#karbon emisyonu azaltma
Explore tagged Tumblr posts
Text
Ford, LG Energy ve Koç Ortaklığında Türkiye Batarya Fabrikası: Karar Bekleniyor
Ford, LG Energy Solution ve Koç Holding’in Türkiye’de planlanan batarya fabrikası projesi için inşaat alanı ve temel atma zamanlaması hakkında henüz bir kararın alınmadığı açıklandı. The Korea Economic Daily’nin haberine göre Türkiye’nin enerji sektöründe dönüştürücü bir etki yaratması beklenen Ford, LG Energy Solution ve Koç Holding iş birliği ile kurulacak batarya fabrikasının, global…
View On WordPress
#batarya fabrikası Türkiye#elektrikli araçlar#EV pazarı daralması#Ford LG Koç ortaklığı#karbon emisyonu azaltma#Sürdürülebilir Teknoloji#yeşil batarya üretimi#yeşil enerji yatırımları
0 notes
Text
Isı Pompaları: Enerji Verimliliği ve Sürdürülebilir İklimlendirme Çözümleri
Isı pompaları, çevresel kaynaklardan ısı transferi yaparak hem ısıtma hem de soğutma işlevi görebilen enerji verimli sistemlerdir. Bu cihazlar, dış ortamdan (hava, su veya yer altı) ısı alarak iç mekanlara taşıma yeteneğine sahiptir. Isı pompaları, özellikle enerji maliyetlerini azaltma ve karbon salınımını en aza indirme konularında önemli bir çözüm sunar. Hem konutlarda hem de ticari alanlarda uygulanabilen bu sistemler, sürdürülebilir enerji kullanımı açısından giderek daha fazla tercih edilmektedir.
Isı pompalarının çalışma prensibi, bir soğutucu akışkanın döngüsü etrafında şekillenir. Kış aylarında, dış ortamdan alınan soğuk hava, ısı pompası tarafından işlenir ve iç mekâna ısı aktarılır. Yaz aylarında ise tam tersi bir işlem gerçekleşir; iç mekândan alınan ısı, dışarı atılarak soğutma sağlanır. Bu döngü, kompresör, evaporatör ve kondansatör gibi bileşenler aracılığıyla gerçekleştirilir. Isı pompaları, elektrik enerjisi kullanarak çalıştıkları için, doğru kullanıldıklarında geleneksel ısıtma ve soğutma sistemlerine göre daha düşük enerji maliyetleri sunar.
Enerji verimliliği açısından, ısı pompaları genellikle 1 birim enerji harcayarak 3-4 birim ısı üretebilir. Bu özellik, onları hem ekonomik hem de çevresel açıdan avantajlı bir çözüm haline getirir. Ayrıca, fosil yakıtlarla çalışan sistemlere kıyasla daha az sera gazı emisyonu üreterek, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir rol oynamaktadır. Kullanıcılar, bu sistemleri tercih ederek hem enerji tasarrufu sağlar hem de çevresel etkilerini azaltma fırsatı bulurlar.
Farklı türlerdeki ısı pompaları, çeşitli uygulama ihtiyaçlarına göre avantajlar sunar. Hava kaynaklı ısı pompaları, kurulum açısından daha basit ve maliyet etkin bir çözüm sağlarken, yer altı kaynaklı (jeotermal) sistemler daha yüksek verimlilik ve uzun ömür sunar. Doğru ısı pompası seçimi, enerji tasarrufu ve sistem performansı açısından kritik bir öneme sahiptir. Sonuç olarak, ısı pompaları, enerji yönetimi ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda önemli bir bileşen olarak öne çıkmaktadır.
0 notes
Link
İsviçreli Climeworks, havadan karbon yakalama teknolojisinde büyük bir adım attı. Bu önemli ilerleme, sürdürülebilirlik ve karbon emisyonu azaltma çabalarına katkı sağlayacak.
0 notes
Text
Pegasus Hava Yolları, 36 adet yeni A321neo uçak sipariş etti
Pegasus Hava Yolları, 36 adet yeni A321neo uçak sipariş etti
Pegasus Hava Yolları, 2012 tarihli Airbus Siparişi kapsamında mevcut uçak siparişlerine ek olarak 36 adet yeni A321neo model ek uçak siparişi için anlaşma imzaladı.
Filosunu her geçen gün yeni nesil uçaklarla genişleten ve gençleştiren Pegasus Hava Yolları; yakıt ve birim maliyet tasarrufuyla birlikte emisyon azaltımına odaklanan genç filo planlama stratejisi doğrultusunda, 36 adet yeni Airbus A321neo model uçak siparişi için anlaşma imzaladı. 2012 tarihinde imzalanan ve 2017, 2021, 2022 yıllarındaki tadillerle toplam 114 adet yeni uçağı kapsayan Airbus siparişini güncelleyen Pegasus, mevcut siparişlere ek olarak verdiği 36 uçaklık bu yeni siparişe ait uçakların tesliminin 2029 yıl sonuna kadar tamamlanmasını ve filoya katılmasını planlıyor. Böylece, Pegasus’un 2012 yılında Airbus’a vermiş olduğu 100 uçaklık A320/321neo ailesi uçak siparişinin kapsamı toplamda 150 uçağı içerecek şekilde genişledi. Bu sayının 108’ini A321neo serisi uçaklar oluşturuyor.
İmzalanan anlaşmayla ilgili açıklama yapan Pegasus Hava Yolları CEO’su Güliz Öztürk, “Uçmanın herkesin hakkı olduğuna inanarak çıktığımız bu yolda; operasyonel verimliliğe, finansal verimliliğe ve etkiye verdiğimiz önemi sektörümüz ve dünyamız için sürdürülebilir bir gelecek için de gösteriyoruz. Bütün bu hedefleri dikkate alarak; yakıt ve birim maliyet tasarrufuyla emisyon azaltımına odaklanan genç filo planlama stratejimiz doğrultusunda çalışmalarımızı özenle ve kararlılıkla sürdürüyoruz. Airbus ile imzaladığımız bu ek anlaşmayla, filomuza yeni nesil 36 adet yeni A321neo model uçak katarak, filomuzu sınıfının en verimli uçak tipi olan 239 koltuk kapasiteli A321neo’larla hem genişletecek hem de gençleştireceğiz.” dedi.
“4,5 yaş ortalamasıyla Türkiye’nin en genç filosuna sahibiz”
4,5 yaş ortalamasıyla Türkiye’nin en genç filosuna ve aynı zamanda tüm dünyada düşük maliyetli taşıyıcılar arasında en genç filolardan birine sahip olduklarını ifade eden Güliz Öztürk, “Bu verimliliğin yakıt tüketimi ve emisyon azaltımına ciddi katkısı var. Bununla beraber, net sıfıra giden yolda daha birçok çalışmayı etkin şekilde sürdürüyoruz. Yeni nesil uçaklarla gerçekleştirdiğimiz filo dönüşümümüze ek olarak; operasyonel verimlilik çalışmalarımız, artırarak devam ettiğimiz sürdürülebilir havacılık yakıtı kullanımımız ve alternatif enerji kaynaklarına yönelik çalışmalarımızla bu hedefimize doğru ilerliyoruz. 2023 ve takip eden yıllarda da ana hedefimiz; yenilikçi, akılcı, ilkeli ve sorumlu yaklaşımımızla, sektördeki öncü pozisyonumuzu korumak ve daha da ilerletmek olacak.”
A321neo’larla daha fazla koltuk arzı, koltuk kilometre başına daha az yakıt tüketimi ve daha az karbon salınımı
Airbus tarafından üretilen orta menzil tek koridorlu uçak ailesine en son eklenen A321neo tipi uçaklar, ailenin en büyük üyesi konumunda bulunuyor. 239 koltuk konfigürasyonu sayesinde kapasite kullanımı açısından önemli avantajlar sağlarken, aynı zamanda sahip oldukları yeni nesil LEAP-1A motorların teknik özellikleri sayesinde, jet yakıt tüketimini azaltma konusunda önemli bir kazanım sağlıyor. Airbus, bir önceki nesil uçak tiplerine göre yeni nesil neo uçakların yakıt tüketimi ve karbon emisyonu açısından %15-20 seviyesinde verimlilik sağladığını beyan ediyor. A320/321neo serisi uçaklar, bu verimliliği operasyonda gösterdiği performansla doğruluyor.
Pegasus Hava Yolları Hakkında:
1990 yılında havacılık sektörüne giriş yapan Pegasus, 2005’te ESAS Holding tarafından satın alınarak düşük maliyetli iş modelini benimsedi. Türkiye’nin lider düşük maliyetli hava yolu olan Pegasus, hava yolu ile yolculuğun herkesin hakkı olduğuna olan inancıyla ve uyguladığı “low cost (düşük maliyetli hava yolu)” modeliyle misafirlerine uygun fiyatlı ve genç uçaklarla seyahat etme imkânı sağlıyor. 2018 itibarıyla “Türkiye’nin Dijital Hava Yolu” söylemiyle faaliyet gösteren Pegasus; misafirlerini 36’sı yurt içinde, 93’ü yurt dışında olmak üzere toplam 49 ülkede 129 noktaya ulaştırıyor;
İstanbul Sabiha Gökçen üzerinden Türkiye ile Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya, Orta Asya arasında bağlantılı uçuşlar gerçekleştiriyor. Pegasus, misafir deneyimini odak alan yaklaşımıyla onların seyahat deneyimlerini kolaylaştıracak dijital teknolojiler ve benzersiz yenilikler sunuyor. Pegasus, aynı zamanda “Rotamız Sürdürülebilir bir Gelecek” sloganıyla daha temiz bir gelecek, daha eşit ve çok sesli bir gelecek ve birlikte daha iyi bir gelecek için kapsamlı çalışmalar yürütüyor. Sürdürülebilirliğin Pegasus için önemi ve Pegasus’un bu konudaki uygulamaları hakkında bilgiye Pegasus Sürdürülebilirlik Merkezi üzerinden ulaşılabiliyor.
The post Pegasus Hava Yolları, 36 adet yeni A321neo uçak sipariş etti first appeared on 0 554 1730000 I [email protected] / Güncel Havacılık Haberleri.
source https://www.aeroportist.com/pegasus-hava-yollari-36-adet-yeni-a321neo-ucak/
#Pegasus Hava Yolları#36 adet yeni A321neo uçak sipariş etti https://www.aeroportist.com/pegasus-hav
0 notes
Text
İhracatta Sürdürülebilir Gelecek Etkinlikleri Devam Ediyor Sürdürülebilirlik ve kapsayıcı büyümeyi ana stratejilerinden biri olarak gören Garanti BBVA, ülkemizi Avrupa Yeşil Mutabakatı uyum sürecinde desteklemek, sürdürülebilir yatırımların önünü açmak amacıyla başlattığı ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ etkinliklerine devam ediyor. İlkini geçtiğimiz kasım ayında İstanbul’da düzenleyen Banka’nın ikinci durağı Türkiye’nin ihracatında ilk sıralarda yer alan Gaziantep oldu. Garanti BBVA, bu etkinliklerde KOBİ’ler başta olmak üzere AB’ye ihracatta söz konusu süreçlerden etkilenecek sektör ve kurumlara, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi ile beraber konuyu somut önerilerle anlatmayı, akıllardaki sorulara cevap vermeyi ve sunacağı danışmanlıkla katkı sağlamayı amaçlıyor. İhracatta Sürdürülebilir Gelecek buluşmasında; gazeteci, yazar Ilgaz Gürsoy’un moderatörlüğünde gerçekleşen “Avrupa Yeşil Mutabakatına Hazırlanırken Türkiye Neler Yapmalı?” konulu panele, Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Dr. Tuğba Dinçbaş, Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Konukoğlu, Gama Recycle Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kaplan ile Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz katılarak, kurum ve şirketlerin yakın geleceklerini planlarken göz önünde bulundurmaları gerekenler hakkında dikkat çeken bilgileri aktardı. “İklim Değişikliği, Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ve Sera Gazı Emisyonu” temalı oturumda da Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü Ticaret Uzmanı Özge Öktem, Türk Standardları Enstitüsü Çevresel Gözetim ve Doğrulama Müdürü Mehmet Ergün ile Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz ihracatçı firmaları teknik konularda bilgilendirdi. Sürdürülebilirlik temalı destek paketiyle kurumlara sera gazı emisyonlarını azaltma fırsatı… Gaziantep buluşmasında ayrıca Garanti BBVA’nın sera gazı emisyonlarını azaltmak isteyen müşterilerini desteklemek üzere geliştirdiği sürdürülebilirlik temalı yeni destek paketi hakkında bilgi verildi. Karbon emisyonunu azaltmak isteyen Garanti BBVA müşterileri, destek ürün paketi kapsamında tecrübe ve iletişim ağından yararlanırkenfaiz avantajlı kredi paketinden de faydalanabilecek. Kredi paketi kapsamında müşterilerine kapasite gelişimi konusunda destek sağlayacak Banka, Türk Standardları Enstitüsü’yle de iş birliği yaptı. Garanti BBVA müşterileri bu sayede, sera gazı yönetimi konusunda bilgilenirken karbon emisyonlarını azaltacak. ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ buluşmalarının Gaziantep durağıyla ilgili bilgi veren Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ “Dünyamızın ve geleceğimizin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun olan iklim krizi kalıcı şekilde hayatımızı etkilemeye devam ediyor. Garanti BBVA olarak, bu sorunun çok uzun süredir farkındayız ve tüm iş yapış modellerimizi iklim kriziyle mücadele odağında değerlendirip, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi gibi farklı unsurları dikkate alarak ilerliyoruz. Bu yolda öğrendiklerimizden yola çıkarak, sürdürülebilirliğin ekonomimiz ve paydaşlarımıza yapacağı olumlu etkiyi basit ve anlaşılabilir şekilde aktarmak istedik. Gelecekte oluşabilecek maddi ve manevi hasarlardan korunmak, ülkemizin ve üreticilerimizin bu süreçten başarıyla çıkmasına katkı sağlamak amacıyla ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ başlığıyla bilinçlendirme toplantılarını başlattık. Bu kapsamda Anadolu’daki ilk toplantımızı da, ülke ihracatının lokomotif şehirlerinden Gaziantep’te gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlikle ilgili yol planı Yeşil Mutabakat ile ekonomimiz ve ülkemiz için yeni bir dönem başlıyor. Yeşil Mutabakat, alt başlıklarıyla birlikte iş yapış şekillerimizi, dolayısıyla hayatımızı fazlasıyla etkileyecek.
Bu yüzden üretim tekniklerimizi hızla sürdürülebilirliğe uygun şekilde dönüştürmemiz, ülkece ticaretin kurallarını değiştirecek Avrupa Yeşil Mutabakatı’na en hızlı ve doğru şekilde hazırlanmamız gerekiyor. Gaziantep ülkemizin önde gelen ihracat merkezlerinden biri ve Gaziantepli sanayicilerin de Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde oluşturulan kriterlere uygun üretim yapabilmeleri, buna bağlı olarak ihracat engelleriyle karşılaşmamaları çok önemli. Bu noktada işletmelerin kalıcı bir dönüşümle Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumu Gaziantep’in küresel ihracattaki pazar payını daha da artıracak. Biz Garanti BBVA olarak, Yeşil Mutabakat kriterleri kapsamında, sera gazı emisyonlarını azaltmak isteyen müşterilerimizin çalışmalarını kolaylaştırmak için sürdürülebilirlik temalı yeni bir destek paketi geliştirdik. Bu destek paketi kapsamında Türk Standardları Enstitüsü’yle bir iş birliği yaptık. Türk standartları Enstitüsü müşterilerimize sera gazı hesaplamaları ve hesaplanan emisyonlarının azaltılması konusunda destek sağlayacak. Ülke ekonomisinin geleceğini şekillendirecek bu önemli yeşil dönüşüm sürecinde, tüm birikimimiz ve imkânlarımızla işletmelerimizin rehberi, yol arkadaşı ve destekçisi olmaya hazırız.” dedi.
0 notes
Text
İhracatta Sürdürülebilir Gelecek Etkinlikleri Devam Ediyor Sürdürülebilirlik ve kapsayıcı büyümeyi ana stratejilerinden biri olarak gören Garanti BBVA, ülkemizi Avrupa Yeşil Mutabakatı uyum sürecinde desteklemek, sürdürülebilir yatırımların önünü açmak amacıyla başlattığı ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ etkinliklerine devam ediyor. İlkini geçtiğimiz kasım ayında İstanbul’da düzenleyen Banka’nın ikinci durağı Türkiye’nin ihracatında ilk sıralarda yer alan Gaziantep oldu. Garanti BBVA, bu etkinliklerde KOBİ’ler başta olmak üzere AB’ye ihracatta söz konusu süreçlerden etkilenecek sektör ve kurumlara, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi ile beraber konuyu somut önerilerle anlatmayı, akıllardaki sorulara cevap vermeyi ve sunacağı danışmanlıkla katkı sağlamayı amaçlıyor. İhracatta Sürdürülebilir Gelecek buluşmasında; gazeteci, yazar Ilgaz Gürsoy’un moderatörlüğünde gerçekleşen “Avrupa Yeşil Mutabakatına Hazırlanırken Türkiye Neler Yapmalı?” konulu panele, Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Dr. Tuğba Dinçbaş, Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Konukoğlu, Gama Recycle Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kaplan ile Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz katılarak, kurum ve şirketlerin yakın geleceklerini planlarken göz önünde bulundurmaları gerekenler hakkında dikkat çeken bilgileri aktardı. “İklim Değişikliği, Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ve Sera Gazı Emisyonu” temalı oturumda da Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü Ticaret Uzmanı Özge Öktem, Türk Standardları Enstitüsü Çevresel Gözetim ve Doğrulama Müdürü Mehmet Ergün ile Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz ihracatçı firmaları teknik konularda bilgilendirdi. Sürdürülebilirlik temalı destek paketiyle kurumlara sera gazı emisyonlarını azaltma fırsatı… Gaziantep buluşmasında ayrıca Garanti BBVA’nın sera gazı emisyonlarını azaltmak isteyen müşterilerini desteklemek üzere geliştirdiği sürdürülebilirlik temalı yeni destek paketi hakkında bilgi verildi. Karbon emisyonunu azaltmak isteyen Garanti BBVA müşterileri, destek ürün paketi kapsamında tecrübe ve iletişim ağından yararlanırkenfaiz avantajlı kredi paketinden de faydalanabilecek. Kredi paketi kapsamında müşterilerine kapasite gelişimi konusunda destek sağlayacak Banka, Türk Standardları Enstitüsü’yle de iş birliği yaptı. Garanti BBVA müşterileri bu sayede, sera gazı yönetimi konusunda bilgilenirken karbon emisyonlarını azaltacak. ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ buluşmalarının Gaziantep durağıyla ilgili bilgi veren Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ “Dünyamızın ve geleceğimizin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun olan iklim krizi kalıcı şekilde hayatımızı etkilemeye devam ediyor. Garanti BBVA olarak, bu sorunun çok uzun süredir farkındayız ve tüm iş yapış modellerimizi iklim kriziyle mücadele odağında değerlendirip, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi gibi farklı unsurları dikkate alarak ilerliyoruz. Bu yolda öğrendiklerimizden yola çıkarak, sürdürülebilirliğin ekonomimiz ve paydaşlarımıza yapacağı olumlu etkiyi basit ve anlaşılabilir şekilde aktarmak istedik. Gelecekte oluşabilecek maddi ve manevi hasarlardan korunmak, ülkemizin ve üreticilerimizin bu süreçten başarıyla çıkmasına katkı sağlamak amacıyla ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ başlığıyla bilinçlendirme toplantılarını başlattık. Bu kapsamda Anadolu’daki ilk toplantımızı da, ülke ihracatının lokomotif şehirlerinden Gaziantep’te gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlikle ilgili yol planı Yeşil Mutabakat ile ekonomimiz ve ülkemiz için yeni bir dönem başlıyor. Yeşil Mutabakat, alt başlıklarıyla birlikte iş yapış şekillerimizi, dolayısıyla hayatımızı fazlasıyla etkileyecek.
Bu yüzden üretim tekniklerimizi hızla sürdürülebilirliğe uygun şekilde dönüştürmemiz, ülkece ticaretin kurallarını değiştirecek Avrupa Yeşil Mutabakatı’na en hızlı ve doğru şekilde hazırlanmamız gerekiyor. Gaziantep ülkemizin önde gelen ihracat merkezlerinden biri ve Gaziantepli sanayicilerin de Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde oluşturulan kriterlere uygun üretim yapabilmeleri, buna bağlı olarak ihracat engelleriyle karşılaşmamaları çok önemli. Bu noktada işletmelerin kalıcı bir dönüşümle Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumu Gaziantep’in küresel ihracattaki pazar payını daha da artıracak. Biz Garanti BBVA olarak, Yeşil Mutabakat kriterleri kapsamında, sera gazı emisyonlarını azaltmak isteyen müşterilerimizin çalışmalarını kolaylaştırmak için sürdürülebilirlik temalı yeni bir destek paketi geliştirdik. Bu destek paketi kapsamında Türk Standardları Enstitüsü’yle bir iş birliği yaptık. Türk standartları Enstitüsü müşterilerimize sera gazı hesaplamaları ve hesaplanan emisyonlarının azaltılması konusunda destek sağlayacak. Ülke ekonomisinin geleceğini şekillendirecek bu önemli yeşil dönüşüm sürecinde, tüm birikimimiz ve imkânlarımızla işletmelerimizin rehberi, yol arkadaşı ve destekçisi olmaya hazırız.” dedi.
0 notes
Text
İhracatta Sürdürülebilir Gelecek Etkinlikleri Devam Ediyor Sürdürülebilirlik ve kapsayıcı büyümeyi ana stratejilerinden biri olarak gören Garanti BBVA, ülkemizi Avrupa Yeşil Mutabakatı uyum sürecinde desteklemek, sürdürülebilir yatırımların önünü açmak amacıyla başlattığı ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ etkinliklerine devam ediyor. İlkini geçtiğimiz kasım ayında İstanbul’da düzenleyen Banka’nın ikinci durağı Türkiye’nin ihracatında ilk sıralarda yer alan Gaziantep oldu. Garanti BBVA, bu etkinliklerde KOBİ’ler başta olmak üzere AB’ye ihracatta söz konusu süreçlerden etkilenecek sektör ve kurumlara, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi ile beraber konuyu somut önerilerle anlatmayı, akıllardaki sorulara cevap vermeyi ve sunacağı danışmanlıkla katkı sağlamayı amaçlıyor. İhracatta Sürdürülebilir Gelecek buluşmasında; gazeteci, yazar Ilgaz Gürsoy’un moderatörlüğünde gerçekleşen “Avrupa Yeşil Mutabakatına Hazırlanırken Türkiye Neler Yapmalı?” konulu panele, Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Dr. Tuğba Dinçbaş, Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Konukoğlu, Gama Recycle Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kaplan ile Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz katılarak, kurum ve şirketlerin yakın geleceklerini planlarken göz önünde bulundurmaları gerekenler hakkında dikkat çeken bilgileri aktardı. “İklim Değişikliği, Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ve Sera Gazı Emisyonu” temalı oturumda da Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü Ticaret Uzmanı Özge Öktem, Türk Standardları Enstitüsü Çevresel Gözetim ve Doğrulama Müdürü Mehmet Ergün ile Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz ihracatçı firmaları teknik konularda bilgilendirdi. Sürdürülebilirlik temalı destek paketiyle kurumlara sera gazı emisyonlarını azaltma fırsatı… Gaziantep buluşmasında ayrıca Garanti BBVA’nın sera gazı emisyonlarını azaltmak isteyen müşterilerini desteklemek üzere geliştirdiği sürdürülebilirlik temalı yeni destek paketi hakkında bilgi verildi. Karbon emisyonunu azaltmak isteyen Garanti BBVA müşterileri, destek ürün paketi kapsamında tecrübe ve iletişim ağından yararlanırkenfaiz avantajlı kredi paketinden de faydalanabilecek. Kredi paketi kapsamında müşterilerine kapasite gelişimi konusunda destek sağlayacak Banka, Türk Standardları Enstitüsü’yle de iş birliği yaptı. Garanti BBVA müşterileri bu sayede, sera gazı yönetimi konusunda bilgilenirken karbon emisyonlarını azaltacak. ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ buluşmalarının Gaziantep durağıyla ilgili bilgi veren Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ “Dünyamızın ve geleceğimizin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun olan iklim krizi kalıcı şekilde hayatımızı etkilemeye devam ediyor. Garanti BBVA olarak, bu sorunun çok uzun süredir farkındayız ve tüm iş yapış modellerimizi iklim kriziyle mücadele odağında değerlendirip, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi gibi farklı unsurları dikkate alarak ilerliyoruz. Bu yolda öğrendiklerimizden yola çıkarak, sürdürülebilirliğin ekonomimiz ve paydaşlarımıza yapacağı olumlu etkiyi basit ve anlaşılabilir şekilde aktarmak istedik. Gelecekte oluşabilecek maddi ve manevi hasarlardan korunmak, ülkemizin ve üreticilerimizin bu süreçten başarıyla çıkmasına katkı sağlamak amacıyla ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ başlığıyla bilinçlendirme toplantılarını başlattık. Bu kapsamda Anadolu’daki ilk toplantımızı da, ülke ihracatının lokomotif şehirlerinden Gaziantep’te gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlikle ilgili yol planı Yeşil Mutabakat ile ekonomimiz ve ülkemiz için yeni bir dönem başlıyor. Yeşil Mutabakat, alt başlıklarıyla birlikte iş yapış şekillerimizi, dolayısıyla hayatımızı fazlasıyla etkileyecek.
Bu yüzden üretim tekniklerimizi hızla sürdürülebilirliğe uygun şekilde dönüştürmemiz, ülkece ticaretin kurallarını değiştirecek Avrupa Yeşil Mutabakatı’na en hızlı ve doğru şekilde hazırlanmamız gerekiyor. Gaziantep ülkemizin önde gelen ihracat merkezlerinden biri ve Gaziantepli sanayicilerin de Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde oluşturulan kriterlere uygun üretim yapabilmeleri, buna bağlı olarak ihracat engelleriyle karşılaşmamaları çok önemli. Bu noktada işletmelerin kalıcı bir dönüşümle Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumu Gaziantep’in küresel ihracattaki pazar payını daha da artıracak. Biz Garanti BBVA olarak, Yeşil Mutabakat kriterleri kapsamında, sera gazı emisyonlarını azaltmak isteyen müşterilerimizin çalışmalarını kolaylaştırmak için sürdürülebilirlik temalı yeni bir destek paketi geliştirdik. Bu destek paketi kapsamında Türk Standardları Enstitüsü’yle bir iş birliği yaptık. Türk standartları Enstitüsü müşterilerimize sera gazı hesaplamaları ve hesaplanan emisyonlarının azaltılması konusunda destek sağlayacak. Ülke ekonomisinin geleceğini şekillendirecek bu önemli yeşil dönüşüm sürecinde, tüm birikimimiz ve imkânlarımızla işletmelerimizin rehberi, yol arkadaşı ve destekçisi olmaya hazırız.” dedi.
0 notes
Text
İhracatta Sürdürülebilir Gelecek Etkinlikleri Devam Ediyor Sürdürülebilirlik ve kapsayıcı büyümeyi ana stratejilerinden biri olarak gören Garanti BBVA, ülkemizi Avrupa Yeşil Mutabakatı uyum sürecinde desteklemek, sürdürülebilir yatırımların önünü açmak amacıyla başlattığı ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ etkinliklerine devam ediyor. İlkini geçtiğimiz kasım ayında İstanbul’da düzenleyen Banka’nın ikinci durağı Türkiye’nin ihracatında ilk sıralarda yer alan Gaziantep oldu. Garanti BBVA, bu etkinliklerde KOBİ’ler başta olmak üzere AB’ye ihracatta söz konusu süreçlerden etkilenecek sektör ve kurumlara, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi ile beraber konuyu somut önerilerle anlatmayı, akıllardaki sorulara cevap vermeyi ve sunacağı danışmanlıkla katkı sağlamayı amaçlıyor. İhracatta Sürdürülebilir Gelecek buluşmasında; gazeteci, yazar Ilgaz Gürsoy’un moderatörlüğünde gerçekleşen “Avrupa Yeşil Mutabakatına Hazırlanırken Türkiye Neler Yapmalı?” konulu panele, Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Dr. Tuğba Dinçbaş, Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Konukoğlu, Gama Recycle Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Kaplan ile Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz katılarak, kurum ve şirketlerin yakın geleceklerini planlarken göz önünde bulundurmaları gerekenler hakkında dikkat çeken bilgileri aktardı. “İklim Değişikliği, Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması ve Sera Gazı Emisyonu” temalı oturumda da Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdürlüğü Ticaret Uzmanı Özge Öktem, Türk Standardları Enstitüsü Çevresel Gözetim ve Doğrulama Müdürü Mehmet Ergün ile Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz ihracatçı firmaları teknik konularda bilgilendirdi. Sürdürülebilirlik temalı destek paketiyle kurumlara sera gazı emisyonlarını azaltma fırsatı… Gaziantep buluşmasında ayrıca Garanti BBVA’nın sera gazı emisyonlarını azaltmak isteyen müşterilerini desteklemek üzere geliştirdiği sürdürülebilirlik temalı yeni destek paketi hakkında bilgi verildi. Karbon emisyonunu azaltmak isteyen Garanti BBVA müşterileri, destek ürün paketi kapsamında tecrübe ve iletişim ağından yararlanırkenfaiz avantajlı kredi paketinden de faydalanabilecek. Kredi paketi kapsamında müşterilerine kapasite gelişimi konusunda destek sağlayacak Banka, Türk Standardları Enstitüsü’yle de iş birliği yaptı. Garanti BBVA müşterileri bu sayede, sera gazı yönetimi konusunda bilgilenirken karbon emisyonlarını azaltacak. ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ buluşmalarının Gaziantep durağıyla ilgili bilgi veren Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ “Dünyamızın ve geleceğimizin karşı karşıya kaldığı en büyük sorun olan iklim krizi kalıcı şekilde hayatımızı etkilemeye devam ediyor. Garanti BBVA olarak, bu sorunun çok uzun süredir farkındayız ve tüm iş yapış modellerimizi iklim kriziyle mücadele odağında değerlendirip, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, döngüsel ekonomi gibi farklı unsurları dikkate alarak ilerliyoruz. Bu yolda öğrendiklerimizden yola çıkarak, sürdürülebilirliğin ekonomimiz ve paydaşlarımıza yapacağı olumlu etkiyi basit ve anlaşılabilir şekilde aktarmak istedik. Gelecekte oluşabilecek maddi ve manevi hasarlardan korunmak, ülkemizin ve üreticilerimizin bu süreçten başarıyla çıkmasına katkı sağlamak amacıyla ‘İhracatta Sürdürülebilir Gelecek’ başlığıyla bilinçlendirme toplantılarını başlattık. Bu kapsamda Anadolu’daki ilk toplantımızı da, ülke ihracatının lokomotif şehirlerinden Gaziantep’te gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Avrupa Birliği’nin sürdürülebilirlikle ilgili yol planı Yeşil Mutabakat ile ekonomimiz ve ülkemiz için yeni bir dönem başlıyor. Yeşil Mutabakat, alt başlıklarıyla birlikte iş yapış şekillerimizi, dolayısıyla hayatımızı fazlasıyla etkileyecek.
Bu yüzden üretim tekniklerimizi hızla sürdürülebilirliğe uygun şekilde dönüştürmemiz, ülkece ticaretin kurallarını değiştirecek Avrupa Yeşil Mutabakatı’na en hızlı ve doğru şekilde hazırlanmamız gerekiyor. Gaziantep ülkemizin önde gelen ihracat merkezlerinden biri ve Gaziantepli sanayicilerin de Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde oluşturulan kriterlere uygun üretim yapabilmeleri, buna bağlı olarak ihracat engelleriyle karşılaşmamaları çok önemli. Bu noktada işletmelerin kalıcı bir dönüşümle Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyumu Gaziantep’in küresel ihracattaki pazar payını daha da artıracak. Biz Garanti BBVA olarak, Yeşil Mutabakat kriterleri kapsamında, sera gazı emisyonlarını azaltmak isteyen müşterilerimizin çalışmalarını kolaylaştırmak için sürdürülebilirlik temalı yeni bir destek paketi geliştirdik. Bu destek paketi kapsamında Türk Standardları Enstitüsü’yle bir iş birliği yaptık. Türk standartları Enstitüsü müşterilerimize sera gazı hesaplamaları ve hesaplanan emisyonlarının azaltılması konusunda destek sağlayacak. Ülke ekonomisinin geleceğini şekillendirecek bu önemli yeşil dönüşüm sürecinde, tüm birikimimiz ve imkânlarımızla işletmelerimizin rehberi, yol arkadaşı ve destekçisi olmaya hazırız.” dedi.
0 notes
Text
Metro Türkiye sürdürülebilirlik yolculuğuna devam ediyor
Faaliyetlerinin tüm etkilerini paylaşmak ve buna göre aksiyon almak üzere geçtiğimiz yıl Türkiye’de perakende sektöründe bir ilk olarak Etki Raporu formatında yayımladığı raporla Metro Türkiye, sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda 2021 dönemindeki performansını ve gelecek hedeflerini paylaşıyor.30 yılı aşkın süredir Türk mutfak kültürünü ve değerlerini koruma ve gelecek nesillere aktarma amacıyla çalışmalarına sürdürülebilirlik odağıyla devam eden Metro Türkiye, sürdürülebilirlik performansını değerlendirdiği raporun 6’ncısını bu yıl da Etki Raporu olarak yayımladı. Tüm olumlu ve olumsuz etkilerini raporlamak ve buna göre aksiyon almak üzere geçtiğimiz yıl Türkiye’de perakende sektöründe bir ilk olarak yayımladığı ve Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative) tarafından yayımlanan GRI Standartları’nın “temel” seçeneğine uygun şekilde hazırlanan raporda, Metro Türkiye’nin sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda 2021 dönemindeki performansı ve gelecek hedefleri paylaşılıyor.Etki Raporu’na ilişkin değerlendirmelerde bulunan Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng, “Metro Türkiye olarak sürdürülebilir başarının ve sürdürülebilir kalkınmanın doğal kaynaklara ve insana saygılı, kapsayıcı ve gezegenin kaynaklarına uygun iş modelleri ile mümkün olduğuna inanıyoruz. Sürdürülebilirliği çok yönlü bir bakış açısı ile ele alıyor ve kurumsal bir vatandaş olarak üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle etki alanımızda bulunan herkes için artı değer yaratmaya çalışıyoruz. Sürdürülebilirlik stratejimizi ise toplum, çevresel etkimiz, tedarik zincirimiz, kurumsal müşterilerimiz ve çalışanlarımız için ayrı ayrı kurguluyor ve tüm bu farklı alanlardaki çalışmalarımızı tek bir strateji altında topluyoruz. Stratejimizi, değişen koşullar ve önceliklerimiz ile uyum sağlayabilmesi adına gözden geçiriyor ve dinamik tutmak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 2021 yılında yeniden değerlendirerek hedeflerimizi güncellediğimiz stratejimiz dahilinde sürdürülebilirlik yolculuğumuza, “Yarının Yanında, İşin Mutfağında” sloganı ile devam ediyoruz. Hazırladığımız Etki Raporu ile de faaliyetlerimizden doğan etkileri, bugüne kadar başardıklarımızı, performans sonuçlarımızı, yarına güç katmak için hayata geçirdiğimiz projeleri, gelecek hedeflerimizi ve taahhütlerimizi içeren adımların kapsamlı bir özetini sunuyoruz’’ dedi.Gıda atıklarında azalmaBirleşmiş Milletlerin gıda kaybı ve israfını 2030 yılına kadar azaltma hedefine Metro Türkiye olarak 2021 yılı itibarıyla ulaşarak gıda atıklarını 2017 yılına kıyasla yüzde 51 oranında azalttı. Halen tüketilebilir durumda olan gıdaları, gıda bankaları aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştıran Metro Türkiye 2021 yılında 1.046 ton gıdayı kurtararak, ihtiyaç sahiplerine yaklaşık 2 milyon 5 yüz bin öğün yemek ulaşmasını sağladı ve 2.615 ton CO2 sera gazı emisyonunun oluşmasını önledi. Karbon ayak izini azaltmak için gerçekleştirilen çalışmalar neticesinde ise geçen yıla kıyasla enerji yoğunluğu %9.3, sera gazı emisyonu yoğunluğu ise yaklaşık azaltıldı.107 ton gıda atığının tekrar kullanılabilmesi sağlandıMetro Türkiye, kullanılabilir ve tüketilebilir durumda olan ancak son tüketim tarihi yaklaştığı için reyonda satılamayan ya da ambalaj hasarı nedeniyle satıştan kaldırılan ürünleri Fazla Gıda aracılığıyla yeniden satışa sunuyor. 2021 yılında 200 tona yakın gıda yeniden satış ile atık olmaktan kurtarılırken mağazalarda oluşan gıda atıklarının da yeniden kullanılmasını sağlamak amacıyla hayvan yemi üreticilerine satışını gerçekleştirerek 107 ton gıda atığının tekrar kullanılabilmesini sağladı. Gıda atıklarıyla mücadelesine yeme içme müşterilerini de dâhil edenMetro Türkiye, yalnızca 2021 yılında kendi çalışanları için 35.000 saat iç eğitim gerçekleştirdi. Öte yandan 2022 yılında ise Sürdürülebilir Restoran çalışmalarını hayata geçirerek restoran işletmelerinin sürdürülebilirlik dönüşümlerine destek olmaya devam ediyor.Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen! 2020 yılında tüketicilere “Gıdaların izini sür, bilgiyle beslen” diyerek “Tabağında ne var?” projesini başlatan Metro Türkiye, 2021 yılında da izlenebilirlik konusunu sürdürülebilirlik çalışmalarının odağına aldı. Mağaza et üretimlerinden meyve sebzeye, Metro markalı ballardan tüm karkas, vakum etlerde ve kültür balıklarında 0, deniz balıklarında ise ’nden fazla izlenebilirlik sağladı. “Tabağında ne var?” hareketi ile 3. Altın Kaşık Gastronomi Ödül töreninde “Pandemi Dönemi En İyi Sürdürülebilirlik Projesi” ödülüne, Felis 2021’de ise “Sürdürülebilirlik İletişimi” kategorisinde Felis ödülüne değer bulundu.Yumurtaların ’ü kafessizMüşterilerine sağlıklı ve güvenli hayvansal gıdaları sunarken, doğaya ve hayvan haklarına saygılı bir şekilde hareket etmeyi ön planda tutan Metro Türkiye, hayvan çiftliklerinin tamamını denetleyerek tüm Metro markalı taze ve dondurulmuş et ürünlerinin 0 hayvan sağlığı ve refahı standartlarına uygun olarak üretilmesini sağladı. Geçen yıla oranla yaklaşık artışla, Metro markalı yumurtaların ’ü kafessiz sistemlerden tedarik edildi. Bu kapsamda Metro Türkiye 2023 yılı sonuna kadar tüm kendi markalı yumurtalarının, 2025 yılı itibarıyla ise raflarındaki tüm yumurtaların kafessiz olmasını taahhüt ediyor.HORECA müşterilerinin çözüm ortağı olmaya devam2021 yılında Metro Türkiye, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Tarım ve Orman Bakanlığı iş birliğiyle HORECA sektöründe gıda israfını azaltmada izlenebilecek uygulamaları ve önerileri içeren “Otel, Restoran ve Diğer Toplu Tüketim Yerlerinde Gıda İsrafı ile Mücadele Kılavuzu” isimli rehberi hazırlayarak sektörde gıda atıklarına karşı hassasiyetin artırılması, şefler ve sektör profesyonelleri tarafından bu mücadelenin benimsenmesi ve uygulanması hedefiyle önemli bir hareket başlattı ve bu alanda öncü bir rol üstlendi. Kılavuzda; gıda atıkları ile mücadele, Dünyada ve Türkiye’de gıda israfı, gıda israf ölçüm çalışması, gıda israfı yönetim ekibi kurulması ve eğitimi, gıda israfını önleme, gıda atıklarını ayrıştırma ve ölçme, önlenemeyen gıda atığının yönetimi başlıkları ele alınıyor. Ayrıca Metro Türkiye, HORECA sektörünün ilk sürdürülebilirlik dijital platformu üzerinden sürdürülebilirlik, atıkla mücadele ve menü çözümlerini sunmaya devam ediyor.500 ton deniz balığını kurtaracakÇiftlik balıkçılığında besleyicilik ve sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla “denizlerdeki balıklar yarına da kalsın” mottosuyla 2021 yılında hayata geçirilen “Yediği Önünde, Yemediği Yarında” projesi ile Metro Türkiye, Türkiye’de endüstriyel boyutta ilk kez levrek ve çipurada yepyeni bir yem içeriğiyle üretim yapmaya başladı. Balık refahının artmasının amaçlandığı proje ile 2022 yılı sonuna kadar 400 ton levrek ve çipura yetiştirilmesi ve yaklaşık 500 ton deniz balığının kurtarılması planlanıyor. Sürdürülebilir balıkçılık çalışmaları kapsamında ise en çok satılan 12 balık türü içinde, Metro markalı ürünlerin ’i, tedarikçi markalı ürünlerin ise ’i sertifikalı kaynaklardan sağlandı.Yerli tohumla üretilen ürüne 0 alım garantisiTürk mutfak kültürünü ve değerlerini korumak, gelecek nesillere aktarmak amacıyla Metro Türkiye, bu doğrultuda atılması gereken en önemli adımlardan birinin yerelleşme olduğu inancıyla yerli tohumla üretilen ürüne yerel üreticilere ve ürünlere katkıda bulunmaya devam ediyor. Son bir yılda çalıştığı kooperatif sayısını artırarak 800’ün üzerinde üretici ve üretici örgütüyle, 40 kadın girişimci ve kooperatifle iş birliği yapıyor; onlara eğitim ve alım destekleri vererek sürdürülebilir üretim konusunda destek oluyor. Coğrafi İşaretli ürünler konusunda da faaliyet gösterdiği 10 ülkeye, son üç yılda 12.500 ton Coğrafi İşaretli ve yerel ürün ihraç eden Metro Türkiye, 2021 yılında mağazalarındaki Coğrafi İşaretli ürün satışlarında yaklaşık artış sağladı. Türk Patent ve Marka Kurumu ve YUciTA yöneticileri ile birlikte verdiği eğitimlerle Türkiye genelinde Yiyecek İçecek Hizmetleri Bölümünden 2.300 öğretmene eğitim verdi.Organik etiketli ürünlerde 2 kat artışPandemi döneminde yükselişe geçen sağlıklı beslenme trendi, tüketicilerin özellikle daha az tuz, yağ ve şeker içeren gıdalara olan ilgisini gözle görülür bir şekilde artırdı. Bunun yanı sıra, organik ürünlere olan talep de gün geçtikçe yükseldi. Bu eğilimi dikkate alarak 70’ten fazla Metro markalı ürünü daha az şeker, tuz ve yağ içerecek şekilde yeniden formüle eden Metro Türkiye, organik etiketli ürün sayısını iki kat artırdı. Vegan beslenenler için de alternatif protein içeren kendi markası altında 29 yeni ürün çıkaran Metro Türkiye’nin raflarındaki gıda ve gıda dışı bitki bazlı ürün sayısı 300’e ulaştı.Hibya Haber Ajansı Read the full article
0 notes
Text
İngiltere'deki elektrikli araç kiralama modelleri ve Türkiye için potansiyel yol haritası
İngiltere, işverenler aracılığıyla elektrikli araç (EV) kiralama konusunda ilerlemeler kaydediyor. Bu durum, sürdürülebilir yeşil ekonomiye doğru atılan adımların bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. İngiltere’de şirketler, yeni araç satışlarının önemli bir kısmını oluşturuyor. İngiliz Araç Kiralama ve Leasing Derneği (BVRLA) verilerine göre, geçen yıl satılan yeni araçların %53’ü iş dünyası…
View On WordPress
#Elektrikli araç teşvikleri#İkinci El EV Pazarı#İngiltere Yeşil Enerji#karbon emisyonu azaltma#Kurumsal Elektrikli Araç Kiralama#sürdürülebilir ulaşım#Türkiye Elektrikli Araç Piyasası#yeşil ekonomi
0 notes
Text
Avrupa rüzgar çiftliği kurumlarına hız verdi
Avrupa rüzgar çiftliği kurumlarına hız verdi
Avrupa, yenilenebilir enerjiye daha sıkı sarılmaya hazırlanıyor. AB üye devletleri, 2030’a kadar karbon emisyonu azaltma hedefini 40’tan en az 55’e çıkarmayı kabul etti. Avrupa’nın bu hedefler için yönünü tamamen rüzgara çevirdiğini belirten Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın’a göre, hem ekonomik hem de iklimsel gelecek için Türkiye’nin reçetesinde ilk adımı rüzgar enerjisine yapılacak yatırımlar…
View On WordPress
0 notes
Text
Atıktan enerji elde edebilen 'akıllı ev' tasarladılar
Türkiye'den 40 üniversite öğrencisi, "dünyanın en büyük üniversitelerarası sürdürülebilir konut yarışması" olarak bilinen Solar Decathlon Afrika için yosundan enerji elde eden ve toprak panel yapı sisteminden oluşan sıfır enerji ve sıfır atık konseptli çevre dostu "akıllı ev" tasarladı. Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) ve İstanbul Teknik Üniversitesinden (İTÜ), inşaat, çevre ve makine mühendisliği ile mimarlık gibi 10 farklı branştan doktora, yüksek lisans ve lisans öğrencisi 40 kişiden oluşan ve kendilerine "Team Bosphorus" ismini veren takım, ABD Enerji Bakanlığı tarafından 2002'de başlatılan Solar Decathlon'da ilk kez Türkiye'yi temsil edecek. "Yosunun enerjisi toprakla buluşuyor" sloganıyla bir araya gelen takım, yarışma için sürdürülebilir enerji verimli, doğal malzemelerden oluşan, yenilikçi ve çevre dostu "akıllı ev" tasarladı. Takım, açık koridorlu, avlulu Türk evlerindeki hayatı da andıran ve genellikle toprak olarak inşa edilen Fas'taki yerel ev tipolojisine verilen "riad" isminden de etkilenerek yaptıkları eve, ilk hecesiyle "yeniden" kelimesini, ikinci hecesiyle ise avlu manasında kullanılan "courtyard" ile "riad"ı çağrıştıran ve "yenilikçi riad" anlamına gelen "ReYard" ismini koydu.
Sıfır enerji ve sıfır atık konseptli Farklı ülkelerden 20 projenin kıyasıya rekabet edeceği 21 Ağustos'ta başlayacak yarışmada takım, 170 metrekarelik alan üzerine, yosundan enerji elde eden ve toprak panel yapı sistemiyle tasarlanan sıfır enerji ve sıfır atık konseptli, 2 oda 1 salondan oluşan 90 metrekarelik evi, 3 haftada inşa edecek. Yarışma için tüm hazırlıklarını tamamlayan takım, evin yapımında ve iç dizaynında kullanacakları malzemeleri konteynere yükleyerek deniz yoluyla Fas'a gönderdi. Mobilyasından mutfak eşyalarına kadar bir ailenin yaşayabileceği şekilde donatılacak evde, 2 hafta boyunca 5 kişi yaşayacak. Bu sayede evin ısı ve enerji değeri gibi çeşitli ölçümleri ve sayısal analizi yapılacak. Alanında uzman akademisyenlerden oluşan jüri tarafından bu ölçümler ile "mimari", "market potansiyeli", "mühendislik", "iletişim", "inovasyon", "sürdürülebilirlik", "sağlık ve konfor", "cihazlar", "ev yaşamı" ve "enerji" kriterlerine göre değerlendirilecek projelerden dereceye girenler, 28 Eylül'de düzenlenecek programda ödüllendirilecek. Kendi elektriğini ve ısısını üretecek Düşük maliyetli, çok amaçlı ve esnek kullanım alanları yaratmaya önem verilen evde, Fas'ın geleneksel mimarisi sürdürülebilir yenilikçi bir yaklaşımla yeniden yorumlanacak. Mikroyosun teknolojisiyle atık su arıtımı ve güneş enerjisinin biyokimyasal çevriminin yapılacağı evden çıkan organik atık ve mikroyosun biyokütlesi biyogaza çevrilip yakılarak elektrik ve ısı enerjisi elde edilecek. Ayrıca, yakım sonucu açığa çıkan karbondioksit gazı yosun havuzuna geri pompalanarak doğal döngü taklit edilecek, böylece sıfıra yakın karbon emisyonu sağlanacak. Öte yandan evde, PV (fotovoltaik) paneller, termal güneş panelleri, havadan suya ısı pompası, yerel doğal yapı malzemesi, evaporatif soğutma, faz değiştiren malzemeler, rüzgar enerjisi gibi çevre dostu teknolojiler ve enerji tüketimini azaltma yöntemleri de kullanılacak.
"Toprak yapının modern yorumları konusunda bilinç oluşturacağız" AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Team Bosphorus Koordinatörü Esra Kıygın, yarışmanın amacının sürdürülebilir, dışarıdan hiçbir enerji almayan enerji etkin bir ev inşa etmek olduğunu söyledi. Proje için 2 yıldır çalıştıklarını belirten Kıygın, evin mimarisine ve yapısına ilişkin şu bilgileri verdi: "Tek katlı bir ev inşa edeceğiz. Yapı tipolojimizde ve Fas'ta da görebileceğimiz avlulu bir mimariye sahip. Evimizde farklı inovasyonlar var, toprak duvar panellerimiz ve yosun teknolojisi gibi. Yosun teknolojisi şu şekilde çalışıyor, aslında evimiz fotosentez döngüsünü taklit ediyor. Evimizin içinde bulunan yosun havuzu, hem atık suyu arıtıyor hem de evden organik atığı ve bu havuzdan çıkan ölmüş yosunları topluyoruz ve biyogaza çeviriyoruz. Bundan açığa çıkan gazı yakıyoruz ve elektrik enerjisi elde ediyoruz. Yani evimiz sadece solar panellerden elektrik elde etmiyor. Açığa çıkan karbondioksiti sıvılaştırıp yosun havuzuna geri gönderiyoruz. Bu şekilde doğaya hiç karbon salmıyoruz." Sürdürülebilir konutların önemine işaret eden Kıygın, "Böyle bir yarışmada toprak ham maddesiyle bir ev inşa etmemiz çok önemli. Çünkü toprak bizim geleneksel yapı yöntemimiz. Bunu yeniden yorumlayarak, modern ve kolay inşa edilebilir bir hale getirdik. Türkiye'de toprak yapının modern yorumları konusunda bilinç oluşturmak istiyoruz. Çünkü 'enerji etkin ev' dediğimiz zaman solar paneller, enerji etkin sistemler aklımıza geliyor ama inşa edilen yapının bu tarz sürdürülebilir bir malzemeden yapılması da çok önemli." diye konuştu. Kıygın, evin yaşam döngüsü analizini de yaptıklarını, evde kullanılan her bir maddenin doğaya ne kadar karbon ve su ayak izi bıraktığını hesapladıklarını vurguladı. "Geçmişin bilgeliği ile bugünün teknolojisini birleştirdik" Mimari Ekip Lideri Aslı Aldemir de evin yapımında Fas'taki yerel malzemenin kullanılmasının ve evin 21 gün içinde inşaatın tamamlanmasının, yarışmanın 2 önemli kriteri olduğuna dikkati çekti. Toprak yapıyı, geçmişin bilgeliği ile bugünün teknolojisini birleştirerek panel haline getirmek üzere bir inovasyon geliştirmeye gayret ettiklerini ve 8 aylık Ar-Ge çalışmasını tamamladıklarını dile getiren Aldemir, "Toprak, geçmişteki çok inovatif bir teknoloji. Amacımız toprak kullanımını yeniden yaygınlaştırabilmek." dedi. Aldemir, inşaatı yapmak üzere 40 kişilik ekiple şantiyede görev alacaklarını belirterek, şunları anlattı: "Ev çeşitli sayısal analizlere de girecek. Örneğin, 'Ne kadar ısı barındırıyor', 'Isı transfer değerleri nelerdir' gibi. Evimiz 5 kişilik bir ailenin yaşayabileceği ölçekte. Evimizdeki inovasyonları gösterebilmek için ismini 'ReYard' olarak belirledik. Evimizin inşaatını 21 günde tamamlandıktan sonra mobilyalarına, tabak ve peçetesine kadar her şeyini dizeceğiz ve 15 gün boyunca misafirlerimizi ağırlamaya başlayacağız. Evle ilgili deneyler yapılmaya başlanacak." Evde yemek ve sinema gecesi organizasyonları düzenleyeceklerini aktaran Aldemir, bu programlarda evdeki ısısal performansın değerlendirileceğini ve bundan puan toplayacaklarını söyledi.
"Minimum enerjiyle konfor sağlıyoruz" Elektrik Ekip Lideri Recep Tuna ise bir termal, 24 adet de PV panelin bulunduğu evin elektriğini, güneşten aldığı enerjiyi elektriğe çeviren panellerden üreteceklerinin altını çizdi. Elektrik enerjisinin yetmediği noktalarda ise enerjiyi bataryalardan karşılayacaklarına işaret eden Tuna, "Odalardaki hava kalitesini artırabilmek adına ısı kazanım cihazı da kullanacağız. Evdeki sensörlerden aldığımız bilgiler doğrultusunda makinaları en doğru zamanlarda açıp kapatıyoruz. Bu vesileyle de minimum enerji tüketerek konforu sağlamaya çalışıyoruz." şeklinde konuştu. Isıtma ve soğutma sistemlerinde faz değiştiren malzemeleri kullandıklarını dile getiren Tuna, şöyle devam etti: "Faz değiştiren malzemeler, ısı pompamızla dış ünitemizdeki verimi artıran bir teknik. Yosun teknolojisi ve PV panellerden ürettiğimiz elektrikle birlikte evin ihtiyacından fazlasını üretebilirsek enerjinin bir kısmını diğer evlere satma imkanına da sahip olacağız. Yani şebekeden eve, evden şebekeye bir yapı da söz konusu. Evimizde elektrikli araba şarj istasyonu da var. Evimizin enerjisi yetersiz kalırsa, arabalardan da eve elektrik sağlayabileceğiz. Çift taraflı bir enerji iletimi söz konusu. Bunlar evimizi daha akıllı kılan özellikler." Read the full article
#akıllıev#cihaz#enerji#evyaşamı#iletişim#inovasyon#konfor#marketpotansiyeli#mimari#mühendislik#sağlık#SolarDecathlon#sürdürülebilirlik#yıldızteknikünbiversitesi
0 notes
Text
Pegasus Hava Yolları’ndan “Sıfır Karbon Emisyonu” taahhüdü https://ift.tt/3CyPqHz
Pegasus Hava Yolları, “2050’ye kadar Net Sıfır Karbon Emisyonu” taahhüdünde bulundu
Pegasus Hava Yolları; IATA’nın 77. Yıllık Genel Kurulu’nda kabul edilen “2050’ye kadar Net Sıfır Karbon Emisyonu” kararı doğrultusunda, dünyada bu taahhütte bulunan öncü hava yolu şirketleri arasında yer aldı.
Operasyonlarını ve faaliyetlerini “sürdürülebilir çevre” anlayışıyla yöneten Pegasus Hava Yolları; Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) 77. Yıllık Genel Kurulu’nda kabul edilen “2050’ye kadar Net Sıfır Karbon Emisyonu” kararı doğrultusunda, dünyada bu taahhütte bulunan öncü hava yolu şirketleri arasında yer aldı. 11 Ekim 2021 tarihinde ülkemiz tarafından da kabul edilen Paris Anlaşması’nın küresel ısınmanın 1,5°C’yi geçmemesi hedefiyle de uyumlu bu taahhütle, 2050 yılına kadar net sıfır karbon seviyesine ulaşılması ve uçmanın sürdürülebilir kılınması hedefleniyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet T. Nane, “Pegasus Hava Yolları olarak; yaşam döngüsü çerçevesinde çevreye olumsuz etkilerin en aza indirilmesi ve kirliliğin önlenmesi, çevre politikamızda önemli bir yer tutuyor. İklimin korunması ve küresel ısınmayla mücadele kapsamında ulusal ve uluslararası regülasyonlar çerçevesinde izleme, raporlama ve iyileştirme çalışmalarımız bulunuyor. Şimdi de IATA’nın ‘2050’ye kadar Net Sıfır Karbon Emisyonu’ kararı doğrultusunda, dünyada bu taahhütte bulunan öncü hava yolu şirketleri arasında olmak bizim için büyük bir gurur.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu imzayla; sektöre yönelik teknolojik gelişmelerin sağlayacağı imkânla, enerji sektörünün desteğiyle ve paydaşların koordinasyonuyla 2050 yılına kadar net sıfır karbon hedefini destekliyor ve taahhüt ediyoruz. ‘Sürdürülebilir çevre’ anlayışımız çerçevesinde; orta vadede filo dönüşümü ve offsetleme projeleri, uzun vadede ise SAF kullanımı, yeni teknoloji uçaklar ve karbon yakalama teknolojileri alanlarında çalışmalarımız sürecek. Ülkemizin ve bölgemizin en yeşil hava yolu olma hedefiyle var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”
Pegasus’tan karbon emisyonunu kaynağında azaltma çalışmaları
İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında aktif çalışmalar yürüten Pegasus Hava Yolları, havacılık sektörü için çok önemli olan sera gazı emisyonlarının azaltılması çerçevesinde ulusal ve uluslararası otoriteler tarafından sektöre yönelik getirilen düzenlemelere tam uyum gösteriyor ve tabi olduğu uluslararası regülasyonlar gereği, yıl içerisindeki toplam karbon emisyonunun izlenmesi, doğrulanması ve raporlanması süreçlerini sağlıyor. Karbon emisyonunun kaynağında azaltılmasına önem veren Pegasus; filonun gençleştirilmesi, düşük emisyonlu uçak modellerinin satın alınması, uçaklarda ağırlık azaltma çalışmaları, rotaların optimize edilmesi gibi operasyonel tedbirlerle sürecin kaynağında emisyon azaltma çalışmaları da gerçekleştiriyor. Pegasus Hava Yolları; “2050’ye kadar Net Sıfır Karbon Emisyonu” taahhüdüyle beraber, şeffaflık ilkesi çerçevesinde, uçuşlarından kaynaklanan emisyon göstergesini yatırımcı ilişkileri web sitesinde 2021 Ekim ayı raporuyla birlikte aylık bazda paylaşmaya başlıyor. Yapılan tüm bu çalışmalar, aynı zamanda Pegasus’un Sürdürülebilirlik (ESG) alanındaki yönetişim stratejisiyle paralel ve çıktılarına destek olacak şekilde planlanıyor.
Pegasus Hava Yolları Hakkında:
1990 yılında havacılık sektörüne giriş yapan Pegasus, 2005’te ESAS Holding tarafından satın alınarak düşük maliyetli iş modelini benimsedi. Türkiye’nin lider düşük maliyetli hava yolu olan Pegasus, hava yolu ile yolculuğun herkesin hakkı olduğuna olan inancıyla ve uyguladığı “low cost (düşük maliyetli hava yolu)” modeliyle misafirlerine uygun fiyatlı ve genç uçaklarla seyahat etme imkânı sağlıyor. 2018 itibarıyla “Türkiye’nin Dijital Hava Yolu” söylemiyle faaliyet gösteren Pegasus, misafirlerini 36’sı yurt içinde, 83’ü yurt dışında olmak üzere toplam 44 ülkede 119 noktaya ulaştırıyor; İstanbul Sabiha Gökçen üzerinden Türkiye ile Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Rusya, Orta Asya arasında bağlantılı uçuşlar gerçekleştiriyor. Pegasus, misafir deneyimini odak alan yaklaşımıyla onların seyahat deneyimlerini kolaylaştıracak dijital teknolojiler ve benzersiz yenilikler sunuyor.
The post Pegasus Hava Yolları’ndan “Sıfır Karbon Emisyonu” taahhüdü first appeared on Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri.
from Aeroportist I Güncel Havacılık Haberleri https://ift.tt/3mh6NGU via IFTTT
0 notes
Text
Küçük işletmeler, not alın
Yakın geçmişe dek sürdürülebilirlik çalışmalarının, özel sektörün kâr edinmeye yönelik faaliyetleriyle çatıştığına yönelik yanlış bir kanı mevcuttu. Büyük şirketler artık sürdürülebilirliğin, mal sahiplerine veya hissedarlara olumsuz bir etkisinin olmadığının, aksine, kendileri ve tedarik zincirleri için artı değer sağladığının farkındalar. Dünyanın en büyük ve en kârlı şirketleri, tüm çalışmalarına sürdürülebilirliği entegre etmeye devam ediyor. Büyük şirketler bu doğrultuda, küçük işletmeler için model oluşturabilir ve bu modelleri takip eden küçük işletmeler, sürdürülebilirliği hızla kendi faaliyetlerine dahil edebilirler.
1. Ortak değerleri paylaşan tedarikçiler bulmak Starbucks geçtiğimiz yıl kahve çekirdeklerini etik değerlere uygun üretim yapan tedarikçilerden temin ederek rekor kârına katkıda bulundu. Kahve devi, kahve çekirdeklerini üretmek için sadece etik vizyona sahip tedarikçilerle birlikte çalışacağını taahhüt ediyor; böylelikle bu sorumluluğu tedarik zincirinde yayarken risklerini azaltırken gelirlerini daha üst düzeye taşıyor.
2. Araştırma ortaklıklarının geliştirilmesi 2014 yılında sürdürülebilirlik hedeflerini belirleyen McDonald’s, ABD’de sığır eti tedarik zincirini daha sürdürülebilir kılmak amacıyla, et üretiminden kaynaklanan sera gazı salımlarına odaklanıyor. McDonald’s, bu salımlara karşılık “karbon yakalayabilen” yeni otlatma uygulamaları geliştirilmesi için 4,5 milyon USD’lık bir iş birliği geliştirdiklerini duyurdu.
3. Çalışanlara sürdürülebilirliğin aşılanması “Şirket kültürü” ile ünlü Disney, sürdürülebilirlik taahhüdünü köklerine, yani çalışanlarına da aşılıyor. Şirket, çalışanlarını yakıt, elektrik, su, kâğıt ve diğer kaynakları verimli bir şekilde kullanmaya teşvik ederken, aynı zamanda çalışanlarının çevresel konulardaki göze çarpan kazanımlarını “Dünya Ayı” adını verdiği etkinlikle kutluyor.
4. Kararlı olun GAP, ilk sera gazı emisyonu azaltım hedefini 2008 yılında belirlemiş ve 2015’e kadar emisyonlarını %20 oranında azaltma taahhüdünde bulunmuştu. Bu süre zarfında, hedefini neredeyse ikiye katlayarak emisyonlarını %37 oranında azalttı. Şirketin CEO’su Art Peck ise, 2016 yılında, çeşitli toplumsal ve çevresel sorunun ortasında giyim endüstrisinin, GAP dahil olmak üzere, bulunduğu noktadan hiç memnun olmadığını belirten bir yazı kaleme aldı.
5. Bir yerden başlamak zorunda olduğunuzu kabul edin Walmart CEO’su Lee Scott, şirketin sürdürülebilirlik hedeflerini duyurduğunda, kamuoyundan aldıkları tepkilerin de etkisiyle, yeterince sıkı hedefler koymadıklarını fark etti. Şirket bunun ardından %100 yenilenebilir enerji tedariki, sıfır atık üretilmesi, sürdürülebilir ürünler satılması gibi konularda daha ciddi taahhütlerde bulundu. Bu taahhütlerin üzerine eğilen Walmart, 2010 yılında, küresel tedarik zincirinde 20 milyon ton sera gazı emisyonu azaltımını hedefledi ve 2015 yılında 28,2 milyon ton azaltım gerçekleştirdi. Buna göre şirket, hedefin doğrultusunda yaptığı çalışmalarla, beş yıl içerisinde 1 milyar USD tasarruf sağladı.
0 notes
Text
New Post has been published on Eskişehir Medyası | Eskişehir Yerel Haber ve Emlak Portalı
New Post has been published on http://www.eskisehirmedyasi.com/eskisehir/tepebasi-belediyesi-adim-adim-mukemmellige-erisiyor/
Tepebaşı Belediyesi adım adım mükemmelliğe erişiyor!
Tepebaşı Belediyesi adım adım mükemmelliğe erişiyor. Eskişehir Tepebaşı Belediyesi 2013 yılında imzaladığı “Covenant of Mayors” Belediye Başkanları Sözleşmesi çerçevesinde taahhüt ettiği karbon salınımının azaltılması konusundaki sürdürülebilir enerji eylem planının ara raporunu hazırlayarak teslim eden ilk belediye oldu ve mükemmellik derecesine ulaştı.
Yerel ve bölgesel yönetimlerin, gönüllü olarak yenilenebilir enerji kullanımı ve etkin enerji tüketiminin artırılmasını desteklemeleri amacıyla, 2008 yılından bu yana Avrupa’da yürütülen önemli bir eylem planı olan Belediye Başkanları Sözleşmesi, söz konusu yönetimlerin taahhütleriyle, karbon salınımının Avrupa Birliğinde 2020 yılına kadar yüzde 20 azaltılmasını hedefleniyor. Tepebaşı Belediyesi de sürdürülebilir kalkınma ve küresel ısınma ile mücadelede sorumlu kuruluş olarak, Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen Dünyada 6 binden fazla yerel yönetimin taraf olduğu “Covenant of Mayors” Belediye Başkanları Sözleşmesi’ne 2013 yılında katılarak, 2020 yılına kadar karbon salınımını yüzde 23 azaltacağını garantilemişti. Bu kapsamda; Tepebaşı Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı hazırlayarak bölgemizde tüm sektörleri kapsayan uzun vadeli hedefler ortaya koyan ve bir yol haritası belirleyen Tepebaşı Belediyesi, Türkiye’den 8 belediyenin taraf olduğu Belediye Başkanları Sözleşmesinde 2014-2016 yılları arasındaki verileri içeren ara raporu hazırlayan ilk belediye oldu.
Tepebaşı Belediyesi böylelikle ulaşımda elektrikli ve hibrit araç kullanımı, yerel elektrik üretiminde güneş panellerinden yararlanma ve belediye hizmet binalarında enerji etkin faaliyetleri gibi 3 alanda mükemmellik ölçütünü yakalamayı başardı. Sürdürülebilir belediyecilik ve çevre politikalarına sağladığı uyumla örnek faaliyetler gerçekleştirerek önemli bir başarı sağlayan Tepebaşı Belediyesi, enerji tüketimi ve karbon salınımı azaltma anlamında yenilikçi projeler geliştirmeye devam ediyor.
“SOLAR – Güneş panelleri”
Belediye hizmet binası ve Su Sporları Merkezindeki güneş panelleri; Yakakayı ve Gündüzler Mahallesinde güneş panelleri yardımıyla kurulan sulama sistemi; Güneş Enerjili Şarj İstasyonlarından 1 yıllık 143,020 KWh/a enerji kazanımı sağlandı ve aynı zamanda 100,11 ton CO2 eq./a karbon emisyonu salınımı engellendi. Aynı zamanda 12,297 TEP (ton eşdeğer petrol)’e karşılık gelir: 12,297 ton petrolün yakılması ile elde edilen enerjiye eşit. Bu değer ayrıca 53 abonenin bir yıllık elektrik tüketimine de tekabül etmektedir.
“SOLAR PV ROOF – yerel elektrik üretimi”
Yakakayı ve Gündüzler Mahallesinde güneş panelleri yardımıyla kurulan sulama sistemi ve Güneş Enerjili Şarj İstasyonlarından 1 yıllık 5,910 KWh/a enerji kazanımı sağlanmış ve 4,14 ton CO2eq./a karbon emisyonu salınımı engellenmiştir. Aynı zamanda 0,5 TEP: 0,5 ton petrolün yakılması ile elde edilen enerjiye eşittir.
“ELECTRICAL VEHICLE – Elektrikli Araçlar”
2015 yılının Aralık ayında alınan 1 elektrikli otobüsün kullanımı ile 352 t CO2 eq./a karbon emisyonu salınımı ve 19,020 KWh enerji tüketimi engellemiştir. 1,635 TEP: 1,635 ton petrolün yakılması il elde edilen enerjiye eşittir.
0 notes
Text
İklim Finansmanı Hızlandırma (CFA) programı için başvurular başladı
PwC Türkiye tarafından yürütülen ve karbon emisyonunu azaltmaya yönelik projelerin finansmana erişimini kolaylaştırmayı amaçlayan Climate Finance Accelerator (CFA) küresel destek programının 3.’sü için başvurular başladı. Türkiye çapında iklim teknolojileri, enerji, ulaşım, sanayi, ormancılık ve atık yönetimi gibi sektörlerden seçilecek en fazla 10 projeye hem teknik destek sağlanacak hem de…
View On WordPress
#finansmana erişim#İklim Finansmanı Hızlandırma (CFA) Programı#iklim krizi#karbon emisyonu azaltma#küresel destek#PwC Türkiye#PwC Türkiye Ortağı Mevlüt Akbaş
0 notes