#hareketli yaşam
Explore tagged Tumblr posts
hadone · 2 months ago
Text
SKYPODİUM
Tumblr media
İhtiyacınıza uygun, konforlu ve şık ürünler arıyorsanız, doğru yerdesiniz! Skypodium, günlük yaşamınızı kolaylaştıracak ve tarzınıza zarafet katacak çeşitli ürünler sunmaktadır. Şimşek McQueen temalı crocs ayakkabılarından sıcak su torbası kemerlerine, regl kemerlerinden tekerlekli ayakkabılara kadar geniş bir yelpazeye sahip olan Skypodium, her yaş grubuna hitap eden seçeneklerle doludur. Paten ayakkabıları ve diğer eşsiz ürünlerle, hem eğlenceli hem de kullanışlı çözümler sunarak konforu ön planda tutmayı hedefliyoruz. Skypodium’un sunduğu bu işlevsel ürünler, ihtiyacınıza göre tasarlandı. Hadi gelin, bu eşsiz deneyimi birlikte keşfedelim!Şimşek McQueen'den ilham alan crocs, sıcak su torbası kemeri, regl kemeri ve daha fazlasıyla spor ve rahatlığı keşfedin.
Şimşek Mcqueen Crocs
Şimşek McQueen Crocs, çocukların ve hatta bazı yetişkinlerin favorisi haline gelen eğlenceli ve rahat ayakkabılardır. Disney'in ünlü Cars serisinden ilham alınarak tasarlanan bu Crocs modeli, hem pratikliği hem de şıklığı bir araya getiriyor. Göz alıcı dizaynı ile dikkat çeken Şimşek McQueen Crocs, sıcak su torbası kemeri ve regl kemeri gibi çeşitli aksesuarlara benzeyen özelliklerle, çocukların oyun oynarken bile konforlu olmasını sağlıyor.
Kolayca giyilip çıkarılabilen bu ayakkabılar, tekerlekli ayakkabı ve paten ayakkabı gibi hareketli aktiviteler için de ideal bir seçimdir. Su geçirmez yapısı sayesinde, dış mekanda çeşitli hava koşullarında kullanılabilirler. Ayrıca, hafif malzemesi çocukların ayaklarını yormadan uzun süreli kullanıma olanak tanır.
Şimşek McQueen Crocs, farklı renk ve desen seçenekleri ile her yaştan çocuğun beğenisini kazanıyor. Özellikle Şimşek McQueen'in canlı karakteri sayesinde, çocuklar hem şık hem de eğlenceli bir deneyim yaşayarak yürüyüşe çıkıyorlar ve bu da onların keyifli zaman geçirmelerini sağlıyor.
Sonuç olarak, Şimşek McQueen Crocs, rahatlık ve eğlenceyi bir arada sunan mükemmel bir ayakkabı seçeneğidir. Sıcak su torbası kemeri ve regl kemeri gibi ek ürünlerle kombinlendiğinde, günlük aktivitelerde hem işlevsel hem de şık bir görünüm elde etmek mümkün. Bu ayakkabılar, çocuk modasında da öne çıkan ve dikkat çeken bir ürün olarak yerini alıyor.
Sıcak Su Torbası Kemeri
Sıcak su torbası kemeri, özellikle soğuk havalarda vücut ısısını korumak ve rahatlık sağlamak amacıyla kullanılan pratik bir üründür. Bu kemer, sıcak su torbasının doğru bir şekilde yerleştirilmesini kolaylaştırır ve kullanıcısına ek bir konfor sunar. Cotyon ve polyester gibi yumuşak kumaşlardan üretilen bu kemerler, günlük kullanıma oldukça uygundur.
Ayrıca, sıcak su torbası kemeri kullanımı son derece basittir. Torbayı kemerin içine yerleştirip, belinize sabitleyerek istediğiniz sıcaklığı daha uzun süre hissedebilirsiniz. Gerekli alanlarda ısıtmayı sağlayarak, sırt ağrıları ve kas gerginliklerine karşı etkili bir çözüm sunar. Özellikle, kış aylarında ve regl döneminde rahatlamak isteyenler için ideal bir seçenektir.
Şimşek McQueen Crocs gibi şık ve rahat ayakkabılarla kombinlenerek günlük kıyafetlerinizi tamamlarken, sıcak su torbası kemeri ile de sağlığınızı ön planda tutabilirsiniz. Bu iki ürün, hem konforu hem de estetiği bir arada sunarak aktif bir yaşam tarzını destekler.
Regl Kemeri
Regl kemeri, kadınlar için tasarlanmış özel bir üründür ve regl döneminde rahatlık sağlamak amacıyla kullanılır. Bu kemerler, özellikle krampları azaltmaya ve alt karın bölgesinde destek oluşturmaya yönelik özellikleriyle dikkat çeker. Kullanım kolaylığı sayesinde, günlük hayatta konfor arayan kadınlar için ideal bir çözümdür.
Sıcak su torbası kemeri ile benzer bir işlevi olan regl kemeri, nesnelerin ısıtılarak uygulanmasından kaynaklanan rahatlatıcı etkiyi, bel çevresine yerleştirilen özel dolgu materyalleriyle sunar. Böylece krampların neden olduğu rahatsızlığın etkilerini azaltır ve kullanıcıya daha az acı çektirir.
Bu kemerler genellikle ayarlanabilir yapıya sahiptir, böylece herkesin vücut ölçüsüne uygun olur. Özellikle spor yaparken ya da hareketli bir gün geçirirken bu tür bir kemerin sağladığı destek, çok büyük bir fark yaratabilir. Şimşek McQueen Crocs gibi rahat ayakkabılar ile kombinlendiğinde, kullanıcıya sadece fizyolojik değil, aynı zamanda psikolojik bir rahatlık da sunar.
Sonuç olarak, regl kemeri, kadınların regl dönemlerinde yaşadığı sıkıntıları azaltmaya yönelik bir üründür. Hem işlevsel hem de konforlu tasarımı ile bu kemer, regl sancılarıyla başa çıkmak için etkili bir yardımcı olabilir.
Tekerlekli Ayakkabı
Tekerlekli ayakkabı hem eğlenceli hem de pratik bir ulaşım aracı olarak son yıllarda oldukça popüler hale gelmiştir. Özellikle gençler arasında büyük ilgi gören bu ayakkabılar, hareket kabiliyetini artırarak kayma deneyimini daha zevkli hale getirir. Tekerlekli ayakkabılar, çeşitli tasarımları ve renk seçenekleriyle kişisel stilinize uyum sağlayacak şekilde üretilmektedir.
Bu ayakkabılar, güçlü tekerlekleri sayesinde kayma ve dönüş yapma konusunda oldukça avantajlıdır. Ayrıca, Şimşek McQueen Crocs gibi çocukların sevebileceği karakterleri barındıran modelleriyle de dikkat çekmektedir. Paten ayakkabılarına benzer bir yapı sunan tekerlekli ayakkabılar, aynı zamanda konforlu bir yürüyüş deneyimi de sağlar.
Güvenlik açısından, kaliteli malzemelerden üretilmiş tekerlekli ayakkabılar tercih edilmelidir. Ayakkabıların kayma performansı, zemin ile temas eden tekerleklerinin kalitesine bağlıdır. Ayrıca, şık ve dikkat çekici tasarımlarıyla hem spor hem de günlük giyimde rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Sonuç olarak, tekerlekli ayakkabılar, hem eğlenceli hem de pratik bir yürüyüş aracı arayanlar için mükemmel bir seçenektir. Tekerlekli ayakkabılarınızı seçerken, konforu ve güvenliği göz önünde bulundurmayı unutmayın. Bu sayede, hem eğlenceli hem de güvenli bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Mcqueen Crocs
Şimşek McQueen crocs, özellikle çocukların ve gençlerin favorisi haline gelen, hem şık hem de konforlu bir ayakkabı seçeneğidir. Disney'in popüler karakteri Şimşek McQueen'den ilham alınarak tasarlanmış olan bu crocs modelleri, renkli ve eğlenceli görünümleriyle dikkat çekiyor. Çocuklar, bu özel tasarım sayesinde hem eğlenceli bir görünüm kazanıyor hem de rahat bir ayakkabı deneyimi yaşıyorlar.
Bu ayakkabılar, hafif yapıları ve su geçirmeyen özellikleri sayesinde yaz aylarında rahatlıkla kullanılabilir. Ayrıca, kolay giyilip çıkarılabilmesiyle çocuklar için pratik bir seçenek sunar. Şimşek McQueen crocs, dışarıda oynarken ya da evde giyerken rahatlıkla tercih edilebilir.
Özellikle sınav, doğum günü gibi özel günlerde veya yaz tatilinde hediye seçeneği olarak da değerlendirilebilecek olan bu crocs modelleri, hem işlevsel hem de eğlenceli bir hediye alternatifi sunar. Renk seçenekleriyle birlikte çocukların beğenisine hitap eden Şimşek McQueen crocs, aynı zamanda ebeveynler tarafından da ilgiyle karşılanmaktadır.
Bu tarz ayakkabılar, hem modayı takip eden hem de oyun oynamayı seven çocuklar için mükemmel bir uyum sağlar. Çocukların aktif yaşam tarzlarına uygun olarak tasarlanmış bu crocs, gün boyu konforlu bir deneyim sunar.
Paten Ayakkabı
Paten ayakkabılar, kaykay, buz pateni veya inline paten gibi farklı paten türlerine göre tasarlanmış özel ayakkabılardır. Bu ayakkabılar, genellikle hareket kabiliyetini artırmak ve spor yapan kişilere daha iyi bir performans sunmak amacıyla üretildiği için, tasarımında konfor ve dayanıklılık ön plandadır.
Bir paten ayakkabısı alırken dikkat edilmesi gereken en önemli özelliklerden biri, ayakkabının sağladığı destek ve rahatlıktır. Özellikle uzun süreli kullanımda, ayak sağlığı için bu unsurlar oldukça kritik hale gelir. Ayrıca, şimşek mcqueen crocs gibi renkli ve eğlenceli tasarımlar, özellikle çocuklar arasında oldukça popülerdir.
Paten ayakkabı, dış mekanlarda kullanıma uygun malzemelerle üretilmektedir. Bu sayede kullanıcılar, çeşitli zeminlerde güvenle kayabilirler. Tekerlekli ayakkabı gibi, paten ayakkabılar da hareket kabiliyetini ve eğlenceyi artırmak için harika bir yol sunar.
Sonuç olarak, paten ayakkabılar sadece bir spor aracı değil, aynı zamanda bireylerin sosyal yaşamlarına katılmalarını sağlayan keyifli bir aktivitedir. Şimşek mcqueen crocs, sıcak su torbası kemeri gibi çeşitli aksesuarlarla kombinlenerek çocuklar için daha eğlenceli hale getirilebilir.
2K notes · View notes
bukezhaki · 6 months ago
Text
UZMANMASAJTERAPİST - PLATİN
Tumblr media
İstanbul masözlerinin uzmanlığı, hareketli şehirde yüksek kaliteli profesyonel masaj hizmetlerinin sağlanmasında çok önemli bir rol oynamaktadır. İstanbul, bireysel ihtiyaçlara göre tasarlanmış çok çeşitli masaj teknikleri sunan yetenekli ve deneyimli masözleriyle ünlüdür. Bu profesyonel masözler, müşterilerine olağanüstü hizmet sunmalarını sağlamak için sıkı bir eğitimden ve sürekli mesleki gelişimden geçmektedir. İstanbul masöz, uzmanlıklarını çeşitli masaj tekniklerine ilişkin derin anlayışla birleştirerek, her bireyin özel gereksinimlerine ve tercihlerine hitap eden, gerçek anlamda kişiselleştirilmiş ve etkili bir masaj deneyimi sağlayabilir.
İstanbul'da masözlerin sunduğu hizmetler çeşitli ve kapsamlı olup, çeşitli fiziksel ve zihinsel sağlık ihtiyaçlarına hitap etmeyi amaçlamaktadır. Klasik masaj terapilerinden özel bakımlara kadar İstanbul masözleri aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli hizmetler sunmaktadır: - Isveç masajı - Derin doku masajı - Sıcak taş masajı - Aromaterapi masajı - Spor masajı - Refleksoloji - Tay masajı İster rahatlama, ister ağrı giderme veya genel olarak sağlıklı yaşam arayışında olsun, İstanbul'daki bireyler, kendilerine özgü gereksinimlerine göre tasarlanmış çok çeşitli masaj hizmetlerinden yararlanabilirler. Bu çeşitli hizmetlerin mevcudiyeti, Masöz İstanbul olarak müşterilerinin farklı ihtiyaçlarını karşılama ve sağlık ve sağlıklı yaşam konusunda bütünsel bir yaklaşım sağlama konusundaki kararlılığını yansıtmaktadır.
Sunulan birçok masaj hizmeti arasında İstanbul nuru masaj, benzersiz faydaları ve popülerliğiyle öne çıkıyor. Nuru masajı, derinlemesine rahatlatıcı ve zevkli bir deneyim için bedenler arası teması ve özel bir jelin kullanımını içeren şehvetli ve samimi bir masaj şeklidir. İstanbul'da Nuru masajının faydaları şunlardır: - Geliştirilmiş dolaşım - Stres giderme - Geliştirilmiş yakınlık ve bağlantı - Kasların gevşemesi - Arttırılmış duyusal deneyim Nuru masajının faydalarını İstanbul'da deneyimleyen bireyler, sadece rahatlayıp gevşemekle kalmıyor, aynı zamanda genel refahlarını ve yaşam kalitelerini de artırıyor. Nuru masajının İstanbul sakinleri ve ziyaretçiler arasındaki popülaritesi, onun fiziksel ve zihinsel sağlığı geliştirmedeki etkinliğini vurguluyor ve bu da onu şehirdeki yetenekli masözler tarafından sunulan aranan bir hizmet haline getiriyor.
929 notes · View notes
fikret-i · 4 months ago
Text
Tumblr media
40 yaşında bir ihtiyar olarak size tavsiyem, kesinlikle çok hareketli olmayın. Ağırlık falan da sakın ha sakın kaldırmayın. Beş kilo da olsa çok. Paranız varsa işçi tutun yoksa da işçi gerektirecek arazi, iş yeri her ne varsa satın. Sağlıklı olayım, bedene de hareket olsun diye zamanın behrinde bir kaç dönüm tarla almıştım. Debelenip duruyorum içinde. Bir seferinde bir kaç kasa elmayı koymam gerekiyordu arabaya, işçi bulamadım kendim kaldırayım dedim menüsküslerim parçalandı iki dizimden de ameliyat olmak zorunda kaldım.Güneşe de tatil amacıyla dahi çıkmayın. Gölgede kalın hep. Bir kaç sene önce dağ bayır gezerken yandı yüzüm. Alnımda yanık izi kaldı. Geçenlerde elektrikçi bulamadım. Ben çekeyim kabloyu dedim. Uzunca da bir mesafeydi. Kabloyu götürürken zorlandım fıtık oldum. Arkadaşlar, toprağa mı basacaksınız gidin ormana, parka. Gölgede bir kaç saat basıp gelin. Tatile de Karadeniz`e gidin. En büyük sporunuz, yürüyüş olsun. O da güneş çıkmadan ya da battığı vakitlerde. Şöyle etrafıma bakıp istatistik tuttum yıllardır. Adam yayladan inmemiş genç yaşta gidiyor. Adam taş, kaya ile çalışmış, güreşmiş genç yaşta gidiyor. Geçmişi hareketsiz, tembel birilerine bakıyorum yaşları doksana dayandı. Köy hayatı falan hikaye, işkence. Varsa paranız, hizmetçili, uşaklı bir bahçeli villa. Yoksa az katlı bir apartman dairesi, en güzel yaşam alanıdır. Hem şehirde daha çok aktivite var. Yüzme kursları, hoca eşliğinde spor yapabileceğiniz salonlar, halkeğitim kursları, şehir parkları vs. vs. Benden ayrıntılı naçizane tavsiye. Artık seçmekteki irade sizdedir.
58 notes · View notes
istanbulmutlumasaj · 3 months ago
Text
Tumblr media
Esenyurt Masaj
Esenyurt Masaj sadece bir terapiden daha fazlasıdır; günlük hayatın sıradan koşuşturmacasını aşan bir deneyimdir. İstanbul'un canlı kalbinde yer alan bu kutsal alan, uyum ve rahatlamayı bünyesinde barındırır. Endişelerinizin kaybolduğu, yerini rahatlatıcı aromaların ve gerginlik gidermenin inceliklerini anlayan yetenekli ellerin aldığı bir dünyaya adım attığınızı hayal edin. Her seans, benzersiz ihtiyaçlarınıza göre uyarlanmış kişiselleştirilmiş bir bakım vaat ederek, sağlıklı yaşam yolculuğunuzun hem samimi hem de dönüştürücü hissetmesini sağlar.
Esenyurt Masajı'nı çevreleyen topluluk duygusunu göz ardı edemeyiz. Terapistler daha derin bir düzeyde bağlantı kurmak için zaman ayırdıkça, her ziyareti sıradan bir randevudan ziyade değerli bir ritüele dönüştürdükçe sıcaklıkla yankılanır. Burada, her masaj yalnızca fiziksel gençleşmeyi değil aynı zamanda duygusal iyileşmeyi de kapsar; müşteriler genellikle daha hafif hissederek ayrılırlar; beden ve ruh olarak yenilenmiş olurlar. Kaliteli hizmet anlayışı ve ev sıcaklığındaki atmosferiyle Esenyurt Masaj, İstanbul'un hareketli atmosferinde sadece bir spa merkezi değil, aynı zamanda kişisel bakım rutininizin vazgeçilmez bir parçası olarak öne çıkıyor.
43 notes · View notes
amezhu · 3 months ago
Text
Heaven Official's Blessing▪︎
213. BÖLÜM - Duraklamayı Kırmak; İyi Zamanlı Bir Hediye -
Aniden, bir ışık Xie Lian’in kafasında dönmeye başladı, Yin Yu’Yu yere bırakarak ayağa kalktı. “…Lanetli zincir. Lanetli zinciri aldı.”
Eğer o şey önemsiz olsaydı, Jun Wu onu almazdı ama Yin Yu'nun kanıyla dolu lanetli zinciri çıkarıp aldı, yani belki de o şey sadece Yin Yu'nun kanını emmekle kalmamış, aynı zamanda ruhunu da hapsetmişti!
Bunu düşünen Xie Lian, dövülmüş ve morarmış Quan Yi Zhen'i geride bırakarak Qi Ying Sarayı'nın arka tarafına doğru koşmaya başladı. Ancak Jun Wu artık orada değildi ve arkasını dönerek dışarı çıktı.‌
Cennet Başkentinin büyük caddesi üzerinde bir ruh bile yoktu, tamamen ıssız ve soğuktu. Sadece tanrılarla bir zamanlar hareketli ve yaşam dolu sarayları koruyan anlamsız nöbetçiler vardı, hiçbiri Xie Lian’ı umursamadı. Xie Lian da onları umursamadı ve doğrudan büyük dövüş salonuna gitti.
Jun Wu buraya dönüp tahtına oturmuş, hala elindeki lanetli zincire bakıyordu. Xie Lian hücum ettiği anda tuhaf bir gurultu sesi duydu, yukarı baktığında cenin ruhunun dört uzvuyla birlikte görkemli tavanda asılı durduğunu gördü, sanki soğukkanlı bir canavar sürekli bir şekilde yukarı aşağı sürünüyor gibi, oldukça ürkütücüydü.
Bunun gibi korkunç bir yaratık bile bu salona girebildiyse yüzyıllarca buraya adım atabilmek için mücadele veren cennet mensupları bunu görse neler düşünürdü. Xie Lian kollarını sonuna kadar açarak yürüdü, Jun Wu sordu, “Ne istiyorsun?”
Tek bir kelime söylemeden, Xie Lian elini savurdu ve o lanetli kelepçeyi kaptı, ama tabii ki Jun Wu bu şekilde almasına izin vermezdi. Bir süre geçse de yine de o şeyi alamamıştı, sinirle haykırdı, “NE İŞİN VAR ONUNLA? YİN YU ARTIK SANA GÖRE TEHDİT BİLE DEĞİL, SANA GÖRE TAMAMEN ÖNEMSİZ BİR ŞEY. NEDEN ONA ACIMASIZCA ŞEYLER SÖYLEDİN? ÖYLE KONUŞMAK NEYİNE YARADI?”
Ancak Jun Wu şöyle dedi, “Kim dedi işime yaramadığını? seni sinirden delirtti, bu işe yarar olduğunu kanıtlamaz mı?”
Sanki bir yetişkinmiş de masanın ortasına, küçük bir çocuğun ulaşamayacağı bir meyve sepeti koyup çocuğun parmak uçlarında çaresizce zıplasa da alamaması üzerine bağıra bağıra ağlamasından eğleniyor gibiydi.Xie Lian sinirden çatlamak üzereydi, “SEN RUH HASTASI MISIN?!”
“Xie Lian, takındığın tavır hiç saygılı değil.” Dedi Jun Wu.
Xie Lian çok sabretse de artık daha fazla tutamadı ve küfretti, “S*KTİĞİMİN SAYGISINI GÖSTERECEĞİM SANA!!”
Bu hayattaki tüm lanetleri muhtemelen bu adama yönelikti. Beklenmedik şekilde lanetlerini bitiremeden boğazı sıkılmıştı, boğuluyordu!
Xie Lian’ın gözleri karardı, elleriyle boğazını kavradı, bacakları kıvrılmıştı ki yere dizlerinin üstüne düştü. Jun Wu önüne oturdu, rahat ve sakin şekilde cenin ruhunun seviyor, saçlarını tarıyordu, avuçlarından siyah auralar yayılırken o pürüzsüz ve yuvarlak kafayı okşuyordu.
Xie Lian’ın öksürükleri seri şekilde devam ederken yüzü şişmiş ve kızarmıştı, Jun Wu konuştu, “XianLe, önceki gibi davranmanı öneririm, biraz daha itaatkar, biraz daha saygılı. Ancak o zaman öfkelenmeyeceğim. Unutma, bunlardan sende de var, hem de iki tane.”
“öhö, öhö, öhö… öhö, öhö…SEN!”
Xie Lian ayağa fırladı, ona bakarken gözleri kıpkırmızı olmuştu. Jun Wu, "Ben ne? Sinsi? XianLe unutma, bunu sen istedin.”
Ne şaka ama, o zamanlar bu lanet şeyin ne olduğunu nasıl bilebilirdi ki!
Guoshi onu gördüğünde yüzü düşmüş ve boynunu sıkmaya başlamıştı, Xie Lian'ı öldürmeye değil de bu şeyi çıkarmaya çalışıyor olabilir miydi?
Xie Lian'ın boynundaki lanetli kelepçenin yavaş yavaş gevşemesi ve nihayet yeniden normal nefes alabilmesi için epey bir zaman geçmesi gerekti. Sertçe nefes alıyor, bilinçaltında kendi boynunu kapatıyor ve lanetli kelepçeyi hissediyordu. Bir dokunuşla Xie Lian lanetli kelepçe dışında başka bir şey daha hissetti.‌
Aşırı ince, gümüş bir zincir. Normalde soğuk olması gerekirdi, ama uzun süredir taktığından vücut sıcaklığı ile sıcacık olmuştu. Gümüş zincirde parlak elmastan bir yüzük asılıydı.
Bunu hissettikten sonra Xie Lian'ın omuzları anında kasıldı ve o yüzüğü sıkıca kavradı. Bir sebepten dolayı kalbi gittikçe daha da hızlı çarpıyordu, sanki muazzam bir sır öğrenmişti. O sırada arkasındaki Jun Wu konuştu, “Benim. Ne var?”
‘Benim’ ne? Ne demek istedi?
Xie Lian o gümüş zinciri cübbesinin içine koydu ve kaşlarını çatarak arkasını döndü. O zaman anladı ki Jun Wu’nun dediği şey ona söylenmiş bir şey değildi.
Jun Wu iki parmağını kaldırmış şakaklarına götürmüştü, bu hareket, biriyle konuşuyordu!
Cennet Başkenti'ndeki diğer cennet mensuplarının ruhani iletişim kurmasına izin vermese de kendisinin böyle bir kısıtlaması yoktu ve dilediğini yapabilirdi. Jun Wu bir süre durakladıktan sonra sözlerine şöyle devam etti, "Fazla bir şey yok. Son zamanlarda taklit edilen Toprak Ustası vakası nedeniyle, Cennet Başkenti'ndeki diğer birçok casus ve sahte kişilik de birbiri ardına ortaya çıkarıldı. Son zamanlarda olaylarla dolu bir sezon yaşandığına göre, dikkatsiz bir hata olmamalı ve bu nedenle tüm göksel yetkililer şu anda araştırılıyor, bu yüzden tüm Cennet Başkenti kilitlendi. Şu anda dışarıya açık değil ve dışarı ile ruhani iletişime izin verilmiyor, bu yüzden elbette kimseyle bağlantı kuramazsınız."
Xie Lian hafifçe nefes aldı ve nefesini tuttu.
Jun Wu’yla konuşan kişi cennetin şu anki durumunu bilmiyormuş gibi duruyordu, Jun Wu soğukkanlı bir şekilde diğer taraftakine yalanlar savuruyordu. Ve kullandığı mazeret son derece uygundu; Kara Su’yun yaptığı taklit vakasının yüzeye çıkması fena dalgalanmaya sebep oldu ve dikkat etmeye değerdi, bu yüzden de tüm üst cennetin kapatılması için iyi bir sebepti.
Xie Lian bağırsa bile diğer taraftaki kişi bunu duyamayacağından sadece sakince gözlemlemeye ve buna göre hareket etmeye karar verdi. Yüz ifadesinde fark edilemeyen, küçücük bir değişiklik olmuştu.
Sıcak bir şekilde cevapladı, “ah? Cennetin başkentine gelmek istiyorsun demek? Tabii ki gelebilirsin. Bu seferki durum gerçekten de küçük bir durum değil, mademki yardıma gelecek kadar yüreğin var tabii ki her zaman kapımız açık.”
Diğer taraftaki cennetin başkentine gelip yardım etmeye cidden istekliydi?!
Eğer birkaç saat önce gönüllü olsalardı, kesinlikle yardıma ihtiyaçları olduğu için bu çok daha yararlı olurdu. Ama bu zamanlama? Tüm Cennet Başkenti çoktan düşmüş ve iblislerin inine dönüşmüştü, bu yüzden bu bir ateş çukuruna atlamaktan farksızdı!
Jun Wu birkaç basit kelime daha söyledikten sonra konuşmayı kesti. Xie Lian hemen sordu, “Kim geliyor?”
O cenin ruhu ışıktan bir yaratık olmadığını biliyor gibiydi ve sessizce gölgelerin içine girip saklandı. Jun Wu ise sadece küçük bir gülümsemeyle, "Acelen ne? Yakında göreceksin," demekle yetindi.‌
İşte bu onun beklentilerinin dışındaydı. Xie Lian inanamayarak merak etti, “Görmeme izin verecek misin? Diğer kişiye cennet başkentini karantinaya aldığını ve her cennet mensubunu araştırdığı söylemedin mi?”
“Tabii ki” dedi Jun Wu, “Ama en azından güvenilir sol-sağ kollara sahip olmalıyım”
Ling Wen teknik olarak hala firari olduğundan doğal olarak Jun Wu’nun sağ-sol kolu olarak hareket edemezdi, bu yüzden bu görev ona kalmıştı. Tam düşünürken, Jun Wu bir an için onu inceledi ve sıcak bir şekilde, "Xian Le, sadece iyi ol ve iş birliği yap. Aptalca numaralarla uğraşma, seni çok iyi tanıyorum, aklındaki her şeyi biliyorum." dedi.
“…”
Jun Wu dalgın bir şekilde elindeki kan dolu lanetli prangayla oynadı ve ekledi, "Kendin de söyledin, benim için Yin Yu tamamen önemsizdi. Aslında, Cennet Mahkemesi'ndeki büyük ya da küçük tüm cennet mensuplarının benim gözümde önemsiz olduğunu söylemek gerekir. Eğer bir şeyi açığa çıkarırsan, ne olacağını anlarsın.”
“…”
“Bu yüzden sakın ele verme. Kendini toparla, yakında burada olacaklar.”
Xie Lian konuşmadı ama yerden sürünerek kalktı ve üzerini sirkeledi, kendini toparladı ve Jun Wu’nun yanındaki her zaman durduğu yere yürüdü.
Jun Wu onayladı, “İşte böyle.”
Jun Wu’nun tehditleri çok etkiliydi, ama Xie Lian bu sayede bir şey keşfetti –cidden cennet başkentinin düştüğü gerçeğinin gelecek kişiler tarafından bilinmesini istemiyor gibiydi. Bu da onu gelecek kişinin kim olduğunu öğrenmeye daha da istekli hale getiriyordu.
İki tütsü zamanı sonrası, sonunda büyük dövüş holünün önünde birkaç figür belirmişti. Yeşil cübbe giyen, iri yarı siyah öküz süren, sırtında kutsal kılıç asılı bir hanımefendi gelmişti, her biri farklı boyutlarda birkaç çiftçi de arkasından ağır ağır yaklaşıyordu.
Gelen Lord Yağmur Ustası’ndan başkası değildi.
Xie Lian, biraz şaşırmıştı, Jun Wu'nun nasıl davrandığına bağlı olarak -- ifşa olduktan sonra davranış şekli, yolunu kapatan herkesi öldürür ve yaklaşan herkesi kilitlemesi gerekirdi, peki o zaman Yağmur Efendisi'ne karşı neden dikkatliydi?
Doğal olarak şu anda hiçbir şey öğrenilemezdi. Büyük Dövüş Salonuna girer girmez, Yağmur Ustası başını hafifçe ikisine doğru eğerek, "Ekselansları, Lordum, nasılsınız?" diye sordu.
Xie Lian hiçbir şey yokmuş gibi davrandı ve "Yağmur Efendisi" diyerek selamına karşılık verdi.
Kibar ve şaşkın görünmüyordu ama zihni dönüyordu, Yağmur Ustası'na Cennet Başkentindeki gerçek durumu anlatmak için ne yapabilirdi?
Jun Wu konuştu: "Yağmur Ustası Cennet Sarayına gelmeyeli uzun zaman oldu."
Ancak Yağmur Ustası alakasız bir cevap verdi, “Cennet Başkentindeki bu karantina çok sıkı.”
Yağmur ustasının sözleri sanki kafası karışmış gibi geliyordu, Jun Wu yanıt verdi; “Elden bir şey gelmez. Kara Su davasıyla birlikte, Orta Mahkeme şimdiden elliden fazla sahte cennet görevlisini ortaya çıkarmış oldu. Üst Mahkemeye yerleştirilmiş başka piyonlar olup olmadığı derin bir endişe kaynağı."
“Anlıyorum.” Dedi Yağmur Ustası.
Üçü bir süre basitçe sohbet etti ve ancak o zaman Xie Lian, Jun Wu konuştuğunda, gerçek ya da yalan fark etmeksizin, temellerinin her zaman mükemmel bir şekilde, herhangi bir kusur olmadan, son derece şaşırtıcı bir şekilde kaplandığını fark etti. Aklından uyarmak geçiyordu ama ilk olarak Jun Wu'nun bunu fark edip hıncını diğer göksel görevlilerden çıkarmasından korkuyordu; ikinci olarak da neler olup bittiğini bilmeyen Yağmur Ustası'nı bu işe karıştırmaktan korkuyordu, bu yüzden eli kolu bağlıydı. Yağmur Ustası da olağandışı bir şey fark etmiş gibi görünmüyordu ve sadece yardımına ihtiyaç duyulan bir şey olup olmadığını sordu. Jun Wu, "Şu anda yok ama soruşturma tamamlandığında eminim yardımınıza ihtiyaç duyulacaktır," diye cevap verdi.
“O zaman ben şimdilik Cennet Başkentinde kalacağım ve çağırılmayı bekleyeceğim.” Dedi Yağmur Ustası
Jun‌ Wu‌ gülümsemesini korudu, düşünceleri söylenemezdi, ama bu noktaya ulaşmış olsalar bile hala tüm bahanelerden vazgeçmemişti. “Kulağa iyi geliyor. Yıllarca başkenti terk ettin, Kendinizi yeniden tanımak için bu şansı değerlendirmek iyi bir şey. Senin Yağmur Ustası sarayın yıllardır boş.”
Yağmur Ustası başını salladı ve yavaşça ayağa kalktı. Xie Lian onun gittiği anda izleneceğini biliyordu ve biraz endişeli hissetti. Aniden Yağmur Ustası arkasını döndü ve konuştu, “Ekselansları.”
Xie Lian’ın kalbi çarptı, “Lord Yağmur Ustası’nın vereceği bir rehberlik var mı?" Sonunda yanlış bir şey fark etmiş olabilir mi?
Ancak Yağmur Ustası şöyle dedi: "Söyleyecek bir şey yok. Uzun yıllardır Cennet Başkenti'nden uzaktaydım, bu yüzden yanımda birkaç hatıra getirdim ve size hediye etmeyi düşündüm. Bunları almak ister misiniz?"
Xie Lian böyle bir şey beklemiyordu ve gülse mi ağlasa mı bilemedi, "Ha? Ah... Teşekkür ederim."‌
Jun Wu elbette hiçbir zaman hediye almazdı ve Yağmur Ustasının refakatçilerinin içeri girmesine izin verirken gülümsedi. “Xian Le, Lord Yağmur Ustası sana armağanlar hediye ediyor, neden hızlıca kabul etmiyorsun?”
“…”
Bunu söyleme şekli Xie Lian'ı disipline ihtiyacı olan küçük bir çocuğa benzetiyordu; ziyarete gelen misafirler çocuk için bir hediye getirir ve büyük, çocuğa teşekkür ettirmeden önce hediyeyi alması için onu dışarı çıkarırdı. Xie Lian'ın başka seçeneği yoktu ve bir çiftçi yaklaşarak iki eliyle sıkıca sarılmış bir paket sundu. Xie Lian dalgın bir şekilde paketi alarak teşekkür etti ama birden yüzü değişti, sanki olağandışı bir şey keşfetmiş gibiydi.
Sırtı Jun Wu'ya dönüktü ve Jun Wu'nun onun yüz ifadesini görmemesi gerekiyordu ama yine de "Bu ne tür bir hediye?" diye sordu.‌
Yağmur Ustası hediyeyi aldığı görünce ellerini nezaketen kaldırdı ve gülümsedi, “Önemli bir şey değil, sadece toprakta yetişen bazı yerel özel ürünler. Eğer başka bir şey yoksa, müsaadenizle.”
“Lütfen.” Dedi Jun Wu
Böylece Yağmur Ustası siyah öküzü çekti, yanındaki refakatçileriyle yavaşça yıllardır terk edilmiş Yağmur Ustası Sarayına doğru yöneldiler. Xie Lian hediyeyi hala kollarında tutuyordu, oradan ayrılmak üzereydi ki Jun Wu seslendi, “Bekle!”
Xie Lian gerçekten de sanki ayakları yere çivilenmiş gibi durdu.  Jun Wu, “Buraya gel.”
Xie Lian büyük dövüş salonuna geri döndü ve ona baktı. Jun Wu tahttan indi ve az önce kollarıyla sıkıca tuttuğu paketi aldı ve konuştu, “Şimdi gidebilirsin.”
Kesinlikle güvenilmez biriydi ve doğrudan Yağmur Usta'nın verdiği hediyeye bakmıştı. Xie Lian ona baktı ve bir söz söylemeden XianLe Sarayına döndü.
XianLe sarayına döner dönmez huzursuzluktan salonda bir ileri bir geri yürüyordu. Bilinmeyen bir zaman miktarı geçmişti ki bir anda kesin ve net bir ses duydu, “Ekselansları?”
Xie Lian arkasını döndüğünde, başörtüsünü başına sarmış, yırtık pırtık giyimli bir gencin bir şekilde fark edilmeden pencere pervazına atladığını ve ona şakacı bir şekilde sırıtarak üzerine tünediğini gördü!
Xie Lian çok sevinmiş ve iki adım atmıştı ki birden bu gencin az önce kendisine "Ekselansları" diye hitap ettiğini hatırladı ve Xie Lian adımlarını durdurarak biraz tereddütle sordu: "Sen... San Lang mısın?
Genç adam içten bir kahkaha attı, pencereden aşağı atladı ve başörtüsünü çıkardı. Siyah saçları aşağı döküldü ama hemen yukarı doğru bağladı ve siyah saçların altında tamamen farklı, yakışıklı ve solgun bir yüz ortaya çıktı. Bu, Xie Lian'ın son derece aşina olduğu bir yüzdü.
Hua Cheng başörtüsünü yavaşça döndürdü ve içini çekti, "Gege, sevgilim Gege, bu sefer seni görmeyi istemek cennete yükselmek kadar zordu."‌ ‌ ‌
Daha önce, Büyük Dövüş Salonu'nda, Xie Lian Yağmur Ustası'nın hediyesini aldığı anda, gerçekten de olağandışı bir şey fark etmişti. Ancak, olağandışı olan hediyenin kendisi değil, hediyeyi veren kişiydi.
Paketi aldığında, karşı tarafın elini tuttuğunu ve sıktığını hissetti.
Bu hareketin anlamsız olduğu söylenmeliydi ve eğer kadınlara yapılsaydı, kasıtlı olarak cilveli olurdu. O sırada Xie Lian sadece gözlerini kırpıştırdı ama hiçbir şey ifade etmedi ve herhangi bir alarm sesi çıkarmadan etrafına baktı. Karşısında duran kişi uzun boylu bir gençti.‌
Bu genç bir çiftçi gibi giyinmiş, yamalı, çamurlu kıyafetler giymiş ve başına bir başörtüsü sarmış olsa da yüzü hala yakışıklı ve narindi, gözlerindeki ışık parıldıyordu.
Ancak, bu ışık sadece ikisinin göz göze geldiği o anda parladı ve Xie Lian görmek için gözlerini tekrar kırptığında, o genç utangaç ve naif tavrına geri dönmüş ve başını eğerek durmuştu.‌ Hua Cheng, Xian Le Sarayı'nı aramaya geldiğinden beri, doğal olarak çevredeki tüm izleme gözlerinin icabına bakılmıştı. Xie Lian onu gördüğü anda, onun kıyaslanamayacak kadar güvenilir olduğunu hissetti ve endişelenecek hiçbir şey kalmamıştı!
14 notes · View notes
sillagen · 4 months ago
Note
Kesin erkek çocuğun olacak. Sende çok o hava var
Desene bizi ileride hareketli bir yaşam bekliyor.
2 notes · View notes
mistikyol · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
İNCİLERDEN SANA EN GÜZEL GÖRÜNENİ SEÇ! İNCİ içindeki saf, kendine has ve yüksek enerjiyi temsil ediyor. Çekim duyduğun inci duyman gereken ruhsal mesajları verecek.
BİRİNCİ İNCİ: KARANLIKTAN AYDINLIĞA ÇIKIYORSUN Evet oldukça zorlayıcı günler geçirdin ama iyi haber; aydınlık günlere çok yaklaştın. Yaşam stilinde ve özellikle diyetinde bir değişiklik yapma zamanın geldi. Daha hafif beslen ve uyku düzenine dikkat et. Parasal sıkıntılar güzel bir haberin gelmesiyle azalıyor ve bununla beraber içinde daha önce hissetmediğin bir huzur ve güvenlik hissi oluşuyor. Yakınındaki bir kişiye içerlemek yerine kendi içinde uzlaşmayı denemelisin. Doğru iletişim her şeyi düzeltecek.
İKİNCİ İNCİ: DEĞERİNİN FARK EDİLMESİ SENİ MUTLU EDİYOR Öyle bir çıkış yakalayacaksın ki içindeki değerin görünür olmasını sağlayacaksın. Bu seni çok mutlu edecek. Emeklerinin karşılığını alma zamanın geldi. Zihninde olumsuz senaryolar yazmaktan vaz geçersen fırsatların ayağına daha hızlı gelmesini sağlarsın. Şüpheci düşünce yapın bazen seni belirsizlikte tutuyor. En sevmediğin şey ise belirsizlik. Sözünün eri insanları hayatına çekeceksin ve hayal kırıklıkları sona erecek. Gönül yorgunluğun sona eriyor.
ÜÇÜNCÜ İNCİ: KENDİN İÇİN DOĞRU OLANI YAPMAYA KARAR VERİYORSUN Hep başkaları için yaşayan ve onların ihtiyaçlarını kendinden önde tutan birisi oldun. Şimdi ise kendini onurlandırma dönemin başlıyor. Kendini olduğun gibi sevmeye ve takdir etmeye başlıyorsun. Aynı zamanda kendi adına doğru kararlar alıp bunları uygulamaya başlıyorsun. Daha düzenli ve disiplinli bir yaşam düzenini seçerek hedeflerine çok daha yakın olacaksın. Sana çıkarları doğrultusunda değil gerçek değerini fark ettiği ve derinden sevdiği için çekilecek insanlar hayatına giriyor. Kendi değerini önemsemen her şeyi değiştiriyor.
DÖRDÜNCÜ İNCİ: KALBİNİN TEMİZLİĞİ İYİLİKLERİN YOLUNU AYDINLATMASINI SAĞLIYOR Saflık kalbinin öz değerini korumandan kaynaklanıyor. Günümüz dünyasında nadir bulunan özelliklere sahipsin. Sadakat, asalet ve incelikle dolu düşünceler. İşte böyle olduğun için yolun hep açık olacak ve tüm dileklerin gerçekleşecek. Özel bir şey yapmana gerek yok. Sadece niyetini kalpten istemen yeterli. Onu hayatına çekeceksin. Hakkında olumsuz düşünenler kendilerini yansıtıyorlar ve kısa dönemde canını sıksalar bile uzun vadede kendilerine zarar veriyorlar. Merak etme; melekler senin yanında ve seni koruyorlar.
BEŞİNCİ İNCİ: HAYATIN SANA HEDİYELER SUNMA DÖNEMİ BAŞLIYOR Hep çok çabayla ve zahmetle bir şeyleri elde etmeye alışmış gibisin ama bu böyle olmak zorunda değil. Çabalamak tabi ki bazen gerekli oluyor ama zorluklardan ders çıkarma dönemin sona eriyor. Artık hayatın sana su gibi güzellikleri akıttığı yeni bir sayfa açılıyor. Yorulmadan ve akış içinde kalarak da her şey yolunda gidebilir. Bunu fark etmek tüm yaşamında önemli bir değişimi başlatıyor. Artık çok daha rahat, çok daha pozitif ve çok daha sakinsin. Hak ettiğin güzelliklere ulaşmak üzeresin.
ALTINCI İNCİ: BOLLUK VE BEREKETİN KAPISI SANA AÇILIYOR Maddi akışında zorluklar ve bazı gereksiz kayıplar yaşadın ama bu dönem nihayet sona eriyor. Şimdi tam aksine maddi ferahlığın oluşacağı bir döneme başlıyorsun. Biriken borçlarını ödeyebileceksin ve sonunda artıya geçeceksin. Bunun nasıl mümkün olacağını hayatın akışına bırak. Sadece kendini tüm olasılıklara açık tut ve gün içinde moralini yüksek tutmaya çalış. Sonuçta enerji düzeyini yüksek tutmak asıl değişimi yaratacak olandır. Fiziksel olarak daha hareketli olmak titreşimini de yükseltecektir.
YEDİNCİ İNCİ: ÇOK DAHA KONFORLU BİR YAŞAMA DOĞRU İLERLİYORSUN Yaşadığın yerde ve zamanını en çok geçirdiğin mekan her neresi ise orada bazı değişimler yapacaksın. Bu değişimler ruhuna çok iyi gelecek ve kendini daha pozitif hissedeceksin. Kendini daha konforlu bir düzende yaşarken bulacaksın. Sana fazlalık gibi gelen psikolojik yüklerinden de arınıyorsun. Bazı insanların negatif enerjisini taşımak zorunda olmadığını fark ediyorsun. Neşelenmek, gülmek ve eğlenmek seni hakkın ve lütfen kendine böyle zamanlar geçirmek için izin ver. Keyifli bir insan olmak sana yakışıyor.
SEKİZİNCİ İNCİ: DUALARIN VE NİYETLERİN KABUL OLDU BİLE! Son dönemlerde niyet ettiğin bazı net hedeflerin için ettiğin duaların kabul olduğunu bilmeni isterim. Zihninde isteklerin için net hedefler koyarsan başarı hep seninle olur. Zihnindeki dağınıklıktan kurtulmalı ve bunun için düzenli meditasyon yapmalısın. Zamanını doğru değerlendirirsen ve ertelemeden yapman gerekenleri motivasyonunu kaybetmeden yaparsan başarı sana hep yakın olur. Konsantrasyonunu üzerinde tuttuğun şeyi kendine çekme yeteneğin çok güçlü. İçsel isteksizliğini yenersen her şeyi başaracak güçtesin. Kendine güvenini hep güçlü tut.
mistikyolyoutube #mistikyol #ruhsalmesaj #incilerdenbiriniseç #mistikyolruhsalmesaj #kişiselgelişim #ruhsalgelişim #meditasyon #olumlama #çekimyasası #düşüncegücü #didemçiloğlu #cemçiloğlu
6 notes · View notes
dramatik-buluntular · 1 year ago
Text
"İNSANLAR, KÖPEKLER VE DUVARLAR"
Babamın zorlu ameliyatından haftalar sonra kafamın içinde yaşam ve ölüm kavramları cirit atmaya başlamıştı. Bu iki kavram dönüp dolaşıp karşıma dikiliyorlar, dikkatle gözümün içine bakıyorlar ve suçlu muamelesi yapıyorlardı bana. Sonra bir sessizlik giriyor araya ve zihnimin içinde mahkemeler kuruluyor, kararlar veriliyor, verilen kararlar kırlardan yeni gelmiş bir papatya demeti tarafından tebliğ ediliyor. Kendimi The Angelopoulos sinemasının içinde buluyorum bir an; sonsuzluğa uzanan, yer yer siyah beyaz, yer yer gri, gizemli ve sisli yolculuklar…
Son zamanlarda tekrar tekrar soruyordum kendime, bu uçsuz bucaksız bozkırı kim koydu buraya diye. Buraya derken içimdeki tenha bir yeri kastediyorum. Okuduğum bütün kitaplarda, dalgın dalgın dolaştığım sokaklarda, başka insanların bana hissettirdiklerinde, kayboluşlarımda, yıllarca bu sorunun yanıtını aradım. Hep başka yerlere baktım, başkalarının yüzlerine… Uzak düşlere… Yakın gerçeklere... En sonunda o karmaşık imgelerle dolu bozkırı oraya koyanın kendim olduğunu anladım. Kendim. "Kendim" tehlikelerin en büyüğü… Son kez kim olduğumu haykırdım saygıdeğer boşluğa, ismim bağırıldı bir duvarın içinden; yaşamak için anlam peşinde koşturup duran çözümsüz bir serüvenciymişim ben.
Öyle dalmıştım ki bu serüvene, bütün bu düşselliğe zil sesinin de eşlik ettiğini son anda fark ettim. Akşam saatleriydi. Akşamın en güzel saatleri… Bileğim ağrıyordu, çok sert vurmuştum sanırım, üstelik defalarca, parmaklarımda yer yer kızarıklar, kanamalar ve deformasyonlar vardı. Polis arabasının hareketli mavi ışığının pencereye vuruşunu görebiliyordum. Dışarıda bir vukuat mı var diye düşündüm bir an için ama çalınan benim kapımdı. Polislerle aram iyi değildir. Onların, yani o mesleğin bu dünya için gereksiz olduğunu –sorunun asıl kaynağının onların varlığı düşüncesinde yattığını- düşünüyorum. Çünkü önce onlar oluşturulmuştur, sonra suç kavramı topluma yerleşmiştir. Kapıyı açmadan önce o küçük mercekten mavi soluk noktaya bakar gibi baktım; ellerinde telsiz, sivil giyimli sabırsız iki bey. Bu toplum polisleri nedense hep iki kişi giderlerdi suçluların kapılarına. O halde, ben de bir suçlu oluyorum burada ya da şüpheli? Kapıyı açtım ve karşımda ikisi de benden uzun ve kalıplı; biri göbekli, uzun ama seyrek saçlı ve saçlarını arkadan bağlamış, arkadaki açıklığı ustaca kapattığı belli, diğeri ise top sakallı, gözlüklü ve kısa gür saçlı ama rüküş giyinmiş, kendini açık eden bir sivil polis.
“Sarp Akın, siz misiniz?” dedi uzun seyrek saçlı olan. “Evet, benim” dedim. “Bizimle emniyete kadar gelmeniz gerekiyor” “Neden?” “Hakkınızda bir şikâyet var, beyefendi”
Şikâyetin içeriğini biliyordum tabi, neden diye sormam lafın gelişiydi. Olayın ardından kısa bir süre geçmişti, önünde sonunda kapıma dayanacaklardı. Bir anlık sessizlikten sonra üstümü değiştirmem gerektiğini söyledim memurlara. Altımda evin içinde giyilen türden bir şort, üstümde ise siyah atlet vardı. İzin verdiler, sağ olsunlar. Ellerime kelepçe takmadılar, bu da olumlu bir davranıştı onlar adına. Ama ne kadar kibar olurlarsa olsunlar hiçbir şekilde hoşlanmayacaktım onlardan. Bu önyargı değil, genel olarak sistemin işleyişindeki piyonların, halkın değil sistemin çıkarları için kullanılabilirliğinin bilgisidir.
Sitenin en alt katındaki meraklı komşusu Necip ile göz göze geldik polis arabasına binerken. “Hayrola komşu, bir durum mu var, yardımcı olabileceğim bir şey var mı?” dedi, yok anlamında başımı yukarı kaldırdım. Mahallenin çocukları, ölümden kaçabilmiş köpekleri ve kedileri de toplanmıştı. Arabaya binmeden önce hepsine kısa cümlelerle gülümsedim. Daha sonra o gülümseme bütün bedenimde gezinmeye başladı.
Bu tür anların negatifliğinin beynimi kemirmesini düşsel ekrandan silmek için hep bir planım olurdu. Bu mavi ışıklı arabanın arka koltuğunda yaklaşık on dakikalık bir yolculuk yapacağım. Bunun için henüz kullanılmamış bir düşünce paketini heba etmeye gerek yoktu. Giderken sadece dışarıyı izledim; mahallenin, her gün yanından geçtiğim halde dikkat etmediğim noktalarını gördüm. Şu büyük trafonun yanındaki iki ağacın çağla ağacı olduğunu (badem de derler), yan yana sıralanmış akasya ve iğde ağaçlarının senkronik dizilişini... Az ileride dükkânının önüne attığı küçük taburenin üstünde oturan şişko Büfeci Samet’in bıyıklı olduğunu önlerinden geçerken ilk defa fark ettim. Kırmızı yanan trafik ışığında durduk, zihnim de durdu ve hiç beklemiyorken negatifliğin saldırısı başlayıverdi. Ekran karıştı, kontrol altında tutamıyordum artık cümle parçacıklarını.
“Sokakların, caddelerin, kafelerin ve pazar yerlerinin dolu olduğuna bakıp ‘hani ekonomik kriz nerede?’ diyen zavallılar, herkes hayat standartlarını düşürdü, zombi gibi dipte dolaşıyor ve bir şekilde uzatmaları oynuyor. Herkeste birden fazla (en az üç) kredi kartı var ve her biri yakında ayrı ayrı devlet merasimiyle patlayacak. O zaman yürekler de patlayacak, gönüller de, hatta hayaller de… Hiper enflasyona doğru gidiyoruz, belki de o girdabın içindeyiz. Bu durum yasal hırsızların, bankaların umurunda bile değil, onlar bütün krizlerden avantajlı çıkmayı bilir. Yaşanan trajedilerin, toplumsal çürümenin, kokuşmuş siyasetin, ahlaksızlığın, utanmazlığın kuşatmasında boğulmuş bir ülkede yaşamak... İşte bizim gerçekliğimiz bu. Sahtelikle iç içe girmiş müjdeler ve yalanlar, fışkıran petroller, Gabar’lar ve bitmek tükenmek bilmeyen gaz rüyaları… Bütün bu aldanışlar körlük sözleşmesi imzalamış büyük çoğunluğun en sevdiği oyuncağı olmuştur her zaman. Bu çürümeden herkes payını alacak. Özellikle kendini ezene sonsuz sadakati ve itaatiyle ülkeyi uçurumun kenarına getiren sayın ezilmişler sınıfı. Bu iğrençliğin yükselmesinin en büyük nedeni onlar.”
“Ne diyorsunuz beyefendi, ne saçmalıyorsunuz?” dedi başının arka bölümündeki açıklığı uzun saçlarıyla kapatan polis. “Kokunun farkında değil misiniz?” dedim işaret parmağıma bütün bedenimle yüklenerek. “Ne korkusu, beyefendi?” “Korku değil memur bey, koku, lağım kokusu, ama evet aynı zamanda korku da eşlik ediyor o kokuya.” “Konuşacak bir şeyiniz varsa sorgunuzda konuşursunuz, bence siz bu işten nasıl kurtulacağınızı düşünün, böyle boş sözlerle enerjinizi harcamayın.”
Yüksek sesle düşünüyordum ve bu yaşıma kadar biriktirdiğim öfke olur olmaz zamanlarda ortaya saçılıyordu. Böyle durumlarda zaman ve mekânın önemi yoktu. Bir anda ağzımdan dışarı fışkırıverdi bu kusmuklar; arabanın koltukları, yanımdaki polisin yüzü, arabayı kullanan öbür polisin kafasının arka kısmı sözcük kusmukları içinde kaldı. Açıklığı gerçek kapatma böyle olur. Aslında biliyoruz, bu dünyada herkes kusmuk içindedir; insanlar, otomobiller, şehir içi minibüsleri, alışveriş merkezleri, AVM’ler, yollar, iş hanları, kamu binaları, gösterişli müdür odaları, partilerin genel merkezleri, bekleme salonları, hastaneler, vergi daireleri, bankalar, en çok da bankalar… Duygusuz bankalar… Gökyüzünü ve yeryüzünü karartan bunca kusmuğa karşı insanların neden başkaldırmadığını anlamıyorum, asıl güç onlarda olmasına rağmen işçilerin neden greve gitmediklerini anlayamıyorum. Orta tabakada kümelenmiş romantik emekçilerin neden burjuvazi taklidi yaparak yaşadıklarını anlamıyorum. Wilhelm Reich’in şu sözü geldi aklıma: ’’Asıl açıklanması gereken, neden aç insanın çaldığı ya da sömürülen adamın grev yaptığı değil, neden aç insanların çoğunun çalmadığı ve sömürülenlerin çoğunun greve gitmediğidir.”
Polis karakoluna gelmiştik. Aklımın kıyılarını döven düşünce parçacıklarını usulca, incitmeden bir kenara itip arabadan indim. İfademi almak için bir memur hazır bekliyordu. Göz göze geldik, yüzü oldukça esmer ve ıssızlıktan yapılmıştı. İfademi alan polis memuru hakkımdaki iddiaları hızlı bir şekilde anlattı ve şikâyetçi olan Halil Toynak adlı şahsın dilekçesinden bahsetti. Durup dururken tenha bir yerde onu dövmüşüm. Bu koca bir yalan, çünkü onun hayalini dövdüm, hem de fena halde. Şiddete karşıyım, şiddeti asla bir araç olarak görmem, çünkü ben aydın bir kişiyim. Düzenli bir kitap okuyucusu ve aynı zamanda, tiyatro ve sinemaya da düzenli olarak vakit ayıran biriyim. Bir de düzenli ve onurlu yenilgilerim var, her şeye karşı olduğum için. Kim birine karşı şiddet kullanıyorsa o sevgisizlik çölünde kaybolmuş zavallının tekidir. Ne olup bittiğini kısaca anlatmamı istedi, otuz beş yaşlarındaki yüzü ıssızlıktan oluşan esmer memur.
***
“Kötülük, ancak tam hızla giderken dengede kalabiliyordu, bisiklette olduğu gibi.” demiş Jan Paul Sartre, Akıl Çağı adlı kitabında. Konumuzla ne alakası var, o öyle demiş bu böyle demiş, bana ne kardeşim, konuya dönelim diyebilirsiniz, ancak dememelisiniz. O üstatlar boş konuşmazlar. Olayın olduğu gün evdeydim ve elimde Dostoyevski’nin ‘Suç ve Ceza’ kitabı vardı. Yirmi beş yıl sonra tekrar okumaya karar vermiş, ruhsal yapımın bozulması pahasına on günde bitirmeyi başarmıştım. O tuğla kalınlığındaki kitabı yıllar önce ilk okuyuşumda ne yalan söyleyeyim fazla bir şey anlamamıştım. Bu kez kitabın içine tamamen girmiş ve orada kendime en yakın bulduğum karakter olan Razumihin ile dostluk kurmuştum. Kitabı düzenli olarak okumam ve sonuna kadar hem keyif alıp hem huzursuz bir ruhla ilerlemem onun sayesinde olmuştu. Razumihin’e buradan şükranlarımı sunuyorum.”
"Öğle saatleriydi, bitirdiğim kitabı rafta ait olduğu yere (bitirilmiş kitaplar mezarlığı) özenle yerleştirdim. Sonra markete alışveriş yapmaya çıktım evden. Yürüyüş yapma bahanesiyle yolu uzatarak başka sokaklara, oradan başka ara sokaklara girdim. Neredeyse boş olan büyükçe bir parkın yanından geçiyordum. Kırk beş yaşlarında, şapkalı, orta boylu daha önceden konuşmuş olmasam da siması yabancı gelmeyen bir adam (şu adını söylediğiniz Halil Toynak), pembe plastik bir selenin içinde getirdiği çiğ tavuk etlerini, detone sesiyle mırıldanarak sokak köpeklerine yediriyordu. Bu çok hoşuma gitmişti. İnsanların çoğunun sokak hayvanlarına acımasız davrandığı, bu dünya sanki sadece insanlara ait ve diğer canlıların yaşam hakkı yokmuş gibi, o canım varlıklara sürekli şiddet uyguladığı bir zamanda bu arkadaşın şefkatle onları beslemesi beni duygulandırmıştı. Yanına gittim ve gülümseyerek selam verdim.
“Ne iyi ediyorsunuz, köpekleri seviyorsunuz sanırım, ben de çok severim, bizim o taraflarda da çok var, mahallenin güvenlik görevlileri gibi hiç ayrılmazlar oradan.” “Yaaa, sevmez miyim, ne güzel hayvanlar,” dedi zoraki bir tebessümle ve yüzüme bakmayarak.
Yüzüme bakmamasından ve kısa kesmesinden sohbeti seven biri olmadığını düşündüm. İyi günler dileyip yoluma devam ettim. İnsanlarla iletişimim çok iyi sayılmaz, bunun nedeni çevremde fazla insan olmasını istemiyor olmamdır. Yarım asırlık yaşamımda bende yer etmiş en belirgin düşüncelerden biridir bu. Çünkü insan düşmüştür. Defalarca tanık oldum insan kavramının düşüşüne. Gösterişli apartman altlarını ele geçirmiş şu üç harfli marketlerden birine girdim. Listemde ilk sırada peynir vardı. Yoğurt, ayran, yumurta, domates, biber ve salatalık şeklinde devam ediyordu liste. Hepsinin aynı anda ve kısa aralıklarla bitmesinin nedeni, hepsinden de azar azar alıyor olmamdı. Çünkü ülkenin itaatkâr ezilenleri “en büyük ekonomist bizim ekonomist!” diye tezahürat yapıyorlardı çeyrek yüzyıldır. “Hem eziliriz hem vazgeçmeyiz reisimizden, soğan ekmek yeriz, yine de vazgeçmeyiz!” düşüncesi bütün felsefe kitaplarını altüst etmiştir… En son diş macunu almak için o bölüme doğru yöneldim. Karşı apartmanın orta yaşlı balkon güzeli Pakize ile karşılaştım orada. Selamlaştık. Yüzünde bir tuhaflık vardı. Yüzü gözü ve burnu ufalmıştı, aslında tam olarak öyle değildi, dudakları balon gibi şiş olduğu için yüzünün diğer organları küçük görünüyordu.
“Nasıl olmuş, Sarp bey?” dedi dudaklarına yaptırdığı dolguyu göstererek. Gülümsemek isteyip de gülümseyemeyerek. Belki de gülümsedi içten içe, ben göremiyordum. Ben içten gülümsemeleri göremeyen biriydim. “Bu ne hal kız Pakize, eşek arısı mı soktu dudaklarını, davul gibi olmuş” dedim şaşkınlık içinde. “Ne eşek arısı, ne davulu ayol, sen ne anlarsın güzellikten, görme özürlüsün sen, zaten neyi gördün ki bugüne kadar, karın bile gitti senin bu kabalığın yüzünden,” diyerek kızgınlıkla ayrıldı yanımdan. Ah Pakize, ah seni kronik dul…
***
“Nereden nereye getirdi mevzuyu Pakize. Görüyorsunuz değil mi, memur bey.” “Sarp bey, bütün bunların konumuzla ne alakası var, lütfen asıl konuya dönün, siz bu adamı tehdit edip dövdünüz mü, dövmediniz mi?” diyerek araya girdi ifade alma uzmanı ıssız esmer memur. “Olmaz olur mu, çok alakası var efendim konumuzla. Ayrıca geleceğim o kısma. Az kaldı.” dedim.
Market alışverişimi bitirmiş, elimde iki poşetle eve dönüyordum geldiğim güzergâhtan. Toynak’ın, köpekleri beslediği parka doğru yaklaşıyordum, köpekler oradaydı, karınları doymuş, mutlu ve huzurla yatıyorlardı çimenlerin üzerinde. Biraz daha yaklaşınca köpeklerin hiç hareket etmediklerini fark ettim. Ağızlarının etrafında beyaz köpükler vardı. Dokununca fark ettim, dört köpek, dört can ölmüştü. Az önce ölmüşlerdi. Bir ruhu çirkin tarafından zehirlenerek öldürülmüşlerdi. İnsanın düşüşüne bir kez daha tanık olmuştum. Yanlarına oturup ağladım. Bir yandan da belediyeden bir yetkiliyi arayıp durumu anlattım. Onlar gelene kadar bekledim o sevimli canların başlarında. Bu sokaklar kötülük akan derelere dönüşmüştü gözümde. Düşüncelerime öfke doluşmuştu ve bu öfkeyi kontrol altına alamıyordum. Belediyeden gelen görevliler dört canın cesedini römorka yükleyip götürdüler, uzak ve ıssız bir yerde yakmak için.
Sinirden ve sıcaktan bunaltı gelmişti. Çevreme baktım, evleri tek tek gözden geçirdim, düşündüm ki bir katil kurbanların cesetleri kaldırılırken mutlaka bir yerden izliyordur. İki blok ötede bir apartmanın ikinci kat balkonunda Toynak’ın çirkin ruhunu gördüm. Konuşmayı sevmeyen çirkin ruhunda geveze akrepler dolaşıyordu. Gördüm. Düşüncelerime yapışan düzensiz öfkeyi yıkadım ve yürüyüp yoluma gittim. Gittim ama sonra geri döndüm. Tekrar gidip tekrar döndüm. Pusuya yattım gölgelik bir yerde, çirkin ruhundaki kötülüğün kokusu hâlâ taptazeydi, hissedebiliyordum. Kırk beş dakika bekledim. Toynak dışarı çıktı ve stadyum tarafına doğru yürümeye başladı, gayet sakin ve birkaç saat önce dört canlıyı o öldürmemiş gibi rahattı. Onun gölgesi oldum, beni fark etmesi mümkün değildi. Kör bir bölgede yakaladım onu ve arkadan boyun kısmından tutarak köhne bir duvarın dibine sürükledim. “N’oluyozzzz lan!” diye hırıltılı bir çığlık attı. Kimse duymadı çığlığını, çığlık gökyüzünde kaybolup gitti. Aynı keskinlikte ona “Kes lan sesini, pis katil!” diyerek karşılık verdim. Sırtını duvara yapıştırdım, bir elim gömleğinin yakasında, diğer elim de havada asılı haldeydi.
“’Bir gün hayvanlarla konuşabilsek bize tek bir şey soracaklardır: Neden?’ diye yazmış bir kitabında Anthony D. Williams adında araştırmacı bir yazar,” dedim yüzümü iyice yüzüne yapıştırdığım Toynak’a. Tabii o zaman adının Toynak olduğunu bilmiyordum. Titriyordu ve sesler ağzından çamurumsu ve hırıltı olarak dökülüyordu. “O da kim abi, sen kimsin, ne istiyorsun?” dedi şaşırmış ve korkmuş olarak.
“Açlıklarından yararlanarak zehirlediğin o köpekleri, beslediğini düşündüğüm için yanına gelip selam vermiştim, seni takdir etmiştim, o an yüzüme bakmış olsaydın şimdi kim olduğumu bilirdin alçak herif!”
Evet, şiddet yanlısı değilim, hiç olmadım. Olmayacağım. “Şu duvarı görüyor musun, pislik herif?” dedim, “o duvar senden daha anlamlı.” Yukarıda asılı ve vurmaya hazır olan yumruğumu duvara defalarca vurdum, ona vurduğumu hayal ederek. Defalarca vurdum. Defalarca vurdum gözünün içine bakarak. “Neden lan, neden, neden öldürdün o canları?” diyerek her kelimede yumruğum duvara bir balyoz gibi çarpıp geri dönüyordu. Öyle ki ben duvara vurduğum halde Toynak kendisine vurulmuş gibi acı çekip ağlıyordu.
“Abi o köpekler mahallede herkesi rahatsız ediyorlardı. Çocuklar için tehlike onlar.” dedi ağzından aşağıya kelimelerle birlikte salya ve irin akıtarak. “Asıl tehlike sensin, senin gibi alçaklardır.”
Ellerim ve beyaz tişörtüm kan içinde kalmıştı. Bıraktım adamı, ellerim boşta kaldı, gömleğinin düğmeleri kopmuştu. Düşünsel acılar içinde yığılıverdi yere. Evet, memur bey, çok dövdüm onun hayalini, ruhunu paramparça ettim. Zaaflarım var bu tür konularda, nerede bir alçaklık görsem bir şey beni oraya götürüyor. Beni oraya götüren şey vicdan veya merhamet değil; tek gerçek tanrı olan sevgiye ve büyük insanlığa olan inancımdır.
“Neden yetkilileri aramak yerine, böyle bir yola başvurdunuz, herkes kendi işini kendi görmeye kalkarsa kaos oluşmaz mı?” dedi anlattıklarımı can kulağıyla dinleyen memur. “Sonsuz bir kaosun içinde yaşıyoruz zaten, öyle değil mi? Haksızlığa, adaletsizliğe ve kötülüğe karşı tavır almayan bir insan onurlu ve erdemli bir insan değildir. Dünyaya hasbelkader atılmış olmanın zavallılığı ile ömrünü tamamlar. Nefes alıp gider.” “Neyse, söylediğiniz her şeyi yazdım ifadenize, şu Pakize hanım dâhil. Anlattığınıza ve hastane raporundan da anlaşıldığına göre Halil Toynak’a fiziksel bir müdahaleniz yok ama duvara vurduğunuz her yumruk o yumrukları kendi yemiş gibi psikolojik olarak onu yerle bir etmiş. Gerçekte dayak yemekten beter olmuş. Dosyanın akıbeti hakkındaki gelişmeler size bildirilecektir, sonra tekrar çağrılmak üzere şimdilik gidebilirsiniz.”
***
Suç ve Ceza’nın bitiminde yaşanan bu şeyler oldukça ironik. İnsan her şeye birkaç kelime uzakta… Birkaç kırılış… Birkaç hileli adam... Ve pişkince gülümseyen illüzyonlar çağı hep peşindedir. Bu çağa ve bütün çağlara Sartre’ın bir sözü var: “Hiçbir şey değişmedi, ama yine de her şey başka bir biçimde var olup gidiyor. Anlatamıyorum. Bulantıya benziyor bu ama aynı zamanda onun tam tersi.” Eve döndüğümde hava kararmış ve gece yeni sunumlar için sahnesini hazırlamıştı. Görünmeyen bir Shakespeare figürü şöyle sesleniyordu hafızanın soğuk odasından buz çölüne:
insan kendi kıyametini kendi yazmıştır bütün çağlarda ve inandığını söylediği tanrısına yüklemiştir bütün suçu tarihin en zengin menüsüdür: savaş, salgın, ölüm ve kıtlık sofradan hiç eksik olmamıştır mahşerin bu dört tatlısı
yaşama sevinci de öyle; yenilginin tarihi kadar eskidir avuç içi kadar yer kaplar, kırılgan ve savunmasız ama duygular treninde yolculuklara çıkan hislerin lideridir o ışıkların söndürüldüğü sayfalarda smokiniyle ortaya çıkıp yeniden başlatır hafızanın soğuk odasındaki yankıyı
Metin Akdeniz
(Buz Çölü)
5 notes · View notes
omrumuzun-son-demi · 1 year ago
Text
Hasta Yataklarının Kullanım Süresi: Sağlık ve Konfor İçin Bilmeniz Gerekenler
Hasta yatakları, yaşlılar, engelliler ve uzun süreli hastalıkları olan kişiler için vazgeçilmez bir yardımcıdır. Ancak, bu yatakların kullanım süresi hakkında bilgi sahibi olmak, hem hasta hem de bakıcılar için önemlidir. Bu blog yazısında, hasta yataklarının kullanım süresi ve bu süreyi etkileyen faktörler hakkında bilgi veriyoruz.
Tumblr media
Hasta Yataklarının Ortalama Kullanım Süresi
Hasta yataklarının kullanım süresi, genellikle yatağın kalitesine, kullanım yoğunluğuna ve bakımına bağlıdır. Ancak, genel bir kural olarak, kaliteli bir hasta yatağının ortalama kullanım süresi 7-10 yıl arasında değişmektedir. Bu süre zarfında, yatak düzenli olarak bakım ve onarım gerektirebilir.
Kullanım Süresini Etkileyen Faktörler
Yatak Kalitesi
Hasta yataklarının kullanım süresini belirleyen en önemli faktörlerden biri yatağın kalitesidir. Kaliteli malzemelerden yapılmış bir hasta yatağı, düşük kaliteli bir yatağa göre daha uzun süre dayanabilir. Bu nedenle, yatak seçerken kaliteye özellikle dikkat etmek önemlidir.
Kullanım Yoğunluğu
Hasta yatağının kullanım süresi, yatağın ne kadar yoğun kullanıldığına da bağlıdır. Yatağın sürekli olarak kullanılması, yatağın ömrünü kısaltabilir. Ancak, düzenli bakım ve onarım ile bu süre uzatılabilir.
Bakım ve Onarım
Hasta yataklarının düzenli olarak bakım ve onarımı, kullanım süresini önemli ölçüde uzatabilir. Yatakta oluşabilecek küçük sorunların erken tespiti ve onarımı, daha büyük sorunların önüne geçer ve yatağın ömrünü uzatır.
Hasta Yatağı Bakımı ve Onarımı Nasıl Yapılır?
Hasta yataklarının bakımı ve onarımı, genellikle yatağın kullanım kılavuzunda belirtilen talimatlara göre yapılır. Bu genellikle, yatağın düzenli olarak temizlenmesi, hareketli parçaların yağlanması ve yatakta oluşabilecek hasarların erken tespiti ve onarımını içerir.
Sonuç
Hasta yataklarının kullanım süresi, bir dizi faktöre bağlıdır. Ancak, kaliteli bir yatak seçmek, yatağı düzenli olarak bakmak ve onarmak, kullanım süresini önemli ölçüde uzatabilir. Bu nedenle, hasta yatağı seçerken ve kullanırken bu faktörleri göz önünde bulundurmak önemlidir. Unutmayın, hasta yatağının amacı, hastanın konforunu ve yaşam kalitesini artırmaktır. Bu nedenle, yatağın kullanım süresi, bu amaca hizmet etmek için önemli bir faktördür.
3 notes · View notes
esnaflarburada · 2 days ago
Text
ALSANCAK HALI YIKAMA
Alsancak, İzmir'in tarihi ve hareketli semtlerinden biri. Burada yaşayanlar, evlerini ve yaşam alanlarını güzelleştiren detaylara önem veriyorlar. Halılar da bu detayların başında geliyor. Ancak zamanla halılarımız kirlenebilir, lekeler oluşabilir ve hoş olmayan kokular yayılabilir. İşte tam bu noktada Alsancak Halı Yıkama hizmetleri devreye giriyor.
Kaliteli bir halı yıkama hizmeti, halının ömrünü uzatmanın yanı sıra evinizin temiz ve sağlıklı kalmasını da sağlar.  ALsancak halı yıkama firmaları, profesyonel ekipleri ve son teknoloji ekipmanlarıyla size bu hizmeti sunar. Ancak sadece halıyı yıkamakla kalmazlar, aynı zamanda farklı halı türleri ve leke çeşitleri konusunda da size rehberlik ederler.
 Halı yıkama hizmetleri, evinize gelerek halınızı yerinden alır ve belirlenen süre içinde temizlenmiş ve kurutulmuş olarak geri getirir. Bu süreçte halınızın özelliklerine uygun yöntemlerle yıkanması, lekelerin özenle temizlenmesi ve hijyenik bir şekilde kurutulması sağlanır.
 Alsancak Halı Yıkama hizmetleri neler sunar?
Profesyonel Temizlik: Uzman ekipler tarafından halınızın türüne ve durumuna uygun şekilde temizlenir.
Güvenilir Malzemeler: Halı yıkama işleminde kullanılan deterjanlar ve temizlik malzemeleri, insan sağlığına zarar vermeden ve halıya zarar vermeden seçilir.
Leke Giderme: Farklı leke türlerine karşı etkili çözümlerle halınızın lekelerinden kurtulması sağlanır.
Kurutma ve Dezenfeksiyon: Halılar, hijyenik bir şekilde kurutulur ve gerekli durumlarda dezenfekte edilir.
Teslimat Hizmeti: Temizlenmiş halınız, belirlenen süre içinde adresinize teslim edilir.
Halı yıkama hizmetleri, evinizin en önemli parçalarından biri olan halınızı korumak ve temiz tutmak için size profesyonel bir çözüm sunar. Evinizin atmosferini tazelemek ve sağlıklı bir yaşam alanı oluşturmak için bu hizmetlerden faydalanabilirsiniz.
Evinizin en değerli parçalarından biri olan halınızı, halı yıkama hizmetleriyle güvenle teslim edebilirsiniz. Hijyenik, kaliteli ve profesyonel bir temizlik için siz de hemen bu hizmetlerden yararlanabilirsiniz.
Unutmayın, temiz bir halı sadece evinizi değil, aynı zamanda ruhunuzu da ferahlatır.  Halı yıkama hizmetleriyle evinizdeki güzellikleri koruyun ve yaşam alanınızı daha sağlıklı hale getirin. Ayrıca Ulukent İzmir Halı Yımama Servisimize de göz atabilirisniz
0 notes
isiksusleme · 9 days ago
Text
Cadde ve Sokak Dekorasyonları: Şehirlerin Yüzünü Güzelleştiren Detaylar
Cadde ve sokaklar, bir şehrin en canlı ve hareketli alanlarıdır. Bu alanların estetik görünümü, şehirlerin genel imajını doğrudan etkiler. Cadde ve sokak dekorasyonları, bu alanlara canlılık katan, kimlik kazandıran ve aynı zamanda işlevselliği artıran unsurlardır.
Cadde ve Sokak Dekorasyonlarının Önemi
Şehir Kimliği: Her şehrin kendine özgü bir kimliği vardır ve sokak dekorasyonları bu kimliği yansıtmanın önemli bir yoludur. Tarihi dokuyu koruyan, modernliği yansıtan veya doğal unsurları ön plana çıkaran farklı dekorasyon seçenekleri ile şehirler, ziyaretçilere unutulmaz deneyimler sunar.
Estetik Görünüm: İyi tasarlanmış sokak dekorasyonları, şehirlerin görsel çekiciliğini artırır ve yaşam kalitesini yükseltir.
İşlevsellik: Sokak mobilyaları, aydınlatma sistemleri ve yönlendirme işaretleri gibi dekorasyon unsurları, insanların sokakları daha rahat ve güvenli kullanmalarını sağlar.
Ekonomik Etki: Estetik ve işlevsel sokaklar, turizmi teşvik eder ve yerel ekonomilere katkı sağlar.
Cadde ve Sokak Dekorasyonlarında Kullanılan Elemanlar
Sokak Mobilyaları: Banklar, çöp kutuları, bisiklet parkları, su çeşmeleri ve oyun alanları gibi sokak mobilyaları, insanların sokaklarda daha fazla vakit geçirmelerini sağlar.
Aydınlatma Sistemleri: Farklı renk ve desenlerde aydınlatma sistemleri, sokaklara görsel bir şölen sunar ve güvenliği artırır.
Yeşil Alanlar: Ağaçlar, çiçekler ve çim alanları, sokaklara doğal bir hava katar ve hava kalitesini iyileştirir.
Sanat Eserleri: Heykeller, duvar resimleri ve diğer sanat eserleri, sokaklara kültürel bir zenginlik katar.
Yönlendirme Sistemleri: İşaretler, tabelalar ve haritalar, insanların kolayca yön bulmalarını sağlar.
Bilge Dizayn ile Cadde ve Sokaklarınıza Canlılık Katın
Bilge Dizayn, cadde ve sokak dekorasyonları konusunda uzmanlaşmış bir firmadır. Yüksek kaliteli malzemeler ve modern tasarım anlayışıyla, her türlü projeye özel çözümler sunar.
Bilge Dizayn'ın Hizmetleri:
Aydınlatma Sistemleri: LED aydınlatma, dekoratif aydınlatma, cephe aydınlatması gibi farklı aydınlatma çözümleri.
Sokak Mobilyaları: Bank, çöp kutusu, bisiklet parkı gibi dayanıklı ve şık sokak mobilyaları.
Yeşil Alan Düzenlemeleri: Çimlendirme, ağaçlandırma, çiçeklendirme gibi hizmetler.
Sanat Eserleri: Özel tasarım heykel ve duvar resimleri.
Yönlendirme Sistemleri: İşaret, tabela ve harita sistemleri.
Neden Bilge Dizayn?
Uzman Ekip: Sektöründe deneyimli ve uzman bir ekibe sahip.
Kaliteli Malzemeler: Dayanıklı ve uzun ömürlü malzemeler kullanır.
Özgün Tasarımlar: Projenizin özel ihtiyaçlarına uygun özgün tasarımlar geliştirir.
Hızlı ve Güvenilir Hizmet: Projeleri zamanında ve sorunsuz bir şekilde tamamlar.
Bilge Dizayn İletişim Bilgileri:
Web Sitesi: https://www.bilgedesign.com/iletisim.php
Telefon: +90 216 369 90 22
Cadde ve sokaklarınıza canlılık katmak ve şehrinizin görünümünü güzelleştirmek için Bilge Dizayn ile iletişime geçebilirsiniz.
Sonuç
Cadde ve sokak dekorasyonları, şehirlerin kimliğini yansıtan ve yaşam kalitesini artıran önemli unsurlardır. Bilge Dizayn gibi uzman firmaların sunduğu çözümlerle, şehirlerimiz daha estetik, daha işlevsel ve daha yaşanabilir hale gelebilir.
Anahtar Kelimeler: cadde dekorasyonu, sokak dekorasyonu, şehir estetiği, aydınlatma, sokak mobilyaları, yeşil alanlar, Bilge Dizayn
0 notes
bahcelievlernakliyat · 10 days ago
Text
istanbul bahçelievler evden eve nakliyat: güvenilir ve profesyonel taşımacılık Hizmeti
Bahçelievler Evden Eve Nakliyat
Bahçelievler, İstanbul’un önemli ve gelişmiş ilçelerinden biri olarak yoğun bir nüfus ve hareketliliğe sahiptir. Yoğun konutlaşmanın olduğu Bahçelievler’de evden eve nakliyat talepleri de artış göstermektedir. Gerek ilçenin içinde gerekse İstanbul’un farklı semtlerine taşınmak isteyenler için nakliyat süreci, profesyonel bir yaklaşımla yapılması gereken titiz bir işlemdir. Bu yazıda, Bahçelievler’de bulunan mahallelere de değinerek evden eve nakliyat hizmetine dair detaylı bilgi vereceğiz.
Bahçelievler’de Evden Eve Nakliyat Neden Gereklidir?
Bahçelievler’de yaşamaya karar vermek veya farklı bir semte taşınmak isteyenler için güvenli ve sorunsuz bir nakliye hizmeti oldukça önemlidir. Nakliyat sürecinde yaşanacak en ufak bir aksaklık, eşyaların zarar görmesine ve taşınma süresinin uzamasına neden olabilir. Bu nedenle Bahçelievler’de evden eve nakliyat hizmeti almak isteyenlerin profesyonel bir firmadan destek almaları tavsiye edilmektedir.
Bahçelievler’de Bulunan Mahalleler ve Nakliyat Talepleri
Bahçelievler, her biri kendine özgü özellikleri olan birçok mahalleye sahiptir. Bu mahallelerde farklı yapı tipleri bulunduğu için her nakliyat süreci özel bir planlama gerektirir. İşte Bahçelievler’deki mahallelerin nakliye ihtiyaçlarına göre kısa açıklamalar:
Cumhuriyet Mahallesi: Modern apartmanlar ve konutların yoğun olduğu bir mahalledir. Bu mahalledeki nakliyat işlemleri genellikle apartman dairelerinden yapılan taşınmalardır.
Çobançeşme Mahallesi: Hem konut hem de ticari işletmelerin yoğun olduğu bir bölgedir. Bu yüzden evden eve nakliyatın yanı sıra ofis taşımacılığı da sıklıkla yapılır.
Fevzi Çakmak Mahallesi: Bahçeli ve müstakil evlerin de bulunduğu bir mahalledir. Eşyaların güvenli taşınması ve paketlenmesi büyük bir öneme sahiptir.
Hürriyet Mahallesi: Geniş yolları ve parkları ile Bahçelievler’in gözde mahallelerinden biridir. Burada nakliye firmalarının büyük araçları kullanma şansı daha fazladır.
Kocasinan Merkez Mahallesi: Bahçelievler’in en hareketli bölgelerinden biridir ve nakliyat talepleri burada oldukça yoğundur. Yüksek katlı apartmanlar olduğu için asansörlü nakliyat daha sık tercih edilmektedir.
Siyavuşpaşa Mahallesi: Daha az yoğun, sakin bir yaşam alanı sunan bu mahallede genellikle müstakil evlerden taşınma talepleri görülmektedir.
Soğanlı Mahallesi: Kendi içinde bir topluluk gibi işleyen bu mahalledeki nakliyat talepleri büyük ölçüde ailelerden gelir.
Şirinevler Mahallesi: Bahçelievler’in en kalabalık ve ticaretin yoğun olduğu bölgesidir. Nakliye taleplerinin yüksek olduğu bu bölgede, hem evden eve hem de ofis taşımacılığı hizmeti sıkça verilmektedir.
Yenibosna Merkez Mahallesi: Nakliyat hizmetlerinin en yoğun olduğu mahallelerden biridir. Özellikle yüksek katlı binalar nedeniyle asansörlü nakliyat tercih edilir.
Bahçelievler’de Nakliyat Süreci Nasıl İşler?
Ekspertiz Hizmeti: Taşınacak eşyaların miktarını, evin bulunduğu katı ve yeni adresin konumunu belirlemek amacıyla ücretsiz ekspertiz hizmeti verilir. Bu sayede uygun araç ve ekipman seçimi yapılır.
Eşyaların Paketlenmesi: Profesyonel nakliyat firmaları, taşınacak tüm eşyaları özel ambalaj malzemeleri ile paketler. Mobilyalar, beyaz eşyalar, kırılacak eşyalar ve özel koruma gerektiren her parça için farklı ambalajlama yapılır.
Asansörlü Nakliyat: Bahçelievler’in yüksek katlı binalarında asansörlü nakliyat önemli bir avantaj sağlar. Eşyaların apartman içinde taşınması yerine dış cepheye kurulan asansör sistemi ile taşınması hem zaman tasarrufu sağlar hem de eşyaların zarar görmesini önler.
Araçlara Yükleme: Paketlenen eşyalar özenle araçlara yerleştirilir. Nakliye sırasında eşyaların sabit durmasını sağlamak adına araç içi koruma önlemleri alınır.
Sigortalı Taşımacılık: Profesyonel nakliyat firmaları, eşyaların güvenliği için sigortalı taşımacılık hizmeti sunar. Sigorta sayesinde taşınma sırasında oluşabilecek zararlar karşılanır.
Yeni Adrese Yerleştirme: Eşyalar yeni adrese taşındıktan sonra, taşıma işlemi kadar önemli olan yerleştirme süreci başlar. Profesyonel ekip, eşyaların kullanıma hazır hale getirilmesine yardımcı olur.
Bahçelievler’de Nakliyat Firması Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Firma Deneyimi: Deneyimli firmalar, nakliye sürecinin her aşamasını profesyonel bir şekilde yönetir. Bahçelievler’de taşımacılık hizmeti veren köklü firmalar tercih edilmelidir.
Referanslar ve Müşteri Yorumları: Daha önce hizmet alan müşterilerin yorumları, firmanın kalitesi hakkında fikir verebilir. İnternet üzerindeki müşteri yorumlarını inceleyerek doğru bir tercih yapabilirsiniz.
Sigorta Hizmeti: Nakliyat firması ile anlaşma yaparken sigorta hizmeti sunduklarından emin olun. Sigortalı taşımacılık, olası hasar durumunda mağduriyetinizi önler.
Asansörlü Nakliyat İmkânı: Yüksek katlı binalar için asansörlü nakliyat hizmeti sunan firmalar tercih edilmelidir. Bu yöntem hem eşyaların güvenli taşınmasını sağlar hem de taşınma süresini kısaltır.
Sonuç
Bahçelievler’de evden eve nakliyat sürecinin sorunsuz bir şekilde tamamlanması için profesyonel bir nakliyat firması ile anlaşmak önemlidir. Eşyaların güvenli taşınmasını, hızlı ve düzenli bir yerleşim sürecini sağlamak adına deneyimli nakliye firmaları tercih edilmelidir. Bahçelievler’in Cumhuriyet, Fevzi Çakmak, Şirinevler, Yenibosna gibi mahallelerinde nakliyat talebi oldukça yoğundur, bu yüzden doğru bir firma seçimi taşınma sürecinizi rahat bir hale getirir.
1 note · View note
maxplaycomtr · 16 days ago
Text
İnteraktif Oyun Grupları ile Eğitim ve Eğlenceyi Birleştirin
Tumblr media
İnteraktif oyun grupları, günümüzde okullarda, eğlence merkezlerinde ve oyun parklarında sıklıkla tercih edilmektedir. Bu oyun grupları, çocukların dikkatini çeken renkli ve hareketli tasarımlarıyla onların uzun süre oyun alanında kalmalarını sağlar. Özellikle dokunma, ses ve hareketle etkileşime geçebilen oyun unsurları, çocukların problem çözme becerilerini geliştirir. İnteraktif Oyun Grupları fiziksel aktiviteyi desteklerken, çocukların oyun sırasında yeni şeyler öğrenmelerine olanak tanır.
Bazı interaktif oyuncak gruplarımız:
İnteraktif Oyuncaklar Üretim ve İmalatçısı - MaxPlay
İnteraktif Oyuncaklar Üretim ve İmalatçısı - MaxPlay, Türkiye'nin önde gelen interaktif oyuncak ve oyun grupları…
maxplay.com.tr
Poligon Hedef Sistemleri (Oyun Merkezleri İçin) MaxPlay
Poligon Hedef Sistemleri (Oyun Merkezleri İçin) - MaxPlay tarafından üretilen ve geliştirilen poligon hedef…
maxplay.com.tr
Konveyör Kaydırak Üreticisi (Soft Play) - MaxPlay
Konveyör Kaydırak Üreticisi (Soft Play) - MaxPlay ile oyun alanlarınız için harika tasarlanmış konveyör kaydırak…
maxplay.com.tr
İnovatif Ürünler (Oyun Alanı - Soft Play) - MaxPlay
İnovatif Ürünler (Oyun Alanı - Soft Play) - MaxPlay - Çocuklar için oyun alanı, oyun merkezleri ve eğlence merkezleri…
maxplay.com.tr
Kule Kaydırak - Kaydırak Kule İmalatı ve Üretimi - MaxPlay
Kule Kaydırak - Kaydırak Kule İmalatı ve Üretimi - MaxPlay, oyun alanı ve soft play oyun grupları için kule kaydırak ve…
maxplay.com.tr
Tırmanma Duvarı Üreticisi - İmalat Firması - MaxPlay
Tırmanma Duvarı Üreticisi - İmalat Firması - MaxPlay'den tırmanma duvarı üretimi, montajı, kurulumu ve diğer konularda…
maxplay.com.tr
Volkan Kaydırak Üreticisi - Kurulum ve Montaj - MaxPlay
Volkan Kaydırak Üreticisi - Kurulum ve Montaj - MaxPlay ile Volkan kaydırak üretimi ve kurulum - montaj ihtiyaçlarınızı…
maxplay.com.tr
İnteraktif Oyun Grubu: Fiziksel ve Zihinsel Gelişim İçin İdeal Çözümler
Tumblr media
İnteraktif oyun grubu, çocukların sadece eğlenmesini değil, aynı zamanda düşünme becerilerini geliştirmesini amaçlayan ekipmanlardan oluşur. Bu oyun grupları, çocukların zihinlerini aktif tutar ve onları oyun sırasında düşünmeye teşvik eder. Oyun sırasında yapılan her hareket, çocukların bilişsel gelişimine katkıda bulunur ve onları yeni durumlarla başa çıkmaya yönlendirir.
Tumblr media
İnteraktif Serisi Oyun Grubu: Yenilikçi ve Eğlenceli Oyun Deneyimi
İnteraktif serisi oyun grubu, klasik oyun ekipmanlarının ötesine geçen, tamamen çocukların etkileşime geçebileceği özelliklere sahip oyun alanlarını içerir. Bu oyun gruplarında, çocuklar sadece fiziksel olarak aktif olmakla kalmaz, aynı zamanda zihinsel olarak da oyun sürecine katılırlar. İnteraktif serisi oyun grupları, dokunma duyusunu harekete geçiren unsurlar ve teknolojik çözümlerle zenginleştirilmiştir. Çocuklar, oyun sırasında sesli komutlar alabilir, hareket algılayıcılar sayesinde oyun alanında aktif bir şekilde zıplayıp koşabilir ve farklı seviyelerde oyun deneyimlerini yaşayabilirler.
Tumblr media
Hareketli Oyun Grupları: Çocuklar İçin Aktif Oyun Deneyimi
Hareketli oyun grupları, çocukların fiziksel aktiviteye dayalı oyunlar oynayarak enerjilerini atmalarını sağlayan oyun ekipmanlarıdır. Bu oyun grupları, özellikle zıplama, koşma, tırmanma gibi fiziksel aktiviteleri teşvik eder. Çocukların motor becerilerini geliştirmelerine yardımcı olan hareketli oyun grupları, aynı zamanda onların fiziksel gelişimlerini destekler.
Hareketli oyun grupları, çocukların enerjilerini güvenli bir ortamda harcamalarını sağlar. Zıplama alanları, dönen platformlar ve tırmanma duvarları gibi fiziksel aktiviteler sunan bu gruplar, çocukların güç, denge ve koordinasyon yeteneklerini artırır. Aynı zamanda, çocukların eğlenerek sosyalleşmesine imkan tanır ve oyun süresince aktif kalmalarını sağlar. Hareketli oyun grupları, çocukların sağlık açısından daha aktif bir yaşam tarzına adım atmalarına yardımcı olur ve onların güvenli bir şekilde oyun oynamalarına olanak tanır.
MaxPlay Oyun Ekipmanları, çocuklar için en kaliteli ve güvenli interaktif oyun gruplarını sunarak onların eğitim ve eğlenceyi bir arada yaşamasını sağlar.
0 notes
rayhaber · 23 days ago
Text
FYZoo’da Dünya Tembel Hayvan Günü
FYZoo, doğanın en sakin ve yavaş hareketli canlılarını yakından tanımak ve eşsiz yaşam tarzını keşfetmek isteyen tüm doğa severleri parka davet ediyor. Koruma altında 140’ın üzerinde hayvan ve 300’ün üzerinde bitki türü ile otuz yıldır faaliyet gösteren Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı (FYZoo), 20 Ekim Dünya Tembel Hayvan Günü’nü kutlayarak bu sevimli ve yavaş tempolu canlıların…
0 notes
bloggerlife47 · 1 month ago
Text
İstanbul Bayburt Evden Eve Nakliyat
İstanbul Bayburt Şehirler Arası Evden Eve Nakliyat
İstanbul Bayburt şehirler arası evden eve nakliyat, iki farklı kültürel ve coğrafi yapıya sahip şehir arasında gerçekleştirilen bir taşınma sürecidir. İstanbul, Türkiye'nin en büyük ve en hareketli şehirlerinden biri olup, iş ve sosyal olanakları ile öne çıkarken, Bayburt daha sakin, doğayla iç içe bir yaşam sunar. Bu iki şehir arasında taşınmak, birçok insan için hayatlarında büyük bir değişiklik anlamına gelir. Ancak bu süreç, profesyonel bir nakliyat hizmeti ile daha sorunsuz hale getirilebilir.
Şehirler arası taşınma, özellikle uzun mesafelerde dikkatli planlama ve organize bir çalışma gerektirir. Taşınma sürecinin ilk adımı, taşınacak eşyaların listelenmesi ve her bir eşyanın güvenli bir şekilde paketlenmesiyle başlar. İstanbul gibi büyük bir şehirde taşınacak eşya miktarı genellikle fazla olabilir, bu nedenle eşyaların kategorize edilerek paketlenmesi önemlidir. Özellikle kırılacak ve hassas eşyalar için uygun ambalaj malzemeleri kullanılmalıdır. Bu noktada, profesyonel nakliyat firmalarının sunduğu paketleme hizmetleri büyük bir avantaj sağlar. Balonlu naylonlar, köpük koruyucular ve sağlam karton kutular gibi malzemeler, eşyaların zarar görmeden taşınmasını sağlar.
İstanbul Bayburt şehirler arası evden eve nakliyat sürecinde profesyonel ekipler, eşyalarınızı özenle taşır ve araca yükler. Bu aşamada, taşınma araçlarının doğru şekilde yerleştirilmesi ve eşyaların sabitlenmesi oldukça önemlidir. Uzun mesafelerde yapılan nakliyatlarda, eşyaların zarar görme riski vardır. Bu nedenle, nakliyat firmaları, taşıma sırasında eşyaların güvenliğini sağlamak için gerekli tüm önlemleri alır. Araçların içindeki güvenlik sistemleri ve profesyonel taşıma teknikleri sayesinde, eşyalarınız güvenle yeni adresinize ulaşır.
Fiyatlandırma da şehirler arası nakliyat hizmetlerinde önemli bir faktördür. İstanbul Bayburt şehirler arası evden eve nakliyat hizmetlerinde fiyatlar, taşınacak eşyaların miktarına, mesafeye, sunulan ek hizmetlere ve taşıma süresine göre değişiklik gösterebilir. Nakliyat firmaları genellikle eşyalarınızın güvenliği için sigorta hizmeti de sunar. Sigorta, taşınma sırasında oluşabilecek olası hasarlara karşı ekstra bir güvenlik sağlar. Bu da taşınan eşyalarınızın maddi değeri göz önünde bulundurulduğunda büyük bir avantajdır.
Bazı nakliyat firmaları, taşınma sürecini daha pratik hale getiren ek hizmetler de sunar. Mobilyaların demontajı ve yeni adreste montajı, beyaz eşyaların kurulumu gibi hizmetler sayesinde taşınma işlemi daha rahat ve hızlı bir şekilde tamamlanır. Ayrıca, profesyonel nakliyat ekiplerinin sunduğu bu hizmetler, taşınma stresini azaltır ve yeni evinize daha hızlı yerleşmenizi sağlar.
Bayburt, doğal güzellikleri ve sakin yaşam tarzı ile bilinen bir şehir olduğundan, İstanbul’un hızlı ve yoğun yaşamından uzaklaşıp daha huzurlu bir yaşam arayanlar için ideal bir tercih olabilir. Bayburt’a taşınmak, birçok kişi için yeni bir başlangıç anlamına gelir. İstanbul’un kalabalık ve gürültüsünden sonra Bayburt, daha dingin ve doğayla iç içe bir yaşam sunar.
Sonuç olarak, İstanbul Bayburt evden eve nakliyat süreci, profesyonel bir nakliyat firması ile oldukça rahat ve sorunsuz bir şekilde gerçekleştirilebilir. Doğru firma ile çalışmak, taşınma sürecinin en önemli adımıdır. Hem eşyalarınızın güvenli bir şekilde taşınması hem de bu sürecin daha stressiz hale gelmesi, profesyonel bir nakliyat firmasıyla mümkün olacaktır.
4o
0 notes
pazaryerigundem · 2 months ago
Text
İstanbul Üsküdar'da 'hareketli' kapanış
https://pazaryerigundem.com/haber/187953/istanbul-uskudarda-hareketli-kapanis/
İstanbul Üsküdar'da 'hareketli' kapanış
Tumblr media
Türkiye Belediyeler Birliği’nin (TBB) 2018 yılından bu yana ulusal koordinatörlüğünü yürüttüğü, her yıl 16-22 Eylül tarihleri arasında kutlanan Avrupa Hareketlilik Haftası (AHH), Üsküdar Meydanı’ndaki kapanış etkinliğiyle son buldu.
İSTANBUL (İGFA) –  Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının sözleşme makamı ve TBB’nin nihai faydalanıcı olduğu, “Şehirlerde Sürdürülebilir Kentsel Hareketlilik için Avrupa Birliği Desteği Projesi” (SKUP Türkiye) kapsamında düzenlenen AHH’nın kapanış etkinliğinde, TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Elçi Müsteşar Jurgis Vilcinskas birer konuşma yaptı.
TBB İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘Avrupa Hareketlilik Haftası’ kapanış etkinliğinde konuştu.
“Sürdürülebilir bir kent tasarımını, kent sakinleriyle birlikte el ele yürüttüğünde, hata yapmazsınız” diyen Başkan İmamoğlu, “Ben, bazen diyorum belediye başkanı arkadaşlarıma, eğer siz bir yerde karar vermekte zorlanıyorsanız, tek kılavuzunuz var; o da gidin, vatandaşa söyleyin, sorun, onlar size doğru yolu gösterir,” ifadelerini kullandı.
“SALACAK’IN YENİ HALİNİ GÖRDÜM, VALLAHİ BAYILDIM”
AHH’nin bu yılki temasının “paylaşımlı kamusal alanlar” olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Belediyecilik deneyimimle söyleyebilirim ki; iyi tasarlanmış orta alanlar, farklı amaçlar için, farklı gruplardan insanları bir araya getirerek daha huzurlu, daha paylaşımlı bir şehri hissettiriyor insanlarımıza. Az önce Harem’den buraya gelirken, Salacak’ın yeni halini gördüm. Vallahi bayıldım. Çünkü insanlar cıvıl cıvıldı. Daha önce işgal altındaydı ve ne yazık ki kullanılmaz durumdaydı. Yeter ki paylaşımlı alanlarımız artsın, insanlarımız bir araya gelsin, etkileşimleri fazlalaşsın. Bu yaşam kalitesini arttıran ama daha çok da insanlarımızın birbirini tanımasını görmesini, birbirine saygı duymasını, birbirini sevmesini sağlıyor. Aslında bu tür kamusal alanlar, iddiayla ifade edeyim, sadece o şehrin değil, bizim gibi kocaman büyük şehirlerin, mega şehirlerin oluşturduğu o atmosferin, dünya barışına dahi yüksek seviyede katkısı vardır” şeklinde konuştu.
Tumblr media
AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Elçi Müsteşar Vilcinskas da konuşmasında,AB’nin Türkiye ve İstanbul’la dönüşümü gerçekleştirmek için çalışmaya ve desteklemeye devam edeceğini söyledi.
“Depreme dayanıklı ulaştırma ağlarının yapılmasını sağlayacağız ve bunun için destek sunacağız” diyen Vilcinskas, “Atık ve su yönetiminin modernleştirilmesi için yardımcı olacağız. Ve deniz yoluyla taşımacılığında karbonsuzlaştırılması için desteğimizi sunacağız. Size söz veriyorum. Sizler bu zorluklarla uğraşırken, bu sorunlara çözüm ararken, bu yolda yalnız olmayacaksınız. Bundan sonrası için de güçlü ve kalıcı iş birlikleri kurmayı ümit ediyoruz” ifadelerini kullandı. Vilcinskas, konuşmasının sonunu, Türkçe olarak, “Yolumuz uzun. Heyecanınıza ortağız” diye konuştu.
Etkinlik sonunda, 2021 yılından bu yana İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştiraki İSPARK ortaklılığıyla düzenlenen sosyal sorumluluk projesi “Bisiklet Okulu”ndan bu yıl mezun olanların bir bölümüne sertifikaları, Başkan İmamoğlu ve İSPARK Genel Müdürü Ali Arzuman tarafından verildi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes