#herşey seninle güzel
Explore tagged Tumblr posts
Text
youtube
Bir zamanlar...🌷🤍🌹
6 notes
·
View notes
Text
"Mesafeler umrumda değil, içimde en güzel yerdesin."
#gelmemeyegidenadam#3391km#beyzaalkoc#3391kilometre#hayalhanem#egeninincisi#egeninizmiri#egeninışıkları#uzak mesafe#mesafe aşkı#mesafeler#herşey bitti#her şey seninle güzel#her şey için çok geç#her şey çok güzel olacak#her şeye rağmen
223 notes
·
View notes
Text
"Şimdi bana öyle bir şeyler söyle ki durup dururken, tam hayattan vazgeçerken beni aşka inandır."
#beni aşka inandır#kolpa#aşka çarem yok#aşk acıtır#cem adrian#son seslenişim#sezen aksu#seninleyim#her şey seninle güzel#her şeyi yak#her şeye rağmen#herşey bitti#Spotify
4 notes
·
View notes
Text
Kocam beni iyiki aldatmış
Kocam beni iş yerinden bir kadin ile aldattı, bunu ogrendigimde deliye dönmüştüm bosanma asamasina geldik ama sineye cekip cekildim kenara , fakat bu durumu sindiremiyordum , bu olayin ustunden 1 yıl kadar geçmişti, ben cocuklarla birlikte memlekete gittim , giderken kocamin bu boslukta beni tekrar aldatacagi suphesi hep vardi içimde, sirf o kötü duyguyu bastirmak için, ben ondan uzaktaysam , oda benden uzakta , ben niye dusunuyorum o düşünsün karim beni aldatır mı diye dusunceleri ile sakinlesiyordum , ama benim onu aldatacagim onun aklina gelmezdi çünkü ben ona göre sex sevmeyen sadece cocuklarina bakan bir anne modeliydim , oysa sex i çok arzulayan fakat kocam tarafindan tatmin olamadigim için soguk duran biriydim , memlekette cocuklugumda bana aşık olan biri vardi aslinda bende ona pek boş degildim ama olmamisti onunla , oda 10 yildir evli simdiye kadar çok kez memlekete gittim karsilastik sadece kisa merhabalarla gecistirmistik ama bu sefer kur yapip onun koynuna girmek istiyordum , kocamdan intikamimi almaliydim, 2 gün köyde denk geldik fakat sohbete musait ortam yoktu , 5 gün musait bi yerde denk geldik ve naber nasilsin gibi ben sohbete girdim , ayak ustu biraz konustuk numarami verdim oda bana verdi musait oldugunda ararmisin seninle birsey konusmak istiyorum dedim uzaklastim, hemen peşime aradi , şimdi eve geciyorum olmaz sonra konusalim dedim , gece mesaj atayim mi dedi , olur dedim ,ama ben yazmadan sen yazma olur mu, hanim gorurse yanlis anlayabilir dedi, tamam dedim kapattik telefonu , gece 3 gibi mesaj atti , bende ona , hala aklimdasin biliyormusun dedim , bu mesajimi gorunce , ben seni yillardir unutamiyorum hep hayallerimdesin dedi, nekadar dogru bilemem ama benim amacim konuya girmek ve koyde oldugum 1-2 aylik surede firsat buldukca onunla yatmakti, ben yarin hanimla yaylaya cikacaktim sen bana eslik etmek istersen rahat rahat konusalim dersen , hanima sen gelme fazla birsey yok dinlen ben gider hallederim isleri derim , sen şu koy cikisindaki yukardaki rampanin orda beklesem yeter ben ordan alirim seni dedi , tamam dedim ertesi gun gunduz mesajlastik haberlestik beni ordan aldi , yayla evinde bas basaydik etrafta kimse yok , sanki ilk defa sevisiyor gibiydim , sanki daha once hiç orgazm olmamisim gibi , inlete inlete sikiyordu beni , arkadanda istedi , sana herşey serbest dedim , kocam bile bikere girmeye calismisti ben çok bagirinca birakmisti , bagirsamda birakma arkadan gir içime boşal dedim , öyle mutlu olmustu ki ,ilk başlarda çok canim yandi ama sonradan alisti deligim bagirsamda kenetledi beni kokledi gotume , içime attirdi , amli gotlu sikilmistim mutluluktan uçuyordum ama kocama olan kinim gecmemisti , şimdi sessiz ol ve usulca yanimda dur okşa memelerimi hafiften dedim , o esnada kocami aradim ,3-5 dakika telefonda onunla konustum , bi yaramazlik yapmiyorsun dimi diye sorguladim iki büklüm olup oflayip pufladi tamam tamam güveniyorum sana hadi kolay gelsin diyip telefonu kapattim , eski aşkım bu konusmayi duyunca tekrar kazik gibi oldu , kocanin yanindada sikim mi seni dedi , sik nerde istersen sik dedim , daha bekarkenden hayalimde sen vardin hep ama evlenince kocama sadik kalmak için dusunmedim kimseyi taki o beni aldatana kadar dedim , ve o gunden beri kocamla yatarken bile seni hayal ediyorum dedim , iyice kudurmustu tekrar tekrar sikiyordu beni , yayla maceramiz çok güzel gecmisti , sonrasinda firsat buldugumuzda, samanlikta ormanda arabada , 2 ay boyunca sevistik , ben geri dondugumde irtibati kopartmadik 3-4 ay da bir gelmeye calisiyor ve beni burda beceriyor , tabi bu esnada ben bu tadi alinca buradn biri ile daha tanistim , tesekkur ederim kocacigim beni aldattigin icin, yillardir tadamadigim yarrak zevklerini artik doyasiya tadiyorum , simdiye kadar boşuna kasmisim kendimi , artik daha mutluyum ,
68 notes
·
View notes
Text
Seninle herşey daha güzel olurdu_💙🦋
🎼🎶🎵 💙🥀💙🦋💙 Umar Keyn 🎤
Bir kanadı kırık kuş gibiyim gökyüzünde...
Gideceğim o kadar yer var ama hiçbir yere gidemiyorum
💙🥀 🦋💙🦋
Yazdıkların şiir değilse kalsın🥀
Cennetse sevdan çık dışarı,🦋
Solgun ışıklar🥀
Sessiz ağaçlar parklarla🦋
O cümbüş gecesini de tak peşine🥀
Yazdığın şiir değilse bırak bunları kalsın…🦋 🦋 🦋 💙 🦋 🦋 🦋
81 notes
·
View notes
Text
Hayirli akşamlar
Umut yaşatır insanı derler.. Umut etmek güzeldir insanı ayakta tutar.. Bunca zaman sadece umut ettim ve şimdiki yaşlarımda umut yerini aşka bırakır oldu.. İnsanı yaşatan tek şey umut değilmiş meğer.. Aşk bize verilmiş en kutsal duygu.. Küçücük kalbime dokunduğun gün başladı hayat.. Hala devam ediyor ve ben her seferinde iyi ki diyorum.. Bana olan desteğin bana olan sevgin bana duyduğun büyük aşk karşısında dizlerinin önüne eğilip sana olan bütün duygularımı haykırmak isterdim.. Fakat ağızdan çıkmıyor cümleler senin yanında.. Seni sadece yazarak anlatabiliyorum.. Yüzünü kirpiklerinin tel tel ayrılışını gülüşünü ellerinin ve kalbinin sıcaklığını sadece kağıtlara dökebiliyorum.. Sana bakarken daha bir güzelleşiyor sanki ruhum.. İçimde kötü olan ne varsa hepsi bir bir kopuyor karışıyor sonbahar rüzgârlarına.. Savruluyor içimdeki bütün olumsuzluklar.. Güzel olan ne varsa bana koşuyor sanki seninle birlikte.. Tarif edilemiyor bazen sevgilim.. Sen kutsanmış kitap gibi sen üstüme düşen yağmur damlası gibi sen cama vuran rüzgar gibisin.. Sen yatağımdaki derin uyku sen sabahıma güneş sen karanlığıma mum alevi.. Sen kalbimi ısıtabilen içimi okşayabilen tek varlıksın.. Bana bütün duyguların en güzelini yaşatan büyümemi sağlayan içime heyecan katanımsın ve sen iyi ki varsın.. Duysalar kıskanırlar kalbinin güzelliğini duysalar alırlar hemen seni benden.. Yok eşin benzerin.. Senden bir tane daha yok.. Senin gibi bakan senin gibi gülen senin gibi dinleyip susan senin gibi ağlayan senin gibi saran yok.. Sen varsın bir.. Şu koca dünyaya gönderilen ve beni bulan bir tek sen varsın.. Sen bütün sonlarımın başlangıçlarına dokunansın.. Sen denizin mavisi yaprakların yeşili siyahın aydınlığısın.. Sen beyazsın hemen kırılırsın leke tutar beyaz yanların ağlarsın kan damlar sokaklara.. Yüzüne ufacık hüzün düşse kuşlar ötmeyi bırakır kanatları kırılır.. Ne zaman dönsen sırtını bana yırtılır bedenim.. Yokluğun keser nefesimi dolar gözlerimde ağlayamam.. Üzülmenden korkarım.. Sen üzülme karicim varsın dolsun gözlerim yaşlarla varsın yansın bu gezegen alev alsın.. Yeterki üzülme.. Sen gülümsemek etrafa neşe katmak için yaratılmışsın.. Sen başyapıtsın.. Gözlerin hiç dolmamalı mesela yüzün hiç gülümsemek etrafa neşe katmak için yaratılmışsın.. Sen başyapıtsın.. Gözlerin hiç dolmamalı mesela yüzün hiç düşmemeli.. Ellerin hiç gözyaşlarına gitmemeli senin.. Sen hep sevmeli sevilmeli gülmeli mutlu olmalısın.. Sen sofranın tuzu rüyaların tatlı düşü.. Sakın gitme hep yanımda kal.. Kalki ruhum nefes alsın kalki canıma can katılsın.. Yüreğime değdiğin günden beri böyleyim işte.. Kerem Ferhat Mecnun misali divaneyim deliyim belki.. Nasıl böyle oldu dersen dön bir bak aynaya.. Bunun bütün cevabı sende.. Sen sorulara cevapsın.. Bazen olmadığın gecelerde oturuyorum camın önüne alıyorum elime bir kahve ... Sen yokken hava genelde öfkeli oluyor.. Esmer bulutlar kuşatıyor gökyüzünü bir türlü açık vermiyor.. Tek bir yıldız kalmıyor gökyüzünde sanki hepsi küsüyor.. Yıldızlara bakıp dalamıyorum diye dışarıya göz gezdiriyorum bende.. Ağaçlar yalpalanıyor.. Yapraklarını akıtıyor gözyaşı misali.. Yerler hep yaprak oluyor.. İnsan basmak istemiyor yapraklara acıyla ayrılıyorlar daldan diye.. Sonra rüzgar bakıyor etrafa sen yine yoksun.. Bir hışımla esmeye başlıyor.. Ne ağaç dalından düşen yaprak kalıyor ne yerden kalkmayan toz tomur.. Yokluğun böyle bir şey sevdiğimm.. Sensizlik bir tek bana değil bütün doğaya yansıyor.. Herşey herkes kırılıyor dallarından.. Oyüzden iyisi mi sen gitme kal.. Ciğerlerime dolan sigara dumanı bile yoksun diye dertli yanıyor kahve buz gibi oldu odada epey soğuk.. sen hep doğ karanlığıma aydınlansın ısınsın odam.. sen gitme kal..
64 notes
·
View notes
Text
Hey Adam;
Seninle tanışalı bir yıl oldu,geçiyor hatta. Başıma gelen en güzel şeysin sen. Mesafe vardı aramızda, imkan görmüyordum bu denli olacağımıza. Tüm olmaz dediğim, ne varsa öğrettin yaşattın. Hayatın sadece siyah ve beyaz olduğunu değil, başka renklerin olduğunu da gösterdin bana. Gökkuşağı derdim sana, hatırlar mısın sevgılım? Buraya yazmamın sebebi, burada tanışmış olmamızdan ötürü.
Belki başka uzaktan seven çiftlere de , örnek oluruz ne dersin?
Takvimin yaprağı, 18 ocağı gösteriyordu.Seni ilk, canlı canlı karşımda gördüğüm gün..Telefonda konuşuyorduk, geldim sevgilim demiştin:) Ben taksiden inene kadar pek bir şey hissetmemiştim aslında , sadece heyecan vardı işte biraz. Aklım sıra süpriz yapmak istemiştim sana. Sonra işinin olduğunu söylemiştin. Bizim otogar, karışık biraz bilirsin. Deli gibi arıyordu gözlerim seni, sonra içimden bir ses dön dedi sağ tarafa. Yürümeye başladım her adımım, kalbimin biraz daha hızlanmasına sebep olmuştu. İleride arkası bana dönük bir adam gördüm. Sırtında siyah bir çanta, siyah bir mont vardı üstünde. Koku geldi srdından, daha önce bildiğim ama uzun zamandır almadığım bir koku. Telefonuma sarıldım, sordum hemen çantanın rengini,montunun rengini. Evet de sen nereden biliyorsun? diye bir yanıt düştü teiefonuma. Arkana baktığında, göz göze geldiğimiz o an dünya durmuştu. Film sahnesi gibiydi herşey, adımlarım hızlanmaya başladı. Bir yerden sonra kontrolü kaybetti, kollarına atım kendimi. Duyduğum koku artık dibimdeydi, yıllardır birbirimize hasret kalmış gibi sarıldık. Bütün olmuştuk mesafe yoktu, yıkmıştık başarmıştık..
Ellerim deli gibi terliyordu, titriyordu. Kalbimin artık bir ritmi yoktu o kadar hızlı atıyordu ki, bir an çıkacak gibi hissetmiştim :) Mazi gözler, beyaz ten, cennet kokusu..Yabancılık çekmemiştim, utanç duygusu çok uzaktaydı bana. Ellerin ellerime değdiği an, alev alev yanıyordu sanki. Sıcacıktı bilirsin ellerim soğuktur benim. O kış ayında, takvim seni gösterdiği gün, ben baharı yaşıyordum. Babama benzettim, adam ben seni. Bir zamanlar kahramanım dediğim adama, çok benzettim seni.. Yürüdüğünde ilk adımını, hep sağdan attığını konuşurken ilk etrafa baktığını, ağladığında gözünden gelen yaşın ilk soldan aktığını, güldüğünde yanağında o çukuru, sinirlendiğinde o mavi gözlerinin, bir buz dağına dönüştüğünü, uyurken elini yastığının altına koyup, on ikinci nefesten sonra rüyalara adım attığını, yalan söylerken soluna bakıp öyle anlatmanı, evde otururken ayağının birini koltuğun üstünde tuttuğunu, kırıldığında sessizliğini, uykundan uyandığında dört kere göz kırpıp etrafa bakmanı, en çok siyah ve maviyi sevdiğini, giydiğin ayakkabının ilk şeklinden önce rahatlığına bakmanı, ellerimi tutmak için yükün olsa bile bir şekilde tutmaya çalışmanı, benimle yürürken sürekli beni izlemeni, sigara yaktığında ilk bana yakıp vermeni, biten siğara paketini elinde sıkıp atmanı, kahvaltı yaparken ilk çayına şeker atarak başlamanı, sessiz sessiz yerken benı izlemeni, kahveyi sade içmeni, çayı üç şekerli içmeni.. Kısacası sevgilim yanımda uyurken bile kirpiklerini saymamı nasip etti rabbim. 146 dan sonra sayamadım. Yüzünü izlemeye başlamıştım sonra da ,uyumuşum kollarının arasında.. Şimdi annelerimiz tanışmış. Elalem değil ellialem bizi bilir olmuş. Büyük savaşlar verilmiş, 13 buluşma ,sayısız mesaj işlemiş bize. İyi ki varsın sevgilim iyi ki seninim. Seni çok seviyorum okyanusum..
@hepeksikk
#kendimce#tumblelog#tumblog#tumblr postları#postlarim#keşfet#love#ask#1 yıl#mesafeler engel değil#sevgilime
46 notes
·
View notes
Text
Demek Ki Benim İçimde De Orospuluk Yatıyormuş
Sırayla 5 bayan, ayda bir, birimizde kahvaltı partisi yapardık. O gün 4 arkadaşımla beraber, Filiz ablaya kahvaltıya gitmiştik. Filiz ablamız 44 yaşında olduğundan yaşça hepimizden büyük, ama yaşını göstermeyen, daima güleryüzlü, tombul, genelde hep mutlu tanıdığımız ve çevresine mutluluk veren biriydi. Bazen kendisiyle bukadar barışık olan bu kadının mutluluk sırrını merak ederdim. Neyse, kahvaltıdan sonra, çaylar içildi, sohbet eşliğinde kahvelerimizi de içtikten sonra, benden hariç herkes gitmişti. Kocamın ve çocuklarımın eve gelmesine daha çok vardı, o yüzden ben biraz daha kalmıştım…
Filiz abla bana, “Necla sen TV‘ye takıl, ben masayı toplayım, sonra birer kahve daha içeriz!” dedi. Ben de kumandayı aldım elime, kanalları yoklarken yanlış uyduya girmişim, birden pørnø kanalı açıldı ve adamın birinin kadına tam sikini sokması koca ekrana gelmişti. Panikleyip, delice tuşlara basıyor, o uydudan çıkmak istiyordum, ama nafile, sanki uydu alıcısı kilitlenmişti. Tam o arada Filiz abla mutfaktan geldi. Benim perişan halimi görünce kahkayı bastı, “Bu kanalda işin ne kız? Yoksa sen de benim herif gibi böyle şeylere mi meraklısın?” dedi. “Ya abla sende yani, bilerek mi açtım sanki?” dedim, ama çok utanmıştım…
Filiz abla kumandayı alıp, ekranda sikişenlere son kez bakıp, “Adamınki de güzelmiş, aynı benim herifinkine benziyor!” dedi ve kanalı değiştirdi. Hakikatten adamın siki güzeldi, orta boy, kalın ve dimdikti. Utanmıştım, ama böyle bir filmi ilk gördüğüm için, aynı zamanda hoşumada gitmişti. “Aman abla, sende amma yaptın, Hıdır abim 48 yaşında, yoksa eski halinden mi bahsediyorsun?” dedim. “Olurmu kız, Hıdır eski halinden hiç taviz vermedi, tam tersine cinsel hayatımız dahada kaliteli olmaya başladı!” dedi. “Nasıl yani?” derken, aklımdan bizim evdeki halimiz aklıma geldi. Oğlumdan sonra 8 yıl önce kızımız dünyaya geldikten sonra, eşimin istek gücü bayağı zayıflamış, bazen 2 ay kardeş gibi yanyana yatardık, ben de artık bu duruma alışık olmuştum, hiç bir istekte bulunmuyordum…
Filiz abla anlatmaya devam ederek, “Eskiden yaptığımız hızlı ve kısa sevişmelerden daha ziyade, şimdi uzun uzun sevişip, ilişki arasında fantaziler kurup birbirimizi zirvelere taşıyoruz!” dediğinde ciddi olduğu belliydi. Ben yine sadece, “Nasıl yani?” diyebildim. “Bak mesela, bazen, tabi her seferinde değil, böyle bir toplantı gününden sonra, Hıdırla sevişirken, bana sorar kimler vardı diye, ben de isimleri sayarım. O da, (Hayırsız kadın, hepsini niye yolladın, birisini yatağımda bıraksaydın ya!) der!. Ben de kocamı tamamen çıldırtmak için, (Hepsini yollamadım, bak Vildanı sana bıraktım, şimdi Vildanı sikeceksin!) derim. O da hemen Vildan yataktaymış gibi bana, (Vildan hanım hoşgeldin, niye geldin?) der. Ben de Vildanmışım gibi, (Hıdır abi amım sikini çekti, sana siktirmeye geldim!) derim. O da, (Madem öyle, hemen amına takayım!) der. Sonra, (Amın çok güzel Vildan, sokuyorum bak dibine kadar girdim!) der. Ben de, (Sok Hıdır abi, sok!) derim. O da, (Dayanamıyorum Vildan, amına fışkırtacam!) der. (Fışkırt Hıdır abi, döllerini içime akıt!) derim, ve iştahla içime boşalır! İşte buna benzer çok fantaziler yaparız. Bazen de benim başka bir erkekle sikiştiğim fantaziler yaparız. Ama herşey yatakta kalır ve biter!” dedi.
Kulaklarıma inanamıyordum, böylesini ne duymuş, nede yaşamıştım. Ama muazzam tahrik olmuştum. Kaybettiğim sandığım istek duygusu birden içimi parçalamış, amım sulanmaya başlamıştı. Filiz ablanın, “Noldu kız, şok mu oldun? Yoksa aklın halen deminki sikte mi?” dedi ve yine kahkahayı bastı. Utanarak güldüm, “Gerçekten içimi kıpırtdattı abla!” dedim ve birazcık bizim yatak odasında olan bitenden bahsettim, yani daha doğrusu olmayanlardan. Bana, “Vah zavallım!” dedi, biraz durdu, sonra, “Aklıma birşey geldi kız, Hıdırıma süpriz yapmak istiyorum, sen şimdi gidip soyunup yatağa yatacaksın, birazdan o da gelir seninle ilgilenir!” dedi. İşte buna şok olmuştum, “Saçmalama abla! Söylediğin ne biçim bir laf öyle?” dedim, ama gerçekten kızmıştım…
“Bak güzelim, 32 yaşındasın, şimdiden hayata küsmüş gibisin, hem sen biraz zevk, heyecan ve kadınlığını yaşarsın, hem ben de Hıdırımın en büyük arzusunu, fantazisini gerçekleştirmiş olurum!” dedi. “Asla yapamam ve yapmam!” dediysem de, o ısrar ettikçe bu fikre yatkın oluyordum. O da ne yaptı etti, sonunda bana kabul ettirdi ve öocuk gibi sevinerek, “Yaşasın!!! Bakalım bizim Hıdır bey fantaziden ileri gidebilecek mi?” dedi…
Üst kata çıkıp, çırılçıplak soyunup, yatağa girmiştim. Tahminen ateşim 45 derece vardı. Yorganı kafama çektim. Tanrım, ben burda yabancı bir yatakta çırılçıplak neler yapıyordum? Yorganı tekrar indirdim, vazgeçmeyi kafaya koymuştum, tam giyinip gitmek isterken kapı açıldı, Hıdır abi içeri girdi. Beni öyle görünce afallayıp kaldı. Yaklaşık 1 dakika kadar taş kesilmiş heykel gibi odanın girişinde durdu, sonra toparlanıp, aşağıya seslendi, “Sürprizine bayıldım karıcığım, harikasın, seni çok seviyorum!” diye ve kapıyı kapattı. “Hoşgeldin Necla hanım!” deyip, gömleğini çıkartmaya basladığında, ben başımı yana çevirmiş, deminki ateşimin yerini soğukluk almış, resmen havale geçiriyordum…
Hıdır abi soyunmuş olmalı ki, yatağa geldi, bir eliyle elimi tutarken, diğerini de yorganın altına atıp, ayağımı okşadı. Biraz olsun yumuşamıştım, ama yine gergindim. “Pişman olmayacaksın güzelim!” deyip, yanağımı hafifden öperken, sıcak nefesini yüzümde hissediyordum. Hıdır abinin sakin konuşmaları ruhumu okşuyor, gittikçe rahatlıyordum. Demin elinin bulundugu ayak kısmına şimdi yüzünü getirmişti, ayaklarımdan başlayarak yukarıya doğru, süt beyaz tenimi öpe öpe, inceleye inceleye çıkıyordu. Şimdi baldırlarıma varmış, parmak uçlarını baldırlarımın iç kısmında gezdirirken, sanki o büyük elleriyle değil de, bir kuştüyü ile okşuyor gibiydi…
Deminki tedirginliğimin yerini zevk ve istek almış, bundan sonra olacakları sabırsızlıkla bekliyordum. Şimdi kafası baldırlarımın arasında, öperek bana ilk orgazmımı yaşatıyordu. Nihayet dudakları amıma kavuşmuş, diliyle klitorisime çok hafif değiyordu. Okadar ustaydı ki, bacaklarım açıldıkça açılmış, bale dansçısı gibi ayırmıştım onları. Kendimden geçmek üzereydim, iki elimle başını kavramış, bazen bastırıp bazen çekiyor, orgazmlarıma destek oluyordum. O bölgeden yalayarak göbeğime, sonradan memelerime gelip, susamış bebek gibi onları avuçlayıp, hoyratça emmeye başladı. Uçlarını ısırıp, acıyla zevk arasında oyunlar yapıyordu süt beyaz diri göğüslerime. Dekoltemden çıkıp boynuma, boğazıma yapışmış, tenimi yalarken, benim içimde fırtınalar kopmuştu…
Kendimi zevk seline kaptırmış gidiyorken, birden amcığımın içine kalın sikinin hiç zorlanmadan oturduğunu hissettim. Artık akıntıya kapılmış, şelaleye doğru sürükleniyordum. Bu dakikadan sonra seks ve sevişmek benim için yeni bir defter acmıştı hayatımda. Hıdır abi sikini köküne kadar içime sokmuş, bir müddet böyle durduktan sonra, çekip geri gömmüştü. Şimdi gelip giderken, “Harikasın Necla hanım, daracıksın, çok mutlu ettin beni!” deyip, hoş sözleri bir yandan, amıma vuruşları öbür yandan, zincirleme orgazmlar yaratıyordu bende. Yaklaşık 9-10 dakika beni böyle sikti…
Sonra birden değişmeye başladı, sanki Hıdır abi deminki narin ince ruhunu terketmiş, gittikce kabalaşıyordu. Hoyratca amıma çarparken, benden de tepki gelmeyince dahada vahşileşiyor, buda bana ayrı bir zevk veriyordu. Kullandığı kelimeler argolaşmış, ikimizi de inanılmaz senaryolara sürüklüyordu. “Yarrağım amında Necla, hoşuna gidiyormu?”. “Gidiyor abi, sok amıma, sok, sertçe sok!”. “Vay kaltak vaay! Demin utanırken şimdi yarrağım yetmez oldu haa?”. “Ohhhh, ahhhh, abi harika yarrağın var, vur amıma, kudurt kaltak Neclanı!”. “Al ozaman kaltak karı! Ayır amını, amına soktuğumun orospusu!”. “Öyle deme abi…”. “Sus orospu! Orospu! Orospu! Orospu! Sen adi bir orospusun! Utanmıyor musun arkadaşının kocasına amını dayamaya?”. “Utanmıyorum lan pezevenk! Senin o Filiz denen orospu karın istedi, ben de açtım amımı! Kapa çeneni de, amıma geçir pezevenk!”. “Geçiriyorum lan orospu, senin pezevengin olacam, satacam seni, siktirecem herkese, kaltak karı, adi fahişe seni!”. “Oohhh geçir koçum! Offf offff, sok, sok, daha hızlı, fışkırt içime, döllendir beni!”…
Ve ikimiz de çığlık atarak aynı anda boşaldık. Hıdır abi üstümde yığılıp kaldı. İkimiz de bitmiştik. 2 dakika sonra, “Neclacığım, güzelim, umarım demin söylediklerimden dolayı bana kızmadın?” dedi. Gülümseyerek, “Yok abi, neden kızayım? Bana hiç yaşamadığım harika şeyler yaşattın, demek ki benim de içimde orospuluk yatıyormuş!” dedim, gülüştük. Doğrulup yatakta oturduk. Hıdır abi bana sarılıp uzun müddet saçımı okşadı. Sonra kalkıp ıslak mendille biraz temizlenip giyindim. Hıdır abiye sarılırken sonsuz minnettardım ona. O sırada Filiz abla kapıyı tıklatıp, müsade isteyip içeri geldi. Hemen koşup ona da sarıldım, “İyi ki varsın ablacığım, seni çok seviyorum!” deyip, muhteşem çifti başbaşa bıraktım.
251 notes
·
View notes
Text
Komşumun Fırlama Kızı! (1) (Emre 27 Y., İstanbul)
Merhaba, ben Emre. Şu anda 27 yaşındayım. 1.86 boyunda, mavi gözlü, buğday tenli ve atletik vücutlu biriyim. Yakışıklı olduğum çevrem tarafından hep söylenir. Aslen Sivas'lıyım, ama Liseyi bitirip, İstanbul'daki bir Üniversite'yi kazanınca, mecburen İstanbul'a gitmek zorunda kaldım. İstanbul'da dayım vardı. Öğrenci yurdunda kalacağımı söylediğimde, dayım, "Oğlum ne işin var yurtta, kal işte bizde, burası senin evin!" dedi. Ben rahat edemeyeceğimi söylediğimde, "O zaman sana bir daire kiralayalım, tüm masraflarını da ben üstleneceğim!" dedi. Dayım İstanbul'a ilk geldiğinde aldığı arsaların prim yapmasından dolayı büyük paralar vurmuştu. Ben okula kayıtla falan uğraşırken, dayım bir daire kiralamış, dayayıp döşemişti bile. Evde ihtiyacım olan herşey vardı. Evin anahtarlarıyla birlikte epey bir miktar para da sıkıştırdı elime, "Lazım olur!" dedi.
Sağolsun dayımın tüm giderlerimi karşılaması sayesinde, kendimi derslere vermiştim. Karıya kıza takılmadan ve 4 sene ineklemenin sonunda başarılı bir şekilde Üniversiteyi bitirdim. Ama piyasadaki iş sıkıntısı yüzünden sağlam bir işe giremiyordum. İstediğim şirketler beni kabul etmiyor, ya da komik maaşlar öneriyordu ve benim o maaşla geçinmem imkansızdı. Dayım halen harçlığımı bol bol verdiğinden, iyi bir iş bulana kadar aramaya devam ediyordum. Tabii bu süreçte, evde eskisinden fazla takılmaya başlamıştım ve dolayısıyla komşularımla da biraz tanışmıştım.
Binada oturanların hepsi varlıklı insanlardı. Komşularımdan Aynur abla, 30'lu yaşlarda ve çok bakımlı bir kadındı. Aynur ablanın kocası Halit abi ise 50'li yaşlardaydı ve gerçekten çok zengin bir adamdı, bir o kadar da babacandı. Bunların bir kızı vardı, Beyza, 17 yaşında Liseli bir çıtırdı. Beyza, siyah saçlı, beyaz tenli, yaşına göre dolgun göğüsleri ve kalçaları olan harika bir kızdı. Rahat yetiştiği hemen belli oluyordu, hep açık kıyafetler giyer, annesi veya babası giyim yönünden onu kısıtlamazdı. Beyza'nın o insanı çıldırtan götüne bitiyordum resmen.
Cuma akşamıydı, evde oturmuş bira içiyordum. Kapım çalındı. Kapıyı açtığımda, karşımda, şıklığıyla binadaki tüm kadınlara taş çıkartan Aynur abla ve kızı Beyza duruyordu. Aynur abla, "Nasılsın Emre? Müsaitsen biraz konuşabilir miyiz?" dedi. Hemen içeriye davet ettim. Oturunca, "Senden bir ricam var Emre, Beyza da senin bitirdiğin bölümü istiyor ve seneye sınava girecek. Onu çalıştırır mısın?" dedi. Ben hiç düşünmeden, "Tabii ki çalıştırırım Aynur abla!" dedim ve hangi günler müsait olduklarını sordum. Aynur abla, "Cumartesi ve Pazar günleri, saat 11:00'den sonra çalıştırırsın!" dedi. Biz konuşurken, Beyza'nın telefonuna bir mesaj geldi ve izin isteyerek kalktı gitti. Aynur abla, "Gitmesi iyi oldu, seninle ders ücretini konuşacaktım, Beyza'nın parasal konuları duymasını istemiyorum!" dedi. Ben, "Ne ücreti efendim, ücret falan istemem, hatırınız yeter, komşuyuz!" dedim.
Aynur abla, "İstemeyeceğini biliyorum, ama sende hatırım varsa ücretini alırsın. Haftalık **** Lira uygun mu?" dedi. "Gerçekten ücret istemiyorum, hem o para çok çok fazla!" dedim. Ama Aynur abla, "İtiraz istemiyorum!" dedi ve kalktı, giderken de extradan **** Lira bıraktı, "Bu da şimdiden sana teşekkür ücretimiz olsun!" diyerek gitti. Benim bu paranın hakkını vermem için kendimi iyi yormam gerekecekti. Yarınki ilk dersimde zinde olmak için, bira içmeyi bırakarak, saat gece 22:00'ye gelmeden yattım.
Cumartesi sabahı erkenden kalktım, duşumu aldım, traşımı oldum, en güzel kıyafetlerimi giyindim, parfümümü sıktım ve iyi bir kahvaltı yaptım. Ne de olsa ilk öğretmenliğime başlayacaktım. Saat tam 11:00'de karşı dairede oturan Aynur ablaların ziline bastım. Kapıyı bana Aynur abla açtı, "Hoşgeldin Emreciğim, geç, Beyza içerde, odasında!" dedi. Kapısını tıklatıp içeriye girince Beyza'yı gördüm, altına kısa bir etek, üstüne de yeşil bir tişört giymişti. "Hoşgeldin!" diyerek ayağa kalktı, tokalaşmak için elini uzattı. Yanaklardan öpüşürken parfümü beni tahrik etmişti. Dün annesiyle bana geldiklerinde gayet soğuk ve resmi davranan Beyza'nın, şimdiki bu samimiyetine hem şaşırmıştım, hemde sevinmiştim doğrusu. Annesinin babasının yanındayken uslu kız çocuğunu oynuyordu bu Beyza!
Derse hemen başladık. Aynur abla da sürekli bize çay, pasta falan getiriyordu. Annesi odaya girdiğinde Beyza hemen ciddileşiyor, annesi odadan çıkınca ise saçıyla başıyla oynuyor, gözlerimin içine bakarak dudaklarını ıslatıyordu. 2 saat kadar çalıştıktan sonra dersi bitirdim ve "Bugün bu kadar yeter, yarın yine aynı saatte gelirim ve bu konuyu bitiririz, sana ödev veririm, öbür haftaya da kontrol ederim!" dedim ve kalktım. "Tamam!" diyerek yine tokalaştı ve yanaktan öpüştük. Odasından çıktığımda, Aynur abla sordu, "Nasıl, kapacak mı birşeyler?" diye. Ben de, "Gerçekten zeki bir kız, kendini biraz daha verirse istediği bölüme girer!" dedim ve vedalaşıp ayrıldım ordan. Eve gittiğimde Beyza'yın o götünü düşünerek iki posta 31 çektim ve yarım kalan uykuma devam ettim.
Pazar günü yine saat 11:00'de gittim. Bu sefer kapıyı bana Beyza açtı ve hiç tokalaşmadan, yanaktan öpüşmeden, "Gel Emre abi, biz de kahvaltıdaydık!" dedi. İçeriye girip, Halit amcaya, "Kahvaltınızda rahatsız etmek istemezdim, olmazsa gideyim, birazdan gelirim..." dedim. Ama Halit amca ayağa kalkıp, "Gel otur oğlum, kahvaltı yap bizimle! Zaten birşeyler konuşacağım senle!" dedi ve zorla oturttu.
Beyza bana da tabak koyarken, evde kahvaltı yaptığımı, sadece bir bardak çay içebileceğimi söyledim. Beyza'ya kaçamak bakışlarla bakıyordum. Yine kısacık bir etek giymişti, gerçi kalçalarını tümden kapatıyordu, ama yine de tahrik ediciydi. Beyza'ya bakarken annesine babasına yakalanmamak için, bakışlarımı mutfaktaki eşyalara yönlendirmiştim. Halit amca söze girdi, "Emreciğim, biliyorsun benim Almanya'da bir şirketim var. Yakında Almanya'ya gitmem gerekiyor. Sen saygılı ve güvenilir birisin, Aynur ablan ve Beyza sana emanet, ben yokken göz kulak ol onlara, tamam mı?" dedi. "Tamam Halit amca, merak etme sen!" dedim. Beyza'nın kahvaltısı bitince, derse başlamak için odasına geçtik.
Derse başladık, ama Beyza yine saçıyla başıyla oynamaya başlamıştı. Beyza verdiğim soruları çözerken, ben de Beyza'nın tişörtüne zor sığan göğüslerini kesiyordum. Bir ara Beyza kalemini düşürdü ve kalem dolabın altına doğru gitti. Beyza kalkıp, resmen önümde domalarak, kalemi almaya çalıştı. Altına giydiği tanga külotuna kadar görüyordum ve benim yarak çadırı kurdu tabii. Biraz aradıktan sonra kalemi buldu. Bana bakarak sinsice güldükten sonra yerine oturdu ve tekrar derse devam ettik. Ama benim aklım o tangalı götünde kalmıştı.
Yaklaşık 45 dakikadır ders yapıyorduk ki, Aynur abla beni çağırdı. Şık bir kıyafet giymiş, makyaj yapmış, süslenmiş püslenmişti. "Emreciğim, biz çıkıyoruz, Halit'in bir akrabasının düğününe gideceğiz, siz çalışmaya devam edin!" dedi ve elindeki zarfı verdi, "Ücretin burada!" dedi. Zarfı aldım, teşekkür edip Beyza'nın yanına geri döndüm. Dış kapının kapanma sesiyle birlikte, Beyza hemen kalktı, "Kısa bir ara verebilir miyiz, birşeyler içmek istiyorum!" diyerek odadan çıktı. Az sonra da seslendi, "Mutfağa gelsene, sen ne içmek istiyorsun?" diye. Kalktım gittim yanına. Dolaptan kola çıkarmıştı. "Ben de kola içeyim o halde." dedim. Bana da bir bardak doldurup verdikten sonra pencereden baktı, "Gittiler! Dur, kolanın içine biraz babamın viskisinden koyalım! Bizimkiler yokken ara sıra yapıyorum, çok güzel oluyor!" dedi, cevabımı beklemeden salona gitti.
Viski şişesini kaptı geldi, ikimizin kolasına da biraz viski ekledi. Büyük bir yudum aldıktan sonra, "Sigaran var mı, versene, yanında iyi gider!" dedi. Yanılmamıştım, annesinin babasının yanında uslu kızı oynuyordu, ama bu kız fırlamanın önde gideniydi, Şeytana pabucunu ters giydirirdi. Sigara paketini ve çakmağı cebimden çıkardım, "Annen baban biliyor mu içtiğini?" diye sordum. "Manyak mısın, bilmiyorlar tabii ki!" deyip paketi ve çakmağı elimden aldı ve "Uyuzluk yapıp söylemeyeceksin dimi?" diyerek bir sigara yaktı. Bir fırt çekip dumanı üfledi ve yaktığı sigarayı bana verdi, kendine birtane daha yaktı. İyice kanaat getirmiştim, bu kızdan herşey beklenirdi. Sigaralarımızı ve viskili kolalarımızı içerken, "Keşke okuldaki hocalar da senin gibi olsa, çok kafa adamsın, üstelik çok yakışıklısın!" dedi. "Teşekkür ederim, ama şimdi dersimize dönelim, hadi söndür sigaranı!" dedim. Sigaralarımızı söndürüp, içeceklerimizi bitirdik ve dersin başına döndük.
Bir saat daha çalıştıktan sonra, ödevlerini verdim ve gitmek için izin istedim. Beyza beni kapıya kadar uğurlamak için önümden gidiyordu. Koridorda götünü kıvırtarak yürürken, benim yarak yine çoktan kalkmış, çadırı kurmuştu. Tam dış kapıya yaklaşırken Beyza (kasıtlı olarak) birden durunca, ben de onun arkasına yaslanmak zorunda kaldım ve direk gibi dikilmiş yarağım götüne dokundu. Beyza, "Biliyordum!" diyerek döndü ve elini önüme attı, pantolonumun üstünden sikimi tuttu. Ben şaşkınlıktan birşey diyemeden, Beyza kemerimle pantolonumun düğmesini açarak, elini boxerimden içeriye soktu ve yarrağımı okşamaya başladı.
Afallamam geçince Beyza'nın dudaklarına yumuldum. Düne kadar götünü düşünerek 31 çektiğim kızla sevişmeye başlamıştım. Acayip tahrik olmuştum ve yarrağım da Beyza'nın elinde zonkluyordu. Beyza öpüşmeyi bırakıp, "Rahatlatalım şunu!" dedi, pantolonumu boxerimle birlikte dizlerime kadar indirdi. Yarrağımı görünce şaşırmıştı, "Oha, bu ne böyle! Okuldakilerinkinden hem uzun hem kalın!" diyerek önümde çömeldi ve yarrağımı biraz inceledikten sonra ağzına alıp yalamaya, emmeye başladı.
Yarrağımı harika yalıyordu, acayip zevk alıyordum. Arada yarrağımı ağzından çıkartıyor ve 31 çekmeye başlıyor, o arada taşaklarımı yalıyordu. Yarrağımı tekrar ağzına aldığında fazla dayanamayacağımı anladım ve Beyza'nın kafasını iki elimle tutup kendime doğru çektim ve böğürerek ağzına patladım. Döllerimin çoğu gırtlağından direkt midesine gitti. Boşalmamın bitmesi oldukça uzun sürmüştü, Beyza tam bitti diye düşünürken yeniden fışkırıyordu döllerim. Küçücük ağzına büyük gelen yarrağımı gırtlağına kadar bastırdığım için, Beyza zorla nefes alıyor, öğürüyor, gözlerinden yaş geliyordu. Bacağımı çimdikleyince yarrağımı ağzından çektim.
Beyza derin bir nefes alıp, "Havyan, öldürecektin beni!" dedi. Ben tam özür dileyecekken, Beyza gülümseyerek, "Az kalsın boğuluyordum, birdaha yapma böyle!" dedi. Sonra yarağımın başına tükürdü ve yarağımı 31 çektirir gibi sıvazlamaya başladı. Gözlerime bakıp sırıtmaya başlayınca, "Ne oldu, neden sırıtıyorsun?" diye sordum. "Bunu okuldaki kızlara anlatsam inanmazlar amına koyum! Eminim hiçbiri böylesini görmemiştir!" dedi. Yarağımı biraz daha sıvazladıktan sonra, "Hadi yıkayalım şunu, işimiz bitmedi daha bununla!" dedi. Ben pantolonumu ve boxerimi tamamen çıkardım ve banyoya gittik. Ben yarrağımı yıkarken, Beyza da ağzını yüzünü yıkadı. Ardından elimden tutarak beni odasına götürdü.
Beni ittirerek sırtüstü yatağa yatırdı. Ardından bacaklarımın arasına geldi ve yatakta domalarak, inik yarrağımı yalamaya başladı tekrardan. Ben arada başımı kaldırıp Beyza'nın yalayışına bakıyordum. Beyza bir süre yarrağımı yalayıp kaldırdıktan sonra bıraktı ve gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı. Ben bu arada doğruldum ve Beyza'nın üzerindeki tişörtü çıkartarak, südyeninin üstünden göğüslerini okşamaya başladım. Dik ve beyaz göğüsleri, çoğu yetişkin kadınınkinden daha büyük ve güzeldi. Südyenini çıkarttım ve göğüslerini yalamaya başladım. Göğüslerinin uçlarını yalıyor ve ısırıyordum. Bu arada Beyza'yı kaldırıp kucağıma oturttum ve kalçalarını yoğurmaya başladım.
Beyza'nın göğüslerini bir süre yaladıktan sonra önümde çömelttim ve yarağımı göğüslerinin arasına sokarak git gel yapmaya başladım. Sonra Beyza'yı elinden tutup kaldırdım ve yatağa yatırdıktan sonra eteğini çıkarttım ve külotunun üstünden amıyla oynamaya başladım. Bir süre amını külotunun üzerinden yaladıktan sonra külotunu çıkardım. Pespembe ve yeni traşlanmış bir amı vardı, hemen yalamaya başladım. Şimdiden amı sulanmıştı bile. Amını yalarken arada klitorisini emiyor, yalıyor ve dil atıyordum. Beyza kudurmuş gibi inliyor, "Hadi yarağını sok!" diyordu. Yarrağımın başını tükürükleyip amına getirdim, ama o anda bakire olup olmadığı aklıma takılınca geri çektim ve "Bakire misin?" diye sordum. "Hayır değilim, sok hadi!" dedi.
Beyza'nın amına yarrağımı yeniden dayadım ve tam yüklenecekken, "Seninki çok büyük, lütfen yavaş sok!" dedi. "Tamam!" dedim ve yarrağımı yavaş yavaş içine sokmaya başladım. Her ilerleyişimde Beyza biraz daha yüksek sesle inliyordu. Ve en sonunda kökünü buldum. O anda Beyza sırtıma tırnaklarını geçirmiş, bacaklarını belime dolamış, beni kendine çekiyor ve hareket etmemi engelliyordu. İçinde biraz bekledikten sonra alışmış olmalı ki gevşedi. Yavaş yavaş içinden çıkmaya başladım ve tekrardan girdim. Alıştıra alıştıra amını sikmeye başladım. Beyza arada dirsekleriyle destek alarak kafasını kaldırıp beni izliyor, bazen de dayanamayıp geri yatıyordu. Dibine kökledikçe inlemeleri çığlıklara dönüşüyordu. Bacaklarını omzuma aldım sikmeye devam ettim. Sertçe amına sokuyor ve ona çığlık attırıp, çığlık atışını izliyordum.
15 dakika kadar amını öyle siktikten sonra içinden çıktım. Beyza'yı yataktan kaldırdım ve önümde domalttım, çıkık kalçaları daha da çıktı. Kalçalarını tutarak yarrağımı yine amının deliğine dayadım. Yarrağıma alışmıştı amı artık, bir hamlede kökledim. Beyza yine bir çığlık attı. Ben yavaş yaavaş pompalamaya başladım. Az sonra Beyza, "Daha sert, daha hızlı!" gibi sözler söylüyordu. Ben tabii hemen hızlanmaya başladım. Sertçe sikiyordum. Yarrağımı her köklediğimde kalçaları sallanıyor ve dalgalanıyordu. Bir süre sonra Beyza titremeye başladı ve orgazm oldu.
Benim ise daha boşalmaya niyetim yoktu. Beyza'nın amından çıktım ve yarrağımı ağzına vererek yalatmaya başladım. Beyza yarrağımı yalarken ona sordum, "Götten yaptın mı hiç?" diye. "Hayır, yapmadım!" dedi. "Yapmak ister misin?" dedim. "Bilmem ki, acıyor diye duydum!" dedi. "Korkma acımayacak, söz!" dedim. Önce götünü yalayacaktım, onun için Beyza'yı sırt üstü yatırarak, bacaklarını açıp kendisine doğru ittirdim. Nasıl yaladığımı görmesini istedim. Bu pozisyonda göt deliği iyice meydana çıkmıştı. Bir elimle amıyla oynarken, göt deliğini yalamaya başladım. Beyza acayip zevk alıyor gibi görünüyordu.
Götünü bir süre yaladıktan sonra, Beyza'nın pozisyonunu hiç bozmadan, yatağın başucundaki komodinine uzandım. Orda makyaj ve vücut bakım malzemeleri vardı, nemlendirici losyonu kaptım ve losyonu göt deliğine yedirmeye başladım. Biraz da yarağımın başına sürdükten sonra yarrağımı göt deliğine dayadım. Azıcık bastırmamla birlikte yarrağımın başı rahatça götüne girdi. Beyza'nın yüzü ekşiyince durdum ve "Acıdı mı?" diye sordum. "Biraz acıdı!" dedi. "Dayanamayacaksan vaz geçelim istersen?" dedim. "Hayır, devam et! Okuldaki kızlar alışınca çok zevk verdiğini söylüyor! O orspular alıyorsa ben de alırım!" dedi. "Peki!" dedim ve sertçe bastırarak kökünü buldum. Ama o anda Beyza'dan öyle bir çığlık çıktı ki, hemen elimi ağzına kapamak zorunda kaldım.
Elimle ağzını kapadığım Beyza'nın kocaman açılmış gözlerine bakarak götüne sertçe pompalıyordum. Beyza ısırınca elimi çektim, çekmemle birlikte de hayatımda hiç bir kızdan kadından yemediğim küfürleri yedim. "Amına koyduğumun ibnesi! Orospu çocuğu! Piç kurusu! Yavşak! Götveren!..." diye, bildiği tüm küfür repertuarını sıralıyordu. Birden tepem öyle bir attı ki, Beyza'nın saçını elime doladığım gibi asılarak, "Sus anasını siktiğimin orospusu!" dedim. Hem saçını çekiyordum, hem de götüne sert sert pompalıyordum. Tutturduğum tempoyla Beyza'nın götünü sikerken, klitorisiyle de oynuyordum. Çığlıklar, iniltiler, ahlamalar, ohlamalar, küfürler ve Beyza'nın orgazmları birbirine karışmıştı.
Yarım saat içinden çıkmadan götünü siktim ve boşalacağımı anlayınca götünden çıktım ve Beyza'nın baş ucuna doğru kayarak, yüzüne boşaldım. Yarağımdan çıkan son damla dölden sonra kendimi yatağa attım. Yorulmuştum. Beyza da bitmişti.
Biraz dinlenip, nefes alıp vermesi düzelince, Beyza yüzündeki dölleri parmağıyla sıyırıp ağzına götürüp yalamaya başladı. Parmağındaki dölü her yaladıktan sonra, "Mmmmmh!" diyor ve sırıtıyordu. Herhalde götünün acısı geçmiş olmalıydı, "Ne sırıtıyorsun yine, hoşuna gitti galiba?" dediğimde, "Hiç böylesine güzel orgazm olmamıştım! Bu zamana kadar sikiştiklerimin içinde en iyisi sendin. Harika sikiyorsun! Hem yarrağın büyük, hem de erken boşalmıyorsun!" gibi sözler söyleyerek beni övüyordu.
İkimiz de terden yapış yapıştık. Beyza'yı elinden tutup kaldırdım, banyoya götürdüm, birlikte duş aldık. Banyodan çıkınca biraz çıplak oturduk, öpüştük, elleştik. Herşey okadar güzel ve zevkliydi ki, hiç eve gidesim gelmiyordu. Gerçi vakit daha öğlendi ve annesi babası düğündeydi, ama ne olur ne olmaz, erkenden gelecekleri falan tutabilirdi. O şekilde yakalanırsak hiç iyi olmazdı. Onun için giyinip, istemeye istemeye evime gittim. Halen yorgunluk hissettiğim için, hemen kendimi yatağıma atarak güzel bir uyku çektim.
Gece saat 21:00 gibi kalktım. Lavaboda yüzümü yıkarken kapı çaldı...
[Emre]
199 notes
·
View notes
Text
Bazı duygular vardır anlatılamaz, anlaşılır sadece.
Sevenin sevdiğini bilmesi kadar, sevilen de anlar sevildiğini.
Sevgi her zaman belirli kelimelerle söylenmez.
Çoğu defa bir bakış yeter de artar bile...
Yeryüzünde hiçbir kuvvet insanoğlunu,
Sevme hakkından alıkoyamaz.
Sevmek çoğu zaman var olmaktır.
Sonunda bizi yok olmaya götürse bile.
Ben şimdi varım ve seni sevmek hakkımı kullanıyorum.
Sen bile buna karşı koyamazsın.
Sana gelinceye kadar sonu gelmez bir arayıştı sevgilerim.
Bir zaman başkalarında aradım seni,
Başka yüzlerde, başka ellerde aradım.
Aldandım, fakat birgün seni bulmak ümidini kaybetmedim.
Nasıl olsa gelecektin birgün.
Ve işte geldin de!
Bana tatmadığım hüzünleri tattırmaya,
Bilmediğim kederleri öğretmeye geldin.
Acıdan yana ne kalmışsa yaşamadığım.
Hepsini bir bir sen yaşatacaksın bana.
Birgün yaşamanın gereksizliğini de senden öğreneceğim.
Bu selin akışını hiç birşey durduramaz artık.
Ummadığım ve ummadığın bir anda çıktın karşıma.
Coşkun ırmaklar gibi, amansız seller gibi geldin.
Mutlaka yıkarak ve benden birçok şeyleri,
Beraberinde sürükleyerek gideceksin.
İşte o zaman yoklukların
En dayanılmazı ile karşı karşıya kalacağım.
Ergeç gideceksin; beni anlayamadan,
Beni sevemeden gideceksin.
Yalnız bir iç kırıklığı kalacak senden.
Tesellisiz bir hüzün kalacak.
Yıllardır aradığım sendin.
Ama sen gittikten sonra başkasını aramayacağım.
Gelmeyecek bile olsan, ömrümün sonuna kadar arardım seni.
Ama geldin bir kere; ister bilerek gelmiş ol, ister bilmeden...
Geldin ya!
Şimdi herşey güzel seninle.
Yürümenin, konuşmanın,
Nefes almanın bir başka anlamı var artık
Sen varsın ya, herşey bambaşka gözlerimde...
❤️
~Huzurum~
Seni sevmenin
her türlü şekline
Aşığım..
Mesela yüzüne baktığımda
gülümsediğin gamzene,
Gözlerinin hangi yana baksa
gördüğüm rengine,
Öfkene şefkatine bana sarılan ellerine,
Daha ne desem ki;
Ben senin her hâline Aşığım..... ❤️
♡Huzurum♡
11.11.2023
89 notes
·
View notes
Text
Bugün her anıma eşlik eden seni bilen bir arkadaşım seni sordu.
'Ona seni bağlayan ne' dedi.
Tutulmuş gibiydim oysa birçok kez içimde bu sorunun cevabını araştırmıştım. Bulduğumu da sanmıştım. En büyük yanılgımın sanmak olduğunu biliyordum.
'O benim gizli olanım' dedim.
Bu sohbet devam ederken senden nefret ettiğimi hakkımı helal etmediğimi sana söylediklerimi bir bir ona da söyledim. Ve bana ' Sen çok aşıksın gitsin derken bile gitmesine izin vermiyorsun farkında mısın?' dedi. Nasıl yani senin gitmene ben mi izin vermiyorum. Ben seninle bir çok kez vedalaşan ben ben mi yani?
'Evet, sen izin vermiyorsun zihnin onu tuttu ve gitsin istemediğin için nefrete dönüştürdü. Affedince güzel bir veda ile kalbinde aklında ferahlayacak' dedi. O kadar çok düşündüm ki haklımı diye seni içimde kalbimde büyüten de ben değil miydim?. Peki şimdi gitmene de ben mi izin verecektim. Sonra herşey düzelecek mi? Hiç olmamış gibi mi olacak..
Peki ya yaralarım aldığım iz'ler ruhumu, bedenimi saran çizikler onlarda geçecek mi?
-"Yeni bir ateş söndürür başkasının yaktığını, yeni bir acıyla hafifler eski bir ağrı." bu söz doğru ise yeni bir acıyı bekliyor bedenim, ruhum
Oysa ben sana deli divane aşık ben nasıl senin yarana ihanet ederim. Ben senin acını bana yaşattığını bile severken. Üstelik sevmek sadece iyi günleri, iyi yönlerini sevmek midir?
21 notes
·
View notes
Text
"gözlerinin şarkısını
kim duyar benden başka"
#gelmemeyegidenadam#3391km#3391kilometre#beyzaalkoc#hayalhanem#egeninincisi#egeninizmiri#egeninışıkları#kalbi kırık#kırık kalpler#bu kalp seni unutur mu#kalp acısı#aşk#aşk acıtır#aşk ağlatır#aşk acısı#her şey seninle güzel#her şey çok güzel olacak#herşey bitti#her şeye rağmen#her şey için çok geç
144 notes
·
View notes
Text
GÖKYÜZÜNÜN PRENSİ kitabında şöyle bir paragrafa denk geldim. Ve bir insan ancak bu kadar güzel sevilebilirmiş onu fark ettim.
"Evet sevmiştim, hem de çok fazla, ciddi anlamda onun yanında kendimi güvende hissetmiştim. Başıma ne gelirse gelsin, ne yaşamış olursam olayım o yanımdaydı işte. Bunu hissedebiliyordum. Varlığının güven verdiğini hissedebiliyordum. Uzun zaman önce bile hissetmediğim o güven duygusunu onda hissettim. Belki de bir daha kimse de, aynı duyguyu asla bu denli güçlü hissetmeyecek kadar. Gökyüzüne aşık bir insanım ben. Yıldızlar olsun karanlıkta, minik minik parıldayan umut ışıkları. Biliyordun gökyüzünü ne kadar çok sevdiğimi, beraber izlemiştik saatlerce ve sessizce. Yıldızların altında beraber o kadar güzel sohbetler etmiştik ki. Sorsalar bana deseler ki hayatında asla unutmayacağın bir an söyle gerçekten bir saniye dahi düşünmeden o anı söylerdim. Sen o kadar güzeldin ki benim için, gökyüzünün prensi oldun. Fakat artık benim gökyüzümden gittin, göremiyorum seni, nerelerdesin, kimlerlesin, neler yapıyorsun asla bilmiyorum. Tek bildiğim şu ki hayatıma kim girerse girsin, seninle yaşadığım anılarda ki hissettiğim duygular çok farklıydı. Yine de herşey için teşekkürler gökyüzünün prensi :) "
#satürn#gökyüzününprensi#benim postum#kitap#benim postlarım#yıldızlararası#gece kadar özgür#geceye bir söz bırak#geceye not#geceyedair#aresatürn#artists on tumblr#dark academia aesthetic#academia#dark academia#aşk acıtır#aşka dair#yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek#aşk acısı#kadın#kitap kesitleri#kitaplar#kitap alintilari#kitap alıntıları#sevgi#sadakat#sadık#sanki hevesim hiç kırılmamış gibi
9 notes
·
View notes
Text
Neler geçmedi ki bu da geçmesin..Hayatında ki onca bedensel zorluğa rağmen ruhuyla, kalbiyle bize hep gülümseyen, evimizin hiçbir zaman solmadan açan tek çiçeği, hayatımda görüp görebileceğim en güçlü adam seni çok seviyorum..Ve bu günlerin bitmesine az kaldı biliyorum..Herşey en güzel haliyle, yine hep seninle, yeniden başlayacak inanıyorum.. Haydi dön evine..Evin duvarları varmış yeni farkettim. Sen varken her yer pencereydi çünkü..Ve her yer yine seninle pencere olacak..Sadece biraz daha zaman.. 🖤
11 notes
·
View notes
Text
Şimdi büyük bir inatla senden uzak duruyorum...
Hâlbuki o kadar çok ihtiyacım var ki seninle olmaya.sana bakmaya,seni görmeye,duymaya...
İhtiyacım varken sana..
Kendimi sensiz bırakıyorum..
Senide bensiz...
Hani bana sorardin nasılsın diye..
Benhep iyiyim , yıkılmadım ayaktayım, Halime şükür derdim.(hâlbuki bunlar değildi senin öğrenmek istediklerin .bunu bilerek ..)
Sen ?derdim....sensizim derdin...
Bensizsin yine ...
Sen benim belkide hiç acı çekmediğimi,bu duruma üzülmedigimi düşünüyorsundur.
Umrumda olmadığını...
Öyle değil aslında.. yanılıyorsun ve bunu bilmiyorsun...
Senin aklıma gelmedigin, seni düşünmediğim,özlemedigim tek bir günüm yok...
Gizli gizli gözlerimin sulanmadığı...
Ben seni takiliyım bı kaç ay ,gün diye hayatıma almadimki...
Canım sıkıldığında atarım bı tekme demedimki...
Hani sen bana ömrüm diyorsun ya
İşde bende seni bir ömürlük sevdim adam....
Çok güzel bir ilişkimiz var demiştin ya
Senin içinde olduğun herşey çok güzel benim için be adam...
(Evet ben bunları buraya yazıyorum...sen Tumblr kullanmasan bile...bir gün sana ..okuyacağım dileğiyle...)
15:45 💫��� 23/10/2023
44 notes
·
View notes
Text
Umut yaşatır insanı derler.. Umut etmek güzeldir insanı ayakta tutar.. Bunca zaman sadece umut ettim ve şimdiki yaşlarımda umut yerini aşka bırakır oldu.. İnsanı yaşatan tek şey umut değilmiş meğer.. Aşk bize verilmiş en kutsal duygu.. Küçücük kalbime dokunduğun gün başladı hayat.. Hala devam ediyor ve ben her seferinde iyi ki diyorum.. Bana olan desteğin bana olan sevgin bana duyduğun büyük aşk karşısında dizlerinin önüne eğilip sana olan bütün duygularımı haykırmak isterdim.. Fakat ağızdan çıkmıyor cümleler senin yanında.. Seni sadece yazarak anlatabiliyorum.. Yüzünü kirpiklerinin tel tel ayrılışını gülüşünü ellerinin ve kalbinin sıcaklığını sadece kağıtlara dökebiliyorum.. Sana bakarken daha bir güzelleşiyor sanki ruhum.. İçimde kötü olan ne varsa hepsi bir bir kopuyor karışıyor sonbahar rüzgârlarına.. Savruluyor içimdeki bütün olumsuzluklar.. Güzel olan ne varsa bana koşuyor sanki seninle birlikte.. Tarif edilemiyor bazen sevgilim.. Sen kutsanmış kitap gibi sen üstüme düşen yağmur damlası gibi sen cama vuran rüzgar gibisin.. Sen yatağımdaki derin uyku sen sabahıma güneş sen karanlığıma mum alevi.. Sen kalbimi ısıtabilen içimi okşayabilen tek varlıksın.. Bana bütün duyguların en güzelini yaşatan büyümemi sağlayan içime heyecan katanımsın ve sen iyi ki varsın.. Duysalar kıskanırlar kalbinin güzelliğini duysalar alırlar hemen seni benden.. Yok eşin benzerin.. Senden bir tane daha yok.. Senin gibi bakan senin gibi gülen senin gibi dinleyip susan senin gibi ağlayan senin gibi saran yok.. Sen varsın bir.. Şu koca dünyaya gönderilen ve beni bulan bir tek sen varsın.. Sen bütün sonlarımın başlangıçlarına dokunansın.. Sen denizin mavisi yaprakların yeşili siyahın aydınlığısın.. Sen beyazsın hemen kırılırsın leke tutar beyaz yanların ağlarsın kan damlar sokaklara.. Yüzüne ufacık hüzün düşse kuşlar ötmeyi bırakır kanatları kırılır.. Ne zaman dönsen sırtını bana yırtılır bedenim.. Yokluğun keser nefesimi dolar gözlerimde ağlayamam.. Üzülmenden korkarım.. Sen üzülme karicim varsın dolsun gözlerim yaşlarla varsın yansın bu gezegen alev alsın.. Yeterki üzülme.. Sen gülümsemek etrafa neşe katmak için yaratılmışsın.. Sen başyapıtsın.. Gözlerin hiç dolmamalı mesela yüzün hiç düşmemeli.. Ellerin hiç gözyaşlarına gitmemeli senin.. Sen hep sevmeli sevilmeli gülmeli mutlu olmalısın.. Sen sofranın tuzu rüyaların tatlı düşü.. Sakın gitme hep yanımda kal.. Kalki ruhum nefes alsın kalki canıma can katılsın.. Yüreğime değdiğin günden beri böyleyim işte.. Kerem Ferhat Mecnun misali divaneyim deliyim belki.. Nasıl böyle oldu dersen dön bir bak aynaya.. Bunun bütün cevabı sende.. Sen sorulara cevapsın.. Bazen olmadığın gecelerde oturuyorum camın önüne alıyorum elime bir kahve ... Sen yokken hava genelde öfkeli oluyor.. Esmer bulutlar kuşatıyor gökyüzünü bir türlü açık vermiyor.. Tek bir yıldız kalmıyor gökyüzünde sanki hepsi küsüyor.. Yıldızlara bakıp dalamıyorum diye dışarıya göz gezdiriyorum bende.. Ağaçlar yalpalanıyor.. Yapraklarını akıtıyor gözyaşı misali.. Yerler hep yaprak oluyor.. İnsan basmak istemiyor yapraklara acıyla ayrılıyorlar daldan diye.. Sonra rüzgar bakıyor etrafa sen yine yoksun.. Bir hışımla esmeye başlıyor.. Ne ağaç dalından düşen yaprak kalıyor ne yerden kalkmayan toz tomur.. Yokluğun böyle bir şey sevdiğimm.. Sensizlik bir tek bana değil bütün doğaya yansıyor.. Herşey herkes kırılıyor dallarından.. Oyüzden iyisi mi sen gitme kal.. Ciğerlerime dolan sigara dumanı bile yoksun diye dertli yanıyor kahve buz gibi oldu odada epey soğuk.. sen hep doğ karanlığıma aydınlansın ısınsın odam.. sen gitme kal.. #Ysfdgrz51
71 notes
·
View notes