#kakule baharatı
Explore tagged Tumblr posts
tibbivearomatikbitkiler · 1 year ago
Text
Kakule Nerelerde Kullanılır
Kakule Nerelerde Kullanılır
Tumblr media
#KakuleAromaterapi, #KakuleBaharatı, #KakuleBitkisi, #KakuleÇayıNasılYapılır, #KakuleÇayıTarifi, #KakuleÇayınınFaydaları, #KakuleFaydaları, #KakuleHıçkırıkKeserMi, #KakuleKahvesiNasılYapılır, #KakuleKahvesiTarifi, #KakuleKullanımı, #KakuleNedir, #KakuleNerelerdeKullanılır, #KakuleReçeli, #KakuleTohumu, #KakuleVeAyurveda, #KakuleVeBitkiselTedavi, #KakuleVeMutfak, #KakuleVeSağlık, #KakuleYağı, #TıbbiBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkiler https://is.gd/9UYSo6 https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/kakule-nerelerde-kullanilir/
Kakule nerelerde kullanılır kakule faydaları nelerdir gibi soruların cevabını bulacağınız yazımız sizi bekliyor. Tıbbi ve aromatik bitkiler arasında önemli bir yere sahip olan ve pek çok alanda kullanılan değerli bir bitkidir. İlk olarak mutfakta baharat olarak kullanılan kakule, yemeklere özel bir lezzet katar ve sindirimi kolaylaştırıcı özelliklere sahiptir. Ayrıca aromaterapi alanında da kullanılır, özellikle kakule yağı cilt bakım ürünlerinde ve masaj yağlarında tercih edilir.
Hindistan kökenli bir baharat olan kakule, yüzlerce yıldır bilinen ve zamanında Osmanlı mutfağında da yerini almış bir baharattır. Sağlık açısından çok faydalı olan bu bitki, özellikle vücuttan toksit maddelerin atılmasını sağlayarak kanseri önlemektedir. Zamanla karaciğerde biriken ağır metaller, vücut yağları içinde çözünmüş olarak saklanan zehirli bileşiklerin vücuttan atılması için etkilidir.
Bunun yanı sıra kakulenin tıbbi kullanımları da mevcuttur; öksürük kesici, balgam söktürücü ve anti-inflamatuar özellikleri sayesinde soğuk algınlığına karşı etkili bir doğal tedavi yöntemi olarak bilinir. Aynı zamanda kakulenin içeriğindeki uçucu yağlar, stresi azaltmaya yardımcı olabilir ve zihinsel rahatlama sağlayabilir. Bu nedenle, kakule hem mutfakta hem de sağlık ve güzellik alanında çok yönlü bir şekilde kullanılan önemli bir bitkidir.
Ayrıca, kakule gibi baharatlar sindirim sistemi için çok faydalıdır. Çok iyi bir gaz söktürücü, diüretik ( idrar söktürücü ), bağırsak parazitlerini öldürücüdür. Yüzyıllardır ağız kokusunun giderilmesi için kullanılmıştır. Bir parça kakule çiğneyerek hem ağız içinde hijyen sağlanmış olur hem de ağız kokusu büyük ölçüde giderilmiş olur. Makul ölçülerde tüketildiğinde midevi sorunlara da iyi gelmektedir. Mide bulantısına karşı çok etkilidir. Ayrıca, mide ağrılarına karşı da kullanılmaktadır.
Kolesterol kontrolü, kanser kontrolü, kalp rahatsızlıklarına karşı ve dolaşım sistemi problemlerine karşı kullanılmıştır. Diş hastalıkları ve sistit, nefrit, bel soğukluğu, idrar yolu enfeksiyonu gibi sorunlarda fayda gösterebilir. Kakule afrodizyak özelliklere sahip ve aynı zamanda iktidarsızlık için kullanılmakta, ereksiyon olamama ve erken boşalma gibi cinsel sorunlarda kullanılır.
Anavatanı Hindistan ve çevresi olan bu baharat, Uzak Asya ve Güney Asya’da da üretilmektedir. Sıcak yemekler içerisine eklendiği gibi tatlılara ve içeceklere de eklenir. Ayrıca, kakule çayı Hindistan’da çok meşhurdur.
Ayurveda ve Çin Tıbbında, Akciğer hastalıkları için kullanılmıştır. Diş eti enfeksiyonları, boğaz problemleri, böbrek taşları, akciğer tıkanıklığı ve akciğer tüberkülozu, göz kapaklarında iltihaplanma, mide bağırsak sorunları ve zehirlenmelere karşı bir panzehir olarak kullanılmıştır.
100 gramı içerisinde enerji (300 kcal), karbonhidratlar (68 gr), protein (11 gr), lif (28 gr) içerir. Kolesterol oranı sıfırdır.  Niasin, piridoksin, riboflavin, tiamin, A vitamini, C vitamini, sodyum, potasyum, kalsiyum, bakır, demir, manganez, magnezyum, fosfor, ve çinko içerir.
Yapılan bilimsel araştırmalarda, kakulenin güçlü bir mikrop öldürücü olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca doğal bir spazm-kramp çözücüdür. Aynı zamanda, astım içinde faydalı doğal besinlerden birisidir. Kas ve eklem ağrılarına da iyi gelmektedir. Kan dolaşımını arttırmakta ve bulantı ve kusmayı önlediği bilinmektedir.
Kakulenin bilinmeyen özelliklerinden birisi de hıçkırık kesici özelliğidir. Bir kaç tane kakule suda kaynatılır ve ılıtıldıktan sonra içilirse hıçkırık sorunu geçebilmektedir. Ayrıca çiğnenmesi durumunda nefesi tazelemekte ve ağızdaki mikropları öldürmektedir.
Kakule Nasıl Kullanılır? Kakule Kahvesi ve Kakule Çayı Nasıl Yapılır?
Kakule bildiğimiz çay içerisine katılırsa çok güzel bir aroma vermektedir. Üç dört tane kakule tanesi bir demlik çay içerisine atılırsa mükemmel bir aroma vermektedir.
Ayrıca, kahve içerisine de atılmaktadır. Kakule Kahvesi adı verilen bu kahvenin yapımının normal kahve yapımından bir farkın yoktur. Tek kişilik bir kahve için 1-2 adet kakule havanda dövülür ve kahve ile karıştırılarak cezvede pişirilir. Piştikten sonra isteğe göre gül suyu ilave edilerek servis edilir.
Ayrıca, pilavlarda, reçel yapımında kullanılır.
Not: Kakuleyi alırken, dövülmemiş normal tohum şekilde almanız önerilir.  İhtiyaç duydukça bu tohumları havanda ezip kullanabilirsiniz.
0 notes
gurmeaktar · 2 years ago
Text
Kepse Baharatı 50 gr
Kepse Baharatı 50 gr
Kepse Baharatı 50 gr Kepse Baharatı 50 gr Orijinal Kabsa En yaygın biçimde kepse pilavı yapımında kullanılan karışık baharattır. Orijinal tarif ve oranla hazırlanan kepsenin içinde zerdeçal, yenibahar, köri, karabiber, lumi (siyah kuru limon), karanfil, kakule, defne, kırmızı biber bulunur. Yüksek aromalı leziz bir baharat karışımıdır.
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dustylipscom · 7 years ago
Text
Huzursuz Bacak Sendromu için En iyi Uçucu Yağlar
Huzursuz bacak sendromu için uçucu yağlar, bu rahatsız edici durumun belirtilerini hafifletmek isteyen bazı insanlar için mükemmel bir çözüm olabilir. Yaklaşık olarak 10 insandan biri, bacaklarını hareket ettirmek için büyük bir istekte bulunuyor ve yaklaşık 5 milyon yetişkin, orta ila şiddetli huzursuz bacak sendromuna sahip. Huzursuz bacak sendromu, kişinin bacaklarının kontrolsüz hareket etmesine, dolayısıyla sık sık rahatsızlığa ve tahrişe neden olan bir bozukluktur.
Huzursuz bacak sendromu her yaştan başlayabilir ve genellikle zamanla kötüleşir. Çoğu vakada, bu durumun demir eksikliğinden kaynaklandığı düşünülmekle birlikte, Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ile bazı ilaçlar arasındaki ilişkiler bulunmuştur. Ne yazık ki, Huzursuz bacak sendromu için bilinen bir tedavi yoktur, ancak huzursuz bacaklar için uçucu yağların kullanılması size yardımcı olabilir.
Uçucu yağlar huzursuz bacak sendromuna nasıl yardımcı olurlar?
Uçucu yağların sadece aromatik nitelikleri fazla değildir. Bu bileşikler tohumlarda, kabuğu, sapları, kökleri, çiçekleri ve bitkilerin diğer kısımlarında bulunur ve güçlü bir koku dışında güçlü tedavi edici özelliklere sahiptir. Uçucu yağlar huzursuz bacak sendromu hastalarının rahatlamasına yardımcı olmak, rahatsız edici sinirler nedeniyle ağrıyı kesmek ve kas spazmlarını hafifletmek gibi zihinsel ve fiziksel sağlığı geliştirmek için kullanılabilir.
Bununla birlikte, uçucu yağların çok güçlü olduğunu ve doğrudan cilt üzerine konması halinde istenmeyen reaksiyonlara neden olabileceğini akılda tutmak önemlidir. Esansiyel yağlara karşı alerjik reaksiyonunuz olmadığından emin olmak için her tür uçucu yağ kullanmadan önce bir cilt testi gerçekleştirmeniz önerilir.
Bir cilt testi yapmak için, önce seçtiğiniz temel yağı bir taşıyıcı yağla seyreltin. Bunlar, esansiyel yağları daha az tahriş edici kılan tamamlayıcı yağlardır ve sadece zeytinyağı, tatlı badem yağı ve hindistan cevizi yağı içerir. Karışımı cildinize uygulayın ve olumsuz reaksiyonların olup olmadığını görmek için 30 dakika ila 24 saat bekleyin.
Huzursuz bacak sendromu için uçucu yağlar nasıl kullanılır
Nane Esansiyel Yağı
Bu hoş kokulu yağ çoğu formdaki ağrıya yardımcı olabilir. Bu etki analjezik, antispazmodik ve soğutma özelliklerine bağlı olarak ağrılı eklemleri ve kas ağrısını gidermek için nane yağını çok iyi kılar. Nane uçucu yağı ferahlatıcı ve canlandırıcıdır. Banyonuza ekleyin ya da yararlarını görmek için cildinize masaj yapın.
Masaj Yapın:
2 damla Nane uçucu yağı
4 damla Biberiye uçucu yağı
4 damla siyah Ladin uçucu yağı
4 tatlı kaşığı taşıyıcı yağ
Lavanta Esansiyel Yağı
Kasdaki ve eklemlerdeki ağrıyı hafifletmek için antienflamatuvar ve analjezik etkileri olan birçok iyileştirici özelliğe sahip olduğu bilinir. Lavanta yağı zihin ve bedeni yatıştırmaya ve rahatlatmaya yardımcı olabilir. Bu, hepsi kas gerginliğine katkıda bulunabilecek stres, kaygı, korku ve gerilimi ortadan kaldırarak kan damarlarını genişletmeye yardımcı olabilir.
Ağrı giderici banyo karışımı:
4 damla lavanta uçucu yağı
2 damla vetiver uçucu yağı
Mercanköşk Esansiyel Yağı
Bu uçucu yağ, mükemmel derecede ısıtma ve yatıştırıcı özelliklere sahiptir ve eklem ağrısı ve kas spazmlarını kolaylaştırır. Kan basıncına, artrit ağrısına ve hazımsızlığa yardımcı olmak gibi diğer faydalı niteliklere de sahip olduğu bilinir.
Sıcak banyo karışımı:
4 damla mercanköşk uçucu yağı
2 damla vetiver uçucu yağ
Vetiver Esansiyel Yağı
Antispazmodik, sakinleştirici ve yatıştırıcı özellikleriyle kas ağrılarını ve sızılarını hafifletmek için idealdir. Vetiver uçucu yağlar, huzursuz bacak sendromu hastalarına yardımcı olabilecek kan dolaşımını harekete geçirmeye yardımcı olabilir.
Masaj karışımı:
2 damla vetiver uçucu yağ
4 damla neroli uçucu yağ
4 damla linaloe ağacı yağı
Limon Otu Esansiyel Yağı
Kan dolaşımını teşvik etmeye yardımcı olan bu esans yağı, kolestrol seviyelerini düşürmek ve güçlü analjezik ve anti-inflamatuar özelliklere sahip olmak için mükemmeldir. Limon otu yağı kan dolaşımının düzgün bir şekilde taşınmasını sağlayarak kan damarlarının genişlemesini sağlamak için de bilinir.
Difüzör karışımı:
2 damla Limon otu yağı
4 damla lavanta uçucu yağı
Roma Papatya Esansiyel Yağı
Bu bitki, çok ihtiyaç duyulan uyku için rahatlamamıza yardımcı olduğu için bilinir, ancak aynı zamanda yatıştırıcı özellikleriyle ağrıdan kurtarmaya yardımcı olmak için de kullanılabilir. Papatya yağı, iltihaplanmayı azaltarak çalışır. Rahatlamak için papatya yağı çözümünüzdür ve ağrı alanına masaj yapmanız yeterlidir.
Kompres:
4 damla Roma papatyası uçucu yağını 2 fincan sıcak veya soğuk suyun içine koyun
Sudaki yağları karıştırmak için karıştırın.
Karışımı absorbe etmek için pamuklu bir havlu batırın
Semptomların en kötü olduğu bacağınıza havluyu sarın
İki ayağınıza havlu sarmak için karışımın 2 katını yapın.
Buhur Yağı
Büyük bir şifalı yağ olan Buhur Yağı vücudun her yerinde ağrıların hafifletilmesine yardımcı olur. Lökotrienleri -(vücutta enflamatuar yanıtları başlatan maddeler) engelleyerek çalıştığı düşünülmektedir. Bu esansiyel yağ hafif bir sakinleştirici olarak görev yapabilir, bu da stres giderme için mükemmel bir hale getirir.
Banyo karışımı:
2 damla buhur yağı
3 damla Gül Sardunya esansiyel yağı
Zencefil Esansiyel Yağı
Bu kök baharatı, tüketildiğinde birçok faydalı sağlık etkileri barındırdığı uzun zamandan beri bilinmektedir, ancak yağ da cildinizde de harici olarak kullanılabilir. Zencefillerin antibakteriyel ve antienflamatuar özellikleri sayesinde, kasları ağrılarını ve kas spazmlarını hafifletmek için mükemmeldir. Artrit semptomlarının hafifletilmesinde yardımcı olduğu için artrit gibi inflamasyon koşulları zencefil yağından fayda görecektir.
Masaj Karışımı:
2 damla zencefil uçucu yağı
4 damla karabiber uçucu yağı
4 damla kakule yağı
4 tatlı kaşığı taşıyıcı yağ
Yasemin Esansiyel Yağı
Stresini azaltmak için aynı zamanda ruh halini yükseltirken doğal analjezik ve antispazmodik özelliklere sahip olmak için mükemmel bir yağ. Anksiyete, depresyon, duygusal stres, düşük libido ve uykusuzluk için doğal bir çare olarak yüzlerce yıldır Asya’nın bir bölümünde kullanılmaktadır. Çoğu araştırmada yasemin yağı aromaterapi ile veya topikal olarak ciltte kullanıldığında ruh halini ve uykuyu iyileştirebilmektedir.
Sıcak banyo karışımı:
2 damla yasemin uçucu yağı
2 damla tatlı portakal esans yağı
Biberiye Esansiyel Yağı
Yoğun kullanılan otlardan elde edilen bu uçucu yağ, ağrıları, sancıları ve artritleri gidermeye yardımcı olan yüksek düzeyde analjezik özellikler içerir. Enerji seviyesini arttırmak, sinirsel tükenme ve zihinsel yorgunluğu gidermek için bile kullanılabilir. En iyi aromaterapi ile kullanılır, ancak hamileyken kaçınılmalıdır.
Masaj Karışımı:
4 damla Biberiye esansiyel yağı
4 damla karabiber uçucu yağı
2 damla vetiver uçucu yağı
Karabiber Esansiyel Yağı
Yemek masasında tanınmış bir baharat olan karabiberin, uçucu yağı da ağrı ve sancı için mükemmeldir. Deride kullanıldığında, kan dolaşımını teşvik etmek için ideal olan bir ısınma etkisi vardır. Ayrıca artrit ağrısı ve ağrılı kaslara yardımcı analjezik özellikler içerir. Karabiber esansiyel yağı, ilk etapta ağrıyı önlemeye yardımcı olmak için egzersiz yapmadan önce de uygulanabilir.
Difüzör karışımı:
3 damla karabiber uçucu yağı
3 damla mandalina uçucu yağı
Fesleğen Esansiyel Yağı
Genellikle yemek pişirmenin yanı sıra sağlık etkileri için de kullanılır. Fesleğen yağı antispazmodiktir ve kas gerginliğini azaltmaya yardımcı olur. Aynı zamanda bir dekonjestan, antiseptik, kas gevşetici olarak çalışır ve iltihaplanmanın neden olduğu ağrıyı azaltmak için anti-inflamatuar özelliklere sahiptir.
Masaj Karışımı:
4 damla fesleğen uçucu yağ
4 damla lavanta uçucu yağı
2 damla karabiber uçucu yağ
4 tatlı kaşığı taşıyıcı yağ
Bergamot Esansiyel Yağı
Mükemmel gevşetici ve yatıştırıcı özelliklere sahip olduğu bilinen bu esansiyel yağ, huzursuz bacak sendromunu hafifletir. Bu özelliklerin çoğu, kas ağrılarını hafifletmeye yardımcı olan doğal analjezik, antispazmodik ve sakinleştirici özelliklere teşekkür eder.
Sıcak banyo karışımı:
2 damla bergamot uçucu yağı
2 damla neroli uçucu yağ
Karanfil Esansiyel Yağı
Anti-inflamatuar ve ağrıdan kurtarılan etkisi ile tanınan karanfil yağı, vücudun bağışıklık süreçlerini düzenlemeye yardımcı olması için mükemmel bir seçim olabilir. Öjenol denilen karanfillerde bulunan aktif bileşen, kan pıhtılaşmasını önleme ve kan akışını uyarıcı ek bir etki yaparak, huzursuz bacak ağrısı çekenler için faydalı bir kaliteye sahiptir.
Masaj karışımı:
2 damla karanfil uçucu yağı
2 damla tarçın yaprağı uçucu yağ
6 damla bergamot uçucu yağ
Civanperçemi Esansiyel Yağı
Bu rahatlatıcı yağ, damarlarda kan dolaşmasını sağlayarak dolaşım sistemini harekete geçirmeye yardımcı olabilir. Ayrıca doğal bir analjezik, anti-inflamatuar, antispazmodiktir ve sinir ağrısı (nevralji) için iyidir.
Soğuk ya da sıcak kompres:
4 damla civan perçemi uçucu yağı 2 bardak sıcak veya soğuk su ile karıştırın
Yağları su vasıtasıyla karıştırın
Karışımı emmesi için pamuklu bir havlu suya daldırın
Havluyu semptomların en kötü olduğu bacağın etrafına sarın
İki ayağınıza havlu sarmak için karışımın 2 katını yapın.
Sedir Esansiyel Yağı
Sakinleştirici özellikler içerir ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) çeken çocuklar için faydalı olduğu kanıtlanmıştır. Sedir ağacı yağı, beynin limbik bölgesini ve sülün bezini uyararak uyku kalitenizi arttırmaya yardımcı olan bir madde olan melatonini serbest bırakmaya yardımcı olduğu düşünülmektedir.
Masaj Karışımı:
2 damla sedir ağacı uçucu yağı
4 damla karabiber uçucu yağı
4 damla kakule uçucu yağı
4 tatlı kaşığı taşıyıcı yağ
Facebook | Twitter | Instagram | Pinterest | Youtube
The post Huzursuz Bacak Sendromu için En iyi Uçucu Yağlar appeared first on DustyLips.com.
Kaynak: http://ift.tt/2C5VTgT
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
KAKULE Çok Yıllık | 3-4m | 1-5 Aylar | Ca,Ho,Na | Tohumu, Yağı Kakule, Kardamom, Eletteria cardamamum (L) Kâkule Kardamomen WHITE et MATOB Malabar kakulesi Syn: Alpina cardamomum ROXB. Amomum cardamomum ROXB. Familyası: Zencefilgillerden, Ingergewâchse, Zingiberaceae Drugları: Kakule meyvesi; Cardamomi fructus Kakule Uçucu yağı; Cardamomi aetheroleum Kakule meyvesi çay, tentür, baharat ve natürel ilaç yapımında, eter yağı ise Aromaterapisinde ve mutfakta kullanılır. Giriş: Kakulenin oldukça çok alt türü mevcuttur ve bunlardan Büyük Kakule;İ Eletteria major SMITH, bunun meyveleri 3-4cm uzunluğunda olduğundan Uzun Kakule diye de anılır. Bangel Kakulesi; Eletteria aro-maticum (Amomum aromaticum) ROXB. Ve Süs bitkisi olarak yetiştirilen Eletteria serrula gibi türler mevcuttur. Fakat bunlardan sadece Malabar Kakulesi olarak bilinen Eletteria cardamomum türü en kaliteli ve en yaygın olarak yetiştirilen türdür. Malabar Kakulesinin birçok ülkede kültür bitkisi olarak yetiştirilmesinin nedeni ile yetiştiği yöreye farklılık gösterir. Botanik: Vatanı Hindistan’ın Güneybatısı yani Malabar bölgesi yetiştiği yöre nedeniyle de Malabar Kakulesi diye anılır. Kakule genellikle 500-1500m yüksekliğindeki nemli topraklarda yabani olarak yetişen Kakule günümüzde Sri Lanka, Endonezya, Guetamala ve Güneydoğu Pakistan’ da yetiştirilir. Kakule 3-4m boyunda, bir kök üzerinde 5-20adet gövde topluca bir arada bulunabilir. Yaprakları 40-70cm uzunluğunda 5-10cm eninde eliptik veya mızrak şeklinde, kenarları çok hafif dalgalı üzeri paralel damarlı ve koyu yeşil renklidir. Yapraklarının sap kısmı normal sap şeklinde değil, gövdenin etrafında sarılmış bir boru şeklindedir. Çi¬çekleri 40-60cm uzunluğundaki bir sap üzerinde, salkım şeklinde dizilmiş olup çiçek açmadan önce tomurcukları beyaz bir kapak yaprakla kaplıdır. Çiçekleri açılınca kapak yaprak üstte, taç yaprak altta kalır ve taç yaprağın içi çizgi çizgi ve de ortada beyaz bir göbek mevcuttur. Meyveleri 0,8-2cm uzunluğunda, 0,5-1cm kalınlığında, yumurta veya eliptik şekilde, içi üç bölümlü, her bölümde 4-6adet siyah ve değişik formda tohumdan meydana gelir. Meyve kabuğu ince beyaz, açık yeşil, yeşil, açık sarı veya saman sarısı renktedir.  Hasat zamanı: Kakule genellikle Ocak-Mayıs ayları arasında çiçek açar fakat Aralık’a kadar da çiçek açtığı olur ve meyvelerinin olgunlaşması aylar alır ve meyveleri tam olgunlaşmadan toplanarak kurutulur. Şayet zamanında toplanmaz ise olgunlaşan meyveleri çatlar ve tohumlar çevreye dağılır. Yetiştirilmesi: Sıcak ve nemli iklimde gelişmesi nedeni ile Türkiye’de ancak botanik bahçelerde yetiştirilebilir. Birleşimi: Kakule tohumunun birleşimindeki en önemli madde eter yağları (Uçucu yağları) %3-8olup, bu da bitkinin yetiştiği ülkeye hatta bölgeye göre oldukça çok farklılık gösterir. Guetamala ve Sri Lanka gibi ekvatora yakın ülkelerde 1,8 Cineol, %20-35 iken, Terpinylacetat %45-55 arasındadır. Malabar gibi hafif ekvatordan uzak olan yörelerde ise 1,8 Cineol %40-50 iken Terpinylacetat ise %35-40 arasındadır. Kakulenin damıtılması ile elde edilen eter yağı ile soğuk baskı ile elde edilen eter yağı farklılık göstermektedir. Çünkü damıtma sonucu bir kısım Terpinylacetat’ın oksitlenerek p-Cymen’e dönüştüğpü tespit edilmiştir. Bu nedenle soğuk baskı ile elde edilen Kakule yağı damıtma ile elde edilenden üstündür. Hindistan’ın genelinden elde edilen Kakule yağında %35-38, 1,8 Cineol, %30-33 Terpinylacetat, %10-13 Limonen ve az miktarda Linalool, Sabinen, Terpineol içerir. Ayrıca %20-40 Nişasta, %10 Protein, %5 Şeker, %2-4 Sabit yağ, az miktarda mineraller ve vitaminlerden A, B ve C içerir. Araştırmalar: Henüz yeterli araştırma yapılamamıştır. Kendi tecrübeme göre mide ve bağırsak şişkinliği (gaz) ve hazımsızlığa karşı en iyi Şifalı bitkilerden biri de Kakuledir. Karnınız davul gibi şiş de olsa 5-6 Kakule meyvesinden yapılacak bir çay veya çiğneme şişkinliği hemen indirir. Denerseniz sizde bunu fark edersiniz. Ben iki haftadır Kakule çiğniyorum ve farkı gördüm. (18.05.1999) Tesir şekli: Gaz söktürücü, iştah açıcı, aroma verici, kramp çözücü, sal-gı¬ları artırıcı, antimikotik (mantarları öldürücü), antibakteriyel (mikropları öldürücü) etkilere sahiptir. Kullanılması:  a) Komisyon E’ye göre hazımsızlık rahatsızlıklarına karşı kullanılır. b) Aromaterapisinde; Gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, idrar artırıcı ve cinsel gücü artırıcı olarak kullanılır.  c) Halk arasında başta; sindirim rahatsızlıklarından şişkinlik, hazımsız¬lık, iştahsızlık, mide ve bağırsak krampları, ağız kokusu, bulantı ve kusmaya karşı kullanılır. Kakule her ülkede farklı farklı kullanılmak¬ta-dır. Çinliler hemen her türlü rahatsızlığa karşı, Hintliler başta baharat olarak, Suudi Arabistan’da kahveye tat vermek için katılır, Avrupa’da ise liköre aroma vermesi için katılır. Ayrıca kuru pasta, sucuk gibi çok çeşitli maddeleri konser edici (bozulmasını önleyici) baharatlardan biridir. Uzmanlar ağız kokusuna akrşı sakız yerine Kakule çiğnenme¬sini tavsiye etmektedirler ve ayrıca hafızayı kuvvetlendirici özelliğe sahiptir. Ayrıca Roemheld-Syndrom olarak bilinen mide ve bağırsak-lar¬daki şişkinliğin diyaframı yukarı kaldırması ve bununda kalbi sıkış-tırması haline karşı kullanılır. Cinsel gücü kuvvetlendirdiği, yorgunluk ve halsizliği giderdiği ve de düşünceleri değiştirdiği iddia edilmek¬tedir. Bu konularda detaylı bir araştırma mevcut değildir.  Çayı: Her bardak çay (200-300ml) için bir kahve kaşığı Kakule demliğe konur ve üzerine kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bıra-kıldıktan sonra süzülerek içilir. Şayet kaynatılır ise birleşiminin eter yağı buharlaşarak yok olur, kesinlikle kaynatılmaz. Çay Harmanları Gökçek Safra çayı; >20 gr Kırlangıç otu >20 gr Kakule  >20 gr Şahtere >30 gr Hindiba otu ve kökü >10 gr Nane yaprağı Gökçek Mide asidi yetersizliğine karşı çay; >20 gr Ravent kökü >20 gr Kakule meyvesi >20 gr Mübarek otu >20 gr Zencefil kökü >10 gr Tarçın kabuğu >10 gr Havlıcan kökü Gökçek Şişkinlik çayı; >25 gr Kimyon tohumu >25 gr Rezene tohumu >25 gr Kakule tohumu >25 gr Anason tohumu Gökçek Sindirim ve şişkinlik çayı; >30 gr Kakule >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Rezene tohumu >10 gr Kantaron otu Baharatı: Özellikle çorbalar, etli ve balıklı yemekler, pastalar ve kom-postolara katılır ise hem sindirimi kolaylaştırır hem de güzel bir aroma verir. Kakule yemek kaynarken değil ocaktan indirildikten sonra kakule meyvesi veya eter yağı katılmalıdır. Aksi halde birleşimindeki eter yağı buharlaşarak yok olur.  Aromaterapisi: Su buharı destilasyonu ile elde edilen eter yağı (uçucu yağı) gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, cinsel gücü artırıcı, idrar attırıcı özellikleri nedeni ile yemeklere 2-3damla damlatılır. Yan tesirleri: Kakulenin bilinen bir yan tesiri yoktur.  Sarmaşık | 5-15m | 6-8 Aylar | Na | Tohumları | Çok Çok Zehirli Kalabar baklası, Calabar , Physostigma venenosum BALF. Kalabar Calabar bohnen  Calabar Familyası: Baklagillerden, Schmetterlingblütengewaechse, Fabaceae (Leguminosae)  Drugları: Kalabar baklası; Calbar semen Kalabar baklasının çok zehirli olması nedeni ile çayı içilemez ve sadece natürel ilaç yapımında kullanılır.  Giriş: Eskiden başta Nijerya, Gabun ve Kamerun gibi ülkelerde suçlulara Kalabar baklası yedirilir, şayet suçlu ölürse, suçluluğu isabet etmiş olur, eğer ölmez ise suçsuz olduğuna kanaat getirilirdi. Sadece Nijerya’nın bir eyaletinde bir yılda 120 kişinin Kalabar ile öldürüldüğü İngiliz asıllı misyoner (Daniell 1846) tarafından tespit edilmiştir. İngiliz hükümeti ile Nijerya arasında Kalabar baklasının kullanımı her ne şekilde olursa olsun yasaklanması için anlaşma yapılmıştır. Günümüzde Kalabar baklası hü-kümetlerin denetiminde özel olarak yetiştirilmekte ve bunların büyük bir kısmı physostigma elde etmek için ekstresi yapılmaktadır.  Botanik: Vatanı Nijerya, Gabun ve Kamerun olup zamanla önce Orta batı Afrika ülkelerinden Kongo’dan Sierra Leone kadar geniş bir alana yayılmış, sonra Brezilya ve Hindistan’da kültür bitkisi olarak yetiştiril¬meye başlanmıştır. Kalabar boyu 15 metreyi bulan çok yıllık sürekli yeşil bir sarmaşık olup, çevresindeki ağaçlara tırmanarak yaşar. Yaprakları üçlü olarak bir arada bulunur, ortasındaki yaprak yumurta şeklinde, uca doğru hafif sivrice, yandaki yapraklar kalp veya yumurta şeklinde, 10-15cm uzunluğunda, 5-8cm genişliğinde, sapı 5-10cm uzunluğunda ve yeşil renklidir. Çiçekleri yaprak sapı dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde oldukça sık bir şekilde dizilmiş olup, her biri hafif geri doğru kıvrık şe¬kilde dizilmiş, pembe, kırmızı veya kiraz rengindedir. Meyveleri 10-15cm uzunluğunda 3-5cm genişliğinde fasulye meyvesi şeklinde içinde 1-3adet böbrek şeklinde 2-3cm uzunluğunda 1-1,5cm eninde koyu kahve ren¬gimsi veya siyah içi beyaz tohumlara sahiptir.  Hasat zamanı: Ekvatorun kuzeyindeki tropik ülkelerde Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında olgunlaşan Kalabar kapsülleri toplanarak içindeki baklaları çıkarılır ve kurutulur. Kalabar baklasının birleşimindeki physostigin ve diğerleri damıtılarak veya ekstresi yapılarak elde edilir ve natürel ilaç yapımında kullanılır.  Yetiştirilmesi: Türkiye’de ancak botanik bahçelerde ve özel şartlarda yetiştirilebilir, bu nedenle ekonomik değildir.  Birleşimi: Birleşimindeki en önemli madde Alkaloit türevleri %0,1-0,5 oranında olup bunlardan bazıları şunlardır; (-)-Phsostigmin, (+)-Phsostigmin, (-)-Norphsostigmin, Genserin ve az miktarda (-)-Eseramin ve (-)-Physovenin’i sayabiliriz. Ayrıca Reçine, Proteinler ve Eterik yağ içerir.  Tesir şekli: Göz bebeklerini büyütücü (miyotik), bağırsakları hareket-lendirici (peristaltik), terletici, salgıları artırıcı, kasları büzücü, hafızayı kuvvetlendirici ve kalp atışlarını yavaşlatıcı özelliklere sahiptir.  Araştırmalar:  1) Dr.Kleinwâchter 1964’de Prag hapisanesindeki üç mahkumun likör zannederek Atropin-damlası (Güzelavrat otu tentürü) içerek zehi-rlenen kişiler üzerinde Kalabar baklası ile göz kliniğinde bir deney yapmış ve neticede ölümden kurtarmıştır. (A.A.J.716) 2) D.rMary Walker 1934 Greenwich hastanesinde yaptığı bir araştırma sonucu Kalabar baklasının birleşimindeki Physostigmin’in kaslardaki yorgunluk ve zafiyeti (Myosthenina) önlediğini tespit etmiş ve hasta¬ları üzerinde uygulamıştır. (A.A.J.717) Kullanılması: Araştırmalara göre günümüzde Kalabar baklası physo-stigmin elde etmek içi yetiştirilir. Physostigmin başta; Göz hastalıkları özellikle de miotikum (gözbebeklerini büzücü) ilaç yapımında kullanılır.  Açıklama: Physostigmin göz damarlarına ancak % 0,2 oranında katıla¬bilir zira % 1’i dahi öldürücü olabilir. Physostgmin kolinesterazın (chlinesterase) çoğalmasını önler ve dolaylı olarak göz bebeğini küçültür, böylece göz içinde glokom (karasu) oluşmasını önler ve de gözdeki iç basıncı azalır. Uzun süre kullanılması halinde etkisinin azal¬ması söz konusu olacağından jaborandiden elde edilen bir başka miyotik (gözbebeğini büzücü) olan pilocarpin’le birlikte kullanılması daha uygundur. Physostigminin bir diğer özelliğiise Güzelavrat otundan elde edilen tentür veya atropin damlasından dolayı ortaya çıkan zehirlenmeler ve Curare Ok zehiri (Güney Amerika’da avcıların oklarına sürdükleri zehirli maddeler, bu kargabükenden elde edilir) ile zehirlenmelere karşı kullanılır. Ayrıca atropin, scopolamin ve phenothiazinen gibi maddelerle zehirlenmelerde ilk akla gelen panzehir physostgmindir, bu nedenle bu panzehir hemen hemen bütün hastanelerde bulunur. Physostigmin beyine etki ederek burada üretilen asetilkolinin azalmasını ve çözülmesini önler ve de dolaylı olarak yaşlılarda görülen bunamayı önler. Fakat bu konuda henüz bir ilaç imal edilmemiştir. Bu konuda detaylı bir klinik araştırması şarttır. Yan tesirleri: Kalabar baklasından elde dilen Physostigmin (Eserin) çok zehirli olup 1mg’ı dahi öldürücü derecede tehlikelidir. Bu nedenle çok dikkat edilmesi gerekir ve zaten yukarıdaki ilaçların göz doktorları tara-fından yazılması icap eder. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
modakombinnet-blog · 9 years ago
Text
Kakule ve Kakulenin Faydaları
Kakule Baharatı Son yıllarda mutfakların gözde baharat çeşidi arasında yerini alan kakule pek çok faydası ile de tercih sebebi haline gelmiştir. Ülkemizde yeni yeni adını duyuran kakule baharatı çok az ülkede...
yazının ve fotoğrafların devamı için Kakule ve Kakulenin Faydaları adresini veya ModaKombin.net'i ziyaret edebilirsiniz.
0 notes
gurmeaktar · 2 years ago
Text
Kepse Baharatı 50 gr
Kepse Baharatı 50 gr
Kepse Baharatı 50 gr Kepse Baharatı 50 gr Orijinal Kabsa En yaygın biçimde kepse pilavı yapımında kullanılan karışık baharattır. Orijinal tarif ve oranla hazırlanan kepsenin içinde zerdeçal, yenibahar, köri, karabiber, lumi (siyah kuru limon), karanfil, kakule, defne, kırmızı biber bulunur. Yüksek aromalı leziz bir baharat karışımıdır.
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
KAKULE Çok Yıllık | 3-4m | 1-5 Aylar | Ca,Ho,Na | Tohumu, Yağı Kakule, Kardamom, Eletteria cardamamum (L) Kâkule Kardamomen WHITE et MATOB Malabar kakulesi Syn: Alpina cardamomum ROXB. Amomum cardamomum ROXB. Familyası: Zencefilgillerden, Ingergewâchse, Zingiberaceae Drugları: Kakule meyvesi; Cardamomi fructus Kakule Uçucu yağı; Cardamomi aetheroleum Kakule meyvesi çay, tentür, baharat ve natürel ilaç yapımında, eter yağı ise Aromaterapisinde ve mutfakta kullanılır. Giriş: Kakulenin oldukça çok alt türü mevcuttur ve bunlardan Büyük Kakule;İ Eletteria major SMITH, bunun meyveleri 3-4cm uzunluğunda olduğundan Uzun Kakule diye de anılır. Bangel Kakulesi; Eletteria aro-maticum (Amomum aromaticum) ROXB. Ve Süs bitkisi olarak yetiştirilen Eletteria serrula gibi türler mevcuttur. Fakat bunlardan sadece Malabar Kakulesi olarak bilinen Eletteria cardamomum türü en kaliteli ve en yaygın olarak yetiştirilen türdür. Malabar Kakulesinin birçok ülkede kültür bitkisi olarak yetiştirilmesinin nedeni ile yetiştiği yöreye farklılık gösterir. Botanik: Vatanı Hindistan’ın Güneybatısı yani Malabar bölgesi yetiştiği yöre nedeniyle de Malabar Kakulesi diye anılır. Kakule genellikle 500-1500m yüksekliğindeki nemli topraklarda yabani olarak yetişen Kakule günümüzde Sri Lanka, Endonezya, Guetamala ve Güneydoğu Pakistan’ da yetiştirilir. Kakule 3-4m boyunda, bir kök üzerinde 5-20adet gövde topluca bir arada bulunabilir. Yaprakları 40-70cm uzunluğunda 5-10cm eninde eliptik veya mızrak şeklinde, kenarları çok hafif dalgalı üzeri paralel damarlı ve koyu yeşil renklidir. Yapraklarının sap kısmı normal sap şeklinde değil, gövdenin etrafında sarılmış bir boru şeklindedir. Çi¬çekleri 40-60cm uzunluğundaki bir sap üzerinde, salkım şeklinde dizilmiş olup çiçek açmadan önce tomurcukları beyaz bir kapak yaprakla kaplıdır. Çiçekleri açılınca kapak yaprak üstte, taç yaprak altta kalır ve taç yaprağın içi çizgi çizgi ve de ortada beyaz bir göbek mevcuttur. Meyveleri 0,8-2cm uzunluğunda, 0,5-1cm kalınlığında, yumurta veya eliptik şekilde, içi üç bölümlü, her bölümde 4-6adet siyah ve değişik formda tohumdan meydana gelir. Meyve kabuğu ince beyaz, açık yeşil, yeşil, açık sarı veya saman sarısı renktedir.  Hasat zamanı: Kakule genellikle Ocak-Mayıs ayları arasında çiçek açar fakat Aralık’a kadar da çiçek açtığı olur ve meyvelerinin olgunlaşması aylar alır ve meyveleri tam olgunlaşmadan toplanarak kurutulur. Şayet zamanında toplanmaz ise olgunlaşan meyveleri çatlar ve tohumlar çevreye dağılır. Yetiştirilmesi: Sıcak ve nemli iklimde gelişmesi nedeni ile Türkiye’de ancak botanik bahçelerde yetiştirilebilir. Birleşimi: Kakule tohumunun birleşimindeki en önemli madde eter yağları (Uçucu yağları) %3-8olup, bu da bitkinin yetiştiği ülkeye hatta bölgeye göre oldukça çok farklılık gösterir. Guetamala ve Sri Lanka gibi ekvatora yakın ülkelerde 1,8 Cineol, %20-35 iken, Terpinylacetat %45-55 arasındadır. Malabar gibi hafif ekvatordan uzak olan yörelerde ise 1,8 Cineol %40-50 iken Terpinylacetat ise %35-40 arasındadır. Kakulenin damıtılması ile elde edilen eter yağı ile soğuk baskı ile elde edilen eter yağı farklılık göstermektedir. Çünkü damıtma sonucu bir kısım Terpinylacetat’ın oksitlenerek p-Cymen’e dönüştüğpü tespit edilmiştir. Bu nedenle soğuk baskı ile elde edilen Kakule yağı damıtma ile elde edilenden üstündür. Hindistan’ın genelinden elde edilen Kakule yağında %35-38, 1,8 Cineol, %30-33 Terpinylacetat, %10-13 Limonen ve az miktarda Linalool, Sabinen, Terpineol içerir. Ayrıca %20-40 Nişasta, %10 Protein, %5 Şeker, %2-4 Sabit yağ, az miktarda mineraller ve vitaminlerden A, B ve C içerir. Araştırmalar: Henüz yeterli araştırma yapılamamıştır. Kendi tecrübeme göre mide ve bağırsak şişkinliği (gaz) ve hazımsızlığa karşı en iyi Şifalı bitkilerden biri de Kakuledir. Karnınız davul gibi şiş de olsa 5-6 Kakule meyvesinden yapılacak bir çay veya çiğneme şişkinliği hemen indirir. Denerseniz sizde bunu fark edersiniz. Ben iki haftadır Kakule çiğniyorum ve farkı gördüm. (18.05.1999) Tesir şekli: Gaz söktürücü, iştah açıcı, aroma verici, kramp çözücü, sal-gı¬ları artırıcı, antimikotik (mantarları öldürücü), antibakteriyel (mikropları öldürücü) etkilere sahiptir. Kullanılması:  a) Komisyon E’ye göre hazımsızlık rahatsızlıklarına karşı kullanılır. b) Aromaterapisinde; Gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, idrar artırıcı ve cinsel gücü artırıcı olarak kullanılır.  c) Halk arasında başta; sindirim rahatsızlıklarından şişkinlik, hazımsız¬lık, iştahsızlık, mide ve bağırsak krampları, ağız kokusu, bulantı ve kusmaya karşı kullanılır. Kakule her ülkede farklı farklı kullanılmak¬ta-dır. Çinliler hemen her türlü rahatsızlığa karşı, Hintliler başta baharat olarak, Suudi Arabistan’da kahveye tat vermek için katılır, Avrupa’da ise liköre aroma vermesi için katılır. Ayrıca kuru pasta, sucuk gibi çok çeşitli maddeleri konser edici (bozulmasını önleyici) baharatlardan biridir. Uzmanlar ağız kokusuna akrşı sakız yerine Kakule çiğnenme¬sini tavsiye etmektedirler ve ayrıca hafızayı kuvvetlendirici özelliğe sahiptir. Ayrıca Roemheld-Syndrom olarak bilinen mide ve bağırsak-lar¬daki şişkinliğin diyaframı yukarı kaldırması ve bununda kalbi sıkış-tırması haline karşı kullanılır. Cinsel gücü kuvvetlendirdiği, yorgunluk ve halsizliği giderdiği ve de düşünceleri değiştirdiği iddia edilmek¬tedir. Bu konularda detaylı bir araştırma mevcut değildir.  Çayı: Her bardak çay (200-300ml) için bir kahve kaşığı Kakule demliğe konur ve üzerine kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bıra-kıldıktan sonra süzülerek içilir. Şayet kaynatılır ise birleşiminin eter yağı buharlaşarak yok olur, kesinlikle kaynatılmaz. Çay Harmanları Gökçek Safra çayı; >20 gr Kırlangıç otu >20 gr Kakule  >20 gr Şahtere >30 gr Hindiba otu ve kökü >10 gr Nane yaprağı Gökçek Mide asidi yetersizliğine karşı çay; >20 gr Ravent kökü >20 gr Kakule meyvesi >20 gr Mübarek otu >20 gr Zencefil kökü >10 gr Tarçın kabuğu >10 gr Havlıcan kökü Gökçek Şişkinlik çayı; >25 gr Kimyon tohumu >25 gr Rezene tohumu >25 gr Kakule tohumu >25 gr Anason tohumu Gökçek Sindirim ve şişkinlik çayı; >30 gr Kakule >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Rezene tohumu >10 gr Kantaron otu Baharatı: Özellikle çorbalar, etli ve balıklı yemekler, pastalar ve kom-postolara katılır ise hem sindirimi kolaylaştırır hem de güzel bir aroma verir. Kakule yemek kaynarken değil ocaktan indirildikten sonra kakule meyvesi veya eter yağı katılmalıdır. Aksi halde birleşimindeki eter yağı buharlaşarak yok olur.  Aromaterapisi: Su buharı destilasyonu ile elde edilen eter yağı (uçucu yağı) gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, cinsel gücü artırıcı, idrar attırıcı özellikleri nedeni ile yemeklere 2-3damla damlatılır. Yan tesirleri: Kakulenin bilinen bir yan tesiri yoktur.  Sarmaşık | 5-15m | 6-8 Aylar | Na | Tohumları | Çok Çok Zehirli Kalabar baklası, Calabar , Physostigma venenosum BALF. Kalabar Calabar bohnen  Calabar Familyası: Baklagillerden, Schmetterlingblütengewaechse, Fabaceae (Leguminosae)  Drugları: Kalabar baklası; Calbar semen Kalabar baklasının çok zehirli olması nedeni ile çayı içilemez ve sadece natürel ilaç yapımında kullanılır.  Giriş: Eskiden başta Nijerya, Gabun ve Kamerun gibi ülkelerde suçlulara Kalabar baklası yedirilir, şayet suçlu ölürse, suçluluğu isabet etmiş olur, eğer ölmez ise suçsuz olduğuna kanaat getirilirdi. Sadece Nijerya’nın bir eyaletinde bir yılda 120 kişinin Kalabar ile öldürüldüğü İngiliz asıllı misyoner (Daniell 1846) tarafından tespit edilmiştir. İngiliz hükümeti ile Nijerya arasında Kalabar baklasının kullanımı her ne şekilde olursa olsun yasaklanması için anlaşma yapılmıştır. Günümüzde Kalabar baklası hü-kümetlerin denetiminde özel olarak yetiştirilmekte ve bunların büyük bir kısmı physostigma elde etmek için ekstresi yapılmaktadır.  Botanik: Vatanı Nijerya, Gabun ve Kamerun olup zamanla önce Orta batı Afrika ülkelerinden Kongo’dan Sierra Leone kadar geniş bir alana yayılmış, sonra Brezilya ve Hindistan’da kültür bitkisi olarak yetiştiril¬meye başlanmıştır. Kalabar boyu 15 metreyi bulan çok yıllık sürekli yeşil bir sarmaşık olup, çevresindeki ağaçlara tırmanarak yaşar. Yaprakları üçlü olarak bir arada bulunur, ortasındaki yaprak yumurta şeklinde, uca doğru hafif sivrice, yandaki yapraklar kalp veya yumurta şeklinde, 10-15cm uzunluğunda, 5-8cm genişliğinde, sapı 5-10cm uzunluğunda ve yeşil renklidir. Çiçekleri yaprak sapı dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde oldukça sık bir şekilde dizilmiş olup, her biri hafif geri doğru kıvrık şe¬kilde dizilmiş, pembe, kırmızı veya kiraz rengindedir. Meyveleri 10-15cm uzunluğunda 3-5cm genişliğinde fasulye meyvesi şeklinde içinde 1-3adet böbrek şeklinde 2-3cm uzunluğunda 1-1,5cm eninde koyu kahve ren¬gimsi veya siyah içi beyaz tohumlara sahiptir.  Hasat zamanı: Ekvatorun kuzeyindeki tropik ülkelerde Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında olgunlaşan Kalabar kapsülleri toplanarak içindeki baklaları çıkarılır ve kurutulur. Kalabar baklasının birleşimindeki physostigin ve diğerleri damıtılarak veya ekstresi yapılarak elde edilir ve natürel ilaç yapımında kullanılır.  Yetiştirilmesi: Türkiye’de ancak botanik bahçelerde ve özel şartlarda yetiştirilebilir, bu nedenle ekonomik değildir.  Birleşimi: Birleşimindeki en önemli madde Alkaloit türevleri %0,1-0,5 oranında olup bunlardan bazıları şunlardır; (-)-Phsostigmin, (+)-Phsostigmin, (-)-Norphsostigmin, Genserin ve az miktarda (-)-Eseramin ve (-)-Physovenin’i sayabiliriz. Ayrıca Reçine, Proteinler ve Eterik yağ içerir.  Tesir şekli: Göz bebeklerini büyütücü (miyotik), bağırsakları hareket-lendirici (peristaltik), terletici, salgıları artırıcı, kasları büzücü, hafızayı kuvvetlendirici ve kalp atışlarını yavaşlatıcı özelliklere sahiptir.  Araştırmalar:  1) Dr.Kleinwâchter 1964’de Prag hapisanesindeki üç mahkumun likör zannederek Atropin-damlası (Güzelavrat otu tentürü) içerek zehi-rlenen kişiler üzerinde Kalabar baklası ile göz kliniğinde bir deney yapmış ve neticede ölümden kurtarmıştır. (A.A.J.716) 2) D.rMary Walker 1934 Greenwich hastanesinde yaptığı bir araştırma sonucu Kalabar baklasının birleşimindeki Physostigmin’in kaslardaki yorgunluk ve zafiyeti (Myosthenina) önlediğini tespit etmiş ve hasta¬ları üzerinde uygulamıştır. (A.A.J.717) Kullanılması: Araştırmalara göre günümüzde Kalabar baklası physo-stigmin elde etmek içi yetiştirilir. Physostigmin başta; Göz hastalıkları özellikle de miotikum (gözbebeklerini büzücü) ilaç yapımında kullanılır.  Açıklama: Physostigmin göz damarlarına ancak % 0,2 oranında katıla¬bilir zira % 1’i dahi öldürücü olabilir. Physostgmin kolinesterazın (chlinesterase) çoğalmasını önler ve dolaylı olarak göz bebeğini küçültür, böylece göz içinde glokom (karasu) oluşmasını önler ve de gözdeki iç basıncı azalır. Uzun süre kullanılması halinde etkisinin azal¬ması söz konusu olacağından jaborandiden elde edilen bir başka miyotik (gözbebeğini büzücü) olan pilocarpin’le birlikte kullanılması daha uygundur. Physostigminin bir diğer özelliğiise Güzelavrat otundan elde edilen tentür veya atropin damlasından dolayı ortaya çıkan zehirlenmeler ve Curare Ok zehiri (Güney Amerika’da avcıların oklarına sürdükleri zehirli maddeler, bu kargabükenden elde edilir) ile zehirlenmelere karşı kullanılır. Ayrıca atropin, scopolamin ve phenothiazinen gibi maddelerle zehirlenmelerde ilk akla gelen panzehir physostgmindir, bu nedenle bu panzehir hemen hemen bütün hastanelerde bulunur. Physostigmin beyine etki ederek burada üretilen asetilkolinin azalmasını ve çözülmesini önler ve de dolaylı olarak yaşlılarda görülen bunamayı önler. Fakat bu konuda henüz bir ilaç imal edilmemiştir. Bu konuda detaylı bir klinik araştırması şarttır. Yan tesirleri: Kalabar baklasından elde dilen Physostigmin (Eserin) çok zehirli olup 1mg’ı dahi öldürücü derecede tehlikelidir. Bu nedenle çok dikkat edilmesi gerekir ve zaten yukarıdaki ilaçların göz doktorları tara-fından yazılması icap eder. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
KAKULE Çok Yıllık | 3-4m | 1-5 Aylar | Ca,Ho,Na | Tohumu, Yağı Kakule, Kardamom, Eletteria cardamamum (L) Kâkule Kardamomen WHITE et MATOB Malabar kakulesi Syn: Alpina cardamomum ROXB. Amomum cardamomum ROXB. Familyası: Zencefilgillerden, Ingergewâchse, Zingiberaceae Drugları: Kakule meyvesi; Cardamomi fructus Kakule Uçucu yağı; Cardamomi aetheroleum Kakule meyvesi çay, tentür, baharat ve natürel ilaç yapımında, eter yağı ise Aromaterapisinde ve mutfakta kullanılır. Giriş: Kakulenin oldukça çok alt türü mevcuttur ve bunlardan Büyük Kakule;İ Eletteria major SMITH, bunun meyveleri 3-4cm uzunluğunda olduğundan Uzun Kakule diye de anılır. Bangel Kakulesi; Eletteria aro-maticum (Amomum aromaticum) ROXB. Ve Süs bitkisi olarak yetiştirilen Eletteria serrula gibi türler mevcuttur. Fakat bunlardan sadece Malabar Kakulesi olarak bilinen Eletteria cardamomum türü en kaliteli ve en yaygın olarak yetiştirilen türdür. Malabar Kakulesinin birçok ülkede kültür bitkisi olarak yetiştirilmesinin nedeni ile yetiştiği yöreye farklılık gösterir. Botanik: Vatanı Hindistan’ın Güneybatısı yani Malabar bölgesi yetiştiği yöre nedeniyle de Malabar Kakulesi diye anılır. Kakule genellikle 500-1500m yüksekliğindeki nemli topraklarda yabani olarak yetişen Kakule günümüzde Sri Lanka, Endonezya, Guetamala ve Güneydoğu Pakistan’ da yetiştirilir. Kakule 3-4m boyunda, bir kök üzerinde 5-20adet gövde topluca bir arada bulunabilir. Yaprakları 40-70cm uzunluğunda 5-10cm eninde eliptik veya mızrak şeklinde, kenarları çok hafif dalgalı üzeri paralel damarlı ve koyu yeşil renklidir. Yapraklarının sap kısmı normal sap şeklinde değil, gövdenin etrafında sarılmış bir boru şeklindedir. Çi¬çekleri 40-60cm uzunluğundaki bir sap üzerinde, salkım şeklinde dizilmiş olup çiçek açmadan önce tomurcukları beyaz bir kapak yaprakla kaplıdır. Çiçekleri açılınca kapak yaprak üstte, taç yaprak altta kalır ve taç yaprağın içi çizgi çizgi ve de ortada beyaz bir göbek mevcuttur. Meyveleri 0,8-2cm uzunluğunda, 0,5-1cm kalınlığında, yumurta veya eliptik şekilde, içi üç bölümlü, her bölümde 4-6adet siyah ve değişik formda tohumdan meydana gelir. Meyve kabuğu ince beyaz, açık yeşil, yeşil, açık sarı veya saman sarısı renktedir.  Hasat zamanı: Kakule genellikle Ocak-Mayıs ayları arasında çiçek açar fakat Aralık’a kadar da çiçek açtığı olur ve meyvelerinin olgunlaşması aylar alır ve meyveleri tam olgunlaşmadan toplanarak kurutulur. Şayet zamanında toplanmaz ise olgunlaşan meyveleri çatlar ve tohumlar çevreye dağılır. Yetiştirilmesi: Sıcak ve nemli iklimde gelişmesi nedeni ile Türkiye’de ancak botanik bahçelerde yetiştirilebilir. Birleşimi: Kakule tohumunun birleşimindeki en önemli madde eter yağları (Uçucu yağları) %3-8olup, bu da bitkinin yetiştiği ülkeye hatta bölgeye göre oldukça çok farklılık gösterir. Guetamala ve Sri Lanka gibi ekvatora yakın ülkelerde 1,8 Cineol, %20-35 iken, Terpinylacetat %45-55 arasındadır. Malabar gibi hafif ekvatordan uzak olan yörelerde ise 1,8 Cineol %40-50 iken Terpinylacetat ise %35-40 arasındadır. Kakulenin damıtılması ile elde edilen eter yağı ile soğuk baskı ile elde edilen eter yağı farklılık göstermektedir. Çünkü damıtma sonucu bir kısım Terpinylacetat’ın oksitlenerek p-Cymen’e dönüştüğpü tespit edilmiştir. Bu nedenle soğuk baskı ile elde edilen Kakule yağı damıtma ile elde edilenden üstündür. Hindistan’ın genelinden elde edilen Kakule yağında %35-38, 1,8 Cineol, %30-33 Terpinylacetat, %10-13 Limonen ve az miktarda Linalool, Sabinen, Terpineol içerir. Ayrıca %20-40 Nişasta, %10 Protein, %5 Şeker, %2-4 Sabit yağ, az miktarda mineraller ve vitaminlerden A, B ve C içerir. Araştırmalar: Henüz yeterli araştırma yapılamamıştır. Kendi tecrübeme göre mide ve bağırsak şişkinliği (gaz) ve hazımsızlığa karşı en iyi Şifalı bitkilerden biri de Kakuledir. Karnınız davul gibi şiş de olsa 5-6 Kakule meyvesinden yapılacak bir çay veya çiğneme şişkinliği hemen indirir. Denerseniz sizde bunu fark edersiniz. Ben iki haftadır Kakule çiğniyorum ve farkı gördüm. (18.05.1999) Tesir şekli: Gaz söktürücü, iştah açıcı, aroma verici, kramp çözücü, sal-gı¬ları artırıcı, antimikotik (mantarları öldürücü), antibakteriyel (mikropları öldürücü) etkilere sahiptir. Kullanılması:  a) Komisyon E’ye göre hazımsızlık rahatsızlıklarına karşı kullanılır. b) Aromaterapisinde; Gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, idrar artırıcı ve cinsel gücü artırıcı olarak kullanılır.  c) Halk arasında başta; sindirim rahatsızlıklarından şişkinlik, hazımsız¬lık, iştahsızlık, mide ve bağırsak krampları, ağız kokusu, bulantı ve kusmaya karşı kullanılır. Kakule her ülkede farklı farklı kullanılmak¬ta-dır. Çinliler hemen her türlü rahatsızlığa karşı, Hintliler başta baharat olarak, Suudi Arabistan’da kahveye tat vermek için katılır, Avrupa’da ise liköre aroma vermesi için katılır. Ayrıca kuru pasta, sucuk gibi çok çeşitli maddeleri konser edici (bozulmasını önleyici) baharatlardan biridir. Uzmanlar ağız kokusuna akrşı sakız yerine Kakule çiğnenme¬sini tavsiye etmektedirler ve ayrıca hafızayı kuvvetlendirici özelliğe sahiptir. Ayrıca Roemheld-Syndrom olarak bilinen mide ve bağırsak-lar¬daki şişkinliğin diyaframı yukarı kaldırması ve bununda kalbi sıkış-tırması haline karşı kullanılır. Cinsel gücü kuvvetlendirdiği, yorgunluk ve halsizliği giderdiği ve de düşünceleri değiştirdiği iddia edilmek¬tedir. Bu konularda detaylı bir araştırma mevcut değildir.  Çayı: Her bardak çay (200-300ml) için bir kahve kaşığı Kakule demliğe konur ve üzerine kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bıra-kıldıktan sonra süzülerek içilir. Şayet kaynatılır ise birleşiminin eter yağı buharlaşarak yok olur, kesinlikle kaynatılmaz. Çay Harmanları Gökçek Safra çayı; >20 gr Kırlangıç otu >20 gr Kakule  >20 gr Şahtere >30 gr Hindiba otu ve kökü >10 gr Nane yaprağı Gökçek Mide asidi yetersizliğine karşı çay; >20 gr Ravent kökü >20 gr Kakule meyvesi >20 gr Mübarek otu >20 gr Zencefil kökü >10 gr Tarçın kabuğu >10 gr Havlıcan kökü Gökçek Şişkinlik çayı; >25 gr Kimyon tohumu >25 gr Rezene tohumu >25 gr Kakule tohumu >25 gr Anason tohumu Gökçek Sindirim ve şişkinlik çayı; >30 gr Kakule >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Rezene tohumu >10 gr Kantaron otu Baharatı: Özellikle çorbalar, etli ve balıklı yemekler, pastalar ve kom-postolara katılır ise hem sindirimi kolaylaştırır hem de güzel bir aroma verir. Kakule yemek kaynarken değil ocaktan indirildikten sonra kakule meyvesi veya eter yağı katılmalıdır. Aksi halde birleşimindeki eter yağı buharlaşarak yok olur.  Aromaterapisi: Su buharı destilasyonu ile elde edilen eter yağı (uçucu yağı) gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, cinsel gücü artırıcı, idrar attırıcı özellikleri nedeni ile yemeklere 2-3damla damlatılır. Yan tesirleri: Kakulenin bilinen bir yan tesiri yoktur.  Sarmaşık | 5-15m | 6-8 Aylar | Na | Tohumları | Çok Çok Zehirli Kalabar baklası, Calabar , Physostigma venenosum BALF. Kalabar Calabar bohnen  Calabar Familyası: Baklagillerden, Schmetterlingblütengewaechse, Fabaceae (Leguminosae)  Drugları: Kalabar baklası; Calbar semen Kalabar baklasının çok zehirli olması nedeni ile çayı içilemez ve sadece natürel ilaç yapımında kullanılır.  Giriş: Eskiden başta Nijerya, Gabun ve Kamerun gibi ülkelerde suçlulara Kalabar baklası yedirilir, şayet suçlu ölürse, suçluluğu isabet etmiş olur, eğer ölmez ise suçsuz olduğuna kanaat getirilirdi. Sadece Nijerya’nın bir eyaletinde bir yılda 120 kişinin Kalabar ile öldürüldüğü İngiliz asıllı misyoner (Daniell 1846) tarafından tespit edilmiştir. İngiliz hükümeti ile Nijerya arasında Kalabar baklasının kullanımı her ne şekilde olursa olsun yasaklanması için anlaşma yapılmıştır. Günümüzde Kalabar baklası hü-kümetlerin denetiminde özel olarak yetiştirilmekte ve bunların büyük bir kısmı physostigma elde etmek için ekstresi yapılmaktadır.  Botanik: Vatanı Nijerya, Gabun ve Kamerun olup zamanla önce Orta batı Afrika ülkelerinden Kongo’dan Sierra Leone kadar geniş bir alana yayılmış, sonra Brezilya ve Hindistan’da kültür bitkisi olarak yetiştiril¬meye başlanmıştır. Kalabar boyu 15 metreyi bulan çok yıllık sürekli yeşil bir sarmaşık olup, çevresindeki ağaçlara tırmanarak yaşar. Yaprakları üçlü olarak bir arada bulunur, ortasındaki yaprak yumurta şeklinde, uca doğru hafif sivrice, yandaki yapraklar kalp veya yumurta şeklinde, 10-15cm uzunluğunda, 5-8cm genişliğinde, sapı 5-10cm uzunluğunda ve yeşil renklidir. Çiçekleri yaprak sapı dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde oldukça sık bir şekilde dizilmiş olup, her biri hafif geri doğru kıvrık şe¬kilde dizilmiş, pembe, kırmızı veya kiraz rengindedir. Meyveleri 10-15cm uzunluğunda 3-5cm genişliğinde fasulye meyvesi şeklinde içinde 1-3adet böbrek şeklinde 2-3cm uzunluğunda 1-1,5cm eninde koyu kahve ren¬gimsi veya siyah içi beyaz tohumlara sahiptir.  Hasat zamanı: Ekvatorun kuzeyindeki tropik ülkelerde Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında olgunlaşan Kalabar kapsülleri toplanarak içindeki baklaları çıkarılır ve kurutulur. Kalabar baklasının birleşimindeki physostigin ve diğerleri damıtılarak veya ekstresi yapılarak elde edilir ve natürel ilaç yapımında kullanılır.  Yetiştirilmesi: Türkiye’de ancak botanik bahçelerde ve özel şartlarda yetiştirilebilir, bu nedenle ekonomik değildir.  Birleşimi: Birleşimindeki en önemli madde Alkaloit türevleri %0,1-0,5 oranında olup bunlardan bazıları şunlardır; (-)-Phsostigmin, (+)-Phsostigmin, (-)-Norphsostigmin, Genserin ve az miktarda (-)-Eseramin ve (-)-Physovenin’i sayabiliriz. Ayrıca Reçine, Proteinler ve Eterik yağ içerir.  Tesir şekli: Göz bebeklerini büyütücü (miyotik), bağırsakları hareket-lendirici (peristaltik), terletici, salgıları artırıcı, kasları büzücü, hafızayı kuvvetlendirici ve kalp atışlarını yavaşlatıcı özelliklere sahiptir.  Araştırmalar:  1) Dr.Kleinwâchter 1964’de Prag hapisanesindeki üç mahkumun likör zannederek Atropin-damlası (Güzelavrat otu tentürü) içerek zehi-rlenen kişiler üzerinde Kalabar baklası ile göz kliniğinde bir deney yapmış ve neticede ölümden kurtarmıştır. (A.A.J.716) 2) D.rMary Walker 1934 Greenwich hastanesinde yaptığı bir araştırma sonucu Kalabar baklasının birleşimindeki Physostigmin’in kaslardaki yorgunluk ve zafiyeti (Myosthenina) önlediğini tespit etmiş ve hasta¬ları üzerinde uygulamıştır. (A.A.J.717) Kullanılması: Araştırmalara göre günümüzde Kalabar baklası physo-stigmin elde etmek içi yetiştirilir. Physostigmin başta; Göz hastalıkları özellikle de miotikum (gözbebeklerini büzücü) ilaç yapımında kullanılır.  Açıklama: Physostigmin göz damarlarına ancak % 0,2 oranında katıla¬bilir zira % 1’i dahi öldürücü olabilir. Physostgmin kolinesterazın (chlinesterase) çoğalmasını önler ve dolaylı olarak göz bebeğini küçültür, böylece göz içinde glokom (karasu) oluşmasını önler ve de gözdeki iç basıncı azalır. Uzun süre kullanılması halinde etkisinin azal¬ması söz konusu olacağından jaborandiden elde edilen bir başka miyotik (gözbebeğini büzücü) olan pilocarpin’le birlikte kullanılması daha uygundur. Physostigminin bir diğer özelliğiise Güzelavrat otundan elde edilen tentür veya atropin damlasından dolayı ortaya çıkan zehirlenmeler ve Curare Ok zehiri (Güney Amerika’da avcıların oklarına sürdükleri zehirli maddeler, bu kargabükenden elde edilir) ile zehirlenmelere karşı kullanılır. Ayrıca atropin, scopolamin ve phenothiazinen gibi maddelerle zehirlenmelerde ilk akla gelen panzehir physostgmindir, bu nedenle bu panzehir hemen hemen bütün hastanelerde bulunur. Physostigmin beyine etki ederek burada üretilen asetilkolinin azalmasını ve çözülmesini önler ve de dolaylı olarak yaşlılarda görülen bunamayı önler. Fakat bu konuda henüz bir ilaç imal edilmemiştir. Bu konuda detaylı bir klinik araştırması şarttır. Yan tesirleri: Kalabar baklasından elde dilen Physostigmin (Eserin) çok zehirli olup 1mg’ı dahi öldürücü derecede tehlikelidir. Bu nedenle çok dikkat edilmesi gerekir ve zaten yukarıdaki ilaçların göz doktorları tara-fından yazılması icap eder. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
KAKULE Çok Yıllık | 3-4m | 1-5 Aylar | Ca,Ho,Na | Tohumu, Yağı Kakule, Kardamom, Eletteria cardamamum (L) Kâkule Kardamomen WHITE et MATOB Malabar kakulesi Syn: Alpina cardamomum ROXB. Amomum cardamomum ROXB. Familyası: Zencefilgillerden, Ingergewâchse, Zingiberaceae Drugları: Kakule meyvesi; Cardamomi fructus Kakule Uçucu yağı; Cardamomi aetheroleum Kakule meyvesi çay, tentür, baharat ve natürel ilaç yapımında, eter yağı ise Aromaterapisinde ve mutfakta kullanılır. Giriş: Kakulenin oldukça çok alt türü mevcuttur ve bunlardan Büyük Kakule;İ Eletteria major SMITH, bunun meyveleri 3-4cm uzunluğunda olduğundan Uzun Kakule diye de anılır. Bangel Kakulesi; Eletteria aro-maticum (Amomum aromaticum) ROXB. Ve Süs bitkisi olarak yetiştirilen Eletteria serrula gibi türler mevcuttur. Fakat bunlardan sadece Malabar Kakulesi olarak bilinen Eletteria cardamomum türü en kaliteli ve en yaygın olarak yetiştirilen türdür. Malabar Kakulesinin birçok ülkede kültür bitkisi olarak yetiştirilmesinin nedeni ile yetiştiği yöreye farklılık gösterir. Botanik: Vatanı Hindistan’ın Güneybatısı yani Malabar bölgesi yetiştiği yöre nedeniyle de Malabar Kakulesi diye anılır. Kakule genellikle 500-1500m yüksekliğindeki nemli topraklarda yabani olarak yetişen Kakule günümüzde Sri Lanka, Endonezya, Guetamala ve Güneydoğu Pakistan’ da yetiştirilir. Kakule 3-4m boyunda, bir kök üzerinde 5-20adet gövde topluca bir arada bulunabilir. Yaprakları 40-70cm uzunluğunda 5-10cm eninde eliptik veya mızrak şeklinde, kenarları çok hafif dalgalı üzeri paralel damarlı ve koyu yeşil renklidir. Yapraklarının sap kısmı normal sap şeklinde değil, gövdenin etrafında sarılmış bir boru şeklindedir. Çi¬çekleri 40-60cm uzunluğundaki bir sap üzerinde, salkım şeklinde dizilmiş olup çiçek açmadan önce tomurcukları beyaz bir kapak yaprakla kaplıdır. Çiçekleri açılınca kapak yaprak üstte, taç yaprak altta kalır ve taç yaprağın içi çizgi çizgi ve de ortada beyaz bir göbek mevcuttur. Meyveleri 0,8-2cm uzunluğunda, 0,5-1cm kalınlığında, yumurta veya eliptik şekilde, içi üç bölümlü, her bölümde 4-6adet siyah ve değişik formda tohumdan meydana gelir. Meyve kabuğu ince beyaz, açık yeşil, yeşil, açık sarı veya saman sarısı renktedir.  Hasat zamanı: Kakule genellikle Ocak-Mayıs ayları arasında çiçek açar fakat Aralık’a kadar da çiçek açtığı olur ve meyvelerinin olgunlaşması aylar alır ve meyveleri tam olgunlaşmadan toplanarak kurutulur. Şayet zamanında toplanmaz ise olgunlaşan meyveleri çatlar ve tohumlar çevreye dağılır. Yetiştirilmesi: Sıcak ve nemli iklimde gelişmesi nedeni ile Türkiye’de ancak botanik bahçelerde yetiştirilebilir. Birleşimi: Kakule tohumunun birleşimindeki en önemli madde eter yağları (Uçucu yağları) %3-8olup, bu da bitkinin yetiştiği ülkeye hatta bölgeye göre oldukça çok farklılık gösterir. Guetamala ve Sri Lanka gibi ekvatora yakın ülkelerde 1,8 Cineol, %20-35 iken, Terpinylacetat %45-55 arasındadır. Malabar gibi hafif ekvatordan uzak olan yörelerde ise 1,8 Cineol %40-50 iken Terpinylacetat ise %35-40 arasındadır. Kakulenin damıtılması ile elde edilen eter yağı ile soğuk baskı ile elde edilen eter yağı farklılık göstermektedir. Çünkü damıtma sonucu bir kısım Terpinylacetat’ın oksitlenerek p-Cymen’e dönüştüğpü tespit edilmiştir. Bu nedenle soğuk baskı ile elde edilen Kakule yağı damıtma ile elde edilenden üstündür. Hindistan’ın genelinden elde edilen Kakule yağında %35-38, 1,8 Cineol, %30-33 Terpinylacetat, %10-13 Limonen ve az miktarda Linalool, Sabinen, Terpineol içerir. Ayrıca %20-40 Nişasta, %10 Protein, %5 Şeker, %2-4 Sabit yağ, az miktarda mineraller ve vitaminlerden A, B ve C içerir. Araştırmalar: Henüz yeterli araştırma yapılamamıştır. Kendi tecrübeme göre mide ve bağırsak şişkinliği (gaz) ve hazımsızlığa karşı en iyi Şifalı bitkilerden biri de Kakuledir. Karnınız davul gibi şiş de olsa 5-6 Kakule meyvesinden yapılacak bir çay veya çiğneme şişkinliği hemen indirir. Denerseniz sizde bunu fark edersiniz. Ben iki haftadır Kakule çiğniyorum ve farkı gördüm. (18.05.1999) Tesir şekli: Gaz söktürücü, iştah açıcı, aroma verici, kramp çözücü, sal-gı¬ları artırıcı, antimikotik (mantarları öldürücü), antibakteriyel (mikropları öldürücü) etkilere sahiptir. Kullanılması:  a) Komisyon E’ye göre hazımsızlık rahatsızlıklarına karşı kullanılır. b) Aromaterapisinde; Gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, idrar artırıcı ve cinsel gücü artırıcı olarak kullanılır.  c) Halk arasında başta; sindirim rahatsızlıklarından şişkinlik, hazımsız¬lık, iştahsızlık, mide ve bağırsak krampları, ağız kokusu, bulantı ve kusmaya karşı kullanılır. Kakule her ülkede farklı farklı kullanılmak¬ta-dır. Çinliler hemen her türlü rahatsızlığa karşı, Hintliler başta baharat olarak, Suudi Arabistan’da kahveye tat vermek için katılır, Avrupa’da ise liköre aroma vermesi için katılır. Ayrıca kuru pasta, sucuk gibi çok çeşitli maddeleri konser edici (bozulmasını önleyici) baharatlardan biridir. Uzmanlar ağız kokusuna akrşı sakız yerine Kakule çiğnenme¬sini tavsiye etmektedirler ve ayrıca hafızayı kuvvetlendirici özelliğe sahiptir. Ayrıca Roemheld-Syndrom olarak bilinen mide ve bağırsak-lar¬daki şişkinliğin diyaframı yukarı kaldırması ve bununda kalbi sıkış-tırması haline karşı kullanılır. Cinsel gücü kuvvetlendirdiği, yorgunluk ve halsizliği giderdiği ve de düşünceleri değiştirdiği iddia edilmek¬tedir. Bu konularda detaylı bir araştırma mevcut değildir.  Çayı: Her bardak çay (200-300ml) için bir kahve kaşığı Kakule demliğe konur ve üzerine kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bıra-kıldıktan sonra süzülerek içilir. Şayet kaynatılır ise birleşiminin eter yağı buharlaşarak yok olur, kesinlikle kaynatılmaz. Çay Harmanları Gökçek Safra çayı; >20 gr Kırlangıç otu >20 gr Kakule  >20 gr Şahtere >30 gr Hindiba otu ve kökü >10 gr Nane yaprağı Gökçek Mide asidi yetersizliğine karşı çay; >20 gr Ravent kökü >20 gr Kakule meyvesi >20 gr Mübarek otu >20 gr Zencefil kökü >10 gr Tarçın kabuğu >10 gr Havlıcan kökü Gökçek Şişkinlik çayı; >25 gr Kimyon tohumu >25 gr Rezene tohumu >25 gr Kakule tohumu >25 gr Anason tohumu Gökçek Sindirim ve şişkinlik çayı; >30 gr Kakule >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Rezene tohumu >10 gr Kantaron otu Baharatı: Özellikle çorbalar, etli ve balıklı yemekler, pastalar ve kom-postolara katılır ise hem sindirimi kolaylaştırır hem de güzel bir aroma verir. Kakule yemek kaynarken değil ocaktan indirildikten sonra kakule meyvesi veya eter yağı katılmalıdır. Aksi halde birleşimindeki eter yağı buharlaşarak yok olur.  Aromaterapisi: Su buharı destilasyonu ile elde edilen eter yağı (uçucu yağı) gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, cinsel gücü artırıcı, idrar attırıcı özellikleri nedeni ile yemeklere 2-3damla damlatılır. Yan tesirleri: Kakulenin bilinen bir yan tesiri yoktur.  Sarmaşık | 5-15m | 6-8 Aylar | Na | Tohumları | Çok Çok Zehirli Kalabar baklası, Calabar , Physostigma venenosum BALF. Kalabar Calabar bohnen  Calabar Familyası: Baklagillerden, Schmetterlingblütengewaechse, Fabaceae (Leguminosae)  Drugları: Kalabar baklası; Calbar semen Kalabar baklasının çok zehirli olması nedeni ile çayı içilemez ve sadece natürel ilaç yapımında kullanılır.  Giriş: Eskiden başta Nijerya, Gabun ve Kamerun gibi ülkelerde suçlulara Kalabar baklası yedirilir, şayet suçlu ölürse, suçluluğu isabet etmiş olur, eğer ölmez ise suçsuz olduğuna kanaat getirilirdi. Sadece Nijerya’nın bir eyaletinde bir yılda 120 kişinin Kalabar ile öldürüldüğü İngiliz asıllı misyoner (Daniell 1846) tarafından tespit edilmiştir. İngiliz hükümeti ile Nijerya arasında Kalabar baklasının kullanımı her ne şekilde olursa olsun yasaklanması için anlaşma yapılmıştır. Günümüzde Kalabar baklası hü-kümetlerin denetiminde özel olarak yetiştirilmekte ve bunların büyük bir kısmı physostigma elde etmek için ekstresi yapılmaktadır.  Botanik: Vatanı Nijerya, Gabun ve Kamerun olup zamanla önce Orta batı Afrika ülkelerinden Kongo’dan Sierra Leone kadar geniş bir alana yayılmış, sonra Brezilya ve Hindistan’da kültür bitkisi olarak yetiştiril¬meye başlanmıştır. Kalabar boyu 15 metreyi bulan çok yıllık sürekli yeşil bir sarmaşık olup, çevresindeki ağaçlara tırmanarak yaşar. Yaprakları üçlü olarak bir arada bulunur, ortasındaki yaprak yumurta şeklinde, uca doğru hafif sivrice, yandaki yapraklar kalp veya yumurta şeklinde, 10-15cm uzunluğunda, 5-8cm genişliğinde, sapı 5-10cm uzunluğunda ve yeşil renklidir. Çiçekleri yaprak sapı dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde oldukça sık bir şekilde dizilmiş olup, her biri hafif geri doğru kıvrık şe¬kilde dizilmiş, pembe, kırmızı veya kiraz rengindedir. Meyveleri 10-15cm uzunluğunda 3-5cm genişliğinde fasulye meyvesi şeklinde içinde 1-3adet böbrek şeklinde 2-3cm uzunluğunda 1-1,5cm eninde koyu kahve ren¬gimsi veya siyah içi beyaz tohumlara sahiptir.  Hasat zamanı: Ekvatorun kuzeyindeki tropik ülkelerde Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında olgunlaşan Kalabar kapsülleri toplanarak içindeki baklaları çıkarılır ve kurutulur. Kalabar baklasının birleşimindeki physostigin ve diğerleri damıtılarak veya ekstresi yapılarak elde edilir ve natürel ilaç yapımında kullanılır.  Yetiştirilmesi: Türkiye’de ancak botanik bahçelerde ve özel şartlarda yetiştirilebilir, bu nedenle ekonomik değildir.  Birleşimi: Birleşimindeki en önemli madde Alkaloit türevleri %0,1-0,5 oranında olup bunlardan bazıları şunlardır; (-)-Phsostigmin, (+)-Phsostigmin, (-)-Norphsostigmin, Genserin ve az miktarda (-)-Eseramin ve (-)-Physovenin’i sayabiliriz. Ayrıca Reçine, Proteinler ve Eterik yağ içerir.  Tesir şekli: Göz bebeklerini büyütücü (miyotik), bağırsakları hareket-lendirici (peristaltik), terletici, salgıları artırıcı, kasları büzücü, hafızayı kuvvetlendirici ve kalp atışlarını yavaşlatıcı özelliklere sahiptir.  Araştırmalar:  1) Dr.Kleinwâchter 1964’de Prag hapisanesindeki üç mahkumun likör zannederek Atropin-damlası (Güzelavrat otu tentürü) içerek zehi-rlenen kişiler üzerinde Kalabar baklası ile göz kliniğinde bir deney yapmış ve neticede ölümden kurtarmıştır. (A.A.J.716) 2) D.rMary Walker 1934 Greenwich hastanesinde yaptığı bir araştırma sonucu Kalabar baklasının birleşimindeki Physostigmin’in kaslardaki yorgunluk ve zafiyeti (Myosthenina) önlediğini tespit etmiş ve hasta¬ları üzerinde uygulamıştır. (A.A.J.717) Kullanılması: Araştırmalara göre günümüzde Kalabar baklası physo-stigmin elde etmek içi yetiştirilir. Physostigmin başta; Göz hastalıkları özellikle de miotikum (gözbebeklerini büzücü) ilaç yapımında kullanılır.  Açıklama: Physostigmin göz damarlarına ancak % 0,2 oranında katıla¬bilir zira % 1’i dahi öldürücü olabilir. Physostgmin kolinesterazın (chlinesterase) çoğalmasını önler ve dolaylı olarak göz bebeğini küçültür, böylece göz içinde glokom (karasu) oluşmasını önler ve de gözdeki iç basıncı azalır. Uzun süre kullanılması halinde etkisinin azal¬ması söz konusu olacağından jaborandiden elde edilen bir başka miyotik (gözbebeğini büzücü) olan pilocarpin’le birlikte kullanılması daha uygundur. Physostigminin bir diğer özelliğiise Güzelavrat otundan elde edilen tentür veya atropin damlasından dolayı ortaya çıkan zehirlenmeler ve Curare Ok zehiri (Güney Amerika’da avcıların oklarına sürdükleri zehirli maddeler, bu kargabükenden elde edilir) ile zehirlenmelere karşı kullanılır. Ayrıca atropin, scopolamin ve phenothiazinen gibi maddelerle zehirlenmelerde ilk akla gelen panzehir physostgmindir, bu nedenle bu panzehir hemen hemen bütün hastanelerde bulunur. Physostigmin beyine etki ederek burada üretilen asetilkolinin azalmasını ve çözülmesini önler ve de dolaylı olarak yaşlılarda görülen bunamayı önler. Fakat bu konuda henüz bir ilaç imal edilmemiştir. Bu konuda detaylı bir klinik araştırması şarttır. Yan tesirleri: Kalabar baklasından elde dilen Physostigmin (Eserin) çok zehirli olup 1mg’ı dahi öldürücü derecede tehlikelidir. Bu nedenle çok dikkat edilmesi gerekir ve zaten yukarıdaki ilaçların göz doktorları tara-fından yazılması icap eder. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
KAKULE Çok Yıllık | 3-4m | 1-5 Aylar | Ca,Ho,Na | Tohumu, Yağı Kakule, Kardamom, Eletteria cardamamum (L) Kâkule Kardamomen WHITE et MATOB Malabar kakulesi Syn: Alpina cardamomum ROXB. Amomum cardamomum ROXB. Familyası: Zencefilgillerden, Ingergewâchse, Zingiberaceae Drugları: Kakule meyvesi; Cardamomi fructus Kakule Uçucu yağı; Cardamomi aetheroleum Kakule meyvesi çay, tentür, baharat ve natürel ilaç yapımında, eter yağı ise Aromaterapisinde ve mutfakta kullanılır. Giriş: Kakulenin oldukça çok alt türü mevcuttur ve bunlardan Büyük Kakule;İ Eletteria major SMITH, bunun meyveleri 3-4cm uzunluğunda olduğundan Uzun Kakule diye de anılır. Bangel Kakulesi; Eletteria aro-maticum (Amomum aromaticum) ROXB. Ve Süs bitkisi olarak yetiştirilen Eletteria serrula gibi türler mevcuttur. Fakat bunlardan sadece Malabar Kakulesi olarak bilinen Eletteria cardamomum türü en kaliteli ve en yaygın olarak yetiştirilen türdür. Malabar Kakulesinin birçok ülkede kültür bitkisi olarak yetiştirilmesinin nedeni ile yetiştiği yöreye farklılık gösterir. Botanik: Vatanı Hindistan’ın Güneybatısı yani Malabar bölgesi yetiştiği yöre nedeniyle de Malabar Kakulesi diye anılır. Kakule genellikle 500-1500m yüksekliğindeki nemli topraklarda yabani olarak yetişen Kakule günümüzde Sri Lanka, Endonezya, Guetamala ve Güneydoğu Pakistan’ da yetiştirilir. Kakule 3-4m boyunda, bir kök üzerinde 5-20adet gövde topluca bir arada bulunabilir. Yaprakları 40-70cm uzunluğunda 5-10cm eninde eliptik veya mızrak şeklinde, kenarları çok hafif dalgalı üzeri paralel damarlı ve koyu yeşil renklidir. Yapraklarının sap kısmı normal sap şeklinde değil, gövdenin etrafında sarılmış bir boru şeklindedir. Çi¬çekleri 40-60cm uzunluğundaki bir sap üzerinde, salkım şeklinde dizilmiş olup çiçek açmadan önce tomurcukları beyaz bir kapak yaprakla kaplıdır. Çiçekleri açılınca kapak yaprak üstte, taç yaprak altta kalır ve taç yaprağın içi çizgi çizgi ve de ortada beyaz bir göbek mevcuttur. Meyveleri 0,8-2cm uzunluğunda, 0,5-1cm kalınlığında, yumurta veya eliptik şekilde, içi üç bölümlü, her bölümde 4-6adet siyah ve değişik formda tohumdan meydana gelir. Meyve kabuğu ince beyaz, açık yeşil, yeşil, açık sarı veya saman sarısı renktedir.  Hasat zamanı: Kakule genellikle Ocak-Mayıs ayları arasında çiçek açar fakat Aralık’a kadar da çiçek açtığı olur ve meyvelerinin olgunlaşması aylar alır ve meyveleri tam olgunlaşmadan toplanarak kurutulur. Şayet zamanında toplanmaz ise olgunlaşan meyveleri çatlar ve tohumlar çevreye dağılır. Yetiştirilmesi: Sıcak ve nemli iklimde gelişmesi nedeni ile Türkiye’de ancak botanik bahçelerde yetiştirilebilir. Birleşimi: Kakule tohumunun birleşimindeki en önemli madde eter yağları (Uçucu yağları) %3-8olup, bu da bitkinin yetiştiği ülkeye hatta bölgeye göre oldukça çok farklılık gösterir. Guetamala ve Sri Lanka gibi ekvatora yakın ülkelerde 1,8 Cineol, %20-35 iken, Terpinylacetat %45-55 arasındadır. Malabar gibi hafif ekvatordan uzak olan yörelerde ise 1,8 Cineol %40-50 iken Terpinylacetat ise %35-40 arasındadır. Kakulenin damıtılması ile elde edilen eter yağı ile soğuk baskı ile elde edilen eter yağı farklılık göstermektedir. Çünkü damıtma sonucu bir kısım Terpinylacetat’ın oksitlenerek p-Cymen’e dönüştüğpü tespit edilmiştir. Bu nedenle soğuk baskı ile elde edilen Kakule yağı damıtma ile elde edilenden üstündür. Hindistan’ın genelinden elde edilen Kakule yağında %35-38, 1,8 Cineol, %30-33 Terpinylacetat, %10-13 Limonen ve az miktarda Linalool, Sabinen, Terpineol içerir. Ayrıca %20-40 Nişasta, %10 Protein, %5 Şeker, %2-4 Sabit yağ, az miktarda mineraller ve vitaminlerden A, B ve C içerir. Araştırmalar: Henüz yeterli araştırma yapılamamıştır. Kendi tecrübeme göre mide ve bağırsak şişkinliği (gaz) ve hazımsızlığa karşı en iyi Şifalı bitkilerden biri de Kakuledir. Karnınız davul gibi şiş de olsa 5-6 Kakule meyvesinden yapılacak bir çay veya çiğneme şişkinliği hemen indirir. Denerseniz sizde bunu fark edersiniz. Ben iki haftadır Kakule çiğniyorum ve farkı gördüm. (18.05.1999) Tesir şekli: Gaz söktürücü, iştah açıcı, aroma verici, kramp çözücü, sal-gı¬ları artırıcı, antimikotik (mantarları öldürücü), antibakteriyel (mikropları öldürücü) etkilere sahiptir. Kullanılması:  a) Komisyon E’ye göre hazımsızlık rahatsızlıklarına karşı kullanılır. b) Aromaterapisinde; Gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, idrar artırıcı ve cinsel gücü artırıcı olarak kullanılır.  c) Halk arasında başta; sindirim rahatsızlıklarından şişkinlik, hazımsız¬lık, iştahsızlık, mide ve bağırsak krampları, ağız kokusu, bulantı ve kusmaya karşı kullanılır. Kakule her ülkede farklı farklı kullanılmak¬ta-dır. Çinliler hemen her türlü rahatsızlığa karşı, Hintliler başta baharat olarak, Suudi Arabistan’da kahveye tat vermek için katılır, Avrupa’da ise liköre aroma vermesi için katılır. Ayrıca kuru pasta, sucuk gibi çok çeşitli maddeleri konser edici (bozulmasını önleyici) baharatlardan biridir. Uzmanlar ağız kokusuna akrşı sakız yerine Kakule çiğnenme¬sini tavsiye etmektedirler ve ayrıca hafızayı kuvvetlendirici özelliğe sahiptir. Ayrıca Roemheld-Syndrom olarak bilinen mide ve bağırsak-lar¬daki şişkinliğin diyaframı yukarı kaldırması ve bununda kalbi sıkış-tırması haline karşı kullanılır. Cinsel gücü kuvvetlendirdiği, yorgunluk ve halsizliği giderdiği ve de düşünceleri değiştirdiği iddia edilmek¬tedir. Bu konularda detaylı bir araştırma mevcut değildir.  Çayı: Her bardak çay (200-300ml) için bir kahve kaşığı Kakule demliğe konur ve üzerine kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bıra-kıldıktan sonra süzülerek içilir. Şayet kaynatılır ise birleşiminin eter yağı buharlaşarak yok olur, kesinlikle kaynatılmaz. Çay Harmanları Gökçek Safra çayı; >20 gr Kırlangıç otu >20 gr Kakule  >20 gr Şahtere >30 gr Hindiba otu ve kökü >10 gr Nane yaprağı Gökçek Mide asidi yetersizliğine karşı çay; >20 gr Ravent kökü >20 gr Kakule meyvesi >20 gr Mübarek otu >20 gr Zencefil kökü >10 gr Tarçın kabuğu >10 gr Havlıcan kökü Gökçek Şişkinlik çayı; >25 gr Kimyon tohumu >25 gr Rezene tohumu >25 gr Kakule tohumu >25 gr Anason tohumu Gökçek Sindirim ve şişkinlik çayı; >30 gr Kakule >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Rezene tohumu >10 gr Kantaron otu Baharatı: Özellikle çorbalar, etli ve balıklı yemekler, pastalar ve kom-postolara katılır ise hem sindirimi kolaylaştırır hem de güzel bir aroma verir. Kakule yemek kaynarken değil ocaktan indirildikten sonra kakule meyvesi veya eter yağı katılmalıdır. Aksi halde birleşimindeki eter yağı buharlaşarak yok olur.  Aromaterapisi: Su buharı destilasyonu ile elde edilen eter yağı (uçucu yağı) gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, cinsel gücü artırıcı, idrar attırıcı özellikleri nedeni ile yemeklere 2-3damla damlatılır. Yan tesirleri: Kakulenin bilinen bir yan tesiri yoktur.  Sarmaşık | 5-15m | 6-8 Aylar | Na | Tohumları | Çok Çok Zehirli Kalabar baklası, Calabar , Physostigma venenosum BALF. Kalabar Calabar bohnen  Calabar Familyası: Baklagillerden, Schmetterlingblütengewaechse, Fabaceae (Leguminosae)  Drugları: Kalabar baklası; Calbar semen Kalabar baklasının çok zehirli olması nedeni ile çayı içilemez ve sadece natürel ilaç yapımında kullanılır.  Giriş: Eskiden başta Nijerya, Gabun ve Kamerun gibi ülkelerde suçlulara Kalabar baklası yedirilir, şayet suçlu ölürse, suçluluğu isabet etmiş olur, eğer ölmez ise suçsuz olduğuna kanaat getirilirdi. Sadece Nijerya’nın bir eyaletinde bir yılda 120 kişinin Kalabar ile öldürüldüğü İngiliz asıllı misyoner (Daniell 1846) tarafından tespit edilmiştir. İngiliz hükümeti ile Nijerya arasında Kalabar baklasının kullanımı her ne şekilde olursa olsun yasaklanması için anlaşma yapılmıştır. Günümüzde Kalabar baklası hü-kümetlerin denetiminde özel olarak yetiştirilmekte ve bunların büyük bir kısmı physostigma elde etmek için ekstresi yapılmaktadır.  Botanik: Vatanı Nijerya, Gabun ve Kamerun olup zamanla önce Orta batı Afrika ülkelerinden Kongo’dan Sierra Leone kadar geniş bir alana yayılmış, sonra Brezilya ve Hindistan’da kültür bitkisi olarak yetiştiril¬meye başlanmıştır. Kalabar boyu 15 metreyi bulan çok yıllık sürekli yeşil bir sarmaşık olup, çevresindeki ağaçlara tırmanarak yaşar. Yaprakları üçlü olarak bir arada bulunur, ortasındaki yaprak yumurta şeklinde, uca doğru hafif sivrice, yandaki yapraklar kalp veya yumurta şeklinde, 10-15cm uzunluğunda, 5-8cm genişliğinde, sapı 5-10cm uzunluğunda ve yeşil renklidir. Çiçekleri yaprak sapı dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde oldukça sık bir şekilde dizilmiş olup, her biri hafif geri doğru kıvrık şe¬kilde dizilmiş, pembe, kırmızı veya kiraz rengindedir. Meyveleri 10-15cm uzunluğunda 3-5cm genişliğinde fasulye meyvesi şeklinde içinde 1-3adet böbrek şeklinde 2-3cm uzunluğunda 1-1,5cm eninde koyu kahve ren¬gimsi veya siyah içi beyaz tohumlara sahiptir.  Hasat zamanı: Ekvatorun kuzeyindeki tropik ülkelerde Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında olgunlaşan Kalabar kapsülleri toplanarak içindeki baklaları çıkarılır ve kurutulur. Kalabar baklasının birleşimindeki physostigin ve diğerleri damıtılarak veya ekstresi yapılarak elde edilir ve natürel ilaç yapımında kullanılır.  Yetiştirilmesi: Türkiye’de ancak botanik bahçelerde ve özel şartlarda yetiştirilebilir, bu nedenle ekonomik değildir.  Birleşimi: Birleşimindeki en önemli madde Alkaloit türevleri %0,1-0,5 oranında olup bunlardan bazıları şunlardır; (-)-Phsostigmin, (+)-Phsostigmin, (-)-Norphsostigmin, Genserin ve az miktarda (-)-Eseramin ve (-)-Physovenin’i sayabiliriz. Ayrıca Reçine, Proteinler ve Eterik yağ içerir.  Tesir şekli: Göz bebeklerini büyütücü (miyotik), bağırsakları hareket-lendirici (peristaltik), terletici, salgıları artırıcı, kasları büzücü, hafızayı kuvvetlendirici ve kalp atışlarını yavaşlatıcı özelliklere sahiptir.  Araştırmalar:  1) Dr.Kleinwâchter 1964’de Prag hapisanesindeki üç mahkumun likör zannederek Atropin-damlası (Güzelavrat otu tentürü) içerek zehi-rlenen kişiler üzerinde Kalabar baklası ile göz kliniğinde bir deney yapmış ve neticede ölümden kurtarmıştır. (A.A.J.716) 2) D.rMary Walker 1934 Greenwich hastanesinde yaptığı bir araştırma sonucu Kalabar baklasının birleşimindeki Physostigmin’in kaslardaki yorgunluk ve zafiyeti (Myosthenina) önlediğini tespit etmiş ve hasta¬ları üzerinde uygulamıştır. (A.A.J.717) Kullanılması: Araştırmalara göre günümüzde Kalabar baklası physo-stigmin elde etmek içi yetiştirilir. Physostigmin başta; Göz hastalıkları özellikle de miotikum (gözbebeklerini büzücü) ilaç yapımında kullanılır.  Açıklama: Physostigmin göz damarlarına ancak % 0,2 oranında katıla¬bilir zira % 1’i dahi öldürücü olabilir. Physostgmin kolinesterazın (chlinesterase) çoğalmasını önler ve dolaylı olarak göz bebeğini küçültür, böylece göz içinde glokom (karasu) oluşmasını önler ve de gözdeki iç basıncı azalır. Uzun süre kullanılması halinde etkisinin azal¬ması söz konusu olacağından jaborandiden elde edilen bir başka miyotik (gözbebeğini büzücü) olan pilocarpin’le birlikte kullanılması daha uygundur. Physostigminin bir diğer özelliğiise Güzelavrat otundan elde edilen tentür veya atropin damlasından dolayı ortaya çıkan zehirlenmeler ve Curare Ok zehiri (Güney Amerika’da avcıların oklarına sürdükleri zehirli maddeler, bu kargabükenden elde edilir) ile zehirlenmelere karşı kullanılır. Ayrıca atropin, scopolamin ve phenothiazinen gibi maddelerle zehirlenmelerde ilk akla gelen panzehir physostgmindir, bu nedenle bu panzehir hemen hemen bütün hastanelerde bulunur. Physostigmin beyine etki ederek burada üretilen asetilkolinin azalmasını ve çözülmesini önler ve de dolaylı olarak yaşlılarda görülen bunamayı önler. Fakat bu konuda henüz bir ilaç imal edilmemiştir. Bu konuda detaylı bir klinik araştırması şarttır. Yan tesirleri: Kalabar baklasından elde dilen Physostigmin (Eserin) çok zehirli olup 1mg’ı dahi öldürücü derecede tehlikelidir. Bu nedenle çok dikkat edilmesi gerekir ve zaten yukarıdaki ilaçların göz doktorları tara-fından yazılması icap eder. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 8 years ago
Link
KAKULE Çok Yıllık | 3-4m | 1-5 Aylar | Ca,Ho,Na | Tohumu, Yağı Kakule, Kardamom, Eletteria cardamamum (L) Kâkule Kardamomen WHITE et MATOB Malabar kakulesi Syn: Alpina cardamomum ROXB. Amomum cardamomum ROXB. Familyası: Zencefilgillerden, Ingergewâchse, Zingiberaceae Drugları: Kakule meyvesi; Cardamomi fructus Kakule Uçucu yağı; Cardamomi aetheroleum Kakule meyvesi çay, tentür, baharat ve natürel ilaç yapımında, eter yağı ise Aromaterapisinde ve mutfakta kullanılır. Giriş: Kakulenin oldukça çok alt türü mevcuttur ve bunlardan Büyük Kakule;İ Eletteria major SMITH, bunun meyveleri 3-4cm uzunluğunda olduğundan Uzun Kakule diye de anılır. Bangel Kakulesi; Eletteria aro-maticum (Amomum aromaticum) ROXB. Ve Süs bitkisi olarak yetiştirilen Eletteria serrula gibi türler mevcuttur. Fakat bunlardan sadece Malabar Kakulesi olarak bilinen Eletteria cardamomum türü en kaliteli ve en yaygın olarak yetiştirilen türdür. Malabar Kakulesinin birçok ülkede kültür bitkisi olarak yetiştirilmesinin nedeni ile yetiştiği yöreye farklılık gösterir. Botanik: Vatanı Hindistan’ın Güneybatısı yani Malabar bölgesi yetiştiği yöre nedeniyle de Malabar Kakulesi diye anılır. Kakule genellikle 500-1500m yüksekliğindeki nemli topraklarda yabani olarak yetişen Kakule günümüzde Sri Lanka, Endonezya, Guetamala ve Güneydoğu Pakistan’ da yetiştirilir. Kakule 3-4m boyunda, bir kök üzerinde 5-20adet gövde topluca bir arada bulunabilir. Yaprakları 40-70cm uzunluğunda 5-10cm eninde eliptik veya mızrak şeklinde, kenarları çok hafif dalgalı üzeri paralel damarlı ve koyu yeşil renklidir. Yapraklarının sap kısmı normal sap şeklinde değil, gövdenin etrafında sarılmış bir boru şeklindedir. Çi¬çekleri 40-60cm uzunluğundaki bir sap üzerinde, salkım şeklinde dizilmiş olup çiçek açmadan önce tomurcukları beyaz bir kapak yaprakla kaplıdır. Çiçekleri açılınca kapak yaprak üstte, taç yaprak altta kalır ve taç yaprağın içi çizgi çizgi ve de ortada beyaz bir göbek mevcuttur. Meyveleri 0,8-2cm uzunluğunda, 0,5-1cm kalınlığında, yumurta veya eliptik şekilde, içi üç bölümlü, her bölümde 4-6adet siyah ve değişik formda tohumdan meydana gelir. Meyve kabuğu ince beyaz, açık yeşil, yeşil, açık sarı veya saman sarısı renktedir.  Hasat zamanı: Kakule genellikle Ocak-Mayıs ayları arasında çiçek açar fakat Aralık’a kadar da çiçek açtığı olur ve meyvelerinin olgunlaşması aylar alır ve meyveleri tam olgunlaşmadan toplanarak kurutulur. Şayet zamanında toplanmaz ise olgunlaşan meyveleri çatlar ve tohumlar çevreye dağılır. Yetiştirilmesi: Sıcak ve nemli iklimde gelişmesi nedeni ile Türkiye’de ancak botanik bahçelerde yetiştirilebilir. Birleşimi: Kakule tohumunun birleşimindeki en önemli madde eter yağları (Uçucu yağları) %3-8olup, bu da bitkinin yetiştiği ülkeye hatta bölgeye göre oldukça çok farklılık gösterir. Guetamala ve Sri Lanka gibi ekvatora yakın ülkelerde 1,8 Cineol, %20-35 iken, Terpinylacetat %45-55 arasındadır. Malabar gibi hafif ekvatordan uzak olan yörelerde ise 1,8 Cineol %40-50 iken Terpinylacetat ise %35-40 arasındadır. Kakulenin damıtılması ile elde edilen eter yağı ile soğuk baskı ile elde edilen eter yağı farklılık göstermektedir. Çünkü damıtma sonucu bir kısım Terpinylacetat’ın oksitlenerek p-Cymen’e dönüştüğpü tespit edilmiştir. Bu nedenle soğuk baskı ile elde edilen Kakule yağı damıtma ile elde edilenden üstündür. Hindistan’ın genelinden elde edilen Kakule yağında %35-38, 1,8 Cineol, %30-33 Terpinylacetat, %10-13 Limonen ve az miktarda Linalool, Sabinen, Terpineol içerir. Ayrıca %20-40 Nişasta, %10 Protein, %5 Şeker, %2-4 Sabit yağ, az miktarda mineraller ve vitaminlerden A, B ve C içerir. Araştırmalar: Henüz yeterli araştırma yapılamamıştır. Kendi tecrübeme göre mide ve bağırsak şişkinliği (gaz) ve hazımsızlığa karşı en iyi Şifalı bitkilerden biri de Kakuledir. Karnınız davul gibi şiş de olsa 5-6 Kakule meyvesinden yapılacak bir çay veya çiğneme şişkinliği hemen indirir. Denerseniz sizde bunu fark edersiniz. Ben iki haftadır Kakule çiğniyorum ve farkı gördüm. (18.05.1999) Tesir şekli: Gaz söktürücü, iştah açıcı, aroma verici, kramp çözücü, sal-gı¬ları artırıcı, antimikotik (mantarları öldürücü), antibakteriyel (mikropları öldürücü) etkilere sahiptir. Kullanılması:  a) Komisyon E’ye göre hazımsızlık rahatsızlıklarına karşı kullanılır. b) Aromaterapisinde; Gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, idrar artırıcı ve cinsel gücü artırıcı olarak kullanılır.  c) Halk arasında başta; sindirim rahatsızlıklarından şişkinlik, hazımsız¬lık, iştahsızlık, mide ve bağırsak krampları, ağız kokusu, bulantı ve kusmaya karşı kullanılır. Kakule her ülkede farklı farklı kullanılmak¬ta-dır. Çinliler hemen her türlü rahatsızlığa karşı, Hintliler başta baharat olarak, Suudi Arabistan’da kahveye tat vermek için katılır, Avrupa’da ise liköre aroma vermesi için katılır. Ayrıca kuru pasta, sucuk gibi çok çeşitli maddeleri konser edici (bozulmasını önleyici) baharatlardan biridir. Uzmanlar ağız kokusuna akrşı sakız yerine Kakule çiğnenme¬sini tavsiye etmektedirler ve ayrıca hafızayı kuvvetlendirici özelliğe sahiptir. Ayrıca Roemheld-Syndrom olarak bilinen mide ve bağırsak-lar¬daki şişkinliğin diyaframı yukarı kaldırması ve bununda kalbi sıkış-tırması haline karşı kullanılır. Cinsel gücü kuvvetlendirdiği, yorgunluk ve halsizliği giderdiği ve de düşünceleri değiştirdiği iddia edilmek¬tedir. Bu konularda detaylı bir araştırma mevcut değildir.  Çayı: Her bardak çay (200-300ml) için bir kahve kaşığı Kakule demliğe konur ve üzerine kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bıra-kıldıktan sonra süzülerek içilir. Şayet kaynatılır ise birleşiminin eter yağı buharlaşarak yok olur, kesinlikle kaynatılmaz. Çay Harmanları Gökçek Safra çayı; >20 gr Kırlangıç otu >20 gr Kakule  >20 gr Şahtere >30 gr Hindiba otu ve kökü >10 gr Nane yaprağı Gökçek Mide asidi yetersizliğine karşı çay; >20 gr Ravent kökü >20 gr Kakule meyvesi >20 gr Mübarek otu >20 gr Zencefil kökü >10 gr Tarçın kabuğu >10 gr Havlıcan kökü Gökçek Şişkinlik çayı; >25 gr Kimyon tohumu >25 gr Rezene tohumu >25 gr Kakule tohumu >25 gr Anason tohumu Gökçek Sindirim ve şişkinlik çayı; >30 gr Kakule >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Rezene tohumu >10 gr Kantaron otu Baharatı: Özellikle çorbalar, etli ve balıklı yemekler, pastalar ve kom-postolara katılır ise hem sindirimi kolaylaştırır hem de güzel bir aroma verir. Kakule yemek kaynarken değil ocaktan indirildikten sonra kakule meyvesi veya eter yağı katılmalıdır. Aksi halde birleşimindeki eter yağı buharlaşarak yok olur.  Aromaterapisi: Su buharı destilasyonu ile elde edilen eter yağı (uçucu yağı) gaz söktürücü, iştah açıcı, hazmettirici, kramp çözücü, cinsel gücü artırıcı, idrar attırıcı özellikleri nedeni ile yemeklere 2-3damla damlatılır. Yan tesirleri: Kakulenin bilinen bir yan tesiri yoktur.  Sarmaşık | 5-15m | 6-8 Aylar | Na | Tohumları | Çok Çok Zehirli Kalabar baklası, Calabar , Physostigma venenosum BALF. Kalabar Calabar bohnen  Calabar Familyası: Baklagillerden, Schmetterlingblütengewaechse, Fabaceae (Leguminosae)  Drugları: Kalabar baklası; Calbar semen Kalabar baklasının çok zehirli olması nedeni ile çayı içilemez ve sadece natürel ilaç yapımında kullanılır.  Giriş: Eskiden başta Nijerya, Gabun ve Kamerun gibi ülkelerde suçlulara Kalabar baklası yedirilir, şayet suçlu ölürse, suçluluğu isabet etmiş olur, eğer ölmez ise suçsuz olduğuna kanaat getirilirdi. Sadece Nijerya’nın bir eyaletinde bir yılda 120 kişinin Kalabar ile öldürüldüğü İngiliz asıllı misyoner (Daniell 1846) tarafından tespit edilmiştir. İngiliz hükümeti ile Nijerya arasında Kalabar baklasının kullanımı her ne şekilde olursa olsun yasaklanması için anlaşma yapılmıştır. Günümüzde Kalabar baklası hü-kümetlerin denetiminde özel olarak yetiştirilmekte ve bunların büyük bir kısmı physostigma elde etmek için ekstresi yapılmaktadır.  Botanik: Vatanı Nijerya, Gabun ve Kamerun olup zamanla önce Orta batı Afrika ülkelerinden Kongo’dan Sierra Leone kadar geniş bir alana yayılmış, sonra Brezilya ve Hindistan’da kültür bitkisi olarak yetiştiril¬meye başlanmıştır. Kalabar boyu 15 metreyi bulan çok yıllık sürekli yeşil bir sarmaşık olup, çevresindeki ağaçlara tırmanarak yaşar. Yaprakları üçlü olarak bir arada bulunur, ortasındaki yaprak yumurta şeklinde, uca doğru hafif sivrice, yandaki yapraklar kalp veya yumurta şeklinde, 10-15cm uzunluğunda, 5-8cm genişliğinde, sapı 5-10cm uzunluğunda ve yeşil renklidir. Çiçekleri yaprak sapı dibinden çıkan uzun bir sap üzerinde oldukça sık bir şekilde dizilmiş olup, her biri hafif geri doğru kıvrık şe¬kilde dizilmiş, pembe, kırmızı veya kiraz rengindedir. Meyveleri 10-15cm uzunluğunda 3-5cm genişliğinde fasulye meyvesi şeklinde içinde 1-3adet böbrek şeklinde 2-3cm uzunluğunda 1-1,5cm eninde koyu kahve ren¬gimsi veya siyah içi beyaz tohumlara sahiptir.  Hasat zamanı: Ekvatorun kuzeyindeki tropik ülkelerde Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında olgunlaşan Kalabar kapsülleri toplanarak içindeki baklaları çıkarılır ve kurutulur. Kalabar baklasının birleşimindeki physostigin ve diğerleri damıtılarak veya ekstresi yapılarak elde edilir ve natürel ilaç yapımında kullanılır.  Yetiştirilmesi: Türkiye’de ancak botanik bahçelerde ve özel şartlarda yetiştirilebilir, bu nedenle ekonomik değildir.  Birleşimi: Birleşimindeki en önemli madde Alkaloit türevleri %0,1-0,5 oranında olup bunlardan bazıları şunlardır; (-)-Phsostigmin, (+)-Phsostigmin, (-)-Norphsostigmin, Genserin ve az miktarda (-)-Eseramin ve (-)-Physovenin’i sayabiliriz. Ayrıca Reçine, Proteinler ve Eterik yağ içerir.  Tesir şekli: Göz bebeklerini büyütücü (miyotik), bağırsakları hareket-lendirici (peristaltik), terletici, salgıları artırıcı, kasları büzücü, hafızayı kuvvetlendirici ve kalp atışlarını yavaşlatıcı özelliklere sahiptir.  Araştırmalar:  1) Dr.Kleinwâchter 1964’de Prag hapisanesindeki üç mahkumun likör zannederek Atropin-damlası (Güzelavrat otu tentürü) içerek zehi-rlenen kişiler üzerinde Kalabar baklası ile göz kliniğinde bir deney yapmış ve neticede ölümden kurtarmıştır. (A.A.J.716) 2) D.rMary Walker 1934 Greenwich hastanesinde yaptığı bir araştırma sonucu Kalabar baklasının birleşimindeki Physostigmin’in kaslardaki yorgunluk ve zafiyeti (Myosthenina) önlediğini tespit etmiş ve hasta¬ları üzerinde uygulamıştır. (A.A.J.717) Kullanılması: Araştırmalara göre günümüzde Kalabar baklası physo-stigmin elde etmek içi yetiştirilir. Physostigmin başta; Göz hastalıkları özellikle de miotikum (gözbebeklerini büzücü) ilaç yapımında kullanılır.  Açıklama: Physostigmin göz damarlarına ancak % 0,2 oranında katıla¬bilir zira % 1’i dahi öldürücü olabilir. Physostgmin kolinesterazın (chlinesterase) çoğalmasını önler ve dolaylı olarak göz bebeğini küçültür, böylece göz içinde glokom (karasu) oluşmasını önler ve de gözdeki iç basıncı azalır. Uzun süre kullanılması halinde etkisinin azal¬ması söz konusu olacağından jaborandiden elde edilen bir başka miyotik (gözbebeğini büzücü) olan pilocarpin’le birlikte kullanılması daha uygundur. Physostigminin bir diğer özelliğiise Güzelavrat otundan elde edilen tentür veya atropin damlasından dolayı ortaya çıkan zehirlenmeler ve Curare Ok zehiri (Güney Amerika’da avcıların oklarına sürdükleri zehirli maddeler, bu kargabükenden elde edilir) ile zehirlenmelere karşı kullanılır. Ayrıca atropin, scopolamin ve phenothiazinen gibi maddelerle zehirlenmelerde ilk akla gelen panzehir physostgmindir, bu nedenle bu panzehir hemen hemen bütün hastanelerde bulunur. Physostigmin beyine etki ederek burada üretilen asetilkolinin azalmasını ve çözülmesini önler ve de dolaylı olarak yaşlılarda görülen bunamayı önler. Fakat bu konuda henüz bir ilaç imal edilmemiştir. Bu konuda detaylı bir klinik araştırması şarttır. Yan tesirleri: Kalabar baklasından elde dilen Physostigmin (Eserin) çok zehirli olup 1mg’ı dahi öldürücü derecede tehlikelidir. Bu nedenle çok dikkat edilmesi gerekir ve zaten yukarıdaki ilaçların göz doktorları tara-fından yazılması icap eder. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes