#enerji altyapısı
Explore tagged Tumblr posts
halimecan · 1 month ago
Text
Tumblr media
Evinize Sokmayacağınız İnsanlarla Tartışmayın
Hayatın koşturmacası içinde, her gün bir sürü insanla karşılaşıyoruz ve her birinin düşünce yapısı, bakış açısı, kültürel altyapısı farklı. Ancak, bir noktada fark ediyorum ki, bazı insanlarla tartışmak, iletişim kurmak değil, sadece enerji kaybı. “Evinize sokmayacağınız insanlarla tartışmayın” sözü, artık hayat felsefem haline geldi.
Sosyal medya, siyasi sohbetler, spor takımının geleceği, güncel meseleler… Bunlar, her birimizin fikrini rahatça ifade edebildiği, bazen de duygu seline kapıldığımız alanlar. Ancak zamanla fark ettim ki, ne kadar doğru ve mantıklı bir şey söylesem de, her zaman anlaşılamıyorum. Gerçekten anlaşılmak isteyen bir kişi, karşısındakiyle empati kurarak diyalogda bulunur. Ama bazen, bu süreç bir anlam ifade etmiyor. Anlatmaya çalıştığınız şeyin karşılık bulması, yalnızca kelimelerin doğru ve yerinde olmasından ibaret değildir. Karşınızdaki kişinin kalbi, zihni ve niyeti de buna dahil olmalı.
Birçok konuda fikir sahibi olan, ancak kendi bakış açısını aşamayan insanlar, kendilerini tartışmalara sokar ve karşısındaki kişinin de fikirlerini değiştirmeye çalışır. Oysa, gerçek değişim, insanın içsel dünyasında başlar. Bu yüzden, enerjinizi doğru insanlarla, doğru iletişimler kurarak harcamak, kişisel gelişim adına en doğru adım olacaktır.
Özellikle iş hayatında, işinize odaklanmak ve enerjinizi üretken olacağınız alanlara yönlendirmek çok daha kıymetli. Her tartışma, her açıklama, her karşı duruş bir kayıp olabilir. Bazı insanlarla anlaşmaya çalışmak, tıpkı bir duvara konuşmak gibidir. Konuştuğunuz şeyin hiç bir anlamı yoktur, çünkü duvar sizi duymuyor. Onun yerine, duvarın hemen arkasındaki insanla sağlıklı bir iletişim kurmak çok daha anlamlı ve etkili olabilir.
Artık bir şeyleri değiştirmeye çalışmak yerine, neyi değiştiremeyeceğimi daha net görmeye başladım. Ve bu, beni çok daha huzurlu bir insan yaptı. İnsanların düşüncelerine saygı duymak, onları anlamaya çalışmak önemli. Ama bazen, tartışmaya girmek yerine, bir adım geri çekilmek, sessiz kalmak, daha anlamlı olabilir.
İletişim, bir yere varma çabası değil; bir anlayış yolu olmalı. Konu her ne olursa olsun, eğer karşınızdaki insanın fikirlerine ve kişiliğine değer veriyorsanız, o zaman tartışmaya değil, anlayışa yönelmelisiniz. Ancak, size değer katmayan, negatif enerjiye sahip insanlar, sizin için bir anlam ifade etmez. O yüzden tartışmalar, sadece kelimeler değil, ruhsal bir yüktür.
Evet, mümkün. Bu, bazen bir çelişki gibi gelebilir. Çünkü insanlar, fikirlerini ifade etmekten vazgeçmek istemez. Ancak günümüzün hızlı, yorucu ve gergin atmosferinde, her tartışmaya girmemek, sakin kalmak, çok daha sağlıklı bir yaklaşım olabilir. Bu bir kaçış değil; bir seçenektir.
Benim için artık, her görüşe ve fikre açık olmanın anlamı, tartışmalara girmemekle sınırlı. Düşüncelerimi ifade ederken, karşımda benden farklı düşünen biri olsa bile, ona saygı gösterip, kendimi yormadan, tartışma başlatmak yerine, daha derin, anlamlı diyaloglar kurmayı tercih ediyorum. Sözlerimin ne kadar etkili olduğu değil, karşımda beni dinleyecek, anlayacak biri olup olmadığı önemli.
"Evinize sokmayacağınız insanlarla tartışmayın," sözü, bana hayatın ne kadar karmaşık olsa da, sadeleştirilebileceğini hatırlatıyor. Bu, sadece insan ilişkilerinde değil, aynı zamanda iş dünyasında, sosyal çevremizde, hatta kişisel iç dünyamızda da geçerli bir yaklaşımdır. Tartışmak, zaman harcamak, enerji tüketmek yerine, doğru insanlarla doğru iletişimleri kurarak hayatı daha verimli kılabiliriz. Anlamak, iletişimde en önemli faktörse, bazen susmak, bazen geri çekilmek, bazen de sadece dinlemek, en değerli cevaptır.
5 notes · View notes
omrumuzun-son-demi · 2 years ago
Text
Hastane Yatakları: Hastaların Konforu ve Sağlığı İçin Önemli Bir Ekipman
Hastane yatakları, hastaların konforunu ve sağlığını ön planda tutan önemli ekipmanlardır. Bir hastanede kalış sürecinde hastaların rahatlığı ve uygun bakımı, hızlı bir iyileşme süreci için temel unsurlardır. Bu noktada, uygun hastane yataklarının seçimi ve kullanımı büyük bir önem taşır. Bu makalede, hastane yatakları hakkında önemli bilgileri sizinle paylaşacak ve hastane ortamında hastaların konforu ve sağlığı için dikkate alınması gereken faktörlere değineceğiz.
Tumblr media
Hastane Yataklarının Önemi ve Rolü
Hastane yatakları, hastaların konforu, güvenliği ve sağlıklı bir iyileşme süreci için kritik bir rol oynar. Doğru yatak seçimi, hastaların yatakta geçirdikleri süreyi rahat ve destekleyici hale getirir. Aynı zamanda, hasta bakımı için sağlam bir temel sağlayarak sağlık personelinin görevlerini daha etkili bir şekilde yerine getirmesine olanak tanır.
Hastane Yataklarının Hastalar İçin Sağladığı Avantajlar
Hastane yatakları, hastaların bir dizi avantajdan yararlanmasını sağlar. Bu avantajlar arasında basınç yaralarını önleme, hareketlilik ve pozisyon değiştirme kolaylığı, hasta güvenliği ve dolaşımın iyileştirilmesi sayılabilir. Ayrıca, uygun yatak seçimi, hastaların ağrılarını hafifletir ve konforlarını artırır.
Hastane Yataklarında Konforun Önemi ve Etkileri
Hastaların konforu, iyileşme sürecini olumlu yönde etkiler. Hastane yataklarının konfor özellikleri, hastalar için önemli bir faktördür. Yatakta rahat hissetmek, stresi azaltır, uyku kalitesini artırır ve psikolojik olarak hastaların iyileşme sürecine olumlu bir etki yapar. Konforlu bir yatak, hastaların dinlenmesini sağlar ve enerji toplamalarına yardımcı olur. Ayrıca, yatağın ayarlanabilir özellikleri sayesinde hastaların pozisyonlarını değiştirmeleri ve desteklenmeleri mümkün olur.
Hastane Yataklarında Güvenlik ve Hasta Bakımı
Hastane yatakları, hastaların güvenliğini ve bakımını sağlamak için tasarlanmıştır. Yatak kenarlarındaki yan korkuluklar, hastaların düşmelerini önler ve güvenli bir ortam sunar. Ayrıca, yatağın düzgün bir şekilde kilitleme mekanizmalarına sahip olması ve kolayca hareket ettirilebilmesi önemlidir. Temizlik ve hijyen standartlarına uygun olarak tasarlanmış yataklar, enfeksiyon riskini azaltır ve hastaların sağlığını korur.
Hastane Yataklarının Çeşitleri ve Özellikleri
Hastane yatakları, farklı çeşitlere ve özelliklere sahiptir. Ayarlanabilir yatak başlığı ve ayak ucu, hastaların rahat bir pozisyon bulmalarını sağlar. Basınç dağıtımı için hava veya köpük dolgulu yataklar tercih edilebilir. Ayrıca, bazı yataklar dönme, yükseklik ayarı ve Trendelenburg pozisyonu gibi özelliklere sahiptir. Hastanın ihtiyaçlarına ve tedavi sürecine göre uygun yatak seçimi önemlidir.
Hastane Yataklarında Hijyen ve Temizlik İlkeleri
Hastane ortamında hijyen ve temizlik büyük bir önem taşır. Hastane yatakları, kolay temizlenebilir ve dezenfekte edilebilir malzemelerden yapılmış olmalıdır. Ayrıca, su geçirmez ve antibakteriyel yatak örtüleri kullanmak enfeksiyon riskini azaltır. Yatağın düzenli olarak temizlenmesi ve bakımının yapılması, hijyen standartlarının korunmasını sağlar.
Hastane Yatakları Seçerken Dikkat Edilmesi Gereken Faktörler
Hasta yatağı seçimi yaparken dikkate almanız gereken bazı faktörler vardır. Bunlar arasında hasta ihtiyaçları, yatağın ayarlanabilirlik özellikleri, güvenlik önlemleri, yatak malzemesi ve konfor düzeyi yer alır. Ayrıca, bütçeniz, bakım ve onarım hizmetleri gibi faktörler de göz önünde bulundurulmalıdır. Hastanenin özel ihtiyaçlarına ve hasta profilinin gereksinimlerine uygun bir yatak seçmek, hastaların konforunu ve sağlığını en üst düzeyde tutmak için önemlidir.
Hastane Yatakları ve Hasta Yönetimi
Hastane yatakları, hasta yönetimi sürecinde önemli bir rol oynar. Doğru yatak seçimi, hastaların mobilitesini artırır, transferlerini kolaylaştırır ve sağlık personelinin bakım sürecini daha etkili hale getirir. Ayrıca, yatakların hastane altyapısı ve diğer tıbbi cihazlarla entegre edilebilmesi, tedavi sürecini iyileştirmeye yardımcı olur.
Hastane Yataklarında Teknolojik İlerlemeler ve İnovasyonlar
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte hastane yataklarında da çeşitli inovasyonlar gerçekleşmektedir. Akıllı yataklar, hasta monitörleme sistemleri, hava basınçlı yatak teknolojisi gibi yenilikler, hastaların konforunu ve sağlığını artırmak amacıyla kullanılmaktadır. Bu teknolojik ilerlemeler, hasta bakımının daha etkin ve güvenli bir şekilde yapılmasına yardımcı olur.
Hastane Yataklarının Bakımı ve Onarımı
Hastane yataklarının düzenli bakımı ve onarımı, uzun ömürlü ve güvenli bir kullanım sağlamak için önemlidir. Yatak mekanizmalarının düzgün çalışması, tekerleklerin kontrolü, elektrikli parçaların test edilmesi gibi rutin bakım işlemleri yapılmalıdır. Ayrıca, yatakta herhangi bir sorun tespit edildiğinde hızlıca onarım yapılmalı ve hasta güvenliği sağlanmalıdır.
Hastane yatakları, hastaların konforu, güvenliği ve sağlıklı bir iyileşme süreci için önemli bir role sahiptir. Uygun yatak seçimi ve doğru kullanımı, hastaların rahatlığını ve bakımını sağlar. Hijyen, konfor, güvenlik ve teknolojik ilerlemeler göz önünde bulundurularak hastane yatakları tercih edilmelidir. Ayrıca, düzenli bakım ve onarım süreçleriyle yatakların uzun ömürlü kullanımı ve hastaların sağlığı korunmalıdır. Hastane yatakları, hasta bakımında vazgeçilmez bir unsurdur ve hastaların iyileşme sürecine olumlu katkı sağlar.
3 notes · View notes
cengizarslantaksi · 4 days ago
Text
Tumblr media
Cengiz Arslan Blog müdavimlerinin bildiği üzere 2025 yılı, dünya otomotiv sektöründe dönüşümün hız kazandığı bir dönem olacak. Elektrikli araçların (EV) yaygınlaşması, yeni regülasyonlar ve üretim teknolojilerindeki gelişmeler, sektörü derinden şekillendiriyor.
İngiltere’nin 2035’ten itibaren yalnızca elektrikli araç satışına izin vereceğini açıklaması, bu dönüşümün küresel düzeyde hızlanacağını gösteriyor. Türkiye otomotiv sektörü de bu değişimden etkileniyor. Bu yazıda, CA Taxi Blog okurlarıyla birlikte bu küresel eğilimlerin Türkiye’de üretim, yedek parça tedariki, fiyatlar ve regülasyonlar üzerindeki olası etkilerini ele alacağız.
İngiltere’nin 2035 Kararı ve Küresel Yansımaları
İngiltere’nin planı, Avrupa Birliği ülkelerinin ve diğer gelişmiş ekonomilerin sıfır emisyon hedefleriyle uyumlu. Almanya, Fransa ve Japonya gibi ülkelerde de benzer hedefler belirleniyor. Küresel üreticiler artık içten yanmalı motorlu araçlar (ICE) yerine elektrikli araç geliştirmeye daha fazla kaynak ayırıyor.
Bu karar, otomotiv sektörü için ciddi bir dönüşüm demek:
Üretim Dinamikleri: Elektrikli araç üretiminde batarya üretimi ve yazılım geliştirme kritik hale gelecek.
Tedarik Zinciri: ICE araçlar için kullanılan mekanik parçaların talebi azalırken, batarya hücreleri, çipler ve sensörler gibi teknolojik bileşenlerin talebi artacak.
Fiyatlar: Elektrikli araçlar için yapılan teşvikler ve artan talep, maliyetleri zamanla düşürecek olsa da, 2025’te batarya maliyetleri nedeniyle fiyatlar hâlâ içten yanmalı araçlardan yüksek seyredebilir.
Türkiye’ye Olası Etkiler
Bu küresel gelişmelerin Türkiye otomotiv sektörüne etkileri şu şekilde özetlenebilir:
Üretim ve İhracat:
Türkiye’nin otomotiv sektörü, Avrupa Birliği’ne yaptığı ihracatla güçlü bir konumda. Ancak, içten yanmalı motorlu araçların talebinin azalması, Türkiye’deki üreticilerin rekabet avantajını kaybetmesine neden olabilir. Yerli otomobil markası TOGG’un üretim kapasitesini artırması ve diğer yerli üreticilerin elektrikli araç yatırımları bu açığı kapatabilir.
Yedek Parça ve Tedarik Zinciri:
ICE araçların azalan talebi, yedek parça üreticilerini zorlayabilir. Türkiye’nin güçlü olduğu piston, motor ve egzoz parçaları gibi ICE bileşenleri yerine, batarya ve çip üretimine yatırım yapılması gerekecek. Yüksek teknoloji gerektiren bu alanlarda Ar-Ge ve teşvikler kritik rol oynayacak.
Regülasyonlar ve Devlet Politikaları:
Avrupa’daki sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin de benzer regülasyonlar getirmesi beklenebilir. Bu, yerli otomotiv üreticilerine elektrikli araç dönüşümü için teşvikler sağlanması anlamına geliyor. Örneğin, elektrikli araçlar için ÖTV oranlarının düşürülmesi, şarj altyapısına yatırım yapılması ve yenilenebilir enerji teşvikleri ön planda olabilir.
Fiyatlar ve Tüketici Davranışları:
Sıfır Araçlar: Elektrikli araçların ithalat vergileri ve batarya maliyetleri nedeniyle 2025’te Türkiye’de fiyatlarının yüksek kalması bekleniyor. Ancak yerli üretim (örneğin TOGG) fiyatları dengeleyebilir.
İkinci El Piyasası: İçten yanmalı motorlu araçlara olan talep, şimdilik ikinci el piyasasında yüksek fiyatları koruyacak. Ancak uzun vadede ICE araçlar için getirilecek kısıtlamalar, bu araçların değer kaybetmesine neden olabilir.
2025 Türkiye Otomotiv Piyasasında Beklentiler
2025’te Türkiye’de otomobil severleri genel çerçeve itibarıyla şu gelişmeler bekliyor:
Elektrikli Araçlara Geçiş: Türkiye’de elektrikli araçların yollardaki oranı artacak. Ancak yüksek fiyatlar ve yetersiz şarj altyapısı, bu geçişin hızını yavaşlatabilir.
Fiyat Dalgalanmaları: Sıfır araç üretim maliyetleri ve döviz kuru, fiyatların yüksek kalmasına neden olabilir. Ancak, 2025’te otomobil piyasasında talep dengesizlikleri nedeniyle zaman zaman kampanyalar görülebilir.
İkinci El Araç Pazarı: İkinci el araç fiyatları, sıfır araçlardaki arz kısıtları nedeniyle yüksek kalmaya devam edecek. Ancak piyasanın elektrikliye yönelmesi, ICE araçların uzun vadeli değerini düşürebilir.
Türkiye’nin Dönüşüm Yolculuğu Umut Verici Olabilir
2035’e doğru hızlanan bu dönüşüm, Türkiye otomotiv sektörü için zorluklar kadar fırsatlar da sunuyor. Elektrikli araçların yükselişi, Türkiye’nin teknoloji yatırımlarını artırmasını ve şarj altyapısını hızla geliştirmesini gerektiriyor.
Aynı zamanda yerli üretim markalarının dünya pazarında rekabet edebilmesi için Ar-Ge ve ihracat stratejilerine odaklanılması şart.
Markamızın Kurucusu Cengiz Arslan’ın Elektrikli Araç  Vizyonu
Cengiz Arslan Taxi gibi ticari taksicilik sektörünün önemli paydaşları, bu dönüşümde elektrikli araçlara geçiş yaparak hem maliyetlerini düşürebilir hem de çevreye duyarlı bir hizmet modeli sunabilirler.
Elbette kamu idaresinin belirleyeceği regülasyonlar burada belirleyici olacaktır. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Cengiz Arslan Türkiye’nin ilk elektrikli taksisini devreye alıp yıllarca başarılı bir şekilde işleten bir elektrikli araç tutkunudur.
Öte yandan markamızın Kurucusu Cengiz Arslan, ülkemizde TOGG’un seri üretimine giden yolda esaslı bir gayret gösteren ve bu doğrultuda bedel ödeyen önemli bir otomotiv sektörü paydaşıdır.
Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte 2025, geleceğin otomotiv dünyasına geçişte bir dönüm noktası olacak. Dileriz ki ülkemiz de bu dönüşümün ciddiyetine uyum sağlar ve fosil yakıtlara olan bağımlılığımız azalır.
Tüm otomobil sevdalılarına ve müdavimlerimize mutlu ve sürdürülebilir bir 2025 yılı dileriz.
0 notes
sansadavetcom · 8 days ago
Text
Otomotiv Dünyasında Elektrikli Araçların Yükselişi ve Geleceği
Günümüzde otomotiv sektörü, çevresel kaygılar, sürdürülebilirlik hedefleri ve teknolojik yeniliklerin etkisiyle köklü bir dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşümün merkezinde elektrikli araçlar (EV'ler) yer alıyor. 20. yüzyılın büyük bir bölümünde fosil yakıtlı motorlar otomotiv dünyasına hakimken, son on yılda elektrikli araçlar, hem çevre dostu olmaları hem de düşük işletme maliyetleri sayesinde hızla popülerlik kazandı. Peki, bu dönüşümün geleceği ne yönde şekillenecek?
Elektrikli Araçların Avantajları ve Gelecekteki Yaygınlığı
Elektrikli araçların sunduğu en büyük avantaj, karbon emisyonlarını önemli ölçüde azaltarak küresel ısınmayla mücadelede rol oynamalarıdır. Gelişmiş batarya teknolojileri sayesinde bu araçlar artık daha uzun menzillere ulaşabiliyor ve şarj süreleri giderek kısalıyor. Örneğin, katı hal bataryalarının yaygınlaşması, elektrikli araçların menzilini artırarak kullanıcıların menzil kaygısını ortadan kaldırabilir.
Gelecekte, elektrikli araçların fiyatlarının fosil yakıtlı araçlarla eşitlenmesi, hatta daha ucuz hale gelmesi bekleniyor. Bu durum, dünya genelinde EV’lerin benimsenmesini hızlandıracak. Önde gelen otomotiv üreticileri, 2030 yılına kadar elektrikli modellerinin sayısını artırmayı ve hatta tamamen elektrikli bir filo oluşturmayı hedefliyor.
Otonom Teknoloji ve Elektrikli Araçların Entegrasyonu
Elektrikli araçların geleceğini şekillendirecek bir diğer önemli faktör, otonom sürüş teknolojisidir. Otonom araçlar, yapay zeka ve sensör sistemleri sayesinde insan müdahalesine gerek kalmadan hareket edebilir hale gelecek. Bu teknoloji, elektrikli araçlarla birleştiğinde, trafik kazalarını azaltacak, yakıt verimliliğini artıracak ve şehir içi ulaşım sistemlerini daha verimli hale getirecek.
Elektrikli Araçların Şarj Altyapısı ve Enerji Yönetimi
EV'lerin yaygınlaşmasıyla birlikte şarj altyapısının geliştirilmesi kritik bir rol oynayacak. Akıllı şebekeler ve hızlı şarj istasyonları, kullanıcıların araçlarını kolayca şarj etmelerini sağlayacak. Ayrıca, araçlardan şebekeye (V2G) enerji aktarımı gibi teknolojiler, enerji yönetimini optimize ederek yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını artıracak.
Sonuç
Elektrikli araçlar, çevresel faydalarının yanı sıra kullanıcı dostu özellikleriyle de otomotiv sektörünün geleceğini şekillendiriyor. Otonom sürüş, gelişmiş batarya teknolojileri ve yenilikçi enerji yönetim sistemleri sayesinde, önümüzdeki yıllarda elektrikli araçlar hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline gelecek. Bu dönüşüm, sadece ulaşım alışkanlıklarımızı değiştirmekle kalmayacak, aynı zamanda daha sürdürülebilir bir geleceğe kapı açacak.
0 notes
elazigsurmanset · 15 days ago
Text
“Suriye’de Enerji Altyapısı Yeniden İnşa Edilecek”
Tumblr media
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, İstanbul'da basın mensuplarıyla bir araya gelerek enerji politikaları ve bölgesel projeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Suriye'deki enerji altyapısını yeniden inşa etmekten Karadeniz gazına, elektrik ve doğal gaz tarifelerindeki düzenlemelerden Türkiye’nin enerji vizyonuna kadar pek çok konuda bilgi verdi. Bakan Bayraktar, kısa süre içinde bir Türk heyetinin Suriye'ye giderek bölgede eksikleri tespit edeceğini belirtti. Gelişmelere bağlı olarak heyete kendisinin de başkanlık edebileceğini ifade eden Bayraktar, Suriye’de enerji altyapısının yeniden inşası için şu değerlendirmeyi yaptı: "Çok hızlı bir şekilde elektriğin olmadığı bölgeleri elektrikle buluşturmalıyız. Öncelikle ithalatla bu süreci başlatacağız, orta vadede ise bölgedeki elektrik üretim kapasitesini artırmaya yönelik planlamalar yapıyoruz. Güçlü özel sektörümüz ve devlet kurumlarımızın tecrübesiyle Suriye’nin enerji altyapısının inşasında birlikte çalışacağız." Suriye’nin petrol ve doğal gaz kaynaklarının yeniden ekonomiye kazandırılması için de çalışmalar yürütüldüğünü belirten Bayraktar, şunları söyledi: "Suriye, 2000’li yılların başında günlük 600 bin varil petrol üreten bir ülkeydi. Ancak bugün bu üretim 30 bin varil seviyelerine gerilemiş durumda. Bu potansiyelin yeniden hayata geçirilmesi, Suriye'nin kalkınması ve inşası için kritik öneme sahip." Elektrik ve Doğal Gaz Tarifelerinde Düzenleme Elektrik ve doğal gaz tüketimi konusunda yeni düzenlemeler yapılacağını ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti: "Yıllık 5 bin kilovat saati aşan elektrik tüketicileri için maliyet esaslı bir modele geçmeyi hedefliyoruz. Elektrikte 417 kilovatsaat ve üzeri tüketimi olan aboneler farklı bir tarifeye tabi olacak. Bu yeni düzenleme, toplam abonelerin yalnızca yüzde 3’ünü etkileyecek. Ancak 240 kilovatsaatin altındaki tüketimlerin yüzde 60’ını devlet karşılamaya devam edecek." Doğal gazda da benzer bir kademelendirme olacağını belirten Bayraktar, "Ortalama tüketimin üzerinde olanlar için fiyatlandırma kademelendirilecek. Ancak bu düzenleme de çoğunluğu etkilemeyecek" dedi. Karadeniz Gazında Kapasite Artacak Karadeniz’deki Sakarya Gaz Sahası’nda üretim kapasitesinin bugün itibarıyla günlük 7 milyon metreküpe ulaştığını söyleyen Bakan Bayraktar, 2025’in ilk çeyreğinde bu rakamın 9 milyon metreküpün üzerine çıkacağını belirtti. "2028'e kadar 40'ın üzerinde yeni kuyu açmayı ve toplam üretimi günlük 20 milyon metreküpe çıkarmayı hedefliyoruz. Bu, milyonlarca hanenin doğal gaz ihtiyacını karşılayacak." Türkiye'nin Enerji Vizyonu: İstanbul GAZHUB ve Karbon Piyasası Enerji borsası EPİAŞ’ın İstanbul Finans Merkezi'ne taşınacağını duyuran Bayraktar, burada karbon piyasasının açılacağını ve enerji ticaretinin genişletileceğini ifade etti. "Depolama kapasitemizi artırmak için çalışıyoruz. İlave FSRU projelerini değerlendiriyoruz. Ayrıca ABD ile enerji alanında iş birliği imkanlarını genişletmeyi hedefliyoruz. Enerji ve maden sektörleri, Türkiye'nin 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinde kilit rol oynayacak." Bakan Bayraktar’ın açıklamaları, Türkiye’nin enerji alanındaki iddialı projelerini ve Suriye’nin yeniden inşası sürecindeki katkısını gözler önüne serdi. Yeni düzenlemeler ve altyapı projeleri, Türkiye’nin enerji geleceğine yönelik somut adımlar atıldığını gösteriyor.   Read the full article
0 notes
bursahabermedya · 18 days ago
Photo
Tumblr media
Suriye'ye Enerji Altyapısı İncelemesi Yapılacak! Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın Suriye Ziyareti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Suriye ile enerji alanında i https://bursahabermedya.com/suriyeye-enerji-altyapisi-incelemesi-yapilacak/ #EkonomiHaberleri #bursahaber #bursasondakika #bursahaberleri #haberler #bursa
0 notes
antarcticca · 29 days ago
Text
Antarctic Capital Investments, Türkiye'de Altyapı Yatırım Fonu Kurdu, Yerel Ekonomiyi Hızlandırmayı Hedefliyor
Türkiye, 2024 — Küresel tanınmış varlık yönetim şirketi Antarctic Capital, Türkiye’de "Altyapı Yatırım Fonu"nu kurduğunu duyurdu. Bu fon, Türkiye’nin kritik altyapı projelerini desteklemeyi ve yerel ekonominin sürdürülebilir gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyor. Fon, ulaşım, enerji, su kaynakları yönetimi gibi önemli alanlara odaklanarak Türkiye’nin altyapı modernizasyonunu hızlandırmayı ve genel ekonomik rekabetçiliği artırmayı hedefliyor. Fonun başlangıç büyüklüğü 8 milyar dolar olarak belirlendi ve bu, Antarctic Capital’ın gelişen piyasalardaki stratejik yatırımlarının önemli bir parçası. Şirket, bu fon aracılığıyla önümüzdeki beş yıl içinde bir dizi önemli projeyi hayata geçirerek Türkiye’nin altyapı seviyesini iyileştirmeyi ve daha fazla uluslararası yatırımcının dikkatini çekmeyi planlıyor.
Alex Martin, fonun Türkiye'nin altyapı modernizasyonuna sermaye, teknoloji ve yönetim deneyimi sağlayarak kalkınmayı destekleyeceğini söyledi.
Antarctic Capital Altyapı Yatırım Departmanı Başkanı Alex Martin, fonun tanıtım toplantısında şunları söyledi: “Türkiye’nin altyapı modernizasyonu süreci kritik bir dönemde. Fonumuz, yerel projelere ileri düzeyde sermaye, teknoloji ve yönetim deneyimi kazandıracak. Bu, sadece Türkiye’nin ekonomik seviyesini yükseltmekle kalmayacak, aynı zamanda bölgesel kalkınmayı da destekleyecek ve halkın yaşam kalitesini artıracaktır.”
Antarctic Capital Türkiye Altyapı Yatırım Fonu, öncelikle ulaşım ağlarının genişletilmesi ve modernizasyonuna odaklanacak. Şirket, Türkiye’nin başlıca şehirleri ve ekonomik merkezleri arasında yüksek hızlı demir yolu projelerine yatırım yapmayı planlıyor. Bu projeler, ulaşım maliyetlerini düşürmeye, seyahat sürelerini kısaltmaya ve bölgesel ticaretin artmasına yardımcı olacak. Alex Martin, “Verimli bir ulaşım ağı, ekonomik büyümenin itici güçlerinden biridir. Ulaşım bağlantılarını güçlendirerek, Türkiye'nin ticari gelişimi için sağlam bir temel sağlamak ve yabancı yatırımları cezbetmek istiyoruz,” dedi.
Enerji projeleri de fonun ana yatırım alanlarından birini oluşturuyor. Antarctic Capital, Türkiye’deki temiz enerji projelerine, güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve hidroelektrik santralleri gibi yenilenebilir enerji projelerine yatırım yapmayı hedefliyor. Bu yatırımlar, Türkiye’nin enerji sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı olacak ve geleneksel fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltacaktır. Türkiye’nin ulusal enerji stratejisine göre, ülke önümüzdeki 10 yıl içinde yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji yapısındaki oranını %40’ın üzerine çıkarmayı planlıyor. Antarctic Capital’ın temiz enerji projeleri, bu stratejik hedefe katkı sağlayan somut bir adım olarak görülüyor.
Fonun üçüncü ana yatırım alanı ise su kaynakları yönetimi olacak. Antarctic Capital, Türkiye’deki modern su altyapısı projelerine yatırım yapacak, içme suyu sistemlerini iyileştirecek ve atık su arıtma tesislerini modernize ederek su kaynakları sıkıntısına çözüm üretmeye çalışacak. Bu projelerle, şirket Türkiye’de daha sürdürülebilir bir su kaynakları yönetim sistemi kurmayı ve suyun daha  verimli kullanılmasını sağlamayı hedefliyor.
Son yıllarda Türkiye hükümeti, altyapı yatırımlarını destekleyen bir dizi politika geliştirdi ve kritik projelere yabancı sermaye çekmeye yönelik teşviklerde bulundu. Antarctic Capital’ın altyapı fonu, bu bağlamda kuruldu ve ülkenin gelişim stratejilerine uygun yüksek kaliteli yatırımlar yapmayı amaçlıyor. Fonun kurulumu, yerel hükümet tarafından takdirle karşılandı ve Türkiye Ekonomik Kalkınma Bakanlığı’ndan bir yetkili, “Antarctic Capital’ın Türkiye’ye girişi, ülkemizin altyapı projeleri için büyük bir sermaye ve uluslararası yönetim deneyimi  sağlayacaktır. Bu, altyapı kalitemizi yükseltmek ve daha fazla yabancı yatırımcı çekmek için çok önemli bir adımdır,” dedi.
Fon yönetiminde, Antarctic Capital çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) standartlarına sıkı sıkıya bağlı kalacak ve her projeyi sadece ekonomik getirisiyle değil, aynı zamanda toplumsal sorumluluk ve çevre dostu kriterlere göre değerlendirecek. Alex Martin, “Projelerin seçiminde ve uygulanmasında sürdürülebilirlik ve yerel toplulukların çıkarlarını ön planda tutacağız. Amacımız, bu yatırımların Türkiye’nin ekonomik büyümesine katkı sağlarken çevreyi korumak ve topluluklara fayda sağlamaktır,” dedi.
Antarctic Capital Türkiye, yerel profesyonelleri işe alıp eğitimlerle becerilerini artırarak istihdam yaratmayı hedefliyor.
Ayrıca, Antarctic Capital Türkiye ekibi fon uygulamaları sırasında yerel profesyonelleri işe almayı ve onlara özel eğitimler sunarak beceri seviyelerini artırmayı planlıyor. Yerel istihdam yaratmak ve kariyer gelişimini desteklemek suretiyle, şirket ekonomik geri dönüş sağlarken Türkiye iş gücü piyasasına da katkıda bulunmayı hedefliyor.
Gelecekte, Antarctic Capital, Türkiye’deki faaliyetlerini genişletmeye devam edecek ve pazar ihtiyaçlarına göre fonun büyüklüğünü arttırarak daha fazla altyapı projesinin hayata geçmesini sağlayacak. Şirket, ayrıca çevre ülkelerdeki Pazar dinamiklerini yakından takip edecek ve Türkiye altyapı fonunun başarısının ardından bu modelin Orta Doğu ve Doğu Avrupa bölgelerine yayılmasını planlıyor.
Antarctic Capital’ın Türkiye Altyapı Yatırım Fonu’nun başlatılması, şirketin gelişen pazarlarda yaptığı genişleme çabalarının önemli bir kilometre taşını oluşturuyor. Kritik altyapı projelerine yapılan yatırımlar, sadece Türkiye pazarına büyük bir büyüme potansiyeli kazandırmakla kalmayacak, aynı zamanda şirketin küresel liderliğini pekiştirecektir. Antarctic Capital’ın Türkiye’ye yönelik yatırım taahhüdü, yerel ekonominin modernleşmesine ve toplumsal ve ekonomik uzun vadeli gelişimine önemli katkılar sağlayacaktır.
Basın İletişim Aiyla Baykara Pazarlama İletişimi Yöneticisi Antarctic Capital Investment Ltd. Şti. Telefon: +1 212 983 1602 Faks: +1 212 505 2240 Merkez: New York, Park Avenue 200, 32. kat, 10166 E-posta: [email protected] Web sitesi: https://www.antarcticca.com
1 note · View note
hetesiya · 1 month ago
Text
Halep’in efendisi kim; Erdoğan mı Colani mi? Çarşıya uymayan bir hesap
Fehim Taştekin
Halep’in efendisi kim; Erdoğan mı Colani mi? Çarşıya uymayan bir hesap
HTŞ pragmatik bir yaklaşımla Halep’te Kürtlerle savaşa tutuşup enerji tüketmek, ABD’nin tepkisini çekmek ve Suriye ordusunun toparlanmasına izin vermek istemiyor. Bu iki mahalledeki hesaplaşmayı sonraya bırakıp Hama’yı ele geçirmeye odaklandılar. Hama düşerse Humus ve Şam’a ilerlemenin hesaplarını yapıyorlar. Eylem tarzıyla dedikleri “Şimdi Kürtlerle savaşmanın zamanı değil!”
05 Aralık Perşembe 2024   Saat: 00:01
Suriye’de Türkiye, ABD ve İsrail’in çıkarlarını çakıştıran ‘cihatçı fetih’ her bir tarafa varmak istediği sonucu vermeyebilir. Kârlı üçlünün kazanımları ilave testlere tabi.
Halep’in düşüşünü getiren ilk şok dalgasında Suriye devletinin beli kırıldı, İran darbelendi, Rusya sağdan-soldan kroşe yedi. ‘Şahin’ kamikaze İHA’ları da Ukrayna’nın intikamı sayılır! İlk dalganın bir diğer kaybedeni Fırat’ın batısındaki Kürtler oldu.
Rusya açısından "Suriye’deki Ukrayna intikamı" telafi edilemeyecek bir darbe olmayabilir. Askeri kapasitesinin sadece yüzde 1’ini Suriye’de kullandığı düşünülen Rusya havadan taarruz ve savunma kapasitesini artırıp Afrika’daki asimetrik güçlerini Suriye’ye kaydırabilir. Bu şekilde çatışmalara dahil olduğu 2015’teki sıfır noktasından yeniden başlayabilir. Ama Donald Trump gelinceye kadar Ukrayna denklemini olabildiğince lehine çevirmesi lazım. Fakat Suriye’de emsal haline gelecek bir hezimeti de göze alamaz.
İran, İsrail’in Suriye’deki saldırılarında ağır bedeller ödemesine karşın çekilmenin savaşı kendi kara sınırlarına yaklaştıracağı inancıyla hareket ediyor. İran’ın daha fazla Devrim Muhafızları askeri danışmanlarının yanı sıra Irak’taki Haşd’uş Şaabi güçlerini Suriye’ye getirmesi halihazırda yürüyen bir gelişme. Şam’ın gerek duyup onay vermesi halinde doğrudan İran nizami muharip unsurları da cepheye sürülebilir. Bunun Türkiye ve Rusya’nın katılımıyla 6-7 Aralık’ta Doha’da yapılacak üçlü toplantıda caydırıcı pazarlık kartı olarak masaya sürülmesi muhtemeldir. ABD ve İsrail’in saldırıları bu seferberliği durduramazsa İran’ı Suriye’den uzaklaştırma stratejisi geri tepmiş olur. İran’ın artan varlığına yönelik saldırılar ABD ve İsrail’le doğrudan çatışma riskini artırabilir. Halbuki İran uzlaşma eğilimindeydi.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya el Sudani de ABD tarafından “Suriye’den uzak durun” diye tehdit ediliyor. Fakat Bağdat’taki siyasi aktörler, Suriye’yi yüzüstü bırakmayı kendilerini de vuracak bir kötülüğün önünü açmak olarak görüyor. HTŞ’nin hakimiyet alanını genişletmesi halinde Irak’ın Sünni üçgeninde IŞİD yeniden dirilebilir. Çünkü IŞİD’in fikri ve toplumsal altyapısı tam olarak çökertilmedi. Sudani’nin Haşd’uş Şaabi’yi önleme çabası kendi sonunu da getirebilir.
Suriye devletinin ana kolonlarından çökertilmesi 2011’den farklı olarak pek çok Arap ülkesini korkutuyor. IŞİD’in akıbetinden sonuçlar çıkartıp kendini yeniden kodlayan ‘selefi-cihadi’ HTŞ’nin Ürdün ve Mısır’ın yanı sıra bazı Körfez ülkelerinde önemli karşılıkları var. O yüzden Araplardan ABD’ye giden mesaj gayet ciddi: "Bu gelişmeler Suriye’yi Somali’ye döndürebilir."
Artık Suriye liderliğinin telefonuna çıkacak Arap yönetimlerinin sayısı az değil. Kaygılarda bir paydaşlık var.
***
Amerikalılar Fırat’ın doğusunda SDG, Fırat’ın batısında HTŞ ile Suriye yönetimini felç edip İran ve Rusya’yı darlama yaklaşımı sergiliyor. Fakat gelişmeler ABD’nin destek verdiği SDG’yi hem zor duruma düşürüyor hem de istemedikleri seçimlere zorluyor.
Ankara, “Saldırganlığın Caydırılması” adı verilen saldırganlığın önünü açarken birkaç hesap güdüyordu. Fırat’ın batısında Tel Rıfat’tan başlayıp Halep’in iki Kürt mahallesi ve Menbic’le devam edecek şekilde YPG’nin kontrol alanlarını temizlemek. En önemli hedef buydu. Ki bunun için Suriye Milli Ordusu (SMO) milislerinin başlattığı Özgürlük Şafağı operasyonu Tel Rıfat’ta amacına ulaştıktan sonra Menbic’e yöneldi. Halep’in içinde Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin geleceğiyle ilgili SMO’dan ziyade HTŞ’nin tutumunun belirleyici olacağı anlaşılıyor. HTŞ, PYD/YPG/PKK’yi "Baas’ın Kürt yüzü” ve “rejimin maşası” olarak görse de SMO gibi "Bunlar yok edilmesi gereken terörist örgüt” gibi bir dili kullanmıyor. Aksine bunları ‘ulusal örgütler’ olarak görüyor. Bu bakımdan HTŞ’nin Türkiye’ye endeksli olmayan daha kendine özgü bir gündemi var. Rejimini İslami bulmadığı ve ‘Dar’ul Harp’ olarak gördüğü Türkiye ile iş birliğini ise ‘maslahat gereği’ diyerek savunuyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne göre “HTŞ ile SDG arasında çatışma yok; HTŞ, Halep'ten (Tel Rıfat) Tabka'ya doğru ayrılan Kürtleri koruyarak Türkiye destekli grupların kötü muamelede bulunmasını engellemeye çalışıyor.”
YPG’ye bakıştaki farklılık Şeyh Maksud ve Eşrefiye’ye silah zoruyla girmeden önce müzakere yolunu deneme esnekliği getirdi. Bir bakıma “Siz güven içinde Halep’i terk edin, yoksa biz gireceğiz” tehdidini de içeren bir pazarlık süreci yaşanıyor.
HTŞ, hafta sonu SDG’ye yaptığı Halep'ten kuzeydoğu Suriye'ye gitmeleri yönündeki çağrıya yanıt bekliyor. SDG anlaşma sağlandığı yönündeki iddiaları reddetmişti. Suriye Milli Ordusu komutanlarından Abdulcabbar Akidi, Rudaw’a demecinde "SDG ile silahlı çatışma çıkmaması konusunda anlaştık. Silahları ile birlikte çekildiler. Bölge devrimci güçlerin kontrolünde ancak bu iki mahalleye girmedik. Çünkü onlarla anlaşmamız böyle" ifadelerini kullandı.
Fakat asıl muhatabın HTŞ olduğu düşünülürse onların ne dediğine bakmak gerekiyor.
HTŞ’nin liderliğindeki Askeri Operasyonlar İdaresi üyesi Nureddin el Baba, Rudaw’a dedi ki; “PKK mensuplarıyla güvenli bir şekilde çekilmeleri için görüşmeler devam ediyor. Böylece, Halep ilinin büyük bir kısmı, belki de tamamı kurtarılmış olacak… Kan dökülmesini istemiyoruz.”
Pragmatik bir yaklaşımla Halep’te Kürtlerle savaşa tutuşup enerjilerini tüketmek, ABD’nin tepkisini çekmek ve Suriye ordusunun toparlanmasına izin vermek istemiyorlar. Bu iki mahalledeki hesaplaşmayı sonraya bırakıp Hama’yı ele geçirmeye odaklandılar. Hama düşerse Humus ve Şam’a ilerlemenin hesaplarını yapıyorlar. Eylem tarzıyla dedikleri “Şimdi Kürtlerle savaşmanın zamanı değil!”
Kürt kaynaklara göre Kürt gençleri silahlarıyla Şeyh Maksud Savunma Güçleri’ne katılıyor. “Çetelerin bölgelerimize girmesine izin vermeyeceğiz” diyorlar. Yerel bir seferberlik hali varken YPG ya da SDG’nin adı geçmiyor. Bu da Akidi’nin dediği türden bir geçici mutabakata işaret ediyor. Fakat burayı Halep idaresinden özerk bir yapı olarak tutmaya niyetleri yok.
Rojava Enformasyon Merkezi de 2 Aralık’ta "Müzakereler sürüyor" bilgisini geçmişti. Benim edindiğim bilgiye göre bir anlaşma oldu. Şu an için YPG-SDG mahallelerden çekilmedi ama bu durum müzakerelerin seyrine göre önümüzdeki günlerde değişebilir. Yerel kaynaklara göre Şeyh Maksud’a günlerdir taze gıda girmiyor ve sular kesik. Bu da ablukayla dize getirme taktiğini akla getiriyor.
Farklı kaynaklara göre Kürtlerin bu pazarlıktaki hesabı şöyle: Erzak stoklarının idare edebileceği 2 ay içinde çatışmasızlık garanti edilebilirse belki durum tersine dönebilir. Suriye ordusunun toparlanıp geri dönmesi gerekir ki henüz Hama’yı doğudan ve batıdan çembere almaya çalışan HTŞ’nin istilasını tersine çevirecek bir püskürtme yapabilmiş değil.
Daha önemlisi ABD, SDG’nin Fırat’ın doğusundan batısına güç ve silah göndermesini istemiyor. Fırat’ın batısında HTŞ, doğusunda SDG, Amerikalıların tercihlerine göre hareket ederse Washington açısından ‘operasyon tamamdır’.
Menbic de zaten ABD’nin Türkiye’ye YPG/SDG’yi çekme sözü verdiği yer. O yüzden orada da kendi silahlarıyla bir savaş istemiyor. Elbette Türkiye’nin planlamasına uygun olarak SMO, Menbic’i ele geçirirse Fırat’ın doğusuna da geçmeyi deneyecektir. Fakat karşı yakada Amerikan kırmızı ışığı belirebilir. Fırat’ın batısındaki Türk-Amerikan çakışması Fırat’ın doğusunda bozulabilir.
***
HTŞ’nin süpürme hamlesinin Şam üzerindeki yıkıcı etkisini güçlendirmek için Fırat’ın doğusunda eski bir plan güncelleniyor: Suriye-Irak sınır hattının tamamen kapatılması.
Suriye ordusu, Hama’yı geçilmez kılmaya odaklanmışken SDG, Fırat’ın doğusunda ikinci bir cephe açtı. Suriye ordusu Hama ve Humus’u tahkim için doğudaki güçlerini batıya çekerken boşluk oluşuyor. SDG bunu fırsat bilip Deyr el Zor’da Fırat’ın doğu yakasında Suriye ordusu ve İran destekli milislerin kontrolündeki 7 köyü ele geçirdi. Saldırılara havadan eşlik eden Amerikan güçleri ayrıca topçu atışları ve lojistik destek sağladı.
Bu hamle Halep’teki fiili statünün değişmesine paralel olarak gelişiyor. Önceden YPG-SDG ile Suriye yönetimi arasında bir denklem vardı. Fırat’ın batısındaki Kürt bölgelerinde YPG Suriye ordusu, İran milisleri ve Rus güçleriyle paslaşıyordu. Halep’te Kürt bölgelerini korumak, Fırat’ın doğusunda Suriye ve İran’la gerilimden kaçınmayı gerektiriyordu. Suriye ordusunun Halep’ten çekilmesi birbirini gözetme gerekliliğini zayıflattı.
SDG’nin Fırat’ın altına geçme hazırlığı yaptığına dair henüz bir işaret yok. Ama Amerikalılar bunun için bastırabilir. ABD daha önce SDG’yi Suriye-Irak sınırını kapatacak hamleye ikna edememişti. Kürtler İran ve Suriye’yi karşılarına almak istememişti. ABD, SDG’den Elbukemal’e doğru hareket geliştirmesini bekleyebilir. ABD hem Suriye yönetimini çaresiz bırakmak hem de İsrail’i güvenceye almak için Elbukemal kapısını İran bağlantılı sevkiyatlara kapatmak istiyor. SDG Meyadin-Elbukemal hattında ilerlerse Ürdün-Suriye-Irak üçgenindeki Tanaf’ta Devrimci Komando Ordusu (Mağavir el Sevra) ve Karyeteyn Şehitleri Tugayı, Doğu Aslanları Ordusu, Şehit Ahmed el Abdu Güçleri ve Özgür Kabileler Ordusu gibi Amerikan beslemesi milisler de kuzeye doğru sınır hattını kapatabilir. İkmal hattı kapatılırsa hem Suriye ordusu nefessiz kalır hem de Lübnan’da Hizbullah’ın İsrail’e karşı toparlanması önlenmiş olur.
***
Türkiye’yi HTŞ ile ilgili hüsnü kuruntusundan uyandıracak başka bir şey daha: SMO ve “Suriye geçiş hükümeti” paşa paşa Halep’in efendisi olacağını sanıyor. Halep kalesinde Türk bayrağını görenler temelsiz bir heyecana kapılıyor. Dün kente gidip "Halep’in fatihi” pozunu veren Ebu Muhammed el Colani her ne kadar müşterek bir yönetim için HTŞ’yi feshedebileceklerini söylese de inisiyatifi başkasına bırakmaları beklenmiyor. 2015’te İdlib’i ele geçirdikten sonra Fetih Ordusu’nu nasıl bölgeden sildiğini biliyoruz. Halep’te de yetki ve paylaşım kavgası erken başladı. HTŞ yağma olaylarına karıştıkları gerekçesiyle bazı SMO komutanları derdest etti. Ayrıca Sultan Murad Komutanı'nı Halep'e sokmadı. Evet SMO grupları yağma, ganimet, hırsızlık ve sınır tanımazlık konusunda bir numara. Colani ise ‘düzen adamı’ olarak bu savaşı kazanmak istiyor! Dahası HTŞ, SMO’dan Halep'te girdikleri yerleri boşaltmalarını istedi. Bu gelişmeler üzerine Özgürlük Şafağı Operasyon Odası, HTŞ’yi saldırgan davranmak, süreci tekeline almak ve özgürleştirilen yerleri yeniden işgal etmekle suçladı.
HTŞ’ye bağlı “Kurtuluş Hükümeti” Halep’te kamu binalarına yerleşiyor, kontrol noktaları kuruyor, yetkiyi ele alıyor. Türkiye’nin desteklediği geçici hükümet oturacak bir koltuk bulursa bunu kâr sayabilir.
***
Erdoğan, Rusya ve İran’la pazarlıklarında saha kartını kullanabilir. Bu iki ülke üzerinden Esad’a Kürtlerin liderliğindeki özerk yönetimi çökertecek sahici bir ortaklık, Suriye’nin kuzeyinde 30-40 km derinliğinde Türkiye’nin kontrolde bir koridor, sığınmacıları hızla döndürecek bir plan, silahlı grupların yönetime ortak edilmesi taleplerini dayatabilir. Fakat bu kartın zayıf ve tehlikeli tarafı sahadaki inisiyatifin makyajlanmış bir IŞİD zihniyetinin tekelinde olmasıdır. IŞİD’in eski Suriye emiri ve Türkiye’nin terörist listesindeki Colani, Erdoğan’a efendi muamelesi yapmayacaktır! Ayrıca ‘emir’ rolünü oynayan Colani her ne kadar Batılı medyada "Ilımlılaştı" diye allanıp pullansa da Suriye Ulusal Koalisyonu’nu Suriye halkının meşru temsilcisi diye tanımış 100 küsur ülkeden çok azını arkasında bulabilir. Ve tabii bir de Trump ne diyecek diye beklemek lazım. Onun kulağına “İran, Şii milisler ve Hizbullah’la savaşan tek gerçek lider bu” diye fısıldamaya başladıklarından emin olabiliriz. Ama Trump bu; “General Colani” de diyebilir, küfrü de basabilir!
0 notes
dengetelekom · 1 month ago
Text
İş Dünyasında İletişimin Evrimi: Bas Konuş Telsiz Teknolojisi
İş hayatında hızlı, kesintisiz ve güvenilir iletişim, ekiplerin başarısı için vazgeçilmez bir unsurdur. Geleneksel telsiz sistemlerinden farklı olarak, Bas Konuş telsiz teknolojisi, işletmelere yeni nesil iletişim çözümleri sunar. İnternet tabanlı altyapısı, geniş kapsama alanı ve kullanım kolaylığıyla öne çıkan bu sistemler, modern iş dünyasının taleplerine mükemmel bir uyum sağlar.
Bu yazıda, Bas Konuş telsizlerin sunduğu avantajlar, farklı kullanım alanları ve iletişim süreçlerindeki önemi detaylı şekilde ele alınacaktır.
Bas Konuş Telsiz: İletişimde Hız ve Güvenilirlik
Bas Konuş Telsiz, ekipler arası iletişimi en basit şekilde gerçekleştirmek üzere tasarlanmış bir teknolojidir. Kullanıcıların tek bir tuşa basarak anında bağlantı kurmasına olanak tanıyan bu sistem, zamanın kritik olduğu sektörlerde fark yaratır.
Lojistik şirketlerinden güvenlik ekiplerine, sağlık sektöründen inşaat projelerine kadar geniş bir kullanım alanına sahip olan Bas Konuş telsizler, iş süreçlerini hızlandırarak operasyonel verimliliği artırır. Ayrıca, cihazların dayanıklı yapısı ve taşınabilirliği, zorlu çalışma koşullarında dahi güvenilir bir çözüm sunar.
Neden Tercih Edilmeli?
Zaman Tasarrufu: Mesajlar anında iletilir, beklemeye gerek kalmaz.
Geniş Kapsama Alanı: İnternet altyapısı sayesinde coğrafi sınırların ötesine geçer.
Ekonomik Çözüm: Geniş ekiplere uygun maliyetle iletişim sağlar.
Bas-Konuş Telsiz: İnternet Üzerinden Anında İletişim
Geleneksel telsiz sistemlerine kıyasla Bas-Konuş Telsiz modelleri, internet tabanlı teknolojisiyle öne çıkar. Bu sistemler, IP üzerinden haberleşme sağlayarak kullanıcılarına kesintisiz bir deneyim sunar. Özellikle saha ekiplerinin koordinasyonunda etkili olan bu cihazlar, anlık mesajlaşma ve yüksek ses kalitesi özellikleriyle dikkat çeker.
Öne Çıkan Özellikler:
Gelişmiş Ses Kalitesi: Çevresel gürültüyü minimize eder, net iletişim sağlar.
Çoklu Kullanıcı Desteği: Aynı anda birden fazla kişiyle iletişim kurmaya olanak tanır.
Uygun Cihaz Seçenekleri: Çeşitli sektörlere uygun farklı modeller.
Bas-Konuş telsizler, özellikle büyük ekiplerin çalıştığı projelerde zamanı etkin kullanmayı sağlar ve operasyonel süreçleri optimize eder.
Push To Talk Telsiz: İletişimde Yeni Bir Standart
Push To Talk Telsiz cihazları, özellikle büyük ölçekli operasyonlarda ihtiyaç duyulan esnekliği ve güvenilirliği sunar. Kullanıcılar, internet bağlantısı üzerinden iletişim kurarak geleneksel telsizlerin mesafe sınırlamalarını aşar.
Kullanım Alanları:
Acil Durum Yönetimi: Afet müdahale ekipleri için hızlı iletişim sağlar.
Etkinlik Yönetimi: Organizasyonlar sırasında ekiplere hızlı koordinasyon imkanı tanır.
Taşımacılık ve Lojistik: Geniş araç filolarının iletişim ihtiyacını karşılar.
Push To Talk telsizlerin bir diğer avantajı da cihazların mobil uygulamalarla entegre olabilmesidir. Bu özellik, kullanıcıların akıllı telefonlar üzerinden de iletişim kurmasına olanak tanır.
PTT Telsiz: Saha Çalışmalarında Güvenilir Çözüm
PTT Telsiz, saha operasyonlarının olmazsa olmazıdır. Push-to-Talk teknolojisiyle çalışan bu cihazlar, ekiplerin birbirleriyle hızlı ve etkili bir şekilde haberleşmesini sağlar. Özellikle güvenlik, sağlık ve enerji sektörlerinde yoğun olarak kullanılan bu telsizler, dayanıklılığıyla da fark yaratır.
Avantajları:
Hızlı Bağlantı: Kritik durumlarda iletişim kesintisiz devam eder.
Güçlü Batarya Ömrü: Uzun süreli operasyonlarda dahi dayanıklı bir performans sergiler.
Modüler Kullanım: Ekip büyüklüğüne ve ihtiyaçlara göre özelleştirilebilir.
Walkie Talkie Telsiz: Taşınabilir ve Kullanışlı İletişim Aracı
Doğa sporları, etkinlik yönetimi veya bireysel kullanım için ideal bir seçenek olan Walkie Talkie Telsiz, Bas Konuş teknolojisiyle birleşerek kullanıcılarına benzersiz bir deneyim sunar. Hafif ve taşınabilir tasarımı sayesinde bu cihazlar, hem profesyonel hem de günlük hayatın vazgeçilmez bir parçasıdır.
Kullanım Kolaylığı: Walkie Talkie telsizler, kullanıcı dostu arayüzü ve pratik tasarımıyla öne çıkar. Bas konuş özelliği sayesinde karmaşık ayarlamalar yapmadan iletişim kurulabilir. Ayrıca cihazların dayanıklı yapısı, zorlu çevre koşullarında bile güvenle kullanılmasını sağlar.
Denge Telekom ile İletişim Çözümleri
Bas Konuş telsiz teknolojisinde lider olan Denge Telekom, işletmelerin iletişim ihtiyaçlarına yönelik geniş bir ürün yelpazesi sunar. İster küçük bir ekip için kompakt bir çözüm arıyor olun, ister geniş bir operasyon için kapsamlı bir sistem, Denge Telekom her ihtiyaca uygun bir çözüm sunar.
Daha fazla bilgi almak ve ihtiyaçlarınıza uygun cihazları keşfetmek için Denge Telekom’un resmi web sitesini ziyaret edin.
0 notes
rayhaber · 3 months ago
Text
Kessler Sendromu ve Modern Dünyanın Geleceği
Gravity (Yerçekimi) ve Kessler Sendromu Başrollerini Sandra Bullock ve George Clooney‘nin paylaştığı, 2013 yapımı Gravity (Yerçekimi) filmi, pek çoğumuzun hafızasında yer etmiştir. Hatırlamak gerekirse; filmde Hubble Uzay Teleskobu görevinde işler beklenmedik bir şekilde ters gitmektedir. Bullock ve Clooney, teleskobu onarırken Houston‘daki Görev Kontrol Merkezi‘nden bir acil uyarı alırlar.…
0 notes
rataelektrik · 1 month ago
Text
🔍 Elektrik Tesisat Kontrolü ile Güvende Kalın! ⚡
🏠 Elektrik tesisat kontrolü, sistemlerinizin güvenliği, verimliliği ve uzun ömürlü olması için hayati önem taşır. RATA Elektrik, kapsamlı kontrol ve denetim hizmetleriyle yanınızda!
✅ Tesisat Kontrolünde Yapılanlar:
Kablo bağlantılarının güvenliği ve uygunluğu denetimi
Panoların fiziki ve teknik kontrolleri
Topraklama ölçümleri ve raporlama
Elektrik tesisatının izolasyon testleri
İş güvenliği standartlarına uygunluk değerlendirmesi
🌟 Düzenli kontrollerle arızaların önüne geçin, enerji verimliliğini artırın!
🌐 Güvenilir bir elektrik altyapısı için RATA Elektrik ile çalışın!
🔗 Detaylı bilgi için:
0 notes
yuksekovahaber · 2 months ago
Text
Türkiye ile Dünya Bankası 28 milyar dolarlık enerji iletim altyapısı planının finansmanı için görüşüyor
http://dlvr.it/TG5CXg
0 notes
nazarproperty · 3 months ago
Text
🏡 Alanya Güneyköy'de Satılık 640 m² Tarla ve Eşyalı Bungalov Ev
Alanya'nın Payallar bölgesinin kuzeyinde, Güneyköy Mahallesi'nde yer alan 640 m² genişliğindeki bu tarla ve full eşyalı 1+1 bungalov ev satılıktır. 84 m² kullanım alanına sahip bungalov evde, 1 yatak odası ve 1 salon bulunmakta olup, Güney, Doğu ve Batı cephelerine bakmaktadır. 154 ada, 32 parsel tapu bilgilerine sahip olan tarlada, elektrik, yol ve su altyapısı gibi sorunlar bulunmamaktadır.
🌳 Açık havuz, su deposu, 8 panelli solar güneş enerji sistemi, bahçe, kamelya ve barbekü gibi imkanlarla donatılmış bu mülk, limon, portakal, avokado, ceviz ve nar ağaçlarıyla doğanın tadını çıkarmak isteyenler için mükemmel bir yaşam sunuyor. Bu fırsatı kaçırmamak için Nazar Emlak ile hemen iletişime geçin.
📞 +90 532 637 68 87 🔗 nazarhomes.com
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
#NazarEmlak #NazarRealEstate #Alanya #Güneyköy #SatılıkBungalov #TarlaVeEv #DoğaİleİçİçeYaşam #YatırımFırsatı #Bungalov #AlanyaBungalov
0 notes
atselektrik · 4 months ago
Text
ats adana
ats adana, enerji çözümleri ve elektrik altyapısı alanında bölgedeki en güvenilir isimlerden biridir. Yüksek kaliteli trafo ve beton köşk üretimi ile tanınan ATS Pano, Adana’daki projeler için güvenli, dayanıklı ve verimli çözümler sunar. Özelleştirilebilir ürün yelpazesi, sanayi ve ticari projelerde maksimum performans sağlar. ATS Adana ekibi, enerji projelerinizin zamanında ve sorunsuz bir şekilde tamamlanmasına yardımcı olur. Bölgedeki enerji ihtiyaçlarını karşılamak için yenilikçi teknolojiler ve üstün mühendislik anlayışı ile hizmet veriyoruz.
0 notes
sansadavetcom · 3 months ago
Text
Akıllı Şehirlerde Ulaşımın Geleceği: Bağlantılı Araçlar ve IoT
Giriş
Akıllı şehir kavramı, bağlantılı araçlar ve Nesnelerin İnterneti (IoT) teknolojileri ile ulaşımda yeni bir çağın kapılarını aralıyor. Bu teknolojiler sayesinde şehirlerin trafik yönetimi, enerji verimliliği ve toplu taşıma sistemlerinde önemli iyileştirmeler sağlanabilir. Bağlantılı araçlar ve akıllı altyapı, gelecekte şehirlerin daha güvenli, verimli ve çevreci hale gelmesinde anahtar rol oynayacaktır.
1. Bağlantılı Araç Teknolojilerinin Geleceği
Bağlantılı araçlar, diğer araçlarla ve çevreleriyle iletişim kurarak daha güvenli bir sürüş deneyimi sunmaktadır. V2V (Araçtan Araca) ve V2I (Araçtan Altyapıya) teknolojileri sayesinde araçlar, trafik ışıkları, yol durumu ve diğer araçlarla anlık olarak iletişim kurabilmektedir. Bu teknolojilerle donatılan araçlar, özellikle kaza risklerini azaltmak ve trafik akışını iyileştirmek için büyük bir potansiyele sahiptir.
2. Akıllı Şehirlerin Ulaşım Altyapısı
Akıllı şehir altyapısı, veri odaklı karar alma süreçlerini destekleyerek trafik yönetimi, acil durum müdahaleleri ve enerji tüketiminde büyük avantajlar sağlamaktadır. Özellikle akıllı trafik ışıkları, bağlantılı araçlardan elde edilen verilere göre trafiği optimize edebilir ve bekleme sürelerini azaltabilir. Şehirler, bu altyapıları kurarak hem ulaşımın çevreye olan etkisini azaltabilir hem de daha güvenli bir ulaşım deneyimi sunabilir.
3. Veri Gizliliği ve Güvenlik Sorunları
Bağlantılı araçlar, büyük miktarda veri toplamakta ve bu veriler, şehir planlamacıları ve trafik yönetimi tarafından kullanılmaktadır. Ancak, bu durum veri gizliliği ve güvenlik açısından bazı endişeleri de beraberinde getirmektedir. Araç sahiplerinin kişisel verilerinin korunması ve veri güvenliği açısından alınacak önlemler, akıllı şehir projelerinde önemli bir gerekliliktir.
Sonuç
Akıllı şehirler, bağlantılı araçlar ve IoT ile daha verimli, güvenli ve çevreci ulaşım sistemlerine sahip olacaktır. Şehirlerde ulaşımı optimize etmek ve verimliliği artırmak için bağlantılı araçlar ve akıllı altyapılar, gelecekte önemli bir rol oynayacaktır.
0 notes
hacialikara · 4 months ago
Text
1000 yeni şarj istasyonu geliyor!
Türkiye’de elektrikli araç kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte, şarj istasyonu altyapısı da hızla genişliyor. Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, ülkedeki elektrikli araç şarj istasyonu sayısı 2024 yılı Ağustos ayı itibarıyla 22.485’e ulaştı. Üçay Mühendislik, 2026 planlarını açıkladı Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği’nin (ODMD) raporuna göre, 2024 yılında…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes