#fotoğraf günlüğü
Explore tagged Tumblr posts
yeryuzugokyuzu · 10 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
342 notes · View notes
sokaktakiyazar · 1 month ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Fotoğraf günlüğü mod on.
2 notes · View notes
gunncem · 1 month ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
dünkü coctail festival günlüğü...
bayağı iyiydi. kokteyllerden tut hamburgerine patatesine kadar güzeldi. 5'e kadar saniyorum kokteyl tadimlari ucretsizdi ve bir tsne seans mi denir artık bilemicem de işte girdik bir tanesine 3 tane falan kokteyl yaptılar 3 U DE MUKEMMELDI özellikle sanırım 3. fotograftakini çok beğendim ismi little hawk olması lazım çok çok çok çok iyidi. sonradan biraz para bayılıp aldım ondan. bi de kardan adama benzeyen bi kolye aldım.oradan ama yurda dönünce anladim da bonomo'ya benziyormuş 🥹🥹🥹. atacağım onu da, biraz anlatmaya başlayayım..
1. fotoğraf zaten gördüğünüz üzere bendeniz, o fotografi cekerlerken mabeste diye bir kadin vardi, fazla odaklanarak dinlemedim ne yazik ki ama iyidi. sonrasında ilk basta "engin" diye bir grup vardı 3 kişilik, almanlarmis sanırım baya guzel çalıyorlardi, sarkilarinin ritmi falan guzeldi tarzlaei da 90lardan firlamiscasina; erkin koray, cem karaca falan da caldilar, guzeldi. sonrasında da kadebostany geldi ve baya baya baya iyilerdi ben daha once isim olarak duymustum ama cokkkk iyi caldilar bir tane adam vardi ayni the weekend'e benziyordu. 5. fotoğraftaki arkadasim bütün kadebostany sahnesi boyunca uyudu ve o şekilde oturdu ben ayaklarım ağrıyordu artık ama yine de dans etmeme rağmen en sonda iste bi tane oğlana sanırım album şeysi verdiler bi de kadebostany'nin kendi parası herhalde neyse ondan verdiler de ARKADASIMIN AYAGINA DUSTU ?! (hayatta şanlı olmak böyle bir şey mi kardes?) neyse bana fotokopi çektirecegiz inşallahhhh.
hepsi dakik dakik çıktılar can'a gelince 22.45-50 arası falan çıktı oturup ağlayacaktım artık. yurda girişim 12 olsaydi pazar gunu 1 e kadar uzatabiliyordum. ama bu sefer 23.55'e uzattılar 😭 neyse festivale bu adam için para verip sadece 2 buçuk şarkısını dinlemek biraz koymuş olsa da... ilk parçayı tutturdum. hunharca fotoğraf çektim ve ilk şarkıya ait video çektim onu da atacağım. 3 fotoğraf hayatım boyunca yaptığım ilk pankart olur kendisi, ait olduğu şarkının ismi toz duman (son albumden) bonomo'nun kendisi de çok sever fakat fakat fakat ne yazık ki SADECE iki buçuk şarkı dinleyebilince o şarkıyı da biz gittikten sonra söylemiş (evet bu da koydu biraz) AMA EN AZINDAN dünya gözüyle gördüm bu adamı. aşığım galiba ya ne bileyim şubattan beri(album çıktığından beri sanirim) bi farklı benim için artık benim yani anliyor musunuz?
22.55 falandı çıktığımızda koşa koşa metroya gittik, metro da bayağı bakımlıydi video fotoğraf da çektik orada. bir sikinti çıkmadan da yurda dondum. iyiydi de çok canım sıkıldı çok az dinleyebilmemize. içimde bi uhdedir kendisi artık bahsetmiştim dun. YINE KARSILASACAGIZ BONOMO 🫠😭🥺🧿🤍
6 notes · View notes
yunusakinoffical · 3 months ago
Text
Çarşamba günü bazı Instagram paylaşımcıları uygulamadan şok edici bir bildirim aldı: Bazı fotoğraflar uygulamanın Hikayeler arşivlerinden kalıcı olarak silindi ve kurtarılamıyor. Bazı kullanıcılar belirli Hikayelerde "Bu hikaye artık mevcut değil" ifadesini gördü. "Teknik bir sorun nedeniyle bu hikaye artık mevcut değil. Bu sorunu o zamandan beri düzeltmiş olsak da hikayeniz geri yüklenemiyor." Instagram'ın sahibi olan Meta, kaç kullanıcının etkilendiğini açıklamayı reddetti ancak yalnızca Hikayeleri kaybolan kişilerin bildirimi göreceğini söyledi. "Bazı kişilerin Hikaye vurgularının ve arşivlerinin silinmesine neden olan bir hata bulduk ve düzelttik. Ne yazık ki bu Hikayeleri geri yükleyemiyoruz ve etkilenip etkilenmediklerini uygulama üzerinden insanlara bildiriyoruz," dedi Meta sözcüsü Çarşamba günü. Meta, hata mesajını gösteren siyah ekranın 2025 Temmuz'unda ortadan kalkacağını söyledi. Instagram Hikayeleri daha rahat, daha az bağlayıcı bir paylaşım biçimidir. Kullanıcılar 24 saat içinde kaybolan fotoğraflar, videolar veya metin gönderileri yükleyebilir. Daha özel içerikler düzenlenmiş Yakın Arkadaşlar listesine eklenebilir veya hikaye vurgusu olarak profilinize kalıcı olarak yerleştirilebilir. Hikayeler, genellikle müzik, gifler, metin, filtreler ve anketler gibi etkileşimli özellikler ile kişiselleştirildiği için normal resimlerden farklıdır. Birçok kullanıcı Hikaye Arşivlerini bir fotoğraf günlüğü olarak ele alır. Memlerden, müzik zevkini göstermek için Spotify şarkılarının ekran görüntülerinden, bir plaj tatilinden rahatlatıcı havuz başı fotoğraflarına kadar. Instagram, arşivler sekmesinde "anılar" bile gösterir ve kullanıcının geçmiş yıllarda o gün yaptığı şeylerden oluşan eski bir hikayeyi ortaya çıkarır. Bazı kişiler Hikaye Arşivlerini ayrıca resim ve videoları depolamanın bir yolu olarak kullanır. Instagram, kullanıcılar bir ayarı etkinleştirmediği sürece hikayeleri otomatik olarak kamera rulosuna kaydetmiyor; bunun yerine, Hikaye Arşivleri'ne otomatik olarak yükleniyor ve hata, Hikaye Öne Çıkanları'yla birlikte bunu da etkiledi. Hata, medya için tek bir yedekleme yöntemine güvenmenin kötü bir fikir olabileceğine dair başka bir hatırlatma görevi görüyor. Önemli anılar için, insanlar şirket ne kadar güvenilir olursa olsun, fotoğrafları, videoları ve diğer medyayı bir uygulama dışında yedeklediklerinden emin olmalıdır.
0 notes
inimdeyim · 4 years ago
Text
Tumblr media
10 Eylül 2020/Perşembe Saat 03:24
Çocukluğumdan bu yana çok bir şey değişmemiş gibi hissediyorum bazen. Ben ve uzaklara dalıp gidişlerim, dahil olmak isteyip olamayışlarım. İnsan yedide neyse yetmişinde de aynıdır derler, henüz otuzdayım ama sanırım çok da yanlış bir söz değil. Yine de yanlış çıksa çok da üzülmem gibi duruyor.
Kendi kendinize sövenlerden misiniz? Yalnız değilsiniz.
17 notes · View notes
korkakseyyah · 5 years ago
Text
Neden Parasız Dünya Turu ?
Sevmenin nedeni olmaz bense hayallerimi seviyorum ve sevdiğim için ona nedenler buluyorum. Bu aslında ilkokul çağından gelen bir hevesti. Daniel Defoe'nin yazdığı Robinson Cruose'yu çoğumuz biliyoruzdur. Kitabı daha ilk okuduğumda her anını kafamda canlandırmıştım. Adada ben yaşıyordum sanki. Hikaye benim için yazılmış gibi hissediyordum. Ve sonrasında bu kitabı farklı farklı yayın evlerinden okudum. Her yıl üç dört defa okuduğum bir kitaptı. Aynı şekilde Simbat hikâyesi beni çok derinden etkilemişti. Ama her zaman favorim Robinson Cruose oldu.
Bu doğayla yaşama hissini daha çocuk yaşlarımda hissetmeye başladım. Ardından ortaokul zamanında çok sevdiğin bir belgesel vardı. İnsan Doğaya Karşı... O zamanlar evimizde internet olmadığı için televizyonda saat kaçta başladığını hangi günler olduğunu çok iyi biliyordum ve televizyon izlemeyi sevmesem de tek bir bölüm kaçırmadan izlediğim tek televizyon programı oydu. Doğaya daha merak salmıştım bende doğayla iç içe yaşamak istiyordum. Yazın piknik için gittiğimiz köyümüzün dağına ufak çaplı bir tırmanış ile bu merakı bir nebze bastırıyordum. Liseye geçtiğimde ise bu sevgi yok olmasada, mantıken düşününce olmayacak uzak hayaller gibi geliyordu. Şimdiye kadar... Karantina zamanı aslında bana bir ders verdi. Hayatın yaşamanın değerini bilmem için gözümü açtı.
Tumblr media
Koca bir yıl başkaları için çalışıp 10-15 günlük yaz tatilleriyle avuncak bir insan değildim ben. Özgür olmalıydım ne yapacağıma başkaları değil benim karar vermem lazımdı. Kararımı verdim ve bir hayatı bomboş yaşayıp geri dönüp keşke diyince iş işten geçmiş olacaktı.
Ağır bir sorumluluk aldım ve zorlu ama bir o kadar da tatlı bir yolun başlangıcı için hazırlığa başladım.
Sırt Çantası Gezginliği - Hazırlık Günlükleri I
Tumblr media
1 note · View note
mel-inoe · 3 years ago
Text
aylık fotoğraf günlüğü yapayım dedim o kadar hayatsızım ki foto yetmedi
#23
2 notes · View notes
mevsimsizcicek · 4 years ago
Text
Nisan’21
Tumblr media Tumblr media
Komşumuz tatlı göndermiş. Sanırım en son korona başlamadan okulda çatıda yemiştim. Bir yıl olmuş. Çatının sadece yanından geçtiğinizde dahi üzerinize sinen kokusunu bile özlemişim. Neyse konumuz bu değil. Tatlıyı görünce yanına kahve yaptım ve pazartesi yapacağım sunum için hazırlıklara dalmadan evvel bu defa zamanında aylık değerlendirmemi yazayım istedim.
Nisan nasıl geçti hiç anlayamadım. Tıpkı hızla geçen diğer aylar gibi. Yapılacak işlerin birisinin üzerini çizeyim diğeri için planlama yapayım derken, anlamadım bile bittiğini. Bugün günlük yazarken 30 Nisan tarihini atarken fark ettim.
Sık sık durup düşünüyorum bu ara. Gerçekten arkama dönüp baktığımda yaptıklarım ya da yapabilmek için şiddetli kaygılar yaşadığım şeyler için iyi ki diyebiliyor muyum? Kendime sözel olarak itiraf edemedim fakat kaygılarımdan kurtulmak için yaptığım günlük yazı pratiğinde bir anda kalemimden döküldü. Memnuniyeti bir kenara bırakalım, yaptıklarımın büyük bir kısmını neden yaptığımın farkında dahi değil(miş)im.
Duygusal olarak çok yıprandığım, artık kalıcı bir değişim istediğim için kendimi de hayli yıprattığım bir ay oldu.
Sevgili Julia Cameron'un Sanatçının Yolu (The Artist's Way) kitabında eş zamanlılık olarak bahsettiği kavramı dolu dolu yaşadığım bir aydı. Birbiriyle zerre alakasının olacağını düşünmediğim iki eğitime başlayıp, aylardır okumamı bekleyen iki kitabı aniden okumak istedim. Dördünüde aynı anda götürüyorum ve her birinde diğer üçünden parçalar buldukça farkındalık üzerine farkındalık yaşıyorum. Biraz ağır da olmuyor değil. Hepsi de insanın kendi üzerinde çalışmasını gerektiren, kendine dahi itiraf edemediğim noktalar üzerine düşünmemi bekliyor. Ne kadar uzun olacağını bilmediğim bir yol insanın kendisini tam olarak tanıması. Belki de hiç sonu yok. Kısacası hiç başlamamaktan iyidir.
Yürüyüş/koşu ve gerekli vitamin takviyelerine rağmen vücut ağrılarım bir türlü geçmek bilmedi. Öyle ki üst üste iki gün yemek yiyecek gücüm dahi yoktu. Geçenlerde bir yazımda bundan bahsettim mi hatırlamıyorum fakat kendimde gözlemlediğime göre kaygı ve stres seviyem ne zaman artarsa vücut ağrılarım artıyor ve bir noktada dayanılmaz oluyor, nane yağı da yetersiz gelince acaba yaptığım spor yetersiz mi diye düşünüp vücuduma esneklik kazandıracağını umut ettiğim için yogaya başlamaya karar verdim. Tam ben bunları düşünürken sevgili nazenin sırt ve bel ağrıları için başlayacaklarını yazdığı post çıktı karşıma. Bir başka eş zamanlılık daha. Salı günü başladım. Dört gündür bedenimde fark ettiğim değişimler umuyorum ki plasebo etkisi değildir. Yoksa üzülürüm. Gelecek ay bu nokta yeniden değerlendirilir.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Son bir kaç yıldır özellikle bahar aylarında, doğa yeniden uyanırken fotoğraflar çekmeye bayılıyorum. Bu yılda dışarı çıktıkça ve güzelliklerle karşılaştıkça çekmeye çalıştım. Bu üçü açıp açıp baktıklarımdan. Bir fotoğraf insana nefes aldırır mı? Aldırır.
izlediğim, dinlediklerim ya da okuduklarım için ayrıca bir başlık açmayacağım bu defa. Tek tek bahsedeceğim.
Bir akşam mutfağı toplarken, kafamdaki sesi susturmanın en iyi yöntemlerinden biri olan son ses müzik dinlemeyi seçtim. Karşıma çıkan listeyi karışık çala alıp öylesine dinlemeye başlamıştım ki bir şarkıya denk geldim. O andan beridir elim telefona gider gitmez açtığım tek şarkı. Çiçeklerle ve ağaçlarla dolu bir bahçede çıplak ayaklarla toprağa basarak dans etme şarkısı. Tık tık.
Nasıl bir film izledim ben böyle serisine bir film ekleyelim: Bisiklet Hırsızları.
Tumblr media
Gratitude journal/şükran günlüğü tutmaya başladım. Henüz çok çok yeniyim. Gelecek ay etkilerini değerlendirmeye çalışacağım. Şimdiden diyeceğim tek şey olaylara bakış açımı inanılmaz bir hızla değiştirmeye başladı. Gerisi gelecek aya.
Aman Allahım ne kadar uzun oldu böyle. Yavaştan toparlayalım o zaman.
Kimi günlerde rengarenk açan çiçekler gibi içimin kıpır kıpır olduğu, kimi günlerde ise yapraklarını döken bir sonbahar ağacı gibi çevreme ve kendime dahi uzak kalmayı tercih ettiğim bir ay oldu. Şöyle bir dönüp baktığımda kazandığım farkındalıklarım fazla gibi. Bu iyi bir şey.
O zaman gelecek ay görüşmek üzere.
Sevgiler.
30.04.2021
25 notes · View notes
izmirbucabaskibasimreklam · 3 years ago
Text
İstenilen Her Ölçüde Dizaynda Kişiye ve Firmaya Özel Şeker Hamuru Gofret Pasta Baskısı
İstenilen Her Ölçüde Dizaynda Kişiye ve Firmaya Özel Şeker Hamuru Gofret Pasta Baskısı
---------------------------------------------------
Tasarım ücretsizdir
Detaylı bilgi için lütfen iletişime geçiniz
Whastpp ΘƼƼƼ_8Θ9_Θ1_47
Adres: Menderes Mahallesi 154 Sokak No 5A Buca İZMİR
---------------------------------------------------
inkilap izmir buca mahallesi mahalle ili il ilçe merkezi hürriyet inönü izkent kaynaklar cumhuriyet kaynaklar merkez karacaağaç karanfil gaziler göksu güven fırat doğancılar dumlupınar efeler atatürk aydoğdu belenbaşı barış adatepe 29 ekim akıncılar bucakoop çamlık çamlıkule çamlıpınar çaldıran çağdaş cumhuriyet dicle zafer yıldızlar yıldız yiğitler yeşilbağlar yaylacık vali rahmi bey yenigün seyhan ufuk şirinkapı menderes murathan mustafa kemal kozağaç kırklar laleli kuruçeşme yenilebilir pasta resmi üzerine fotoğraf baskı nerede yapılır satılır kağıt izmir resimli üstü gofret plakalar nasıl kağıdı makinesi fiyatlar baskısı buca lover doğum günü pastası pastacıla pastalar pastane saat bas yaş söz düğün pastam siparişi süsü pastacı ölçülü her ölçüde hazırlayan yer dükkan firma maker tasarım süsleme sanatı homemade lovers alman baby for days pastacılık malzemeleri tasarim dijital yazıcı basan çıktı renkli siyah beyaz pastamız malzemesi tasarımı gelin basta çeşitleri pastalarım evi yapımı sanati isimlik kek kalıp kalıbı art photo arcolor pass kalıpları tasarimi friday şeker hamuru kız girl elsa brawl star league of legend dizayn sunum altlığı makers master seviyorum figürü aşkına yazısı love you model keyfi pastalık pastayı market usulü pastahane ustası pastacım pastanecim pastalarımız pastaneleri room video kelime world okulu arabası araba ikonu elif ürünleri pasta101 101 a bim evim biz pastaları burada pastacılar bahçesi yummy zamanı yap çırağı kesimi bizim işimiz fason hobi yapmayı şahane 1001 gıda mürekkep mürekkebi ekipmanı yenilir yenir inlove gönder yapmak organik kokusu kokusuz home 501 menüsü kutuları 2050 pastahanesi trend tattoo jewellery tarifim oykusu gün günler pastahanem el benim işim üzeri dizaynı ekipmanları aşktır kapında iceberg yaptım sana yapıyoruz ve yemek pastakabı içi joker yapıyorum isim ismi resim pleksi yıldızım original uygulaması kraliçesi adı kral çoçuk iş bankası oyun 205 clio reno renault ford mercedes iphone dolar euro 305 seni 301 ferrari çizgi film 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 yaşa 14 şubat sevgilier baskılı fiyatları kutusu harf seti ankara print ilk foto etiket baskıcı hizmetleri dunyası ürunleri çözümleri yok baskılar makinası boya baskimo ürünler baskihane baskımaa işleri alem baskıbascom süs renkleri atölyesi calışması plakası com hizmeti altı çalışmaları baskııı boyası imalatı uygulama sonrası kalitesi ücretsiz baskım çalışması yoktur sistemleri etiketi madeni adına herşey reklam boyama baskıda modelleri hediyelik baskıhane imalat işlemleri ucretsiz ucreti baskıya hazır hastane çıkışı adam ofisi gelsin ustaları işi plus baskio devam baskıyı uygun firması uygulanabilir yaptır baskı aşkı atölye hızı hızlı örnekleri ver varsa sevgi dair üretim yurdu hediyeler için ürün fabrikası imkanı ücreti bizden yazı baskızone i̇şleme i̇şleri öğrenciler online yaptırmak faaliyeti hat işlerinizde çözüm ortağınız volarant figür grafik hediyelikler işlemi ile yedirme işleriniz odası ortamı ofis maskeliler pijama pelerin uygulamaları baski ürünü yazma pdf fotograf fırsatı farkı güzel olmuş günlüğü baskıhanem hizmet odasi kursu hakkında uyguluyorum ilanları uzmanı ürünlerimizden var modeller ideal lol oner pijamaskeliler makinasi unicorn çizimi çubuğu çubuk kolay easy kurabiye öğren jeli jel jelleri aşk öner ölçüleri öğrenci şablonları şablonu şablon şikayet şeridi zinciri evde aparatı ameliyatı ciğeri jelibon önerileri öncesi şekilli şekilleri temizleme corel photoshop illustratör temizliği üretimi videoları zayıflama zararları basket basketbol futbol tavuk mix orjinal vegan vejeteryan youtube baskıları acil imalatçıları özel has şahsi kısa birinci üretici ana satılık kişiye sayı yayın hemen yakın şimdi hususi harika mükemmel çılgın parlak müthiş görkemli dehşet kişisel nerde en temiz çalışıyor çalışan getir ihtiyaç arıyorum bulunur neresi zaman tamamen süper benzer hesaplı maliyet zarar düzgün dayanıklı çabuk sürede kaliteli gönderim ehli güvenilir fena şık basım oldukça an aniden fırsat kampanya kampanyalı kullanılır aceleci acilen derhal süratli acele açık geçikmeden dakika saniye teslim dakik çabucak hoppadak vakit kaybetmeden şipşak şıpdiye sadece tam anında birazdan dakikasında çarçabuk ivedik sağlamak sırf yakında sağlam doğru doğdudan satıcı hala henüz halihazırda ancak yeni daha nereye istek ucuza makul düşük masrafsız indirimli
2 notes · View notes
yeryuzugokyuzu · 10 months ago
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
27/01/2024
evet, bir kez daha kitap... daha çok kitap...
55 notes · View notes
seohyunturkey · 4 years ago
Text
NOBLESSE MEN 2021,ŞUBAT-MART SAYISI RÖPORTAJI TÜRKÇE ÇEVİRİSİ
SEOHYUN - NOBLESSE MEN 2021,ŞUBAT-MART SAYISI RÖPORTAJI TÜRKÇE ÇEVİRİSİ
Fotoğraf çekimi yapmayalı uzun zaman oldu. Nasıl hissediyorsunuz?
SEOHYUN: Eğlenceliydi. Ekibi ve seti çok özledim. Sanırım ben bir işkoliğim. Çalışmak bana enerji veriyor. Dinleniyorsam, hasta gibi hissediyorum (gülüşmeler).
“Yere uzanma pozu”nu yapmak istemezsiniz diye endişeliydim.
SEOHYUN: Daha sonra gönüllü bir şekilde uzanacağım..(gülüşmeler) En çok o çekimi/pozu sevdim.
Dayanıklılığınız yüksek. Çekimin sonunda ekibe yorulmamalarını söyleyerek seslendiniz. Geçen yılın 2. yarısında yayınlanan JTBC dizisi Private Lives’tan beri nasılsınız?
SEOHYUN: İnsan Seo Juhyun’un özel hayatının tadını çıkarıyorum (güler). Seohyun ve insan Seo Juhyun arasındaki dengeyi bulduğum bir zaman bu. Bugünlerde dışarı çıkamadığım için evin içinde eğlenecek bir şeyler arıyorum. Yemek yaptıkça, güzel yemekler konusunda meraklanıyorum, bu yüzden de online alışveriş yapıyorum. Birçok kitap okuyorum.
Genellikle ne tür kitaplar okursunuz?
SEOHYUN: Şiir ve roman gibi çok çeşitli türler okurum. Kitaplıkta uyuyan kitapları uyandırmanın vakti. Eskiden kişisel gelişim kitapları okurdum.
Kişisel gelişim kitapları okumanızla ünlüydünüz (gülüşmeler).
SEOHYUN: Evet. Öyle yapıyordum çünkü kendimi korumam gerektiğini düşünüyordum. Bugünlerde farklı türler okuyarak duygusal boşlukları doldurmalıyım sanırım. Bazı günler hiçbir şey düşünmeden TV izliyorum. Sıradaki projeme başlamadan önce biraz zamana ihtiyaç duydum. Tabii ki, spor yaptığım ve diğer programlarımı gerçekleştirdiğim günler de var. Son zamanlarda yeniden piyano ve gitar çalmaya başladım ve köpeğim Ppoppo ile sık sık dışarı yürüyüşe çıkıyorum.
Bence zaten yeterince meşgulsünüz.
SEOHYUN: Haha! Meşgulüm. Yalnızken bile bir şeyler yapıp duruyorum. Hatta annem “Neden sürekli bu kadar meşgulsün? diye soruyor. Aslında annem de aynıdır. Hareketsiz duramayız (gülüşmeler).
Seohyun ile tanıştıklarında insanların “beklenenin dışında” dediklerini duydum. Beklenmedik olan nedir?
SEOHYUN: Sessiz ve içe dönük olduğum düşünülürken konuşkan ve eğlenceli olmam.
Sıkıcı olduğunuzu mu düşünüyorlar (tanışmadan önce)?
SEOHYUN: Sanırım öyle (gülüşmeler):
Bu, röportajlarınızda okuduğum en şaşırtıcı şeydi. “Artık hiçbir şeyden korkmuyorum.” 30 yaşınıza girmeden önce ve sonra bunu röportajlarınızda çok söylemişsiniz. Önceleri neyden korkuyordunuz?
SEOHYUN: Korku değişkendir. Sahneye çıkmadan önce kalabalığa baktığımda, “iyi iş çıkarabilir miyim?”...ya da ilişkilerde, “ya bu insanı incitirsem? Ya ben incinirsem?” Geçmişte birçok şey yaşadım (?) Şimdi tamamen gittiğini söyleyemem ama bence o korkuyla bir sonraki seviyeye geçtim. Korkularımın üstesinden gelecek cesarete sahibim.
Sizi böyle düşündüren neydi?
SEOHYUN: Özel bir nedeni yoktu. İncinmiştim ve zor zamanları tecrübe etmiştim ve sanırım doğal bir şekilde yavaş yavaş büyüdüm.
2 yıl önce Namoo Actors şirketine geçmenizin sebebinin bağımsız bir hayat yaşamak istemeniz olduğunu söylemişsiniz. Oraya geçtikten sonra hayatınız nasıl değişti?
SEOHYUN: Çok değiştim. Önceleri bir şeyi ne kadar yapmak istediğim ya da neyi daha çok sevdiğim üzerine bile düşünmeden programım üzerine çalışıyor oluyordum. Şimdi düşünmek için yeterli zamanım var. Böylelikle, bir sanatçı olarak Seohyun ile insan Seo Juhyun yavaş yavaş ayrılmış oluyor. Önceleri ikisini bir olarak düşünürdüm. O şekilde yaşamanın güzel yanları da kesinlikle var, ancak yorucu… Sanırım hayatımı kendimi çok fazla tutarak ve kendime bağırarak yaşadım. Şimdi ise başarısız olsam da sorun değil ve eğer başarısız olursam bunu çabucak tecrübe etmeyi tercih ederim. Çok kez deneyimlerim ve daha iyi hissederim.
Bence bu pozitif bir değişim. Yüzünüz şu anda çok rahat görünüyor.
SEOHYUN: Doğru. Sanırım bu yıl ve içinde bulunduğum zaman en mutlu zamanlar. Geçen yıl da öyleydi ve şimdi de öyle.
Çok fazla şey seçmek zorundaysanız, sorumluluk almanız gerekir. Bir baskı hissediyor musunuz?
SEOHYUN: Bence bir seçimin verdiği sorumluluk, doğal bir şey. Ne yaparsam yapayım bunu mu seçeyim yoksa diğerlerinin seçtiği yoldan mı gideyim konusuna gelince, kendi seçimlerimin hayatını yaşamak istiyorum. Düşündüğüm şeyi yaparsam, daha az pişman ve daha fazla sorumlu hissederim.
MBTI kişiliğiniz ENTJ imiş. Liderlik yeteneğine sahip bir “önder”. Liderlik yeteneğine sahip olduğunuzu düşünüyor musunuz?
SEOHYUN: Sanırım evet. Girls’ Generation’da her zaman en genç üyeydim, bu yüzden grup yaşamında fikirlerim ile ilgili çok fazla ısrar etmezdim. Onların fikirlerini takip etmenin doğru olacağını düşünürdüm. Ama böyle yapmadığınız zamanlar da olur. Unnielerimi ikna etmek için uğraştım. Sanırım bu benim asıl kişiliğim. O zamanlar bilmiyordum ama zaman geçtikçe kendimde keşfettiğim birçok yeni şey oldu.
İlk solo albümünüzün çıkış parçası “Don’t Say No”ydu. Herkes “Hayır” derken “Evet” deme cesaretine sahip misinizdir?
SEOHYUN: Evet. Önceleri öyle olmadığını düşünüyordum ama yalnızca kendimi tanımıyormuşum. Kişiliğim değişmedi, aslında zaten öyle biriymişim. Aynı düşünmüyorsanız, çabucak reddedebilirsiniz. Bu yüzden bugünlerde bence en önemli şey, kendinizi tanımak.
Son zamanlarda kendinizle ilgili keşfettiğiniz başka bir şey var mı?
SEOHYUN: Pişmanlığımın olmadığı... Bir şeyi yapmayı kendiniz seçerseniz, pişmanlık da duymuyorsunuz. Bu, çabayla değişti. Bu kadar çok deneme yanılma yaşadım. Bence yetiştirilmişim çünkü zor zamanlar geçirdiğim zaman kolay bir şekilde vazgeçmiyorum. Bir gün yine zor olacak, değil mi? Sorun değil, çünkü üstesinden gelebilecek güvene sahibim.
Seohyun, Seohyun’a çok güveniyor olmalı.
SEOHYUN: Doğru. Ve kendimi çok sevmeye çalışıyorum (kendi kendine kollarını dolayarak sarılır). Narsistik anlamda “En çok kendimi seviyorum” şeklinde değil de kendimi olduğum gibi sevmeyi alışkanlık haline getirdim. Önceden bir şeyde iyi olmam gerektiğinde “Neden yapamadım ki?” diyerek kendimi suçlardım. Tabii ki hatalar yapabilirim, kendimi neden suçlardım merak ediyorum (güler). İyi olduğunuz şeye odaklanmak ve gelişimsel bir düşünce yapısına sahip olmak, iyi olmadığınız şeye göre hayatınızda daha pozitif bir etkiye sahip oluyor. Zor zamanların ortasında bile kesinlikle pozitif bir şey vardır. Zaman nasılsa geçiyor ve negatif düşüncelerden olumsuz etkilenmek/onlar tarafından yenilip bitirilmek yerine buradan bir şeyler çıkarabilirsiniz. Kendime sabretmeyi öğrettikçe, hayatım da daha mutlu hale geldi.
Peki Seohyun’un “Şunda iyiyim” dediği şey nedir?
SEOHYUN: Mutlu olmak yapabileceğim en iyi şey. Şimdilik bu, oyunculuk. Şarkıcı olarak başladığım için bu daima benimle ve şu anda oyunculuğu seviyorum. Yaptıkça daha da yenilenmiş hissediyorum. Yalnızca eğlenme ve keyif almaktan fazlası bu. Her işte, her birinde, “Ben çok kutsanmış/şanslı bir insanım, iyi iş çıkarmalıyım, çok çalışmalıyım” şeklinde hissediyorum. Bir karakteri canlandırıyorsam, o kişinin hayatı bana gelir. Biz normalde yalnızca bir kişinin hayatını yaşarız, ama oyunculuk mesleğinde hayal dahi edemeyeceğim karakterleri canlandırabiliyorum. Kalbimi açabiliyor ve insanları hiçbir önyargı olmadan görmek ve anlamak için farklı karakterlerle tanışabiliyorum. Bir aktör olarak en çok bunun için minnettarım.
Duydum ki bir karakteri canlandırdığınızda, konuşma ve davranış şekillerinizi de değiştiriyormuşsunuz
.SEOHYUN: Bir hayat bana geldiği zaman çalışabildiğim kadar çok çalışır ve o kişi olmayı denerim. Bir karakter ile aylarca çekim yaptıktan sonra bitse bile izleri kalır. Bu izler bana hayatıma geri dönüp baktırır ve bende birçok pozitif etkileri vardır.
<Private Lives> Cha Jooeun sizde ne gibi izler bıraktı?
SEOHYUN: Tereddütler?(gülüşmeler) Basit bir şekilde seçmek ve pişmanlık duymadan yaşamak. Eski kişiliğime dönüp baktığımda, düşüncelerle dolu bir insandım. Yaptığım şeyler hakkında yan yana 100 iyi şey ve 10 kötü şey yazar ve onları karşılaştırır ve bunu yapıp yapmama konusunda derince düşünürdüm. Cha Jooeun karakteri ile karşılaştığım zaman mantıklı olmaktan ziyade duygusal yanına odaklanma konusunda düşündüm. “Bu ve onun hakkında tartışma. Bir şeyi yapmak istiyorsan yap, istemiyorsan yapma!” şeklinde. Önceleri bir insan nasıl bu kadar basit olabilir anlamazdım, ama Cha Jooeun’u canlandırdığım zaman net bir şekilde anladım. Oyunculuk sayesinde farklı olabilmeyi seviyorum.
JTBC Knowing Bros programına katıldığınızda Cha Jooeun’u canlandırırken utanmaz olduğunuzu söylediniz.
SEOHYUN: Doğru (gülüşmeler). Bu, çalışırken/rol yaparken ortaya çıkan bir şey mi yoksa zaten içimde olan bir özellik miydi ortaya çıktı bilmiyorum.
<Private Lives>tan önce yer aldığınız <Hello Dracula> projenizden de etkilendim. Hayatlarında yüzleşmek istemedikleri problemlerle yüzleşen insanların hikayelerini anlatıyor. Seohyun, homoseksüel olduğunu annesinden saklayan iyi bir kızı canlandırıyor. Dizinin yapımcısı Kim Dahye Seohyun’un hüzünlü bir yanının olduğunu ve dimdik/dayanıklı olduğunu söylemiş.
SEOHYUN: Hüzünlü bir yanım var mıdır gerçekten bilmiyorum ama sanırım dayanıklı bir insanım. Güçlü bir mantalitem/düşünme şeklim var. Çıkış yaptığımdan beri dışarıda spor yapar gibi düşüncelerimi de geliştirmem gerektiğini düşünüyordum. Bu daha çok bir zorlamaydı ve kendi koruma alanımı oluşturdum(güler). Daha güçlü biri haline geldim ve buna dayandığım için kendime minnettarım.
Genç Seohyun zor zamanlar geçirmiş olmalı. 
SEOHYUN: Yakın bir zamanda 10 yıl önce yazdığım günlüğüme baktım ve içinde tek bir boş sayfa bile yoktu. O zamanlar hayatımı nasıl yaşadığımı merak ediyordum. Sıkı programlarım varmış, İngilizce çalışmak, kitap okumak, internet dersleri, raporlar, meditasyon yapmak gibi. İnsanlar için beni gözlemlemek ne kadar sıkıcı olmuş olmalı(gülüşmeler). Biraz rahatlasam/gevşesem bile kendimi koruyabileceğimi fark ettiğim zaman, kalbimde biraz huzur buldum. Soru: 10 yıl önce o günlüğü yazan Seohyun'a bir işaret gönderebilecek olsaydın? Cevap: Üzgünüm ama olduğun gibi yaşa(gülüşmeler). Önceki ben olmadan, bugün de ben de olamazdım. Önceden yaşadığım tecrübeler şu an olduğum beni yarattı. "Zor olsa da özenle ve sabırla yaşa. Kendine inanıyorsan, bir gün rahata ulaşacaksın" böyle söylerdim. Ah, bu eğlenceliymiş.
Biz kızınız olsaydı aynı şeyi yapar mıydınız? (gülüşmeler)
SEOHYUN: Bilmiyorum. Sanırım kızıma daha rahat yaşamasını söylerdim. Ben bu konuda kendime karşı acımasızım. (gülüşmeler)
Kendinizi bir oyuncu olarak kabul ettirdiniz, fakat hala bir Girls’ Generation üyesisiniz. Fanların istediği ve sizin gitmek istediğiniz yön arasında bir boşluk var mı?
SEOHYUN: Üyelerimiz uzun zamandır aktifler ve fanlarımızla birlikte büyüdük. Bir araya gelmemizin üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçti ve sanırım fanlar ve artistlerin ötesinde bir şeye sahibiz. Okul üniforması giyen ve “yarın final sınavım var” diyen bir fan birdenbire bir yetişkin oldu. Her birimizin fanlarla paylaştığı konular ve çevresi tamamen değişti. Şimdi birçok insan "Lütfen şunu da yap" demekten ziyade insan Seohyun'u destekliyor.
Güçlü bir güven var?
SEOHYUN: Evet. Uzun bir zaman boyunca kurulan bir güven ilişkisi olduğundan bu güven sağlam. Soru: Bazen "Fanların ne istediğini düşünüp karar vermek yerine istediğin şeyi yap." derler. Cevap: Şirketim değişse de SNSD Seohyun hala geçerlidir. Ancak hala SNSD'nin nasıl bir formda gelişmesi gerektiği konusunda düşünüyoruz. Önceleri grup olarak hayat daha önemliydi ve müziğe çok fazla odaklanmıştık ve bir yılda 3-4 albüm çıkarıyorduk, ancak şimdi her birimiz ne istediğimizi net bir şekilde biliyoruz ve her birimizin hayatı önemli. "Ayrı ve birlikte"nin dengesi hakkında düşündüğümüz bir dönem bu. Son zamanlarda unnielerimle buluştuk ve bununla ilgili konuştuk. Biraz daha beklerseniz fanlar için yakın zamanda hediye gibi bir şey olacak diye düşünüyorum.
2020 yılı, Hello Dracula ve Private Lives ile Seohyun’un cesur oyunculuk dönüşümünün ön plana çıktığı bir yıldı. Size teklif olarak gelen senaryolarda da bir değişim olduğunu tahmin ediyorum.
SEOHYUN: Bugünlerde baktığım birkaç senaryo var ve onları okuduktan sonra şaşırdım.  Oyunculuk kariyerim kısa ve çok fazla projem olmadı, ancak istediğim bir karakter imajına sahibim. Daha çok, iyi ve masum roller. Ancak bugünlerde bana gelen senaryolarda, “Beni bu rolü oynarken mi hayal ettiniz?” oluyorum ve bunun için minnettarım.
Bir ipucu verecek olsanız?
SEOHYUN: Güçlü kişilikler ve çok güçlü karakterlerle merak uyandıran senaryolar var. Bunları okumaktan keyif alıyorum.
ING Çeviri: seohyuned
TR Çeviri: Lady Seohyun Turkey
Tumblr media
2 notes · View notes
masumcetin · 5 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media
Her şey aşırı duygulandırıyor beni. Küçük bir şey bile bende terk edilmişlik duygusu yaratıyor. Başkalarına, başkalarının yaşama-isteğine, başkalarının dünyasına güçlükle katlanıyorum. 
Roland Barthes, Yas Günlüğü s.95 Fotoğraf: Andrey Tarkovski’nin 1975 yapımı, “Zerkalo” (Ayna) filminden, (Margarita Terekhova).
86 notes · View notes
selcuksofta · 5 years ago
Text
Blog Nedir
https://seowps.com/wp-content/uploads/2019/12/blog-nedir.jpeg
Tumblr media
Blog kelime anlamı ile ağ günlüğü demektir. Kavram olarak gelişme sürecine bakıldığında web-blog kavramından türemiştir.
İlk blog kullanımı 1991 yılında başlamıştır. İnternet kullanımının artması ve insanların her türlü ihtiyacını internet üzerinden halletmesi bloglama ve bloger kavramlarını ortaya çıkarmıştır.
Blog genel olarak bakıldığında bir konu hakkında söz sahibi olan insanların ilgili oldukları konuyu farklı insanlara kısa yoldan ulaştırabilmesi için kullanılan bir ağ işlemidir.
Kişiler istedikleri konu hakkında internet ağı üzerinden duygu ve düşüncelerini paylaşabilirler. Blog içerikleri yazı ile hazırlansa da günümüzde fotoğraf ve videolar ile desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.
Blogun canlı tutulması önemlidir. Blog kelimesi beraberinde bloglama ve bloger kelimelerini de getirmiştir.
Bloglama yazılan konuların okunması demektir. Bloger ise blog içeriğini yazan ve oluşturan kişiye denir.
Blog Nedir? Blog Nasil Acilir?
Blog Nedir Nasıl Açılır?
İnternet kullanımının artması blog açma işlemini kolaylaştırmıştır. Günümüzde insanlar hemen her konuda blog açma eğilimindedir.
Blog açma işlemi belirli aşama ve kurallara bağlı olarak gerçekleşmektedir. İlk olarak blog konusu seçilmelidir. Konu belirlendikten sonra uygun platform seçilmelidir.
Kullanılan platformlar ücretli ve ücretsiz olarak ayrılmaktadır. Kullanılan blog sayısı fazla olduğu için ücretli platformlardan kaliteli ve kullanıcı girişinin yoğun olduğu kodlardan seçmenizi tavsiye ederiz.
Ücretsiz platformlar genellikle ziyaretçilerin az olduğu platformlardır. Üçüncü adım olarak host ve domain almanız gerekir.
Host blog dosyalarınızın yer aldığı ana materyal yani server demektir. Bunun için server firmaları ile iletişime geçmelisiniz.
Domain ise blogun ismidir. Yıllık belirli bir ücret ödeyerek blogunuza etkili bir isim oluşturabilirsiniz.
Bu işlemler yapıldıktan sonra son adım olarak WordPress kurmanız gerekir.
Oluşturduğunuz üyelik işlemlerini bitirdiğiniz son aşamadır. Üyelik bilgilerinizi girdikten sonra işlemi tamamlamış olursunuz
Blog Özellikleri Nelerdir?
İnternet ağı üzerinden kullanılan bloglar belirli özelliklere sahiptir. Bu özellikleri sıralayacak olursak;
Kişiye özel, şirkete özel, topluluğa özel ve temasal olmak üzere dört farklı şekilde oluşturulabilir.
Tek bir alan yerine akla gelebilen her alan için blog kullanımı uygundur.
Uzun süreli ve kalıcı olabilmesi için günlük olarak aktif kullanılması önemlidir.
Ticari ve sosyalleşme amaçları için kullanılabilir. Şirketler ürün tanıtımlarını ve ürün satışlarını gerçekleştirebilir.
Teknoloji, siyasi ve günlük gibi tüm kategorilerde yazılabilir.
İçerikleri fotoğraf ve videolar ile desteklenebilir. Fotoğrafların ve videoların boyutları istenilen düzeyde oluşturulmaktadır.
Blog özellikleri konusuna ve kuruluş amacına göre farklılık gösterebilir. Günümüzde genellikle ticari ve para kazanmak amacı ile oluşturulmaktadır.
Blogun Tarihsel Gelişimi
İlk blog kullanımı 1991 yılında başlamış ve günümüze kadar devam etmiştir. İlk yıllarda genellikle blog sahiplerinin kendi çevresi tarafından kullanılan ve okunan bloglar günümüzde milyonlarca kişiye ulaşabilmektedir.
Kullanımına başlandığı dönemde genellikle edebiyat alanı ve haber için kullanılmıştır. Günümüzde satış, spor, edebiyat, tarih, politika, sağlık, ekonomi ve farklı konularda her gün yeni bloglar açılmaktadır.
Teknolojinin artması ve internet kullanım alanının genişlemesi farklı alanlarda blog oluşumunu desteklemiştir.
Son yıllarda oluşturulan bloglar tüm mobil cihazlar tarafından ulaşılabilir özellikledir. Mobil cihazlardan blog içeriği hazırlanabilmekte ve okunabilmektedir.
Önceki yıllarda sadece bilgisayar üzerinden ulaşım sağlanmakta idi. Akıllı cihaz kullanımına bağlı olarak bloglama işlemi de artmıştır.
Blog Türleri Nelerdir?
Kullanım amacına göre dört farklı blog çeşitleri vardır.
Kişisel Blog: İnsanların günlük hayattaki herhangi bir konu ile ilgili duygu ve düşüncelerini diğer insanlar ile paylaştığı blog türüdür. Blog sahibi düşüncelerini anlatırken diğer insanlar istedikleri zaman yorum yapabilirler
Şirket Blogu: İş dünyasındaki rekabette rakiplerine fark atmak için şirketlerin misyon, vizyon ve ürünlerinin yer aldığı blog türüdür. Genel olarak şirketin çalışma prensibleri ve ürettikleri ürünlerin yer aldığı türdür. Özellikle ürün fotoğrafları ve videoları kullanılır. Yazıya çok fazla yer verilmez. Temel amaç ürün reklamı ve satışı yapmaktadır. Ayrıca uluslar arası düzeyde müşteri portföyüne sahip olabilirler
Topluluğa Özel Blog: Genellikle toplumsal farkındalık ve toplumu ilgilendiren ortak konuların yer aldığı blogtur. Politika, sağlık ve iş dünyası ile ilgili konular yoğun olarak blog içerisinde işlenir. Vakıflar ve dernekler tarafından kurulur. Vakıf hareketleri ve bağış işlemleri için de kullanılır
Temasal Blog: Belirli konuların yer aldığı ve farklı konulara yer verilmeyen blog türüdür. Seçilmiş konuların dışına çıkılmaz. Haber, politika ve yemek gibi konular daha sık işlenir. Konular sınırlı konulardır. Haberlerin yayınlandığı ve insanların karşılıklı olarak yorum yapabildiği blogtur.
Blog Kullanımı Neden Tercih Edilir?
Blog kullanımının artmasının bazı nedenleri vardır. İlk olarak internet kullanımının artması kurumları ve kişileri blog açmaya zorlamıştır. Hizmet sektöründe iş yapan kurumsal firmalar e- ticaret dünyasında fark yaratmak için blog kullanımını tercih ederler.
Edebiyat alanında gelişmek ve üretilen edebi eserleri sergilemek ve kısa sürede binlerce insana ulaştırmak için blog kullanımı  etkili bir yöntemdir.
İnsanların arama motorlarındaki sorularına cevap vermek ve aynı zamanda yeni müşterilere ulaşmak için büyük avantaj sağlar.
Yeni kurulan işin kısa sürede büyümesini ve uluslararası platformlara taşınmasına imkân verir. Yazı yazmak psikolojik olarak insanların rahatlamasını ve kendini iyi hissetmesini sağlar.
Bu nedenle kişisel blog açma sayısı her geçen gün artmaktadır. İş dünyasında profesyonel başlangıç yapılmasını sağlar. Genel olarak bakıldığında blog açma nedenleri kişisel ve ticari faktörlere bağlıdır.
Blogdan Nasıl Para Kazanılır?
Blog kullanarak para kazanmak için uygulanması gereken bazı yöntemler vardır. İlk olarak etkili ve başarılı bir blog oluşturulmalıdır.
Bloglardan para kazanmanın en yaygın yöntemi reklam almaktır. Sahip olduğunuz blogda reklam verebilmek için ilk olarak Google Adsense’ye üye olmanız gerekir.
İkinci yöntem olarak ürün satış ortaklığı yapmaktır. Satış ortaklığı doğru ve düzenli olarak uygulandığında iyi para kazanabileceğiniz bir yöntemdir.
Satış ortaklığında kazanılan paralar, alınan komisyonlar ve pazarlama anlaştığınız firmalara göre farklılık gösterir.
Bu yöntem ile para kazanmak için zaman ayırmalı ve tüm ilginizi blogunuza vermelisiniz. Reklam gelirlerine oranla kat kat daha fazla paralar kazanmanızı sağlar.
Üçüncü olarak içerik hazırlayıp web site kullanıcılarına bu içerikleri satabilirsiniz. İçerik ürettiğiniz konuların farklı olması daha çok kazanmanızı sağlarken tek bir konu hakkında ürettiğiniz içerik de kazanmanıza yeterli olur.
Blog Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?
Blog kullanırken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta doğru ve anlamlı bir konu seçimi olmalıdır. Oluşturduğunuz blog için bir hedef belirleyin.
Hedefinize ulaşmak için daha azimli çalışırsınız. Blogun etkili kullanımı başarılı olmanızı sağlar. Bu nedenle günlük olarak blog içerikleri üretmek gerekir.
Müşteri ve okuyucu analizlerini doğru ve etkili bir şekilde yapılmalıdır. Okuyucuların ihtiyaçlarını ve sizden neler beklediğini tespit etmelisiniz.
Gerekirse okuyucu anketlerine başvurmayı unutmayın. Yazıları doğru şekilde yazım ve imla kurallarına uygun olarak yazın.
Blog tasarımı konu seçimi kadar önemlidir. Fotoğraflar, video süreleri, yazı boyutları ve renkler okuyucular için karmaşık olmamalıdır.
Kullanmış olduğunuz konu ile alakasız tasarımlara yer vermekten kaçının. Kullanıcı sayısını artırmak için blog tanıtımına özen gösterin.
İnternet ortamında yaşanacak risklere karşı blogunuzu garanti altına alın ve yedekleyin.
9 notes · View notes
yolaemanet · 6 years ago
Text
Tumblr media
Allahım, böyle bakınca ne gereksiz bir fotoğraf. Bir tencereye bezelye, diğerine bulgur koyduydum. Bezelye fokur fokur. Açım, hemen yiyeyim istiyorum. Arkada Ezginin Günlüğü çalıyor. Birden sırtımı tezgâha yaslamış bir şeyler atıştırırken o kadar mutlu oluyorum ki. Tencere kaynıyor. Fokurtu sesleri geliyor. Evdeyim. Evdeyim. Evdeyim. Evim var. Ev bellediğim bir yerim var. Tencere kaynıyor.
18 notes · View notes
lucifa · 6 years ago
Text
SENSİZ OLMAZ..
-Sevdiği çocuğu kaybedeli bir yıl oluyordu.. hastalıklı bir ruh olmuştu.. Her gün onu ziyarete gidiyordu ona sevdiği şarkıları söylüyordu.. Bir de mezarın başına her gün bir gül bırakıyordu..O güller solduğunda onları alıp odasındaki onlarcasının yanına koyuyordu. Bir gün hepsini ona götürecekti yine..
Eve döndüğünde birşeyler karalıyordu hep.. Eskisi gibi gülmüyor, konuşmuyor hatta ağlamıyordu da ..
Günlüğünde şunlar yazıyordu :
“Uçurumlar dolusu papatya
Sancılı zihinsel günlükler
Yağmurlu bir sabah
Yine uyandım sana gidiyorum
Koşar adımlarım su birikintileri ve çamurlara bulanık
Ve belki bi gün kalkarsın o uykudan”
Öleceği günü günlüğün son sayfasına yazmıştı..
Günlüğün kendisine ait son sayfasında şu satırlar vardı :
“Karanlığı hisseden ruhlar acımazmış
Benim karanlığımı hisset adam
Sessiz çığlıkların ötesinden bul beni
Fısıldıyorum karanlığına ‘tut elimi’”
Son sayfa bir bekleyiş içinde sararmıştı , onu sevgilisine bırakmıştı . sevgilisi günü geldiğinde o sayfayı dolduramamıştı.
günlüğü ona götürmek için sessiz bir ölüme koşmuştu su birikintileri ve çamurların kirlettiği ruhuyla..Hava kararıyordu, gökyüzü maviliğini yitirmiş kırmızımsı bir hale bürünmüştü..
Yağmur yağıyordu .. Soğuk ve ürperticiydi artık o güller ,kuru yaprakları ölümü anımsatıyordu, ve günlüğün sayfaları yağmur damlalarıyla artık daha bi silikti.. fotoğraflar bulanıklaşmaya başladı.. Yağmurun birbirine karıştırmaya çalıştığı insanoğlunun mürekkepli sembollerinde şunu anlatmaya çalışmıştı genç kız : “Gördüğüm rüyaların aynasıymış herşey
Şizofrenik bir ruhtan ibaretmiş varlığım
Ve gözlerimi kapatmalıyım artık, daha da bulanıklaşmadan fotoğraflar..”
Bu belki de son satırlarından biriydi..
o gün mezarın başında uyudu ve bir daha uyanamadı..Ondan geriye çamurlu,ıslak kıyafetleri ,doğumu ve ölümü anlatan güller , mutlu günlerden arda kalan fotoğraf kareleri ve acının , yıkımın , gerçekliğin birbirine karıştığı hasta bir ruhun güncesi kalmıştı ..
Ve Son Olarak
“Bazı gerçeklerin acımasız oyununa dahil olmadan sevdiklerinizin elinden tutun ve başınızı gökyüzüne çevirin.. Yağmurlu bir günde elini tutup yürüyecek bir sevdiğiniz varsa mutlu olmak için çok sebep aramayın..
Bu hikayemi Müslüm Gürses’in Sensiz Olmaz parçasını dinlerken yazmaya başladım.. Umarım olmak istediğiniz bir hayata dahil olur ve onsuz olmazsınız,
Umut ve sevgiyle ..”
13
4 notes · View notes
kitapcafe · 6 years ago
Photo
Tumblr media
Keşke görseydi beni, keşke ruhumun içine bakabilseydi. Keşke! -Baştan Çıkarıcının Günlüğü, Soren- 📚 #kitap #kitapçı #kitaplık #kitabevi #sahaf #kitapkurdu #kitaptavsiyesi #kitapkokusu #fotoğraf #edebiyat #sanat #sinema #felsefe #resim #kitapcafe #aşk #şiir #roman <*)))>{ https://www.instagram.com/p/BqZNVE9hZo_/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=ffp3xgxwf52s
5 notes · View notes