#halkalar
Explore tagged Tumblr posts
Text
Yaşım kırk. Son üç yılda bedenim ihtiyarlığın bütün emarelerini gösterdi. Yüzümde kırışıklıklar, oluşan lekeler, ellerimde görünmeye başlayan ihtiyarlık benleri, göz altında mor halkalar...Ağaran ve dökülen saçlarımı saymıyorum bile! Bu durum beni deriiin etkiledi. Kabullenemedim. Ne oluyoruz? Dedim. Haliyle gizlemeye, kapatmaya, iyileştirmeye çalıştım bedenimi. Saç ekimidir, kozmetik ürünlerdir, alternatif tıp teşebbüsleridir... Her ne varsa denedim. Ne geriye döndürebildim, ne de gidişatı durdurabildim. Madem bu tahrip olmaya doğru gidiş her insanın hakikatıdır. Bir kaç yıl önce ya da sonra gelecek olan gelecektir. Gayretime hatime verdim. Olacak olan olsun. Hem sordum kendime: "ne için telaşa düştün? " Dedi nefsim: "el için. El'e nahoş görünmemek için." Yapmacık şekillere girmeye değer mi? El, hakikati görürse ne yapacaksın? Dedim haklısın gerilmeye gerek yok. Seni seven, sana saygı duyan, genç ya da ihtiyar haline bakıp da bir değer addetmez. Zaten birilerine kendimizi beğendirmek çabası kadar stresli ve zor bir durum yoktur herhalde. Allah'ın mümkin varlıklara koyduğu bir kuraldır bu en nihayetinde. Neticesi ölüm olan bir bedenin sureti bir kaç yıl güzel kalsa, ne katkı sunacaktır ki ebedi ahiretimize? Bu ruh, bu bedende kaldığı sürece madden her ne kadar ihtiyarlığa doğru gitsek de manen tövbeyle, istiğfarla genç kalabilecek fırsatlarımız var bizim. Sonsuz bir gençlik için vakit varken ölüm sekeratı uğramadan gayret et Fikret dedim. Ahh ahh! bunda dahi tembellik ediyor. Malesef günsonu sevap hesabımda düne nazaran iyileşme emaresi görülmemekle birlikte günah hanemdeki artış çokça gözlemlenmekte.
71 notes
·
View notes
Text
Gumusatolye - Pro+
Gümüş alyans arayışında olanlar Gümüş Atölye'nin en kaliteli adres olduğundan %100 bir şekilde emin olabilirler. gumusatolye.com sitesine giderek birbirinden şık ve parlak gümüş alyans modelleri deryasına dalabilirsiniz. Site siz değerli müşterilerine çeşitli seçenekler sunmaktadır. Sitede istediğiniz tarzda ve göz zevkinize uygun olan ürünler bulmanız mümkün. Gümüş yüzük alanında sade modeller sevenler için birçok sade model ve daha abartılı şık modeller sevenler için de birbirinden çok farklı modeller bulunmaktadır. Çeşitli gümüş süslemeler ile tasarlanan bu harika ürünleri link üzerinden sipariş edebilirsiniz. Şık tasarımları ve hoş görüntüleri sayesinde girdiğiniz her ortamda gözleri üzerinize çekebileceğiniz gümüş bileklik modelleri site içerisinde geniş bir ürün çeşitliliğine sahip olmaktadır.
Gümüş bilezik ise site üzerinden en çok satın alınan takı türü arasında yerini alıyor. Gümüş bileklik modelleri geniş bir ürün çeşitliliğine sahip olması nedeni ile 7’den 70’e her yaş için uygun olmaktadır. Gümüş halkalar ve gümüş kıkırdak küpeler gençler tarafından son dönemlerde moda haline gelmiş bulunuyor. Gümüş küpe modellerini isterseniz gündelik hayatınızda isterseniz de özel günlerde kullanabilirsiniz.
2K notes
·
View notes
Text
• Size de şöyle oluyor mu ?
Biri ya da bir şey hayatından çekip gidince, geçmişte yaşadığın tüm vedaların acısını yeniden hissediyor musunuz? Ben hissediyorum. Bitişler, yine bitişlerin başlangıcı değil mi? Bana göre öyle. Her veda, geçmişin yaralarının kabuklarını tekrar kaldırıp, o izleri tazeleyerek içimdeki acıyı bir kez daha uyandırıyor. O acı her seferinde daha yoğun ve daha derin oluyor. Vedalar sanki gelecekteki ayrılıkların birer provası gibi. Sabah bıraktığım kahve fincanında bile geri döndüğümde onu bulamama korkusu gizleniyor. Kaybetme ihtimali bile ayrılığın kendisi kadar ağır geliyor. Bir anı, bir düşünce, bir koku ya da bir tat... Hepsi büyük küçük vedaları harekete geçirmeye gebe sanki. Bir çiçek kokusu, bir zamanlar aynı sokakta yürüdüğüm birini hatırlatabiliyor. Elime aldığım bir kalem, eski bir dostun gidişini kim bilir kaçıncı kere gözlerimin önüne getirebiliyor. Hatta bazen bir eşyaya dokunmak bile geçmişten gelen tüm vedaların yükünü taşıyor. O nesnelerde saklanan geçmişin dokusunu her seferinde yeni baştan hissetmek, hele bu sefer daha fazlasını hissetmek kaçınılmaz oluyor. Hayatımda iz bırakan insanlar, tıpkı mercan kayalıkları gibi; farklı renklerde, farklı şekillerde. Kimileri parlıyor, kimileri solgun... Ancak hepsi bir bütünün parçası; her biri zihnimde birbirine dolanan kıvrımlar gibi yer ediyor. Hatırladıkça o anılara daha özel anlamlar yükleniyor. Her veda bir hüzün bırakıyor geride, ancak aynı zamanda her hatırlama da küçük bir mutluluk kıvılcımı taşıyor. Bu hislerin arasında sıkışıp kalmak, acı-tatlı bir melankoli yaratıyor. Bir yandan gülümsetiyor, bir yandan içimde bir boşluk bırakıyor. Muhtemelen çoğu insan için bu hisler zamanla silikleşip yokluğa karışır. Hatta bazıları için her hoşçakalın hemen ardından bir yenisine merhaba geliverir. Ama benim için her veda, kapanmayan bir yara misali. Her yeni ayrılık, o yaranın üzerine yeni bir çizik atıyor. Bu izler zamanla silinmek yerine daha da belirgin hale geliyor. Aynı kitabı defalarca okumak gibi; her okuduğumda daha önce fark etmediğim bir paragraf keşfediyorum. Anılar canlandığında, bazen farklı bir açıdan yeniden yaşıyorum onları. Her yeni veda, geçmiştekilerin zincirini koparıp yanıma getiriyor. Her biri, bir diğerinin gölgesinde yaşanıyor. Vedalar hiç sona ermiyor. Her biri, sonsuz bir halka oluşturuyor ve ben bu halkalar arasında kayboluyorum. Geçmişin izleri, şimdiki zamana işlenmiş bir dantel gibi hayatımı sarıyor. Belki de bu yüzden vedalar beni bu kadar bambaşka etkiliyor. Her yeni veda, geçmişte yaşadığım tüm ayrılıkları da beraberinde getirdiğinden... Zincirleme bir reaksiyon gibi, her veda bir öncekini tetikliyor ve ben hepsini yine yine ve yine yaşıyorum. Vedalar sonsuz bir döngü içinde sürüyor. Bu döngüde gitgide kayboluyorum. Vedasız bir şey tarafından bulunma arzusuyla... Hayatın bu döngüsünden bir çıkış arıyorum. Vedaların olmadığı bir yer... Her ne kadar ütopik olsa da...
21 notes
·
View notes
Text
En acısı da ne biliyor musun? Bilmiyorsun tabi..! Senin oralarda, Beni kalbinde her okşayışında, Yanaklarımda çalan melodilerin yankısının, Göle atılan taşın yaydığı halkalar gibi, Düşe kalka onların içinde gezindiğimi… Beni her anışında, ıslak ıslak… Ah neler söylediğimi, Hangi şarkılarla avazlarımı susturduğumu, Bilmiyorsun tabi..! Belki de en güzeli bilmemen…
Murat Mesut
21 notes
·
View notes
Text
" etkili olamıyorsun,her şey ruhsuz kalıyor,kendini üzme.bataklığa düşen bir taş,halkalar oluşturmaz."
12 notes
·
View notes
Text
Cesaretimi toplayıp duvardaki aynaya çevirdim suratımı.
Yansımamdaki harelerimle bakıştım uzun uzun.
Tanımaya çalıştım en başta , zira benim tanıdığım kız bu yansımaya benzemiyordu.
Ellerimi gezdirdim suratımda yavaş yavaş.
Sanki ilk kez keşfediyor gibiydim bana ait olan ve bir o kadar da yabancı o yüzü.
Gözlerimdeki ışık sönmüştü adeta,
Mor halkalar vardı çevresinde.
Beyaz tenim iyice solmuştu,
Çatlayan dudaklarım fazlasıyla kuruydu,
Adeta çökmüş bir ifadem vardı,
Tanıdığım o görüntüm geldi aklıma,
Parlayan gözlerim,
Işıl ışıl cildim ,
Sevdiğim gülüşüm,
Yoktu artık .
Gülümsemek istedim,
Bir umuttu içimdeki,
Lakin olmadı,
Gülümsemem ilk defa gözüme bu kadar yapmacık geliyordu.
Ellerim saçlarıma gitti bu sefer ,
Yer yer kesilmiş,
Bir modeli olmayan,
Cansız ve yıpranmış saçlarım,
Ellerim titredi adeta her dokunuşumda,
Yavaş yavaş nefes alamadığımi hissettim ,
Ellerim boğazıma dolandı,
O ana dek kendi gözlerimin içine bakamamıştım,
Korkuyordum,
Lakin bir cesaret kendimle göz göze geldim,
Harelerimin derinlerinde o acıyla bir başına bıraktığım kız çocuğunu gördüm,
Bir damla yaş süzüldü yanağımdan aşşağı,
Ve bir damla daha ,
Dişlerimi sıktığımı ,
Dudaklarımın titredigini ,
Sornadan farkettim .
Daha fazla mecalim kalmadı,
Ve bu benim yıkılışım oldu,
Bedenim beni daha fazla taşıyamadı,
Kendimi dizlerimin üstünde buldum,
Buğuluydu etraf ,
Titreyen ellerimi zor seçiyordum,
Titreyen yanlız bedenim değildi,
Ruhum da titriyordu ,
Parçalara bölünüyordum adeta,
Ve bu hatırladığım son şeydi,
Gerisi kendimi bilmediğim bir karanlığın kollarına bırakmak oldu...
Kırılmış bir kadın
52 notes
·
View notes
Text
Bugün halk pazarından domates alırken yaşı baya olan amca muz kasası taşıyordu. Amca ile göz göze geldik. Gozler kırmizi, yorgun halkalar cevresine oturmus.Ulan hayat olduk. Emekli olacak torunu ile oturacak adamlar ekmek davasına çalışıyor. İnsan anasını satayım bu dünyanın diyor hakikaten.
23 notes
·
View notes
Text
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız; Hatırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız, Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız. Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu.
#fecir#rumll#iyiyimlaben#ay benim gece senin#alıntı#edebiyat#sarhoskedi#virgülle ayrılmış#lostonyoubabe#postlarım#oğuz atay#oğuzcum atay#oğuz atay sözleri#ümit yaşar oğuzcan#oğuzhan uğur#oğlum#benim oğlan#35mm
30 notes
·
View notes
Text
Şakaklarıma kar mı yağdı ne?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar.
Neden böyle düşman görünürsünüz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
~
CahitSıtkıTarancı
https://youtu.be/tfJ10VXEXaU?si=PN3yY_7ofkHDrU8i
#cahitsıtkıtarancı#cahit sıtkı tarancı#şiirheryerde#kitapsevgisi#şiir#edebiyat#kitap#günün şiiri#şiirler#şiirsokakta#edebiyet#şiirdefteri#aynalar
7 notes
·
View notes
Text
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
#geceye bir söz bırak#geceye not#geceyedair#iyi geceler#tumblr şiir#uykusuz geceler#şiir#şiirheryerde#şiirler#şiirsokakta#kendisi yakamoz güzeli#evimi özledim
10 notes
·
View notes
Text
Geçen gün hediye olan kupa bardağım benim sakarlığım yüzünden yere düşüp kırılınca, bardağın önünde diz çöküp bir süre izledim kırık parçaları. Omuzlarım düşük, ellerim dizlerimin üzerinde ve başım önümde. Nasıl anlatsam bilemiyorum; okyanusa atılan kocaman bir kaya parçası ve onun su yüzeyinde oluşturduğu sonsuz halkalar gibi, karda kayarken ufacık bir dal parçasını kırınca çıkan çatırdının devasa kar kütlelerinin düşmesine neden olması gibi, yemyeşil ve cıvıl cıvıl ağaçların ufacık bir kıvılcımla küle dönüşmesi gibi. Katran karası düşüncelerim apansız bir acımasızlıkla beynime doluşunca ve aylardır kuru olan gözlerim nemlenince. Nasıl anlatsam bilemiyorum
13 notes
·
View notes
Text
Tanrı bir çakıl taşı olan beni bu muhteşem göle fırlattığı zaman, suyun yüzünde sayısız halkalar çizdim...
Ama derinlere varalı, çok sakinim.
Halil Cibran
18 notes
·
View notes
Text
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Cahit Sıtkı Tarancı
8 notes
·
View notes
Text
🌿Ferahlık Yakındır!Nice dertler vardır, yiğidi sıktıkça sıkar,Allah katında her derdin bir dermanı var.Sıkıldıkça daralır da daralır halkalar,Açılmaz zannederken, bir anda açılırlar.🍁| İmâm Şâfiî رحمه الله♥️
11 notes
·
View notes
Text
zibilyon kez feleğin çemberini şaşırtmış birine basit halkalar işlemez ya kasmayın
13 notes
·
View notes
Text
Sevgili 35.yaşım ne diyeceğimi bilemiyorum ama en çok da bu şiir ile ifade edebilirim kendimi. İçimde bir çocuk kaldı mı bilmiyorum. Büyüdüm mü emin değilim. Tek hissettiğim çoğunlukla yorgunluk. Bu süreçte istediklerimse pek olmuyor. Zaman diyorum. Geçecek. Garip bir dinginlik de hissetmiyorum desem yalan olur. Hala arıyorum. İçimdeki kendimi. Tamamlanmamış hissediyorum bazı şeyleri... iyi ki doğdum sanırım...
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün.
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
11 notes
·
View notes