#incinme
Explore tagged Tumblr posts
Text
💫💫💫
Allah, incitmekten hayâ eden insanlar çıkarsın karşımıza.
#incinme#incitmek#en sevdiğim#gelincik#kırbahçesi#lemalar#lagalibeillallah#iman#islam#kuran#namaz#dua#allah#resulallah#ihlas#allahbanayeter
7 notes
·
View notes
Text
Yolcu
Yolcu olduğunu unutma bu hayat yolunda. Yolun sevgiye, dostluğa ve muhabbete olsun daima…

View On WordPress
#2023 şiirleri#öl#özveri#bıkma#bıktırma#Can#Dostluk#Emek#Hayat#Hoşgörü#incinme#incitme#kor#Muhabbet#Mustafa Murat Güngör#Poem#Poema#Poerty#Poesia#Poet#Poeta#Sevgi#TASAVVUF#Tütmek#Vuslat#Yanmak#Yol#Şiir#ŞİİR#İnsan
3 notes
·
View notes
Text
Çok kolay ve harika bir akrilik boyama_



💙🥀🕊️
_Biliyor musun_?!
📌İncinme değil bu,
İnsana olan inancını yitirme!➖➖📌
Öyle işte __!!
111 notes
·
View notes
Text


Kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun.
İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme.
72 notes
·
View notes
Text
Sürekli incinme korkusu olmadan birini yürekten sevmenin masumiyetini özlüyorum…
53 notes
·
View notes
Text
İncinme değil bu,
İnsana olan inancını yitirme...


112 notes
·
View notes
Text

Kırk cümle kuruyorsun,
ağzını açmadan vazgeçiyorsun.
İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme.
70 notes
·
View notes
Text
" İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme…"
Şükrü Erbaş
101 notes
·
View notes
Text

Kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmaktan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme
Şükrü Erbaş
102 notes
·
View notes
Text

Bu ilaçları içtiğimde zihnimde meydana gelen acıyı bir tek İstanbul biliyor!
Bir ses bekliyor gibiydim karanlığın ortasında!
Evde yankılanan tek ses, kedimin boş mama kabına bakıp miyavlamasıydı.
Bulanık bir gölgeydi gövdeyi hor gören gözüpek bedenim!
Çirkin biri değilim aslında; yakışıklı bir prenstim bir zamanlar, malesef beni kurbağa haline getiren evcil acılarım var...
Gözyaşı denen şey yalan; gözyaşı dediğiniz, imzasız bir intihar mektubu her gece posta kutuma bırakılan!
Kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu aslında, insana olan inancını yitirme diyorum ben buna.!
Bir omuz ve bir bardak çay istiyorum.
Benim içimde, daima var olacağını zannettiğim birçok şey yok oldu."
Geceleri uyuyamıyorum içim gıcırdıyor.
Tüm akıl hastaneleri zihnimde meydana gelen depremlerle yerle bir olmalı!
Anlatıyorum ki tüm bunları, sizinde dünyanız kalmasın artık, bizim dünyamız olsun!
Değişsin yüreğinize giden yoldaki tüm levhalar, üstlerine adım yazılsın!
29 notes
·
View notes
Text
Kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme..
211 notes
·
View notes
Text
“Kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun.
İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme!”
36 notes
·
View notes
Text
kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. incinme değil bu, insana olan inancını yitirme.
24 notes
·
View notes
Text
incinme değil bu, öfke değil, ah! değil, tam bir yürek çöküntüsü, ruhun taşa dönüşmesi, aklın büyük yalnızlığı.
33 notes
·
View notes
Text
Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor. Bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. Kirpiklerin hiçbir güzellikle halkalanmıyor. Baktığın bütün sular yeraltına çekiliyor. Sevmek korkusu ayrılıktan çok önce acı veriyor. Dünyanın bütün cenazeleri evinin önünden kalkıyor. Her gün bir arkadaşın büyüdüğünüz zamanlarda kayboluyor. Girdiğin çıktığın bütün kapıların önünde yabancı, ardında yalnızlık olup kalıyorsun. Ne, biliyor musun gönül yorgunluğu? Kendinden soğuyorsun. Sözünden soğuyorsun. Geçmişinden soğuyorsun. İnandıklarından soğuyorsun. Baktığın yüzlerden soğuyorsun. İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil. Durup dururken inciniyorsun kötü söz gerekmiyor bunun için. Sana söylenmesi de gerekmiyor sözün. Tam kirpiklerinin ucunda bir yarım ay, dudaklarında bir boyalı söz… bir kırıcı gülüş yetiyor kapanman için. Saygısız ses, kibirli gövde, tüküren gözler… kalabalık, tanrısından büyük! İskeletine kadar çekiliyorsun. Birisine bir söz söyleyeceksin; sessizlik boğucu; şu uzun ayrılığa bir özür, bir sitem… kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme! Yaranı evde bırakıp çıkıyorsun sokağa. Öyle acıklı bir uzaklık ki, şikâyetin sularını çoktan geçtin. Hiçbir şeye öfke duymuyorsun. İnsan boylu boyunca bir hastalık. İnsan korku. İnsan yıkım. İhtiraslarının külü insan. İnanmıyorsun artık. Anlamamak değil, inanmıyorsun! Can sıkıntısı değil, inanmıyorsun! Yaşamak korkusu değil, inanmıyorsun! Ruhun hazan mevsimi bu. İnsanın kötülüğe dönüşmesi. Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Ölümün, yaşarken hüküm sürmesi insanda.
10 notes
·
View notes
Text
Kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme.
~Şükrü Erbaş
22 notes
·
View notes