#edeceğini
Explore tagged Tumblr posts
Text
Burada açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 yıl içerisinde yıkılan binaların yeniden inşa edileceğini ve sahiplerine teslim edeceğini ifade ederek, "10'ar bin lira vatandaşlarımıza vereceğiz. Çadırlarda kalmak istemeyen vatandaşlarımıza da kira bedelini ödemek suretiyle konutlara geçmelerini sağlayacağız. 1 yıl itibariyle vatandaşlarım kalabilecek" dedi.
Burada açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 yıl içerisinde yıkılan binaların yeniden inşa edileceğini ve sahiplerine teslim edeceğini ifade ederek, “10’ar bin lira vatandaşlarımıza vereceğiz. Çadırlarda kalmak istemeyen vatandaşlarımıza da kira bedelini ödemek suretiyle konutlara geçmelerini sağlayacağız. 1 yıl itibariyle vatandaşlarım kalabilecek” dedi. via IFTTT
View On WordPress
#&8220;10&8217;ar#açıklamalarda#bedelini#bin#binaların#bulunan#burada#Çadırlarda#Cumhurbaşkanı#dedi.#edeceğini#ederek#edileceğini#erdoğan#geçmelerini#İçerisinde#İfade#IFTTT#inşa#Instagram#istemeyen#itibariyle#kalabilecek&8221;#kalmak#kira#konutlara#lira#merzifon#ödemek#sağlayacağız.
0 notes
Text
LAN MAL
#azıcık keyfin yerine geldi diye tüm kötü olayları sırtlanıp hayatına devam edeceğini düşünemezsin#benim aşırı optimistlik beni öldürcek#hadi Allah güç kuvvet veriyor da#iki güldün diye de saçma sapan kararlar alamazsın#23
6 notes
·
View notes
Text
ne bileyim arkadaşlar, şu serin vakitlerde Allah size öyle güzel kapılar açsın ki dağa taşa gülümseyecek, şükrünü nasıl eda edeceğini bilemeyecek mutluluğu yaşatsın size. bana da açsın öyle kapılar inşallah..
178 notes
·
View notes
Text
Sabah oldu, karanlık perde tamamen yırtıldı, her gece kendini yeniden var edeceğini bilerek.
60 notes
·
View notes
Text
İş ortağım
Her şey çalıştığım iş yerinde Erdal adında yeni evli bir arkadaşın işe girmesiyle başladı. Erdal benden iki yaş büyüktü. Ara sıra işyerine gelen karısıyla da tanıştırdı beni…
Gül benimle aynı yaştaydı. Güzel, seksi, yuvarlacık hatlarıyla, uzun bacaklarına güvenerek giydiği mini etekleriyle harika bir kadındı. Gerek Gül, gerek Erdal ile kısa sürede samimiyetimiz arttı, kafalarımız uyuyordu. Her konuda rahatça konuşabiliyorduk, zevklerimiz hemen hemen aynıydı.
Aramızdaki ilişki koyulaşıp ilerledikçe, kanka konumuna yükselen arkadaşlığımız derinleştikçe Erdal'ın garip bir huyu olduğunu öğrendim zamanla... İş yerindeki kadınlarla ilgili geyik muhabbetleri yaparken listeye karısını da ilave etmeye başladı. Bana sürekli karısıyla olan yatak odası ilişkilerini anlatıyordu.
"Kanka, benim karı çok azgın!" dedi bir gün…
"Eve girer girmez üstüme atladı!" diyordu benden hiç çekinmeden… Zamanla daha çok ayrıntı vermeye başladı,
"Şu pozisyonda siktim!" , "Şöyle soktum!" , "Böyle inledi!" , "Kasıla kasıla orgazm oldu!" gibi sözlerini sık sık duyar oldum.
"Karım doymak bilmiyor kanka..! Yatakta çok yoruyor beni…" gibi sürekli karısıyla nasıl seks yaptığını anlatması ilk başlarda bana tuhaf gelse de, sonradan bunları anlatmasını bekler oldum. Sonunda bir sohbet sırasında,
"Kanka, bak sana ne göstericem. Ama ölümü gör, aramızda kalacak." diyerek telefonunu uzattı bana…
Merakla alıp baktım, çırılçıplak bir kadın, yatakta poz vermiş, yüzü görünmüyor. Vücut yapısından bir şeyler tahmin ediyordum ama yine de buna cesaret edeceğini zannetmemiştim.
“Nasıl? Güzel değil mi?” diye sordu. Resmi büyütüp büyütüp bakıyordum kadının her yerini iyice inceledim. İri memeler, tertemiz kaymak gibi amı, her şeyi meydandaydı.
“Of, kanka… Harika bir kadın… Tam sikilecek pozisyonda poz vermiş. Her yeri mükemmel, taş gibi… Ne amcık vardır bunda…” dedim sonunda… Sertleşen sikimi pantolonumun üstünden oğuşturarak zaptetmeye çalışıyordum bir yandan… Gözleri parladı,
“Kanka, karımın resmi bu… Gül…” dedi heyecanla… Tahmin ettiğim şey gerçekti, karısının çırılçıplak, amı götü meydanda resimlerini gösteriyordu bana… Yine de gözlerime inanamadım. Tekrar tekrar baktım resme… Evet, oydu, karısıydı.
“Gerçekten mi? Erdal, sen baya ilerlettin işi kanka… Gerçekten, Gül mü bu?”
“Evet kanka… Karımın resimleri… Sen doymadın galiba bakmaya… Hem de inanmadın sanki bana… Dur, başka resimler de var. Onları da göstereyim sana…”
Gösterdi. Diğer resimlerde yüzü de görünüyordu. Her şeyiyle mükemmel bir seks abidesiydi karısı… İçim gitti. Telefonu geriye verdim.
“İyisin valla Erdal… Ne güzel, sana çırılçıplak poz veren bir karın var. Peki neden bana gösterdin bu resimleri? Bekar adamım, senin yüzünden evde kaç posta otuzbir çektireceksin bana…”
“Hoşuma gidiyor kanka, elimde değil. Zevk alıyorum. Ne yapayım, ben böyleyim işte… Cuckold olayı acayip tahrik ediyor beni… İstersen sana da atayım Gül'ün resimlerinden… Karımın çıplaklığına, amcığına götüne bakıp otuzbir çekersin. Ne diyorsun buna?”
“İnanamıyorum kanka…” diyebildim. “Demek karının amını görmemden zevk alıyorsun ha? Peki… Madem istiyorsun, akşam karının resimlerine bakıp bakıp asılırım artık… Yarın söylerim sana, karını hayal ederek kaç posta attığımı…”
“Off… Karımın amına bakıp otuzbir çekeceksin kanka… Gül'ümü siktiğini hayal edeceksin, sikini okşarken boşalacaksın, döllerin fışkıracak karım için… İnan şu anda benimki taş gibi oldu. Söylemesi bile sertleşmeme yetiyor inan...”
Zamanla Erdal bu olayı iyice ilerletti. Artık karısıyla seks yaparken fotoğraflar ve videolar çekip bana gösteriyordu. Karısına sakso çektirirken... Gül'ü altına almış, iki büklüm yapmış vaziyette sikerken... Seksi iç çamaşırları giymiş veya çırılçıplakken…
Bir erkeği tahrik edip sikini kaldırabilecek, şehvetten delirtebilecek bir sürü fotoğraf ve videolar...
“Nasıl poz veriyor sana böyle?” dedim bir gün, öyle pozisyonlarda çekmiş ki kendilerini… Uzaktan, yakın plan amına girerken, götünü sikerken… “Çoğu kadın bacaklarını bile göstermez, senin Gül hiç çekinmiyor bakıyorum.”
“Sana söylüyorum, inanmıyorsun kanka… Benim karım azgın diyorum. Hoşuna gidiyor böyle pozlar vermek, o da teşhircilikten, çırılçıplak poz vermekten zevk alıyor. Gündüz ben evde yokken sikiş resimlerimize bakıp kendini okşuyormuş.”
Erdal'ın karısı Gül dediğim gibi genç, güzel, taş gibi, çok seksi, biraz zayıf, bembeyaz teni olan biri, ama özellikle tahrik edici olan sesiydi. Konuşmasını duymak bile resmen insanın sikini kaldırmaya yetiyordu.
Fotoğraflara ve videolara bakarken, karısıyla çırılçıplak sikişen Erdal'ın sikinin küçük bir şey olduğunu görmüştüm. Artık benim bütün odağım Gül olmuştu. Fırsat buldukça Erdal'la sohbet etmek ve bir şeyler içmek için bahane uyduruyor, sık sık onlara gidiyordum.
Resimlerinden ve videolarından o kaymak gibi amcığının her ayrıntısını bildiğim, sakso çekerken kocasının küçük sikini boylu boyunca kavrayışını, o narin dudakların hırsla emişini, orgazm olurken attığı zevk çığlıklarını bildiğim kadına hasta oluyordum. Karşımda hanım hanımcık oturan bu azgın kadının hep yakınında olmak istiyordum...
Erdal da anlıyordu elbette… Evlerinden neden çıkmadığımı, sık sık neden bir bahane uydurup onlara damladığımı gavur gibi biliyordu. Pek şikayetçi de sayılmazdı, hatta kendisi çağırıyordu evlerine…
Karısı karşımda otururken açılan eteğinden sergilediği güzel bacaklarına bakarken dalıyordum bazen… Başımı çevirdiğimde kocasının gülerek beni izlediğini görüyordum. Gül içeriye gittiğinde bana dönüyor,
“Karımın çıplak resimlerine bakmak kesmedi galiba kanka… Gözünü ayıramadın bacaklarından… Bir şey görebildin mi bari, külodunu gösterdi mi sana?” diyerek kahkahayı basıyordu pezevenk… Gülmesini duyan karısı yanımıza gelirken cümlenin sonunu yakalıyordu,
“Neye gülüyorsunuz bakayım siz? Kim külodunu göstermiş?”
“Aşkım, bu benim abaza kankam var ya… Bugün muhasebedeki mini etekli kızın külodunu görücem diye deli oldu da… Ona gülüyorduk.” diye geçiştirdi…
“Aman ne meraklısınız bacak görmeye… Ondaki bacak bende de var aşkım…” diyerek mini eteğini biraz daha yukarı çekip bacaklarını gösterdi bize… İkisi de birbirinden çılgındı bu karı kocanın…
İki ay önce ev sahibim kiramı aşırı yükseltmişti ve ben kirası daha uygun başka bir kiralık ev arıyordum. Bir gün Erdal karşılarındaki dairenin boşaldığını, kirasının da uygun olduğunu, kaçırmamamı söyleyince hemen tuttum ve oraya taşındım.
Artık karşılıklı dairelerde, hep birlikte yaşıyor gibi olmuştuk. Fırsat buldukça akşam yemeklerini beraber yiyor, içiyor, televizyondan dizi, film izliyor, beraber bolca zaman geçiriyorduk. Tabii ben sürekli Gül'ü dikizliyor, adeta gözlerimle sikiyordum.
İlerleyen haftalarda birbirimize iyice kaynaşmış ve bunun neticesinde Gül ile iyice samimi olmuştum. Artık yanımda iyice rahatlamıştı. Kısa ve açık şeyler giymeyi seviyordu zaten, artık benden hiç çekinmiyordu. Erdal ara sıra takılıyordu karısına,
“Aşkım, biraz daha kısa giy istersen, kankam iyi göremiyor bacaklarını…” diyerek gülüyordu. Benim yüzüm kızarırken karısı aldırmıyor,
“Ne diyorsun sen aşkım?” diyerek gülüyordu.
“Ne bu kızım, bu kadar mini etek giymişsin. Üstün başka alem, memelerin yarısı meydanda… Çocuğun canı çekecek seni göre göre… Bekar adama otuzbir mi çektireceksin akşam akşam…” Karı koca kahkahayı patlatıyor, ben de biraz utanmış, biraz şaşkın vaziyette gülmeye, onlara katılmaya çalışıyordum.
O bembeyaz güneş görmemiş teni canlı canlı gözlerimin önündeydi. Bazen el şakası bahanesiyle dokunuyordum ve teninin o tazeliği, pürüzsüzlüğü beni kendimden geçiriyordu.
Bir hafta sonu onlarda akşam yemeği yedik. Yemeğin üstüne de Erdal'ın açtığı viskiden içtiğimiz birkaç duble ile gece yarısını etmiştik. Televizyonda film izlerken içim geçmiş ve kanepede uyuklamışım. Erdal'ın beni dürtmesiyle uyandım, gözlerimi açıp bakındım. Gül yoktu yanımızda... Erdal,
“Kanka, miskin miskin uyuma, biraz hareket edelim.” Uykum açılmıştı bile, bu deli herif ne planlıyordu acaba? Doğrulup merakla yüzüne baktım,
“Gül yine azdı, ille de sik beni diye tutturdu. Ben birazdan karımı sikicem. Yatak odasında beni bekliyor. Kapıyı aralık bırakayım, istersen sen de gizlice bizi sikişirken izlersin!” dedi.
Bir yandan da pis pis sırıtıyordu. Gerçekten tuhaf bir insandı bu Erdal... Benim bir şey dememe fırsat vermeden karanlıkta süzüldü gitti yatak odasına... Böyle bir şey yapmasını beklemem lazımdı aslında… Karısıyla sikişirken videolarını çeken, benimle paylaşan kocadan her şey beklenirdi.
Biraz sonra içerden belli belirsiz fısıltı ve şapırtı sesleri gelmeye başladı. Yavaşça yatak odasının önüne gittim. İçerisi gece lambasının loş kırmızı ışığıyla aydınlanıyordu, ama Gül'ün çıplak beyaz teni ay gibi parlıyordu.
Yatağın önündeydi karı koca... Gül ayakta duran Erdal'ın önüne diz çökmüş, benimkinin yarısı kadar büyüklükte olan sikini iştahla yalıyordu. Sikim bir anda kalkmıştı onu öyle görünce...
Gül bir süre Erdal'ın sikini yalayıp emdi. Sonunda Erdal karısını ayağa kaldırıp dudaklarına yumuldu. Deli gibi, hırsla, şehvetle öpüşüyorlardı. Erdal Gül'ün dolgun dudaklarını öpüp emerken, elleriyle de götünü avuçluyordu. Onları böyle izlemek kafamı allak bullak etmiş, sikim kazık gibi olmuştu.
Erdal, ayağa kaldırdığı Gül'ün arkasına geçip çömeldi. Yüzünü Gül'ün götünün yanakları arasına soktuğunda, Gül çıldıracak gibi oldu ve
“Ohhhhh!” diye inledi, sonra da yalvarırcasına, “Yala hadi beni! Hadi yala, ne olursun...” demeye başladı.
Erdal Gül'ün götünün yanaklarını iki eliyle iyice ayırıp ağzını amına yapıştırmış, şapırtılı sesler çıkararak amını götünü yalıyordu. Gül ise gözleri kaymış, Erdal'ın götünün yanaklarına yaptığı destekle ayakta durabiliyordu.
Biraz daha yaladıktan sonra Erdal ayağa kalktı, yüzü Gül'ün zevk sıvılarıyla iyice ıslanmış, parlıyordu. Gül yatağa sırt üstü uzanırken, Erdal sinsi bir bakış attı kapıya, beni görünce sırıtarak göz kırptı.
Gerçekten deliydi bu Erdal ve beni de kendine uydurmuştu. Ben de pantolonumu indirip zonklayan sikimi serbest bıraktım ve tekrar içeriyi izlemeye başladım.
Erdal, zevkten iyice ıslanmış olan Gül'ün amının girişine dayamıştı sikini. İyice kendinden geçmiş olan Gül iki eliyle Erdal'ı belinden asılarak içine istiyordu, ama Erdal sikini sürekli yukarı aşağı sürtüp Gül'ü delirttikçe delirtiyordu.
“Hadi aşkım sok içime sikini, hadi yar beni!” deyince sonunda Erdal var gücüyle bastırdı.
“Ohhhhh!” diye bir inleme koptu Gül'den. Erdal'ın sikini amında hissetmekten müthiş bir zevk aldığını görebiliyordum saklandığım yerden. Gül Erdal'ın boynuna sarılıp dudaklarına hırsla yumuldu.
Erdal belini oynatmaya, yavaşça pompalamaya başladı. Gül'ün zevkten gözleri kaymış, bacaklarını Erdal'ın beline dolamış vaziyetteydi. Dudaklarını ısırarak amına girip çıkan sikin verdiği zevkle inliyordu. Erdal da,
“Aşkım... Güzel amcıklım benim... Dar amcıklı orospum benim!” diyerek var gücüyle Gül'ün kaymak gibi amını sikiyordu.
Elimi tükürükleyip kayganlaşan parmaklarımla sikimi sıvazlamaya başladım. Manyak herif, benim onları izlediğimi bilerek, beni delirtmek, daha çok tahrik etmek için konuşuyordu böyle, emindim buna…
Dakikalarca sürdü bu sahne... Hırsla, vahşice sikişiyorlardı. Gül bacaklarını Erdal'ın bacaklarına sarmıştı şimdi. Kocasının acımasız köklemelerine zevk çığlıkları ile karşılık veriyor, dudakları titriyor, iki eliyle Erdal'ın belini tutmuş, amına daha çok köklemesini istiyordu.
“Ohhhh!” diye bir çığlık kopardı Gül, sonra da, “Dayanamıyorum... Geliyorumm kocacım..." diye kıvrandı. Erdal da ona homurtularıyla eşlik ediyordu.
Ve birden o videolarında defalarca izlediğim Gül'ün kasılması başladı. Amının o anda Erdal'ın sikini sağdığına emindim. Zaten Erdal da daha fazla dayanamadı ve var gücüyle son bir kez altında çırpınmakta olan Gül'ün amına kökleyip kasılmaya başladı. Erdal da boşalmıştı.
Manzara mükemmeldi. Hayvanlar gibi sikişen bu çifti izlerken otuzbir çekerek deli gibi asılıyordum. Gül'ün o pürüzsüz amının kenarından dışarıya taşan zevk sıvıları ve kocasının dölleri kendimden geçmeme yetmişti. Hiç boşalmadığım kadar boşalıyordum avucuma.
Döllerimi yerlere damlatmamaya özen göstererek banyoya gidip temizlendim. Geri geldiğimde içeriye bir bakış attım, çırılçıplak ve sarmaş dolaş uykuya dalmışlardı. Bir süre yatakta yatan şehvetli ve isterik kadının çıplak, bembeyaz tenli bedenine baktım.
Daha az önce boşalmama rağmen sikim taş gibi olmuştu. Ama yapacak bir şeyim yoktu. İçeri dalıp Gül'ü pezevenk kocasının yanında sikmeyi düşündüm bir an, ama sonra vaz geçtim.
Ne tepki vereceğini bilemezdim. Kocasıyla aynı şeyleri düşünmüyor olabilirdi Gül…Ben de geri salona döndüm. Artık kafama koymuştum, bir yolunu bulup Gül'ü sikmem lazımdı...
Ertesi gün birlikte kahvaltı yaptıktan sonra, Erdal Gül'e çaktırmadan benimle konuşmak istediğini söyledi. Benim eve geçip birer bira açtık ve anlatmaya başladı.
“Biliyorsun, daha önce sana söylemiştim. Uzun zamandan beri Cuckold olayına ilgi duyuyorum. Bu olay beni aşırı derecede tahrik ediyor kanka… Adeta deliriyorum.”
“Biliyorum sapık herif… Dün gece de harikaydınız, çok güzel siktin karını… Siz yatakta, ben de kapının önünde boşaldım.” diyerek güldüm.
“Her zamanki halimiz arkadaşım. İnan hep böyle bu kadın… Delirtiyor beni sikişirken… Hele dün gece senin bizi sevişirken izlediğini, otuzbir çektiğini bilmek de zevkimi ikiye katladı.”
“Eee, kanka? Şimdi benden ne istiyorsun? Bu kadar önemli olan ne?” dedim. Yüzüme baktı Erdal... Söylesem mi söylemesem mi diyordu, çok belliydi. Sonunda,
“Kanka, bunu çok düşündüm inan… Artık bu cuckold işini bir adım daha öteye taşımak istiyorum.”
“Nasıl yani?” Derin bir soluk alıp derdini döküverdi bir anda,
“Nasıl var mı işte kanka… Ben… Ben senin karımı sikmeni istiyorum… Ama ben de izleyeceğim siz sevişirken… Gizlice… Sen karımı sikerken ben bir şekilde röntgenleyeceğim sizi…”
Doğrusu hiç şaşırmadım buna… Zaten karısını sikmek için fırsat kollamaya başlamıştım. Bir punduna getirip sikmeliydim o seksi kadını… Şimdi bunu bizzat kocasından teklif olarak duyunca ağzım kulaklarımda kabul ettim elbette…
“Ama ufak bir sıkıntı var kanka... Karımın bu konulardan haberi olmasını istemiyorum. Gül, seninle sevişirken kocasını aldattığını, beni boynuzladığını sanmalı... En azından şimdilik... Belki böylesi onun için daha da zevkli olur aslında… Adrenalin patlaması yaşar.”
“Peki, karın kabul edecek mi bunu?”
“Ben elimden geldiğince seni Gül'e anlattım, her fırsatta methettim. Gül de zaten seni çok seviyor, beğeniyor seni...”
“Vay anasını kanka… Desene işimiz pek zor değil öyleyse…”
Erdal ile oturup iyi bir plan yaptık. Öncelikle Erdal yorgun, hasta ve keyifsiz olduğunu söyleyip Gül'e bir hafta hiç dokunmayacaktı. Her gün, her gece sikişmeye alışmış karısını duvara tırmanır hale getirip, sonra da öylece bırakacak, memlekete gidecekti.
Öyle de oldu. Bir hafta sonra Erdal memlekete gidiyorum diyerek benim eve geldi saklandı. Planımıza göre ben de o gün akşam yemeklik malzemeleri alıp, Gül ile birlikte yemek için kapısını çaldım.
Gül kapıyı açtı ve beni içeri davet etti. Üzerinde göğüslerini belli eden beyaz ince bir tişört vardı. Altında ise siyah renkte tayt vardı. Eli yüzü kıpkırmızıydı, sanki ateşi varmış gibiydi.
Onu biraz tanıyorsam, amını parmakladığı resimlerini, kocasıyla sikiştiği videolarını gördüğüm, kocasının altında sikişirken canlı izlediğim kadın, ben kapıyı çaldığımda kesin mastürbasyon yapıyordu.
Erdal bir haftadır karısına elini sürmemişti ve kalıbımı basarım, Gül kesin azgınlıktan delirmek üzereydi.
Birlikte mutfağa geçtik. Ona güzel bir yemek hazırlayacağımı söyledim. Yine o sik kaldıran şuh kahkahasını attı ve sonra dilini çıkarıp dudaklarını yalarken,
“Mmmm, desene bu gün tıka basa doyacağım!” dedi.
Pembe dilinin etli dudaklarını yaladığını görünce içim eridi birden… İçimden (Doyuracağım seni yavrum... Hem karnını yemeğe, hem amını yarağa doyurucam!) dedim.
Yemekleri hazırlarken mutfakta bana yardım etti. Arada ona sürtünmeyi ve dokunmayı ihmal etmiyordum.
Mutfak dardı ve mecburen sürekli birbirimize sürtünmemiz gerekiyordu. Bilerek her seferinde onu önümden geçmeye mecbur bırakıyor ve o güzel götüne önümü bastırıyordum.
Gül hiç tepki vermiyor, aksine o geçişlerini elinden geldiğince yavaşlatıyordu. Gerçekten iyice kızışmıştı, benim birşey yapmama gerek kalmadan o üzerime atlayacaktı anlaşılan…
Yemeği masaya servis ederken gecenin biraz daha ısınması için getirdiğim viskiyi de masaya koydum. Bunu yapmamı Erdal istemiş, içkinin onu daha da isterik bir orospuya çevirdiğini söylemişti. Erdal ile içerken bazen Gül bize eşlik ederdi zaten.
Küçük yemek masasında çok yakın oturmuştuk, bacaklarımız birbirlerine değiyordu. Sikim kazık gibi olmuştu. Gül viskinin verdiği gevşemeyle bacaklarımı okşamaya başlamıştı. Hiç konuşmuyor, sadece birbirimizi süzüyorduk.
Aklımdan onun Erdal ile sikişirken çıkardığı inleme sesleri ve orgazm kasılmaları geçiyordu. Ve bu gece o güzelliğin tadına bakma fırsatını bana bizzat kocası olacak pezevenk sunmuştu.
Ama işi dayanabildiğim kadar uzatmak ve Gül'ü adeta kudurtmak istiyordum. Ne kadar azdırırsam o kadar ateşli sevişeceğini biliyordum.
Yemekten sonra yine elimden geldiğince götüne sürtünerek gelip geçtim. Artık viski onu iyice gevşetmiş, bilerek gelip önümde oyalanır olmuştu. Götünün o sıcaklığını ince taytının üzerinden hissedebiliyordum. O da götünü iyice bana yaslayıp adeta sikimi içine davet ediyordu.
Artık iş o kadar uzamaya başladı ki, nerdeyse boşalacaktım. Neyse ki mutfaktaki işimiz bitmişti, ama ikimizde de artık film koptu kopacaktı. Ben lavaboya giderken, Gül de terlediğini ve üzerini değiştirmesi gerektiğini söyleyip kendini yatak odasına zor atmıştı.
Ben ondan önce lavabodan çıkıp mutfağa geçtim, ikimize birer kadeh daha viski hazırlayıp salona geçtim. Artık son noktayı koymanın vakti gelmişti. Biraz sonra Gül de salona gelince dilimi yutacaktım.
Göğüslerinin büyüklüğünü meydana çıkaran minik bir gecelik giymişti. Gecelik tam olarak erotik iç çamaşırı sayılmazdı. Ama ancak kendi kocasının yanında, yatak odasında giyilebilirdi. Başka bir yerde, yabancı bir erkeğin yanında giyilecek bir giysi değildi.
Gül'ün yüzünde de heyecan ve karışık duygular belirmişti. Şeffaf gecelik kumaşından minicik tanga külodunu görebiliyordum. Geceliğin boyu o tanga külodun hemen altında bitiyordu zaten, kısacıktı.
Sütyen yoktu içinde. Meme uçlarının pembemsi koyuluğu ve kabarıklığı belli oluyordu. Gözlerimi ince geceliğin altında sergilenen hazinelerine diktim. Gülümseyerek,
“Gül… Geceliğin çok seksiymiş!” dedim.
“Sen yabancı sayılmazsın canım... İyice sıcak bastı!” dedi.
Gerçekten beni istiyordu, onu sikmemi istiyordu. İncecik şeffaf kısa geceliği bütün güzelliğini meydana çıkarmıştı, uzun ve çıplak bacaklarını, güzel götünü zor kapatıyordu.
Eline içkisini tutuşturdum. Hemen çaprazıma oturdu. Otururken özenle geceliğinin eteğinin sıyrılmasına dikkat etti. Bacak bacak üstüne atmıştı. Götünün bir yanağına kadar görünse de o beni delirten tazecik şeftalisini bacakları kapatmaktaydı.
Sohbet havadan sudandı, ama odanın havası seks yüklüydü. Tıpkı hayvanların çiftleşmeden önce yaptığı gibi birbirimizi tava getirmeye çalışıyorduk.
Bacak bacak üstüne atmışken vazgeçti, bacağını indirip sürekli hareket ettirmeye başladı. Tangasından taşmış amı bir görünüp bir kayboluyordu. Onun gözleri de önümdeki kabarıklıktaydı. Birden kumandaya uzanıp,
“Hadi film izleyelim!” diyerek televizyonu açtı, sonra da kalkıp salonun ışığını dimerden kısıp geldi, yanıma oturdu. O baştan çıkarıcı kokusu kendimi kaybetmeme sebep olmuştu. Bana dönüp,
“Ne izleyelim?” dediğinde burunlarımız birbirine değecek kadar yakındı ve birden dudağına yapıştım.
Öyle iştahla öpüşüyordu ki nerdeyse dilimi kopartacaktı. Dudağına bir ısırık atıp kendimi kurtardım. Erdal'a söz vermiştim, karısını sikerken onun da izlemesini sağlayacaktım. Ama Gül,
“Seni istiyorum!” dedi. Uzun parmaklarıyla düğmelerini açtığı gömleğimden vücuduma öpücükler kondurup aşağılara iniyordu. Öyle azmış bir hali vardı ki, kendini kaybetmiş gibiydi. Fazla zaman kaybetmeden pantolonum ve boxerimden de kurtulmuştu.
“Offf, ne kadar büyük sikin! Erdal'ın siki bunun yarısı kadar…” diyerek yirmi santimlik sikimi eline almış, gözleri parlayarak inceliyor, sikimin başına küçük öpücükler konduruyordu.
Ayağa kalktım ve üzerimdekileri tamamen çıkardım. Çıplak vücudumu hayranlıkla izleyen Gül'ü de ellerinden tutup ayağa kaldırdım ve tekrar dudaklarına yumuldum. Öpüşürken üzerindeki gecelikten de kurtuldum. Sonra da ondan yatak odasına geçip jartiyer çorap giymesini istedim.
İstemeye istemeye yatak odasının yolunu tuttu Gül. Ben de o arada benim evde beklemekte olan Erdal'a mesaj atıp gelebileceğini yazdım.
“Gelebilirsin kanka… Senin azgın karını sikmek üzereyim. Yatak odasına gönderdim. Benim için jartiyer giyecek orospu karın… Biraz sonra yarağı karıcığının kızışmış amcığına geçiricem. Kaçırma istersen, çabuk gel…”
Garip bir duyguydu. Ben arkadaşımın karısını sikecektim ve o gizlice bizi izleyecekti. Bana karısını siktiği videoları izletirken duyduğu heyecanın aynısını yaşıyordum şu anda… Tek farkı Erdal bizi canlı izleyecekti.
Bu durum beni daha da tahrik ediyordu. Artık sikim zonklamaya başlamıştı ve yatak odasına gidip bir an evvel sikimin sızısını geçirmek istiyordum.
Yatak odasının kapısına geldiğimde, Gül arkası kapıya dönük, siyah dantelli bir jartiyer giyiyordu. Doğrusu çok zevkli kadındı. Üzerindeki son bez parçası olan tangadan da kurtulmuştu. Gece lambasının loş ışığında kabarmış ve ıslaklıkla parlayan amı ve siyah jartiyerin vücuduyla oluşturduğu kontrast çok tahrik ediciydi.
Onu jartiyerini giyene kadar izledim ve arkadan yaklaşıp o dolgun memelerini bir elimle mıncıklayıp boynuna öpücükler kondurmaya başladım. Elini arkaya atıp sikimi avuçladı ve
“Mmhhhh!” diye inledi. “Epey kalınmış senin şeyin…” diyerek inledi.
“Kalındır benim yarak… Sen bir de amcığına soktuğumda gör onu…” diye yanıtladım kulak memesini emerken…
“Terbiyesiz…” diyerek kikirdedi. “Amıma sokacakmış yarağını…” Kulak memesini emmemden huylanmış, dudaklarımdan, dilimden kaçırmaya çalışıyordu bir yandan da…
Gül'ü yavaşça yatağa sırt üstü uzattım. O da beraberinde beni bacaklarının arasına çekmiş, hırsla boynuma sarılmıştı. Dudaklarıma, boynuma her yerime öpücükler konduruyor, elleri sabırsızca omuzlarımda, kollarımda, sırtımda, belimde dolaşıyordu.
Sikim taş gibi olmuş, hareket ettikçe Gül'ün ıslak amına sürtünüp duruyordu. Dudaklarımı öpmüyor, adeta yiyor, somururcasına emiyordu. Dillerimiz birbirini okşuyordu. Dudaklarımı kurtarıp,
“Ağzına al yavrum!” diyerek üzerinden kalktım. Doğruldu ve hiç vakit kaybetmeden etli dudaklarını araladı.
Kalın sikimi ağzına almaya çalışıyordu. E tabii, Erdal'ın minik boy sikine alışkın olduğundan, benim sikimi almakta zorlanıyordu. Kırmızı loş ışıkta Gül'ün açılıp kapanan o narin dudakları harika görünüyordu.
Birden kapı aralığından bizi izleyen Erdal'ı fark ettim. Benim yönüm kapıya dönüktü, Gül'ün ise sırtı... Erdal sırıtarak, heyecan içinde, gözlerini fal taşı gibi açmış, bizi izliyordu. En küçük bir ayrıntıyı kaçırmak istemiyor gibiydi. Küçük sikini çıkarmış bizi izleyerek sıvazlıyordu.
Deliydi bu adam... Ben karısını sikmek için fırsat kollamaya başlamışken, o bana karısını kendi elleriyle ikram etmişti. Birazdan onun tazecik, körpe karısının tadına bakacaktım. Var gücümle sikimi onun o narin amına kökleyecek, altımda zevkten bayıltana kadar sikecektim.
Ve bu imkanı bana kocası olacak pezevenk sağlamıştı. Bunu düşünmek bile beni delirtiyordu. Sikimi karısının ağzına kökledikçe duyulan boğuk sesler, nefessiz kalan karısının çırpınmaları, beni daha da kendimden geçiriyordu.
Gül'ün başını tutup sikimi ağzından çıkardım. Dakikalarca sikimi yalayan ıslak dudaklarına yumuldum. Vahşice öpüşmeye başladık. Tekrardan yatağa uzattım ve memelerini yalayıp aşağıya indim, o ıslanıp kabarmış şeftalisine yumuldum.
Amcığının tadı, kokusu harikaydı. Amını şapırdatarak yalıyor, akan zevk sularını büyük bir iştahla yutuyordum. Gül kendinden geçmiş, saçlarımı çekiştirip duruyor, bir taraftan da kıvranıyor,
“Ohhh, çok güzelll, harikaaa!” diye inliyordu. Beni gazladıkça daha bir iştahla yalıyordum. Dilimi amının en dibine kadar sokup orda dolandırıyor ve geri çıkarıyordum. Arkadaşımın karısını resmen dilimle sikiyordum. Biraz sonra o adım gibi bildiğim, artık tanıdığım kasılmaları başladı, orgazm oluyordu. Zevk feryatları eşliğinde beni bacaklarıyla sıkıştırarak dakikalarca kasıldı.
Neden sonra durulunca ayağa kalktım ve bacaklarının arasındaki yerimi aldım. Gül başını kaldırmış sikime bakıyordu. Biraz önce yalaya yalaya zevk sularını akıttığım amcığına bu kez kol gibi kalın, kavisli sikimi dokundurdum. "
“Ohhhh!” diye bir inleme kopardı, müthiş bir zevk aldığını görebiliyordum. Arkadaşımın karısı altımda onu sikmem için kıvranıyordu. “Hadiii!” diyerek bana ellerini uzatıp üzerine çekmeye çalışıyordu. “Beni mi istiyorsun?” diye sordum.
“Evet seni istiyorum!” dedi hırsla, ardından şehvet dolu bir sesle,
“Sikini istiyorum... Beni sikmeni istiyorum!” diye ekledi. Bunları kocasının da dinlediğini bilmek beni çileden çıkartıyordu.
“Hadi içime sok artık şunu... Sik artık beni... Dayanamıyorum!” diye feryat edip altımda kıvranıyordu azgın kadın...
Sikimi gövdesinden tutup o ıslak amcığına sürttüm biraz, klitorisine bastıra bastıra ileri geri yaptım. Jartiyerli dizlerinden tutup bacaklarını ikiye ayırdım. Şimdi amı tam anlamıyla önümde serili vaziyetteydi. Yavaş yavaş yüklenmeye başladım çizgi gibi duran tazecik amına... O kadar dardı ki, girmekte zorlanıyordum. Olanca gücümle bastırınca nihayet sikimin başını sokabildim. Kalanını da sokacaktım. Gül,
“Ahhh, acıyor, acıyor!” diye altımda ciyaklıyor, elleriyle de yüklenmemi engellemeye çalışıyordu.
Biraz bekledikten sonra sikimin başıyla yavaş yavaş git gel yapmaya başladım. Rahatlaması için kilitorisini okşuyor, eğilip memesine ve dudağına şehvetli öpücükler konduruyordum.
Sikim Gül'ün amında milim milim ilerliyordu. Zevkten gözleri kaymış, belimi tutan elleri kasılmış vaziyetteydi. Dudaklarını ısırarak içine giren sikime dayanmaya çalışıyordu. Amcığı ateş gibiydi, daracıktı ve tazecikti. Dayanacak gücüm kalmamıştı artık, bir hamlede kalanını kökleyiverdim amına. Kasıklarımız birleşince Gül bir çığlık kopardı,
“Aaahhhh! Yandııımmm!” diye yankılandı sesi... “Ahhh! Yavaş... Yavaş sik ne olur... Yardın beni... İkiye ayrıldım sanki... İçim yanıyor... Amım yanıyor!” diye feryat ediyordu.
Üzerine uzanıp iyice altıma aldım, yavaş yavaş gidip gelmeye devam ediyordum. Biraz sonra acının yerini zevk çığlıkları almaya başladı.
“Ohhhh, devam et aşkım, sik beni, daha hızlı sik!” diye inliyordu. Kocaman sikimi arkadaşımın karısına hırsla sokup çıkarıyordum. Gül bacaklarını açabildiği kadar ikiye ayırmıştı. Ellerini belimde, kaba etlerimde dolaştırıyor, kasılmış bir vaziyette, sürekli inliyor, çığlıklar atıyordu.
Kendinden iyice geçmiş, gözleri kaymıştı. Teni sıcaktan ve şehvetten kıpkırmızı olmuştu. Yine o defalarca videolardan izlediğim orgazmına ulaşmaya yaklaşmıştı. Bu kez şahane kadın benim altımdaydı. İçindeki benim sikimdi.
Hırsla sikiyordum, kapıda bizi izlemekte olan kocasına kadın nasıl sikilirmiş göstermek istercesine, sikimi dibine kadar kökleyip çıkarıyordum. Gül elektrik çarpmış gibi sarsılmaya başladı. Aslında kendimi kasmasam ben de onunla birlikte boşalabilirdim, ama elimden geldiğince ilk sikişimizi uzatmak istiyordum.
Sikimi dibine kökleyip dudaklarına hırsla yumuldum. Gül orgazm olurken ker tarafı titriyordu. Dakikalarca sürdü titremesi. Titremesi bitip kendine gelince ben de kendimi biraz toparlanmıştım. İçinden çıkıp yana devrildim ve
“Hadi bakalım Gül hanım, sıra sizde!” dedim.
“Zevkle beyefendi…” dedi ve şehvetten kaymış gözlerle tebessüm ederek kalkıp üstüme çıktı.
O koca sikimin kafasını amının girişine hizalayıp yavaş yavaş alçalmaya başladı. İkimiz de yeni bir zevk dalgasının içine giriyorduk.
Gözlerim kapıya ilişti yeniden. Erdal da çoktan boşalmıştı, inik sikiyle oynayarak karısını nasıl siktiğimi izliyordu. Göz göze gelince, eliyle 'Süper' işareti yapıp memnuniyetini belli etmeyi de ihmal etmedi.
Artık kasıklarım sızlamaya başlamıştı, ama dayanabildiğim kadar dayanıp Gül yeniden orgazm olurken birlikte gelmeye çabalıyordum. Gül kalın sikimin üstünde yaylanmaya başladı. Ellerini göğsüme dayamış vaziyette, yavaş hareketlerle götünü indirip kaldırıyordu.
Amcığı sikimi öyle sıkı sarıyordu ki, delirtiyordu beni. Koca sikim bir görünüp bir kayboluyordu, her kaybolduğunda Gül'den bir inleme sesidir yükseliyordu.
“Ohhh... Çok güzelll...” diye mırıldanıyordu arada, “Başını hissediyorum, yumurtalıklarıma dayandı, en derinlerimi okşuyor sikin...” diyordu... “Harikasın Gül! Aşkım! Çok güzel sikişiyorsun bebeğim!” deyip bu kez sımsıkı beline sarıldım, boynunu, memelerini hırsla öperken, üstten sabitlediğim Gül'e alttan hızlı hızlı köklüyordum şimdi.
Yine orgazm olmaya yaklaşıyordu. Gözleri kaydı zevkten, inlemeleri sıklaştı, zevk çığlıkları yükselmeye başladı. Orgazmın eşiğindeydi, iyice yükselmiş, gelmek üzereydi tekrar...
Bir hamlede içinden çıkmadan altıma aldım onu, artık benim de dayanacak gücüm kalmamıştı, transa girmiştim, var gücümle pompalıyordum... Kızarmış, ter ve zevk sıvılarımızla ıslanmış kasıklarımızdan çıkan ses ikimizin homurtusuna eşlik ediyordu.
“Geliyorum!” dediğimde,
“İçime gel, korunuyorum!” diye inledi.
Son gücümle sikimi dibine kadar kökleyip hayvan gibi böğürerek boşalmaya başladım. İlk defa böyle iştahla boşalıyordum! Sanki taşaklarım birbiri ardınca kasılıp içindeki yükleri boşaltıyordu.
Gül de titreyip kasılmaya, orgazm olmaya başladı. Amı kasılıyor, içindeki sikimi adeta sağıyordu.
“Ohhh, içimi yakıyor döllerin, hissediyorum, rahmime ulaşıyor döllerin, ohhhh!” diye mırıldanıyordu sürekli… Sonra ikimiz de durulduk. Doğrulup, içinden halen çıkarmadığım ve yavaş yavaş sertliğini kaybeden sikimin olduğu amına baktım. Manzara müthişti.
Sevgili arkadaşımın karısının sikilmekten kızarmış, açılmış, kaymak gibi amının etrafından süzülen zevk sıvıları ve benim döllerim... Çıkardığımda ölü bir yılanı andıran ve amıyla mükemmel bir tezatlık oluşturan koyu renk sikim! Kendine gelen Gül doğrulup dudaklarıma şehvetli bir öpücük kondurdu ve
“Çok iyiydin aşkım, kocam beni hiç böyle sikemiyor inan..!” dedi. Sonra hınzırca gülümseyip omuzlarımı okşayarak, “Kocam ikinci postayı da atamaz, eminim sen sabaha kadar rahat durmazsın!” dedi ve yeniden yatağa uzandı... O gece uyku çökene kadar sikiştik. Bu böyle bir hafta devam etti. Erdal güya memleketten dönünce Gül ile yatakta baş başa sabahlama olayımız bitti doğal olarak...
Ama yine de, sevgili arkadaşımın karısını artık ortak kullanır olmuştuk. Daha doğrusu, ben ondan çok kullanır olmuştum. Çünkü adamın en büyük zevki karısının başka bir erkekle sikişmesini izlemekti. En çok bundan zevk alıyordu.
Gül, kocasının bilmediğini sansa da herkes durumundan gayet memnundu.
Erdal evin her yerine gizli kameralar kurmuş, benim Gül'ü sikmelerimi gizli gizli izlediği yetmiyormuş gibi bir de kaydedip tekrar tekrar izliyordu.
Hatta işi daha da ileriye götürmüştük. Gül'ün olmadığı zamanlarda iki ortak, benim evde oturuyorduk. Rakıyı açıp yudumlarken karısını siktiğim videoları ikimiz beraber büyük ekran televizyonda heyecanla izliyorduk.
“Of kanka… Şurda ne biçim geçirdin Gül'e yaa… Nasıl da zevkle bağırıyor karım… Muhteşemsin kanka…” diye yorumlar yapıyordu sertleşmiş sikini okşarken…
“Senin sikin ufak ya Erdal... Karın kalın yarağı yedikçe bağırıyor işte... Korkarım Gül zevkten geberecek bir gün altımda…” diyerek kahkahayı basıyordum ben de…
Neden bize katılmadığını sorduğumdaysa, büyünün bozulmasını istemediğini söyledi. Azgın karısının o kocasını aldatma heyecanını, şehvetini sürekli yaşamasından haz aldığını söyledi.
Garip bir adamdı Erdal, ama bu garipliği hiç tahmin edemeyeceğim kadar zevk almama yarıyordu...
155 notes
·
View notes
Text
İnsan, dost kabul ettiği kişiye her şeyiyle bağlanır, teslim olur. Onun kendisine yanlış bir şey yapacağını, kendisini yanlışa sevk edeceğini düşünmez, beklemez, ummaz.
Mustafa Özel
77 notes
·
View notes
Text
Ey dün yok olan, bugün aciz olan, yarın fani olacak varlık! Nereye kadar ölümü unutup da lüks yaşamının devam edeceğini sanıyorsun? Elinde olan fırsatın kıymetini bil! Çünkü ölüm senin ensendedir. Kitap senin ihmal ettiklerini ve geride bıraktığın her şeyi kaydediyor. Sana nice yasaklanmış şeyler vardı ki bu yasaklar senin onlara el uzatmana engel olmadı. Ey hataları ve sürçmeleri devam eden insan, ömrünü düşün! Çoğu geçip gitti. Ey kalbi kötü olan kişi, akranların azalıp duruyor! Ey hevâsına esir olmuş kişi! Nereye kadar sürecek bu hevâ ve hevesin?
26 notes
·
View notes
Text
Oyuncu Olmak İçin Gerekenler: İlk Adımlar
Herkes sahnede parlamayı hayal eder, ama bu yolculuk için nereden başlamalı? "Oyuncu olmak için gerekenler" nelerdir? Cevap oldukça basit ama bir o kadar da derin: Tutku, sabır ve bolca çalışma! Oyunculuk, sadece yetenek değil, aynı zamanda bir disiplin işi. İşte bu yolda başarılı olman için ilk adımlar!
Tiyatro ve Kamera Eğitimi Şart mı?
Eğer oyunculuk dünyasında kendine bir yer edinmek istiyorsan, eğitim büyük bir avantaj sağlar. Konservatuarlar, oyunculuk kursları veya atölyeler sana teknik beceriler kazandıracak ve oyunculuk yolculuğunda kendini geliştirmeni sağlayacak fırsatlar sunar. Eğitim, sadece sahnede nasıl duracağını değil, aynı zamanda kamera karşısında nasıl doğallıkla hareket edeceğini öğretir. Oyuncu olmak için gerekenler arasında kendini sürekli eğitmek de yer alır. Ancak eğitimle birlikte deneyim kazanmaktan çekinme!
#oyuncu olmak istiyorum#oyuncu olmak için gerekenler#oyuncu olmak için ne gerekli#türkiye'de en çok izlenen diziler#en çok izlenen diziler#en çok izlenmiş diziler#oyuncu nasıl olunur#nasıl oyuncu olunur#çocuk oyuncu nasıl olunur#dizi#movie#backstage#movies#series#tv shows#tv series
43 notes
·
View notes
Text
Oyuncu Olmak İstiyorum: Nereden Başlamalıyım?
Evet, “Oyuncu olmak istiyorum” diyorsun. Ama bu kararı verdikten sonra ne yapman gerektiğini biliyor musun? Oyunculuk yolculuğu sadece bir hevesle başlamaz. Planlı ve stratejik bir şekilde ilerlemen gerekiyor. İlk adımda oyunculuk kurslarına katılarak kendini geliştirmeye başlayabilirsin. Ayrıca, amatör tiyatrolarda sahne almak sana pratik kazandıracaktır.
Deneyim Kazanmanın Önemi
Sadece eğitim almak yetmez. Sahne tecrübesi kazanmak, kendini izleyici karşısında nasıl ifade edeceğini öğrenmek açısından çok önemli. Kısa filmler, amatör projeler veya öğrenci tiyatrolarında yer almak, dizi ve sinema dünyasına atacağın ilk adımlar olabilir. Unutma, ne kadar çok deneyim kazanırsan, bu yolda o kadar başarılı olursun.
#en çok izlenen diziler#türkiyede en çok izlenen diziler#oyuncu olmak için gerekenler#oyuncu olmak için ne yapmalıyım#dizi oyuncusu olmak istiyorum#oyuncu olmak istiyorum#oyuncu#tv#tv dizisi#dizi#series#tv series#movies#tv movie#oyunculuk
44 notes
·
View notes
Text
şimdi, iki parmağımın arasına zar zor iliştirdiğim sigaram ile yazacağım sana. kaynar suyun altından çıkıp mayışmış lif ile kazırcasına sildiğim ve yer yer kan sızan bedenimle. titrek sözlerim var bu sıralar, dudaklarım arasından sızan duman gibi titrek. yavaş ve her sokak sonunda sekteye uğrayan adımlarım, kan kusarcasına kustuğum saatlerim var. uykunun gözüme uğramadığı geceler yalnızca tavanı izleyişlerim ve daha bir çoğu. tamamını anlat desen bana, anlatamam. dilim dönmez, sesim çıkmaz. biraz mazur gör beni. kafam fazlasıyla dağınık ve toparlayamıyorum. ne başından ne ortasından ne de sonundan tutunabiliyorum hayata. bir oraya bir buraya savrulup gidiyormuşum, onların tabiri ile. hep bir kıyıda beklemişim bir şeylerin yoluna girmesini, neyin yoluna gireceğini bile bilmeden. öyle bir yangının ortasında bulmuşum ki kendimi doğduğum andan beri, bu ateşler benim ailem olmuş. herkesin yanlışı benim doğrum, herkesin yalanı benim dürüstlüğüm olmuş. bak, bu yangın o denli büyükmüş ki benim küllerim bile kalmamış ardımda. yıllar sonra söndürmeye çalışmışlar o yangını. ateşler sönmüş de küller dirilmemiş. işte, tam olarak bunu anlamamışlar. bir yemek masasında çalınan hayallerin, söylenen sözlerin geri alınmayacağını bilememişler. dokuz yaşında bir çocuğun, saat dokuz sularında yediği dayak sonrası dokuz sayısından nefret edeceğini de tahmin edememişler. sonra geçer diye kandırmışlar, beni. ben de kanmışım bir aptal gibi. hep geçer demişim. ama içimde bir yerlerde bilirmişim hep geçmeyeceğini. bir oyunmuş bu. bu oyun, bazen saklambaç olmuş bazen ise yakalamaca. ama oyunun sonunda hep kaybeden ben olmuşum. o koltuğun arkasında sobelenmiş, o sokağın ortasında kollarımdan yakalanmışım. bedenim duvarlara çarpılmış, morarmış. bu hep böyle miymiş, sanmıyorum. çünkü biliyorum, ben de bir zamanlar sahiden mutluydum. dokuz yaşına kadar,
52 notes
·
View notes
Text
"Bazen Allah'a nasıl dua edeceğini bilmezsin. Çünkü kalbinde çok fazla duygu vardır. Ama üzülme Rabbin seni senden daha iyi bilir."
39 notes
·
View notes
Text
Ne hissettiğini nasıl tarif edeceğini bilememek sinir bozucu.
#ruhsuzbiadam#platonik aşk#postlarım#tumblr#mesafeler#mesafe aşkı#edebiyat#felsefe#hasret#hüzün#hayaller#hayat#huzur#hayata dair#hasretim#kalbim#sevgi#sözlerim#aşk#sevgilim#seni seviyorum#siir#siirsokagi#ay ve gece#günaydın#gece#iyi geceler#geceye not#sozler#mutsuzluk
161 notes
·
View notes
Text
Gerçekte istemeyeceğiniz şeylere özenmeyin.
Fikrini sormayacağınız insanların eleştirilerinden etkilenmeyin .
Zaten bir an önce ayrılmak isteyeceğiniz partileri kaçırmaktan korkmayın.
Bir gruba ait olmayı dert etmeyin, kendi tek kişilik kabileniz olun.
Sizi asla anlamayacak insanlarla tartışmayın.
Dünyada her şeyi çözmüş birilerinin olduğunu zannetmeyin.
Daha çok para şöhret elde ederek açıdan muaf olabileceğinizi zannetmeyin.
Yüz güzelliğinin herhangi bir işin ya da ilişkinin mutluluğu garanti edeceğini zannetmeyin.
Cesaretiniz olsa hayır diye diyeceğiniz şeylere evet demeyin.
Endişe etmeyin.
Matt Haig
29 notes
·
View notes
Text
Tabusuz Karım! (1) (Çetin 52 Y., Adana)
Merhabalar, ben Adana'dan Çetin. 52 yaşındayım, eşimden 5 yıl önce ayrıldım. Yalnızlık artık canıma tak etmişti, internetin imkanlarını kullanarak, evlenebileceğim bir kadın arıyordum. Bir gün internette takılırken, bir kadınla tanıştım. İsminin Leyla olduğunu ve Mersin'de yaşadığını söyledi. Onun da niyeti evlenmekmiş. Leyla hanımla yaklaşık bir ay kadar internetten yazıştıktan, Chat yaptıktan sonra, buluşma kararı aldık. Ben Adana'dan Mersin'e Leyla hanımın yanına gittim. Şehir merkezinde bir AVM'nin önünde buluştuk. Yemek vakti olduğundan bir restoranta gittik, rakı balık söyledik. Evlilik hakkında sohbet ederken konu kaçınılmaz olarak sekse geldi. Leyla bana, "Sekste sınır tanır mısın?" diye sorunca, ben hiç düşünmeden, "Hayır, tanımam!" dedim. Leyla gülümseyerek, "Ben de tanımam! Evlenince iyi anlaşacağız seninle!" dedi.
Yemeğimiz ve rakımız bitince hesabı ödedim ve kalktık. Leyla, "Bana gidelim!" dedi. Arabama atladık, yarım saat sonra Leyla'nın evinde idik. Evde rakıya devam ediyorduk ki, Leyla beni çok şaşırtan bir soru sordu, "Benim hem erkeğim, hemde kadınım olur musun?" dedi. Ben afallayarak, "Anlamadım? O da ne demek oluyor şimdi?" diye sordum. Leyla gülümseyerek, "Gayet basit, sen beni becereceksin, ben seni becereceğim!" dedi. Restoranda iken Leyla'ya sekste sınır tanımadığımı söylemiştim, ama doğrusu böyle birşeyi hiç beklemiyordum. "Ben o dediğin şeyi hiç yaşamadım, unutma ki ben bir erkeğim!" dedim. "Erkek olduğunu biliyorum, ama ben sınırsız, tabusuz ve uçuk seksi seviyorum!" dedi ve yanıma yaklaştı, elini önüme attı, "Yarağını çok merak ediyorum!" diyerek pantolonumun üstünden yarağımı okşamaya başladı. Daha sonra kemerimi fermuarımı açıp, yarağımı çıkartıp yalamaya, emmeye başladı. Yarağım demir gibi olmuştu.
Birkaç dakika içerisinde ikimiz de çırılçıplak kalmıştık ve yatak odasına geçmiştik. Leyla, "Nasıl sikmek istersin?" dedi. "Sen nasıl istersen öyle!" deyince, hemen önümde domaldı. Amcığı sanki dışarı fırlayacaktı. Yarağımı arkadan amcığına soktum ve yavaş yavaş gidip gelmeye başladım. Ben amını sikerken Leyla elini arkaya attı ve orta parmağını göt deliğine soktu, parmağıyla kendi götünü sikeye çalışıyordu. Onun parmağını çıkarıp, kendi parmağımı soktum götüne. Amına yarağım, götüne parmağım girip çıktıkça, Leyla çığlıklar atıyordu. Sonra birden, "Çekmeceyi aç!" dedi. Açtım, bir vibratör vardı. "Al onu, götüme sok, iki taraftan sik beni erkeğim!" dedi. Dediğini yaptım. Alttan amcığına yarağımı sokarken, üstten de götüne vibratör sokuyordum. Daha önce hiç bir kadınla yapmadığım bir şeydi bu. Çok heycanlıydı. Leyla ise altımda çığlıklar atıyor, "İşte bu! Harikasın! Evlen benimle erkeğim, bak göreceksin sana kimleri siktireceğim!" diyordu. Bu duyduklarım beni daha da heycanlandırmıştı. Leyla ile nette ilk tanıştığımızda zaten sohbetimiz evlilik üzerine olmuştu. "Ben buraya seninle evlenmek için geldim hayatım, benim gerçek hayatta karım olacaksın!" dedim ve birden patlayarak boşalmaya başladım amının içine. Olamazdı böyle bir zevk, uçuyordum resmen. Leyla da benimle aynı anda orgazm olmuştu.
İkimiz de yatağa yığıldığımızda, Leyla'nın yüzünde güller açıyordu, çok mutluydu. Dudağımdan öperek, "Seninle evlenmeyi ve karın olmayı çok istiyorum. Göreceksin, sana birçok erkeğin hayalini bile kuramayacağı şeyler yaşatacağım!" dedi. Ben de, "Seninle evleneceğim aşkım, sen benim kadınımsın, aşkımsın, karımsın, bir tanemsin!" dedim ve tekrar sevişmeye başladık...
Leyla'ya bitmiştim, doğrusu bir erkeği nasıl mutlu edeceğini çok iyi biliyordu. Yaşamımda çok kadın tanıdım, ama bu kadar güzel yarak yalayan, somuran ve emen bir hatun tanımadım. Ben sekste en çok yarağımın yalanmasını severdim, o da bunu çok güzel yapıyordu. Evleneceğim kadını bulmuştum, ama bir sorun vardı kafama takılan, ben onun kadını nasıl olacaktım? Dayanadım sordum. O da cevap verdi, "Eğer istersen ben de seni götünden sikeceğim. Birbirimizi sikeceğiz! İnan çok zevk alacaksın! Erkekler bunun farkında değiller, ama götleri yalandığında veya okşandığında çok zevk alırlar!" dedi. İşin doğrusu bu pek hoşuma gitmemişti ve kıvırtamıyordum da. O sırada Leyla'nın elinin biri götümü okşuyordu, hakikaten de bir tuhaf oldum. "Arkanı dön!" diyerek beni yüzüstü yatırdı ve göt deliğimi yalamaya başladı. Böyle birşey olamazdı yaa, harika bir şeydi bu, yarağım hemen demir gibi oldu. Sonra beni yan çevirip, orta parmağını göt deliğime soktu. Kulağıma da, "Sen benim karımsın artık erkeğim, ikimiz tek vücuduz, birbirimizin karısı ve kocasıyız!" dedi.
O gece aslında ben tekrar Adana'ya dönmeyi düşünüyordum, fakat Leyla bırakmadı, "Yarın sabahtan gidersin!" dedi. Tabii sabaha kadar yedik içtik sikiştik. Sikişirken Leyla bana sürekli, "Seni tanıştıracağım kişiler arasında, benim yanımda rahat sikebilceğin birkaç kişi var! Parayı pulu da dert etme, denizde kum bende para! Benimle evlenince yaşamın renklenecek ve huzur bulacaksın!" diyordu. Ben seksi çok seven bir adamdım, Tanrı da bana ikinci evliliğimi yapacağım, tam istediğim gibi bir kadın çıkarmıştı karşıma. Sabah erkenden Leyla'nın evinden ayrıldım, ve birtakım işlerimi halletmek için Adana'ya döndüm...
Aradan iki gün geçti, ve bu iki gün boyunca Leyla beni sabah akşam telefonla aradı. Geceleri saatlerce konuşuyorduk telefonda. Leyla muhteşem bir kadındı, telefonda bile beni gecede 3-4 kere boşaltıyordu. "Adana'daki işlerin bitince hemen atla gel, seni ablamla tanıştırmak istiyorum! Üvey ablam olur, ama öz ablam gibi severim kendisini!" dedi, biraz ablasından bahsetti. Ablası 51 yaşındaymış. Doğrusu ablasını merak etmeye başlamıştım. Üçüncü gün işlerimi halledip, "Geliyorum!" diye haber verdim ve kalktım Mersin'e gittim. Yoldan balık aldım, rakı falan da aldım ve Leyla'nın evine gittim. Zile bastığımda, kapıyı çok hoş, çekici, bakımlı, çok düzgün vücutlu, mini etek üstünde transparan bir bluz olan bir kadın açtı. Gülümseyerek, "Buyrun!" dedi ve beni içeri aldı. Ben ayakkabılarımı çıkarırken Leyla da geldi, "Hoşgeldin erkeğim!" dedi ve dudaklarımı kemirircesine öpmeye başladı. Dudaklarımı kurtarıp, "Dur, ne yapıyorsun, misafir var!" dedim. Leyla da, "O ablam, yabancı değil!" dedi ve bizi tanıştırdı. Ablası da, "Memnun oldum!" diyerek elini uzattı ve yanağıma öpücük kondurdu, "Eniştemiz de çok karizma adammış!" dedi. Ben de, "Teşekkür ederim!" deyip ve dudağının çok yakınına, yanağına öpücük kondurdum.
İçeri geçtik, ablası bana, "Enişte, tavla biliyorsan, Leyla balıkları yapana kadar biz tavla atalım!" dedi. Ben, "Biliyorum!" deyince, Leyla da, "Boşa oynamayın o zaman!" dedi. Biz de ablasıyla, "Olur!" dedik. Kim yenilirse kazananın dediğini yapacaktı. Oyuna başladık ve ben yendim. Sıra benim isteiğimi söylemeye gelmişti ki, Leyla mutfaktan seslendi, "Şimdi değil, biraz çakır keyif olalım, ondan sonra söylersin isteğini!" dedi. Ve masaya balıklar gelmeye başladı. Yemeğe ve rakıya başladık. Leyla ablasına, benimle evleneceğini, tam aradığı erkek olduğumu söyledi. Ablası da Leyla'ya, "Dilerim mutlu olursunuz!" dedi ve bana dönerek, "Kardeşimin isteklerine cevap verebilecek misin enişte?" dedi. Ben de, "Tabii ki, herşey saygı sevgi içerisinde, karşılıklı yaşanacak! Hem o benim sadece karım değil, aynı zamanda kocam da olacak!" dedim. Ablası suratıma bön bön baktı, "O ne demek?" dedi.
O sırada Leyla gözümün içine sert sert baktı. Ben pot kırdığımın farkına varmıştım, "Yani birbirimizi çok seviyoruz." diyerek düzeltmeye çalıştım, sonra da saçmaladığımın farkına varıp, "Neyse, hadi şerefe! Kaldırın bardakları!" diye konuyu geçiştirdim. Karşımda Leyla'dan 5 yaş büyük, ama 10 yaş küçük görünen bir affet vardı. Baldız harikaydı, tam sikilecek kadındı. Zaten tavlada yenmiştim, birazdan bir iki duble daha içtikten sonra, (Tavlada yendim, kendini bana siktir!) diyecektim. Leyla salata tabağını alıp kalktı, bana da, "Mutfağa gelir misin?" diyerek mutfağa gitti.
Ben de arkasından gittim. Mutfakta bana sert sert bakarak, "Ne o, ablama mı siktireceksin kendini?" dedi. Ben de, "Öye bir niyetim yok, ama ablanı sikmek isterim!" dedim. "Merak etme, zaten sikeceksin, ama önce ben sikeceğim, sen seyredeceksin ve kamera ile kaydedeceksin. Daha sonra sen sikeceksin, ben kaydedeceğim. Sonra da biz sikişeceğiz, ablam kaydedecek!" dedi. Harikaydı, gerçekten Leyla benim yaşamıma şimdiden renk katmıştı. Dudağına yapıştım, teşekkür ettim. Leyla ise, "Dur bakalım, daha bu ne! Hele nikah defterine bir imza atalım, sana iki yiğenim ve bir eltim var, onları da siktireceğim! Karşı komşum da var, ben devamlı sikiyorum onu, istersen sen de sikebilirsin!" dedi.
Leyla önde, ben arkada onun götünü okşayarak, içeri girdik...
[Çetin]
170 notes
·
View notes
Text
Bana zehir edeceğini bile bile yine en güzel hayalleri senle kuruyorum
#tumblr mahallesi#umutbittigezegeniyakin#siyah beyaz aşk#umut bitti sigara ver#umutsuzbikadin#siirselutopya#solukmavipapatya#danketti#tumblr#tam1blog#velevkirenkliyiz#virgulleayrilmis#visnelimeybuzz#viskikafasi#batakliktakigul#bokmutluyuzaqq#brownilikekim#zezeninportakalfidesii
26 notes
·
View notes
Text
sana bir gün 'kalbim, kalbine çok meylediyor..' demişim. bunun kalbimi harâp edeceğini nereden bilebilirdim..
⋆مروة..
27 notes
·
View notes