#kor olmak
Explore tagged Tumblr posts
Text
Menzil
View On WordPress
#Aşk#ölmeden önce ölmek#özveri#Bir#Bıkmak#bıktırmak#Can#Dostluk#Emek#Gönül#Hayat#Hoşgörü#Human#incitme#incitmeden#kor olmak#Love#Menzil#Muhabbet#Mustafa Murat Güngör#Poem#Poerty#Poet#Sevgi#TASAVVUF#Tütmek#Vuslat#yakılmak#Yanmak#Yürümek
0 notes
Text
sana da aşk olsun, vazgeçmişsin benden
emir can iğrek / kor
#couple#lovers#aestethic#love#poems on tumblr#siirsayfasi#siirselutopya#aşk#aşk ile#aşık olmak#pinterest#lose#emir can iğrek#kor#türkçe pop
44 notes
·
View notes
Text
"Bu gün var, yarın yok." Diye bağırıyordu satıcı "Bu gün var, yarın yok"... Tıpkı yaşadığımız an, hissettiğimiz duygu, aldığımız nefes gibi...
Seyyah olmak istedim nedense, uveysin yaşadığı asırda yaşayan, dünü, bu günü, yarını ve dahi bütün bir ömrü ...
senden bir izi, rayihanin rengini aramakla geçirecek umarsız
bir seyyah...
Öyle ya bu asra ait değildik biz.
O yüzden eğreti duruyordu tebessümlerimiz, hava da asılı kalıyordu cümlelerimiz, sağır pazarlarında satılmaya çalışıyordu...
Hüzün kokuyorduk, hüzün alıp huzur satıyorduk çıplak sokakların âmâ kalplerine...
Bu asra yakışmıyorduk sevgili!
Eğreti duruyordu bunca sahtekarlığın içinde samimiyetimiz.
Ne olabiliyor, ne de ölebiliyorduk, kavuşamıyorduk. Asrın çıkmaz sokaklarında yol bilmez, iz bilmez çocuklar gibi kayboluyorduk ve konamıyorduk birbirimizin üveysin asrından kalma kor avuçlarına..
♡♡
˙❥˙❥
82 notes
·
View notes
Text
Bilmelisin..değer, sevmekle olur..sevmek se inanmakla..inanmaksa beklemekle..beklemek SAF' lıktır..hadi..şimdilik kazanmışı oyna..Gerçek gelene kadar...
--Anlamıyorum seni..ve sendeki beni..vardıysa yüreğinde bir yangın..hani ateşi nerde...nerde
--Anlamıyorum seni..ve sendeki beni..vardıysa yüreğinde bir yangın..hani ateşi nerde...nerde
---Ellerime kıyamadığın ellerin..gelme be yâr..çay koydum odun ateşine...tarhanamda pişti hazır..birde yâren türküsü doladım dilime..gelme..gelme artık neye yanar...
---Biliyorum,bensizlik çökünce gözlerine..gece yalın ayak yürüyünce ülkesine..sen sadece,sessiz bir limanda yol alıyorsun..kendin denen bahçene....gül/ele....sen ...Bire....yol alıyorsun öylece..
---Sen ahirim dedin de ey can!
Sen sessiz sedasız çığlıklarını duydunmu?? o,kokunun...gittin be can..canını bende bırakıp gittinnnn.. yüreğin beklese ne yazar ..
---Sevmiyorum hırsızlığı...sesizce,apansız çalıp götürüyorlar kalbimizi..sonra..Sen bensin diyorlar..Sonra... yok ki sonrası... aheste bir acının ninisinde uyuyor bedenim..Nerdesin...
--Bin hazan geçsede ömrümden,yâremin adı sensin ey Yar!!! Kapında kalsada hayellerim.
Ruhumun direğisin SEN...
---Susar mı?sanırsın bu yürek.. sanmaki geçtin, gönül diyarımdan...anlaman zordur bilirim elbet.dil s u s sada gönül bilir yürekten....
---Bitmezki sevgin... Hak'tan gelen sefasıyla cefasıyla degilmi? S u s maz ki yürek...bıraktım...bilki ahirime....
---Bir yokluk çilesindeyim..ne noktalarım var nede virgüle ihtiyacım...artık koyverdim hayatı...umudumu yuvarladım dünyaya...Sen mi sevdin beni?sen mi sonsuzda bekliycen?gülmedim bile.. ben beklerken avuçlarımda dua dilimde nerdesin....cevabında kendin gibi yok tu..Şimdi bilki ben susma hakkımın esiriyim teslim ettim nasip çilehanesine kendimi..var git be yolcu git yoluna...artık yakamıycaksınız canımın ateşini..yakamıycaksınız... artık
---Durdun mu? deli gönlüm.sustun mu? rúzgârlara,kapın mı? kapandı,ben mi yok oldum... sen havanında adın mı zikrim? Yada secdem mi? Vuslatım dı..ben olmak yolunda sırların s u s larına dalmışken..kayboldum.Nakkaşın nakışında....
---Gök, yere keşifçimi göndermişti yağmurlarını bilemedim..Sonra senden bir koku mu? Yayıldı yer yüzüne..ben zerrenden bir parçaya can yangını gezerken..SEN!!!aşkın taa KENDİSİ anlarmıydım acep şuursuzluğumun farkındalığı ile SEN'ı....bilemedim...
---Yalanmış koca ömür..bir varmış bir yokmuş..nefesler yok olur..canlar tende soğurmuş..ölüm gelir kapıya,paralar pul,çırpınışlar hiç olurmuş..selâlara selam duran tabutlar..toprakla hasbihalde bulunurmuş...velhasıl a doslar.. ölüm varmış..bildiğımizin sonu inandığımızın inkarı....ölüm varmış....
---Bir puslu gece gibisin ey sevda...görünmeyenim misin??? göstermediğin mi??susturduğum musun???suskunluğun mu??? Yok be sadece seçtiğimizi oynuyoruz hepsi bu..bizden başka herkes mutlu olsun diye...
---Hayattı!!! en ince naģmeleri ile beni söyleyen...olmazdı yokluğun olmasaydı.... bu can ahh!! bu karalara inat sevda anlasaydın olmazdı....kimbilir hangi sevdanın kolları sardı boģazını ve hangi yürekte soğuttun kahreden gülüşlerini..ve sen bütün bunlarla.raksederken ben bu kadar kor olup geçemezdim senden...olmazdı be yar!!!sen olmadan bu CAN bu NEFES'te bunca dik durmazdı....AHİRETİME...
--Keşke birde gözlerimdeki seni görebilseydin...rakseden akşamların kadınsı şımarıklığında tam ben tadındayken...
---Kıskandım yağan yamuru,hatta sokağı yattığın yeri...ben ıçimde sana ipek çarşaflarla sevda kokuları sürünmüşken...
Kor ateşlerde eritmişken nefesini nefesimde...nefesini kıskandım NEFES'imden bile..hiç bilmediğime....
---sustum perdegâhına gidişinin...meğer ne uzunmuş gece..sen kimbilir..... kimbilir...ben burda beklerken sende....
---Nasıl anlardın ki beni...yüreğinin çırpındığını sen ben diye bende bir şey kalmadığını.... yangınların ateşlikten utandığını..., sevmelerin yas giyip lâl olduğunu....fîgânlarımın adını,, sımsıkı sardığını...nasıl anlatırdım ki... SENI SEVİYORUM demekten hicap duyduğumu....utandığımı .....hıçkırık hıçkırık.....
---İster aç kapıları ve gir ıçeri sesizce...ben uyanmam ki seninle gördüğüm o masum düşte.... istersen fırlat sonsuzluk kalesine ben hep orasıyım..AHIRETE...
----Mor bir sabaha uyansak..sen bana kahvaltı hazırlasan...çıtır çıtır yanan sobanın sesinde... Tüm s u s ları çekip içimize sesizce ağlasak, çaresizliğin bin şükür kederine..
--Keşke yanımda olsaydın...uyutsaydım seni dizlerimde... sen uyurken kaybolsaydı gece ve onca acı...sabaha leylak kokuları ile sinseydi ve ellerimin içinde silini verseydi çaresizliklerin... ahh!!keşke... bir umut olabilseydim gözlerinden akıp seni boğan sevdana ahh!! Keşke...
--feda candan edilir. Feda sevgili bilmesede ardan edilir..feda... fedayı bilmediğini diyene, bilsin diye edilir.. anladım anlamazsın..belkide haklısın Anlayamazsın yazmakla!! bakmakla !! dokunmakla bizde olmaz feda..anladım,ben YABANCIYIM buralara..lakin üç beş rakamla bizde olmaz feda...
---Söylemiyceksin ya!!!bir daha ozledim.....
Her zerrende ben yutkunurken sen söyleme...
Uykunun sıcağı... umudunun soğu olmuşken sen söyleme..
Bir türkünün yanık nağmeleri dudaklarım sen öpme.
Zikrinle parçaladığım tesbih tanelerimi..sen tarumar etme..
Gel!!gel öldür ikimizi bir can otağında...beni senden seni benden etme....Ah be yâârr sen bu kadar ben diye... toprak toprak göz yaşı dökerken .biz ağacını ķökünden kesme....ETME
---Sahi, ağlarmıydı? insan..kaç gözyaşına ortak olumuştuki bu eller....hangi kan pazarı hangi ahın pençesinde yırtılmışta susmuştu acıya inat..gözleri gizemi idi arkasında sakladığının....saçlarına perçem perçem sur'dan üflenmişti kimsesizlik....olsun du ki.... hayat mı? koymuştular adını yeni doğanın.... yoksa,bir penceerenin kırık camlarından yansıyan yok olmuş ahın sancıları mı? Ahhh!! Be kader kim bilirdiki sesizlik su olmuş can pınarlarıma...Bir duman hâlesi gökkubem..altında sırlardan dahi sakladığım BEN....ne yokluktu ki onca varlıga inat...hiçbir kahreden çizgide SİLİNMEYEN.....umuduma!!!
---Atlas yorganlara sarmasınlar beni.. kimsesizliğimin koynunda yatarken....hani gece başlarken dedinya!!! Uyu bak bir rüyanın en körpe yeri örter bizi....hani dedin ya ben varım...ellerin avuçlarımda ısınsın, izin ver....yok olan nasıl verilirdi ki??..kimsesizime..
--Şimdi hesap zamanıydı çırılçıplak....bir hazanın kahreden kollarında...yokluğun bu kadar âyân ken mevsimlere...sesizliğime selam ile.....
----Kim demişki başka bahar yok ...bütün hazanlar çatlasın....kim demişki kalbim deli kalbim boş...bütün kalpler yansın...kim demişki aşk yanmaktır ...bütün ateşler utansın.
----Kızıl---Deniz Bozan
9 notes
·
View notes
Text
“Ama evden çıktığımda gidecek bir yerim yok. Düşünüyorum da zaten hiç olmamış, ömrüm boyunca evimde yaşamışım ben…” diyordu Ayfer Tunç…
Hep bir başkasının evinde yaşamış, kendi bedeni bile bir başkasına aitmiş gibi yaşamış bir yalnızdım galiba bu hayatta…
Nefes nefes çektiğim sigaranın dumanının, bedendeki hapsolmuş “ben”e ulaşması dileğiyle daha sert çekiyordum belki de içime, içeriye…
O karanlık boşluğun içine bir kıvılcım düşer diye daha sık çırpıyordum sigarayı küllüğe…
O soğuğu ısıtır diye bir nebze umut düşlüyordum ucundaki kor alevlenirken…
Sonbahar akşamları, dışarıdaki soğuk da eşlik eder gibi, güneş de daha erken batıp karanlık çöküyordu içime içime…
Şimdilerde yakın gözlüğümü, uzağa bakmak için de kullanıyordum… Nedenini ilk başlarda anlamasamda, aslında kimseye ve hiçbirşeye bakmadığımın farkına varmıştım. Çok garipti… gözlüksüz çok net bir şekilde gördüğüm halde, gözlük takmaya başlamamla herşey puslu bir camdan ibaret, silüet halinde görünüyordu. Ve en garibi, bunu isteyerek ve büyük bir zevkle yapıyordum.
İçimde oluşturduğum o hayal odasından başka birşey yok gibiydi. Herşeyi o küçük odaya sıkıştırmış olmak, tüm renkleri bir bilyenin ortasına şıkıştırmış gibi güzel görünüyordu. Sanki o odayı iki parmağımın ucuna alıp, gözüme yakınlaştırarak yeni yeni hayal alemlerine uçuyor gibi hissediyordum.
Ancak her seferinde, hissiz ve bilmediğim yara izleriyle gözlerimi yeniden açıyordum karanlığa… Bir ışık görsem, peşinden koşacakmış gibi nefesimi toplamış bir vaziyetteyken, dizlerimin üstüne yeniden çöküyordum…
Unutmuş gibi yapmak, ilk gün gibi acıtıyordu acılarımı yeniden yeniden…
Unutmuş gibi yapmak, her bir anıyı yeniden çağırıyor, her bir kahkaha, her bir tebessüm, her bir harf bir bıçak gibi kesiyordu ruhumu…
Sessizce bedenin içinde gizleniyordum bir köşeye çekilerek…
Gün geceye dönüyor, lambanın ışığı da sönmeye yüz tutuyordu…
7 notes
·
View notes
Text
Sarılmak istiyorum sana
Doyasıya sarılmak
Saçlarını okşamak
Tenini hissetmek istiyorum
Öpmek istiyorum kor dudaklarını
Doyasıya öpmek
Seni deli gibi sevmek
Uğrunda ölmek istiyorum
Seninle olmak istiyorum
Ömür boyunca yanında
Seninle kırlarda dolaşmak
Hiç ayrılmaksızın gezmek istiyorum
Geceler boyu yanyana oturmak istiyorum
Elele tutuşmak, gözgöze bakışmak
Kalbimin taa......
Derinliklerinden, seni istiyorum
4 notes
·
View notes
Text
Kördüğüm / (2022 Eylül)
zorunda olmadığım şeylere kendimi ittim
sorumluluklarım hep beni bekledi
haddim olmayan hayallere daldım
şaşırmadığım gibi hep hayal kaldı
sayfalarım silgi tozuyla kaplandı
yazılandan çok silinen vardı
dibe battım ben soran olmadı
saçmalamak benim ayrıcalığımdı
yazılanlar gittikçe azaldı
uyaklarım bana sormadan seyreldi
anlatılanlar laçkalaştı
ilham kovalayacak gücüm ise kalmadı
epeydir içimden bir şey gelmiyor
istesemde artık içten gülemiyorum
özlem duyduklarım eski tadı vermiyor
ben en çok duygularımı özlüyorum
sessizliği bile dinler oldum
konuşulanlar bir şey ifade etmiyor
yaşama bağlantım gitar teli gibi
çabaladıkça tüm teller kopuyor
anlatım bozukluğu nedir bide bana sor
hiçlikten bahsetmek kadar zor
içim üşüyor bu kor artık harlanmıyor
ucu kayıp bu kördüğüm çözülmüyor
geçmişten bu yana boş kalan bir satır
dolduramam yerini çünkü bir hayli ağır
bulunduğum yer kalabalık bir panayır
ne anlatsam da herkes bi o kadar sağır
kör olmak isterdin gerçekleri görsen
sağır olmayı dilerdin yalanları dinlesen
dilsiz olmak isterdim konuşmadan yaşamak
hissizleşmiş tüm evren anlamsız anlatmak
Yazar: @relonn
2 notes
·
View notes
Text
vicdan sahibi olmak her haksızlığa uğrayanın, her canı yananın, her mazlumun yanında durmak ve ses çıkarmakla olur. bugün ülkemde altı evin çatısına ateş düştü, yüreklere kor düştü bugün de bunun için yansın canımız, acısın kalbimiz.
10 notes
·
View notes
Text
Gönül gözümle baktım sana gözlerinden Kalbine yüreğinde ateş olmak kor olmak Teninde değil ruhunda olmak Günahın değil sevabın olmak uyukusuz geceler yanlız ısız odalar da göğnümü kavuran ateşler bir su serpeniniz yok mu çiçeklerim soldu sesiniz yokmu kalk deyecek yaşa deyecek bir umudunuz yokmu göğnüme tohum olacak çiceklerim kurudu gönül verdiğim deniz kirlenmiş çeşmemde çamur akıyor yokmu çağresi ben ben bilmem buraları bir bileniniz yokmu bir yalan da olsa yokmu sahipsiz bedenlerde çağre bulanınız yokmu tımarhanede bir deliniz yokmu yaşarken öleniniz yokmu açtım yaralarımı bakın görün halimi bir anlamı yokmu ölmüşüm ağlayanım yokmu valizimde taşırım öfkemi aldanışlarımı sevgimi yüreğimi kırılan ne varsa söyleyin ona valizimin içinde biryerlerde söylemeye diliniz yokmu
4 notes
·
View notes
Text
Yazmaya başlamak ya da tekrardan başlayabilmek. İçimde tuhaf bir heyecan biraz da hüzün barındırdı. Kendime dönmek, dönmekten en çok korktuğum yer aslında.. Tekrardan yazmak da bu işte benim için, Kendine dönmek.Mutluluk duygusunu hiç tatmadığımı düşünürdüm. Ta ki sen benden gidene kadar… Sen gittin, beni tonlarca anıyla yalnız bıraktın. Çok canımı acıttı ama mutluymuşum dedim. Şimdi acının dibini görüp acıya büründüm. Başka hiçbir duygu kalmamış gibi. Tek hissettiğim acı ve sanırım biraz da özlem.. Bu durumun nereye kadar gideceğini merak ediyorum. Unutmak istiyorum, her istediğimde daha net hatırlıyorum her şeyi.. Hala ve hala kabullenemiyorum beni bırakıp gidişini. Herkes gidebilirdi ailem bile ama sen asla gitmezdin ya gidemezdin. Bensiz geçirdiğin her günün geri dönüşü olabilecek mi sanıyorsun. Bu yaşlarımıza tekrar gelebilecek miyiz? Niye soldurdun gülünü, tam da en güzel yerinde. Boğazım düğümleniyor, kalbim sıkışıyor seni düşündükçe. Öfkelenemiyorum bile. Öyle çıkmaza soktun ki beni. Ne senden nefret edebiliyorum ne de sevgimi yaşayabiliyorum. Senden öteye gidemiyorum ama sana da gelemiyorum artık. Beklemek dersen de birazcık umudum olsa ‘doğru zaman denilen kavram’ sonsuza kadar beklerim seni. Ama biz hep uzak olacağız senelerce, bunun bir sonu yok. Sevgimiz elbette düşer. Kor içinde yakarız kalbimizi, yola devam edebilmek için. Yollar için bırakmadın mı zaten beni. Ölümün bile ayıramayacağını düşündüğüm bizi mesafe denilen basit konuyla sen ayırmadın mı? Neyse her şey gibi buna da alışılır. Hani diyor ya şair ‘sensiz de yaşarım elbet ama seninle bir başka’ öyle.. Sensizlik düşüncesine bile alışamamışken sensiz bir hayat sürdürmeye çalışıyorum. Bana son bir umut ver, bana bir şey söyle etkisi seni beklememe yetsin. Ama sen bile daha ne istediğini bilmiyorken bana ne diyebilirsin ki ‘şuan olmaz, doğru zaman değil’ haricinde. Seninle olmak benim cennetimmiş meğer olmamakta cehennemim. Beni bu denli mutlu etmeseydin şuan canım bu derece yanmazdı. Bu da gerekli ama belki daha sağlam zemin için belki de külleri atıp öylece yola devam edebilmek için.. İyi ki vardın, keşke hep var olabilseydin….
#aşk#hayat#hüzün#postlarım#acı#geçmiş#sen#özlemek#gelecek#hayaller#aldatmak#sevmek#uzakdiyarlar#02.03
10 notes
·
View notes
Text
gsdeki en buyuk sorun = utanmamak…
sizce surekli hakli olmanizda bir sorun yok mu ?bu adamlarda ozelestiri farkindalik sifir… kibirden kor olmus gozleri…. arsizlar bi de keyifleri yerindedir onlarin .mutsuz olmak bile bir bilinc seviyesi, farkindalik ister…
5 notes
·
View notes
Text
Bence 'annelik' akıl işi değil. Aklı olan insanın yapacağı şeyler değil bu fedakarlıklar. Tamamen size bağlı bir canlıya, son hücrenize kadar bağlanmanız, her şeyi yapabilecek kapasiteye bir anda ulaşmanız, tüm dünyayı karşınıza korkmadan alabilecek ve saniyelik bile titremeyecek olmak, akıl işi değil.
Bu sevginin sonu yok. Hayatınızın bir yerinde dahil olan bir canlıyı, sanki dünyanın başından beri tanıyormuşsunuz gibi olan o his...
Kalpten akan merhamet...
İçinizin dalgalandığını an be an hissetmeniz...
Canı acıdığında, teninize değen kor ateş ...
...
Biz evlatlarımıza bu kadar merhametliyken, Rabbimin merhameti ne yücedir, Elhamdülillah...
7 notes
·
View notes
Text
Eskiden daha atılgan ve cesaretliydim, eskiden dediğime bakmayın sakın. Şunun surası 1 yıl kadar öncesinden bahsetmekteyim. O zamanlar sanırsam daha genç hissediyordum. Ya da daha cahildim. Ya da daha sabırsızdım. Bunu arada bir sorarım kendime, neden şuan eskisi gibi değilim diye. Sanırım bir şeylerden bıkkınlık uğradı kapıma. Keşke davet etmeseydim evime. Ruhumu yakarak kor aleve çevirmi��, haberim yok. Bir zamanlar dünyayı ya da en azından etrafımdaki insanların hayatını değiştireceğime dair inancım vardı. İnsan benim için sadece bir etten ibaret değildi de ondan! Ama şimdi anlıyorum ki, insan zamanla değersiz bir yığın haline gelebilmekte. Adetâ yürüyen bir ölü gibi, ruhsuzca dolaşabilir etrafta. Gözleri kan çanağı, karanlıklar içinde dolaşan bir varlık. En üzücüsüde bu ya zaten. Etrafımdaki çoğu kişinin bu hâle gelmesini ellerim kollarım bağlı seyretmek zorunda olmak. Yenilmeyeceğim dedikçe daha da dibe batarak, çekeceğim teslim bayrağını bu gidişle. Umarım en kısa zamanda daha iyi günler görebiliriz insanlık olarak, keza ihtiyacımız var.
7 notes
·
View notes
Text
"Ufacık bir sevinçle nasıl havalara uçup minicik bir düşünceyle kendimi nasıl yerden yere vurduğumu anlatamıyorum. Herkesten nasıl kaçmaya çalıştığımı, zaman ve mekandan nasıl koptuğumu, koskoca evrende kendime nasıl yer bulamadığımı anlatacak söz bulamıyorum. İyi bir insan olmak için nasıl tüm ruhumla uğraştığımı ama tüm dünyanın yükünü, suçlarını ve yanlışlarını sırtlanmışcasına her sabah kendimi yataktan çekip çıkardığımı da anlatamıyorum. Kendimi neden hiçbir güzelliğe değer görmediğimi de. Bu buz gibi yalnızlık ve kor gibi korkuyu tarif edemiyorum."
3 notes
·
View notes
Text
gundemi takip etmek istemiyorum artik. kusma seviyesine geldim ve tek bir siyasi sey duymak istemiyorum. 'bu senin elinde istemezsen gormezsin' diyen de var ve haklilar ama iki gundur instaya bile giremiyorum. o kadar cok cahil insan var ki. suan adi gecen her partinin belli bir kesimi kor cahil ve fanatik gibi hatta tapar gibi o insanlari destekliyor. bunu cok sacma ve katlanilmaz buluyorum. Ayrica su sacma geliyor, kimse durup bu bunu neden yapti ya da bu bunu neden dedi neye dayanarak dedi? ya bu adam bize bunu vaat ediyor ama bunun arkasinda duruyor mu vs diye sorgulamiyor. cok cahilce cok yanlica ve cok saldirganlar. insani insandan soguttular artik. herkes seferber olmaya calisiyor ama kimse tam olarak neyi savundugunun ya da neyin arkasinda durdugunun farkinda degil. genellemis gibi oldum ama sosyal medyada bize yansitilan kesime baktigimizda maalesef benim her dakika gordugum seyler bunlar. turkiye sartlari gercekten cok zor, cok stresli ve vatanini milletini seven bir insan evladi olmak bu sartlarda gitgide daha da zorlasiyor.
6 notes
·
View notes
Text
DÖNÜŞÜMDEN SONRA MİLENA’YA MEKTUPLAR
Kafka’nın bir çok kitabını burada incelemiş ve yazmış biri olarak bu aşk hikayesine yer vermemek olmazdı diye düşündüm... yazdığım mektupların birinde ‘’bana da uzaktaki Milena mı düşünmek kalıyor’’ ifadesini kullanmış biri olarak yazmalıydım... Bir busenin hüznünü yaşarken... ‘’nedir ki öpücük: daha bir yan yana yapılan vaattir, yemindir aşka inanmayana, kulağa değil dudaklara fısıldanan bir sırıdır ve ruhun tadına bakmaktır dudaklardan’’ birazdan Kafka’ya geçeceğim.... önce bu hikayenin özetini anlatmak isterim: Franz Kafka, Prag'da bir dost meclisinde tanıştığı gazeteci Milena Jesenska'dan öykülerini Çekçe'ye çevirmesini ister. Kafka ile Milena'nın yollarını kesişmesine neden olan bu dilek, bir ilişkinin başlangıcı, Milena'ya Mektuplar başlığı altında toplanan bu yazışmalarsa kısıtlı bir iletişimin tek aracı olur.... Milena'ya Mektuplar eşi benzeri olmayan bir kitap, mektuplarla örülmüş bir aşk romanıdır. Kafka'nın Milena'ya Nisan 1920 tarihli ilk mektubunda yağmurlu bir günden söz ederek, deyiş yerindeyse, bir roman tadında başlattığı bu yazışmalar, yazarın ölümünden kısa bir süre öncesine değin sürerken, ümitsizliğin, çaresizliğin ve tıkanışın anlatımına dönüşür. Çünkü Kafka'nın da dediği üzere, Mektup yazmak, hayaletlerin önünde soyunmak demektir, ki onlar da aç kurtlar gibi bunu bekler zaten. Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşmaz, hayaletler yolda içip bitirir onları.Bu yazıyı sonuna kadar okumayan bir sabah kendisini yatağında Gregor Samsa gibi kocaman bir böceğe dönüşmüş olarak bulsun...😁 Şimdi bu kitap öyle bir kitap ki, Kafka neredeyse her mektubun başında "Ah Milena, vah Milena" diye sayıkladığında aklıma sürekli Batman'in Robin'e attığı tokat geldi. 20.yy'daki Prag'da Tinder uygulaması henüz icat edilmediği için ve Kafka'nın da yalnızlık başına vurduğu için bu konuda birilerini darlama ihtiyacını Milena'ya yolladığı mektuplar üzerinden sağlamış gibi görünüyor. Kafka o kadar sıkıntılı ve saplantılı bir aşk biçiminin içinde bulunuyor ki, kendi halim aklıma gelip Kafka'nın mektuplarının Milena'ya ulaşmasını engellemek istediğim bile oldu.sayfalarca yazardım 20-30 onlar benden ona ulaşan güzellik olurdu bense onlara ruh olurdum.... neyse Kafka’ya dönelim: "Ben bütün zamanımı ve bütün zamanımdan bin kat fazlasını ve daha da iyisi, dünya üzerinde var olan bütün zamanları senin için kullanmak istiyorum; seni düşünmek, senin içinde nefes almak için." [s. 111] Aslında insan yalnızlığına bir tanık, hatalarına da bir suç ortağı arar hepsi bu. Yalnızlığından ayrılmak istemeyen ve hatalarını tekrar etmekten vazgeçmeyen benim gibi birisi de hayatını boş yere tüketir işte böyle . Tek tesellim düşünen,okuyan ve yazan biri olmuşluğum. Böylece gelecekte benimle gönül bağı kuran pek çok dostum olacak. Ölüler aleminde gördüğüm saygıyı ve değeri de buna bağlıyorum. Kafkanın Milenaya yazdığı mektupları hiç kıskanmadım;🤔 ama sevgisini hiç 'seni seviyorum' demeden nasıl bu kadar güzel anlattığına şaşırmıştım. ‘’ Yardım et bana! Söyleyebildiklerimden daha fazlasını anla. ‘’
Aklıma Oktay Rıfat geldi
Ben eski zaman âşığıyım Sevda çeker düşünürüm ağlarım Bazen tilki kadar kurnaz bazen akılsız Bazen çocuk gibiyim bazen bakakalırım. Herkes âşık olur sevdalanır Bir yolu var gönül çekmenin de Benimki sevda değil ateşten gömlek Bir kor düşmüş ışıl ışıl yanar içimde Ama ben eski zaman âşığıyım Sevmek kadar kanatlanmak da gelir elimden Gece hayalimde gündüz fikrimde Ela gözlü o yâr çıkmaz gönülden
aşk denen şey bence kendi içinde ikiye ayrılıyor diye başladığım tespit. bunlardan birincisi: "o" kişiyi sevmek "o" kişiye aşık olmak. bu tamamen o kişinin kendisine duyulan sevgiyle alakalı olabilir. ikincisi: insanın kafasında idealize bir ilişki ve kişinin bulunması. "o" kişinin bu yeri ne kadar doldurduğu ile alakalı olarak doğan aşk farklı bir hal alıyor.hani derler ya "aşk, bazıları için soğuk savaş; bazıları için sıcak temastır." işte o hesap... bir sürü şarkı var bu yaznın altına koyacağım ancak ben The Moody Blues ‘ u seçtim...
youtube
5 notes
·
View notes