#konu başlıkları
Explore tagged Tumblr posts
Text
ELEMENTLERİN SINIFLANDIRILMASI
View On WordPress
#10.sınıf#10.sınıf kimya#9.sınıf#9.sınıf kimya#Ayt2024#Özellik#Element#Elementtanım#Elementtt#kimya#kimya üniversite#kimya konuları#kimya lise#konu başlıkları#lise kimya#sınav#sınava hazırlık#tyt kimya#Tyt2024#tytkimya#yks#yks kimya#Yks2024
1 note
·
View note
Text
من كتاب بر الوالدين..
İmâm Buhârî bu eserinde 76 rivâyete yer vermiştir. Bunları konu ile ilişkilendirme açısından üç başlık altında zikredebiliriz: "Konu ile direkt irtibat kurulan rivâyetler, konu ile dolaylı irtibat kurulan rivâyetler ve derin bir tefekkür ile anlaşılan rivâyetler"
Konuların daha anlaşılır olması açısından bâb başlıkları ve haşiyelere bazı eklemeler yapma gereği hasıl olmuştur. Umarım okuyucuya fayda sağlayan alanında doyurucu bir çalışma olur..
8 notes
·
View notes
Text
Bir şekilde bir bütün kalmaya çalışıyorum. Cioran okumayı tamamladıktan sonra 2 yeni roman aldım.
Javier Marias geçen yıl kitabını okuyup düşüncelerini ve anlatım tarzını kendime çok yakın bulduğum bir yazardı. Gündelik hayatta yaşadığımız sıradan olaylardaki anlamları yakalamasını ve kadın erkek ilişkilerini irdeleyiş biçimini sevmiştim.
Milan Kundera'nın kitabını ise ikincisi yüzde elli indirim olduğu için aldım ^^ Liseden beri görür, almazdım. Bugüne kısmetmiş.
Leeming mitoloji derlemelerimde kısıtlı kitap kaynağım gereği en çok kullandığım isimlerden biri. Bu az sayfalı kitap da konu başlıkları kısa ve iyi derlenmiş. Çabalarımın ikinci fazında daha iyi yardımcı olacak.
Mitler ve Rüyalar ise okuduğum alanı derinleştirmek için aldığım bir kitap. Kısa ve efektif oluyor.
5 notes
·
View notes
Text
2024 yılı konserleri, biletleri ve genel durum hakkında bir yazı.
Hepimizin malumu 2024 senesinde ülkemizde daha önce de konser vermiş birçok önemli Rock/Metal müzik grubunun etkinliği gerçekleşecek. Yaz aylarına kadar olan süreçte duyurulan diğer gruplar hariç “Scorpions” (açıklandığı saat biletler tükendi, ikinci gün planlandı. Bu etkinliğin biletleri de dakikalar içerisinde tükendi), “Megadeth” (aynı gün tükendi), “Judas Priest” konserleri açıklandı. Bu kadar büyük gruplar söz konusu olunca her zaman bilet bulma, bütçe ayarlama konusunda sıkıntılar yaşardık ama saatler hatta dakikalar içerisinde biletlerin tükenmesine pek alışık değiliz. Duyuru yapılması muhtemel başka gruplar için de birçok söylenti mevcut. Organizatörler gelen yoğun ilgiden şaşkın, dinleyiciler anında tükenen biletlerden dolayı sinirli. Grupların bu konuda bir görüşü var mı, soru işareti? Muhtemelen süreçle alakalı bir rahatsızlıkları yoktur. Bunlar kendilerini artık neredeyse yarım asırdır birçok farklı şekilde kanıtlamış gruplar. Geniş kalabalıklara hitap etmeye, “sold out” konserlere alışıklar, haklı olarak da konforlarına düşkünler. Yaşlılar (!), dolayısıyla da seyircide “bir daha göremeyiz kaygısı” var.
Hal böyleyken ortalıkta birçok asılsız ve yanlış bilgi dolaşmaya başladı. “Karaborsa”, “konserler neden statlarda yapılmıyor?”, “yabancılar”, hatta “kara para aklama” vs. gibi konu başlıkları türedi. Bunlara iki taraftan da yeterince fazla cevap verildi diye düşünüyorum. Ben de ucundan organizasyon işlerine girme eğiliminde olduğum için organizasyon tarafının yaşadığı zorlukları artık daha iyi şekilde algılayabiliyorum. Yılların dinleyicisi olduğum için de bu taraftaki öfkeyi hissedebiliyorum. Bu sebeple konuyla alakalı kendi fikirlerimi ve bundan sonra yapılabilecekleri not almak istedim. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bir tık fabrika ayarlarına dönüp özet geçmem lazım diye düşünüyorum. Kalıpların dışına çıkan bir alt kültürü anlatırken onu bir kalıbın içerisine almak, tanımlamaya çalışmak, tam ortasında olduğun bir şeyi tepeden görmek sıkıntılı durumlar fakat “biz” neyiz ya da neydik kısaca hatırlayalım…
Metal müzik 70’lerden günümüze her zaman isyanın, özgürlüğün, farklı yaşam tarzlarının ve kültürlerin sesi oldu. İnsanlar günlük yaşamlarındaki öfkelerini, hayal kırıklıklarını, yorgunluklarını bu müzikle aşmaya çalıştı, içindeki ve dışındaki canavarlarla, kem gözlülerle, garip bakışlarla, şeytanlarla, ejderhalarla bu müzikle savaştı. Metal müziği konuşurken asla standart bir müzik türü konuşması yapamazsınız. Bu müzik, bunu yapan insanlar ve dinleyen insanlar asla hafife alınmamalıdır. “Metalci” sadıktır. Dinlediği müziği geçici bir hevesle değil mezara girene kadar dinler. Dinlediği grubun albümünü sadece dinlemez, onun içerisinde yaşar. Sevdiği grubun sadece konserine gidip eğlenmez, orayı yıkar! “Metalci”, hayatla, düzenle, sistemle kavgası olandır. Toplum dayatmalarını, inanç baskılarını, kalıpları, tabuları ezer geçer. Buraya kadar yazdığım son derece eksik bilgileri ve tanımlamayı da ezer geçer! Bu dahil bütün genellemeler onun için yanlıştır!
Dünya değişiyor (Galadriel girer…). Metal müzik çıkmış olduğu köklerin dışına taşarak fakir, zengin, genç, yaşlı ayırt etmeden toplumun her kesiminden insana hitap etmeye başladı. Sanayi işçisi öfkesini “Slayer” dinleyerek attı, özel sektör çalışanı “Anthrax”la. Umutsuz genç “Katatonia” dinledi, Yeditepeli “Limp Bizkit”, Ahmet ucuz bira satan bir barda “Megadeth”le sarhoş oldu, Mehmet kiraladığı chaletde “Judas Priest” açtı. Artık konserlerin dolmasındaki neden sadece eski neslin yetiştirdiği yeni jenerasyon, nüfus artışı, yabancılar vs. değil, metal müziğin toplum içerisindeki başka sınıflar arasında da yayılmasıdır. Bunu özellikle son on sene içerisinde gözlemlemek mümkün. Dünya geneli için de benzer şeyler konuşabiliriz. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkar. Metal müzik “gerçek müzik” icra edilen bir alandır ve insanların kulakları, beyinleri, kalpleri artık neyin ne olduğunu ayırt edebiliyor. Metal müzik popüler olduğu 80’lerden beri ilk defa bu kadar hızlı bir ivmeyle yükseliyor. Her şeyde olduğu gibi bunun da olumlu ve olumsuz sonuçları var…
2000’ler ortası yirmili yaşlardaki ben ve arkadaşlarım, yaz aylarında gerçekleşecek bir konser ya da festival açıklandığında heyecandan yerimizde duramazdık. (Tıpkı şimdiki gibi.) Ne zaman biletler çıkacak? Nerede satılacak? Para, hız, azim, irade… Okul dersler her şey unutulur, dertler bunlar olurdu. “Guns N' Roses”, “Judas Priest”, “Metallica”, “Rock’n Coke”, “Sonisphere” festivalleri, “Uni Rock”lar, “Rock the Nations”lar… Neler yaşadık neler… Bizim durum şükürler olsun iyiydi ama para öyle her yere (konsere, kasete, CD’ye, tişörte, oyuncağa vs.) harcanmaz kültüründen geldiğimiz için harçlıklarımız kısıtlı, ailelerimiz patron şirketlerinde çalışan insanlardı. Para biriktirilir, tabiki yetmez. Rica minnet aileden eşten dosttan borçlar alınır, sözler verilir, dertler anlatılır, dükkana ya da gişeye koşulur, o biletler bir şekilde alınırdı. Şimdi gerçekleşmesi mümkün olmayan festivaller vardı. Her zaman tek tek, her gruba ayrı para vermek yerine birçok grubun katıldığı festivallere belli bir ücret verip günler boyunca tıpkı ecnebiler gibi “Metal”e doyardık. Ülke çok iyi durumdaydı, her şey süperdi, aman şahane yaşardık diye bir iddiam yok ama hiçbir zaman bu kadar kötü durumda değildi derdim kesinlikle var… Şimdilerde yirmilerinde ki bir genç eğer ailesinin maddi imkanları çok iyi boyutlarda değilse, bu saydığımız bütün konserlere gidemez noktada. Konserler arasından seçim yapmak zorunda. Seçse de yetmeyecek, o konserin biletine yetişmesi lazım. Yetişse de yetmeyecek artık gerçek sıralar yok, sanal sıralarda internet hızları ve yazılımlar arasında bileti kaybolup gidecek. Standart alan dışında diğer kategorilerde bu konserlerde hızlı bir şekilde tükendi. Peace sells… But who’s buying? (Galadriel çıkar…)
Hayat zor. Artık ortalama bir genç metal müzik dinleyicisi daha fazla çalışmak zorunda, daha fazla kazanmak zorunda, daha fazla odaklanıp diğer dinleyici arkadaşlarının önüne geçmek zorunda. Sadece bunlar yetmez. Belki bu seneyi kurtardı. Seneye de işlerin yolunda gitmesi lazım. Krizlerden, salgınlardan, hayatın getirdiği değişkenlerden etkilenmeden parayı kazanmanın bir yolunu bulup önümüzdeki sene gerçekleşecek olan bilet yarışında yerini garantilemeli. Bu sayede eğer “Metallica” konserini kazanırsa dört sene sonunda yurtdışında “Wacken” festivaline kabul edilebilir ve geleceğin çok iyi bir metalcisi olarak ülkemizi en doğru şekilde temsil edebilir… Şakası bir yana biz bu “yarışa” aslında çok adapteyiz. İyi okullar, iyi meslekler, iyi paralar… Yarış, koş, donan, asla durma! Hayatımız boyunca bize bu empoze edilmeye çalışıldı, gerçekler acıydı. Biz bu müziği tam olarak bu tarz tatsızlıklardan kaçmak için dinlediğimizden, kendimizi “yarışın“ ortasında bulmak biraz can sıkıcı olmuyor değil.
Yurtdışı festivallerinde gözlemleme fırsatı bulduğum kadarıyla, oradaki yirmili yaş ve altındaki gençler metal müzik konserlerine katılmayı abileri, ablaları kadar tercih etmiyor. Genelde orta yaş ve üstü bir ekip görüyorsunuz festivallerde. Bunun çeşitli sebepleri olabilir. Çocuklar henüz daha ekonomik bağımsızlıklarını kazanmamış durumda, şehirden uzak festival alanlarında konaklama zorlukları çekiyorlar vs. Fakat onlar için önemli değil. Ne de olsa kaygısız bir şekilde birkaç sene sonra o festivallere katılabilecek, istediği grubu zorlanmayacağı fiyatlarla dinleyebilecek, isterse dünyanın başka yerlerindeki konser ve festivallere de katılabilecek, aramızdaki yerlerini alacaklardır. Bu onlar için sadece çok da zor olmayan bir tercih meselesi. Bugün olmazsa yarın. Yarın olmazsa seneye, aman canım… Zaten sürekli festival var, zaten gruplar sürekli buraları turluyor, zaten sürekli yeni ve iyi gruplar da çıkıyor. Vur asayı şenlendir…
Peki, neden, nasıl böyle oluyormuş? Müthiş ekonomik durumları, devasa kayıt stüdyoları, konser ve festival alanları, sektörleşmeleri, şirketleşmeleri, devletlerinin sanata olan destekleri, acayip iyi hayal güçleri ve coğrafi konumlarının müsaitliği sebebiyle icra edilen harika albümler ve çıkan gruplar sayesinde mi elin çocuğu bizimkilerden daha iyi şartlarda metal müziğe hakim olabiliyor? Kesinlikle evet, tabiki evet. Fakat bunların hepsi sonuçlar. Buraya gelinene kadar emin olun oralarda da yaşanan süreçler, ödenen bedeller var. Malesef huyumuzdur; gidişi yaşamadan sonuca ulaşmaya çalışmak. Bizim toplum olarak belki de iç özlemimizdir. Çok daha iyi yerlerde olmuştuk evet ama o noktalara tekrardan, hemen geri dönemeyiz. Yeni bedeller ödemek, belki baştan başlamak, bir şeyleri göze almak lazım. Ekonomiye ve sisteme lanet (evet lanet olsun bu ayrı bir konu…), organizatöre küfür, mekanlara şikayet, küslükler, yakarışlar… Bunlarla bir yere varacağımızı düşünmüyorum.
Metal müzik evrenseldir. “Müzik” evrenseldir ve fakat gözlemlediğim her ülke, her millet kendi grubuna, kendi insanına önem vermeyi asla ihmal etmiyor. Bu gelişimi birbirlerine sırt çevirerek, birisi diğerinin ayağına taş koyarak, “sen Abdülhamit’i savundunlar”la, sen Kadıköy, ben Taksim diyerek vs. yaşamamışlar. İstisnalar tabiki vardır fakat Avrupa, Asya, Güney Amerika, dünya… vatandaşları, ülkelerindeki metal müzik gruplarına sahip çıkıyor, yerli festivallerini el üstünde tutuyor, yeni çıkış yapan gruplarını destekliyor. Biz de bu konuda ne kadar başarılı olursak, ileride o kadar rahat ederiz diye düşünüyorum. Sürekli dışarıdan al, hiçbir şey üretme, sadece tüket felsefesi sayesinde zaten her konuda şu anki durumdayız. Şartlar ne olursa olsun üretmek, duyurmak lazım. Bu bizim elimizi kuvvetlendirir, başımızı yeniden dikleştirir. Dış basında ve buraya gelmeyi düşünen grupların ajanslarında dikkat çeker. Yerli grupları, festivallerimizi destekleyelim. Katılımı arttıralım. İnanın henüz benim bile bilmediğim gerçekten çok iyi metal müzik icra eden yerli gruplarımız var. Avrupa gruplarından yetenek, ruh ve istek anlamında hiçbir eksikleri yok, fazlaları var. Benim bu söylemim yeni bir şey değil. Yıllardır bunu bağıran büyüklerimiz oldu, devam da ediyorlar. Bunu bir noktada artık gerçekleştirmemiz gerektiği için “yine yeni yeniden” bahsediyorum.
Metal müziğe “hakim” olduk evet. “Bir daha gelmezler”, “ölürler”, “bak bu kaçmaz”, “ama ben hiç izlemedim ki” diyerek gidebildiğimiz ölçüde “oldschool” kafa metal müzik gruplarının konserlerine canımızı dişimize takıp gidiyoruz. Yine gidelim ama burayı da, kendi ülkemizi, gruplarını ve festivallerini de ihmal etmeyelim. İhmal ettiğimiz sürece çok sevdiğimiz, dinlemekten bıkmadığımız, gıpta ile baktığımız yabancı gruplar belki daha az belki daha sık üzerimize gelmeye devam edecek. Maliyetler artıyor, Alım gücü düşüyor, para el değiştiriyor. Gruplar gelecek, sadece şanslı bir azınlığın dinleme fırsatı bulabildiği etkinlikler yapacak. Gözden uzak gönülden ırak olur. Sevgili “metal” müziğimiz, isyanın sesi, başkaldırının son kalesi bize ihanet içerisindeymiş gibi hissetmeye başlanılacak. Onlara ulaşabildiğimiz tek yer olan albüm kapaklarına şüpheyle bakılacak, eski tatlar belki de alınamayacaktır. Kimse de bu konuda hiçbir şey yapamayacaktır. Senden başka hiç kimse, hiçbir şey yapamaz! Çok mu distopik geldi? Umarım öyledir. Bunlar hiç yaşanmasın, çok kötü, hiçbir zaman gerçekleşmeyecek senaryolar olarak kalsın, kimse konserleri Maçka parkından dinlemek zorunda kalmasın… Metal müzik, Metal müzik olarak kalsın.
Uzun lafın kısası son tahlilde bana sorarsanız eğer, iç piyasamızı yükseltelim. Dikkat çeken yerli festivallerimizi ve gruplarımızı tekrardan canlandıralım. Bunları yapmak, hemen seneye gerçekleşmesi muhtemel olan yabancı grupların konserlerinin biletlerini ucuzlatmaz ya da daha iyi şartlarda biletlerine, konserlerine ulaşmamızı sağlamaz ama en azından ilk etapta bize, “Türkiye çok güzel”, “seyirci harika”, “teşekkürler”, “lahmacun çok güzel”, “baybay” konuşmalarından başka bir şeyler katar. Değişimin başlangıcı olur. Türk metal müziğini, hepimiz için her anlamda ileriye taşır. Özlediğimiz stat konserlerinin gerçekleştirilmesi belki yeniden gündeme gelir. Havaalanlarını, geniş arazileri tekrardan “metal” ile buluşturur. Organizasyonların alternatifleri çoğalır. Önümüze bakalım. Biz, bize bakalım. Özümüze, kültürümüze sahip çıkalım, Teke’yi sevelim, metalle kalalım. Gözlerinizden öperim :)
#metalhead#heavy metal#black metal#death metal#metal#megadeth#concert#live music#judas priest#scorpions#tekebandofficial
3 notes
·
View notes
Text
12 EYLÜL DARBE ANAYASASINA %98 RED OYU VEREN O YER NERESİ?
Osmanlı Akıncı Bülent Ergincanlı
-(OAKINCI70TR)-
-(GÖNÜLDOSTLARI)-
2 notes
·
View notes
Text
Stilistlik Eğitimi Konuları
Stilistlik Kursumuzda verilen eğitimlerde verilen konu başlıkları - Stilistliğin tanımı - Çarpıcı, özgün ve seçkin çizimler yapabilme - Figür Çalışmaları Read the full article
3 notes
·
View notes
Text
Güya analizmiş. Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması ile dezenformasyon savaşının daha da önem kazandığı ve zaten kendi olduğu tarafı/ideolojiyi körü körüne savunmaya hevesli binlerce, milyonlarca insanın olduğu şu gerçeklikte, bunun gibi sözüm ona gazeteciler, bu savaşın en etkili savaşçılarındandır. Nitekim kalem, kılıçtan keskindir sözünün hakikati de günümüzde daha iyi anlaşılmaktadır. Bu kadının yazdığı bu yalan, iftira ve çarpıtmalarla dolu yazıya göre; Taliban, Afganistan'a ABD ve BM tarafından gönderilen insani yardım paralarına çöküyormuş. Aynı yazının ortalarında bu parayı kendi şahsi hesaplarına aktardıkları, birkaç satır sonra ise bunu Taliban grubu adına eylemler için "çaldıklarını" , birkaç paragraf daha sonra ise bu yardımları sadece kendilerine destekçi olan, sempatizan olan kimselere dağıttıklarını, en sonunda ise kendilerine yeni katılım olması için kullandıklarını söylüyor. Yani bölüm geçmek için bütün tuşlara basıyor desek daha doğru. Bu kendi içinde bile çelişen sözleri bir kenara bırakırsak, bu eli kitle imha silahından daha beter bir silah tutan kafir itin bilerek ve isteyerek atladığı bir şey var ki o da zaten ABD'nin , Taliban iktidara geldiğinde Afgan Merkez Bankasındaki milyarlarca dolar parayı "yaptırım " ve "teröre finansman olmaması" , "Taliban'ı ehlileştirme" çabası altında dondurmaları ve el koydukları gerçeği. Daha sonra ABD, bu paranın yarısının Taliban'ın eylemlerinden etkilenen Amerikalı ailelere kalan yarısını ise Afgan halkına insani yardım olarak dağıtacağını açıkladı. Yani şuan oraya giden para aslında "masum (!) Amerikalı vergi mükelleflerinin" parası değil, bilakis Afgan halkının parası. Bununla beraber başta da değindiğim gibi yazı kendi içinde bile çelişkiler yumağı halinde. Bu parayı şahsi zimmetlerine mi geçiriyorlar, yoksa Sünni Peştun halka verip, Şii Hazara topluluklarına vermeyerek baskı mı kuruyorlar, eleman kazanmaya mı çalışıyorlar, grubun (hala iktidar olduklarını kabul edemiyorlar) eylemleri için yeni finansman kaynağı olarak mı kuallanacaklar belirsiz. Bunların üzerine senelerdir var olan yalanı söylemeye devam ediyor rezil ahlaksız; "Taliban uyuşturucudan gelir elde ediyor " . Oysa Taliban uyuşturucu ekimini yasaklayalı aylar oldu ve geçtiğimiz aylar boyunca Avrupa'da bunun üzerine pek çok açıklama yapılıp, makele yazıldı. Bu sözüm ona analizi yazan Yeni Zellenda'lı dezenformasyoncu ile o makaleleri yazan, açıklamalar yapan Avrupa başkanlarını bir araya getirip hanginiz yalan söylüyor diye yüzleştirmek lazım. Hasılı kelam, Malcolm X'in dediği gibi;
"Eğer dikkat etmezseniz medya,mazlumlardan nefret etmenize,ve zalimleri sevmenize sebep olur."
Uyuşturucu ile alakalı hakikatler:
ABD'NİN AFGANİSTAN'IN PARASINI ÇALMASININ HAKİKATİ
HER NE KADAR ABD KARŞITLIĞINDAN DA OLSA RUSYA'DA BU KONU HAKKINDA AÇIKLAMA YAPMIŞTI;
TOPLU HALDE BAŞKA YERLERDE PAYLAŞMAK İÇİN LİNK;
2 notes
·
View notes
Text
Genç Parti Liderinden Kritik ‘Suriye’ Sorusu: Madem Türkiye bu kadar güçlü, neden harekete geçmiyor?
Genç Parti Genel Başkanı Burçin Şahindur, Suriye’de yaşanan son gelişmelerle ilgili yaptığı açıklamada hükümeti eleştirerek dikkat çeken sorular sordu. Şahindur, Türkiye'nin Suriye’deki rolüne dair dile getirilen güçlü konum söylemlerine rağmen, somut adımların eksikliğini eleştirdi. Genç Parti Genel Başkanı Burçin Şahindur'un üzerinde durduğu konu başlıkları; Türkiye’nin Gücü ve Sorumluluğu Şahindur, “Madem Türkiye Suriye’de belirleyici aktör olarak görülüyor, neden bu gücü somut bir şekilde kullanarak sınırımızda bir Suriye Cumhuriyeti kurmuyoruz?” sorusunu yöneltti. Türkiye’nin, bölgede istikrarı sağlama kapasitesine rağmen neden harekete geçmediğini sorguladı. İkinci Afganistan Uyarısı Suriye’nin içinde bulunduğu durumun Afganistan’daki kaos ortamını andırdığına işaret eden Şahindur, sınırda Taliban benzeri bir yapının ortaya çıkmasına izin verilmemesi gerektiğini vurguladı. Özellikle Heyet Tahrir Şam (HTŞ) gibi grupların güç kazanmasının bölge için büyük riskler taşıdığına dikkat çekti. Seçim Odaklı Politikalar Eleştirisi Şahindur, Türkiye’nin Suriye politikalarının iç siyasette seçim dönemlerine endekslenerek kahramanlık söylemleriyle şekillendiğini öne sürdü. “Seçimlere endekslenen kahramanlıklar yerine bölgesel istikrarı esas alan gerçekçi politikalar izlenmelidir” dedi. Sosyal Medya ve Gerçeklik Sosyal medyada dolaşan "kahramanlık destanlarının" gerçeklikle uyuşmadığını belirten Şahindur, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğiyle ilgili söylemlerin sahadaki durumla örtüşmediğini ifade etti. Bu durumun halk arasında yanlış bir algı yarattığını söyledi. Uluslararası Baskı ve Yeni Rejim Çağrısı Şahindur, Türkiye’nin sınırında bir cumhuriyet rejimi oluşturulmasının hem Suriye halkı hem de Türkiye’nin güvenliği için önemli olduğunu belirtti. Ancak bunun için uluslararası iş birliği ve baskının artırılması gerektiğini savundu. Burçin Şahindur, Türkiye’nin Suriye politikasını daha aktif ve uzun vadeli bir yaklaşıma dönüştürmesi gerektiğini dile getirdi. Ayrıca, bölgedeki istikrarsızlığın yalnızca Türkiye’yi değil, tüm bölgeyi etkilediğine dikkat çekerek, seçim odaklı kısa vadeli stratejiler yerine bölgeye barış ve istikrar getirecek somut adımlar atılmasının önemini vurguladı. Read the full article
0 notes
Text
Güney Kore ve BL Dizileri: Ekranların Sevilen Yapımları
Son yıllarda, dünya çapında popülerlik kazanan diziler arasında güney kore dizileri izle ve bl dizileri izle başlıkları öne çıkmaktadır. Farklı kültürlerin hikâyelerini sunarak izleyicilere yeni ufuklar açan bu yapımlar, sadece içerikleriyle değil, aynı zamanda prodüksiyon kaliteleri ve oyunculuklarıyla da dikkat çekiyor. Her iki kategori, kendine has tarzıyla geniş bir hayran kitlesine ulaşmış durumda.
Güney Kore Dizilerinin Büyüsü
Güney Kore dizileri izle denildiğinde akla gelen ilk şey, duygusal ve etkileyici hikâyelerdir. Bu diziler genellikle romantizm, aile ilişkileri, komedi ve tarihi dram gibi çeşitli türlerde üretilir. Özellikle Kore’nin kültürel mirasını yansıtan tarihi diziler, seyircilerin ilgisini çekerken, modern yapımlar da günlük yaşamdan kesitler sunar. Örneğin, dizilerin samimi atmosferi, incelikle işlenmiş karakterleri ve sürükleyici hikâye örgüsü, izleyiciyi ekran başına kilitler. Güney Kore dizilerinin başarısındaki bir diğer önemli unsur ise güçlü oyuncu kadrolarıdır. Bu yapımları izlemek için güney kore dizileri izle sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
BL Dizilerinin Dünya Çapında Yükselişi
BL dizileri izle, Asya drama severlerin son dönemde en çok tercih ettiği kategorilerden biridir. Boys’ Love anlamına gelen bu tür, genellikle iki erkek karakter arasındaki romantik ilişkileri konu alır. Özellikle Tayland, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelerin bu türdeki başarılı yapımları, uluslararası platformlarda büyük beğeni toplamıştır. BL dizileri, sadece romantik hikâyeler anlatmakla kalmaz; aynı zamanda toplumsal önyargıları kırarak sevgi, kabul ve eşitlik gibi evrensel temaları işler. Bu diziler, duygusal yoğunlukları ve doğal anlatımlarıyla izleyiciyi derinden etkiler. Türün popüler yapımlarını keşfetmek isteyenler, bl dizileri izle sayfasına göz atabilirler.
Ortak Noktalar ve Farklılıklar
Güney kore dizileri izle ve bl dizileri izle kategorilerinin ortak noktası, duyguları güçlü bir şekilde yansıtmalarıdır. Her iki tür de karakterlerin iç dünyalarını, hayal kırıklıklarını ve mutluluklarını ön planda tutar. Ancak farklılıklarına bakıldığında, Güney Kore dizilerinin daha geniş bir konu yelpazesine sahip olduğu görülür. BL dizileri ise daha spesifik bir temaya odaklanarak derinlemesine bir anlatım sunar. Bu farklılıklar, izleyicilere iki tür arasında seçim yapma fırsatı verir ve farklı ruh hallerine hitap eder.
İzleyici Deneyimi ve Kültürel Çeşitlilik
Her iki dizi türü de izleyicilere farklı bir kültürel pencere açar. Güney Kore dizileri, geleneksel Kore kültüründen modern yaşam dinamiklerine kadar geniş bir yelpazeyi gözler önüne sererken; BL dizileri, Asya toplumlarındaki cinsel kimlik algısını sorgular ve evrensel bir sevgi anlayışını savunur. Bu tür yapımlar, izleyicilere hem eğlence hem de düşünme fırsatı sunar.
0 notes
Text
Denizli Haber Son Dakika Sitesi
Denizli Haber son dakika kategorisinde; özellikle ekonomik, sosyal, kültürel ve doğal olaylar Denizli’nin haber sitesi Erkencihoroz.com’un gündeminde öne çıkar. Denizli, dinamik yapısı ve hızla gelişen ekonomisi ile Ege Bölgesi’nin önemli şehirlerinden biridir. Gerek sanayi, gerek turizm, gerekse tarım alanındaki gelişmeleriyle sıkça gündeme gelen Denizli, son dakika haberleriyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Şehirde meydana gelen olaylar, yerel medya organları ve ulusal basın aracılığıyla anlık olarak takip ediliyor.
Denizli Haber Son Dakika : Ekonomi Gelişmeleri
Doğal Olaylar ve Çevre Haberleri
Türkiye’de Denizli, coğrafi konumu nedeniyle zaman zaman doğal olaylarla gündeme geliyor. Özellikle Denizli Haber son dakika haberlerinde yer alan deprem bilgileri, Denizli ve çevresinde yaşayan vatandaşların dikkatle takip ettiği bir konu. Ayrıca, meteorolojik uyarılar, ani yağışlar, sel felaketleri veya kuraklık gibi konular bölgedeki yaşamı etkileyen önemli gelişmeler arasında yer alıyor. Çevreyle ilgili sorunlar, kaçak yapılaşma ve doğal alanların korunmasına yönelik haberler de sıkça gündeme geliyor.
Denizli Haber Son Dakika Sitesi: Erkencihoroz.com
Turizm şehri Denizli’nin simgesi olan Pamukkale, yılın her döneminde büyük bir turist akınına uğruyor. Son dakika haberleri arasında Pamukkale’deki ziyaretçi sayıları, turizmde yaşanan artış ya da azalış gibi gelişmeler öne çıkıyor. Ayrıca, Denizli’nin tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ilgili yeni keşifler ya da düzenlenen etkinlikler de hızlı bir şekilde Denizli Haber son dakika sitemizde kamuoyuyla paylaşılıyor.
Trafik ve Yerel Yönetim Haberleri
Trafik kazaları ve yol çalışmaları, Denizli Haber son dakika sitemizde güncel olarak verilmektedir. Özellikle şehir içi ulaşımda yaşanan aksaklıklar ya da alternatif yol önerileri hızlı bir şekilde vatandaşlara duyuruluyor. Aynı zamanda yerel yönetimlerin aldığı yeni kararlar, projelerin duyurulması ve belediye hizmetlerine yönelik gelişmeler de son dakika haber başlıkları arasında yer alıyor.
Spor ve Eğitim Alanındaki Son Dakika Gelişmeleri
Şehrimizin takımı Denizlispor’un maç sonuçları ve transfer haberleri, Denizli Haber son dakika haber sitemizde spor gündeminde ilk sırada yer alıyor. Ayrıca, Pamukkale Üniversitesi’ndeki akademik çalışmalar, öğrenci etkinlikleri ve başarıları da anlık haberlerle duyuruluyor. Bize iletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Sonuç olarak, Denizli Haber son dakika sitemiz; ekonomik, sosyal ve doğal gelişmeleriyle hem bölge halkının hem de ülke gündeminin takip ettiği önemli bir kaynaktır. Denizli’de yaşanan olayların anlık olarak duyurulması, şehrin canlı ve dinamik yapısını gözler önüne sermektedir.
0 notes
Link
0 notes
Note
safvetü't tefasir bende var. Ancak farklı bir tefsir ile harmanlayıp okuyunca çok daha lezzetli oluyor. Ayetin tefsirine bir ondan bir de diğer tefsirden bakıp değerlendirmek çok güzel oluyor. En azından ben böyle düşünüyorum.
Ayrıca hocam son dönemlerde diyanet yayınlarının neşrettiği veya topladığı veya yeniden değerlendirerek hayat verdiği çok güzel eserler var tavsiye ederim. Özellikle Hadislerle İslam eseri çok muazzam. Zaten en başında çalışmayı yapan alimlere hocalara bakınca çok tatmin ediyor insanı. Bi de konu başlıkları farklı olmasına rağmen her konuya ilişkin hadisleri ayrı vermesi çok kolay okuma şansı tanıyor. Şayet hadis kitabı ihtiyacınız varsa almadan bu yayına göz atmanızı öneririm 🍁
Allah razı olsun 🌹 Evet bende Safvetu't-tefasir i ikinci bir kitapla birlikte okuyorum.Diger okuduğum kitapta daha fazla ayrıntı var,güzel oluyor.
Hadis kitabı şuan ihtiyacım yok ona ayıracak vaktimde yok ama birgün ihtiyaç duyarsan bakarım inşallah sağ olun
0 notes
Text
Özel gereksinimli bireylere Kocaeli'de özel beslenme semineri
https://pazaryerigundem.com/haber/193379/ozel-gereksinimli-bireylere-kocaelide-ozel-beslenme-semineri/
Özel gereksinimli bireylere Kocaeli'de özel beslenme semineri
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Darıca Belediyesi ve STK’lar iş birliğinde engelli bireylere özel, “Özel Gereksinimli Bireyler ve Beslenme” semineri verildi
KOCAELİ (İGFA) –Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, DAREN (Darıca Belediyesi Engelsiz Yaşam Merkezi) ve STK’lar iş birliğinde engelli bireylere “Özel Gereksinimli Bireyler ve Beslenme” konulu eğitim semineri düzenlendi.
Beslenme uzmanı tarafından verilen seminerde engelli bireylerin beslenme sorunları ve beslenmede nelere dikkat edilmesi gerektiği konusu ele alındı. Engelli bireylerin günlük yeme içme alışkanlıklarında yaptıkları doğru ve yanlış bilgiler açığa çıktı.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Darıca Belediyesi ve STK’lar iş birliğinde planlanan ‘’Özel Gereksinimli Bireyler ve Beslenme’’ eğitim semineri Darıca Adnan Menderes Kültür Merkezinde düzenlendi. Seminere Darıca Belediyesi Başkan Yardımcısı Selma Gülenc, Darıca Belediyesi Başkan Yardımcısı Nurdoğan Yılmaz, Darıca Kent Konseyi Başkanı Orhan Pala, AK Parti Darıca Kadın Kolları Başkanı Sevgi Takan, Darıca BBP İlçe Başkanı Memet Yılmaz, Darıca Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürü Hüseyin Candemir, Darıca Milli Eğitim Müdürü Epilepsi Yaşam Derneği Kocaeli Temsilcisi ve Darıca Kent Konseyi Engelsiz Meclis Başkanı Ersin Başaran, Darıca Bir Umut Engelliler Dernek Başkanı Melek Arıkan ve engelli bireyler ile aileleri katıldı.
HASTALIK GRUPLARINA GÖRE BESLENME
Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Şube Müdürlüğü’ne bağlı uzman diyetisyen tarafından çok kapsamlı olarak hazırlanan seminer engelli ebeveynleri için de yol gösterici oldu. Seminerde engelli bireylerin engel durumlarına göre beslenme alışkanlıkları oluşturulması gerektiği vurgusu yapıldı. Hangi rahatsızlık alanında hangi diyet programlarının kullanılması gerektiği anlatıldı. Diyetleri tedavi yöntemleri konu başlıkları olarak Fenilketonüri (PKU) ve beslenme tedavisi, Down Sendromu ve beslenme tedavisi, Otizm Spektrum Bozukluğu ve beslenme tedavisi, Nörolojik Reterdasyonlar için Zihinsel Reterdasyon ve beslenme tedavisi, bedensel gereksinimli bireylerde obezitede tedavi edici diyet programları anlatıldı. Ayrıca Otizm Spektrum bozukluğu olan hastalara beslenme alışkanlığı olarak; glutensiz kazeinsiz diyet, feingold diyet, ketojenik diyet, düşük okzalat diyet, GAPS diyet önerildi.
ÖZEL BİREYİN ALERJİK DURUMUNA GÖRE BESLENME
Uzman diyetisyen tarafından beslenmenin önemine dikkat çekilerek Fenilketonüri (PKU) rahatsızlığı olan bazı bireylerde bireyin sindirdiği gıdanın kana emiliminde veya metabolizmasında sorun yaşanıldığı belirtildi. Bu tip durumlarda ise; sindirim organlarımızın sağlıklı ve sorunsuz çalışmasına odaklanılması gerektiği, bireyin tanısına ve alerjik yanıtına özgü beslenme tedavisi oluşturulması önerisinde bulunuldu. Bağırsaklarda bulunan yararlı bakterilerin sayısını artırmak için glütenden uzak durması, kazeine ve laktoza alerjisi yoksa süt, yoğurt, kefir tüketilmesi gerektiği önerildi. Tedavi yöntemlerinin bir beslenme uzmanı, uzman hekim, aile ve birey ile birlikte planlanmasının önemi vurgulandı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
ÖSYM Sınav Takvimini Açıkladı! Sınavda Ne Sorulacak Daha Belli Değil!
ÖABT ve AGS içerikleri henüz belli değil ama sınav takvimi yayımlandı. Benim gibi KPSS 2025 ÖABT alanında hazırlanıyorsanız siz de önce Genel Kültür ve Yetenek bitireyim de alana rahat çalışayım demiş olabilirsiniz. Ben tarih ve coğrafyayı bitirdim inanabiliyor musunuz? Takvim yayınlandı aaaaa GK/GY sınavları öğretmenler için kaldırılmış. Yüzlerce TL ödeyip aldığınız o gk/gy soru bankaları, konu anlatım kitapları, UZEM'ler çöp oldu öğretmenlerim kusura bakmayın. Çünkü içeriğini bilmediğimiz bir Akademi Giriş Sınavı gelmiş. Sınavda ne sorulacak bilmiyoruz. Kılavuz yayımlanmadan sınav takvimi açıklandı sonrası kaos. Yaşadığım hayal kırıklığını düşünebiliyor musunuz? Maddi manevi çöküş bizim ülkede kimsenin umrunda değil. Zaten kimse sesini de çıkarmıyor anlaşılan. Binlerce atanma bekleyen öğretmen bu durumda şu anda. 2023 KPSS öğretmenlerini mülakatla nasıl beklettilerse daha sınava girmeden 2025'ler mağdur oldu. Çok mutsuzum çok umutsuzum. GK'GY'de kendime güvendim erkenden bitirdim ve UZEM aldım derslerim başladı. Her şeyimi buna odakladım ve bugün artık o masanın başına oturmak istemiyorum. Çünkü yıllardır ÖSYM sistemindeki bir sınavı MEB aldı ve ne soracak konu başlıkları ne olacak henüz belli değil. Sınav 13 Temmuz 2025'te. Aşağıdaki linkten sınav takvimine ulaşabilirsiniz. ÖSYM 2025 Yılı Sınav Takvimi Yeni haberler için bu siteyi Google News’ten takip etmeye devam edebilirsiniz. Sevgilerle Bu yazıyı beğendiyseniz sosyal medya hesaplarınızdan paylaşırsanız fazlasıyla teşekkür etmiş olursunuz. Daha fazla bilgi için beni sosyal medyada takip etmeyi unutmayın - Facebook, Instagram, Pinterest ve Twitter. Read the full article
0 notes
Text
Eser Yenenler'in boyu ve kilosu kaç? Eser Yenenler Aliye! Eser Yenenler, 14 Şubat 1984 yılında Bursa'da dünyaya gelmiştir. İlk ve ortaokulu Bursa'da okuyan Yenenler, liseyi de Bursa'da, Gazi Anadolu Lisesi'nde okumuştur. Daha sonra Marmara Üniversitesi İşletme bölümünden mezun olmuştur. İki ablası vardır. 6 yaşındayken babası vefat etmiştir. Uzun soluklu bir televizyon hayatı olan ekranlarda görmekten hoşnut olduğumuz Eser hakkında birçok merak edi... https://www.begonya.com/eser-yenenler/?feed_id=203155&_unique_id=6722a4058bdee
0 notes
Text
İstanbul Harf Çemberleri
İstanbul Harf Çemberleri
İstanbul Harf Çemberleri
İstanbul Harf Çemberleri İstanbul, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, kültürel zenginlikleri ve sanatsal mirasıyla tanınan bir şehirdir. Bu şehir, sadece mimarisi ve mutfağıyla değil, aynı zamanda sanatsal faaliyetleriyle de dikkat çekmektedir. Son yıllarda İstanbul’da düzenlenmeye başlayan "Harf Çemberleri" etkinlikleri, bu kültürel dokunun bir parçası olarak öne çıkmaktadır. Bu makalede, İstanbul Harf Çemberleri’nin amacı, içeriği, katılımcıları ve sanata katkıları üzerinde durulacaktır.
İstanbul Harf Çemberleri
Harf Çemberleri Nedir?
Harf Çemberleri, genellikle bir grup insanın bir araya gelerek belirli bir tema veya konu etrafında tartışmalar yaptığı, paylaşımda bulunduğu ve yaratıcı çalışmalara imza attığı etkinliklerdir. Bu etkinlikler, özellikle sanat ve edebiyat alanında kendini gösterir. Harf Çemberleri, katılımcılara hem entelektüel birikimlerini artırma hem de sanatsal yeteneklerini geliştirme fırsatı sunar. İstanbul’da düzenlenen bu etkinlikler, yerel sanatçılar, yazarlar ve sanatseverler için önemli bir buluşma noktası haline gelmiştir.
sefiriyd
İstanbul Harf Çemberleri
İstanbul’da Harf Çemberleri Etkinlikleri
İstanbul'da Harf Çemberleri, çeşitli kültürel merkezlerde, sanat galerilerinde ve üniversitelerde düzenlenmektedir. Bu etkinlikler, genellikle bir veya birkaç gün süren atölye çalışmaları, seminerler ve sergiler şeklinde organize edilir. Katılımcılar, farklı disiplinlerden gelen sanatçılarla bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunur ve çeşitli projelerde birlikte çalışır.
منظمة سفير للمساعدات الإنسانية تبرعات تركيا تبرعات
Sefiriyd sefiriyd sefiriyd
Amaçları
Harf Çemberleri’nin temel amaçları şunlardır:
Sanatsal Üretimi Teşvik Etmek: Katılımcılara yaratıcı düşünme becerilerini geliştirme fırsatı sunmak, yeni projeler ve eserler üretmelerini teşvik etmek.
Kültürel Değişim: Farklı kültürlerden gelen sanatçıların bir araya gelmesiyle, kültürel etkileşimi artırmak ve yeni bakış açıları kazandırmak.
Topluluk Oluşturmak: Sanatçılar ve sanatseverler arasında dayanışmayı güçlendirmek, sosyal bağları kuvvetlendirmek.
Eğitim ve Öğrenme: Katılımcılara yeni teknikler, stil ve yöntemler öğrenme fırsatı sunmak, deneyimli sanatçılardan bilgi edinmelerini sağlamak.
التبرع لبناء مسجد
مشاريع التدفئة
المساعدات الإنسانية و
التبرعات
تبرعات مشاريع التدفئة
تبرعات اللاجئين السوريين
تبرعات مشروع بناء المساجد
مشاريع توزيع الخبز
مشروع توزيع الخبز
مشاريع جفظ القرأن الكريم
معاهد سفير الشرعية
تكريم حفظة القرأن
مخيم القرآن الصيفي
Katılımcılar
İstanbul Harf Çemberleri etkinliklerine katılanlar genellikle sanatçılar, yazarlar, öğrenciler ve sanatseverlerdir. Bu etkinlikler, farklı yaş gruplarından ve disiplinlerden gelen katılımcılara açıktır. Özellikle üniversite öğrencileri ve genç sanatçılar, bu tür etkinliklerde kendilerini ifade etme ve deneyim kazanma fırsatı bulmaktadır.
İçerik ve Faaliyetler
Harf Çemberleri’nin içeriği, etkinliklerin düzenlendiği mekâna ve tema göre değişiklik gösterebilir. Ancak genel olarak şu başlıkları kapsar:
Atölye Çalışmaları: Katılımcılar, belirli bir tema etrafında atölye çalışmaları yapar. Bu çalışmalar, yazma, resim yapma, müzik veya diğer sanat dallarında olabilir. Atölye liderleri, katılımcılara teknik bilgi vererek rehberlik eder.
Söyleşiler ve Paneller: Deneyimli sanatçıların katıldığı söyleşiler ve paneller, katılımcılara ilham verir ve farklı perspektifler sunar. Bu etkinlikler, sanat dünyasındaki güncel konular hakkında tartışma fırsatı sağlar.
Sergiler: Etkinliklerin sonunda, katılımcıların ürettikleri eserler sergilenir. Bu, katılımcıların çalışmalarını paylaşmaları ve geri bildirim almaları için önemli bir fırsattır.
Ağ Oluşturma: Harf Çemberleri, katılımcıların birbirleriyle tanışmalarını ve işbirlikleri kurmalarını sağlayan bir platformdur. Bu ağ, sanatçılar için kariyerlerinde önemli bir destek olabilir.
Sanata Katkıları
İstanbul Harf Çemberleri, sanatın gelişimine önemli katkılarda bulunmaktadır. Bu etkinlikler, sanatçıların kendilerini ifade etme biçimlerini zenginleştirirken, aynı zamanda toplumsal meseleleri ele alma fırsatı sunar. Katılımcılar, yaratıcı süreçlerinde farklı bakış açıları geliştirerek, daha derin ve anlamlı eserler üretirler.
Ayrıca, bu tür etkinlikler, toplumda sanatın önemini artırarak, daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlar. Sanatın sadece elit bir kesim için değil, herkes için erişilebilir olduğunu gösterir.
İstanbul Harf Çemberleri, kültürel etkileşimi artıran, sanatsal üretimi teşvik eden ve topluluk oluşturma amacını güden önemli etkinliklerdir. Bu etkinlikler, sanatçılar ve sanatseverler için bir araya gelme ve yaratıcı fikirlerini paylaşma fırsatı sunar. İstanbul’un zengin kültürel dokusunu yansıtan bu çemberler, sadece sanatın değil, aynı zamanda toplumsal bağların da güçlenmesine katkı sağlar. Sonuç olarak, İstanbul’da düzenlenen Harf Çemberleri, sanatsal gelişim için bir platform oluşturarak, katılımcıların hem kişisel hem de profesyonel anlamda büyümelerine olanak tanımaktadır.
0 notes