#nehir tuna
Explore tagged Tumblr posts
Text
dormitory (2023) dir. nehir tuna
- lockscreen
#dormitory film#turkish cinema#asian cinema#queer film#queer community#wallpapers#lockscreens#nehir tuna#yurt filmi#duvarkağıdı#summer wallpaper#summer#green wallpaper#queer cinema#cinema
14 notes
·
View notes
Text
Dormitory.
1 note
·
View note
Text
Les pulsions d’indépendance d’une jeunesse embrigadée sont de #Yurt un récit d’apprentissage d’une très belle maitrise, avec des interprétations exceptionnelles. On y découvre avec ce premier film de #NehirTuna un jeune réalisateur prometteur.
www.cinecritik.com
0 notes
Text
Yurt de la poésie entre deux moments perdus
La vie d’Ahmet à l’image de la complexité de la Turquie est à la fois laïque et religieuse. Le réalisateur Nehir Tuna arrive à proposer un film poétique et dur. Ici, l’exploitation du noir et blanc n’est pas futile, symbolisant la dualité oppressante, en opposition à la couleur, qui marque la résilience, la découverte des désirs. Yurt est à l’image d’une nation, d’un pays coupé en deux, au…
View On WordPress
#avis yurt#c&039;est quoi une yurt#Can Bartu Aslan#Doğa Karakaş#Doğa Karakaş endosse de manière saisissante le rôle titre du film.#Nehir Tuna#Yurt
1 note
·
View note
Text
Yurt de la poésie entre deux moments perdus
La vie d’Ahmet à l’image de la complexité de la Turquie est à la fois laïque et religieuse. Le réalisateur Nehir Tuna arrive à proposer un film poétique et dur. Ici, l’exploitation du noir et blanc n’est pas futile, symbolisant la dualité oppressante, en opposition à la couleur, qui marque la résilience, la découverte des désirs. Yurt est à l’image d’une nation, d’un pays coupé en deux, au…
View On WordPress
#avis yurt#c&039;est quoi une yurt#Can Bartu Aslan#Doğa Karakaş#Doğa Karakaş endosse de manière saisissante le rôle titre du film.#Nehir Tuna#Yurt
0 notes
Text
Please watch Yurt (Dormitory) by Nehir Tuna
💙
7 notes
·
View notes
Text
Yurt De Nehir Tuna Avec Can Bartu Aslan, Doğa Karakaş, Ozan Çelik
Achat : https://amzn.to/3U7BW0e Turquie, 1996. Ahmet, 14 ans, est dévasté lorsque sa famille l’envoie dans un pensionnat religieux (Yurt). Chronique : Yurt, réalisé par Nehir Tuna, nous plonge dans l’univers complexe d’Ahmet, un adolescent de 14 ans dont la vie bascule lorsque sa famille l’envoie dans un pensionnat religieux en Turquie en 1996. Ce choix, motivé par la quête de rédemption et de…
View On WordPress
0 notes
Text
İzmit Körfezi’nde ‘Büyük Zafer’in coşkusu
https://pazaryerigundem.com/haber/187028/izmit-korfezinde-buyuk-zaferin-coskusu/
İzmit Körfezi’nde ‘Büyük Zafer’in coşkusu
Kocaeli sahillerinde hayata geçirdiği dev yatırımlar ile bu sahillerde yüzme şampiyonalarının yapılmasını sağlayan Büyükşehir Belediyesi, su sporlarına verdiği desteklerle büyük bir vizyon ortaya koyuyor.
KOCAELİ (İGFA) – Bağımsızlık mücadelemizin en büyük zaferi olan 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları kapsamında İzmit Körfezi’nde Açık Su Yüzme Şampiyonası gerçekleştirildi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Başiskele Belediyesi, Türkiye Yüzme Federasyonu ve Kocaeli Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü iş birliğinde Seka Park Uçurtma Tepesi Sahili’nde düzenlenen şampiyonada yüzücülere başarı dileklerini ileten Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın yarışmanın başlangıç startını verdi.
TOPLAM 154 YÜZÜCÜ HEDEFE KULAÇ ATTI
Seka Park’tan başlayıp Başiskele Sahili’ne uzanan 5 bin 100 metrelik zorlu parkurda kadın ve erkek kategorilerinde 15 farklı yaş grubundan toplam 154 yüzücü azmin ve hızın sınırlarını zorlayarak hedefe kulaç attı. Türkiye Yüzme Federasyonu Açık Su Yüzme Müsabaka Talimatları’nın uygulandığı yarışlar 150 dakikada tamamlanırken belirtilen sürede yarışı tamamlayamayan yüzücüler tekneler eşliğinde sudan çıkarıldı. Kulaçların madalya ve ödül için atıldığı yarışlarda sporcuların heyecanı ve kazanma hırsı görülmeye değerdi. Sporseverler, rakiplerini geçerek kürsüye çıkmak için İzmit Körfezi’nin eşsiz mavi sularında mücadele veren yüzücüleri ilgiyle takip etti.
MADALYA VE ÖDÜLLER SAHİPLERİNİ BULDU
Yaş gruplarının ayrı ayrı değerlendirildiği Açık Su Yüzme Şampiyonası’nda her kategoride ilk üçe girmeyi başaran kadın ve erkek sporculara madalya ile nakdi ödül verildi. Birinciye 4 bin 500 TL, ikinciye 4 bin TL, üçüncüye ise 3 bin 500 TL ödülün verildiği şampiyonada dereceye giren yüzücülere madalyalarını Büyükşehir yetkilileri ile Başiskele Belediye Başkanı Yasin Özlü takdim etti. Hatıra fotoğrafının ardından spor ve sporcunun dostu Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür eden yüzücüler törenden mutlu ayrıldı.
ERKEKLER 13 YAŞ KATEGORİSİ
1-Ali Yağız Çelik
2-Tuna Büyükpınar
3-Ata Karabekiroğlu
ERKEKLER 14-15 YAŞ KATEGORİSİ
1-Emre Fatih Kartal
2-Eymen Baş
3-Kağan Koçal
ERKEKLER 16-17 YAŞ KATEGORİSİ
1-Eymen Taha Turan
2-Utkan Barış
3-Buğra Eren Yeğen
ERKEKLER 18-19 YAŞ KATEGORİSİ
1-Demir Çakıroğlu
2-Burak Kirman
3-Mehmed Akif Öztürk
ERKEKLER 20-24 YAŞ KATEGORİSİ
1-Fırat Çalık
2-Abdulrahman Altabba
ERKEKLER 25-29 YAŞ KATEGORİSİ
1-Ata Ateş
2-Tolga Canbazoğlu
ERKEKLER 30-34 YAŞ KATEGORİSİ
1-Hamza Kara
ERKEKLER 35-39 YAŞ KATEGORİSİ
1-Muhammed Naim Mısıroğlu
2-Fatih Yıldırım
3-Hakan Karadeniz
ERKEKLER 40-44 YAŞ KATEGORİSİ
1-Burhanettin Bal
2-Mutlu Çimiç
3-İbrahim Yeşilyurt
ERKEKLER 45-49 YAŞ KATEGORİSİ
1-Omar Daaboul
2- İlker Baştürk
3-Evrim Yiğit
ERKEKLER 50-54 YAŞ KATEGORİSİ
1-Alper Gezmiş
2-Murat Meto
3-Mehmet Akif Çomoğlu
ERKEKLER 55-59 YAŞ KATEGORİSİ
1-Mohamed Altabba
2-Aydın Yıldızay
3-Muhittin Yılmaz Apak
ERKEKLER 60-64 YAŞ KATEGORİSİ
1-Zafer Özdem
2-Mustafa Aydoğdu
3-Mustafa Pehlivanlar
ERKEKLER 65-69 YAŞ KATEGORİSİ
1-Kamil Köseoğlu
2-Ali Hasanlar
ERKEKLER 70 YAŞ VE BÜYÜKLER KATEGORİSİ
1-Şerafettin Sönmez
KADINLAR 13 YAŞ KATEGORİSİ
1-Berra Aslan
2-Meyra Kocaman
3-Asude Emel Selçuk
KADINLAR 14-15 YAŞ KATEGORİSİ
1-Nida Başaran
2-Nisa Başaran
3-Ecren Karagöl
KADINLAR 16-17 YAŞ KATEGORİSİ
1-Mürya Karayel
2-Aysima Sezer Sezer
3-Göksu Çivi
KADINLAR 18-19 YAŞ KATEGORİSİ
1-Emel Haşimoğlu
2-Nehir Şimşek
KADINLAR 20-24 YAŞ KATEGORİSİ
1-Öykü Gökalp
KADINLAR 30-34 YAŞ KATEGORİSİ
1-Burcu Güldalı
KADINLAR 40-44 YAŞ KATEGORİSİ
1-Sinem Özperçin
2-Pervin Anbarcılar
KADINLAR 45-49 YAŞ KATEGORİSİ
1-Şule Urasoğlu
KADINLAR 55-59 YAŞ KATEGORİSİ
1-Deniz Güler
2-Çilem Çelik
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
İktidarın Travma Sonrası Stresinde İnkar Ve Öfke Aşaması
✍🏻 Sinan Kemal
https://www.gundemarsivi.com/iktidarin-travma-sonrasi-stresinde-inkar-ve-ofke-asamasi/
Travma Sonrası Stres bozukluğu yada Posttravmatik Stres bozukluğu, insan dahil tüm canlıların, büyük felaketler sonrasında (gerçi her felaket büyüktür) yaşadığı psikoloji durumudur. Bu durumun aşamaları, inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabul olarak sıralanır. Bunun geri kalanını psikologlara sorarsınız. Ben inkar ve öfke aşamasından bahsedeceğim, o da siyasi olarak.
Birebir diyemeyeceğim ama kitleler, partiler, devletler ve benzeri toplumsal oluşumlarda şoklara benzer tepkiler veriyor. Önce inkar ve öfke aşamasında oluyorlar ve cahil bir topluluksalar, uzun süre o aşamada kalıyorlar. Sürekli bir inkar, sürekli bir kendini büyük görme çabasında oluyorlar. Yer yer depresyon da uzun sürüyor. Biz adam olmayız, böyle gelmiş, böyle gider söylemleri sürüp, gidiyor.
Osmanlı tarihini ele alalım. İlk büyük yenilgisi olan 1571, İnebahtı(Avrupalılar Lepanto)’dan sonra, dönemin kudretli sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa, gerçek bir devlet adamı tepkisiyle, yakılan donanmanın yenisini yaptırmış, bunun içinde hem devlet hazinesini, hem de devlet kademesini seferber etmiştir. Tüm şehzadeler, hanedan üyeleri, şehzadeler, vezirler, valiler, kısaca tüm has ve zeamet denen büyük tımar sahipleri, büyük servet sahiplerini, devlete en az birer gemi vermesini istemiştir. Sonrasında o meşhur sözünü söylemiştir.
Biz onların kolunu (Kıbrıs’ın fethini kastediyor) kestik, onlar bizim sakalımızı tıraş etti. Kesilen sakalın yerine, yenisi daha gür çıkar ama kesilen kolun yenisi çıkmaz.
Oysa asıl kolu kesilen, Osmanlı’ydı. Osmanlı, ölü ve esir olarak kaybettiği on binlerce denizcinin yerine yenisini yetiştiremedi. Ticaret rotalarının değişmesi, mini buzul çağının ürettiği kuraklık ve seller, Celali isyanları ve benzeri olaylar yüzünden ekonomi krizde olan Osmanlı; Hint okyanusu donanması ve Tuna- İdil gibi nehirlerde savaşacak ince donanmasına önem veremedi. Yani aslında kolu kesilen Osmanlı oldu. https://onbinkitap.blogspot.com/2020/04/inebahtida-kesilen-kolumuz.html
Oysa bu zafer, Haçlı ittifakı açısından da pahalı olmuş, hatta bir ara Osmanlı kazanıyor gibi olmuştu. Osmanlı, Uluç Ali Reis önderliğinde donanmasının bir kısmını kurtarmıştı. Fakat Osmanlı, denizci bir millet olamamıştı. Tüccar bir millet de değildi Osmanlı. Ticaret büyük ölçüde gayrı Müslümlerin, çoğu kez de Yunan ve Yahudilerin işiydi. Osmanlı, dini hukuk gereği Müslüman olmayanlardan daha fazla vergi alıyor, Hristiyanların da (devşirilmesi elzem olan kalifiye kişiler dışında) Müslüman olmasını engelliyordu. Kanuni, sırf bu yüzden Balkanlarda, Millet sistemi denen düzeni kurmuştu. Sokullu Mehmet Paşa ise, istersek direklerini altından, iplerini sırımdan, yelkenlerini atlastan yaparız bu gemilerin diyerek, inkar tepkisi göstermiştir.
Oysa İnebahtı yüzünden Osmanlı, Hint filosuna önem verememiş, Endonezya’daki Açe sultanlığına gerekli yardımı gönderememiştir. İleride Rus imparatorluğu olacak Moskova knezliği ile mücadele eden Kazan ve Astargan hanlıklarına ince donanmayla (nehir donanması) yardım da gönderemedi. Yani bu yenilgi, Moskova’dan, Jakarta’ya, geniş bir dünyayı doğrudan etkiledi.
Osmanlı, bu inkar ve öfke durumunu hep sürdürdü. Uzun duraklama yılları boyunca, okul tarih kitaplarında anlatılmayan veya pek az anlatılan yenilgiler yaşadı. Girit adasının fethi ise 24 yıl sürdü. Yayla İmamı tarihi tarihi diye döneminde yazılmış bir kitap vardır. Birkaç yerde bu savaşa da değinir. Savaşa, Kalenderoğlu başta olmak üzere pek çok Celali elebaşı asker olarak gönderilir. Onlar da savaştan kaçarlar, askersiz kalan gemiler, kolayca Venediklilerin eline geçer. Böyle nice olaylar olur. Savaş daha ziyade adanı merkezindeki Kandiye şehrinin kalesinin kuşatması merkezli de olsa, Adriyatit ve Ege kıyıları da çatışma alanı olmuştur. 1939-40, Fin Sovyet savaşından sonra, rivayet odur ki Fin delegesinden bir kişi Rus delegesine, Umarım aldığınız topraklar, ölülerinizi gömmeye yeter demiştir. (Rus kayıplarını internetten siz araştırın) Aynısını Venedikliler, Osmanlı için de söyleyebilirdi. Karlofça antlaşmasına bir günde gelinmedi. Osmanlı, duraklama dönemi streslerinde (özellikle zafer gibi görünen bir yenilgi olan Haçova savaşına) inkar ve öfkeden öteye gidemedi. Sonuçta Karolfça antlaşması gümbür gümbür geldi.
Karlofça’dan sonra da Lale devri ile inkar dönemi başladı. Bu dönemim boş vermişliği ve yaşanan lüks de inkarın başka bir türüydü. Sonra bir öfke eylemi olan Patrona Halil isyanı ile sona erdi. Bu inkar dönemi, Rusların, Kafkasya’ya girmesi ve bugün adı Azerbaycan olan, İran’ın Kuzey Hazar kıyılarını ele geçirmesine sebep oldu.
İşin doğrusu Lale devrimde kabullenme de vardır. İlk defa müziğin notalara alınması, batı tarzı kesimde elbiselerin yavaş yavaş yaygınlaşması, Türk rokokosu ile mimaride batılılaşma gibi inceden pazarlık ve kabullenme başlamıştı. Ancak bu kabulleniş çok yavaş oldu. Sadece devlette değil, aydınlarda da vardı bu inkar ve öfke. Şinasi’nin tüm eserlerini içeren bir kitap elime geçti.
Şinasi, ülkemizde bugün herkesin bildiği bir isimdir çünkü ülkemizdeki ilk Türkçe tiyatro oyununu yazmış, Tazminat döneminin ilk ciddi sözlük yapıcısıdır. Bu kişinin şiirlerinde aydınlanma bekleriz. Oysa kendisi bir Skolastik ve Tasavvuf meraklısı. Şiirlerinde Newton, Farabi, Eflatın (Platon) ve El Kındi’ye laf atıyor, bunlar sırra eremez diye. Belki de Newton’dan bahseden ilk Türk ve Osmanlıdır zira daha öncesine rastlamadım. O da Newton’u hor görüyor. Birincisi o övdüğü sufilerin hepsini topla, dünyaya bu üç kişi,den herhangi birinin tırnağı kadar faydaları yoktur. Newton’u bilmem anlatmama gerek var mı? Mühendislik eğitiminde halen Newton fiziği okutulur. Akışkanlar mekaniği, statik, mekanik, aerodinamik gibi fizik alt dallarında halen Einstein fiziği yada kuantum fiziğinden çok, Newton fiziği geçerlidir (hesaplaması daha pratik diye.) Newton ayrıca son genelgeye müfredattan kaldrıılan integral dahil, pek çok matematiksel buluşun da sahibidir. Farabi, mantık ve kelamda o kadar önemli bir isimdir ki, Gazali gibi onu tekfir edenler (din dışı ilan edenler) bile, kelam ve mantıkta onun izinden gitmiştir. Mantık bilimine katkılarınan dolayı Muallim-i Sani (ikinci öğretmen, Muallim-i Evvel, yani birinci öğretmen, mantık biliminin kurucusu Aristo’dur) ünvanını almıştır. Descartes’e kadar mantık, onun izinden gitmiştir. Türk halkının adını pek bilmediği El Kındi ise, meşhur Beyt-ül Hikme’nin kucularından, ilk Arap ve İlk Müslüman filozoftur. Meşailik diye bilinen İslam Aristoculuğunun kurucularındandır. İbni Sina ve Farabi dahil tüm Meşailerin hocası sayılır ve İslam orta çağındaki önemli fizik-kimya-tıb ve matematik alanındaki tüm önemli buluş ve icatlar, meşailerin eseridir. Tasavvufçuların pozitif bilmlere katkıları sıfırdı. El kındi, tıpta İbni Sina, kelamda Farabi, matematikte Harezmi kadar önemli bir kişidir. https://onbinkitap.blogspot.com/2023/07/farabi-tipi-baskanlik-sistemine-gazali.html
https://onbinkitap.blogspot.com/2023/06/ibni-sinanin-muslumandir.html
O sırra eren sufiler, tasavvufçular ne yapmıştır? Medrese müfredatından mantık dahil müfredattan kaldırmıştır. (oysa Gazali, mantık olmadan hiç bir şey olmaz demiştir. Tasavvufçu medreselerin Gazali’yi okuduklarından da şüpheliyim. https://onbinkitap.blogspot.com/2020/08/gazalinin-omuzundan-atilan-tufekler.html
Gerçi bence Gazali, filozoftan çok, Şia kültürüne saldıran ve insanlara devlete itaati emreden bir propagandacıdır. https://onbinkitap.blogspot.com/2018/12/dini-inanclarimi-kaybetmem-3-imam-gazali.html
Osmanlı, meleklerin eteklerinin atlından delikli borularla bakılıyor gerekçesiyle rasathaneyi top atışlarıyla yıkmıştır. Humbaracı (havan topu) Ahmet Paşa bile bu cahilliğe hayret etmiştir. (Aslında kendisi bir Fransız soylusuydu. Müslüman olup, Osmanlı hizmetine girmişti) Medrese müderrislerine, bir üçgenin iç açılarının toplamını sormuş, üçgenine göre değişir cevabı almıştır. Bu ve benzeri cahillikler, tasavvuf sayesinde ülkede kökleşmiştir.
Şinasi’nin tek tiyatro eseri de böyle bir softalığın, toplumdaki sonuçlarını anlatır. Oyunun tam adı, Kuyruklu Yıldız Altında, Bir Şair Evlenmesi‘dir. Oyunda hem yetmiş altı yılda bir dünyamızın yakınından geçen Halley kuyruklu yıldızı üzerinden dönen kıyamet iddaları ve dedikoduları, hem de vekil ile nikah kıyma hicvedilir. Bu vekil ile nikah kıymayı bilmiyor olabilirsiniz, neyse ki untulumuş bir Osmanlı adeti. Nikahta çiftler değil de, çiftleri temsilen başka birileri ile nikah kıyılıyor, üstelik de gelinin yüzü duvakla tamamen kapalıyken. Bu numara ile kim bilir kaç çift, başka başka kişilerle evlendirildi. Oyunda da şairimiz, kızın ablası ile evlendiriliyor. Bu geleneği ilk yıkan kişi Atatürk’tür. Latife hanımla meşhur evliliğinde vekil kullanmamış, ondan cesaretle bu adet kalkmıştır. Muhtemelen artık tamamen unutulan bu adet ve oyundaki diğer cahilce alışkanlıklar, o şiirleri ile övdüğü sufilerin işiydi.
Osmanlı aydını, batı karşısındaki yenilgi travmasını yavaş yavaş kabullenmiştir. Şinasi’ye hitaben, Ben Felatun’u beğenmez ne salaklar gördüm denmiştir. Atatürk, Türklerin travmasını tam olarak kabul edip, gerçek bir çağdaşlaşma ve devrimler yapma işine girmiştir. İzmir’in kurtarılmasından sonra önceliği Türkiye’yi güçlendirmeye ayırdı.
Yenilgi, en büyük travmadır. Bu yüzden yenilginin sebeplerini tahlil etmek zordur. İngilizleri, o devasa imparatorluklarını kurmalarının değil, yıkmalarının hayranı olmuşumdur. Dünya yüz ölçümünün üçte biri ve hatta daha fazlası olan o devasa imparatorluklarını, 1945’den itibaren sürdüremeyeceklerini anlayıp, 1980’e kadar adım adım tahliye etmişlerdir. İmparatorluklarını kurarken de, deniz savaşları hariç, çok fazla kan dökmemişlerdir. Napolyon savaşları ile, birinci dünya savaşı arasında, İngilizlerin en çok ölü verdiği savaş, Güney Afrika’daki Hollanda kökenli bezaların isyanı olan Boer savaşıdır. İngilizler koca Hindistan’ı (ki o zamanların Hindistan’ına, Pakistan, Bangladeş, Nepal, Maldiv adaları, hatta Myanmar bile dahildir), ki nüfusu 20. yüzyıl başında bile yüz milyon kadardır, İngilizler bu devasa ülkeyi, daha doğrusu kıtayı, yüz bin kadar subayla yönetir, birbirine düşman kabileleri kendisine asker yapar. Ancak ikinci dünya savaşı itibarıyla, küçük ada devletlerinin bu imparatorluğu taşıyamayacağını anlamışlardır.
İngilizlerin, Türkler yada diğer düşmanları ile ilgili anlatılara bakıldığında öyle kör bir nefret yoktur. Hatta bir parça sempati duyduklarını fark edersiniz. Gerçek düşmanlık, kör bir öfke ve nefretten ibaret değildir. Düşmanı gerçekten tanımak için, ona az da olsa sempati duymalısınız. Rakibini tartan sporcu gibi, düşmanı gerçek anlamda tanımalısınız. Meşhur İngiliz soğuk kanlılığı da buradan geliyor.
CHP’nin de, genel seçim yenilgisinden on ay sonra gelen yerel seçim zaferinin ardında yenilgiyi kabullenmesi ve travmayı atlatması yatıyor. İktidar partimiz ise halen biz bitti bitmeden, bitmez, yeni anayasa, yeni müfredat derdinde. İktidarların asıl muhalefeti, yaptıkları icraatlardan oluşan hoşnutsuzluktur. İktidarın mücadele etmesi gereken muhalefet partileri değil, halkın muhalefete yönelmesine sebep olan kendi kötü icraatlarıdır. Yapması gereken icraatlarını düzeltmek yada iktidarını kime devredeceklerini tespit etmektir.
Sinan Kemal
#birşairinevlenmesi, #chp, #akp, #iktidarneyapacak, #ingilizler, #Karolfçaantlaşması, #laledevri, #osmanlınınyenilgileri, #psikoloji, #Şinasi, #siyaset, #tarih, #travma, #öfke, #felsefe
0 notes
Text
Son Akşam Yemeği
Son Akşam Yemeği (2023) #LeventOnan #EnginŞenkan #OnurTuna #AzraAksu #PelinAkil #NecipMemili Mehr auf:
Last dinnerJahr: 2023 (Oktober) Genre: Biografie / Drama / History Regie: Levent Onan Hauptrollen: Engin Şenkan, Onur Tuna, Azra Aksu, Pelin Akil, Necip Memili, Mustafa Kırantepe, Yasemin Çonka, Nehir Gökdemir, Tuğba Daşdan, Aslı Tandoğan … Filmbeschreibung: 28. Oktober 1923 in der heutigen Türkei: Am Abend vor dem Tag der Ausrufung der Republik werden im Herrenhaus von Çankaya Entscheidungen…
View On WordPress
1 note
·
View note
Photo
Yurt (Dormitory) de Nehir Tuna
Un film de Nehir Tuna Avec: Doğa Karakaş, Can Bartu Aslan, Ozan Çelik, Tansu Biçer, Didem Ellialtı, Orhan Güner, Işıltı Su AlyanakForcé de quitter le confort de sa classe moyenne à la demande de son père, Ahmet, quatorze ans, est envoyé dans un dortoir religieux réservé aux garçons, où il doit faire face aux attentes de sa famille, à ses obligations religieuses et à l’enfance à laquelle il s’accroche si désespérément.
Retrouvez l'article complet ici https://lemagcinema.fr/festivals/internationalfestival/venise/venise2023/yurt-dormitory-de-nehir-tuna/
0 notes
Photo
"Yılbaşında Avrupa'nın masalsı kentlerini nehirden keşfedin" https://yogbe.com/seyahat-rehberi/yilbasinda-avrupanin-masalsi-kentlerini-nehirden-kesfedin/
#seyahat#tatil#gemi turları#nehir turu#avrupa#Bratislava#bar#kafe#eğlence#Tuna Nehri#Estergon#Budapeşte#Dürnstein#Melk#Viyana#yılbaşı#noel
0 notes
Video
Yağışlar Meriç ve Tunca’nın debilerini yükseltti
1 note
·
View note
Photo
Budapeşte’de kentin iki yakasını birbirine bağlayan tarihi köprüler özellikle geceleri muhteşem görünüyor.🇭🇺🇭🇺 Bu köprülerden en ünlüsü ve ilk yapılanı ‘Zincirli Köprü’ olsa da, Macarların 1000.yılını anmak için 1896’da yapılan ve Franz Joseph olarak da bilinen ‘Özgürlük Köprüsü’ (Liberty Bridge) Budapeşte’ye gidince mutlaka görülmesi gerekenler arasında yer alıyor.👍👍 Yarıyıl tatilinde Budapeşte’ye gidecekler için gezi rehberi www.negezdik.com’da, link profilde.👈👈 🇬🇧______________________________________ In Budapest, the historical bridges that connect the two sides of the city look great, especially at night.🇭🇺🇭🇺 The most famous of these bridges and the first bridge is the ‘’Chain Bridge", but "Liberty Bridge" (aka ‘Franz Joseph’) which was built in 1896 to commemorate the 1000th anniversary of the Hungarians is also a must-see on a trip to Budapest.👍👍 For those who want to visit Budapest during the semester holiday, city guide is on www.negezdik.com and the link is on my profile.👈👈 __________________________________________ #Budapest #hungary #buda #pest #liberybridge #liberty #bridge #nightphotography #hungarian #danube #traveler #travel #travelblog #winter #historic #view #avrupa #macaristan #tuna #nehir #köprü #kış #gezi #seyahat #gününkaresi #manzara #NeGezdikHu #NeGezdikBudapest (at Budapest, Hungary) https://www.instagram.com/p/Bsn9GYCFGiL/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=e0snv4tpzhof
#budapest#hungary#buda#pest#liberybridge#liberty#bridge#nightphotography#hungarian#danube#traveler#travel#travelblog#winter#historic#view#avrupa#macaristan#tuna#nehir#köprü#kış#gezi#seyahat#gününkaresi#manzara#negezdikhu#negezdikbudapest
0 notes
Text
Tuna Nehri kıyısında yürüyüşe çıkan bir şövalye ve sevgilisi, nehir kenarında su üzerinde akıp gitmekte olan bir mavi çiçek görürler. Sevgilisinin çiçeği çok beğenmesi ve istemesi üzerine, şövalye çiçeği almaya çalışır ama bu sırada nehrin sularına kapılarak son bir hamle yaparak çiçeği sevgilisine doğru atar ve Unutma beni! diyerek haykırır... #unutma beni #sevda çiçeği
2 notes
·
View notes