#kıtır
Explore tagged Tumblr posts
Text
Tuzlu kurabiye ile çay keyfi. Kıtır kıtır ağızda dağılan bir kurabiye yaptım.
1 note
·
View note
Text
ne istiyorum biliyor musunuz..? dalından kopardığım bir keçiboynuzu kemirmek
#adanada sokaklarda gezinirken zırt pırt keçiboynuzu ağaçlarına denk geliyordum 2 3 tane alır yerdim hep#özledim kıtır kıtır kemirmeyi sşdleödşeldsl
9 notes
·
View notes
Text
Pilav lapa olmasın diye az pişiriyorum bu seferde kıtır kalıyor bu annem bunu nasıl ayarlıyor mucit lan bu kadın özledik
27 notes
·
View notes
Text
📍Millet Bahçesi
dün parkta otururken bu küçük yavruş yanımıza gelip miyavladı , maalesef kendini sevdirmedi. bir kere tutup sevmeyi denedim her yerimi çizdi.. çantamda mama vardı mama verdim kıtır kıtır yedi 😌 terapi gibi. sonra da karşımıza oturdu bizi dinledi. günümü güzelleştiren bu kediye teşekkür ederim 🧚♀️
35 notes
·
View notes
Text
Sabah oğluma balkonda kahvaltı yaptırırken bahçeye giren kaplumbağayı seyrettim. Bahçeden beton kaldırıma hemzemin bir geçiş var, o da oradan geçip beton yolu devam etti ama yolun sonuna gelince gördü ki burası bir kaldırım yüksekliğindedir, buradan bir kaplumbağa başına inilmez. Tekrar bahçeye döndürdü rotasını. Annem acıyarak dedi ki, "Böyle ömür mü geçer? Bir yılda bir yol gel o da yüksek çıksın, taşa çıksın, kuşa çıksın; zaten yavaşsın, bir yıllık yolu geri dön şimdi."
"Ömür tam da böyle geçer anne?" dedim. Ne bir edebiyatım ne bir hüznüm var. Kaplumbağalara çok acıyorum* ama o başka. Bu gitmeler, gelmeler, heveslenmeler, varamamalar olmasa her gün rast, her gün olur olsa ömür upuzuuuun, uğraşsız, sıkıcı, artık bitsin dediğimiz bir şey olur.
Kaplumbağa bahçeye geri döndü. Annemin biberlerinin yapraklarını kıtır kıtır yedi.
*Kaplumbağalar benim içimi acıtıyor; aynı isimli Fakir Baykurt romanını, o şahane romanı okuyanlar bilecekler.
28 notes
·
View notes
Text
ihtiyaç sahibi ailemiz atölyede kıtır kıtır semiz otu yerken görmüştü beni ertesi gün sevdiğimi anlayıp bir poşet semiz otu toplamış komşusundan getirdi verdi. geçen akşam kızlarla konuşuyordum "abla tekrar semiz otu getirse de turşusunu yapsam çok fazla karşıma çıkıyor tadını merak ediyorum bende yapacağım" dedim. dün dernekte bir baktım abla koca poşet semiz otuyla geldi :) aman Allah'ım ablaaaa dedim şaşırdım isteğimin karşıma çıkmasına. az önce yıkadım ayıkladım beş kavanoz turşu yaptım. tadına bakmak kızlara nasip olacak bende bir ay sonra bakarım kısmetse 🌿
bu arada yapan ya da tadan var mıı?
8 notes
·
View notes
Text
“Her bedenin hikayesi farklıdır!”: Diyetisyen Sena ÇALIŞKAN ile Duygusal Yeme, Yeme Bozuklukları ve Medyanın Beslenme Üzerine Etkilerini Konuştuk…
Sağlıklı beslenme, yeme bozuklukları ve sosyal medyanın beden algısı üzerindeki etkileri… Oldukça hassas konular. Her ne kadar beslenme disiplinin içerisinde değerlendirilse duyguların ve psikolojik dayanıklılığın etkisi göz ardı edilmemelidir. Beslenme alışkanlıklarımız aslında birçok faktörden etkilenen bir bütün. Beslenme psikolojisi eğitimi almış olan sevgili Diyetisyen Sena Çalışkan ile bu konuları röportajımızda detaylıca inceledik. Lütfen bu konuda kendinizi kötü hissediyorsanız bir uzmana başvurunuz.
DUYGULAR BESLENMEYİ ETKİLER Mİ?
Evet, duygular, insanların yeme alışkanlıklarını doğrudan etkileyebilir. İnsanlar, duygusal durumlarına göre yemek yemeyi bir rahatlama, ödüllendirme veya başa çıkma aracı olarak kullanabilirler.
Öfke, stres, kaygı gibi duygusal haller, belirli yiyecekleri tercih etmeye veya yememeye neden olabilir. Örneğin öfke hissedildiğinde, kıtır kıtır, sesli ve sert yiyecekler (örneğin cips, kuruyemiş gibi) tercih edilebilir, çünkü bu yiyecekler duygusal gerilimi dışa vurmanın bir yolu olabilir.
Bununla birlikte, bazı kişiler sürekli hayatta kalma modunda olup, güven duygusunu hissetmekte zorlanabilirler. Bu kişiler, yüksek uyaranlarla beslenirler; yani daha fazla tat ve lezzet içeren, yoğun yiyecekleri tercih edebilirler.
Öte yandan, yoğun acı yaşayan kişiler ise genellikle daha yumuşak yiyecekler tercih ederler. Yumuşak, lapa, sütlaç gibi yiyecekler bu kişiler için rahatlatıcı ve daha az uyarıcıdır. Bu yiyecekler hem fiziksel açlıklarını giderirken hem de duygusal ihtiyaçlarını karşılamada yardımcı olabilir.
DUYGUSAL YEME NEDİR?
Duygusal yeme, bireylerin stres, üzüntü, öfke, yalnızlık gibi duygusal durumlarla başa çıkmak amacıyla yemek yeme davranışını sergilemeleridir. Bu davranış, biyolojik açlık hissiyle değil, duygusal ihtiyaçlarla ilişkilidir. Duygusal yeme, kilo yönetimini zorlaştırabilir.
DUYGUSAL YEME BİR YEME BOZUKLUĞU MUDUR?
Herkesin zaman zaman yaşayabileceği 'Duygusal Yeme' bir yeme bozukluğu olarak görülmemelidir. Bir bozukluk olarak adlandırabilmek için bu davranışın sürekli hale gelmesi, kontrol edilememesi ve kişinin fiziksel, sosyal ve psikolojik sağlığını olumsuz etkilemesi gerekir.
PEKİ YEME BOZUKLUĞU NEDİR?
Yeme bozukluğu, bireyin yemekle olan ilişkisini olumsuz etkileyen ve genellikle zihinsel ve duygusal süreçlerle bağlantılı bir durumdur. Yeme bozukluğu hastalıktan ziyade bir belirtidir. Tıpkı ateşimiz çıktığında altta yatan virüsü aradığımız gibi, temel meseleyi, hastalığın bedenden ziyade zihni etkileyen çarpık düşüncelerini anlamak gerekir. Bu nedenle yeme bozukluğu, yalnızca fiziksel bir sorun değil, zihinsel ve duygusal nedenlerin bir yansıması olarak ele alınmalıdır.
Pika, Geri Çıkarma Bozukluğu, Kaçıngan/Kısıtlı Yiyecek Alımı Bozukluğu, Anoreksiya Nervoza, Bulimia Nervoza, Ortoreksiya Nervoza, Gece Yeme Sendromu ve Yeme Bağımlılığı olarak çeşitlendirilir.
BU BOZUKLUKLARIN ARKASINDA YATAN NEDENLER NELERDİR?
Yeme bozukluklarının tek bir nedeni yoktur; her biri bireyin yaşadığı farklı duygusal, psikolojik ve çevresel faktörlerle şekillenir. Örneğin, tıkanırcasına yeme bozukluğu genellikle güvenli bağlanmanın olmadığı durumlarda ortaya çıkarken, pika bozukluğunun temelinde çoğunlukla değersizlik hissi yatabilir. Bu tür durumlar, çocukluk dönemindeki ilişkilerden ve yaşantılardan kaynaklanabileceği gibi, yetişkinlikteki travmatik deneyimlerle de tetiklenebilir veya şekillenebilir.
BU DURUMUN TETİKLEYİCİLERİ NELER OLABİLİR?
Yeme bozuklukları, duygusal, psikolojik, ailevi ve sosyal faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkabilir.
Duygusal olarak, kişinin değersizlik hissi pika bozuklukluğuna yol açabilirken, anoreksiya nervoza durumu genellikle kontrol arayışına bağlıdır. Örneğin aile içindeki manipülatif ve yönlendirici ebeveyn tutumları, çocuğun kontrol duygusunu şekillendirerek anoreksiya nervozaya yol açabilir. Bu durum, bireyin 'Sen benim içime giremeyeceksin, burada kontrol bende' ya da 'Kontrol bende, ben bedenden kontrolü geri aldım' gibi düşünceler geliştirmesiyle kendini gösterebilir.
Sosyal ve kültürel baskılar da önemli bir rol oynar; medya ve toplumsal güzellik algısı, bireylerin bedenleriyle ilgili olumsuz duygular geliştirmelerine neden olabilir.
BİREYLER BU DURUMLA NASIL BAŞA ÇIKABİLİR?
Her yeme bozukluğunun farklı bir tedavi süreci vardır. Ancak genel bir yaklaşım olarak, bireyde öz şefkat geliştirilmesi ve duygu farkındalığının artırılması büyük önem taşır. Bu süreç, bir profesyonelin rehberliğiyle yürütüldüğünde daha etkili ve kolay hale gelebilir.
Ayrıca, kişinin yaşamına haz kaynakları eklemesi de önemlidir. Toplumumuzda ne yazık ki haz kaynakları azalmakta ve göz ardı edilmektedir. İnsanlar yiyecekleri bir haz kaynağı olarak görmeye başladığında, bu durum yeme bozukluğu veya yeme bağımlılığı riskini artırabilir. Spor yapmak, resim çizmek, müzikle ilgilenmek gibi keyif veren aktiviteler, kişinin hem zihinsel hem de duygusal sağlığı için önemli araçlardır. Bu nedenle, bireyin kendine uygun bir hobi edinmesi ve bu hobilerle meşgul olması tedavi sürecinde destekleyici bir rol oynar.
MEDYANIN BESLENME VE YEME BOZUKLUKLARI ÜZERİNDE ETKİLERİ NELERDİR?
Sosyal medyadan önce de televizyon, özellikle gündüz kuşağı programları, bu alanda büyük bir etkendi. '... Ünlünün diyet listesi', '... Ünlü şu kadar günde şu kadar kilo verdi' gibi başlıklarla, popüler ve kısıtlayıcı diyetler hayatımıza girdi. Bu içerikler, bir kibrit kutusu kadar peynir gibi ölçüleri yaygınlaştırdı ve bilinçsiz diyet uygulamalarını artırdı. İnsanlar, metabolizmalarına uygun olmayan diyetlerle kendi beden dengelerini bozdu. Örneğin, bir ünlünün diyetini komşusunun başarıyla uyguladığına şahit olan birey, aynı diyeti kendisi uygulayamadığında başarısızlığı kendinde aradı ve 'diyet yap-boz' döngüsüne girdi.
Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle bu durum daha da yoğunlaştı. İnsanlar, geçmişte yalnızca belirli zamanlarda gördükleri 'mükemmel' fiziklere artık günün her anında ulaşabiliyor. Bu da sağlıklı kilo aralığında olan kişilerin bile kendilerini yetersiz hissetmelerine neden oluyor. Dahası, 'toplum standartlarına' uygun bir fiziğe sahip bir birey paylaşım yaptığında genellikle olumlu yorumlar alırken, kilolu ya da bu standartlara uymayan bireyler, sosyal medya platformlarında sıkça kilo zorbalığına ve olumsuz yorumlara maruz kalıyor. Bu durum, bireylerin beden algısını olumsuz etkileyerek yeme bozukluklarını tetikleyebilir.
KİLO KONUSUNDA YAŞANILAN ZORBALIKLAR BİREYLERİN BESLENMELERİNDE NE GİBİ FARKLARA SEBEP OLUYOR?
Çok sevdiğim bir sözle başlamak istiyorum: ‘Kendimi ilk defa çirkin hissettiğimde karşımda ayna yoktu.’
Maalesef, çevremizde sıkça karşılaştığımız bir sorun olan ‘kilo zorbalaması’, birçok insanın hayatını olumsuz etkiliyor. Uzun süredir görüşülmeyen bir kişiye, nasıl olduğu ya da hayatının nasıl gittiği sorulmak yerine, ‘Kilo almışsın’ ya da ‘Kilo vermişsin’ gibi ifadelerde bulunmak, her ne kadar masumane görünse de karşıdaki kişi üzerinde derin etkiler bırakabilir. Çünkü, o kişinin neler yaşadığını ya da hangi zorluklarla baş etmeye çalıştığını bilemeyiz.
Özellikle lise çağındaki gençler arasında bu tür zorbalıklar daha da yaygındır. Bu durumlar, bireyi anoreksiya nervoza veya bulimia nervoza gibi ciddi yeme bozukluklarına sürükleyebilir. Anoreksiya nervoza, kişinin yemek yemeyi reddetmesi ve bu durumdan haz almasıyla karakterizedir. Bulimia nervoza ise tıkanırcasına yeme ataklarının ardından kusma, müshil kullanımı gibi telafi edici davranışlarla kendini gösterir.
Toplumda masum gibi görünen bu tür söylemlerin, bireylerin beden algısı ve psikolojisi üzerindeki olumsuz etkilerini anlamak ve daha duyarlı olmak hepimizin sorumluluğudur.
SAĞLIKLI BESLENME VE BEDEN ALGISI KONUSUNDA EKLEMEK İSTEDİĞİNİZ BİR ŞEY VAR MI?
Sağlıklı beslenme ve beden algısı konusunda en önemli mesajım, bedenimize şefkat göstermemiz ve sağlık kavramını sadece dış görünüşle sınırlamamamız olurdu. Her bedenin hikayesi farklıdır ve medyada gördüğümüz 'ideal beden' algısı, çoğu zaman gerçeklikten uzaktır. Sağlıklı beslenme, bireysel bir yolculuktur ve popüler diyetler yerine kişiye özel dengeli bir yaklaşım benimsemek çok daha önemlidir.
Ayrıca, kilo ya da görünüm üzerinden yapılan yorumların bir kişiyi ne kadar etkileyebileceğini asla küçümsememeliyiz. İnsanları sağlık konusunda desteklerken daha nazik ve anlayışlı olmalıyız.
3 notes
·
View notes
Text
buzluktan çıkardığım çikolataları kıtır kıtır yemeye bayılıyorum 🍫🧊
14 notes
·
View notes
Text
Beşar Esad'ın Ailesi Adana'lı bir Arap (Fellah-Nusayri) idi.
Hatayda büyüdüğüm için burada ki Arapların sosyolojisi ve politik duruşlarına ilişkin geniş bir dataya sahibim diyebilirim.
-Barışçıl
-Çalışkan
-zanaatkar
Genel anlamda a politik insan tipolojisinin yaygın olduğu asimle olmaya gönüllü bir topluluk demek haksızlık olmaz.
Gençlerinin ekserisi dillerini konuşmayan popüler kültürün ve eğlencenin peşinde koşan dejenere bir kültür edinmiş..
Bir birine olan yeğane bağlılıkları "alevi" oluşlarıdır. Ama tuhaf bir şekilde son dönemde cemaatlerin bu toplumun arasında sızması ile mezhep değiştiren ve namaz kılmaya başlayan küçük guruplar var olmaya başlamıştır.
Özelikle Adana-Karataş-Yumurtalıkta yaşanlar..
Neyse konuyu Beşar İle kapatayım şu anda ekserisi çok üzgün çünkü yakında HTŞ tam anlamı ile kontolü sağladığında Suriyede ki Nusayrileri kıtır kıtır kesecektir..Kürtler gibi Mezhepsel-Etnik temizliği engeleyebilecek öz savunmalarıda yok.
Nusayriler eğlence-laylaylom ve a politik oluşları yüzünden çok ağır bedeller ödeyecek gibi duruyor.
Umarım Hatayda ki akrabaları sahip çıkarlar diyecem ama o bilincede sahip değil bizim Nusayriler.
2 notes
·
View notes
Text
En nefret ettiğim ses kıtır kıtır yemek yeme sesidir. Çubuk kraker, mısır gevreği, salatalık, cips, bazı bisküviler gofretler... yemesini çok severim ama sesi beni çileden çıkarıyor
2 notes
·
View notes
Text
Onlar, Osmanlının keskin kılıcı, savaş makineleri olarak adlandırıldılar. Osmanlının yaya yürüyen neferleri, piyade birliklerinin ilk örneğiydiler. Düşmanın üzerine yürüyüşe geçtiklerinde çıkardıkları zelzele yüreklere korku salardı. Belgrad'a, Viyana'ya, Bağdat'a, Tebriz'e, Karabağ'a, Polonya ovalarına, Sina çöllerine, Rusya bozkırlarına, Halep'e, Kahire'ye yürüdüler. Osmanlı ordusunda azınlık olmalarına rağmen devleti büyük zaferlere taşıdılar. Taki ocak disiplini bozulana kadar.
Doğru bir şekilde kontrol edildiklerinde, devletini zaferden zafere götüren, kahraman, yenilmez bir ordu; azdığında ise kendi devletine, milletine, düşmandan bile daha çok zarar verebilen, zalim, hain bir başıbozuk sürüsü haline geldiler. Güçlü, zeki ve baskın olan padişahların elinde çok iyi idare edilirken; istikrarsız, pasif ve başarısız padişahlar geldiğinde devleti yıkıma sürüklemişlerdir.
Ocak, arada isyan edip tekrar kontrol altına alınsa da imparatorluğun ilerleyen dönemlerinde iyice zıvanadan çıkmıştı. Cesur ve kahraman savaşçıların yerini, savaştan kaçan, rüşvetçi, zorba, halkın malına, canına, hatta namusuna bile kast eden çeteler almıştı. Kendileri fayda sağlamak yerine zarar verdikleri gibi, devletin ilerlemesine ve yeni ordu kurmasına da engel olmuşlardır. Hatta daha ileri gidip padişah katletmişlikleri bile vardır. Sultan Genç Osman faciasından sonra yeniçeriler iyice yüz bulmuş, çıkarlarına ters düşen devlet adamlarını ve sultanları yine bertaraf edip katletmişlerdir. Bir çok devlet adamı ve padişah bu ocağı kapatmak istese de başarılı olamamış ve canlarından olmuşlardır. Ta ki Sultan 2.Mahmud'a kadar. Yenilikçi bir padişah olan 2.Mahmudun, devletin diğer askeri birimlerini ve halkı arkasına alıp yürüttüğü bu topyekün kanlı harekatta yeniçeriler, karakollarına kadar sürülmüş, ardından ocağın tüm karakolları topa tutulmuş, içerideki tüm yeniçeriler canlı canlı kızartılmış , kıtır kıtır doğranmıştır. Halk bu zorba paralı askerlerden o kadar bıkmıştı ki bu kanlı vahşet gecesini vaka-i hayriye (hayırlı olay) olarak adlandırmışlardır. .Nihayetinde, Osmanlı İmparatorluğu'nu hem zaferden zafere taşıyan hem de yoldan çıkarak, zirveye taşıdıkları devletlerini çöküşe sürükleyen paralı asker ordusu yeniçeriler tarih oldu.
© Alper Anayurdu
deviantart.com/alperanayurdu
instagram.com/alperanayurdu.art
behance.net/alperanayurdu
artstation.com/alper_anayurdu
#digitalart#çizim#sanat#osmanlı#tarih#yeniçeri#janissary#history#ottoman#character#soldier#warrior#art#alper anayurdu#türk tarihi#türk
6 notes
·
View notes
Text
Noddle bağımlısı olduk iyi mi.. Pişirmeye üşenince öyle kıtır kıtır yemekte güzel oluyo. Deneyin.
6 notes
·
View notes
Text
Bir akrabamız vardı karısı yemek yapmayı bilmiyordu. pirinçler böyle kıtır kıtır pilav düşünün, adam ayranı alıp pilava döküp yemişti. Olmasını istedikten sonra olduramayacağımız bişey yok bence.
8 notes
·
View notes
Text
Hatırladıkça içini burkan
Gözlerinde buram buram tüten
Ayrılıktan bize yadigar kalan
Özlemek diye bir şey var…
Çığlık çığlığa sustuğun
Hasret içip kan kustuğun
Onsuz gecelere küstüğün
Özlemek diye bir şey var…
Ne gönül dinler ne hatır
Gelmeyince tek bir satır
Doğrar yüreğini kıtır kıtır
Özlemek diye bir şey var…
~Cengiz Yavuz~✍🏻 29 Temmuz 2024
#AyrılıklarınŞairi
2 notes
·
View notes
Text
Az once elma yerken aynı anda ben kavun dedim m. kıtır dedi kimse kimseyi duzeltmedi ama bu elma kavun yaa sjsjjx çünkü ben kavun oldugu içün sevyorum😝
4 notes
·
View notes
Text
geç uyuyup erken işe gitme hayaline ek olarak birkaç kıtır hayal daha: kuruldu
42si ertelenecek 44 alarm: kuruldu
5 notes
·
View notes