#kitlesel yok oluş
Explore tagged Tumblr posts
piyasahaberleri · 1 year ago
Link
Dünya gezegenindeki kitlesel yok oluş vakasını tasvir eden bir illüstrasyon. — X@marcusmilloBilim adamları, insanların 250 milyon yıl sonrasında yeryüzünden silineceğini öngördüler; sadece bu, sadece hususi şirketlerin fosil yakıt yakmayı derhal bırakması ve bunu yapmazlarsa, bu kitlesel yok oluşun düşünülenden oldukça daha erken gerçekleşebileceği anlamına geliyor.Bristol Üniversitesi araştırmacılarına bakılırsa tüm memelilerin nesli tükenecek. Bu zamanda Dünya'da hala mevcut olan herhangi bir yaşam formunun, 104°F ila 158°F (40°C ila 70°C) arasındaki sıcaklıklara uyum sağlaması gerekeceğini iddia ediyorlar.Yok oluşumuzun zamanlaması muhtemelen oldukça daha erken olacaktır, bundan dolayı hesaplamalarda fosil yakıtların yakılmasıyla üretilen sera gazları ve öteki insan kaynaklı nedenler dikkate alınmıyor.Bu, 66 milyon yıl ilkin devasa bir asteroitin Dünya'ya çarparak dinozorları yok etmesinden bu yana ilk büyük yok oluş olacak. Bristol Üniversitesi Coğrafya Bilimleri Fakültesi'nde kıdemli araştırma görevlisi olan Dr. Alexander Farnsworth, çalışmanın baş araştırmacısı olarak vazife yapmış oldu. Dr Farnsworth, "Uzak gelecekteki görünüm oldukça kasvetli görünüyor" dedi."Karbondioksit seviyeleri mevcut seviyelerin iki katı olabilir.""İnsanlar - öteki birçok türle beraber - bu ısıyı ter yöntemiyle atamadıkları ve vücutlarını serinletemedikleri için yok olacaklardı."Uzmanlar, 250 milyon yıl içinde Dünya'daki tüm kıtaların birleşerek bir süper kıta olan Pangea Ultima'yı oluşturacağını tahmin ediyor.Bir zamanların kuvvetli Atlantik Okyanusu'ndan geriye kalan tek şey, Dünya'nın kara hacminin merkezindeki bir iç deniz olacaktır.Dünya yüzeyinin çoğunluğu yakındaki Pasifik Okyanusu tarafınca kaplanacaktır.Levha tektoniğinin yakınsamasından ortaya çıkacak süper kıta için tavsiye edilen modellerden biri Pangea Ultima'dır.Bilim adamları, Dünya'nın kıtalarının, kati hizalamadan bağımsız olarak, sıcak, kurak ve genel olarak yaşanması zor bir kütle oluşturacak şekilde yavaş yavaş birleşeceğinden eminler.Kıtaların yer kabuğundaki tektonik süreçlerle birbirine yaklaşması, daha sık volkanik patlamalara niçin olacak, bu da atmosfere büyük miktarlarda karbondioksit (CO2) salınmasına ve gezegenin daha da ısınmasına niçin olacaktır.Ek olarak gezegenleri giderek ısıtan güneşin naturel parlaklığı da küresel ısınmanın daha azca malum bir türüdür.Dr Farnsworth, "Yeni ortaya çıkan süper kıta, kıtasallık tesiri, daha sıcak güneş ve atmosferde daha çok CO2 ve gezegenin büyük bölümünde artan ısıdan oluşan üçlü bir yıkım yaratacaktır" dedi. "Netice, memeliler için yiyecek ve su kaynaklarından yoksun, çoğunlukla düşmanca bir ortamdır.""40 ila 50 santigrat aşama arasındaki yaygın sıcaklıklar ve hatta yüksek rutubet seviyeleriyle birleşen günlük aşırı sıcaklıklar, sonuçta kaderimizi belirleyecektir."Araştırmacılar bilgisayarlı iklim modellerini kullanarak Pangea Ultima'nın ısı, rüzgar, yağmur ve rutubet modellerini simüle etti.Bilim adamları gelecekteki CO2 seviyesini anlamak için tektonik plaka hareketi, okyanus kimyası ve öteki faktörleri kullanarak CO2 girdilerini ve çıktılarını haritalandırdılar.Araştırmacılar, çoğunlukla mevcut iklim değişikliğinin temel sebebi olarak kabul edilen fosil yakıtların yakılmasından meydana gelen CO2 emisyonlarını hesaba katmadıklarını vurguluyor.
0 notes
serguzest · 1 year ago
Text
Kuyudan Gelen Ses
Güçlü bir motor sesi duyuldu. Ardından, uzay gemisinin, yere iniş yapmasını sağlayan alt kapakları açıldı. Ses azaldı, gemi sakince yere indi. Yaklaşık on dakika sonra, astronot kıyafetli iki adam ve bir robot indi gemiden. Manzaraya baktılar. Deniz leş gibi kokuyordu, ancak bu kokuyu almaları mümkün değildi. Dalgalar sahili deli gibi dövüyordu.
Buranın adı, bir zamanlar İzmir'di. Antik adı Smyrna. Büyük kitlesel yok oluş öncesinde, bölgenin en güzel şehirlerinden biriydi. İki adam, telsiz vasıtasıyla konuştu:
-Buralarda bir anıt olacak..
-Evet. Heykel gibi bir şey..
Civarda bina yoktu. Yüzlerce yıldır insan ayak basmamıştı buraya.. Çetin şartlarda yetişebilen birkaç diken ve ot vardı sadece.. Hava kapalıydı, heybetli bulutlar kaplamıştı göğü.
Sonunda, yıkılmış anıtı gördüler. Etrafı taşlarla çevriliydi. Eski anıtın hemen yakınlarında, yere açılan bir kapak olmalıydı. İnsanlar, gezegeni tamamen terk etmeden önce, belirli bölgelere, insanlık tarihini anlatacak dökümanlar bırakmışlardı. Sonunda kapağı, robota açtırdılar. Yeraltına inen bir merdiven vardı. Fenerlerini açıp, aşağı indiler. Alt katta, büyük bir salon vardı, ve bu salona bağlı odalar.. Salonda, yanlarında getirdikleri güçlü bir aydınlatmayı açtılar. Her odanın kapısında, eski alfabeyle yazılmış yazılar vardı. Bu yazıları bilgisayara okutarak, yapay zekaya çevirttiler. Kapıların üstündeki yazılar şu şekildeydi:
Tarih
Din-mitoloji
Edebiyat- sanat
Bilim -teknoloji
Tarım
Üzerinde 'edebiyat' yazan kapıyı kırdılar. İçerisi, kitaplarla doluydu. Çürümüş ve yıpranmış kitaplar.. Kitap, eski insanların bilgiyi aktarma yoluydu, kağıtların üstüne yazılar basılıyordu ve bu kağıtlar ciltleniyordu.
Nihayet, bir dolap gördüler  Dolabın içi, hava geçirmeyen kutuların içine konmuş eski teknoloji hard disklerle doluydu. Hard disk, eski tip bilgisayarların, bilgi saklayan hafıza bölümüydü.  Aradıkları tüm bilgi, bu hard disklerin içindeydi. Dolabın içindeki her şeyi yanlarına aldılar, önce odadan çıktılar, sonra yukarı tırmandılar.
Gemiye döndüler. Bilgisayarda, eski hard diskleri araştırdılar. Bu hard diskleri çalıştırmak için, eski tip bilgisayara ihtiyaç vardı. Yapay zekayla çalışan robotun yardımıyla, eski tip bir bilgisayar inşa edeceklerdi. Yanlarında konuyla alakalı donanım, hammadde ve bilgi getirmişlerdi.
Eski tip bir bilgisayarı inşa etmek, yaklaşık yarım günlerini aldı. Sonunda, başardılar. Hard diski bilgisayara yerleştirdiler ve kendi monitörlerine bağladılar. Heyecanlandılar. Bir sürü dosya vardı. 'Şunu aç' dedi biri. Diğeri, üzerinde 'Borges' yazan dosyayı tıkladı. Tok sesli bir adamın sesi duyuldu:
'Al otro, a Borges, es a quien le ocurren las cosas. Yo camino por Buenos Aires y me domoro, acaso ya mecanicamente, para mirar el arco de un zagua y la puerta cancel..'
Bilgisayarın başındaki adam, ses dosyasını durdurdu, sonra yapay zekaya seslendi:
-Metni modern ingilizceye çevir.
Kısa sürede, yapay zeka metni çevirdi ve okumaya başladı:
'Borges Ve Ben
Her şey ötekinin, Borges denenin başına gelir. Ben, Buenos Aires'te gezinirim, alışkanlıkla bir geçidin kemerini ya da bir avlunun demir parmaklı kapısını seyretmek için oyalanırım; postadan Borges'in haberlerini alırım ve adını bir profesörler kurulunda veya bir biyografi sözlüğünde görürüm. Kum saatlerini, yerküre haritalarını, 18. yüzyıl tipografisini, kahvenin tadını ve Stevenson'ın düzyazısını severim; öteki de bu seçimleri paylaşır, ama kasıntılıkla ve oyunculara yaraşır bir şekilde. İlişkimizin hasımca olduğunu ileri sürmek abartılı olur; ben yaşıyorum, kendimi yaşama kaptırıyorum, Borges edebiyatını dokusun ve bu edebiyat benim varlığımı geçerli kılsın diye. Değerli birkaç sayfa yazdığını seve seve itiraf ederim, ama bu sayfalar beni kurtarmaz, kuşkusuz iyi olanın kimseye, hatta ötekine bile değil, dile veya geleneğe bağlı olmasındandır bu. Zaten ben yok olmaya yükümlüyüm, sonsuza dek, yalnızca benim birkaç anım ötekinde yaşamayı sürdürmeyi başaracak. Yavaş yavaş her şeyi ona devrediyorum, çarpıtıp abartmak gibi sapkın bir alışkanlığının farkında olmama rağmen. Spinoza her nesnenin kendi varlığını korumaya çabaladığını kavramıştı; taş sonsuza dek taş, kaplan da kaplan olmak ister. Ama ben Borges'te diretmek zorundayım, kendimde değil (eğer ben biriysem). Oysa, kendimi onun kitaplarından çok, başkalarında veya bir gitarın zahmetli tıngırtısında buluyorum. Yıllar önce ondan kurtulmaya çalıştım ve kenar mahalle mitolojilerinden, zaman ve sonsuzluk üzerine oyunlara geçtim, ama bu oyunlar da artık Borges'e ait, benim de başka şeyler düşlemem gerekecek. Böylece yaşamım, her şeyi yitirdiğim ve her şeyin ya unutulmaya ya da ötekine terkedildiği bir kaçışa dönüştü.
Bu sayfayı ikimizden hangisinin yazdığını bilmiyorum.'
0 notes
karayoluhaber · 2 years ago
Text
Kitlesel Yok Oluşu 250 Milyon Yıllık Fosilleşmiş Polen Ortaya Çıkardı
Kitlesel Yok Oluşu 250 Milyon Yıllık Fosilleşmiş Polen Ortaya Çıkardı
250 milyon yıllık polenler, radyasyonun büyük yok oluş felaketinde bir faktör olduğunu ima ediyor. Fosil olarak korunmuş polen taneleri, Dünya’nın en kötü kitlesel yok oluş olayına ölümcül bir UV radyasyon darbesinin neden olmuş olabileceğini düşündürüyor. Araştırma, yaklaşık 250 milyon yıl önce meydana gelen Permiyen-Triyas kitlesel yok oluş olayına ait polenlerin, tehlikeli UV-B ışığına karşı…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
cilginfizikcilervbi · 2 years ago
Text
2050’ye Kadar Bir Çok Tür Yok Olacak
2050’ye Kadar Bir Çok Tür Yok Olacak
2050’ye Kadar Bir Çok Tür Yok Olacak Dünya tarihinde 5 kitlesel yok oluş meydana geldi. Bilim insanlarına göre 6. kitlesel yok oluş çoktan başladı. Araştırmalar, şu anda yaşayan türlerin %40’ının 2050 yılına kadar yok olabileceğini ön görüyor. 27 yaşındaki orangutan anne, yeni doğan bebeğini tutuyor. 6 Ekim’de dünyaya gelen kız bebek, bu yıl Kuzey Amerika hayvanat bahçelerinde beklenen iki…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
epifizz · 3 years ago
Note
Dünya dışı yaşama dair neden hiçbir şey bulamıyoruz çok mu erken imkansız mı yoksa dünya dışında herhangi bir yaşam formu olasılığı yok denecek kadar az mı?
Dünya dışı yaşam dediğimizde aklımıza ilk en az insani gelişmişlikte ve hatta bunun çok daha ötesinde bir uygarlık fikri geliyor. Ancak canlılığın evrimine bir de böyle bir kriter eklediğimizde ihtimaller baya azalıyor, öbür türlü de bizim arayıp bulmamız gereken bir canlılık gerekiyor ki bu konuda gelişimimizi hala sürdürmekteyiz.
Bilişsel gelişim sonuçta dolaylı yollardan katkılar sağlayan bir husus, hızlı koşmak analitik düşünce yeteneklerini geliştirmiş bir canlıdan vahşi doğada çok daha yüksek avantaj sağlıyor "birey bazında". Bu yüzde seçilimde artı değerde olması bile başlı başına çok spesifik durumları gerektiriyor aslında: Uygun yıldıza ve gezegenlere uzaklıkta, uygun uydu sayısında, uygun elementlerin olduğu gezegende, uygun jeolojik dönemlerin ardından uygun iklim ve topografide, evrim ağacının uygun konumunda, uygun öte-canlılarla ilişkilerde ve uygun mutasyonun gerçekleşmesinin ve bunun sonucu kültürel evrimin de uygun adımlar atması sonucunda bizim algımızdaki uzaylı kolonisin doğacağını düşündüğümüzde, bu ihtimalin aslında sandığımızdan çok daha düşük olduğunu görebiliyoruz. Bunca yıldız sistemi ve gezegen varken elbette canlılığın olmadığını düşünmek olasılık bazında hatalı bir değerlendirme olur. Ama bu canlılık olabilecek en yaygın formunda, ilkel tek hücreliler formunda olacaktır çoğunlukla. Her gelişmişlik adımı nedenselliğin karmaşık çizgilerini artıracağından aradığımız şeyin ihtimalini düşürecektir en nihayetinde. Kambriyen öncesi Dünya’nın  canlılık çeşitliğindeki durgunluğunu düşünmekte (Dünya tarihinin %67′si) ve bu yaklaşık 56 milyon yıllık dönemde bile 4 kitlesel yok oluş olduğunu, birçok hayvan şubesinin direkt silindiğini hatırlamakta da bu hususta fayda olduğu kanaatindeyim.
5 notes · View notes
doriangray1789 · 3 years ago
Text
Dünya'da 6. büyük kitlesel yok oluş başladı: İnsan soyu tehlikede... Bilim insanları uyarıyor: Dünya 6. büyük kitlesel yok oluş evresinde. Bu kitlesel yok oluşun temel nedeni ise insanoğlunun dünya üzerindeki faaliyetleri. 6. Büyük Kitlesel Yok Oluş adlı evre insanoğlunun soyunun da tükenmesine sebep olabilir. Dünya bugüne kadar 5 büyük kitlesel yok oluş evresinden geçti. Bu evrelerin her biri dünya üzerindeki canlı türlerinin büyük bir bölümünün (yaklaşık yüzde 80 ile yüzde 96'sının) soyunun tükenmesine neden oldu. Dinozorların soyu 5. Büyük Kitlesel Yok Oluş Evresi'nde tükendi Bitkiler, yanardağlar ve asteroitler gibi oldukça çeşitli nedenlerle gerçekleşen bu kitlesel yok oluşlardan en çok bilineni Palaojen Yok Olması. 6. Büyük Kitlesel Yok Oluş çoktan başladı Endüstri devriminden bu yana insan faaliyetlerinin yerkürenin iklimini çok hızlı bir şekilde değiştirdiğine, canlıların yaşam alanlarının da buna paralel olarak yok olduğuna vurgu yapan bilim insanları 6. Büyük Kitlesel Yok Oluş’un çoktan başladığına dikkat çekiyor. Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın (WWF) kısa süre önce yayınladığı 'Yaşayan Gezegen' raporu yaşam alanları hızla küçülen hayvanların karşı karşıya olduğu tehlikeyi gözler önüne seriyor. Rapora göre son 40 yılda dünya üzerindeki vahşi hayvan nüfusu yüzde 60 oranında azaldı. Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın Başkanı Marco Lambertini yerkürenin biyolojik çeşitliliğinin bir parçası olan insan ırkının geleceğinin dünyadaki biyolojik canlılığın devamına bağlı olduğunun altını çiziyor. "İnsan medeniyeti yok olma tehlikesiyle karşı karşıya" Hayvan ve bitki türleri hızla yok olurken insanoğlu bu kitlesel soy tükenmesinden muaf değil. Amerikan Uzay Ajansı NASA’nın finanse ettiği ve 2014 yılında yayımlanan bir çalışma küresel sanayi uygarlığının önümüzdeki birkaç on yıl içinde yok olabileceğine işaret ediyor. Bağımsız araştırma projesine göre dünya üzerinde gelir dağılımındaki eşitsizlik her geçen gün artarken yerküre kaynaklarının kullanımı sürdürülebilir değil. Araştırma gerekli önlemler alınmazsa bu iki koşulun sanayi medeniyetinin sonunu getireceğini açıklıyor. Kaynak: NASA, EuroNews
Tumblr media
2 notes · View notes
bilimveteknoo · 7 years ago
Photo
Tumblr media
https://www.bilimvetekno.com/bilim-adamlari-dunya-altinci-kitlesel-yok-olusa-dogru-ilerliyor/
Bilim adamları: "Dünya altıncı kitlesel yok oluşa doğru ilerliyor."
Dünya biyolojik olarak büyük bir canlı türü yok oluşuna çok yakın. Bilim adamları, yapılan araştırmaların son birkaç on yılda milyarlarca hayvanın yok olduğunu işaret etmesiyle “biyolojik yok oluş”u tartışıyorlar.Araştırmalar son zamanlarda vahşi yaşamın yok edilmesi ile dünyanın altıncı yok kitlesel yok oluşunun yaklaştığını ve en şiddetlisinin olduğunu belirtiyor. Araştırmacılar türleri analiz ederek milyarları bulan hayvan popülasyonunun yok olduğunu saptadı. Bilim adamları, yapılan araştırmaların doğal hayatın bir biyolojik yok oluşla karşı karşıya kalmasının insan uygarlığının temellerine büyük bir darbe vuracağına işaret ediyorlar.
Araştırmalar 27.000 omurgalı kara türünün %37,5’nun nüfusunun geride kalan 30 yıl içinde ciddi bir düşüş yaşadığını ortaya koyuyor. Hayvanlar insanın doğaya verdiği zararlar yüzünden 1970’lerden beri yavaş yavaş yok oluyor.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı ve Londra Zooloji Topluluğunun yayınladığı rapora göre Kaplanlar, Dağ gorilleri ve Afrika filleri büyük tehditle karşı karşıya olan türler. 1970-2012 yılları arasında bu türlere ait hayvanların sayısında %57’lik bir düşüş yaşandı ve her sene %2 artarak devam ediyor. Bir kaç yıl içinde omurgalı hayvan türü sayısında %67’lik bir azalma görülebilir. Tatlı su türlerinin düşüşü ise %81’e kadar yükseldi ve gerçekten ciddi bir durumda.
Açık sarı kısımlar geçmişteki aslan dağılımını, turuncu kısımlar ise şimdiki yaygınlığı gösteriyor.
Yani türler çok hızlı yok oluyor. Bunun sorumlusu hızla çoğalan insan nüfusu kişi başına düşen çok yüksek tüketim oranları ve ekonomik eşitsizlik dolayısıyla değişen veya yok edilmekte olan doğal yaşam alanları. Doğaya yaptığımız bütün etkilerin arasında şunlar ön plana çıkıyor;
Tarım yapılabilmesi için, yerleşik hayat için, arazilerin açılması ve ağaçların düzensiz kesilmesi
İklimlerin değişmesi ve karbon salımlarının okyanusları kötü etkilemesi
İşgalci türlerin ait olmadıkları popülasyona taşınması
Zehirli toksik maddelerin kullanımının artması
Tabi ki türler yok olduğu sürece ekosistem dengeleri de bozuluyor. Hiç mi iyi haber yok diyeceksiniz. Çok nadir olsa da evet var. Örneğin, Afrika’da yaşayan hayvan topluluklarının artış göstermiş olması. Bu büyük kitlesel yok oluşu engellemek için halen çok geç olmasa da, biyo çeşitliliğin önümüzdeki 20 yıl içerisinde daha da büyük darbeler alacağı öngörülüyor.“Harekete geçmek için zamanımız kısıtlı.” diyen Stanford Üniversitesi’nden Profesör Paul Ehrlich doğal hayatın çeşitliliği koruyan yasalara ihtiyacı olduğunu söylüyor.Duke Üniversitesi’nden Profesör Stuart Pimm ise altıncı kitlesel yok oluşun eşiğinde olduğumuzu belirterek, “Dünya’nın büyük kayıplar yaşayan bölgeleri olsa da kayda değer gelişmelerin olduğu bölgeler de var.” diyerek, Güney Afrika’da koruma altına alınan aslan nüfusunu örnek gösterdi .Bunun için tüm dünyanın vakit kaybetmeden harekete geçmesi gerekiyor.
Kaynak >>> https://www.bilimvetekno.com/bilim-adamlari-dunya-altinci-kitlesel-yok-olusa-dogru-ilerliyor/
0 notes
hetesiya · 3 years ago
Link
Dinozorların tükenmesi, beş küresel olaydan sadece biriydi. Dünya tarihini şekillendiren 5 kitlesel yok oluş olayı ve 6. kitlesel yok oluş.
0 notes
e-pifiz · 7 years ago
Video
tumblr
Dünya'nın gördüğü en büyük 5 kitlesel yok oluş.
40 notes · View notes
piyasahaberleri · 1 year ago
Link
Bilim adamları, 'Yaşam Ağacı' dallarına yönelik insan kaynaklı yok olma tehdidi mevzusunda alarm veriyor. Sıçratmayı kaldırBilim adamları sert bir uyarıda bulunarak, tüm canlıları sınıflandıran "Yaşam Ağacı"nın tüm dallarının yok olmasına insanların niçin bulunduğunu söylemiş oldu. Kaygı verici izahat, Ulusal Bilimler Akademisi Bildiriler Kitabı'nda gösterilen yeni bir çalışmanın, potansiyel altıncı kitlesel yok oluş vakasının yaklaşmakta olan tehdidini vurgulamasıyla ortaya çıktı. Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Profesör Gerardo Ceballos, yok olma krizinin iklim değişikliği kriziyle aynı seviyede bulunduğunu sadece hak etmiş olduğu takdiri görmediğini ileri sürüyor. İnsanlığın geleceğinin tehlikede bulunduğunu vurguluyor.Bu emek harcamayı değişik kılan şey, canlıların sınıflandırılmasında tür ve aile sıralaması içinde yer edinen cinslerin tamamının yok olmasına odaklanmasıdır. Mesela köpekler, köpekgiller familyasının "Canis" cinsine aittir.Çalışmada yer almayan Hawaii Üniversitesi'nden biyolog Robert Cowie, tür düzeyinin ötesindeki yok oluş oranlarını inceleyerek, ilk kez Charles Darwin tarafınca geliştirilen Yaşam Ağacı teriminin tüm dallarının yitirilmesine ışık tuttuğu için, çalışmanın önemini takdir ediyor.Araştırmanın bulguları korkulu; insanlığın bu "ağacın" mühim dallarını kesmek için yalnızca kenarları kesmekle kalmayıp, elektrikli testere kullandığını da gösteriyor. Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi'nden emekli profesör Anthony Barnosky'ye nazaran, bir türün kaybı tüm ekosistem için geniş kapsamlı sonuçlara yol açabilir.Ilk olarak Internasyonal Doğayı Koruma Birliği'nin (IUCN) verilerine dayanan araştırma, verilerin mevcudiyeti sebebiyle omurgalı türlere (balık hariç) odaklanıyor. İncelenen 34.600 türden oluşan 5.400 türden şaşırtıcı bir halde 73'ünün nesli son 500 yılda tükendi, bir çok da son iki yüzyılda yok oldu.Bunu, fosil kayıtlarına nazaran oldukca daha uzun bir dönemde beklenen yok oluş oranıyla karşılaştıran Ceballos, durumun ciddiyetine dikkat çekiyor. Normalde yalnız 500 değil, 73 cinsin kaybının 18.000 yıl sürmesi gerekirdi. Sadece fosil kayıtları ve bilinmeyen türler sebebiyle bu tür tahminlerin doğruluğu belirsizliğini koruyor.Ziraat ve altyapı için habitat tahribatı, aşırı avlanma ve avcılık da dahil olmak suretiyle insan faaliyetleri, bu kaygı verici eğilimin arkasındaki başlıca etkenlerdir. Ceballos, derin etkinin altını çiziyor ve bunu bir duvardaki tuğlaların yıkılıncaya kadar kaldırılmasına benzeterek, medeniyetin potansiyel bir çöküşüne işaret ediyor.Uzmanlar bunun altıncı bir kitlesel yok oluşa işaret edip etmediğini tartışırken, mevcut yok oluş oranının kaygı verici olduğu mevzusunda aynı fikir. Daha çok hasarı önlemek için organik yaşam alanlarını korumak ve eski haline getirmek için acil eyleme geçilmesi gerekiyor. Ceballos, derhal harekete geçilmesi halinde risk altındaki 5.400 cins içinde pek oldukca türün kurtarılabileceğinin altını çiziyor. Sadece bu şekilde bir eylemin penceresi hızla daralıyor.
0 notes
karayoluhaber · 2 years ago
Text
6. Kitlesel Yok Oluş Bulundu
6. Kitlesel Yok Oluş Bulundu
Son araştırmalara göre, Dünya’da belgelenen ilk kitlesel yok oluş 550 milyon yıl önce oksijen seviyelerindeki küresel düşüşün bir sonucu olarak meydana geldi. Günümüzden 550 milyon yıl önce zirveye ulaşan Ediacaran dönemi, deniz yaşamı için altın bir çağdı. Okyanusta, tüy benzeri şekillere sahip petalonamidler besinleri emiyor, sümüklü böceğe benzeyen Kimberella mikrobiyal matlarda otluyor ve…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
cilginfizikcilervbi · 3 years ago
Text
Dinozorlar Bir İlkbahar Günü Ölmüş Olabilir
Dinozorlar Bir İlkbahar Günü Ölmüş Olabilir
Dinozorlar Bir İlkbahar Günü Ölmüş Olabilir 66 milyon yıl önce Yucatan yarımadasına, çapı 10 kilometreyi aşkın Chicxulup asteroidi çarptı. Bu çarpma bir dizi küresel değişime yol açt��: Şok dalgaları, dev tsunamiler, sıcaklık artışı, gökyüzünün tozla kaplanması… Bu değişimler tüm yaşamı etkiledi. Öyle ki Kuzey Dakota’tak dev tsunami 3 bin kilometre mesafede bile sel sularıyla ve kayaç yağmuruyla…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
epifizz · 5 years ago
Note
Marsla ilgili soruya ek olarak soracak olursak marsa gitmek insanlık için gerekli mi?
Mars olmak zorunda değil elbette, yaşanabilir öte gezegenlere yayılmak bence insan türünün geleceği için bir gereklilik. Çünkü Dünya geneli etkiyen bir kitlesel yok oluş tüm türümüzün sonu demek oluyor mevcut durum içerisinde.
4 notes · View notes
futurism1science · 4 years ago
Photo
Tumblr media
Bilim insanları: 6. kitlesel yok oluş beklenenden daha hızlı yaşanıyor','Canlıların nesli tükeniyor: Dünyada '6. kitlesel yok oluş' beklenenden daha hızlı yaşanıyor  Canlıların nesli tükeniyor
https://tr.euronews.com/2020/06/02/canl-lar-n-nesli-tukeniyor-dunyada-6-kitlesel-yok-olus-beklenenden-daha-h-zl-yasan-yor
0 notes
ordu-kent-gazetesi · 4 years ago
Photo
Tumblr media
@biyoteknoloji 66 milyon yıl önce Dünya'ya çarpan ve tüm yaşamın yaklaşık 4'te üçünü yok eden ünlü göktaşı, dinozorları da ölüme mahkum etmişti. Ancak bu olay, canlı organizmaların 3,5 milyar yıl önce evrimleşmesinden bu yana gezegenin yaşadığı 5 kitlesel yok oluştan yalnızca biriydi ve üstelik en kötüsü de değildi. Bilim insanları, fosil kayıtlarında yeni bir kitlesel yok oluşun kanıtlarını bulduğu açıkladı. Yeni keşfedilen yok oluş, dinozorların dünyaya 200 milyon yıl boyunca hükmetmesini sağladı. Söz konusu yok oluş, 232 ila 234 milyon yıl önce gerçekleşti ve Carnian Pluvial Olayı diye adlandırıldı. Çalışmanın yazarı Jacopo Dal Corso, "Paleontologlar şimdiye kadar, yaşam tarihinin son 500 milyon yılında 5 'büyük' ​​kitlesel yok oluş tespit etmişti” dedi ve ekledi: Bunların çoğunun Dünya'nın ve yaşamın evrimi üzerinde derin bir etkisi oldu. Şimdiyse başka bir büyük yok oluşu belirledik. Üstelik karada ve okyanuslarda yaşamın yeniden serpilmesinde önemli bir role sahip olduğu ve modern ekosistemlerin kökenlerine işaret ettiği anlaşılıyor. Araştırmacılar, yok oluşun büyük olasılıkla büyük volkanik patlamalardan kaynaklandığını söyledi. Söz konusu patlamaların Kanada'nın batısında yaşandığı ve büyük miktarda volkanik bazaltın dökülmesiyle Kuzey Amerika'nın batı kıyılarını oluşturduğu düşünülüyor. Patlamaların neden olduğu iklim değişikliğinin okyanusta ve karada büyük bir biyo-çeşitlilik kaybına neden olduğu belirtildi. Ancak yok oluştan hemen sonra bayrağı yeni gruplar devraldı ve daha modern ekosistemler oluşturdu. İklimdeki değişimler, bitki yaşamının serpilmesini ve bugün "iğneli” diye bildiğimiz yaprak dökmeyen ağaçlardan oluşan ormanların büyümesini sağladı. Üstelik sadece dinozorlar değil, ilk kaplumbağalar, timsahlar, kertenkeleler ve ilk memeliler de dahil olmak üzere birçok modern hayvan da bu dönemde ortaya çıktı. Scientific Advances'da yayımlanan çalışmaya göre, Carnian Pluvial Olayı okyanus yaşamını derinden etkiledi ve buradaki yaşamın yüzde 33'ünü yok etti. Ancak yok oluştan sonra okyanus kimyasında derin değişimler yaşandı ve bugünkü mercan resiflerinin yanı sıra modern plankton gruplarının çoğunun ortaya çıkışın https://www.instagram.com/p/CFg_ZXzDGJy/?igshid=1ie6kd3qhxr2z
0 notes
radyobalfm · 4 years ago
Text
Kitlesel yok oluş nedir?
Kitlesel yok oluş nedir?
Tumblr media
Tahmin edebileceğiniz gibi Dünya, milyonlarca yıl önce aynı durumda değildi. 444 milyon yıl önce Geç Ordovisyen kitlesel yok oluşu sırasında, Dünya üzerindeki canlı türlerinin neredeyse yüzde 85’i yok oldu.
O dönemde canlı türlerinin büyük kısmı denizde yaşıyordu ve günümüzdeki kıtaların çoğu Gondwana adında tek bir kara parçası biçimindeydi.
Peki nedir bu kitlesel yok oluş? Kitlesel yok oluş,…
View On WordPress
0 notes