#fikret kuskan
Explore tagged Tumblr posts
patlicangil · 9 months ago
Text
Fikret Kuşkan kaç yaşında? Fikret Kuşkan evli mi? Fikret Kuşkan 22 Nisan 1965 tarihinde dünyaya gelmiş Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusudur. Uzun yıllar boyunca bu sektöre hizmet eden ve birçok başarılı yapımda oyunculuk yapan Fikret Kuşkan, 57 yaşındadır. Başarılı sanatçı hakkında merak edilen pek çok detay bulunmaktadır. Fikret Kuşkan evli mi? Fikret Kuşkan yeni dizi? Bu ve bunun gibi merak edilen bütün soruların cevaplarını sizler için ya... https://www.begonya.com/fikret-kuskan/?feed_id=184098&_unique_id=65c24f2cb318a
0 notes
onlyalperend · 4 years ago
Photo
Tumblr media
2 notes · View notes
muhaibb · 6 years ago
Photo
Tumblr media
Bir Film Bir Kare #259 – Bizim İçin Şampiyon (2018)
Film Notu : 7/10
30 notes · View notes
yusufcandurmus · 6 years ago
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
‘Bir gün o umutsuz gözleri size takıldı. Siz tam son düzlükteydiniz ve geriden geliyordunuz. Zaten bu yüzden sizi çok sevdiler ya. Size bakıp kendilerini gördükleri için. Koşu son düzlükte değil, finişte bittiği için.’ “Şimdi en dış kulvardan 1 numaralı Bolt Pilot geliyor!” 1.1.2019 Agora Sinemaları Sakarya Elif’le ilk film 🍿❤️🎬
28 notes · View notes
turkishcelebritynews · 5 years ago
Photo
Tumblr media
Ruthless City (Zalim Istanbul) Turkish Drama
More: https://www.turkishdrama.com/ruthless-city-zalim-istanbul.html
1 note · View note
turkish-dramas · 3 years ago
Link
Tumblr media
Destiny (Elkizi) Tv Series
1 note · View note
pinchlines-blog · 7 years ago
Text
Top 5 father-son movies
Here are 5 movies that bring out the unique bond shared between a father and son. #PinchLinesMovieReviews
Here are 5 movies that bring out the unique bond shared between a father and son 5. Big Fish – A son’s attempt at understanding his father, who he thinks has told him fairy tales about the latter’s journey in life. A story where fact and fiction merge beautifully. Or do they merge? Or are they beautiful? 4. 3:10 to Yuma – When a notorious gangster enters the town where your father, your hero, is…
View On WordPress
0 notes
karabibeer · 8 years ago
Text
C Blok (1994)
Tumblr media
İstanbul’un kenar mahallesinden gelen, yaptığı evlilik ile sınıf atlayarak İstanbul’un bloklarında yaşamaya başlayan Tülay'ın, kocası Selim, gündelikçisi Aslı ve kapıcının oğlu Halet ile ilişkisini anlatan, modern şehir hayatının bir draması olan film İstanbul’un gelişmekte olan şehir hayatında ve mekanlarında neler olduğunu anlatsa da aslında yönetmenin diğer tüm filmlerinde olduğu gibi evrensel bir öyküye sahiptir. Tülay, yaşadığı binalar arasına kısılmış, kocasının ona aldığı araba ile bu kısılmışlıktan biraz olsun kaçmaya çalışan, hayatındaki boşluğu ne yaparsa yapsın dolduramayan bir kadındır. Gündelikçisi Aslı ile kapıcının oğlu Halet’i kendi yatak odasında sevişirken yakalar ve bu an onun hayatında bir kırılışa, bir arayışa yol açar. Ancak bu arayış bilinçli olmaktan ziyade sezgiseldir. Etrafında olanlara müdahale etmek yerine sadece zamanın ve mekanın ona getirdiklerini edilgen bir biçimde kabul eder. Deniz kıyısında yanına yaklaşan adamlardan biri onunla cinsel bir ilişki kurmak istediğinde hayır demez ancak o sırada Halet oraya gelir ve adamı öldüresiye döver. Giden adamın yerine ona gizemli bir merak ve ilgi duyan Halet ile birlikte olur. Gördüğü cinayet için polise gitmez. Halet, Tülay'ın katil diye bağırdığı adamın arkasından koşarken o arabayla uzaklaşır. Evliliğini ne bitirir ne de devam ettirir ta ki Selim Aslı ile birlikte olup bunu Tülay'ın görmesini isteyene dek. Kocasının tecavüzünden sonra eve döndüğünde Halet ile birlikte olması bile bilinçli bir karardan çok bir fanteziyi andırır. Tülay'ın hayatın her alanındaki edilgen ve bağımlı konumu bloklardan ayrılması ile son bulur, etkin bir özne konumu edinir. İş aramaya başlar, Halet’i görmek ister ve onun ziyaretine gider.
Yönetmen yaptığı çeşitli söyleşilerde filmin asıl kahramanının apartman blokları olduğunu söyler. 
"Senaryonun büyük kısmını Ataköy’de yazdım. Ataköy’ün ardında ki varoşlarda büyüdüğümden oranın bizim için, oradaki insanlar için temsil ettiği şeyi biliyordum. O kayıp insanın mekanı olarak düşünmemin nedeni de buydu. Bir hikaye olmadan, bu apartmanları, yolları birincil kahraman olarak seçerek, bunların içine, nesne olarak anlatmayı düşündüğüm, nesneleşmiş kahramanları yazdım; kadını, diğer insanları". 
Yönetmen belki de bu yüzden öykünün insanlarını blok-dışı bir dünyadan seçmiştir. Böylece filmin “kahramanının” öykü insanlarını nasıl etkilediğini, değiştirdiğini, yaşamlarına nasıl bir yön verdiğini görürüz. Aslı'nın ve Halet’in ekmek parasıdır bu bloklar, Tülay'ın ise iç sıkıntısıdır. Onların kısılmışlığını, boyun eğişlerini temsil eder.
Tumblr media
Zeki Demirkubuz filmin başlangıç noktasını, Adorno’nun toplu konutları ele alan bir yazısında yakaladığını söylemiştir. Zaten modernizm eleştirisi, pek çok teorik çalışmada da mimarlık üzerinden gelişmiş bir yaklaşımdır. Modernizm olumlu yönlerine karşın ne derece tahakküm yarattığını mimaride açık eder. Modernist mimarinin kullanım kıstaslarını önemsemeden, orada yaşayacak insanları düşünmeden inşa ettiği binaların yıkılışıyla başlar bir bakıma postmodern dönem. Ve modernist mimarinin yansımalarından biri de toplu konutlardır. Buralarda bütün binalar bir örnek, sokaklar bir birinden ayırt edilemez, orada yasayanların nasıl davranış biçimleri göstereceği, ne türlü ilişkiler yaşayacağı önceden belirlenmek istenir. Zeki Demirkubuz bir bakıma filmini bu temalar üzerine kurar. Filmin adının hapishane çağırışımlı olarak seçilmesinin amacı, insanın toplu konuttaki -büyük ölçüde gönüllü- kapatılmışlığına gönderme yapmaktadır.
Binalar, kentin ortaya çıkışı ile barınak olmanın bir ev olmanın ötesinde bir işleve sahip olmaya başlamıştır. Sistemin zenginliğini, nimetlerini ya da güçlülüğünü, yenilmezliğini ya da bireyin o sistemi kabul etmekten başka bir çaresi olmadığını göstermektedir. Binalar sistemin betondan askerleridir. İçlerinde yaşayan insanlar ise yaşamanın ötesinde sadece nefes almaktadır. Modernleşmenin ve bireyselleşmenin getirdiği kalabalıklara rağmen yalnızlaşma ile kabuklarına çekilip, hayatın öznesi değil nesnesi konumuna düşmüşlerdir. Tam da bu sebepten ötürü Zeki Demirkubuz, bu film, bir kapıcının oğlunun ya da bir kadının arayışının öyküsünden öte bir blokun – betondan oluşmasına, cansız varlıklardan oluşmasına rağmen- günümüzdeki insandan daha canlı, daha önemli bir varlık haline dönüşmüş bir blokun filmidir… Canlılar ve cansızlar yer değiştirmiş gibi düşünüyorum der Antrakt’ın 1994 Mayıs sayısındaki bir söyleşisinde Ataköy’deki apartmanlar filmin hemen her karesinde karşımızdadır. Halet’in yıkadığı arabanın aynasında, Tülay’ın gittiği deniz kıyısında hep onu görürüz. Bloklar burada bir fon oluşturmaktan ziyade bütün heybeti ve soğukluğu ile ordadır, hikayenin ta kendisidir.
Tumblr media
Büyük şehirlerin bu kuşatılmış, çevrelenmiş mekanlarında yaşayan sakinleri kapalı kapılarının ardında izole, edilgen bir hayat yaşarlar. Birey olmaktan çok kapı zillerinde ki numaralardan ibarettirler, 16, 63, 45… Hapishanelerde mahkumların isimlerini yitirip numara almaları gibi bu modern zaman şehir mahkumları da isimlerini, kimliklerini yitirmişlerdir. Bu hapishanenin somut demir parmaklıkları olmadığı için insanın mahkumken kendini “özgür” sanmasından daha vahim başka bir şey yoktur. Aralarındaki ilişki insani olmaktan ziyade daha organik daha pragmatik, yalıtılmış ve sığ bir ilişkidir. Asansörler bir aşağı bir yukarı bu gönüllü mahkumları içeri ve dışarı taşır. Herkes bir şeylerden birilerinden korkar. Sürekli bir denetim ve kontrol vardır. Yalıtılmışlık, korkuyu, korku da yalıtılmışlığı besler. Zaten filmin ismi tam da bu yüzden C-Blok’tur. “ C-Blok, ses uyumu ile ilgili biraz. Hapishanede, hastanede hep C Blok’ta yattım, sonra her yerde gözüme ilişir. İnsanlara kuşatılmışlığı, sıkışmışlığı çağrıştırmak için o ismi koydum. Herkesin bir C Blok hikayesi vardır. C Blok’un, insanların genellikle hapis olduğu bu modernist mimarinin istemeden neden olduğu sonuçlarla ilgili bir hikayesi vardır.”
Filmde bloklar, içeriyi, kıstırılmışlığı temsil ederken arabalarda dışarıyı ve uzaklaşmayı temsil ederler. Daha filmin ilk karesinde araba ve apartman bir karşıtlık oluşturarak sunulur bize. C-Blok tabelasını Halet’in içinde oturduğu ancak ona ait olmayan bir arabanın silecekleri arasından görürüz. Tülaysürekli olarak arabasıyla şehrin yollarında başıboş bir şekilde dolaşır, sıkıntısını gidermeye, ona bir neden bulmaya çalışır.
Yönetmen, filmde temel olarak insanın bir birey olarak kendi hayatına ne kadar ve ne derece de hakim olduğunu tartışmaktadır. Bu tema Zeki Demirkubuz’un tüm filmlerinin ana eksenini de oluşturacaktır. Bu tartımsa politik bir söylemden ziyade daha felsefi daha sezgisel bir zemine oturur. “Zaten Demirkubuz’un hiçbir filminde doğrudan politik bir söylem yoktur. Seyirciye sunulan filmdeki kişilerin kötülük yapma nedenleri ve bunun kaçınılmazlığıdır. Yönetmen, C-Blok’ta olaylara dışarıdan bakan biri gibidir.” Herkesin kötülük yapmak için kendince bir nedeni vardır ve herkes bu nedenin arkasında durur. Kötülük insanın dışında değil içindedir. Belki de her insanın içinde iyilik kadar kötülük de vardır ve eline geçen ilk fırsatta yüzünü göstermek için gizli, kuytu bir yerde öylece bekler durur. Onun dünyasında katil kadar kurban, tehdit eden kadar tehdit edilen, ihanet eden kadar ihanete uğrayan da suçludur. Demirkubuz, tüm filmlerinde de olacağı gibi, “C-Blok”ta “varoluşçuluğun” temel sorularını ortaya koyar. Varoluşçu felsefenin uğraştığı özgürlük, acı, yabancılaşma, kötü niyet, sorumluluk, vicdan, düşünce ve eylem arasında ki çelişki gibi temel soru ve sorunlar aynı zamanda Zeki Demirkubuz’un da sorusu, sorunudur. Onun filmlerinin en temel özelliği tarafsızlık ve tamamlanmamışlıktır. Belki de en önemlisi verdiği yanıtların olumlu ya da olumsuz olusundan çok, soruları perdeye taşıması, izleyenini durup düşündürebilmesidir.
Tumblr media
“C-Blok“ bir ilk film olarak, yönetmenin ileriki filmlerinde kullanacağı bazı özellikleri içinde barındırır. Örneğin televizyonun sinematografik kullanımı ve yönetmenin film içinde görünmesi gibi. Ayrıca film, klasik anlatı yapısını kırarak modernist anlatı geleneğine sırtını dayar ve bu da Demirkubuz’un daha sonraki filmlerinde göreceğimiz bir yaklaşımdır. Ancak “C-Blok”, Demirkubuz filmografisinde en ayrıksı duran, en farklı okunması gereken filmdir. Yönetmenin daha sonra çektiği filmlerle bazı benzerlikler taşısa da bu filmdeki hikaye anlatma biçimi diğer filmlerinden farklıdır. Sahip olduğu bazı teknik yetersizliklere rağmen, yönetmenin ilk filmi olması nedeniyle oldukça önemli bir filmdir “C-Blok”.
Tumblr media
http://www.imdb.com/title/tt0109357/
Turan Ö., "Zeki Demirkubuz Filmleri Üzerine", 2000,
Arslanbay H., "Zeki Demirkubuz", Antrakt, 1994,
Kıraç R., "Zeki Demirkubuz Sinemasında Kötülügün Kısa Tarihi", Altyazı, 2002,
http://zekidemirkubuz.com/Movie.aspx?MovieID=1
http://tr.wikipedia.org/wiki/C_Blok_%28film%29
0 notes
seohaberleri · 3 years ago
Photo
Tumblr media
Sitemize "Fikret Kuşkan: Çocuklarımıza bırakacağımız servet yanıyor" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz. https://kadinkalem.com/fikret-kuskan-cocuklarimiza-birakacagimiz-servet-yaniyor/
0 notes
kingphimtv · 5 years ago
Photo
Tumblr media
Cha Và Con Trai Tôi Không theo như mong muốn của người cha Hüseyin (Çetin Tekindor) trở thành một kỹ sư nông nghiệp để có thể quản lý trang trại của gia đình, Sadik (Fikret Kuskan) quyết theo học ngành báo chí tại Đại học Istanbul và bước chân vào chính trị làm một nhà báo cánh tả.
0 notes
patlicangil · 2 years ago
Text
Fikret Kuşkan kaç yaşında? Fikret Kuşkan evli mi? Fikret Kuşkan 22 Nisan 1965 tarihinde dünyaya gelmiş Türk dizi, sinema ve tiyatro oyuncusudur. Uzun yıllar boyunca bu sektöre hizmet eden ve birçok başarılı yapımda oyunculuk yapan Fikret Kuşkan, 57 yaşındadır. Başarılı sanatçı hakkında merak edilen pek çok detay bulunmaktadır. Fikret Kuşkan evli mi? Fikret Kuşkan yeni dizi? Bu ve bunun gibi merak edilen bütün soruların cevaplarını sizler için ya... https://www.begonya.com/fikret-kuskan/?feed_id=119997&_unique_id=63f68ae23d26f
0 notes
nereliorg · 6 years ago
Text
Fikret Kuşkan kimdir, aslen nereli?
Tumblr media
Fikret Kuşkan
1965 senesinde İstanbul'da dünyaya gelen Fikret Kuşkan, çocukluğunu İstinye ve Sütlüce semtlerinde yaşadı. Geçirdiği beyin kanaması sonrası 8 yıl yatalak yaşayan babasını 11 yaşındayken kaybetti. Küçük yaşlardan itibaren biyoloji ve genetik üzerine çalışmalarda bulunan bir araştırmacı olmak istedi. Fakat 16 yaşında çıktığı tiyatro sahnesinden etkilenmesi dolayısıyla tiyatroculuğa yöneldi. Kendisinden büyük 4 kız kardeşi bulunmaktadır..[devamı bağlantıda]
source https://www.nereli.org/fikret-kuskan
0 notes
cuablog · 5 years ago
Text
Cha Và Con Trai Tôi
KingPhim TV Cha Và Con Trai Tôi
Cha Và Con Trai Tôi - My Father And My Son 2005 - HD VietSub
Không theo như mong muốn của người cha Hüseyin (Çetin Tekindor) trở thành một kỹ sư nông nghiệp để có thể quản lý trang trại của gia đình, Sadik (Fikret Kuskan) quyết theo học ngành báo chí tại Đại học Istanbul và bước chân vào chính trị làm một nhà báo cánh tả. Biết được điều đó, ông Hüseyin đã từ mặt con trai mình. Nhưng đó chưa phải là điều tồi tệ nhất. Vào một buổi sáng sớm giữa tháng 9 năm 1980, trong lúc cuộc đảo chính quân sự đang diễn ra thì người vợ trẻ của Sadik trở dạ. Không thể tìm được người giúp đỡ bởi đang trong giờ giới nghiêm, vợ anh đã qua đời sau khi sinh con trai. Tiếp đến bởi các hoạt động chính trị của mình, Sadık bị bắt, bị tra tấn và bị giam cầm trong ba năm, và sức khỏe hoàn toàn suy sụp. Không còn lựa chọn nào khác, anh buộc phải đưa con trai Deniz trở về trang trại của cha mẹ bên bờ biển Aegean dù giữa họ vẫn không nói chuyện với nhau. Nhưng có vẻ như bi kịch cuộc đời Sadık vẫn chưa dừng lại �� đó.
Cha Và Con Trai Tôi kingphimtv
source https://kingphim.net/cha-va-con-trai-toi
0 notes
turkishcelebritynews · 3 years ago
Link
Tumblr media
Destiny (Elkizi) Tv Series
0 notes
turkish-dramas · 5 years ago
Photo
Tumblr media
Ruthless City (Zalim Istanbul) Turkish Drama
More: https://www.turkishdrama.com/ruthless-city-zalim-istanbul.html
0 notes
pinchlines-blog · 7 years ago
Text
Babam Ve Oglum - 2005
Babam ve Oglum plays on your heartstrings not with the conventional plectrum of romance but with the bare nails of nostalgia. #PinchLinesMovieReviews
Superlative! Terrific story backed by equally terrific performances. ‘Babam ve Oglum’ in Turkish translates to a very simple and straightforward title that reads, ‘My Father and my Son’. True to the title, the movie has a very simple and straightforward story that is typical of Turkish Cinema. The linear narrative brings out the evolving equation between the narrator’s father, himself, and his…
View On WordPress
0 notes