaflığı gizlenemez hale gelir.
Oyunda baş karakterlerin esas arzuları daima gizemli olana kayar. İşin ilginci erk, kendi ilişkisinden gizemi kendisi kovmuştur. Üretilen ve dayatılan bütün kültürel bağlar, kontrolsüz aktif arzunun dinamiklerini yok etmek üzere icat edilmiştir.
Clive -... Ama karşı koymalısın yoksa bu bizi yok edecek. Savaşmalıyız, kadınlığın bu karanlık şehvetine karşı koymalıyız, yoksa bizi yutacak.
Bu gizemli şehvet Clive’ın aklını sık sık bulandırır. Clive ondan kaçar, ama tam da onun içine doğrudur bu kaçış. O bu gizemi soğukkanlı bir şekilde fethetmelidir, vahşiyi evcilleştirmeli, orayı yurtlaştırmalıdır.
Clive- ... Bu kıta kadar karanlıksın. Gizemli. Tehlikeli. Güvenilmez ... Lütfen beni dışarıda bırakma, bırak da gireyim.
Bariz bir sömürgecilik anıştırısı görürüz. Bayrağın dikidiği her yer yurtlaşmıştır. Ancak bu önermenin olanaksızlığı, kılıflarını verdiği karısı ve oğlunda görülecektir ve patlak verecektir. Clive yine de yanılsamadan uyanmaz, fethinin başarısından şüphe duymaz ve ahlaksızlık daha da büyür. Clive bunu görev ve hak bellemektedir.
Clive - Vahşi bir hayvanı bir yere kadar eğitebiliyorsun, eninde sonunda gerçek doğalarına geri dönüp elini parçalıyorlar. Bazen yerlileri düşman olarak görüyorum, doğru olmadığını biliyorum. Onlara karşı sorumluluklarım var, hepsini eğitip Joshua gibi yapmalıyım. Ama tehlikeli bir düşünce var, karşı koyamadığım bir düşünce. Sanki bütün kıta düşmanım ...
Clive eleştiriyi kendisine döndüremez. Kendi yerlileştirdiği yurdundan ayrılıp gizemli yurtları fethetme potansiyelinin bir eksiklikten kaynaklandığını düşünmez, ona göre bu kutsal bir görevdir. Clive’ın sevgisi samimi değildir. O aslında ne karısını, ne çocuklarını sevmektedir. Gökyüzüne baktığında görevini görür, onun hayatının amacı budur. Onun için her şey nesnedir, fethedilecek bir kıtadır ve bu yolda her hareketi haktır. O arzulara hakim olur, çevresindeki bütün arzuları reaktifleştirir. Harry ile Ellen’ı evlendirir. Sapkın akışlardan kurtulur. Clive Betty’yi kadınlığına, Joshua’yu ırkına ve emeğine, Edward’ı isteklerine ve benliğine yabancılaştırmıştır.
Clive- Joshua hayatımı kurtardı, ben de onunkini kurtardım, hayatını bana adadı.
Clive’la birlikte bir başka sabit ve ataerki muhafaza etme amacındaki karakter de Maud’dur.
Maud - Burada bir görevim var. Gördüklerim hoşuma gitmiyor, Clive’ın da hoşuna gitmezdi.
Maud düzenin sağlam işlemesi için kurulmuş geleneksel, erkekleşmiş kadındır.Tıpkı Betty gibi yetiştirilmiş, biçimlendirilmiş, kadınlığına yabancılaşmış, içi boşalmıştır. Clive da bu görevi içselleştirdiğini bildiği içi annenin orada kalmasına izin verir.
Maud- Aramızda farklar olduğunu biliyorum ama ben her zaman senin için en iyisini isterim.
Maud belki ortaya dökemediği tabiatının acısını zaman zaman içinde hissetmektedir. Ama bu acısını kendinde bir devrime dönüştürecek zamanı geçmiştir, içindeki bu motivasyon erkin devamlılığı amacına kanalize olur. Maud Saunders’a karşı tavırlıdır, çünkü o onun içindeki kadınlığı ve acıyı ortaya seren bir tehlikedir.
Maud - Bayan Saunders sana bir ders olsun. O bu hayatta yalnız. Allahtan sen değilsin. Baban öldüğünden beri korunmasız kalmanın ne demek olduğunu biliyorum.
Maud bu tehlikeden kaçmış ve erkeğe sığınmıştır. Clive’ın çatısı altında yaşamaktadır.
Bir başka sabit karakter Ellen’dır. Oyunun başından beri motivasyonu ve isteği hiç değişmemiştir. Ancak onla ilgili detaylı bir bilgimiz yoktur. Tek bildiğimiz Ellen’ın hiç karşılık bulmayacak gerçek bir aşka sahip olduğudur. Belki de oyundaki tek saf sevgi onun sevgisidir. Ancak o sadece bir aşık ve bir dadıdır. Bu saf aşk oyunda hiçbir karşılık ve derinlik bulmayacaktır ki bu da ironiyi güçlendiren etmenlerden biridir metin için. Oyunun sonunda Ellen Harry ile evlenir.
Dışarıdan gelen iki misafir, oyun kişilerinin karakterlerini kurcalar ve tehlikeye atar.
Harry Clive’a göre serkeş bir adamdır, Clive’a imrenir. Topraklara bayrağı o dikmek ister. Clive da bu belirsiz rakibi dostluk adı altında kontrolünde tutmak istemektedir. O aile düzeni için bir tehdittir. Harry erkekliğe özenir, onun düşüncesi de fetihçidir, ama düşüncesini gerçekleştirmekte kaypaktır. “Sana bu halinle, Clive’ın karısı olarak ihtiyacım var” der Betty’ye. Ona bu kadını fethetmek düşüncesi çekici ve kolay gelir. Onun için yabani ve arzu dolu olan bu sıkışmış kadındır. Ama motivasyonu sağlam değildir, anlık keyiflerin peşinden sürüklenir. Edward’la ilişkiye giren, Clive’ı öpen bu karakter Clive’ın içini rahatlatmıştır sonunda, çünkü iktidarı Clive’dan çalabilecek kadar erkek değildir. Bir kılıfa sokulup tehlikesizleştirilebilecek kadar kaypaktır.
Diğer misafir karakter bayan Saunders’tir.
Saunders - Silahlarla dolu evinde kalmak hoşuma gidiyor, ama seni hiç beğenmiyorum.
Betty’ye göre daha yabani ve daha bilinçli bir kadındır. Belki cinsel olarak serbesttir ancak aklı yeterince özgür değildir. O da ancak korunmayı ve sevilmeyi dilemektedir, Betty’ye oranla bu yabaniliği Clive’da arzu ve hareket isteği uyandırır. Ancak erkek sistemde o bir kadın ütopyası olarak sunulmamıştır. Betty’le yan yana konulduğunda Betty’nin içine düştüğü kıskacı, Clive’la yan yana konulduğunda sömürgeci arzunun nasıl güdülendiğini göstererek ahlaksızlığı büyütür. Ama özgürleştirici güçte bir arzusu ve doğası yoktur. Kölelere yapılan eylemlerde fazla soru sorar. Sonunda yine Clive’ın yaptığı ahlaksızlığın kendine mal edilmesiyle tüm ev halkının isteği sonucu evden gönderilir.
Bütün bu düşüncelerden sonra Betty, Joshua ve Edward’a yeniden bakalım:
Betty bütün yaşamını kocasına göre düzenlemiştir. Ancak hala daha yok edilememiş ve ortaya çıkmaya hazır bir arzuya sahiptir.
Harry - Sen demek güven demek, ışık demek, ev demek.
Betty - Ama ben tehlikeli olmak istiyorum.
Betty’nin bu karmaşası oyunun temel iletisini yansıtır niteliktedir. Belki de bu yüzden Betty’yi bir erkek oyuncu oynamaktadır.
Joshua- Tanrı insanı beyaz yarattı ve ona yılanları seven kadını verdi. Başımıza bütün dertler bu yüzden geldi.
Joshua oyunun sonuna kadar köleliği içselleştirmiş ve özüne yabancılaşmış bir karakter olarak karşımızda durur.
Saunders - Kendi insanlarını dövmekten rahatsız olmuyor musun ?
Joshua - Onlar benim insanlarım değil.
Joshua önce insanlarının, sonra ailesinin ölümüne tepkisiz kalacak kadar durumunu içselleştirmiştir. Bu açıdan Betty’ile benzer bir çizgide gider. O yüzden ikisi birbirlerini çok sevmemektedir, çünkü birbirlerini izleyen gözleri, itaatin kırılacağı yolu aydınlatır ve çatışır.
Joshua- O eteğin altında senin de bacakların var, hatta daha fazlası var
Edward’la ise önce dalga geçer. Çünkü Edward köleleşememiştir. Onun bu süreci Joshua’ya kendi ırkına yaptığı ihaneti anımsatmaktadır. Joshua’nın bütün kimliği Edward’ın saçma çocukluk karmaşası karşısında çökmektedir, ikiyüzlülüğü açığa çıkmaktadır. Bu yüzden oyundaki en güçlü simge olan Edward’ın bebeğinin kafasını koparır. En sonunda da dramatik çizgisi bozulur, patronunun kafasına silah doğrultur.
Ellen- Onunla oynamıyor, sadece bakıyor.
Edward isteklerini bastırmaya çalışır. Bunu denediği ve erkekliğini kanıtlama yolunda güdülendiği de olur, çünkü egemen tarafından ona bir erkeklik kompleksi ekilmiştir. Top oyununda erkekliğini sınar. Ancak babasının diretmelerine karşı koyamaz
Edward - Babam gibi olmak istemiyorum, ondan nefret ediyorum.
Ve bebeği sahiplenir.
Edward - Senden nefret ettiğimi söyledim, ama doğru değil. Özür dilerim, özür dilerim. Lütfen beni döv ve affet.
Maud’un talihi büyümekte olan Edward’ın da başına gelmektedir. O isyanını ve isteğini devrime dönüştürme motivasyonunu kaybetmekte ve kılıksızlaşarak terbiye edilmeye sığınmakta bulacaktır çareyi. Edward annesinin isteğiyle Joshua’ya tokat atarken sonunda Joshua’nın babasını öldüreceğini tek gören o olur. Bunun karşısında yaptığı eylem “kulaklarını kapamak” olur.
İkinci perde 1979 Londra’sında geçer. Bu perdeyi önceki perdeyle bağlantılı da bağlantısız da okumamız mümkündür. Burada tahakkümün modern çağdaki tezahürünü görürüz. Sömürgecilik artık çok daha sinsi bir düzeyde, sözde, dilde ve birebir ilişkilerin kalbindedir. Ve karakterler bir cinsiyet tersinlemesiyle yansıtılmaz. Artık onlar zaten bu tersinlemeyi içlerinde barındırmakta, imge ve gösteri çağında kimlik bunalımına düşmektedirler.
Bu perdede Clive’ı boşayan ve onsuz yaşamaya çalışan Betty, ve Lin isminde yeni bir lezbiyen anneyi izleriz. Onun kızı Cathy’nin yetiştirilmesi Edward’ınkinden farklı değildir. Ancak çağın iddia ettiği özgürlük yoktur, sinsi bir şekilde derinlere inmiş bir model alma durumu vardır. Tahakküm daha görünmez, daha derin bir boyutta seyreder.
Betty - Çay yaparken kendimi iki fincan hazırlarken buluyorum, evde bir erkeğin olmaması çok garip, işleri kimin için yaptığını bilmiyor insan.
Clive’sızBetty için durum çok farklı değildir. Clive onun kafasında, hatta belki onun kafası olarak yaşar. Geldiği noktada Betty kadınları sevmiyordur. Aldığı maaşla ve anneliğiyle yeni yaşamını sürdürmektedir.Maud ve Ellen gelip eski replikleri tekrarladıklarında, cevapların değiştiğini görürüz. Ama durum değişmemiştir.Betty’nin cinsel organını keşfettiği ve devrimine gidebilecek bir isyan ve öfke ortaya çıkardığını anlattığı tiradında, onun Maud’un cesaret edemediiği şeyi yapıp yapamayacağı sorusunu sorarız.
Lin eylemde devrimi yakalamıştır. Bedeni erkeksiz yaşamaktadır. Victoria düşüncede uygular bu devrimi, bedeni kararsızdır. Martin modern bir tahakkümcüdür. O kadınları ağlatan erkeklerden değildir, tek amacı zevk vermektir. O gizli bir fetihçidir. Dahası Victoria da yeni yelken açtığı ilişkisinde Lin’e karşı Martin’den farklı değildir. Edward görünüşündeki çatışmadan kurtulmuş, bağlanabilecek bir karakter kurmuştur. Ama o da ilişkisinde herhangi bir eşten farklı değildir.
Gerry - Kendin ol
Edward - Ne demek istediğini anlamıyorum, herkes benim kadınsı davranmamı engellemeye çalıştı hep, şimdi de sen aynı şeyi yapıyorsun
Gerry - Ama rol yapıyorsun
Yeni çağda içselleştirilmiş kölelik, herkesin arzusunu bağlayacağı bir rol makinası bulmasıyla, göstermeci kimliğe dönüşmüş ve olumlanmıştır. Edward’ı artık bir kadın oyuncu oynamamaktadır. Ama Edward bir kadını oynamaktadır.
Bu bağlamda oyunun ikinci bölümünde ilk bölümdeki gibi tersinlenmiş karakterler görmeyiz. Sadece Cathy’yi bir erkek oyuncu oynamaktadır. Yazar ilk bölümde karakterleri karşı cinsiyetten oyunculara oynatarak öncelikle epik bir etki yaratıp karakterlerin inşa ve baskı süreçlerine bizi yönlendirmiş, bunu yaparken öyküyü bu süreçlerin çeşitli katmanlarına bizi savuracak bir kürek olarak kullanmış; ikinci bölümde ise bu tekniği büyük ölçüde ortadan kaldırarak farklı bir çağda, çağın bireylerin sandıklarının aksine var olma ve bağımsız dışavurum süreçlerinde ne kadar özgün ve özgür olduklarını sorgulamıştır. Dramatik akışta ilerleyen, epik ve absürd özelliklerle bu üç türünde şablonlarının dışında melez bir teknikle kurulan bu yapımda sürekli tedirgin ve gizlice dışavurulan bir çığlığın kulakları rahatsız edişini deneyimleriz. İlk bölümde bir oyuncak bebekle tehdit edilen kimlik efendinin kafasına doğrultulan bir silahla noktalanmıştı. İkinci bölümde cinsel özgürlük ve bedenin keşfiyle ortaya çıkan devrimci arzu, iki Betty’nin birbirine sarılmasıyla benliği tamamlamıştı. Ancak 79 Londra’sının modern ve sinsileşmiş geleneğinde yetişen Cathy’nin, ilk bölümlerdeki gibi erkek oyuncu tarafından oynanan tek rol olduğu düşünüldüğünde, Cathy’nin var olma hakkını talep ettiği bir toplumda nasıl tutunacağı ve kendisini bulacağı, sürekli tartışmaya açık bir soru işareti olarak kalmıştır.
ÇOK UZAKTA, BİR ÇÖZÜMLEME:
Carly Churchill’in “Çok Uzakta” oyunu sistemli bir sakinlik ve kayıtsızlıktan absürd bir paranoyaya doğru yol alır. Churchill bu oyunda, klasik anlatıların öğelerini zekice farklı kılıflara giydirir. Alımlayıcısını önce bir izlek etrafında amaca doğru yürütür, ardından bütün bu düzeneği patlatıp ortaya takip edilmesi çok zor olan bir parçacıklar akışı çıkarır. Churchill bu oyunda seyircisinin gözünü sabitlemez, seyircisine iktidar düzeneği kurabileceği bir yapı sunmaz, sadece onu kendi dünyasına sakin ve tekinsiz bir akışla davet eder. Seyirci bu dünyaya katılır ki, patlamanın fiziksel ve ruhsal etkisini bünyesinde tam olarak duyumsayabilsin ve kendi failliğini devreye sokma gereği hissetsin. Böylelikle alımlayıcı bu oyuna bakarken dikey bir perspektif seçemez; kendi varlığını ve canlılığını bu temsilde hissederek oyuna da bir canlılık ve şiddetli bir hakikat kazandırır. Bu oyunda birden paramparça olan ve izleyiciyi ters köşeye yatıran hakikatin söylenme biçimleri, gerçekten de soğukkanlı bir şiddeti duyumsatır seyircisine. İzleyici birbirine karıştırılmış ve paranoyaya dönmüş imgeler keşmekeşinde mantığının tüm odalarında dolaşır, aradığını bulamaz. En sonunda akıl bütün kapıları ve odaları, kat ettiği yolu sorgulamaya başlar. Bu ölçüde kayıtsız bir düzleme oturtulmuş ve bir şekilde mantığa büründürülmüş önermeler dizgesi, bize bütün diğer mantıklı dizgelerin kurgusal kökenini sorgulama yolunu açar. Üç bölümden oluşan bu oyun bölümler içinde de kısımlara ayrılır ve tekinsiz yapısını basit bir sistem üzerinden kurar.
Oyunun birinci bölümünde bir kız çocuğu olan Joan ve teyzesi Harper’ı görürüz. Küçük kız teyzesinin misafiridir. Öncelikle oldukça sakin, akla uygun ve içerisinin koşullarıyla ilgili bir diyalog dizisi bizi karşılar. Joan’ın “dışarı çıktım” cümlesiyle birlikte oyuna tedirginlik girer. Küçük kızın dışarıdaki yürüyüşünün mesafesi ve zamanı arttıkça gerilim de artmaktadır. Joan önce pencereden çıkar. Sonra çatıyı ve ağacı geçer. Sonra bir çığlık duyar. Gerilim artar. Öncelikle işitme devreye girer ve Joan’ın dışarıda geçirdiği vakti uzatır. Sonra bir şey “görür”. Sonra başka şeyler de görür. Sonra gördüğü şeyin bir parti olmadığını düşünmeye başlar. Çünkü insanlarla birlikte kan da vardır. Hatta bu kanın bir kısmı onun çıplak ayağına bulaşmıştır. Dokunur, hisseder. En sonunda teyzesi saklamaktan vazgeçer: “Gizli bir şeye tanık oldun.” Ama bundan sonra anlatacaklarıyla gerçeği başka bir hikayeyle çarpıtır. Sonra Joan: “Onlara yardım ediyor.” Sonra: “Amcam neden onlara vuruyordu?”. Sonra: “Sadece hainlere vurdu.” Ve sonra Harper: “İyilerin yanında olan bir hareketin parçasısın artık, gurur duyabilirsin“. Ve Joan’ın ruhu göklere yükselecektir. Şimdi uyumaya gitmesi gerekir.
İkinci bölümde bir şapka atölyesinde şapka üreten Todd ve Joan’ı görürüz. Bu bölümün ilk kısmında da diyaloglar akla yatkın ve normal akışında gelişmektedir. Ancak “Burada yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu göreceğimiz” söylenir. İkinci kısımda ikili arasında bir tür söz oyunu görürüz ve bu oyunun arasından sözleşmelerle ilgili soru işaretleri belirir ve gerçeklik kendisini durağanlığın içinden doğurur. Soru işaretleri artar. Üçüncü kısımda Joan da soru işaretlerinin akışına kapılmıştır.Todd’dan çözüm beklentisi içindedir. Dördüncü kısımda Todd eyleme geçecektir. Konuşacaktır; işini kaybedebileceği ölçüde bir sorun söz konusudur. Ve konuşacağı kişi ona işini kaybettirtebilecek ölçüde önemli biridir. Ve beşinci kısımda normal diyaloglardan soru işaretlerine, soru işaretlerinden de eyleme giden yolda seyirci devamlılık beklerken oyunun en büyük sürprizi ve patlaması gerçekleşir. Şapkaların perişan haldeki idam mahkumlarının infaza giderken takmaları için üretildiğini öğreniriz. Altıncı kısımda Joan’ın tavrında açık bir değişiklik vardır. Artık onun saflığı ve kayıtsızlığı rahatsız edici ve ironik bir boyut almıştır. “Şapkaların cesetlerle birlikte yakılmasına yazık olduğunu düşünür.” Burada Joan’ın Todd’un kendisini değiştirdiğini ve bir şeyleri sorgulattığını söylediği kısım bu çatışmayı büyütür ve oyunun bundan sonraki belirsiz izleğini besler. Onun için “başka resmi geçitler de var”dır.
Beşinci bölümden itibaren raydan çıkmış ve tanımsız, korkunç bir imgeyle seyircisini bambaşka bir düşünce boyutuna taşımış olan oyun üçüncü kısma geldiğinde farklı bir yapısal türe bürünür. Eşekarılarıyla başlayan, kelebekler timsahlar ve geyiklerin de müdahil olduğu paranoyak bir savaş ve kutuplar dizgesi diyaloglarda yavaş yavaş işlenir. Bu esnada Joan uyumaktadır. “Yaban ördeği tecavüzcüdür, üstelik fillerin ve koreliilerin tarafındadır.“ Bu bölümde Joan’ın uyuduğu süre içinde karakterlerde seyirciyi allak bullak eden bir paranoya gün yüzüne çıkar. Tersinlenmiş ve sulandırılmış mantık, düşmanlar ve kutuplar üzerinden ilerleyen sistemin çığırından çıkması ve bireylerin beynini yakması diyaloglarla yavaş bir akışta teker teker ortaya serilir. Ardından Joan uyanır. Savaştan kaçmış , yorgun düşmüş ve teyzesinin yanına gelmiş olan Joan’ın uyku halindeki yaşantısı, içine girdiği bu yeni yaşantının etkisiyle kirlenmiş, rahatsız eden bir uyuklamaya dönüşmüştür. Son sözü o söyler. Onun ağzından korkunç şeyler duyarız, korkunç kelimeler onun ağzından birer oyuncak gibi sakin ve ritmik bir şekilde dökülmektedir. İçi dışına çıkmış mantığı savaşın gösterdiklerini birer oyuncak gibi almıştır. Onun saf zihninde paranoyayı görmek, alımlayıcıda tanımsız bir tezat ve şok olma duygusu yaratır. Şapka metaforu ise, içinde barındırdığı olağanüstü ironi ve anlatım gücüyle, bireyin iktidarın tahakkümündeki yaşantısında suçla ve çirkinlikle nasıl da göbekten bağlı olduğunu ve pay sahipliğinden kaçamayacağını imler niteliktedir.
#caryl churchill#tiyatro#dramaturgy#inceleme#sahne#sahne sanatları#dramaturji#postdramatik#tiyatro yazıları#tiyatro eleştiri#sanat eleştiri#çağdaş tiyatro#sanat#absürd tiyatro
0 notes
Text
Sakarya'da makarna fabrikası patlamasında 1 işçi yaşamını kaybetti!
Sakarya'nın Hendek ilçesindeki Oba makarna fabrikasındaki patlamada bir işçi yaşamını kaybederken, altısı ağır, 30 işçi yaralandı! Bugün, 30 işçinin ölümünü de konuşuyor olabilirdik, oldukça büyük ve ciddi bir olay yaşandı. Ancak gündemdeki konular yine farklı...
MAKARNA FABRİKASININ PATLAMA NEDENİ
Sakarya Valiliği yaptığı açıklamada, fabrikada 1 kişinin cansız bedenine ulaşıldığını açıkladı. Valiliğin açıklamasında şu ifadelere yer verildi: "Bugün ilimiz Hendek ilçesinde bir fabrikada meydana gelen patlamada şu ana kadar 30 kişi yaralanmış olup; bunlardan 6 vatandaşımız ağır yaralanmış ve ağır yaralılardan 2'si de entübe edilmiştir. Ayrıca soğutma çalışmaları esnasında 3 İtfaiye Erimiz de hafif yaralanmış ve hastanede ayakta tedavi edilmiştir. Yaralıların sağlık durumu yakından takip edilmekte olup, 5 yaralı vatandaşımız taburcu edilmiştir. MAKARNA FABRİKASI PATLAMADA 1 KİŞİ ÖLDÜ? Sakarya'nın Hendek ilçesindeki makarna fabrikasında yaşanan patlamadan geldi. Patlamanın ardından yapılan soğutma çalışmaları esnasında 1 kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Olayda 6'sı ağır 30 kişi yaralanırken, 2 kişinin hastanede entübe edildiği belirtildi.
Mesut Simay Sakarya'nın Hendek ilçesinde makarna fabrikasındaki patlamada işçi Mesut Simay'ın ailesi tüm hastaneleri dolaşmasına rağmen Simay'ı bulamadı. Fabrikanın 5'inci katında merdivenlerde yanarak ölü bulunduktan sonra otopsi merkezine götürülen erkek cesedin teşhisi için aile otopsi merkezine çağrıldı. Ailenin teşhisi sonrası ölen kişinin Mesut Simay olduğu belirlendi. Kimliğin kesin teşhisi için adli tıp kurumunda DNA incelemesi yapılacağı öğrenildi.
Sağlık Bakan Yardımcısı Halim Özçevik ile Hendek Devlet Hastanesi'ne kaldırılan yaralılara geçmiş olsun ziyareti gerçekleştiren Karadeniz, hastane önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, önceki bilgilendirmenin ardından sağlık kuruluşlarına kendi imkanlarıyla başvuranlar nedeniyle yaralı sayısında bazı değişikliklerin olduğunu söyledi.
Özçevik, yaralılardan birinin 12 yaşındaki çocuk olduğu bilgisini paylaşarak, "Babasıyla iş yerine geldiği için, babasıyla orada bulunduğu için yaralı olduğunu tespit ettik. Genel durumu iyi. Şu anki bilgiler bu şekilde. İstanbul'a giden hastamız büyük ihtimalle operasyona alınacak çünkü durumu kritik." ifadelerini kullandı. "Üstümüzde kıyafet kalmadı ayakkabılarımız uçtu" Sakarya Valisi Yaşar Karadeniz ve Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’a fabrikada yaşadıklarını anlatan yaralı işçi Zafer Emanet, "Patladıktan sonra bir şeyler yıkıldı. Altında kaldım, sonra çıktım. Benim bulunduğum bölümde toplam 20 kişiden fazla vardı. Öyle bir patladı ki üstümüzde kıyafet kalmadı, ayakkabılarımız uçtu" ifadelerini kullandı. Emanet, sözlerinin devamında, olay anında çalıştığını, 4 saniye beyaz bir ışık yandığını, kafasını kaldırdığında ise her yer yıkıldığını söyledi. Olay sonrası içeriden çıkamadıklarını söyleyen Emanet, “Belli bir süre mahsur kaldık" ifadelerini kullandı. Duygu dolu anlar yaşayan Zafer Emanet’in annesi ise Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’a sarılarak gözyaşı döktü. Sakarya iş güvenliği raporu Sakarya'da yaşanan iş kazaları ve meslek hastalıkları Sakarya iş sağlığı ve güvenliği verilerine göre; 2013’den bu yana 80.860 iş kazası, 154 iş cinayeti yaşanmış, 189 kişiye meslek hastalığı tanısı konmuştur. 2023 yılında iş kazası geçiren kişi sayısı 13.591 olmuş, kayıp gün sayısı ise 107.350 olarak kayıtlara girmiştir. Bununla birlikte 2023 yılında 2‘i kadın 20 kişi iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirmiştir. Yine 2023 yılında 15 kişiye meslek hastalığı tanısı konmuştur. Read the full article
0 notes
Text
Almanya'da Özel Dedektifler Sigorta Ve Hasar Konularında Nasıl Destek Sağlar?
Almanya'da özel dedektifler, sigorta ve hasar konularında çeşitli şekillerde destek sağlayabilirler. İşte bazı yaygın hizmet alanları:
1. Dolandırıcılığı Araştırma Sigorta şirketleri bazen dolandırıcılık şüphesi taşırlar. Örneğin, trafik kazaları, iş kazaları veya mal hasarı gibi durumlarda sahtekarlık olup olmadığını tespit etmek için özel dedektiflerden yardım alabilirler. Dedektifler, olay yeri incelemeleri, tanık ifadeleri ve belge doğrulama gibi yöntemlerle dolandırıcılık ihtimalini ortaya çıkarmaya çalışır. 2. Hasar Tespiti Özel dedektifler, gerçek hasarın tespiti için yerinde incelemeler yapabilir. Bu, özellikle yangın, su baskını veya hırsızlık gibi olaylarda önemlidir. Dedektifler, bu olayların gerçek bir hasara yol açıp açmadığını ve hasarın boyutunu belirleme konusunda bağımsız ve güvenilir bir rapor sunabilir. 3. Tanık ve Şüpheli Araştırmaları Bazı durumlarda tanıkların ifadeleri çelişkili olabilir veya ek bilgiye ihtiyaç duyulabilir. Dedektifler, tanıkları bulma, görüşme ve ifadeleri doğrulama konusunda yetkindir. Ayrıca, şüpheli görünen kişilerin geçmişini ve olaya dahil olma ihtimallerini araştırabilirler. 4. Doküman İncelemesi ve Analizi Dedektifler, sahte veya yanıltıcı belgelerin tespitinde uzmanlaşmışlardır. Sigorta başvuruları sırasında sunulan belgelerin doğruluğunu inceleyebilir ve gereken durumlarda belgelerin sahte olup olmadığını belirleyebilirler. 5. Gizli İzleme ve Teknik Takip Özel dedektifler, görsel ve teknik takip yöntemleri kullanarak olayın gerçek yüzünü ortaya çıkarabilir. Örneğin, izinsiz yanan sigorta hasarlarının gerçekte nasıl gerçekleştiğini saptamak için gizli kamera veya diğer izleme araçlarını kullanabilirler. 6. Adli Psikoloji ve Profil Oluşturma Bazı karmaşık vakalarda, özel dedektifler adli psikologlarla iş birliği yapabilir. Bu, özellikle agresif veya manipülatif kişilerin profillemesinde ve ne tür dolandırıcılık yöntemleri kullanabileceğinin öngörülmesinde faydalıdır. 7. Uzman Görüşü ve Raporlama Dedektifler, gerçekleştirdikleri incelemeler ve araştırmalar sonucunda detaylı ve bağımsız raporlar sunabilir.
1 note
·
View note
Text
Bozbey teknik inceleme talimatını verdi... Öncenin hatası varsa düzeltmek bizim işimiz
https://pazaryerigundem.com/haber/181380/bozbey-teknik-inceleme-talimatini-verdi-oncenin-hatasi-varsa-duzeltmek-bizim-isimiz/
Bozbey teknik inceleme talimatını verdi... Öncenin hatası varsa düzeltmek bizim işimiz
Bursa’nın yine bir felaketle karşı karşıya kaldığını söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yoğun yağışın Acemler bölgesi, Dikkaldırım ve Nilüfer bölgesinde etkili olduğunu hatırlattı. Başkan Bozbey, metrekareye yaklaşık 44 kilogram yağış düşmesi sebebiyle sel oluştuğunu ve Nilüfer Çayı’nın taşma noktasına geldiğini belirtti. Bozbey, “Önceden bir hata yapılmışsa onu düzeltmek bizim işimiz” dedi.
BURSA (İGFA) – Bursa’da etkili olan sağanak yağışın hayatı olumsuz etkilemesi üzerine şehir dışındaki programlarını iptal ederek hızlıca kente dönen Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Odunluk İstasyonu’ndaki su tahliye çalışmalarını yerinde inceledi. Bozbey, konunun teknik olarak incelemesi için talimat verdiğini söyledi.
Odunluk İstasyonu’ndaki su tahliye çalışmalarını yerinde inceleyen Başkan Mustafa Bozbey, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik ile birlikte Burulaş Genel Müdürü Fahrettin Beşli ve BUSKİ Genel Müdürü Güngör Gülenç’ten son durum hakkında bilgi aldı. Burulaş ve BUSKİ personelinin yanı sıra AFAD ve diğer yardım kuruluşlarının ekipleri de su tahliye çalışmalarında aktif rol alırken, Başkan Mustafa Bozbey yoğun gayret gösteren herkese teşekkür etti.
“TEKNİK OLARAK İNCELENMESİ TALİMATINI VERDİM”
Yaşanan sel sonrası Bursaray’da aksamaya sebebiyet veren bir durumun ortaya çıktığını söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, özellikle Odunluk İstasyonu’nda su birikmesi sebebiyle ulaşımın aksadığını dile getirdi. Burulaş’ın ek otobüsleri devreye sokarak çözüm ürettiğini anlatan Başkan Bozbey, “İlk anlarda bazı sıkıntılar yaşansa da sonradan çözüme ulaşıldı. Bursalıların tekrar bir yerden bir yere ulaşımı sağlandı. Yaşadığımız bir afet ama Odunluk İstasyonu’nda oluşan bu duruma şaşmamak mümkün değil. 22 yıl boyunca bu istasyonda sürekli olarak yağmurlar yağdı. Bursa’da yine metrekareye yüksek yağmurların düştüğünü günler olduğunu biliyoruz. Ama bugüne kadar bu hatta herhangi bir şey olmamıştı. Fakat bu istasyonun yapılmasından sonra böyle bir olayın olması akıllara şüpheleri getiriyor. Onun için bu konunun teknik olarak incelenmesi talimatını verdim. BUSKİ, Fen İşleri ve Ulaşım daireleri olmak üzere bir araya gelip teknik ekip oluşturulacak. Giderlerdeki mi tıkanma var? Yoksa yapım aşamasında giderleri mi kaldırdılar? Ya da başka sorun mu var? Bu su niçin tahliye edilemedi? Suyun çekilmesinden sonra arkadaşlarımız teknik inceleme yapacaklar. Net bir rapor ortaya çıkacak” dedi.
“GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİMİ İLETİYORUM”
Vatandaşlarımız müsterih olmasını isteyen Başkan Bozbey, böyle bir durumun yaşanmasını arzu etmediklerini, ancak daha büyük bir facianın önlenmesini de bu vesileyle sağlamış olacaklarını söyledi. Bundan sonra bu gibi yerlerde giderlerin incelenmesinin yanında kapasitelerinin de tartışılması gerektiğini ifade eden Başkan Bozbey, “Yoğun yaştan gelecek olan suyun nasıl giderileceğini ortaya koyup bir daha bu tür olayların yaşanmaması için gerekeni yapacağımızı herkesin bilmesini istiyorum. İstemediğimiz bir olay yaşadık. Bu afetten etkilenen herkese geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Çiftçilerimizin de zararları var. Çiftçilerimizin de etkilendiğini biliyorum. Onlarla ilgili de bir rapor ortaya çıkacak. Büyükşehir Belediyesi olarak yapmamız gerekenleri hemen yapacağız. O konuda da destek paketini açıklayabiliriz” dedi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Sweet Tooth Sezon 3 İncelemesi: Yeterli Bir Sona Yolculuk
Netflix'in "Sweet Tooth" dizisinin üçüncü ve son sezonu şu anda yayında ve başrolde Gus karakterini canlandıran Christian Convery var.
Hiçbir dizinin sonu beni bu kadar hayal kırıklığına uğratmamıştı.
Netflix'in "Sweet Tooth" dizisinin üçüncü ve son sezonu Cuma günü yayımlandı. Bir hayran olarak, yazarların dizinin bize sürekli ipuçları verdiği soruları nasıl yanıtlayacaklarını görmek için heyecanlı ve meraklıydım.
Burada sadece basit, pragmatik soruları kastetmiyorum.
Tabii ki, başkahraman hibrit çocuk Gus’ın (Christian Convery) sonunda annesiyle buluştuğunda ne olacağını bilmek istiyorduk. İnsanlığın çoğunu yok eden virüs "Hastalık" ile hibrit çocuklar arasındaki bağlantıyı bilmek istiyorduk. Dr. Aditya Singh’in (Adeel Akhtar) aslında ne istediğini bilmek istiyorduk.
Bu önemli hikaye iplikçikleri kolay ve tatmin edici bir şekilde çözülmeliydi. Ve dizi, bu konuda zar zor yeterli bir seviyede bunu yaptı.
Ama büyük sorular, "Sweet Tooth"un izleyicisine sorarak onları düşünmeye davet ettiği daha geniş temalar, bizi tatmin etmedi.
İnsan açgözlülüğü bizi nereye götürecek? Farklı olmak ne anlama geliyor ve farklılıklarımıza rağmen hepimiz birlikte var olabilir miyiz? Bir ailenin parçası olmak aslında ne anlama gelir?
Bir televizyon dizisinden insan varoluşuyla ilgili varoluşsal soruları yanıtlamasını beklemenin çok şey olduğunu kabul ediyorum, ama cevaplar aramıyorduk , temaların karakter, hikaye ve olay örgüsü aracılığıyla incelikli ve tatmin edici bir şekilde keşfedilmesi gerekiyordu.
Bu olmadı.
Birinci sezonda, korkmuş ve çaresiz insanlar tarafından avlanan insan çocuk hibritleriyle dolu yeni bir dünyanın hikayesi bizi büyüledi. Bu, dokuz yaşındaki insan-geyik hibriti Gus’ın, vahşi doğada annesini bulmak ve kendisi ve tüm hibritlerin nereden geldiğini anlamak için evinden ayrılma hikayesiydi.
İkinci sezonda, dünyanın birçok detayı rafine edilirken daha fazla soru ortaya çıktı. Karakterler, iyi ve kötü karikatürlere dönüşmeye başladı ve hikayenin tehditkar unsurları artırıldı. İlk sezonda tuhaf bir fantezi macerasının karanlık alt tonlarla birleşimi işe yararken, ikinci sezonda bu kitsch gibi görünmeye başladı.
Üçüncü sezon, ikinci sezondaki olayların hemen birkaç saat sonrasında başlıyor ve Gus ve arkadaşlarının cevapları bulmak için Alaska'ya gizemli bir mağaraya gitmeleriyle devam ediyor.
"Sweet Tooth"un son sezonu, ana karakterlerin Alaska'ya ulaşmasını takip ediyor. Soldan sağa, Nonso Anozie Jepperd olarak, Christian Convery Gus olarak, Naledi Murray Wendy olarak ve Stefania LaVie Owen Becky olarak.
Peşlerinde bu sezonun kötü karakteri Zhang (Rosalind Chao) var. Acımasız ve hesapçı olan Zhang, insan saflığına takıntılı ve Gus’ı öldürmenin insan doğumlarını yeniden başlatmanın cevabı olduğuna inanıyor.
Ayrıca hamile bir kızı ve öldürmek için eğittiği dört hibrit kurt torunu var.
Gus ve Dr. Aditya Singh’in vizyonları işin içine katıldığında işler daha da karmaşık hale geliyor. Ve daha sonra, Gus’ın orijinal hibrit olduğu ve DNA'sının özel olduğu fikrine karşı çıkan 100 yaşından büyük bir hibrit adam var.
Takip edilmesi gereken yeni karakterlerin yanı sıra, kayıp insanlarla dolu bir tekne hakkında bir doldurma bölümü de var. Hikayeyi ilerletmek için pek bir şey yapmayan bu bölüm, sadece insan açgözlülüğünün trajedisini, insan kaybının merkez temasını tekrar ediyor.
Ana hikayenin dışında, Bear (Stefania LaVie Owen) ve kız kardeşi Wendy (Naledi Murray) üzerine odaklanan, aksiyon dolu ama Gus’ın yolculuğundan dikkat çeken bir yan hikaye var.
Dizi boyunca, gereksiz dövüş sahneleri sırasında telefonumda gezinirken, karakterlerin uzun süreli dalgın bakışlarına maruz kaldığımda atıştırmalık yapmak için kalkarken ve karakterlerin sahte diyalog monologları verdiklerinde gözlerimi devirdim.
İlk iki sezon, iyi bir tempoya sahip, sürükleyici bir olay örgüsüne sahipti ve cliffhanger doluydu. Son sezon ise aksiyon ve dramayı artırarak hikayenin hak ettiği olay örgüsünden ve tonundan uzaklaşmış.
0 notes
Text
Dersin İşleyişi
1. Giriş (10 dakika):
Güdüleme: Öğretmen, günlük hayattan örnekler vererek paragrafların yazılı iletişimdeki önemini vurgular. Öğrencilere "Günlük hayatta karşılaştığınız metinlerde paragraflar ne kadar önemli? Hangi bölümlerden oluşur?" gibi sorular sorarak dersin konusuna giriş yapar.
2. Gelişme (40 dakika):
Anlatım (20 dakika): Öğretmen, paragrafın temel yapısını (giriş, gelişme, sonuç) ve her bölümün işlevini açıklar. Örnek paragraflar üzerinden bu bölümleri gösterir.
Gösteri Yöntemi (15 dakika): Akıllı tahta kullanarak örnek bir paragrafı analiz eder. Giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini renkli işaretlerle gösterir ve bu bölümlerin nasıl yazıldığını detaylandırır.
Soru-Cevap Tekniği (10 dakika): Öğretmen, öğrencilere paragrafların yapı ve işlevleri hakkında sorular sorarak konuya olan ilgiyi pekiştirir. Örneğin, "Bir paragrafın giriş bölümünde neler yer almalıdır?" gibi sorular sorar.
Örnek Olay İncelemesi (20 dakika): Öğrenciler, küçük gruplara ayrılır ve her grup kendilerine verilen bir konu hakkında giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşan bir paragraf yazar. Yazdıkları paragrafları sınıfta paylaşarak diğer gruplardan geri bildirim alırlar.
0 notes
Link
0 notes
Text
Dünyanın önde gelen kripto para borsası Binance, son vakitlerde birtakım argümanlarla gündeme geliyor. ABD Adalet Bakanlığı’nın (DOJ) platforma karşı bir dolandırıcılık davası açmaya hazırlandığına dair savlar dikkat çekiyor. Bu nedenle Bitcoin borsası potansiyel bir türbülansla karşı karşıya. Haber, kripto piyasasında şok dalgaları yaratarak borsanın geleceğine ait telaşları artırdı. Binance’in 2022’de FTX’inkine misal bir yazgısı yaşayıp yaşamayacağına dair yaygın spekülasyonlara neden oldu. Bu mevzuda, ünlü analistlerden Crypto Capo’nun yorumu dikkat çekti. Capo, Binance’in FTX üzere olacağını söylüyor. İşte detaylar…Bitcoin borsası, büyük tezlerle karşı karşıyacointahmin.com olarak da bildirdiğimiz üzere geçtiğimiz yıl kripto dünyasında elbet en sansasyonel olay olan FTX iflasının kesim üzerinde derin bir tesiri oldu. FED faiz artışları, LUNA krizi ve Celsius’un iflasından kaynaklanan çöküş, FTX’in çöküşüyle gelen sakatlayıcı darbeye kıyasla soluk kaldı. İflas süreci, FTT’nin (FTX’in mahallî tokenı) satışına başlandığını duyuran Binance CEO’su CZ’den oburu tarafından tetiklenmedi. İflas süreçleri ilerledikçe, berbat uygulamalar gün ışığına çıktı ve sonuçta FTX ve FTT’nin çöküşüne yol açtı. Artık, yazgının garip bir cilvesi olarak, olayları harekete geçiren Bitcoin borsası Binance, dolandırıcılık argümanları nedeniyle kendisini ABD Adalet Bakanlığı’nın incelemesi altında buluyor.2022’deki zekice varsayımlarıyla hürmet duyulan önde gelen bir kripto para analisti olan Crypto Capo, bahisle ilgili kanılarını lisana getirdi. Binance ile ilgili mevcut durum ile FTX’in satıldığı devir ortasında paralellikler kurdu. Borsanın potansiyel sonucuna ait kaygılarını lisana getirdi. Yakın tarihli bir Telegram paylaşımında, “Binance’deki son olaylar bana Binance’in FTT satmaya başladığı vakitleri hatırlatıyor. Binance FTT satarken, bankaya bir kaçış olabileceğini biliyorlardı ve bunu önlemek için yavaş yavaş yapacaklarını söylediler.” dedi.FTX çöküşüyle Binance ortasında benzerlik var mı?Bitcoin topluluğu DOJ’un dolandırıcılık davasına ait resmi açıklamasını beklerken, Binance’in geleceğine ait belirsizlik sürüyor. Traderlar ve yatırımcılar gelişmeleri yakından izliyor ve Binance’in FTX’inkine emsal bir mukadderatı paylaşarak mahallî tokenının çöküş yaşamasından korkuyorlar. Şimdilik kripto topluluğu, Binance’in fırtınayı atlatıp atlatamayacağını ya da FTX’in 2022’deki şanssız vefatına emsal bir bahtla karşılaşıp karşılaşmayacağını merak ederek yasal savaşın nasıl ilerleyeceğini bekleyip izleyebilir. Capo’nun sözlerindeki telaş, FTX’in çöküşüyle direkt bir karşılaştırma yaptığı için hissedilebilir. Capo kelamlarına şöyle devam etti:FTX ve FTT’den sonra ne olduğunu biliyorsunuz, değil mi? Binance bu hususta hakikaten kaygılı değildi (DOJ da umursamıyor üzere görünüyor), yalnızca uyardılar. TIPKI TAS BİREBİR HAMAM…
0 notes
Link
[ad_1] Yangın, dün saat 21.00 sıralarında Altayçeşme Mahallesi Begonya Sokak üzerindeki boş arazide çıktı.Arazideki otların alev aldığını gören çevre sakinleri, durumu itfaiyeye haber verdi. Alevlerin park halindeki otomobillere yaklaştığını görenler, yangını söndürmek için seferber oldu. Bu sırada iki otomobil alev alarak hasar gördü. Yangın olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Olay yeri inceleme ekipleri, yangının çıktığı alanda incelemelerde bulundu. Yangının ise sokakta oynayan çocukların attığı torpilin patlaması sonucu çıktığı iddia edildi.Polisin olayla ilgili incelemesi sürüyor. [ad_2]
0 notes
Link
0 notes
Text
3 Büyük Proje Yönetim Hatası: Neuschwanstein Şatosu
Alp Dağları'nın eteklerinde yükselen Neuschwanstein Şatosu, Bavyera Kralı II. Ludwig'in hayal gücünün ve ihtişamın sembolüdür. 1869'da inşasına başlanan bu etkileyici yapı, kralın romantik bir sığınak ve Wagner operalarına saygı olarak tasarlanmıştır. Ancak, şatonun inşaatı, 3 proje yönetim hatası nedeniyle tamamlanamamıştır. Kralın vizyonları sadece büyük değildi, aynı zamanda sürekli değişiyordu. Bu değişen vizyonlar, şatonun tamamlanmasının önündeki en büyük engellerden biri oldu. Özellikle mimari projelerde, önceden belirlenmiş bir plana ve vizyona sahip olmak, projenin zamanında ve bütçe dahilinde tamamlanmasını sağlar. Ancak, II. Ludwig'in sürekli değişen talepleri, inşaatın planlanandan daha uzun sürmesine ve maliyetlerin artmasına neden oldu. Bir projenin başarılı olması için sabit bir vizyonun ve bu vizyona sadık kalınmasının ne kadar önemli olduğu, bu şatonun hikayesiyle bir kez daha kanıtlandı. Bu yazımda, Neuschwanstein Şatosu'nun inşaatındaki hataları ve bu hataların nasıl önlenebileceğine dair yöntemleri ele alacağım. Özellikle "Proje Yönetimi Üçgeni" prensibinin projelerde nasıl etkili bir şekilde kullanılabileceğini vurgulayacağım.
Fihrist
Yapılmaması gereken hatalar Bir örnek olay incelemesi Proje Yönetimi Üçgeni Sonuç Kişisel Görüşüm
Yapılmaması gereken hatalar
Proje Yönetim Hatası #1 Gerçekçi Olmayan Bütçeleme Kral Ludwig II., muhteşem bir şato hayalini mali durumuyla değil, hayal gücüyle yönlendirdi. Sonuç mu? Asla tamamen gerçekleştirilemeyecek kadar iddialı bir proje. Ders? Bütçenizin gerçekçi ve projenizi tamamlamak için yeterli kaynağınız olduğundan emin olun. Proje Yönetim Hatası #2 Zaman Yönetiminin Eksikliği Ludwig'in sürekli değişen ve genişleyen vizyonları, gecikmelere ve bitmek bilmeyen bir inşaat alanına yol açtı. Ders? Projeksiyon kapsamınızı tanımlayın ve belirlenmiş bir zaman çizelgesine bağlı kalın. Proje Yönetim Hatası #3 Risk Yönetiminin Eksikliği Ludwig II., yüksek finansal risklere girdi ve zamanının politik koşullarını göz ardı etti. Sonuç, tamamlanmamış bir şato ve iflas etmiş bir kraldı. Ders? Riskleri belirleyin ve bunları azaltmak için stratejiler geliştirin.
Bir örnek olay incelemesi
Bir yazılım şirketi, büyük bir e-ticaret platformu geliştirmeye karar verir. Proje başlangıcında belirlenen bütçe, süre ve özellikler oldukça iddialı olur. Proje, altı ay içinde tamamlanacak ve bütçe 1 milyon olarak belirlenir. Platformun sunduğu özellikler ise sektörde bir devrim yaratacak nitelikte olur. İlk iki ay sorunsuz bir şekilde ilerleyen proje, üçüncü ayda, potansiyel kullanıcılardan platforma eklenmesini istedikleri yeni özelliklerin talepleri şirkete ulaşır. Bu yeni özellikler, projenin belirlenen süre ve bütçe içinde tamamlanmasını zora sokar. "Proje Yönetimi Üçgeni" prensibini göz önünde bulundurarak, ekip ya ek özellikleri eklemek için süreyi uzatmalı ya da bazı özelliklerden feragat etmesi gerekir. Ekip, kullanıcı memnuniyetini ön planda tutarak bu yeni özellikleri eklemeye karar verir, fakat bu karar, projenin bütçesinin artmasına ve teslim tarihinin iki ay ertelenmesine sebep oldur. Sonuçta, platform başarılı bir şekilde piyasaya sürülür ve büyük bir kullanıcı kitlesi tarafından benimsenir. Ancak bu başarı, maliyet ve zaman açısından bazı ödünler verilerek elde edilir.
Proje Yönetimi Üçgeni
Proje Yönetimi Üçgeni nedir? Proje Yönetimi Üçgeni, her proje yöneticisinin karşılaştığı temel üç sınırlamayı temsil eder: maliyet, süre ve kapsam. Bu üç unsur birbiriyle yakından ilişkilidir ve birinde yapılacak herhangi bir değişiklik diğerlerini doğrudan etkiler. - Maliyet: Bir projenin bütçesiyle ilgili olan maliyet, ne kadar kaynak ayrıldığını, bu kaynakların nasıl dağıtılacağını ve bu kaynakların nereden sağlanacağını içerir. - Süre: Proje süresi, projenin başlangıcından tamamlanmasına kadar geçen zamanı temsil eder. Genellikle belirli bir başlangıç ve bitiş tarihi üzerinden tanımlanır. - Kapsam: Kapsam, projenin neyi içereceği ve neyi içermeyeceği ile ilgili detayları belirtir. Kapsamın sınırları, proje sonucunda neyin elde edilmesi gerektiğini tanımlar. Bu üç unsurun dengede tutulması, projenin başarılı bir şekilde tamamlanmasının anahtarıdır. Neuschwanstein Şatosu ve Proje Yönetimi Üçgeni Neuschwanstein Şatosu'nun inşası, Proje Yönetimi Üçgeni'nin nasıl dikkate alınması gerektiği konusunda mükemmel bir örnektir. - Maliyet: Neuschwanstein Şatosu'nun inşaatı için başlangıçta belirlenen bütçe, Kral II. Ludwig'in sürekli değişen ve genişleyen vizyonları nedeniyle defalarca aşıldı. Bu da projenin finansal sınırlamalarını zorladı. - Süre: Şatonun inşaat süresi de sürekli olarak uzatıldı. Aslında belirlenen sürede tamamlanması beklenen şato, Kralın değişen talepleri nedeniyle belirlenen sürenin çok üzerinde bir zamanda tamamlanamadı. - Kapsam: Kral II. Ludwig'in hayal gücü ve vizyonu, şatonun başlangıçta planlanandan çok daha büyük ve karmaşık hale gelmesine neden oldu. Bu, süre ve maliyet üzerinde doğrudan bir etkiye sahip oldu. Eğer Neuschwanstein Şatosu inşasında Proje Yönetimi Üçgeni prensipleri daha etkin bir şekilde kullanılsaydı, belki de şato daha hızlı ve daha düşük maliyetle tamamlanabilirdi. Ancak Kralın vizyonu ve istekleri, bu üçgenin dengesini bozdu ve sonuç olarak, muhteşem bir yapı tam anlamıyla tamamlanamadı.
Sonuç
II. de Ludwig modern proje yönetimini uygulamış olsaydı, Neuschwanstein Şatosu'nun inşasıyla ilgili sorunlar ve ekstra maliyetler daha etkin bir şekilde ele alınabilirdi. Bugün kullandığımız proje yönetimi yöntem ve araçları, maliyetlerin, son teslim tarihlerinin ve kaynakların daha verimli planlanmasını ve yönetilmesini kolaylaştırıyor. Bu yaklaşım, bir projenin daha sorunsuz ilerlemesini kolaylaştırabilir ve öngörülemeyen sorunlar daha hızlı çözülebilir. Bu durumda, belki de şato daha hızlı tamamlanır veya II. Ludwig'in hayalindeki daha çabuk tamamlanır veya daha büyük ve daha etkileyici hale gelirdi. Öte yandan, tamamen yeni bir tasarım ve vizyonun hayata geçirilmesi sürecinde, modern proje yönetimi yöntemlerinin de sınırlılıkları olabileceğini unutmamak gerekir. Sonuçta, iyi bir proje yönetimi başarının anahtarı olabileceği doğrudur. Belki de modern proje yönetimi, Neuschwanstein'ın bugün olduğundan farklı bir sonuca yol açabilirdi ya da tam tersi, Ludwig'in büyük vizyonunu farklı bir sonuca da yönlendirebilirdi.
Kişisel Görüşüm
II. Ludwig modern proje yönetimi yöntemlerini kullanabilseydi ne olurdu acaba? Beliki günümüzde daha büyük bir Neuschwanstein Şatosu olabilirdi! Yoksa karşımızda sadece Bavyera manzarasında başka bir enkaz mı bulurduk? Cevaplanması zor bir soru. Ancak kesin olan bir şey var: İyi proje yönetimi, başarı ile başarısızlık arasındaki fark olabilir. Malesef bunu öğrenemeyeceğiz.
Neuschwanstein Şatosu. Şeffaf görünen bölümler, II. Ludwig zamanında tamamlanayan alanlar! Read the full article
#AlpDağları#AvrupaŞatoları#Bavyera#BütçeAşımı#İnşaatHataları#İnşaatProjeleri#KapsamYönetimi#KralII.Ludwig#KültürelMiras#MaliyetYönetimi#Mimarlık#NeuschwansteinŞatosu#ProjePlanlama#projeyönetimi#ProjeYönetimiÜçgeni#RomantikMimari#TarihiRestorasyon#TarihiYapılar#WagnerOperaları#zamanyönetimi
0 notes
Text
Edremit’te ölüm, evine ekmek götürürken yakaladı
Balıkesir’in Edremit ilçesinde bir kişi, evine ekmek götürürken kalp krizi geçirmesi sonucu yaşamını yitirdi.
Balıkesir’in Edremit ilçesinde bir kişi, evine ekmek götürürken kalp krizi geçirmesi sonucu yaşamını yitirdi.
Edinilen bilgiye göre, olay 15.00 sıralarında Hamidiye Mahallesi 537. Sokak’ta meydana geldi. Boyacılık yapan Sebahattin Aydoğan (64) isimli kişi, evine aldığı ekmeği götürürken bir anda fenalaşarak yere düştü. Durumu görenler, hemen 112 Acil Sağlık ekiplerine bildirdi. Yapılan incelemede kişinin yaşamını yitirdiği belirlendi. Olayı öğrenen aile yakınlarının feryadı ise yürek parçaladı. 3 çocuk babası olduğu öğrenilen Aydoğan’ın 3 ay önce kalp ameliyatı olduğu öğrenildi. Ceset, hastane morguna kaldırıldı.
Polisin incelemesi sürüyor.
0 notes
Video
youtube
("The Pope's Exorcist" İncelemesi: Baş Döndürücü Bir Tür Karışımı gönderdi)
İstediğimizi bilmediğimiz ahbap-rahip aksiyon-komedi-korku melezi nihayet gösterime girdi.
Julius Avery’nin yeni korku filminin en gerçeküstü kısmını seçmek zor. Ana karakter, bir zamanlar Vatikan’ın baş şeytan kovucusu olan çok gerçek Rahip Gabriele Amorth’a dayanıyor olabilir (baş döndürücü bir şekilde, “The Exorcist”in yönetmeni William Friedkin, bir zamanlar hakkında bir belgesel çekmişti). o). Ya da belki Peder Amorth, Russell Crowe tarafından yıllardır en ilgi çekici performanslarından birinde espresso içen, scooter kullanan başına buyruk biri olarak tasvir edilmiştir. Papa (kült İtalyan aktör Franco Nero) tarafından, Henry (Peter DeSouza-Feighoney) adında küçük bir çocuğun tanrısız homurdanmalar yapmaya, renkleri ve şekilleri değiştirmeye ve annesine karşı uygunsuz hareketler yapmaya başladığı ıssız bir İspanyol manastırına gönderilir. (Alex Essoe, düzenli bir Mike Flanagan korku filmi).
Amorth’un işi onun için biçilmiş kaftandır, ama neyse ki, zaten tür dolu bir tabağa bir parça dost-rahip aksiyon komedisi ekleyen deneyimsiz ama oyun Peder Esquibel (Daniel Zovatto) ile eşleştirilmiştir. İki adamın, Henry’yi ele geçiren ve Ralph Ineson tarafından muhteşem bir şekilde seslendirilen atalardan kalma kötü figürle mükemmel bir kimyası var. Avery (“Samaritan”) filmi Amorth kadar kafeinli bir hızda sürüyor ve Ken Russell’a yakışır kamp dokunuşlarıyla Indiana Jones ile Dan Brown potboiler arasındaki bir olay örgüsüne meşru korkuları dahil etmeyi başarıyor.
“The Pope’s Exorcist”, bir devam filmi ve hatta tüm bir dizi için yer olduğuna dair utanmaz bir öneriyle sona eriyor. İstenmeyen bir ihtimal değil.
Papa’nın Exorcist İblislerin neden olduğu küfürler ve çıplak kadınları bir an için R olarak derecelendirdi. Süre: 1 saat 43 dakika. Sinemalarda.
HaberSeçimiNet
#The Pope's Exorcist#Russel Crowe#Hollywood#2023#Korku#İzlenir#İnceEleme#Julius Avery#Daniel Zovatto#Şeytanın Düşmanı
0 notes
Text
Ders Planı
Dersin Adı: Türkçe Sınıf: 5-A Öğrenme Alanı: Yazma Ünite Adı: Paragraf Bilgisi Önerilen Süre: 2 ders saati (40' + 40')
Kazanım: Paragrafın yapı ve özelliklerini kavrar; giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini oluşturur.
Ünite Kavramları: Paragraf, Giriş, Gelişme, Sonuç, Bağlantı cümleleri, Ana fikir
Doğrudan Verilecek Beceriler: Paragraf yazma, bilgiyi organize etme, yazılı anlatım becerisi geliştirme
Doğrudan Verilecek Değerler: Anlamlı ve tutarlı metin oluşturma, dilin doğru ve etkili kullanımı, okuma ve yazma alışkanlığı kazandırma
Ara Disiplinlerle İlişkilendirme: Rehberlik ve psikolojik danışma (yazılı ifade becerileri ve kendini ifade etme)
Öğretme-Öğrenme-Yönetme ve Teknikleri: Soru-cevap tekniği, anlatım ve tartışma tekniği, örnek olay incelemesi
Kullanılan Eğitim Teknolojileri: Akıllı tahta, bilgisayar, slayt, kitap
Öğrenci Araç Gereçleri: Kitap, defter, kalem
Kaynakça: MEB İlköğretim 5. Sınıf Türkçe Ders Kitabı
0 notes
Text
The Purest Serum ve Nemlendirici İncelemesi
Bu yazıda The Purest Solutions Tüm Cilt Tipleri İçin Yoğun Nemlendirici Bakım Serumu (Hyaluronic Acid %2 + B5) ve yine The Purest Solutions 24 Saat Etkili Günlük Yoğun Nemlendirici Bakım Kremi ürünleri ile ilgili yorumlarımı yazmak istedim. Hyaluronic acid olayına epey uzaktım. Bir arkadaşımın ışıl ışıl parlayan cildini sorduğumda bu iki ürünü kullandığını söyledi. Tabi ki sadece kozmetik ürünler değil olay genetik aynı zamanda... The Purest Serum ve Nemlendirici İncelemesi hem bu ürünü merak edenler için hem de hyalüranik asit kullanımı nasıl olmalı sorusunun yanıtı olması açısından önemli. Bu yazı da ilgini çekebilir: Parlak ve Gergin Ciltler için Yapmanız Gerekenler Bu yazıda hem kendi yorumlarımı hem de merak edilen soruların yanıtlarını derlemek istedim. Hyaluronik asit serumdan sonra nemlendirici kullanılır mı? Oggusto sitesine göre bu tarz hyalüronik asit içeren ürünlerde yapılan en büyük yanlış, hyalüronik asit içeren bir serumu cilde tek başına kullanmak. Bu, bırakın verim almayı, cildin daha da kurumasına neden olabiliyor. Hyalüronik asidin fayda göstermesi için, üzerine nemlendirici krem uygulamak şart. Hatta üstüne biraz zaman geçtikten sonra güne kremini de unutmamak gerekiyor. The Purest Solutions kullananlar Kadınlar Kulübü sitesinde ise kimi kullanıcılar özellikle yaz aylarında asit içeren ürünler kullanımını önermiyor. Bence de bu durum çok mantıklı. Hatta yaz aylarında yalnızca hafif bir nemlendirici ve güneş kremi yüz bakımı i��in oldukça yeterli. Hyalüronik asit nasıl kullanılır? sorusunun yanıtı aslında mevsimlere göre bile değişiyor gördüğünüz gibi.
The Purest serum kaç günde bir kullanılır? Her gün sabah ve akşam olarak kullanıyorum. Üstüne mutlaka 24 Saat Etkili Günlük Yoğun Nemlendirici Bakım Kremini de uyguluyorum. Eğer sabah kullanıyorsam nemlendiriciden sonra güneş kremi de sürüyorum. Özellikle C vitamini, salisilik asit ya da retinol içeren bir cilt serumu kullanılıyorsa; yüksek faktörlü bir güneş koruyucu kullanılmalı ve gün içinde de tazelenmelidir. Önce nemlendirici mi serum mu? sorusunun yanıtını da vermiş olduk. Serumlar hızla emili bu nedenle serumu sürün 1-2 dakika bekleyin ve nemlendiricinizi sürün. Peki ben memnun muyum ve bitse tekrar alır mıyım? Öncelikle Purest nemlendirici kremin ince yapısını çok sevdim. Evet düzenli kullandığımda her gün kremi ve serumu sürdüğümde farkı görüyorum fakat bu kısa süreli oluyor. Yani sabah sürdüm akşamüstü cildim hala nemli kalmıyor. Kullandığım sürece etkisi güzel ama 1 gün aksatırsam o gün cildim yine kupkuru. Serum ve krem için daha temiz içerikli nemlendiricilere de geçebilirim diye düşünüyorum. Evet The Purest Solutions Tüm Cilt Tipleri İçin Yoğun Nemlendirici Bakım Serumu fiyatı epey uygun. Fiyat performans olarak beklentiyi karşılıyor. Doğal içerikli ürünlerde de aynı etkiyi çok rahat görebilirim. Trendyol The Purest nemlendirici yorumlarındaki kadar abartılabilecek bir ürün değil bence. Sevgilerle Bu yazıyı beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınızdan paylaşırsanız fazlasıyla teşekkür etmiş olursunuz. Daha fazla bilgi için beni sosyal medyada takip etmeyi unutmayın - Facebook, Instagram, Pinterest ve Twitter. Read the full article
0 notes