#o kadar mutluyum ki
Explore tagged Tumblr posts
semaamagokyuzuolmayan · 5 months ago
Text
Herkes mutlu HERKESSS
1 note · View note
httpsfxs · 11 months ago
Text
hayatima minik biri girdi az once
2 notes · View notes
harepare · 1 year ago
Text
neyse ki insanlari silince onume bakabiliorm
2 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years ago
Text
Anneme bir şey diyecektim
4 notes · View notes
ozlemekk · 2 years ago
Text
saçlarım güzel olunca kendimi güzel hissediyorum
6 notes · View notes
sarkisi-beyaz · 2 months ago
Text
i don't know where to find the portal that took me to you. i’m around this galaxy for you.
0 notes
mayoneziyerim · 5 months ago
Text
sabahtan aksama kadar kazikli maria izlenek istiorm imdat yeni bagimliligimm
1 note · View note
pembebirkrizantem · 11 months ago
Text
Tumblr media
Suskunluklar biriktiriyorum bugünlerde...
Kapı kapı büyüyen ve anlatamadıkça insanın omzunda tıpkı ağır taşlar misali biriken suskunluklar...
Bir cümleyle yüreğimden akıp gidecek kadar hafif konuşacak olsam okyanuslar bile yetmeyecek sanki derinliğine. Ben yine de suskunluğa talibim. İçimde kendimle öylesine doluyum kı buna bir de sonsuz bir yalnızlık eklenince hiçbir şeyin gitmesini istemiyorum. Tek bir kelimenin, tek bir düşüncenin hatta tek bir zerrenin bile firarını kaldıramayacak kadar takatsizim...
Yollar yabancı, taşlar soğuk ve insanlar yine bildiğimiz gibiyken ben yalnızca kendi kendime yetme telaşesindeyim.
Bugün karnım tok mu?
Ellerim üşümüyor mu?
Ve sevdiklerim yanımda mı?
İşte o zaman diyorum ki çok bir şeye gerek yokmuş aslında. Aşk beni bulmasa da varsın zenginlik kapımı çalmasa da ve ben dipsiz bir suskunluğa bürünsem de mutluyum.
Sonuçta insan yağmuru izleyebiliyor ve annesine hala gülümseyebiliyorsa ne gerek var derde tasaya değil mi?
Güneşin doğuşuna ve batışına şahit olan gözler aşkına, ay ışığının nuruyla yıkanan aşıklar hürmetine ve masum bir bebeğin ilk tebessümü niyetine, birgün umudum tükenecek olsa da ben mutlu ayrılacağım bu dünyadan.
Ruhumdaki suskunluklar ve sevdiklerimin suretiyle silinip gideceğim ama ben gitsem de mutluluğum hep baki kalacak.
Tıpkı en sevdiğin şarkıyı bağıra çağıra söylerken dudaklarında bıraktığı o tatlı his gibi. Belki şarkının başı ve sonu unutulacak ama nakaratının güzelliği üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin hafızamdan silinmeyecek.
Silinip gidecek onca şeye inat...
Selam ve Dua ile.
194 notes · View notes
kisa-hikayeler2 · 4 months ago
Text
Kocam beni iyiki aldatmış
Kocam beni iş yerinden bir kadin ile aldattı, bunu ogrendigimde deliye dönmüştüm bosanma asamasina geldik ama sineye cekip cekildim kenara , fakat bu durumu sindiremiyordum , bu olayin ustunden 1 yıl kadar geçmişti, ben cocuklarla birlikte memlekete gittim , giderken kocamin bu boslukta beni tekrar aldatacagi suphesi hep vardi içimde, sirf o kötü duyguyu bastirmak için, ben ondan uzaktaysam , oda benden uzakta , ben niye dusunuyorum o düşünsün karim beni aldatır mı diye dusunceleri ile sakinlesiyordum , ama benim onu aldatacagim onun aklina gelmezdi çünkü ben ona göre sex sevmeyen sadece cocuklarina bakan bir anne modeliydim , oysa sex i çok arzulayan fakat kocam tarafindan tatmin olamadigim için soguk duran biriydim , memlekette cocuklugumda bana aşık olan biri vardi aslinda bende ona pek boş degildim ama olmamisti onunla , oda 10 yildir evli simdiye kadar çok kez memlekete gittim karsilastik sadece kisa merhabalarla gecistirmistik ama bu sefer kur yapip onun koynuna girmek istiyordum , kocamdan intikamimi almaliydim, 2 gün köyde denk geldik fakat sohbete musait ortam yoktu , 5 gün musait bi yerde denk geldik ve naber nasilsin gibi ben sohbete girdim , ayak ustu biraz konustuk numarami verdim oda bana verdi musait oldugunda ararmisin seninle birsey konusmak istiyorum dedim uzaklastim, hemen peşime aradi , şimdi eve geciyorum olmaz sonra konusalim dedim , gece mesaj atayim mi dedi , olur dedim ,ama ben yazmadan sen yazma olur mu, hanim gorurse yanlis anlayabilir dedi, tamam dedim kapattik telefonu , gece 3 gibi mesaj atti , bende ona , hala aklimdasin biliyormusun dedim , bu mesajimi gorunce , ben seni yillardir unutamiyorum hep hayallerimdesin dedi, nekadar dogru bilemem ama benim amacim konuya girmek ve koyde oldugum 1-2 aylik surede firsat buldukca onunla yatmakti, ben yarin hanimla yaylaya cikacaktim sen bana eslik etmek istersen rahat rahat konusalim dersen , hanima sen gelme fazla birsey yok dinlen ben gider hallederim isleri derim , sen şu koy cikisindaki yukardaki rampanin orda beklesem yeter ben ordan alirim seni dedi , tamam dedim ertesi gun gunduz mesajlastik haberlestik beni ordan aldi , yayla evinde bas basaydik etrafta kimse yok , sanki ilk defa sevisiyor gibiydim , sanki daha once hiç orgazm olmamisim gibi , inlete inlete sikiyordu beni , arkadanda istedi , sana herşey serbest dedim , kocam bile bikere girmeye calismisti ben çok bagirinca birakmisti , bagirsamda birakma arkadan gir içime boşal dedim , öyle mutlu olmustu ki ,ilk başlarda çok canim yandi ama sonradan alisti deligim bagirsamda kenetledi beni kokledi gotume , içime attirdi , amli gotlu sikilmistim mutluluktan uçuyordum ama kocama olan kinim gecmemisti , şimdi sessiz ol ve usulca yanimda dur okşa memelerimi hafiften dedim , o esnada kocami aradim ,3-5 dakika telefonda onunla konustum , bi yaramazlik yapmiyorsun dimi diye sorguladim iki büklüm olup oflayip pufladi tamam tamam güveniyorum sana hadi kolay gelsin diyip telefonu kapattim , eski aşkım bu konusmayi duyunca tekrar kazik gibi oldu , kocanin yanindada sikim mi seni dedi , sik nerde istersen sik dedim , daha bekarkenden hayalimde sen vardin hep ama evlenince kocama sadik kalmak için dusunmedim kimseyi taki o beni aldatana kadar dedim , ve o gunden beri kocamla yatarken bile seni hayal ediyorum dedim , iyice kudurmustu tekrar tekrar sikiyordu beni , yayla maceramiz çok güzel gecmisti , sonrasinda firsat buldugumuzda, samanlikta ormanda arabada , 2 ay boyunca sevistik , ben geri dondugumde irtibati kopartmadik 3-4 ay da bir gelmeye calisiyor ve beni burda beceriyor , tabi bu esnada ben bu tadi alinca buradn biri ile daha tanistim , tesekkur ederim kocacigim beni aldattigin icin, yillardir tadamadigim yarrak zevklerini artik doyasiya tadiyorum , simdiye kadar boşuna kasmisim kendimi , artik daha mutluyum ,
66 notes · View notes
sertsiken0606 · 5 months ago
Text
Slm arkadaşlar biz Almanya dan 2 sevgiliyiz aslında 2 mizde evliyiz ben Ceyda 2011 yılında evlendim Almanya ya gelin olarak geldim kocam iş delisi para manyağı işten paradan başka hiçbir umrunda olmayan birisi şuan 47 yaşında ben 31 yaşımdayım aramızda 16 yaş fark var. Oldukça seksi bir kadınım dışarıda gören dönüp tekrar bakıyor o derece güzelim yani sevgilim aslında kocamın kuzeni aynı yaştayız 1 gün arayla doğmuşuz ben 14 kasım sevgilim cesur 15 kasım evlenip Almanya ya gittiğim günden beri cesur benimle birlikteydi eşim Almanya ya döner dönmez işe başladı o günden sonra cesur hep benim yanımda durdu bir yere gideceğim zaman cesur götürdü getirdi. Aradan geçen 5 yıl içinde kocamla en fazla 4 bilemedim 5 kez seks yapmıştım evlendiğimiz gece gerdekte 4 kez sikmişti ama gördüğüm göreceğim en uzun seks olmuştu cesur un bana ilgisini 7 . evlilik yıldönümümde anladım kaybolan kirli iç çamaşırımı cesurun ceketinin cebinde buldum o günden sonra cesuru düşünerek mastürbasyon yapıyordum bir kaç gün sonra cesura frikik verdim artık sikilmek istiyordum yanımda öküz gibi yatan bir koca istemiyordum . Günlerden cumaydı cesur abdest almış cuma namazı kılmaya gidecekti hava çok güzeldi Almanya da bu hava çok zor bulunur cesur cumadan sonra beni beni gezdir canım sıkılıyor dedim tamam dedi çıktı 1 saat sonra geldi ben iç çamaşırı giymeden mini minnacık bir etek ve üzerime dar bir bady giyindim cesur geldiğinde şok olmuştu bir süre dondu kaldı gülerek tokat attım hadi bakalım beni nereye götüreceksin dedim m50 dediği bir BMW arabası vardı siyah camlı lüks bir arabaydı arabaya binip yola çıktık gittiğimiz yer AVM ydi ben AVM de ne yapayım cesur şöyle güzel bir günde avmye mi gidilir diye kızdım hemen çıktık oradan 2 saat hiç konuşmadan yol gittik bu arada cesur a doğru d��nüp bacaklarımı ikiye ayırıp çamaşır giymediğimi gösterdim elini uzattı amıma dokundu ormanlık alanın ortalarında arabayı durdurup el frenini çekti dudaklarıma yapıştı elleri boş durmuyor biriyle memelerimi okşuyor diğer eli amımı oynuyordu arka koltuğa geçirdi beni amımı yalamaya başladı ilk defa bir erkek amımı yalıyordu zevkten inliyordum bende cesur un sikini ağzıma aldım kocamın sikinden daha uzun daha kalındı kocam amımı hiç yalamadı ama sikini ağzıma çok soktu zorla emdirdi ama cesur un sikini kendi isteğimle aldım ağzıma o bana tatmadığım duyguları tattırıyordu ben daha önce orgazm olmadım nasıl bir duygu olduğunu bilmiyorum sizler belki yalan söylediğimi düşünürsünüz ama gerçekten hiç orgazm olmamıştım cesur emdikçe dilini bir yerime değdiriyor çok acayip bir haz veriyordu bana titreme geliyordu içimden cesur geliyorum yenge bırak sikimi yalama boşalacağım dedi . İlk regl dönemlerimde arkadaşım dilek abisinin porno dergilerini getirir oradaki anıları okurduk aklıma geldi sikini ağzımdan çıkartmadan saksoya devam ettim birden başımı tuttu boşalıyorum yut hepsini benim fahişe yengem yala yut hepsini diyerek bağırıyordu . Bütün döllerini yuttum tuzsuz tatsız jelatin gibi bir şeydi ufalmamıştı bacaklarımı koltukların üzerine koydu arasına girdi sikini amıma dayadı birden soktu sert bir şekilde girip çıkıyordu memelerimi badiden çıkarıp emmeye dişlemeye başladı ben kopmuştum zevk denizinde değil okyanusta kaybolmuştum tatmadığım ne kadar duygu varsa cesur bana bir bir tattırdı o gün ben ne kadar boşaldım bilmiyorum cesur beni eve götürdü banyoya soktu birlikte duşumuzu aldık giyindik artık evde rahmet rahat seks yapabilirdik mal bir kocam var çünkü sikemiyenin karısını sikerler o günden sonra cesur ile adet günlerimde anal ve sakso ile diğer günlerde normal seksimizi yapıyoruz mal kocamdan habersiz 3 kez bebek aldırdım artık çok mutluyum iyi ki cesur ile birlikte olmuşum . Hasan bey yayınlarsanız sevinirim isimler değiştirilmiştir merak etmeyin Türkiye ye geldiğimizde sizi tanımak isterim .
72 notes · View notes
hataysekshikayelerisblog · 6 months ago
Text
Teyze Kızının Eltisi! (4) (Murat 45 Y., Aydın)
Uyandığımızda öğlen saat 13:00 idi. Melek alelacele eve gidip geldi. Biz yatakta biraz sümsüklenip oynaşırken, "Hadi kalkın kahvaltıya gidiyoruz!" dedi. Ama ortalık o kadar hareketliydi ki, bana arkadaki site duvarından atlayıp ana yola çıkmak dışında alternatif yoktu. Yola yürüdüm. Melek arabasıyla yanaşıp beni aldı, kadınlar önde, ben arkada kahvaltıya gittik...
16:00 civarı, "Artık gitmeliyim!" dediğimde, "Yaaa kal bu gece de!" dediler. Ama, "Gitmem lazım, haftaya ayarlayıp İzmir'e gelin!" dedim. Beni aracıma yakın indirdiler. İzmir'e döndüm. Ama hemen eve gidip, "Grip oluyorum sanırım!" dedim. Yatak odasına girip, sıcak bir duş aldım, ertesi sabaha dek uyudum.
Ertesi gün akşamüzeri, sanırım onlar da uyuyup kalmıştı, hem Melek'ten hem hale'den mesajlar vardı. Melek, "Oyunu bozmadığın için sağol!" derken, Hale, "Aşkım sayende o kadar mutluyum ki, yıllardır nerdeydin?" yazıyordu. İkisine de ayrı ayrı yazmaya başladım. Önce Hale'ye, "Biran önce plan yapıp ne gün geleceğinizi yazın, ben de organizasyonumu yapayım!" yazdım. Melek'e ise, "Hale ile gelmeden önce yalnız gelmeni istiyorum!" yazdım, sekse doymama rağmen.
Çarşamba akşam üzeri Hale'den gelen mesaj ilginçti, "Aşkım Mustafa'ya olmaz demeye gittim, ama nasıl oldu anlamadım, en son ağzımı sikiyordu!" yazmıştı. "Ya amını?" yazdım. "Hayıııırrrr!" diye yazdı. Melek'e yazdım, "Naber?" diye. Az sonra aradı. Ona, "Hale'den ses seda yok?" deyince, "Ben de aradım, cevap vermedi, gidip kapıyı çaldım, kapalı heryer, acaba Aydın'a mı gitti diye düşündüm." dedi. "Sen ne yapıyorsun?" dedim. "Hiç, evdeyim, benimki balıkta!" dedi. "Ne zaman geleceksin?" dedim. "Müsaitsen Cuma olur mu?" dedi. "Tamam, yarın kararlaştıralım programı!" dedim, kapattık.
Perşembe günü Hale'den ses seda çıkmadı. Melek'e Hale'yi sordum, ama o da, "Bilmiyorum!" dedi. Cuma için program yaptık. İncirlatındaki Plaza otelde oda ayırttım. Karıma da, taahhüt işi aldığımı, tespit için Mordoğan'a gideceğimi, işim uzarsa kalıp Cumartesi döneceğimi söyledim. Orda bir projemiz vardı zaten, ama karım bilmiyordu.
Cuma sabahı Melek kendi aracıyla geldi. Kahvaltı ederken, "Kocana ne dedin?" diye sordum. Güldü. Merakla bekledim açıklamasını. "Biz Almanya'da çok zengin ama ortak iki ailenin çocuklarıydık. Ama karı kocalığımızı tam inşa edemedik. Hani Ahmet balığa çıkıyor ya, aslında yan koydaki kiraladığı eve genç sevgilisine gidiyor. Almanya'da boşanmaya karar verdik, çünkü birbirimizi istemiyorduk, ama iki aile de miraslarından mahrum edeceklerini söyleyip burayı aldılar bize, Türkiye Almanya kadar rahat değil toparlanırız diye o siktiğimin sitesinden ev alıp şutladılar! Almanya'da benim de birileri oldu, ama buraya geldiğimiz iki yıldır kendime göre gönlümün istediği gözümün kestiği birini denk getiremedim. Ama Ahmet parasını verip üçüncü genç kızı alıp götürüyor yan koydaki kiralık evine. Bir şey söylememe gerek yok anlayacağın!" dedi.
"Hale bunları biliyor mu?" dedim. "Hayır, ona anlatırsam kocasına söyler mi diye düşündüm ilk zamanlar, sonra da ailece iyi görüşür olduk. Sitede tek arkadaşım Hale idi, bu kez de acaba benden uzaklaşır mı diye korkup söylemedim. Sonra seni anlattığında söylemek istedim, ama seni kaptırma korkusu yaşar mı diye düşündüm. Anlayacağın haberi yok!" dedi. "Sahi, Hale ne alemde? İki gündür haber alamıyorum!" dedim. "Bilmiyorum, iki kez yazdım, cevap ta yazmadı!" dedi.
Yarım saat sonra meşhur körfez manzarasında odadaydık. Karşıyaka'ya bakan pencerenin önünde süper bir sakso çekti bana. Ben de pencereye ellerini dayayıp amını göt deliğini yaladım. Melek'in götünü sikmemiştim daha, ayrıca detayları da bilmediğim için amına boşalmamıştım o ilk gün. Amına boşaldım uzun bir sikişme sonunda. Bir saatlik dinlenme sonrası balıkçılardan birine gidip yemek yedik. Elele döndük otele. Bir de götünden siktim. Tam boşalmak üzereyken Meleğin telefonu çaldı. Arayan Ahmet'ti. Reddetti. Bir dakika sonra Ahmet tekrar aradı, ama bu arada biz de boşalmış, yatağa devrilmiştik.
Melek kızgınlıkla açtı, "Ben seni sevgilinle beraberken arıyor muyum? Ne var, ne istiyorsun?" dedi. Karşıdan Ahmet bişeyler anlattı bir dakika boyunca. Melek dolu gözleri ile yutkunup, "Tamam geliyorum!" dedi. Sonra bana dönüp sarıldı ve ağlamaya başladı. "Ne oldu?" dedim. "Hale, Mustafa, Ayhan!" dedi. Hıçkırıklarının arasında ama anlamadım. Sonra anlaşıldı olay, Ayhan alışkanlığı olmasa da Cuma sabahı yazlığa gelmiş ve Hale ile Mustafa'yı evde yakalamış. Önce Hale'yi, sonra Mustafa'yı, en son da kendini vurmuş...
Tam 3 ay kimseye çaktırmayacağım diye uğraşarak kendime gelemedim. Bu arada bizim telefon görüşmelerimiz yüzünden polis birkaç kez ifademi aldı, ama olay barizdi. Kıskanç koca, genç yazlık komşusu ile karısını vurup intihar etti. Benim yüzümden öldü diye çok suçluluk hissettim. En son yine Melek sağolsun, "Hale yaşamak istediği herşeyi senle yaşadı, sayende yaşadı, böyle düşün!" diye diye aklımı çeldi. Melek daha sonra İzmir'de ev kiraladı, Kuşadasından çok burda, ben de ev ve dükkandan çok ondayım...
Olaydan 4 ay sonra, öğlen saat 12:00 gibi teyze kızı aradı, "Konuşmamız lazım!" diye. "Ne oldu?" dedim. "Dava dosyasında ismin çıktı, nedir bu öğrenmek istiyorum, ben şimdi İzmir'deyim. İşyerine mi geleyim, sen mi gelirsin?" dedi. Dilek'le yaşıttık, altlı üstlü evlerde büyümüş, okula beraber gitmiştik. Kocası ile dosttuk. Ama kocası iki yıl önce girdiği basit bir ameliyattan çıkamamış vefat etmişti. Dilek, geçen yıl sünnet yaptığımız oğlu ile kalmıştı. Dükkana gelmesini söyledim. Dileği gerçekten severdim, ama ona hesap vermek istemiyordum...
Hışımla girdi dükkandan içeri. Bereket müşteri de yoktu, ekipleri de sabah işlerine dağıtmıştım. Önüme bir dosya attı. Çay may birşey diyemedim. "Bana bunları açıklaman lazım!" dedi sert ve otoriter bir sesle. Evrak, olayın tahkikat dosyasıydı. Hale'nin telefon kayıtları sayfalarca dökülmüştü. Whatsap mesajlarının detayları, mesaj tarih ve saatleri, tüm arama kayıtları, kim aradı kimi aradı, hepsi vardı. Çok uzun bir süreci kapsıyordu. Biraz baktım, hatta son 3 gün mesaj trafiği çok fazlaydı. Benimle o son 3 telefon konuşmasının tarih ve saatleri (eve girerken tarifi, Mustafa'nın yanından aradığı 2 görüşme), Ayhan'ın aramaları vardı, ama en önemlisi Whatsap mesajları telefonundan alınmış içerikleri bile döküm haline getirilmişti.
Dilek sabırsızlıkla bekliyor, masada birşeyleri eline alıyor, bir süre onunla oyalanıyor, sonra çantasını karıştırıyor, sigara yakıyor, söndürüyordu. Whatsap mesajlarına bakarken dikkatimi çeken bir şey oldu. Ben Melek ve Hale 3'lü seviştikten sonra, Melek eve kocasına bakmaya gittiğinde, Hale Mustafa'ya mesaj atmıştı. "Bugün çok tahrik oldum, fotolarımı görünce!", Mustafa, "Hale abla geleyim mi?". Hale, "Hayır şimdi değil, ben seni çağırırım, bu gece Melek ablan burda, offf hayallerim gerçek oluyor!", Mustafa, "Hayallerin neymiş abla? Seni saatlerce evire çevire sikeceğim!". Hale, "Ohhhhhh!", Mustafa, "Deme öyle, Melek abla uyuyunca geleyim!". Hale, "Hayır gören olur, yarın öğleden sonraya hazır ol sen!", Mustafa, "Tamam abla, uyuyamam ben şimdi!". Hale, "Uyu, yarın bana güçlü lazımsın!".
Melek viski'yi getirip biz içmeye başladığımızda da yazışmalar devam etmiş. Ne ben, ne de Melek Hale'nin telefonla yazıştığını farketmemiştik. Hatta Ayhan aradığında da yazışıyormuş Mustafa ile. Hale, "Anlat bakalım, nasıl sikeceksin beni?", Mustafa, "İşte böyle!" deyip (internetten indirdiği amdan sikiş pozisyonunun fotosunu koymuş). Hale, "Offff, başka?", Mustafa, "Bunu da çok merak ediyorum!" (götten sikiş fotosu). Hale, "Eveetttttt, şimdiden sulandı amım!", Mustafa, "Ohhh abla, attırcam şimdi!". Hale, "Ziyan etme, yarın ağzıma attırırsın!".
Tuhaftı, biz o gece 3'lü yaparken ne ara yazmıştı bunları. İşin ilginci benimle tüm yazışmaları silinmiş olmasına rağmen, Mustafa ile yazışmaları duruyordu. Gece saat 02:00'de, Hale, "Bak yarın bunları sikeceksin!" (sikilmekten kızarmış amının dudaklarını ve göt deliğinin fotolarını çekip Mustafa'ya yollamış), Mustafa, "Ohhh, Halemmm, ben şimdi bunlara bakıp boşalırım!". Hale, "Hayırrr, sadece azgın kal diye yolladım!". Ertesi sabah, Hale, "Günaydın yakışıklı!", Mustafa, "Günaydın, geleyim mi?". Hale, "Bu kadar sabırsız olma, Melek ablanla işimiz var akşam üstüne kadar, ondan sonra seninim!", Mustafa, "Sabırsızlıktan öleceğim!". Hale, "Heyecanlanma, amımı doldurmadan boşalmanı istemiyorum!".
Ben bu kadını bir gün önce saatlerce her deliğinden sikmiştim, demek ki gram doyuramamışım. Saat 16:30'da beni arabama bırakıp, Melek'le siteye dönüşlerine kadar ne yazışmalar, ne yazışmalar! Okurken bile yarağım kalkmış masa altında gizlemeye çalışıyordum. 16:30'da, Hale, "Gel hadi Mustafa, evdeyim, ama arka bahçeden gel, kimseye de görünme!", Mustafa, "Uçtummmmm!".
Sonra ertesi gün yani Perşembe akşama dek mesajlaşma yok, demek ki 24 saat Mustafa Hale'deymiş. Akşam saat 22:00'de, Mustafa, "Annemlerin de geleceği tuttu!", Hale, "Olsun, dinlenmiş olursun!". Mustafa, "Ama özledim!", Hale, "Biliyorum, ben de özledim, ama 7/24 sikemezsin ya!". Mustafa, "Sen ver ben sikerim yavrum!", Hale, "Offf, deme şimdi, bak zaten sürekli bana bakıyorsun annenler anlayacak!" (ikisi de veranda herhalde). Mustafa, "Ne yapayım şu an çok güzel görünüyorsun!", Hale, "İyice dinlen bu akşam, sabah annenler gidince amcığım ve götüm seni bekliyor olacak!". Mustafa, "Ağzın da yavrum, çok sevdim ağzına yüzüne boşalmayı!" (vayyy ağzına boşaltmayan kadın gencecik dölleri yalayıp yutmuş). Hale, "Çok tatlıydı döllerin, ilk kez yuttum dedim değil mi?", Mustafa, "Evet aşkım, Halem!". Hale, "Tamam, ben içeri giriyorum!", Mustafa, "Girme, biraz bacaklarını açsana!". Hale, "Gören olur!", Mustafa, "Hadi aççç!". Hale, "Delisin sen!", Mustafa, "Offfff! (demek ki açtı) Külot giymemişsin?". Hale, "Hazır beklesin diye, hem ıslandı bütün hepsi, bırakmadın ki bugün amcığımdan beş dakika çıksan çamaşır atacaktım makinaya, doyamadım ki!". Gece boyu böyle sürüp giden yazışmalar. Ertesi sabah 10:00'da, Hale, "Annenler gitti, geliyor musun?", Mustafa, "Evettttt, duş alıp hemen geliyorum!". Hale, "Ben aldım, amcığım mis gibi kokuyor, gel de sik!".
Sonra bir sürü evrak, Ayhan'ın otoban giriş çıkış kayıtları, sitenin kamerasından giriş saat ve fotosu, tabanca ile ilgili ruhsat vs. mermi kovanları. Mustafa'ya ve Hale'ye 4'er kurşun isabet etmiş. Ayrıca salonun krokisi çizilmiş ve ufak bir detay vardı, kanape de bir adet seks oyuncağı bulunmuş. Daha önce tahkikat dosyası görmemiştim, ama herşeyin bu kadar detaylı ve adlı adınca yazılmış olması çok tuhaf gelmişti.
Dilek, "Ne o, yazışmalar çok mu ilginç geldi, kafanı kaldıramadın?" dedi. Telefonda bana dair bir iz yoktu, ama telefon kayıtları vardı. "Neyi soruyorsun bana sen şimdi?" dedim. Dilek, sanırım operatörden alınan 1 yıllık telefon görüşme listesinin sayfalarını aralayıp, "Bunlar ne?" dedi benim numaramın üzerine parmaklarıyla vurarak. Bir an yutkundum. Dilek, "Benim anlamadığım, geçen yıla kadar sakin, kendi halinde, kafasını önünden kaldırmayan kadının nasıl bu orospuya dönüştüğünü merak ediyorum!" deyip dosyayı gösterdi. Hemen sonra da, "Ölünün arkasından konuşuyorum!" deyip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi bilmez halde kalkıp dolaptan su aldım, kolonya ve havlu kağıt alıp önündeki sehpaya oturdum. Biraz kolonya döktüm ellerline. Kağıt havlula gözyaşlarını sildi. Dizdize oturuyorduk. "Bak.." dedim, iki elini de tutup sarstım ve "Bana bak, ne oldu?" dedim.
Anlatmaya başladı. "Ben ondan önce evlendim biliyorsun, beni kaynanam yetiştirdi sayılır. Gerdek gecesi sabahı kaynanam ikimizi de karşısına alıp, sen onun ablasısın koruyacak, kollayacak, doğruları, yanlışları gösterecek mutlu olması için çabalayacaksın. Sen de onun kardeşisin, saygını eksik etmeyecek, onunla beraber doğruları yanlışları bulacak, kocalarınıza güzel birer kadın, çocuklarınıza iyi birer anne olacaksınız demişti. Ama ben onu koruyup kollayamadım, iyi bir abla olamadım ki, olanları anlamadım bile, kendi derdimle (kocasının ölümünü kastediyordu) o kadar ilgilenmeyip ondaki değişimi görebilseydim, belki de 5 kişi ölmemiş olacaktı!" dedi.
"5 mi?" dedim. "Haberin yok mu?" deyip anlattı. 2 yılda 2 evlat, bir gelin kaybeden kaynana ve kayınvalidesi birer ay arayla vefat etmiş. "Tek başıma kaldım, şimdi de bu dosya ortaya çıktı. Çocuklarından gizlemeye çalıştım, ama sonuçta olay belli, çırılçıplak banyoda duş alıyorlarmış, su sesinden Ayhan'ın geldiğini duymamışlar bile. Oysa dava dosyasında salonda vuruldukları yazıyordu. Polisin tahmini, kaçarlarken, Ayhan çantasından silahı çıkarıp salonda yakalamış! Bu nasıl oldu, biliyorsan anlat bana!" dedi yalvaran gözlerle.
Elemanlardan birine telefon ettim, dükkana çağırıp, dükkanı ona teslim ettim. Melek 15 günlüğüne Almanya'daydı bir akraba düğünü için. Arabaya bindik, Meleğin eve götürdüm Dileği, bir yerlerden yiyecek birşeyler söyledim. Dilek, "Burası neresi ve neden geldik buraya?" dedi. "Burası arkadaşımın evi, anlatacaklarım uzun ve dükkanda tepkilerinin nasıl olacağını bilemediğim için geldik. Gelen giden müşterilerin ağlayan bir kadın görmesi işim için iyi olmaz takdir edersin ki!" dedim. "Peki tamam, anlat bakalım!" dedi. "Hayır, birşeyler yemelisin!" dedim. "İştahım yok!" dedi.
Çocukluğumuzda evcilik oynadığımızda, karı koca rolünde, bana yemek yapar, sonra da tabağın içine ağzına kadar birşeyler doldurur, "Bu çok!" dediğimde, gözlerini patlatır, "Hepsini yiyeceksinnnnnn!" derdi. Gözlerimi patlatıp, "Hepsini yiyeceksinnnnnn!" dedim. Zor da olsa gülümsedi.
68 notes · View notes
defnekalbim96 · 1 year ago
Text
Zeynep beni o kadar çok motive ediyo ki her konuda yeniledi resmen sadece havadan sudan bile konussak kendime geliyorum gibi oluyo of 9 gün kaldı sadece saka gibi geliyo BULUSUYIRUZ RWSMEN AAAAAAĞĞAĞAĞAĞAAA
Zeynebimlw konusmak istiyom ya
5 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 2 years ago
Text
Az önce yaşadığım şok birçok kez başıma gelse de hâlâ aşamadım
2 notes · View notes
arrestedlewis · 1 year ago
Text
kocaman bir dengesizliğin içinde dengede durmaya çalışıyorum. ya çok üzgünüm, ağlamaktan eşyaları parçalıyorum ya da çok mutluyum, gülmekten havalara uçuyorum. çok canlıyım çok ölüyüm, dakikanın dörtte biri kadar ikisi arasında döngüyüm. başkasının hayatını da yaşıyormuş kadar iki kat hayatta hissediyorum ama büyük ihtimalle hiç yaşamıyorum. yedi kat yerin dibindeyim. belki küçük bir hareket beni mutlu edebilir, belki o davranış beni intihara bile sürükleyebilir; bilmiyorum. en yüksekte olabilirim diplerde yaşıyorken, aynı zamanda dipte olabilirim yükseği yaşıyorken. pozitif düşünmemi söylerken bile görünmez hissettiriyor olabilirsiniz çünkü içimdekileri görmüyorsunuzdur zaten. ve en sonunda sevdiklerimi iterken buluyorum kendimi, bunu istemiyordum ki. durmak istiyorum, bunu çığlıklara anlatıyorum ve her şey daha da berbat. yapamazsın, duramazsın. karadelik gibi yutarım her şeyi, üstelik az önce itiyordum her şeyi ve hepsini. birinin sırtına yük olmaktan öteye gidemem belki de, belki de sevilmeyi bile haketmiyorum her şeyden önce. belki de en sevilecek kişiyimdir. herkesten güzelimdir her şeyden önce ve karanlığa dalmadan önce. her şeyi kontrol altına almaya çabaladıkça kayar ellerimden, şimdide olduğumu hatırlatmak için zarar veririm kendime ve hepsi boşa çıkar belki de. aynı döngünün içinde, kendimi bulduğum anda kaybolmuşumdur çoktan. hayatta olduğumu kanıtlamakla geçer zaman ve bunu haketmişimdir zaten, istemiyordum hatta. çivi gibi çakıldığım düşünceler beni bir anlık güvende hissettiriyor olabilir, sonrasında kabusun ortasına uyanıyorum ve yaslanacak bir kapım bile yok. her şey çok zor ve gerçek benimle karşılaşmanızı istemem ama işte buradayız. bu gerçek ben, karanlık, sevilmemeye inandırdığım, stabil olmayan ben. gerçekte kimim bilmiyorum aslında, şimdilerde bunun için çabalamıyorum da. nasıl olduğumu anlatmak zor ve büyük bir felaket gibi görünüyor olabilirim ama kimin umrunda, işte bu benim. yok etmeye alıştırılmış birisi, var olmaya çalışırken. bana ulaşmak çok zor, ben bile kendime el uzatamıyorum, karanlığın ortasında kamufle oluyorum. gerçek düşmanım hangisi, bu karanlık mı bilmiyorum. kendimi yok etmeye çalışıyorum sadece nasıl yapılır bilmiyorum. ama direniyorum. deniyorum, ölmekten başka seçenekleri ve ölmeyi. ben üç boyutlu muyum yoksa bir kağıt kadar ince ve görünmez miyim, bilmiyorum. bilmiyorum, belki de ruhtan öte hiçbir şey değilimdir. belki de hiçbir şeyi haketmiyorumdur. belki de artık ölmeliyimdir. bilmiyorum.
96 notes · View notes
japonyamesken · 4 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
🍄 Nature Day 🍄
● Bugün bisikletle yaklaşık (toplamda) 40 km yol yapıp bir çiftliğe gittik. Gidiş yolunda bir sürü kanguru gördük, hayatımda ilk kez bu kadar yakından kanguruların zıplayışını seyrettim sanırım.
● Çiftlikte bizi hangi sebze meyvenin nerede olduğuna dair çok tatlı bi tabela karşıladı. Cafe-marketin içine girdiğimizde ise fiyatlar şok etti. Cherry domatesin kilosu 13,90 euroydu mesela. Ve siz toplasanız da aynı fiyattı. Meğer çiftliğin biologish sertifikası varmış. Biz pestisit çocuğuyuz, ne gereği var böyle şeylerinfkffkf.
● Toplama bölümüne geçmeden cafeden bir şeyler alıp bahçedeki masayı bi ağacın altına çektik ve orada uzun uzun oturduk. Şu böğürtlenli tart var ya Hollanda'da şu ana kadar dışarıda yediğim ennn güzel şeydi.
● Cafedeki kadınla konuşurken bu sene kötü bi hasat geçirdiklerini söyledi. Zaten zamansal olarak pek de bir şey kalmamıştı. Böğürtlen topladık birlikte. Çilek kısmında da çok az çilek vardı, hepimiz bir tane bulup tadına baktık ve mest olduk.
● Serada toplanabilecek durumdaki son salatalığı da ben aldım ❣️ Sabahları bahçeye çıkıp salatalık kopardığım ve salıncakta sallanarak yediğim memleket günleri geldi aklıma.
● Gidiş yolunda cyclingcafe formatında tıngır mıngır giderken dönüş yolunun sıcağı bizi mahvetti. Bir de araya buradaki national parkta kum tepelerini görmeyi sıkıştırdık, iyi ki sadece o tepeler için yol yapmamışız çünkü tamamen hayal kırıklığı olurdu.
● Velhasıl güzel, sakin, bol yeşilli ve bol kahkahalı bi gündü. Şimdi ferah bir akşamüstü esintisi geliyor pencereden, arkada Simon and Garfunkel çalıyor, fırında bu sefer kurutmamayı umduğum somon pişiyor; üstümde tatlı bi yorgunluk var ve sanırım mutluyum.
15 Ağustos 2024
Kuzey Brabant
45 notes · View notes
yurekferahligi · 3 months ago
Text
haftalardır hiçbir şey yapamıyordum bugün çok şükür Allah’a evi süpürdüm sildim markete gittim yemek yaptım tatlı yaptım akşam çay demlerim günü kapatırız, sağlık o kadar kıymetli ki uzun bir aradan sonra böyle olabildiğim için çok mutluyum çok şükür.
39 notes · View notes