#mavi kadar özgür
Explore tagged Tumblr posts
sadmissaloneflower · 2 months ago
Text
Tumblr media
Bugün okuduğum bir kitaptaki şu cümleyle bıraktım kendimi : "İlgi görmeyen her şey ölür. Duygular, ilişkiler hatta çiçekler bile."
14 notes · View notes
miskinh4na · 9 months ago
Text
today is the day that 14 year ago, israel killed 10 turkish peace activist in a ship named Mavi(Blue) Marmara. They were carrying aid to Palestine and israel soldiers attacked them. for carrying aid of fucking course. 14 years later, no damn thing changed.
a quick reminder that Erdoğan's 'one minute' speech was about this.
https://ihh.org.tr/mavi-marmara
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Gaza_flotilla_raid
Tumblr media
7 notes · View notes
kalp-delenimm · 3 months ago
Text
Çok nefret ettim senden.
Her davete ne kadar iyi hazırlandığımı, elbisemin ya da saçımın ne kadar güzel olduğunu düşünürken, annemin hiç bir yorumunu duymadım; ama sen... Senin hakkında hiç susmadı Alena. Beni hiç anlatmadı annem, ama seni konuşmaktan hiç bıkmadı.
Sen ve ipek saçların.
Sen ve pürüzsüz bebek tenin.
Sen ve tatlı mavi gözlerin.
Sen ve zehirli kelimelerin.
Sen ve güçlü duruşun.
Sen ve sorunlarını gizlemedeki profesyonelliğin.
Sen ve... Sen, Alena.
Sen benim nefret ettiğim, ama terk edemediğim idolümdün. Sonunda beni özgür bıraktın.
7 notes · View notes
yesiliris · 7 months ago
Text
Ölüm kokuyor şehrimin rüzgarları. Zafer var yüzümdeki gülüşte. Gözümde kanlı yaşlar. Denize karşı bir bank. Masmavi mehtap ne kadar huzur doluysa rüzgarlı bi hava onu o kadar korkunç yapıyor. Kızıl Kahkaha çok canı yanınca gülermiş. Gökyüzünde kızıl Kahkaha. Deniz bırakmıyor mehtabı ondan daha çok yanıyor canı.
Gözlerini kapat ve denizi çek içine. Kırgınlığı,hüznü,siniri alsın senden. Derin nefesler daha da boğucu oluyor. Nefes almak batıyor sanki.
Ayağa kalkıp dalgalara adımlıyorum. Her adımımda üstümden bir şey eksiliyor. Soğuk su bedenimin her yerine yüzlerce iğneyi aynı anda soksada içimde ki yangına derman olmuyor. Uykum geliyor,midem bulanıyor insanların saçmalıkları beni bitiriyor. Dalga coştukça ben batıyorum. Ben battıkça karanlık kucak açıyor. Sesler o kadar ürkütücü ki bedenim kaskatı kesiliyor. Boşluktan kocaman kanlı bir el çekiyor beni en dibe. İşte karşımda şimdi bir gölge. Gözleri masmavi. Gözlerinin masumluğuna tezat ellerindeki kan izleri.
Korkmadım. Çünkü gözlerine baktım. Sandım ki bana bi şey yapamaz bu kadar eşsiz bir çift mavilik. Sandım ki kıyamadığı olurum.
Göğsümün altında kalbim yerinden çıkacak gibi. Avcılar ilk başta avlarının güvenini kazanırmış.
Bekledi öylece hiç bir şey yapmadan. Ve sonum,omzumdan belime kadar kocaman bir yaradan. Koca denizde boğulmadım da bir çift mavi gözde kayboldum.
Kan denizde dağılmaya başladı. Acım akıl almaz boyutları aldı. Dizlerimin üstüne düştüm ama hiç bir şey hissetmedim.
Kesiğin acısına değil kırıklarımın acısına ağladım.
Hayır ben böyle yenilemezdim. Denize yalvardım. "Kurtar beni buradan..." gölge yaklaştı. Sonum geliyordu. "Kurtar beni" şimdi pis elleri vücudumda. Gözlerimi kapattım ve bekledim ölümü.
Elimi kaldırdım son çare durması için. Deniz benim itatimde. Güç bende.
Ruhumun en derininde hissettim bana getirdiklerini. Artık acım yok. Su iyileştirdi vücudumda ki koca yarığı. Ve bana bi iz bıraktı o yarayı. Gölgeden uzaklaştım. İşaret parmağımı hafifçe kaldırdım.
Derinlerin sahibi,ruhların katili,kimsesizlerin kurtuluşu,bazılarının en derin yarası benim tek bir hareketimle ait olduğu yer tarafından boğuldu. Ruhlar özgür kaldı. Maviler beni boyarken kafamı kaldırdım ve son kez baktım gökyüzüne. Güldüm ama bu yıldızlara vedaydı...
8 notes · View notes
nykszeus · 4 months ago
Text
08 - yeni ziyaretçi
~ Komutan Poi'nin Odası ~
"Bana neden haber vermedin? Bunu bilmek benim en doğal hakkımdı!"
"Sakin ol Carl, sana söylemedim çünkü gerek yoktu. Askerim de zaten her zaman etrafta dolaşmıyor, birkaç kez öyle gözüküyormuş gibi taklit yapıyor o kadar."
Prens Carlisle onu takip eden kişinin kim olduğunu ve aldığı emri öğrendiğinde sinirden küplere binmişti adeta. Yine de Komutan Poi'ye güveniyordu, diğer ailesi gibi gördüğü krallıkta onun sırrını bilen yalnızca oydu çünkü ve güvenmekte de haklıydı. Derin bir nefes vererek diğer koltuğa kendini attı, masada endişe ile kendisine bakan silüetten gözlerini ayırmadı. Başına ağrılar girmişti resmen.
"Peki ne yapacağız şimdi?"
"Aynı oyuna devam edeceğiz, öğrenmiş olman daha çok işimize yarayacak gibi gözüküyor."
"Siktiğimin oyunuymuş, hah."
Durumla alayını ettikten sonra gözü Komutan Poi'nin masasındaki demir şekile kaydığında gülümsemişti, Prens Carlisle ona imalı bakışlar atarken Komutan Poi ise gözlerini devirdi ve gülmemek için kendini tuttu.
~ İbadet Odası ~
Prens Zolita yavaş adımlarla içeri girdi. Derin nefesler alıp veriyordu çünkü zor bir gün geçirmişti, kalbini Tanrı'ya açmak iyi bir seçenek diye düşündü içinden. En öndeki orta boylu mihrapta bulunan haç önünde dizlerinin üzerine çöktü, sağındaki kürsünün kenarına tutunuyordu.
"Ne yapacağım böyle..? Neden böyle büyük bir sınav ile sınanıyorum Tanrı'm? Elimden geleni yapıyorum ben..."
"Tabii ki yapıyorsun."
Duyduğu ses ile irkilerek başını çevirdi Prens Zolita. Yanında onunla birlikte diz çöken Prens Andie gülümsüyordu. Uzun zamandır başka krallıkta eğitim gördüğü için uzaklarda kalan kardeşi Prens Andie tam da yanında duruyor ve elini tutuyordu.
Kardeşini görmesiyle sarılması bir olan Prens Zolita ise ağlamaya başlamıştı, hem kardeşini görmenin sevinci hem de üzerindeki yükün ağırlığını kaldıramamanın hüznü ile dökülüyordu gözyaşları.
Küçük kardeşi ağabeyinin sırtını ovalayarak ona teselli olurken iç çekti. Prens Zolita eğer böyle ağlamaya devam ederse kendisi de ağlayabilirdi her an.
"Sakin ol Zoli, her şeyin yoluna gireceğinden emin olabilirsin. Hem biraz daha ağlarsan ailenin karşısına kızarık ve şiş gözlerle çıkacaksın ki bunu istemediğini ikimiz de biliyoruz."
"Haklısın..."
~ Saklı Oda ~
Kral Suji ve Kral Ash yine beraber satranç oynamak ile meşguldü. İkisi de baş başa bir mücadele sürdürürlerken Prens Mavi içeri girmişti. Krallara selam verdikten sonra direkt konuya girdi.
"Ben birkaç saat boyunca sanat atölyesinde olacağım, beni ararsanız diye haber vermek istedim."
Kral Suji belli ki bu durumdan memnun değildi, oğlunun kendi düzeyine göre aşırı kalan özgür ruhunu dizginlemek her zaman onun için zor olmuştu. Hobi olarak sanatla ilgilenseydi kesinlikle desteklerdi ama o bir prensti ve önceliği kraliyet olmalıydı.
"Sana kaç kez aynı şeyi söyledim Mavi, ne zaman beni dinleyeceksin?"
"Sen beni anlamaya başladığında tabii ki de kral babacığım. Ah bu arada..."
Prens Mavi Kral Ash'in taşlarından birini oynatmış ve tek hamlede şah mat yapmayı başarmıştı. Ardından hiç beklemeden oradan ayrılarak arkasında şaşkın iki silüet bırakmıştı. Kral Suji aldığı iki türlü yenilgi üzerine moralini bozmamaya çalışsa da başaramazken Kral Ash gülmekle yetinmiş ve omzuna vurmuştu hafifçe.
"Dert etme böyle şeyleri. Hem kral olacak kişi o değil sonuçta, öyle değil mi? Ayrıca o daha çok genç Suji, bırak özgür yıllarını yaşasın. Eninde sonunda yine kraliyete göre hareket etmek zorunda kalacak."
~ Sanat Atölyesi ~
Dediği gibi Prens Mavi zamanını orada geçirecekti. Prens Soul ve Prens Rudy de onun becerilerine hayranlık duyduğu için eşlik etmek istemişti. İçeri adım attığı an iki prens de büyülenirken Prens Mavi yalnızca gururlu bir şekilde gülümsüyordu.
"Beğendiniz mi? Bakın, şu soldaki kısımda bulunan resimler ve portreler bana ait. Bir de yanındaki şu minik heykel..."
"Vay canına, yeteneğini hep takdir etmiştim ama bunlar beklediğimden de harika gözüküyor."
"Evet, kesinlikle! Soul ve bana nasıl yaptığını gösterir misin? Lütfeeeeen!"
"Pekâlâ, ama dikkatimi dağıtmamalısınız."
İki prens sevinçle bir köşeden bulduğu taburelere oturmuş merakla bekliyordu. Prens Mavi ise çoktan setini hazırlamış ve yarım kalmış resmini tamamlamaya başlamıştı.
~ Büyük Koridor ~
Kraliçe Ryo, Prenses Naomi ile çay içmek üzere odasından ayrılmışken koridorda ilerliyodu. Yanından bir anda geçen silüet hissi ile irkildiğinde arkasını döndü ve geriye bakındı. Her ne kadar birini göremese de yerdeki uzun ve siyah pelerini fark etmesiyle endişelenmesi bir olmuştu.
Uzun süre düşünmesinin ardından pelerini eline aldı ve bahçeye inmek için yoluna devam etti. Bir şeyler döndüğü hissi onu kapladığından tetikte davranıyordu ki bir anda karşısına çıkan düşes ile irkildi.
"Aman tanrım... Iryna, beni korkuttun!"
"Sen de korkacak yer arıyormuşsun, sadece acele etmen için haber vermeye gelmiştim. Bugün duyduğuma göre özel bir günmüş. Bekle, o elindeki pelerin nereden çıktı?"
"Bilmiyorum, öğreneceğiz."
Bunu duyan düşes Iryna yalnızca omuz silkmiş ve umursamazcasına önden gitmişti. Tepki olarak ise Kraliçe Ryo yalnızca gözlerini devirebilmişti çünkü biricik ablası atlı kovalıyor gibi oradan ayrılmıştı. Bahçeye inene kadar elindeki pelerini inceledi ve düşündü.
4 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 19 days ago
Text
Tumblr media
PKK 35 bin kişinin kanını ellerinde taşıyan PKK lideri Artin Agopyan (APO) ermenidir.
“Parmaksız Zeki” kod adlı Şemdin Sakık, Ermeni’dir. Nenesinin Ermeni olduğunu kendisi açıklamıştır.
Bölücü Kürt partisi milletvekili Sırrı Sakık Ermeni’dir.
Bölücü Kürt partisi sözde “eş başkanı” Emine Ayna, katıksız bir Ermeni’dir.
PKK’nın önderlik ettiği, şimdi pek adı duyulmayan “sürgünde Kürdistan hükümeti” delegesi, 1959-Silvan doğumlu Semra Bakır, Ermeni’dir. Semra’nın kardeşi Orhan Bakır’ın asıl adı Armenak’tır. Ermeni terör örgütü TİKKO mensubu idi, Örgütün merkez komitesine kadar yükselen Orhan Bakır, güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada Bingol’de öldürülmüştür.
1977-Silvan doğumlu Bülent Bakır Ermeni’dir.
“Sürgündeki hükümet” delegesi Meryem Tabaş Ermeni’dir. Dedesi Hokar, nenesi Haykanuş’tur.
“Zazan Bertin” kod adlı 1980-Silvan doğumlu Ruşen Tapancı Ermeni’dir. Dedesinin adı Ohannis’tir. “Mavi Çarşı”nın yakılması eylemine katılmıştır.
1975 doğumlu Yusuf Cihangir Ermeni’dir. Dedesinin adı Vartan’dır.
1965-Karakaçan doğumlu Adnan Dizin Ermeni’dir. Dedesinin adı Kirkor’dur.
1970-Siirt doğumlu Nihat Türksoy, hiç de TÜRK soylu değildir, Ermeni’ dir. Dedesinin adı Serkis, nenesinin adı Zerdo’dur.
1977-Bozova doğumlu Mehmet Güzel Ermeni’dir. Dedesinin adı Mıgırdıç, nenesinin adı İlsevik’tir.
“Cihan” kod adlı, 1974-Pertek doğumlu Akif Yadigâroğulları Ermeni’dir. Büyük dedesi Apkar, nenesi Maryam’dır.
1973-Ömerli doğumlu Metin Gümüş Ermeni’dir. Büyük dedesi Artin, ninesi Dihram’dır.
1948-Palu doğumlu Zülküf Demirtaş Ermeni’dir. Bu hıristiyan herif, “HADEP İmamlar Birliği” üyesi olmuştur!..
1978-Silvan doğumlu Sidar Şimşek Ermeni’dir. DEHAP ilçe teşkilatında görev yapmıştır. Büyük dedesi Bedros, nenesi Luşin’dir.
1977-Diyarbakır doğumlu Mehmet Sami Geniş Ermeni’dir.
Uyuşturucu madde kaçakçısıdır. Yakalanıp, 11.12.2002 tarihindeİstanbul; 6.DGM mahkemesinde CK/405 ve CK/403: Uyuşturucu madde ticaretinden yargılanarak 6 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır. Büyük dedesi Serkis, nenesi Şuşi’dir.
1975-Afşin doğumlu Özgür Erbil Ermeni’dir. Sahte belgeler ile yurtdışına çıkmıştır. Almanya’da, uyuşturucu tâciridir. Büyük dedesi Akup (agop), nenesi Lüsye’dir.
1977-Silvan doğumlu Orhan Olsen Ermeni’dir. Büyük dedesinin adı İliyo, nenesinin adı Mari’dir. Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.
1968-Muş doğumlu Kutbettin Akşula Ermeni’dir. 1992 yılında Muş ilinde PKK terör örgütüne maddî yönden destek sağlamak amacıyla silah kaçakçılığı yapmaktan tutuklanmıştır Büyük dedesi Vartan, nenesi Zelha’dır. Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.
1979-Yurtbeyi doğumlu Barış Başak Ermeni’dir. Büyük nenesinin adı Kotine’dir. DTP kurucu üyesidir.
1953-İdil doğumlu Abdülaziz Özdemir Ermeni’dir. Dedesi Yusuf, ninesi Kazo’dur. 21.2.1991 günkü çatışmada ölü ele geçirilmiştir.
1972-Siverek doğumlu Levent Kayadağ Ermeni’dir. Dedesi Migdat, ninesi Havuş adındadır. 16.10.1993 günü çatışmada ölü ele geçirilmiştir.
1954-Beştüşşebap doğumlu Mehmet Öztunç Ermeni’dir. Dedesinin adı Musa, nenesinin adı Miran’dır. PKK’ya yardım ve yataklıktan tutuklanmış, daha sonra HADEP Antalya İl Kurulu’na seçilmiştir.
1977-Karayazı doğumlu İdris Sefil Ermeni’dir. Terörden hapis yatmış, sonra bir ara Konya HADEP Gençlik Komitesi üyeliği yapmıştır. Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.
İdris’in akrabası Ersin Sefil de Ermeni’dir. Kuzey ırak’ta çatışmada öldürülmüştür.
1974-Hazro doğumlu Haci İçer’in hacılıkla hocalıkla alâkası yoktur, Ermeni’dir. Dedesi Ali, nenesi Gule’dir. HADEP Hazro İlçe Yönetim Kurulu üyesi idi. O da sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.
1973-Yaylayanı doğumlu Dilâver Öncü Ermeni’dir. HADEP Konak Şubesi Yönetim Kurulu üyesi idi. Izmir’de misyonerlik faaliyetinde bulunmuş, kilisede vaaz vererek hıristiyanlık propogandası yapmıştır.
1965-Firke doğumlu Edip Yıldız Ermeni’dir. Büyük dedesi Gaço, nenesi Rihan’dır. HADEP Parti Meclisi üyesi idi. PKK’lı suçluların avukatlığını yapmaktadır. Nevşehir E tipi cezaevinde yatan PKK terör örgütü mensubu Nimet Can’ın avukatlığını yapmıştır.
1964-Benek doğumlu Haşim Benek Ermeni’dir. Büyük dedesinin adı Şiho, nenesinin adı Kitro’dur. 16.03.1985 günü Şırnak ilçesi Dereler Köyü civarında, Eşek Mağaraları mevkiinde güvenlik kuvvetleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada sağ olarak ele geçirilmiş ve Diyarbakır mahkemesinde CK/ 1 68 : yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan yargılanmıştır. Hapis yatmış, sonra DEP Antalya-Muratpaşa Belediye Encümeni adayı olmuştur.
1954-Kamberşeyh doğumlu Mahmut Hakkı Eşiyok Ermeni’dir. Büyük dedesinin adı Hokar, nenesinin adı Haykanuş’tur. HADEP İstanbul il teşkilatı sekreterliği yapmıştır.
1959-Urfa doğumlu İzzettin Kalaycı Ermeni’dir. 11.7.1986 tarihinde Diyarbakır 1. As. mahkemesinde CK/168 : Yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan yargılanmış 8 yıl 8 ay hapis yatmış, sonra Şanlıurfa HADEP il teşkilatında görev almıştır. 23.06. 1 996 tarihinde Ankara’daki HADEP 2. olağan kongresinde Türk bayrağının indirilerek PKK bayrağı asılması olayına karışmıştır.
1948-Kölük doğumlu Mehmet Cantekin Ermeni’dir. Büyük dedesi Bedros, nenesi Meryem’dir. Diyarbakır merkez Kayapınar Belediye başkanlığı yapan Mehmet Cantekin, 1995 tarihli milletvekili seçimlerinde Diyarbakır HADEP Milletvekili adayı olmuştur. Mehmet Cantekin Kulp Karpuzlu da köy koruyucularını yönlendirerek terör örgütü PKK’ya lojistik destek sağlamaktadır. 2003 yılında PKK’nın 1978′de kurulduğu Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde DEHAP ve Göç-Der yöneticileri ile birlikte ‘barış ağacı’ adı altında ağaç dikmek töreni düzenlemiştir. Törende bölücü başı Öcalan’ı övücü sloganlar atılmıştır.
1953-Siirt doğumlu Maruf Altın Ermeni’dir. Büyük dedesi Ohanis, ninesi Pori’dir. Ama babasının dönme adı Hüseyin, anasının dönme adı Nafiye’dir. Böylece pek çok kişinin yaptığı gibi Ermeni olduklarını gizlemişlerdir. DEP İzmir-Konak ilçe teşkilatı üyesi idi. 23 Eylül 1998 tarihinde TCK 1 68 : Yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan 1 2 yıl 6 ay ağır hapis cezasına mahkûm olmuştur.
1973-Urfa doğumlu Mehmet Sait Yalçın Ermeni’dir. Dedesi Girbuş, ninesi Varti’dir. Ancak babasının dönme adı Mehmet Kerim, anasının dönme adı Mevlude’dir. 1997′deki Bodrum bombalı saldırısının sorumlusudur. Müebbet hapse mahkûm olmuştur.
1975-Hazro doğumlu Zanamazak Yezidî’dir.
1973-Nusaybin doğumlu Mehmet Zeki Şaşmaz Yezidî’dir.
1971-Nusaybin doğumlu Abdullah Şaşmaz, kendini hiç de ALLAH’ın kulu saymaz, Yezidî’dir.
1975-Hazro doğumlu Nevzat Tedik Yezidî’dir. Halit-Revzete’ den olma Nevzat Tedik’in nenesi Hüsna Tedik Diyarbakır il teşkilatı HADEP üyesi de olan PKK’nın gençlik örgütlenmesi içinde yer alan Nevzat Tedik, 11 Ekim 2001 tarihinde TCK 1 68: Yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır.
PKK’nın Avrupa’daki kasası Nuriye Kesbir Yezidî’dir. Aynı zamanda Kongra-Gel PKK’nın cephe örgütü Avrupa Kürt Demokratik Toplum Koordinasyonu (CDK) sözde meclis üyesidir. Eylül 200 1 ‘de Hollanda’ya yasadışı yollardan girmek isterken yakalanmıştır.
1980-Midyat doğumlu Şevkiye Atalan Yezidî’dir.
1966-Midyat doğumlu Fahrettin Şahin Yezidî’dir.
Adana’da yakalanan PKK’lı canlı bomba Hatice Arat Yezidî’dir. Dedesi Hasso, nenesi Meryem de Yezidî’dir.
1955-Beşin doğumlu Osman Ergin Yezidî’dir. DTP Merkez Yönetim Kurulu üyesidir.
Batılılar’ın aleyhimize kullanmak için sözüm ona “Türkler” arasından seçtirdiği, Avrupa Parlamentosu üyesi Feleknaz Uca, Yezidî’dir.
Feleknaz’ın babası Abdullah Uca, “Yezidî Kürdistan Birliği” başkanıdır, Elbette o da Yezidî’dir. Televizyonlarda boy gösteren Metin Uca nedir, size kalmış… Çünkü bu bölücü-militanların yumuşak uzantısı tüm medya, bürokrasi, parlamento ve hatta asker içindedir.
1971 -Midyat doğumlu Seyithan Alpar Süryânî’dir, yani SEYYİT Peygamber torunu) falan değil, düpedüz Hıristiyan’dır.
1976-Midyat doğumlu Metin Kesenci Süryânî’dir. “Beth Nehrin” adlı Süryânî ve Asurî örgütünün kurucusudur.
1975-Midyat doğumlu Adnan Kesenci Süryânî’dir.
1983-Nusaybin doğumlu Bilal Yürek Süryânî’dir.
1980-Pervari doğumlu Salih Boğdu Süryânî’dir.
1937-Ceylanpınar doğumlu Şemsi Emen Süryânî’dir. HADEP üyesi idi.
1969-Kurtalan doğumlu İhsan Kaya Süryânî’dir. Romanya’da PKK insan, silah, ve uyuşturucu kaçakçılığı yapmaktayken sahte pasaport ve kimlikle yakalanmıştır. Büyük dedesi Görgis, nenesi Şemuni’dir.
1962-Siirt doğumlu Basri Kaysi Süryânî’dir. Büyük dedesi Gorgis, ninesi Şemuni’dir. İHD Siirt Şubesi üyesi, ve DEHAP Siirt il teşkilatı delegesi idi.
1980-Siirt doğumlu Ayhan Kaysi Süryâni’dir. Büyük dedesi Gorgis, ninesi Şemuni’dir. Pek çok olaya karışmış, 1997′de teslim olmuştur.
Itirafçı olmuş, 1999′da tahliye edilmiştir.
1952-Nusaybin doğumlu Mehmet Zeki Kanşiray Süryânî’dir. Büyük dedesi Zeytun, ninesi Meryem’dir. İzmir Köy Hizmetleri soygununa katılmıştır. 16.7.1990 günü Bornova Tarım ve Orman Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü Personeli maaşlarının silah zoruyla gasp edilmesi olayında tutuklanmıştır. Hapis yatmış, sonra HADEP Gaziemir İlçesi Yönetim Kurulu üyesi olmuştur.
1968-Derik doğumlu Fethi Oktay Süryânî’dir. Dedesi Turnas, nenesi Mennuş’tur. 1 997′de yakalanmış, müebbed hapse mahkûm olmuştur.
1948-Palu doğumlu Zülküf Demirtaş Ermeni’dir. Büyük dedesi Kinkos, ninesi Nazlı’dır. Ikisi de Ermeni idi.
Hala bu ermenilerin peşinden giden kürtlere şaşarım…..
DEDİK DEDİK KİMSE İNANAMAMIŞTI BU KADAR İSPAT YETER Herhalde...
Tumblr media
6 notes · View notes
otadam · 2 months ago
Text
Şeyhim, sabah altıda uyanmam bekleniyor.
Güneş bile uyanmamışken!
Gözlerimi araladım, ama dünya hâlâ aynı: çarpık binalar, kornayla iletişim kuran araçlar ve Instagram'da kendi fotoğrafına kalp atan insanlar.
"Şeyhim, ben buraya yanlış ışınlanmışım," demek istiyorum, ama kimse dinlemiyor. Herkes aceleyle bir yere yetişiyor, sanki vardıklarında hayat çözülmüş olacak.
Bir kahve söyledim
Kokusu güzel ama tadı yine bildiğin hayat: acı, sıcak ve bağımlılık yapıyor.
Gözümü telefona kaydırdım, haberler vahim: İnsanlık yine aynı dertlerle meşgul. Oysa dünya, yıldızlar arasında pırıl pırıl bir mavi nokta.
Ama üzerinde biz varız, o yüzden durumu pek de parlak değil.
Şeyhim, evren çok büyük.
O kadar büyük ki içinde kaybolmak imkânsız.
Kaybolmanın romantik bir tarafı vardır, biliyorum; ama burada mesele, kaybolmanın bile mümkün olmaması. Kaçsan, nereye gideceksin?
"14 milyar yıl ne çabuk geçti, ama ben daha kırka yeni alışıyorum."
Bir de şu "aidiyet" meselesi var, şeyhim. İnsan bir yere ait olmak istiyor.
Mahalleye, şehre, bir insana.
Ama ait olduğun her şey, seni sınırlarla çeviriyor.
O yüzden kimse ne tam özgür, ne de tam mutlu.
Ve işin kötüsü, buna alışmamız bekleniyor.
Şeyhim, ne uzaya gidebildim, ne de sabah alarmını susturabildim.
Ama bir umut var mı diye sorarsan, elbette var:
Alışamadım diye dünya beni hâlâ dışlamıyor.
Hâlâ nefes alıyorum, hâlâ kahvemin dumanı tüterken bir iki güzel cümle yazabiliyorum.
Tumblr media
Gece düşündüm de şeyhim megatron haklıymış..
4 notes · View notes
datenshi-666 · 5 months ago
Text
Behind Blue Eyes · Limp Bizkit
youtube
No one knows what it's like Kimse bilmez nasıl olduğunu
To be the bad man Kötü bir adam olmanın
To be the sad man Üzgün bir adam olmanın
Behind blue eyes Mavi gözlerin ardında
And no one knows Ve hiç kimse bilmez
What it's like to be hated Nefret edilmenin ne olduğunu
To be faded to telling only lies Sadece yalan söylenerek solmanın ne olduğunu
But my dreams they aren't as empty As my conscious seems to be
Fakat rüyalarım, onlar bilincimin göründüğü gibi boş değiller
I have hours, only lonely Saatlerim var, sadece yalnız
My love is vengeance Benim aşkım bir intikam
That's never free Asla özgür olmayan
No one knows what it's like Kimse bilmez nasıl olduğunu
To feel these feelings Bu duyguları hissetmenin
Like i do, and i blame you! Benim hissettiğim gibi, ve seni suçluyorum!
No one bites back as hard Kimse o kadar sert ısırmaz
On their anger Öfkeli olduklarında
None of my pain woe Acı kederlerimin hiçbiri
Can show through İçini göstermez
Discover l.i.m.p. say it [x4] Keşfet l.i.m.p söyle onu
No one knows what its like Kimse bilmez ne olduğunu
To be mistreated, to be defeated Kötü davranılmanın ,bozguna uğratılmış olmanın
Behind blue eyes Mavi gözlerin ardında
No one know how to say Kimse bilmez nasıl söyleneceğini
That they're sorry and don't worry Üzgün olduklarını ve endişelenmemen gerektiğini
I'm not telling lies Yalan söylemiyorum
No one knows what its like Kimse bilmez ne olduğunu
To be the bad man, to be the sad man Kötü bir adam olmanın, üzgün bir adam olmanın
Behind blue eyes Mavi gözlerin ardında
4 notes · View notes
aynodndr · 6 months ago
Text
Tumblr media
💜🎈 #MusmutLu_sabahlar....☕☺️
#günaydın...🎈
Bazen mavi kadar özgür,
Kırmızı kadar tutkulu,
Turuncu kadar deli dolu...
Bazen de mor kadar eşsiz,
Pembe kadar umutlu,
Yeşil kadar huzurlu,
Beyaz kadar soylu,
Kendi gökkuşağının renklerini çizmek senin elinde,
Hayatındaki renklerin siyahlaşmasına izin verme...! 🦋
~🦋~
2 notes · View notes
sade1-adam · 1 year ago
Text
Bazen mavi kadar özgür
Kırmızı kadar tutkulu
Turuncu kadar deli dolu
Bazen de mor kadar eşsiz
Pembe kadar umutlu
Yeşil kadar huzurlu
Beyaz kadar soylu
Kendi gökkuşağının renklerini çizmek senin elinde
Hayatındaki renklerin siyahlaşmasına izin verme
Mutlu Hafta sonları ☕🍫
Tumblr media
13 notes · View notes
sadmissaloneflower · 1 month ago
Text
Tumblr media
7 notes · View notes
byesingul · 2 years ago
Photo
Tumblr media
Şu sıralar, içimde büyüyen cümleleri kelimelere dökmek için çocuksu bir heyecan içindeyim...Deftere yazıyorum elim kalem tutuyor bir süredir ama ne yapsam yetmiyor taşıyor buralara da dökülüyor kalbim...Baharın gelişinden mi?Gökyüzünün bu kadar mavi oluşundan mı?Yoksa aşka yine çok yakın oluşumdan mı?Şairin de dediği gibi;‘’hazır bu bahar akılsız bir yeşermenin şahane hasadına ’’ hep hazırda bekliyor kalbim aşk için vazgeçmeye adının bile baş harflerinden...En güzel unutma şekli aşka tutulmak...Dünyanın sadece tek bir amaç için durduğunu düşünüyorum böyle zamanlarda aşk için sadece aşk için...Ah kalbim her zaman dediği gibi; ben aşka aşığım müsaitim gördüğümü abartmaya’’ ama lütfen bu kez doğru kalbin tomurcuklarını büyüt içinde korkusuz,sevecen,cesaretli,tutuklu,özgür bir kalbi sahiplen...Sevgili kalbim yolun açık olsun...
15 notes · View notes
1hakan · 2 years ago
Text
Siyah kadar karanlık mavi kadar özgür kırmızı kadar deli dolu böyle bı yaşam ✨🖤
4 notes · View notes
wooing-istanbl-siks · 13 days ago
Text
İstanbul kızları, şehrin dinamik, şık ve çeşitli yapısına uygun olarak, renk seçimlerinde de geniş bir yelpazeye sahiptir. Moda ve trendler konusunda oldukça takipçi olan İstanbul kızları, her tarzı benimseyebilecek kadar özgür ve yenilikçi olabilirler. Ancak, genel olarak siyah, beyaz, gri ve lacivert gibi nötr ve şık tonlar, İstanbul’daki kızların gardıroplarında sıkça yer bulur. Bu renkler, şehre uygun şekilde hem modern hem de zarif bir görünüm sağlar.
Bunun yanı sıra, istanbul kızları genellikle canlı ve dikkat çekici renkleri de severler. Özellikle kırmızı, bordo, zümrüt yeşili veya mavi gibi güçlü ve cesur renkler, onları sosyal etkinliklerde ya da gece hayatında daha fazla öne çıkarır. Şehirdeki hızlı tempoya ve gece hayatının ışıltısına uygun olarak, bu tür renkler onlara enerjik ve göz alıcı bir hava katar.
İstanbul kızları aynı zamanda pastel tonlarına da ilgi gösterirler. Şeftali, pembe, mint yeşili gibi yumuşak renkler, özellikle günlük yaşamda ve yaz aylarında tercih edilir. Şehirdeki bohem ruhu ve özgür tarzı yansıtan bu renkler, onların tarzına zarif ve rahat bir dokunuş ekler. Özetle, İstanbul kızlarının renk tercihleri oldukça çeşitli, dinamik ve her zaman şık bir tarzı yansıtır.
0 notes
volkanotenblog · 3 months ago
Text
Eski Bir Fotoğrafa Doğru
 I görüyorum pencereden içeri giren yağmuru kalkıp bir kitap seçiyorum raftan kahve kokuyor eflâtun odam
II yalnızlık zamanlarıma sakladığım gramofonda eski bir taş plak dönüyor Yunan müziği yükseltiyor yükseltiyor yükseltiyorum yankısını adalara senin olmadığın gündüzlere
III rakıya gömülüyorum hafiften buz kırıyorum dişlerimle beyaza dönüyor su mavi düşlerde, bir kadeh, efendice! IV hâtıra defteri oluyor akşam yaz, yaz diyor serin akşamüstlerini, ıslak taş duvarları, bahar sabahlarını V eski bir anı oluyor Zaman: içinde yaşarken ne çok unuttuğumuz unutup unutup hatırladığımız VI annem portakallı kereviz yapıyor kokusu tüm evi kaplıyor rayihasını çekiyorum içime ev: sıcak aile ikindileri
VII aynalı dolapta suretimi seçiyorum kim bilir kaç yüzümü her uyandığımda biliyordur diye söyleniyorum bulutlara VIII sanki dünyada bulunmuyormuş gibi işçi elleriyle yakıyor sigarasını babam bir nefes çekiyor içine dalıp gidiyor uzaklara
IX korkuyla bakıyorum gökyüzüne: kara ve kasvet içinde dip derinlerde deprem bekliyor İstanbul’u X özgür atlar düşlüyorum kayışlarından kurtulmuş gözleri parlıyor, yaz akşamlarına koşuyorum mutluluk bir an’da kaybolmaktır XI yasaklı yazılar yazıyorum geceleri duvarlara günün erken saatlerinde yevmiyeliler kaba elleriyle boyuyorlar
XII bir şiirin bitiminden başlıyor dağların koyuluğunu, ovaların yeşilliğini çiziyorum kâğıda XIII
hiçbir dilin kavrayamayacağı öyküler yazıyor bir şâir usulca ağlıyorum XIV Boğaziçi’nde geçen çocukluğum çıkageliyor tarihin içinden püfür püfür esiyor şiirler: Yaprak dökümü başlıyor XV eski bir fotoğrafa doğru bakıp şiir yazıyorum: ne kadar da güzel duruyor eskimişliğin 04 Mayıs 2020
Not:Eski Bir Fotoğrafa Doğru adlı şiir dosyasından.
0 notes
mazlumdogan08 · 4 months ago
Text
Tumblr media
Gökyüzü, sonsuzluğun bir aynasıdır. Her sabah ufukta yeniden doğan güneş, sanki dünyanın bütün ağırlığını, sıkıntısını geride bırakıp yepyeni bir umuda açar kapılarını. Mavi örtüsüyle sarar dünyayı, içimizdeki karanlıkları bile aydınlatır. Bulutlar, nazikçe geçip giderler; her biri birer masal anlatıcısı, huzurun sessiz kelimeleri. Geceleri ise yıldızların dansı başlar; her biri evrenin uzak köşelerinden bize göz kırpar.
Gökyüzü, insanın kalbinde saklı umutların, yarınlara dair düşlerin yansımasıdır. Fırtınalar, yağmurlar, yıldırımlar bile geçici birer konuktur; çünkü gökyüzünün asıl varlığı, sükûnetin ve dinginliğin derinliğinde gizlidir.
Dünyada savaşlar, hüzünler ve kayıplar yaşanırken, o her zaman yukarıda durur, bu kaosun ötesinde. Tek gayesi, insanın ruhuna dokunmak, ona bir nefes huzur sunmaktır. Belki de bu yüzden insanlar en çok gökyüzüne bakarken kendilerini hür hisseder; çünkü onun sonsuzluğu, içimizdeki en karanlık düşünceleri bile özgür bırakır.
Gökyüzü, bize hiçliğin içinde varoluşun ne kadar değerli olduğunu fısıldar; sessiz ama anlamlı…
Kendi kalemimden -Mazlum Doğan
Tumblr media
1 note · View note