#kanun teklifi
Explore tagged Tumblr posts
alittlefurtheroutoftheway · 3 months ago
Text
Şehit ve Gazi Derneklerinden Şartlı Salıverme Teklifine Tepki
Şehit ve Gazi Derneklerinden Tepki Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ‘şartlı salıverme’ teklifi, şehit ve gazi derneklerinden büyük bir tepkiyle karşılandı. Bu teklif, müebbet hapis cezası alanları kapsayan 110 maddeden oluşuyor ve dernekler, bu düzenlemenin sonuçlarını endişeyle izliyor. Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve…
0 notes
ziyapasa-01 · 3 months ago
Text
Bir yaşıma daha GİRDİM
AT, EŞEK, DOMUZ ETİ İTHALATINDA VERGİ YOK
Türkiye Cumhuriyeti ve Sudan Cumhuriyeti Arasında Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması kapsamında Cumhurbaşkanına doğrudan yetki verilmesine ilişkin kanun teklifi Dışişleri Komisyonu'nda kabul edildi. ____///Anlaşmaya göre Türkiye, Sudan'dan yapılacak 500 ton at, eşek veya 500 ton domuz eti ithalatında vergi almayacak.
Tumblr media
4 notes · View notes
ata-1966 · 5 months ago
Text
Tumblr media
GÜZEL BİR AŞK HİKÂYESİ 🌺
Dedesi, Bağdat kadısı, babası, padişah tarafından atanan Heyet-i Ayan azası’ydı.
Çamlıca’da, uşaklı bahçıvanlı,
muhteşem bi köşkte yaşayan,
oturmasını kalkmasını,
ecnebi lisanları bilen,
yakışıklı bi delikanlıydı.
Yüksek tahsil için İskoçya’ya gönderildi.
Ve, Londra’da bi partide gördü onu...
Güzeller güzeli İngiliz genç kadın,
şahane gülümsüyor,
etrafına ışık saçıyordu.
Vuruldu, âşık oldu.
Gözler her şeyi anlatır derler ya,
belli ki, hisleri karşılıksız değildi.
Zaten, zarif bi kaç kısa cümleden oluşan sohbet sırasında işareti almış,
genç kadının her gün
Hyde Park’ta at gezintisi yaptığını öğrenmişti.
Sabahın köründe, soluğu Hyde Park’ta aldı.
Aaa ne tesadüf filan...
Birlikte at bindiler, yemek yediler,
muhabbeti ilerlettiler.
Rüya gibiydi. Rüya gibiydi ama,
uyanması da vardı...
Tahsilini tamamlamıştı, yurda dönmesi gerekiyordu.
Kalsa, olmaz, bıraksa, hiç olmaz.
Pat diye, benimle evlenip
Türkiye’ye gelir misin dedi.
Genç kadın sevinç çığlığı attı,
coşkuyla boynuna atlayıverdi.
Sonra...
Az geri çekildi, oturdu, boynu büküldü,
hayatta en çok istediğim şey bu ama, maalesef imkânsız, Jack var dedi.
Jack de kim yahu?
Genç kadının ailesi tiyatrocuydu,
ordan oraya turneyle dolaşan
kumpanyaları vardı.
Babası ölünce, annesi
bi adamla Avustralya’ya kaçmış,
kızını anneannesine bırakmıştı.
Anneanne, n’aapsın, torununu acilen
başgöz etmiş, talihsizlik işte,
savaşa giden damat,
kimbilir nerde mıhlanmış,
geri dönmemiş, ardında,
henüz 16 yaşında hamile bi
dul bırakmıştı.
Jack, oğluydu.
Delikanlı dinledi, dinledi,
önce sıkı sıkı sarıldı, sonra,
hiç sorun değil, oğlumuzla gideriz dedi.
Orient Express...
Ver elini İstanbul.
Delikanlı hiç sorun değil demişti ama,
sorun büyüktü.
Esir şehrin insanlarıydı İstanbul...
Mustafa Kemal Bandırma’ya binerken,
İngiliz gelinin, İngiliz işgalindeki
kâbusu başlıyordu.
Dedim ya, işgal yıllarıydı,
herkes herkese şüpheyle bakıp,
memleketi satanları mimlerken...
Faytona binip, köşke geldiler.
Aman da efendim hoş gelmişiniz
sefalar getirmişiniz diye kucaklaşma beklenirken, bismillah,
nerden bulup getirdin bu gâvuru dedi, delikanlının ailesi!
Memleket İngiliz süngüsü altında
inim inim inlerken,
İngiliz gelin olacak iş değildi yani.
Aşklarına sığınıp, göğüs gerdiler.
Sevdiği adam uğruna, kara çarşafa bile girdi İngiliz gelin, Müslüman oldu,
Nadide adını aldı.
Kaderin cilvesi mi desek, ne desek...
Mustafa Kemal Bandırma’ya binerken İstanbul’a inen bu genç kadının
nüfus kâğıdına, doğum yeri olarak
Bandırma yazıldı...
Çünkü, nüfus memuru doğum yerinin
Londra olduğunu gördü,
Londra Mondra olmaz,
olsa olsa Bandırma’dır diye kaydetti!
Memleket kurtuldu, cumhuriyet kuruldu. Hariciye’ye giren delikanlı, Lozan’da
İsmet İnönü’nün özel kalem müdürü oldu.
Şak, kanun çıktı, hariciyecilerin
eşi ecnebi olamaz...
İnönü, pek beğendiği delikanlıya kıyamadı, boşan, birlikte yaşa, mesleğine devam et dedi. Delikanlı, bu teklifi hakaret olarak kabul etti. Benim için ailesini, memleketini, dinini terk eden eşime bunu yapamam,
mesleğimden vazgeçerim,
aşkımdan asla dedi.
Bastı istifayı, ıvır zıvır işler yaparak,
evini geçindirmeye çalıştı.
O zamanlar memur değilsen,
ayvayı yiyordun.
Ayvayı yedi.
Hayatları kaydı.
Önce eldeki avuçtaki bitti,
sonra gümüşler satıldı, ardından köşk gitti... Dımdızlak kaldılar. Kiraya çıktılar.
Tükene tükene, gecekonduya kadar düştüler.
Çocukları olmuştu. Saracak bez yoktu. Çarşafları yırttılar. Bi eli yağda bi eli balda doğup büyüyen delikanlı, eşinin hiç sızlanmadan dimdik duruşunu gördükçe, yeniden yeniden âşık oluyordu ama,
kahrından alkole dadanmıştı.
Çalışamaz hale geliyor, daha çok sefalete sürükleniyorlardı. Hayatlarında
eksilmeyen tek kavram, mutluluktu.
Mutluydular.
İngiliz anne, adı gibi, hakikaten nadide’ydi...
O kör kuruşa muhtaç hallerinde bile, hastaneden atılmış
iki çocuklu bi kadına evini açtı,
sokakta dilenen bi nineye
kendi yatağını verdi, aylarca baktı, yıkadı, pakladı, komşuların fısır fısır
dedikodusuna aldırmadan,
kaçak olarak yaşayan, dara düşmüş
bi Fransız’ı sofrasına oturttu,
çocuklarına kuru
ekmeği paylaşmayı öğretti.
Bi gün...
İngiltere Elçiliği’nden görevliler geldi,
nasıl duydularsa duymuşlar,
çocuklarını al, İngiltere’ye dön,
eğitimlerini üstlenelim,
sosyal güvencen olsun dediler Nadide’ye...
Kapıdan kovdu!
Eşim Türk, çocuklarım Türk,
burada babalarının yanında yaşayacaklar,
ben de onların yanında öleceğim,
benim için hayatını feda eden eşimi,
paraya değişmem dedi.
İki millet, iki devlet, iki din arasında
perişan olmuşlardı ama,
aşkları sapasağlamdı.
Üstelik... Cumhuriyet de sapasağlamdı.
O dönemin Cumhuriyet’i,
şimdiki gibi sadece parası olanlara değil, gariban ailelerin çocuklarına da fırsat eşitliği sağlıyor, okumaya niyetleri varsa, okutuyor, üniversiteyse üniversite, konservatuvarsa konservatuvar, yeteneğin önünü açıyordu.
Delikanlı, delikanlı gibi yaşadı, öldü.
Nadide zatürreeden vefat etti,
hayatının en çetin günlerini yaşadığı İstanbul’da, kızının evinde...
En çok kızına güvenir,
en çok küçük oğlunu severdi.
Bu koca yürekli kadının
küllerinden doğan kızı,
YILDIZ...
Oğlu, MÜŞfİK KENTER’di.
Boşuna dememişler,
işini yapacaksan aşk’la yap diye...
Ve, merak ederim,
tiyatroda sahneye koymak
için abuk sabuk senaryolar
aranır hep niye ...?
YILMAZ ÖZDİL ✍
6 notes · View notes
yuksekovahaber · 3 days ago
Text
Meclis'te bu hafta sağlık alanında düzenlemeleri içeren kanun teklifi görüşülecek
http://dlvr.it/THB0xd
0 notes
bursahabermedya · 3 days ago
Photo
Tumblr media
Siber Güvenlik Tasarısı TBMM'ye Sunuluyor! Adalet ve güvenlik alanında önemli bir adım atmak üzere, Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) milletvekilleri tarafından hazırlanan Siber Güvenlik Başkanlığına ilişkin kanun teklifi, b https://bursahabermedya.com/siber-guvenlik-tasarisi-tbmmye-sunuluyor/ #Bursaspor #bursahaber #bursasondakika #bursahaberleri #haberler #bursa
0 notes
elazigsurmanset · 13 days ago
Text
DEVA Partisi’nden DASK Tazminatları İçin Önemli Kanun Teklifi
Tumblr media
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerde DASK'ın eksik tazminat ödemesine ilişkin çözüm için yeni bir adım atıldı. DEVA Partisi, mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla kapsamlı bir kanun teklifi hazırladığını açıkladı. DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sadullah Ergin ve DEVA Partili milletvekilleri, Doğal Afet Sigortaları Kurumu'nun (DASK) depremzedelere yaptığı eksik tazminat ödemelerini gündeme taşıdı. Ergin, hazırlanan kanun teklifiyle birlikte binlerce depremzedenin mağduriyetinin giderilmesinin hedeflendiğini belirtti. Tazminatların Yarısı Ödendi 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen büyük depremlerin ardından DASK, tazminat ödemelerinde 25 Kasım 2022'de Resmî Gazete'de yayımlanan yeni tarife yerine eski tarifeyi esas aldı. Bu durum, depremzedelerin hak ettikleri tazminatın yalnızca yarısını almasına ve ciddi mağduriyetler yaşamasına neden oldu. Kanun Teklifinin Detayları DEVA Partisi'nin sunduğu kanun teklifinde, sigorta şirketlerinin teminat artışlarını sigortalılara yazılı olarak bildirme zorunluluğu, Türk Ticaret Kanunu'nda olduğu gibi Afet Sigortaları Kanunu kapsamında da geçerli hale getiriliyor. Ayrıca, bildirim yapılmasa dahi teminat artışlarının otomatik olarak uygulanması sağlanacak. Geriye Dönük Düzenleme Teklif, 25 Kasım 2022 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde yürürlüğe girecek. Bu sayede, 6 Şubat depremlerinde tazminatlarının yalnızca yarısını alan vatandaşların eksik kalan ödemeleri de yapılacak. Böylelikle depremzedelerin yaşadığı maddi mağduriyetler giderilmiş olacak. DEVA Partisi'nin açıklamasında, "Bu düzenleme, depremzedelerin haklarını koruma adına atılmış önemli bir adım olup, mağduriyetlerin en kısa sürede giderilmesi için tüm paydaşların desteğini bekliyoruz" ifadeleri yer aldı. Yeni düzenlemenin, afetzedelerin hak kaybını telafi etmesi ve gelecekteki doğal afetlerde benzer mağduriyetlerin önüne geçmesi hedefleniyor. Read the full article
0 notes
patronlar · 13 days ago
Link
Devlet Memurları Kanun Teklifi, Meclisten geçerek kamu çalışanlarına tarihi haklar tanıdı. Bu önemli gelişmeyi ve sağlanan yeni hakları keşfedin. Kamu sektöründe çalışanlar için neler değişiyor? Detaylar yazımızda!
0 notes
birfinansci · 14 days ago
Text
Devlet Memurlarını Yeni Döneme Taşıyan Kanun Teklifi TBMM'de Onaylandı
Türkiye Büyük Millet Meclisi (#TBMM) Genel Kurulu’nda, Devlet Memurları Kanunu ile Çeşitli Kanunlar ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine görüşmeler gerçekleştirildi. KADAME HAKKINDAN YARARLANMA Yapılan görüşmeler sonucunda teklif kabul edildi ve yasalaştı. 8 yıl boyunca herhangi bir disiplin cezası almayan devlet memurlarına sunulan ilave kademe…
0 notes
cevre-gazetesi · 22 days ago
Text
BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNDE BECAN: KUR KORUMANIN MALİYETİ DEPREMDEN BÜYÜK OLDU
Tumblr media
CHP Yalova Milletvekili Tahsin Becan, 2025 Yılı Merkezi Bütçe Teklifi ile 2023 Kesinhesap Kanun Teklifi görüşmelerinde CHP Gruba adına söz aldı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Sermaye Piyasası Kurulu bütçesi üzerine konuşma yapan Becan, özerk nitelikteki bu kurumların bugün düzenlendikleri şekliyle, Türkiye’de ne özerk ne de bağımsızdırlar dedi.
Kur Korumanın Maliyeti Depremden Büyük Oldu
Becan konuşmasında, Devlet yönetiminin, hukuk ve iktisat arasındaki ilişkinin tam merkezinde olduğunu vurgu yaparak sözlerine şöyle devam etti:
“Politik istikrar, rekabetçi vergi düzeni, finansmana erişim, hukuk ve adalet gibi kavramları tam anlamıyla uygulayamadığınız bir ülkeye yabancı yatırımcı gelmez. Kur korumanın Devlete maliyeti 1,3 trilyon. 6 Şubat depremleri sonrası tüm konut maliyeti 1.1 trilyon. Bu yetimin yoksulun depremzedenin hakkı olan para, maalesef parası olan dövizi olan kesimin parasına para katmaktan başka bir işe yaramamıştır ve mevduat sahiplerinin ciddi bir kısmı da yabancı yatırımının döviz bozarak Türkiye’de faiz kazanmasına sebep olmuştur” dedi.
Yatırımcının Aradığı Şeffaflık ve Güven Ortamı Oluşamamakta
CHP Ekonomi Takımı üyesi olarak, şehir şehir,  ilçe ilçe, çarşı pazar gezerek iş dünyasının, işverenin, çalışanın, emekçinin dertlerini aktaran Becan, şunları söyledi:
“Biz, planlamaya önem veriyoruz. Bu ülkenin ciddi bir planlama geçmişi var. Planlama geleneğinin fiilen terk edildiği ve sektörel önceliklerin günübirlik kararlarla belirlendiği bir düzende, yabancı yatırımcının aradığı şeffaflık ve güven ortamı oluşamamaktadır. Ayrıca SPK’nın 2022’de duyurduğu Bireysel Yatırım Danışmanlığı çalışmaları hala tamamlanmamış olması ciddi bir sorundur. Vatandaşların sermaye piyasalarında doğru karar verebilmesi, manüpilasyon risklerine kurban gitmemesi için Bireysel Yatırım Danışmanlığı hizmetinin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.
0 notes
seslimeram · 24 days ago
Text
Cehennem Meseli
Tumblr media
İnsan eliyle kotarılmış cehennem suretlerinin arasında yarınsız, un ufak edilmiş bir hayatı tecrübe ediyoruz. İster bölgece, ister dünyanın geri kalanından azade sayılmayacak burası şu sahanlık, isterse de dünyanın herhangi bir odağında, küçük tefek olanından, en hacimli, en zehirli olanına bir cehennem tahayyülüne esir ediliyor insanlık. Hayatın ehemmiyet ya da anlamının hiç edildiği, ötekisi olarak anılanların gözden çoktan çıkartıldığı ya da buna dair çabanın sürekli kılındığı bir zeminde o yarınsızlık içerisinde türlü çeşit cerahatin esiri kılınıyor modern zamanın insanı. Bitmiyor tükenmiyor güvenlik algısının boyutları. Açık, aleni ve sonu getirilemeyecek kılınmış paranoyalar eliyle devletler sayesinde hayatın hiçe esir kılınması söz konusu ediliyor. Dolduruşa getirilmiş olan rejimlerin halkları birbirine kırdırma hallerinin çabasında olan biten mutlak ve kati yıkımlar oluyor. Ezber ettirilmiş o tahakküm hamlesinin eksiksiz bir halde yaşamı zehrettiği, çürümeyi kalıcılaştırdığı bir hal içerisinde debelenip duruyor insanlık. İnsan eliyle kotarılmış, bizatihi çabalanmış olagelen her cehennem tahayyülünün eksiksiz, doğrudan hayatı yerle bir etmeyi amaç edinen devlet politikalarının eseri olduğu artık giz değildir.
Burnumuzun ucundaki Suriye’de 8 Aralık tarihinde var edilmiş olagelen rejim değişikliği, zorba bir iktidarın var ettiği çürümenin ardından nihayetinde bir oh çekilecek denilirken var edilmiş en katran karası cehennem örneklerinden birisini barındırır, bildirir. Eskiden o El Kaide nam yapının üyesi olagelen, fundamentalist, ırkçı Heyet Tahrir Eş Şam’ın öncül kuvvet kılındığı, Türkmen İslam Kümesi, Sultan Murat Tugayı, Milli Ordu nam Türkiye devletinin başını çektiği bir karma çetenin birlikteliğinde o cehennemin yepyeni evresi açılır. Bir biçimde demokrasinin var edileceği, halkını çoktan ayrıştırmış, beriki, öteki ya da az ilerideki diye kendisine tehdit olmalarını derecelendirip var etmiş / ezmiş, sonuna kadar da kırmış olagelen, Sednaya Mapushanesi gibi insanlık için yüz karası olagelen yerleri var edebilmiş, can almış, kötülüğün de önünü açmış bir Esad’a karşı çıkagelenler onun taklitçisi olunca her şey nasıl yoluna girebilir ki? Aralıksız bir haftadır var edilmiş ve Türkiye devletinin de hiç gizlisi saklısı olmadan suna geldiği nefret siyasetinin evlerini savunan başta Kürtler olmak üzere, Süryani, Ezidi, Mıhellemi, Arap, Ortodoks, Ermeniler ve daha nice kimliğin ortaklaşa çıka geldiği Rojava devrimi hedef kılınır. Tümüyle Colani liderliğindeki ol oluşumun / yapının egemenliğine / zorbalığın ta kendisine terk edilmiş olagelen bir yerin tahayyülünü pratik kılabilmek için Uygur, Afgan, Tacik, Çeçen, Türk, nihayetinde insanlığını çoktan kenara terk etmiş temsillerden bir güçle, TSK’nin de gücünü sonuna kadar kullanarak bir cehennem var edilmek istenir. İstikamet Kobane ve ötesidir, barış böyle bir şey midir?
Yeni Yaşam Gazetesinden aktaralım: “Savunma Bakanlığı bütçesine dair konuşan DEM Partili Meral Danış Beştaş, Rojava’daki Kürtlerin ‘terörist’ olarak yaftalanmasına tepki gösterdi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzası ile Meclis’e sunulan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmeleri sürüyor. Meclis’te Savunma Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçesi görüşülüyor. Savunma Bakanlığı bütçesine dair Erzîrom Milletvekili Meral Danış Beştaş konuştu.
Meral Danış Beştaş, tarihi bir süreçten geçildiğini söyledi, “Tarih yeniden yazılıyor, coğrafya değişiyor” diyerek, Savunma Bakanlığı’nın bütçesine dikkat çekti. Meral Danış Beştaş ayrıca bakanlığın kendini “Sorgulanamaz” kıldığını belirtti.
‘Kürtlere karşı ateşe devam’
Türkiye’nin dünyadaki çatışma ve gerilimlere yönelik “Barış” politikası güttüğünü ileri sürdüğünü belirten Meral Danış Beştaş, “Türkiye maalesef Kürtlerle olan çatışmalarda ‘Ateşe devam,’ diyor, ateşkese karşı çıkıyor ve bir barış ihtimalini, barış ve çözüm ihtimalini şu ana kadar reddediyor” diye konuştu.
‘Hakkını savunanlar terörist değildir’
Türkiye’nin Êfrîn’e ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarının sürdüğüne işaret eden Meral Danış Beştaş, “Til Rıfat, Münbic, Kobanê, Rojava bir bütün olarak ve Kürtlere yönelik yaklaşım hiç değişmedi. Hatta şunu da hatırlatayım: 2014 yılında Kobanê kuşatması vardı, IŞİD canilerinin Kobanê halkını topyekûn imha etme, katliamdan geçirme tehlikesine karşı çıktıkları için, katliamı engellemek için çağrı yapan önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız, MYK üyelerimiz Kobanê kumpas davasıyla yüzlerce yıllık cezalara çarptırıldılar. Sayın Bakan: Kendi yaşam hakkını savunanlar terörist değildir, milyonlarca halk terörist değildir, olamaz” diye kaydetti.
‘Halkın safrasından alınıyor’
Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan Kürtlerin “Terörist” olarak yaftalamasına tepki gösteren Meral Danış Beştaş, “Savunma harcamaları için 913 milyar, iç güvenlik için 694 milyar lira ödenek ayırmış. Savunma Sanayi Destekleme Fonunu da ekleyince 1 trilyon 608 milyar liralık bir bütçeden söz ediyoruz ve Türkiye, NATO üyeleri arasında en çok askerî harcama yapan ��lkelerin başında yer alıyor. Savunma bütçesi yüzde 41 oranında arttı, çatışma, şiddete ve savaşa ayrılan bütçe aslında halkın sofrasından ayrılan bütçedir, halkın sofrasını eksiltiyor” ifadelerini kullandı.
‘Bombalarınız kalbimize düşüyor’
Savaşa ayrılan bütçe ile 7 milyon asgari ücretlinin 13 aylık maaşına denk geldiği bilgisini paylaşan Meral Danış Beştaş, “500 bin öğretmene yüzde 50 maaş artışı yapılabilirdi. Güncel meseleye gelirsek, sınırın öte yanında Suriye var. Coğrafya değişiyor, haritalar yeniden çiziliyor ama siz Rojava’yı bombalamaya devam ediyorsunuz. Oradaki halkı, milyonlarca yurttaşı ‘Terörist’ olarak nitelemek dışında bir söylem henüz yok. Bunu birçok arkadaşımız söyledi, bir daha söyleyeyim: Sizin oraya attığınız her bomba bizim kalbimize düşüyor. Onlar bizim kardeşimiz” dedi.
‘Bütün dünyaya örnek oluyor’
Meral Danış Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yıllarca barbar IŞİD’e karşı mücadele eden ve dünyaya adil ve eşit bir yaşamın mümkün olduğunu bizlere gösteren bir Rojava Devrimi gerçekliği var. Buradan bütün dünyaya örnek olan bu modelin her yere şamil olmasını diliyorum ve bu devrimi hakikaten içtenlikle selamlıyorum. Barışa aralanan kapının güneşli olma ihtimalinden söz ediyorum. Kuşkusuz bu ihtimalin gerçek olması son derece mümkün, silahsız bir çözüm mümkün. Bizler yıllarca adalet ve barış mücadelesi verdik ve üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Gerçeklere yüzümüzü dönelim, bırakın, iki yakada da sevinç çığlıklarıyla bastırsın insanlar topların, tüfeklerin, füzelerin sesini.”
Geleceğin muallak kılınmasının çabasına, bir kere daha Rojava devriminin var ettiği akli birlikteliği alt etmenin, cehennemi insan eliyle yeniden kotarmanın yolunda yürünmesin diye bir söz dizimini paylaşır Meral Danış Beştaş. Hukukçu kimliğinin yanında esas Kürd halkının suna geldiği perspektif, birbirinden alakası kalmamış / bırakılmamış bir halkların ayrıştırılması yerine birbirine tutunarak bir devrimi var ettiği sahnenin elzemliliğini bildirir. 2014 yılında o köklü karanlık tahayyülün, bugün üniforması değişmiş olsa da yine yeni ve yeniden Kobane’den başlayarak, Kuzey ve Doğu Suriye’nin tamamında var edeceği ateşin harını yükselten bir ülkeye kimdir terörist diye sual eder. Yaşanan bir yerin cehenneme eşik kılınmasının önünü alabilmenin her türden taciz, tahakküm ve korkunçluğu ta 1915’ten bu yana sürgit devam olunan bir mahvetme siyasetinin karşısında insanî olanı aramak, anlamak bunca zor mudur?
Dönemimizin Talat, Enver, Cemal üçlüsünü oluşturan, Fidan, Kalın ve Baş efendinin bir ve beraberce kotardıkları şeyin sonu hep hazin olan bir yıkıcılığa devam kararlılığı olduğu bir kere daha Esad rejimi yenilmiş olsa da tekrarlanır. Suriye’de halk devrimi gerçekleşti! Gel gelelim bir türlü Mezopotamya halklarının var ettiği nihai anlamda, rejimin karşısında da, Işid gibi kötülüğün ta kendisi karşısında da diz çökmemiş, daha yeni Efrin, Azez, Mare gibi, Tel Rifat ve Menbiç’te cereyan eden Türkiye destekli ne olduklarından çok ne için oralarda bulundukları mühim bir mesel olan başka cihatçılar eliyle boğulmak istenen tahayyül devrim değildir! Kürdün makus kader diye dayatılan esaretini, bölgenin o çok parçalı yapısında demokratik, eşit ve her kimlikle adil bir gelecek tahayyülünü, bir devlet olmaya gerek kalmadan yaşayabilme ihtimalinin kökünü kazımaya devam deyince o devrimin neresinde duruyordur Türk devleti, yönetimi, milleti. Sınırın ötesindeki hayatı üç farklı operasyonda işgal edilmiş topraklardaki varlığıyla sınırlamış, terörle mücadeleyi halka doğrudan empoze edilen, kimi yerlerde yaşamasını dahi imkansız kılan bir cendere ile ölümü gösterip sıtmaya razı getirerek var edebilen bir devletin sunacağı herhangi bir barış ihtimal midir? Suriyeli Kürdün hakkına sahip çıkan bir ülkeyiz diye konuşa duran ol Dışişleri bakanının, kapalı kapılar ardında Rojava’yı tamamen boğmak için büyük terör devletinden izin kopartmaya devam dediği bir sahnelemede, düne kadar terörist kıldıklarını bugün sivil kıyafetlerle kendilerine makam şoförü kılmaktan imtina etmezken Suriye’nin, Türkiye’nin, bütün ol Ortadoğunun ve şu çeperin kıyısındaki her ülkenin halleri her nice olacaktır? Cehennem eşiği hep burnumuzun ucundayken, kırmızıçizgiler hiçbir türlü sonlanmazken, demokrasi, eşitlik ve adalet hiçbir zaman halklara teslim edilmezken, konuşulmasına dahi müsaade edilmezken her nasıl? Biteviye bir propaganda o da devletin uygun gördüğü bir tahakküm / tecrit ve sınırsız yanılsama içerisinde hayatın ehveni nasıl mümkün olacaktır, kılınacaktır. Barıştan bunca uzaklaşılırken, karanlık, nihai cehennem için el birliğiyle bir menzilde, dört dolanıp durulurken, sahiden nasıl?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: A Syrian Kurdish woman, fleeing from north of Aleppo, stands leaning on a bullet-riddled wall upon arriving in Tabqa, on the western outskirts of Raqa, on December 4, 2024. - © Delil SOULEIMAN – AFP – France24
Meramda Paylaşılan Haber
Meral Danış Beştaş: Yaşam Hakkını Savunanlar Terörist Değildir - Yeni Yaşam Gazetesi
https://yeniyasamgazetesi6.com/meral-danis-bestas-yasam-hakkini-savunanlar-terorist-degildir/
0 notes
rayhaber · 3 months ago
Text
TBMM Genel Kurulu'nda Tüketicinin Korunması Üzerine Görüşmeler Tamamlandı
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin tümü üzerindeki görüşmeler sona erdi. Teklifin üzerinde söz alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, Türkiye’nin küreselleşme rüzgarına karşı yerli markalarla korunabileceğini vurguladı. Şahin, “Yerli markaların desteklenmesi ve…
0 notes
nnnebula · 1 month ago
Text
Tek oğlu bulunan varlıklı bir çiftçi yaşlanıp yatağa düşer ve oğluna vasiyetini söyler:
-Yatağın altında, içi altın dolu iki tane kese var. Bunlardan biri senin, diğerini de memleketin en büyük eşkıyasını bulup ona vereceksin. Sebebini sorma, vasiyetim böyledir!
Yaşlı adam bir kaç gün sonra ölür. Oğlu, memleketin en büyük eşkıyasını bulmak için ülkeyi dolaşmaya başlar. Fakat nereye gitse, hangi eşkıyayı sorsa, ondan daha da namlısı, kanlısı, belalısı olduğunu öğrenir ve bu şekilde aylarca dolaşır.
Nihayet, ülkenin yol vermez dağlarla çevrili bir kösesinde öyle bir eşkıyanın adını işitmişki Allah böylelerinin şerrinden saklasın, köylüler korkularından ismini bile fısıldayarak söylermiş. Hükmettiği dağların yamaçları onun öldürdüğü insanların cesetleriyle doluymuş.
Bizim delikanlı "yedi dağın eşkiyası"nın namını dinleyince "bundan daha canavarı olamaz'' deyip, eşkıyanın yaşadığı en büyük dağa doğru yola çıkmış.
Kışın ortasında dağa vardığında eşkıyanın adamları "Tek başına bu dağda ne gezersin bre ahmak?" delikanlıyı esir almışlar.
Delikanlı "ağanıza bir hediye getirdim" deyince onu yedi dağın eşkıyasının karşısına çıkarmışlar.
Eşkıya hakikaten dedikleri kadar varmış. Delikanlı cesaretini toplayıp babasının vasiyetini anlatmış ve koynundan kesenin birini çıkarıp yedi dağın eşkıyasına uzatmış:
"Ağam, bunu size vermezsem babam mezarında rahat yatmaz, lütfen kabul edin."
O namlı eşkıyanın yüzünde babacan bir ifade belirmiş:
"Sevdim seni. Safsın, temizsin, dünyadan haberin yok. Benim namım bu dağları sarmıştır, lakin memlekette benden büyük bir eşkıya daha bulunur. Biz eşkıya da olsak, hak etmediğimiz mala el sürmeyiz. Sen şimdi geldiğin yoldan dön, şehre var. Gidip kadı efendiyi bul. Memleketin en büyük eşkıyası odur. Selamımı söyle, bu keseyi ona ver!.
Sonra adamlarına emretmiş:
"Bu yiğidi, başına bir iş gelmeden düze indirin, şehir yolunda bırakın!"
Delikanlı şehre inmiş kadı efendinin konağına varmış, başından geçenleri anlatmış:
-İşte böyle kadı efendi. Bu keseyi hak eden sizmişsiniz, ben de eğer kabul ederseniz size takdime geldim.
Kadı efendi yerinden fırlamış:
"Vay ahlaksız eşkıya! Hakkımızda neler demiş. Be hey Allah'tan korkmaz kul, sen ne yüzle bana haram para teklif edersin? Şimdi yatırayım mi seni kırbaç altına?"
"Efendim ben de anlatılanlara uydum, ne yapacağımı bilmez haldeyim. Bana acıyın."
Kadı efendi, gözünü uzaklara dikip biraz düşünmüş, sonra kara kaplıyı açıp sakalını sıvazlamış:
-İmdiii..Bir din ve devlet temsilcisinin böyle açıktan para kabul etmesi hem kanun-u âliye, hem de Allah rızasına münasip olmayıp, alan da veren de bu âlemde ve mahşerde suçlu durumuna düşer. Lakiiin, eğer aramızda bir ticari akit tanzim eder ve sen bana bu bir kese altını bir alışveriş neticesinde takdim eyler isen, ben dahi bunu senden bir hizmet karşılığı alır isem, şer'an caiz olup başkaca bir işlem yapılması gerekmez. Yani, kısacası, ben bu altınlar karşılığı sana bir şey satacağım.
-Ne satacaksınız kadı hazretleri?
Kadı efendi, elini uzatıp pencerenin dışını göstermiş:
-Bak bu dışardaki bahçe ve civarındaki cümle arazi bana aittir. Şimdi bak bakalım, ne görüyorsun bu arazinin üzerinde?
-Kar, her yeri bembeyaz kar kaplamış.
-Pek güzeeel.. İşte ben bu arazideki karları sana satacağım, sen de bir kese altın karşılığı aldığını beyan eden bir belge imzalayacaksın, böylece alışveriş tamam olacak.
Altınlardan bir an önce kurtulmak isteyen genç çocuk, 'efendim aklınızla yaşayın' deyip teklifi kabul etmiş, imzalar atılmış. Altın kesesini kadı efendiye teslim eden çocuk, huzur içinde oradan ayrılmış. Memlekete gitmeden önce bir handa geceleyip hem karnını doyurmayı hem de biraz dinlenmeyi düşünmüş.
Handa horul horul uyurken, sabaha karşı kadının emrindeki zaptiyeler kapıyı yumruklamışlar.
-Kalk hele, kadı efendi seni görmek ister, davası varmış.
Genç çocuk, 'ne davası ola ki?' dese de yaka paça kadının huzuruna çıkarmışlar.
Bir de bakmış ki, kadı efendi hiddet içinde. Daha, 'selamın aleyküm' diyemeden kadı efendi bağırmış:
-Be hey utanmaz, arlanmaz, eşkiya kılıklı işgalci. Bre biz seninle dün akşam arazimdeki karları satın aldığına dair mukavele imzalamadık mı?
-İmzaladık kadı efendi, ben de karşılığını size takdim ettim.
-Sus!..Bak bakayım dışarıya, ne var arazimin üzerinde?
-Ne olacak, kar var. Tıpkı dünkü gibi.
-Mel'un, hala konuşuyor! Dün sen bu karları benden satın almadın mı? O halde senin karların ne hakla benim arazimi işgal ederler? Şimdi bu işgal, kanun dairesine ve de hak rızasına uygun mudur? Derhal kaldır o karları benim arazimden, yoksa, vallahi acımam, seni işgalcilikten hapse attırırım!
-Aman efendim, dönümler dolusu karı ben nasıl kaldırayım?
-Onu, arazimi işgal etmeden önce düşünseydin!
Delikanlı yine yalvarmış:
-Efendim, ocağınıza düştüm, yok mudur bu işin de kitaba uygun bir hal yolu?
Kadı, kara kaplıyı tekrar açmış, bir müddet mırıldanarak okuduktan sonra:
-Vardır!.. İmdiii. Arazi sahibi ve davacı olan ben ile, davalı sıfatı ile sen arasında, arazimi işgal bedeli karşılığında, benim de rızam ile bir kese altın karşılığı işbu karları burada tutmaya iznim olduğunu belirtir bir mukavele imzalarsak, bu husus kanun ve nizama uygun bir şekilde hale kavuşur. Yanii, sen bana öbür kese altını da işgaliye bedeli olarak vereceksin.
Bizim genç çocuk öbür kese altını da vermiş, gereken evrakları imzalamış, konaktan çıkıp temiz havaya kavuştuğunda, dağlara bakıp bağırmış:
-Hey gidi yedi dağın efesi, Sen haklıymışsın. Daha büyük eşkıyalar da varmış. Senin açık açık yaptığın eşkıyalık, bunların kanunla yaptığı eşkıyalığın yanında nedir ki!...
Allah,
İşi kitabına uyduran vicdansız namussuzlardan,
Adalet binasını ele geçirmiş Kravatlı çetelerden,
Vatansever görünen hainlerden ,
Müslüman görünen kafirlerden ,
hepimizi korusun......
Tumblr media
0 notes
hepsigundemcom · 1 month ago
Text
2025 Merkezi İdare Bütçe Kanun teklifi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi
Tumblr media
Muhalefetin, ek öğretmen ataması, kamu özel işbirliği projeleri kapsamında şirketlere verilecek garanti meblağlarının netleştirilmesi, emekli ikramiyelerinin düzeltilmesi dahil tüm önergeleri reddedildi.#Bütçe #Chp #Kabul #Önerge
0 notes
sondakikamhaber · 1 month ago
Text
Tumblr media
Kanun Teklifi Kabul Edildi! Genel Sağlık Sigortası Borçları Silinecek! Bazı Raporlar Ücretli Olacak! https://www.sondakikam.com.tr/gundemden-haberler/kanun-teklifi-kabul-edildi-genel-saglik-sigortasi-borclari-silinecek-bazi-raporlar-ucretli-olacak/3788
0 notes
yuksekovahaber · 13 days ago
Text
Devlet memurlarına ilişkin düzenlemeleri içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi
http://dlvr.it/TH0wS2
0 notes
bursahabermedya · 1 month ago
Photo
Tumblr media
Köy Kanunu Değişikliği TBMM'de Yasalaştı! Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda kabul edilen ‘Köy Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’, 8 farklı kanunda değişiklik ve düzenle https://bursahabermedya.com/koy-kanunu-degisikligi-tbmmde-yasalasti/ #Dünya #bursahaber #bursasondakika #bursahaberleri #haberler #bursa
0 notes