Tumgik
#futbolda şiddet
okuryazarlar · 10 months
Text
Tumblr media
Türk futbolunda dün akşam utanç verici bir gece yaşandı.
Ankaragücü BaşkanıFaruk Koca, takımının Çaykur Rizespor ile oynadığı maçın bitiş düdüğünün ardından sahaya girerek müsabakanın hakemi Halil Umut Meler’e yumruk attı.
Saldırının ardından yere düşen Meler’in bir gözünün şiştiği görüldü, Koca'nın beraberindeki bazı kişiler yerdeki Meler'e tekme atarak saldırmaya devam etti.
Ülkede her şeyin çivisi çıktığı gibi sporda da tüm dünyaya rezil olduk dün gece.
"Eskiden öyle miydi? Artık rahat rahat doktor dövebiliyoruz.“ dan şimdi rahat rahat hakem dövebiliyoruza kadar geldi toplumsal şuursuzluk.
Korkarız ki adalet tesis edilmedikçe, nüfusu güçlünün kazandığı mağdurun mağduriyeti ile kaldığı bir ülkede bunlar yaşanmaya devam edecek.
Öğretmeni dövdüler, sessiz kalındı. Doktorları dövdüler, sessiz kalındı. Polisi dövdüler, sessiz kalındı şimdi de hakemi dövdüler. Yine sessiz mi kalınacak? Birkaç kınama mesajı ile geçiştirilecek mi? Göreceğiz.
Kurye Yunus Emre Göçer'e çarpan üçüncü sınıf Somali diktatörünün oğlunu elinden kaçıranlar, adaletsizlikle ülke vatandaşlarının hakkını savunamayanlar toplumun harcına nifak tohumu edenler şiddeti kendinden olunca göz ardı edenler, kadınlara şiddeti meşrulaştıranlar, hayvanları katledenlere ses çıkarmayanlar, doğayı talan edilmesine izin verenler nedeniyle ülkenin çivisi her alanda çıkmaya devam ediyor. Çünkü düzen bozuldu.
Dün gece siyasi nüfuslu bir kulüp başkanı kendinde o gücü bularak spor müsabakasında sahaya dalıyor ve hakeme şiddet uygulayabiliyor. Yandaş ve şakşakçıları destek oluyor, tribünler alkışlıyor. Şiddet sarmalı normalleşerek ülkeyi sarmaya devam ediyor.
Dolandırıcılar, fenomenler, rüşvetçiler, yolsuzlukla yolunu bulanlar, hırsızlar, halkı soyanlar, mafyatik çeteler, dini kullanarak halkı aldatanlar, holdingleşen tarikatler, doktor, polis, öğretmen dövenler, hayvanları ve doğayı talan edenler, ülkeyi mülteci deposuna çevirenler ve şimdi hakeme yumruk atan yöneticiler.
Olayların failleri hak ettikleri cezaları almadıkça, kamu vicdanı rahatlamadıkça, şiddet vandalizmi daha büyük şiddeti doğurmaya maalesef devam edecek ve ülkede adalet kavramı tabelada yazan bir kelime olarak kalacak.
Önde rDeniz Çavuşlar yazdı.
10 notes · View notes
futbolpenceresi · 6 months
Text
FUTBOLDA SIDDET
Tumblr media
Umut Ozan Darıcı [email protected] 21 Mart 2024
Kimse kendini Trabzon üstünden aklamaya çalışmasın
Şiddetin rengi nereden gelirse ona göre mi pozisyon alacağız yoksa bazı şiddetler kabul edilebilir, bazıları değil mi?
2023-2024 sezonu dünyada ülke futbolunun, futboldan başka her şeyin konuşulduğu bir sezon olarak tarihe not olarak düşülecektir. Hakem dövmeler, Suudi Arabistan'da yaşanan Süper Kupa rezaleti, tribünlerin sahaya inmesi, hakem rezillikleri, tehditler, şantajlar ve sonu gelmez şiddet olaylarıyla Türkiye'de futbolun sadece futboldan ibaret olmadığını dünyaya her açıdan göstermiş olduk. Futbolun bütün bileşenleri bu büyük başarı ile övünebilirler (!)
17 Mart 2024 akşamı, Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşması da, ülke futbolu açısından utanç imzasının atıldığı, yepyeni tartışmalara pencere açtı.
Daha ilk günden suçlu, mağdur, tahrik üçgeninde köşe kapmaca oynanırken, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un ligden çekilme açıklaması, yaşananları bambaşka bir boyuta getirdi.
Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, herhangi bir takım taraftarının sahaya inmesi, asla ve kat'a kabul edilemez. Sadece 22 futbolcu ve bir hakemin olması gereken sahaya, her ne olursa olsun taraftarın girmesini, futbolcuların güvenliğini tehdit etmesini hiçbir gerekçeyle savunmak mümkün değil. Tabii bunun yanında güvenlik tarafından yere yatırılmış bir adamın beynine tekme atmanın da kabul edilebilir olmadığı notunu düşmek gerekir.
Herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi gereken dönemleri geçeli çok oluyor. Zira bugüne dek, ne kimse şapkası önüne aldı, ne de düşündü. Bu olaylar her yaşandığında “bu kez son olsun” teranesiyle, yaşanan olaylar tıpkı başka durumlarda görüldüğü üzere, önce soğumaya bırakıldı, sonra da “ne şiş yansın ne kebap” diyerek geçiştirildi. Bu olayları geçiştire geçiştire 17 Mart akşamı yaşandı. Hatta bu olayları ödüllendirmeyi bile yaşadı bu ülke. 
Peki 17 Mart'a gelirken bu ülkede her şey güllük gülistanlık mıydı? Trabzon halkı olağan şüpheli olarak sanık sandalyesine oturtulurken, İstanbul'da, İzmir'de, Ankara'da, Bursa'da hiçbir şey yaşanmadı mı?
Ustura Kemal
Örneğin; 2002 yılındaki meşhur 6-0'lık Fenerbahçe-Galatasaray maçında sahaya bıçak atılırken sarı-lacivertli takımın menajeri Kemal Dinçer usta bir hamleyle bıçağı sakladıktan sonra önce Temsilciler Kurulu Başkanı yapılması, ardından “görevlerden görev beğen” diyerek Basketbol Federasyonu Asbaşkanı yapılmasını unuttuk mu? O gün atılan bıçak, bıçaktan sayılmıyor mu?
Tumblr media
Ya da 2013 yılında Beşiktaş-Galatasaray karşılaşmasında sahaya plastik sandalyelerle dalan yüzlerce insan hafızalarımızdan silindi mi?
Tumblr media
Sahaya binlerce şişe yağdırılan Galatasaray-Fenerbahçe maçı da Trabzon'dan ithal edilen insanlarla yapılmış olmalı!
Tumblr media
Daha 2 yıl önce İzmir'deki Göztepe-Altay maçında, içeriye ambulansla sokulan işaret fişeğinin bir taraftarın gözünde patlamasını hatırlıyor muyuz?
Beyaz Toros'lar, muz sallamalar, tribün yakma girişimleri 
Siyahi oyunculara muz sallamayı, “beyaz Toros” ya da “Yeşil” pankartlarını, kafası yarılan teknik direktörler, futbolcular, tribünleri yakmalar, benzin istasyonları havaya uçurmaya cesaret etmek... Bunların hafızanızda yeri yoksa, ya futbol izlemiyorsunuz ya da herkes işine gelenleri hatırlayıp, sanki ilk kez yaşanmış gibi aptal numarası yapıyor.
Kimse kendini Trabzon üstünden aklamaya çalışmasın. Trabzon'da yapılan şeyin yanlışlığı, başka yerlerde çok daha ağırlarının yapılmadığını göstermiyor. Sürekli Trabzonspor ve Trabzon halkı üstünden yapılan açıklamalar, yorumlar kabak tadı vermeye başladı. 
Şiddete karşıysanız Ali Koç'a neden sesinizi çıkartmadınız?
Çok değil, bundan daha birkaç ay önce, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Bir gün bizden biri federasyona gidip birini tokatladı diye bir haber çıkarsa hiç şaşırmayın. Bu hakemleri her yerde takip edin, her yerde nefesinizi enselerinde hissettirin” diye bir açıklama yaptı. Bugün yeri göğü inletenler, o gün tek kelime etmedi. Kimse "siz ne diyorsunuz?" sorusunu yöneltmedi. Trollere "başkanım" diye gülücük saçanlar, o gün sessizliğe büründü.
Daha da kötüsü, bu açıklamanın ardından bu ülkede hakem dövüldü bir başkan tarafından. O başkan, Kulüpler Birliği toplantısına veda için gittiğinde sarmaş dolaş pozlar verildi. Hakem ziyaretinden önce, kendisi ziyaret etmeye çalışıldı. 
Madem şiddete bu kadar karşıydı herkes, Trabzon ve Trabzonspor analizleri yapanlar, Ali Koç'un sözlerine neden itiraz etmedi?
Şiddetin rengi nereden gelirse ona göre mi pozisyon alacağız yoksa bazı şiddetler kabul edilebilir, bazıları değil mi?
Trabzonspor-Fenerbahçe maçında yaşananları köşelerine taşıyanların tamamı konuya istediği pencereden baktı, tuttuğu takım rengine göre yorumladı. Oysa eğer şiddete karşıysanız, yukarıdaki örnekleri daha fazlasıyla çoğaltılacak şeylere de sesinizi çıkartacaktınız.
Ligden çekilme tehdidi
Birkaç kelam da Fenerbahçe'nin ligden çekilme açıklamasına değinmek gerekir. Ülkede herkes senarist oldu ve Fenerbahçe'nin ligden çekilmesi durumunda neler yaşanacağını tartışmaya başladı. Garip bir dezenformasyonla ülke puanını etkileyeceği yalanı ortaya atılıyor, Fenerbahçe'siz Süper Lig'in artık süper olmayacağı yorumları yapılıyor.
Kitabın tam ortasından konuşalım. Fenerbahçe asla ama asla Süper Lig'den çekilme kararı alamaz. Boş bir tehdidi yaklaşık 30 yıldır sürekli tekrarlamak komik olmaya başladı. Ali Şen'den bu yana en az 4 kez bu tehdit söylenegeldi. Sonuç mu? Sonuç ortada.
Çekilmeyi savunanlar umarım alttaki sorulara yanıt verebilir.
Halka açık şirket nasıl ligden çekilir? Yabancı oyuncuların sözleşmeleri ne yapılacak? Bankalar Birliği'ne borçlar nasıl ödenecek? 12 milyar borcu olan kulüp gelirsiz ne yapacak?
Daha önce en az 4 kez ligden çekileceğiz, 7 kez de havuzdan çıkacağız diyen bir kulüp için fazla iddialı sözler bunlar.
Bir de Avrupa liglerine katılım sağlayacağını söyleyenler var. Şu an Bundesliga, EPL, La Liga, Serie A yönetimleri nasıl yaparız da Fenerbahçe'yi kaptırmayız kavgasına başlamıştır bile.
Yaşanan her şey fazlasıyla sürreal ama daha da kötüsü gülünç...
0 notes
elazigsurmanset · 9 months
Text
Devecioğlu’ndan TFF’ye İstifa Çağrısı
Tumblr media
Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu'nun TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi'ye yaptığı istifa çağrısı, Türk futbolunun içinde bulunduğu mevcut duruma dair önemli bir gösterge. Devecioğlu'nun çağrısı, Türk futbolunda yaşanan olumsuzluklara dair kamuoyunda oluşan genel tepkinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Devecioğlu'nun istifa çağrısında öne sürdüğü gerekçeler, Türk futbolunun içinde bulunduğu sorunların temelini oluşturuyor. Yıllardır süregelen yönetim anlayışı ve karar alma süreçleri, futbolun kalitesini ve uluslararası başarılarını olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuzluklar, şu şekilde özetlenebilir: Futbolda şike, adaletsizlik ve şiddet gibi sorunların yaygınlaşması Kulüplerin ekonomik olarak zor duruma düşmesi Milli takımların uluslararası turnuvalarda başarısız olması Devecioğlu'nun başlattığı imza kampanyası, Türk futbolunda değişim için önemli bir adım olarak nitelendirilmekte. Kampanyanın başarılı olması halinde, TFF'nin mevcut yönetimi istifa etmesi bekleniyor. imza kampanyasının başarılı olması için, Türk futbolunun tüm paydaşlarının desteğine ihtiyaç olduğu dile getirilirken, Kulüpler, futbolcular, taraftarlar ve futbolseverler, birlikte hareket ederek değişim için seslerinin yükseltilmesi ön görülüyor. İşte, Prof. Dr. Sebahattin Devecioğlu'nun başlattığı imza kampanyasına destek olmak için yapabilecekleriniz: https://chng.it/FKw6Ymxg8v adresinden imza atabilirsiniz. Kampanyayı sosyal medya üzerinden paylaşarak çevrenizdekilere duyurabilirsiniz. Kampanya için destek veren kulüp ve kuruluşlara üye olabilirsiniz. Her bir imza, Türk futbolunun daha iyi bir geleceğe doğru ilerlemesi için atılmış önemli bir adımdır. Read the full article
0 notes
fitnesshareketleri · 5 years
Text
Sürat Antrenmanı Nasıl Yapılır?
Sürat Nedir?
Sürat Gelişimi ve Antrenmanı Olası en kısa sürede istendik bir hareketi en kısa sürede uygulama becerisi olarak açıklanan biyomotor bir özellik olan sürat özelliklede çabuk süratlenme (ivmelenme) becerisi sprintten, boksa, eskrime, cimnastiğe, basketbola ve futbola kadar pek çok spor dalında başarı için anahtar teşkil etmektedir. Sürat antrenmanı yaparak Genetik özellikleri en yüksek potansiyel seviyesine geliştirmek için motorsal becerileri en yüksek düzeye çıkarmak gerekir. Sürati oluşturan etmenlerin belirlenmesi, koşu süratini geliştirmede uygun antrenman çatılarının gelişimini kolaylaştırmaktadır. sürat genel ve özel sürat olarak açıklanabilir.
Genel sürat; herhangi bir harekette hızlı bir şekilde performans gösterme (motor reaksiyon) kapasitesidir. Hem genel hem de özel hazırlık periyodunda genel sürat gelişmektedir.
Özel sürat; bir egzersiz ya da beceri sırasında sergilenen yüksek hız performans kapasitesidir. Her sporcu yaptığı spora ilişkin kendi özel süratini geliştirebilmektedir. Sürati etkileyen en önemli biyomekanik etmeler arasında koşu adımı, maksimal sürat, adım süresi, sürat ve güç ilişkisi sıralanabilir. Adım uzunluğu koşu sırasında her adımda alınan mesafesini, adım sıklığı ise verili zamanda atılan adım sayısını ifade etmektedir
Süratin Evreleri: Sürat becerisi reaksiyon, ivmelenme, maksimal sürat ve süratte dayanıklılık (devamlılık) evrelerinden meydana Reaksiyon görsel ya da işitsel bir sinyale ya da uyarıya tepki verebilme yeteneğidir. Reaksiyon ve çıkış alıştırmalarıyla geliştirilebilir. İvmelenme olası en kısa zamanda maksimal sürate ulaşma (hızlanma) yeteneğidir. Çeşitli ivmelenme alıştırmalarıyla sıçrama antrenmanlarıyla ve kuvvet antrenmanlarıyla ivmelenme geliştirilebilir. Maksimal sürat sergilenebilen en yüksek sürat yeteneğidir. Her sporcu belirli mesafede maksimal süratine ulaşmaktadır ve uzun sürat dayanıklılığı gerektiren spor branşlarında bu süratlerini koruyamamaktadırlar. Süratte dayanıklılık maksimal süratten sonraki sürati koruma yeteneğidir. Tekrar aralıkları kısa olan sürat koşuları, 15-50 tekrarlı kuvvet alıştırmaları ve yapılan spor dalının mesafesindeki çalışma kapasitesine yönelik sürat koşularıyla geliştirilebilir
Sürat ve sprint Gücü Nasıl Geliştirilir Çabukluk ve hızlı adımlara geçmeden önce mutlak sürat ve ivmelenmeyi anlamlı olarak nasıl geliştirileceğine bakılması gerekir.
Sporcuyu hızlı yapacak 4 kural
1. Kuvvet ve Güç Antrenmanı
Güç, mutlak süratle direkt ilişkilidir. 100m sprinterler çok güçlüdürler. Futbolcular da öyledir. Halterciler çok kuvvetlidir fakat onlar için güç gerekmez.
Güç, kuvvet ve kasılma hızının bileşimidir. Biri arttığında güç de artar. İdeal olan her ikisini de artırmaktır.
Ağırlık antrenmanı kuvveti artırır ve pliyometrik antrenman kuvveti hız ve güce çevirir.
2. Sprint Antrenmanı
Sürati geliştirmede koşu mekanizmalarının ve ivmelenme antrenmanlarının futbolda sürat antrenman rutinlerine yansımalıdır. Çok fazla olması gerekmez sezon esnasında uygulama öncesi kısa bir oturum yeterlidir. Driller, sprintler arası bol dinlenmeli kısa mesafelerle tamamlanmalıdır. Yorulmamak önemlidir. İlk metrelerde bacak hareketlerinin hızına ve biçimine yoğunlaşılır. | Sezon öncesinin ortalarında ve sonlarında sprint drillere başlanır ve sezon boyunca devam edilir. Yorgunluk vermediği için bir maç öncesi günde yapılabilir. Profesyonel takımlardan bir çoğu yaklaşan bir maça hazırlanmada zihinsel keskinliği artırmaya yardım ettiğini düşünmektedir.
sprint driller, bir antrenman oturumunun başında dinlenikken yapılmalıdır.
3. Süratte Dayanıklılık Antrenmanı
Bu tip bir antrenman yıkıcı olabilir. Fakat profesyonel açıdan, bunun karşılığı değerlidir ve kısa bir oturum sırasında ve sonrasında geçici bir rahatsızlık hissedilir. Bu yüzden bu drilleri yoğun bir şekilde yapmak olasıdır. Onlar, süratle laktik asit miktarını geniş ölçüde oluşturmak için dizayn edilmiştir. laktik asitin uzaklaştırılmasında Vücut adaptasyonu gelişir ve toparlanma gözle görülür bir biçimde artar.
4. Çabukluk çeviklik
100m sprinterlerin çabuk fotbolculardaki özelliklere sahip olmalarının gerekmediğini görebilirsiniz. Genel olarak hızlı koşucu olmayan oyuncular, eğer hızlı adımlara ve çabuk düşünme yeteneğine sahip olurlar ise futbolda üstün olabilirler. Mutlak süratveya hızlıkoşma yeteneğini belirleyen faktör genetiktir. Uygun sprint genlerine sahip iseniz çok fazla endişe etmenize gerek yoktur. İyi bir futbol sürat antrenman programı kas fibrillerinin verimliliğini geliştirir ve daha hızlı yapar. Bu yüzden futbolda sürat antrenmanının bir hedefi sprint gücünü artırmak-ivmelenme ve tepki sürati- olmalıdır.
Futbolcular, düz bir çizgide nadiren 50 m. den daha fazla sprint yaparlar. İkinci ve aynı öneme sahip hedef, sürat dayanıklılığını artırmaktır. Süratte devamlılık antrenmanı tekrarlı sprintler sonrası toparlanmayı anlamlı olarak artırır. Vücudun laktik asiti uzaklaştırma yeteneği gelişir. Üçüncüsü, bir futbol sürat antrenmanı çabukluğu, adım hızını ve reaksiyon zamanını geliştirmelidir. Son olarak, bazı sürat ve çabuklu drilleri içine bir topun dahil edilmesi kazanılan süratin oyun alanına transferini sağlayacaktır.
Sürat çalışmalarına örnek olarak
6 × 40 m startlı koşu,
6 × 60 m startlı koşu,
6 × 30 m hız alarak koşu.
Sürat antrenmanı
1.Antrenman
Genel Aerobik Dayanıklılık antrenmanı
Metot : Yavaş Tempolu Devamlı Koşular
Yüklenme Şiddet : Düşük Tempo (Nabız 140-150 olmalı)
Ormanlık bir alan ya da yumuşak bir zeminde 8-15 km tempo koşulur.
2.Antrenman
Genel Aerobik Dayanıklılık ve Anaerobiğe Geçiş antrenmanı
Metot : Hızlı Tempolu Devamlı Koşular
Yüklenme Şiddet: Nabız 150-160 arası,100’e inince 2.Yüklenme başlatılır. İki Seri Arası Dinlenme Koşusu: 15dk.
1- 15dk. ısınma ve esneme
2- 1200m. yüksek tempo koşulur. (Nabız 150-160)
3- 15dk. dinlenme temposu (Nabız 100’e inene kadar)
4- 800m. yüksek tempo koşulur. (Nabız 150-160)
5- 10dk. dinlenme temposu (Nabız 100’e inene kadar)
6- 1200m. yüksek tempo koşulur. (Nabız 150-160)
7- 15dk. Dinlenme temposu (Nabız 100’e inene kadar)
8- 800m. yüksek tempo koşulur. (Nabız 150-160)
9- 10dk. dinlenme temposu ve yumuşatma hareketleri
3.Antrenman
Genel Aerobik ve Anaerobik Dayanıklılık antrenmanı
Metot : İnterval Türü Devamlı Koşular
Yüklenme Şiddet : %60-75 –
15dk. ısınma ve esneme
200m. %75 tempoda koşu (Nabız 170-180)
Dinlenme (Nabız 120’ye inene kadar)
400m. %60 tempoda koşu (170-180)
Dinlenme (Nabız 120’ye inene kadar)
200m. %75 tempoda koşu (Nabız 170-180)
Dinlenme (Nabız 120’ye inene kadar)
400m. %60 tempoda koşu (Nabız 170-180)
Dinlenme (Nabız 120’ye inene kadar)
200m. %75 tempoda koşu (Nabız 170-180)
Dinlenme (Nabız 120’ye inene kadar)
400m. %60 tempoda koşu (Nabız 170-180)
Dinlenme (Nabız 120’ye inene kadar)
200m. %75 tempoda koşu (Nabız 170-180)
Dinlenme (Nabız 120’ye inene kadar)
400m. %60 tempoda koşu (Nabız 170-180)
Dinlenme (Nabız 120’ye inene kadar)
200m. %75 tempoda koşu (Nabız 170-180)
Dinlenme (Nabız 120’ye inene kadar)
400m. %60 tempoda koşu (Nabız 170-180)
Dinlenme ve yumuşatma esneme
4.Antrenman
Genel Aerobik Dayanıklılık antrenmanı
Metot : Fartlek Yüklenme
Şiddet : Değişmeli
10-15dk. ısınma ve esneme
5-10dk. hafif tempo koşu
1200m – 2000m orta süratte ve aynı tempoda koşu
5dk. çok hızlı yürüme,interval çalışma (50m sprint)
Kısa mesafeli ataklar
160-180m. ful tempo ile yokuş yukarı koşu
Çok hafif tempolu dinlenme koşusu veya aynı tempo ile turu tamamlama yapılır.
Yumuşatıcı esneme
5.Antrenman
Genel Aerobik Dayanıklılık antrenmanı
Metot : Üçgen Koşular Yüklenme
Şiddet : Değişmeli
15dk. ısınma ve esneme
Üç kenar 50’şer metre: 1×50 (%90) + 2×50 (%50
2x50m. (%90 + %80) + 1×50 (%50)
3x50m. (%90 + %80 + %70)
Dinlenme: 3×50 (%50)
3x50m. (%90 + %80 + %70)
2x50m. (%90 + %80) + 1x50m. (%50)
1x50m. (%90) + 2x50m. (%50 + %50)
10dk. jog ve esneme
6.Antrenman
Genel Dayanıklılık Antrenmanı
Seri : 2-3 Yüklenme
Şiddet : Yüksek
15-20dk. ısınma ve esneme
2x400m. koşu
Dinlenme
800m. koşu
Dinlenme
2x200m. koşu
Dinlenme
8- 600m. koşu
Dinlenme
2x100m. koşu
Dinlenme
400m. koşu
Dinlenme
Esneme ve yumuşatma
7.Antrenman
Aerobik Dayanıklılık Antrenmanı
Seri : 1-3
Yüklenme Şiddet : %70 – %90
20-25dk. ısınma
5x60m. koşu
3-5dk. dinlenme
5x70m. koşu
3-5dk. dinlenme
5x80m. koşu
7- 3-5dk. dinlenme
20 + 30 + 50 + 60m. koşu
5dk. dinlenme
20 + 30 + 50 +60m. koşu
5dk. dinlenme
Yumuşatma ve bitiş
9.Antrenman
Genel Aerobik Dayanıklılık Antrenmanı
Metot : İnterval Sprint Koşular
15-20dk. ısınma
esneme
30m. yürüme ve hafif tempolu koşu + 20m. sprint + 30m. yürüme ve hafif tempolu koşu
30m. yürüme + 30m. sprint + 30m. yürüme + 30m. sprint
50m. yürüme + 50m. sprint + 50m. yürüme + 50m. sprint
50m. orta süratte koşu + 50m. sprint + 50m. orta süratte koşu + 50m. sprint
10-15dk. jog
Yumuşatıcı esneme
Sürat Antrenmanı Nasıl Yapılır?
1 note · View note
marmalaise · 3 years
Photo
Tumblr media
İngiltere başta olmak üzere Avrupa'da, büyük ve önemli futbol maçı günlerinde aile içi şiddet artıyor. Yapılan araştırmalara göre, İngiltere'de maç günlerinde alkol satışlarının ve buna bağlı olarak aile içi şiddetin de arttığı ortaya çıktı. Araştırmalarda, 20 milyonluk bir spor izleyici kitlesine sahip İngiltere'de maç günlerinin kadınlar tarafından endişe ve korku ile beklendiği, İngiliz taraftarların maçı kaybetmeleri durumunda daha fazla aile içi şiddet uyguladığı belirtildi. Araştırmalar, aile içi şiddetin her geçen sene daha fazla arttığını gözler önüne serdi.
İngilizler maçı kaybederse aile içi şiddet yüzde 38 artıyor
İngiltere'de 2002, 2006 ve 2010 yıllarında aile içi istismar ve şiddet vakalarının maç tarihleriyle aynı dönemlerde artış gösterdiği kaydedildi. Araştırmada, İngiltere'nin bir maç kazandığında veya berabere kaldığında aile içi istismarın yüzde 26, kaybettiğinde ise yüzde 38 arttığı ortaya konuldu. Yapılan araştırma maç tarihlerinde alkol satışlarının arttığını buna bağlı olarak, şiddet olaylarına eğilimin de arttığını gösterdi.
Euro 2020'den sonra yardım kuruluşları harekete geçti
İngiltere'nin EURO 2020 yenilgisinden sonra yardım kurumları aile içi şiddete maruz kalan kişilere ulaştı. İngiltere'de Kadın Yardım Kuruluşu olan Women's Aid ve Refuge, İngiltere'nin Pazar akşamı Euro 2020 finalinde İtalya'ya yenilgisinin ardından aile içi şiddet mağdurlarından yardım kuruluşlarını aramalarını istedi.
Women's Aid, rapor edilen aile içi istismar vakalarının sayısının futbol maçlarından sonra artma eğiliminde olduğunun söyledi. Women's Aid CEO'su Farah Nazeer, “Bildirilen aile içi istismar vakalarının sayısının futbol maçları sırasında arttığını biliyoruz. Artan alkol tüketimi ve oyunla ilişkili güçlü duygular, şiddeti artırabilir" dedi.
Refuge CEO'su Ruth Davison, futbol turnuvalarının "önceden var olan kötü niyetli davranışların arttırdığını" söyleyerek, mağdurlara "yalnız olmadıklarına" dair güvence verdi. Davison, "Futbolda kimin kazandığına ve kimin kaybettiğine bakılmaksızın, aile içi şiddet sistematik, amaçlı bir davranıştır ve tüm yıl boyunca gerçekleşebilir" dedi.
Araştırmalara göre, İngiltere ve Galler'de Mart 2020'ye kadar olan 1 yıl içinde yaklaşık 1,6 milyon kadının aile içi şiddete maruz kaldığı belirtildi.
Aylin Karadeniz
0 notes
footballvt · 4 years
Photo
Tumblr media
Pogba, Instagram hesabından yaptığı söylemede, yumruğunu havaya kaldırmış biçimde resmini paylaşarak, "Son günlerde Minneapolis'te yaşananlar hakkında hislerimi nasıl anlatabileceğim mevzusunda çok düşündüm. Hiddet, nefret, acı, yeis hissettim. Futbolda, işte, mektepte, her yerde, her gün ırkçılığa maruz kalan George ve tüm kara tenli insanlar için yeis dinliyorum." ifadelerini kullandı. Irkçılığın bir an evvel sonlanması gerektiğini vurgulayan Pogba, "Yarın ya da ertesi gün değil, bugün bitmesi gerek. Irkçılıktan kaynaklanan şiddete artık hoşgörü şovlamaz. Hoşgörü etmeyeceğim, hoşgörü etmeyeceğiz. Irkçılık cehaletliktir, sevgi fazilettir. Suskun kalmayın. Irkçılığa karşı durun." yorumunu yaptı.
0 notes
hasannkaratas02 · 5 years
Photo
Tumblr media
yiyin birbirinizi #fenerbahçe mize bişey olmasın #6222yasası futbolda terör şiddet ve holiganlık yasasını uygulayın..! elleriniz dert görmesin #sporbüro #çevikkuvvet @emniyetgm 😁😁 #alikoç #azizyıldırım @Fenerbahce @fbtv @gunesli_gfb #hasankarataş @dha @trtspor @asporcomtr #fbtv #hasankarataş https://www.instagram.com/p/B89sxMSn8MP/?igshid=1s0kbiiimd1pi
0 notes
canlitribun · 5 years
Photo
Tumblr media
Bitsin bu terör! Futbolda şiddet kadına sıçradı Kadına şiddet engellenemiyor. Bu çirkinliğin son adresi yeşil sahalar… İlk örnek Kadınlar 2. Ligi'nde yaşandı. Dudulluspor-Akdeniz Nurçelikspor maçında, kadın futbolcuya saldırı girişiminde bulunuldu.
0 notes
ramazanserdar · 7 years
Photo
Tumblr media
SUSURLUK ATEŞİ SÖNMEYECEK…
Hemen her büyük futbol takımının, kendine has niteliklere sahip taraftar grupları vardır.
Fenerbahçe’nin Genç Fenerliler’i, Galatasaray’ın Ultraslan’ı, Beşiktaş’ın Çarşı’sı gibi.
Bazı şehir takımlarının taraftar grupları da onlardan aşağı kalmazlar.
Manisaspor’un Tarzanlar’ı, Bursaspor’un Teksas’ı, Balıkesirspor’un 10 Kolikler’i, tribün performanslarıyla maça damgalarını vururlar.
2007 yılında kurulan ve isim babalığını İrfan Ayyıldız’ın yaptığı  “Susurluk Ateşi” de şehrimizin futbol takımı Susurlukspor’un taraftar grubu olarak ortaya çıkmıştı önceleri...
En az Genç Fenerliler kadar takımlarına bağlı, En az Çarşı kadar organize, en az Ultraslan kadar coşkuluydular tribünlerde…
Ve belki de daha önemlisi…
Hepsinden daha fazla bilinçli, hepsinden daha fazla saygılı, hepsinden daha fazla duyarlıydılar…
Sloganları “Sevgi Eylem Gerektirir”di…
Şiddetin, kavganın, küfrün hiç eksik olmadığı futbolda bir umuttu bu söylem.
Amigo Hakan’ın (Ergün) liderliğinde kendi kimliğini oluşturmuş, tek ses tek yürek halinde, bölgemizdeki en etkin taraftar topluluğu haline geldiler kısa zamanda…
Susurlukspor’un herhangi bir maçına gitmiş olanlar Hakan Ergün’ün taraftarı ve takımı nasıl ateşlediğine, yaptığı esprilerle de seyircilerin nasıl neşe içinde maçı izlemelerini sağladığına yakından şahit olmuşlardır.
Küfür yok.
Kötü tezahürat yok.
Hakan Ergün, birbirimizi germeden, sinirlendirmeden, ortalığı cehenneme çevirmeden, kırıp dökmeden de bir takımın desteklenebileceğini gösteriyordu futbolseverlere…
Tribünlerde başlayan bu hareket kısa zamanda büyüdü, güçlendi.
Artık her yerdeydiler.
Nerede bir etkinlik varsa Susurluk Ateşi, gönüllüler ordusuyla oradaydı.
Kitap okuma günlerinde…
Engelliler pikniklerinde…
Çiftçiler haftasında…
En ön saflarda görev duygusuyla can-ı gönülden koşturuyor, çalışıyor, çabalıyorlardı.
Esnafımızı ziyaret edip, hal hatır soruyor, doğum günlerini bir pastayla kutluyor, düğünlerinde, cenazelerinde bulunuyorlardı.
Şehitlerimiz için mevlit okutuyor, ulusal ve dini bayramlarımızda günün anlam ve önemini vurgulayan pankartlarıyla dostluk, birlik ve beraberlik mesajları veriyorlardı.
Susurluk halkını bir araya getirmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyor, kendi aralarında topladıkları paralarla pilav-ayran etkinliği düzenliyorlardı.
Kadına şiddete karşı çıkıyorlardı.
Irkçılığa hayır diyorlardı.
Kanserle mücadele için projeler geliştiriyorlardı.
Nihayetinde “Susurluk Ateşi Sosyal ve Kültürel Dayanışma Derneği” olarak kurumsal bir yapıya kavuştu.
“Öncelikli hedefimiz yaşadığımız şehirde sosyal ve kültürel konularda aktif hareket etmek.
Hiçbir siyasi ve ideolojik hareketin peşinde olmadık, sadece ve sadece insanlara hizmeti ön plana aldık.” diyor Dernek Başkanı Hakan Ergün.
Ve devam ediyor:
“Hedefimiz hep daha ileriye gitmek, daha güzel işlere imza atmak. Önümüzdeki günlerde il ve ülke çapında çok önemli sosyal projeler gerçekleştireceğiz. Bunların hazırlığı içindeyiz.”
Özveriyle, emek harcayarak “Susurluk” için gayret gösteren Susurluk Ateşi, dayanışmanın, birlik ve beraberliğin en güzel örneklerini sergiliyor…
Ramazan S.TORPAKTEPE
2 notes · View notes
fenrees · 4 years
Text
Kombine Nedir, Fiyatları Ne Kadar? Nasıl Alınır?
Kombine farklı anlamlarda kullanılabilen bir sözcüktür. Tıp alanında kullanıldığında kelime, bir iki tedavinin birlikte uygulanması anlamına gelir. Futbolda ise kombine biletler için kullanılan bir terimdir. Futbol çağımızın en çok tercih edilen ve izlenen sporları arasında yer alır. Futbol sektörü ortaya yeni organizasyonların ve kurumların doğmasını sağlamıştır. Bu sektörde bir sene içinde milyon dolarlar dönüyor.
Futbol takımlarının her biri için maç bilet satış fiyatları farklı olabilir. Büyük takımları ele alacak olursak maç bilet fiyatları 50 TL ile 2 bin TL arasınde değişiklik gösterebilir. Ancak Anadolu kulüpleri için bilet fiyatı 5 TL ile 30 TL arasında olacaktır. Taraftarlar bu ücreti ödeyerek hem maçı canlı seyreder hem de takımlarını desteklemiş olurlar. Sene boyunca oynanacak bütün iç saha maçlarının tek biletle izlenmesine olanak tanıyan bilete kombine bilet denir. Genellikle bu biletler bütün sezonu kapsar. Kombine Nedir konusuna kısaca değindik. Şimdi detaylara geçelim.
Dizüri nedir, belirtileri nelerdir? Bilgilerini de inceleyebilirsiniz.
Kombine Bilet Fiyatları Ne Kadar?
Kombine bilet fiyatları takıma göre değişiklik göstermektedir. Örneğin; birinci ligde mücadele eden Denizlispor Futbol Takımı kapalı tribün için 150 TL ile 250 TL arasında ücret ödemek gerekir. Ancak en pahalı tribün olan Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor gibi Süper Lig takımları için kale arkası kombine bilet fiyatları bin TL’ye yakındır. Kombine bilet fiyatları takımların popülaritesi arttıkça artabilir. Kombine bilet satın alan bir kişi, bütün sezon maçlarına tek bir bileti kullanarak girebilir. Ayrıca maça girmek için kişilerin sıra beklemesine gerek kalmaz. Bu avantajlarından dolayı insanlar kombine bilet satın almayı tercih ederler.
Kombine Bilet Satın Almanın Faydaları Nelerdir?
Kombine bilet avantajları başında artan bilet fiyatlarının kombine biletlere yansımaması geliyor. Maçlardan önce bilet fiyatları tavan yapabilir. Ancak sezon başında kombine bilet alan bir kişinin ödeyeceği fiyatta herhangi bir değişiklik olmayacaktır. Taraftarın bileti her zaman hazırdır. Taraftarın bilet bulup bulamayacağı, fiyatın ne olacağı vb. konularda endişe etmesi gerekmez. Ayrıca kombine bilet alınan kulübün kombine bilet satın alan taraftarlara çok sayıda hediyesi ve çeşitli sürpriz hediyeleri olur.
Kombine bilet yalnızca futbolda değil, sporun pek çok dalında vardır. Ancak genellikle kombine biletler futbol müsabakaları için kullanılmaktadır. Eğer siz de futbol maçlarını bütün sezon izliyorsanız ve her maç için ayrı ayrı bilet satın almak istemiyorsanız, kombine bilet satı alabilirsiniz. Bir takım eğer sezonda iç sahada 27 tane maç oynuyorsa 17 maçlık kombine bileti alınmış olur. Fiyat 17 maçlık olsa da aslında indirimden ve sürpriz hediyelerden faydalanabilirsiniz.
Kombine Bilet Satın Almak Ekonomik Açıdan Daha mı Avantajlı?
Kombine bilet ekonomik anlamda kişilerin zarara girmesine neden olabilir. Eğer kişi sezon içinde maçlara gidemezse bu durum para kaybı olarak nitelendirilebilir. Çünkü bileti alan kişi sezon başında bütün maçlara gideceğini hesaplamıştır. Kombine bilet alan kişiler en başından maç boyunca nerede oturacaklarına karar vermiş olurlar. Yer değiştirmek gibi bir şansları yoktur. Eğer yerinizden sıkılırsanız kombine bilet aldığınız için moraliniz bozulabilir. Kombine bilet almadan önce değerlendirilmesi gereken diğer nokta da, bu bilet sahiplerinin cezalı maçlar için de bilet fiyatı ödemesinin mümkün olduğudur. Maçta kötü atmosfer olması ya da takımın seyircisiz oynaması gibi durumlarda kombine bilet parası yanmış olur. Taraftar bu maçlar için de para ödemiş olmasına rağmen maça gidemez.
Kombine Bilet Satın Almalı mıyım?
Kombine bilet satın almak duruma göre avantajlı duruma göre dezavantajlıdır. Genel anlamda bakıldığı zaman taraftarlar avantajları nedeniyle kombine bilet satın almak isterler. Bazı olumsuz durumlar söz konusu olsa da, kişi kombine bilete sahip olduğu zaman bütün maçlara gidebilir ve maç bileti sorunu yaşamaz. Ayrıca taraftar bu bileti satın almak için toplu bir ücret ödeyerek takımına destek olmuş olur. Bu durum kişinin kendini manevi yönden iyi hissetmesine yardım eder. Kişi kendini kulübün bir parçası olarak görmeye başlar. Kombine biletleri deplasman maçlarında geçerli değildir. Çünkü deplasman maçlarının biletleri deplasman takımı tarafından değil, ev sahibi tarafından satışa çıkarılmaktadır.
Passolig Kartları ile Kombine Sistemin Farkı Nedir?
Passolig kartları kombine kart almak isteyen kişiler tarafından alınmalıdır. Kombine bilgileri direkt olarak passolig kartlarına yüklenmektedir. Passolig kartı alırken belli bir ücret ödenir. 25 TL’lik ya da 15 TL’lik bu ücret kombineyi kartınıza yüklediğiniz anda tahsil edilir. Passolig kartı 14 Nisan 2014 tarihinde Türkiye’de uygulanmaya başlamıştır. E bilet kapsamında getirilen bu yenilikle birlikte bütün işlemler kartla yapılmaya başlandı. Passolig kartlarının piyasaya sunulmasının nedenleri olarak şunlar sıralanabilir:
Biletsiz seyirci girişinin önlenmesi,
Sporda şiddet olaylarının azaltılması,
İnsanların küfür ve şiddet olmadan tribünlerde karşılaşmaları seyir edebilmesi,
Çocuk ve kadınların daha fazla stadyuma gelmesi,
Olumsuz tezahürat ve şiddet olaylarının engellenmesi,
Karaborsa bilet satışının engellenmesi için passolig kartları sektöre büyük yenilik getirmiştir.
Passolig kartlar kişiye özeldir. Sportif bir kimlik kazanmanızı sağlar. Ayrıca ulaşım ve alışveriş gibi günlük hayatın farklı alanlarında kullanılabilir. Passolig kartları hem Süper Lig hem de TFF 1.lig maçlarında geçerlidir. Ancak bu kart, Türkiye Kupası ve Süper Kupa, Avrupa Kupalarıda geçerli olmayacaktır.
Trekking hakkında merak edilenlere de bakabilirsiniz.
Passolig Kartı Almak için Kimler Başvuru Yapabilir?
Passolig kartı almak için başvuru yapacak kişiler her taraftar olarak sıralanabilir. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren maçlara gitmek isteyen her taraftarı Passolig kartı alması zorunlu hale getirilmiştir. Passolig kartı elektronik ortamdan satın alınabilir. Maç biletleri Passolig karta yüklenir. Daha sonra stadyum kapılarında yer alan Passolig kart okuyucularından kart okunarak seyirciler içeri alınır. İsteyen taraftarlar el terminallerinden de yazılı biletlerini alabilirler. Kart satın almak isteyen kişiler Passolig resmi internet sitesini ziyaret edebilir ya da özel satış noktalarından kartı temin edebilirler.
Kartı almak için önce başvuru formu doldurulması gerekiyor. Ardından kart için fotoğraf yükleniyor. Ödeme gerçekleştiği zaman kart alınmış oluyor. Kişiler PTT şubelerinden, stadyum girişlerinden ya da adrese teslim kurye aracılığıyla kartlarına sahip olabiliyorlar. Maç bileti satın almak isteyenler Passolig kartlarını kullanırlar. Passolig kartında para olan herkes, maç bileti satın alabilir.
Passolig Kartı Almak için Ne Kadar Ücret Ödenmesi Gerekiyor?
Passolig kart alma ücreti 4 büyük kulüo için 25 TL olarak belirlenmiştir. Ancak Fenerbahçe bu uygulamanın dışında kaldığını belirtmiştir. Bu kulüplerin dışındakiler için ödenmesi gereken ücret 15 TL’dır. Bilet almak için ödenen ücretlerin belli kısımları doğrudan kulüplerin hazinesine aktarılmaktadır. Yalnızca Passolig kartı alınan takımın maçlarına gidilmez. Burada önemli olan Passolig kartına sahip olunmasıdır. Kartı aldığınız zaman elinizde hangi takımın taraftarıysanız onun logosu olur. Hangi takımı tutuyorsanız Passolig kartı ile o takıma destek olmuş olursunuz. Her maça gidebilmekle beraber öncelik hakkı maçın oynandığı takımların taraftarlarında olacaktır. Örneği Fenerbahçe Galatasaray maçına gidecek Sivas spor passoligine sahip olun. Maça elbette gitmeniz mümkündür. Ancak öncelik takımın taraflarına verilecektir. Kombine biletler için bu durum söz konusu değildir.
Sıcak hava balonu hakkında bilgilere de bakabilirsiniz.
Kombine Nedir konusuyla ilgili yorumlarınızı ve sorularınızı bekliyoruz.
Kaynak: https://www.zovovo.com/kombine-nedir/
0 notes
sizekitap · 5 years
Text
Spor Sosyolojisi
0
Spor Sosyolojisi Mert Kerem Zelyurt Akademisyen Kitabevi
Futbol kitlelerin en fazla meşgul olduğu spor dalı. Her yaştan insanın ilgisiyle, gerek oynanmasıyla gerekse seyir sporu niteliğiyle en yaygın spordur. Futbolun dünyada ve ülkemizdeki kitleselliği, bu oyuna sadece bir spor dalı olmanın ötesinde anlamlar yüklenmesine neden olmuştur. Oynayanlar ya da seyredenler için sadece bir fiziksel ve seyirlik faaliyet değil aynı zamanda bir taraftarlık ve kimlik ifadesidir. Futbol takımları günümüzde kişiler için toplumsal kimlik biçimi haline gelmiştir. Takım tutmak kişilere topluluk ve aidiyet hissi veren bir duygusal bağlanma biçimidir. Futbolun sosyal ve duygusal ihtiyaçlara hitap etmesiyle geniş bağlamda toplumsallaşarak yaygınlaşması siyaset gibi kurumlarla da ilişkisini sıkılaştırmış, bu spor dalı toplumsal sorunların ve olguların billurlaştığı bir alan haline gelmiştir. Kimlik, özdeşleşme, anti dünya görüşleri, muhalefet, siyaset, şiddet vs. olgulara futbol evreninde rastlamak mümkündür. Bu kitaptaki konuların ağırlığını da futbolun taraftarlık, kimlik ve temsil işlevleri oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra futbolda altyapı sorunu ve amatör futbol da analiz edilen konulardır.
Yazarı Sizekitap’da Ara Yazarı Twitter’da Ara Kitabı Twitter’da Ara Yazarı Facebook’ta Ara Kitabı Facebook’ta Ara
devamı burada => https://sizekitap.com/sosyoloji/spor-sosyolojisi/
0 notes
kanalmalatya · 6 years
Text
Malatyalı Üniversite Öğrencileri, Başakşehir Antrenmanında
Malatyalı Üniversite Öğrencileri, Başakşehir Antrenmanında
Malatyalı Üniversite Öğrencileri Platformu, futbolda şiddet ve küfür olaylarına farkındalık oluşturmak amacıyla Fenerbahçe’nin ardından Medipol Başakşehir’i ziyaret etti.
Süper Lig’in lideri Medipol Başakşehir’i antrenman yaptığı tesislerinde ziyaret eden Malatyalı Üniversite Öğrencileri Platformu, Teknik Direktör Abdullah Avcı ile futbolcu Arda Turan’a çiçek verdi.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti…
View On WordPress
0 notes
ansiklomedia · 6 years
Text
Toplumsal Sorunlar ve Sosyal Sorumluluklar Nelerdir?
Toplumsal Sorunlar ve Sosyal Sorumluluklar Nelerdir?
Dünyada ve ülkemizde pek çok toplumsal sorun yaşanmaktadır. İşsizlik, yoksulluk, salgın hastalıklar, trafik, göç, çarpık kentleşme, israf, çevre kirliliği, çocuk istismarı, futbolda şiddet vb. bunlardan bazılarıdır.
İnsanlığın sorunları bir zincirin halkaları gibidir. Toplumda ve dünyada yaşanan sorunlara çözüm bulunmadığı sürece bizleri de etkileyeceği bilinmelidir. Bu nedenle toplumsal…
View On WordPress
0 notes
kuponuna · 6 years
Photo
Tumblr media
İspanya’da 116 taraftar için ağır cezalar istendi İspanya’da futbolda şiddet olaylarıyla bağlantılı olarak toplam 116 taraftara ağır cezalar istendi. Sporda Hoşgörüsüzlük, Yabancı Düşmanlığı, Irkçılık ve Şiddete Karşı Devlet Daimi Komisyonu, Hercules-Castellon ve Rayo Vallecano-Barcelona maçları öncesinde çıkan olaylara karışan taraftarlar için istenilen cezaları açıkladı.
0 notes
haberin-varmi · 6 years
Photo
Tumblr media
Futbolda Cinsel Şiddet ve Cinsiyet Ayrımcılığı Sempozyumu Kitabı Yayımda https://ift.tt/2Oewsfa
0 notes
aserkan · 6 years
Text
Arjantin, Türkiye’ye ne kadar da çok benziyor?
Tumblr media
"Arjantin'le ilgili birçok şey yanlış ancak neyin yanlış olduğunu bilmiyoruz. O kadar çok şey oluyor ki, hiçbirimiz ne olduğunu bilmiyoruz..." cümleleri ile başlıyor Jorge Valdano, Guardian'daki yazısına ve devamında çok önemli tespitlerde bulunuyor.
Valdano, Real Madrid ve Arjantin'in efsane futbolcularından. ‘86 Dünya Kupası'nı kazanan Arjantin kadrosunun da önemli bir parçasıydı. Futbolu bıraktıktan sonra Real Madrid'de Sportif Direktörlük ve Genel Direktörlük görevlerini yürüttü. Yani hiçbir zaman futboldan kopmadı. Şimdi ise Arjantin'in yaşadığı düşüşe dair yazdığı dikkate değer makale ile karşımıza çıktı.
Valdano'nun tespitlerine bakınca bize çok tanıdık geldiğini göreceksiniz. Arjantinli efsane, ülke futbolunun güzel oyundan uzaklaştığını ve sadece kazanmaya odaklandığını söylüyor. Arjantin'de futbol her zaman, her şeyden üstündür. Valdano, 86'da Dünya Kupası'nı kazandıklarında Diego Maradona'nın nasıl bir milli kahramana dönüştüğünü örnek veriyor. Bu yüzden milli takımın başarısızlığını da 'açıklanması zor olan bir ihmal ve boşluk hissi' olarak tanımlıyor ve şu şiirsel soruyu soruyor: Futbolda neler yapabileceğimizi nereden bilelim; Messi ile neler yapabileceğimizi bile bilemezken...
Ve Valdano'nun Türk futbolunda da yıllardır dillendirilenlere benzer tespitleri geliyor ardından. "Her şeyin başladığı yer" diye dikkat çekiyor ve futbolun sokaklardan kopmasını sebep gösteriyor. "Sokaklar bizim okulumuzdu. Bize bir kültür kazandırıyor, geliştiriyor ve mutlu ediyordu. Ancak futbol sokaklardan koptu ve kimse onun yerine ne koyacağını bulamadı. Almanya veya İspanya gibi akademilerimizi de geliştiremedik. Her zaman paramız az, organizasyon yeteneklerimiz kısıtlı ve vizyonumuz düşüktü ama kibrimizden geçilmezdi. Geçmişten gelen futbol gücümüze çok fazla güvenmiştik"
Valdano, maç kazanmanın, eğlenceli bir oyun oynama özelliğini üzerine çıktığını söyleyerek bu durumu 'çılgınlık' olarak adlandırıyor. "Her ne pahasına olursa olsun kazanma arzusu sizin değerlerinizi siler, süpürür. Futbolu 'kazananlar ve kaybedenler' diye bölmek, futbola tedavisi olmayan bir hastalık bulaştırmaktır" diyor efsane.
Öte yandan yine bizdekine benzer bir probleme dikkat çekiyor Valdano ve kulüp sevgilerinin, futbol sevgisinin üzerine çıktığını söylüyor. Valdano'ya göre kulüp takımlarını 'mini birer ulusa' dönüştürmek, bir kimlik ve ölüm-kalım meselesi haline geliyor, bu da kendi toplumunu inşa ediyor. İnsanlar artık yetenek değil, 'taşaklı' futbolcu görmek istiyor. Statlara hükmeden şiddet de bunu söylüyor. Valdano'ya göre Hırvatistan maçında taraftarlar ve Diego Maradona da sahada 'taşaklı futbolcular' istiyordu. "Evet, Diego... Bizim aslında kim olduğumuzu hepimizden daha iyi temsil eden adam." diyerek eski takım arkadaşına da göndermede bulunuyor.
Valdano'ya göre her takımın bir yetenek çıkarma arzusu nedeniyle ülkedeki futbol, karınca yuvasına girmeye çalışan bir sürüye dönüştü. Kimin ne kadar iyi oyuncu olduğunu anlamanın zorlaştığı bir yapı...
Efsane, Arjantin futbolundaki düşüşte ekonomik krizin, kurumsal kaosun, siyasi bir silah olarak televizyondaki futbol programlarının ve futbol yönetimindeki yolsuzlukların da büyük etkisi olduğunu düşünüyor. Futbol ekonomisinin geldiği noktanın, ülkedeki futbolcular açısından bir kaçış olduğunu da sözlerine ekliyor. İyi eğitmenlerin ülkede tutulamamasına da dikkat çekiyor. Valdano, eski ile yeni arasındaki farkı, Maradona ve Messi kıyası ile anlatıyor: "Maradona tamamen bir Arjantin ürünüdür. Messi ise Arjantinli kökleri ile o köklerin Barcelona'da filizlenmesi sonucu ortaya çıkmış bir karışım..."
Ancak Valdano, Messi ve Maradona arasındaki diğer tüm kıyaslamaları 'sıradan, zararlı ve futbolcuları altüst eden' türden kabul ediyor. Arjantinlilerin, Messi'nin Dünya Kupası kazanamaması durumunda asla bir Maradona olamayacağını düşündüğünü söyleyen Valdano kötü de bir haber veriyor: "Messi de böyle düşünüyor..."
"Messi, 45 milyon insanın şiddetli taleplerini omuzlarında taşıyor ve bu durum ruhunda işkence yaratıyor. Messi, Arjantin futbolunun gururunu 15 yıldır tek başına taşıyor ve bunu hayranlık uyandırıcı bir istikrarla sürdürüyor. Ancak bazı gazeteciler, Messi'den hiç kimsenin hayal bile edemeyeceği derecede mükemmellik bekleyip, ona 'eskimiş bir futbolcu' muamelesi yapıyor."
Peki, Rusya'daki problem nedir? Valdano'ya göre problemler şunlar:
Yetenek krizi: Takımda Rakitic ya da Modric gibi bir oyuncu yok.
Lider eksikliği: Kriz anında takımı derleyip toparlayacak bir lider yok.
Tartışmaların kaba ve cahilce olması: Valdano, "Bizi büyük kılan şeylerin ne olduğunu unutmuşuz" diyor.
Valdano'ya göre çözüm -yine bize, bizi hatırlatacak sözlerle - şöyle olmalı: 
"Evrim geçirmeliyiz ve turnuvadan sonra kaybettiğimiz prestijimizi yeniden kazanabileceğimiz bir eğitim devrimine başlamalıyız. Bunun için ihtiyacımız olan genetiğe, tarihe, bize enerji ve güç verecek gurura sahibiz. Ancak bu zaman gerektiriyor. Acele etmemeliyiz. Arjantin'de herkes sabır ve sakinliğini yitirdi."
Valdano'nun son sözleri de yine 'gönderme' diyebileceğimiz türden:
"Beceri, kalite, kurnazlık ve keskinlik. Bunları kolektif bir yapı ile bir araya getirebilmeli ve kimlik yaratmalıyız. Bir takım olmalıyız. Bir dahi bile pek çok başarısızlığı telafi edemez. Kendinden nefret eden bir dahi, hala çok az..."
0 notes