#gelin çiçeği
Explore tagged Tumblr posts
rayhaber · 1 month ago
Text
Dr. Onur Çamlı'nın Düğün Eğlencesi ve Evlilik Hakkındaki Düşünceleri
Onur Çamlı’nın Düğün Macerası Erzurum Teknik Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü’nde görevli Dr. Öğretim Üyesi Onur Çamlı, yakın arkadaşının düğününe katıldı. Düğün, eğlenceli anlarla doluydu ve davetliler keyifli vakit geçirdi. Düğünün en dikkat çekici anlarından birinde, gelin çiçeğini atma aşamasına geldiğinde bekar arkadaşları heyecanla gelinin arkasına geçerek çiçeği yakalamak için…
0 notes
betadene · 3 months ago
Text
ALURA FLOWERS
Tumblr media
Günümüzde özel anların anlamını daha da derinleştirmek için çiçeklerin önemli bir yeri var. Aluraflowers.com, nişan, söz ve isteme gibi hayatın unutulmaz anlarını daha da özel kılmak için zarif çiçek seçenekleri sunuyor. İsteme çiçeği olarak bilinen, genellikle evlilik teklifi sırasında sunulan çiçekler, sevginin ve bağlılığın sembolü olarak karşımıza çıkar. Söz çiçeği ise yeni bir başlangıcın müjdecisi olarak anlam taşırken, nişan çiçekleri, bu özel günün şıklığını tamamlar. Ayrıca, yapay isteme çiçekleri, kalıcılığı ve estetik görselliğiyle tercih edilen bir alternatif olarak göz dolduruyor. 
İsteme Çiçeği
Her kültürde önemli bir yeri olan genç kızların evlilik yolundaki ilk adımda şıklık ve zarafet temsilcisidir. Aileler, kızlarının evlilik yolunda atacağı önemli adımı kutlamak için bu çiçeği tercih ederler. Genellikle, isteme merasimi sırasında sunulan çiçekler, geleneklerin ve ailelerin bağlılıklarını simgeler.
İsteme çiçeği çeşitleri arasında güller, lilyalar ve orkide gibi çiçekler öne çıkar. Bu çiçekler, hem estetik görünümleriyle hem de derin anlamlarıyla genç çiftler için özel bir yer tutar. Aileler, bu çiçekler aracılığıyla sevgi ve mutluluk dileklerini ifade eder.
Günümüzde birçok kişi, özel günlerde kullanılacak İsteme çiçeği için yapay seçenekleri de değerlendirmektedir. Böylece, çiçeklerin tazeliğini ve güzelliğini uzun süre korumak mümkündür. Yapay isteme çiçeği, gerçek çiçekler kadar zarif görünebilmektedir ve aynı zamanda kalıcı bir hatıra olarak saklanabilir.
Ayrıca, Söz çiçeği ve Nişan çiçeği gibi diğer önemli çiçekler de isteme merasimi ile sıkı bir bağlantı içindedir. Tüm bu çiçekler, bir yaşamın en güzel dönemlerini kutlamak için özel birer simge olarak kullanılmaktadır.
Söz Çiçeği
Söz çiçeği, hayatınızda önemli bir yere sahip olan özel günlerde tercih edilen özel çiçeklerdir. Genelde evlilik teklifleri veya söz merasimleri sırasında kullanılır. Bu özel günlerde, çiftlerin birbirlerine duyduğu sevgiyi ve bağlılığı simgeler. Her ne kadar doğal çiçekler arasında birçok seçenek bulunsa da, yapay isteme çiçeği son yıllarda popülerlik kazanmaktadır.
Söz çiçeği, yalnızca görsel güzellik sunmakla kalmaz, aynı zamanda anıların kalıcılığını da temsil eder. Doğal çiçeklerin renkleri ve kokuları güzel olsa da, bazıları çok kısa sürede solup gidebilir. Bu durumda, yapay isteme çiçeği seçenekleri, istenilen estetiği sağlarken aynı zamanda uzun ömürlü bir hatıra oluşturur.
Söz merasimi sırasında sunulan çiçekler, genellikle taze ve canlı renkte olmalıdır. İsteme çiçeği olarak da bilinen bu çiçekler, sevgiyi ve nezaketi simgeler. Doğru seçimler yaparak, bu özel anı daha da anlamlı hale getirebilirsiniz.
Seçtiğiniz söz çiçeği ile birlikte, gelin ve damat adaylarına hitap eden zarif bir sunum yaparak, unutulmaz bir an yaratabilirsiniz. Çiçeklerin aranjmanları ve renk uyumları dikkatle seçilmeli, mutluluğunuzu ve sevginizi yansıtacak şekilde düzenlenmelidir.
Nişan Çiçeği
Nişan çiçeği, hayatınızdaki en özel anlardan birini kutlarken tercih edeceğiniz önemli bir detaydır. Nişan törenlerinde genellikle şık ve göz alıcı çiçekler tercih edilir. Bu özel gün, hem nişan yüzüğü takma anı hem de ailelerin bir araya geldiği bir etkinlik olduğu için, nişan çiçeği seçiminde dikkatli olunmalıdır.
Nişan çiçeği, gelinin mutluluğunu ve coşkusunu simgelerken, aynı zamanda çiftin aşkını da temsil eder. Genellikle beyaz, pembe ve pastel tonlarında çiçekler tercih edilir. Böylelikle, nişan töreninin ambiyansına uygun bir görünüm sağlanmış olur.
Ayrıca, nişan çiçeklerinin yanı sıra, istek çiçeği ve söz çiçeği gibi kavramlar da bu süreçte önemli bir yer tutar. İsteğe bağlı olarak, yapay çiçekler de tercih edilebilir. Yapay isteme çiçeği seçenekleri, çeşitli renk ve modellerde bulunarak, her zevke hitap eder. Bu tür çiçeklerin en büyük avantajı, uzun ömürlü olmaları ve her mevsim kullanılabilmeleridir.
Nişan çiçeği farklı tasarımlar ve kombinasyonlarla da sunulabilir. Örneğin, yerden yüksek vazolar içerisinde sunulmuş çiçek aranjmanları ya da masaların üzerinde yer alan küçük demetler estetik bir görünüm yaratır. Tüm bu detaylar, nişan gününüzün daha da özel ve unutulmaz hale gelmesine yardımcı olur.
Sonuç olarak, nişan çiçeği seçimi, bu özel günün atmosferini tamamlayacak önemli bir unsurdur. Doğru seçimler yaparak, hem görselliği artırabilir hem de bu özel anınızı unutulmaz kılabilirsiniz.
Yapay İsteme Çiçeği
Yapay isteme çiçeği son yıllarda popülaritesi artan bir organizasyon unsuru haline gelmiştir. Geleneksel olarak, istek çiçeği olarak adlandırılan bu çiçekler, özel günlerde hediye olarak verilirken, yapay versiyonları da kalıcı bir alternatif sunmaktadır.
Bazı çiftler, dayanıklılığı ve uzun ömürlülüğü sebebiyle yapay isteme çiçeği tercih etmektedir. Düğün öncesi yapılan isteme törenlerinde, bu çiçeklerin kullanımı hem pratik hem de estetik bir seçenek sunar. Yapay çiçekler, birçok farklı renk ve modelde olduğu için her tarza ve konsepte uyum sağlar.
Ayrıca, yapay isteme çiçeği kullanımı, iade edilemeyecek, solup gidilecek çiçeklerin aksine sürekli bir hatıra bırakır. Bu nedenle, çiftler için özel bir anlam taşıyan çiçeklerdir.
Söz çiçeği ve nişan çiçeği gibi diğer organizasyon öğeleri ile birlikte kullanıldığında, yapay çiçekler mekan süslemesinde bütünlük sağlar. Özellikle, açık hava etkinliklerinde, hava koşullarına bağlı kalmadan şık bir görünüm elde etmek için idealdirler.
Son olarak, yapay çiçekler çevre dostu bir seçenek olma özelliğine de sahiptir. Doğal çiçeklerin tükendiği ve suya ihtiyaç duyduğu düşünülürse, yapay isteme çiçeği kullanımının sürdürülebilir bir tercih olduğu açıkça görülmektedir.
1K notes · View notes
renklib · 3 months ago
Text
FLOWSATELİER - PLATİN
Tumblr media
Hayatımızın en özel anlarını süsleyen çiçekler, duygularımızı en güzel şekilde ifade etmenin yolu. İster isteme, ister söz, ister nişan olsun, her bir dönüm noktası kendine özgü bir anlam taşır ve bu anları daha da özel kılacak detaylar gerektirir. İsteme çiçeği, söz çiçeği ve nişan çiçeği gibi farklı çiçek düzenlemeleri, bu özel anların unutulmaz kılınmasına yardımcı olurken, yapay isteme çiçekleri ise pratik ve kalıcı bir alternatif sunar. 
İsteme Çiçeği
İsteme çiçeği, Türkiye'deki geleneksel evlilik ritüellerinin önemli bir parçasıdır. İki ailenin bir araya gelmesi ve nişanın başlangıcı olan bu süreçte, tanışma ve isteklerin iletilmesi büyük bir anlam taşır. Özel günlerinizi daha da anlamlı kılmak için, flowsatelier.com adresinden temin edebileceğiniz şık ve zarif çiçekler, bu özel anı unutulmaz kılacaktır.
Geleneksel olarak, isteme sürecinde bazı çiçekler tercih edilir. Bunlar, sevgi ve bağlılık sembolü olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda, İsteme çiçeği seçerken, ihtişamlı ve göz alıcı bir görünüm sunan çiçekleri tercih etmek önemlidir. Damarmanıza uygun çiçekleri bulmak, bu özel aktivitede duygularınızı en iyi şekilde ifade etmenize yardımcı olacaktır.
Artık, yapay çiçekler de popülaritesini giderek arttırmaktadır. Yapay isteme çiçeği, doğal çiçeklere oranla daha uzun ömürlü ve bakımı kolay bir alternatiftir. Misafirlerinizi ağırladığınız bu özel günde, ortamınıza renk katacak olan yapay çiçekler, şıklığı ile dikkat çekerken, aynı zamanda zarafet katacaktır.
Özellikle suluğunuz, doğal güzellikleri kaybetmeden günümüz modern dokunuşlarını yansıtmak istiyorsanız, flowsatelier.com gibi kaliteli ve özel tasarım çiçekler sunan yerlerden yardım alabilirsiniz.
Söz Çiçeği
Söz çiçeği, hayatınızdaki en özel anlardan birini kutlamanın güzel bir yolu olarak öne çıkıyor. Bu süreçte İsteme çiçeği ile başlayan gelin adaylarının, söz merasimi sırasında sevdikleriyle paylaştıkları bu anlamlı jest, duygusal bir bağ oluşturur. Söz çiçeği, genellikle çiftin aileleri arasında bir yakınlaşmayı simgeler ve bu nedenle dikkatle seçilmelidir.
Modern gelinler için Yapay isteme çiçeği alternatifleri de oldukça popüler hale gelmiştir. Uzun ömürlü ve her an taze kalabilen bu çiçekler, sözün yıldönümünde veya başka özel günlerde tekrar tekrar kullanılabilir. Flowsatelier.com’da, sizin için özenle hazırlanmış yapay çiçek seçenekleri bulabilir, bu özel anınızı daha da unutulmaz kılacak tasarımlar seçebilirsiniz.
Söz çiçekleri, pek çok farklı türde ve renkte mevcut olup, kişinin zevkine göre çeşitlenebilir. Gelinlerin tercih ettiği en yaygın renkler arasında beyaz, pembe ve kırmızı tonları yer almaktadır. Bu çiçekler, genellikle şık bir aranjman ile sunulmakta ve merasimin atmosferine elegan bir hava katmaktadır.
Sonuç olarak, Söz çiçeği hem geleneksel bir anlam taşırken hem de modern dokunuşlarla hayat buluyor. Söz merasiminizi ölümsüzleştirmek için, ihtiyacınıza uygun seçeneği keşfetmek üzere Flowsatelier.com’u ziyaret edebilirsiniz. Bu sayede, en özel anlarınızı minimum zahmetle maksimum güzellikle kutlayabilirsiniz.
Nişan Çiçeği
Nişan, iki insanın hayatlarını birleştirmek için attığı önemli bir adımdır. Bu özel günde kullanılan çiçekler de duyguları ifade etmekte büyük bir rol oynar. sevginin ve bağlılığın sembolü olarak tercih edilmektedir. Bu çiçekler, nişan töreninin atmosferini güzelleştirirken, aynı zamanda anıların da bir parçası haline gelir.
Nişan merasimlerinde genellikle %strong%İsteme çiçeği%strong% ve %strong%Söz çiçeği%strong% gibi özel çiçekler de yer alır. Ancak nişan çiçeği, bu etkinliğe özel olarak seçilen farklı bir anlam taşır. Çiçeklerin renkleri ve çeşitleri, duygu dolu atmosferi daha da yoğunlaştırarak, özel anların unutulmaz olmasına yardımcı olur.
Bazı çiftler, nişan çiçeği olarak doğal çiçekler tercih ederken, bazıları ise %strong%Yapay isteme çiçeği%strong% gibi alternatifleri kullanmayı tercih edebilir. %strong%Flowsatelier.com%strong% gibi platformlar, bu çeşitliliği sunarak her zevke hitap eden nişan çiçekleri temin etmenizi sağlar. Yapay çiçekler, uzun süre taze kalmaları ve farklı renk seçenekleri ile tercih edilmektedir. Bu da özellikle belirli temalara veya renklere uyum sağlamak isteyen çiftler için güzel bir avantajdır.
Nişan çiçeği seçerken, çiftlerin kişisel zevkleri kadar organizasyonun konsepti de göz önünde bulundurulmalıdır. Klasik ve zarif bir görünümden modern ve cesur tasarımlara kadar birçok seçenek bulunmaktadır. Önemli olan, bu özel günde kullanılacak çiçeklerin, aşkın ve mutlu bir geleceğin simgesi olmasıdır.
Yapay İsteme Çiçeği
Yapay isteme çiçeği geleneksel çiçeklere güzel bir alternatif olarak öne çıkmaktadır. Özellikle isteme merasimi gibi önemli günlerde, yapay çiçeklerin kullanımı hem pratiklik sağlar hem de uzun ömürlü olmalarıyla dikkat çeker. Günümüzde birçok kişi flowsatelier.com üzerinden şık ve modern yapay çiçekler alarak bu özel anları daha da anlamlı kılmaktadır.
İsteme sürecinde, en çok tercih edilen çiçeklerden biri olan isteme çiçeği, yapay versiyonlarıyla da beğenilmektedir. Bu çiçekler, doğal görünümleriyle meydan okurcasına göz alıcıdır. Kullanıcılar, söz çiçeği ya da nişan çiçeği gibi farklı alternatiflerden de yararlanarak, isteklerine uygun bir seçim yapabilmektedir.
Yapay isteme çiçeği satın alırken dikkat edilmesi gereken en önemli faktör, çiçeğin kalitesidir. Doğal görünüm, renk uyumu ve doku gibi unsurların mükemmel bir şekilde bir araya gelmesi, özel günlerinizde istenen etkileyiciliği sağlamak için büyük önem taşır. flowsatelier.com gibi güvenilir kaynaklardan alışveriş yaparak, kaliteli yapay çiçeklere ulaşabilirsiniz.
Sonuç olarak, yapay isteme çiçeği kullanımı, hem ekonomik hem de estetik açıdan cazip bir seçenektir. Bu çiçekler, özel anlarınızı daha da özel kılmak ve yıllar geçtikçe hatıralarınızı canlı tutmak adına mükemmel bir tercih olacaktır.
435 notes · View notes
azad30altug · 3 months ago
Text
Yüzü sevgiyle
Kızaran gelin
Paphos'lu Tanrıçanın
eşsiz çiçeği
Gir artık odana
yatağına gir
usulca sev okşa erkeğini
Istekle
yol göstersin sana
akşam yıldızı
Midilli'li kadın şair Safo'dan
Tumblr media
15 notes · View notes
hisboslugu · 5 months ago
Text
gece bir tabut gibi çöker omuzlarıma, bir ölünün iç çekmesi olur rüzgâr. hüzünle düşünürüm uzaktaki bir evi. yıldızlar sayılmaz, hasret uzakta. hasreti bir ben bilirim bir de gecenin gözlerindeki baykuş. baykuş kötü kuş, baykuş çirkin kuş. onu hüznümle güzelleştiririm, hüznümle süsler bir damın üstüne oturturum. süsler, damımın üstüne oturturum. sizi hiç bu kadar yakından görmedimdi. yıldızlar sayılmaz, hasret uzakta. abimin acıyla yontulmuş yüzü yaşlı bir güvercin gibi düşer avuçlarıma, dağılır, ses olur acısı, ezberlediğim bir öğüdü yineler bana. çocuğum, üşütme yüreğini. şimdi hüzün mevsimidir bütün şiirleri gezen. ben doğma büyüme evciyim, göç benim harcım değil. hasret bana çabuk dokunur, yalnızken karanlıktan korkarım. mesela mevsim kışsa, yağmur yağıyorsa, mesela annem de yoksa yanımda, mesela şimşek de çakıyorsa ben çok korkarım, ağlarım. ana bana kurşun dök. dua oku. üfle ana. ana ben daha çok küçüğüm, bana ninni söyle ana. yalnızım, bunu hep söylüyorum. yalnızım, bunu hep söylüyorum. geceyi çarmıha geriyorum, kimseler tapmıyor. hüznümü ölçeğe vuruyorum, yüreğine sığmıyor. her şey ne kadar olabilir, meraklanıyorum. yüzüme dokundukça tırnaklarım kanıyor. yalnızlığımı hüznümle yoğuran gece öyle basitsin ki sen bütün şiirlerin içinde. biliyorum, biliyorum, bunu da biliyorum. gökteki yıldızlar kadar dizeler yazılsa da kendime kendimden başka kendim yok. ne utancımı kuşanan bir sevgi, ne çirkinliğimi öpen bir kız. yalnızlığımdan yalnızlığım yalnız. ana bana bir hâl oldu. hep böyle titriyorum. ana çok üşüyorum, ıhlamur ısıt bana. yıldızlar sayılmaz, hasret uzakta. ben sevgiye hasretim, sevgi uzakta. ey insanlar, ey gecede unutulmuşluğumun yargıçları iğrenerek öpüyorum parmaklarınızı, iğrenerek. hepinizi kucaklıyorum ilkin, ağzınızı, dudaklarınızı, dişlerinizi öpüyorum, bilmiyorsunuz. ben kendimi öpüyorum. cinsel bir çiftleşmedir çarşaflar, ıslak bir gece en fazla kendini çoğaltır. bir solucan vücuduna yeni bir halka ekler, döllenir acı. sevişme daha da erselikleşir. hü'yü tanıdım, size anlatmalıyım bir gün. size bir gün mutlaka hü'yü anlatmalıyım. geceyse, tükenmişse güneşin güçlülüğü gök gözlerinin buğusunu yansıtır. senin acın, acıların ölümüne gebedir. korkma yavrum, ne gece ne geceler senin. suçsuz mızıkçılığını küçültemez, bir çirkini öpmek için uzattığın yüreğini. güzelleşip bir sevginin göğsüne yatmak biraz. biraz yorgun, biraz korkak... bir insan sevmek biraz. dayayıp sırtını gecenin duvarına bir ölünün ağzını, dudağını öpmek biraz. yıldızlar sayılmaz, hasret uzakta. ben sevgiye hasretim, sevgi uzakta. ey kanımda tefler çalan mevsimle gelen, sesimi çakallarla boğan gece hüznüme vur, acımı soy, beni de kuşat. boris karlof kadar masum yüzümü karanlığınla frenkeştaynla. çünkü artık büyütmeliyim içimde nefreti, kalbim ki yıllardır iyiliğe abone. nerde bir insan görse bırakır sevgi kuşlarını. çünkü o bağışlar yargıçlarını, kendi yasalarını kuramayan yargıçlarını. ey gecede unutulmuşluğumun suçluları, ey yanlışlığımın yanlış yargılayıcıları. suçum: nefreti öksüz bırakmak. savunmam: sevgimi yüceltmek içindir. sakalım yok, biliyorum ama kötü değilim. büyükleri sayarım, küçükleri severim. çocukları incitmeden severim. kadını öpmesini bilirim. sizi de, sizi de öpmesini bilirim. ana ben çok yalnızım, benim başka sevgim yok. içimde utanç çiçeği gibi büyüyor hü. kural tanımayan sevgim benim, aykırım, fizikötem, doğaüstüm, yanlışlığım, aşkım. sevgili yanılgım benim, başyargıcım, nefretim, nefretim nerdesin? kalbim, bir gün elbette sana hükmedeceğim. elbet geçer bu hüzün mevsimi. bir baykuş bir serçeyle arkadaş olduğu gün, o gün size sevinci de anlatacağım. bir solucan bir leylekle çiftleştiği gün, o gün bahar mevsimidir, size aşkı anlatacağım ve bir gün elbette yıldızları sayacağım. gelin, kucaklayın beni. yıldızları sayamıyorum.
16 notes · View notes
vaaveyylla · 1 year ago
Text
Gelin, çiçeği atarken masada kuru pasta yiyen kız benim arkadaşlar kjkjkjlh
25 notes · View notes
bbellium · 1 year ago
Text
kocamla kombin uyumumuz - kocamın arabasında poz kesişim - elvan gelin oldu- ona bir dolar taktığım için çirkinleşti- çiçeği yakalayamayacağım diye aklım gitti
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
27 notes · View notes
potikare · 2 years ago
Text
günayydın, yarın küboşumun nikahı var ve ben nikah şahidiyim! nedimelik görevim için yalnız bugün için yapılacak sekiz dokuz tane iş var.
gelinlik provası bugüne sıkıştırmasa olmazmış.
nikah elbisesine şal bakma ve alma.
nikah elbisesini terziye götürme.
çikolatalara sticker yaptırma.
gelin çiçeği için yapay çiçek alma.
elbiseyi terziden alma.
eve gidip gelin çiçeğini yapma.
taşı düşen ayakkabının taşlarını düzeltme.
çikolataları stickerlama ve kapanış.
43 notes · View notes
balkongunlukleri · 1 year ago
Text
Tumblr media Tumblr media
: bugün nasıl bir gündü böyle ya.. bir ara cidden ağlayacak gibi oldum saatlerce bilgisayar başından kalkamadım ve sürekli inputlar gelmeye devam etti… ve bugün yalnızca bir başlangıçtı.. eylül ayı daha fena yoğun geçecek gibi duruyor…
: gün sonunda gerçekten bu yoktu içimden geldi çiçeği aldım arkadaşıma ve kadıköye geçtik - yeni telefon kaplığı aldım ama gözlerim sürekli vitrinlerdeki gitarlara kayıp durdu.. ikimizde benzer işleri yapıyoruz ama o bir ajansta çalışıyor
: onun karnını doyururken bilgisayarı açıp iş yapmaya başladım.. pardon zorunda kaldım ehe ⬇️
Tumblr media
: eve geldikten bu saate kadar tasarım yaptım, bence bitti her şey ama bakalım her an her şey olabilir.. mesela izin alan team lead gruba benzer konu ile ilgili garip bir mesaj attı hdhdjdks bir kaç dakika ekrana bakakaldım - sen tatildesin ve gitmeden üstümüze üstündeki bütün taskları attın bize hsjdjsj daha neyin mesajı bu diyemiyorsun
: eylül 7’de on ay olacak ama gelin bana sorun sanki 1,5 yıldır buradayım.. anlatılacak çok şey var insanın olduğu her de her şey mümkün 🤷‍♀️
3 notes · View notes
elimiel · 1 year ago
Text
Sultan ile son 48 saatte:
Cuma akşamı dans dersine gittik, sonra güzel bir kafede karnımızı doyurup farklı ülkelerin çaylarını yudumladık.
Cumartesi sabah Korupark Avm’de yüzme kursunda @dusenyildizlar ‘ın akrobatik hareketlerine şahit olup bunun gazı ile Decathlon’dan gözlük ve şnorkel aldıksonrasında kısa bir doktor kontrolü ve kapalı çarşıya gittik. Çarşıda araç koyacak yer bulamayınca önce Özdilek Avm’ye gidip hunharca alışveriş yaptık, sonrasında As Merkez Avm’ye gidip kına için takım elbise aldık. Akşam üstü evimize vardığımızda ikimizde bitkin halde kendimizi yatağa attık biraz dinlendik. Sonra ev işleri ve yerleştirme derken saat 3 oldu ve biz bir iş için İstanbul’daki yeni havalimanına gittik, sabah 8’de geldik. Yolda aldığımız simit poğaçalar ile kahvaltı yaptık ve yine yüzme dersine gittik. Sonrasında çarşıya çıkıp gelin buketi, damat yakası çiçeği, taç, kolye küpe gibi şeyler alıp evin yolunu tuttuk. Yolda bime uğrayıp az bi alışveriş, eve gelme, dinlenme, biraz iş güç sonra 2-3 saat uyku ile akşam kalkıp yine harıl harıl iş yaptık. Temizledik düzenledik… Arada bi züccaciyeciye uğrayıp son eksikleri tamamladık ve akşam dokuzda yemek yedik. Sonra düğün ve kınamız için müzikleri seçip son bir dans provası ile geceyi noktalamak için biricik nişanlımı evine bıraktım.
Baya hareketli bir zamandı.
3 notes · View notes
cahitzarifoglusozleri · 2 years ago
Text
Yedi Güzel Adam
Bu insanlar dev midir
Yatak görmemiş gövde midir
bir yara açar boyunlarında
Kolkola durup bağırdıklarında
- Yar kubanın olam
Dağlar önüme durmuş
Ki dağlanam
Çekip pırıl pırıl mavzerler çıkardılar oyluk etlerinden
Durdular ite çakala karşı yarin kapısında
1.
Yedi adam biri bir gün
bir kan gördü
gereğini belledi
yari asla koynuna
Ayırmaz kanı yanından
Beyaz haberlerim var kardeşlerim
- Bir güzel ince gelin
Kabartır göğsünü toz duman içinde
gelinliği durur çıkartıp bıraktığı yerde
İçerlerden bir taşlı tarladan
Kaynayan nehrin gözünde
unutmuş gelin alınlığını
Avuçları sıcacık yumulu bedenine dayalı
Kalın bilekli badem topuklu
Seyirtir o ince gelin
g r e v l i'lere şifalar götürmek için
Beyaz haberlerim var kardeşlerim
- Gölgesiz meydanlara
aklı yağmalayanlar arasından
yayılırsa karanlık fısıltılar
ya da güzel dışlı yapay çiçekleri
Muhtemel bir genç kızın
Başına atılırsa
yedi adamdan biri
Bir gün bir kan göreni
Kabukları soyulmuş
Taze devrilmiş bir ağaç gibi
Çeker çıkarır kendi kadınlarından
Fırlar yataklarından tatlı uykudan
Çıplak yalın ve güzel adaleli
O er alarak
Seyirtir danseder gibi
- Önce sağlam olmalı arkam
O ince gelin
Berilir hemen ardında erin
1000 yıl durmadan en atmış bir çınar gibi
G i d i y o r dansöz gibi
Yere ve göğe açık avucunda o kan
O işlem onda güvercin ve sevap
Onlarda en ağrımalı yara
Ve yollanıyor o güvercin onlara
Güvercin değişiyor gittikçe ondan
Güvercin değişiyor vardıkça onlara
+ ve aman ne uzun sürüyor bir düşman öldürmek +
Yedi adam artık bir kan göreni
Varıyor dengede
Kuğu gibi sarkıyor onlara
akıyor onlara
şiirler söylüyor ve mısralarında
işlek çelik kümeleri
ve kalkıyor her bir ulaşmasında
iki yanında sülüs ve vav gibi
bir vuruşta öldüren elleri
-Karanfil serpercesine
Bir kez daha vurdum ya Allah diye açtığım yaralara
-Güzelin düşmanı güzel olur
güzelin yari güzel olur
O varıyor tüm meydanlara
Kanı okşayarak ve kabartarak
Kanı okşa ve kabart
Ve sonra sabah kahvaltısında
İçinden geçirmekle varsın sofrana
Çocuklarımızın ellerinde büyüyen gagalı şeylerin
Tanrının buyruğu ile ortaya çıkarttığı
Gürbüz bir yumurta
II.
Yedi adam biri bir gün
bir aşk gördü
gereğini belledi
ölüm girse koynuna
Ayırmaz aşkı yanından
Beyaz haberlerim oluşuyor kardeşlerim
Daha ne kadar saklanabilirdik seninle:
Yaylalardan nasıl geçtik
Çobanlara yetişemedik ama uzaktan
zahmetsiz ve hiç kimseye değil gibi konuşan ağızlardan
Ne bilge sözler dinledik
Sığındığımız
Ve içinde saçlarımız göle girmiş gibi ıslanan
O dev O kabul eden O izin veren mağaralar
Yine açık yine buyur'lu
çekildi üstümüzden. - Çalıların
Bilen duruşlarıyla karşılaşırdık koşuşurken gizlilere
Güneşi tez gördük dağlarda
Ormanın ay çiçeği gibi uyanan hayvanlarıyla
İlk iş gövdemizin acıktığını anlamak oldu
Gittik kokladık ekmeğimizi tarlalarda
O gün gezdim seni elllerimle
Söyledin: Geniş vuruyor yüreğin
Ülkeye tez giden ayaklarımla varıyorum
Kanım temizliği seven bir kola atılıyor durmadan
Yıkanmış güneşte yeni kurumuş çarşaflar gibi
Serin ve ürpertici gövden
Yaklaşmaktasın ve & çok yakınıma taşıdığım & güller
Sana canı gönülden aşık oldum meleğim
Kollarına gümüş bilezikler düşündüm
Dostlar buldukça onlara
Kalın kaşlarını övdüm
Güzeldin
Gövden gerilmiş devinmekteydi
Bir tobloda gibi her bakmaya değişen
Karanlık anlamlardan arınan yüzünle
Hakkı verilmiş
Zehirleri alınmış kazanlarda
Demirle birlikte çeliğe koşmaktaydın
Ve döllenmekteydin mengenelerle kucaklanarak
İşçi eğilir bükülür ve doğrulur
Köylü bükülür doğrulur eğilirken
İnsan iyi maden kuyumcuda
Güzeldin & Gövden
Yeni bir iklim gibi yayılmaktaydı karalara
Ağaçlar,kırlardaki hayvanlar kasabadaki insanlarca
İşte davetliydin
Acıktık bıçaklarına kanımızı gütmekteymişin gibi
Gelip acı sözlerin için
Bir çekmece koydun yaralarımıza
Ve ellerin uçuşan yapraklar gibi
Brden
Nasıl yalnız olduğumu anladım
Kimseler yoktu ikimizden başka birbirine bakan
Susuyor sessizce
Aşkla ilerliyorum
Milletim bileniyorum
Devirmeye
Devirmeye safrası beynimi üleşen
Elleri karımın üstünde birleşenleri
Bundan böyle yekinmeye hevesli yüreğim
& sanatsever halkımıza duyrulur &
Aklım eski izlerde şimdi
İz demek
Bir geniş
Bir kendine dönük bir en ileriye
Yol demek
Usulca kalkıp gidene: Dur
Ki çevrileceksin
Toydun cesurdun
Gençtin atıldıın
Bilmezdin atıldın
Kabuğu oydun oydun
Kabukta kaldın
Sis iner örter mermeri
ağacı binayı
Sis kalkar kalkmaz
Gürünür mermer
Ağaç ve dev
Bu adamlar dev midir
Yatak özlemez gövde midir
Gül açar boyunlarında
Kolkola durup bağırdıklarında
Bomba düşmüş gibi deprenir toprak
Konuştuklarında
- Yar kurbanın olam
dola yaşmağını bileğime
Ki düşmanı güzel vuram
Çekip mavzerler çıkardılar oyluk etlerinde
Durdular ite çakala karşı yarin kapısında
III
Yedi adam biri bir gün
bir yar gördü
gereğini belledi
yari asla koynuna
Ayırmaz yari yanından
Alev gerekli kentliye
Bu ısıtma devleri kentte
bir an önce inmeli oğlum
& bütün gün badem çırptım
üzümün tehini armudun çürüğünü ayıkladım
uykuya geç vardım
yatağın içine elimi daha yeni koydum
rahatıma doymadım ama..&
ÜMMETİ GÖZETMEM GEREKLİ
Ben seni beyaz haber ustası
Olasın DİYE boğmadım - DOĞURDUM
Beyaz haberlerim için hazır olun kardeşlerim
Anam su döküyor ellerime
Bedenim hızla kaçıyor
Gözlerime toprak atan uykudan
Suyu çarptıkça yüzüme ve gözlerim yalnız
Yanıyorlar
Yemi torbanın dibine gelince beygir
İri saman saplarının arasından
İri etli dudaklarına
Küçük zor bulunan arpaları topluyor
Bir parça daha yükselen
bir parça küçülen
Bir parça daha uzak duran yıldız
Beygir ve yanında duran semeri
Evin gerisinde yığınla odun - badem dalları
Ve kuru alıç kökleri
Ve ben o zaman bilmezdim halka
Ateş gerektiğini
Çalışır gün boyu kuru ağaçları devirir
Badem çırpar budardım yaban çalıları
Gün tepeme değsin öğleye durayım
Gün tepene değsin öğleye durasın
Kökleri hem derinleri hem sığları sarmış
Durmaksızın nimet devşiren
Ceviz ağacının altında.-
Öğleye durmayı
Hiç düşündüm mü ağaç neden hayvan değil:
Çünkü kan'dır hayvan
Damardır ağaç
O ceviz ağacının altında
Dallarına ve köklerine
Bir öz su damarı gibi bağlanarak
Onlar ve ağaçlar
Toprak ve kalbinden doyurduğu hayvanlar
İşitmişler bakın onlarla
Onlar ve yapraklar
geniş bir ağızla üfürülüyormuş gibi kımıldamaya başladılar
Onlar ve tüfeğimi doğrulttuğum kuşlar
Şimdi öldürme vaktim değil
Baaşıma omuzlarıma konun
Dudaklarımdan ve kalbimden dinleyin
& İşte bakın ekmek böyle tutulur &
Öğleye durarak bağlıyorum bu tepeleri
O tepelere
Eğlenme doğada - kentte bu gece ışıklar yanmadı
Damlardan
Çorba dumanı yükselmemekte
Yufka ekmeği
Toprak ve ağaç kokulu ellerimle
& İşte bakın ekmek böyle tutulur &
Şu en artist
Ve lokmayı taşıyan parmakların ucunda
Pıt pıt bir damar gibi atan
Yemin ve billah
Sıcak bulgur aşının kalbidir
Dedim çünkü kalk
Yoksa sütüm helal olamaz
Düşündüm sol kolları kesik insanların
Ne denli mahir olduklarını sağ kollarında
Beyaz haberlerim için toplanın kardeşlerim
- Adım Mustafa ve Niyazi ve Abdurrahman
Kafkas yaylalarında çadırlarımın
Sürülerimin ocak taşlarımın
İzleri vardır & doğup yürümeye başlayınca
Çıplak basmıştım toprağa &
Yine de ana'vazım duymasam hiç uyanmam
Bedenim öylesine yorgun babam öylesine ölü
Ölü gibi kımıldamıyor dedem
Sini belli kendi belli değil
Ne bir hak torunlarında ne yaşayan bir arzusu
Ellerim yumruk dizlerimin arasında(tam üç yüz yıl)
Etim etimin sızısını alsın diye
Kalk çünkü sabah yıldızı
Bir mızrak boyu yükseldi
+ iri ve zeki
uçları nemli bir göz gibi +
IV
Yedi adam biri bir gün
bir bela gördü
gereğini belledi
Yalvarsa evleri harap kadınlar
ve ağlayan bir kaç çocuk
Kamalar salınsa karnına
ayrılmaz belalı yanından
Haberime kulak asmayıp - Duymadık
Demeyesiniz kardeşlerim
Ülkem bugün
Yariyle buluşmuş gizlilerde
Tepeden tırnağa yeni yıkanmış
Ve örtüler içinde
Göz kapakları kale kapıları
Gibi örtülü
Yassı gözlü kabarık alınlı
Kalbine ve beline zengin
Düzgün bedenli bol saçlı erkekler gibi
Ülkem
Tepeden eteğe yıkanmak için
Aşıdan sonra paklanan
Ovalara yayılmış kadınlar
Evi uçsuz bir yol gibi bekleyen
Yavruya verilecek süt gibi
En sıcak yerinde bekleten
O kadınlar gibi ülkem
- Yürürüm bayırlarda
Gücüm ne merkezde tartmak için
Kulak verir
Dinlerim ağacı
Geçerken beton döşeli apartman kaykılı toprakta
Sesim nasıl etkili yoklamak için
Durdurur sorarım kentliyi
Ne haber böyle :
Nereye :
Bela üreten elim
Nasıl davranır belalar içinde
Sınamak için
Uzanır okşarım saçlarını ey yarim
Bakarım aşık ve hoyrat ellerime
Bir gün sapsarı kesildim
Öyle bir tabiat vardı ki gövdemde
İnsanları görmezdim bile yanımdan
Bir hava bulutu gibi geçerlerdi
İçimden
Gidip dağlara
Kafa tutmak gelirdi
Bir gün ben
İri ve kaslı gövdem
Sapsarı kesildim
Hali harap bir dev çıktı önüme
Gözlerini öyle açtı ki yüzüme ve ağlamış
Sonra söyleştik
Bu bir nöbet devriydi kardeşlerim
Bizimle aşkta olanların
Eline su döksünler
Çadırlarının önüne o küçücük
kilimleri sersinler
V
Yedi güzel adam
Biri bir gün bir dağ gördü
Gereğini belledi.
Ki o dağ
Ağaçsız ve yalnız
Gökle alıp veriyordu.
Rüzgarla ürperir gibi olurdu
Beygirin derisi nasıl ürperirse boydan boya
Dokununca.
Yılanla akreple kertenkele
Tavşan keklik kurtla
Onlarla
Hayvanlarla kımıldanırdıı
Dağ bu
Serpilmiş atılmış yer kapmış
başa kuruluş.Böbürlenmeden iri kendiliğinden koca
Dağ bu
Devir. söz gelsin. kervan devri
Eteğinde ipek yolu zencefil yolu
Kara ve beyaz yolu zenci. Develer
İçerek karınlarından tüylerinden geçirerek
Dağı yiyerek. söz gelsin. beslenirlerdi
Dağ bu
Devir kuş devri
Geçerdi kartal
İşte o kartal
Renksiz ısıvermeden
Ürkmeden ürkütmeden
Kendinden geçerek süzülür
Dikine batar dikine çıkar
Coştumu
Vurur kendini dağa - ölürdü parçalanarak
Dağ bu
Devir aslan devri
Yer yer toplaşarak
erkekli dişili
Sık sık oynaşarak
Devir insan devri
Geçti geçti
İnsan geçti
Et geçti kan geçti
Göz geçti
Gelenler
Yeni gelen yeniden sonradan gelen
Geçti geçti
Dağ bu
Yılanla kımıldanırdı
Yılanla kımıldanırdı
Yedi güzel adamdan biri
Bir gün bir dağ göreni
Durdu sevmeden bilmeden devinirken
Durdu durdu seyreyledi
Sordu :
dağ nicesin
günde mi gecede misin
geçmişte şimdide
yoksa gelecek bir düşte misiin
Dağ serpildi
Atıldı yeniden yer tuttu
İlk kez yılanla kıpırdanmadı
Gözü görür görmez
Dağa göçtü güzel adam
Eteğinden yukarıya üç gün
Yürüdü.Bir yılda dolandı
Çevresini.Eğlenerek kayalarda geceleri
Yürüdü günde ve bir kuş gibi
Görerek de
Durmadan dolandı dağın çevresini
Artık dağ yılanla kımmıldamadı
Kımıldardı onunla
Hırçındı adam hep hırsla
Yaralıymışca inlerdi
Yüzü durgun gözler duru berrak
Hırslanırdı ayağıyla - avuçlarından ter akar
Omuzlarını burardı
Ola ki anlatsa dağ
Der hırçındı adam ince bilekli
Azgıın topuklu
İnce uzun parmaklı karınsız
Karşı koyan omuzlu
Yerken güzel yer doymadan kalkar
Oturarak ve hayvanlardan bile
Gizlenerek işerdi
Adam hırçındı - saçları uysal akardı
Rüzgarla kardı
Esinti olmadan zaten akmaktaydı
Uzun boylu değildi
Ama kendinden uzunu yoktu - yalnızdı
Geçince önünden
mağaralardan kuş tavşan kurt yavrusu
Dağa vururlardı
Serçe tohum düşürürdü ağzından
Tavşan yeşerince onu
Yerdi kökünden
Ot üremedi
Ağaç üremedi
Dağ ağaçsız ve yalnızca
Gökle alıp veriyorrdu
Adam küçük bir kaya düzlüğünde
Toprakta mağra içinde mağara kapısında
Kaynak başında kuru yamaçta
Dururdu
Eğilip alnını
Yaydıkça yere iki elinin arasına
Göğsü çatırdayarak eğilir
Parçalanarak doğruldukça
Dağ cezbelenir
En yüksek zirvesini kayalı alnını
Yamaçlar yamaçlara yayılan yüzünü
Adam eğilip koydukça yüzünü toprağa
Eğilip koyacak yer arardı
Dağ cezbelenince
Doğrulup eğildikce
Ovaya bir anda
Kentler serilir
Yollar fabrika çevrekleri bentler
Yedi adamdan biri
Bir gün bir dağ göreni
Yeni bir soluk çekti içine
Deeğişti aynı kalarak
İndi kente
Dağıyla
Esen başı
Serin başı geniş kollarıyla
Gözleri yüzünü kaplıyacak gibi büyüyerek
Ve şakaklarında
Avuçlarının arasında güçlükle tuttuğu
Bir şey duruyordu
Yedi adamdan bir dağ göreni
Buyruğu dağa diyeni
Dağdann buyrukla kente ineni
Suları yürüyerek geçeni
Çekip mavzerini çıkardı oyluk etinden
Durdu yarin kapısında
VI
Yedi güzel adam
biri bir gün
bir sofra gördü
gereğini belledi
Sağdan soldan
hoşça davetler gül kuyusu etler
mevkiler
sözümona kadın
entrika
tehdit
teklif pof pof
kazanç
savaş
tümü ölüm işaretleri
O ayrılmaz sofrasından.
Yedi güzel adamdan biri
Bir gün bir sofra göreni
Diğer kardeşleri gibi
tanrı adıyla başlansın cömertliğe
misillu
bir sözle
nalbantyani bıyıklarını çekerek
çöker
Mavi bir yemekle başlardı
bir kaçış
belleğime vur benim
az'ı vur debelensin
bir at ansanblesini
şaha kalkmışlığın psikodinamiğinden vurarak
çocuk avuçlarında tablolar
yalın kılıç ve ünleme isteği
ile
soy bir yanımı
uzat mahzenlerdeki ses bloklarının içine
hoyratken
ellerim birer oymak bir göçebelik
kız kazımağı
daha bayıltıcısı olmadı iliklerimde
Ha ben ha varlık göçmeni kalbimin şuuru
ağaçları dereye fırlatıtırır yamaca
bilinçle ürküp
evciliklerden
Gün - gün Gün - gün
Yar bu obada
evinde
bir laleler içinde
döşeğine ve uşkusuna
binilişine ve ekmeğine rahat
ulu önder mübareki
tasasız ve yavrusundan emin
iken
Yedi adam her biri
obalarda
bal kutusu kayalarağzında
toprağın
al suyu al tohumu
ya hak
insana doğru
kıvrımları kokuları
yükselir uçuşurken
herbiri bir bezirgan oku
bir kervan koruyanı
Her biri
bir yedi güzel adam bahadırı
beyi ya kılıççısı
olarak dolanırlar iken
obalarda
kentlerde
bahçelerde
evağızlarında
Bir gün bir sofra gören yiğit
bir kadın dövdü
elini bin tövbeyle yıkadı
Senin adınla başlarım ekmeğe
Senin izninle varsak yarenliğe
Dostluk olup yardan dostluk görerek
Göçer sözümüz dörtbaşlı ejdere
Bir gün bir sofra gören yiğit
Bir günah sevdi
Belini bin tövbeyle yıkadı
Senin adınla...
Senin izinle...
Dostluk olup...
Geçer sözümüz...
Gün - gün Gün - gün
Onlar o oada bu obada
Kan dolaşımı soluk hızlanışı safalarında
yavaşlayıp duran tunç kaplar
parmak uçlarında bakır oyukları
aşk var
ak bir mermer damarı yarıldı
toprağın derininde
üstünde
kızını ve oğlunu avutuyordu
Tayları deli dolu genç yalaz
Engin otluklarda
Bir milyar koyun keçi manda mecik
Uzaklaşıp sırlı başlardan
başıboş ve görevsiz
Çepeçevre sohbete oturmuş gibi
Dana irisi köpeklere
doğru
kuşku duymadan yaklaşarak
azgın dişleyicilerin önünden
bilmecesiz
bir köylü kalabalığı tavrıyla
geçerek
Sevgili anneciğim
Kemiğim
Uyanınca dağın bayrağını açarlar: ova
Güneş yine aynı eğriden görünür
ve sofralar binlerce
esenlik dolu kızlarla serilir
- ne de kuşlar sabırsızlanır -
Çocuklar
Anne
Ve peşlerinde
Uykunun ve yatağın çiçekleriyle
Süzülüp gelen yaşlılar
Sofranın eteklerinde
Çok oldu renk yollarını
Çatı kirişlerini
Değirmenin taşlarını
Onaran kişiler
Bileklerinde beylikleri
Sular geçirip ağızlarından
Seyirttiler
Onun sabah sofrasına
Sevgili dostum
etim
Cahit Zarifoglu
13 notes · View notes
adl1bbed · 5 days ago
Text
Bölüm 117: Kontrolden çıkmış bir kalp giderek uzaklaşıyor
Jingjia on birinci yılın ilkbaharı yaklaşırken iç meclis bölümü bir emir duyurdu.
Zhenzhen Prensesinin Fuması, Jingjia sekizinci yılın Çiçeği Arayan'ı, Qi Yan'a resmi olarak bir onursal ad verilmişti: Yuanjun.
Qi Yan Jin vilayetinin talebesi olup ailesi çok eskiden öldüğünden, öncesinde bir onursal adı yoktu. Şimdi ise üçüncü seviye Vekil Çalışma Bakanı olarak imparatorluk tarafından Yuanjun ismini almıştı.
İmparatorluk emrinin üzerinde yeşimden mühür vardı. Dışarıdan bakıldığında yatalak İmparator tarafından verilmişti, fakat keskin gözleri olan herhangi bir insan bu onursal adın kimin eliyle gönderildiğini söyleyebilirdi.
Bu emir ile Majestelerine zahmet veren kişiyi tahmin etmek o kadar da zor değildi.
Qi Yan'ın eleştirilere maruz kalmaması için, Nangong Jingnu imparatorluk sarayına özel bir ziyarette bulunmuştu.
Nihayetinde antik çağlardan beri onursal adlar büyükler tarafından verilirdi. O her ne kadar meşru bir Prenses olsa da, kendi Fumasına onursal ad vermesi neredeyse küçümseyici bir etki taşıyordu.
Belki de o zamanlar İmparator babası, Qi Yan'ı onursal ad meselesiyle şaşırtıp kızının daha iyi bir muamele görmesini istemişti. Fakat Nangong Jingnu'ya göre şimdiye kadar buna hiç ihtiyaç olmamıştı.
Onun bu önerisini duyduğunda Nangong Rang'ın gözlerinden rahatlamış bir ifade geçti. Nangong Jingnu'nun elinin üstüne hafifçe vurdu, ardından Sijiu'ya emri duyurmasını belirtti. Bundan sonra da yeşim mührü alıp üzerine bastı.
Nangong Rang günden güne olgunlaşmakta olan sevgili kızına bakarken yoğun duygular içindeydi: geçmişte bu "absürt" evliliği ayarladığında yalnızca sevgili kızının Komutanlık hanesine gelin gitmesi suretindeki hamleyi önlemek istemişti, fakat bunun ileride gerçekten güzel bir evliliğe döneceğini tahmin etmemişti.
Deneyimli bir insandı. Kızının heyecanlı tavırlarına bakarken bu onursal adın içindeki gizli anlamı çözdü, bu yüzden kızının mutlu olduğunu anladı.
Her ne kadar sağlık durumu normal çizgiye döndüyse de, göğün iradesinin dönekliği konusunda tecrübeliydi. Ne kadar zamanı kaldığını bilmiyordu. Sevgili kızına ne kadar çok bakarsa o kadar çok iç çekme dürtüsü duyuyordu. Bazı şeylerin zamanında gerçekleşemeyeceğinden korkuyordu.
Yarım yıldan fazla süren istirahatin ardından, Nangong Rang sadece birkaç basit kelime söyleyebilmişti. Bedeninin yarısı bazen iyiyken bazen uyumlu hareket etmiyordu. İyi olduğunda Sijiu'nun desteğiyle etrafta yürüyebilse de kötü bir vaziyetteyken hiçbir şey hissedemiyordu. Artık meclisin yoğun işlerinden azat edildiğinden dolayı düşünmek için de daha çok vakti vardı.
Elli yılı aşkın hayatı boyunca çok fazla şeyi arzulamıştı.
Her şeyin başında, meclisteki bir konum için savaşmak istemişti. Bundan sonra bir milyondan fazla insandan sorumlu bir şansölye olmuştu. Ardından da kendi gücünü tarihte bir iz bırakmak için kullanmak istemiş, tökezleyerek ilerleyip tahta geçmişti. Lakin, aksine bu durum başındaki sıkıntıları arttırmıştı...
Bugün bu noktaya gelmişken Nangong Rang'ın son bir dileği daha vardı...
Yaşlı ve puslu gözleriyle Nangong Jingnu'ya bakarken bir zamanlar belirsiz olan fikir, kararlı ve net bir hal aldı.
... ...
Qi Yan ve Lu Zhongxing imparatorluk yolu üzerinde bir tartışma yaşamıştı ve yetkililerden oluşan kalabalık buna şahitlik etmişti. Nangong Da durumu kontrol altında almak istediyse de çok abartıya kaçamazdı, bu yüzden ikisi de üç yıllık maaşlarından olarak cezalandırılmış ve yaptıklarını düşünmeleri için üç ayılığına pozisyonlarından uzaklaştırılmışlardı.
Yılbaşı gecesinden önceki gün Fuma malikanesinin kapılarında in cin top oynuyordu, fakat bir kişi yine gelip yılbaşı hediyesini iletmişti.
Vekil Ayin Bakanı Gongyang Huai hediyeleri taşıyarak arkasından gelen iki hizmetçi ile malikane kapılarının dışında durdu. Kışın en soğuk zamanında olduklarından kapı koruması gelen kimsenin olmayacağını düşünüp biraz ısınmak için yan odaya saklanmıştı.
Gongyang Huai kapı zilini çaldıktan sonra çok geçmeden birileri cevapladı. Kapı koruması kafasını küçük kapıdan dışarı uzattı ve Gongyang Huai'yi tanıdı, bu efendi Fuma malikanesinin düzenli ziyaretçisiydi.
Ve böylelikle aceleyle dışarı çıkıp Gongyang Huai'nin önünde diz çöktü, "Bu basit kimse Efendi Vekil Ayin Bakanını selamlıyor!"
Gongyang Huai gülümseyerek onun yerden kalkmasına yardım etti, "Efendin burada mı?"
"Evet burada, bu basit kimse hemen gidip haber verecek."
Gongyang Huai: "Gerek yok. Bugün dışarısı çok soğuk, Yuanjun'un sağlığı da iyi değil hem. Benimle içeri gelip haber ver, ona zahmet vermeye gerek yok."
Kapı koruması telaşla başını salladı. Hızlı adımlarla geri yürüyüp malikane kapılarını içeriden açtı, ardından Gongyang Huai'ye davet eden bir işaret yaptı, "Efendim, lütfen içeri buyurun."
Gongyang Huai hediyelerin yazdığı bir liste çıkarıp kapı korumasına uzattı. Hane hizmetçileri de gelip Gongyang Huai'nin hizmetkarlarından hediyeleri aldı, ardından Gongyang Huai şöyle talimat verdi, "Siz ikiniz önden geri dönebilirsiniz, ben bugün Yuanjun'un malikanesinde yemeğe kalacağım."
Hane hizmetçileri ellerini birleştirip eğilerek karşılık verdikten sonra Fuma malikanesinden ayrıldılar.
Gongyang Huai bugün oldukça iyi bir ruh halinde gibiydi, yolda giderken kapı korumasıyla sohbet bile etmişti. Fuma malikanesine son derece aşina olduğundan birilerinin yolu göstermesine ihtiyacı yoktu.
Çalışma odasının dışına geldiklerinde kapı koruması Gongyang Huai'den biraz beklemesini rica etti. Kapıya geldi ve belini eğerek saygılı bir şekilde seslendi, "Lord Fuma, Efendi Gongyang geldiler."
Hemen ardından da çalışma odasından Qi Yan'ın sesi duyuldu, "İçeri alsana." Gongyang Huai kapıyı açtığında Qi Yan masanın arkasından dolanıp geldi, "Neden Baishi böylesine soğuk bir günde geldi?"
Gongyang Huai arkasına dönerek kapıyı kapattı. Tekrar döndüğünde yüzünde aniden şakacı bir gülümseme belirdi, "Henüz Yuanjun'un onursal ad alışını tebrik etmedim, ileride tebrik etmeye gelenleri ağırlaman gerekecek."
Qi Yan da parlak bir şekilde gülümseyip, "Benimle dalga geçmende sorun yok, ama nasıl olur da imparatorluk tarafından bahşedilmiş bir onursal adı şaka konusu yaparsın?" diyerek karşılık verdi.
Gongyang Huai çok eğleniyordu, "Bana bununla gelme, cidden daha önce okumadığımı mı sanıyorsun? Seninle benim aynı imparatorluk sınavını geçtiğimizi unutma. Hatta ben Kurul'un Gözü'ydüm*! 'Beni cezbetmeyen çiçeklerin yanından geçiyorum; yarısı senin hatırın, diğer yarısı aradığım Taoizm için.' Bu onursal ad nasıl Majesteleri tarafından verilmiş olabilir ki? Bana kalırsa bunu seçen kişi sana karşı hislerle dolu olan ama söylemeye utanan Ekselansları Zhenzhen'di, o yüzden bu dolambaçlı yolu seçti."
Ç/N: 21. Bölümden
Tumblr media
Qi Yan bir yorumda bulunmayıp gülümsemekle yetindi. Gongyang Huai'nin söylediklerinin yanlış olmadığını biliyordu. Onun gözlerindeki tebrik dolu ve rahatlamış ifadeyi gördüğünde, Qi Yan'ın kalbi daha da ağır hissetti.
Gongyang Huai: "Ekselansları Zhenzhen seninle uyum içinde, ben de arkadaşın olarak senin için çok mutluyum. İkiniz evleneli çoktan üç yıl geçti, neden hala çocuk göremiyorum?"
Söyleyen için olmasa da, işiten kişi için özel bir anlam taşıyordu. İlgiden söylenmiş bu cümle, tam da Qi Yan'ın kaygılarının merkezine saplanmıştı...
Öte yandan Xiao-Die'nin meselesi vardı, fakat onu asıl endişelendiren şey farklıydı. Wei Krallığı Konfüçyüs felsefesini benimsemişti ve meclisteki tüm seviye mensupları kişinin bedeni, derisi ve saçlarının ebeveynlerine ait olduğu prensibine sıkı sıkıya bağlıydı. Yetkililer nadiren tıraş olurdu ve yaptıkları en fazla, kendilerine tertipli bir görünüm vermek için kırpmak oluyordu. Qi Yan bir Fumaydı, hem de genç yaştaydı, bu yüzden kimse dert etmiyordu.
Bu yıldan sonra artık diğer insanların gözüne yirmilerindeki bir genç adam olacaktı. Eğer hala sakal-bıyığı çıkmazsa eleştirilerin odağı olacaktı...
Fakat kadınlara has özelliklerini baskılamak için yasaklı ilaçlardan kullanmışken zaten kutsala saygısızlık etmiş sayılırdı. Nasıl tamamen erkekler gibi olabilirdi ki?
Yani her şey, hem diğerlerine hem de kendisine yapılmış bir aldatmacaydı.
Xiao-Die'nin ve kendinin bedenindeki dövmeyi silmek istediğinden dolayı geçen ay Ding You'dan Shifu'ya deriyi temizlemek için bir reçete sormasını istemişti. Çoktan bir ay geçmiş olmasına rağmen hiçbir mektup gelmemiş, bu da Qi Yan'ı biraz huzursuz etmişti.
Her ne kadar Xiao-Die son zamanlarda eskiden olduğu kadar sık delirmese de, kontrolünü kaybettiğinde tavırları huysuzlaşıyordu. Belindeki dövmeyi biri görürse ne yapmalıydı?
Endişe verici şeyler birbiri üzerine yığılıp Qi Yan'ın kalbini ağır bir şekilde eziyordu. Gülümsemesine olanak vermiyordu.
Yakın arkadaşının düşüncelere daldığını gören Gongyang Huai dediklerinin fazla düşüncesizce olduğunu ve onu gücendirdiğini düşündü, bu yüzden Qi Yan'ın koluna hafifçe vurarak alçak sesle, "Yuanjun?" dedi.
Qi Yan kendine gelmişti. Gongyang Huai'nin gözlerinden okunan soruları anladı ve gülümseyerek cevapladı, "Ah... Sadece, Prensesin neden aniden geri Weiyang Sarayı'na taşındığını düşünüyordum. Baishi bir anlık dikkatimin dağılmasını fazla sorun etmesin lütfen."
Yalnızca bir cümle, çocuk sorununu dolaylı yoldan açıklamıştı. Gongyang Huai kısık sesle iç geçirdi, ardından onu avutmak için şöyle dedi, "Sen de biliyorsun. Ekselansları Zhenzhen çok asil biri ve uzun yıllardır Majestelerinin ayrıcalığını elde ediyor. Majestelerinin sağlığı artık iyi durumda değil. Elbette kızıyla bir süre ailevi vakit geçirmek isteyecek, insan doğası sonuçta..."
Qi Yan başını salladı, fakat cevap vermedi.
Gongyang Huai kendi dünyasına dalmış gibi konuşmayı sürdürdü, "Tekrar tekrar Yuanjun'un yardımını ve cömert desteğini elde etme talihine nail olmak... gözlerimi açmakla kalmadı, Gongyang malikanesini de tehlikeden kurtardı. Babam gelip yıl sonu hediyelerini bizzat vermek istemişti, ama fazla aleni olmanın Yuanjun'un şu anki durumuna uygun kaçmayacağını düşününce kendi yerine da-ge'yı göndermek istedi. Ama işte, seni özlemiştim! Bu yüzden gelmek için gönüllü oldum..." Gongyang Huai bunları derken göğsünden bir küme kağıt çıkarmıştı. Bunları sehpaya bıraktı, ardından Qi Yan'a doğru itti.
Qi Yan: "Bunlar ne?"
Gongyang Huai: "Tongyuan bankasından on iki bin gümüş sertifikası. O sene Yuanjun'un işlerimi görmem için bana ödünç verdiği parayı şimdi bütünüyle geri veriyorum."
Qi Yan her birinin üzerinde bin liang yazan gümüş sertifikası kağıtlarına baktı. Her kağıt, dört kişilik bir ailenin ömür boyu düzgün bir şekilde geçinmesine yeterdi...
Gongyang Huai'nin maaşı kendisininkine eşitti. Gongyang malikanesindeki diğer iki kişi de hesaba katılsa, bir yıl boyunca tutumlu yaşasalar bile bu kadar hazır gümüş kazanmış olamazdı.
Bu gümüşlerin nereden geldiği son derece barizdi. Qi Yan'ın dudaklarının köşeleri kıvrılırken gümüş sertifikalarını aldı, fakat istemsizce Gongyang Huai'nin ön öğrencilik sınavındaki tavrını hatırlamıştı: o zamanlar Ding Fengshan'a nasıl da cahil diye sövdüğünü ve haklı bir öfkeyle, sınav görevlisi tarafından verilen soruların tümünün anlamsız olduğunu söylediğini düşündü. Göğsü, halktan insanlar için çaba sarf etme konusunda sıcak kanlı ideallerle doluydu.
Ve bunun üzerinden daha kaç yıl geçmişti...? Çoktan halktan insanların etini kemiğini sömürenlerden biri olmuştu.
Her ne kadar Wei Krallığı henüz binlerce kez delik deşik olmamışsa da, çöküşün işaretleri beliriyordu.
Meclisin hangi yetkilisinin bir eli yağda bir eli balda değildi ve hangi biri belinde ipe dizilmiş paralar taşımıyordu ki?
Qi Yan bir miktar iç çekme dürtüsü duydu, fakat aynı zamanda kalbine zevk duygusu yayılmıştı. Bundan hemen sonra gözlemci bakış açısıyla kendi düşüncesini incelemek için kahraman bakış açısını bir yana bıraktı.
Gizliden gizliye Wei Krallığı meclisinin içten çürüdüğüne seviniyordu, bununla beraber Gongyang Huai'nin geçirdiği dönüşümden dolayı üzüntü duyuyordu. İnsan doğasının bu denli karmaşık olduğu ortadaydı. Bir yerde fazla kalındığında, kişi asla sarsılmayan bir hedefe de sahip olsa...
Mm, tavşanın ölümüne üzülen tilkinin hüznünü taşıması kaçınılmaz olurdu.
Qi Yan böyle düşünüyordu.
Aklındaki bu düşünceler karmaşık yapıda olsa da etraflıca düşünmesi birkaç saniye sürmüştü, bu nedenle Gongyang Huai tuhaf bir şeyler sezmemişti.
Gongyang Huai, Qi Yan'ın kayıtsız bir şekilde gümüş sertifikalarını kabul etmesine son derece sevinmişti. İkili bazı önemsiz meclis meseleleri hakkında tartıştı, ardından Qi Yan onu yemeğe kalması için davet etti...
O gece, Qi Yan özel köşküne gitti. Neden "geceleri göremeyen" Lord Fuma sürekli gece geç vakitte malikaneden ayrılıyordu?
Qi Yan bunu o kadar dert edecek halde değildi. Ding You'yu bulduktan sonra doğrudan konuya girdi, "Deri temizleme reçetesi nerede?"
Ding You duraklarken bakışlarından cevap vermekten kaçtığı belli oluyordu, "Sen de biliyorsun, Shifu, o... bir an kendini gösterse ötekinde yok oluyor. Bazen onunla iletişime geçemiyorum.
Senin için acele ettireceğim! Endişelenme..."
Qi Yan bir anlık sessizliğin ardından, "Reçeteyi nasıl istedin?" diye sordu.
Ding You ise telaşla, "İçin rahat olsun, Xiao-Die hakkında hiçbir şey söylemedim!" diyerek karşılık verdi.
Qi Yan: "Öyleyse güzel. Kendi tıbbi yeteneklerinle bir cilt temizleme reçetesi hazırlayamaz mısın?"
Ding You acı acı güldükten sonra pes ederek şöyle dedi, "Beni fazla gözünde büyütüyorsun. Shifu'nun elleriyle eğitildim, zamanında çoktan öğrenmem ve öğrenmemem gereken şeyleri ayarlamıştır. Cilt temizleme reçetesi zaten mucizevi bir ilaçtır, öncesinde çok sayıda deneme gerektirir... Wei Krallığı'nın halkı arasında hiç dövme sanatçısı yok ve nasıl yapıldığını bilenler de yetkili makamlar için çalışıyor. Denekleri nereden bulacağım ki?"
Qi Yan: "Unut gitsin. Git ve yine Xiao-Die'nin nabzını ölç, sağlığının ne kadar iyileştiğine bak. Yeterince iyiyse o çocuğu aldırmak istiyorum."
"Anladım."
... ...
Qi Yan Ding You'yu gönderdikten sonra geri Xiao-Die'nin odasına döndü. Bir aydır devam eden hamilelik bulantısı nihayet azalmıştı. Fakat zaten zayıf ve güçsüz olan Xiao-Die daha da bitkin hale gelmişti ve konulan teşhis daha bir hayal kırıklığına uğratıyordu: Xiao-Die'nin sağlık durumu kürtaj ilaçlarını almaya müsait değildi, üstüne Ding You Qi Yan'a daha kötü olan haberi vermişti: Xiao-Die'nin sağlığı tahmin ettiğinden de zayıf durumdaydı. Ve güçlü kuvvet ilaçları alamayacağından dolayı iyileşmesi tatmin edici olmaktan uzaktı. Gelecekteki doğum, Xiao-Die için hala büyük bir risk arz ediyordu.
Qi Yan'ın bakışları Xiao-Die'nin hala fena halde düz olan karnından geçti. Önündeki derin uykuda olan kişi, uzun zamandır kayıp olan kız kardeşiydi.
Daha fazla sarsıntıyı kaldıramazdı... Sonrasında tehlikenin geleceği gün, apaçık ortadaydı. Çocuk doğduktan sonra kötüyü oynamaktan gocunmayacaktı.
Bunlara rağmen iyi haberler de vardı. Qian Yuan birkaç gün önce Qi Yan için iki yetim kız bulmuştu. İkisi de sağır ve dilsizdi. Qian Yuan onlar için çok ciddi bir sözleşme hazırlamıştı ve imzalanıp onları bir süre eğittikten sonra Xiao-Die'nin yanına verilmişlerdi.
Xiao-Die de onları istemiyor gibi durmuyordu, Qi Yan rahat bir nefes almıştı. Ne de olsa kimliği gereği her an onun yanında duramazdı. Bununla beraber, zihninde karanlık bir düşünce belirdi.
Qi Yan, kahya Qian Yuan'ın yeteneğini ve sadakatini takdir ediyordu, ama... fazla şey mi biliyordu?
Geçmişte Xiao-Die'yi bulmadığı zamanlarda sorun değildi, onu hep gereğine uygun şekilde kullanmıştı. Fakat artık Xiao-Die bulunduktan sonra yeniden Qian Yuan'a bakarken huzursuz hissediyordu.
Qi Yan sessizliğe büründü. Bu zaman zarfında psikolojisi ciddi bir şekilde değişmişti, kendisi bile bunu bastırmakta zorlanıyordu. Karanlık düşünceler birbirini izledi ve bunların tümü, asıl niyetine büyük ölçüde aykırıydı.
Hedefi son derece açıktı— intikam. Düşmanlarının ve intikama giden yoldaki basamak taşlarının hiçbirinin hayatını bağışlamayacak, fakat buna herhangi bir masum insanı dahil etmemek için elinden geleni yapacaktı, ama şimdi...
Qi Yan yüzünü avuçlarının arasına sakladı.
Bugün Jingjia on birinci yılın Yılbaşı Arifesiydi. Antik gelenekler gereğince Fuma, geceyi Prenses malikanesinde geçirmeliydi.
Nangong Jingnu erken kalkıp yıkanmış, ardından o duruma uygun bir saray elbisesi giymişti. Qi Yan'ı bekliyordu.
Bugün saray ziyafeti verilecekti. Birlikle gitmeleri ve sonrasında beraber Prenses malikanesine dönmeleri gerekiyordu.
Qi Yan geçen gece uyumamıştı ve şafak vaktinde Xiao-Die bir müddet öfke nöbeti geçirmişti. Gökyüzüne bir bakış attıktan sonra aceleyle üzerini değiştirdi. Tamamıyla kanlanmış gözlerini açık tutarak at arabasına bindi ve Prenses malikanesine gitti.
Qi Yan'ın geldiğini duyan Nangong Jingnu, elindeki kitabı bırakıp neşe dolu kalbiyle karşılamak için geldi. Qi Yan ise Nangong Jingnu'nun önünde durup malikanedeki hizmetçi kızların gözleri önünde yere diz çökme niyetiyle cübbesinin alt eteklerini yaydı, fakat o bunu yapamadan Nangong Jingnu ileriye bir adım atıp onu durdurmuştu. Qi Yan'ın yüzünü yakından incelerken Nangong Jingnu'nun kaşları çatıldı ve, "Fuma artık meclisin üçüncü seviye yetkilisi, beni gördüğünde diz çökmene gerek yok," dedi.
"Ekselansları, saygı kuralları elden bırakılamaz..."
Nangong Jingnu etkilenmemiş bir şekilde karşılık verdi, "Kurallar ölür, insanlar yaşar. Bu Prenses malikanesinde alınacak ölçüt benim. Bundan sonra asla saygı için diz çökmene gerek yok."
Nangong Jingnu'nun sesi yüksek değildi, fakat etraflarındaki hizmetçi kızlar net bir şekilde duyabilmişti. Bunu yalnızca Qi Yan'a değil, malikanenin hizmetçilerine de bildiriyordu.
Bunu dedikten sonra Nangong Jingnu doğal bir tavırla Qi Yan'ın elini tuttu, ardından ana odaya doğru yürümeye başladı. İkisi omuz omuza yürüyordu, ana odaya varana kadar zemindeki ince kar tabakasının üzerinde bir çizgi oluşmuştu.
Nangong Jingnu Qi Yan'ı oturttuktan sonra kendisi de onun karşısına oturdu. Nihayet ağırbaşlı duruşunu bir kenara bırakıp kalbi acıyarak Qi Yan'a baktı, yumuşak bir tonda şöyle dedi, "Sadece birkaç günde nasıl biraz daha zayıfladın? Ve neden gözlerin bu kadar kanlanmış, dün gece iyi uyuyamadın mı? Ya da hasta mı oldun?" Bu noktaya kadar düşünen Nangong Jingnu, bir miktar hoşnutsuz oldu. Qi Yan'ın imparatorluk doktorunu değiştirmeyi planlıyordu...
Qi Yan bir anlığına sessiz kaldı. Gergin yüzünde yorgunluğun izleri belirirken uzlaşmaya varma amaçlı bir tonda, "Ekselansları... bu kul burada bir süre uyuyabilir mi?" diye sordu.
Nangong Jingnu'nun kalbi son derece sızlıyordu. Edindiği izlenime göre Qi Yan sessiz biriydi, nadiren konuşurdu, fakat doğası çok inatçıydı. Etiklere inanç denebilecek boyutta bağlıydı. Ayrıyeten, saray ziyafeti birkaç saat içinde başlayacaktı. En uç noktada yorgun olmasaydı kesinlikle böyle bir isteği dile gitmezdi.
Nangong Jingnu yanılmıyordu- Qi Yan gerçekten de art arda birkaç gündür geceleri iyi uyuyamıyordu. Bu sabahki Xiao-Die ile ilgili olan kısım, kalan son enerjisini de tüketmişti. Şu anda Qi Yan'ın zihnine tam bir karmaşa hakimdi, ne dediğinin bile farkında değildi. Sadece, iyi bir uyku uyumak için şiddetli bir dürtü hissediyordu.
Nangong Jingnu'nun konuşmadığını gören Qi Yan daha yumuşak bir tonda ekledi, "Sadece iki saat, saray ziyafeti başlamadan önce..."
Nangong Jingnu gülümseyerek Qi Yan'ın lafını böldü, "Şans bu ya, dün gece kim bilir nereden gelmiş bir sokak kedisi iç avluya kaçmış ve gece boyunca ses çıkardı. Çok yorgunum~!"
Qi Yan'ın gerçekle yalanı ayırt edecek kadar zihinsel gücü kalmamıştı. Kehribar rengi gözleri titreşti, "Yani...?"
Nangong Jingnu: "Fuma benimle bir süre uyumak istiyor mu?"
Qi Yan: "Elbette."
İkisi el ele yatak odasına gittikten sonra Nangong Jingnu kendi isteğiyle, "Dış giysilerinle ayakkabılarını çıkardıktan sonra git ve iç tarafta yat, zamanı geldiğinde seni uyandıracağım," dedi.
Qi Yan: "Bu nasıl olacak ki?"
Wei Krallığı'nda basit bir yatağın bile belirli özellikleri vardı. Sıradan bir koca iç tarafta uyurken karısı dış tarafta uyurdu, bu sayede kocası bir talimat verdiğinde kolaylıkla yataktan kalkabilirdi. Fakat Prenses malikanesinde, Qi Yan ile Nangong Jingnu evlendiğinden beri dış tarafta uyuyan hep Qi Yan olmuştu.
Ç/N: Bu normalleşmiş ataerkillik beni çileden çıkarıyor neyse sakin
Nangong Jingnu, Qi Yan'a bir bakış attı. Bu kişinin gözleri çoktan yetersiz uykudan dolayı kanlanmıştı, buna rağmen ağırbaşlılığını sürdürmeye çalışıyordu. Daha fazla bir şey söylemedi, kendi isteğiyle ileri gelip Qi Yan'ın dış giysilerini çıkardıktan sonra onu sekiz adımlık yatağa doğru itti, "Senin için ayakkabılarını ve çoraplarını da çıkarmamı ister misin?"
Qi Yan anında Nangong Jingnu'nun çömelmesine engel oldu, "Bu kulun haddine değil, ben... bu kul kendisi yapacak."
Nangong Jingnu gülümsedi ve Qi Yan'ın yanına oturdu. Qi Yan'a hizmet etmeyi dert etmiyordu, fakat fazla ileri giderse bu insanı ürkütüp uykulu halinin dağılmasına neden olacağından korktuğu için üstelememişti.
Qi Yan kendi ayakkabılarıyla çoraplarını çıkardıktan sonra içeri girdi ve iç tarafa uzandı. Battaniyeyi çekerek üzerini örttü. Nangong Jingnu da dış giysileriyle ayakkabı ve çoraplarını çıkardı, ardından dış tarafa yattı.
Qi Yan göz kapaklarına karşı savaşarak, "Ekselansları, bu kul biraz uyuyacak," diye mırıldandı.
Nangong Jingnu yatağın iç kısmına doğru geldi. Dönüp yan tarafının üstüne yatarak elini doğal bir tavırla Qi Yan'ın beline koydu, "Mm."
Çok geçmeden Qi Yan'ın gergin kaşları rahatlamış ve nefesi düzene girmişti...
Nangong Jingnu Qi Yan'ın uyumakta olan yüzüne bakarken sessiz bir iç çekti. Bronzlaşmış ve zayıflamıştı. Eski saray giysisi artık üzerinde bol ve gevşek duruyordu.
Duygulara kapılarak elini kaldırdı, fakat havadayken durmuştu. Bunun yerine havada Qi Yan'ın uzun kaşları ve nazik çizgilerinin üzerinden geçti.
Ortam sessizleştiğinde buna Nangong Jingnu'nun kendisi bile şaşırmıştı: az önce Qi Yan onu durdurmasaydı onun için ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarmayı gerçekten de istiyordu. Ve şimdi durup düşündüğünde, bunun pek büyük bir mesele olduğunu da sanmıyordu.
Bugün yılın sonu için durdurulan meclisin ve kendisinin malikaneye dönüşünün beşinci günüydü. Geçen bu beş günde Qi Yan ortalarda gözükmemişti... Her ne kadar Nangong Jingnu hayal kırıklığına uğrasa da önceden olduğu gibi üzgün ve endişeli hissetmemiş, ya da saçma şeyler düşünmemişti.
O esnada Qi Yan'ın küçülmüş suretine bakarken tek hissettiği, kalp acısıydı.
Nangong Jingnu masadaki kum saatine baktı. Saray ziyafetine daha altı saat vardı. Prenses malikanesi imparatorluk sarayına oldukça yakındı, bu yüzden Qi Yan hala dört saat uyuyabilirdi.
Nangong Jingnu uyumadı. Qi Yan'ın derin uykuya geçmesini bekledikten sonra kayıp yatağın ön kısmına oturdu. Battaniyeyi onun üzerine çekti, ardından komodinin üzerinden bir kitap alarak okumaya başladı. Dört saat son derece hızlı geçti, dolayısıyla Nangong Jingnu kitabı kapatıp tekrar Qi Yan'ın yanına uzandı. Sessiz bir iç çekti, bunu yapmaya pek gönlü olmadığını fark etmişti.
Qi Yan sahiden yorgundu, derin uykudayken ara sıra kısık sesle homurdanıyordu.
Nangong Jingnu gözlerini kapattı, lakin sonra dizini kaldırıp hafifçe Qi Yan'ın belini dürttü. O ise alçak sesle homurdandı, ardından gözlerini yavaşça araladı.
Qi Yan sulanmış gözlerini açarken şakaklarından keskin bir acı yayıldı.
Nangong Jingnu mışıl mışıl uyuyor gibiydi. Qi Yan dışarıdaki gökyüzüne bir bakış attı. Zamanın gelmek üzere olduğunu gördüğünde dudaklarını hafifçe araladı, fakat Nangong Jingnu'yu hemen uyandırmadı.
Uzunca bir süredir bu kıza düzgün bir şekilde bakmamıştı... Yüz hatları olgunlaşmıştı, artık daha da ağırbaşlı ve büyüleyici görünüyordu. Gözleri ve kaşlarındaki saflık da çok daha hafiflemişti.
Qi Yan biraz karmaşık hisler içindeydi. Nangong Jingnu'nun alnındaki serbest saçları düzeltmekten kendini alamadı. Kaşlarının üst noktasından geçerek yanağını okşadı. Nangong Jingnu'nun kalbi pırpır ediyordu, hızının değişmemesi için zorla nefeslerini düzene soktu, ama kalbine dolan tatlı his hiç de baskılanamıyordu. Neredeyse Qi Yan'ın kollarına atılıp ona duyduğu özlemi anlatmak isteyecekti...
"Ekselansları? Uyanın..."
Qi Yan elini geri çekti. Üzerlerinde Nangong Jingnu'nun sıcaklığı kalan parmak uçlarını bir miktar ovaladı.
"Mmn~."
"Ekselansları? Saraya gitme vaktimiz gelmek üzere."
Nangong Jingnu nihayet gözlerini açtı, yüzünde büyük bir gülümseme belirmişti.
0 notes
duyturkiye · 1 month ago
Text
0 notes
1siyahinci · 3 months ago
Text
Umarım yanlışlıkla gelin çiçeği tutan tek ben değilimdir
Nasıl becerdim bunu bende bilmiyorum djdjjfjd
1 note · View note
aykutiltertr · 3 months ago
Video
youtube
El Vurup Yaremi İncitme Tabip (Oy Dünya Dünya) - Özgür Can Çoban ✩ Ritim...  ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın  👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ✩ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/bHphRSwDTmk ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ El Vurup Yaremi İncitme Sakın (Oy Dünya Dünya) - Özgür Can Çoban ✩ Ritim Karaoke (Tokat Hüseyni 4/4 Sebare Sadık Doğanay) @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ESER ADI           : EL VURUP YAREMİ İNCİTME TABİP - OY DÜNYA DÜNYA SÖZ GÜFTE       : ANONİM BESTE - MÜZİK : ANONİM USÜL                  : 4/4 C SEBARE MAKAM - DİZİ  :  HÜSEYNİ - MİNÖR YÖRESİ İL İLÇE:  TOKAT KAYNAK KİŞİ   : SADIK DOĞANAY Gitar: Caner Güneysu Bağlama: Ali Yılmaz Ney: Eyüp Hamiş SANA DAİR (2019 / DOKUZ SEKİZ MÜZİK) EL VURUP YAREMİ İNCİTME TABİP Yöresi- İli TOKAT   İlçesi- Köyü Zile   Kaynak Kişi SADIK DOĞANAY Derleyen ALİ EKBER ÇİÇEK Notaya Alan NİDA TÜFEKÇİ İcra Eden KAYNAK KİŞİ TOPLU Makamsal Dizi HÜSEYNİ Konusu - Türü Deyiş Karar Sesi La Bitiş Sesi La Usül 4/4 En Pes Ses La En Tiz Ses Si Ses Genişliği 9 Ses E               B              E         B El Vurup Yaremi İncitme Tabip, İncitme Tabip, E                    A Bilmem Sıhhat Bulmaz Hicraneler Var E                  Bm Dert Vuran  Yareme Eylersin Derman Em                  G              A              G Her Can Kabül Etmez Viraneler Var, Viraneler Var, Viraneler Var Bm              Em Vay Dünya Dünya Yalansın Dünya Bm              Bm Vay Dünya Dünya Yalansın Dünya                                               G               A          Bm  G       Bm Yalan ile Yalan Olansın Dünya, Olansın Dünya E                 B              E       B Dert Ehli Olanlar Dergaha Gelir, Dergaha Gelir E              A Elbette Arayan Dermanın Bulur E                   Bm Sadık Der Ki Kim De Ne Var Kim Bilir Em                G               A              G Geşt-ü Güzar Ettim Elde Neler Var, Elde Neler Var, Elde Neler Var Bm              Em Vay Dünya Dünya Yalansın Dünya Bm              Bm Vay Dünya Dünya Yalansın Dünya                                               G               A          Bm  G       Bm Yalan ile Yalan Olansın Dünya, Olansın Dünya FANİ : Ölümlü, geçici, sonu olan HİCRAN : Keder, acı TAHMÜL : Tahammül GEŞT-Ü GÜZAR : GEŞTİ GÜZAR : Gezmek, dolaşmak PERVANE : Fırıldak, çark, ışık çevresinde dönen kelebek DERT EHLİ OLMAK : Sıkıntı ve üzüntülerin asıl kaynağı olmak DEST : El VİRAN : VİRANE : Yıkık, terkedilmiş yer, harabe, ören TABİP : TABİB : TEBİB : Hekim, doktor "Tokat türküleri" kategorisindeki sayfalar Bu kategoride yer alan toplam 27 sayfanın 27 adedi aşağıdadır. A Abdal Olsam Sallar Giysem Aşıp Aşıp Karlı Dağlar Gelirsin B Bahçenizde Gül Var mı Başındaki Yazmayı da Sarıya mı Boyadın Bir Güzelin Hasretinden Ahından Bu Kadar Cevretme Aziz Sultanım Bugün Ben Bir Güzel Gördüm Burçak Tarlasında Yâr Yâr Gelin Olması Bülbül Ne Ötersin Virandır Bağım C Caminin Ezanı Yok D Damdan Attım Kendimi Deymen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme E El Vurup Yaremi İncitme Tabip El Çek Tabip Sinem Üstünden G Gönül Gel Varalım H Hatırına Düşmez Sormaz Halimden Hey On Beşli K Kalenin Bedenleri O Oy Tombulum Tombulum S Sabahın Seherinde Ötüyor Kuşlar Suya Düştü Gülümüz T Tokat'a Gidemiyom Y Yandım Tokat Yandım Yayla Çiçeği misin Balam Yüce Dağ Başında Bir Ulu Pınar Ç Çamlar Altına İ İzzetli Hürmetli Bilirim Seni Özgür Can Çoban kimdir? Özgür Can Çoban kimdir? Özgür Can Çoban, 14 Kasım 1994 yılında Kırşehir'de dünyaya gelmiştir. Ünlü şarkıcı, lisedeyken TRT Müzik programlarında vokal olarak çalışmaya başlamıştır. Özgür Can, TRT tarafından düzenlenen ses yarışmalarında birincilikler kazanarak aynı sene içerisinde TRT'de Türk Halk Müziği “Sözleşmeli Ses Sanatçısı" olarak görev almaya başlamıştır. Genç yaşına rağmen TRT Türk Halk Müziği repertuarına derleme çalışmaları yapmıştır. ODTÜ üniversitesinin düzenlemiş olduğu çok sayıda usta sanatçının katıldığı ‘’Ustalar Arasında’’ etkinliğinde yer alan en genç sanatçı olarak ödüllendirilmiştir. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümünü Yüksek Onur Derecesi ile bitirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi Performans Anasanat Dalı Çalgı - Ses Yüksek Lisans Programını Birincilik ile kazanmıştır.
0 notes
dakikamagazin · 4 months ago
Link
Çiçeği burnunda gelin Melisa Aslı Pamuk, eşi Yusuf Yazıcı'nın köyüne gitti
0 notes