#kale grubu
Explore tagged Tumblr posts
Text
Geçtiğimiz hafta, Kale Grubu’nun önde gelen şirketlerinden biri olan Kaleseramik, halka arzını gerçekleştirdi ve yatırımcılar arasında büyük bir ilgi gördü.
https://birfinansci.com/canakkale-seramik-kac-fabrikasi-kac-magazasi-var-basvuru/
0 notes
Text
Bölüm 178: Memleketimi yeniden ziyaret etmek, gülünç mü halim
Ç/N: Başlık, 苏轼 Sū shì 《念奴娇·赤壁怀古》niàn nú jiāo·chì bì huái gǔ'dan değiştirilmiş bir alıntı.
At arabasının içinde oturan Qi Yan, penceredeki perdeyi kaldırıp dışarıdaki manzaraya baktı.
Bir aylık ilerleyişin ardından, yolculuk alayı nihayet Luo Nehri denilen doğal hendeği aşmıştı. Wei Krallığı kuzey tarafını ele geçirdiğinden beri, Luo Nehri'nin iki tarafında da sayısız tersane inşa edilmişti. Luo Nehri'nin yakınlarında yaşayan halktan insanlar da burayı geçmek için irili ufaklı tekneler yapmıştı.
Qi Yan'ın anılarında, Luo Nehri'nin iki tarafı tamamıyla farklı iki dünyaydı. Kuzeyde, ucu bucağı gözükmeyen ve ufka dek uzanan çayırlar vardı. Bölge boğalar ve koyunlarla kaplıydı. Farklı kabileler yaşamlarını sürdürmek için otlaklara güvenirdi ve ovalarda göçebe yaşarlardı. Etrafa dağınık halde konuşlanmış koni tepeli ve direkli çadırlar, güneyde asla görülemeyecek bir manzara sergiliyordu.
Fakat...
Qi Yan karaya ayak bastığında onu karşılayan, son derece yüksek bir kale şehri oldu. Şehir kapılarının üzerindeki plakete iki tür alfabeyle bir yazı oyulmuştu— Beiguan şehri.
Ç/N: 北关 - Kuzey geçidi
Şehir kapılarındaki muhafızları anlamak daha da güçtü. Yapılı bedenleri, Wei Krallığı'ndan gelen kaba kumaş malzemesiyle sarılıydı. Kahverengi saçlı ve kehribar rengi gözlü olan Çimenli Ovalar halkı, Wei Krallığı görevlilerine ait şapkalardan takıyordu.
Bellerinde geleneksel olarak Çimenli Ovalar halkı tarafından kullanılan palalar takılıydı, ellerinde ise Wei Krallığı muhafızlarınca kullanılan mızraklar vardı. Qi Yan'ın araç grubunun yolunu kestiler, ardından bozuk bir Wei Krallığı mandariniyle bağırdılar, "Burası Beiguan şehri, arama için araçlarınızı durdurun."
Qi Yan bunu duyunca aracının kapısını iterek açtı, karşısında bulduğu ise işte buydu.
Afallayarak geçen bir andan sonra, kalbi karmaşık bir hisle doldu.
Her ne kadar Luo'nun kuzeyinde kalan Çimenli Ovalar halkının çoğu Tuba kabilesinden insanlar olsa da, Qi Yan'ın anılarında: bu savaşçılar saçlarını özgürce serbest bırakırdı. Hayvan postlarıyla kuşanır ve dörtnala giden atlara binerlerdi.
Aracın levhasının üzerinde dikilen Qi Yan, başını kaldırıp duvardaki plakete baktı. Korkuluk duvarının arkasında devriye gezen insanları belli belirsiz görebiliyordu. Yüksek şehir duvarı iki tarafta da uzaklara yayılmıştı, sonunu göremiyordu.
Bu duvar, Luo'nun kuzeyini komple çevrelemek istiyormuş gibi görünüyordu ve Qi Yan'ın kalbinde büyük bir ağırlık yaratıyordu. Zamanla solmuş olan Çimenli Ovalara dair anıları paramparça oldu, ardından bir belirsizliğe dönüştü.
Yolculuğu takip etmiş olan bir izci, Qi Yan'ın söze başlamasına gerek duymadan çoktan elinde meclisten gelen bir belgeyle ileri yürümüştü. Bozuk bir Çimenli Ovalar diliyle belgede yazanları duyurdu.
Qi Yan sükunetle Wei Krallığı giysileri içindeki o Çimenli Ovalar halkına bakıyordu. Ellerindeki silahları indirdiler, ardından hiç belgenin geçerliliğini sorgulamadan yere tek dizlerinin üzerine çöktüler.
Bu insanların alışılmadık geleneklerini ve tuhaf görünüşlerini gördüğünde, izcinin gözlerinden aşağılama dolu bir ifade geçti.
Qi Yan'ın bakışları, yere diz çökmekte olan birkaç insanın üzerindeydi. Gözleri, başı eğik haldeki Çimenli Ovalar insanlarına sabitlendi. Tek bir kelime dahi etmeden at arabasına döndü.
Muhafızların bir atın üzerindeki kaptanı havada elini salladı. Araç grubu bir kez daha hareket etmeye başlamıştı.
Beiguan şehrinin duvarları oldukça kalındı, bu yüzden at arabalarının oradan geçmesi epey vakit aldı. Qi Yan araç perdesinin bir köşesini kaldırdığında, Wei Krallığı'ndaki kale şehirlerinden hiçbir farkı olmayan sokakları gördü. Burada son derece az dükkan vardı ve yalnızca bir avuç geçeni olan sokaklar adeta ıssızdı. Geçenlerin çoğu Çimenli Ovalar halkıydı.
Bazıları Çimenli Ovaların aynı eski giyimine sahipken, bazılarıysa Wei Krallığı'nın giyim tarzına geçiş yapmıştı. Dükkan tabelalarının tümü iki tür alfabeyle yazılmıştı. Wei Krallığı'nın karakterleri en ortadaydı, Çimenli Ovalara ait nispeten ufak bir harf dizesi ise bunun altına eklenmişti.
Qi Yan perdeyi bırakıp kapattı. Yakıcı güneş gökyüzünün tepesindeydi ve şu an tam öğle vaktiydi. Bununla beraber, aracın yolcu bölmesinin içi bir miktar karanlıktı.
Her ne kadar Tuba kabilesi zamanında Çimenli Ovaların vahşi kaplanının liderlik ettiği Chengli ordusu tarafından buraya kovalanmış olsa da, Tuba kabilesi şimdi Çimenli Ovaların göbeğine, en zengin otlaklara sahip olan Yanran arazisine göç etmişti.
Mevcut ilerleyişleri baz alındığında, iki gün daha yolculuk etmeleri gerekiyordu.
Alay, bir gece kalmak için Beiguan şehrindeki haberci konağında durdu.
Fakat, Qi Yan o gece ne kadar denerse denesin uyuyamadı. Saat görevlisinin sokaklarda gece yarısını bildirmek amacıyla çıkardığı sesi duyunca, kıyafetlerini omuzlarının üzerine geçirip karanlıkla etrafı yokladı, ardından pencereyi itip açtı.
Gökte yalnız ve yuvarlak bir ay vardı, görünürlerde hiç yıldız yoktu.
Hafif bir rüzgarla itilen kara bulutlar geçip gidiyordu.
Qi Yan burada bulunduğu en son seferde hâlâ Çimenli Ovaların Prensi, Qiyan Agula'ydı.
Ding Yi'nin adamları tarafından Luo Nehri'nin kıyısına itilmişti, sonrasında sırtında olduğu Akan Ateş'le beraber uçurumdan atlamıştı.
On yedi sene sonra, her şey değişmişti.
Çimenli Ovalar değişmişti. Kendisi de değişmişti.
... ...
O gece, Qi Yan hiç uyumadı. Tüm zaman boyunca yatağın kenarında dikilip, doğudan ışık belirene kadar yuvarlak ayın yavaşça gizlenmesini seyretti...
Gün ağardığı gibi, grup bir kez daha yola koyuldu. Beiguan şehrinden ayrıldıklarında, çevreleri nihayet Çimenli Ovalar gibi gözükmeye başladı.
Qi Yan araç perdesini bir kez daha yukarı doğru topladıktan sonra derin bir nefes verdi. Neyse ki Nangong Rang Luo'nun kuzeyinde pek gümüş aramak istemediğinden, sadece kale şehirleri inşa edilmişti. Şehrin dışında Çimenli Ovaların asıl görünümü korunmuştu.
Şu an tam da yeşil çimenlerin filizlendiği mevsimdi. Her yanı saran hassas çimler ufka dek uzanıyordu ve havayı hafif bir toprak kokusu kaplamıştı.
Wei Krallığı'ndan gelen insanlar böylesi bir araziye alışkın değillerdi. Burada hiç o sözde resmi yollardan yoktu ve gözün alabildiği her yer yeşildi. Ne yüksek dağlar ne de ormanlar vardı, bu sebeple eğer burada çok fazla ilerlerlerse oldukça kolay şekilde kaybolurlardı.
Bir izci, göğsünden üçgen bir bayrak çıkardı. Havada yükseğe kaldırdı, ardından atın karnını dürtüp aceleyle grubun en önüne geçti.
Yolculuk alayı, izciyi takip ederek Çimenli Ovaların derinliklerine doğru ilerliyordu. Bir şehre dair gölge dahi görmeden yarım gün boyunca yürüdüler, çünkü devasa genişlikteki çayırlarda inşa edilen şehirler arasında çok büyük mesafeler vardı.
Kesik kesik yol alıyorlardı. İzci alaydan durmasını rica edip kendisi hızla ileriye gitmek zorunda kaldı, sonra atın sırtında durarak araç tekerlekleri tarafından bırakılmış izleri kontrol etti. Düz bir çizgi boyunca ilerlediklerinden bu şekilde emin oluyordu.
Bu gören Qi Yan, içinden güldü: bu kadar bir yetenekle izci olma vasfına sahip misin yani? Çimenli Ovalar çocukları en fazla üç yaşındayken at sırtına çıkardı ve beş yaşındakiler artık yolları tanıyabilirdi. Adeta çayırları ayırt edebilme kabiliyeti ile doğarlardı. Yalnızca öylesine göz atarak, çimlerin büyüme yönünden çayırdaki pozisyonlarını anlayabilirlerdi.
Üç gün boyunca aynı bu şekilde ilerlediler, ta ki görkemi Beiguan şehrine yenilmeyecek boyutta olan bir kale şehri görüş açılarına girene dek: Yanran arazisi.
Şehre doğru giderlerken, Qi Yan aracın batı penceresinden ufukta gözüken bir çıkıntıyı fark etti.
Bu, Çimenli Ovalardaki tek yüksek dağ olan, Momo Dağı'ydı.
Chengli kabilesi zamanında Momo Dağı'nın altına konuşlanmıştı. Orası Qiyan Agula'nın yuvasıydı.
Qi Yan Momo Dağı'na derin bir bakış attı, anılarındaki yüce dağa göre biraz küçülmüş gibiydi. Araç perdesini serbest bıraktı. Yüz ifadesi sakindi, olağan dışı bir duygunun esamesi okunmuyordu; fakat geniş kol yenlerinin altında gizli olan yumrukları çoktan şiddetle sıkması yüzünden solmaya başlamıştı. Hafifçe titriyordu.
Şehir kapıları açıldı. Kuzeyin dokuz vilayetinin valisi, Anujin, onları karşılamak için grubunu şehrin on mil ötesine getirmişti.
Ç/N: Yaklaşık 16 km.
İzci, Anujin'in hizmetkarına bir belgeyi teslim ettikten sonra rapor vermek üzere geri döndü.
İzci: "Rapor! Efendiye rapor veriyorum, kuzeyin dokuz vilayetinin valisi karşılama amacıyla grubunu bizzat kendisi şehrin on mil ötesine getirmiş."
Qi Yan: "Anladım, yolculuk alayına yavaşlamasını söyle."
İzci: "Anlaşıldı!"
... ...
At arabası durdu. Qian Tong ilk önce davranıp araç levhasından aşağı atladı. Bir yardımcı basamak yerleştirdi, ardından araç kapısını tıklattı, "Efendim, geldik."
Qi Yan kapıyı iterek açtı. Aracın yolcu bölmesinden çıktıktan sonra Qian Tong'un desteğiyle yavaşça yardımcı basamağa ayak bastı.
Anujin üzerinde düz siyah renk bir palto ile bir ata binmekteydi. Esnek zırhla kuşanmıştı ve belinde yarım bir kurt postu asılıydı, ayaklarında ise inek derisinden botlar vardı. Bunu gördüğünde, gözlerinde hor gören bir ifade belirdi.
Anujin Erihe'nin en büyük oğluydu. Çimenli Ovalar düşman tarafından işgal edildiğinde henüz bir yeni yetmeydi. Babası Erihe'den farklı biriydi çünkü, Anujin damarlarında hâlâ belli bir üstünlük duygusu taşıyordu. Wei Krallığı'nın resmi giyimine geçse ve her yıl haraç ödese bile, yine de Wei Krallığı'nın güçsüz ve beceriksiz insanlarına tepeden bakıyordu.
Dahası, Qi Yan'ın görünüşü Anujin'in Wei Krallığı bilginleri hakkındaki fikirlerini tamamen doğruluyordu— ufak, çelimsiz, güçsüz ve beceriksiz. Dudaklarının üzerinde tek bir kıl bile olmaması da ayrı bir komikti.
Qi Yan da Anujin'i süzüyordu. Sarı gözleri ve sarı saçları vardı. Gür ve kıvırcık bir sakalı vardı, saçları ise sayısız küçük örgüye çevrilip Wei Krallığı erkeklerinin tarzıyla kafasının tepesinde kıvrılıp tutturulmuştu. Patlayıcı bir güç taşıyan kasları, esnek zırhının üstünden şeklini belli ediyordu ve keskin kenarı olan yüz hatları güçlü duruyordu. İri ve yüksek bir ata binmiş, tek eliyle dizginleri tutmaktaydı. Çenesini kibirli bir tavır içerisinde hafif yukarı kaldırmıştı.
Akla dayanılırsa, Qi Yan bir imparatorluk elçisi olduğu için Anujin'in atından inerek saygısını göstermesi gerekiyordu. Fakat hâlâ istifini bozmamıştı. Qi Yan'ın kendi isteğiyle ileri gelmesini bekliyordu.
Eşlik ederek gelmiş Wei Krallığı'ndan olan insanların tümü Anujin'in saygısızlığından hoşnutsuzdu, fakat Anujin'in yatay bir çizgi halinde dizilmiş, iri ve heybetli yapıları olan hizmetkarları vardı. Sert yüz ifadeleri de eklenince, gerçekten çok korkutuculardı.
Qian Tong belindeki kılıca bastırarak Qi Yan'a doğru yarım adım kadar yaklaştı, ardından alçak bir sesle, "Efendim, bu kimse onları buraya çağırmak için gitmeli mi?" dedi.
Qi Yan istikrarlı bir şekilde ileriye bakarken dudaklarının kenarları kıvrıldı, sonra sakince, "Gerek yok," diyerek karşılık verdi.
Qian Tong: "Anlaşıldı."
Qi Yan parmakları hafifçe kıvrılmış olan sağ elini karnında tutarken sol eli doğal bir tavırla yanında sarkıyordu. Ayakları omuz genişliğinde açıktı ve sırtı bir fırça misali dimdikti: Wei Krallığı bilginlerinin en standart dikilme pozisyonu buydu.
Gözleri, önündeki cüsseli adamlar onun için hiçbir şey ifade etmiyormuş gibi, su kadar dingin ve sessizdi. Uzaktan Anujin'in bakışlarına karşılık verirken dudaklarına nazik bir kıvrım yerleştirdi.
Ortam son derece sessizdi, iki taraf da ileri bir adım atmayı reddediyordu. Kimse bu çıkmazın daha ne kadar devam edeceğini bilmiyordu.
Qi Yan'ın tarafında, epeyce yolcu ona kaçamak bakışlar atıyordu. Efendi imparatorluk elçisini böyle görünce, her biri kalplerinden buna tam puan verdi. Tam da meclisin temel bir direğinden bekleneceği gibi: tehlike karşısında korkusuzdu, tek bir adım dahi atmayı reddediyordu!
Bu, bir resmiyet ülkesinden gelen imparatorluk elçisinin sahip olması gereken sağlam duruştu. Çok sayıda insan da aynı şekilde sırtlarını dikleştirdi. Qi Yan'ı örnek alarak bakışlarını Anujin'in bedenine sabitlediler.
Anujin Wei Krallığı'ndan gelen ve şiddetli rüzgarlarda devrilecekmiş gibi duran böylesi birinin kartları bu şekilde dağıtabileceğini düşünmemişti. Yüz ifadesi bakılması zor bir haldeydi.
Neredeyse yüz çift göz tarafından izlenmek, hiç de iyi bir his yaratmıyordu. Çıkmazı bozan Anujin oldu, bozuk bir Wei Krallığı diliyle bağırdı, "Elçiyi karşılayın."
Aslında Qi Yan'ın Tuba kabilesine duyduğu nefretin Nangong imparatorluk ailesine duyduğundan altta kalır yanı yoktu. Tuba kabilesinin, Chengli kabilesinin yıkımıyla doğrudan bağlantısı vardı: Erihe'nin neslinden gelenlere karşı herhangi bir güçsüzlük sergilemesi kesinlikle imkansızdı.
Onun hemen orada ve o anda kendisine doğru eğilmesi için imparatorluk fermanını çıkarıp duyurmak istemişti. Fakat kudretli bir ejderhanın yerel bir yılanı yere sermemesi gerektiği prensibini anlıyordu, bu yüzden kalbindeki hiddetli ateşi bastırıp bir kez daha at arabasına bindi.
Fakat Wei Krallığı'ndan gelen diğer insanların gözünde, Qi Yan çoktan bununla gereğine uygun şekilde başa çıkmıştı.
Lakin, şehrin içerisinde Anujin'in tavrı tersine döndü. Sıcak davranmaya başladı. Wei Krallığı dilini pek iyi konuşamadığı için, izciye dediklerini Qi Yan için çevirmesini söyledi: bir ziyafet hazırlatmıştı ve Qi Yan oraya gitmesi için davet ediliyordu.
Qi Yan memnuniyetle kabul etti. Haberci konağına giderek üzerine temiz bir resmi kıyafet takımı giydi, ardından yanına sadece Qian Tong'u alıp ziyafete katılmaya gitti.
Ziyafet salonuna iki adet tam kuzu yerleştirilmişti. Qi Yan düzgünce yerine oturduğunda, Anujin birilerine o tam kuzulardan birini doğruca Qi Yan'ın masasına taşımasını emretti. Bundan sonra, bizzat Qi Yan'ın yanına doğru geldi. Göğsünden küçük bir bıçak çıkardı, ardından kılıfından çekti.
Qian Tong kılıcını çekmek istemişti fakat, Qi Yan geleceği görmüşçesine Qian Tong'un koluna bastırdı.
Qian Tong: "Efendim?!"
Qi Yan ayağa kalktı, sonrasında ufak bıçağı Anujin'in elinden teslim aldı, "Çok teşekkürler."
Anujin içten bir kahkaha attı. İri eliyle Qi Yan'ın omzuna dostça vurdu, ardından geri baş koltuğa gitti.
*** Yazarın notu: İşte bugünün bölümü~, ai... Bunu düşünmeye dayanamıyorum, dayanamıyorum ama, yine de bu kısma kadar yazdım artık.
*** Ç/N: Dün bir şarkının sözleri bana aşırı derecede Qi Yan'ı hatırlattı, resmen her bir sözü uyuyordu.
(...) Hatırlamaktan ibaret Hatıralar nihayet Tesellisi çok zor sözün
Ne gemiler yaktım Ne gemiler yaktım O kadar yandı ki canım Sonunda karşıdan baktım Ne göreyim Kendime yıldızlardan daha uzaktım (...)
"gemileri yakmak" tabiri tdk'ye göre
bu anlama geliyor. daha öncesinde kitapta "ilerledikçe arkasından yıkılan bir yol" ifadesi geçmişti ve direkt aklıma geldi şarkı sözlerinde duyunca. bir de kendine yabancılaşmanın aşırı boyutlarda ne gibi hasarlar verdiği gibi konular çok etkiliyor beni... "sezen aksu - farkındayım" bu sebeple bana birçok şey hissettirdi. kendiniz de dinlerseniz belki.
0 notes
Text
“Kamusal Alanda Sanat” Çalıştayı, 19-20 Ekim 2024 Tarihlerinde Gerçekleşti.
- Çanakkale Bienali ve Kale Tasarım ve Sanat Merkezi (KTSM) iş birliğiyle düzenlenen "Kamusal Alanda Sanat" çalıştayı, 19-20 Ekim 2024 tarihlerinde gerçekleşti. Bu çalıştay, kentlerin kamusal alanlarına sanatsal değeri yüksek eserler kazandırmayı amaçlayan bir platform sundu. Çalıştayda sanat, mimarlık ve tasarım gibi farklı alanlardan uzmanlar bir araya gelerek kamusal alanlarda sanatı nasıl etkin bir şekilde kullanabilecekleri üzerine görüş alışverişinde bulundular.
Kale Grubu, bu çalıştayın kurumsal destekçisi olarak, sanatın toplumsal yaşama daha fazla nüfuz etmesini ve kamusal alanların sanat eserleriyle zenginleşmesini hedefliyor. Bu doğrultuda, Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, Kale Grubu’nun sanata verdiği önemi vurgularken, Türkiye’de kamusal alanlarda sanat konusunda öncülük etmeyi amaçladıklarını belirtti.
Çanakkale Bienali Eş Direktörü Deniz Erbaş ise bu projeyle Türkiye’ye örnek olacak yenilikçi bir adım attıklarını ifade etti. Çalıştayda kamusal sanat uygulamaları, Türkiye ve dünyadan örneklerle ele alındı. Çalışmanın çıktıları ise Çanakkale halkı ve yerel paydaşlarla paylaşıldı.
Read the full article
0 notes
Text
Avrupa Fair Play Birliği Ödülleri Mardin’de verilecek
https://pazaryerigundem.com/haber/187349/avrupa-fair-play-birligi-odulleri-mardinde-verilecek/
Avrupa Fair Play Birliği Ödülleri Mardin’de verilecek
AK Parti Mardin İl Başkanı Mehmet Uncu, Belçika’nın başkenti Brüksel’de 5. gerçekleştirilen Dünya Fair Play günü etkinliklerinde onur konuğu olarak yerini aldı.
Şehmus EDİS / MARDİN (İGFA) – AK Parti Mardin İl Başkanı Mehmet Uncu, Belçika’nın başkenti Brüksel’de 5. gerçekleştirilen Dünya Fair Play günü etkinliklerinde onur konuğu olarak yerini alarak Mardin’in tarih ve turizm potansiyelini ortaya çıkaran bir sunum gerçekleştirdi.
İl Başkanı Mehmet Uncu yaptığı sunumda Mardin’in dünya çapında bıraktığı izlenimlere değinerek ödül töreninin neden Mardin’de olması gerektiğinin altını çizdi. Mezopotamya’nın bir parçası olan Mardin, Neolitik Çağ’a kadar uzanan 13 bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu dile getiren Uncu, “Şehirleşmenin, tarımın, ticaretin, zanaatın, ilk yerleşimlerin doğuşuna ev sahipliği yapmış olan Mardin, böylece medeniyetin beşiği olarak yerini korumaktadır. Mardin farklı kültürlerin, dinlerin ve dillerin uyumuyla bilinmektedir. Huzurlu ortamı ve “dinlerin adil oyun alanı” olarak adlandırılan şeyle ünlüdür. Manastırın duvarlarında, 13. yüzyılda manastırın restorasyonunu destekleyen bir Müslüman sultan hakkında bir şükran yazıtı bulabilirsiniz. Ayrıca, aynı bahçeyi çatışma olmadan ve tutarlı bir şekilde paylaşan bir cami ve bir kilise bulursunuz. Mardin müzesi, Sümerler, Romalılar, Müslümanlar gibi şehrin tarihine imza atan her medeniyetin tarihi parçalarına sahip benzersiz bir şehirdir. Ayrıca ilk tapu senedine, ilk oyuncaklara, Ali Baba’nın ünlü hazinesine ve kırk haramilere ev sahipliği yapar. Belisarius tarafından yönetilen ünlü Dara Savaşı’nda ölen askerlerin en büyük toplu mezarına sahip olan bir Roma garnizon şehri olan Dara kale şehrini göreceksiniz. Mardin 700 yıl boyunca Süryani Patriği’nin ev sahibi şehriydi ve çevresinde 150’den fazla manastır ve kilise bulunuyor. Güneş Tapınağı’nın üzerine kurulmuş 4000 yıllık tarihi olan Deyrulzafaran Manastırı gibi Süryani mimarisinin zarif örneklerini göreceksiniz. Burası tüm ziyaretçilerine bir huzur tapınağı hissi veriyor. Ve hemen hemen tüm manastırların aktif olduğunu eklemek isterim.” dedi
FAİR PLAY BİRLİĞİ ÖDÜL TÖRENİNİN MARDİN’DE GERÇEKLEŞTİRİLMESİNE KARAR VERDİ
Toplantı sonunda Avrupa Fair Play Birliği 30. yıl Fair Play ödül töreninin ve Fair Play Kongresi’nin 21-24 Ekim 2024 tarihleri arasında Mardin’de gerçekleştirilmesine karar verdi. Toplantı akabinde törenin Mardin’de gerçekleştirilmesi amacıyla Mardin Valiliği ve etkinliğin ana sponsoru olacak Samsa Şirketler Grubu arasında protokol imzalandı. Gerçekleştirilecek etkinliğe Avrupa’nın farklı ülkelerinden 60 katılımcının katılması öngörülmektedir. Ödül töreninin Mardin’in Avrupa genelinde tanıtılmasına önemli katkıları olacaktır.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
KAAN, ikinci uçuşunu başarı ile tamamladı
Türk Savunma Sanayii Ajansı'nın bildirdiğine göre, Milli Muharip Uçağı olarak da bilinen, ilk milli jet savaş uçağı olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Kaan beşinci nesil savaş uçağı, 6 Mayıs 2024'te ikinci uçuş testini tamamladı. Uçak, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii'nin Ankara yakınlarındaki üretim tesislerinden 14 dakika süren uçuş sırasında 230 knot (426 km/saat) hıza ve 10.000 ft (3.048 m) yüksekliğe ulaştı. Bu, Kaan'ın ilk uçuşunda elde edilen hıza benzer bir hızdı; bir dakika daha uzun süren uçuşta, ancak ilk uçuşa kıyasla 2.000 ft daha yüksek bir irtifaya ulaşıldı. Etkinliği "Türk havacılık tarihi ve Türk savunma tarihi açısından önemli bir gün daha" olarak selamlayan SSB Başkanı Haluk Görgün, "Tıpkı ilk uçuş gibi çok başarılı bir uçuştu. Bu uçuşta alınan veriler tüm ekip tarafından değerlendirilecek ve sonraki uçuşlar için hazırlıklar devam edecek." Kaan, Mart 2022'de üretim faaliyetlerine başlandıktan sonra 21 Şubat 2024 tarihinde ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Uçağın ilk motor çalıştırma faaliyeti 12 Şubat 2023'te, ilk yavaş taksi testleri ise 17 Mart 2023'te gerçekleşti. Nihai performansı açısından Kaan'ın maksimum 1,8 Mach seyir hızına, 55.000 ft tavana ve +9/-3,5 g g limitine sahip olması bekleniyor. Gizlilik özelliklere sahip olacak şekilde inşa edilen Kaan, düşük radar kesit alanına (RCS), süper seyir kabiliyetine sahip olacak ve RCS'yi en aza indirmek için dahili olarak silah taşıyabilecek. Yerli olarak tasarlanıp üretilmiş olmasına rağmen, Kaan prototipi şu anda her biri tam art yakıcıda 131,2 kN itme gücü sağlayan ABD yapımı iki adet General Electric F110-GE-129 turbofan tarafından çalıştırılıyor. Sonraki prototipler de F110 motorlarıyla güçlendirilecek. 2 Temmuz 2022'de SSB, Kaan'ın yerli elektrik santralinin geliştirilmesine yönelik ihale davetini yayınladı. Bu sorunun, Türkiye'nin Kale Grubu ile İngiliz Rolls-Royce'un ortak girişimi olan Türk Hava Motoru Şirketi'nin (TAEC) ele alması bekleniyordu. Ancak Kaan'ın santralinin Türkiye'de üretilmesine ilişkin ortak girişimdeki fikri mülkiyet sorunlarının çözülüp çözülmediği henüz belirsizliğini koruyor. https://www.youtube.com/watch?v=lW_mvHwXDnQ Read the full article
0 notes
Video
youtube
Bu Dere Baş Aşağı - Murat Kurşun ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Erzuru... Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. ✩ https://youtu.be/roDlClf3-yg Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. Bu Dere Baş Aşağı - Murat Kurşun ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Erzurum Düğünü) Söz : Murat Kurşun Haluk Ortaç Aranjör : Serdar Erken Studyo : Erken Müzik Mix : Gökhan Erken Masterinğ : Özgür Yurtoğlu Elektro Bağlama : Ümit Cesur Perciyonlar : Mehmet Akatay Yaylı Kompozisyon : Serdar Erken Yaylı Grubu : İstanbul Strings Klavye Solo : Halim Kurşun Trompet : Atakan Gözetlik Vokaller : Candan Akıncı Haluk Ortaç Halim Kurşun Serdar Erken Klip Yönetmeni : Erkan Nas Bu dere baş aşağı Kirpikler kaş aşağı Seversen dengini sev Sevme bir yaş aşağı Başıda yazmalı olsun Burnuda hızmalı olsun Yeşil yeşil gözleri Deli eder sözleri Analar zor doğurur Senin gibi güzeli Başıda yazmalı olsun Burnuda hızmalı olsun Ay parçası bu güzel Boyu selviye benzer Öyle bir huyu varki Adamı deli eder Olursa bu kız olsun Gelsin bana yar olsun Kaynaklarıyla Erzurum Türküleri (*) KAYNAKLARIYLA ERZURUM TÜRKÜLERİ Ezgi Adı: A Güzel Dolan Da Gel Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: Muharrem Akkuş - Derleyen: Yücel Paşmakçı - Notaya Alan: Yücel Paşmakçı Ezgi Adı: Acem Ülkesinde Eyleştim Galdım Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: M.Akkuş/A.Sağ - Derleyen: Yücel Paşmakçı - Notaya Alan: Yücel Paşmakçı Ezgi Adı: Acep Bir Karuban Hane Bu Dünya Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: Abdurrahman Demir - Derleyen: Mehmet Çalmaşır - Notaya Alan: A.Demirel / M.Çalmaşır Ezgi Adı: Adalardan Çıktım Yayan Yöresi: Erzurum/Pasinler Kaynak Kişi: Cafer Kırmızı - Derleyen: Muzaffer Sarısözen - Notaya Alan: Muzaffer Sarısözen Ezgi Adı: Akça Ferikler İnce Ferikler Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: F. Kaleli/S. Akatay - Derleyen: Muzaffer Sarısözen - Notaya Alan: Muzaffer Sarısözen Ezgi Adı: Al Atta Yeşil Kolan Yöresi: Erzurum/Şenkaya Kaynak Kişi: Selahattin Yetimoğlu - Derleyen: Muzaffer Sarısözen - Notaya Alan: Muzaffer Sarısözen Ezgi Adı: Al İşli Gey Al Eyle Yöresi: Erzurum/Tortum Kaynak Kişi: Hulusi Seven - Derleyen: Nida Tüfekçi - Notaya Alan: Nida Tüfekçi Ezgi Adı: Al Kanlar İçinde Yatan Meleğim Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: Ağa Keskin - Derleyen: N. Tüfekçi - Notaya Alan: Nida Tüfekçi Ezgi Adı: Al Mendilim Kaldı Kaya Başında Yöresi: Erzurum/Tortum Kaynak Kişi: Yöre Ekibi - Derleyen: Muzaffer Yönden - Notaya Alan: Ateş Köyoğlu Ezgi Adı: Al Şalım Mavi Şalım Yöresi: Erzurum/Oltu Kaynak Kişi: Zafer Acar - Derleyen: Muharrem Akkuş - Notaya Alan: Muharrem Akkuş Ezgi Adı: Ala Boz Dumanlı Karlı Dereler Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: Müslim Abay - Derleyen: Yücel Paşmakçı - Notaya Alan: Yücel Paşmakçı Ezgi Adı: Arabam Mazılıdır Yöresi: Erzurum/Aşkale Kaynak Kişi: Mustafa Günaydın - Derleyen: Mustafa Günaydın - Notaya Alan: Mustafa Günaydın Ezgi Adı: Aras Aras Han Aras Yöresi: Erzurum/Tortum Kaynak Kişi: Akif Budak - Derleyen: Muzaffer Sarısözen - Notaya Alan: Muzaffer Sarısözen Ezgi Adı: Ardahan'dan Gelen Katar Yöresi: Erzurum/Oltu Kaynak Kişi: Ahmet Akbulut - Derleyen: Reşat Kesemen - Notaya Alan: Mehmet Öcal Ezgi Adı: Aşağı Mehlenin Allı Gelini Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: Kemal Kırmızı - Derleyen: Talip Özkan - Notaya Alan: Talip Özkan Ezgi Adı: Aşşahdan Gelirem Yüküm Eriktir Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: Seyfettin Sığmaz - Derleyen: Muzaffer Sarısözen - Notaya Alan: Muzaffer Sarısözen Ezgi Adı: Ay Ağalar Ay Gız İle Yöresi: Erzurum/Şenkaya Kaynak Kişi: Âşık Erol Ergani - Derleyen: Trt Müzik Dai.Başk. - Notaya Alan: Mehmet Erenler Ezgi Adı: Ay Akşamdan Işığdır Yöresi: Erzurum/Aşkale Kaynak Kişi: Ali Atıcı - Derleyen: Muharrem Akkuş - Notaya Alan: Muharrem Akkuş Ezgi Adı: Ay Aydındır Ayılmaz Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: Ali Güler - Derleyen: Mehmet Özbek - Notaya Alan: Mehmet Özbek Ezgi Adı: Ay dahi güneş dahi nurundan Muhammed'in Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: Mikdat Kemertaş - Derleyen: Mükerrem Kemertaş - Notaya Alan: Tuncay Kemertaş Ezgi Adı: Aya Bak Nice Gider Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: Raci Alkır/Muharrem Akkuş - Derleyen: Alaaddin Seçgel - Notaya Alan: Mustafa Hoşsu Ezgi Adı: Bade İçerler Nazınan Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: Ağa Keskin - Derleyen: Nida Tüfekçi - Notaya Alan: Nida Tüfekçi Ezgi Adı: Bağa Gel Bostana Gel (3) Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: Mehmet Kılıç - Derleyen: Dursun Ali Özdemir - Notaya Alan: Altan Demirel Ezgi Adı: Bahçayı Bellediler Yöresi: Erzurum/Hınıs Kaynak Kişi: Osman Eldeniz - Derleyen: Ateş Köyoğlu - Notaya Alan: Ateş Köyoğlu Ezgi Adı: Bardağı Koydum Tereğe Yöresi: Erzurum Kaynak Kişi: Yöre Ekibi - Derleyen: Talip Özkan - Notaya Alan: Talip Özkan
0 notes
Text
oturum alanına sahip sıfır tripleks villamız sizleri bekliyor. Her detayı özenle düşünülmüş, kaliteli inşaat malzemeleri ile titizlikle inşa edilmiş bu özel ev, modern yaşamın tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmıştır.
Villamız, radyan temel yapısından çatısına kadar en üst kalitede malzemelerle donatılmıştır. 3 kat, otomatik açılır kapanır terasıyla birlikte yerden ısıtmalı kombisi ile ısınma sağlamaktadır. Her katta ortak tuvalet, lavabo ve banyo bulunmakta olup, ayrıca 2. ve 3. katlarda ebeveyn tuvalet, banyo ve lavabo ile toplamda 5 adet banyo bulunmaktadır.
Dış kapı ve odalarda Vario kapı ve kapı kilitleri, en kaliteli malzemelerle seçilmiştir. Yer karoları, mutfak ve banyo duvar karoları ise Kale grubu ürünleri kullanılarak estetik ve kullanışlı bir atmosfer yaratılmıştır. Tüm odalar ve yaşam alanları pencereli olup, gün boyu doğal ışık alır.
Villamız, ücretsiz otopark, çocuk parkı, yürüyüş yolu, spor alanı, yüzme havuzu gibi sosyal alanlarla çevrili bir muhitte konumlanmıştır. Ayrıca, şehir merkezi, şehiriçi ve şehirlerarası yollar ile kolay ulaşım imkanı sunmaktadır.
Evin en üst katındaki teras, uzaktan kumandalı otomatik açılır kapanır yan camlar ve aydınlatmalı hareketli teras üstü kaplama ile özel bir yaşam alanı sunmaktadır. Bu terasın manzarası ise yaz kış huzur verici bir güzellik sunmaktadır.
Villamızın iç ve dış güvenliği için kameralı diafon sistemi bulunmakta olup, her kattan kapı kilit kontrolü yapılabilmektedir. Ayrıca, her türlü oda ve koridor tavanları alçıpan süsleme ve renkli aydınlatmalar ile özenle dizayn edilmiştir.
Satın aldıktan sonra sadece elektrik, su ve doğalgaz aboneliklerini açtırdığınızda hemen oturmaya hazır olan bu özel gayrimenkulün fiyatı YouTube tanıtım videomuzun altındaki açıklamada yazmaktadır.
Peşin alımlarda özel avantajlar sunulmakta olup, vadeli satış için tekliflere açığız. Bu eşsiz fırsatı kaçırmayın, hayalinizdeki ev sizi bekliyor!
İrtibat telefonumuz: +90 535 858 58 59
youtube
0 notes
Link
Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bahçekapılı, Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay ile eşi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Okyay’ı ziyaret etti. Yalova Üniversitesi ve Kale Grubu arasında gerçekleşebilecek...
0 notes
Text
Meğer topta sensör varmış! Gol kime ait? Adidas tartışmaya son noktayı koydu
Meğer topta sensör varmış! Gol kime ait? Adidas tartışmaya son noktayı koydu
Dünya Kupası H Grubu ikinci maçında Portekiz, Uruguay’ı 2-0 mağlup ederek adını son 16 turuna yazdırdı. Karşılaşmada atılan ilk gol büyük tartışmalara yol açtı. Bruno Fernandes’in sağ kanattan ceza sahasına gönderdiği topa kale önünde Ronaldo yükseldi ve meşin yuvarlak ağlarla buluştu. Maçta ilk önce golü Ronaldo’ya yazan FIFA, daha sonra kararını değiştirerek Portekizli yıldızın topa temas…
View On WordPress
0 notes
Text
Kale Grubu 63 yaşında https://sahrahaber.com/kale-grubu-63-yasinda/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
Photo
@kalegrubu YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE CEO’SU #zeynepbodurokyay EVRENSEL 50 İŞ İNSANI ARASINDA YER ALDI. İş dünyasına yön verenlerin dergisi Business Life'ın “Evrensel 50 İş İnsanı” araştırma sonuçlarına göre; #kalegrubu Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay ‘Türkiye’nin Büyük İtibar Gören Evrensel 50 İş İnsanı’ arasında yer aldı #çanakkaleticaretodası Yönetim Kurulu Başkanı S.Kaya Üzen konu ile ilgili şunları belirtti; “Sanayici mirası ve girişimciliği ile alanında önder, insana ve çevreye saygılı, topluma sürdürülebilir değer katan itibarlı şirketler grubu olan Kale Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Zeynep Bodur Okyay hanımefendi’yi Evrensel 50 İş İnsanı arasında yer almasından dolayı en içten duygularımızla tebriklerimizi sunuyoruz. Türk ekonomisine can veren dev şirket liderlerinin yer aldığı listede, Çanakkaleli Hemşerimizin yer alması İlimiz için son derece gurur verici. Çanakkale Ticaret Borsası olarak Zeynep Bodur Okyay hanımefendi’nin başarılarının artarak devam etmesini temenni eder, selam ve saygılarımızı sunarız.” Kale Grubu 12.10.2020 ABONE OL. Beğen, Yorum yap, Paylaş. Bölgenizde Yarı, Eş, Tam Vakitli Çalışmak ister misin? Kaçırılmayacak avantajlar; #ÇanakkaledeEmlakAlsatKirala https://www.facebook.com/groups/753747348443781/?ref=share #ÇanakkaleEge #canakkalege #emlakalsatkirala #demirsöz #DemirsözGayrimenkul https://demirsozemlak.com “İmkanlarımız dahilinde” 📲Görüntülü sunum ve 💻canlı destek ile görüşme imkanı✅ #İstanbul #kartal #yalova #Çanakkale #kepez #Ayvacık #Bayramiç #Biga #Bozcaada #Çan #Eceabat #Ezine #Gelibolu #Gökçeada #Lapseki #yenice (Canakkalege) https://www.instagram.com/p/CGOVK_SJrhH/?igshid=id55nxux83xb
#zeynepbodurokyay#kalegrubu#çanakkaleticaretodası#çanakkaledeemlakalsatkirala#çanakkaleege#canakkalege#emlakalsatkirala#demirsöz#demirsözgayrimenkul#i̇stanbul#kartal#yalova#çanakkale#kepez#ayvacık#bayramiç#biga#bozcaada#çan#eceabat#ezine#gelibolu#gökçeada#lapseki#yenice
0 notes
Photo
"Saat 12’de Madımak Oteli’ne vardım. Lobide Arif Sağ çalıyordu. Aziz Nesin iki koruma polisiyle birlikte odasındaymış. Otelde etkinlikler için Sivas’a gelmiş 70 kişiyle birlikte çeşitli asker aileleri de kalıyormuş. Arif Sağ’ın türkülerini bir süre dinledikten sonra 12.30-13.00 sularında Ali Çağan ve Hasret Gültekin’le otelin dışına, yemeğe çıktık. Hasret, yemekte o günün gazetelerinden ve radikal islamcıların dağıttığı cihat bildirilerinden söz etti. Birlikte bildiriyi okuduk. Yemeğin sonlarına doğru, Cuma namazından çıkan 400-500 kişinin sloganlar atarak yürüyüşe geçtiğini gördük; hemen otele döndük. Otelin önünde birkaç polis memuru vardı. Gösterici grup bir süre otelin önünde oyalandı, sonra Kültür Merkezi’ne doğru gitti. Otelde kültür merkezindeki olayları tartıştık. Saat 14.30’du, polisten, Valiliğin, “etkinlikleri iptal ettiği” haberini öğrendik. Bu sırada birkaç polis “Sizi otelden alalım, şehir dışına çıkaralım” dedi. İçeride birtakım tartışmalar oldu, sonra otelden çıkmak için gecikildiğini fark ettik. Bu arada yine az sayıda bir grup askerin otelin önüne açılan yolları kestiğini görünce, hepimiz bir parça rahatladık. Çoğunlukla lobideyiz. Dışardaki az sayıda asker ve polise rağmen, Kültür Merkezi’nden dönen gösterici grup, otelin 20-25 metre önünde toplandı. Aziz Nesin hâlâ odasında. Garsonların lokantadan getirdiği yemek bile odasına çıkartılmadı, hangi odada kaldığı öğrenilmesin diye. Bu sırada Pir Sultan Abdal Tiyatrosu oyuncuları ve semah ekibi otele geldi. Dışarıda slogan ve tekbir sesleri gitgide yoğunlaşıyordu. Bir ara, grubun dağıldığı ve yeniden Kültür Merkezi’ne doğru gittiği haberini aldık. Bir süre sonra polis telsizinden Kültür Merkezi’nin önünde çatışma çıktığını duyuyoruz: Arif Sağ konserini ve “Medya ve Emperyalizm” konulu paneli dinlemeye gelenler, gösterici grubu püskürtmüşler. Gösterici grup bu kez yeniden otele yönelmiş, bu arada da, birileri, belki de polis, göstericilere karşı koyanları otobüslere bindirip Ali Baba Mahallesi’ne götürmüş. Otelin önünde yeniden toplanan göstericiler “Vali istifa”, “Burası Moskova değil”, “Şeytan Aziz”, “Kanımız aksa da zafer islamın”, “Dönmeye değil ölmeye geldik” ve “Şeriat gelecek her şey bitecek” gibi sloganlar atıyorlardı. Bu sırada Arif Sağ telefonla ulaşabildiği bütün resmi makamlara hayatlarının tehlikede olduğunu, güvenlik tedbirlerinin yetersiz kaldığını bildiriyordu. Otele ilk taş, Arif Sağ’ın telefonla konuştuğu sıralarda atıldı ve lobinin ön cephesindeki camlar aşağı indi. Bunun üzerine, lobide toplananlardan bir grup üst kata çıktı. Gençler ellerine geçirdikleri, masa, dolap, yangın söndürücüsü gibi eşyayla lobide barikat kurmaya başladılar. Otelde kalanlar sokağa penceresi olan odalardan uzaklaşıp koridora ve merdivenlere sığınıyorlardı. Otele atılan taşlar giderek artıyordu. Birden, yangın ihtimali konuşulmaya başlandı. “Su lazım olacak” diyerek, bulunan her türlü kap suyla doldurulup bir kenara konmaya çalışıldı. Aynı sıralarda çevre illerden “takviye birliklerin yola çıktığı” haberi yayıldı. Hepimiz umutlandık. Bir ara Arif Sağ’ın, sokağa bakan odasına çıkıp göstericilerin fotoğrafını çektim. Henüz ikinci kez deklanşöre basacaktım ki yeni bir taş yağmuru başladı. Tekrar koridora döndüm. Herkes birbirine “moralimizi bozmayalım, kendimizi kaybetmeyelim” diyordu. Başta Asım Bezirci olmak üzere hemen herkes, herhangi bir linç ihtimaline karşı kendilerini savunmak üzere şişe, sandalye bacağı gibi etrafta ne varsa yanlarına alıyordu. Artık dışardakiler çevrede buldukları taşları bitirmiş, kaldırımları söküyorlardı… Bazıları da otelin karşısındaki binalara çıkmışlardı. Çatılarda buldukları saksıları ve kiremitleri tekbir sesleriyle otele doğru fırlatıyorlardı. Gençler otelin girişine kurdukları barikatın gerisinde beklerken, bir grup gösterici, polis barikatını aşıp içeri girdiler. Korkunç gürültülerle birlikte kısa bir süre büyük bir mücadele yaşandı ve grup püskürtüldü. Aynı şeyi birkaç kez tekrarladılar… Sivas’a semah gösterileri yapmak için gelmiş olan bu gençlerden hemen hiçbiri canlı dönemedi Ankara’ya… Lobide bu çatışmalar olurken Aziz Nesin de eline bir demir çubuk almış, odasından çıkmıştı. Bu sırada fotoğraf çekerken kireç gibi yüzüyle bir kadın yanıma yaklaştı ve “Bunları çekiyorsun ama hiçbirisini göremeyeceğiz” dedi. Takviyenin gelmesinden yavaş yavaş umudumuz kesiliyordu. Bu sıralarda Aziz Nesin, Erdal İnönü ile görüştü. İnönü’ye telefonda güruhun sesini ve camlara fırlatılan taşların sesini dinletti. Erdal İnönü yanıt olarak “Her türlü tedbirin hızla alındığını” söylemiş. Aynı anda Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu otelin önüne gelmişti. Kalabalığa hitaben kısa bir konuşma yaptı. “Biz Sivaslılar olarak bu konuda yeteri kadar tepkimizi gösterdik, artık dağılın” dedi. Gösterici grup, Aziz Nesin’in kendilerine verilmesi yönünde sloganlar atıyordu. Ayrıca Kültür Merkezi’nin önüne dikilen halk ozanı anıtın da yıkılıp otelin önüne getirilmesini ve burada yakılmasını istiyorlardı. Bunun üzerine belediye başkanı heykeli yıktırıp otelin önüne getirtti. Anıtı, otomobillerden çektikleri benzinle tutuşturup yaktılar. Aralarında Arif Sağ’ın otomobilinin de bulunduğu birçok otomobili ateşe verdiler. Otelin içine yoğun bir gaz kokusu yayıldı. Saat sekize geliyordu. Bu kokunun nereden geldiğini anlamaya çalışıyorduk ki elektrik kesildi. Koridor ve merdivenler gözgözü görmez bir karanlığa büründü. Aşağıda gençler içeri girmeye çalışanlarla mücadele ederken, genç kızlar dördüncü kata çıkarıldı. Ben o sırada üçüncü kattaydım. Bir toz bulutundan başka bir şey seçemiyordum. Artık cesaret ve umut tümüyle tükenmişti. Birileri alt kattan “Çantalarınızı alın, gidiyoruz” diye seslendi. Çantalarımızı alıp el ele tutuştuk. Birinci kata doğru indik. Birinci kata geldiğimizde aniden bir parlama ortalığı aydınlattı. Birinci kattaki odalar yanmaya başlamıştı. Bez topaklarını gaza ve benzine bulayıp yakmışlar ve içeri atmışlardı. İçeride her şey zaten sentetikti ve bir anda yangın yayıldı, her yer dumana boğuldu. Bütün kontrolümüzü yitirmiştik. Herkes çığlık çığlığa bir çıkış yolu bulmaya çalışıyordu. O sırada aşağıdan “İçeri giriyorlar” diye bir ses duyuldu. Birden panik doruğa ulaştı. Sıcak ve duman dayanılmaz haldeydi. Nefes almakta güçlük çekiyorduk. Ben birinci katla ikinci kat arasındaki merdivenlerde kalakaldım; ikinci kata çıkanlar da korkunç bir alevle karşı karşıyaydılar. Artık çığlıktan başka bir şey duyulmuyor, alevlerden başka da bir şey görünmüyordu. Olaylar başlamadan önce karikatürlerindeki deve kuşu simgesini ne kadar çok sevdiğini bana uzun uzun anlatan Asaf Koçak’ın yanımda olduğunu fark ettim. “Üst kata çıkalım” dedi. Ben yerimde çakılıp kalmıştım, çıkamadım; O çıktı ve orada öldü! Birinci katın koridorundan dipteki odalara doğru yürüdüm. O sırada hissettiğim sonsuz bir yalnızlık duygusuydu, kendi kendime “Bitti” dedim. Herhalde artık nefes alamıyordum, ama birden bir serinlik çarptı yüzüme; karanlığın içinde bu serinliğe doğru yürüdüm; vardığım yer, penceresi hava boşluğuna bakan bir odaymış. İçeride başkaları da vardı. Bu serinliği izleyip gelen 31 kişi Sivas’tan canlı ayrılacaktı. Bir süre sonra pencereden aşağı, boşluğa atladık. Öteki binanın iki penceresi bu hava boşluğuna bakıyordu, pencereleri zorladık. Burası Büyük Birlik Partisi Sivas İl Merkezinin pencereleriymiş. Bir süre sonra camlar açıldı ve içerideki birkaç adam, bizi oraya almak yerine küfredip bağırmaya başladı. Ben adamlardan birinin ellerine sarıldım, yaşamak için oraya girmem şarttı. Ama onlar bunu anlamıyormuşcasına ellerine geçirdikleri sopalarla beni ve benimle birlikte boşluğa atlamış olanları ittiriyorlardı, ısrarla…”Sizi buraya biz mi çağırdık, ne haliniz varsa görün” diyorlardı. Biz yine de ağlayarak yalvarmayı sürdürüyorduk. Oteldeki çığlıklar dinmemişti. Tam o sırada partinin il yöneticilerinden yaşlı bir adam pencerenin önüne geldi ve elini bana uzatıp “Gel kızım” dedi; 31 kişinin hayatını kurtarıyordu… Yaşadığımıza hâlâ inanamıyorduk. Koridorda sıkıştığımızı sanmıştık, kurtulamayacağımıza inanmıştık. Oysa tersine umutla üst katlara çıkanlar öldü. Partide geçirdiğimiz bir saat içinde bunun böyle olduğunu bilemiyorduk, çünkü otelin üst katlarındaki sesler kesilmişti, zannetmiştik ki itfaiye geldi ve onları kurtardı. Kurtulamadılar… Aslında Aziz Nesin de dahil, içeridekilerin kurtulup kurtulamadığını bilemiyorduk. Sonradan öğrendiğimize göre alevler ve duman iyice yükseldiğinde Aziz Nesin ve Lütfi Kaleli otelin dördüncü katına kadar çıkmışlar. Atılan taşlara rağmen pencerelerden sarkarak yardım istemişler. Üstünde bir itfaiye eriyle birlikte araç yaklaşmış, o arada “O ölecek olan adam, onu kurtarmayın” diye sesler çıkınca itfaiye eri geri inmiş. Ama bu arada zaten yolu yarılamış olan Aziz Nesin ve Lütfi Kaleli aracın üstüne inmişler. O arada bir saldırgan elindeki sırıkla Aziz Nesin’e hücum etmiş ve dengesini bozmuş; Aziz Nesin kafasını ciddi şekilde yaralamış. Hemen Kayseri’ye doğru yola çıkmışlarsa da Aziz Nesin çok kan kaybettiğinden üniversite hastanesine yönelmişler. İlk yardım yapılmış, sonra “bilinmeyen bir yöne doğru” gitmişler. Bir kandırmaca yaşatmışlar saldırganlarla Aziz Nesin arasında… Bütün bu ölüm korkusu içinde bir de “tuhaflıktan” söz etmek lazım. Bir insanın varlığının ne kadar anlamlı olduğunu düşündüm, unutmak hiç mümkün değil. Aziz Nesin’e, biri telsizli komiser, öteki otomatik silahlı iki polis koruma vermişler. Olayların patlak verişinden bir süre sonra silahlı olan gözden kayboldu. Telsizli komiser ise bizimle birlikte canını dişine taktı; barikattaki gençlerle birlikte saldırganlara karşı koydu, hava boşluğuna açılan pencereden inmemizi sağladı, sanki en yakın dostlarıymışız gibi davrandı hep… Unutmak mümkün değil…” Alıntı..
90 notes
·
View notes
Text
Milli Takım son 16'da!
https://pazaryerigundem.com/haber/179458/milli-takim-son-16da/
Milli Takım son 16'da!
A Millî Takımımız, 2024 Avrupa Şampiyonası (EURO 2024) F Grubu üçüncü ve son maçında karşılaştığı Çekya’yı 2-1 mağlup ederek grubunu ikinci sırada bitirdi ve diğer maçın sonucundan bağımsız olarak son 16 turuna yükseldi. Ay-Yıldızlılarımıza galibiyeti ve turu getiren golleri 51. dakikada Hakan Çalhanoğlu ve 90+4. dakikada Cenk Tosun kaydetti. Rakibimiz Çekya’nın golünü ise 66. dakikada Tomáš Souček attı. Çekya, karşılaşmayı Antonín Barák’ın 20. dakikada gördüğü kırmızı kart nedeniyle 10 kişi tamamladı.
ALMANYA (
İGFA) – Hamburg’daki Volkspark Stadyumu’nda oynanan müsabakayı T.C. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ve eşi Zehra Büyükekşi ile TFF Yönetim Kurulu Üyeleri tribünden takip etti.
Bu galibiyetle birlikte grup ikincisi olarak tur atlayan Millîlerimiz, son 16 turunda D Grubu’nu lider bitiren Avusturya ile eşleşti. A Millî Takımımız ile Avusturya’yı karşı karşıya getirecek olan son 16 turu müsabakası 2 Temmuz 2024 Salı günü Leipzig Stadyumu’nda oynanacak ve maç TSİ 22.00’de başlayacak. F Grubu’nun diğer maçında ise Gürcistan, Gelsenkirchen’de oynanan müsabakada gruptan lider olarak çıkmayı bir önceki maçta garantileyen Portekiz’i 2-0 mağlup etti. 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2024) F Grubu’nda son maçların ardından oluşan puan durumu şöyle:
EURO 2024 F Grubu Puan Cetveli
Takımlar
O
G
B
M
A
Y
P
1.PORTEKİZ
3
2
0
1
5
3
6
2.TÜRKİYE
3
2
0
1
5
5
6
3.GÜRCİSTAN
3
1
1
1
4
4
4
4.ÇEKYA
3
0
1
2
3
5
1
Karşılaşmadan dakikalar
İlk yarı
2. dakikada Çekya, ilk tehlikeli atağı geliştirdi. Barak’ın pasına hareketlenen Provod’un ceza sahası sol çaprazından sert vuruşunda, kaleci Mert Günok topu kornere çeldi.
18. dakikada Çekya gole yaklaştı. Coufal’ın uzun taç atışında Soucek, kafa vuruşuyla topu arka direğe gönderdi. Boş durumdaki Hranac’ın kafa vuruşunda meşin yuvarlak üstten auta gitti.
20. dakikada Çekya, 10 kişi kaldı. Orta saha mücadelesinde Salih Özcan’ın ayağına basan Barak, ikinci sarıdan kırmızı kart gördü.
27. dakikada A Millî Takımımız etkili geldi. Ferdi’nin sol kanattan yaptığı ortaya hareketlenen Arda Güler’in kale sahası önünde şık volesinde top savunmaya çarpıp kornere çıktı.
45. dakikada Çekya öne geçme şansını kullanamadı. Hızlı hücumda Provod, ara pasını ceza sahasına gönderdi. Topla buluşan David Jurasek’in vuruşunda, kaleci Mert Günok gole izin vermedi.
İkinci yarı
46. dakikada Ay-Yıldızlılarımız etkili geldi. Merih Demiral, savunma arkasına uzun pasında Barış Alper Yılmaz’ı topla buluşturdu. Barış’ın kale sahasının sağ çaprazından bekletmeden yaptığı kafa vuruşunda, kaleci Stanek topu çıkardı.
51. dakikada Millîlerimiz golü buldu. Ceza sahası önündeki İsmail Yüksek, yerden pasını Hakan Çalhanoğlu’na gönderdi. Hakan’ın kaleyi çaprazdan gören pozisyonda sağ ayağıyla gelişine yaptığı sert vuruşta top, uzak direk dibinden ağlarla buluştu: 0-1.
66. dakikada Çekya eşitliği yakaladı. Coufal’ın sağ kanattan uzun taç atışında Soucek, topu kafayla kale sahasına doğru aşırttı. Chory ile birlikte yükselen Mert Günok, topu kontrol edemedi. Chory’nin yaptığı vuruşta çizgi üzerinde topa müdahale eden Samet Akaydın, gole izin vermedi. Dönen topu sert vuruşla filelere gönderen Soucek, durumu 1-1 yaptı.
90+4. dakikada A Millî Takımımız öne geçti. Cenk Tosun, Orkun Kökçü’nün pasıyla ceza sahasına girdi. Rakiplerinden kurtulan Cenk, yaptığı sert vuruşla topu köşeden ağlara göndererek Ay-Yıldızlılarımızı 2-1 öne geçirdi.
Stat: Volkspark
Hakemler: Istvan Kovacs, Vasile Marinescu, Ovidiu Artene (Romanya)
Çekya: Stanek (Dk. 55 Kovar), Holes, Hranac, Krejci, Coufal, Soucek, Provod (Dk. 75 Lingr), David Jurasek (Dk. 81 Matej Jurasek), Barak, Chytil (Dk. 55 Kuchta), Hlozek (Dk. 55 Chory)
Türkiye: Mert Günok, Mert Müldür, Samet Akaydın, Merih Demiral, Ferdi Kadıoğlu, Salih Özcan (Dk. 46 Kaan Ayhan), İsmail Yüksek (Dk. 63 Okay Yokuşlu), Arda Güler (Dk. 75 Cenk Tosun), Hakan Çalhanoğlu (Dk. 87 Orkun Kökçü), Kenan Yıldız (Dk. 76 Kerem Aktürkoğlu), Barış Alper Yılmaz
Goller: Dk. 51 Hakan Çalhanoğlu, Dk. 90+4 Cenk Tosun (Türkiye), Dk. 66 Soucek (Çekya)
Kırmızı kartlar: Dk. 20 Barak, Dk. 90+8 Chory (Çekya)
Sarı kartlar: Dk. 31 Salih Özcan, Dk. 37 Kenan Yıldız, Dk. 49 İsmail Yüksek, Dk. 65 Mert Günok, Dk. 66 Hakan Çalhanoğlu, Dk. 68 Uğurcan Çakır (Yedek kulübesinde), Dk. 81 Mert Müldür, Dk. 85 Samet Akaydın, Dk. 90+5 Kaan Ayhan, Dk. 90+8 Arda Güler (Türkiye), Dk. 34 Schick (Yedek kulübesinde), Dk. 84 Jaros, Dk. 85 Cerv (Yedek kulübesinde), Dk. 90+1 Krejci, Dk. 90+8 Soucek (Çekya)
Volkspark Stadyumu’nda büyük coşku
A Millî Takımımız ile Çekya arasında oynanan karşılaşmada tribünler tamamen doldu. Volkspark Stadyumu’nun büyük bölümünde Türk taraftarlar yer aldı. Ay-yıldızlı forma ve bayraklarla tribünde yer alan taraftarlarımız, Millîlerimize büyük destek verdi.
Çekya ile 12. randevu, 6. galibiyet
A Millî Takımımız, Çekya ile 7’si özel, 5’i resmi olmak üzere 12 kez karşılaştı. Bu müsabakalarda Ay-Yıldızlılarımız 6, Çekya 5 kez galip gelirken, taraflar bir kez de berabere kaldı. Bu maçlarda 16 gol atan Millîlerimiz, kalesinde ise 22 gol gördü. TARİHİMİZDEKİ 629. MÜSABAKA
A Millî Takımımız, 101 yıllık tarihinde 344’ü resmi, 285’i özel 629 maç oynayıp biri hükmen 244 galibiyet, 148 beraberlik, 237 yenilgi yaşadı. Ay-Yıldızlılarımız, 270’i deplasmanda, 272’si Türkiye’de, 87’si ise tarafsız sahada çıktığı maçlarda, 3 tanesi hükmen galibiyet sonucunda 857 gol attı, kalesinde 902 gol gördü. Bugüne kadar 91 farklı ülke takımıyla mücadele eden Millîlerimiz, 629 karşılaşmanın 545’ini Avrupa, 34’ünü Asya, 24’ünü Afrika, 23’ünü Amerika, 3’ünü de Okyanusya temsilcileriyle yaptı. A Millî Takımımızın teknik direktörü Vincenzo Montella tarafından belirlenen 26 kişilik EURO 2024 kadrosunda şu isimler yer alıyor:
Oyuncu
Kulüp
Doğum Tarihi
A Millîlik Sayısı / Gol
İlk A Millîliği
Forma Numarası
KALECİ
Altay Bayındır
Manchester United
14.04.1998
10/0
27.05.2021
12
Mert Günok
Beşiktaş A.Ş.
01.03.1989
31/0
24.05.2012
1
Uğurcan Çakır
Trabzonspor A.Ş.
05.04.1996
27/0
30.05.2019
23
DEFANS
Mert Müldür
Fenerbahçe A.Ş.
03.04.1999
26/2
11.10.2018
18
Zeki Çelik
AS Roma
17.02.1997
47/2
05.06.2018
2
Abdülkerim Bardakcı
Galatasaray A.Ş.
07.09.1994
10/1
16.06.2023
14
Ahmetcan Kaplan
AFC Ajax
16.01.2003
–
–
13
Merih Demiral
Al-Ahli Saudi FC
05.03.1998
47/2
20.11.2018
3
Samet Akaydin
Panathinaikos FC
13.03.1994
9/0
19.11.2022
4
Ferdi Kadıoğlu
Fenerbahçe A.Ş.
07.10.1999
18/1
04.06.2022
20
ORTA SAHA
Hakan Çalhanoğlu
FC Internazionale Milano
08.02.1994
89/19
06.09.2013
10
İsmail Yüksek
Fenerbahçe A.Ş.
26.01.1999
16/1
22.09.2022
16
Kaan Ayhan
Galatasaray A.Ş.
10.11.1994
61/5
31.08.2016
22
Okay Yokuşlu
West Bromwich Albion FC
09.03.1994
41/1
17.11.2015
5
Orkun Kökçü
SL Benfica
29.12.2000
31/2
06.09.2020
6
Salih Özcan
Borussia Dortmund
11.01.1998
20/0
29.03.2022
15
FORVET
İrfan Can Kahveci
Fenerbahçe A.Ş.
15.07.1995
32/2
23.03.2018
17
Yunus Akgün
Leicester City FC
07.07.2000
10/2
04.06.2022
25
Kenan Yıldız
Juventus
04.05.2005
10/1
12.10.2023
19
Kerem Aktürkoğlu
Galatasaray A.Ş.
21.10.1998
32/6
27.05.2021
7
Arda Güler
Real Madrid CF
25.02.2005
10/2
19.11.2022
8
Barış Alper Yılmaz
Galatasaray A.Ş.
23.05.2000
18/2
13.11.2021
21
Bertuğ Yıldırım
Stade Rennais FC
12.07.2002
3/2
08.09.2023
26
Cenk Tosun
Beşiktaş A.Ş.
07.06.1991
52/20
15.10.2013
9
Semih Kılıçsoy
Beşiktaş A.Ş.
15.08.2005
2/0
04.06.2024
24
Yusuf Yazıcı
LOSC Lille
29.01.1997
45/3
11.06.2017
11
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
1 note
·
View note
Text
Sign of the City Awards 2019’da kazananlar belli oldu
Sign of the City Awards 2019’da kazananlar belli oldu
Hürriyet Gazetesi tarafından Lineadecor’un proje ortaklığında, Emlak Konut’un katkılarıyla ve EY Türkiye’nin stratejik ortaklığıyla gerçekleştirilen Sign of the City Awards (SotCA) 2019‘un ödüllerde kazananlar, bu sene üçüncüsü düzenlenen Gayrimenkulde Büyük Buluşma – RE360 zirvesinin 11 aralık 2019’daki kapanışının ardından düzenlenen gala gecesiyle açıklandı.
En İyi Konut Projeleri, En İyi…
View On WordPress
#3S Firuze Konakları#emlak konut#En İyi Kentsel Dönüşüm Projesi#En İyi Kentsel Tasarım#En İyi Kültürel Mirası Koruma ve Yaşatma#En İyi Pazarlama Kampanyası#En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi#En Yeşil Yapı#Hürriyet Gazetesi#İSTİM Tuzla#İzmir Buyuksehir belediyesi#Kale Grubu#Karacabey Ziraat Odası Başkanlığı#Kendo Kemer Evleri Sitesi#Kentsel Dönüşüm Projesi#Lineadecor#Mardin Camisi#Modda Bayraklı#Nef Reserve Kandilli#Novusens Akıllı Şehirler Enstitüsü#Portakal Vadisi Rekreasyon Alanı#Sign of the City Awards#Sinpaş GYO#Sur Yapı Antalya Projesi#Türkiye Bilişim Vakfı
0 notes
Text
TRİPLEKS VİLLA - ÇANAKKALE ili BİGA ilçesinde lüks ve konforun buluştuğu ELİT muhit DOĞANKENT'te Sizin sahiplenmenizi bekliyor.
Çanakkale'nin muhteşem doğasında, Biga ilçesinde yer alan elit ve lüks muhit Doğankent'te, 5+1 açık mutfak konseptli toplam yaklaşık 225 m2 oturum alanına sahip sıfır tripleks villamız sizleri bekliyor. Her detayı özenle düşünülmüş, kaliteli inşaat malzemeleri ile titizlikle inşa edilmiş bu özel ev, modern yaşamın tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmıştır.
Villamız, radyan temel yapısından çatısına kadar en üst kalitede malzemelerle donatılmıştır. 3 kat, otomatik açılır kapanır terasıyla birlikte yerden ısıtmalı kombisi ile ısınma sağlamaktadır. Her katta ortak tuvalet, lavabo ve banyo bulunmakta olup, ayrıca 2. ve 3. katlarda ebeveyn tuvalet, banyo ve lavabo ile toplamda 5 adet banyo bulunmaktadır.
Dış kapı ve odalarda Vario kapı ve kapı kilitleri, en kaliteli malzemelerle seçilmiştir. Yer karoları, mutfak ve banyo duvar karoları ise Kale grubu ürünleri kullanılarak estetik ve kullanışlı bir atmosfer yaratılmıştır. Tüm odalar ve yaşam alanları pencereli olup, gün boyu doğal ışık alır.
Villamız, ücretsiz otopark, çocuk parkı, yürüyüş yolu, spor alanı, yüzme havuzu gibi sosyal alanlarla çevrili bir muhitte konumlanmıştır. Ayrıca, şehir merkezi, şehiriçi ve şehirlerarası yollar ile kolay ulaşım imkanı sunmaktadır.
Evin en üst katındaki teras, uzaktan kumandalı otomatik açılır kapanır yan camlar ve aydınlatmalı hareketli teras üstü kaplama ile özel bir yaşam alanı sunmaktadır. Bu terasın manzarası ise yaz kış huzur verici bir güzellik sunmaktadır.
Villamızın iç ve dış güvenliği için kameralı diafon sistemi bulunmakta olup, her kattan kapı kilit kontrolü yapılabilmektedir. Ayrıca, her türlü oda ve koridor tavanları alçıpan süsleme ve renkli aydınlatmalar ile özenle dizayn edilmiştir.
Satın aldıktan sonra sadece elektrik, su ve doğalgaz aboneliklerini açtırdığınızda hemen oturmaya hazır olan bu özel gayrimenkulün fiyatı YouTube tanıtım videomuzun altındaki açıklamada yazmaktadır.
Peşin alımlarda özel avantajlar sunulmakta olup, vadeli satış için tekliflere açığız. Bu eşsiz fırsatı kaçırmayın, hayalinizdeki ev sizi bekliyor!
İrtibat telefonumuz: +90 535 858 58 59
https://youtu.be/KemK3XkxFVI?si=oWbGf0BKwuIK5fWC
0 notes
Photo
theistanbulpost.com'a "Kaleseramik’ten, Ayşe Birsel işbirliği ile yepyeni bir tasarım hamlesi" konulu haber eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. http://theistanbulpost.com/kaleseramikten-ayse-birsel-isbirligi-ile-yepyeni-bir-tasarim-hamlesi/
0 notes