#yenidenfenerbahçe

[fenerbahceliyiz1995]

Alanya maçı

Alanyaspor maçında bireysel hatalardan dolayı yenilen goller ile yenilen Fenerbahçe, liderlik şansını resmen kendi elleriyle vermiş oldu. Maçtan önce hala sakatlıkları bulunan Moses, Hasan Ali ve Isla oynamazken, Emre Belözoğlu da maç kadrosuna sakatlık gerekçesiyle alınmadı.

Maça Ozan - Zanka - Jailson - Dirar defans hattıyla başladık. İlk üç maçta gerçektende çok iyi performans sergileyen bu dörtlü tabii ki Fenerbahçe’nin as değil geçici 4’lüsüydü. Bu defans hattında bölgesinde oynayan tek oyuncu olan Zanka ise bu maça pek iyi başlayamadı; daha doğrusu diğer defans arkadaşlarıyla iyi bir uyum sağlayamadı. Yedigimiz iki golde Zanka, Altay ve Jailsonun hatalıydılar. İlk yarının son saniyesinde gol yiyerek devreye beraberlikle giren Fenerbahçe, ikinci devrenin ilk dakikasında bir gol daha yiyerek resmen devrenin sonu ve başında yediği gollerle önde olduğu maçı kendi oyuncularının yapmış olduğu bireysel hatalarla kendi elleriyle verdi. Maç birden bire 2:1 oldu ve bence hissedilir bir şekilde hem defans hattında hem de orta sahada morak bozukluğu yaşandı. Yenilen üçüncü golde ise Ozan Tufan’ın yapmış olduğu gereksiz hata ile bir gol daha yedik ve durum iyice karıştı. Sıfır morali kalan Fenerbahçe rakip sahaya arada baskı kursa da net pozisyonlar bulamadı. Halbuki ilk yarıda gayet kontrollu ve oyun hakimiyeti kendinde olan bir takım sahadayken, resmen defans hattının hatalarıyla tüm denge bozuldu ve mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Tabii ki özellikle bu hataları yapan oyuncular Jailson ve Ozan Tufan kendi bölgelerinde oynamayan oyuncular. Ama bu kadar iyi başlanan ve güzel bir hava yakalanan maçta biraz daha dikkatli olmak gerekirdi. Bu bireysel hataları Ersun Hoca’ya yazamayız diye düşünüyorum. Öyle ki Ersun Hoca değişikliklerinde iyice risk alıp Zanka’yı oyundan alarak tamamen stopersiz ve defans oyuncusuz bir maça devam etti. Hocamız sonuçta oyuncularla sürekli olarak antrenman yapıyor, onların durumlarını daha iyi biliyordur. Ama ben olsam stoperde Sadık’a şans verirdim. Jailson o pozisyonda oynayamayacağının sinyallerini sırasıyla Bayern Münih, Real Madrid ve en son Trabzonspor maçlarında göstermişti. Kendisi kesinlikle kötü bir futbolcu değil. Ama stoperde maalesef yetersiz ve üstelik büyük hatalar yapıyor. Trabzon maçında yenilen golde de kendisini hatası olduğunu varsayarsak, son iki maçta yapmış olduğu hatalarla takımın bir kaç puanı kaçırmasına sebep oldu.

Bu maçtan galibiyeti kaçırdık. Kazanabileceğimiz maçı maalesef kendi ellerimizle verdik. Bu takım bu hataları yapsa da hatalarında ders alacak ve önümüzdeki maçlarda daha iyi bir performans sergileyeceğine eminim. Sırasıyla Ankaragücü, Galatasaray (deplasman) maçları oynayacağız. Sakat oyuncularımızında bir an önce dönmesini diliyorum. Özellikle stoper bölgesinde önemli eksikliklerimiz var. Sağ bek ve sol bekte sıkıntı. Kısacası Ersun Hoca’ya güvenim sonsuz. İyi sonuçlar alacağız ve şampiyonluğa adım adım ulaşacağız. Buna inancım tam. Bu mağlubiyet bir nazar boncuğu olsun.

[fenerya]

HEP BİRLİKTE OMUZ OMUZA,

3 TEMMUZ RUHUYLA ŞAMPİYONLUĞA!

[harunaking]

Kara Kanaryam 😍🤩😘 #mac #izlerken #fenerbahcespartaktrnava #fenerbahçe #sarikanarya #berosh #harunakin_ #yenidenfenerbahçe #yeniden #lefterküçükandonyadis #sezonu #kralex #kitap #oku (İzmir, Turkey) https://www.instagram.com/p/BohX0T1g48E/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=1cqms516cft81

[fenerbahcesports]

#YenidenFenerbahçe derken büyük değişimin farkına varmalıyız.. Ne güzel başkansın sen Ali Koç.. #Fenerbahçe

[serhatacarr7-blog]

#yenidenfenerbahçe (Dalyan Kordon) https://www.instagram.com/p/Bng-PTpnaNCC7AOYtoSn_UY8yXmTg1hr67e11o0/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=yozkgl4bmjxn

[kasimkundum1]

#Yeniden #YenidenFenerbahçe 💛💙 @fenerbahce

[fenerbahceliyiz1995]

Bu oyuncular ne işe yarar

Fenerbahçe takımı dün akşam Ümraniyespor’a yenilmesinden daha çok veremediği refleks ve umutsuz futbolundan dolayı çok eleştirliyor. Yoksa iki tane atılan gol doğru VAR kararlarıyla iptal edilmiş, bir kaç dakika rakip kalede baskı yapılmış ve büyük tehklikeler oluşturulmuştu. Islam Slimani çok verimsiz geçen ilk yarının ardından bu maçtada üzerindeki talihsizliği devam ettirdi. Kaliteli bir oyuncu olmasına rağmen o kadar amatör vuruşlar yapıyor ki, inanılır gibi değil. Moralide iyice çökmüş durumda zaten. Ersun Yanal hoca neleri değiştirecek ve takım artık o beklenen patlamayı hangi maçta yapacak onu çok merak ediyorum. Sonuçta bu daha 3. resmi maçıydı Ersun Yanal Fenerbahçesinin. Ümraniyespor gibi 1. Lig’de oynayan bir rakibe karşı ne kadar formda olurlarsa olsunlar yenilmek hiç iyi değil ve rezalet bir durum. 

Eljif Elmas, Ferdi Kadığolu, Berke Özer, kiralıktan geldikten sonra Barış Alıcı ve Salih Uçan, Sadık Çiftpınar ve Martin Skrtel dışında tüm oyunculardan kurtulmamız gerek. Bunlar profesyonel olmalarına rağmen göstermiş oldukları performanslarından dolayı Fenerbahçe’ye yakışmayan oyuncular. Kusura bakmasınlar ama çöpler, Fenerbahçe’ye faydalarından çok zararları var ve Fenerbahçe deneme tahtası değil. Onlar üzülmeyecek diye koca Fenerbahçe ligin ilk yarısını zar zor toplayabildiği puanlarla 17. sırada bitirdi. Bu oyuncular kendilerine maalesef çeki düzen veremedikleri içinde ligin ikinci yarısına umutla bakamıyoruz. Böyle devam ederse bu oyuncu kadrosu bu ligten düşer. Gerçekten kusura bakmasınlar, hatta utansınlar. Bizden olmuyor, bizi oynatmayın desinler. Fenerbahçe taraftarı çok sevdiği Fenerbahçesini bu durumda görmekten dolayı çok mutsuz. Gelelim asıl konuya. Bazı oyuncu sözleşmelerinin sezon sonu sona erecek olması büyük bir avantaj. Aatıf transferi sonunda gerçekleşmiş. Bana kalırsa sezon sonu bedelsiz gideceklerine Roman Neustadter, İsmail Köybaşı, Şener Özbayraklı gibi aşırı verimsiz oyuncular şimdiden satılmalı ve para kazanılmalıdır. Yerinlerine ister yeni oyuncular alın, ister altyapıdan gençleri o bölgelere monte edin. Bir çok seçenek var önümüzde ama bu kararları transfer sezonu sona ermeden önce alabilirsek Fenerbahçe için çok daha iyi olur. Frey’in yetersizliği, Slimani’nin kötü morali ve formsuzluğu eldeki tek forvet olan Roberto Soldado’ya yönlendiriyor bizi. Kendisi de her zaman üst düzey performans gösterebilen oyuncularımızdan olmadığından, forvet ve kanat pozisyonlarına acilen transferler gerektiğini düşünüyorum. Gerçi ayın 18. olmuş bugün, transfer sezonunun yarısı geçmiş ve biz sadece Sadık transferini yapabilmişiz. Çok transfer beklentim olmadığınıda söyleyebilirim. Çok kritik bir döneme giriyoruz. O yüzden öncelikle Ersun Yanal ve ardından Başkanımız Ali Koç’a güvenimin sonsuz olduğunu söylemek istiyorum. Onlarda mutsuzlar. Umarım bu kötü durumdan bir an önce kurtuluruz. 

[fenerbahceliyiz1995]

ALDIK MI COCU’YU?

Sırf Ali Koç Başkan yüzünden katlanıyorum şu Cocu’ya. Dinamo Zagreb takımından 4 gol yemek nedir ya? Üstelik rakibin 2 tane direkten dönen topu var. Bir kaç kez ceza sahamızda karamboller oldu. Yanlış hatırlamıyorsam 2 tane böyle pozisyon oldu. Farkın daha fazla açılması kaçınılmazdı. İlk 11’i görünce Philip Cocu çok büyük ihtimal Beşiktaş derbisini göz önünde bulundurarak bu maçta yedek ağırlıklı bir kadro sahaya sürmek istiyor dedik hepimiz. Olabilir, bu oyunculara da şans verilebilir. Sonuçta hala bu kulübün futbolcuları ve belki de kendilerini kanıtlamak isterler. Ama bunu maalesef saha da göremedik. Bundan daha da kötü oynayabiliriz, 10 gol bile yiyebiliriz belki de Dinamo Zagreb’den. Ama bu kadar ruhsuz ve etkisiz oynayamaz Fenerbahçe takımı. Taraftarlar bunu haketmiyor. Aynı bazı oyuncuların bu formayı giymeyi hak etmedikleri gibi. O yüzden bu çok büyük tepkiler. Beşiktaş derbisine çok büyük bir moral bozukluluğu ile çıkacağız. Sonuçta yine kendi evimizdeyiz. Taraftarlarımız derbi maçına yoğun ilgi gösterecektir. Ama bu oyunla derbiye çıkarsak Beşiktaş karşısına işimiz zor.

Şener Özbayraklı, Roman Neustadter, İsmail Köybaşı, Mehmet Topal, Alper Potuk, Aatıf Chahechoue. İlk 11’de ki diğer oyuncuları saymıyorum. Onlar daha yeni sayılırlar. Ama bu saydığım oyuncular bu akşam göstermiş oldukları performansın ardından bırakın Fenerbahçe formasını, bir BAL takımının dahi formasını giymeyi haketmezler. Böyle umursamazlık olamaz. Yıllardır Fenerbahçe’de oynayan oyuncular bu saydıklarım. Hiç birisi kendini azıcıkta olsa geliştirmez mi? Ekstra biz özellik katmaz mı kendisine? Cılız vücuduyla Alper Potuk sağdan sola, soldan sağa topu sürekli kaybederek oynuyor. Bu oyuncu mu hak ediyor bu formayı? Hasan Ali Kaldırım’a kızıyoruz belki de ama bu dünyada daha da kötü sol bekler varmış. İsmail Köybaşı; hayatın en rezil maçlarından birisini oynadı belki de. Yediğimiz 3. goldeki hali gözlerimin önünden geçtikçe hala çıldırıyorum. Hatta yaptığı bireysel hataların ardından şaşırmıyorum bile artık. Neustadter, 2007 yılından beri takip ettiğim Fenerbahçe’de gördüğüm en yumuşak, en yeteneksiz, en başarısız stoper. İlhan Eker isimli bir stoperimiz vardı. Kendisini bile daha oynardı. Topa müdahale edemez, çok basit savunma yapar, hamlelerinde geç kalır, neredeyse karşısına aldığı oyuncuların 90% kendisini rahatlıkla geçer. Böyle kötü bir savunma hattını hak etmiyor bu takım. Hepsini teker teker anlatmaya kalksam zaten ömrüm yetmez. Fenerbahçe taraftarı görüyor zaten sahada neler döndüğünü. Kimin nasıl oynadığını biliyor. Kimin mücadele ettiğini görüyor, savaşan oyuncuları savaşmayan oyunculardan ayırt edebiliyor. Bireysel hatalar yaparak hem kendi karnesine zarar veren, hemde takımına zarar veren oyuncular nasıl olurda hala bu takımda forma yüzü görebilirler? Bu konu aslında beni en çok endişlendiren durum. Bu oyuncuları yöneticilerde izliyor. Bunları beğendiklerini düşünmüyorum. O halde ne duruyorlar? Bu vasat oyuncular neden hala hak etmedikleri Fenerbahçe’nin oyuncuları olarak kariyerlerine devam edebiliyorlar? Ozan Tufan dahi A2 takımına gönderildi. Bu adamlar hataların Allahını yapıyorlar belki, neden hala bir refleks yok. Radikal kararlar vermek gerekiyor bundan sonra. Bu oyuncularla olmayacak bu çok belli. Kastettiğim kişiler, İsmail, Hasan Ali, Aatıf, Dirar, Neustadter, Topal. Hak etmeyen bu formayı giymesin, savaşmayan giymesin. Ben bundan sonra bunu istiyorum.

Gelelim Philip Cocu’ya. Yemin ederim artık susmayacağım. Sırf Ali Koç Başkanımızın bir bildiği vardır diye hem Damien Comolli’ye güvendik, hem de Philip Cocu’ya. İkiside üst düzey kişiler olabilirler. Geçen yıl zaten berbattık. Bu isimlerin fark yaratmalarını istedik biz. Geçen yılı arar olmak çok üzücü. Philip Cocu o bahsedilen meşhur 4-3-3 formasyonuna ne zaman geçecek merakla bekliyorum. Bu formasyon ve bu taktikle bu takımın oynayamayacağını zaten geçen yıl gördük. Sadece formasyonun değil, oyuncu kalitesininde düşük olduğu apaçık belliydi. Aykut Kocaman geçen yıl bu kadar bireysel hata normal değil demişti. Kendisi çok haklıymış. Bu yıl daha da fazla bireysel hata yapan oyuncular var. Bu oyuncularla daha maalesef takım olunamıyor. Gençleşmek güzel ama kalite asıl önemli olan. Ya gençleşelim diye Elif Elmas oyunuyor, ama bir bakıyosun sol bekte 28 yaşındaki İsmail Köybaşı. Kalite yerlerde. Ya kaliteli oyuncular ile oynamak gerek ya da genç oyuncularla. Genç oyuncularla oynamayı tercih edersek hiç pişman olmayız diye düşüyorum. Bir kaç maç berbat oynarız belki ama oyuncuları kazanmış oluruz. Gelelim bu maçı baz alarak Philip Cocu’ya eleştiriler getirmeye. İlk yarı berbat bir oyundan sonra ikinci yarıya neden aynı kadroyla sahaya çıktık? Tamam, maç başlamadan önce Beşiktaş maçı düşünülerek yedek ağırlıklı bir kadroyla sahaya çıktık ama koskoca Fenerbahçe’nin ilk 45 dakika da ne kadar berbat bir futbol oynadığını da gördük. Daha doğrusu oynayamadığı futbolu. Neden değişiklikler yapılmaz? Daha fazla gol yemeyelim diye daha defansif bir kadroyla ikinci yarıya çıkılabiliriz. Bu da bir taktiktir. Ya, demek ki bir planı var hocanın. En azından gol yememek için uğraşacak diyebiliriz. Ama o da yok. Çok tepkisiz kaldı Cocu. Kadro tercihi zaten yanlıştı. Yapılan değişiklikler teslim olduğumuzun kanıtı gibiydi adeta.

Ali Koç geçen hafta FB TV’de Philip Cocu’yla devre arasına kadar devam edeceğini açıkladı. Ben bu açıklamaların ardından gideceğini düşünmüyorum. Denenecektir. Başkan sabredecektir. Kendisi de belki doğru tercih olmadığını düşünse de böyle yapacaktır diye tahmin ediyorum. Benim düşünceme göre başından hataydı Philip Cocu’nun gelmesi. Fenerbahçe taraftarı en son başarılı olunduğu sezon takımın başında olan Ersun Yanal ismini zaten yıllardır dillendiriyor. Eğer Cocu gidecekse yerine kesinlikle bir kez daha Ersun Yanal getirilmeli. Bunu hakediyor Ersun Yanal. Evet Ersun hoca en son geldiğinde Aykut Kocaman’ın da payının çok büyük olduğu bir kadroya gelip oturmuştu. Ama kendisi bu kadronun nasıl oyanayabileceğini görmüş ve formasyonunu da, taktiğini de buna göre değiştirmiş ve takım üzerinde uygulamıştır. Kendisini Aykut Kocaman’dan ayıran en önemli özellik buydu. Ersun Yanalın 2014 sezonunda bu kadar başarılı olması bence sürpriz bile değildi. O araştırmış, denemiş ve yapılması gerekeni yapmıştı. Hemen şimdi olamasa da belki devre arasında gelecek. Ben hemen yarın gelip başlamasından yana olmama rağmen Başkanımızın alacağı her kararın arkasında olacağım ve destekleyeceğim.

Gelelim derbiye. Aslında moraller çok bozuk. Ama dediğim gibi Philip Cocu biraz akıllıysa artık oyanamak istediği taktiği uygular, derbiden önce kamp yapar, takıma anlatır, ne bileyim bir şeyler yapar. Bu dibe vuruştan sonra vereceğimiz refleks sezonun devamını etkileyecek. O sıçramayı yapmamız lazım. Bence artık riskte almamız lazım. Derbide belki alacağı riskli kararlar tutar belki de ters teper. Ama eğer tutarsa derbi galibiyeti ile birlikte tüm camiada olan kara bulutlar bir nebzede olsa giderilebilir. Bu maç aslında kendisi için çok büyük bir şans. Bakalım Cocu’nun kararını Pazartesi akşamı göreceğiz.

[fenerbahceliyiz1995]

Fenerbahçe dün akşam Atiker Konyaspor deplasmanından genç yeteneği Eljif Elmas’ın atmış olduğu golle Spor Toto Süper Lig’in 5. haftasını galibiyetle tamamlamış oldu. Milli aranın sona ermesinin ardından her takım taraftarları gibi Fenerbahçe taraftarlarıda takımlarının nasıl bir dönüş yapacaklarının merakı içerisindeydi. Yeni transferleri ilk kez izleyecektik. Atiker Konyaspor ise takımımızın derecesini ölçebilmek için gayet sağlam bir takımdı. Ligde özellikle kendi evinde oynadığı maçlarda taraftar desteğiyle birlikte rakibi için zor bir maç atmosferi yaratmayı başaran Konyaspor, bu maçta istediğini alamadı. İlk yarıda iki takımda pozisyon buldu. Fenerbahçe pozisyonlar yaratmaya çalıştı. Özellikle Benzia gayet iyi bir performans sergiledi. Duran toplarda daha iyi olması gerekiyor. Normalde driblingci olan bir oyuncu olmasına rağmen yeteneklerini bu maçta göremedik. Islam Slimani takıma iyi bir uyum sağlamasına rağmen haddinden fazla gol kaçırmaya bu maçta da devam etti. Özellikle kaleci Serkan Kırıntılı ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda ben daha yaratıcı bir şut bekliyordum Slimani’den. Genel olarak bakacak olursak takım yavaş yavaş bir takım olmaya başlıyor. Kalecimiz Harun Tekin bu maçtada mükemmel bir performans gösterdi. Net çıkardığı toplar var. Kendisinin transfer edilmesi çok önemliydi, bunu da oynadığı ilk maçlarda apaçık bir şekilde bizlere göstererek kalede yerini kaptı. Jailson nasıl bir oyuncu daha keşfedebilmiş değilim. Genç bir oyuncu, pek bir sihirini göremedik. Henüz ilk maçı olduğunun farkındayım. O yüzden bekleyelim ve görelim. 

Konyaspor deplasmanından 3 puan almak çok önemliydi. İlk dört maçta sadece üç puan alabilmemiz ve rakiperimizin maçlarını kazanması bu maçı daha önemli kıldı. Bu maçın ardından galibiyet serileri yakalayıp ligin üst sıralarına doğru tırmanmak ve moral bulmak gerekiyor. Sıradaki maçımız deplasmanda Dinamo Zagreb ile. O maçın ardından evimizde Beşiktaş derbisini oynayacağız. Zor bir maç bizi bekliyor olacak. Eğer takımın kimyası pozitif anlamda düzelirse ve gerçekten takım olmayı başarırsak önümüzdeki maçlarda daha iyi sonuçlar alabiliriz. Şu aşamada ligi Avrupa Liginden daha önde tutmamız gerektiğini düşünüyorum. Her ne kadar rakiperi küçümsememem gerekse de bu gruptan çıkabilecek güçte olduğumuzu düşündüğümden ve lige iyi bir başlangıç yapamamamızdan dolayı buraya daha fazla önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. En azından Ekim ayındaki milli maç arasına kadar bu böyle olmalı ki, ligde kaybettiğimiz puanları telafi edebilelim.

Bu arada Eljif Elmas’ın gol atmasına çok sevindim. Ligin başından beri sanki Fenerbahçe’de yıllardır oynuyormuş ve 18 yaşında değilmiş gibi olması beni kendisine hayran bıraktı. Benzia assist yaptı. Çok akıllıca davranarak Eljif’e verdi topu. Kritik bir goldü. Bu golünde genç bir oyuncumuzdan gelmesi çok sevindirici.

[fenerbahceliyiz1995]

Fenerbahçe v Kayserispor

Spor Toto Süper Ligin 4. haftasında evinde Kayserispor’a 3:2 yenilen Fenerbahçe şimdiye kadar sadece 3 puan alabildi. Bu maçta daha güzel bir skor beklerken maç sonunda şok olduk. Aslında ilk yarıda gayet iyiydik. Bulduğumuz pozisyonları değerlendiremedik. Bu maçta da yeterince pozisyona giremedik ve bulduklarımızı da değerlendiremedik. Slimani ilk yarıda bir kaç kez skoru geliştirebilecek fırsatlar buldu. Güzel paslarla ilk yarıda oyunun bazı bölümlerini domine ettik. İkinci yarıdaki kadar kontra atak yapamadı Kayserispor ve pek etkili olamadı. İkinci yarıda ise orta sahamız düştü. Reyes’in orta saha performansı pek iç açıcı değildi ilk maç için. Ben zaten kendisinin stoper pozisyonunda çok daha verimli olabileceğini düşünüyorum. Valbuena ise 90 dakika maç çıkarabilecek bir durumda zaten değil. Kanat oyuncuları ikinci yarıda verimli olamayınca atakta yapamadık. Kayserispor dakika dakika daha baskılı geldi kalemize. Defans hattımız zaten her an patlayabilecek bir bomba gibi. Bir serbest vuruştan beklenmedik bir gol yedik. Birinci ve üçüncü gol dışında yeni kalecimiz Harun Tekin iyi bir performans sergiledi. Golü yedikten sonra da oyuna devam ettik. Bu reaksiyonla güzel bir atak pozisyonunda da sonunda Slimani’den beklediğimiz golü bulduk. Ardından 2:2 oldu. Kayserispor yaratmış olduğu baskıya devam edebildi ve golü buldu. Bu golün ardından Mehmet Ekici oyundan alındı. Mehmet Ekici daha iyi olacak ilerideki maçlarda ama bu maçta oyundan alınması bence maçın kırılma anıydı. O çıktıktan sonra formasyon değişti. Ekici’nin yerine yeni forvetimiz Frey girdi. Hiç beklenmedik bir anda üçüncü golüde kalemizde görünce Philip Cocu risk aldı ve iki değişiklik daha yaptı. Soldado’nun oyuna girmesiyle birlikte sahada üç tane forvetimiz oldu. Orta sahaya ise Reyes’ten de daha defansif olan Mehmet Topal girince zaten topu alıp pas dağıtacak veya kanat oyuncularını topla buluşturucak oyuncu kalmayınca doldur boşalt futbolu görmeye başladık. Eljif Elmas çok iyi mücadele etti. Ama maçın sonlarına doğru o da bocaladı. Forvetlerimiz hepsi aynı yerde toplanmaya başladı. 3:2lik skora iyi bir reaksiyon veremedik. Tepkimiz iyi olmadı, atak bile yapamaz olduk. Yanlış hatırlamıyorsam son dakikalarda Slimani ile bir kafa vuruşu geldi ve Soldado’nun plasesi defans tarafından çelindi. Onun dışında atak yoktu.

Kayserispor ise ikinci yarıya daha iyi başlayan taraftı. Yeni transferi Bilal Başaçıkoğlu mükemmel bir oyun sergiledi ve benden beğeniyi kazandı. Pozisyon yarattılar kendilerine. Bizim defansımızın kırılganlığı ve orta sahamızında düşmesi ile birlikte artan baskılarıyla birlikte golleri buldular. 3. golü atan Chery çok akıllıca bir deneme yaptı ve sonucunu da aldı. Aslında şut istatistiğinin hangi takımın daha fazla atak yaptığını ve gol arayan takım olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Fenerbahçe takımının maç boyunca çektiği 15 şuttan sadece 4 tanesi isabetli olmuş. Kayserispor takımın ise çektiği 20 şuttan 11 tanesi isabetli olmuş. Harun Tekin iki golde hatalı olsa da bu akşam iyi kurtarışlar yaparak belki de farkı önledi özellikle Kayserispor öne geçtikten sonra. Beceriksizdik. Zaten az pozisyona giriyoruz. Bulduğumuz fırsatları da tepince ve rakip takımda çok açık oynayarak kontra ataklarda başarılı olunca böyle bir skor çıktı ortaya. Ayrıca ilginç bir bilgi; iki sezondur Kayserispor ile Kadıköy’de yapmış olduğumuz maçlar 3:3 beraberlikle bitmiş. Bu maçta da 3:3’e yakındı ama Kayserispor maçın son anlarında iyi defans yaparak 3:2 kazandı.

Yeni transfer Reyes orta sahada pek verimli olamadı. Zaten stoper olan yeni transferimiz orta sahamızda da defansif olunca bütün yük Eljif ve Ekici’ye kaldı. İkinci yarıda da dağılınca zaten çöken orta sahamız iyice pasifleşti. Kendisinin ileriki maçlarda Skrtel’in partneri olmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Jailson da kadroya dahil edildiğinde Reyes’e stoper pozisyonuna dönme yolu görünecek. Harun Tekin yediği iki hatalı gole rağmen özellikle ilk yarıda gayet iyiydi. Kayserispor öne geçtikten sonra da bir kaç önemli kurtarış yaptı. Frey oyuna girdikten sonra isteğini gösterdi. Bir pozisyonu değerlendiremedi. Zaten 3:2 olduktan sonra oyuna girdiğinde panik futbolu hakimdi. Forvetlerle top buluşturacak oyuncular pasif olunca kendisi de pek birşey yapamadı.

Milli maç arası iyi kullanılmalı. Artık taraftarın Cocu’ya fazla tahammül edeceğini zannetmiyorum. Ali Koç’un hatrına şimdiye kadar alınan sonuçlara katlandık. Cocu doğru hamleler yapması lazım. İlk onbirin bundan sorma kesinlikle belirlenmesi lazım. Sırasıyla Konyaspor deplasman, Dinamo Zagreb deplasman ve evimizde Beşiktaş derbisi oynayacağız. Bu maçlar kritik. Özellikle ligde kredimizin kalmadığını Cocu’ya anlatamya gerek yok bence. Bu iki maçta da 6 puan alınmazsa şampiyonluk şansımız azalacak. O yüzden bu milli maç arası çok kritik ve önemli. Cocu’yu hala destekliyorum ve artık iyi sonuçlar alacağımıza da inanıyorum.

[fenerbahceliyiz1995]

Şampiyonlar Ligine veda

En son rahmetli Aragones zamanında Şampiyonlar Ligine katılan Fenerbahçe, o sezon sadece 1 puan alarak gruptan haliyle çıkamamıştı. Ondan önceki sezon ise Fenerbahçe tarihinin en başarılı Avrupa sezonunu geçirmişti Şampiyonlar Liginde çeyrek final oynayarak. En son katıldığımızda 2009 yılıydı. Bu yıl da katılamayacak olmamızdan dolayı bu turnuvaya olan hasretimiz bir yıl daha uzadı ve bu süre 10 yıla kadar çıktı.

Fenerbahçeli taraftarlar çok özlediler Şampiyonlar Ligini. Bende özledim. Ama bu futbol ile katılmayı açıkçası istemiyordum. Biz bu kupaya hak ederek katılmalıyız. Bam güm oynayarak, gelecek planları yapmayarak katılmaya çalıştık yıllardır. Çalıştık ama başaramadık. Çünkü ne kendimizi geliştirebildik ne de devamlılık sağlayabildik. Takım olamadık. Sürekli hoca değişti. Oyuncular gitti, oyuncular geldi. Başarılı olmak için devamlılık ve kararlılık şart. Bunlar olabilseydi zaten şu an bu kupaya katılan takım biz olurduk ve Benfica’yı elerdik. Şimdi o açıdan bakacak olursak bu sezon Avrupa Ligine katılmak bence daha doğru. Kendimizi gösterebileceğimiz bir turnuva. Umarım güzelde bir kura çekeriz. Gerçi kura çekimlerinde pek şanslı sayılmayız ama.

Ali Koç başklanlığında Fenerbahçe kulüp içerisinde bir çok yeniliğe gitti. En büyük transfer olarak taraftarı tekrar stada çekmeyi başardı yeni yönetim. Eksik olan şeylerden bir tanesi de buydu zaten. Hatta en önemlisiydi. Yeniden Fenerbahçe sloganlarıyla çok güzel bir reklam kampanyası başlatıldı. Ama gerçekten yeniden Fenerbahçe istiyorsak aslında yapmamız gereken bir şey daha vardı. O da bu takımı tekrar baştan kurmak. Bu benim fikrim, katılanlar olur veya olmaz. Ama bu futbolu beğenen çok Fenerbahçeli olduğunuda düşünmüyorum. Renktaşlarımızın bu konuda düşünceleri nedif bilmiyorum ama eğer Ali Koç şu an bize maddi olarak zorluk çıkaran oyuncuları elden çıkaracağız ve genç oyunculara yöneleceğiz, geleceğin takımını kuracağız, belkide Avrupa kupalarında yer alamayabiliriz deseydi vereceğim destek şu ankinden daha az olmazdı. Ben artık Fenerbahçe’nin futbol branşında başarıdan öte doğru yönetim görmek istiyorum. Doğru hamleler, vizyon, oyuncuları küstürmeme, oyuncu yetiştirme, altyapı yatırımları gibi yenilikçi ve doğru olan adımlar görmek istiyorum. Şimdiye kadar hep kısa vadeli hedeflerle sezonlara başladık. Hiç nasıl gerçekleştiğini sorgulamadığımız transferler, yaşlı yıldız hastalıkları derken hem takımımız yaşlandı, hemde toplama bir takım olduk. Ayrıca kulüp kasasında milyon eurolar uçtu gitti, neredeyse hiç bir gelir getirmeden. Sorun şu, biz efektif ve kompakt bir takım olamadık. Alışkanlığı ve bir futbol kültürü olan bir kulüp olmamız gerekiyordu. Bunu yapabilmek için ise şu anki yönetim biçiminden vazgeçmemiz lazım. Bence bu akşamdan sonra tam da radikal kararlar alma zamanı. Ben kalede Berke’yi, stoperde Yiğithan’ı, Oğuz Kağan’ı, Eljif’i, Ferdi’yi, Barış’ı görmek istiyorum. Genç oyunculara bol bol şans veren, kadrosunda gerçektende yetenekli olan oyuncuları barındıran, oyuncu yetiştiren, oyuncu parlatan bir takım görmek istiyorum. Bu nedenle bir çok oyuncuyla veda edilmeli. Bu aslında sezon başında yapılmalıydı. Yapılmadı, farklı yöne doğru ilerlendi. Yönetimi her türlü destekliyorum. Ben doğru adımları atacaklarına inanıyorum. Umarım Fenerbahçe’nin aydınlık geleceğini daha da parlatırlar ve bizim umudumuzu kırmazlar.

Giuliano benim çok beğendiğim bir oyuncuydu. Oyuncuydu diyorum çünkü şu son maçlarda sanki sahada Giuliano adında bir oyuncu yokmuş gibi oynadı yıldız sambacımız. Ardından Valbuena. Geçen yıl Aykut Hocayı bir çok kez eleştirmiştim neden Valbuena ilk 11’de başlamıyor diye. Ama hocam haklıymış. Valbuena ayağında top tutmayı dahi beceremeyen bir oyuncuya dönüştü ve böyle oyunculardan nefret ederim. Neredeyse sahada kaldığı sürenin bir çok bölümünde yerde. Ardından Andre Ayew. Ayew de yetenekli bir oyuncu olabilir ama bence o da bu yılın hayal kırıklıklarından bir tanesi olacak. Umarım yanılırım. Slimani’nin ilk maçını çok merak ediyorum. Roberto Soldado bence kaliteli bir forvet. Ama kendisi en fazla yedek olur bu takımda. Mehmet Topal bir iyi bir kötü. Ben kendisini çözemedim. Emre Belözoğlu’nun olduğu sezonlarda gözü kapalı kendisini yazabilirdik ilk 11’e. Tamamlayıcıydı ama artık o da o eski etkisini gösteremiyor. Roman Neustadter benim en beğenmediğim oyuncu. Kendisi nasıl yıllarca Bundesliga’da forma giyebilmiş çok şaşırıyorum. Schalke takımının ilk 11 oyuncusu değildi belki ama kadroda dahi bulunması bile çok şaşırtıcı. Tahammül edemiyorum artık kendisine. Bir stoper biraz akıllı olması lazım. Kendisinde boy var ama kullanamıyor. Ardından müdahaleleri çok yumuşak. Sanki ayağını topa sokmak istemiyormuş gibi bir izlenim veriyor ve bu oyuncu profili benim hiç beğendiğim bir profil değil. Geldiği ilk sezon o boyuna rağmen Batalla’dan kafa golü yemiştik. Ardından Volkan Demirel her yıl bizleri üzüyor. Takımın kaptanı, sevilen de bir oyuncu. 40 yaşına kadar da oynamak istiyormuş. Olur, oynayabilir ama bence yedekte olur. Harika bir yedek kaleci olur kendisinden bundan sonra. Eljif Elmas’a nazar değmesin, harika bir oyuncu. Bu yıl bizleri bir çok maçta mest edecek gibi duruyor. Aynı şekilde Barış. Kendine de çok güveniyor. Attığı çalımlar, yapmak istedikleri ve fikir dolu pasları onun büyük bir futbolcu olmasında büyük rol oynayacak. Başarılı bir futbolcu. Ferdi’yi de çok merak ediyorum. Bence kendisi de bu kadroda yer alabilecek kapasitede bir oyuncu. Ozan Tufan ve Salih Uçan konusunda ben çok duygusal yaklaşıyorum. İkiside henüz daha yaşlanmadı. Hala geç sayılırlar. Onları kaybetmemek gerekir diye düşünüyorum. Eğer Cocu Hoca bu iki oyuncuyu kadroda düşünmüyorsa, bu yıl bir Süper Lig kulübüne kiralanmalarının en doğru seçim olduğu düşüncesindeyim.

Elenmemize rağmen yinede umutluyum. Philip Cocu bence başarılı bir hoca. Kendisi 4-3-3 sisteminde oynamak istiyordu ama sırf Giuliano da bu kadroda yer alabilsin diye takımı 4-2-3-1 gibi bir sisteme doğru kaydırdı. Giuliano’dan da olmayacaksa bence kafasındaki sistem ve kadroyu artık kurması ve netleştirmesi lazım. En geç 2 maç sonunda Fenerbahçe’nin bir ideal ilk 11 kurulması gerekiyor ki bu yıl ligde ve Avrupa Liginde başarılı olalım. Bu süre daha fazla uzarsa ve biz sürkeli hala bir kadro kurma arayışında olursak o çok istediğimiz başarı bu yıl yine gelmez. Bundan korkuyorum. Ama umutluyum, kendisini de destekliyorum.

E benim yooorlamam bu kadar.

[fenerbahceliyiz1995]

Hastalığa kapılan takım

Yeni Malatyaspor deplasmanında 1:0 yenilen Fenerbahçe iki de iki yapma şansını kaçırdı. Ligin henüz 2. haftasında olduğumuzun farkındayım ama lige iki maçta iki galibiyetle başlamak haliyle daha güzel olurdu.

Benfica’ya elenmemizin ardından kadroda bazı değişikliklerin iyi olabileceğini sadece ben değil bir çok Fenerbahçeli söyledi. Philip Cocu’da bunun farkında olacak ki Yeni Malatyaspor maçında kadroda değişikliğe gitti. Şener ilk onbirde oynadı. Slimani’nin ilk resmi maçıydı. Fenerbahçelileri çok mutlu eden Barış’ta ilk onbirdeydi. Uzun zaman sonra Mehmet Ekici’de forvet arkası pozisyonunda yerini aldı. Lakin hala kalede Volkan Demirel, stoperde Neustader, orta saha hala Topal-Josef ikilisi ve sol bekte Hasan Ali vardı. Özellikle Topal-Josef ikilisi sanki Fenerbahçe anayasasının ilk maddesiymiş gibi nedense her hoca bu ikili ile başlamayı tercih ediyor. Bu ikili çok zor bozuluyor. İki defansif orta saha ile birlikte Fenerbahçe ne top yapabiliyor, ne ceza sahasında çoğala biliyor, ne top dağıtılıyor. Hiç bir şey olmuyor bu ikiliyle, resmen Fenerbahçe’nin el freni gibi. Giuliano’nun son maçta ki yetersizliğinden dolayı ilk onbir de yoktu bugün. Hatta maçtan sonra bazı kaynaklar Giuliano’nun transfer olduğunu söyledi. Philip Cocu’da basın toplantısında açıkladı gittiğini. Teklifin ise 10 milyon Euro olduğu ortaya çıktı. Çok gerekli bir oyuncu olmadığını düşünüyorum çünkü Philip Cocu’nun Fenerbahçe’ye 4-3-3 oynatmasını istiyorum. Ve Brezilyalı 10 numaramıza da bu taktikte maalesef yer yok. O yüzden bence satılabilir. Transfer sezonunun da kapanmasına çok az bir süre kaldı. Bu gelecek olan bonservis bedeliyle kesinlikle bir stoper ve bir 8 numara almamız gerektiğini düşünüyorum. Eğer olursa bir sağ bek ve bir sol bek transferlerininde gerçekleşmesini gerektiğini düşünüyorum. Son 2 haftada belki bu 4 transfer olamayabilir ama en gerekli olan pozisyonlara, eğer Giuliano satılırsa, transferler şart gibi görünüyor. Ayrıca takımızda bulunan futbolcuların neden bu kadar uyumsuz, ardından gerizekalıca ve yeteneksizce oynadıklarını anlamıyorum. Uzun yıllardır bu hastalık sanki üzerimize yapışmış gibi. Kim gelirse gelsin değişmiyor, üzerimizden atamıyoruz.

Aziz Yıldırım ayrılıp Ali Koç geldikten sonra Fenerbahçeliler çok umutlandı. Bende umutlandım. Ali Koç’un başkanımız olmasından dolayı da çok mutluyum. Bu değişikliğin doğru olduğuna inanıyordum. Hala da inanıyorum ve kendisine desteğim tam. Varmak istediğim nokta şu; Ali Koç geldikten sonra takımında farklı oynayacağı düşünüldü belki de. Bu olmadı çünkü elimizde ki mevcut kadro hala aynı. Çok büyük değişiklikler olmadı kadroda. Oyuncu kalitesi hala aynı. Yine tekrarlıyorum belki ama Ali Koç başkan gençler dışında herkesi satıyoruz ve yolumuza gençlerle devam ediyoruz deseydi dahi benim desteğim hala tam olacaktı. Sonuçta hep destek tam destek. O bakımda ben bu maçtan sonra Cocu’nun köklü değişikliğe gitmesini umuyorum. Özellikle kalede Volkan Demirel’in şu anda çok üst düzey seviyede performansının düşük olduğundan dolayı yerini Berke’ye devretmesi gerekiyor. Artık değişim şart. Üzerine gelen top resmen gol oldu ve gole çok şaşırdım. Gerçi geçen sezon Göztepe deplasmanında ve en son Benfica maçındaki yediği hatalı gollerden sonra çokta şaşırmamak lazım aslında.

Tekrarlıyorum, Philip Cocu ve Ali Koç’a güvenim tam. Bir gün takımımızın üst seviyelerde futbol oynayacağına ve çok rekabetçi bir hale geleceğinden eminkm. Hayalimiz bu sonuçta. Bunun içinde uğraşacağız. Yeter ki Fenerbahçe’nin büyük taraftarının istediği seviyede olsunlar, bu bize yeter.

Bence önümüzde ki hafta deplasmanda oynayacağımız Göztepe maçının ardından transferlerinde tamamlanmasıyla birlikte bir ideal ilk onbir oluşturulmasından yanayım. Aslında vakit geldi ve geçiyor bile belki ama bu bizim ülkemizde gayet normal. Hataların farkına varmakta biraz çok geçikenlerdeniz. İlk onbirinden belirlenmesiyle birlikte bir süreklilik kazanacağımıza eminim. Artık hem lig, hem de Avrupa Ligi maçlarımız olacak. Güzel bir sezon geçirerek hem 20. şampiyonluğumuzu ve 4. yıldızımızın başarısını kutlamak, hem de UEFA Şampiyonlar Ligine direkt katılmak bu yıl ulaşmamız gereken hedefler.

Benim Fenerbahçe için düşündüğüm en ideal kadro: ilk önce taktik 4-3-3. Kalede Berke Özer. Transferler tabii münkünse yeni bir sağ bek. Ama bize uygun olanından. Yoksa Isla. Stoper’e yeni bir transfer, olmazsa Mehmet Topal, yanına Skrtel, sol beke transfer, olmazsa Hasan Ali. 6 numara pozisyonunda Josef Souza, yanlarında 8 numara olarak Eljif Elmas ve yeni transfer, olmazsa Mehmet Ekici, sağ kanat Andre Ayew, sol kanat Barış Alıcı ve forvet pozisyonunda ise Islam Slimani. Volkan, Şener, Valbuena, Ozan Tufan, Ferdi Kadıoğlu ve Roberto Soldado ise kesinlike yedeklerde bulunmaları gereken futbolcular. Benim Fenerbahçe için en ideal bulduğum kadro bu.

Önümüzdeki maçı kazanmak ümidiyle. Şimdiden başarılar Fenerbahçe!

[fenerbahceliyiz1995]

Trabzon maçı

Sezona çok iyi başlayan ve muhteşem futboluyla taraftarını coşturan Fenerbahçe takımı ligin 3. Haftasında evinde Trabzonspor’u ağırladı ve 1:1 berabere kaldı. Fenerbahçe’nin golünü Gary Rodrigues kaydederken, Trabzonspor’un golünü Caleb Ekuban attı.

En son evimizde oynadığımız Gazişehir maçında çok presli ve ofansif oyanayarak daha ilk dakikalarda golleri bulup maçı 5:0 kazanmıştık. Ülker Stadyumu’nda oynayacağımız tüm iç saha maçlarının böylesine baskılı ve harika futbol ile geçeceğini düşünüyorum. Trabzon maçında bile 10. saniyede öne geçebilecekken, ilk 10 dakikada rakibimizi kendi yarı sahasına adeta hapsederek ve bol pozisyonlar bularak geçirdik. Bu maçtaki temel sorunumuz pozisyonları değerlendirememekti. 21 şutun 9’u isabetli, 1 gol olmuş. Ayrıca 7 şut kalenin yanından auta çıkmış. Pozisyona çok kolay girebilen Fenerbahçe, cömertçe golleri harcadı ve maçın belki de ilk yarıda farkla kapanmasını kendisi engelledi. 1:1 olduktan sonra dahi pozisyonlar bulan Fenerbahçe, bu şansları değerlendiremedi. Beni en çok çıldırtan ise Tolga Ciğerci’nin pas tercihleri oldu. Geçen hafta Başakşehir deplasmanında Ozan Tufan’ın sağ bek olarak oynamak zorunda kaldıktan sonra orta sahada ki boşlukta şans bulan Tolga, 1 asist yapmış ve maç boyunca en çok koşan oyuncular arasına girmişti. Geçen hafta oynadığı futbolu bu hafta oynanan derbiye taşıyamayan Tolga, Gary ile birlikte bu maçtaki en büyük hayal kırıklığımdı.

Trabzonspor çok kompakt ve kontra atakla oynadı. Bu oyunla pozisyonlarda yakaladılar. Altay’ın kurtardığı bir kaç tehlikeli pozisyonlar var kalemizde. Ama genel olarak maça bakacak olursak Fenerbahçe bugün 2 puan kaybetti. Bu bol ofansif ve baskılı futbola 1:1 beraberlik yakışmadı ve bunun kendileride farkında bence. Maçı bu kadar fırsat yakalamamıza rağmen kazananamız beni üzdü. Önümüzdeki günlerde Millî maçlar olduğundan bir ara olacak. Yeni transferlerle birlikte iyi bir hazırlık yaparak Alanyaspor deplasmanına tüm konsantrasyonumuzla hazırlanmamız lazım. Haftaya 9 puanla lider olan Alanyaspor’u mağlup ettiğimiz taktirde tekrar liderlik koltuğuna yükseleceğiz. Ancak Alanyaspor’unda 3’te 3 yaptığını, Erol Bulut’un oyuncularının çok etkili oynadıklarını unutmamamız lazım. Çok kritik bir maç bizi bekliyor olacak.

[fenerbahceliyiz1995]

Spor Toto Süper Ligin 8. haftasında Fenerbahçe evinde Medipol Başakşehir ile 0:0 berabere kalarak puanını 8′e yükseltmesine rağmen 15. sırada yer aldı. Geçen hafta 14. olan Fenerbahçe bu hafta bir basamak daha geriledi. Oyun olarak bakarsak Fenerbahçe oyununu tam anlamıyla daha oturtamadı. Geçen haftaki Rizespor felaketinden sonra büyük bir reaksiyon göstereceğini düşündüğüm Fenerbahçe o patlamayı gerçekleştiremedi. Geçen hafta kovulacağı konuşulan Philip Cocu bu maçtada farklı bir formasyonla sahaya çıktı. Hafta içi oynanan ve Fenerbahçe’nin 2:0 kazandığı Spartak Tranava maçında maça 3-5-2 taktiğiyle başlamıştık. Bu maçta ise 4-4-2 gibi bir formasyon vardı sahada. Orta sahada Reyes ve Jailson, Eljif Elmas sol kanat, Andre Ayew sağ kanat ileri de ise Slimani ve Frey ikilisi. İlk yarıda pek etkili olamayan takımımız ikinci yarıda daha iyi oynamaya başladı. Özellikle ikinci yarıda Başakşehir’e ilk yarıdaki kadar pozisyon vermeyen Fenerbahçe, rakip kalede pozisyonlar buldu. Ayew ve Eljif Elmas bana göre mutlak gol olması gereken iki poziyonu gole çeviremediler. Pozisyonları değerlendiremeyen Fenerbahçe’de oyuna Soldado, Mehmet Topal ve Benzia girdi. Benzia’yı son iki maçtada ilk 11 oynatmayan Cocu, neden maç içerisinde takım gol ararken Reyes’i çıkarıp en az Reyes kadar defansif oyun ortaya koyan Mehmet Topal’ı oyuna aldı hala anlamış değilim. O yüzden Cocu’nun bazı tercihleri tartışılabilir. Şampiyonluk şansı zaten zor. Fazla diyecek birşey yok. Bu milli maç arası Ersun Yanal için çok doğru bir zamanlama olabilir diye düşünüyorum. Bu hafta Cocu’ya çok fazla eleştiri yapılmadı geçen haftaya nazaran ama maç sonrası yine Ersun Yanal sesleri yükseldi statta.

Bir kaç kelime kadro dışı olayları hakkında da söylemek istiyorum. Fenerbahçe camiası 3 Temmuz’da bir bütün olarak kendini hala ayakta tutabilmiş bir camiaydı. Hemen hemen herkes kulübününe, başkanınına ve oyuncularına destek verirdi. Büyük bir direniş göstermişti. Şu ana baktığımızda ise tam tersini görüyoruz. Camia Azizciler, Aykutcular, Ersuncular, Ali Koçcular gibi bölünmüş durumda neredeyse; hatta neredeyse demek yanlış bölünmüş durumda. Birileri Volkan Demirel’in arkasında dururken diğerleri Volkan Demirel’e büyük tepki gösteriyor. Başkan dün açıkladı. Salı günü detaylı bir şekilde anlatacak nedenlerini. Aatıf ve Dirar’ın kadro dışı kalma sebebi ile Volkan Demirel’in kadro dışı kalma sebebinin farklı olduğunu açıkladı. Bekleyip göreceğiz nedenini. Ama şunuda demek gerekiyor; yıllardır Fenerbahçe’de kalecilik yapan ve hatta kaptan olan bir oyuncuya böyle bir son kesinlikle yakışmaz.

[fenerbahceliyiz1995]

Fenerbahçe çukur’da, kurtarıcısını bekliyor!

Geçen hafta iyi ki de Alanyaspor’u mağlup edebilmişiz. Eğer onları da yenemeseydik şu an 10 puan ile 17. sıradaydık. Fenerbahçe düştü düşecek, şu an çukurun içerisinde ve kurtarıcısını bekliyor. Kurtarıcı Ali Koç, Fenerbahçe için uğraşıyor ve çabalıyor. Şu an takımın başındakiler düşürdü bu takımı çukura. Eski yönetiminde var hatası, tek başında onlara yıkamayız tüm bu olanları. Ama Ali Koç’a yardım edecek birisi lazım. O da Fenerbahçe’nin kurtarıcısı Ali Koç’a yardım edecek olan bir diğer kurtarıcı. Yeni teknik direktör lazım bu takıma. Philip Cocu sadece görevden alındı. Şu anda hala sözleşmeli bir çalışan kendisi. Erwin Koeman çok iyi bir yardımcı antrenör bence, henüz Fenerbahçe’ye teknik direktörlük yapabilecek kapasitede değil. E o zaman kim lazım? Aykut Kocaman gitti, istenmedi. Planlarımıza uymuyor dedi. Zaten Konyaspor ile anlaştı. Taraftarın en az 80% avaz avaz bağırarak Ersun Yanal‘ı istediğini haykırsa da getirilmedi ve iş inada bindi. Her iki başkan sebeplerinin belli olduğunu, görüşmediklerini ve görüşmeyeceklerini belirtti. Hatta Ali Koç siz benim hayal ettiğim Fenerbahçe’yi anlayamamışsınız dedi. Bu iki güçlü aday olmayacaksa kim olacak? Fenerbahçe’yi kurtaracak hiç kimse yok mu? Sezon başında herşey planlı programlı hazır derken plansızlığın kitabını yazmaktayız bu sezon.

Ayrıca Ersun Yanal konusuna tekrar geri dönmek istiyorum. Kendisinin özel yaşantısı hiç kimseyi ilgilendirmez. Zamanında Fenerbahçe teknik direktörüyken antrenman saatlerini kadınlara göre ayarladı diye bir iddia ortaya atıldı. Hatta o dönem Fenerbahçe kadrosundan bir grup futbolcunun kendisini istemediğini yönetime bildirdikleri söylendi. Zamanın başkanı Aziz Yıldırım kendisini görevden aldıktan sonra bu takımı o değil ben şampiyon yaptım dedi. Ersun Yanal: Ne yapacaklar, başarıyı mı cezalandıracaklar dedi. Tüm bu olaylar 2014 senesinde oldu. Bu adam, yani Ersun Yanal ne yaptı? Neden kimse çıkıp açıklamak istemiyor? Sebebini taraftar bilmek istiyor. Neden yönetim bu kadar inatlaşıyor? Ali Koç kendinisi neden istemiyor? Neden hayal ettiği Fenerbahçe’de Ersun Yanal’a yer vermiyor? Ersun Yanal vatan hainliği mi yaptı, pardon ama pezevenklik mi yaptı, sahtecilik mi yaptı, dolandırıcılık mı yaptı, hangi suçu işledi? Fenerbahçe’yi nisan’da şampiyon yaptı, son yılların en güzel futbolunu oynayan bir takım yarattı. Taraftar onu çok sevdi, gerçektende başarı mı cezalandırılıyor yoksa bunun arkasında başka bir şey mi var? Ersun Yanal’ı çok seviyoruz, Ali Koç başkanımızı da çok seviyoruz, ama en çok Fenerbahçe’yi seviyoruz. Bu rezil kadroyla rezalettende daha kötü futbol oynayan bu takımdan keyif almıyoruz, Fenerbahçe’nin küme düşme hattında bulunmasından keyif almıyoruz, Ağustos’tan beri sadece Bursaspor, Konyaspor, Spartak Trava ve Alanyaspor’u mağlup ettik ve koskoca 4 ayda sadece 4 galibiyet aldık. Bunları yaşamak istemiyoruz, kahrediyor bizi.

Eski başkan Aziz Yıldırım’ın başarısı ortada, yaptıkları ortada, kötü yanları ortada. Kendisi Fenerbahçe için hapis yatarken Fenerbahçe’nin bu büyük taraftarı yürüyüşler düzenledi, her yerde haykırdı. Büyük mücadele verdi, Aziz başkan hapis yatarken Fenerbahçe taraftarının kenetlenmesini sağlayan en önemli kişilerden birisi olan şu an ki mevcut başkanımız Ali Koç’un etrafında toplandı. O zamanlardan bu zamanlara geldi kendisine duyulan sevgi ve güven. Bunu kendisi yarattı elini taşın altına koyarak. Ardından Aziz Yıldırım yapabileceği en büyük hatayı yaptı. Kendisi özgürlüğüne kavuştuktan sonra kulübün sahibinin kendisinin değil taraftarın olduğunu unuttu. Taraftarlarla diyaloglara girdi, bizleri azarladı, şampiyonluk kutlamasında bir taraftar grubuna paralı köpekler dedi, sizi bir daha bu stada sokmam dedi, sokmadı. Tarihimizin en büyük futbolcularından Alex de Souza’yı gönderdi. Orada farklı bir konu var belki ama neyse geldi geçti, şu an önemli olan bu sezon. Tüm bu sıkıntıları ve sınırlamaları çekmekten bıkan taraftar üzerine bir de sportif başarısızlık eklenince yeter artık dedi. Mevcut başkanımız Ali Koç’u bir kurtarıcı olarak kabul etti aynı 2011’deki gibi. Seçim öncesi büyük kalabalıklar oluşturdu taraftarlar Ali Koç’un her konuşmasında ve sonunda da tarfatarın istediği oldu. Ben hala Ali Koç’u çok seviyorum ve kendisine çok güveniyorum. Kendisi farklı planlar kurdu kafasında, gerçektende hayal ettiği Fenerbahçe’nin kesinlikle bu olmadığına eminim. Kulübü profesyonellikle yöneteceğiz dedi. Bazı konularda öyle de oldu. Ama bazı konularda da çok amatörce davrandı. Bunlar hatta normal ve olabilir şeyler. Sonuçta yeni başkan ve bu büyük beklenti sonucunda büyük bir kredisi var taraftar nezdinde kendisinin. Ama hata üstüne hata yaptı, verdiği bazı kararlar yanlıştı, şu andaki inadının yanlış olduğu gibi. Kendisi bizim iyileşebilmemiz ve daha da güçlü bir yönetim olabilmemiz için bizleri eleştirin, biz bunlara açığız dedi. Biz seni seviyoruz başkanım. Hem Fenerbahçemizin hemde senin başarılı olman o kadar çok istiyoruz ki. Senin vereceğin her kararın arkasında olacağım şimdiye kadar olduğu gibi. Biliyorum şu an sende felaket durumdasın ve Fenerbahçe’yi bu bataklıktan kurtarabilmek için neler yapabilirim diye kafa yoruyorsun. Ama bu sefer olsun be başkanım, bu sefer kader yüzümüze gülsün ve güneş doğsun bunu istiyoruz.

Trabzonspor’u son yıllarda içeride ve dışarıda mağlup eden Fenerbahçe bu sezon yenildi. Kendileri de çok formda değillerdi ama bizim daha da formsuz olmamız, daha da kalitesiz bir kadroya sahip olmamız aslında en büyük etkendi. Özellikle geçen hafta Malatya’dan tarihi fark yedikten sonra bunu yapmayı başardılar. Maç hakkında detaya girmeye hiç gerek yok. Son iki maçtaki galibiyetler bizleri çok şaşırttı ve yanılttı. Biz çıtayı tekrar yükseğe koymuştuk halbuki Galatasaray maçında savaşan bir takımı gördükten sonra. Burada Erwin Koeaman’a da kızamayız. Kendisini çok iyi bir antrenör olduğunu düşünüyorum, yeni gelecek teknik direktörümüzün yanında böylesine kaliteli birisinin olması lazım. Transferleri herkes dile getirdi aslında, bu yıl oluşturulan kadro çok zayıf ve yetersiz. Üstelik kalitesiz, fark yaratacak oyuncu yok denilecek kadar az. Genç potansiyelli oyuncularımız var ama takımda gerçekten kaliteli diyebileceğimiz oyuncular Mathieu Valbuena ve Martin Skrtel var. İkiside maalesef 33 yaş ve üzerindeler. Bu takımın komple yenilenmesi lazım. Bazı oyuncarda inat etmemek lazım. Gönderin gitsin kimse Fenerbahçe’den daha büyük değildir. Sıkıntı çıkarırsa satın gitsin, satılmazsa kadro dışı bırakın yeterki oynamasınlar. Neustadter senden nefret ediyorum, gördüğüm en yumuşak stopersin. Yumuşak ve stoper kelimelerini yan yana koyduğumda bile olmuyor, uymuyor, seninle hiç olmuyor. Lugano ve Bruno Alves gibi savaşçı ve güçlü stoperleri gören ben senin bu takımın kapısının önünden geçmeni dahi yanlış bulurken sen bu takımın ilk 11’inde oynuyorsun sürekli. Hiç kimseyle de uyumlu değilsin. Resmen çubuk gibisin. Tanam tek suç onda da değil. Herkesi tek tek saymak istemiyorum. Skrtel, Eljif, Ferdi, Barış, Berke, evet Ozan Tufan ve Salih Uçan, Jailson, Yiğithan, Oğuz Kağan ve diğer genç oyuncular dışında hepsini satın. Bunları da içlerine katarak bir kaç eksik bölgeye kaliteli transferlerle hem umut veren genç bir oyuncu gurubu oluşturmuş oluruz ve hemde bence başarılı olma şansımızda olur. Allahtan Slimani, Ayew ve Benzia çöplerini transfer etmemişiz ve sadece kiralamışız. 0 katkıları var bu 3 oyuncunun takıma. Birbiriyle çok uyumsuz oyuncular oluyorlar saha da bunlarla birlikte ilk 11miz. Bana kalsa geri gönderelim bunların hepsini sil baştan yapalım ama işte lanet olası FFP var. Buna rağmen bu çöp yıldız transferlerini nasıl yapabildik o da ayrı bir konu.

Son olarak bu taraftar şampiyonluk falan istemedi sezon başından beri zaten. Ali Koç’ta bizden mucize beklemeyin dedi. Biz bu kadar kötüsünü beklemiyorduk ama düzelme ve iyileşme potansiyelimizin hala var olduğunu düşünüyorum. Diğer büyük takımlarda çok formsuzken bu sezon biz rahat şampiyon olabilirdik, ama imkansıza yakın dereceye biz kendimiz getirdik bu şansımızı maalesef. Bende Ersun Yanal’ı isteyen bir Fenerbahçe taraftarı olarak umutla bekliyorum o haberin geleceği günü. Ali Koç başkanımız daha iyi kimi bulabilir bilmiyorum. Şimdiye kadar inadını sürdürdüğüne göre bundan sonra da bu yoldan dönmeyeceğini tahmin ediyorum. Ama en son umutlar ölür demişler, bekleyip görelim. Hayattaki çoğu şeyden daha çok önemsediğimiz Fenerbahçemiz iyi olsun, bu bataklıktan kurtulsun yeter. Bunları görelim yeter.

[fenerya]

ÖNEMLİ DUYURU

Birkaç gün önce futbol takımının göstermiş olduğu performans nedeniyle Cocu’ya olan desteğimize son verdiğimizi ve Ersun Yanal’ı destekleme kararı almıştık ve Sayın Başkan Ali Koç’u tüm taraftarlar baskı altına almıştı, biz de dahil.

Ancak başkanımızın yaptığı açıklamalardan görmekteyiz ki, Fenerbahçe içerisinde çok daha fazla çetrefilli hadiseler yaşanmaktadır. Yönetimin derdi başından aşkındır.

Sayın Philipp Cocu’ya, takım içerisinde yaşadığı ihanetten kaynaklanan başarısızlığından ötürü yüklendiğimiz, kendisini ciddi şekilde eleştirdiğimiz ve hatta görevden alınmasını isteyerek üzerindeki baskıyı arttırdığımız için; özür dileriz.

Yönetim kanadından açıklama beklemiyorduk ancak Ali Koç ile birlikte her şeyin değiştiğini ve her şeyin kamuoyuyla dürüstçe, saf ve net halde paylaşıldığını görmekteyiz. Aynı özrü, yönetim üzerinde oluşturduğumuz olumsuz havadan dolayı önce Sayın Başkan Ali Koç’tan ve yönetim kurulundan da dileyerek kendilerinin haklarını helal etmelerini talep ediyoruz. 

Volkan Demirel konusunda yazdığımız yazımızda bazı haklılık paylarımızın olduğunu düşünmekle beraber, olayın aslını bilmeden başta Cocu’yu ve yönetimi kasten eleştirdiğimiz için; başta değerli Fenerbahçe’nin değerli teknik direktörü Philipp Cocu’dan ve yönetimimizden tekrardan özür dileriz. Efsane kaptan Volkan’dan da yaptığı hata ve üstlenemediği sorumluluktan dolayı özür dilemesini ve takıma sahip çıkmasını beklemekteyiz.

Bundan mütevellit Fenerya; Camiaya Sesleniş ile Sayın Başkan veya yönetim tarafından herhangi bir kriz anında açıklama yapılmadan; resmi kanatlardan bildiri gelmeden ahkamda bulunmayacak ve kuruluşumuzdaki Değişim Beyannamesine ithafen Fenerbahçe’nin çıkarları neyi gözetmekteyse onu uygulayacaktır. Bundan böyle Fenerbahçe için yapmamız gerekeni ani reflekslerle değil ince eleyip sık dokuyarak, kılı kırk yararak kararlaştıracak ve öyle uygulamaya alacağız. ‘’4 MAÇTA 3 YENİLGİ’’ yazısında birçok şeyi belirtmiştik ve bunların arkasında durmuştuk. Yeniden aynı ruhla bunların arkasında duracak ve sayın Başkan ile yönetimin tamamen destekleyerek, olayların perde arkasını incelemeden yargılamada bulunmayacak Fenerbahçe’ye ait olan neyse onu yapacağız. 

Tüm camiamızdan özür diliyoruz.

FENERYA TARAFTAR PLATFORMU - 10.10.2018

NE MUTLU SENİ SEVENE, YAŞA FENERBAHÇE!