İnsana gerçekten diyecek bir şey bırakmıyorlar
3 notes
·
View notes
2 notes
·
View notes
toki ye zemin artı dört sözü verilmiş bile,, yazıklar oldu çoktan
8 notes
·
View notes
Abi ben 2 seneden fazladır birini çok seviyorum. Hayatıma kimseyi alamıyorum bu yüzden. Unutmayı çok denedim ama başaramadım. Tamam bu sefer unuttum diyip hayatıma birini almaya karar verdiğimde vicdanım çok sızlıyor ve olduramıyorum. 1 yıl önce 1 aylık bir sürede konuştum. O 1 ay bana 1 ömür gibiydi. Beni ilk kez o zaman resmi olarak tanıdı. Daha önceden uzaktan sevmekle yetiniyordum. Telefon numarasından tut yaşadığı şehire kadar kendim buldum ve en son cesaret edip aradım onu. Konuşurkende mükemmel davranıyordu bana ama yaşımı çok problem ediyordu ve haklıydı bir şey diyemiyorum. Aramızda 4 sene var kimliğinde ama normalde 3 sene. Şu anda ben 17 o 20 o zamanlar 16'ya 19'duk. Ben ilk kez birini bu denli sevdim ve beklemeyi düşünüyorum. Reşit olana kadar onunda yaşımla sorunu bitene kadar ama bazende beklesem kabul eder mi ya da ya o zamana kadar başkası olursa ve ben geç kalırsam bu şekilde nasıl yaşarım ikilemde kalıyorum. Bu durumda ne yapmam gerekiyor? Unutmaya devam etmeyi sürdürüyorum yoksa son bir kez başarabilmeyi denemem gerekiyor mu?
Seven herkes sevdiğine söylemeli, cesaret edip bi şekilde yolunu bulmalı güzel kardeşim. Evet yaşlarınız gerçekten küçük, ilerleyen dönemlerde zaman neyi gösterir kimse bilemez, bence hayatınızın tadını çıkarmanız, birbirinize gerçekten kıymet veriyorsanız, yürümeniz gereken yolları birlikte yürümelisiniz. Farklı şehirler sadece aradaki KM’yi değiştiriyor, duyguları değiştirmiyor. Konuş bence çok geç olmadan. Çünkü yarının ne olacağını kimse bilmiyor. Reddeder diye düşünme, eğer öyle bile yapsa vicdanını rahatlatırsın can dostum. Kendine iyi davran.
8 notes
·
View notes
kendimi bu eski yeni muhabbetleri döndükçe suçlu hissediyorum, haklısınız da bir sey de diyemiyorum ama keske daha erken okusaymışım kitabı da beğenip yazarı takibe alsaymışım, ya da keşke okumasam bile yazarı takibe alıp konuştularınızı okuyabilseymişim gibi hissettiriyor. haklısın da eski okurlarınla daha özel konuşmak istemekte anlıyorum. ama sey gibi hissettiriyor bir ortama yeni gelirsin de diğer tüm kızlar kaynaştığı için onlar hep beraber takılır birbirlerine bir şeyler anlatırlar ya da bir topluluğa bir arkadaş grubuna kendini çok yakın hissedersin, hissetmek istersin ama onlar arada sana uzaktan bakıp birbirlerine fısıldaşırlar ya. o an ki kırılganlık, dışlanmışlık, yok sayılma hissini veriyor. bunun çözümü inan ki bende de yok. ama gerçekten eski okurlarını aranı cok buruk bir sekilde okuyorum. hakkım olmasa bile kırılıyorum. ama bir sebep bile yok ortada. saçma sapan triplere giriyprum kendi kendime. aslında öyle bir derdin de yok biliyorum ama sanki her yerden "privimiz var zaten. burada konusmazsak orada konusuyoruz zaten." iması varmış gibi hisseditprum. bu benim gözüme cok batan bir durum olduğu için muhtemelen. su ana kadar gördüğüm bu konudaki yorumlar biraz suclayıcıydı bence. ben oldugunca kendi açımı iletmeye calistim sana, umarım anlatabilmişimdir. eğer bu konuda bıktıysan konuyu tekrar açarak seni baydığım için özür dilerim bu arada. sadece uzun süredir söylemek istiyordum ama nasıl söyleyeceğimi bilemiyordum.
Doğrudur ama burada birçok kişiden daha yakın olduğum çok uzun süredir konuştuğumuz bir kısım var benim yaptığım şey onlara arada hitap etmek laf atmak aslında/kesinlikle dışlama gayem yok. Baslarda buna takilmaniza dahi şaşırmıştım onemsenecek bir konu gibi gelmemişti çünkü. Bu tumblri da önce privde vermiştim, priv icindi yani sonrasında neden genele açtığım konusu gündeme geldiğinde açıklama yaptım sadece kırgın olmanız gereken bir durum cidden yok
3 notes
·
View notes
Uzun zaman oldu buraya içimi dökmeyeli.uzun zaman oldu içimi görmeyeli. Kapıları kitliydi çünkü çok ama çok sular aktı. İyiydim ben. Gerçekten iyiydim. Gülüyordum. Eğleniyordum. Kızlarla dışarı çıkıp saatlerce geziyordum. Bu arada o lanet olası ilacı da kullanıyordum. Bunu söylemek önceden kolaydı ama şimdi adını duyunca bile istemiyorum diyorum. Bağımlılıktan başka bir şey değil çünkü..
İşte gün gün hafta hafta ben tekrar içime kapandım. Çektim dışarıya ışık saçan perdeleri. Bundan kimsenin de haberi olmadı, olmasın da zaten. Ani parlamalarım başladı. Ani duygu durum değişikliği hiçbir şeyden tatmin olmama vs...
Dedim geç kaldın anks (!) neredeydin az da gelmeseydin. İçim, yüksek bir dağın başından uçuruma atlamış ve her bir kemiği kırılmış saatlerce o pozisyonda kalmış ve kan kaybettiği için hissizlik başlamış biri gibiyim. Hatta gibi değil tam olarak öyleyim. İşim kolay değil zor. Evet tempolu bir ortam kafamın toplu olması lazım. Çünkü insan ilişkilerinden geçiyor her türlü. Bir adım yukarı iki adım aşağı inerek geçiyor günlerim. Göğüs kafesimin üzerinde tonla yğk varmış hissi geçmiyor. İşin komik yanı önceden ağlayınca geçiyordu. Şimdi ne ağlama var ne bir gözyaşı. Gülüyorum ama bu kadar samimiyetsi Gülen birini görmemişsinizdir. Ha bide mide krampları dizde güçsüzlük, yediğin yemekten tat almama, kaç saat uyursam uyuyayım o gece hiç uyumamış gibi uyanmak. Bunları okuyan bu kız iyi değil diyebilir ki hak veririmde. Ama artık ben unuttum gerçekten iyi hissetmeyi. Böyleyim kabul edin diyemiyorum..
3 notes
·
View notes
Çok sevdiğim birisi var,geçen büyük bir kavga ettik ikimizde ağzımıza geleni söyledik.baya darginiz birbirimize, konuşsak bile tartışıyoruz ve onu kırdığımı söylüyor. Ses etmiyorum "bende kırıldım" diyemiyorum "benimde kalbim var" diyemiyorum işte,kopan ipleri tutuyorum tek başıma. Fazla yük aldım omzuma birde onun gönlünü almaya çalışıyorum, gerçekten fazla yoruldum hem bitmesini istiyorum hem de bitmemesini istiyorum, yaşattığı onca güzel şeye ihanet edemiyorum, sürekli eski mesajlarımızı okuyorum.
Sorun ben miyim? Ne yapmam gerek bilmiyorum,sadece bazı şeylerin son bulmasını istiyorum ama son bulunması gereken şey ne Bilmiyorum.
Sorun sen gibi duruyorsun. Doğada her türlü etkinin bir karşı tepkisi vardır. Bunu eğer engellemeye çalışırsan yükü kendin kaldırırsın. Yani sana yükleniyorsa sen de ona yüklenmeli, seni üzüyorsa aynı oranda bunu ona yansıtmalısın. İlişkide kendini sen önemsiz bir hale sokarsan karşındaki sana önem vermez.
Şuan sorun sende çünkü gördüğüm kadarıyla yeterince değer görmüyorsun, verdiğin değere karşı, bu karşılaştığın sonuç sorun ise kendini karşındakinin ezebileceği derecede önemsizleştirmen. Beni anam sen üz diyemi doğurdu orospu çocuğu sikerim seni diyip çarpsan tokadı belki de şuan ayakların yalanıyordu haberin yok.
Hatalar, tartışmalar, kavgalar hep olur ilişkilerde. Bazen sen yanlış olursun bazen karşındaki. Kendi hatanı kabullenip düzeltmeye çalışmak ilişkinin gelişme yoludur. Fakat kendini karşındakinden önemsiz görmeye başlarsan ona bir güç zehirlenmesi yaşatırsın ve asla verdiğin değeri alamazsın. Suçlu bile olsan hatalı bile olsan senin sen olduğunu ve saygıyı hakettiğini bilmeli. Bunu sağlamalısın.
Bunu sağlarsan sen kaynaklı sorun çözülür.
4 notes
·
View notes
ben galiba gerçekten insanlara hayır diyemiyorum. mesela kendim için çalışmam gerekirken arkadaşımın ödeviyle uğraşıyorum bir tanesine hatta istediği tarzda iş falan bulmaya çalışıyorum ve salak gibi sevdiğim kişiler için bir şey yaparken çok keyif alıyorum sdfghj
kendime yetemiyorum ama başkalarına yetebiliyorum
10 notes
·
View notes
VEDA MEKTUBU
Gerçekten bittiğini zannetmişim oysaki çok kısa süre içinde görüşeceğimizden habersizmişim. Ayrılmanın sonrasında yaptıklarının beni ne kadar mutlu edeceğini ve aynı zamanda bu kadar kıracağını tahmin edememişim. Sanki senin için bir görevdi, yapman gerekenleri yaptın, görevini tamamladığını düşündün ve artık hayatımdan çıkman gerektiğini fark ettin. Hayatından çıkmam için her şeyi yaptın ve ben gittiğimde beni suçladın.
Bunun olması gerektiğini biliyordum ama böyle olması gerekmiyordu. Ardında enkaz bırakarak gitmene gerek yoktu. Sana beslediğim sevgiyi geçtim verdiğim değeri de kendinle beraber alıp götürdün. Hayatım boyunca seni kötü hatırlamak istemiyordum. Yaşadığımız onca şeyden sonra benim için hiç çabalamadan her şeyi silip atmana gerek yoktu. Yaşadıklarımız ve sana verdiğim değer, sevgi ve aşk bunu hak etmiyordu. Şimdi sana hissettiklerimi hatırlayamıyorum. Seni hatırlayamıyorum. Nasıl biriydin sen? Sana dokunmak nasıl bir şeydi? Sana sarıldığımdaki güven duygusu nasıldı peki? Tenime küçük bir temasta bulunduğunda aldığım alev nasıldı? Seni ev gibi gördüğüm duygular neydi? Nasıl oldu bunlar ve nasıl hissediyordum? Hissettiklerimin ismi var ama kendileri yok. Nasıl hissettiğimi hatırlamıyorum. Kapıdan çıkarken hepsini aldın götürdün. Artık benim için kapının dışındaki insanlardan bir farkın yok. Bunun böyle olmaması için o kadar çok çabaladım ki. Kalmamam gerektiği halde kaldım böyle olacağını bile bile kaldım hem de. Bütün yükü sırtladım ve sana kalan sadece beni sevmekti. En basit şeyi başaramadın. Bende artık yanında olmamayı seçtim ama sen zaten çoktan gitmiştin.
Başkasına bu denli bir daha böyle şeyler hissedebilir miyim? Bilmiyorum. Hissetmek ister miyim? Onu da bilmiyorum. Şu an duygularım için üzülüyorum. Hayatımdan çıktığın için mutluyum çünkü seninle ile mutsuzdum. Bu yaptıklarını hak etmediğim için üzülüyorum, hem de hiç hak etmedim ama teşekkür ederim yine de. Bana çok şey öğrettin, çok faydan dokundu. Kimi iyi geldi kimi kötü ama hepsinden öğrendiğim şeyler ve çıkardığım dersler var. Sana kötü birisin diyemiyorum ama iğrenç birisin. Böyle iğrenç biriyle birlikte olduğum için kendimle guru duyuyor muyum? Bilmiyorum ama sayende çok güzel duygular yaşadım tabi ki en kötülerini de yaşadım fakat ben güzelleri hatırlamak istiyorum ve hayatımın kalanında bana yaşattığın kötü anlardan çıkardığım dersler ile devam etmek istiyorum.
Artık hayatımda yoksun ve bunu hiçbir zaman bu kadar keskin bir şekilde hissetmemiştim. Yaşadığımız güzel anları özleyeceğim ama özlemekten başka bir şey yapmayacağım sana ve kendime söz veriyorum ama en çok kendime çünkü bana zarardan başka bir şey vermedin. Bundan sonra senin teninde hissettiklerimi başkasının kollarında arayacağım belki de. Bu benim için çok zor olacak. Belki de aramam. Bilmiyorum...
Umarım hayatının amacını bulursun ve buna tutunursun çünkü senin yaşadığına yaşamak denmez. Umarım mutlu olursun ve bir kalbin olduğunu hatırlarsın. Kimseye değer vermeden ve sevmeden yaşamak çok kötü çünkü. Kendine iyi bak
19.12.2023
6 notes
·
View notes
gerçekten kafayı yicem artık kendime hakim olamıyorum ya. duygu durumumdaki dengesizliğin aşırı farkındayım, bir şeyleri normalde karşılayacağım gibi karşılamadığımın farkındayım, öfkemin üzüntümün alınganlığımın aşırıya kaçtığının farkındayım..... blablabla. ama hiçbir şey gelmiyor elden. kendimi aksine zorlayamıyorum. geçecek falan da diyemiyorum. asla geçmeyecekmiş, kin tutacakmışım gibi hissediyorum :DD nefesime odaklanmaya, sadece ‘olan’a dikkat kesilmeye çalışıyorum, ya da sesli kitap okuyarak başka bir kafaya girmeye çalışıyorum.... ama yok, bir anda zınk diye bir düşünce gelip bağırıyor. biriyle ilgili bir şeye takıldım mesela, o insanla atışana kadar, didişene kadar, rahat edemiyorum. çekilmez bir adam oldum yine, uykusuz, aksi, naaaalet.
7 notes
·
View notes
kalbim çok acıyor Satürn, hemde çok. neden bilmiyorum. tam olarak şu yüzden diyemiyorum. iyi değilim. iyi hissetmiyorum. asla ,asla iyi hissetmiyorum. çok beğendiğim birisiydi selin. gerçekten değer verdiğim birisiydi. onunla arkadaş olmak, samimi olmak benim için hazine değerindeydi. şimdi onu görüp, konuşmamak, tek kelime etmemek, acı veriyor. sınıfta tek başıma duruyordum selin geldi. pencereden bakıp gitti. o an aklımda türlü türlü senaryolar. ama en istediğim şey ise benden özür dilemesi benim de onu affetmemdi. o özür ise onu affetmem için birer aracı, bahane. gerçekten sadece affetmek istiyorum onu, ama korkuyorum.
gene aynı şeyleri yaşıyorum. bu olaylar rümeysayla da oldu. onda da bu tarz şeyler hissettim gene de o hislerimi bastırabilmiştim. gene de bilmiyorum bilmiyorum bilmiyorum. korkuyorum. o an kendimi korumama engel oldu. ilk defa kendimi ezdirmemeye çalıştım ama engel oldu. zavallı birisi olmamaya çalıştım gene de zavallı birisinden daha kötü bir hale geldim. iyi değilim. iyi hissetmiyorum. iyi olmam lazım. iyi olmam lazım. iyi değilim. iyi değilim. iyi değilim.n
14 notes
·
View notes
Bazen diyorum ki daha fazlası olamaz herhalde bu son noktadır felan. Bugün yine daha fazlasını gördüm. Gerçekten daha fazlası varmış... Ben kendimi dik tutmaya çalıştıkça insanlar beni çökertmeye çalışıyor . Lan bir şey yapmıyorum sizee . Niye bu kadar gözlerine battığımı anlasam bi... Gerçekten dayanamıyorum artık . Ben kendimi topladıkça yine tekrar düşüyorum zaten yanında kaldıranım yok . Bırakın salın artık beni lan zararım yok size yaptığım bir bok yok niye bu kadar zorunuza gidiyor . Yoruldum lan yoruldum az halden anlayın be!! Ne yapmaya çalışıyorlar... Bak ben böyle devam edemem gerçekten bu yaşamın sonu kötü biticek böyle devam ederse . Bıraksınlar toparlıyayım kendimi . Uzak dursun artık herkes benden, kimseyi istemiyorum. Diyorum ki tamm bugün kötü bir şey olmadı anasını satayım son dakika golü yedim be hemde artarda . Çıldırıyorum gerçekten yavaş yavaş çıldırıyorum. Titremelerim yine başladı. ben kendimi kontrol altına alıyorum tamm diyorum düzeldi herşey gelip mahvedip gidiyorlar . Yeter artık ben size bir şey yapmıyorsam sizde bana yapamazsınız . Bunların hepsini size de söylemek , anlatmak isterdim ama olmuyor siz çok farklı dünyalarda yaşıyorsunuz . Yakıp yıkıyorsunuz sonra bir de hiçbir şey olmamış gibi yattığınıx gibi uyuyorsunuz . Bir şey diyemiyorum artık . Alışmadım böyle olmasına alışmıyacağımda çünkü bunlar normal bir şey değil. Elbette bende bir gün sesimi duyurabileceğim . Tek demek istediğim yazıklar olsun...
11 notes
·
View notes
Duyguların yıllar geçtikçe şekil değiştirdiğine inanırım,ancak yitip gitmesini izlemek ve bak gidiyor dediğin halde tek taraflı görmek ağır.
“Sen gel uyucam” ile “Seni bekliyorum görüp uyumak istiyorum” cümlesi arasında fersah fersah fark var bana göre.
Biri ne kadar dümdüz,diğeri ne kadar duygulu.Biz kadınlar olaya duygusal bakıyoruz,erkeklerde yıllardır bunu böyle biliyolar da bu kadar kolay bir cümleyi dahi nasıl kuramıyorlar diyemiyorum artık bu beceriden çıktı kurmuyorlar demem daha doğru.
Peki ya ilk tanışılan gunlerdeki o gun bitmesin diye sayılan dakikalar?Buluşmak için yapılan onca çaba,plan?Ayrılırken dönüp dönüp tekrar sarılan o çiftler gerçekten o gunlerde mi kaldı?
Soruyorum cevap bulamıyorum,heycanı atılan imza mı yok etti?Dost hayatı yaşasak hala aynı kalır mıydık? Neden bitti o heycan?Dört duvara girsektr aynı iki beden var iken neden monotonluğu seçiyoruzabalamıyoruz?Neden dinlemiyoruz ? Ve/veya duymuyoruz?
Ben yeniden döngüye girdim çıkamıyorum.7 yıldır şimdi çıktım dediğim şey inception!
3 notes
·
View notes
Gece gece yolumuz düştü gitmek zorunda kaldık. Bu fotoğrafı çektim öyle sebepsizce. Aradan beş dakika sonra yanıma güvenlik geldi. Ne çektiğinizi görebilir miyiz diyerek. Tabiki dedim ve gösterdim. Güvenlik biriminden aranmışlar birinin fotoğraf çektiği iletilmiş o da benmişim. Şahsıma ait olan telefonumu kendisi almak istedi telefonu size vermem dedim. Bunu çektim iletebilirsiniz birime dedim. Devlet hastanesinde güvenlik üst seviye. (!) Aslında pek bir şey diyemiyorum çünkü haklılık payları oldukça yüksek. Maalesef bir çok kişisel hak/haklar ihlal ediliyor. Sosyal mecrada eğlenmek adına dahi bir çok insan paylaşılıyor. Hastanedeki şiddetli ve hiddetli olayları söylemiyorum bile. Fakat gerçekten takındıkları üslup garip geldi. Ben orada yorgun düşmüşüm eğer üsteleme gücüm olsa ya da inat edip münakaşaya girsem kim haklı kim haksız? Gerek var mı tartışmaya açık bir konu. Ancak gerçekten kamu personelleri daha güler yüzlü gülmese dahi daha insancıl tatlı dilli olmalı. Halk zaten her an patlamaya açık bomba gibi. Rabbim kimseyi düşürmesin. Tüm hastalara, bende dahil şifa versin. Amin.
2 notes
·
View notes