Tumgik
#gelir tablosu
kurumssocial · 1 year
Text
Gelir Tablosunu Anlama: İşletmenin Performansını Deşifre Etme
İşletmenin Performansını Deşifre Etmek için Gelir Tablosunu anlama adlı yazımızın içeriği: İçindekiler Giriş Gelir Tablosu Nedir? Gelir Tablosunun Unsurları Gelir Tablosu Analizi Gelir Tablosu ve Stratejik Kararlar Uzman Görüşleri Başarılı Firmalardan Örnekler Sonuç 1. Giriş Müzikle ilgili bir deyiş vardır: “Notaları anlamak, müziği anlamak demektir”. Finans dünyasında, bu deyişi gelir…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
ihaledanismani · 1 year
Link
ihalede sunulan gelir tablosunda toplam cironun teklif edilen bedelin %25 oranını sağlamadığı, toplam ciro için; gelir tablosundaki brüt satışlar
0 notes
eniyicalisma · 9 months
Text
TRUEGİTİM - DEVASA+ (3)
Tumblr media
True Eğitim: Muhasebe ve Finans Alanındaki Uzmanlık İçin Doğru Adres!
True Eğitim, muhasebe ve finans alanındaki uzmanlık ihtiyaçlarınıza yönelik kapsamlı eğitim programları sunan öncü bir eğitim platformudur. İnşaat Muhasebesi Eğitimi, Şirket Kuruluşları Eğitimi, Zirve Muhasebe Eğitimi ve Mizan Bilanço Eğitimi gibi konularda sunduğumuz eğitimlerle, katılımcılarımızın bilgi ve becerilerini en üst düzeye çıkarmayı hedefliyoruz.
İnşaat Muhasebesi Eğitimi: Proje Finansmanında Uzmanlaşın
İnşaat sektöründe çalışanlar için özel olarak tasarlanan İnşaat Muhasebesi Eğitimi, proje finansmanının inceliklerini anlama ve uygulamada uzmanlaşma fırsatı sunar. Maliyet muhasebesi, proje bütçelemesi ve vergilendirme konularında derinlemesine bilgi edinerek inşaat projelerini başarıyla yönetin.
Şirket Kuruluşları Eğitimi: Doğru Adımlarla İşinizi Kurun
True Eğitim'in Şirket Kuruluşları Eğitimi, girişimciler ve iş sahipleri için işlerini doğru bir şekilde kurma sürecinde rehberlik eder. Şirket türleri, yasal düzenlemeler, vergilendirme konularında detaylı bilgi sunan bu eğitim, iş dünyasına ilk adımınızı sağlam ve bilinçli bir şekilde atmanıza yardımcı olur.
Zirve Muhasebe Eğitimi: Finansal Stratejilerinizi Geliştirin
Zirve Muhasebe Eğitimi, finans profesyonelleri için tasarlanmış bir programdır. Finansal stratejileri anlama, finansal yönetim becerilerini geliştirme ve şirketinizi finansal açıdan zirveye taşıma konularında size kılavuzluk eder. Finansal analiz, bütçe planlaması ve risk yönetimi gibi konuları içeren bu eğitimle işletmenizin finansal performansını optimize edin.
Mizan Bilanço Eğitimi: Finansal Tabloları Doğru Okuyun
Mizan Bilanço Eğitimi, finansal tabloları anlama ve yorumlama konusunda katılımcılara pratik bilgiler sunar. Bilanço analizi, gelir tablosu okuma ve nakit akış tablosu hazırlama konularında uzmanlaşarak şirketinizin mali durumunu doğru bir şekilde değerlendirin.
True Eğitim ile Avantajlarınız:
Uzman Eğitmenler: Her bir konuda uzmanlaşmış eğitmenlerden alacağınız bilgi, pratiğe dönüşerek sizi sektörde öne çıkarır.
Etkileşimli Öğrenme: True Eğitim, interaktif materyaller ve örnek olaylarla desteklenmiş eğitim içerikleri sunarak öğrenme deneyiminizi güçlendirir.
Sertifikalı Eğitimler: Tamamladığınız eğitimlerin ardından alacağınız sertifikalar, uzmanlık alanlarınızı belgeleyerek kariyerinizi güçlendirir.
Kolay Kayıt İmkanı: True Eğitim'in kullanıcı dostu platformu üzerinden kolayca kaydınızı yapabilir ve istediğiniz eğitime anında erişim sağlayabilirsiniz.
True Eğitim ile muhasebe ve finans alanındaki uzmanlık yolculuğunuza başlayın, kariyerinizde yeni zirvelere yükselin! True Eğitim'e hemen kaydolun.
593 notes · View notes
elurann · 2 months
Text
Fotoraf denen şey ne kadar acımasız. Sadece bir anını yakalıyor ve onu sonsuza dek donduruyor. Hikâyenin ardındaki sadece bir anı yakalamakla kalmaz, aynı zamanda o anı sonsuza dek sabitler, değişime kapatır ve onun ardındaki hikayeyi, duyguları, olayları çerçevenin dışında bırakır. İşte bu, fotoğraf çekmenin acımasızlığıdır.
Bezende bir aile asar bunu duvara. Şiddet, yoksulluk, vahşet dem vurmuşken yuvaya...Bu durum, gerçeğin sadece küçük bir parçasının sunulması ve geri kalanının yok sayılması anlamına gelir. Dışarıdan biri baktığında normal bir aile tablosu gibi görülür. Oysa kim bilebilir ki bir evin perdeleri çekilip, ışıklar kapatıldıktan sonra ki halini?
Ve bazense acı verir basit bir tablo. Fani yaşam değil mi, yaşananları sürekli olarak yeniden işler, anıları zamanla değiştirir ve bazen unutur en çokta yara verenleri. Ancak bir fotoraf çıkar kıyıdan köşeden, sonra yutkunamazsınız. Anılar bir bir cam kırıkları gibi parçalanır zihninizde, belki de yavaştan kalp ritminiz bozulmaya başlamıştır...
Küçükken hepimiz elbet zamanda yolculuk yapmayı istemşizdir. Belki de fotoğraflar tüm çıplaklığıyla bu arzunun ne kadar tehlikeli olacağının en basit örneğidir. Fotoraflar acımasızdır. Fotoğrafın acımasızlığı, onun gücünde ve aynı zamanda sınırlamalarında yatar. Her bir kare, hem bir anıyı ölümsüzleştirir hem de o anının ardındaki karmaşık hikayeleri saklar. Bu paradoks, fotoğrafın büyüleyici ve aynı zamanda acımasız doğasını oluşturur.
Evet fotoğraflar güzeldir çoğumuz da çok severiz fakat hangimiz bizden götürdüklerini inkar edebilir? Hangimiz göz yaşlarının mühürlediği bu zaman makinalarını acılara ihanetten saymaya bilir?
20 notes · View notes
doriangray1789 · 8 months
Text
memur maaşlarına yüzde 50 zam gelecek diye neredeyse ta ağustos ayında açıklama yapıldı ve aylardır söyleniyor. hesap kitap hep ona göre yapıldı, tüik ‘de son iki üç aydır işi buraya bağlamak için uğraştı didindi sonunda oldu.. Ancak,
tüik’in hesaplamalarına göre yüzde 64,7 olarak 2023 yılı tüketici enflasyonu yüzde 129,4 dolayında hissedildi…
HİSSEDİLDİ..!?
maaş zammı alanlar hissetti.. böyle sağdan sağdan geldi.. cereyan yaptı..
Kardeşim son 20 yıldır verdiğiniz tek doğru rakam IBAN no oldu.. bir ara IBAN oğulları beyliğinde Yaşar gibiydik…kardeşim millet hissedileni de geçti, direk kanırttıran enflasyonla yaşıyor.
%129 dolayında hissedilen meğer %94 hissedilmiş…
t: ağam bizimle eğlenir tarzı bir itiraf.
Sen ne yaşadığını bilmiyormusun..! Çarşıya çıktığında elektrik sundoğalhaz ödediğinde alabilirsen üstüne başına bişeyler aldığında çok nadir de (- eğer yasaklanmadıysa-) olsa bir kültürel etkinliğe katıldığında çocuğunun okul masraflarında bunu yaşamıyormusun.. aldığın benzinden ödediğin vergilere kadar, bizzat yaşıyorsun .. NE HİSSEDİLENİ? Bas bayağı haşırttı blakport olarak hissetmiyormusun?
herkes tenis topu, soba borusu almıyor. Türkiye’nin en büyük sorunu gıda enflasyonudur. gıda enflasyonu yıllık %300’lerde.
kanıt isteyen var mı? simit, tavuk, et, çay vs fiyatlarına baksın istediği marketten…
değişik gelir gruplarının enflasyonu farklıdır. siz enflasyon sepetinde kiranın ağırlığını %16 tutarsanız, bu aylık 150 bin kazanan biri için doğrudur ama asgari ucretlide saçmadır, kim 2000 lira kira veriyor bu devirde? asgari ücretli gelirini çoğunlukla kira, temel faturalar ve gıdaya harcar; geçen sene en çok zamlanan kalemler de bunlardır.
tiyatro biletleri zamlanmamış olabilir, bu yüksek gelirli insanların enflasyonunu düşürür. gelir gruplarına farklı enflasyon sepeti uygulasalar takke düşer kel görünür, bu yüzden yapılmaz.
Ben işletme mezunuyum bankacılık yaptım şimdi cafe işletiyorum, sörf okulumuz, otel, rehabilitasyon okulumuz tamamı yurt dışına yönelik iç mimari işlerimiz var Eee bunları neden anlattım “burası linkedin” profesyonel fakirler yazar durur ya .. kardeşim ben bile bunları yazıyorsam maaşlı çalışan “bana hat bildiren” sen düşün diye yazıyorum.. iş ilanı açsam ilk önceden bana yorumlarda atıp tutanlar başvuruya gelecek…
dünyanın en kötü 5. enflasyonu bizimki.
bizdeki hesap "olacak o kadar" hesabı. şuna üç desek, elde var bir, hop 65 çıktı.
bunu ölçüp değerlendirecek, hesap edecek, net doğru sonucu verecek bir excel tablosu yok mudur? uluslararası standardı olmaz mi bunun? mesela: 10 lira olması gereken kutu süt 35-40 lira. demek ki enflasyon %135 %140, gibi.
tanım: doğru olarak ölçülemeyen şey hissidir.
Bu şöyle bişey değil ki: dışarı çıktım işaret parmağımı ıslatıp havaya kaldırdım, hava bana hisssi olarak soğuk geldi ama tam bilemedim…
Şimdi bu ali Cengiz oyununu anlamayan bir memur bir işçi var mıdır? Zam açıklanacak düşük enflasyon sonra hissedilen.. sendikalar desen.. ne diyimki nereden tutucan…
7 notes · View notes
aynodndr · 1 month
Text
Tumblr media
Zakkum Zıkkım İşleri
ülke
dipsiz zift kazanı
hak, hukuk, adalet hak getire
sevgiye, dostluğa, emeğe, barışa, cana karşı, insanlığa aykırı ne kadar olumsuzluk, kötülük, vicdansızlık varsa
bir arada
iç içe, yapış yapış
fokur fokur...
"devletin malı deniz,
yemeyen keriz" düşüncesinin
en çoğunluklu
en işlevsel dönemi yaşanıyor
yiyen yiyene
bir yanda salgın
bir yanda yokluk
evler hapishane
pencereler teselli tablosu
yoksulluk, işsizlik, açlık,
pahalılık can yakıyor
insan evde
hayvan sokakta çaresiz
ikisi de perperişan...
yaşam susmayan siren sesi
"biz bize yeteriz" dedikleri
uzun bir hikaye
- oku oku bitmiyor -
çarşı pazar yangın yeri
yalanlar, vaatler karın doyurmuyor
bir kişi geçinemezken
nasıl gelsin iki kişi bir araya
nasıl çoğalsınlar
umut yoksulluğa yetmiyor
...
"at izi it izine karıştı" dedi
kaleme, deftere, hesaba dair ne varsa bırakıp gitti
- küstüm, ben oynamıyorum,
der gibi -
kaç kış geçti
kaç bahar
kaç yaz geldi
leylekler, turnalar geldiler,
gittiler
o hâlâ gelmedi
(soramıyorsun da
sorsan
başına taş düşüyor)
"ahşam olir davar, nahır, mal gelir,
komlar, ahırlar dolir,
sayirem sayirem biri eksig..."
aklına düşen dizelerin yüzüne astığı tebessüm
düşüncelerinin girdabında kayboluyor
memleketin halleri akıyor
gözlerinin önünden
umut yorgun, paraparça, kanrevan...
birileri
"milyon" diyor
"milyar" diyor
"trilyon" diyor
sen "128" diyemiyorsun
birileri lebalep kongreler, mitingler düzenliyor, protestolar, kutlamalar yapıyor
sen işçiye, emekçiye, köylüye, emekliye, doğaya dair iki satır açıklama yapamıyorsun
birileri en ağır lâfları söylüyor
sen lütfen bile diyemiyorsun
desen hakaret sayılıyor
birileri ormanları, dağları talan ediyor
ırmakları, nehirleri zehirliyor,
deniz kusuyor...
sen doğaya sevdalı yüreğini koyuyorsun ortaya
robocop kıyafetli kolluklar
çıkıyor karşına
sinirinden dişlerin zonkluyor
kafatasını zorluyor aklın
kandırılmış, avutulmuş hallerini düşünüyorsun
pişmanlığın dilim dilim doğruyor içini
zamanı geriye saramıyorsun
ustanın bilinen o dizeleri düşüyor aklına:
"(...) ve bu dünyada
bu zulüm senin sayende
ve açsak, yorgunsak, alkan İçindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat Senin
- demeğe de dilim
varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin
canım kardeşim"
beynin yanıyor
ve sen
gerçek suçlunun kim olduğunu anlıyorsun
başın önüne düşüyor
...
haftalar aylara
aylar yıllara akıyor
ilişkiler değişiyor
dostlar düşman
düşmanlar dost oluyor
ve gerçek yaşamdan derleme
"ifşa ve itiraf" dizisi başlıyor
toplumca oturgacımızı yayıyoruz
koltuklarımıza
patlamış mısırımız
çekirdeğimız masamızda
bir heyecan
bir heyecan ki sorma
yalan, hile, iftira,
tehdit, santaj, suikast,
tecavüz, cinayet, entrika...
mallara, mülklere, hesaplara
el koymalar
marinalara çökmeler
siyaset-mafya-medya ilişkileri
zakkum zıkkım işleri
devletin derinliği
kare kare dökülüyor ortaya
gülenler, kızanlar, üzülenler var
şaşıranlar, tutuşanlar var
"yesinler birbirini" diyenler var
her bölümü ayrı bir vaka
dehliz içinde dehliz
karanlık içinde bir alem
hukuk, adalet
iki dudak arasında
keyfi idareye amade
devlet adından ibaret
erol ars
3 notes · View notes
seslimeram · 9 months
Text
Korkunç İmge
Tumblr media
Korkunç bir düzlem imgesine rehin artık şimdiki zaman. Bir yılın daha geçip gittiği iş bu şimdi içerisinde yaşamın normatif olgusu, verili haklarının gündelik değerlerinin belirgin bir biçimde hiç edildiği zeminde korkunç pratiklerle yaşam eylemi kuşatılıyor. Sorgunun, eylemin kırıldığı, günün dünden de ağır yıkımlara rehin edildiği bir zeminde cerahatin ol nesnel halidir misal korkunçluk. Bir yılın hemen her gününe apayrı tahakküm veçheleri, hamlelerinin eklendiği, yaşamın salt mutlak biate indirgendiği ötesinden tek satır dahi olsa bahis açılmadığı bir zeminde bu var edilmiş imgenin ta kendisidir korkunç. Yıkıcılık halinin, istimlak etmelerin, perişanlığın hududuna terk etmelerin, birbiri ardına pejmürde tavırlara esaretin sofralarına buyur olunan bir yerde ortaya çıkan imdir korkunçluğu açık, kestirmeden bildirecek olan. Müşterek yaşam idesinin her gün koşulsuz şartsız daraltılıp durulduğu bir zeminde, alttakiler ve tepedekiler dışında hiçbir kesimin anılmadığı, belirli bir biçimde gelir adaletsizliğinden, sözün tarumar edilmesindeki sürekliliğe, hemen her durumda demokrasinin var edildiği zikredilirken yerle yeksan olunmasındaki daimi hale bu korkunç imgeler sarmaları güncelleniyor. Hakikat ancak hilkat garibesi kılınıyor.
Özgürlük sadece boş beleş bir laf kalabalığı. Demokratik ülke lafta dahi var edilmeyen bir pratik. Cumhurun egemenliği bahsinin yerinde yeller esiyor. Varsa yoksa, kısır döngünün tam da ortasında memleketi bu hallere koyanların avazları, birlikte var ettikleri bir pembe ülke tablosu. Pembe, kan kırmızı tonlarından, toz pembe, kimin kanının karıştığı belirsiz kılınan, yıkımın, ölümün, cürmün var edildiği bir acayip ülke imgesi. Her gün her durum içerisinde bir cerahat sürekliliği güncelleniyor. Cumhurun hakları talan edilirken, gelecek kapkaranlık kılınmaya devam olunurken, buna da alışırsınız çıkışı var ediliyor dört yanda her an. Biteviye bir korkunç imgeler sahnesine dönüştürülmüş olan yerde vekillerin al takke ver külah hallerinden misal korkunçluk imgesi çıkabilir. Hiçbir yerden maaş temin etmeyen, almayana 110 bin lira, iki dönem vekillik yapıp emekliliği sağalama alanların da iki yüz on bin ile iki yüz otuz bin liralar dolayında parayı iç ettikleri zeminde halka da üç kuruşa talim edin diyebilme cüretidir korkunçluk. Misal, meclis lokantasında bir tabağına elli lira dolaylarında ödenirken et yemeğine, gündelik yaşamın aktığı, sıradan insanların o karınlarını doyurmak için ellinin birkaç katını ödemeye mecbur kılındığı yerdeki uçurum halidir korkunçluğu bildirecek olan. Halkı temsil ettiği rivayet olunanların ellerini ceplerine atmak bir yana, her durumda halkı daha da fazla sömürmeye devam etmelerinin o ucubelik suretidir misal korkunç.
Koca bir yılı devirirken, geride kaldığı sanılan demokrasi, eşitlik ve adaletteki eksiklikleri telafi etmek bir yana çam devirir gibi aralıksız linç rejiminin yepyeni halleri, eylemlerine de devam olunduğu yerin meselesidir korkunçluk. Düzen devamlılığı adına hak ihlallerini süreğen kılan yerin meselesidir bu korkunçluk. Türkiye İşçi Partisi milletvekili ol Avukat, Can Atalay için Anayasa Mahkemesinin serbest konulabilir kararının bir kere daha önce alt mahkeme ardından da Yargıtay eliyle yok sayılmasının garabet halinin ortasında hangi düzlem korkunç değildir ki? Hukuk dilinden aktaralım: “AYM, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığının yargısal makamlar tarafından tartışılamayacağını vurguladı. Anayasa’nın, daha önce dosyayı Yargıtay’a gönderen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne böyle bir yetki vermediğinin de altını çizen AYM, yerel mahkeme ile kararı uygulamayan ve AYM üyelerini "suç işlemek"le itham eden Daire’nin Anayasa'ya açıkça aykırı hareket ettiğini vurguladı. AYM, “Sonuç olarak, mahkemelerin izlemiş olduğu yöntem, başvurucuyu yargılama güvencelerinden tümüyle yoksun bırakmıştır. Başka bir ifadeyle yeniden yargılama dosyası görevi ve yetkisi olmayan bir mahkemece karara bağlanarak Anayasa'nın 142. maddesinin amir hükmüne ve Anayasa'nın 37. maddesinde yer alan tabii hâkim ilkesine açıkça aykırı hareket edilmiştir” dedi.” Bu bahsi takip eden süreçte, kendiliğinden hiçbir şey olmamış gibi davranan bir alt mahkeme, olanı biteni sorgulamayın diye direktifi yerine bir kere daha getiren Yargıtay kararının yeknesak tekrarıyla birlikte korkunçluk bahsi kendiliğinden diriltilir. Gözler önüne serilmiş olagelen pratiklerle birlikte, baş efendinin terörist / devlete kastı olan bir zat diyerek akla seza bir tahayyülle hedef kıldığı bir avukatın özgürlüğü bir kere daha elinden çalınır. Bunlar korkunç meselleri izaha yetmezse ne yeterli gelir!
Evrensel Gazetesinden aktaralım: “Koç Üniversitesinde TÜBİTAK birincisi F. B. İsimli gencin, Kürt Alevi olduğu için aynı odada kaldığı 2 öğrenci tarafından saldırıya uğramasına ilişkin DEM Parti Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ve İstanbul Milletvekili Celal Fırat Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in cevaplandırması ile ilgili soru önergesi verdi.
Ülkede siyasi iktidarın oluşturduğu politik atmosferde; toplumsal kutuplaştırma ve ötekileştirme refleksi gelişirken bölgesel ve inançsal farklılıklar ile etnik aidiyetin bir saldırı sebebi olmaya devam ettiği belirtilen önergede; “Özellikle son yıllarda farklı kesimlerce Kürt, Alevi ve mültecilerin hedef gösterildiği görülmektedir. Siyasi söylemlerin etkisiyle farklı olanı yok sayma ve düşman görmenin son örneği, Koç Üniversitesinde yaşanmıştır. Kamuoyuna da yansıdığı üzere; Koç Üniversitesinde TÜBİTAK birincisi F. B. İsimli genç, Kürt Alevi olduğu için aynı odada kaldığı 2 öğrenci tarafından saldırıya uğramıştır. F.B. ile aynı odada kalan Hasan Ege K. ve Arda D. aralarında süren tartışma nedeniyle önceleri F.B.’nin odayı terk etmesi için baskı uygulamaya başlamış, daha sonra şiddet uygulamaya başlamıştır. 15 Kasım 2023 gecesi yaşanan olayda Hasan Ege K. tarafından kemerle dövülmüş, yüzüne sıcak ütü bastırılmaya çalışılmış ve şiddetli saldırıya uğramıştır. Arda D. ise F.B.’yi neşter benzeri kesici bir aletle yüzünden ve karnından yaralamış ve yumrukla vurmaya devam etmiştir. Olay sonrası ambulansla hastaneye kaldırılan F.B.’nin tedavi masraflarının Koç Üniversitesi tarafından karşılanarak kamuoyunun duymaması için çaba sarf edildiği iddiaları vardır” denildi.
“Esas Sorumluluk İktidardadır”
Yurt odasında yaşanan dehşete ilişkin yapılan suç duyurusu sonrası yürütülen soruşturmada yüzünden ve belinden yaralanan F.B.’nin ifadesinde; “Hasan Ege K., ben Alevi olduğum için ve bana karşı ayrımcılık yaptığından dolayı beni odadan atmak istiyordu. Kendisinden şikâyetçi olacaktım. Ancak, öğrenci olduğu için sabıkasına yansımasını istemediğim içim şikâyetçi olmadım. Halen bana ayrımcılık yapmaya devam ediyor” dediği hatırlatılan önergede şöyle denildi; “Savcılık soruşturmasında F.B. tarafından kaydedilen 5 ayrı ses kaydının çözümünde ise saldırganların ayrımcı, ırkçı dehşet verici ifadeler kullandığı görülmektedir. Kendisini odadan atmaya çalışan Hasan Ege K., ‘Türkiye’nin, belli bir noktadan sonraki doğusu olduğu gibi ateşe verilse…’ diyor. F.B.’nin etnik kimliği için ‘Alt ırksınız. İtlaf edilmeniz lazım. Köle olduğunuzu kabullenmelisiniz. İtaat etmek zorundasınız. Seni bu odadan istemiyoruz. Buradan gitmezsen seni öldürürüz’, ‘Siz kader olarak, Yahudilerle birbirinize çok benzeşiyorsunuz. Zafer Partisi iktidarında benzer şeyler yaşayacaksınız’ ifadelerini kullanıyor. Her ne kadar olayla ilgili Başsavcılıkça soruşturma başlatılmış olsa da Üniversitenin olayın üzerinden iki ay geçmesine rağmen herhangi bir adım atmaması kabul edilemez. Çünkü söz konusu olay münferit değildir; son yıllarda sıkça yaşanan Kürt-Alevi öğrenci ve işçilere yönelik saldırıların bir parçasıdır. Bunda esas sorumluluk ise tek tipçi ve baskıcı bir öğrenme ortamı yerine eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik öğrenme ortamının oluşmasını sağlayamayan siyasi iktidardır.”
Önergede son olarak; “Koç Üniversitesinde yaşanan bu ırkçı saldırının, eğitim sisteminde dahi insanları kutuplaştıran bir noktaya götürdüğü, Kürt ve Alevi kimliğine yönelik nefret suçlarının işlendiği bu tür vakalarda etkin bir yaptırım uygulanmaması ve cezasızlık politikasına devam edilmesi halinde geçmişte yaşanan örneklerde olduğu gibi gelecekte de daha vahim olayların yaşanmasına sebep olabilecek tehlike barındırmaktadır” denildi.
Bakan Tekin’in Yanıtlaması İstenen Sorular
Koç Üniversitesi Alevi ve Kürt kimliği nedeniyle saldırıya uğrayan F.B.’yi neden okuldan uzaklaştırmıştır?
Bu vahşeti tertipleyen diğer oda arkadaşına neden hiçbir yaptırım uygulanmamıştır?
Olayın üzerinden iki ay geçmesine rağmen olayda ihmali bulunan üniversite yönetimi hakkında neden etkin bir soruşturma yürütülmemiştir?
Alevi ve Kürt öğrenci F.B.’ye saldıran Hasan Ege F. ile Arda D. hakkında herhangi bir işlem yapılmış mıdır? Bu iki şahıs Koç Üniversitesinde eğitime devam etmekte midir? 5. Koç Üniversitesi öğrencisi F.B.’nin ırkçı söylemlere maruz bırakılıp darp edilmesi ile ilgili Bakanlığınızca bir işlem başlatılmış mıdır?”
Saldırıya uğrayan öğrencinin avukatı Alper Sarıca sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, ses kayıtları ve yaralamaya rağmen 1 aydan fazla bir süredir, savcılığın Hasan Ege Karanfil'in ifadesini almadığını belirtti:
"Dosyaya bugüne kadar duyduğum en ırkçı söylemlerin yer aldığı (haberlerde çoğuna yer verilmeyen) 6 adet ses kaydını sunmamıza, faillerce suçları örtbas edilmek için sözde cinsel saldırıyla suçlanan müvekkilimin olaydan sadece yarım saat önce üniversite güvenliğini aradığına dair arama kayıtlarını sunmamıza, odanın kartlı giriş kayıtlarından ve failin adli muayene ve karakol ifadesine yansıyan anlatımlarındaki çelişkilerden cinsel saldırının hiç vuku bulmadığının açıkça anlaşılmasına, (muayenede sözlü taciz diyor.) müvekkilin yüzüne ve karnına onlarca dikiş atıldığını gösteren adli raporlara rağmen savcılıkça şüpheli H.E.K.nin ikmalen istendiği için 1 ayı aşkın süredir ifadesi bile alınamadı."
'Soyut İddialarla Adli Kontrol Kararı Verildi'
Saldırganların cinsel saldırı iddiası gerekçesiyle saldırıya uğrayan müvekkili hakkında adli kontrol kararı verildiğini aktaran Sarıca, "Oysa aynı savcılık canını zor kurtaran, ırkçılığa uğrayan müvekkilim için sırf faillerin soyut iddiaları nedeniyle adli kontrol kararı verdirdi ve kaldırılması taleplerimizi reddetti" dedi.
'Canına Kastedilen Müvekkilim Sınavlara Alınmadı, Şimdi De Kaydını Dondur Diyorlar'
Koç Üniversitesi'nin F.B'nin üniversiteye girişini yasakladığını belirten Sarıca, "Irkçılığa uğrayan, canına kastedilen müvekkilimin Koç Üniversitesi tarafından 1 ay süreyle okula ve binalara girişi yasaklandı. Bizzat gidip hukuk müşavirliğine delileri sunup anlatmama rağmen sınavlarına bile alınmadı. Telafi sınavı da açılmadı. Şimdi de kaydını dondur diyorlarmış. Başınıza benzer bir olay gelirse üniversitenizde güvende olduğunuzu ve hak ettiğiniz adil muameleyi göreceğinizi düşünmüyorum. Not: Üniversite yurt disiplin kurulu müvekkil hakkında cinsel saldırı iddiası sübut bulmadığından müvekkile ceza verilmemesine karar verdi" ifadelerini kullandı.
Bir korkunç sarmal artık vakayı adiye kılınıyor. Tümüyle bir menzildeki yaşam hakkının üstüne konulan korkunç ipoteği, bitimsiz nefreti, sonsuz garabetlik bir eleme çabasının her neyi var ettiği günbegün ortaya çıkarken, sözüm ona okul olduğu iddiasındaki bir yer, bir mesken dahilinde dahi gündelik bir yaşam pratiğinin ta kendisi olarak nefret işkence ve ithamlarla biçimlendiriliyor. Hasan Ege Karanfil’in titrinde ırkçı / turancı / türk ibaresi yanı sıra bir de edebiyatçı / şair kimliğine de haiz olmasının, kendisine yakıştırmasının ol nihai utancı ne yana düşer mesela. Koç Üniversitesi gibi, memleketin soyguncu / yağmacı ve talancı çetelerinin devletle beraber iş bitiricisi, sermaye denilince akla düşen eline kan oturmuş, gayrimüslim mallarından devşirme bir birikimden yükselmiş Koç’un da varlığı misal korkunçluğu, bireysel bir suç gibi yansıtılanın korkunç imgesini anlatmaya yetmez mi, hala! Sosyal medyada yansıması, bildirimi ve ifşası söz konusu edilmemiş olsaydı ol yıkım daha kaç kere tekrarlanabilirdi. Kendisini bir şair olarak tanıtabilen bir şahsın böyle afaki bir biçimde bir insana kastı var ederek doğru düzgün tek bir satır yazması söz konusu edilebilir mi? Dahası insan içine çıkmamaları gereken Karanfil ve arkadaşı Arda Demir için herhangi bir soruşturmadan ileri, insanlık hakkı için bir adalet tahayyülü söz konusu edilecek midir, gerçekten?
Korkunç bir düzlem imgesine rehin artık şimdiki zaman. Var edilmiş toplum birbirine en kestirmeden düşmanlık beslemeye devam diyen zümrelerin oyun sahası kılınıyor. Her şey her an bambaşka yıkımlara, her gün bambaşka teferruat değil sahici bir halle törpülenmeye devam olunan bir fasit dairenin esiri kılınıyor. Ne gam ne keder ne acı ne de birlikteliği bunca açık bir biçimde zehirleyen sistem sorgulanabilir kılınıyor. Bir koca yılın ardından yenisinin ilk on gününde ortaya çıkan imge, yerin her nasıl bir badirelerin sahası kılındığını örneklemeye yeterli gelecektir sanırız. Korkunç bir imgenin hakikatinde ne bir şimdi, ne de bir yarın söz konusu edilebilir sahiden de. Hakikatin hilkat garibesinin ta kendisine dönüştürüldüğü bir zeminde yaratılan / yaşatılan / yaşatmaya devam olunan her fecaatle birlikte bir korkunç düzlem imgesi hayatı kuşatıyor. Geleceği bunca belirsiz konulan bir yerde hayat mefhumu yerle bir olunuyor, derdiniz olur mu sahiden? Düşünür müsünüz yol nereye...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Adam CALDWELL via Official Site
3 notes · View notes
saatanlami · 2 years
Text
Saat Anlamı 11.11 Nedir?
Saatler, hayatımızın bir parçası haline gelmişlerdir. Saatler, zamanı ölçmek için kullanılırlar ve günümüzde hemen hemen her evde, ofiste, okulda veya kamusal alanda bulunurlar. Ancak bazı insanlar, saatlerin daha derin bir anlam taşıdığına inanırlar. Bu makalede, saat anlamı 11.11'in ne olduğunu ve bu sayının insanlar için neden önemli olduğunu ele alacağız.
İçerik Tablosu
Saat Anlamı 11.11 Nedir?
Sayıların Sembolik Anlamları
Sayı 1'in Anlamı
Sayı 11'in Anlamı
Saat Anlamı 11.11 ve Spiritüel Uyanış
Spiritüel Uyanış Nedir?
11:11 ve Spiritüel Uyanış
Saat Anlamı 11.11'in Anlamı Neden Önemlidir?
11.11'i Gördüğünüzde Yapmanız Gerekenler
11.11 ile İlgili Sıkça Sorulan Sorular
Soru 1: 11.11 görmek ne anlama gelir?
Soru 2: 11.11 görmek spiritüel bir uyanışın işareti midir?
Soru 3: 11.11'i görmek ne kadar sık olmalıdır?
Soru 4: 11.11 dışında başka sayıların spiritüel anlamları var mıdır?
Soru 5: 11.11 sayısı diğer sayılarla birleştirilerek farklı anlamlar taşıyabilir mi?
Sayıların Sembolik Anlamları
Sayılar, insanlık tarihi boyunca sembolik anlamlar taşımışlardır. Antik çağlardan beri, sayılar astrolojide, matematikte, dinlerde ve daha birçok farklı alanda önemli bir role sahiptirler. Bazı sayılar, diğerlerine göre daha fazla sembolik anlama sahiptirler.
Sayı 1'in Anlamı
Sayı 1, yeni başlangıçlar, kendini keşfetme, liderlik ve güç gibi anlamlar taşır. Bu sayı, bireyselliği ve kişisel özgürlüğü simgeler. Ayrıca, sayı 1, zeka, yaratıcılık ve başarıyla da ilişkilidir.
Sayı 11'in Anlamı
Sayı 11, spiritüel bir anlama sahiptir. Bu sayı, zeka, sezgi ve spiritüel uyanışla ilişkilidir. Aynı zamanda, sayı 11, spiritüel olarak yükselme, içgörü, manevi rehberlik ve kehanetle de bağlantılıdır.
Saat Anlamı 11.11
11.11 saatini sık sık görüyorsanız, bunun bir tesadüf olmadığına inanabilirsiniz. Günümüzde birçok insan bu sayıların tekrarlı görülmesiyle ilgili birçok inanışa ve efsaneye sahiptir. 11.11 saati de bunlardan biridir. Bu yazıda, 11.11 saatinin farklı anlamları ve inanışları hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz.
11.11 Saati ve Sayıların Anlamları
Birçok kişi, 11.11 saatinin aynı sayıların yinelenmesi nedeniyle büyüleyici olduğuna inanır. Numeroloji, sayıların gizli anlamlarını ve enerjilerini inceleyen bir alandır ve 11 sayısı özellikle spiritüel bir sayı olarak kabul edilir. 11 sayısı, yüksek sezgi, yaratıcılık, ilahi rehberlik ve yüksek bir enerji seviyesi ile ilişkilendirilir. 11.11 saati ise, bu enerjinin iki katına sahip olması nedeniyle özellikle güçlü bir anlama sahiptir.
11.11 Saati ve Evrensel Uyum
11.11 saatinin görülmesinin, evrensel uyumu yakalamakla bağlantılı olduğuna inanılır. Uyum, zihin, beden ve ruh arasındaki uyumun yanı sıra evrende olan her şeyle uyumlu olmak anlamına gelir. Bu saatleri görmenin, evrenin size yol göstermesi için bir işaret olabileceği düşünülür. Bu nedenle, 11.11 saati, kişinin bir şeylerin değiştiğine ve yeni bir yola girmenin zamanının geldiğine işaret edebilir. https://saatanlami.net/11-11-saat-anlami
4 notes · View notes
hasanakbal19 · 1 month
Text
GİB:KATILMA PAYI ALINMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ TASLAĞI HAKKINDA BASIN AÇIKLAMASI
Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada yapılan paylaşımlarda; – Dijital Vergi Dairesi ve e-Devlet uygulaması üzerinden ücretsiz bir şekilde yapılabilen mükellefiyet, vergi levhası sorgulama ve doğrulama gibi işlemlerin ücrete tabi olacağı, – her ay verilen KDV ve muhtasar gibi beyannamelerin yanı sıra gelir, kurumlar ve geçici vergi beyannamelerindeki gelir tablosu ve bilanço ve hesap…
0 notes
kunyekultursanat · 1 month
Text
GİB:KATILMA PAYI ALINMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ TASLAĞI HAKKINDA BASIN AÇIKLAMASI
Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada yapılan paylaşımlarda; – Dijital Vergi Dairesi ve e-Devlet uygulaması üzerinden ücretsiz bir şekilde yapılabilen mükellefiyet, vergi levhası sorgulama ve doğrulama gibi işlemlerin ücrete tabi olacağı, – her ay verilen KDV ve muhtasar gibi beyannamelerin yanı sıra gelir, kurumlar ve geçici vergi beyannamelerindeki gelir tablosu ve bilanço ve hesap…
0 notes
Text
Zirve Yönetim Emlak Kiralama Ofisi Hakan Arslantok
Rezidans Yönetimi AVM Yönetimi Bina Yönetimi Apartman Yönetimi Temizlik günlük Çöp alımı Bakım onarım tadilat Peyzaj düzenlemesi Aidat Gelir Gider Tablosu Icra takibi Hukuk Danışmanlığı Gayrimenkul Alım Satım işlemleri Emlak Kiralama Hizmetleri Lüks Villa Kiralama Hizmetleri ZİRVE TEPENİN DE ÜZERİNDE Hakan Arslantok
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
gezginajans · 1 month
Text
Tumblr media
Eager Loading Nedir?
Web uygulamaları geliştirirken, veritabanı sorguları ve veri yönetimi, performans üzerinde belirleyici bir rol oynar. Bu bağlamda, Eager Loading, verilerinizi sorgulama ve yönetme biçimi olarak önemli bir kavramdır. Bu makalede, Eager Loading'in ne olduğunu, avantajlarını, dezavantajlarını ve web geliştirme sürecinde nasıl kullanılabileceğini detaylı bir şekilde ele alacağız.
Eager Loading, özellikle ilişkisel veritabanlarıyla çalışırken, ana sorgu çalıştırıldığında ilişkili tüm verilerin hemen yüklenmesi yöntemidir. Bu, bir veri tablosu ile ilişkili diğer tabloların verilerinin tek bir sorgu ile önceden yüklenmesi anlamına gelir. Örneğin, bir e-ticaret sitesinde müşterilerin siparişlerini gösterirken, müşteri bilgileri, sipariş detayları ve ürün bilgileri tek bir sorguyla çekilebilir. Bu yöntem, gereksiz sorgu sayısını azaltarak ve sayfa yükleme süresini kısaltarak performansı artırabilir.
Eager Loading Nasıl Çalışır?
Teknik Süreç ve Mekanizmalar
Eager loading işlemi, ORM çerçeveleri tarafından genellikle tek bir SQL sorgusu ile gerçekleştirilir. Bu sorgu, ilişkili tabloları "join" operasyonları ile birleştirerek gerekli tüm verileri tek seferde çeker. Bu teknik, özellikle ağ trafiğini ve veritabanı yükünü azaltma konusunda etkilidir.
Eager Loading’i Destekleyen Programlama Dilleri ve Çerçeveler
Java, C#, Python gibi dillerdeki popüler ORM çerçeveleri olan Hibernate, Entity Framework ve Django, eager loading desteği sunar. Bu çerçeveler, geliştiricilere sorgu optimizasyonu konusunda geniş seçenekler sunarak, uygulamanın performansını artırma fırsatı verir.
Eager Loading’in Avantajları
Eager Loading'in en büyük avantajı, uygulamanın performansını önemli ölçüde artırmasıdır. Birden fazla sorguyu tek bir sorguya indirgeyerek veritabanına yapılan istek sayısını azaltır, bu da özellikle büyük veri setleriyle çalışırken zaman ve kaynak tasarrufu sağlar. Ayrıca, kullanıcı deneyimi üzerinde de olumlu etkiler yaratır; kullanıcılar bir web sayfası veya uygulamada gezinirken daha az yükleme süresiyle karşılaşır.
Eager Loading’in Dezavantajları
Her ne kadar pek çok avantajı olsa da, Eager Loading bazı durumlarda yüksek hafıza kullanımına ve gereksiz veri yüklemesine yol açabilir. Özellikle kullanılmayacak verilerin önceden yüklenmesi, sistem kaynaklarının boşa harcanmasına neden olabilir. Bu yüzden, Eager Loading kullanımı iyi planlanmalı ve sadece gerçekten ihtiyaç duyulan durumlar için kullanılmalıdır.
Eager Loading Uygulamaları
Web uygulamalarında Eager Loading, özellikle karmaşık veritabanı yapılarına sahip, birden fazla tabloya dayanan sorgular için idealdir. Örneğin, bir sosyal medya platformunda, bir kullanıcının profil bilgileri, gönderileri, gönderilerdeki yorumlar ve beğeniler tek bir sorgu ile çekilebilir. Bu, veri tabanı yükünü azaltır ve uygulamanın daha hızlı ve verimli çalışmasını sağlar.
Eager Loading ile Lazy Load Karşılaştırması
Lazy Load, verilerin sadece ihtiyaç duyulduğu anda yüklenmesi prensibine dayanır. Bu yöntem, özellikle kullanıcıların tüm verilere anında erişmesinin gerekmediği durumlarda, kaynak kullanımını optimize eder. Ancak, Eager Loading ve Lazy Load'un her ikisi de belirli senaryolarda avantajlar sunar. Geliştiriciler, uygulamanın gereksinimlerine ve beklenen kullanıcı davranışlarına göre en uygun yöntemi seçmelidir.
Eager ve lazy loading arasındaki temel fark, veri yükleme zamanlamasıdır. Eager loading, verileri önceden yüklerken, lazy loading ise sadece verilere erişim sağlandığında yüklemeyi gerçekleştirir. Bu nedenle, uygulamanın gereksinimleri, veri yapısı ve kullanıcı davranışları bu iki teknik arasında seçim yaparken dikkate alınmalıdır.
Sonuç
Eager Loading, veri yükleme stratejileri arasında önemli bir yer tutar ve doğru kullanıldığında uygulama performansını önemli ölçüde artırabilir. Ancak, her projenin ihtiyaçları farklı olduğu için, hangi durumda Eager Loading veya Lazy Loading kullanılacağını belirlemek, projenin başarısında kritik bir rol oynar.
Eager loading, modern uygulama geliştirmede, özellikle veri yoğun ortamlarda, verimliliği ve performansı artırma potansiyeline sahiptir. Uygun durumlarda akıllıca kullanıldığında, kullanıcı deneyimini önemli ölçüde iyileştirebilir ve geliştiricilere, veritabanı sorgularını daha etkin yönetme olanağı sunar.
0 notes
ihaledanismani · 1 year
Link
ihalede sunulan gelir tablosunda toplam cironun teklif edilen bedelin %25 oranını sağlamadığı, toplam ciro için; gelir tablosundaki brüt satışlar tutarından, satıştan iadeler, satış iskontoları ve diğer indirim tutarlarının düşülmesi gerektiği hk itiraz
0 notes
elazigsurmanset · 2 months
Text
EÜ Kreş Özelleştirmesi Meclise Taşındı!
Tumblr media
Ege Üniversitesi kreşinin özelleştirilmesine karşı tepkiler sürüyor. Geçtiğimiz hafta sağlık iş kolundaki sendikalar, EÜ Rektörlüğüne tepkilerini dile getirdi. Tasarruf Adı Altında Kreşin Özelleştirilmesini Kabul Etmiyoruz Ege Üniversitesi Kreşinde sağlık emekçilerinin ve hastane personelinin çocukları yararlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Ege Üniversitesi kreş sorunu hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir haber geldi. Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Ege Üniversitesindeki kreşin ‘zarar ettiği’ gerekçesiyle kapatılmasını meclis gündemine taşıdı. Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Ege Üniversitesi’ndeki kreşin “zarar ettiği” gerekçesiyle kapatılmasını meclis gündemine taşıdı. Karaca, “Kamuda Tasarruf Paketi adı altında Ege Üniversitesi Hastanesi Kreşi’nin özelleştirilmesini kabul etmiyoruz. Kamuda Tasarrufta öncelik çocuklarımızı emanet ettiğimiz kreşler midir  Haklarımızdan ve Mücadelemizden Vazgeçmiyoruz  7/24 Ücretsiz Kreş İstiyoruz” dedi.  EMEP’li Karaca, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’den şu soruların yanıtını istedi: TİS ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m. 191 ile düzenlenen okul öncesi eğitim hakkının kaldırılmasının hukuki dayanağı nedir? Ege Üniversitesinde istihdam edilen işçi, memur, akademisyen, eğitimci, sağlık çalışanı dahil olmak üzere personel sayısı kaçtır? Personelin meslek ve cinsiyet dağılımı nasıldır? Ege Üniversitesinde istihdam edilen kadın personelden kaç tanesinin 0-6 yaş çocuğu vardır? Bunlardan kaç tanesinin çocuğu üniversite bünyesindeki kreş ve anaokulunda eğitim görmektedir? Ege Üniversitesinin kreş ve anaokulunun 2023-2024 yılı için yıllık ya da aylık ücreti ne kadardır? Yıllık okul ücreti dışında velilerden ne tutarda malzeme ve kırtasiye parası alınmaktadır? Ege Üniversitesinin kreş ve anaokulunda kaç personel çalışmaktadır? Öğretmen ve diğer personelin aylık ücretleri, SGK primleri ve diğer giderleri ne kadardır? Ege Üniversitesinin kreş ve anaokulunun son 10 yıllık gelir ve gider tablosu nasıldır? Kreş ve anaokulunu mevcut durumda ne kadar “zarar” etmiştir? Kurumun kapatılmasıyla tasarruf edilecek miktar nedir? Devletin kendi personeline hizmet vermek üzere faaliyet gösteren sosyal tesislerin kâr amacı var mıdır? Varsa bu amaç hangi mevzuatla düzenlenmiştir? Kurumun özelleştirilmesi söz konusu mudur? (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Read the full article
0 notes
onmuhasebeprogramlari · 2 months
Text
Bilgisayarlı Ön Muhasebe nedir? Bilgisayarlı Ön Muhasebenin ticari işletmelerdeki kullanım alanları nelerdir?
Ön muhasebe, bir işletmenin finansal işlemlerinin kaydedilmesi, düzenlenmesi ve raporlanması sürecini kapsayan bir muhasebe dalıdır. İşletmelerin günlük muhasebe işlemlerini yöneten ön muhasebe departmanı, genellikle şu görevleri üstlenir:
Fatura İşlemleri: İşletmenin aldığı ve gönderdiği faturaların kaydedilmesi ve muhasebe kayıtlarına geçirilmesi ön muhasebenin temel görevlerindendir. Bu süreçte faturaların doğruluğu kontrol edilir, vergi bilgileri eklenir ve muhasebe programına kaydedilir.
Cari Hesaplar: Müşteri ve tedarikçi hesaplarının yönetimi ön muhasebenin önemli bir parçasıdır. Müşteri hesaplarına yapılan satış faturaları kaydedilirken, tedarikçi hesaplarına yapılan alış faturaları kaydedilir. Bu hesaplar güncel tutularak borç-alacak ilişkileri ve finansal ilişkiler izlenir.
Banka İşlemleri: İşletmenin banka hesaplarından yapılan tüm hareketlerin takibi ve kaydı ön muhasebe tarafından yapılır. Bu banka işlemleri arasında gelen ve giden havaleler, çek işlemleri, banka komisyonları gibi tüm finansal hareketler bulunur. Bu işlemler muhasebe programına kaydedilerek günlük olarak güncel tutulur.
Personel Ödemeleri: İşletmedeki çalışanların maaş ödemeleri, vergi kesintileri, sigorta primleri gibi ödemelerin hesaplanması ve takibi ön muhasebe tarafından yapılır. Personel ödemeleri zamanında ve doğru şekilde muhasebeleştirilerek işletmenin maliyetlerinin doğru yönetilmesi sağlanır.
Muhasebe Kayıtları: Ön muhasebe departmanı, işletmenin günlük finansal hareketlerini kayıt altına alır. Bu kayıtlar gelir-gider hesaplarını ve diğer finansal hesapları içerir. Muhasebe kayıtları, genel muhasebe sürecinin temelini oluşturur ve finansal raporlama sürecinde önemli bir rol oynar.
Raporlama: Ay sonu veya dönem sonu gibi belirli periyotlarda ön muhasebe departmanı finansal raporlar hazırlar. Bu raporlar genellikle bilanço, gelir tablosu, nakit akış tablosu gibi finansal durum ve performansı gösteren raporlardır. Yöneticilere ve dış paydaşlara sunulacak olan bu raporlar, işletmenin finansal sağlığını değerlendirmek için kullanılır.
Ön muhasebe işlemleri, işletmenin genel muhasebe sürecinin bir parçasıdır ve finansal yönetimdeki diğer departmanlarla sürekli olarak etkileşim halindedir. Ön muhasebe programı kullanarak işletmeler tüm hesaplarını düzenli bir şekilde tutabilir. Bu süreç, işletmenin finansal sağlığını izlemek ve raporlamak için temel bir rol oynar.
Ön muhasebe tutmanın işletmelere faydaları nelerdir ?
Ön muhasebe tutmanın işletmelere sağladığı faydalar şunlar olabilir:
Finansal Kontrol Sağlama: Ön muhasebe, işletmenin günlük finansal hareketlerini kaydederek ve takip ederek finansal kontrolün sağlanmasına yardımcı olur. Bu sayede işletme sahipleri ve yöneticiler, işletmenin mali durumunu sürekli olarak gözlemleyebilirler.
Yasal Yükümlülüklerin Yerine Getirilmesi: Vergi ödemeleri, sosyal güvenlik primleri gibi yasal yükümlülüklerin takibi ve zamanında ödenmesi, ön muhasebe tarafından sağlanır. Bu şekilde işletme yasal mevzuatlara uyumlu hareket eder.
Karar Almada Destek Sağlama: İşletme sahipleri ve yöneticiler, güncel ve doğru finansal bilgiler üzerine kararlarını şekillendirirler. Ön muhasebe sayesinde işletmenin finansal performansı hakkında detaylı raporlar elde edilir, bu da stratejik karar alım süreçlerini destekler.
Maliyet Kontrolü ve Optimizasyon: Ön muhasebe, gelir ve giderlerin doğru bir şekilde kaydedilmesini sağlar. Bu sayede işletme, maliyetleri yönetebilir, gereksiz harcamaları azaltabilir ve verimliliği artırabilir.
Yatırımcı ve Kredi Kuruluşları İle İletişimde Kolaylık: İşletmenin finansal durumu düzenli olarak kaydedilip raporlandığı için, yatırımcılar veya kredi kuruluşlarıyla iletişimde işletme daha güvenilir bir görünüm sergiler. Bu da işletmenin finansal sağlığını ve güvenilirliğini artırır.
Muhasebe Süreçlerini Kolaylaştırma: Ön muhasebe, genel muhasebe sürecini kolaylaştırır. Günlük finansal kayıtların düzenli tutulması, ay sonu ve dönem sonu kapanışlarının daha düzenli ve hızlı yapılmasını sağlar.
Denetim ve Denetçilerle İlişkilerde Yardımcı Olma: İşletmelerin denetim süreçlerini kolaylaştırmak için düzenli ve doğru kayıtlar tutulması önemlidir. Ön muhasebe, denetçilerle olan ilişkilerde işletmeye yardımcı olur ve denetim süreçlerini daha sorunsuz hale getirir.
Bu faydalar işletmelerin ön muhasebe tutmalarının önemini ve gerekliliğini ortaya koyar. Güçlü bir ön muhasebe sistemi, işletmelerin finansal sağlamlığını korumalarına ve büyümelerine yardımcı olur.
Tumblr media
Türkiye’de kullanılan ön muhasebe programları nelerdir ?
Türkiye'de kullanılan ön muhasebe programları çeşitli firmalar tarafından geliştirilmiş ve yaygın olarak kullanılmaktadır. İşte Türkiye'de yaygın olarak kullanılan bazı ön muhasebe programlarından bazıları:
Logo Go Plus: Logo'nun sunduğu bu çözüm, küçük işletmeler için kullanımı kolay bir ön muhasebe programıdır. Temel muhasebe işlevlerini ve raporlama özelliklerini içerir.
Nebim Winner: Nebim'in geliştirdiği Winner programı, perakende ve toptan ticaret işletmeleri için tasarlanmış kapsamlı bir ERP çözümüdür. Finansal yönetim modülleri arasında ön muhasebe işlevleri de bulunur.
Mikro Ön Muhasebe: Mikro Yazılım tarafından geliştirilen bu program, küçük işletmelerin ve esnafların ön muhasebe ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirilmiştir. Fatura kesme, cari hesap takibi, banka işlemleri gibi işlevleri içerir.
Fenesoft Ön Muhasebe Pro: kullanıcı dostu bir arayüze sahip olup, kullanıcıların kolaylıkla işlem yapabilmesini sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Türkiye'deki küçük ve orta ölçekli birçok işletme tarafından tercih edilen bu program, genellikle muhasebe bilgisi olmayan kullanıcıların dahi rahatlıkla kullanabileceği bir arayüze sahiptir. Stok, Cari, Fatura, Çek, Senet, Teklif, Sipariş, Personel gibi modülleri içerir.
Netsis Ön Muhasebe: Netsis'in geliştirdiği bu program, işletmelerin finansal yönetim ihtiyaçlarına yönelik kapsamlı bir çözüm sunar. Genişletilmiş raporlama ve analiz özellikleri ile ön plana çıkar.
Akınsoft Ön Muhasebe Programı: Akınsoft WinMuhasebe, kullanıcı dostu bir arayüzle tasarlanmış olup, muhasebe bilgisi olan veya olmayan kullanıcılar tarafından da kullanılabilecek şekilde geliştirilmiştir. Türkiye'de birçok farklı sektörde faaliyet gösteren işletmeler tarafından tercih edilen bir ön muhasebe yazılımıdır.
Bu programlar Türkiye'de sıkça kullanılan yazılımların başında yer almaktadır. İşletmelerin büyüklüğüne, sektörüne ve ihtiyaçlarına göre farklı programlar tercih edilebilir. Ayrıca, her geçen gün yeni yazılımlar geliştirilmekte ve piyasaya sunulmaktadır, bu nedenle seçenekler sürekli olarak genişlemektedir.
Ticari program kullanmanın faydaları nelerdir?
Ticari programlar sayesinde işletmeler birçok fayda sağlar. İşte ticari program kullanmanın başlıca faydaları:
1. Verimlilik Artışı : Ticari programlar, işletmelerin günlük operasyonlarını daha hızlı ve verimli bir şekilde yönetmelerini sağlar. Otomasyon özellikleri sayesinde tekrarlayan işlemler kolaylıkla gerçekleştirilebilir, zaman kaybı minimize edilir.
2. Doğruluk ve Hassasiyet : Manuel işlemlerin yerini alan ticari programlar, veri girişi hatalarını azaltır ve muhasebe kayıtlarının doğruluğunu artırır. Bu da finansal raporların güvenilirliğini ve doğruluğunu sağlar.
3. Maliyet Tasarrufu : İşletmeler, ticari programlarla personel işgücü maliyetlerini azaltabilirler. Otomasyon sayesinde daha az insan gücüyle daha fazla iş yapılabildiği için işletme maliyetleri düşer.
4. İş Süreçlerinin İyileştirilmesi : Ticari programlar, iş süreçlerini standartlaştırarak ve optimize ederek işletmelerin daha verimli çalışmasını sağlar. İşletmeler, süreçlerini daha iyi yönetebilir, gereksiz adımları ortadan kaldırabilir ve iş akışlarını hızlandırabilir.
5. Karar Alma Süreçlerinin Desteklenmesi : Ticari programlar, işletme yöneticilerine gerçek zamanlı ve doğru verilere dayalı kararlar almalarında yardımcı olur. Finansal raporlar, analizler ve özel raporlama seçenekleri sunarak stratejik kararların daha bilinçli şekilde alınmasını sağlar.
6. Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) : Ticari programlar aracılığıyla işletmeler müşteri ilişkilerini daha iyi yönetebilirler. Müşteri verileri, satış fırsatları ve iletişim geçmişi gibi bilgiler kolaylıkla takip edilebilir ve analiz edilebilir.
7. Yasal Uyum ve Raporlama Kolaylığı : Ticari programlar, vergi yükümlülükleri gibi yasal gereksinimlere uygun olarak işletmelerin raporlama yapmasını kolaylaştırır. Vergi beyannameleri, KDV raporları gibi zorunlu raporlar otomatik olarak hazırlanabilir ve ilgili kurumlara gönderilebilir.
8. Rekabet Avantajı Sağlama : İyi seçilmiş ve doğru şekilde kullanılan ticari programlar, işletmeye rekabet avantajı sağlar. Verimlilik artışı, müşteri memnuniyeti ve operasyonel mükemmellik gibi faktörler işletmenin pazardaki konumunu güçlendirir.
Bu faydalar, işletmelerin günümüzün karmaşık iş dünyasında rekabet edebilmesi ve sürdürülebilir büyüme sağlayabilmesi için ticari program kullanımının önemini vurgular. Her işletmenin ihtiyaçlarına ve sektörüne uygun olarak doğru bir ticari program seçilmesi ve etkili bir şekilde kullanılması büyük önem taşır.
1 note · View note
doriangray1789 · 2 years
Text
Alexandre Cabanel – Düşmüş Melek tablosu Bölüm  Neoklasizmin yeni sentezlerle harmanlanmış,hayal gücü ve inancın güçlü duygularıyla tabloya yansıtılmış.. bu gördüğümüz eser bizlere Şeytan ile empati yapma şansını sunması ve bunu büyüleyici bir görsellik eşliğinde başarmasıyla sanat tarihinin en ikonik eserlerinden birini oluşturuyor. Alexandre Cabanel burada içimizdeki şeytana, kalbi kırık ve öfkeli olduğumuz anlara götürüyor bizi. Resme baktığımızda çok yoğun bir duygu alışverişi içine girersiniz. Hem de Şeytanla…Onu anladığınızı ve hissettiğinizi düşünürsünüz. Değersiz hissettiğiniz, yalnız hissettiğiniz bir anda burada gördüğünüz şeytana bakmak bir nevi rahatlatabilir. İçi öfke ve kinle dolmuş bu güzel figür bizim içimizdeki günahkarın bir yansıması gibidir. Alexandre Cabanel burada Lucifer’ı ele alıyor. Lucifer adı ‘Işık veren’ anlamına gelir. Yani gördüğümüz bu iblis aslında güzellik ve zarafet ile donatılmış bir yaratık olduğu için sanatçı da onu olabildiğince güzel resmetmeyi amaçlamış.Bunu kutsal metinlere yakışır bir şekilde yaptığını da söyleyebiliriz. Latince ‘Gün Yıldızı’ anlamına gelen adıyla çok da kötü görünümlü birini çağrıştırmıyor bizlere. Alexandre Cabanel buradaki şeytan tasvirini büyük oranda Tevrat metinlerinde geçen haline dayanarak resmediyor. ‘’Sen güzeller ve bilgeler içinde en mükemmeldin. Tanrı’nın bahçesinde, Eden’deydin. Elbiselerin işlemeli taşlarla ve altınlarla süslüydü.Bunlar sana yaratıldığında verildi. Gücünden ve kudretinden dolayı seni bekçim yaptım. Tanrının kutsal dağına ve ateş tarlalarına girebiliyordun. Yaptığın hiçbir şeyden sorumlu tutulmuyordun. Sonunda için kötülükle doldu. Şiddeti yarattın ve günahkar oldun. Bu yüzden seni tanrı dağından men ettim. Seni ateş tarlalarının bekçiliğinden men ettim. Güzelliğinden dolayı için kibirle doldu. Bilgeliğini ise kibrin ve ünün için kullandın. İçindeki ateşle birlikte seni dünyaya hapsettim. Senin peşinden gelenlerle birlikte sonsuz ateşler içinde yanacak, küllere dönüşeceksin. Bu senin için feci sondur.’’ Bu resimde gördüğümüz Lucifer kibrinden dolayı insana boyun eğmeyi reddetmiş, hırsının kurbanı olmuş ve cennetten henüz sürülmüştür. Michelangelo’nun Musa heykeli ne kadar erdemli bir öfkeyi, hiddeti ve iradeyi temsil ediyorsa Alexandre Cabanel’in şeytanı da o kadar sonsuz öfke, kin ve günahkarlığı temsil eder. azarlanmış ve sürülmüş cehennem prensinin yaşlı gözlerini büyük bir güç ve kin ile boşluğa doğru diktiğini görüyoruz. Gözlerindeki yaşlar ve kırmızılıklar bize hem duygusal bir acıyı hem de cehennem ateşinin vereceği fiziksel acıyı çağrıştırıyor.
Şeytan, Dante’ye şöyle dedi; Tanrıyı gerçekten tanısaydın, sen de ihanet ederdin… Bugün sizlere Fransız ressam Alexandre Cabanel ’in ” Düşmüş Melek ” adlı eserinden bahsedeceğim. Alexandre Cabanel – Düşmüş Melek tablosu Bölüm -2- Gözlerindeki yaşlar masumane değil. Söylemese bile o an içinde fırtınaların koptuğunu ve sadece bakışlarından yola çıkarak intikam için yanıp tutuştuğunu hissediyoruz. Kendi intikamlarımız, ucuz kibrimiz ve aciz kindarlığımızı hatırlatıyor hem Lucifer hem de kendimiz adına üzülüyoruz. Alexandre Cabanel bu denli duygu yüklü bir sahneyi tek bir amaç uğruna yapıyor aslında. Dönemin duygusuz eserlerine bir tepki olarak… Seçtiği konu bakımından tüm kuralları çiğnediğini düşünürsek, akademiden dışlanan bir düşmüş melektir Cabanel… Sürgün edilmiş, dışlanmış ve intikam yemini etmiş olan bu güzel Lucifer, çoğu açıdan içimizde acı ile karışık değişik bir haz veriyor bizlere.Aslında Lucifer’a üzülmekten çok bakışlarının arkasındaki öfkeden etkileniyoruz. Bakışları, vücut duruşu, kanatları ve rüzgarda savrulan saçlarıyla o kadar etkileyici ki ondan korkmak ya da onun için üzülmek mümkün değil. Neredeyse öfkesinde haklılık bulabileceğimiz, empati yapabileceğimiz bir iblis ile karşı karşıyayız. Kendi isyanlarımızı, başkaldırılarımızı düşündürüyor. Tıpkı Cabanel’in Akademiye başkaldırısı gibi… Şeytan öfkesini o kadar güçlü bakışlarla yansıtıyor ki bu öfkeye maruz kalacak kimseye acıyor ve bir yandan da ressamın güçlü fırça darbeleri karşısında hayranlıkla karışık gülümsemekten bahsetmek mümkün Sergilendiği zamandan itibaren yıllarca kabul görmeyen ve ciddi eleştiriler alan bu eser Cabanel’in de duygularını çok iyi yansıtıyor. Bu gözler belki de akademinin eski kafalı jürilerine bakıyor… Onun cehennemi bizim dünyamız ve bir gün o bizi kendi dünyasında ağırlayacağı günü bekliyor… Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sanatla kalın.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
6 notes · View notes