#nevrotik
Explore tagged Tumblr posts
Text
Karen Horney – Çağımızın Nevrotik Kişiliği (2024)
Freud sonrası psikanalizin önemli isimlerinden olan Karen Horney kuram içinde kalarak yaptığı eleştirilerle psikanalize özgün katkılarda bulunmuştur. Freud’un biyolojik, içgüdü temelli yaklaşımına karşın hem kendi klinik tecrübeleri hem de sosyal bilimlerdeki gelişmelerden yararlanarak farklı bir bakış açısı ortaya koymuş, insan gelişiminde kültür ve çevrenin etkin rolünü…
View On WordPress
0 notes
Text
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#güç arzusu#nevrotik zayıflık
1 note
·
View note
Text
gözlerimin altında saklı şehir barındırıyorum. yalnızlığa uzanmış bir el var beni çağıran. göğsümüzü gere gere savaştığımız bu savaşta, acı gerekli bir virgüldür. nevrotik varlığımın içerisinde. belirsizlik çitinin ötesinde, titreşen her şeyde bedenimi ayırdığım olur çıplak ellerimle. her şeyin tırnaklarımın altında kaldığını biliyorum. öfkeli bulutlardan bir nefes ya da kentin puslu havasında bir si̇gara dumanı istiyorum. kargaşanın içerisinde kemikli düzensiz ellerimle saçlarımı kimsenin okşayamadığı kadar okşamak istiyorum. sonunda deği̇şmek istediğimi biliyorum. yardım i̇çi̇n küfrediyorum. kendimden nefret ettiğimi biliyorum. yaralarımı dikmeye çalışıyorum. deniyorum deniyorum ama başaramıyorum. hep aynı bıçağı kullanan kemik hırsızını düşünüyorum. hâlâ kırılmaz bir anı gibi duyduğum bedeninin uzuvlarında dinlenebilmek için sarılmaya yelteniyorum. evet biliyorum. sarıldığımda kaburgaları her zaman göğsümü sıkardı. her bir kemiği canlı kanlı ete çarpan bir mızrak gibi göğsüme batardı. şaşırmış kalbimin atışları arasında acının çatırtısını yaşatırdı. sanki savaşa gitmeye hazırmış gibi göğsünü şişirirdi. belki de öyleydi. sarılamazdım ve tüm parçalarımı kaybedemezdim. çünkü sen de bana sarılıp tüm parçalarını kaybedemezdin. hâlâ beni rahatsız eden kırılmayı hissedebiliyorum. varlığın artık tedavi edilmiş bir travma gibi. zihnimde eşleştiğin noktaları yeniden ziyaret ediyorum. göğsümün içinde bir nabız olduğunu ve hayatın beni sarstığını keşfediyormuş gibi sendeliyorum. hayatın tekrar tekrar bir şeyler söylediğini fark ediyorum. ve tekrardan yürüdüğüm patikalı yollardan kendime dönüyorum. ne kadar istersem isteyeyim. kimsenin bu varoluşumun boşluklarını dolduramayacağını ya da sessizliğimi anlayamayacağını biliyorum. hayatımızın belli bir noktasında, çoğu insanın bizimle aynı zihinsel senkronizasyonda olmadığını fark ederiz. üzgünüm! evrim arayışının bedeli yalnız, daha doğrusu kendinizle yürümektir. bu göründüğü kadar kötü değildir. sadece özgürleştiricidir.
245 notes
·
View notes
Text
kaçınma en temel nevrotik eğilimlerden birisidir.
bruce fink - lacancı özne
#kitap#edebiyat#blogger#felsefe#kitaplar#blog#kitap kurdu#friedrich nietzsche#bruce fink#jacques lacan#lacancı özne#lacanda aşk#sigmund freud#carl jung#psikolojide tipler#dört arketip#psikanaliz#slavoj zizek#felsefe blog#michel foucault#kelimeler ve şeyler#jean paul sartre#bulantı#varlık ve hiçlik#georg wilhelm friedrich hegel#tinin fenomenolojisi#karl marks#alman ideolojisi#jean baudrillard#ulus baker
33 notes
·
View notes
Text
üstümde salı pazarından alınmış bir zırh, salı alındı. sanırım karbonfiber, yine de moleküllerine ayırmak lazım. gerçi önce kendimden başlamam lazım... zemine yapışmış ayaklarım, beynim feza diye tutturdu. kimsenin beni görmediği bir cüce gezegende uzun süre bulundum, ayın onuydu. splinter usta olacağım diye çıktığım bu yolda, birkaç italyan ressama ilham olurdum belki, iki pizza yer, kazan dairesinde takılırdım, olmadı. kobay faresi oldum. çok fazla enjekte, çok fazla enfeksiyon...beni bu cüce gezegendeki yaşam formları, buna herkes dahil ve de her şey, mesela mercanlar, amipler, organizmalar, endoplazmik retikulum.. şey ya bir ara beni de bulun. karargaha çekilirim, orada doğdum. karargahtan çıkarım, oradan çıktım. ama benim beynimden kopan bağlantıları, tekrar birleştirmek için gereken gemici düğümlerini bilmiyorsunuz. o yüzden denize açılmayın. izbarço, dülger ve çürük bağı... çürük bağım. etkisi çok çabuk geçen bir anti-depresan gibiyim. karşının vapuruyum, ama karşıya da ait değil gibiyim. sadece kendi duvarlarıma vurduğum bir çekiç gibiyim. bir hiç gibiyim. otuz üç yaşında, görünmezliği bulmuş gibiyim. yaptığım tüm kaliteli hatalardan da pişman gibiyim. kabuğu helyum bir yara gibiyim. biraz da kimseye yaranamamış gibiyim. sırtım çok geniş, bir kere arkama dönmeme bakar, geride bırakırım; 4.6 milyar yılı, o süpernova patlamasını, o enkazı, toz bulutunu, güneşi...
ben nevrotik değilim; gördüklerim, hissettiklerimden küçük. zırhım da karbonfiber değil (di).
8 notes
·
View notes
Text
bu hikayenin nevrotik kadın oyuncusu benim
17 notes
·
View notes
Note
Kitap önerisi alabilir miyim 🌼
iste en sevdiğim soru
distopya bilimkurgu tarzında
Fahrenhayt451 en cok sevdigimdir
ayrica biz 1984 un bir benzeridir bunu da severim , daha maceralı birşeyler dünyalar savaşı wellsin aynı zamanda sıkmayan kısa bir kitap olan zaman makinesi hg wellsin
görünmez adam
su adam bu kitabı cok severek okudum konusu gecmis donemlerde tam dönem hatırlamıyorum ama tıbbın çok gelişmediği daha aydınlanma çağına girilmeyen dönemler olması gerekiyor bir cerrahın insanlar ve hayvanlar üstünde deneyler yaptığı gizli bir mülkteki bir canavardan( bebeğime böyle demek istemem soylentilerden bahsederek basliyor iki tane arkadaşın korsanlara ( kötü kişilere) bulaşıp inci tacirliği borç ödeme gibi olayların sonunda kendilerini mülkte bulmalariyla.devam ediyor .
daha hayata pozitif bakmaya yonelik
matt haig in tüm kitapları diye bilirim
insanlar kitabi gece yarısı kütüphanesi içlerinde yaşam sevincini buldugum kitaplardan zamanı durdurmanın yollari da guzel icinde cok geriye dönüşün oldugu bir kitap
kişisel gelişim diyemem ama nevrotik gezegenden notlar rahatlamanın kitabi kafana gore okuya bileceğin kitaplar her yerden başlaya bilirsin
daha ciddi bir kitap diye bilecegim iyi hissetmeyi de severim daha cok akedemi kitabi gibi dursada bence okuna bilir ve hayata bakış açını değiştiriyor kendimi onu okurken daha iyi tanıyorum
mat benim dayanağım iyi hissetmek aynamdı.
mitoloji seversen ben akhilesin şarkisi ( akhileus ) galetia gibi kitaplari sevdim kadin bir karakter istersen kirke de cezbede bilir
felsefik temelli tanrı insan makine gayet guzel bir kitap
bu aralar sait faik abasıyanığın kitaplarina sardim baslamak icin kayip aranıyor akıcı bir kitap
aglamak istiyorsan beyaz kasinpatı, bin muhteşem guneş harika ağlatır sinir krizi gecirtirirler
romantik olarak tek kitap olarka fazla bilmiyorum hatırlamıyorum daha doğrusu geekerella ve serisi guzel
cam şato epik fantastik olarak , hilal şehri aynı yazarın
ikinci şans supriz bir kitap istiyorsan alip okuya hilirsin
aklima daha fazla gelmiyor tek bir tür söylersen eve gittiğimde daha da yardımcı olabilirim. ( a0 Türkçe icin kusuruma bakma telefon klavyesiyle pek yazamıyorum
4 notes
·
View notes
Text
Bugün kendi kendime Goethe günü ilan ettim.. hatta az önce ( ki daha önce bir çok eserini linkedin de incelemiş yazılar yazmış biriyim gönderi arşivimde bulabilirsiniz) bir eserinden kısa bir bölüm paylaştım… yazıyı yazarken aklıma beyaz futbol adlı felsefe programı geldi
O programın sunucusu, ne güzel sunucudur,
o programın konukları ne güzel konuklardır o program ne güzel programdır
İçlerinden en beğendiğim düşünür ise Ahmet Çakar dır.. “- bir ki üç tıp” okumuş sanırım (vikipedyaya bakmadım tahminimi söylüyorum)
duygulara fazla kapılıp bu dünyaya yük olmayın demiştim az önceki yazımın başlığında duygusallığınızı hemen kontrol altına almanız için beyaz futbol’u izlemenizi öneririm.. oldukça eğitici ve öğretici nevrotik bir program
Goethenin eserleri, ana dilinde her pazar beyaz futbolda okunmaktadır.
Ünlü düşünür ahmet çakar, goethe ile büyümüş, hayranıymış. babası da ismini goethe koyacakmış ama nüfusta kağıt bulamadığı için goethe yazamamış, memura da bir türlü anlatamamış ne hüzünlü bir hikayedir.. goethe çakar.. bayağıda kafiyeli olurdu en azından fikirlerinin nereden çıktığı hususunda tahmin yapmamıza gerek kalmazdı… mesela, fundamental kavramını, iki direğin arasındaki top diyerek tanımladığı ve beni benden aldığı bir bölümü var inanılmaz.. hatta o bölümde diğer yorumculara
-sakın kalkan yemeyin demişti
Nietzsche rolünde Rasim Ozan Kütahyalı ( aslen nereli bilmem)
Albert Camu rolünde Sinan Engin…
Ardiles, kempes, Maradona kadrosunda yıldızlaşmış Abdülkerim vs ( Kerim kovalar ben silkelerim duruşuyla, önündeki masaya hakim )
Arada bir konukları değişir birinin yerine diğer beyaz adam dahil olur ama felsefesi değişmez
Şu diyaloglardaki felsefeye bakarmısınız
A-bence fenerbahçe kendi oyununa bakmalı.
r.o.k: evet bakmalı.
A-: çok kötü oynadılar.
r.o.k: evet oynadılar...
s.e- katılıyorum… derken
a.ç söze girer - sizlere katılıyorum.. ama bence FB kötü oynadı
(Sonra)
A- evet kötü oynadı
r.o.k- çok
s.e.- aynen
Yani, Koltuktan çıkan os*ruk sesini tekrar etme ihtiyacı
aklım prime dönemdeki bilimsel uzay temalı programlara gidiyor
Başka bir diyalog:
diğer yorumcular 3 kulübün şampiyonluk şansı için yakın yüzdeler verirken rok'un tahmini geldi ekrana ;
gs %100
fb %0
bjk %0
ertem: rasim neye göre verdin bu yüzdeleri?
rok : tamamen net ve sanırım programa çıkmadan önce alkol duvarını aşıp arkasına düşmüş
Bu ROK için daha önce dedimki; iyiki NA ile evlendilerde iki vatan evladını kurtardılar maalesef boşandılar şimdi herkes tehlikede.. üstün fikirleri beyin ucu yakar
Bol Orangutanlı program, tema olarak Dostoyevskinin beyaz gecelerinden esinlenilmiş biraz erotizm de çağrıştırıyor bununla birlikte. Beyaz atletiyle cama çıkan adam görüntüsü gibi bizden olmaya çalışırken bunu kondomunu yırtan delikanlılığı şeklinde bşr objektiflikte sunuyor
Derin felsefi Bilgi alırken Antidepresan niyetine de izlenebilir
İki kapılı bir Honda gideyom gündüz gece gibi bişey
3 notes
·
View notes
Text
nusret hoca olsa "bunlar hep nevrotik rahim enerjinden, kendini kendine sakla" derdi herhalde. keske ruyama gelse de oturup bana akil verse biraz. fleabag de agliyodu ya "biri bana napicagimiii soylesin" diye. hahah. sanirim napicagimi biliyorum da biri bana cesaret ve guuuuc versin. 30 yilin sonunda bu kiz artik cok yorgun ve kirgin ve sadece mental hospital bahcesinde kus izlemek istiyor
3 notes
·
View notes
Text
Hem topluluğuna uymaya çalışan hem de kişisel amacını izlemeye çalışan bir insan nevrotik olur.
11 notes
·
View notes
Text
David Shapiro – Nevrotik Tarzlar (2024)
‘Nevrotik Tarzlar’, terapiye ve ruh sağlığına dair varsayımları radikal biçimde değiştiren bir çalışma olarak bilinir. David Shapiro bugünlerde hayli aşina olunan obsesif kompulsif kişilik, histerik kişilik, paranoid kişilik ve dürtüsel kişilik gibi kavramları farklı bir kulptan tutmuş, bireyin bu nevrotik tarzları travma ve kaygılarıyla başa çıkma yolunda kişilikleriyle uyumlu biçimde…
View On WordPress
0 notes
Text
Oysa gerçekte kişinin sevgi dediği şey, kendi ihtiyaçlarını doyurmaları için öteki insanlara yapışmasından başka bir şey değildir.
* Çağımızın Nevrotik Kişiliği - Karen Horney *
10 notes
·
View notes
Text
Özgüveni olmayan, entelektüel görünmeye çalışan, sağdan soldan dandik laflar bulup bunu dostlarına satmaya çalışan, bayan düşkünü, nevrotik ama özünde iyi yürekli biri.
28 notes
·
View notes
Text
Hayat bir yolculuktur ve sevgiye ulaşılmadığı sürece, hiçbir yere ulaşmayan bir yolculuk olarak kalır. Sürekli daireler çizilir ve insanın “Ben ulaştım. Olmak için geldiğim şey oldum. Tohum çiçeklerini verdi” dediği mutluluk anı hiç gelmez. Sevgi hedeftir, hayat da yolculuk. Ve hedefsiz yolculuk nevrotik ve gelişigüzeldir; yönü yoktur… Bir gün kuzeye gidersin, öbür gün güneye; her şey rastlantısaldır, herhangi bir şey seni herhangi bir yere götürebilir. Hedef belirli değilse, sürüklenen bir tahta parçası olarak kalırsın. Çok uzak bir yıldız da olabilir önemli değil ama belirli olmalı. Uzaksa sorun değil, ama orada olmalı…
Osho
8 notes
·
View notes
Text
kaçınma en temel nevrotik eğilimlerden birisidir.
bruce fink - lacancı psikanalize klinik bir giriş
#kitap#edebiyat#blogger#felsefe#kitaplar#blog#kitap kurdu#kitaplık#bruce fink#lacan da aşk#jacques lacan#lacan'cı özne#d.h. lawrence#lady chatterley's lover#friedrich nietzsche#karl marks#serol teber#melankoli#jean baudrillard#alain de botton#marsel proust#carl jung#sigmund freud#slavoj zizek#books#milan kundera#franz kafka#jean paul sartre#simone de beauvoir#psikanaliz
15 notes
·
View notes
Text
youtube
Pan'ın labirenti..
Karen abla der ki :Bütün nevrotik davranışların temelinde korkular,çaresizlik ve yaşam ile baş edebilmek için geliştirilen bilinç dışı çabalar yatar.
Nevrotik eğilimler bazen kendini farkında olmadığımız şekilde dışa vurur.Pan'ın labireti işte tamda bunu masalsı bir sekilde ekrana yansıtır.
"Masalsı direnişler, gerçekliğe alternatif durumlar değildir; aksine gerçekliğin koşullarını değiştirmek için gereken ilk ve en önemli çıkış yollarıdır."
9 notes
·
View notes