#eşeklik
Explore tagged Tumblr posts
Text
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#insan#atatürk#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#eşeklik
7 notes
·
View notes
Text
Mey biter saki kalır her renk solar haki kalır..
İlim insanın cehlini alsa da, hamurunda
varsa eşeklik ; baki kalır..
Fuzuli
75 notes
·
View notes
Text
sevdiğim insanlara karşı bazen az bazen çok hatam olduğunu fark ettim. kimse mükemmel değildir ama bunu geç fark etmek çok acı. bazısı görmezden geliyor bazısı yok sayıyor bazısı oturup konuşuyor ama nereye kadar. bir anlık sinirle sildiğim fotoğrafları geri alamama acısını yaşıyorum. akışına bırakamama sorunum yüzüne bazen çok acele ediyorum. çünkü hayatın kısa olduğu algısı yüzüne yanlış zamanda yanlış hareketler yapıp durumu aceleye getiriyorum. bu sevdiğim insanı benden uzaklaştırıyor. o samimiyeti geri alamamak. dokunmak isteyip dokunamamak, öylece uzakta durmak ne kadar acı. sarılmak istiyorsun ama kırdın bir kere yapamıyorsun. ölüm olmadıkça her şeye çare vardır, yeter ki tüketmeyelim birbirimizi. özür dilemek yetmiyor. yapmışsın bir eşeklik bunu telafi etmek çok zor. çabalamazsam her şey bitecek hissiyle kalbimin son çırpınışlarını izah etmekte zorlanıyorum. ıslanmamak için verdiğin çaba sonucunda; kaç yağmur yağacak, kaç bizi ıslatacak hissiyatıyla savaşıyorsun. biliyorsun o yağmur bizi ıslatacak.
6 notes
·
View notes
Text
Yeni gelen yirmilik dişim dümmmmdüz duran alt dişlerimi bozmaya başlamış allaaahiiimmmmmmm ben küçükken bile süt dişlerimi çektirince oradan diş yamuk gelmesin diye hiç oynamazdım. Canım dişlerim en değerli hazinelerim nasıl olur da yamulursunuuuuzzzzzzzzz
Mevlana güzelliğine güvenme bir sivilce yeter diyor ya o sözü biraz revize ediyorum ve dişine güvenme bir yirmilik yeter diyorum arkadaşlar hoşçakalın, güzel dişli kalın..... Asla da bundan 30 yıl sonrasını dusunup benim gibi inat eşeklik etmeyin çektirin o dişi..... allaahhiiiimmmmm...... Kalbim.......
5 notes
·
View notes
Text
Geçemedim senden geçemiyorum. Kabul büyük eşeklik ler hatalar yaptım. Özür dilerim tüm kalbim le senden, yaşattıklarım dan huzursuzluklarım dan. Yarım kaldım ben şuan öyle hissediyorum . Tabi bunu da kendi ellerim le yaptım biraz . Üzgünüm ama hiç bir şey böyle devam etmeyecek biliyorsun gel tut ellerimi ne olcak beraber uğraşalım beraber yapalım zor gelmesin sana. Ya konuşurken bir şeyi anlamayınca yüzün deki ifade ağzından çıkan “hıı” lafını özledim ben kocaman sarılışını bana “nah” yapışını özledim. Anlamıyorsun gidemiyorum şurdan şuraya sensiz..
0 notes
Text
Nasıl unuturum ki seni?
Küçük bi çocuk ağlaması anımsatmaz mı seni bana?
Rüzgarlı havalarda üşüyor olduğunu düşünmeden yapabilir miyim yani ?
Ne yani hiçbir kadın seninle aynı parfüm'ü kullanmaz mı şimdi?
Mesela hiçbir radyo frekansında sezen aksu çalmaz mı?
Zira çok seversin sen sezen aksu'yu.
Annem makarna yapıp hatirlatmaz mı yani seni?
Tarih hiç doğum gününe denk gelmez mi ?
Özdemir asaf'ın tüm şiirleri kaldırılır mı kitaplardan?
Anla işte unutamam.
Bir tutam fidan umut yeşermeden göçer gider.
Tek susam inan hudut , gurur bu maçı kaybeder .
Nedeni yokken onca bunalım modlarında bir keder.
Bedeli belli olsa ölümün önüne lanetim yeter.
Nefes alış verişlerimde buhranın etkisi.
Ben asık suratlı sade manzara (aynalarda).
Görülemez ki gün yüzü hep karanlık gökyüzü
Evet pişmanım, kızgınım kendime...Değer vermem gerekenleri elimin tersiyle iterken nefesi dünyayı kirleten birine taptım adeta... Üzgünüm ''bir gün anlayacaksın değerimi ama, zaman hep yanlış olacak bizim için..'' dediğinde içten gülüp ''ne klasik laf'' demiştim.
Ki ben hep insanları anladım, tanıdım saydım. Ama anlamak için karşındakinin her yönünü görmen gerekmiş. Yere çakıldığı anı da bulutların üzerine çıktığı anı da...
Özür dilerim.. Sen bilirsin beni, özür dilemekten hiç hoşlanmam. Çünkü özür dilemek '' ben bir eşeklik ettim AFFET'' diyip tükürdüğünü yalamaktır. Ben şimdi en büyük özürümü senden diliyorum ve en büyük öfkemi yine kendime boşaltıyorum...
Gözyaşları ve cehennem... Çok konuşmuştuk bu konu üzerine. Ben hep gözyaşları ateşi söndürür demiştim sense bir insan ne kadar ağlıyorsa sebebi olan kişinin ateşi de o kadar alevlenir demiştin. Saçma gelmişti bana o zamanlar... Ta ki bugüne kadar zaten ben seni bugün anladım tanıyabildim. Neyse GEÇMİŞ bitmiştir...
Ben şimdi sana bardağın dolu tarafı boş tarafı demiyeçeğim. Sadece sana sunduğum bardağa ''KIRIKMIŞ'' gözüyle bakma yeter. Ve.. mazide tanıyamayıp sonradan en büyük pişmanlığı yaşayan ''.......'' dediğin insanı AFFET..
#aşk#bahar#edebiyat#şiir#kitap#şiir sokakta#gece#1duygusalhikayem#books#editorial design#flowers#hasret#papatya#vintage#playlist#spotify#türkiye#mutsuzluk#yalnızlık#postlarım#blog yazısı#anlamlı yazılar#edebi sözler#yazılarım#keşfedilmemiş#Spotify#aşka dair#kendi kalbine yazar#özlü sözler#siyah kadar yalniz
1 note
·
View note
Text
şu an yanımda durmuyorsun beni durduran ne o zaman bunada cevap ver ua da dur ben sana söyleyeyim seni seviyorum
evet ne kadar acı verici olsada utansamda bir eşeklik yaptım ama bu gerçekten bir eşeklikten fazlası değildi şu ana kadar yaptığımız her şeyin bir anlami olmalı
0 notes
Text
#önderkaraçay#mobbingbank#önder karaçay#mobbing bank#atatürk#insan#devrim#mahşer tufanı#zulüm#türk fırtınası#eşek#eşeklik#taşımak#binmek#yük
7 notes
·
View notes
Text
Yine Ben
BirPaylaş Paylaşım Platformu https://birpaylas.com/yine-ben.html
Yine Ben
Yine Ben
Yine Ben Adamın biri yeni ve pahalı arabasıyla havalı havalı dolaşıyormuş. Yine Ben Kırmızı ışıkta durmuş. Bir kaç saniye sonra kamyon arkadan vurmuş.
Adam dışarı çıkıp bakınca,kamyondan Temel inmiş ve başlamış yalvarmaya:
“Abi etme eyleme,ben bu üç kuruş maaşla bu arabanın aynasını alamam,beni bağışla.Sen büyüksün abi, yaptık bir eşeklik,bağışla abi beni.”
Adam acımış temel’e tam arabayı tamire götürürken gene bir kırmızı ışıkta durmuş. yine arkadan kamyon çarpmış buna. sinirli sinirli çıkmış adam. bir bakmış gene temel!
Camdan el sallayarak bagırıyor:
“Benim abi ben, devam et!”
0 notes
Text
Eşeğin Esenliği! (1)
✍🏻 Ali Kurt, 14 Şubat 2019
https://www.gundemarsivi.com/esegin-esenligi-1/
Adam, sabah erkenden avluyu açtı, eşeğin poposuna şaka ile birlikte tekmeyi vurdu, “De haydi git, karnını doyur da gel!” dedi.
Ahırlık kapısından hışımla çıkan eşek, o an kendini dünyanın en özgür canlısı olarak gördü. Boğazında ip yok, sırtında çatma yok, sürekli bağıran biri yok, poposuna inen sopa yok… Daha ne isterdi ki!
Bulduğu tüm otlardan birer dil kavraması yapıyor, alabildiği kadarını alıp, yiyordu. Tüm arazi onundu. Tüm otlar onundu. Tüm akan sular onundu ve özgürce içebilirdi. Kafasını yukarı kaldırdı:
-Bu kadar çok ot bugün için bana bırakıldı, hepsini yemem lazım, yoksa bir daha bu şansım olmaz! dedi. “Duyduğunu sanmıyorum ama ben âdeti yerine getirip, söylemiş olayım: Teşekkür ederim!”
Otları yerken bir yandan da açık alanda, utanmadan tuvaletini yapıyordu. Bir ara düşünmedi değil! Böyle, tüm hayvanlar görecek şekilde tuvalet yapılmaz ki! Popomu örtecek şeyler yok ama, en azından ıssız bir yer bulabilirim… Sonra, vazgeçti: Tanrı isteseydi, poposu örtülm��ş olarak kendisini yaratırdı, demek ki örtmesi gereken bir yeri yoktu.
Karnını tıka basa doldurduğunda ancak fark edebildi. Akşam karanlığı çökmüştü. Eve geç kalmıştı. Sahibi, bu geç kalmadan dolayı onun için iyi şeyler düşünmezdi. Başkasının ahırlığında sabahlamayı, sabah olunca, gündüz gözüyle sahibinin ahırına gitmeyi düşündü. Fakat, başkasının eşeğini kim kabul eder ki! Gece gece dayak yemek de var, en iyisi sabaha karşı eve giderim, beni önce yitirmiş, sonra bulmuş olan sahibim sevinir, dedi.
Adam, önce komşusuna seslendi:
-Bizim eşek eve gelmedi, sen gördün mü?
Komşu:
-Yahu adı üstünde, eşek! Gittiği yerden gelmez. Unut onu, kim bilir kimin kapısında yatmıştır!
Adam bu cevaba daha da sinirlendi:
-Yardım edeceğine, sinir bozuyorsun. Tamam komşu, sen işine bak! Fakat ben bu eşeğe yapacağımı biliyorum!.. Nasıl olsa eve gelecek! Bunun hesabını sorarım.
Adam hem kızıyor, hem de mahalle arasında eşeğini arıyordu. Her yeri aradı, bulamadı. Evine döndü ve o sinirle yattı. Sabah da erkenden ve sinirle kalktı. Sahi, o gün oduna gitmeyecek miydi? Eşek yoksa odun da yok! “Lanet olası eşek, tüm planımı bozdun!” diyerek kapının ağzında çıktı. Önce şaşırdı, ardından güldü, ardından bağırdı:
-Nerdesin ulan eşşoğlu eşek! Ben sana yapacağımı bilirim!
Eşek:
-Eve geldiğime şükretmiyor, üstüne bir de bana dayak atacakmış!.. İyi de, geri döneceğim zamanı söylemedin ki, ‘karnını doyur, gel’ dedin. Bak yine acıktı karnım, demek ki gelmem gerekmiyordu. Bu mankurt tam bir aptal! Fakat şu an çok sinirli gözüküyor, sanırım dayak yiyeceğim!
Adam hışımla yanına geldi, eşeğin boynuna ipi geçiriverdi, yakın direğe bağladı. Söylenerek ahırlığa girdi, alık ve çatmayı aldı, eşeğin üstüne onları da bağladı. Adamda kızgınlık devam ediyordu:
-Sen kafana göre gider, kafana göre gelirsin, öyle mi? Ben sana eşeklik nasıl olurmuş, göstereceğim!
Eşek şaşırmıştı:
-Bana eşekliği gösterecek! Demek ki daha önce eşek oldu! Göstersin bakalım nasıl oluyormuş, belki iyi bir şeydir, bende onu öğrenirim!
Adam elindeki sopayla eşeğin poposuna vurdu; bu çok şiddetli değildi.
Eşek:
-Acımadı ki! Acımadı ki!
Adam:
-Al bakalım ahlaksız, şimdi götüreceğim, senin üstüne dağ gibi yük bindireceğim!
Eşek:
-Bu biraz acıdı. Tamam vurma! Hem dövüyorsun, hem de üstüme yük bindireceksin! Manyak mısın? Tamam, vurma! Popom kızaracak, diğer arkadaşlar benimle dalga geçer! Bana, ‘kırmızı popolu’ derler. Hem de, orada sopanın izi kalıyor. Vurma lan! Suratına tekmeyi atarım şimdi…
Adam:
-Şerefsizin eşeği seni, bakalım nasılmış gidip de gelmemek!
Eşek.
-Bu laf bana değil. Zaten ben şerefsiz değilim. Ben bir tek dayak yiyorum, bu da onursuz olmak için yeterli değil; dayağı ses çıkarmadığım için yiyorum. Gerçi, ilk yediğim dayaktan sonra ben de ona tekme atsaydım, bu dayak yeme faslı devam etmezdi ama, maalesef bu şerefsizi alıştırdık. Canı başkasına sıkılsa, acısını benden çıkarıyor. Şimdi ben de olmasam, canı sıkılınca sinirini karısından çıkaracak. O kadın bu acıya dayanamaz; en iyisi ben onun adına da dayak yiyeyim; ben dayanıklıyım…
Eşek önde, adam arkada tepeyi tırmanıyorlardı. Adam, eşeğin sırtına çok ağır yük bindirecekti; bu yaş odundu. Üstelik de adamın siniri hala geçmemiş, söylenmeye devam ediyordu.
Eşek:
Anlaşılan bugün baya işkence göreceğim. Fakat, bunun da bir karşılığı olmalı. Tam popomun hizasına gelince hediyesini vereyim, o zaman benden uzaklaşır. Aha, vallaha da popomun hizasına geldi, geldi! Al sana, al sana!
-Tüh! Allah belanı versin, bu ne ya!” dedi adam. Üst baş berbat oldu. Eşeğin poposuna sopayla vurdu ama kendisi de geri çekildi. Her yeri eşek pisliği olmuştu!
Eşek:
-Evet, bir sopa yedik ama karşılığında benden de uzaklaştı. Bir daha yaklaşamaz, sopa da vuramaz. Şimdi ikinci plana geçeyim: Tam ayaklarımın hizasına gelince iki çiftemi birden suratına patlatırsam, o geride kıvranır, ben de zevkini sürerim. Hizala! Tam hizala. Yallah!
0 notes
Text
AKP ile boğuştuğunuzda aslında emperyalizmle boğuşmuş oluyorsunuz. AKP kadrolarında apartman yönetecek kifayet yok çünkü... AKP sahnedeki figüran... Misal, ben Tayyip ile aynı apartmanda yaşamış olsaydım ve apartman yöneticiliği seçimi yapılsaydı apartman sakini olarak ona oy vermezdim...
Paul Henze, Graham Fuller gibi emperyal baronların şarlatanları yazmış oldukları kitaplarda "AKP'yi biz kurduk" diye itiraflarda bulundular... O kitaplar hâlâ piyasada mevcut...
Atatürk'ümüz olsaydı, ya da biz Türkler eşeklik etmeyip O'nun izinden gidip, devrimlere sahip çıkabilseydik, emperyalistler ülkemize sömürgeci olarak değil, en fazla turist olarak gelirlerdi...
CEM AKKILIÇ
1 note
·
View note
Text
Bu ülkede fakirler zenginleri savunmayı bırakmadığı müddetçe. Ne eşeklik biter ne de hamallık.
0 notes