#helal boya

[etdamga]

ET DAMGA MÜREKKEBİ SADECE BİZDEN ALINIR

PİGMENT İZMİR

0553 444 88 88

[hayalnamem]

ilmektir anlamışım

İlmektir anlamışım

ilim ilim bilmektir ilim kendin bilmektir

Yunus Emre demiştir

İlmektir anlamışım bir müddet çalışmış idim örme fabrikasında istanbulda Güngören de, top kumaş kontrolleri aklımda Kırmızı boya kalemle yazardık parti numarasını İlmek atarken örme makinaları bir aşağı bir yukarı yaparlardı Cübbeli anlatmış idi Allah’ın sonsuz ilmi olan Evliyaların makamlarını belirleyen ilmi otomatik çalışır Otomatik dediysem makamlar bir aşağı olur bir yukarı Yani bir mazlumun bir meczubun inlemesi alaşağı eder makamları Dikkat etmek lazımdır, kalp kırmamak lazımdır Sevmek sevilmek lazımdır. Bir meczup sizden bir şey istediğinde Aslında istemiyor size vermek istiyordur Vardır sebebi doludur kesesi maneviyatla Örnek Behlül Dana; Çize kumlara bir ev, yanaşır Halife Harun Reşit Napıyorsun der, ev satıyorum cevabını alır Kaç para 1 kuruş Tebessüm eder Harun Reşit Öyle şey mi olur der Annemiz Harun Reşit’in hanımı alır 1 kuruşa evi Akşam rüyada gösterirler Koskoca bir Köşk cennette Harun Reşite bu Köşk kimindir? Hanımınızın derler melekler Alır hazineden bir kese gider hemen ev almaya Ama fiyat olmuştur 33 bin altın.

Kaçan balık büyük oluyor kardeşim Teklif ettiyse bir evliya gel tövbe edelim Gel bizden el al, tövbe al Demek ister ki Anana, babana nesline şefaat edelim kurtaralım Yediğini helal edelimi giydiğin helal olsun Kabirde ki ceddinin kabir azabını dindirelim

Yaparlar bu evliyalara neler veriliyor bilemeyiz Hele Hele seyyid ise bu evliya Mürşid Kaçırmamak lazım bu fırsatı Hemen aldım tövbe, başladım beş binden zikrime Kal zikri bu kardeşim, dil damakta Allah demekte Kalp Allah demekte, Tariki nakşi kastim Nakşibendi Tasavvuf okulu, çay muhabbet iyilerle takılmaca. Adıyaman, Kahta Menzil Şeyhinden aldım tövbemi Çektim de çektim zikrimi Aynanın arka lakıydı hayatım Zikirle oldu ön yansıtan tarafı.

Barış Sağlam

[lazywhispersenthusiast]

Detaylar, Kurgu ve tişört baskı

Süreci müşterilerimizin bile doğrudan kargo firmalarının web sitelerinden izlem etmeleri faydalı olacaktır.

Ağıl kadın çok teşekkür ederim isinin ehli daima aradı görsel attı ellerine sıhhat çhileışılacak in emeğine ellerine dirlik sonuna derece guvenenilirsiniz aldığı kredi sonuna denli helal hernesne yürekin teşekkür ederim

Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere kademı, elektronik posta adresimi ve web şehir adresimi bu tarayıcıya kaydet.

Ayla hatun çok teşekkürname ederim isinin ehli hepsi aradı görsel attı ellerine sağlık çhileışılacak insan alın terine ellerine afiyet sonuna derece guvenenilirsiniz aldığı varlık sonuna kadar helal hermadde karınin teşekkürname ederim

Ferdî ısmarlamalerde genel olarak yağız ve beyaz zehir mülevven tişörtlerde stoğumuz bulunmaktadır. Toptan ısmarlamalerde ise kartelamızda bulunan bütün renklerde sipariş verebilirsiniz.

Kent genelinde kartvizitınız ile yapacağınız ödeme medarımaişetlemlerinde kartpostal bilgileriniz gelişmiş teknolojilerle korunur ve ödeme maslahatlemlerinin güvenle dokumalması katkısızlanır.

Yün: Her iklim tipine orantılı soluk alabilen aldırmaz güpürlar ortada yerini allıkır. Yün kumaşın keyif tutabilme özelliği yardımıyla sizi, har havalarda serin, itici havalarda ise hamam kalmanızı sağlar.

 Ya da ücretsiz tasavvur şablonlarımızı kullanarak benzersiz bir dizayn konstrüksiyonn. Üstelik tekli sipariş evet da tıknaz ısmarlamate pare sınırlaması bulunmuyor. Toplu çekicilik indirimini sistemimiz kendiliğinden olarak sepetinize uyguluyor.

Tamam. Örneğin sitemizden dernek davetiyesi ısmarlamai verdiniz grafik/tasar çizim ekibimiz sipariş esnasında girdiğiniz çağrılık bilgilerinize gereğince tasarımızı oluşturur ve icazetınıza sunar, sizin cenahınızdan son kontrolörü yapılan baskı dosyası icazetınız ile üretim sürecine alınır. Tasavvur icazet sürecinde 3 revizyon hakkınız bulunmaktadır. 

Baskı beton m2 fiyatları 2023 güncel fiyatları hakkında hazırlanan bu alfabemızda en aktüel listeyi ve detayları sayfamızdan öğrenebilirsiniz.

Tişört baskı bakımından düzlükında uzman ve tecrübeli bir kadro ile uzun süreden beri bakım sunmakta olan firmamız bu alanda Lider konumda bucak almakta olan bir firmadır. Ankara'da iz almakta olan firmamız tişört baskı kârleminin yerı saf öbür pek çok ürünün tasarlanması ve tipografiı noktasına meraklı bir bakım anlayışı benimsemektedir.

Elek baskı olarak da aşina bu yöntemde kez bazlı yada plastik bazlı boyalar, serigrafi baskıda harir kalıplar üzerine elle bir ragle yardımıyla boyanın çekilmesi ile binalmaktadır. Emprime baskı ise aynı boya baskı tekniğinin endüstriyel makineler ile kendiliğinden olarak bünyelmasıdır. Emprime baskıda elle uygulamaya göre matbuatç, mesafe ve stabilite açısından çok daha nitelikli tişört baskı

Teklifler üste elektronik posta ve sms yoluyla da sana iletilecek. 'Eder Teklifi Geldi' bildirimini aldıktan sonra sisteme giriş yaparak teklifleri inceleyebilir ve senin muhtevain en usturuplu olanı seçebilirsin.

Ahmet Koca’in iletisimi harika, lüzum tisortler gerek baski oldukca birinci sınıf ve cok hizli gonderim sagliyor. Referans ederim.

İstediğiniz tasarımların baskılarını kıyafetlerinizde görebilmenize imkân sağlıyoruz. :)

[etdamgaetdamga]

ET DAMGALAMA MÜREKKEBİ SADECE BİZDEN ALINIR PİGMENT

0553 444 88 88 www.etdamga.cım

[selam-yurduna-yolcu]

ÖLMEDEN ÖNCE SON NAMAZ

Yazan: Metin Yiğit

Zaman buldukça vakit namazlarını kılmak için gittiğim camide gözlerimin aşina olduğu Sadullah efendinin yanında vaktin sünnetini kılmak üzere namaza durdum.

Dört rekat sünneti kılıp selam verdiğimde onun huşu içinde kıyamda durduğunu gördüm. Aklıma takılıp kaldı bir anda bu kadar mükemmel bir namaz kılmanın hikmeti ne olabilirdi.

Namazdan sonra dayanamadım cami çıkışında musafaha yaptıktan sonra

- Sadullah bey merakımı mazur görürseniz size bir sualim olacaktı deyiverdim. Gülümsedi

- Estağfirullah elbetteki sorabilirsiniz dedi.

- Namazı bu kadar kadar güzel ve intizamlı kılmanızdaki hikmet nedir merak ettim. Anlatırsanız belki bizlerde bir feyz alır senin gibi namazlarımızı eda ederdik dedim.

-Yok hacım mübağala ediyorsun sen okumuş ders almış adamsın benden çok daha bilgilisin,ayrıca seninde namaz kılmana kimse kusur bulamaz ben sana göre biraz daha yavaş okuyup yavaş hareket ediyorum bütün fark budur.

- Allah razı olsun Sadullah beyciğim lakin senin bu farklı ve intizamlı yaşantının ardında bir sır bir gizem hissediyorum işte bu his beni meraka celbediyor. Söylemek anlatmak istemiyorsanız elbetteki üstelemeyeceğim.

Cevap vermek yerine elini kaldırıp cami avlusundaki çay ocağına dönerek iki çay işareti yaptı. Çaycı çayları bırakıp gittikten sonra anlatmaya başladı.

" Bundan beş yıl öncesiydi. Camide gördüğüm kadarı ile tanıdığım boya badana işleri ile uğraşan Samim isminde bir müslüman çocuğunun hasatanede olduğunu acil paraya ihtiyacı oldupunu söyleyerek benden ödünç para istedi. Üzerimde yoktu ama hatırımı sayan bir kardeşimden isteyip verdim gitti gidiş o gidiş bir daha ne camide ne sokakta kendisini görmedim.

Vadesi gelen borcu çoluk çocuğumun nafakasından kesip cebimden ödedim. Daha sonra dert yandığım bir kardeşimizi daha aynı gerekçe ile dolandırdığını öğrenince çok üzüldüm.

Aradan beş ay geçmişti yolum Topkapı,ya düşmüştü. Surların dibindeki güvercin pazarını görüce oraya yöneldim. Samim,in güvercin alıp sattığını duymuştum belki görürüm diye aklımdan geçmişti. Ve onu birisi ile konuşurken görünce ona doğru yöneldim. Samimde beni görmüş hemen arkasını dönüp kaçmaya başlamıştı. Öfkeyle onu kovaladım kovalamaca surların tepesinde bir kör noktada bitmiş onu kıstırmıştım.

- Lan oğlum neden kaçıyorsun senden sadece dürüstçe bir açıklama bekliyorum o kadar

- Bak hacı abi bir hata ettim sana yanlış yaptım ama söz en kısa zamanda borcumu ödeyeceğim.

- İyide sadece benim değil başkalarınıda aynı yalan ile dolandırmışsın.

- Yalan ben senden başkasından başkasından para almadım dedi

Düpedüz yalan söylüyorsun bir iki kişi daha var benim gibi onlarada aynı yalanı söylemişsin üstelik bu parayı haram işlere kullandığını görenler olmuş.

- Ehhh yeterbe üç beş kuruş verdiniz başıma kakıp durmayın olunca vereceğim işte deyip elini kaldırınca öfkeme hakim olamayıp üstüne yürüdüm. Samim bunun üzerine bana karşılık verdi İtişirken bir ara dengesini kaybedip yaklaşık on metre kadar yükseklikte surlardan aşağı bir incir agacının dalarına çarparak düştü. Bir an neye uğradığımı şaşırdım panik içinde aşağıya koştum. Samim yerde ölü gibi yüzü gözü çizik içinde yatıyordu. Nabzına baktım yaşıyordu Onu omuzladığım gibi ana yola çıkarıp bir otomobile işaret edip durdurdum. Onu zor bela araca bindirip en yakındaki Çapa hastanesine götürdük. Az sonra polisler gelip beni karakola götürdüler. Olay hakkında olup biteni sorguladılar. Ne anlattıysam bana inanmayıp adam akıllı dövdüler. Daha sonra mahkemeye çıkarıldım. Öldürmeye teşebbüsten yargılanmaya başladım. Bir sabah koguşa gelip beni aldılar. Üzerime boydan boya beyaz bir önlük giydirdiler ne olup bittiğini anlamakta güçlük çekiyordum.

Beni dar bir avluya çıkarıp üç ayaklı bir dar ağacının önüne getirdiler. Aklımdan demekki Samim ölmüş beni asacaklar diye geçirdim. Korkudan üzüntüden içimdeki yağlar eriyordu.

İnfaz memuru yanıma gelip son bir isteğim olup olmadığını sorunca

- İki rekat namaz kılmak istiyorum dedim.Alalecele bir ibrik getirip önüme koydular. Güçlükle abdest aldım.

Sonra uydurdukları küçük bir karton koli üstünde namaza durdum. Son namazımı Rabbimizin razı olacağı şekilde en küçük bir hata yapmadan kılmaya çalıştım. Secdede Pişmanlığımı dile getirip Rabbimden beni affetmesi için yalvardım.Hayatımda kıldığım en uzun namazı selam verip bitirdiğimde yanımda kimsenin olmadığını gördüm. Çok şaşırmış bakınıp duruyordum.

- Kimse yokmu diye seslenince tügeği omuzunda bir asker koşarak geldi.

- Yahu amca ne namaz kılarmışsın yahu bitmek bilmedi.Kalk koğuşa gidiyoruz yanlışlık olmuş asılacak mahkum sen değilmişsin isim benzerli hataya neden olmuş. Beni bir gardiyana teslim edip koguşa gönderdiler.

Koğuşa geldiğimde mahkumlar beni tebrik edip tahliye müjdesini verdiler. Öğrendimki Samim başıma gelenleri öğrenince hemen savcılığa gidip olup biteni anlatmış. Benim suçsuz olduğum anlaşılınca serbest bırakılmıştım.

Samime bütün hakkımı helal etmiştim.

O günden sonra aklımda kalan son namazımı nasıl kıldığım nasıl dikkat ettiğimdi. Rabbim o namazın hürmetine belkide beni bağışlamış özgürlüğüme kavuşturmuştu. Zoru görünce adam gibi mümin gibi kıldığım namazıma son nefesime kadar devam etme kararı aldım işte budur bana namazı huşu içinde namaz kıldıran hikaye..

[karabirkaya]

Kafayı yicem gerçekten hobi edinmek çok pahalı, lüks bir şey oldu ya. Allah'ın her günü maddi durum hesaplıyorum;

3 ay sonra nihayete erdirebileceğim bir resim hobisi 9 aydır sıra bekliyo(eskiz defteri, minik bir tuval, fırça, boya)

Sen git 1 sene fotoğrafçılık eğitimi al, o workshop benim bu atölye çalışması senin Ankara'yı baştan aşağı dolaş ama fotoğraf makinen olmasın, telefonunun kamera kısmı kırık olsun... Almaya kalksam 1.5 sene para piriktirmek zorundayım?! Neden, çünkü tüüm o diğer zaruri ihtiyaçlar haricinde bir harcama olacağı için gıdım gıdım birikecek, elmecbur

Lanet 3. bir hobi ise KİŞİSEL BAKIM. Gerçekten hobiden farkı kalmayan kocaman bir yiyici sektör. Ucuz bir şey alıp uygulasan tipin 2 günlük olur, adam gibi bir şey alayım aman helal olsun, vegan ürün olsun cardı curtu gene cepler ateşler içinde

neyse doğallık bizle kalsın(!)

[yusufserkan]

Selim Acar…

“Bir anda kolumu kaldıramadım, vurulduğumu anladım, kurşun göğüs kafesimin altına girmişti, zor nefes alıyordum, ölümü beklemem gerekiyor galiba diye düşündüm, birinin ‘Selim öldü' dediğini duydum, ‘ben ölmedim' diyemedim, sesim çıkmıyordu, meğer vücuduma üç kurşun girmiş, uzuv kaybım var, iç organlarım parçalanmış, askerden sonra dört yıl serseri mayın gibi kendimi aradım, neredeyim, neler oluyor diye günlerimi geçirdim, tek tek şehit arkadaşlarımın mezarlarına gittim, oraya mı aitim, buraya mı aitim, algılayamıyorum, bazen kendimi tuvalet kağıdı gibi hissediyorum, kendi vatanımızı savunduk ama, sanki paçavrayız.”

Erhan Atik…

“İnsanların duyarsız olması beni çok üzüyor. Kimi insanlar ‘bana ne, benim için mi vuruldun' diyor. Bu cümle beni bitiriyor.”

Erol Aydın…

“Davul zurnayla gittim, koltuk değneğiyle döndüm, bazı insanlar ‘devletten maaş alıyorsun, daha ne istiyorsun?' diyorlar.”

Erol Ayhan…

“Karaciğer, bağırsak, böbrek, kalp, ortopedi, beyin, sinir cerrahisi, üç ay içinde 41 ameliyat oldum, bacağımı diz üstünden kestiler, yıllar geçti, hâlâ vücudumdan şarapnel parçaları çıkıyor, biz gazileri biz gazilerden başka kimsenin anlamadığını gördüm.”

Reşat Bakır…

“Sinir uçlarım çok hassastı, protez taktığımda çok canım yanıyordu, sürekli evdeydim, dışarı çıkamıyordum, ama çocuklar anlamıyor ki… Oğlum yanıma geldi, ısrar etti, birlikte parka gittik, banka oturdum, salıncağa binmek istiyor, kaydıraktan kaymak istiyor, onunla birlikte oynamamı istiyor, bakıyor, etrafındaki babaların hepsi çocuklarını kucaklarına alıyor, oğlum da aynısını istiyor, hadi gayret edeyim dedim, kaldırmak istedim, ikimiz birlikte düştük.”

Mehmet Çamkerten…

“Vuruldum, sırtüstü yerdeyim, o anda sol yanıma el bombası düştü, kalkmak istedim, kalkamadım, şehadet getirdim, el bombası patlamadı… Şimdi televizyonda seyrediyoruz, bir belediye otobüs şoförü iki kolu bir bacağı olmayan gaziye ‘şerefsiz' diye bağırabiliyor, 16 arkadaşım boşuna şehit olmuş, boşuna gazi olmuşuz.”

Rafet Değerli…

“Korucuların köyünü bastılar, oraya gittiğimde şoke oldum, sobanın kuzinesinden altı aylık bebeği çıkardım… Köyden ayrıldık, 10 dakika gitmeden mayına bastım, sol ayağım, ayak bileğim, parmaklarım, tarak kemiğim, hepsi gitti, dizime kadar yanıktı. 2000'li yıllara kadar gazinin anlamı vardı, nereye gidersek, devlet kurumlarında müdür bile kapıda karşılardı, güleryüzle buyur ederdi, gazinin şu an anlamı da yok, değeri de yok.”

Metin Erdem…

“Şarapnel geldi, gözüm aktı, babam şehit oldum diye sela verdirmiş köyde, mezarımı kazdırmış, bugün bile hâlâ kafamı hissetmiyorum, sonra gidip Abdullah Öcalan'la müzakere yaptılar!”

Fazlı Ersan…

“Çatışmaya girdik, elim koptu, şuurumu kaybettim, bir ara bulutların arasında gidiyordum, herhalde şehit olduk gidiyoruz dedim… Türk-Kürt çatışması diyorlar, benim hanımım Kürt, ne çatışması? Bir ortama girdiğimizde gaziyiz diyoruz, vebalı gibi bakıyorlar. Artık polis bile gaziye saygı göstermiyor.”

Zekeriya Gökyar…

“Belim kırıldı, felç oldum, 19 yıldır yatağa bağımlı yaşıyorum, şu kadarını söyleyeyim, hakkımı helal etmiyorum.”

Kadir Garip…

“Reklam panolarına ‘referandumda evet demek, şehit ailelerine ve gazilere pozitif ayrımcılık demektir' diye yazmışlardı, tam tersine, durumumuz daha da kötüleşti. Sokakta gördüğüm çocuklar bana afacan afacan baktığında, lanet okuyorum bu hayata… Bana ‘baba' diyecek bir çocuk sesi duymak istiyorum. Kullanamadığım bacaklarıma inat, koşup zıplayan bir evlat istiyorum, çok mu?”

Emrah Güneri…

“Patlamayla havaya uçtum, elime şarapnel isabet etmişti, acıdığını hissettim, eldivenimi çıkarırken bir asker botu gördüm, tanıdık geldi, ayaklarıma baktım, kan fışkırıyordu. Ayağım kesildi. İnsanlar bizi gazi olarak görmüyor, sadece engelli olarak görüyor.”

Yunus Kara…

“Sol ayağım kömür olmuş, sağ ayağım diz üstünden kopmuş, üstümde sadece boş palaska kalmıştı. Şimdi haklarımız öylesine kısıtlı ki, istediğimiz protezi bile alamıyoruz, ayağımın canlısını verdim, sahtesini alamıyorum!”

Ömür Karaman…

“20 yaşımda askere gittim, 37 yaşındayım, 17 senedir tedavi görüyorum, 20 defa ameliyat oldum, yüzde 93 engelliyim, hiç sosyal hayatım olmadı, evliliği düşünmeye vaktim bile olamadı, bütün ömrüm, gençliğim hastanede geçti, milletin onurunu, namusunu korurken bu hale geldik, şimdi çevremde bazıları ‘Ömür'ün psikolojisi bozuk' diyorlar, ben de ‘Allah kimseye benim yaşadıklarımı yaşatmasın da, varsın beni anlamasınlar' diyorum.”

Selami Karanfil…

“Gazi olarak onurlu şekilde yaşayamıyoruz, milli bayramlarda bayrak asacak cesaretim bile kalmadı, Mustafa Kemal Atatürk'ün olmadığı yol, karanlıktır. Türkiye maalesef yoldan çıktı.”

Hüseyin Kocalar…

“Ayağıma baktım, yok. İnşallah rüyadır diye dua ediyordum ama, rüya değildi. Hükümet bize iyi gözle bakmıyor. Biz ne yaptık vatanımızı korumaktan başka?”

Sabahattin Külah…

“Benim ayağımı alan adamlar şu an Meclis'te!”

Bektaş Oruç…

“Şehit için isyan etmiyorsun, gazi için isyan etmiyorsun, ‘bu çocuk 20 yaşında kör olmuş, kolu bacağı kopmuş' demiyorsun, ne yapayım böyle halkı, ne yapayım böyle devleti!”

Kadir Özbayar…

“Kafamdam vuruldum, gazi sayılmıyorum, gazi olabilmek için illa kaçakçı mı olmak lazım?”

Cengiz Özerden…

“Belediye otobüsüne bir kere bindim, otobüs şoförü ‘geç geç bedavacı' dedi, bir daha belediye otobüsüne binmedim.”

Hüseyin Sevik…

“Kimseye muhtaç değilken, kucakta taşınmaya başladım, biraz sesimiz çıksa, ‘sana iş veriyoruz, maaş veriyoruz, daha ne istiyorsun?' diyorlar, bu saatten sonra bana dünyayı verseniz ne olur.”

Ömer Sevinç…

“51 ameliyat geçirdim, 14 yıldır hastanede yaşıyorum, ne zaman çıkacağım belli değil, bir gözümü, iki bacağımı kaybettim, şimdi bize ‘gazilik sektör oldu' diyorlar! Hesabını biz soramıyoruz ama, yüce Allah soracaktır.”

Cemil Şenoğlu…

“Artık yarım insanım, hükümet bizden çok teröristleri önemsiyor.”

Ersin Taştan…

“Adamlar gözümüzün içine baka baka ‘ben Pkk'lıyım' diyor, biz ‘gaziyim' demeye utanıyoruz.”

Engin Tunç…

“Bu ülkede gaziler lehine çıkartılan yasa var mı? Ben hiç duymadım.”

Hüseyin Turan…

“Mayına bastım, ayağımı gördüm, avazım çıktığı kadar bağırdım, kabullenemiyordum, o an ölmek istedim, böyle yaşayamam diye düşündüm, GATA'ya getirildim, bir gün tuvalete gittim, elimi yüzümü yıkamak istedim, aynaya baktım, korkudan bağırdım, meğer yüzüm, saçlarım, kaşlarım yanmış, farkında değildim. Bugün Türkiye'ye bakıyorum, meğer kaybettiklerimizin hiçbir değeri yokmuş.”

Yavuz Yücel…

“Vatanseverlik mi azaldı, toplum mu çıkarcı oldu, bilemiyorum.”

Halil Mısırlı…

“Millet bizi unutmasın, hayattan başka bir şey istemiyorum.”

Değerli arkadaşım Koray Gürbüz tarafından kaleme alınan “Unutmayın” isimli kitaptan satırlar bunlar.

Okurken darmadağın olduğunuzdan eminim ama, gerçekler böyle.

Koray astsubaydı.

Bir değil, iki kere gazi.

1991'de Şırnak Gabar'da vuruldu, henüz 18 yaşındaydı, dört ameliyat oldu, geri döndü.

1996'da Siirt Karadağlar'da pusuya düştüler, 18 şehit verdik, Koray'ı öldü diye çatışma bölgesinde bıraktılar, ölmedi.

Bir böbreği yok, dalağı yok, safrakesesi yok, bağırsaklarının bir bölümü yok, karaciğerinin yarısı alındı, bacaklarında ve kollarında parçalı kırıklar vardı, altı ay komada kaldı, 23 defa ameliyat oldu, sol bacağı iki santim kısa kaldı, sol tarafı boydan boya hissetmiyor, sol kolunu kullanamıyor.

Çünkü…

14 kurşun ve şarapnel girip, çıkmıştı!

Türkiye rekoru, gazi Hacı Altıner'e aitti, 1951'de Kore'de vücuduna 14 kurşun yemiş, ölmemişti. Koray bu rekoru egale etti.

Yılmaz Yiğit mesela, değerli adaşım…

Adı gibi yılmaz, soyadı gibi yiğit.

2007 yılıydı.

Şırnak'taydı.

“Üs bölgesini aldık, terörist grupla teması bekliyorduk ki, bulunduğumuz bölge havaya uçtu, önceden patlayıcıyla tuzaklamışlar, 21 kişiydik, 21'imiz de serilmişti, vücuduma elektrik verilmiş gibi hissettim, sol koluma baktım, sol kolum yok, bacağıma sanki kaynar su dökülmüştü, baktım, bacağım yok, doğrulmaya çalıştım, ayakucumda çukur var, baktım, bacağımın parçaları duruyor çukurda, kelime-i şehadet getirdim, çatışma devam ediyordu, tüfeğim dedim, tüfeğim nerde, sağ kolum erimiş plastik gibi damlıyordu yere.”

O an fark etmemişti Yılmazım…

Sol gözü de gitmişti.

Ya da mesela… “Yarın bizi yazmayı unutmuyorsun değil mi ağabey?” diye ısrarla telefon eden, değerli kardeşim İzzet Ertunç.

1996'da Batman'da mayına bastı.

İki bacağını da kaybetti.

Geçen yıl Anıtkabir'e geldi.

Tekerlekli sandalyesiyle merdivenleri aşabilmesi mümkün değildi.

Varlığıyla onur duyduğumuz deniz kurmay albay Ali Türkşen oradaydı.

İzzet'i sırtına aldı, Atatürk'ün mozolesine çıkardı.

Kahramanın sırtında kahraman…

En büyük kahramanımızı selamladılar.

Bugün 19 Eylül.

Gaziler Günü.

Mustafa Kemal'e TBMM tarafından “gazi” unvanının verildiği gün.

Bizler sadece, Mustafa Kemal'in askerleriyiz.

Bizler sadece, Mustafa Kemal'in askerleriyiz.

Onlar “gazi” Mustafa Kemal'in askerleri.

★

Vatan denilen kavram…

Şehitlerimizle birlikte, bu insanlarımızdır.

★

Belediyelerdeki, ihalelerdeki hırsızlıklardan komisyon istemiyorlar.

Alt tarafı senede bir gün, hatırlarının sorulmasını istiyorlar, hepsi bu.

★

Sayın açılımcı hükümetimizden, lütfedip biraz da gazi açılımı yapmasını rica ediyoruz!

★

Oğulları pkk'ya katılan annelere gösterilen sımsıcak ilginin, hiç olmazsa birazcığının, gazilerimize, annelerine, eşlerine, evlatlarına gösterilmesini rica ediyoruz!

[murekkepci]

MÜREKKEP DENİLİNCE PİGMENT 0553 444 88 88 www.etdamga.com

[biserabiserra]

Sen gülersin; yaza terfi eder bütün mevsimler. Allah, güneşi bir raptiyeyle gökyüzüne sabitler ve geceler gösterimden kalkar süresiz.

Sen gülersin; yıl başına iki bahar düşer, ikiside ilk olur. Eylülün bağları kopar mevsimlerle. Zaman tabiata pastel bir boya kutusuyla finisaj atar.

Sen gülersin; tüm çocuklar bir anda reşit olur. Sigaranın fiyatı yarıya düşer, şarap helal kılınır. Aşk için edil...en intiharlar geçersiz kabul edilir.

Sen gülersin; dünya barışı sağlanır. Ortadoğu çağdaşlaşır, medeniyetler ittifakı vardır. Amerika müslüman olur, Avrupa Somali sömürgesi.

Sen gülersin; bizim eve demokrasi gelir, teröristler meclisten çıkar. Siyaset bilimini, siyaset bilimcileri ifa eder.

Sen gülersin; aşk evlilikleri genelleşir. Cüzdanın hükmü biter, tüm arabaların markası aynı olur. İki nokta arasındaki mesafeyi herkes aynı anda kateder.

Sen gülersin; Ozonda ki yarık kabuk bağlar, buzullar buz tutar. Depremlar artık yıkıcı değil, eğlendirici sallar.

Sen gülersin; şarkıcılar sadece şarkı söyler, ekmeği sadece fırın satar. Eti yalnız kasap keser, şiiri sadece şair yazar. Bir ünlü sanat için kamera karşısında palto giyer.

Sen gülersin; gülmek bir eylem değil, yaşam biçimi kabul edilir...

Sen gülersin; yer çekimi yasası değişikliğe uğrar. Binalar toprağa saplanmadan inşa edilir, bulutlar göz hizasına kadar iner,

Sen gülersin; tıp bilim olmaktan çıkar. Hastaneler müzeye çevrilir, mezarlıklar lunaparka.

Sen gülersin; kentte elektirk kesintisi sona erer, .

Sen gülersin;

Sen gülersin;

Sen gülersin; tüm dünyada vizeler kalkar.

Sen gülersin; senden sonra gülmek, aslını taklitten ibaret olur...

[starhaliyikama]

Çorum Halı Yıkama

Çorum Halı Yıkama; fabrika sistemi ile halılarınızı el değmeden temiz, titiz, özenli bir şekilde ucuz fiyatlarla yıkatabileceğiniz, Çorum’un en prestijli fabrikasyon halı temizleme firmasıdır. Telefon numaralarımız, Whatsapp numaramız ve aynı zamanda web sitemiz üzerinden halı yıkatma talebinde bulunabilirsiniz. Hem de 7 Gün 24 Saat Açığız.

Şuanda Açığız

Çorum Halı Yıkama Fabrikası

Halılarınızı el değmeden yıkama teknolojisini kullanarak yıkıyoruz.  %100 temiz halı yıkama sistemimiz ile artık halılarınız tek tek yıkanıyor. Çorum Halı Yıkama özel kurutma odalarımız sayesinde halılarınız nemli kalmıyor böylelikle halılar her zaman ilk gün ki gibi tertemiz kokuyor.

Halı Yıkama Videolarımız

1. Aşama

Halı Leke Kontrol

Çıkmayan Halı Lekelerine Kesin Çözüm

Halınız yıkama işlemine alınmadan önce Çorum halı yıkama fabrikasında leke kontrol ünitemizde zor ve inatçı halı lekelerine karşı kontrol edilir. Bu işlem sayesinde aynı zamanda halılarınızda ki boya, oje, kan hatta vişne suyu gibi inatçı lekelere karşı özel halı leke çıkarıcı kimyasallar ile müdahale edilir. İşlemin tamamlanmasının ardından halılarınız diğer bir aşama olan toz alma ünitesine sevk edilir.

Etiketleme Ve Ölçülendirme

Halıları Cinslerine Göre Ayırma

Titiz Hanımlar Ne Diyor ?

Gözden Kaçamazlar

Halılarınızın leke kontrolü baştan sona önlü arkalı tarama ile yapılmaktadır.

Tüm Detaylarıyla Halı Temizleme

Halılarınızdan toz ve tekstil kalıntılarını % 100 arındırarak en iyi hijyeni sağlıyoruz.

2. Aşama

Halı Toz Alma

Derinlemesine Vakumlu Toz Alma

İkinci aşamada otomatik makinelerde, halı toz alma işlemi dakikada 17000 titreşimle halı havında ki toz zerreleri temizlenerek yüksek emiş gücüne sahip sistem sayesinde vakumlanır. Bu işlem halı temizliğinin en önemli aşamalarındandır.  Çorum halı yıkama profesyonel halı toz alma ünitesi ile fark yaratan detaylı halı temizleme yapmaktadır.

Toz Zerrelerini Kaldırma

Derinlemesine Vakumlama

Halı Yıkama Fiyatları ?

3. Aşama

Halı Ön Yıkama

Halılarınızı Kaba Kirinden Arındırıyoruz

Halınız leke kontrol ve toz alma ünitelerinden geçtikten sonra özelliklerine göre tam otomatik halı yıkama makinelerinde teker teker ön yıkamaya alınır. Tek tek yıkanması sayesinde halılarınıza başka hiç bir halının kirli suyu temas etmez. Ön yıkama sayesinde halıların kaba kiri alınarak ana yıkamaya hazır hale getirilir.  Bunla birlikte ön yıkamadan sonra halınız tekrar kontrol ünitesine alınarak kontrol edilir gerek duyulması halinde tekrar ön yıkama işlemine tabi tutulur.

Leke Ve Kirlerden Arındırma

Halı Arka Yüz Yıkama

Online Halı Yıkama Randevusu

Her Adımda %100 Hijyen

Halılarınızı tüm kaba kirinden arındırmadan yıkamıyoruz.

120 Dakika Sıcak Su İle Yıkama

Halılarınız en iyi temizlik sağlanana kadar mis gibi yıkanıyor.

4. Aşama

Halı Ana Yıkama

15 Fırçalı Makinede Sıcak Su ile 120 Dakika Yıkama

Halı, ön yıkama işleminden geçtikten sonra Ana yıkama yapılmak üzere 15 fırçalı tam otomatik halı yıkama makinemizde yine tek halı şeklinde yalnız olarak yıkamaya alınır. Halınızın ana yıkama işlemi bittikten sonra ana yıkama kontrol aşamasından geçememesi durumunda ikinci kez ana yıkamaya tabi tutulur.

Antialerjik Deterjan

Sadece Sizin Halınız Yıkanır

Çorum Star Halı Yıkama

5. Aşama

Halı Durulama

Halınız Artık Fabrikadan Aldığınızdan Çok Temiz

Ana yıkama işlemi biten halılar, üç farklı ünitede durulama işlemine tabi tutulur. Bu işlem sayesinde halının dip noktasına kadar derinlemesine temizliği sağlanmış olur. Renkleri solmaz, Anti bakteriyel ve hijyenik hale gelir. Kötü koku kalmaz ve erken kirlenmez. 1700 devir sıkma işlemi uygulanarak %97 oranında sudan arındırılır.

%100 Temiz Yıkama

Mis Kokan Halılar

Youtube Çorum Halı Yıkama

Mis Gibi Halılar

Halılarınızı özel halı durulama makinelerimizde tek tek duruluyoruz.

Özel Halı Kurutma Sistemi

Kapalı Ortamda, bakteri ve mikroplardan uzak klimalı odalarda kurutma.

6. Aşama

Halı Kurutma (Klimalı)

%100 Sıfır Bakteri, Sıfır Nem, Sıfır Koku

Halı kurutma odasında tamamen kapalı ortamda hava şartları nasıl olursa olsun havayla temas etmeden 12 saatte tam olarak kurutulur. Çorum halı yıkama da ki Bu sistemin özelliği bir taraftan sıcak rüzgar etkisiyle halıyı kuruturken diğer taraftan nemin emilmesidir . Bu profesyonel sistemde halınızda ki nemin tüketilmesiyle sistem otomatik olarak durur.

Antibakteriyel Dezenfektasyon

Paketleme Ve Teslimat

Evde Halı Yıkama Fikirleri

Online Halı YıkamaHalılarınızı hemen yıkatmak için formu doldurmanız yeterli.Adınız Soyadınız *Telefon Numaranız *11 hane olacak şekilde girin.Ne Zaman Gelelim ? *Ne Zaman Gelelim ?Bugün: 08:00 ile 13:00 ArasındaBugün: 13:00 ile 17:00 ArasındaBugün: 17:00 ile 22:00 ArasındaYarın : 08:00 ile 13:00 ArasındaYarın : 13:00 ile 17:00 ArasındaYarın : 17:00 ile 22:00 ArasındaAdresiniz *GönderÇorum Halı Yıkama

Telefon Numarası

Çorum Halı yıkama telefon numaralarımız üzerinden bizi arayarak  7/24 halılarınızı yıkatabilirsiniz.

Telefon: 0364 213 87 34

Çorum Halı Yıkama Yorumları

Yüzlerce mutlu müşteri yorumu ile açık ara bir numaralı halı yıkama firmasıyız. Sizde yorumunuzu bırakarak firmamıza ve müşterilerimize Çorum Halı Yıkama firmamızla ilgili deneyiminizi aktarabilirsiniz.

Yorum Yap

Çorumda halı yıkama denilince gözü kapalı tavsiye edebileceğim güvenilir tek halı yıkama firması.











5/5Gözde Taşlar

Ödediğim paraya değen bir halı yıkama hizmet alıyorum. Aldıkları para helal olsun. Teşekkürler











5/5Şeyda Çivici

Halılarım kaç günde yıkanır ve teslim edilir ?

Halılarınızı yıkamak için evinizden alıp fabrikamıza getirdikten sonra hemen yıkama işlemine alıyoruz.  Halılarınızın yıkanma süresi ortalama 3 saatlik bir zaman dilimine tekabul etmektedir. Fakat bununla birlikte halılarınızın kurutma odalarında nemin %100 oranında yok edilmesi işlemi ortalama 9 saat sürmektedir.

Standart şartlarda halılarınızı tam olarak 1 günde yıkayıp teslim ediyoruz.

Halılarımın temiz yıkandığını nasıl anlarım ?

Halılarımı yıkattım ödemesini nasıl yapabilirim ?

Halı yıkama fiyatları ve m2 hesaplama ?

Halı yıkama yıkama hizmet bölgeleriniz ?

30 yıllık tecrübesi ile Çorum’da hizmet veren Star Halı Yıkama Fabrikası üstün hizmet kalitesiyle kurumsal olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.

Bağlantılar

İletişim

Fiyat Listesi

Titiz Kadınlar

Titiz Kadınlar

El dokuma Halı Nasıl Yıkanır ? 23 Temmuz 2021

El Dokuma halı Nasıl Anlaşılır ? 22 Temmuz 2021

Halıdan Sakız Lekesi Nasıl Çıkar ? 20 Temmuz 2021

Sözleşmeler

Hakkımızda

Hizmet Politikası

Gizlilik Politikası

Star Halı Yıkama

Karakeçili, Karakeçili 14. Sk. No:8Çorum, Merkez 19030TürkiyeTelefon:

03642138734

İkinci telefon:

03642253232

Bizimle Kalın !

Sosyal medya hesaplarımız üzerinden bizi takip ederek kampanya ve duyurulardan anında haberdar olun.

Facebook

Twitter

YouTube

Linkedin

Reddit

WhatsApp

Pinterest

Instagram

Google

Telif Hakkı © 1985- 2021 Çorum Star Halı Yıkama

[lazywhispersenthusiast]

Greatest Kılavuzu tişört baskı için

Süreci müşterilerimizin de aracısız kargo firmalarının web sitelerinden kovuşturma etmeleri faydalı olacaktır.

Baskı nöbetlemi esnasında silindirler ile blanket yardımıyla kumaşın hareketi sağlanır. Baskının örgüldığı meydan, blanket üzerinde davranış eden kumaşın üzerinde ilerler ve bu alana baskının örgüldığı düz denilmektedir.

Firmamız hızlı ve güvenilen bir ürün teslimatı gerçekleştirmektedir. Ankara matbaa firmaları ortada popüler bir konumda yan almakta olan firmamıza kolayca bir şekilde ulaşım sağlayarak brifing yahut hizmet talebinde bulunabilirsiniz. En itimatlı firmalar Arasında ilk sıralarda yer almakta olan firmamız bunun cenahı düzen amelî olan fiyatlardan yardımcı olmaktadır.

Bu şekilde can kendine ilişik bir ânı, mirkasına yansıtabilir. Bu şekilde sen bile resimını tshirte bastır ve kişiye özel tshirt sahibi ol.

Ferdî ısmarlamalerde genel olarak yağız ve beyaz zehir mülevven tişörtlerde stoğumuz bulunmaktadır. Kabala ısmarlamalerde ise kartelamızda bulunan bütün renklerde sipariş verebilirsiniz.

Serigrafi Baskı : Plastik baskıyla aynı meslekleyişe sahiptir.Ancak burada lafıplar sırasıyla tişört üzerine edisyonlır . Baskı kağıdı kullanılmaz. Basım işçiliklemi bittikten sonra kurutma fırınında fiksleme alışverişlemi konstrüksiyonlır. Yıkama dayanıklılığı yüksektir.

Yün: Her diyar tipine isabetli nefes alabilen keyif güpürlar beyninde yerini kırmızıır. Yün kumaşın keyif tutabilme özelliği sayesinde sizi, hamam havalarda serin, dargın havalarda ise hamam kalmanızı sağlamlar.

Tüm bakım verenlerimizin en âlâ hizmeti verdiklerinden emniyetli çıkmak istiyoruz. Gönül rahatlığıyla emekini yaptırman yürekin, Armut üzerinden teklif seçtiğin işçilikleri Armut Garantisi kapsamında korumamız şeşna allıkıyoruz.

Ha. Örneğin sitemizden cemiyet davetiyesi siparişi verdiniz grafik/dizayn ekibimiz sipariş esnasında girdiğiniz davetiye bilgilerinize gereğince tasavvurızı oluşturur ve izinınıza sunar, sizin yerınızdan son yoklamaü yapılan baskı dosyası izinınız ile üretim sürecine karşıır. Dizayn tasdik sürecinde 3 revizyon hakkınız bulunmaktadır. 

Buzdolabı Magneti yalnızca halı ve sandalye yıkama firmalarını değil, servis hizmeti veren takkadak yalnız her iş yerinin ihtiyaç duyduğu ürünlerin başlangıcında gelmektedir.

It looks like you were misusing this feature by going too fast. You’ve been temporarily blocked from using it.

Elek baskı olarak da bilinen bu yöntemde sutaş bazlı yada plastik bazlı boyalar, serigrafi baskıda ipek lafıplar üzerine elle bir ragle yardımıyla boyanın çekilmesi ile bünyelmaktadır. Emprime baskı ise aynı boya baskı tekniğinin endüstriyel makineler ile kendiliğinden olarak kuruluşlmasıdır. Emprime baskıda elle uygulamaya gereğince matbuatç, mesafe ve stabilite açısından çok henüz kaliteli tişört baskı

Ayla eş çok teşekkür ederim isinin ehli bilcümle aradı görsel attı ellerine dirimlik çallıkışılacak âdemoğlu alın terine ellerine mizaç sonuna derece guvenenilirsiniz aldığı para sonuna kadar helal herşey bağırsakin teşekkür ederim

Mom jean faziletli bel ve iyi paça özelliğine ehil olan bir pantolon lafıbıdır. 1990'ların ve 2000'lerin sonlarında, çoğunlukla yetişgaraz Amerikalı kadınlar aracılığıyla giyildi ve elan genç hanımlar aracılığıyla "yaşlı" olarak ikrar edildi.

ısmarlamainizi kargodan teslim aldatmaırken hasar, kalık veya paketin açılmış olup olmadığını yoklama etmeniz gerekmektedir. Teslimatta rastgele bir hasar meydana gelmiş ise teslimat sırasında hasar tutanağı tutturmalkaloriız.

[hatayrehber]

#Belen Belediye Başkanı İbrahim Gül, yangın felaketiyle evi yanarak zarar gören vatandaşların yaralarını sarmak için bizzat her türlü desteği veriyor.. Yanlarında oluyor.. Elinde fırçayla boya yapıyor.. Acılarını hafifletmeye çalışıyor.. Helal sana İbrahim Başkan! 👏👏👏 @ibrahimgulmhp https://www.instagram.com/p/CGcHTu_HnVc/?igshid=ia04kijvorhn

[lfmcn]

En Etkileyici En Güzel Sözler - Güzel Sözler 2020

En Etkileyici sözler en güzel laflar nelerdir, Sosyal Medyada kullanılan en ünlülere ait olan söz paylaşımlarına bu yazımızda yer vereceğiz. Son dönemlerde kuşkusuz en popüler paylaşımlar arasında etkileyici ve insanı düşündüren sözler yer alıyor. Bu güzel sözler derin anlam içermekte ve çoğu zaman karşınızdaki mesajı vermek istediğiniz kişiye mesajın inceliklerini sunmaktadır.

En anlamlı sözler ile ilgili olarak sizin için bir araştırma yaptık. Bu araştırma ile ilgili bilgiler aşağıda ayrıntılı bir şekilde çıkarılmıştır. Gerek Sosyal Medyada gerekse entellektüel yaşam içerisinde bu etkileyici anlamlı sözler en fazla kullanılan sözler arasında yer almaktadır.

Bir gün gelir de unuturmuş insan en sevdiği hatıraları bile… Bari sen her gece yorgun sesiyle, saat on ikiyi vurduğu zaman, beni unutma. Çünkü ben her gece o saatlerde seni yaşar ve seni düşünürüm… Kötü bir işin en gizli şahidi vicdandır. (Hz. Ömer Ra.) Gönlümün meclisinde herkes konuşsun istemem, kimse müdahale etmesin aşka. Yer gök şahidimdir ki siyasi görüşüm yoktur senden başka. Hiçbir harfi sensiz bir cümleye kurban etmedim… Yolunu değiştirmeden gittiğin sürece, ne kadar yavaş gittiğinin bir önemi yoktur… Gençliğimi sadaka verdim şu dilenci yıllara. Bugün dünyayı istediğin renge boya, bu rengi insanlara tüm sevginle dağıt, kendini sevginin bir rengi diye tanıt, çünkü senin varlığın sevgiye en güzel kanıt. Toplumun genelinin neler döndüğünden haberi yoktur. Hatta haberi olmadığından bile haberi yoktur. Benim şiirlerim çay kokar, düşlerim sade sen. Demlikte nefesin, bardakta gamzen… Alt yapısı olmayan bir şehir gibiyim. Ne zaman hüzünlensem gözlerimi su basıyor. Ve ne zaman seni düşünsem, kalbimin trafiği aksıyor. Gözler yaşarmadıkça gönüllerde gökkuşağı oluşmaz. Tenine dokunabilmek mi? Hâşâ! Gözüm göz menziline girsin yeter. Hadi düş düşlerime; tutmayana aşk olsun. Aşk; kelime değil bir cümledir. Kurmak içinse, özneyle yüklem değil, iki yürek gerekir. Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan benimle meydan oku her çaresizliğe benimle uyu, benimle uyan birlikte varalım on üçüncü aylara…

Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık ”sevda” da boğulur… Bugün her zamankinden farklı bir şey yapayım dedim olmadı yine sana defalarca âşık olup seni düşündüm. Aşk bir uçurumdan düşmek gibidir, bunun için sevgiliye “yar” denilir. Gel beraber alalım nefesimizi sevdiğim. Sensiz boğazımdan geçmiyor. Bir kere sevdaya tutulmaya gör; ateşlere yandığının resmidir. Aşık dediğin, mecnun misali kör; ne bilsin alemde ne mevsimidir. Kelebek misalidir aşk; anlamayana ömrü günlük, anlayana bir ömürlük! Biliyorum, sığmazsın hiçbir yere bu sevdayla, dünya sana dar. Ama dayan gönlüm! Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var. Bazı anlar vardır unutamazsın. Tekrarını istersin ama pozisyon kaçmıştır… İki damla gözyaşı düştü gülüme, sonra kurudu tuzu kaldı geriye, denizleri aşıp aşkıma yol aldı bir umutla yeşerip tekrar açacak diye. Ne kadar seversen, o kadar sevilirsin derken kafan mı güzeldi. Bana kalsa gökyüzündeki tüm yıldızlar yerine bütün insanlara senin gözlerinde ışıldayan bir çift yıldız gönderirdim. Seni soruyorlar. Öldü mü diyeyim yoksa dönecek mi? İkisi de imkansız değil mi? Çünkü biliyorum asla geri dönmezsin. Ve biliyorsun sen benim için asla ölmezsin.

Ya farkıma vardığında, farkın kalmamış olursa? Bir gül kadar güzel ol ama dikeni kadar zalim olma… Birine öyle bir söz söyle ki, ya yaşat ya da öldür; ama asla yaralı bırakma… Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı? Allah ile olduktan sonra ölüm de, ömür de hoştur. Aydınlık neyin oluyor senin, gökyüzü akraban filan mı? Beni bulur bulmaz gözlerin şimşek çakıyorum yalan mı? Ne demiş şair. Mutluluğu benimle bulan benimdir gerisi misafir. Aşk; görmekten çok özlemeyi sever, dokunmaktan çok düşlemeyi.. Ve aşk öyle haindir ki; nerde imkansız varsa gider onu sever. Bir merhaba yeterdi tanışmamıza, yüreğinde aşk kadar cesaret olsaydı Aşkın her halini gördüm, artık ne hali varsa görsün… Üzgünüm diye başlayan bir cümle duyarsanız şayet, hazır olun cümlenin sonunda üzgün olan tek kişi siz olacaksınız…

Kaçınız, çırılçıplak bedenler karşısında yalnızca gözlere baktınız… Sorsalar, güya hepiniz âşıktınız… Bazı insanların kaderi istiridyeye benzer, kalplerinde sakladıkları bir inci için, köklerinden sökülürler. O kadar güzel unutmuştun ki beni, hatırlatmaya kıyamadım… Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar, ne de şeytan bir günahı, seni beklediğim kadar. Kirli bir çocuk yüzüyüm kapında; ama dünyanın en temiz gözleriyle bakıyorum sana. Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma. En ağır işçi benim; gün yirmi dört saat, seni düşünüyorum. Dudağında yangın varmış dediler, ta ezelden yayan koşarak geldim. Alev yanaklara sarmış dediler, sevda seli oldum; taşarak geldim.

Giden gitmiş, hüznü ayaklandırmak boşuna…  Aşk; topuklarından etine kadar işlemiş bir nasır gibidir. www.orjinalsozler.com/etkileyici-sozler Ya canın acıya acıya adım atacaksın, ya da canını acıta acıta söküp atacaksın. İki yolda da tek bir gerçek olacak; canın çok ama çok acıyacak. Peşinden gidecek cesaretin varsa, bütün hayaller gerçek olabilir… “İyi insan lafın üstüne gelir” demişse eskiler ve ben sürekli seni konuştuğum halde gelmiyorsan; demek ki iyi bir insan değilsin. Hayat yolunda çıplak ayakla dolaşma hayal kırıklarım ayağına batabilir. Terk etmedi sevdan beni, aç kaldım, susuz kaldım, hayın, karanlıktı gece. Can garip, can suskun, can paramparça. Ve ellerim, kelepçede, tütünsüz uykusuz kaldım, terk etmedi sevdan beni.

Boğazıma takıldı sevdan. 3 kere sırtıma vur helal de; alışık değilim harama, ondan olacak herhalde. Hayata karşı ilk küskünlüğümüz, yanımızda sandığımız kişileri, karşımızda görmemizle başlar… Öyle bir gel demelisin ki, mesafeler anlamını yitirmeli. Yağmalandı kalbim, ömrüm, her şeyim. Kurşuna dizdiler anılarımı, yenik düştüm bu savaşta neyleyim, bir mezar nasılsa işte öyleyim… Sen böyle güzelken bana söz düşmez bakma, şiirler yazdığıma. Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer içsen de tükenir içmesen de, bu yüzden hayattan tat almaya bak: Çünkü yaşasan da bitecek yaşamasan da.

Read the full article

[aslan-hafizoglu-blog]

🦁🐼 Kokunu özledim be boya kokusu🤣 SON:74 gün ben geliyorum. @enderrk kral adamsın bro beni hiç yanlnız brakmadın hakkını helal et 🙏 https://www.instagram.com/p/By7WRl2A4uLGdN9nCeM6Zp32PRWk5EXUcMglqo0/?igshid=1ecy6owqc4pjs

[etdamgacom]

ET DAMGA MÜREKKEBİ TÜRKİYE DE YILLARCA GIDAYA UYGUN OLMADAN KULLANILAN MÜREKKEPLERE ARTIK SON VERDİK İLK DEFA VE SADECE FİRMAMIZ DA ÜRETİLEN ET DAMGA MÜREKKEBİ TÜRK GIDA KODEKSİ HAYVAN SAĞLIĞI VE ZABITASI YÖNETMELİĞİNE HELAL GIDA YA HACCP ŞARTLARINA UYGUN OLARAK CE BELGESİ İLE ŞİŞESİNDE KAPAĞINA SUYUNDAN RENKLENDİRİCİLERİNE KADAR GÜVENLE KULLANABİLECEĞİNİZ TEK VE İLK MÜREKKEP TİR. BELGELERİMİZ İÇİN www.etdamga.com ADRESİNİZİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ. PİGMENT 0553 444 88 88 İZMİR

[islamievlilikfan]

Jinekoloji Ne Yapsın...

New Post has been published on https://www.islamievlilik.net/jinekoloji-ne-yapsin/

Jinekoloji Ne Yapsın...

  Es-Selamü Aleykum, sevgili okurlar,

Jinekolojinin çözemediği kadın hastalıklarından bahsedeceğim.

Giyinmek, süslenmek, eşya.

Yüce dinimiz insan hayatını düzene koyacan bir çok hüküm ile gelmiştir. Allah’ın (c.c.) emirleri olan bu emirlere uydukça huzurlu olmaktayız. Ne zaman ki şeriata gevşek davrandık, dağıldık durduk. Erkek hastalıkarını başka bir yazıda ele alırız: Makam, para, şehvet.

Gelelim kadın hastalıklarına.

Giyinmek: Kadınlar giyinirken her seferinde yeni kıyafet giymek isterler. Bu hissiyattan kendilerini pek kurtaramazlar. İmkanı olan hanımlar muhakkak yeni kıyafet almak için uğraşır. Bu durum ihtiyaç seviyesinden lükse geçiyorsa, caiz değildir.

Süslenmek: Kadınlar kendi aralarında birbirlerine karşı yarışmaktadırlar. Bu lafımızı inkar edecekler. Çünkü bu yarışın adını koymadıkları için kabul etmezler. Şöyle söyleyeyim: Bir kadın saçını boyatınca mahalledeki veya iş yerindeki diğer kadınlar da o renk boya moda oluyor. Röfle, gölge veya dalgalı neyse hepsi sırayla yaptırıyor. Birisi bir makyaj yapsa, o kadın etrafında o tarz makyaj moda oluyor. Ya da daha üstü bir tarz arıyorlar.

Hele takılar: Bir kadın bir takı alsa. O süsü gören diğer kadınlar da edinmeye çalışıyor. Altın, gümüş, margazit, oltu taşı, amitis, akik, kehribar, inci… artık neyse.

İşte yukarıda bahsettiğimiz hususlar insanı israfa sürükler. Günümüzde maddi imkanları zorlamaya da neden olabiliyor. Hatta bazen kredi kartlarına abandırıyor. Belki faizli borca düşürüyor.

Eşya: Ev eşyası dinen zaruri ihtiyaca girer. Ancak bu ihtiyacı karşılarken herkes ayağını yorganına göre uzatmalıdır. İmkanına göre ve sırayla eşya satın alınmalıdır. Lüksten muhakkak kaçınılmalıdır. Yoksa israfa düşülür. En basit masraf bile aileleri zorlar.

Tesettürlü kıyafetler dinimizde kadınlar arasındaki giyinme yarışının önüne geçer(di). Ne yazık ki günümüzde tesettürlü kıyafetler bile moda konusu yapılarak maksadı dışına çıkmaktadır. Yani tesettürü de İslama uygun giymek lazım.

Nur suresi 31. ayette şöyle buyrulur: “Mü’min kadınlara söyle: ‘Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar…” işte, kadınların süslerini görünmeyecek şekilde bulunması Allah’ın (c.c) emridir. Gerçi bu ayetin tefsiri ile daha derin anlamlara da çıkıyor. Ancak şimdilik konumuza göre ele alıyoruz.

Süslerin saklanmasının hikmeti kadınların birbirlerinden çabuk etkilenmeliridir.

Eşya meselesini de zaten anlattık.

Burada bizi tuzağa düşüren şey, bazı eşyaların bize ihtiyaç gibi görünmesidir. Buna dikkat etmek gerekir.

Bir çözüm ise şudur: Aylık gelirinizi temizleyin.

Nasıl mı?

Gelirimiz helal yolla olsun ve imkan ölçüsünde, kazancınızdan az veya çok düzenli olarak sadaka veriniz. Keseniz bereketlensin.

Sadakanın nasıl berekete neden olduğunu başka bir yazıda anlatalım.

Hayır dualarınızı esirgemeyin

Mustafa Erol

islamievlilik.net