#elif yeni sezon
Explore tagged Tumblr posts
Text
3 Nisan 2024 Beşiktaş Boa London Lions Maçı
*BJK Emlakjet Spor Kompleksi'nde saat 20:30'da başlayacak olan Kadınlar EuroCup Final ilk maçı. Temsilcimiz şanlı yürüyüşünü finalle taçlandırdı ve şimdi ötesine geçip zaferi almaya çabalayacak. İki takım da tarihinde ilk kez bu kupada finale ulaştı. Organizasyon yeni bir şampiyonla tanışacak ve umarım o taraf biz oluruz. Britanya ekibi London Lions Britanya adına da bir ilki başardı ve şampiyon olarak bu ilki büyütmeyi amaçlıyor. Rakibimiz bu sezon ülkemize alıştı diyebiliriz. Bu noktaya gelirken Bursa Uludağ'ı ve Melikgazi Kayseri'yi saf dışı bırakmıştı. Rövanşın orada olması sıkıntı belki ama bugün sağlam bir atmosferde coşkulu oyun oynayıp avantaj sağlayacak farkı yakalayalım inşallah. Zafer yolunda ilk adım sağlam gelsin. Yürek dolusu başarı dileklerimizi paylaşıyoruz Kara Kartal için.
*trtspor.com.tr'den naklen yayınlanacak olan maç.
*İlk çeyreği 20-15 önde bitirdik. Beklediğimiz arzulu başlangıç geldi. Sonrasında London Lions'un refleksi ile Britanya ekibi ortak oldu ve kısa bir an için öne de geçti. 13-12'den sonra temsilcimiz 8-2'lik güzel bir dilim oynadı. Buradan devam etmek gerek.
*İkinci çeyreğin başı itibarıyla TRT Spor Yıldız YouTube kanalından naklen yayınlanmakta olan maç.
*İçeriye 40-27 üstün gidiyoruz. Kara Kartal'dan 20-12'lik şahane bir çeyrek performansı geldi. Çift hanelere de oturduk. Bu sezon birçok maçta olduğu gibi muazzam bir oyun geldi yine.
*Üçüncü periyot bitimiyle skoru 51-43 yaptık. Maçı öyle şahane noktaya getirmiştik ki fark 18'di hatta. Britanya ekibi 10 sayılık seri ile bölümü bitirince tekrar tek haneye inildi. Sakin kalalım öncelikle. Skor bizim. Çift haneli farkla süsleyelim.
*75-68 kazanarak ilk adımı attık. Böyle bir ekibe karşı çift haneli çok rahat bir zafer de gelecekti neredeyse. Son üçlüğü yemeseydik önemli bir psikolojik eşiğe sahip olacaktık. Yine de 7 sayılık avantajla kupanın bir kulpunu tuttuk. Geri sayımdayız. Şimdiden başarılar ekibimize. Beşiktaş Boa'da Dana Evans 20, Jovana Nogic 18 sayı ile oynadı. Elif Bayram 10 sayı - 11 ribaund ile ikili çifte yaptı. London Lions'ta ise Holly Winterburn 23, Karlie Samuelson 16 sayı üretti.
#spor arşivi#maç arşivi#kadınlar eurocup#beşiktaş boa#beşiktaş#london lions#basketbol#basketball#spor#sport
0 notes
Text
Vizyona Girecek Filmler | Vizyon Filmleri
Her hafta olduğu gibi bu hafta da sinemaseverleri heyecanlandıran bir dizi yeni film vizyona giriyor. Vizyonda bu hafta, farklı türlerdeki yapımlarla izleyicilere çeşitli sinema deneyimleri sunacak. İşte sinema dünyasının bu haftaki öne çıkanları:
Vizyona girecek filmler arasında bu hafta, izleyicileri etkisi altına alacak pek çok yapım bulunuyor. Aksiyon, dram, komedi ve fantastik türlerdeki filmler, sinemaseverlere geniş bir yelpazede seçenek sunuyor. Her biri kendi özgün hikayesiyle izleyicileri büyülemeye hazırlanıyor.
Bu hafta vizyona giren filmler, izleyicilere farklı duygusal atmosferler ve hikayelerle tanışma fırsatı sunuyor. Seyirciler, aşkın büyüsüne kapılmaktan, gerilim dolu anlara şahit olmaktan ve güldürüye doymaktan keyif alacaklar. Her bir film, kendi benzersiz tarzıyla dikkat çekiyor.
Netflix Komedi Filmleri - Netflix Animasyon Filmleri Tay 2: Ebabil Takımı Yaşam Koçu Arıcı: Ölüm Kovanı Narsistle Aşk 3310’dan Tüm Birimlere 3391 Kilometre Kolpaçino 4 4’lük Reacher 2. Sezon Elif Ana Lohusa Filmi Ördeklerin Göçü Kardeş Takımı Kayara Mihrez 3: Cin Bebek Animal Kingdom
Sinema dünyası, bu hafta da izleyicilere sinema tutkunlarının beklentilerini karşılayacak çeşitli filmler sunuyor. Vizyondaki filmler arasında gezinmek, farklı hikayelere dalış yapmak ve kendinizi sinemanın büyüsüne bırakmak için mükemmel bir fırsat. Her bir film, izleyicileri kendi evrenine çekerek unutulmaz anlar yaşatmayı vaat ediyor.
Bu hafta vizyondaki filmler, sinemaseverlere kaçırılmayacak bir sinema şöleni sunuyor. Farklı türlerden yapımlarla dolu bu haftayı değerlendirmek için sinema salonlarına adım atın ve yeni sinema deneyimlerinin keyfini çıkarın.
Kaynak: e-ideas.co
0 notes
Text
Vizyona Girecek Filmler | Vizyondaki Filmler
Her hafta sinemaseverlerin heyecanla beklediği an geldi! Vizyondaki filmler, izleyicilere geniş bir yelpazede film deneyimi sunuyor. Bu hafta, duygusal anlar, gerilim dolu anlar ve kahkaha dolu sahnelerle dolu birkaç filmle tanışma şansına sahip olacaksınız.
Bu hafta vizyona girecek filmler arasında farklı türlerdeki yapımlar, izleyicilere çeşitli seçenekler sunuyor. Aksiyon, dram, komedi ve bilim kurgu gibi farklı türlerde filmler, sinemaseverleri kendilerine çekmeye hazırlanıyor. Filmlerin etkileyici hikayeleri ve başarılı oyuncu kadrolarıyla izleyicilere unutulmaz anlar yaşatacağı kesin.
Sinema dünyası her hafta yeni hikayelerle dolup taşıyor. Bu hafta vizyona giren filmler arasında izleyicilere duygusal derinlik, sürükleyici kurgular ve etkileyici görsel deneyimler sunan yapımlar bulunuyor. Filmler, seyircilere farklı dünyalara adım atma fırsatı vererek sinema keyfini zirveye taşıyor.
Netflix Komedi Filmleri - Netflix Animasyon Filmleri Tay 2: Ebabil Takımı Yaşam Koçu Arıcı: Ölüm Kovanı Narsistle Aşk 3310’dan Tüm Birimlere 3391 Kilometre Kolpaçino 4 4’lük Reacher 2. Sezon Elif Ana Lohusa Filmi Ördeklerin Göçü Kardeş Takımı Kayara Mihrez 3: Cin Bebek Animal Kingdom
Eğer sinemaya gitmeyi planlıyorsanız veya hangi filmi izleyeceğinize karar veremiyorsanız, bu hafta vizyondaki filmleri kaçırmamanızı öneririz. Farklı türlerdeki yapımlar, herkesin ilgisini çekecek öykülerle ve çarpıcı görsel anlatımlarla sinema severlere unutulmaz bir deneyim sunmaya hazırlanıyor.
Sinema dünyası her hafta güncelleniyor, bu nedenle vizyondaki filmleri takip etmek ve kaçırmamak için bir fırsat. Siz de bu hafta vizyona girecek filmlerle ilgili detayları öğrenip, sinema keyfinizi doruklara çıkarabilirsiniz.
Kaynak: e-ideas.co
0 notes
Text
Vizyona Girecek Filmler | Vizyon Filmleri
u hafta sinema dünyası, izleyicilere birbirinden çeşitli ve etkileyici filmlerle dolu bir perde şöleni sunuyor. "Vizyonda bu hafta" kategorisi altında yer alan filmler, farklı türlerde ve konseptlerde seyirciyle buluşarak sinemaseverlere geniş bir seçenek yelpazesi sunmayı amaçlıyor. Her bir film, özgün hikayeleri, etkileyici oyunculuk performansları ve başarılı yönetmenlikle birleşerek izleyicilere unutulmaz bir sinema deneyimi yaşatma hedefini taşıyor.
"Vizyona girecek filmler" kategorisinde ise sinemaseverleri gelecek hafta bekleyen heyecan verici yapımlar merak konusu oluyor. Filmlerin fragmanları ve tanıtımları, izleyicilere ilgi çekici konseptler ve çarpıcı görselliklerle dolu bir sinema keyfi vadediyor. Seyirciler, bu kategoride yer alan yazılar aracılığıyla gelecek hafta vizyona girecek filmleri öğrenerek kendi film tercihlerini belirleme ve sinema planlarını yapma şansına sahip olacaklar.
Netflix Komedi Filmleri - Netflix Animasyon Filmleri Tay 2: Ebabil Takımı Yaşam Koçu Arıcı: Ölüm Kovanı Narsistle Aşk 3310’dan Tüm Birimlere 3391 Kilometre Kolpaçino 4 4’lük Reacher 2. Sezon Elif Ana Lohusa Filmi Ördeklerin Göçü Kardeş Takımı Kayara Mihrez 3: Cin Bebek Animal Kingdom
"Bu Hafta Vizyona Girenler" başlığı altında ise izleyicilere, son haftanın sinema çıkışlarından bir kesit sunuluyor. Bu kategori, hafta içinde vizyona giren filmlerin ilk izlenimlerini ve eleştirilerini içeriyor. Seyirciler, bu başlık altındaki yazılar aracılığıyla haftanın yeni vizyonları hakkında bilgi edinme ve izleme kararı alma konusunda rehberlik bulma imkanına sahip olacaklar. Bu sayede sinemaseverler, vizyondaki filmler arasından kendilerine en uygun olanları seçme şansına sahip olacaklar.
Kaynak: e-ideas.co
0 notes
Text
Vizyona Girecek Filmler | Vizyondaki Filmler
Bu hafta sinemaseverleri bekleyen birbirinden çeşitli ve etkileyici filmlerle dolu bir sinema atmosferi var. Vizyondaki filmler, her türden izleyiciye hitap edecek şekilde geniş bir yelpazede yer alıyor. Dramatik hikayelerden komik komedilere, bilim kurgu maceralarından gerilim dolu yapıtlara kadar birçok farklı türde film seyircilerle buluşuyor. Bu eserler, başarılı oyuncu kadroları ve usta yönetmenlerin kamera arkasındaki yetenekleriyle dikkat çekiyor. Seyircilere, duygusal bir yolculuk, düşündürücü anlar veya sürükleyici aksiyon vaat eden bu filmler, sinema tutkunlarına unutulmaz bir deneyim sunma hedefini taşıyor.
Netflix Komedi Filmleri - Netflix Animasyon Filmleri Tay 2: Ebabil Takımı Yaşam Koçu Arıcı: Ölüm Kovanı Narsistle Aşk 3310’dan Tüm Birimlere 3391 Kilometre Kolpaçino 4 4’lük Reacher 2. Sezon Elif Ana Lohusa Filmi Ördeklerin Göçü Kardeş Takımı Kayara Mihrez 3: Cin Bebek Animal Kingdom Vizyona girecek filmler ise sinemaseverleri heyecanlandırmaya devam ediyor. Sinema dünyası, izleyicilere gelecek hafta vizyona girecek olan yapımlarla dolu dolu bir sinema keyfi yaşatma amacında. Bu filmler, fragmanları ve tanıtımlarıyla merak uyandırırken, izleyicilere farklı konseptler ve hikayeler sunmayı hedefliyor. Sinemaseverler, bu hafta vizyona girecek filmleri beklerken, kendilerini yeni maceralara hazırlayabilir ve sinemanın büyülü dünyasında keyifli bir yolculuğa çıkma fırsatını değerlendirebilirler. Vizyondaki filmlerle birlikte sinemaseverler, film dünyasındaki taze eserlerle buluşarak sanatın ve eğlencenin birleşiminde keyifli anlar yaşama şansını elde edecekler.
Kaynak: e-ideas.co
0 notes
Text
Vizyona Girecek Filmler | Vizyondaki Filmler
Bu hafta, sinema dünyası birbirinden etkileyici ve çeşitli filmlerle seyircileri karşılıyor. Vizyondaki filmler, izleyicilere keyif dolu bir hafta vad ediyor. Farklı türlerden eserler, bu hafta sinemaseverlere geniş bir seçenek yelpazesi sunuyor. Dramatik hikayeler, komik komediler, bilim kurgu maceraları ve gerilim dolu anlar, seyircileri bekliyor. Her bir film, kendi benzersiz hikayelerini anlatarak izleyicilere çeşitli duygusal deneyimler yaşatma amacını taşıyor. Sinema salonları, bu hafta vizyona girecek filmlerle dolup taşarken, seyircilere unutulmaz anlar yaşatmak için bekliyor. Sinemaseverler, bu hafta izleyecekleri filmlerle birlikte duygusal bir yolculuğa çıkacak, farklı dünyalara adım atacak ve sinemanın büyülü atmosferinde kendilerini kaybedecekler.
Netflix Komedi Filmleri - Netflix Animasyon Filmleri Tay 2: Ebabil Takımı Yaşam Koçu Arıcı: Ölüm Kovanı Narsistle Aşk 3310’dan Tüm Birimlere 3391 Kilometre Kolpaçino 4 4’lük Reacher 2. Sezon Elif Ana Lohusa Filmi Ördeklerin Göçü Kardeş Takımı Kayara Mihrez 3: Cin Bebek Animal Kingdom
Sinema dünyası, her hafta olduğu gibi bu hafta da izleyicilere yeni ve heyecan verici filmlerle dolu bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. Bu hafta vizyona girecek filmler, sanatın ve eğlencenin birleşimini temsil ederek izleyicilere geniş bir tür yelpazesi sunuyor. Her bir film, izleyicilere sürükleyici hikayeler, etkileyici performanslar ve görsel bir şölen vaat ediyor. Sinemaseverler, bu hafta vizyona girecek olan yapımlarla birlikte farklı duygusal tonları deneyimleme şansı bulacaklar. Vizyondaki filmler, sinemanın büyülü dünyasına kapı aralayarak seyircilere unutulmaz bir film deneyimi yaşatma amacını taşıyor. Bu hafta izleyecekleri filmlerle sinemaseverler, günlük hayatın rutininden uzaklaşacak ve sanatın sihrine kapılacaklar.
Kaynak: e-ideas.co
0 notes
Text
Vizyona Girecek Filmler | Vizyon Filmleri
Her hafta sinema dünyası, vizyona giren yeni filmlerle izleyicilere zengin bir sinematik deneyim sunuyor. Bu hafta vizyona girecek filmler, izleyicilere dramadan komediye, bilim kurgudan gerilime kadar geniş bir tür yelpazesi sunarak sinemanın büyülü dünyasına yolculuk etme fırsatı veriyor. Yeni eserler, özenle seçilmiş oyuncu kadroları ve yetenekli yönetmenlerin elinden çıkan özgün senaryolarla izleyicilere kaliteli bir sinema deneyimi vaat ediyor. Her bir film, kendine özgü bir atmosfer ve estetik sunarak seyircilere görsel bir şölen yaşatma amacını taşıyor.
Netflix Komedi Filmleri - Netflix Animasyon Filmleri Tay 2: Ebabil Takımı Yaşam Koçu Arıcı: Ölüm Kovanı Narsistle Aşk 3310’dan Tüm Birimlere 3391 Kilometre Kolpaçino 4 4’lük Reacher 2. Sezon Elif Ana Lohusa Filmi Ördeklerin Göçü Kardeş Takımı Kayara Mihrez 3: Cin Bebek Animal Kingdom Vizyondaki filmler, sinema endüstrisinin dinamizmini ve çeşitliliğini yansıtarak izleyicilere farklı hikayeler keşfetme imkanı tanıyor. Karakterlerin derinlikli hikayeleri, etkileyici görsel efektler ve güçlü duygusal bağlar, izleyicilere unutulmaz bir sinema deneyimi sunuyor. Film endüstrisinin sürekli evrim geçirmesiyle birlikte, her hafta vizyona giren yeni yapımlar sinemaseverleri heyecanlandırıyor ve sinemanın büyülü dünyasındaki sınırsız potansiyeli ortaya koyuyor. Sinema salonları, bu hafta vizyona giren filmlerle dolup taşarken, izleyicilere unutulmaz anlar yaşama fırsatı sunuyor.
Kaynak: e-ideas.co
0 notes
Text
Vizyona Girecek Filmler | Vizyondaki Filmler
Sinema dünyası, bu hafta seyircilere birbirinden heyecan verici filmlerle dolu bir deneyim sunuyor. Vizyonda bu hafta, farklı türlerden gelen bir dizi yeni yapım, sinemaseverlerin beğenisine sunuluyor. Bu filmler, seyircilere dramatik hikayelerden bilim kurgu maceralarına, komik komedilerden gerilim dolu anlara kadar geniş bir yelpazede deneyim sunmayı amaçlıyor. Her bir film, özenle seçilmiş oyuncu kadroları ve usta yönetmenlerin imzasını taşıyarak izleyicilere kaliteli bir sinema deneyimi vaat ediyor. Bu eserler, sinemaseverlere kendi benzersiz atmosferlerinde bir yolculuk yapma fırsatı tanıyarak, unutulmaz bir seyir keyfi sunmayı hedefliyor. Sinema salonları, bu hafta vizyona girecek filmlerle dolup taşarken, izleyicileri bekleyen sürprizlerle dolu bir sinema keyfi vaat ediyor.
Netflix Komedi Filmleri - Netflix Animasyon Filmleri Tay 2: Ebabil Takımı Yaşam Koçu Arıcı: Ölüm Kovanı Narsistle Aşk 3310’dan Tüm Birimlere 3391 Kilometre Kolpaçino 4 4’lük Reacher 2. Sezon Elif Ana Lohusa Filmi Ördeklerin Göçü Kardeş Takımı Kayara Mihrez 3: Cin Bebek Animal Kingdom
Her bir film, seyircilere duygusal bir bağ kurma şansı tanıyan derin hikayeler ve çarpıcı görsel unsurlar sunuyor. Vizyona girecek filmler arasında yer alan yapımlar, sanatın ve eğlencenin mükemmel bir birleşimini temsil ederek, sinemaseverleri farklı dünyalara taşıyacak. Seyirciler, bu eserlerle birlikte duygusal bir yolculuğa çıkacak, karakterlerle empati kuracak ve sürükleyici atmosferlere kendilerini kaptıracaklar. Her bir film, sinemaseverlere izlenmeye değer bir içerik sunarak, seyircilere unutulmaz bir sinema deneyimi yaşatma hedefini taşıyor. Kaynak: e-ideas.co
0 notes
Link
#AyferDönmez#BerkOktay#DasDassahne#EceÇeşmioğlu#ErsanMondtag#İdilFırat#KorayCandemir#MuratŞeker#OlgaBach#ÖzgeGürel#SelenÖztürk#SerkanÇayoğlu#Shakespeare#TanerÖlmez#TitusKompleks#tiyatro#YıldızÇağrıAtiksoy
0 notes
Text
Melisa Döngel güzellik kampında
Kanal 7’de yayınlanan Elif dizisinin başrol oyuncusu Melisa Döngel kendini bakıma aldı. Ünlü oyuncu, güzelliği ile dikkat çekerken final dönemi ve gelecek planlarını anlattı. Kanal 7’de yayınlanan dizide yer almaya başladıktan sonra tüm Türkiye’de dikkat çeken isimlerden birisi olan 19 yaşındaki Melisa Döngel, 1 aylık güzellik programına başladı. Güzellik salonunda 1 aylık özel bir program […]
Melisa Döngel güzellik kampında yazısı ilk önce Magazin Haberleri üzerinde ortaya çıktı.
from WordPress https://www.magazinhaberleri.com/melisa-dongel-guzellik-kampinda/ http://ifttt.com/images/no_image_card.png
4 notes
·
View notes
Text
11 Ocak 2024 Beşiktaş Tango Bourges Basket Maçı
*BJK Emlakjet Spor Kompleksi'nde saat 19:00'da başlayacak olan Kadınlar EuroCup Son 16 Turu ilk maçı. Kartal yeni engelinde zorlu bir rakip önünde olacak. Fransız ekibi Bourges kupa boyunca etkileyici performansı ile öne çıktı. Zaten bir başka temsilcimiz Toroslar karşısında oynadıkları 4 maç da akıllarda. Fransa'ya iyi bir sonuçla gitmeyi dileriz. Bekleyip görelim. Yürekten başarılar temsilcimize.
*FIBA YouTube kanalından naklen yayınlanacak olan maç.
*İlk periyodun bitimiyle 20-9'luk Bourges üstünlüğü çıktı. Güçlerini yine çok çabuk yansıttılar. Haliyle bizim için zor bir akşam olacak.
*İçeriye 44-32 geride gidiyoruz. Bu bölümde onların frekansında oynamayı başarabildik ve farkı bir ara 10'a kadar indirebildik. Bu oyuna devam edip geri dönüş yollarını açmamız lazım.
*Üçüncü çeyrek sonucu 63-57 Fransız ekibi lehine. Lakin 25-19'luk oyunumuzla maça tutunmayı başardık. Sabırla işledik ve fark 6 oldu. Ötesini de zorlayalım, haydi!
*83-74 galip ayrıldık! Harikasınız arkadaşlar! 26-11'lik muazzam son çeyrek oyunu ile zafer geldi. Bourges bu sezon organizasyondaki ilk yenilgisini elde etti. İkinci yarıda 51-30 sonucuna imza attık ki bu da çok görkemli bir grafik. Bekledik ve işleye işleye geri dönüp yendik. Buradan hatırı sayılır bir farkla yenilgi beklerken galibiyeti kaptık. Fransa'da 9 sayılık avantajı mümkün olduğunda çok korumamız lazım. Yine kolay olmayacak ama yeter ki uçmalarına izin vermeyelim. Tüm takıma ve emek verenlere teşekkürlerimizi iletiyoruz. Beşiktaş'ta Jovana Nogic 25 sayı - 10 ribaundluk ikili çiftesiyle başroldeydi. Dana Evans 23 sayı gönderdi. Elif Bayram da 15 sayı - 10 ribaund ile ikili çifte sunan bir diğer isimdi. Tango Bourges Basket'te ise Anete Steinberga 18, Kristen Mann 12 sayı kaydetti.
#spor arşivi#maç arşivi#kadınlar eurocup#beşiktaş#tango bourges basket#basketbol#basketball#spor#sport
0 notes
Text
Az önce popüler kültürün kölesi oldum. Evet, maalesef artık ben de onlardan biriyim.
Tayin olduğum okulda yaş ortalaması 30-35 arası. Herkesin en az 1 en çok 3 çocuğu var. 40 kişilik öğretmenler odasında 5 tanecik erkek var. Garibim onlar da her gün aynı köşelerinde oturup sessiz sakin çay içiyorlar. Resmen konuşma hakları bile ellerinden alınmış 😢
Neyse, çoğunluğu kadın olan bir okulda gösteriş en önemli şeylerden biri. Kim ne giymiş, ne renk giymiş, nasıl giymişten çok HANGİ MARKA giymiş sorusu her zaman ön planda. Onun çantası şu marka, bunun montu bu marka, ötekinin ayakkabı şu markaymış.....
Son zamanlarda üstümde çoğu şeyin baskısını hissediyorum. Zaten alışamadım bu kadar yaşça büyük insanlar arasında olmaya. Zamanımın çoğunu sigara içmek için dışarıda geçiriyorum. Hatta öğretmenler odasına girmemek için her teneffüs sigara içiyorum, evet 😂
Çocuk düşünmediğimiz için birkaç gereksiz ve hadsiz cümleye maruz kaldığım oldu. Gülüp geçtim, teyzem yaşında kadınlar ne diyeyim 😂 Hiçbir zaman da marka takıntısı olan, herhangi bir markayı takip edip alan giyen biri olmadım. Sembolleri amblemleri bile tanımam. Ama geçenlerde zoruma giden bir cümle oldu.
“-Elif hocam siz iki öğretmen maaşı paranızı ne yapıyosunuz?
Yiyoruz hocam.
-Keşke benim de çocukların masrafları olmasa da kendime yeni sezon Pierre Cardin çanta alsam...
Doğru hocam çocuk okutmak zor.
-Aynen öyle Elifçim, fırsatın varken al, sonra alamazsın. Senin çanta nerden bu arada?
Pazardan hocam.
-Anladım canım.”
Normalde hiç umursamam ama çok zoruma gitti. Ben paramı bir parça beze, bir parça deriye sırf marka bastılar diye harcamayı sevmiyorum. Tercihim bu yönde - idi az önceye kadar.
Gittim, iki tane ben markayım diye bağıran çanta aldım. Normalde hep siyah çanta kullanırım. Gittim, yeşil aldım. Kimden intikam aldım, kime neyi göstermeye çalıştım bilmiyorum ama bildiğim tek şey kredi kartımın ağzına sıçtığım 😂
Kendime küçük bir not; böyle şeyler yapma guzum. Giden senden gitti bak kimse sana hayırlı olsun bile demeyecek. Hem o paraya kaç karın doyardı. Bir daha yapma. Sıradaki görevin amına kodumun çantasına verdiğin paranın sadakasını vermek, başına bi iş gelirse bileklerini kesersin haberin olsun. Byeeee
4 notes
·
View notes
Photo
Gülin Dede Tekin|Yayın tarihi: 4 Aralık 2019
https://www.timeout.com/istanbul/tr/tiyatro/ev-sicakliginda-bir-tiyatro-bereze-goesteri-evi
Türkiye tiyatrosunun çocuk, genç, yetişkin demeden her yaş grubu için araştırmalar yapan, oyunlar sahneye koyan, nevi şahsına münhasır ekibi Tiyatro Bereze, yepyeni bir mekan ve sayısız proje ile bu seneye hızlı bir giriş yaptı. Geçtiğimiz yıl kendilerine bir aile tarafından hediye edilen mekanlarında, teatral üsluplarından ödün vermeden açtılar kapılarını. Firuze Engin, Elif Temuçin ve Erkan Uyanıksoy’dan oluşan ekip hem kendilerine has üslupları hem de kolektif yaşama olan inançları ve çabalarıyla ürettikleri her işle göz kamaştırıyor. Danimarka menşeli çocuk tiyatrosu topluluğu MishMash International Theatre Company’nin kurucuları arasında yer aldıkları gibi, Bremer Shakespeare Company ile ortak olarak ‘Coriolanus’ projesini de yürütmeye devam ediyorlar. Yıllar içerisinde repertuvarlarına kattıkları işlerden yalnızca birkaçı olan ‘Olsa Olmalı Olabilir’, ‘Fil’ ve ‘Macbeth / İki Kişilik Kâbus’u da yeni mekanlarının açılmasıyla birlikte tekrar oynamaya başladılar. Üretken ekibe mekanın ruhunun teatral arayışlarına ne kattığını konuştuk.
Tiyatro Bereze’yi bir araya getiren ve 13 yıl birlikte üretmenizi sağlayan temel duygu, felsefe nedir? Hepiniz DTCF Tiyatro bölümü çıkışlısınız. Hep konuşulan DTCF kültürünün Bereze’ye yansıması için neler söyleyebilirsiniz?
Erkan Uyanıksoy Yola çıkış motivasyonumuz çocuk tiyatroları üzerinden oldu. 2005’te Elif ve Firuze, Bursa’daki Çocuk ve Gençlik Tiyatroları festivaline gitmişlerdi ve oradan çok heyecanlı döndüler. Ayrıca DTCF’de Tülin Sağlam hocamızın özel çabasıyla oluşan, çocuk tiyatrosu üzerine bir hassasiyet var. Hepimizde “Çocuklara neden bu kadar k��tü tiyatro yapılıyor?” diye bir kaygı vardı. Elif ve ben de çocuk tiyatrosu üzerine yüksek lisans yapıyorduk. Oradan öğrendiğimiz ve gördüğümüz şeyler, “Artık biz de birlikte bir şey yapsak mı?” sorusunu gündeme getirdi. Elif’in yüksek lisans tezi olan obje tiyatrosu çıkış oyunumuz oldu. Diğer yandan Bereze’de birbirini ve birlikte vakit geçirmeyi seven insanların bir araya geldiğini düşünüyorum. “Bereze içerisinde nasıl yer alırız?”, “Ben bu tiyatroda şunu yapmak, şununla kendimi var etmek istiyorum,” diyenlere de, “Kapı açık, gel,” dediğimiz bir yapımız oldu her zaman.
Elif Temuçin Felsefe konusuna değinecek olursak, hikaye anlatmak istiyoruz. Bizi bir arada tutan hep o oldu. Bu, Dil Tarih ekolünden de gelen bir şey. Bir hikaye anlatmak, derdini anlatmaktı bizim için tiyatro. Beğenilerimiz aynı. Bu oyunun derdi, hikayesi ne? Bunu önemsiyoruz. Aynı zamanda samimiyetle yapılan, tiyatronun mutfağına da kıymet veren, tiyatronun sadece oyuncu, yönetmenden ibaret olmadığı, yazarın, ışıkçının, dekorcunun herkesin kolektif çalıştığı bir düzene inanıyoruz. Tiyatro ortak bir mutfaktır, herkes bir yerinden tutar ve çalışır. Böyle ortak bir bilincimiz de var. Bu hikaye çocuklara da, yetişkinlere de anlatılıyor olabilir.
Şimdi gerçekten bir mutfağınız var. Ama biliyorum ki buraya kavuşmanızın harika bir hikayesi var.
Erkan İlham verici bir hikaye olduğu için, anlattığımda insanların gözü aydınlandığı için anlatmayı seviyoruz. 2017 yılında Çanakkale’de, Çocukluk Bizde Kalsın Derneği’nin davetiyle çocuk tiyatrosuna dair yaptığımız işleri sunuyordum. Sunum sonrasında çocuk kitapları yazarı bir hanımefendi yanıma gelerek sunumu çok beğendiğini ve işlerimizi takip etmek istediğini belirtti. Bir sene boyunca tüm oyunlarımıza geldi. Her oyun sonrasında da mutlaka soruları oluyordu. “Sonraki projeniz ne, nerede prova yapıyorsunuz, dekorlarınızı nerede saklıyorsunuz?” gibi. Bir gün, “Size sponsor olmak istiyoruz,” dedi.
Firuze Engin Tam olarak bizden ne isteyeceğini anlamadığımız ve hiç kimseyle bir bağımlılık ilişkisi kurmak istemediğimiz için küçük bir tedirginlik yaşadık önce.
Erkan Kendisi de bizi araştırdığını, ailesinin durumunun iyi olduğunu ve sekiz-dokuz sene önce vefat eden eşinden kalan bir vasiyet olduğunu, bir kültür fonu oluşturduklarını ve özel olarak çocuklar için işler üreten bir tiyatro topluluğu aradıklarını anlattı. Sonrasında da “Size mek”n almak istiyoruz,” dedi. Biz küçük bir şok yaşadık ve “Emin misiniz?” diye sorduk. Kafamızdaki tüm soru işaretlerini sildi. Bizden hiçbir beklentisi olmadığını belirtti. “Şu ana kadar yaptığınız şeyi yapmaya devam edin ama daha iyi koşullarda yapın,” dedi. Velhasıl sonrasında kendimizi bu mekanda bulduk.
Elif İsminin söylenmesini de istemiyor. Kendini özel bir yerde görmek istemiyor.
Firuze Diğer yandan, “Benim durumumda olan herkesin yapması gerektiğini düşünüyorum, en az yatırım sanatla uğraşan gençlere yapılıyor bu ülkede,” diyor.
İlham ve umut verici bir hikaye gerçekten. Peki, mekan teatral çalışmalarınıza nasıl yansıdı? Geçtiğimiz sezon ortasında açılsa da sanki sessiz bir açılıştı o. İnsanın evine alışması gibi, sizin de burayı içselleştirmeniz mi gerekiyordu?
Firuze Mekanın adı olan Gösteri Evi aslında böyle bir yerden geliyor. Tiyatromuzun bir evi olsun istiyorduk. Ev duygusunu yaptığımız her işle kurmaya çalışıyoruz, mekanımız da böyle bir yer olsun istedik. Ve çok haklısın, burayı uzun bir süre sindirmek de istedik. Mekanla gerçekten sahiplenici bir ilişki kurmamız, beş altı ayı buldu. Şimdi şimdi Bereze’nin bir evi var hissini geride bırakıp görünür olmaya başladık.
Elif Nasıl yansıdığına gelirsek, sonunda oyun oynuyoruz! Bütün oyunlarımızı oynayabiliyoruz. Bizim en büyük sorunumuz buydu. Erkan ve ben yurt dışında da çeşitli işlerde çalışıyoruz ve kısıtlı zamanlarda buradaki sahnelerle tarihlerimizi uydurmakta çok zorlanıyorduk. Bir sürü oyunumuz vardı ve az oynuyorduk. Bunun hüznü oluyordu. Mekanın en büyük getirisi düzenli oynayabilmek ve bir repertuvar oluşturabilmek oldu. Onun dışında gençlere ulaşma, birçok insanla tanışma fırsatına eriştik.
Firuze Biraz da domino taşı gibi oldu. İyi, güzel ve temiz bir şey başka iyi, güzel ve temiz şeyleri tetikliyor. Çocuklar için ücretsiz çalışmalar yapma şansına erişebileceğiz. Mahallelere gidemiyorduk. Hem ücretli atölyelerimiz oluyor, hem de deneyim aktarımı yapabileceğimiz iç çalışmalarımızı yapabiliyoruz. İnsanlar kendi gelip bizi buluyor hatta. Orff, elementer müzik üzerine çalışan Can Emre Uygan bize geldi ve yaptıkları ücretsiz çalışmalar bir elementer müzik topluluğuna dönüştü.
Elif Bir tür laboratuvar, araştırma alanı açma şansımız oluştu. Kendi oyun çalışmalarımıza da etkisi büyük oldu. Provalarda daha hızlı ilerliyoruz geçmiş oyunlarımıza göre.
Firuze Zaman kısıtlaması yok, bütün malzemen elinin altında. Bize burayı armağan eden kişinin tam da istediği şekilde daha iyi koşullarda çalışabiliyoruz. Her gün müteşekkiriz.
Dışarıya açık olarak ne tür atölyeleriniz, çalışmalarınız var?
Elif ‘Gel Şunu Bir Anlat’ etkinliğimiz var. Koç Üniversitesi’ndeki bir grup insandan esinlendiğimiz bir iş oldu. Kim ne anlatmak istiyorsa, konu sınırı olmaksızın gelip ücretsiz olarak anlatabiliyor.
Firuze Herhangi bir konuda uzman olmasa da bilgisi olan bir insan gelip bilgilerini aktarıyor. Mesela en son Altyazı Dergisi’nin sinema yazarlarından Ali Deniz [Şensöz] konuğumuzdu. Karanlık Madde konusunu uzun zamandır araştırıyormuş. Bunun dışında mekan açıldığından beri oyunculuk atölyeleri verildi. Üst katımızda çocuklar ve yetişkinler için yaratıcı yazarlık atölyeleri oluyor. Müzikal beden atölyemiz oldu. Çocuklar için sanat atölyemiz başladı. Ayrıca bir kitabın okunup diğer yandan canlandırıldığı bir etkinlik olan Canlı Kitap var.
Benim de en keyif aldığım işlerden biri.
Erkan Bir tür teatral okuma saati aslında. Seçilmiş bir çocuk öyküsünü okuyor ve oynuyoruz. Okunan şeyin oynandığı ya da oynanan şeyin okunduğu bir şeyden ziyade bazen sadece okunuyor bazen sadece oynanarak aktarılıyor. Her kitabın dünyası bambaşka olduğu için teatral olarak da farklı stilleri çağırması bizim için çok keyifli. Bir tür teatral araştırmaya dönüştü.
Firuze Çok eğleniyoruz Canlı Kitap’ta. Çocuk tiyatrosu olmadığını anlatmakta zorlanıyoruz ama. Bir yandan değil ama bir yandan da öyle. Üst katımıza bir çocuk kütüphanesi yapma hayalimiz de var ayrıca.
Yakın zamanda ‘Kuluçka’ adlı projenizi açıkladınız. Detaylarını paylaşabilir misiniz?
Firuze Gösteri Evi’nden önce ara ara konuştuğumuz bir şeydi. Aynı alanda çalışan insanlar, harala gürele oyun çıkarmaya çalışmaktansa, zaman kısıtlaması olmadan bir araya gelip, hem birbirlerinin işlerini takip edebilecekleri hem de aynı anda iş üretebilecekleri bir ortaklığa girebilir mi diye tartışıyorduk. Elif ve ben DTCF yazarlık mezunuyuz. Ve okurken yazdıklarımızı diğer yazar arkadaşlara okutma deneyimini hâlâ anıyoruz. İştah veren bir durumdu o. Yazarlık çok tekil bir iş. Onu tekillikten çıkarmaya ihtiyaç duyuyordum. Bu ev ile birlikte üç yazar arkadaşımızı davet ettik. Şamil Yılmaz, Volkan Çıkıntoğlu ve Murat Mahmutyazıcıoğlu. Datça Tiyatro Festivali’ndeki atölyeden genç yazarlar Lami Birant ve Fulden Aytaç da proje asistanları oldular. ‘Olası Gelecekler’ diye bir başlık belirledik.
Distopyalar mı göreceğiz bol bol, ütopyalar da olacak mı?
Firuze Uzun uzun tartıştık bunları aslında. Neden gelecek deyince hep distopyalar geliyor aklımıza? Ütopya hayal edemiyor muyuz? Bir de şunu konuştuk. Her yönüyle mükemmel bir dünya tasarlamak kısmında anlatacak bir hikaye yok. Çatışma yok çünkü. Distopik bir yerden ütopik bir dünya çıkar mı ya da ütopik bir dünyaya distopik bir saldırı nasıl olur? Hem bir yandan kuramsal tartışmalar sürüyor, hem de metinler yazılmaya devam ediyorken “Bunları neden sahnelemiyoruz?” dedik. Ocak ayında yeni oyun prömiyerinden sonra Gösteri Evi prodüksiyonu olarak sahnelenmeye başlayacak.
Elif Sadece yazarlarla da kalmayacak. Yönetmenler buluşması, belki sahne tasarımcıları buluşması vb. şekilde ilerlemesini planlıyoruz.
Firuze Üst ismi ‘Kuluçka’ yalnızca. Yazarlar bir modülü. Her modülde herkes kendi yöntemini belirleyerek ilerlesin istiyoruz. Hem dayanışma hem de ürettiklerimiz üzerine biraz durup düşünmek, tartışmak, deneyimlerimizi birbirimize açmak, tökezlediğimiz yerlerde yardım istemekte çok aciziz bence. Tiyatronun kolektif bir iş olmasını çok önemsiyoruz.
Elif Hiç küçümsenmeyecek bir şey var ki o da para kazanma kaygısı. Ama çok zor koşullarda tiyatro yapıyoruz söylemiyle birbirimizi eleştirmeyi bıraktık galiba. Kendi adıma bir süre sonra konuşmamaya başladım. Biraz bunu da kırmak istiyoruz.
Dediğin gibi koşullardan belki de ama belli bir yerden sonra kimse süreçle ilgilenmemeye başladı sanki. Şartların da etkisiyle bir an önce sonuç ortaya çıkarmaya mı çalışılıyor?
Firuze Nadir Sarıbacak’ın efsane bir ödül konuşması vardı, “Biraz muhabbet etmeye ihtiyacımız var,” diyordu hani. Bu bence tiyatro için de geçerli. Gösteri Evi de seyircinin bilet alıp girip çıktığı bir yer olmasın, insanların tiyatro konuşmak için içeri girmek isteyeceği bir yer olsun istiyoruz.
İKSV tarafından verilen Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü’nün sahibi oldunuz bu sene.
Elif Bu ödülün adaylıkla ilerlediğini bilmiyorduk. Haziran ayında yeni bir projemiz varsa aday olabileceğimize dair bir e-posta aldık. Uzun süredir yazmayı planladığım bir gençlik oyunu vardı. Ve o bu süreçte oldukça hızlı bir şekilde yazıldı. ‘AN-SI-ZIN’, 14 yaş ve üzeri için yazılan bir oyun. 4 Ocak’ta prömiyer yapacak. Henüz tanıtımlarına da başlamadık hatta.
Firuze Aramızda gençlik oyunları konusunda en tutkulu olan kişi Elif. “Bu yaş grubu için çok az oyun yapılıyor,” der hep. Biz de “Madem böyle bir mekan var, 14 yaş ve üzeri gençlere özel işler de üretebiliriz,” dedik.
Erkan İlaveten projedeki ışık tasarımcısı, asistan, müzisyen, fotoğrafçı… Hepsi yepyeni ve genç isimler. Ödülden gelen ve bizi rahatlatan bir bütçe de var. Öyle olunca çalışanlara emeklerinin karşılığını verebileceğimiz bir durum da oluşuyor. Onlara da bir alan açmış olduk.
Firuze Varisi olmayan iki tiyatrocunun, kendilerinden sonra gelen tiyatrocuları varis olarak seçmesi ve bizim de ödülü bu yıl Tiyatro D22, Bam İstanbul ile paylaşmamız insanın gözlerini dolduruyor. İlk gençlik işimizi bu fonla yapmamız da gurur verici.
Yurt dışı ayağınızdan da bahsetmeden bitirmeyelim röportajı. Neler yapıyor Bereze Türkiye dışında?
Erkan ‘Macbeth / İki Kişilik Kabus’u yaptığımızda, sahne tasarımcıları oyunu Almanya’ya götürmeyi çok istedi. Başvurular sonrası Bremer Shakespeare Company’den dönüş oldu. Atölyeler, sohbetler derken “Birlikte bir proje yapsak mı,” diye düşünmeye başladık. Sonra ‘Coriolanus’u yapmaya karar verdik. Fark ettik ki, Almanya’nın da Türkiye’nin de dertleri var o metinde.
Elif Kimsenin kahraman olmadığı bir Shakespeare oyunu. Fantastik hiçbir öge yok. Brutal bir yandan… Çok ilginç bir metin. Bizim fiziksel tiyatrodan getirdiğimiz anlatım biçimi ve onların bunca zaman Shakespeare oynamış olmasının verdiği deneyimle bir ortaklık kuruldu. Sınırlardan bağımsız, mesleki bir ortaklık. Ondan çok etkilendik, heyecanlandık. Ayda iki kere Bremen’de oynuyoruz.
Erkan ‘Coriolanus’da beni en çok şaşırtan şey, o kadar kısa bir süre içerisinde çok uzun yıllardır birlikte çalışıyormuşuz hissini yakalamış olmamız. Çok keyifli, güldüğümüz eğlendiğimiz bir şeye dönüştü. Oyunun dili Almanca ve Türkçe. Üst yazı da yok. İnsanlar anlayacak mı diye çok konuştuk aramızda.
www.tiyatrobereze.com
1 note
·
View note
Text
Burcu Kıratlı
Burcu Kıratlı kaç yaşında?
Burcu Kıratlı kimdir? Aşk ve Mavi dizisi ile adını milyonlara duyuran Burcu Kıratlı, Sinan Akçıl ile evlendi. Peki, Burcu Kıratlı kaç yaşında?
Burcu Kıratlı, birçok dizi ve sinema filminde rol aldı. Güzel oyuncunun ilk dizi projesine TRT 1 ekranında yayınlanan Elde Var Hayat dizisi ile adım attı. Son olarak ATV'de yayımlanan Aşk ve Mavi dizisinde rol alan Burcu Kıratlı şarkıcı Sinan Akçıl ile dünya evine girdi. Peki Burcu Kıratlı kimdir?
BURCU KIRATLI KİMDİR?
Burcu Kıratlı, (d. 23 Temmuz 1989, İstanbul), Türk oyuncu.
İstanbul doğumlu olan Kıratlı, ilkokul öğrenimini Ata Koleji'nde, orta okul öğrenimini BJK Koleji'nde, lise öğrenimini ise Bebek Yeni Yıldız Koleji'nde tamamlayarak Yeditepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı bölümünden lisans derecesi ile mezun olmuştur. Okul hayatı boyunca birçok oyun ve kısa filmde yer alan Kıratlı, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde Actor Studio eğitimi almış ve yine aynı yerde 2 sezon boyunca kadrolu oyuncu olarak görev yapmıştır.
Kariyeri
İlk dizi rolünü 2010 yılında TRT 1 ekranlarında yayınlanmaya başlayan ve 2 sezon süren Elde Var Hayat isimli dizide Yağmur karakteri ile aldı. 2013 yılında ise Özcan Deniz'in yazıp yönettiği Su ve Ateş filminde Helin karakteri ile sinemaseverlerin karşısına çıktı. 2014 yılında vizyona giren Peri Masalı filminde Peri karakterini canlandırdı. Bu filmdeki rolü nedeniyle saçlarını kazıtması gündem oldu. Bu film projesinden sonra tekrar TV ekranlarına geri dönen Kıratlı, 10 Aralık 2014 tarihinden beri TRT 1 ekranlarında yayınlanmaya başlayan Diriliş: Ertuğrul dizisinde Gökçe karakteriyle izleyici karşısına çıktı. TV kariyeri devam ederken aynı zamanda 2015 yılında Bizim Hikaye isimli filmde Elif karakterini canlandırdı. Son olarak, Aşk ve Mavi dizisinde, "Mavi" karakterini canlandırmıştır.
Ödüller
2014 - Evos Angels Dijital Medya'nın Enleri - En iyi çıkış yapan kadın oyuncu (Peri Masalı)
#burcu kıratlı#evos angels dijital medya#elde var hayat#aşk ve mavi#sinan akçıl#su ve ateş#burcu kıratlı kimdir
8 notes
·
View notes
Text
ALDIK MI COCU’YU?
Sırf Ali Koç Başkan yüzünden katlanıyorum şu Cocu’ya. Dinamo Zagreb takımından 4 gol yemek nedir ya? Üstelik rakibin 2 tane direkten dönen topu var. Bir kaç kez ceza sahamızda karamboller oldu. Yanlış hatırlamıyorsam 2 tane böyle pozisyon oldu. Farkın daha fazla açılması kaçınılmazdı. İlk 11’i görünce Philip Cocu çok büyük ihtimal Beşiktaş derbisini göz önünde bulundurarak bu maçta yedek ağırlıklı bir kadro sahaya sürmek istiyor dedik hepimiz. Olabilir, bu oyunculara da şans verilebilir. Sonuçta hala bu kulübün futbolcuları ve belki de kendilerini kanıtlamak isterler. Ama bunu maalesef saha da göremedik. Bundan daha da kötü oynayabiliriz, 10 gol bile yiyebiliriz belki de Dinamo Zagreb’den. Ama bu kadar ruhsuz ve etkisiz oynayamaz Fenerbahçe takımı. Taraftarlar bunu haketmiyor. Aynı bazı oyuncuların bu formayı giymeyi hak etmedikleri gibi. O yüzden bu çok büyük tepkiler. Beşiktaş derbisine çok büyük bir moral bozukluluğu ile çıkacağız. Sonuçta yine kendi evimizdeyiz. Taraftarlarımız derbi maçına yoğun ilgi gösterecektir. Ama bu oyunla derbiye çıkarsak Beşiktaş karşısına işimiz zor.
Şener Özbayraklı, Roman Neustadter, İsmail Köybaşı, Mehmet Topal, Alper Potuk, Aatıf Chahechoue. İlk 11’de ki diğer oyuncuları saymıyorum. Onlar daha yeni sayılırlar. Ama bu saydığım oyuncular bu akşam göstermiş oldukları performansın ardından bırakın Fenerbahçe formasını, bir BAL takımının dahi formasını giymeyi haketmezler. Böyle umursamazlık olamaz. Yıllardır Fenerbahçe’de oynayan oyuncular bu saydıklarım. Hiç birisi kendini azıcıkta olsa geliştirmez mi? Ekstra biz özellik katmaz mı kendisine? Cılız vücuduyla Alper Potuk sağdan sola, soldan sağa topu sürekli kaybederek oynuyor. Bu oyuncu mu hak ediyor bu formayı? Hasan Ali Kaldırım’a kızıyoruz belki de ama bu dünyada daha da kötü sol bekler varmış. İsmail Köybaşı; hayatın en rezil maçlarından birisini oynadı belki de. Yediğimiz 3. goldeki hali gözlerimin önünden geçtikçe hala çıldırıyorum. Hatta yaptığı bireysel hataların ardından şaşırmıyorum bile artık. Neustadter, 2007 yılından beri takip ettiğim Fenerbahçe’de gördüğüm en yumuşak, en yeteneksiz, en başarısız stoper. İlhan Eker isimli bir stoperimiz vardı. Kendisini bile daha oynardı. Topa müdahale edemez, çok basit savunma yapar, hamlelerinde geç kalır, neredeyse karşısına aldığı oyuncuların 90% kendisini rahatlıkla geçer. Böyle kötü bir savunma hattını hak etmiyor bu takım. Hepsini teker teker anlatmaya kalksam zaten ömrüm yetmez. Fenerbahçe taraftarı görüyor zaten sahada neler döndüğünü. Kimin nasıl oynadığını biliyor. Kimin mücadele ettiğini görüyor, savaşan oyuncuları savaşmayan oyunculardan ayırt edebiliyor. Bireysel hatalar yaparak hem kendi karnesine zarar veren, hemde takımına zarar veren oyuncular nasıl olurda hala bu takımda forma yüzü görebilirler? Bu konu aslında beni en çok endişlendiren durum. Bu oyuncuları yöneticilerde izliyor. Bunları beğendiklerini düşünmüyorum. O halde ne duruyorlar? Bu vasat oyuncular neden hala hak etmedikleri Fenerbahçe’nin oyuncuları olarak kariyerlerine devam edebiliyorlar? Ozan Tufan dahi A2 takımına gönderildi. Bu adamlar hataların Allahını yapıyorlar belki, neden hala bir refleks yok. Radikal kararlar vermek gerekiyor bundan sonra. Bu oyuncularla olmayacak bu çok belli. Kastettiğim kişiler, İsmail, Hasan Ali, Aatıf, Dirar, Neustadter, Topal. Hak etmeyen bu formayı giymesin, savaşmayan giymesin. Ben bundan sonra bunu istiyorum.
Gelelim Philip Cocu’ya. Yemin ederim artık susmayacağım. Sırf Ali Koç Başkanımızın bir bildiği vardır diye hem Damien Comolli’ye güvendik, hem de Philip Cocu’ya. İkiside üst düzey kişiler olabilirler. Geçen yıl zaten berbattık. Bu isimlerin fark yaratmalarını istedik biz. Geçen yılı arar olmak çok üzücü. Philip Cocu o bahsedilen meşhur 4-3-3 formasyonuna ne zaman geçecek merakla bekliyorum. Bu formasyon ve bu taktikle bu takımın oynayamayacağını zaten geçen yıl gördük. Sadece formasyonun değil, oyuncu kalitesininde düşük olduğu apaçık belliydi. Aykut Kocaman geçen yıl bu kadar bireysel hata normal değil demişti. Kendisi çok haklıymış. Bu yıl daha da fazla bireysel hata yapan oyuncular var. Bu oyuncularla daha maalesef takım olunamıyor. Gençleşmek güzel ama kalite asıl önemli olan. Ya gençleşelim diye Elif Elmas oyunuyor, ama bir bakıyosun sol bekte 28 yaşındaki İsmail Köybaşı. Kalite yerlerde. Ya kaliteli oyuncular ile oynamak gerek ya da genç oyuncularla. Genç oyuncularla oynamayı tercih edersek hiç pişman olmayız diye düşüyorum. Bir kaç maç berbat oynarız belki ama oyuncuları kazanmış oluruz. Gelelim bu maçı baz alarak Philip Cocu’ya eleştiriler getirmeye. İlk yarı berbat bir oyundan sonra ikinci yarıya neden aynı kadroyla sahaya çıktık? Tamam, maç başlamadan önce Beşiktaş maçı düşünülerek yedek ağırlıklı bir kadroyla sahaya çıktık ama koskoca Fenerbahçe’nin ilk 45 dakika da ne kadar berbat bir futbol oynadığını da gördük. Daha doğrusu oynayamadığı futbolu. Neden değişiklikler yapılmaz? Daha fazla gol yemeyelim diye daha defansif bir kadroyla ikinci yarıya çıkılabiliriz. Bu da bir taktiktir. Ya, demek ki bir planı var hocanın. En azından gol yememek için uğraşacak diyebiliriz. Ama o da yok. Çok tepkisiz kaldı Cocu. Kadro tercihi zaten yanlıştı. Yapılan değişiklikler teslim olduğumuzun kanıtı gibiydi adeta.
Ali Koç geçen hafta FB TV’de Philip Cocu’yla devre arasına kadar devam edeceğini açıkladı. Ben bu açıklamaların ardından gideceğini düşünmüyorum. Denenecektir. Başkan sabredecektir. Kendisi de belki doğru tercih olmadığını düşünse de böyle yapacaktır diye tahmin ediyorum. Benim düşünceme göre başından hataydı Philip Cocu’nun gelmesi. Fenerbahçe taraftarı en son başarılı olunduğu sezon takımın başında olan Ersun Yanal ismini zaten yıllardır dillendiriyor. Eğer Cocu gidecekse yerine kesinlikle bir kez daha Ersun Yanal getirilmeli. Bunu hakediyor Ersun Yanal. Evet Ersun hoca en son geldiğinde Aykut Kocaman’ın da payının çok büyük olduğu bir kadroya gelip oturmuştu. Ama kendisi bu kadronun nasıl oyanayabileceğini görmüş ve formasyonunu da, taktiğini de buna göre değiştirmiş ve takım üzerinde uygulamıştır. Kendisini Aykut Kocaman’dan ayıran en önemli özellik buydu. Ersun Yanalın 2014 sezonunda bu kadar başarılı olması bence sürpriz bile değildi. O araştırmış, denemiş ve yapılması gerekeni yapmıştı. Hemen şimdi olamasa da belki devre arasında gelecek. Ben hemen yarın gelip başlamasından yana olmama rağmen Başkanımızın alacağı her kararın arkasında olacağım ve destekleyeceğim.
Gelelim derbiye. Aslında moraller çok bozuk. Ama dediğim gibi Philip Cocu biraz akıllıysa artık oyanamak istediği taktiği uygular, derbiden önce kamp yapar, takıma anlatır, ne bileyim bir şeyler yapar. Bu dibe vuruştan sonra vereceğimiz refleks sezonun devamını etkileyecek. O sıçramayı yapmamız lazım. Bence artık riskte almamız lazım. Derbide belki alacağı riskli kararlar tutar belki de ters teper. Ama eğer tutarsa derbi galibiyeti ile birlikte tüm camiada olan kara bulutlar bir nebzede olsa giderilebilir. Bu maç aslında kendisi için çok büyük bir şans. Bakalım Cocu’nun kararını Pazartesi akşamı göreceğiz.
6 notes
·
View notes
Text
Phillip Cocu’nun başarılı olacağına dair inanç ve Gaudi’nin ölümü
Rivayet odur ki, Katalanların ünlü mimarı Gaudi, kendisinden daha ünlü yapıtı La Sagrada Familia’yı uzaktan hayran hayran izlerken bir tramvayın çarpması sonucu hayatını kaybetmiştir. Hatta üstü başı kir-pas içinde gezdiği için onu kimse tanımamış, yerde can çekişirken yardım etmemiştir. Ben bu durumu futbol kulüplerimizin haline benzetiyorum. Ortaya koydukları esere yani takıma, dünyanın en iyi takımı muamelesi yapıp uzaktan hayran hayran izlerken, arkalarından onlara çarpmak üzere olan UEFA tramvayını fark etmiyorlar. Ve kazadan sonra kasaları boş, varlıkları temlik altında ve borç içindeki halleri yüzünden kimse onlara yardım da etmeyecek.
Hal böyleyken Fenerbahçe’nin Ali Koç, Damien Comolli ve Phillip Cocu ile çıktığı yoldaki projesi de, kısa sürede pozitif sonuç vermeyince eleştirilerin hedefi oldu. Bazıları haklı olan bu eleştirilerin bazıları içinse fazla erkendi. Fenerbahçe’nin ‘yeniden’ ortaya çıkması için 4 haftadan ziyade en az 6 yıl lazım. Kısa vadede ivmenin pozitif olması için de ligin ilk 17 haftasını tamamlaması gerekiyor. Unutmayın, Gaudi’nin La Sagrada Familia’sı da 100 yılda bitecek şekilde tasarlanmıştı ve hala bitmedi…
Peki, nereden geliyor Fenerbahçe’deki yapılanmaya ve Cocu’nun orta vadeden uzun vadeye geçerken başarılı olma ivmesini yukarı yönlü çevireceğine dair olan bu inanç? Ali Koç’un seçim sürecini ve bu sürecin 2003 yılındaki Barcelona ile olan benzerliklerini yazmıştım. (Buradan okuyabilirsiniz) O yazıda değindiğim ancak açmadığım bir konu vardı: Rijkaard’ın göreve gelmesi ve kariyerinin ilk günlerinde aldığı olumsuz sonuçlar. Cocu’nun kariyerinin başında da, şu an Fenerbahçe’de yaşadıklarına benzer bir durum var. Cocu, Rijkaard ve birçok Hollandalı hoca, Cruyff tedrisatı gereği bunu yaşar. Cruyff’un Barcelona’nın başına geçtiğinde yaptıklarına kimse anlam verememişti. Çok sonra anladılar ve sonuçlarını hala alıyorlar. Uzun vadeli planların ilk adımları, tıpkı bir bebeğin yürümeye başlamasına benzer. Bir zamanlar Usain Bolt da emekliyordu.
Gelin Cocu’nun teknik direktör olarak emekleme günlerine bakalım. Çünkü bu sayede Cocu’nun yapmak istediklerini daha iyi anlayabiliriz. Cocu’nun tesadüfi olarak değil, bir plan dâhilinde adımlar attığını görmemiz mümkün olacak. Fenerbahçe’de FFP nedeniyle kadrosunu erken kuramadığı gerçeğini de cepte tutmamız lazım.
Cocu, ilk ciddi teknik direktörlük sınavını PSV’de 2011/12 sezonunda verdi. Henüz herhangi bir ekolün mensubu değildi. Genç oyuncularla çalışma tecrübesi vardı sadece. Ancak futbolcu olarak Hollanda, İspanya ve Ortadoğu’da bulunmuş, Hollanda Milli Takımı kaptanlığı yapmış enternasyonal bir futbol adamıydı. PSV’nin Mart 2012’de önce Twente’ye 6-2, ardından NAC’a 3-1 yenilmesiyle Fred Rutten’in görevine son verildi. Onun yerine genç yardımcısı Cocu getirildi. Rijkaard’ın Barcelona’nın başına geçtiği (41) yaştan sadece 1 yıl büyük olan Cocu, o sezon sonuna kadar çıktığı 9 maçta 5’i ligin sonuna kadar seri olmak üzere 7 galibiyet, 2 yenilgi aldı. Ancak Cocu’nun o 9 maçlık serüvende yaptığı sadece bir şey, geleceğe dair mesaj veriyordu: 18 yaşındaki Memphis Depay’ı sürekli oynatmak.
PSV ertesi yılı Dick Advocaat ile geçirmeye karar verince Cocu yeniden U19’a döndü. 2012/13’ü Ajax’ın gerisinde 2. sırada bitiren PSV, 13/14 sezonunda takımı tamamen Cocu’ya emanet etti. Bu emanetle beraber artık bir ekol sahibi olan Cocu kendi imzasını taşıyacak işlere başladı. İşte bu imzalar ve sonuçları uzun vadeli Fenerbahçe planına ışık tutuyor.
Cocu’nun PSV’yi teslim aldığı yaz döneminde, kariyerleri için çok iyi teklifler alan 5 as oyuncu takımdan ayrıldı. Strootman, Roma’ya, Mertens, Napoli’ye, Lens, Dinamo Kiev’e, Marcelo da Hannover’e gitti. Hollanda’da oynayan hiçbir oyuncuya ‘5 büyük ligden birinde oynama’ ya da ‘Ukrayna’da 5 katı para kazanma’ deme şansları bulunmuyor. Tıpkı ekonomik problemler içinde olan Fenerbahçe’nin yaz başında Fernandao’yu, sonra da Josef ve Guiliano’yu satmak zorunda olması gibi. Cocu bu ayrılıkların ardından kafasındaki plana uygun transferler yaptı. 19 yaşındaki Adam Maher, 21 yaşındaki Jeffrey Bruma, 21 yaşındaki Santiago Arias transfer edildi. Bunlar takımın yaş ortalamasını düşürecek, (gidenlerin yaş ortalaması 27, gelenlerin 22’ydi. Fenerbahçe’de bu durum 29’a 24) uzun süre oynayabilecek ve sonrasında iyi paralara satılabilecek isimlerdi. En azından planlama bu yöndeydi. Gençlerin yanına Ji-Seong Park gibi tecrübeli bir isim kiralandı. Onun yanına devre arasında Bryan Ruiz de katılacaktı. Takımın gelişiminde büyük pay sahibi olacak Schaars da bu dönemde transfer edildi. Cocu’nun bir diğer önemli hamlesi ise birkaç yıl sonra takımın değişilmez oyuncuları olacak olan Jorrit Hendrix, Zakaria Bakkali ve kiralıktan dönen Jeroen Zoet’i A Takıma dâhil etmesiydi. Hemen hepsinin Fenerbahçe’de de bir karşılığı olduğunu ve PSV’de aldığı karşılığı görünce bunun bir plan dâhilinde yapıldığını anlıyoruz.
Peki, bu plan saha içerisinde nasıl işledi? Cocu, sezona çok kötü başladı. İlk 16 maçta sadece 5 galibiyet alabildi. Bunun yanında 5 beraberlik ve 6 yenilgi ile ligin 10. sırasında yerleştiler. Geçen sezonu ikinci bitirmesi yüzünden teknik direktör değişikliğine giden bir takım için kabul edilemez durumdu. Medya ve taraftar baskısı Cocu’nun omuzlarına binmeye ve büyük bir stres yaratmaya başladı. Bu yüzden ligin sonunu getiremedi. Cocu sağlık sorunları nedeniyle Mart 2014’te görevden ayrıldı ve yerini yardımcısı Ernest Faber’e bıraktı. Cocu’nun sırtında iyi huylu bir tümör çıkmıştı. Ameliyat oldu ve bir süre dinlenmeye çekildi.
Cocu’nun, PSV’deki görevinden dinlenmeye çekilene kadar yaptıklarına bakalım. Öncelikle takımı 4-3-3 oynatmaya başladı. İlk döneminde A takıma hazırladığı Depay’ı sol kanada, altyapıdan çıkardığı Bakkali’yi sağ kanada koydu. Göbeği tecrübeli Schaars ve yanında genç Maher ile ikiledi. Merkezi ise ayaklarına hâkim ancak o dönem için fazla ‘futurist’ bir 10 numara olan Wijnaldum ile tuttu. Zaman zaman 3’lüyü kendi içlerinde değiştirdi. Maher’i sağ, Wijnaldum’u sol iç kullandı. Merkezi defansif olarak sadece Schaars’a bıraktı. Aradığı forveti bir türlü bulamadı ilk haftalarda; Locadia mı, Matavz mı? Bir süre sonra Locadia’da karar kıldı. Wijnaldum, 7. haftadaki Ajax maçından önce sakatlandı ve sezonu kapattı. Bu hesapta olmayan sakatlık sonrası Cocu oyun planını değiştirmedi ancak ideal kadrosunu da kuramadı. Hiljemark ve Toivonen’i merkezde, sol ve sağ içte denedi, aradığını bulamadı. Bu sırada 23 yaşındaki Narsingh’in yükselmesini sağladı Cocu. Onu sağ dışta Park ve Bakkali ile rotasyonlu kullanıyordu. Bu sayede Bakkali’den faydalanmak adına onu solda da kullandı ve genç oyuncuya bir yetenek kazandırmış oldu.
Tüm bu sürecin ardından Cocu’nun hazırladığı takım Faber’in kontrolünde ligi ancak 4. bitirebildi Hatta sahasında Vitesse'ye 6-2 yenilerek kulüp tarihine kara bir leke bile sürdü. Ancak planı istediği gibi gitmiş ve gelecek yıllarda ligi domine edecek olan PSV’yi kurmuştu. Kaleci Zoet eldivenleri aldı. Hendrix ve Arias, A Takıma monte edildi. Depay, Narsingh ve Maher gibi yeni kadronun 3 yıldızı artık tamamen hazır hale geldi. Bir önceki sezon forvet bölgesinde aradığını, 14/15 sezonunun başında Mönchengladbach’tan transfer ettiği Luuk de Jong’la buldu. Ve o sezon başlayarak devam eden 4 yılda 3 şampiyonluğu PSV hanesine yazdırdı. Bunun yanında Cocu döneminde 3,5 milyon Euro’ya transfer edilen Jeffrey Bruma, 11,5 milyon Euro’ya Wolfburg’a; 675 bin Euro’ya transfer edilen Santiago Arias, 11 milyon Euro’ya Atletico Madrid’e satıldı. Cocu’nun A Takım oyuncusu yaptığı Memphis Depay 34 milyon Euro’ya Manchester United’a gitti. Zoet, Hendrix, Luuk de Jong ise 3 şampiyonluğa imza attılar ve hala PSV için oynuyorlar. Tek başarısızlığı Adam Maher’de yaşadı.
Anladığım kadarıyla Cocu, PSV’deki ilk yılının güncellenmiş bir halini, biraz da Rijkaard sosuyla (ikisinin de ilk başka ülke deneyimi) Fenerbahçe’de uyguluyor. Ayew transferi Park’ı, Barış Alıcı da Depay’ı karşılıyor. Cocu yine forvetini arıyor; Slimani mi Frey mi? Belki de PSV tecrübesi sayesinde Frey’i bir sonraki sezon Luuk de Jong gibi kullanacak. Göbek ve merkezdeki Benzia-Wijnaldum, Maher-Elif, Schaars-Jailson/Mehmet Topal da benzerlik taşıyan diğer oyuncular. Barış’ın, Berke’nin ve Ferdi’nin Arias ve Bruma gibi iyi paralara satılması planlar dâhilindedir. Elif Elmas’ın Depay gibi A Tak��ma monte edilip en büyük parayı da ondan kazanması, Fenerbahçe için sürpriz olmayacaktır. Ancak tüm bu detayların dışında, Fenerbahçe ilk yarıyı atlattıktan sonra gelecek sezonun takımını oturtmuş olabilir. Belki şampiyon olamaz ama gelecek senelerde ligi domine edebilecek, elindeki genç oyuncuları da büyük paralara satabilecek bir takım haline gelebilir. Bunu istikrarlı bir şekilde yaparsa Türk futbolu da kazanır. Portekiz’in Avrupa şampiyonluğu Sporting-Porto ve Benfica’nın buna benzer başarısı sayesinde geldi.
Fenerbahçe, La Sagrada Familia’ya değil; Gaudi’ye odaklanmalı. Eserin tamamlanması ve tamamen sanatçının ürünü olabilmesi için eserin bitmesi beklenmeli. Bundan sonrasını izleyelim, görelim…
3 notes
·
View notes