#ey kefeni
Explore tagged Tumblr posts
Text
Ey Müslüman 35 milyar bütçesi olan diyanet'in Sen ölürken seni saracak kefeni bile yok unutma bunu...
15 notes
·
View notes
Text
CENNET DÜNYADA Gel ey softa dinle benim sözümü Cennette dünyada cehennemi de Gör gayri etrafını aç da gözünü Cennette dünyada cehennemi de Temiz havan ekmek,suyun var ise Yattığın yer sana bir mekan ise Sevdiğin cananın sana yar ise Cennet de dünyada cehennemi de El atıp her şeyin alıyor isen Dostların yanında buluyor isen Şad olup dünyada gülüyor isen Cennet de dünyada cehennemi de Gördün mü oradan gelip gideni Orda gördüğü ile tövbe edeni Giderken bulur isen beyaz kefeni Cennet de dünyada cehennemi de İnsana inanıp gönül yıkmazsan Ettiğin iyiliği başa kakmazsan Beni hor görüp de kötü bakmazsan Cennet de dünyada cehennemi de Sanma ki huriler seni bekliyor Kimse gitmek için ipi çekmiyor Çimen’im dünyaya öyle bakmıyor Cennet de dünyada cehennemi de
0 notes
Text
acaba fevkalade memnunum dünyaya geldiğime diyebilecek miyim diye beş dakika düşündüm. bu kez diyemiyormuşum. ortada bir yerlerde salınıyorum. iyi ki doğdum mu bilmiyorum, şuursuzdum. koca bir yıl kafamın etrafında buzlu camdan bir şuursuzluk kalkanıyla gezindim, üstelik hiçbir yere varmayan bir yolun başına, tekrar ve sendelemeden ulaştım. bir yağmur damlası şekli düşünün. sivri noktasından çizmeye başlıyorsunuz, sonra tekrar aynı sivri noktaya. düştüm kalktım bile diyemiyor insan, nasıl olsa
her gecenin sabahı
bir rûyayla yalandır.
bu ayıklığı yakalayabilmek için bilmem hangi kabrin başında bilmem hangi nisan ayında bilmem hangi sabahın sekizinde bulunmak icab ediyormuş. mü'minûn 118. bilmem hangi yanlış sokağa sapıp çöpçülerden korkmak lazım geliyormuş. edirnekapı'dan karagümrük'e, karagümrük'ten, yusufpaşa'ya, sirkeci'ye, üsküdar'a, üsküdar'dan sultanahmet'e, sultanahmet'ten beyazıt'a uzanıveren üç saati şuursuzca içmek, suya serptiklerin vücuda gelebilsin için, defalarca zili çalmak, kapıların açılmaması, kıta değiştirip hal çaresi aramak icab ediyormuş. hikayenin bir yeri muhakkak karanlık olurmuş. bazı ilmekler önden güzel görünsün için arkada on ilmek atılırmış. yaşarken de yazarken de kolay değilmiş. hayat ne verdiyse alır, elimde kalan ne diye diye insan kendini aklının ıssız meydanında parçalarmış. konuşmak da susmak da düğümlenir, kefeni başlarına saranlar 'sana soruyorum' diyecek olur iseler benlik engeli kâr etmezmiş. nasıl olsa yürümek bitmeyen bir aşkın içerimizdeki duyumu imiş, nasıl olsa Allah hep silip yeniden yaparmış, hep silip yeniden yaparmış,
gel biraz ruhumu yak, kalbime hicranla dökül,
acı bir hande ile aşkımın âlâmına gül.
ey, büyüklüğü ile büyüklerin büyüklüğünü ziyade eden, ey,
ey dönerken yolda değil dilerken değil dilenirken değil, ey
ey dağlar ile taşlar ile, ey ulu sükûn, ey garip derviş ey koyu renk ey dünyanın bütün temizlikleri ey süt beyazları ey aydınlığı süzen, akıtan kalb insanı,
ey hâli ile,
ey galata'ya bir servi diken büyük ruh
ey bektaşi dervişleri, ey bütün kan kardeşler
ey gecenin koynu
ey mutmain çehre
ey yedi derya hakikatin pak eylemediği gönlüm. gönlümün ızdırap dolu süruru. ey insan, ey en insan, insan içinde insanlıktan soyunan, ey insan,
ey bitirebilmenin pîri,
sen böyle güzelken, güzellikler içinde, sen içinde o içinde, içiçe yuvalanmışken
gözlerine mil çekilen garibe ıslah niyazı. ihya niyazı. bu gülşen gülşenin olsun niyazı. ile. yeni bir seneye, yeni bir sayfaya, yeni bir sabaha arkada bitmiş meseleler bırarak başlamak için.
nasıl olsa,
her gecenin sabahı,
bir rûyayla yalandır.
18 notes
·
View notes
Text
ÖLECEĞİN GÜN İÇİN TELAŞLANMA!
Onca değer verdiğin bedeninin başına neler gelecek diye kaygılanma!
Ne olacak, nasıl olacak diye hiç üzülme!
Çünkü Müslüman kardeşlerin senin için gerekenleri yapacaklar :
1- Elbiselerini bedeninden çıkaracaklar.
2- Bedenini yıkayıp gusledecekler.
3- Yeni elbisen olan kefeni bedenine giydirecekler.
4- Evinden dışarı çıkaracaklar.
5- Ve yeni evine, kabre götürecekler.
6- Cenaze merasimin için birçokları işlerini bırakıp gelecekler.
7- Özel eşyalarını toplayacaklar.
Elbiselerin, çanta ve ayakkabıların, ne varsa hepsini seçip ayıracaklar;
Muvaffak olurlarsa onları sadaka olarak fakirlere dağıtacaklar…
Emin ol, sen öldükten sonra kimse işini gücünü bırakıp senin hasretini çekmeyecek.
İşler ve ticaret kald��ğı yerden devam edecek.
Senin görevin bir başkasına devredilecek.
Malın ve servetin bölüşülecek, mirasçıların hepsini sahiplenecek.
Sen ise kazandığın o malların hepsinden tek tek hesaba çekileceksin.
Öldükten sonra senden
Alınacak ilk şey adındır.
O nedenle öldüğünde sana
“cenaze” derler; kimse seni isminle çağırmaz.
Sana namaz kılmak için geldiklerinde, adını sormaz,
“Cenaze nerede?” diye sorarlar.
Omuzlarında taşıdıklarında ve defnettikleri zamanda da adını söylemez,
Cenazeyi tutun derler…
O hâlde, dikkatli ol;
soy, nesep, milliyet, para ve makam seni aldatmasın…
Bu dünya ne kadar değersiz, karşılaşacaklarımız ise ne kadar da büyük ve
Korkunç!
Öldükten sonra senin için üç tür üzüntü olur:
1- Seni biraz tanıyanlar,“Yazık !” derler.
2- Seni daha fazla tanıyan dost ve arkadaşların birkaç saat veya en fazla birkaç gün üzülür, sonra da
Şakalarına ve gülüşlerine devam ederler.
3- Yokluğunu ve ayrılık acısını derinden hisseden ailen ise birkaç hafta, birkaç ay veya en fazla bir yıl üzüntünü yaşarlar,
Sonra da seni kendi hatıralar arşivine atarlar.
İşte bu şekilde senin halk arasındaki öykün son bulur.
Güzelliğin, sağlığın, çocukların, evin, eşin, malın ve mülkün ne varsa hepsi elinden çıkar ve gerçek
öykün başlar.
Yani ahiret hayatın…
Peki, ölüm için, kabir için, ahiret içi ne kadar hazırız. ?
Bu, üzerinde durmamız ve çokça düşünmemiz gereken bir gerçektir.
Allahın dini için Allahın davası için Allahın verdiği ömrü nerede nasıl harcadık muhasebesini yapmamız gerek
Ey yüce Rabbimiz Bizlere islama adanmış ömürler ver bizleri affet, kabir ve cehennem azabından koru.
Yolculukta yardım et bizlere Allah’ım!
Âmin....
39 notes
·
View notes
Text
Yiğit mi yiğit, er mi er idi;
Bir nesil geldi, geçti bir nesil
Aka ak, karaya kara derdi
Bil nesil geldi, geçti bir nesil.
Adı Dursun’du, adı Süleyman;
Soyadlar Gümüş ve Kılıçkıran.
Yağlı ipte Mustafa Pehlivan:
Bir nesil geldi, geçti bir nesil
Kucağımda rahmet-i Rahman’a
Kavuşan ülkü devi Osman’a
Nasıl dayansın ihtiyar ana?
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
İ’lâ-yı Kelimetullah için
Baş kaldırdılar; titredi Maçin.
Sâlâsı okundu Ahmet Koç’un;
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Enbiyalar yoldaşı Gün Sazak,
İskender Karyağdı, Cihan Budak..
Koştular Hakk’a Hakk’ı duyarak;
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Erdem Arabacı, Adnan Çetin,
Ercüment Yahnici, Fuat Şahin,
Alper Tunga Uytun, Hikmet Tekin…
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Adana, Antep, Sivas, Tokatlı;
Kimi Kırşehir, kimi Yozgatlı…
Kemal Fedai, Recep Haşatlı…
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Çatal yürekli, ülkü devleri
İnletti göğü, titretti yeri.
Tanrının gönüllü askerleri;
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Bayraktı, tuğdu, yıldızdı, aydı;
Arşa mühürü o devler koydu.
Kavruldu, yürekler yasa doydu.
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Tam beşbin şehit dillere kolay;
Şehidini say, gazisini say…
Keskinli Osman, Maraşlı Tuncay…
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Bozkurdu avlayınca tazılar,
Çok yol bekledi körpe kuzular.
Onlar Baktemurlar, Önkuzular…
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Ne ölümden korktular, ne şerden;
Geçtiler yardan, geçtiler serden…
Gülerek gitti onlar giderken;
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Ülkü tuğunu zafer burcunda
Teslim ettiler namlu ucunda.
Ve… Can verdiler darağacında;
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Haykır! Ezan susmaz, bayrak inmez.
Kavrulmuş yürek korlanır yanmaz;
Fırlayan ok geriye dönmez
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Onlar… Onlar ki, ruh ve mânâ
Kür Şad���dan Atsız’a, Veli Can’a
Ve bir bir katıldılar kervana;
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Mehmet Güneş ki bir delikanlı;
Alnı nişanlı, kefeni kanlı…
Şehitlik mertebesiyle şanlı;
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Çiçeği burnunda beşbin yiğit,
Rıza-yı Hak için oldu şehit.
Arıca Osman, Aküzüm Cahit…
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Ağlama ey başı yaşmaklı yâr!
Kim demiş ülkü çiçeği solar?
Bir ölür, bin dirilir Bozkurtlar…
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Mukaddes dava, bir ulvî savaş;
Can verir Uşak, yas tutar Maraş.
Hangi birini sayayım gardaş;
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Çiçek derdiler Türkeş bağında;
Atsız’la Peygamber otağında…
Ve buluştular Tanrı dağı’nda;
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Kızıl zindanlar, taş medreseler
Dile gelip de bir ses verseler
Neler söyler, daha neler neler
Bir nesil geldi, geçti bir nesil
Küçüğü seven, büyüğü sayan;
Allah’tan korkan, kuldan utanan;
İhlaslı, imanlı tam Müslüman
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Metin Olgaç’ı, Alper Demir’i
Öldüren kurşun, Moskof’un emri.
Rüyasında gören Peygamberi
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Bir mukaddes dava için kanı
Sebil ettiler; hayatı, canı…
Son asrın Ulubatlı Hasan’ı
Bir nesil geldi; geçti bir nesil.
Dillerinde hep vatan ve millet
Bursalı Osman, Bingöllü Hikmet
Fatih Koyuncu, Ali Bülent…
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Onlar Mevlâyı secdede buldu
Tevhid nurunda, yundu, pâk oldu.
Hakk’tan şehitlik nişânı aldı
Bir nesil geldi; geçti bir nesil.
Ülkü denen nazlı yâre sâdık
Ve büyük bir aşıkla seven âşık
Kardelen, papatya, sarmaşık…
Bir nesil geldi; geçti bir nesil.
Yola çıkmıştı ki bir kervan
En önde giden Başbuğ Alparslan.
Hazreti Peygamber’den feyz alan
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Bir sevdamız vardı “vatan” diye;
Aşıktık şehre, köleydik köye..
Can bağışladık biz bu ülkeye
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Ağla Nahçıvan, yan Azerbaycan
Gözü yaşlı bekliyor Türkistan
Rehberi Kur’an, hedefi Turan
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Bir Kurumahmutoğlu vardı ya
Durdu namaza, vardı secdeye
Boyun bükmedi paşaya, beye
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
Ve Ravzat’ül İslâma girdiler
Şehâhed güllerini derdiler
Darağaçlarında can verdiler.
Bir nesil geldi; geçti bir nesil.
Ey ülküdaş! Dur, dinle bu sesi;
Bu destan şehitler mersiyesi.
Kimse susturamadı İdris’i
Bir nesil geldi, geçti bir nesil.
RUHUNUZ ŞAD, MEKANINIZ UÇMAĞ OLSUN ŞEHİTLERİM! 🐺🇹🇷🤘
17 notes
·
View notes
Text
Ey dost;
Elindeyken iyilik yap,
Yarın kefeni yırtacak değilsin.
*
Güneş, ay ve yıldızlar daha nice zaman parlarken,
Sen başını mezarından kaldıracak değilsin.
*
#sâdi şirazî#şiir#edebiyat#söz#laf ebesi#edebi#edebi söz#edebi sözler#çiçek#zarif#zarif kız#edebiyatçı
52 notes
·
View notes
Photo
ET FİLESİ ET KALEMİ ET KEFENİ PİGMENT 0553 444 88 88
#pigment et kalemi#pigment et filesi#et filesi#ilet#filet#filetfilesi#ey kefeni#et kefeni#0553 444 88 88#seçal makina#seçal kimya#ferhun Nuri seçal
0 notes
Photo
ET DAMGA MÜREKKEBİ TÜRKİYE DE YILLARCA GIDAYA UYGUN OLMADAN KULLANILAN MÜREKKEPLERE ARTIK SON VERDİK İLK DEFA VE SADECE FİRMAMIZ DA ÜRETİLEN ET DAMGA MÜREKKEBİ TÜRK GIDA KODEKSİ HAYVAN SAĞLIĞI VE ZABITASI YÖNETMELİĞİNE HELAL GIDA YA HACCP ŞARTLARINA UYGUN OLARAK CE BELGESİ İLE ŞİŞESİNDE KAPAĞINA SUYUNDAN RENKLENDİRİCİLERİNE KADAR GÜVENLE KULLANABİLECEĞİNİZ TEK VE İLK MÜREKKEP TİR. BELGELERİMİZ İÇİN www.etdamga.com ADRESİNİZİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ. PİGMENT 0553 444 88 88 İZMİR
#et damga#et damgası#et damga mürekkebi#et boyası#ey kefeni#et kefeni#et filesi#et için mavi boya#et için Mor mürekkep#Belgeli mürekkep#helal belgeli mürekkep#helal mürekkep
0 notes
Photo
ET FİLESİ VE ET KEFENİ İÇİN PİGMENT 0553 444 88 88 www.etdamga.com
#et filesi#ey kefeni#et kefeni#et karkas filesi#aydınlı tekstil#fitet.com#filet.com#filet istanbul#et filesi izmir#et filesi istanbul#et filesi ankara#et filesi gaziantep#et damga
0 notes
Text
EBU ZER'İN KEFENİ...
Ebuzer 32/653 yılında Rebeze’de iken vefat ettı. Yanında hanımı, kızı ve bir hizmetçisi vardı. Öldüğünde üzerine sarılacak bir kefen dahi bulunamadı. Hanımı yola çıkarak oradan geçmekte olan bir kafileye şöyle seslendi: “Ey Allah’ın kulları, şurada bir adam öldü. Cenazesini kaldıracak kimse ve üzerine sarılacak kefeni yoktur. O, Allah’ın Resulü’nün sahabesi Ebuzer’dir. Allah aşkına yardım edin!”. Kafile ile oradan geçmekte olan Abdullah bin Mes’ud idi. Kafiledeki bir gencin bezleriyle kefenlendi. Abdullah bin Mes’ud gözyaşları içinde Ebuzer’in cenaze namazını kıldırdı. Yalnız yaşayıp yalnız ölecek ve tek başına diriltilecek” diye hakkında rivayet bulunan Ebuzer, çölün ortasındaki bu ıssız araziye tek başına gömüldü. Issız çöldeki yalnız mezarında görkemli yatışı aslında ne kadar çok şey anlatıyor…
4 notes
·
View notes
Text
İHANET ETME Sana derim sana ey insan oğlu Sen sen ol kendine ihanet etme Adam misalinde mahlukat dolu Sen sen ol kendine ihanet etme Aldanma üç kuruş dünya malına Yetim hakkı koyma gel gırtlağına Yarın gideceksin hak didarına Sen sen ol kendine ihanet etme Bir insana önce onur gerekli Onur ile olur arslan yürekli Yatın katın olsa bin bir direkli Sen sen ol kendine ihanet etme Boşa dolaştırma koca bedeni Mevlam özenerek yarattı seni Zaman gelir sende giyen kefeni Sen sen ol kendine ihanet etme Sende adam gibi adam olasın Dostlar meclisinde yerin bulasın Uzak yollarını yakın kılasın Sen sen ol kendine ihanet etme Bunu bilir bunu söyler Çimen’in Yüzün kızarmazsa haramı yeyin Eğer ben öyleysem bana yuh deyin Sen sen ol kendine ihanet etme
0 notes
Text
İslâm’ın müdafaası için Haçlı ordularına karşı iman dolu göğsünü siper eden büyük kumandan Selahaddin Eyyübî, hayatının son dakikalarını yaşadığı ölüm döşeğinde şöyle bir ricada bulunmuştu: 'Bana uzunca bir değnek getirin.' Başucunda bekleyenler bu isteğin manasını anlayamasalar da, uzunca bir değnek getirdiler. Bir zamanlar, birleşik Haçlı ordularına kahramanca karşı koyan Selahaddin Eyyübî, yün yorganın altından güçlükle çıkardığı eliyle köşedeki dolabı işaret etti: Şurada benim kefenim saklı durmaktadır. Onu çıkarın ve bu değneğin ucuna takın. Yanındakiler biraz merak biraz da heyecanla kefeni değneğin ucuna taktılar. Ayakucunda sopanın başında beyaz bir kefen dalgalandığını gören büyük kahraman, bu defa şu vasiyeti yaptı: Şimdi bu sopayı alıp Şam’ın bütün sokaklarını gezdirin ve her geçtiğiniz yerde şöyle sesleniniz:“Ey ahali, hükümdarımız Selahaddin Eyyübî’yi bilirsiniz ya. İşte o, sahip olduğu bunca servet ve hazinelerin hepsini burada bırakıp gidiyor. Şu sopanın ucundaki iki arşınlık kefenden başka bir şey götüremiyor.”O gün vefat eden büyük kumandanın arkasından halk hatimler okudu, dualar etti. Bunca servet ve ihtişamının hiçbirini ahirete götüremeyeceğini iki metre bezle pek veciz bir şekilde ilan eden aziz hükümdarları için gözyaşları döktü.
#islam#allah#islamiyet#allahuekber#la ilaha illa allah#müslüman#ayet#hadisler#müminler#mümine#peygamber#takva#hadisişerif#kuran#tevhid#resulullah#tebliğ#islamisözler#ümmet#hilafet#cennet#tefekkür#geceye bir hadis bırak#hayırlı akşamlar#hz. muhammed#topluluk#ankara#kulluk#hayırlı ramazanlar#ramazan
6 notes
·
View notes
Photo
Ey dost; elindeyken iyilik yap, yarın kefeni yırtacak değilsin.Güneş, Ay ve yıldızlar daha nice zaman parlarken, sen başını mezarından kaldıramayacaksın.
Sadi Şirazi
129 notes
·
View notes
Photo
Ey dost; elindeyken iyilik yap, yarın kefeni yırtacak değilsin. Güneş, ay ve yıldızlar daha nice zaman parlarken, Sen başını mezarından kaldıracak değilsin. https://www.instagram.com/p/BuYKCbhnGB_/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=405pvgok0xv1
2 notes
·
View notes
Photo
KOCA DÜNYA Eyvallah etmedim sana koca dünya Eksilmedi ne acım ne de gözyaşım Şahidim titreyen elim ve ayağım Yaşarken ölmeyi çok iyi anladım Gidene kal demek yazmaz kaderde Gelene git demek düşmez ki bize Yaradanın yazdığı yazı sır gibidir Vakti gelince önünde belirir Ne Lokman Hekim nede Yesevi Bulmadı ebedi dünya için çareyi Gel dost dinle sen beni bende seni Kırmadan geçelim ebedi mahşeri Hakkı helal eyle kirletme kefeni Bir ömür verildi bilen yok kıymeti Sessiz sedasız ayrılmak gerekti Haksız olsada Haklı de varsın bilmesin seni Her hayırda bir şer saklı bilemezsin Her şerrin hayrını göremezsin Ey emanet beden yükleme kendine hak Ağırlığı çekemez olursun helak Dünyaya kör bak kararmasın ahiret Bir anlık zevk için köreltilmez taksilat Beden şahit olur kabir mekanda Sen ne kadar kendini zorlasanda Bir ömür verildi sana eğ başını Git karanlık gözüken yolun aydınlığına @iilker.bulut.37669 https://www.instagram.com/p/B1Ys138JHPa-rtqa3R9TgYoFxcVMesQsyo3TPg0/?igshid=4of2333jcg6u
0 notes
Photo
etigin yanına kalmaz
bak yine bir kış geldi geçiyor saatler durdu sen gittiğinden beri içtigim sigaranın tadını alamıyorum bu şehir bomboş geliyor sen yoksun diye genç yaşta beni dertlere düşürdün ak düştü sayende saçlarıma mutluluk kapılarını kapattım birer birer sevin ey yar inan bu ettiğin yanına kalmaz
verdigin acılarla yaşıyorum giydirdin kara kefeni bana yalnızlık can yoldaşım oldu içim kan aglıyor sevin sen kalbim bin parcaya bölündü yazımı kışa çevirdin bana bıraktıgın ateşle yanıyorum seni tanıdığıma bin pişman ettin yandıkca yanıyor bu canım ama unutma bu ettiğin yanına kalmaz
ayırdım artık senle giden yolları geri dönüşü olmayan bir bilet aldım yanımda mutluluk ve dostlugu aldım şimdi sen yan haline seni sümüklü mendil gibi kulanlara baş başa bırakıyorum onlar sana layık dilerim beş beter olasın sen dertler ardın sıra gelsin aldıgın nefes bile sana haram olsun dilerim yaptıklarım hiçbir zaman yanına kalamazzzzzzzzz
26 Haziran 2016
şiir:Mustafa Seven kalp
0 notes