#halidiyye
Explore tagged Tumblr posts
hemedani · 6 years ago
Text
Tumblr media
Biliyorsunuz tarikat, azimetle amel ister. Ruhsatla, gevşeklikle amel istemez. Nefis, azimetle amel edilince kırılır.
Şeyh Mahmud Efendi El Ofi k.s
29 notes · View notes
visalebeskal-a · 2 years ago
Text
Tumblr media
ya hu
arif-i billah vasılı ilallah mustafa ismet garibullah efendi dergahı postnişi kibarı. ulema-i kiramdan eş şeyh ali haydar el ahıskavi hazretlerinin halifesi. tarikat-ı aliyye-i nakşibendiyye halidiyye meşayıhından el-hac zülcenaheyn kutbu'l irşad gavsul evtad el müceddid el arif-i rabbani eş-şeyh mahmud el ufi ruhiçün el fatiha
11 notes · View notes
muall · 3 years ago
Text
Allah dostlarının kalbinden düşmek, yedi kat gökten düşmekten daha kötüdür. Çünkü; yedi kat gökten düşenin parçası bulunur, Allah dostlarının gönlünden düşenin parçası bulunmaz.
-Risale-i Halidiyye-
44 notes · View notes
aisem61 · 3 years ago
Text
🌼
Tumblr media Tumblr media
`Senin bir şeyi sevmen, seni kör ve sağır eder...
Hâlid-i Bağdadi/Halidiyye
2 notes · View notes
derdiderun · 4 years ago
Note
Merak ettiğim bişiy var, Mesela Muhammed konyevi hazretleri de nakşibendiye bağlı. O zaman o zatta mı aynı zamanda menzile bağlı oluyor? Nasıl oluyor yani
Tasavvufta sâlikin insanları irşad edebilmesi için silsile ve irşad icazeti şarttır. Manevi bir silsile ile Hz. Peygamber’e (sallallahu aleyhi vesellem) bağlanan bir mürşid-i kamilden irşad icazeti ve terbiye yetkisi alması gereklidir.
Silsile, tarikat şeyhlerinin Hz. Peygamber’e (sallallahu aleyhi vesellem) kadar uzanan üstadlar zincirine verilen addır.
Tasavvuf terbiyesine giren bir kimse, tabi olacağı mürşidin kimden icazet aldığını, kimin elinde yetişerek bu işe ehil olduğunu bilmelidir. Mürşidin verdiği irşad iznine hilafet denir. Bu halifelik, hakkıyla verildiğinde ve alındığında ümmet için emniyettir.
Tarikat şeyhleri ve tasavvuf mensupları, zaman içerisinde liyakatı olmayan ve seyr u sülük görmemiş nâ-ehil kişilerin şeyhlik iddiasına kalkışmasını önlemek için icazet şartı getirmişlerdir. İcazet, mürid yetiştirmek üzere ehliyetini ispatlamış ve seyr u sülükünü tamamlamış olan mensuplarına şeyhlerin verdikleri yazılı veya şifahi izindir. Şeyhten icazet alan sâlik, “halife” sayılır ve tekke açmasına izin verilir.
Yukarıda paylaştığımız şeyleri okuyup tasavvuf yolunun sistemini öğrendiğimizi düşünürsek;
Seyda Muhammed Konyevi Hazretleri, Seyyid Muhammed Raşid Hazretlerinin 6 halifesinden birisidir.
Yirmi yıldan fazla Seyyid Muhammed Raşid Hazretlerinin yanında kaldı ve hizmetinde bulundu.
Seyda Muhammed Konyevi Hazretleri, Seyyid Muhammed Raşid Hazretlerin’in vefatından sonra bir yıla yakın teberrüken Menzil’de kaldı. Daha sonra Seyyid Muhammed Raşid Hazretlerin’in işareti üzerine Konya’ya hicret etti. Halen Konya’da irşad hizmetinde bulunuyor.
Menzil gibi aynı Nakşibendi Tarikatını, yine aynı Halidiyye Kolunu devam ettiriyor.
Allah ondan razı olsun. Amin
Eksik bir şey bıraktı isek, eksik bir bilgi verdi isek affola. Hayırlı geceler.
10 notes · View notes
devahanim · 5 years ago
Text
Dört Mezhep Müftüsü,Nakşibendi Tarikatının Halidiyye Kolunun Şeyh Efendilerinden, Rahmetli Ahıskalı Ali Haydar Efendi; Tarikat dersini değişmeye gelenlere ya da ders almak isteyenlerin evli olanlarına hanımlarını kastederek; “Oğlum! Leyla’n ile aran nasıl” diye sorar müspet cevap alamadığında; “Git! Aranı düzelt, gönlünü al, öyle ders verelim” derdi. Daha ders vermeden, nice dersler vermek bu olsa gerek.
10 notes · View notes
teneres · 4 years ago
Text
Sarık takıp, Risalei Kudsiyye/Halidiyye okuyunca, Osmanlı'nın giydiği şalvarı giyince İsrail'e galip geleceğini zann eden bomboş bir kafa.
İyimser gözle bakınca, şahsın nefsi terbiyesine dair tavsiyeler olarak görünebilir ama gerçekte elinde hiçbir şey olmayan ve hiçbir zamanda olmayacağı kuvvetle muhtemel, ümmete ve lokalde TR'ye birşey veremeyeceklerin bomboş konuşması.
Mekke'yi hakiki iman kurtaracakmış. Hakiki iman ne? Her namazda sadatlardan, gavslardan, kutublardan himmet/yardım istemek. Sanki kendi ülkeleri laiklikten, askeri ve siyasi olarak kafirlere payanda olmaktan çıkmışta... Sahi Mekke'yi, yani Kabe'yi kimlerden kurtaracaklar? "müşriklerden" mi?
Atıf yapılan kimseler "Vehhabiler". Peki bu Vehhabiler iki ilaha mı tapalım diyorlar? Hubel putunu dikelim ona kurban keselim mi diyorlar? Hangi gerekçeyle Mekke ve Medine ellerinden kurtulması gereken bir yermiş? Ha derlerse ki ABD müttefikleri falan filan. Evvela TR'nin Ortadoğu'da ki en büyük NATO ve ABD müttefiği ülkelerinden biri olduğunu, Adana, Malatya ve Diyarbakır'dan ABD savaş uçaklarının kalkıp Irak ve Suriye'yi kan gölüne çevirdiğini, ülkenin tamamında onlarca NATO üssü olduğunu, ABD kuklası Afgan ve Somali hükümeti askerlerini, TSK personelinin eğittiğini filan bi hatırlarsınlar. Ondan sonra başkasına o konuda ahkam kessinler.
Bir yerleri kurtaracaklarsa evvela kendi tarikatları içindeki MGV, AGD gibi potansiyel Şii destekçisi İrancı kitlelerden temizlensinler. Sonra da oy almak için İslam'dan dem vuran münafıkların oyunlarına teşne olanlardan ve bu tip münafık siyasilerden kurtulsunlar.
Daha sonra, bu içi boş okuyun edebiyatından çıksınlar. Okudun okudun (ister medrese, ister üniversite) sonunda ne olacak? Bak ben şu kadar cilt kitap bitirdim diye -af buyurun- kafirle sidik yarışına girip öyle mi galip geleceksin? Sen değil mahallendeki camiide, isterse her sabah Kubbetus Sahra'da sabah namazı kıl cemaatle. "Sadece" bunu yapanlara ne olduğu ortada.
Üstelik bu tip ahkam kesen kimseler, onbinlerce müridi olan tarikatlardan/cemaatlerden çıkıyor. Siz hala kendinize bağlı kimseleri bile sabah namazına alıştıramadıysanız hangi örneklikten, hangi irşaddan bahsediyorsunuz.
Eğer gerçekçi bir tavsiye vermek istiyorsanız; size bağlı medrese ve vakıflarda kadınlara ve erkeklere uluslararası ilişkilerin nasıl yürüdüğünden bahsedin, TR'nin vd Müslüman beldelerdeki hükümetlerin/devletlerin kimlerle ne iş tuttuğunu hakkaniyetle anlatın, yine bu kimselere temel ilk yardım eğitimiyle beraber, ateşli silah yaralanmalarına nasıl müdahale edebileceklerinin eğitimini verin. Yakın dövüş dersleri aldırın, paintball/airsoft gibi gerçeğine nispeten zararsız alternatiflerle atış yaptırın, yakın dövüş eğitimi verin. Ümmet coğrafyasını hakkıyla öğretin. Önüne harita konulup Arakan nerde denildiğinde aval aval bakmasınlar yüzünüze. Daha sonra dünyalık biriktirmeyin deyip, bir lokma bir hırka edebiyatı yaparak kendileri zırhlı Mercedes'e, milyonluk değerde emlaka sahip olmak yerine; infakta ve fedakarlık yapmada öne çıkıp müritlerinize örnek olun. Sadece Afrika'da 2-3 su kuyusu açarak değil. Allah için canını verebilecek insan yetiştirin. En büyük fedakarlığın ailesinden geçmek olduğunu gösterin. Nefis terbiyesi öyle yazın klimalı, kışın alttan ısıtmalı, şadırvanından sıcak su akan medreselerde/vakıflarda rahatta oturup Kuran/kitap okuyarak olmaz.
Nefsin en çok meylettiği şeyler şu ayette geçer;
Tevbe Suresi 24. De ki: “Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeş ve arkadaşlarınız, hanımlarınız, kavm-ü kabileniz-hısım akrabanız, kazanıp yığdığınız mallarınız, bozulmasından ve azalmasından korktuğunuz ticaret ve tezgâhınız, pek hoşlandığınız evleriniz; Şayet (bütün bunlar) size Allah'tan ve Resulünden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevgili ve kıymetli ise (bütün bunları kaybetmeyeyim korkusuyla cihadı ve Hakk davayı terk ediyorsanız); o halde Allah (zillet ve esaret) emrini getirinceye kadar bekleyip gözleyin bakalım... Çünkü Allah (cihadı terk eden) fasıklar topluluğunu asla hidayete (ve selamete) ulaştırmayacaktır.
Eğer nefsinizi terbiye edeceksiniz, buyrun bunlardan geçin; Allah yolunda feda edin. Ondan sonra deyin ki bizler gönül ehliyiz, bizler nefsimizi terbiye ediyoruz. Savaşıp ölmek kolay değildir. Kolay olsaydı; Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şehide kabir azabının neden olmadığı sorulduğunda "onun tepesinde kılıçların savrulması (ya da parlaması bu kısmı tam hatırlamıyorum) O'na azab olarak yeter" demezdi. Sen rahat yatağında, sıcak odanda, her türlü nimete istediğin dakika erişme kolaylığında nefisle cihad ediyor olacaksın, bu büyük cihad olacak. Ama öteki dağda bayırda yarı aç yarı tok gezecek, tuvalet ihtiyacını bile rahatça göremeyecek, tepesinde drone'undan savaş uçağına/helikopterine kadar her türlü şey gezecek, yetmeyecek yerli mürtedler ve kafirler tarafından mağara gibi yerlerde bile barınmaları engellenecek ve hatta geride bıraktıkları aileleri tehlike altında olacak ama onlar küçük cihadda olacak, onların ki kolay olan olacak. Senin sabah namazında yorganı üzerinden atabilmen bunlardan efdal olacak ha? Veyl olsun sizin gibilere.
Hasılı kelam; Filistin'i de, Arakan'ı da, Kafkasya'yı da, Afrika'yı da vd. yerleri re kurtarmanın yolu tek bir şeyden geçer. Diğer bütün mal sahibi olup zenginlik kuvvetine erişme, eğitimini kaliteli hale getirme vs bu tek yolu desteklemek ve güçlendirmek içindir. Kimse kendisini kandırmasın, kandırmalarına izin vermesin. Ve son birşey; gerçekten okuyun ama bunların kast ettiği gibi boş okumayın. Kanmamak ve sapmamak için cihad nedir, birinin iznine bağlı mıdır, fıkıh kitaplarında işgal edilen bir İslam beldesinde yaşayan Müslümanlara ne düşer, onlar yeterli olmazsa diğerlerine ne görev düşer bunları okuyun. Kiminle ittifak kurulur, kiminle kurulmaz bunu öğrenin. Hakiki imanın edebiyattan, tasavvuftan değil; bir çok itikadi ve fiili durumdan geçtiğini okuyun. Ne yaparsanız, nasıl inanırsanız, neyi konuşursanız dinden çıkarsınız bunu öğrenin. Bunları öğrenin ki kuru edebiyatlara, saptırıcı Rüveybidalara değil de, insanların fevc fevc sapacağı zamanlarda azı dişinizle de olsa bir ağaç köküne yapışmış misali hakka ve hakikate yapışmış olabilin.
Tumblr media
Abdulhâlik Ustaosmanoğlu, İslâm'a Dair Notlar
101 notes · View notes
arifankitapevi · 5 years ago
Photo
Tumblr media
▪️Mevlânâ Eş-Şeyh Hâlid Ziyâüddin 📚 RİSÂLE-İ HÂLİDİYYE TERCÜMESİ 📓 Ahıska Yayınevi. 📜 238 Sayfa. 💵 21,00₺ https://www.arifankitapevi.com/risalei-halidiyye-tercumesi-mahmud-efendi-hazretleri-urun27085.html #arifan#yayınevi#kitap#istanbul#türkiye#sahaf#islam#ayet#hadis#kitabevi#dini#tarih#tarihikitap#instagram#yayınevi#ilim#ayet#hadis#tefsir#meal#diyanet#ismailağa#fatih #risaleihalidiyye #mahmudefendi #ahiska #efendihazretleri (Arifan Yayınları) https://www.instagram.com/p/CEkFalAD9e2/?igshid=2mx39xp9kp11
0 notes
vuslatahasret01 · 7 years ago
Note
Halidiyye ne?
Efendim inşaAllah kolayca izah edeyim. Allah (Celle Celaluhu) ‘a giden Âdem sayısınca yol vardır. Bu yolların en kestirme olanı Tarikattır. (Tarikat yol demektir.)Nakşibendi Tarikatı ehli sünnet bir Tarikattır. Kendi içinde kollara ayrılmıştır.işte bu ayrılan kollardan birinin adıdır Halidiye. İnşaAllah bu yolda yolcuyuz. Kuran-Kerim ( Azimüşşan) ve sünnetler ışığında bidat çukuruna düşmeden Rehberimiz ( mürşidimiz) eşliğinde yolculuk etmekteyiz. Tek derdimiz istikamettir efendim. Rabbimiz istikamet üzere olmayı nasip eylesin. Verilen cevap İLE yetinmeyip daha fazla bilgi sahibi olmanız dua’sı ile selametle.
2 notes · View notes
hemedani · 6 years ago
Text
Tumblr media
Tevazu hasis (alçak) adamı yükseltir, kibir de yüksek adamı alçaltır.
- Millet seni bilse ne olur. Şeytanı bütün millet biliyor da ne oldu?
Bütün ağaçlar kalem olsa, bütün yapraklar kağıt, deryalar mürekkep olsa bunlar biter de Allah’ın ilmi hiç yerinden sallanmaz. İnsanoğlu bir kaç kelime öğrenmekle kibirden fezaya sığmaz oluyor. Bize lazım olan tevazudur.
Şeyh Mahmud Efendi El Ofi k.s
24 notes · View notes
kemterkul · 9 years ago
Text
Medrese, gerisi vesvese.
37 notes · View notes
hemedani · 6 years ago
Text
Tumblr media
Ölmeden evvel ölmek ne demek?.. Ölecekmiş gibi tаm hаzırlıklı olup, huzur içinde cаnını verecek kаdаr her işini hаlletmiş olup, yüzü аk аlnı аçık olаrаk, Cenâb-ı Hаkk’а kаvuşmаyа, ruhunu teslim etmeye cаn аtmаk…
|Mahmud Esad Coşan k.s🌹
21 notes · View notes
hemedani · 6 years ago
Text
Tumblr media
Ey Müslümanlar!
Son nefesinizde dünyalıklar içinde ölmeyin, sadece Müslüman olarak, Allâh'ın kulu olarak ölün!
|Abdulmetin Balkanlıoğlu k.s
13 notes · View notes
hemedani · 6 years ago
Text
ﱵﺟﺎﺣ و ﱄاﺆﺳ ﻊﻓرأ ﻚﻴﻟإ و ﱵﻗﺎﻓ و ﻲﻔﻌﺿ و يﺮ ﻘ ﻓ و يﺰﺠﻋ ﻢﺣرا و
“Âcizliğime,  fakirliğime,  zayıflığıma  ve  yoksulluğuma  acı.  Dileğimi  ve  ihtiyacımı  yalnız  sana  arz  etmekteyim.”  (III/539‐81)
Şeyh Sultan Gavsul Memduh k.s 🌹
12 notes · View notes
hemedani · 6 years ago
Text
Tumblr media
Nakşibend Hz. şöyle anlattı:— Ehlullah, fenadan ve bekadan sonra ne görürlerse., onu kendi özlerinde görürler. Marifet yollu elde ettikleri her şeye de, kendi özlerinde arif olurlar. Hayretleri dahi, yine kendi özlerinde olur.Bundan açıkça anlaşılıyor ki: Müşahede, marifet, hayret sadece özdedir; onun dışında bir şey değildir. Bunlardan, yalnız biri özde bulunursa., fenadan yana haz ve nasip yoktur. Onlardan bir kısmı dışarıda olunca,, sonunda gelmesi umulan beka nasıl gelsin?. Fena ve beka işindeki mertebelerin nihayeti budur. Ve bu: Mutlak fena halidir. Mutlak fena ise., diğerlerine göre, daha şümullüdür. Beka durumu dahi, fena hali miktarına göre olur.Üstte anlatılan mana icabı olarak, ehlullahtan bazılarının; fena ve beka ile tahakkuk sonu dışa dönük müşahedeleri vardır. Ancak bu acizlerin, (Yani: Nakşibendilerin) bağlı bulundukları makam, bütün nisbetlerin üstündedir.
🌾İmamır-Rabbani, Mektubat 6. Mektup
4 notes · View notes
derdiderun · 5 years ago
Note
Ağbi selamün aleyküm tarikatları nerden araştırabilirim nakşibendi tarikatları hangisi oluyor aynı kolda birleşme durumları varmış biraz bilgi verir misin Allah razı olsun
Ve Aleykümselam. Bu kitapları temin edebilirsen soruna büyük oranda cevap olur kanaatindeyim.
1.) Tasavvuf ve Nakşibendilik -  Semerkand Dergisi 20.Yıl Özel Sayısı
2.) Altın Silsile - Necmeddin b. Muhammed Nakşibendi (k.s)
Tumblr media Tumblr media
Nakşibendî terbiye okulu, hicri: 791, miladi: 1389 tarihinde vefat eden Hace Muhammed Bahauddin Nakşibend Hz.lerinin temel usullerini belirlediği bir manevi terbiye sistemidir. Onun adına nispet edilerek “Nakşibendîlik” diye anılmaktadır.Bu terbiye yolu ve usûlü, Şah-ı Nakşibend Hz.leri ile başlamış değildir. Kendisi bu yolun usûl, adap ve feyzini önceki büyüklerden almıştır. Bu terbiye yolunun usûl ve âdabı, silsile yolu ile Hz. Ebu Bekir Sıddık’a (r.a) ve ondan Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimize ulaşmaktadır. Terbiyenin başında ve merkezinde alemlere rahmet olan Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimiz bulunmaktadır. Bu terbiye yolunun temel özelliği gizli zikir ve ilahi muhabbettir. Bu zikir ve terbiye yolu, tarih içinde gelen mürşidlerin ismiyle farklı adlarla anılmıştır.Hz. Ebu Bekir Sıddık’tan (r.a) sonra bu yola “Sıddıkiyye” ismi verildi. Hz. Beyazid-i Bistamî’ye (k.s) kadar bu isimle anıldı. Ondan sonra “Tayfûriyye” ismi verildi. Tayfur, Beyazid-i Bistamî’nin bir diğer adıdır. Hâce Abdulhâlik Gücdevanî Hz.lerine kadar bu isimle anıldı. Ondan sonra, “Hâcegâniyye” ismi verildi. Şah-ı Nakşibend Hz.lerine kadar bu isimle anıldı. Şah-ı Nakşibend Hz.lerinden sonra, “Nakşibendiyye” ismi verildi. Bu yol bu isimle İslam alemine yayıldı, meşhur oldu. Diğer kollardaki isimler zamanla unutuldu. Bu yol, Mevlana Halid Bağdâdi’den sonra “Nakşibendî Hâlidiyye” ismiyle de anılıp yayıldı. Bu gün Anadolumuzda yaygın olan kol “Halidiyye” koludur. Bu yol, günümüzde Şah-ı Nakşibend Hz.lerine nispet edilen meşhur ismiyle “Nakşibendîlik” şeklinde anılmaktadır.Nakşibend, “nakş” ile “bend” kelimelerinden oluşmuş bir terkiptir. Bir isim değil sıfattır; ancak isim gibi meşhur olmuştur. Nakş, bir şeyi bir yere nakşetmek, nakış gibi işlemek, hiç çıkmayacak hâle getirmek, mühür gibi kazımaktır. Bend, Farsça bir isim olup, dilimizde hem isim, hem sıfat olarak kullanılmaktadır. İsim olarak, bağ, kelepçe, baraj, bent, kemer gibi manalara gelmektedir. Sıfat olarak, sıkıca bağlı, iyice bağlayan, kuvvetlice bağlanmış manalarına gelir. Kalbe Allah zikrini hiç çıkmayacak şekilde nakış gibi işledikleri ve ondan hiç kopmadıkları için, gizli zikir sahiplerine Nakşibendî denmiştir. Tarikat yol ve usul manasındadır. Tarikat bir din ve mezhep değil, dini anlama ve yaşama şeklidir. İnsanı terbiye için kurulmuştur. Tarikatlar terbiye için tercih ettikleri usullere ve zikirlere göre farklı adlarla anılmışlardır. Tasavvufun kaynağı, doğunun felsefesi, batının batıl dinleri değil, Kur’an ve sünnettir .Bütün manevi terbiye yollarına kısaca “tasavvuf” denir. Nakşibendi terbiyesi, gizli zikir usulü üzerine kurulmuştur. Bu usulü benimseyen büyük veliler tarafından geliştirilerek günümüze kadar gelmiştir. Bu usul ve adaplar bizzat Kur’an ayetlerinden, rahmet Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimizin sünnetinden ve O’nun şerefli Ashabının (r.anhüm) hâllerinden alınmıştır. Her şeyi ile Kur’an ve sünnete bağlıdır. Bu yolun usul ve âdapları, Kur’an ve sünnette ya açıkça belirtilmiş, ya da işaret, delalet ve sükût yoluyla kabul edilmiştir. Yani, İslam’ın ruhuna uymayan hiçbir şey yoktur. Fakihler nasıl fıkıh alanında içtihat yapma yetkisine sahiplerse kâmil mürşidler de, ahlak ve terbiye alanında içtihat etme, yeni usuller belirleme yetkisine sahiptirler.Bu terbiye sistemi yeni bir din değildir; dinin ahlak derslerini talim ve tatbik eden bir okuldur. Hedefi, insanı güzel ahlaka ve Allah rızasına ulaştırmaktır. Metodu, muhabbetle kalpleri Yüce Allah’a bağlamaktır. Temel usulü gizli zikir, toplu zikir, muhabbet, sohbet, rabıta, teveccüh, tasarruf, hizmet ve edeple nefsin çirkin sıfatlarını ıslah etmektir. Dinimizin bize öğrettiği amel ve edepler iki kısımda özetlenebilir:
1- Zahiri hâller:Vücudumuzun dış azaları ile yaptığı bütün ibadetleri içine alır. Yeme içme, temizlik, alış-veriş, aile hukuku gibi vazifeler de bu kısma girer. Bu vazife ve edepler fıkıh kitaplarında anlatılmaktadır. Hangi vazifeyi yapıyorsak, onunla ilgili ilahi emri ve edebi öğrenmemiz gerekir.
2- Batıni hâller:Kalbin gafletten uyanması ve zikirle ihya edilmesi, nefsin manevi hastalıklardan arındırılması, ruhun ilahi huzura yükselmesi, böylece insanın ilahi nur, ilim, aşk, edep ve güzel ahlaka ulaşmasıdır. Zahiren ve batınen terbiye olan insanın elde edeceği en büyük nimet güzel kulluktur. Bu hâle kısaca ihsan mertebesi denir. İhsanı yukarıda tarif ettik. Bu yol herkese açıktır. Bütün insanlar bu edeplere ve nimetlere davet edilmiştir.Zâhirî ve bâtınî edepleri koruyan kimse ihsan mertebesini elde eder. Bu mertebeyi elde eden kimse Yüce Allah tarafından sevilir, O’nun huzurunda kabul görür. Kalbi ilahi sevgi, huşu, haya ve haşyet ile dolar.
(Arifler Yolunun Edepleri)
13 notes · View notes