#kent tarımı
Explore tagged Tumblr posts
tesvikmerkezi · 1 year ago
Text
Dikey kent tarımı yatırımlarına bölgesel teşvikler verilmeye başladı. Her yerde tarımsal üretim yapılmasına imkan veren dikey kent tarımı uygulamaları bir de devlet desteği verilmesiyle bir kat daha avantajlı hale geldi. Yeni iş fırsatını yatırım teşviklerinde yararlanarak yapmak için detayları mutlaka inceleyin.
2 notes · View notes
tibbivearomatikbitkiler · 1 year ago
Text
Eylül ayında 81 ilde topyekûn planlı üretime geçiyoruz
Eylül ayında 81 ilde topyekûn planlı üretime geçiyoruz
Tumblr media
#AileIşletmeleri, #DökmeZeytinyağıYasağı, #EtVeSütÜrünleri, #GıdaArzGüvenliği, #GlobalTarımTrendleri, #HayvancılıkDestekleri, #HububatÜretimi, #KentTarımı, #OrganizeTarımBölgeleri, #PlanlıTarımÜretimi, #StratejikTarımÜrünleri, #SuÜrünleri, #SuVerimliliği, #SulamaProjeleri, #Tarım, #TarımBakanlığı, #TarımIhracatı, #TarımSayımı, #TarımVeOrmanBakanıİbrahimYumaklı, #TarımVeOrmanBakanlığı, #TarımsalDestekProgramları, #TarımsalSuluma, #TohumKalitesi, #TohumculukPolitikaları, #TürkiyeTarımPolitikaları, #UluslararasıTarımIlişkileri, #YeniTarımNormalleri https://is.gd/BVN0Bo https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/manset/eylul-ayinda-81-ilde-topyekun-planli-uretime-geciyoruz/
Eylül ayında 81 ilde topyekûn planlı üretime geçiyoruz. Tüm dünyada yeni normal algısının değiştiğini ve tarıma da dünyadaki gelişmelerden farklı bir perspektiften bakılamayacağının altını çizen Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “İklim değişikliği, göçler, savaşlar, nüfus artışı hayatımızın tam göbeğinde. Bunlar bizim yeni normallerimiz. Bunları erteleyemeyiz de ıskalayamayız da…
Dolayısıyla bizim birinci önceliğimiz Türkiye’nin gıda arz güvenliğini sağlamak” dedi. Bakanlık olarak stratejik ürünlerde; bitkisel, hayvansal ve su ürünleri başlıklarında üretimi artırmak için harekete geçtiklerini anlatan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, verimli, kaliteli, sürdürülebilir bir üretim ve kayıtlılığı sağlayacak “planlı üretim” programını Eylül 2024’te 81 ilde topyekun hayata geçirmek hedefiyle çalıştıklarını anlattı.
Bakan İbrahim Yumaklı, “Hububat ve yağlı tohumlar, et ve süt ürünleri ve su ürünleri stratejik ürün kapsamında ama tüm Türkiye’de bakanlık teşkilatımız çalışıyor. Belki stratejik ürün değil ama Türkiye çapında sürükleyici bir ürün çıkarsa onu da dahil edebiliriz” bilgisini verdi.
Altyapı hazır, eğitim süreci başladı
Türkiye’de tarımsal üretim yelpazesinin çok geniş olduğunu vurgulayan Bakan Yumaklı, şunları söyledi: “Bu nedenle mevzuat çıkarıp hemen ‘planlı üretime geçiyorum’ demek kolay olmuyor. Süreç ve zaman gerektiriyor. Stratejik ürünlerden başlayarak bunların nerede, ne kadar üretileceğini planlamak, cesaretlendirecek ya da yönlendirecek mekanizmaları devreye sokmak gerekiyor.
Sistem oturdukça halkayı genişletebilirsiniz. Biz de önce yasal alt yapıyı hazırladık. Bütün illerde tarımsal üretim planlama ekipleri kurduk. Bunların içerisinde üreticiler, üretici temsilcileri, ticaret odaları, bakanlık çalışanlarımız var. Şimdi çok yoğun bir şekilde mart sonuna kadar kendi teşkilatımızı eğitiyoruz. Çünkü sadece bir yasal düzenleme çıkartıp ‘bunu uygulayın’ diyemezsiniz. Nasıl olacağını anlatmanız gerekir. Şu anda yoğun bir şekilde kendi teşkilatımızı eğitiyoruz.”
Destek programları 3 yıllık olacak
Tarımsal destek programlarının da planlı üretimi destekleyecek şekilde yeniden yapılandırıldığını bildiren Bakan Yumaklı, desteklerin temel, yönlendirici, verimlilik ve diğer destekler şeklinde 4 ana başlıkta olacağını aktardı.
Üretim planlaması yapılırken su ve sulama kaynakları dahil o bölge ile ilgili tüm kriterlerin önceden belirleneceğini dile getiren İbrahim Yumaklı, desteklerin de belirlenen kriterlerdeki kat sayılara göre verileceğini anlattı. Üretim planlamasına dahil olmayan ürünlerin ekilmesi durumunda o kat sayıya tekamül eden desteği alınamadığına dikkat çeken Bakan Yumaklı, planlamaların 3’er yıllık yapılacağını, dolayısıyla desteklerin de ortaya konulan kriterlerle 3 yıllık olarak açıklanacağını belirtti.
Aile ve ari işletmelere destekte yüksek puan
Tarımsal desteklerdeki gibi hayvancılık ve hayvansal üretim desteklerinin de kriterlere bağlandığını kaydeden Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Özellikle hastalıklardan doğan ekonomik kayıpları engelleyip verimliliği artırmak istiyoruz.
Nüfus artışına göre üretimi artırmamız lazım. Bitkisel üretim de hayvansal üretim de aslında yaratılıştan gelen bir doğum hadisesi gibi. Doğum zamanı beklemek, beklerken de buna uygun hazırlıkları yapmak gerekir” yorumunu yaptı. Bu amaçla hayvan hareketleri kontrol noktaları oluşturmaya başladıklarını aktaran Yumaklı, ilkini Erzurum’da açtıkları yol kontrol noktasını 7’ye çıkaracaklarını açıkladı. Bakan, böylece hayvansal hastalıkların yayılmasının önüne geçileceğini söyledi.
Türkiye’de hastalıktan ari işletme sayısını çoğaltmak için destek paketlerini artırdıklarını ileten Bakan Yumaklı, “Yeni destek paketimizde buna yönelen işletmelere öncelik vereceğiz. Onlara daha yüksek puan vereceğiz. Aile işletmelerini de önemsiyoruz. Eğer aile işletmesi iseniz kriterde bir puan artınız var. Eğer kadınsanız ekstra bir puanınız var. Hem kadın, hem gençseniz ekstra bir puanınız daha var” dedi.
Tarım sayımı 2026’da tamamlanacak
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile imzalanan protokolle Türkiye’nin tarım sayımını yapacaklarını hatırlattığımızda ise Bakan Yumaklı, şu açıklamaları yaptı: “Bizim verilerimiz zaten var ama bu tarım sayımı sağlamasını yapacak. Nüfus sayımı gibi olacak.
Tarım arazileri, hayvan sayıları gibi doğrulanan verilerle Türkiye’nin tarımsal üretim potansiyeli ortaya çıkarılacak. Sonrasında da üretim sürdürülebilirlik, verimlilik, kalite, kayıtlılık ve sektöre yatırım diye bu 5 ana başlığın üzerine oturtulacak.” Bakan Yumaklı, tarım sayımının 2026’da tamamlanacağını da açıkladı.
Eleştiriler de alan et ve sığır ithalatına yönelik düzenlemeye de açıklık getiren Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, “Özel sektör yaptığı zaman kendine göre bir planı oluyor. Yani izin alıyor, istediği zaman getiriyor” dedi ve şöyle devam etti: “Bekleme süresini de eklenince bir anda ülkede fiyatlar ya çok dibe vuruyor ya yukarı çıkıyor. Biz de ‘planlamayı biz yapacağız. Talebi olanlar bize gelecek, bildirecek ve hiç aracı kullanmadan sadece Et ve Süt Kurumu bunu yapacak�� dedik. Neye ihtiyaç var talep toplayıp ithalatı Et ve Süt Kurumu yapacak. Şu an talep toplama aşamasındayız. Süreç devam ediyor.”
Talebi planlayıp üreticiyi koruyacağız
İthalata yönelik gelen talepleri alıp, aylık planlamalarla düzenli ve regüle bir piyasa oluşmasını sağlayacaklarını aktaran Bakan Yumaklı, “Burada en önemli konu içerdeki üreticiyi zarar ettirmeyecek planlamayı yapmak. Buna dikkat ederek Et ve Süt Kurumu regülasyon görevini de bu anlamda yerine getirecek.
Ben söylenenlerle ilgilenmiyorum, ülkede hayvansal üretim yapanlar zarar etmesin ona bakıyorum. Eğer ihtiyaç varsa bunun planlamasını biz üstleniyoruz. Belki bize 100 tane gelecek denilecek. Biz bakacağız belki 100’e gerek yok 20 yeter deyip dağıtımı yapacağız. Yani piyasayı regüle etmek için tek elden yönetim işini yürüteceğiz” açıklamasını yaptı.
Organize tarım bölgeleriyle daha güçlü tarım
Geçen yıl başlattıkları ‘kent tarımı’ projesinde gelinen noktayı da değerlendiren Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, “Kentlerin çeperlerinde oluşturulan tarım alanlarıyla o kentin ihtiyacı karşılanacak, yerinde istihdam da sağlanacak. Kent tarımının ikinci ayağı organize tarım bölgeleri.
Bununla ilgili geçen yıl 41 ilde 60 Organize Tarım Bölgesi (OTB) yer belirlendi. Bunların 39’una Bakanlığımız tarafından tüzel kişilik kazandırıldı. Aydın ve Denizli’deki OTB’ler üretime geçti. Diğerlerinin çalışmaları devam ediyor. Bunlardan bazıları jeotermal enerji kullanılarak tarımsal üretim yapılacak. Dünyanın en büyük organize tarım bölgesi şu anda Gönen’de yapılıyor. Buralara çok yoğun ilgi var.
Bunların hepsi büyük şehirlere mümkün olduğu kadar yakın. Bu hem aradaki taşıma maliyetlerini, hem fire maliyetlerini azaltacak, ürün daha taze gelecek. Bunların üzerine yoğunlaştık. Onları hem tohum hem de yönlendirme anlamında destekliyoruz. Tarımsal üretimimizi arttırıp içerideki ihtiyacı giderip fazlasını da ihraç etmek istiyoruz. İşte organize tarım bölgeleri tam da bunu yapacak. Örneğin yüzde 30’unu içeri verecek, yüzde 70’ini ihraç edecek” diye konuştu.
Bu yıl 527 sulama tesisi yapılacak
Yeni normallere göre tohumdan başlayarak bütün üretim süreçlerinin planlaması gerektiğini yineleyen Bakan Yumaklı, şunları anlattı: “Sulama yatırımları da b planlar içinde önemli bir yerde. Bu yıl 527 sulama tesisi yapacağız. Çünkü Türkiye artık 112 milyar metreküplük bir suyu tutuyor. Sulama projelerini de tamamlayarak artık kurak alanları, sulak alanlar haline çevirip buğdaydan bir dekarda 200 kg alacağına 800-bin kg almaya getirmemiz gerekir. Bu da ancak sulama projeleriyle olur.”
Basınçlı sulamada %50 hibe desteği
Bakanlık olarak gittikçe kıtlaşan su kaynaklarının bilinçli kullanımına dönük çalışmalar yaptıklarını anlatan İbrahim Yumaklı, şöyle devam etti: “Tarım en çok su kullanılan alan. Dolayısıyla su verimliliğine en çok dikkat etmesi gereken sektör.
Bizim sulama projelerimizin hiç birisi açık sulama sistemleri değil. Kapalı devre basınçlı sulama sistemleri ve toplamın yüzde 33’üne ulaştık. Bunu ne kadar arttırırsak su kaybını o kadar azaltmış olacağız. Aynı şekilde de o sulama sistemlerini alıp kendi tarlasını sulayacak olanlar da basınçlı sulama sistemlerini kullanırsa Bakanlık olarak onlara yüzde 50 hibe desteği veriyoruz.
Yani 100 liraysa maliyetin 50 lirasını biz vereceğiz.” Şehirlerde su kaybını önlemek için belediyeler arasında ‘su kardeşliği’ projesini başlattıklarını aktaran Yumaklı, iyi uygulamaların diğer kentlere de örnek olması için çalıştıklarını ifade etti. Bakan Yumaklı, sanayi tarafında da su verimliliği çalışmaları için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile ortak çalışmalar yürüttüklerini aktardı.
Katma değer için dökme zeytinyağı ihracatı yasaklandı
Dökme zeytinyağı ihracatına getirilen yasaklara yönelik eleştirileri de değerlendiren Bakan Yumaklı, “Kuraklık nedeniyle İtalya, İspanya gibi ülkelerde geçen yıl zeytinyağı üretimi yüzde 60-70’lere varan oranda daraldı. Biz bunu önceden tespit ettik ve zeytinyağı fiyatlarının yükseleceğini belirledik. Nitekim öyle oldu.
Fiyat, 3-4 eurolardan 8-10 eurolara çıktı. Bizden dökme zeytinyağı alan yurtdışındaki alıcı, ülkesinde kendi etiketini basarak şişeledi. Yani bizden alıyor pazarını da kaybetmiyor. Biz dökme zeytinyağını 3 dolara satıyoruz. Onlar şişeleyip 8.5- 9 euroya satıyor. Biz de ‘elimizdeki stoklardan zeytinyağı ihracatı yapabiliriz ama kendi markamızla’ dedik. Yani katma değerli satışa yasak yok” dedi.
31 milyar dolarlık ihracat hedefi
Üretimin yeterli derecede olmasının sadece bugünün değil gelecekte de sürdürülebilir bir şekilde sağlanmasının kritik olduğuna dikkat çeken Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, “Üretimi artırmanın diğer bir kastı da ihracat yapıp ülkeye döviz kazandırmak. Geçen sene 30 milyar dolarlık ihracatımız var. Bu sene 31 milyar dolar civarında olacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla bu kadar da güçlü bir tarım sektörümüz var” dedi.
Tüm dünyada çalışmaların yeni normallere göre şekillendiğini ifade eden Bakan Yumaklı’ya göre, ülkelerin bazı konularda aldıkları tedbirlerin nasıl etkileyeceğini tespit edip ona göre pozisyon almak gerekiyor. Bakanlık bünyesine bu amaçla Gıda Arz Güvenliği Dairesi kurulduğunu hatırlatan Bakan, böylece dünya pazarında yaşanacak olası ticari değişimleri önceden tespit edebildiklerini söyledi.
Tohum sorunumuz yok, 97 ülkeye ihraç ediyoruz
Türkiye’de ata tohumunun yasaklandığı yönündeki eleştirileri yersiz bulan Bakan İbrahim Yumaklı, Bakanlık olarak tohum kalitesi ve iyileştirme yönünde çalıştıklarını söyledi.
Geçmişten gelen her tohumun ata tohumu olmadığına da işaret eden Bakan, “O tohumun belki toprağa olumsuz bir etkisi var. Belki bugünün şartlarında bir hastalık taşıyor. Dolayısıyla onları bunların uzunca bir inceleme, araştırma ve deneme süreçleri var. Bütün sonuçlar ortaya konulduktan sonra ‘evet bu ata tohumu’ denir tescillenip tohum bankasına kaydedilir” dedi.
Türkiye’nin tohumla ilgili hiçbir sorunu olmadığını söyleyen Bakan Yumaklı, şu bilgileri verdi: “Dünyanın 97 ülkesine tohum ihraç ediyoruz. 100 birim ithal ediyorsak 137 birim ihraç ediyoruz. Türkiye olarak artık uluslararası literat��rde tohum üreticisi bir ülke olarak adlandırılıyoruz.”
Kaynak : Nurdoğan ARSLAN ERGÜN / Dünya Gazatesi
0 notes
pazaryerigundem · 15 hours ago
Text
4. Göksu Gravga Şenliği’nde lezzet ve eğlence bir arada
https://pazaryerigundem.com/haber/221327/4-goksu-gravga-senliginde-lezzet-ve-eglence-bir-arada/ -
4. Göksu Gravga Şenliği’nde lezzet ve eğlence bir arada
Tumblr media
Mersin Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde, Mut Belediyesi, Göksu Sulama Kooperatifi ve birçok sivil toplum örgütünün destekleriyle 4. Göksu Gravga Erik Şenliği yapıldı. Mut’un Göksu, eski ismiyle Gravga, mahallesinde düzenlenen şenlik, ‘En Güzel Erik Yarışması’yla başladı.Bölgenin en önemli geçim kaynaklarından biri olan eriğin tanıtımına katkı sağlamayı, yöresel ürünleri desteklemeyi ve kültürel zenginlikleri ön plana çıkarmayı amaçlayan şenlik, tüm gün sınırsız eğlenceyle katılımcılara keyifli bir gün yaşattı.
MERSİN (İGFA) – Şenliği başlatan ve jüri üyelerini oldukça zorlayan ‘En Güzel Erik Yarışması’nın birincisi Cüveyra Köse isimli üreticinin eriği oldu. Yarışmanın ikincisi Düriye Şimşek, üçüncüsü ise Sıdıka Aras isimli üreticinin erikleri oldu. Dereceye giren üreticilere ödülleri Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, Mut Belediye Başkanı Murat Orhan ve Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu tarafından verildi.
Mut Belediyesi Halk Oyunları gösterisi ile devam eden şenlik, konuşmalar ve ödül töreni ile sürdü. İlk erik fidanını Mut’a getiren Mahmut Şirvani ve ilk büyük erik bahçesini kuran Osman Zehir’e özel plaket verildi. Şair Osman Gündoğdu ve Hüseyin Cılız’ın şiir dinletisi gerçekleştirdiği şenlikte, yerel sanatçılar Ali Aksoy ve Grup Vahde, yörenin türkülerini seslendirdi. Şenliğin finalinde ise, Mersin Büyükşehir Belediyesi Türk Halk Müziği Topluluğu seslendirdiği şarkılarla katılımcılara keyif dolu anlar yaşattı. Alana kurulan stantlarda, gün boyunca yöresel ürünler ve el sanatları sergilendi.
Orhan: “Mut Belediyesi ve Büyükşehir olarak hep omuz omuza hizmet ettik”
Emeğiyle üreten çiftçileri selamlayarak konuşmasına başlayan Mut Belediye Başkanı Murat Orhan, Mut’un birbirinden güzel ürünlere ev sahipliği yaptığını ve Türkiye’de en fazla organik tarımın yapıldığı yer olduğunu söyledi. Şenliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür eden Orhan, “Bu şenlikde beraberce çalışmaktan onur ve gurur duyduğum Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Vahap Seçer Bey’e özellikle teşekkür etmek istiyorum. Mut’la ilgili bugüne kadar ne talebimiz olduysa Mut Belediyesi ve Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak hep beraberce, omuz omuza hizmet ettik, bundan sonra da hizmet etmeye devam edeceğiz” dedi.
Şahutoğlu: “Bizler tarımı; bu ülkenin geleceği olarak görüyoruz”
Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Selçuk Şahutoğlu, konuşmasına; katılımcılara Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in selamlarını ileterek başladı. Şahutoğlu, “Bizler tarımı sadece geçim kaynağı olarak değil, bu kentin ve aynı zamanda bu ülkenin geleceği olarak görüyoruz. Başkanımız Sayın Vahap Seçer’in öncülüğünde, alın terinin karşılığını alan, emeği önceleyen sosyal belediyecilikle hareket ediyoruz” dedi.
Mersin Büyükşehir olarak kentte gerçekleştirmiş oldukları tüm tarım desteklerini ve sosyal destekleri üretimle buluşturan öncü bir model oluşturduklarına değinen Şahutoğlu, küçük aile işletmelerini, kooperatifleri, gençleri ve üreticileri destekleyerek onların yanlarında olduklarını kaydetti. Şahutoğlu, “Bizler; Mersin tarımını sadece desteklenmesi gereken bir alan olarak değil; sürdürülebilir kalkınmanın, köyde yaşamın ve sürdürülebilir tarımın bir teminatı olarak görüyoruz ve bu şiarla çalışıyoruz. Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı olarak yapılan tüm projeleri masa başında değil, siz üreticilerle beraber köy meydanında, üretim sahalarında ve alanlarda; üretici örgütleriyle, kooperatiflerle ve tüm üreticilerle beraber, üretimden hasada ve pazara kadar olan zincirde emek ve kent olarak beraber sürdürüyoruz. Çünkü biz beraber öğrenen, birlikte mücadele veren emekçileriz” dedi.
“Tarım, Mut’un kalbi demektir”
Büyükşehir Belediyesi olarak Mersin’de fide-fidan-soğan desteklerinden, hayvancılık desteklerine ve makine-ekipman desteklerine kadar pek çok hizmeti yüzlerce çiftçi ve üreticiye ulaştırdıklarını kaydeden Şahutoğlu, bundan sonra da tarımın her alanında üreticilerin yanlarında olmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi. 2019 yılından bugüne kadar Mersin Büyükşehir olarak hem kent genelinde hem de Mut ilçesinde sağlamış oldukları tarımsal destekleri sayısal verilerle tek tek aktaran Şahutoğlu, “Tarım, Mut’un kalbi demektir. Bizler de Mut ilçemizde gerçekleştirdiğimiz desteklerle çiftçimizin ve üreticimizin yanında olarak son 6 yılda tarımsal desteklerimizi sürdürdük. Desteklerimizi de bölgelere ve yörelere uygun, o bölgede yetişecek niş ürünleri destekleyerek gerçekleştiriyoruz. Eriği, sadece ve sadece Mut’ta yetişen bir ürün veya bir meyve olarak değil de bu bölgenin ve Mut tarımının da ileriye gitmesi, köyde yaşamın sürdürülebilirliği açısından değerli ve önemli buluyoruz. Bu şenliklerle beraber de aslında Mut Gravga bölgesinde yetişen eriğin ve ihracata giden eriğin de tanıtımı ve pazarlaması noktasında da destekte bulunuyoruz” diye konuştu.
Sözlerinin sonunda, tarımın her koluna destek vermeye devam ettiklerini ifade eden Şahutoğlu, “Bizler bu verdiğimiz destekleri, tarımın gelişmesi ve aynı zamanda sürdürülebilmesi açısından da değerli buluyoruz. Unutmayalım; güçlü bir tarım, güçlü bir gelecek demek” dedi ve topraktan aldıkları güçle Mut’u daha da çok kalkındıracaklarını kaydetti.
Yıldız: “Erik, sadece bir meyve değil, büyük bir kitlenin geçim kaynağı”
Erik Üreticisi Merih Yıldız, eriğin 1963 yılında Şanlıurfa’dan Göksu’ya geliş öyküsünü, erik bahçesinin kuruluşu, erik serası denemesi gibi önemli dönemleri anlattı. Şenliğin, sadece bir kutlama olmadığını aynı zamanda Göksu’nun tanıtımı için de önemli bir vesile olduğunu kaydeden Yıldız, “Erik bu topraklarda sadece bir meyve değil, aynı zamanda büyük bir kitlenin geçim kaynağıdır. Eriklerin kalitesini daha da arttırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, pazarlama olanaklarını geliştirmek ve siz değerli üreticilerimizin hak ettiği değeri görmesi için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Bu şenlik sadece bir kutlama değil aynı zamanda dayanışmamızı güçlendireceğimiz, bilgi ve deneyimlerimizi paylaştığımız bir platformdur” diye belirterek, şenliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
“Böyle organizasyonlar halkımız ve ülkemiz için çok önemli”
Şenliğe Mersin merkezden katılan vatandaşlardan Müge Yeşiltepe, “Her şey çok güzel, erikler çok güzel” dedi. Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği desteği de değerlendiren Yeşiltepe, “Muhteşem bir şey. Sözün bittiği yer. Böyle organizasyonlar halkımız ve ülkemiz için çok önemli. Ben çok memnunum, her etkinliğe katılıyorum” dedi. 5 yıldır Mut’ta yaşadığını ancak şenliğe ilk defa geldiğini söyleyen Hacer Öcal, “Erik yedim, çok lezzetli. Gravga eriğini herkese öneriyorum” diye konuştu.
“Şenlik çok güzel, erik de çok güzel”
Gülsüm Vatansever, etkinliğe Mersin merkezden katılan vatandaşlardan. Vatansever etkinliği çok beğendiğini söyleyerek, “Şenlik çok güzel, erik de çok güzel. Geldiğime çok mutlu oldum. Vahap Seçer başkanımıza teşekkür ederiz. Bizi dernek olarak getirdiler. Her daim yanımızda. Biz de onu yalnız bırakmıyoruz. Ben Tarım Bakanlığı’ndan emekliyim. Tarıma hizmet çok önemli. Tarım olmazsa vatan olmaz, tarım var ki biz varız. Tarım konusunda destek veren herkese teşekkür ederiz” diye belirtti.
Şenliğe katılan Doğan Kelek, bu tarz etkinliklerin oldukça gerekli olduğunu ifade ederek, “Toplumla bütünleşmek ve kaynaşmak için bu tarz etkinlikler gerekli. Çok sık yapılmalı” şeklinde konuştu. Vatandaşlardan Cevat Yılmaz ise, “Şenliği gayet iyi buluyorum. Daha da geliştirilse daha güzel olur. Etkinlik her zaman iyidir” dedi.
Tumblr media
0 notes
rayhaber · 29 days ago
Text
Konya Bilim Merkezi'nde Yenilikçi Topraksız Tarım Uygulaması
Kent Tarımı için topraksız üretim üzerine Ar-Ge çalışmaları yapan Konya Büyükşehir Belediyesi, bu kapsamda Konya Bilim Merkezi bahçesinde topraksız tarım alanı oluşturdu. Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından şehre kazandırılan TÜBİTAK destekli Türkiye’nin ilk ve en büyük bilim merkezi Konya Bilim Merkezi bahçesinde oluşturulan topraksız tarım alanı Konya tarımı için önemli bir model…
0 notes
pateralba · 1 year ago
Text
Tumblr media
Aile emeği ile kendi toprağı üzerinde tarım yapan üreticilere köylü diyoruz. Piyasa için üretim yapan köylülük küçük meta üretimi yapıyor. Bundan dolayı köylü kapitalizm tarafından kuşatılıyor, sermayenin öğeleri tarafından sıkıştırılıyor ve toprak giderek metalaşıyor. Bundan dolayı köylülük sorunu sosyalist devrimin çıkarlarına bağlanıyor. Köylülük kendi emeğini kullanmasına rağmen üretim araçlarına sahip yoksul nüfusu içinde barındırıyor. Proletarya diktatörlüğü sürecinde tarımı dönüştürürsünüz. Köylülük komünizme geçilecek mücadelenin ilk aşamalarında ortadan kaldırılacaktır. Toprak kapitalizmin doğumunda ve gelişiminde üretim araçlarının mülkiyeti konusunun kilit noktalarındandır. Tarımda sermaye traktör, biçer döver ve iş makineleri, sulama kanalları, tohumculuk ve suni gübrelemedir. Ama her şeyden önce tarımda sermaye ücretli emek sömürüsüdür.  Yani sosyalizmde toprağın değil, tarımın kamulaştırılması ya da kolektivizasyonu gereklidir. Dolayısıyla tüm sınıfları kaldıracak olan komünizmin ilk evrelerinde köylülük de ortadan kaldırılacaktır. Köylülüğün kır proletaryasına ya da kolektif çiftçilere dönüşümü kır ve kent arasındaki ayrımları ortadan kaldırmanın koşullarındandır.
Köylünün toprak talebi mülkiyetçiliğe indirgenemez. Tarımda büyük toprak sahipleri ve topraksız köylü arasındaki kendi emeğiyle çalışan küçük toprak sahibi bir kitle vardır. Bu köylülerin toprağa tutunması üretim sürecine ve işlerine tutunmaları anlamına gelir. Bu bağlamda borçlandırılarak ve makineleşen tarımın rekabetine dayanamayarak toprağını kaybetme aşamasına gelen köylülerin devrimcileşeceği açıktır. Proletarya diktatörlüğünün bir işçi-köylü ittifakı içinde ortaya çıkıp çıkmayacağı da bütün bunların toplam dengesi üzerinden anlaşılacaktır.
0 notes
malatyapenceregazetesi · 2 years ago
Text
Ağbaba; Malatya’yı Yeniden Ayağa Kaldıracağız
Tumblr media
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, “Allah bize nasip ederse herkes bilsin ki çok kısa sürede Malatya’yı, kent merkezini ayağa kaldıracağız” dedi.
Milletvekili Ağbaba, bir iş insanının desteğiyle Yeşilyurt ilçesine bağlı Konak (Banazı) Mahallesi’nde kurulan 10 konteyner işyerini esnafa teslim etti. Konak Mahallesi’nde depremden etkilenen esnaf, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’dan konteyner işyeri istedi. İş insanları ile görüşen Ağbaba, bir iş insanının desteğiyle Malatya’ya getirilen konteyner işyerlerinin anahtarlarını depremden etkilenen esnafa teslim etti. “BÖYLE BİR YAZIM HATASI OLABİLİR Mİ?” Milletvekili Ağbaba, burada yaptığı konuşmada, “Malatya büyük bir deprem yaşadı ama Türkiye kamuoyuna sanki bu kent deprem yaşamamış gibi yansıdı. 2,5 aydan beri mücadele ediyorum. Malatya’nın nasıl yıkıldığını, şehir merkezinin yok olduğunu, Doğanşehir ilçemizin ve mahallelerinin, Çırmıhtı’nın, Barguzu’nun, Gündüzbey’in ve Banazı’nın nasıl yok olduğunu Türkiye’ye anlatmaya çalışıyorum. Çıktığım bütün televizyon programlarında ifade ettim. Maalesef AFAD, Malatya’yı hafif hasarlı illerin başında gösterdi. Tepkiler üzerine “yazım hatası” denildi. Malatya ile ilgili yazım hatası yapanların Malatyalıların deyimiyle gözü kör olsun. Böyle bir yazım hatası olabilir mi? Sonra TRT bir video hazırladı, orada da Malatya yok” dedi. “MALATYA TERK EDİLECEK BİR ŞEHİR DEĞİL” “Malatya’nın derdini biliyoruz” ifadesini kullanan Ağbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: “Malatya’yı adım adım gezerek, köy köy mahalle mahalle ziyaret ederek biliyoruz. Malatya’nın ayağa kalkması gerekiyor. Malatya terk edilecek bir şehir değil. Malatya, Türkiye’nin en güzel şehri. Hem tarımı hem ticareti hem de güzel insanları var, o yüzden Malatya’yı terk etmemek lazım. Tek edenlere de ‘bir an önce şehrinize dönün’ diyoruz. Malatya nasıl ayağa kalkacak? Esnaf ayağa kalkarsa Malatya ayağa kalkacak. Esnaf ayağa kalkarsa Malatya canlanacak. Esnaf canlanmadığı, işyerini açmadığı ve göç ettiği sürece Malatya’nın ayağa kalkması mümkün değil.” “MALATYA VE İLÇELERİNİ AYAĞA KALDIRMAYA ÇALIŞIYORUZ” Ağbaba, iş insanı Cenk Polat'ında katkılarıyla esnaf konteynerlerini Banazı’ya getirdiklerini kaydederek, “Konteynerleri Banazı esnafına teslim ediyoruz. Önümüzdeki günlerde Çırmıhtı’ya, Gündüzbey’e ve Malatya merkeze de imkanlarımız ölçüsünde işyerleri dağıtacağız. Malatya’yı hep beraber ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Malatya’nın ilçelerini ve mahallelerini ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Şunu bilin ki; Malatya’da hiç kimsenin sesi çıkmazken gece gündüz çalışarak, uyumadan, bazen bir enkazın önündeki ateşin başında şehrin sorunlarını dinliyoruz, dinlemeye de devam ediyoruz. Elinizi vicdanınıza koyun; biz olmazsak Malatya’nın sesini kimse duymayacaktı. Akpınar, Niyazi Mısri, Turgut Temelli, Şire Pazarı, Bakırcılar Pazarı, Kasap Pazarı ve Akpınar Meydanı’nın yerinde dönüşmesi gerektiğini savunuyoruz. Allah bize nasip ederse herkes bilsin ki çok kısa sürede Malatya’yı, kent merkezini ayağa kaldıracağız” diye konuştu. Vatandaşlara bir ricada da bulunan Ağbaba, “Beni buradan boynu bükük göndermeyin. Beni tek başıma göndermeyin. Arkadaşlarımla birlikte Ankara’ya gönderin ki daha güçlü gidelim ve daha çok hizmet verelim” dedi. Read the full article
0 notes
tarimormanhaber · 3 years ago
Text
Tarımda Yeni Destekleme Modeli 'Kent Tarımı' Hayata Geçirilecek
Tarımda Yeni Destekleme Modeli ‘Kent Tarımı’ Hayata Geçirilecek
Tarım ve Orman Bakanlığı, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına gelinirken tarım, hayvancılık ve ormancılık sektörlerinde kentten kırsala uzanan bir dizi yeni uygulamaya imza atacak. Tarım ve Orman Bakanlığı, “kent tarımı” modeliyle şehirlerde taze ve ucuz sebzeye erişimin sağlanmasını hedeflerken yeni destekleme modeliyle de ekim öncesi izin, ayni destek ve hasat sonrası fark ödemesi uygulamalarını…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
pusancatholic · 2 years ago
Text
Okan Müderrisoğlu yazdı: 2023 seçimlerinin ön analiz raporu...
Okan Müderrisoğlu yazdı: 2023 seçimlerinin ön analiz raporu…
GIDA GÜVENLİĞİ: “BULUNABİLİRLİK” Dün, Tarım ve Orman Bakanı Sn. Vahit Kirişçi’nin yıllık değerlendirme toplantısında idik. Bakanlığın kapsama alanındaki konular öylesine fazla ki… Kuraklık riski, barajların doluluğu, tarımsal destekleme, bitkisel üretim, kent tarımı, tarımda dijitalleşme, gelir koruma sigortası, genç ve kadın çiftçilerin teşviki, et ve süt fiyatları, tahıl koridoru, Orman Genel…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gazetehaberi · 2 years ago
Text
Nilüfer’de çiftçilere budama eğitimi
0 notes
listemakale · 2 years ago
Text
Nilüfer’de çiftçilere budama eğitimi
Nilüfer’de çiftçilere budama eğitimi
Nilüfer Belediyesi çiftçilere budama teknikleriyle ilgili eğitim düzenledi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Dr. Cihangir Korkmaz, çiftçilere genel budama tekniklerini ve budamada yapılan hataları anlattı.   Nilüfer Belediyesi kırsalda bulunan çiftçilere ve kent içinde bahçe ve balkon tarımı ile uğraşan vatandaşlara verdiği eğitimleri sürdürüyor. Nilüfer Belediyesi, Ziraat Mühendisleri Odası…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
habergecesi · 2 years ago
Text
Nilüfer’de çiftçilere budama eğitimi
Nilüfer’de çiftçilere budama eğitimi
Nilüfer Belediyesi çiftçilere budama teknikleriyle ilgili eğitim düzenledi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Dr. Cihangir Korkmaz, çiftçilere genel budama tekniklerini ve budamada yapılan hataları anlattı.   Nilüfer Belediyesi kırsalda bulunan çiftçilere ve kent içinde bahçe ve balkon tarımı ile uğraşan vatandaşlara verdiği eğitimleri sürdürüyor. Nilüfer Belediyesi, Ziraat Mühendisleri Odası…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kadinruhu · 2 years ago
Text
Nilüfer’de çiftçilere budama eğitimi
Nilüfer’de çiftçilere budama eğitimi
Nilüfer Belediyesi çiftçilere budama teknikleriyle ilgili eğitim düzenledi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Dr. Cihangir Korkmaz, çiftçilere genel budama tekniklerini ve budamada yapılan hataları anlattı.   Nilüfer Belediyesi kırsalda bulunan çiftçilere ve kent içinde bahçe ve balkon tarımı ile uğraşan vatandaşlara verdiği eğitimleri sürdürüyor. Nilüfer Belediyesi, Ziraat Mühendisleri Odası…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
zekiyuncuoglu · 3 years ago
Photo
Tumblr media
Bir Sümer Atasözü Der ki; "Gümüşü ve altını olanlar, öküzü, koyunu ve arpası olanların kapısında bekler." Tarımı, Hayvancılığı İle Köylü Köyünde Gerek. Tarlayı, Hayvanı Satıp Kente İnip Bu Çağ Kırımında Köleye Köle, Açlık, Yoklukla Malamat Olmayın, Akıllı Olun! Suya Sahip ve Tarım Üreten Bu Çağın Kralıdır.. Hele Bir de Kendiniz Aracısız Pazara Sürüyorsanız İmparatorsunuz; ANT OLSUN 🤘 #ZekiYÜNCÜOĞLU ☣️ #KökTürüg_Manas 🌀 #KADİM_TÖRECİ_ÖZ_GELENEKÇİ_KÖKTUĞ_ATANMIŞLARI 🌀 https://www.instagram.com/p/CjQGFUdKqCN/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
pazaryerigundem · 3 days ago
Text
Prof. Dr. Aksoy: Bursa'nın tarımı korunmalı, turizm yükselmeli
https://pazaryerigundem.com/haber/220736/prof-dr-aksoy-bursanin-tarimi-korunmali-turizm-yukselmeli/ -
Prof. Dr. Aksoy: Bursa'nın tarımı korunmalı, turizm yükselmeli
Tumblr media
Bursa’nın gelecek vizyonu ve hedeflerini anlatan Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Bursa’nın tarım, sanayi, tarih, kültür ve turizm kimliklerini bir arada geliştirme potansiyeline sahip olduğunu vurguladı.
BURSA (İGFA) – Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Herkes Duysun TV’nin “Gerçek Sesler” programında Bursa’nın kimlik sorununa ve geleceğine dair önemli açıklamalarda bulundu.
BURSA’NIN ÇOK YÖNLÜ KİMLİĞİ
Bursa’nın sağlık, sanayi, tarım, tarih ve kültür kenti gibi çoklu kimliklere sahip olduğunu belirten Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, bu kimliklerin paralel şekilde geliştirilebileceğini savunurken,  tüm kimliklerin Bursa için değerli olduğunu vurguladı.
TARIM KİMLİĞİ ÖN PLANDA
Tarım kökenli bir akademisyen olan Prof. Dr. Aksoy, Bursa’nın tarım kimliğinin korunmasının önemli olduğunu ifade etti. “İnsanların beslenmesiyle ilgili olduğu için tarım kimliği önceliğimiz olmalı” diyen Prof. Dr. Aksoy, kentin tarımsal potansiyelinin sürdürülebilir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek bunun, Bursa’nın doğal kaynaklarını koruma ve gıda güvenliği açısından önem taşıdığını söyledi.
youtube
SANAYİDE TEKNOLOJİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK…
Sanayi kenti olarak bilinen Bursa’da, kirletici ve emek yoğun sanayiden uzaklaşılması gerektiğini savunan Başkan Aksoy, teknoloji odaklı ve dikey sanayiye geçişin şart olduğunu vurguladı. Yeni organize sanayi bölgelerine olan ihtiyacı sorgulayan Aksoy, “Nüfusumuz 2,8 milyona ulaştı. Artık kirletici sanayiden uzaklaşmalıyız” çağrısında bulunarak tekstil ve otomotivde güçlü markalara sahip olan Bursa’nın, teknoloji üretimine odaklanarak sanayi kimliğini güçlendirebileceğini kaydetti.
Bursa’nın tarih, kültür ve doğal güzellikleriyle turizmde büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Aksoy, konaklama sürelerinin artırılmasıyla turizm gelirlerinin yükseltilebileceğini ifade ederek, şu anda ortalama bir gün olan konaklama süresinin 2-3 güne çıkarılması halinde, kentin turizmden daha fazla ekonomik fayda sağlayabileceğini söyledi. Aksoy, turizmin sadece gelir değil, aynı zamanda Bursa’nın doğal ve kültürel varlıklarını tanıtma ve koruma aracı olarak değerlendirilmesi gerektiğini de anlattı.
youtube
Tumblr media
0 notes
deliklicinar · 3 years ago
Text
Avdan’da kömür ocağına karşı bir eylem daha
Tumblr media
Denizli’nin Tavas ilçesi Avdan’da köylüler ve çevreciler Açık Kömür İşletmesine karşı bir eylem daha yaptı. Köylüler mahkeme sürecinin devam etmesine rağmen tarlalarına giren maden şirketine karşı direnişi sürüyor. Avdan’da kömür ocağına karşı büyük bir eylem daha düzenlendi. Büyük Menderes İnisiyatifi’nin öncülüğünde düzenlenen Avdan’daki eyleme CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, Denizli Barosu Kent ve Çevre Komisyonu, Muğla ve Aydın'dan doğa ve çevre platformları, Deştin Çevre Platformu, Akbelen Ormanı için direnen İkizköylüler, TMMOB’a bağlı meslek örgütleri, Birleşik Kamu İş, CHP, Büyük Menderes İnisiyatifi, Avdan Platformu, Denizli Kadın Platformu, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, siyasi parti temsilcileri, çevre köylerin muhtarları ve çok sayıda çevreci katıldı.
Köylüler: Tarladaki ürünlerimizi ziyan ettiler
7’den 70’e tüm Avdanlıların katıldığı eylemde, köylüler aceleyle kamulaştırılan topraklarından vazgeçmeyeceklerini, atalarından kalan toprakları torunlarına bırakacaklarını haykırdı. Köylüler maden şirketi çalışanlarının kepçelerle tarlalarına girdiklerini ve tütün, zeytin ve meyve gibi ürünlerini ziyan ettiklerini anlattı. Köylüler tarlada nöbet tutuyor. İkizköy’den, Aydın ve Muğla’dan gelen çevre örgütü üyeleri Avdanlılara destek vererek, ‘yalnız değilsiniz, yanınızdayız, vazgeçmeyin’ mesajları verdi.
Tumblr media
“Araziler bir gecede kamulaştırıldı”
Büyük Menderes İnisiyatifi adına basın açıklamasını yapan Ayşe Hazer, Avdan’daki durumla ilgili, “Tavas-Avdan bölgesinde önce termik santral kurulması için girişimlerde bulunuldu olmadı, sonra açık kömür işletmesi için ÇED raporu almak istendi olmadı, son olarak da bir gece Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkartılarak acele kamulaştırma kararı verildi. Bu kamulaştırma gerçekleşirse zeytinlikler ve tarım alanları tamamen kömüre feda edilecek. Kamulaştırmanın Avdan’da tarımı tamamen bitireceği gerçektir. Tarım ile geçimini sağlayan yöre halkı bölgede barınamaz hale gelecek. Bölge halkının tarımsal faaliyetlerinden dolaylı olarak faydalanan diğer sosyal ve ekonomik ilişkiler zarar görecektir” dedi.
“Sit alanları zarar görecek”
Son yıllarda artan zeytinciliğinde zarar göreceğini belirten Hazer, acele kamulaştırılan alanların etrafınad çok sayıda sit alanı bulunduğunu, kömür madeninin Beyağaç Kartal Göl ve Türkiye’nin en yaşlı karaçam ormanlarına zarar vereceğini söyledi.
Tumblr media
Ayşe Hazer, Danıştay’da açılan iptal davalarının sonucu beklenmeden şirket kepçe ve kamyonlarının tarlalara girdiğini belirterek, geleceğimize sahip çıkmak için bu yapılanlara sessiz kalmayacaklarını söyledi. Hazer verimli topraklara sahip olan Avdan’da kömür işletmesinin kurulmasının sadece bölgenin değil tüm Denizli’nin etkileneceğini ifade ederek tüm Denizlilileri mücadeleye destek vermeye davet etti.
Tumblr media
Karaca: Tavaslı Başkanlar nerede?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, “İki yıl önce termik santralle başladı her şey. Büyük tepki sonucu Büyükşehir Belediye Başkanı sizin tepkinize duyarsız kalamadı ve ‘Avdan benim için şeref meselesidir’ dedi. Yine Tavas Belediye Başkanı ‘siyasi hayatımı bitiririm, Avdan’a bu ihaneti yaptırmam’ dedi. Peki şimdi nerede bu başkanlar? Başkanlar başlarını kuma gömdüler ancak Avdanlı kadınlar ve yurttaşlarımız, merkezden ve çevre illerden gelen çevrecilerle birlikte mücadele devam ediyor” diye konuştu.   
Tumblr media
Eylem sırasında ‘Avdan’da kömür ocağı istemiyoruz’, ‘Zeytin için Adalet, ‘kömür mü yaşam mı’, ‘Sömürücü şirket Avdan’ı terket’, ‘toprağın üstü altından zengindir’ yazılı pankartlar taşındı.   Read the full article
0 notes
yeterinceiyilesmistim · 3 years ago
Text
Dolayısıyla, büyük bir devletin merkezi yıkıldığında yahut terk edildiğinde kültürel açıdan neyin yitip gittiği ampirik bir sorudur. Büyük ihtimalle işbölümüne, ticaretin ölçeğine ve anıtsal mimarilere bir etkisi olmuştur. Diğer yanda artık merkezin esaretinden kurtulmuş sayısız küçük merkezde, o kültürün sağ kalma (ve gelişme) ihtimali de yüksektir. Kültürü, devlet merkezleriyle veya geniş kurumsal dayanakları olan saray kültürünün doruk noktasıyla karıştırmamak gerekir. Hepsinden önemlisi, bir nüfusun refahı asla bir sarayın veya devlet merkezinin gücüyle karıştırılmamalıdır. İlk devletlerde tebaanın vergilerden, askere alınmaktan, salgın hastalıklardan ve baskıdan kaçmak için hem tarımı hem de kent merkezlerini terk etmesi nadir hadiseler değildi. Başka bir açıdan bakıldığında, toplayıcılık veya hayvancılık gibi daha ilkel geçim yollarına geriledikleri söylenebilir. Ancak başka ve bana göre daha geniş bir açıdan değerlendirildiğinde, angarya işlerden ve tahıl vergisi vermekten kaçınmış, salgın hastalıktan kaçmış, özgür lüğü ve fiziksel hareketliliği baskıcı bir serfliğe tercih etmiş ve belki savaşta ölme riskinden kurtulmuşlardı. Çoğu kez devleti terk etmek bir özgürleşme deneyimiydi. Tabii bunu söylerken devletin dışındaki yaşamı başka türden yırtıcılıklar ve şiddetle tanımlamanın mümkün olduğunu kesinlikle yadsımıyoruz; ancak ileri sürdüğümüz şey daha çok, bir kent merkezini terk etmenin kendiliğinden şiddete ve vahşiliğe dönüş anlamına gelmeyeceğidir.
0 notes